WorldWideScience

Sample records for edilen ucucu kuellerin

  1. Toprak Solucanlarından Elde Edilen Vermikompostun Bazı Bitki Patojenleri Üzerindeki Antimikrobiyal Aktivitelerinin Araştırılması

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Uğur Tutar

    2012-12-01

    Full Text Available Toprak solucanlarının, organik atıkları biyolojik olarak parçalayarak ayrıştırmaları ile oluşturdukları “vemikompost” un, bazı patojen bakteri ve funguslara karşı etkili oldukları yapılan çeşitli araştırmalarla saptanmıştır. Bu çalışmada, Eisenia fetida türü toprak solucanlarından elde edilen vermikompostun; etanol ve kloroform solventleri kullanılarak elde edilen ekstrelerinin, bitkilerde hastalıklara neden olan toprak kaynaklı patojen 9 adet bakteri ve 9 adet fungusa karşı etkinliklerinin belirlenmesi amacıyla “disk difüzyon” ve “MIC” testleri uygulanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, toprak solucanlarından elde edilen vermikompostun kloroform ile elde edilen ekstrelerinin Pseudomonas syringae, Xhantomonas carotae, Sclerotinia sclerotiorum, Fusarim oxysporum, Aspergillus humicola ve Aspergillus fumigatus’ a karşı etkileri güçlü olurken Erwinia chrysanthemi, Pseudomonas fluorescens, ve Penicillium brevicompactum’ a karşı etkilerinin daha zayıf olduğu görülmüştür. Vermikompostun etanol ile elde edilen ekstrelerinin ise Pseudomonas syringae, Xhantomonas campestris ve Aspergillus fumigatus’ a karşı etkilerinin güçlü olduğu, Erwinia herbicola, Erwinia chrysanthemi ve Sclerotinia sclerotiorum’ a  karşı ise daha zayıf bir etki gösterdiği saptanmıştır.

  2. Ankara Piyasasından Temin Edilen Sofralık Siyah Zeytin Salamuralarının Mikrobiyolojik Analizi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Rabia Sarıkaya

    2015-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada Ankara piyasasından temin edilen sofralık siyah zeytin salamuralarının mikrobiyolojik analizi yapıldı. Toplam 16 farklı semt pazarından sağlanan salamura örnekleri steril kavanozlara alındı, etiketlendi ve laboratuvara getirildi. Zeytin sularının desimal dilüsyonları uygun besiyerlerine ekildi ve inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon sonrasında elde edilen koloni sayımlarına göre örneklerdeki laktik asit bakteri sayısı 8.1 x 101 - 9.1 x 105 kob/ml; toplam aerobik mezofilik bakteri sayısı 4.3 x 101 - 5.1 x 105 kob/ml; maya-küf sayısı 3.3 x 101 - 1.6 x 105 kob/ml arasında bulundu. Koliform bakteri üremesine incelenen örneklerin sadece bir tanesinde rastlandı (2.9 x 101 kob/ml. Örneklerdeki pH, tuz konsantrasyonu (% ve laktik asit değerleri (mol/L sırasıyla 3.12 - 5.15; 5.3 - 17; 0.27 - 1.36 arasında ölçüldü.

  3. Tulum Peynirlerinden izole Edilen Lactococcus lactis subsp. lactis YBML9 ve

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Yasin TUNCER

    2009-04-01

    Full Text Available Bu çalısmanın amacı tulum peynirlerinden izole edilen Lactococcus lactis suslarının fenotipik tanısı ve bu suslar tarafından üretilen bakteriyosinlerin kısmi karakterizasyonlarıdır. Bu amaçla Türkiye'nin sekiz farklı ilinden (Ankara, Antalya, Burdur, Denizli, Erzincan, Isparta, İstanbul ve İzmir yöresel pazarlardan toplanan 60 adet tulum peyniri örneginden 40 adet Lactococcus lactis susu (31 adet L. lactis subsp. lactis ve 9 adet L. lactis subsp. cremoris izole edildi. 40 adet L. lactis susu içerisinden, 2 adet L. lactis subsp. lactis (YBML9 ve YBML21 susu bakteriyosin üretme yeteneginde bulundu. L. lactis subsp. lactis YBML9 ve YBML21 susları tarafından üretilen bakteriyosinler, farklı enzim, pH ve sıcaklık uygulamaları sonucu; sırasıyla nisin ve laktisin 481 olarak tanımlandı.

  4. Pasinler İlçesi (Erzurum’nde Şeker Pancarı (Beta vulgaris Bitkilerinden İzole Edilen Fusarium spp. ve Patojeniteleri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ömer Faruk KARYAĞDI

    2016-05-01

    Full Text Available Bu çalışma Pasinler ilçesi (Erzurum’nde şeker pancarı (Beta vulgaris L. bitkilerinden izole edilen Fusarium türlerini ve patojenitelerini belirlemek amacıyla 2009 yılında yürütülmüştür. Şeker pancarı bitkisinden yapılan izolasyon çalışmaları sonucunda 194 Fusarium izolatı elde edilmiştir. Çalışmada elde edilen izolatların %37,63’ü F. equiseti, %31,44’ü F. oxysporum, %13,92’i F. acuminatum, %10,82’si F. solani, %4,12’si F. heterosporum, %1,55’i F. avenaceum ve %0,52’si F. graminearum olarak saptanmıştır. Yapılan patojenite testlerinde F. acuminatum (P2-8A1, F. equiseti (P1-6, F. heterosporum (P10-30, F. oxysporum (P8-24, P9-36 ve F. solani (P8-2 izolatları en yüksek hastalık şiddeti oluşturmuştur. F. acuminatum ve F. graminearum için şeker pancarı bitkisi, Türkiye’de yeni konukçu kaydı olarak belirlenmiştir.

  5. Langmuir-Blodgett (LB) yöntemi ile elde edilen çeşitli CdS ve Pb ince filmlerinin fiziksel özelliklerinin elektrik kuvvet mikroskobu (EKM) ile incelenmesi

    OpenAIRE

    ARSLAN, Melike

    2011-01-01

    Bu tez çalışmasında, Langmuir-Blodgett (LB) yöntemi ile elde edilen farklı pH derecelerine sahip Kadmiyum Sülfür (CdS) ve Kurşun (Pb) ince filminin topografik ve elektriksel özellikleri incelenmiştir. LB ince filmlerinin topografik özellikleri ve elektriksel özellikleri NT-MDT marka Taramalı Uç Mikroskobu (TUM) ile incelenmiştir. Yüzey morfolojik özel...

  6. Farklı Oranlarda DPDS Kullanılarak Devulkanize Edilmiş Atık Taşıt Lastikleri İlave Edilen SBR Malzemenin Mekanik Özelliklerinin İncelenmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Fazliye Karabörk

    2015-08-01

    Full Text Available Oda sıcaklığında öğütülen atık taşıt lastiği tozu mikrodalga yöntemiyle devulkanize edilmiştir. İşlemde devulkanizasyon ajanı olarak, kükürt bağlarının (S-S koparılmasında etkinliği çeşitli çalışmalarda ortaya konulmuş olan, DPDS (difenildisülfür kullanılmıştır. Mikrodalga gücü sabit tutularak, zamanın ve DPDS miktarının prosese etkileri incelenmiştir. İşlem görmemiş atık lastik tozu fiziksel ve termal olarak karakterize edilmiştir. 20 phr oranında atık lastik tozu ve aynı oranda devulkanize kauçuk (DVR stiren bütadien kauçuğa (SBR 1723 ve SBR 1502 katılarak kompozit malzemeler hazırlanmıştır. Bu kompozitler orijinal SBR’den hazırlanan kontrol numunesiyle karşılaştırılmıştır. Devulkanizasyonun etkinliğini ortaya koyabilmek için devulkanize numunelerin çözünme oranları (sol content belirlenmiş ve Fourier Transform Infrared Spektrofotometre (FTIR analizi yapılmıştır. Elde edilen kompozit malzemelerin mekanik özellikleri incelenmiştir. Çalışmada, DVR katılan malzemelerde atık lastik tozu katılan malzemelere göre daha iyi özellikler elde edilmiştir, sonuçlar mikrodalga devulkanizasyonunun önemli avantajlar sağladığını göstermiştir. Kopma uzaması değeri, işlem görmemiş atık lastik tozu katılan kompozit malzemede %481 iken, 1 g DPDS katılarak 4 dk. süreyle devulkanize edilen kauçuğun katıldığı DVR/SBR kompozitte %578 olarak elde edilmiştir, böylece kopma uzaması değeri atık lastik tozunun devulkanizasyonuyla %20 oranında artmıştır.

  7. opraktan izole edilen Bacillus türlerinin tanımlanması ve biyolojik özelliklerinin araştırılması

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Hatice Katı

    2016-08-01

    Full Text Available Bu çalışmada, Giresun adasından toplanan toprak örneklerinden Bacillus izolasyonu yapılmıştır. Bu izolatlar morfolojik, biyokimyasal ve moleküler olarak tanımlanmıştır. Tanımlanan Bacillus’larda bazı ekstrasellüler enzimlerinin varlığı kalitatif olarak incelenmiştir. Ayrıca Bacillus izolatlarının bazı bakterilere karşı antibakteriyal aktiviteleri agar difüzyon metoduna göre araştırılmıştır. Sonuç olarak 38 izolat B. cereus grubu üyesi, 7 izolat B. thuringiensis, 10 izolat B. megaterium, 6 izolat B. pumilus ve 12 izolat Bacillus sp. olarak tanımlanmıştır. Bacillus izolatlarının ekstrasellüler enzim aktivite sonuçları değerlendirildiğinde 38 izolatın amilaz, 53 izolatın lipaz/esteraz, 16 izolatın kitinaz, 7 izolatın ksilanaz, 2 izolatın pektinaz, 73 izolatın proteaz ve 35 izolatın selülaz enzim aktivitesi pozitif olarak bulunmuştur. Çalışmada kullanılan Bacillus izolatları test edilen mikroorganizmaların gelişmelerini değişik oranlarda engellemiştir. Dokuz izolat yüksek antibakteriyal aktivite göstermiştir.

  8. Bolu-Yedigöller Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nda saf meşe meşceresinde fotokapanla tespit edilen memeli türler

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Yrd.Doç.Dr. Akif KETEN

    2016-04-01

    Full Text Available Son yıllarda meşe ormanlarının öneminin artması bu habitatların daha fazla araştırılma gereksinimini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışma Bolu-Yedigöller Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ndaki bir saf meşe meşceresindeki memeli türlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Yaklaşık bir yıl boyunca (Eylül 2013-Temmuz 2014 sabit noktalardan fotokapanlarla gözlemler yapılmıştır. Tespit edilen 10 memeli türe ait 1415 görüntüde 2231 yaban hayvanı bireyi sayılmıştır. Yaban domuzu, karaca ve kızıl tilki alandaki en baskın türlerdir. Meşcerede yaban hayvanları mevsimsel farklılık göstermemektedir. Daha çok beslenme davranışı görülmüştür. Türler genel olarak gececildir. Yaban hayatı bakımından zengin olan meşe meşcerelerinde sürdürülebilir yönetimin devam ettirilmesi önerilmektedir.

  9. Farklı Canlı Ağırlıklardaki Keçilerden Elde Edilen Çiğ Sütlerin Sert, Yarı Sert ve Yumuşak Peynir Üretim Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

    OpenAIRE

    Çimen, Murat; Topçu, Hakan; Ölcal, Mehmet Cengiz

    2013-01-01

    Bu araştırmanın amacı farklı canlı ağırlıklara sahip keçilerden elde edilen çiğ sütlerin sert, yarı sert ve sert peynir standartlarına göre uygunluğunu araştırmaktır. Veriler Tunceli ilinin İsmailli köyünde yetiştirilen bir Saanen keçi sürüsünden elde edilmiştir. Ağır ve hafif keçiler için sütteki toplam yağ seviyeleri yumuşak peynir üretimi için bildirilen standartlara uygun bulunmuştur. Her iki gruptaki (ağır ve hafif) toplam kurumadde ve protein oranları üç peynir çeşidi (yumuşak, yarı ser...

  10. Çiğ Sütten İzole Edilen Enterosin B Üreticisi Enterococcus Faecalis Mye58 Suşunun Güvenlik Değerlendirmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Merve Tuncer

    2015-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada, çiğ sütten izole edilen bakteriyosin üreticisi Enterococcus faecalis MYE58’de enterosin, virülens faktör ve vankomisin direnç genlerinin varlığını araştırdık. Ayrıca, bu suşun hemolitik aktivite, jelatinaz üretimi ve antibiyotik dirençlilik özelliklerini de test ettik. MYE58 suşunun Listeria monocytogenes, Bacillus cereus ve Staphylococcus aureus gibi Gram pozitif bakterileri inhibe ettiği belirlenmiştir. MYE58 suşunda enterosin B yapısal geninin (entB varlığı tespit edilmiştir. MYE58 suşu hemoliz ve jalatinaz aktivitesi göstermemiştir. MYE58 suşunda gelE ve espfs genlerinin varlığı tespit edilmiş fakat agg, ace, efaAfs, ccf, cob, cpd, cat, cylM, cylB, cylA, vanA ve vanB genlerinin varlığı tespit edilmemiştir. MYE58 suşu streptomisin ve tetrasikline dirençli bulunmuştur. Bu çalışmanın sonuçları, enterosin B üreticisi E. faecalis MYE58 suşunun starter kültür olarak kullanılmasının tüketici sağlığı açısından risk teşkil edebileceğini göstermiştir. Ancak, MYE58 suşu tarafından üretilen enterosin B’nin saflaştırılmış veya kısmi saflaştırılmış preparatlarının Listeria monocytogenes, Bacillus cereus'e Staphylococcus aureus’a karşı gıda muhafazasında kullanılabilme potansiyeli vardır.

  11. THE SIMULATION MODEL OF SALT AND BORON TRANSPORT IN SURFACE SOIL

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Satea M. OMAR

    1998-03-01

    Full Text Available Kaba ve ince bünyeli iki farklı toprakta laboratuvar denemesi kurularak bor ve tuz hareketi üzerine bilgisayar similasyon yıkama modeli uygulanmıştır. Denemede 5 cm göllendirme ve aralıklı sulama yöntemleriyle yıkama yapılmıştır. İki farklı toprakta yıkama esnasında belirlenen tuz ve bor konsantrasyonları bilgisayar program madeli ile tahmin edilen sonuçlarla kıyaslanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, yıkama işlemi süresince aralıklı sulama yöntemi uygulanmış topraklarda elde edilen EC ve bor değerleri bilgisayar program modeli ile tahmin edilen sonuçlarla uyum göstermiştir. Tuz yıkanmasına oranla bor yıkanması için 4-5 kat daha fazla su gerekmektedir.

  12. İzmir İlinde Bulunan Termal Sularda Gelişen Bazı Termofilik Mavi-Yeşil Alglerin (Siyanobakterilerin İzolasyonu ve Moleküler Tayini.

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Kerem Yüksel

    2015-12-01

    Full Text Available İzmir ili ve çevresindeki termal tesislerden elde edilen mavi-yeşil algler (siyanobakteriler laboratuar ortamında izole edilip, moleküler yöntemlerle tür tayini çalışılmıştır. Zeytindalı kaplıcaları, Şifne Termal Otel ve Balçova Termal Otel olmak üzere 3 istasyondan elde edilen 4 mavi-yeşil alg (siyanobakteri türü, laboratuarda kültür ortamında saflaştırılarak izole edilmişlerdir. Daha sonra elde edilen hücrelerden, DNA izolasyonu sonucu elde edilen DNA’lar PCR’da çoğaltılmıştır. Siyanobakterilere özgü primerler kullanılarak 16S rRNA gen bölgeleri tekrar PCR’da çoğaltılarak elde edilen dizi analizi verileri bilgisayar programlarında yorumlanarak filogenetik bakımdan tür tayini yapılmaya çalışılmıştır. Dizi analizlerine göre yapılan tür tayini doğrultusunda, örneklerden üçünün Geitlerinema cinsi olduğu diğer 1 türün ise kültürü belirlenmemiş tür olduğu belirtilmiştir

  13. Yağ Gülü (Rosa damascena Mill.’nde Tepe Boşluğu Katı Faz Mikro Ekstraksiyonu (HS-SPME ve Konvansiyonel Su Distilasyonu Yöntemleri ile Elde Edilen Uçucu Bileşenlerin Karşılaştırılması

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Hasan BAYDAR

    2016-04-01

    Full Text Available Yağ gülü (Rosa damascena Mill., kendine özgü doğal koku bileşenleri nedeniyle parfüm ve kozmetik endüstrisinde değerlendirilen en önemli kokulu gül türüdür. Bu araştırmada, taze yağ gülü çiçeklerinin sepal (çanak yaprak, petal (taç yaprak, stamen (erkek organ ve pistil (dişi organ olarak ayrılan kısımlarının uçucu bileşenleri gaz kromatografisi/kütle spektrometresi (GC-MS ile kombine edilmiş Tepe Boşluğu-Katı Faz Mikro Ekstraksiyon (HS-SPME tekniği ile tespit edilmiştir. Ayrıca taze yağ gülü çiçekleri konvansiyonel hidro-Clevenger su distilasyonu yöntemi ile damıtılmış, elde edilen uçucu yağların bileşenleri GC-MS ile belirlendikten sonra HS-SPME sonuçları ile karşılaştırılmıştır. HS-SPME yönteminin yağ gülünde uçucu bileşenleri analizinde oldukça hassas ve etkili olduğu anlaşılmış, bir yağ gülü çiçeğinin farklı kısımların farklı koku bileşenlerine sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca su distilasyonu ile elde edilen gül yağının uçucu yağ bileşenlerinin çiçeğin doğal koku bileşenlerinden farklı olduğu ve distilasyon sürecinde önemli bazı bileşenlerde değişimler ve kayıplar olduğu tespit edilmiştir. Taze gül çiçeğinin en önemli bileşeni olan feniletil alkol çiçeğin en fazla pembe renkli petallerinde (taç yapraklarında, gül yağında varlığı istenmeyen metil öjenol ise çiçeğin en fazla stamenlerinde (erkek organlarında bulunduğu belirlenmiştir.

  14. Kültürel değerlere göre karanlık lider algısının çalışan iş performansı etkisi üzerine bir araştırma

    OpenAIRE

    Kızıldaş, Ezgi

    2017-01-01

    Bu çalışmanın temel amacı, iş motivasyonu, bireysel kültürel değer boyutlarından olan kolektivizm, güç mesafesi ve algılanan karanlık lider davranışlarının iş performansı üzerindeki etkilerini oluşturan bir model çerçevesinde araştırılmasıdır. Ankara’da faaliyet gösteren büyük ve orta ölçekli işletmelerde çalışan 245 kişiden elde edilen veriler ile oluşturulan örneklem üzerinden bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler SPSS programı kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen bulg...

  15. BRINE SHRIMP LETHALITY BIOASSAY OF GLAUCIUM GRANDIFLORUM VAR. GRANDIFLORUM

    OpenAIRE

    A. SARI, Ç. ÜNSAL, İ. SARIOĞLU, A. SARI, Ç. ÜNSAL, İ. SARIOĞLU

    2013-01-01

    Türkiye'nin 3 farklı bölgesinden toplanan Glaucium grandiflorum Boiss. et Huet var. grandiflorum örneklerinin toprak üstü kısımlarından elde edilen alkaloit ekstreleri ve bu ekstrelerden elde edilen majör alkaloitler allokriptopin, protopİn, (+)-izokoridin, (+)-korİdin üzerinde brİne shrimp lethality testi yapılarak sitotoksisiteleri İncelenmiştir. Glaucium grandiflorum var. grandiflorum türünün 3 örneği de önemli oranda sitotoksik aktİvite göstermiştir. Allokriptopin, protopin, (+)-izok...

  16. Punica granatum L. Çekirdek ve Kabuk Ekstrelerinin Antioksidan Aktiviteleri

    OpenAIRE

    DEMİR, Hülya

    2008-01-01

    Bu çalışmada, Punica granatum L.(Punicaceae) "Nar", meyve çekirdeği ile kabuk ekstraklarının antioksidan aktiviteleri araştırıldı. Punica granatum L. çekirdek ve kabuğunun metanol ve hekzan ekstrelerinde serbest radikal giderme aktivite, indirgenme gücü analizleri yapıldı. Elde edilen sonuçlar standart antioksidan olarak bilinen askorbik asit ile karşılaştırıldı. Bu çalışmada elde edilen sonuçlara göre antioksidan aktivite Askorbik asit> Punica granatum L. kabuğu> Puni...

  17. Kabergolinle Tedavi Edilen Postoperatif Süt Fistülü

    OpenAIRE

    Yıldırım, Ali Cihat; Bostancı, Hasan; Yıldız, Mustafa

    2014-01-01

    A milk fistula is a tract between a lactiferous duct and the skin, and usually results from a surgical operation. Several hypotheses have been proposed to explain the pathologic process. We herein report a case of a 23-year-old breastfeeding mother who has consulted us for the evaluation of her mastalgia. Breast ultrasonography confirmed the presence of a 21- × 15-mm lobulated lesion with an irregular contour. A milk fistula developed on the 3rd postoperative day. Intensive wound care and adm...

  18. İşlenmiş Kalamar Ürünlerinde Sitokrom Oksidaz I Gen Dizileri Kullanılarak Tür Tayini

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Emre Keskin

    2015-02-01

    Full Text Available İşlenmiş su ürünlerinde kullanılan türlerin tayininde moleküler yaklaşımların kullanılması, işleme sonucunda morfolojik özelliklerin kaybolmasından dolayı bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada, kalamar ürünlerinde kullanılan türlerin belirlenmesinde sitokrom oksidaz I gen dizilerinin karşılaştırılması yönteminden yararlanılmıştır. Ürünlerden elde edilen DNA dizileri hizalandıktan sonra Gen Bankası veri tabanındaki referans diziler ile karşılaştırılarak tür seviyesinde eşleşmeler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca bu örnekler ve referans dizilerden elde edilen veriler kullanılarak filogenetik bir analiz de gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar 10 farklı üründen elde edilen DNA dizilerinin 2 farklı familyadan 7 türe ayrıldıklarını göstermektedir. Bu örneklerin 3 tanesinin ekonomik önemi yüksek olan Loliginidae familyasından, diğer 4 örneğin ise ekonomik değeri daha düşük olan Ommastrephidae familyasından oldukları tespit edilmiştir. Ürün paketlerinde bulunan etiketlerde 6 örnekte tür belirtilmezken, diğer 4 örnekte cins belirtilmiş ve bunlardan biri belirtilenden farklı olarak tespit edilmiştir.

  19. Effects of sodium bicarbonate injection on sensory and chemical qualities of rainbow trout during iced storage.

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Elif Tuğçe Aksun

    2015-12-01

    Full Text Available Bu çalışmada, gökkuşağı alabalığına hasat sonrasında farklı oranlarda sodyum bikarbonat (SBC enjeksiyonun 21 günlük buzda depolama boyunca kalitesine etkileri araştırılmıştır. Gökkuşağı alabalığının kalite değerlendirmeleri pH, toplam uçucu bazik azot (TVB-N, mg N/100 g, tuzda çözünür proteinler(SEP, Sodyum Dodesil Sülfat Poliakrilamit Jel Elektroforezi (SDS-PAGE ve duyusal analizlerle belirlenmiştir. Sonuç olarak, SBC enjeksiyonuyla birlikte alabalıklarda pH değerleri yükselmiş ve TVB-N değerleri azalmıştır. Depolama süresi sonunda en düşük pH değeri 0.5 M SBC enjekte edilen grupta bulunurken; en yüksek pH değeri 1 M SBC enjekte edilen grupta bulunmuştur. Depolama süresi sonunda TVB-N değerleri açısından en yüksek değeri 31.17 mg 100 g−1 ile kontrol grubunda bulunurken, en düşük değerleri 0.75 M SBC enjekte edilen grup için 15.470 mg 100 g−1 ve 1 M SBC enjekte edilen grup için 17.220 mg 100 g−1 değerlerini almıştır. Duyusal olarak SBC uygulanmış tüm gruplarda SBC uygulanmamış gruba göre daha yüksek skorlar elde edilmiştir

  20. Karagöl (Yamanlar, İzmir'ün Sucul Coleoptera (Classis: Insecta Faunasına Katkılar.

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Esat Tarık Topkara

    2015-12-01

    Full Text Available Bu çalışmada, Karagöl (Yamanlar-İzmir’den 18 Mayıs 2006 tarihinde yapılan örnekleme sonucu elde edilen sucul Coleoptera örnekleri değerlendirilmiştir. Sistematik açıdan yapılan değerlendirmede, Adephaga altfamilyasının Gyrinidae ve Dytiscidae familyalarına ait 4 tür, Polyphaga altfamilyasının Helophoridae, Hydrophilidae, Hydraenidae ve Dryopidae familyalarına ait 7 tür tespit edilmiştir. Tespit edilen türler bu gölün sucul Coleoptera faunası için yeni kayıt niteliğindedir

    1. THE EFFECT OF WINDOW FUNCTIONS ON THE ARMA MODEL PARAMETERS ESTIMATED BY PORLA METHOD

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şaban ÖZER

      2002-02-01

      Full Text Available PORLA metodu ile tahmin edilen ARMA model parametreleri üzerinde pencere fonksiyonlarının etkisi, sunulmuştur. PORLA metotu, izleme ve modelleme problemlerinin bağımsız alt-algoritmalar olarak düşünüldüğü bir algoritma yapısına sahiptir. Bu metotda, ilk olarak durağan olmayan veri izlemesi, giriş/çıkış veri kovaryans blok matrisinin zaman ardışımlı hesaplanması ile gerçekleştirilir. İkinci olarak, modelleme problemi, ARMA modelleme probleminin içerildiği iki-kanallı PORLA metodu ile çözülür. Zamanla hata yayılımı, PORLA metodunda oluşamaz. İsteğe bağlı pencereleme teknikleri, izleme kapasitesini ve hızlıbaşlamayı kontrol etmek için kolayca dahil edilebilir. PORLA metodu ile tahmin edilen ARMA model parametreleri üzerinde pencere fonksiyonlarının etkisini göstermek için, dikdörtgen, üçgen, Bartlett, Hanning, Hamming, üstel, değiştirilmiş Barnwell, Blackman ve Kaiser gibi farklı pencere fonksiyonları kullanılarak elde edilen benzetim sonuçları verilmiştir.

    2. DBYBHY2007 ve FEMA440 da Önerilen Performans Noktası Belirleme Yaklaşımlarının Karşılaştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Konuralp Girgin

      2013-03-01

      Full Text Available Mevcut betonarme yapı sistemlerinin performansa dayalı hesabında, kapasite ve istem eğrilerinin kesiştirilmesi ile elde edilen performans noktasının belirlenmesi için farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (DBYBHY2007 de, TB'den daha uzun peryotlu yapılar için eşit yerdeğiştirme prensibine dayalı bir yöntem izlenirken, FEMA440 da efektif periyot ve sönüm tanımlarına dayalı bir ardışık yaklaşım yöntemi önerilmektedir. Bu çalışmada, düzenli betonarme yapı sistemlerini temsil edecek şekilde seçilen, farklı kat sayılarına sahip çerçeve ve perde-çerçeve türü taşıyıcı sistemi olan binalar üzerinde çalışılmıştır. Bu binalar için DBYBHY2007 ve FEMA440 da tanımlanan performans noktası belirleme yaklaşımları kullanılarak elde edilen deprem istemleri, birbirleriyle ve "kesin çözüm" olarak kabul edilen Zaman Tanım Alanında Doğrusal Olmayan Analiz (ZTADOA ile bulunan deprem istemleriyle karşılaştırılmıştır. Bu istemler arasında tepe yerdeğiştirmesi, taban kesme kuvveti, göreli kat ötelemeleri bulunmaktadır. İncelenen sistemlerde, DBYBHY2007 ile belirlenen istemlerin "kesin çözüm" olarak kabul edilen ZTADOA sonuçlarına daha yakın olduğu gözlenmiştir.

    3. Prematürite Retinopatisi: İki Yıllık İzlem Sonuçlarımız

      OpenAIRE

      Dikci, Seyhan; Keskin, Halil

      2015-01-01

      Özet Amaç: Yenidoğan yoğun bakım ünitemizde takip ettiğimiz ve dış merkezlerden hastanemize refere edilen prematüre bebeklerde prematürite retinopatisi (PR) sıklığını saptamak ve hastalığın klinik gidişatını değerlendirmek. Gereç ve Yöntemler: Ocak 2012-Aralık 2013 tarihleri arasında Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yenidoğan yoğun bakım ünitesinde takibi yapılan ve ayrıca dış merkezlerden hastanemize refere edilen 34 hafta ve altında doğum haftası olan bebekler ile do...

    4. Liposakşın Yöntemiyle Jinekomasti Tedavisi: 8 Yıllık Deneyim

      OpenAIRE

      Çil, Yakup

      2015-01-01

      Amaç: Jinekomasti erkeklerde görülen patolojik meme büyüklüğünü olarak tanımlanmaktadır. Jinekomastinin temel tedavi yöntemi cerrahidir. Son yıllarda liposakşın yönteminde jinekomastinin cerrahi tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Burada 8 yıllık dönemde liposakşın yöntemi ile tedavi edilen jinekomastili hastaların sonuçları sunuldu. Yöntem ve Gereçler: Çalışmada; 2006-2014 yılları arasındaki 8 yıllık dönemde jinekomasti nedeniyle liposakşın yöntemi ile tedavi edilen yaş ortalaması 23 yıl...

    5. LİNYİT KÖMÜRLERİNDEN ELDE EDİLEN AKTİF KÖMÜR İLE SULU ÇÖZELTİLERDEN Cr(VI UZAKLAŞTIRILMASI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet MAHRAMANLIOĞLU

      2001-03-01

      Full Text Available Ağaçlı Linyit kömürlerinden elde edilen aktif kömür, sulu çözeltilerden Cr(VI uzaklaştırmak için kullanılmıştır. Cr(VI adsorpsiyonu başlangıç konsantrasyonu, zaman, pH, adsorbent konsantrasyonu ve sıcaklığın fonksiyonu olarak çalışılmıştır. Adsorpsiyon verileri Langmuir ve Freundlich izotermlerine uydurulmuştur. Adsorpsiyon hız sabitini hesaplamak için Lagergren eşitliği kullanıldı. Adsorbe edilen Cr(VI miktarı pH değerinin azalması ile artmış, sıcaklığın artması ile azalmıştır.

    6. Atık Mermer Tozunun Parke Taşlarında Kullanılması

      OpenAIRE

      FİLİZ, Mümin; ÖZEL, Cengiz; SOYKAN, Oktar; EKİZ, Yunus

      2010-01-01

      Bu çalışmada iki farklı çimento tipi (CEM II/B-M (P-LL) 32.5 N ve CEM I 42.5 R) ve iki farklı su/çimento oranında (0.50 ve 0.55) hazırlanmış olan karışımlara mermer tozunun hacim oranınca agrega ile yer değiştirmesinin, mekanik ve fiziksel özelliklere etkisi araştırılmıştır. Elde edilen verilere göre mermer tozu atığının parke taşı imalatında kullanılabilirliği TS 2524 EN 1338 standardına göre değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre mermer tozu kullanımı ile betonların mekanik ve f...

    7. Konaklama İşletmelerinde Örgütsel Öğrenme, Örgütsel Bağlılık ve İşten Ayrılma Eğilimi Arasındaki İlişki

      OpenAIRE

      AVCI, Nilgün; KÜÇÜKUSTA, Deniz

      2009-01-01

      Çalışmanın amacı, konaklama işletmelerinde örgütsel öğrenmenin, örgütsel bağlılık ve işten ayrılma eğilimi üzerindeki etkilerini analiz etmektir. Çeşme'de faaliyet gösteren 5 adet beş yıldızlı otel araştırmaya dahil edilmiştir. Alan araştırması kapsamında, literatürden elde edilen bilgiler ışığında oluşturulan yapılandırılmış anket tekniği kullanılmış, elde edilen veriler SPSS 13.0 (Statistical Program for Social Sciences) programı ile analiz edilmiştir. Çalışmada öncelikle geçerlik ve g...

    8. Farklı Oranlarda Kalsiyum Karbonat Kullanımının Yoğurdun Fiziksel, Kimyasal ve Duyusal Özellikleri Üzerine Etkisi (İngilizce

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatma Coskun

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada süte farklı oranlarda CaCO3 ilave ederek zenginleştirme işlemi uygulanmıştır. Takviye işlemi kalsiyum karbonatın farklı seviyeleriyle (200, 400, 600 mg/100ml sütün pastörizasyonundan önce ve sonra uygulanmıştır. İlave edilen kalsiyum karbonatın zenginleştirilmiş yoğurt örneklerine etkisi depolama periyodu boyunca belirlenmiştir (21 gün, 4 °C’de. İlave edilen kalsiyum karbonat yoğurdun pH değerini ve viskozitesini artırmış, titrasyon asitliğini ve serum ayrılması değerini düşürmüştür. Sonuçlar istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (P<0.05. En iyi sonuçlar kalsiyum karbonatın pastörizasyondan önce ilave edilmesiyle elde edilmiştir. Duyusal değerlendirme sonucunda, pastörizasyon öncesi kalsiyum karbonat ilave edilmiş örnekler ve kontrol örnekleri diğerlerine göre daha yüksek puanlar almıştır. İlave edilen kalsiyum karbonatın artan değerleri yoğurdun fiziksel ve kimyasal özelliklerini pozitif olarak etkilerken, yoğurdun duyusal özelliklerini negatif olarak etkilemiştir. İlave konsantrasyonlar 400mg/100ml’yi aşmamalıdır.

    9. Hasat Zamanının Nar Suyunun Şeker ve Organik Asit Bileşimleri Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Muharrem Gölükcü

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada ülkemizde ticari olarak yetiştirilen Hicaznar çeşidinin hasat zamanına göre meyve suyunun, suda çözünür kurumadde miktarı (SÇKM, pH, titrasyon asitliği (susuz sitrik asit gibi temel özelliklerin yanında şeker ve organik asit bileşimleri tespit edilmiştir. Araştırma kapsamında analize alınan örnekler beş farklı dönemde hasat edilmiş, analiz edilen kalite karakteristikleri hasat zamanları arasında istatistiksel olarak önemli farklılıklar göstermiştir. Nar suyunun bilişiminde tespit edilen organik asitlerden sitrik, malik, okzalik ve tartarik asit miktarları sırasıyla 6.70-10.19 g/L, 0.28-0.48 g/L, 0.23-0.41 g/L, 0.03-0.09 g/L; örneklerin bileşiminde tespit edilen fruktoz, glikoz, sakkaroz ve maltoz miktarları da sırasıyla %7.69-8.34, %5.44-5.7, %0.08-0.19, %0.59-0.68 değerleri arasında dağılım göstermiştir. Araştırma hasat zamanındaki ilerlemeyle narın şeker içeriğinde artış, asitlik miktarında ise azalış olduğunu göstermiştir.

    10. Peynir Yapımında Mikrobiyal Renet Kullanımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Karapınar

      2015-02-01

      Full Text Available Peynir yapımında süt koagulantı olarak buzağı reneti yerine kullanılmak üzere proteazlar üzerine yapılan çalışmalar son yıllarda yoğunluk kazanmıştır. Günümüzde buzağı reneti standart bir süt koagulantı olarak önemini sürdürmekteyse de, şirden mayası üretimi her yıl giderek gereksinimi karşılayamaz duruma gelmektedir. Bunun sonucu olarak yeni renet kaynakları arasında yoğunlaşmış ve günümüzde Mucor pusillus, M. miehei, Endothia parasitica küf türlerinden elde edilen üç fungal enzim ile Bacillus cereus bakterisinden elde edilen bir bakteriyel enzim ticari olarak üretilmeye başlanmıştır.

    11. Manyeto-reolojik malzemelere ferromanyetik toz ilavesinin mekanik özelliklere etkisinin deneysel olarak incelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Uğur Mazlum

      2017-08-01

      Full Text Available Ferromanyetik toz partikülleri, manyetik alana duyarlılıklarından dolayı günümüzde pek çok alanda kullanılmaktadır. Bu tozların matris malzemeleri ile birleşimlerinden elde edilen kompozit MRE malzemeler bir tür akıllı (smart malzeme olarak sınıflandırılmaktadır. Bu çalışmada, RTV (room temperature vulcanization silikon kauçuğuna dört farklı manyetik toz ilave edilmesi ile elde edilen kompozit MRE malzemelerinin bası yüklemesi altındaki mekanik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Matris malzemesi olarak mühendislik açıdan kullanımı yaygın olan Vario 40 silikon kauçuk malzemesi kullanılmıştır. Kompozit MRE malzemelerde toz oranı hacimce %30 oranında tutulmuştur. Ayrıca, tozların yönlenmesinin etkisini incelemek için, üretim esnasında bazı numunelere dış manyetik alan uygulanmıştır. Bu numuneler anizotropik olarak adlandırılırken diğerleri izotropik numunelere olarak adlandırılmıştır. Sonuçlar göstermiştir ki; anizotrop MRE numuneler izotrop numunelere göre çok daha yüksek gerilme değerlerine sahip olmaktadır ve en büyük gerilme artışı BASF CN tozu ilave edilen anizotrop MRE malzemeler için elde edilmiştir. Ayrıca, numuneler MR etki açısından da değerlendirildi ve izotropik versiyonlarına göre %201 gibi bir artış değeri ile en büyük MR etki SQ-I tozu içeren anizotrop numunelerde gözlemlendi. Sonuç olarak, gerçekleştirilen çalışma ile MRE malzemelerin mekanik ve MR özellikleri, ilave edilen tozun cinsi ve manyetiklik özelliklerine ciddi bir şekilde bağlı olduğu belirlenmiştir.

    12. Synthesis and Investigation Absorption Features of Some Novel Hetarylazo Dyes Derived from Calix[4]resorcinarene

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İzzet Şener

      2013-12-01

      Full Text Available In this study, several derivatives of amines were diazotized and coupled with 3-aminocrotonitrile to give 2-arylhydrazon-3-ketiminocrotononitrile. The synthesized components were then refluxed with hydrazine hydrate in ethanol to give a series of dyes 5-amino-4-arylazo-3-ethyl-1'H-Pyrazole. The synthesized dyes were diazotised and coupled with resorcinarene, which was obtained from condensation of between resorcinol and acetaldehyde, to give a new synthesis of azo dyes based on resorcinarene. The structures of synthesized dyes based on resorcinarene were characterized by spectral methods. The effect of varying solvents, acid and base upon the absorption spectra of resultant dyes has been investigated. Key words: Resorcinarene, Azo Dyes, Absorption Spectra, Solvent Effect, Acid-Base Effect Rezorsinaren Bazlı Azo Boyarmaddelerin Sentezi ve Absorpsiyon Özelliklerinin İncelenmesi Özet: Bu çalışmada, çeşitli amin türevleri diazolanmış ve 3-aminokrotonitril ile kenetlenerek 2-arilhidrazon-3-ketiminokrotononitril bileşikleri elde edilmiştir. Elde edilen bileşikler, hidrazinhidrat ile etanol içerisinde reflaks edilerek bir seri 5-amino-4-arilazo-3-metil-1'H-pirazol boyaları elde edilmiştir. Elde edilen boyalar diazonlarak rezorsinol ve asetaldehit arasındaki kondenzasyondan elde edilen rezorsinaren bileşiği ile kenetlenmiş ve rezorsinaren bazlı azo boyarmaddeler sentezlenmiştir. Sentezlenen rezorsinaren bazlı azoboyarmaddelerin yapıları spektrofotometrik yöntemler kullanılarak incelendi. Sentezlenen boyarmaddelerin görünür bölge absorpsiyon spektrumları üzerine değişik çözücü, asit ve baz etkileri incelendi. Anahtar kelimeler: Rezorsiaren, Azo Boyarmadde, Absorpsiyon Spektrumu, Çözücü Etkisi, Asit-Baz Etkisi

    13. Memecik Zeytinyağlarının Biyokimyasal Karakterizasyonu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Huri İlyasoğlu

      2015-02-01

      Full Text Available Zeytinyağı kalitesi botanik ve coğrafi orijin ile ilişkili olduğundan zeytinyağının çeşit ve bölgesel karakte­rizasyonu önem kazanmıştır. Bu çalışmada, ülkemizin ekonomik açıdan en önemli zeytinyağlarından biri­si olan Memecik zeytinyağlarının kalite parametreleri, yağ asitleri, triaçilgliserol ve sterol kompozisyonu, a-tokoferol ve toplam fenolik madde içerikleri, fenolik madde ve aroma profili belirlenmiştir. Analiz edilen zeytinyağı örneklerinin kalite parametreleri, yağ asitleri ve sterol kompozisyonun (kampesterol hariç, Türk Gıda Kodeksi ile uyumlu olduğu saptanmıştır. Memecik zeytinyağlarında tespit edilen başlıca yağ asitleri oleik asit (% 73.37-75.64, palmitik asit (% 11.45-13.84 ve linoleik asittir (% 7.33-8.91. Triolein (% 63.50-68.32, palmitodiolein (% 18.25-25.82 ve dioleolinolein (% 6.01-9.18 zeytinyağı örneklerinde tespit edilen başlıca triaçilgliserollerdir. Sterol kompozisyonu oluşturan başlıca steroller, b-sitosterol (% 80.76-83.00, D5-avenasterol (% 11.02-12.78 ve kampesteroldür (% 4.01-4.97. Memecik çeşidi zeytinyağlarının fenolik madde profilinde, hidroksitirozol, tirozol, ferulik asit, p-kumarik asit, apigenin ve luteolin ve aroma profi­linde hekzanal, hekzanol, E-2-hekzenal, E-2-hekzenol ve Z-3-hekzenol tespit edilmiştir.

    14. ROTOR-RULMAN SİSTEMLERİNİN TASARIM OPTİMİZASYONU

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hamit SARUHAN

      2003-03-01

      Full Text Available Bu makale rotor-rulman sistemlerinin analizi ve optimizasyonunu göz önüne alarak yazarın çalışmaları ile birlikte literatürden kısa bir bilgi sunumu mahiyetinde bir çalışmadır. Çalışmayla, rotor-rulman sistemlerinin optimizasyonu alanında çalışmak isteyen tasarımcıya bir motivasyon ve fikir verme amaç edinilmiştir. Çalışmada genetik algoritmalar methoduyla elde edilen sonuçlar numeric metodla elde edilen sonuçlarla kıyas edilerek genetik algoritmaların kabiliyeti gösterilmiştir. Genetik algoritmalar tabii seleksiyon (seçim tekniğini kullanarak tanımlanan sınırlar içinde tarama yapan ve genetik fikrine dayalı uygun araştırma teknikleridirler. Günümüzde genetik algoritmalar bir çok alanda kullanılmaktadır.

    15. ÇİVRİL İLÇESİ (DENİZLİ VE YAKIN ÇEVRESİNİN HİDROJEOLOJİ İNCELEMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Suat TAŞDELEN

      2001-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Çivril (Denizli ve yakın çevresinin hidrojeolojik açıdan incelemesi yapılmıştır. Öncelikle, İlçe merkezi ve yakın çevresinde yapılan arazi çalışmaları ile elde edilen jeolojik, tektonik ve hidrolojik bilgiler verilmiştir. Eylül 1999 dönemine ait yerinde ölçüm ve gözlemlerle yeraltı su tablası haritası hazırlanarak, yeraltı suyu akım yönleri belirlenmiştir. Aynı dönemde, örneklenen kuyulara ait yeraltı suları üzerinde su kimyası çalışmaları yapılarak, bu suların kimyasal sınıflamaları ile içme, sulama ve endüstride kullanım özellikleri belirlenmiştir. Elde edilen bilgiler birlikte irdelenerek varılan sonuçlar tablo ve diyagramlarla sunulmuştur.

    16. Ultrasonik Homojenizasyon İşleminin Yoğurdun Su Tutma Kapasitesi Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa Şengül

      2015-02-01

      Full Text Available Çalışmada, ısıl olmayan muhafaza tekniklerinden biri olan ultrason ve klasik homojenizatör kullanılarak homojenize edilen sütlerden elde edilen yoğurtların su tutma kapasiteleri incelenmiştir. Ultrasonik homojenizasyonda, 20, 50 ve %70 olmak üzere 3 farklı güç seviyesi, 3 ve 6 dakika olmak üzere 2 farklı işlem zamanı kullanılmıştır. Klasik homojenizasyonla karşılaştırıldığında, ultrasonik homojenizasyonun yoğurdun su tutma kapasitesi üzerine daha etkili olduğu belirlenmiştir. İşlem zamanı ve güç seviyesi arttıkça su tutma kapasitesi de artmıştır. En yüksek su tutma kapasitesi (%66.18, 6 dakikalık işlem zamanı ve %70 güç seviyesinde elde edilmiştir. Ayrıca, fermantasyon boyunca örneklerin pH değerleri 30’ar dakikalık periyotlarla izlenmiştir.

    17. Gıdalarda Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmaların (GDO Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fadime Kıran

      2015-02-01

      Full Text Available Genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO kullanılarak elde edilen ürünler artan bir şekilde dünyanın gıda kaynağı olarak tanıtılmakta ve genetiği değiştirilmiş (GD gıdalar sıklıkla gündemde yer almaktadır. Avrupa birliği komisyonu, GDO kullanılarak elde edilen ve tespit edilebilir miktarlarda DNA veya protein içeren gıda ürünlerinin ve içeriklerinin etiketlenmesi gerektiğini öngörmektedir. Bu aşamada, genetik modifikasyonun belirlenmesi (kalitatif analiz ve ölçümü (kantitatif analiz oldukça önemli olmaktadır. Bundan dolayı, GDO’nun belirlenmesi, ölçümü ve izlenmesi için güvenilir, tekrarlanabilir, doğru ve hassas yöntemler gerekmektedir. Bu derlemede genetik değişiklikler, protein ve DNA esaslı kalitatif ve kantitatif GDO tanımlama yöntemleri, bu yöntemlerin uygulama zorlukları ve gelişmekte olan yeni teknolojiler incelenmiştir.

    18. Tartışmalı Endikasyonlarında ESWL

      OpenAIRE

      Gürpınar, Dr. Tayfun; Özkan, Dr. Semih

      1995-01-01

      ESWL (Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy) üriner sistem taş hastalığının tedavisini tümüyle değiştirmiştir Elde edilen deneyim bu teknolojinin güvenli ve etkili olduğunu ancak taş hastalığı tedavisinde sınırları olduğunu göstermektedir. Anahtar kelimeler: ESWL, üriner sistem taşları

    19. Hizmet Öncesi ve İçi İngilizce Öğretmenlerinin Özyeterlik Algıları ve Öğretmeye Yönelik Endişeleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Demet Yaylı

      2015-05-01

      Full Text Available Bu çalışma hizmet öncesi ve hizmet içi İngilizce öğretmenlerinin özyeterlik algılarını, öğretmeye yönelik endişelerini ve endişe ve özyeterlik ölçeklerinin alt boyutlarından elde edilen bulguların kendi içlerinde ve birbirleriyle olan ilişkilerini incelemiştir. Bu amaçla, Öğretmen Özyeterlik Ölçeği ve Öğretmeye Yönelik Endişeler Ölçeği kullanılmıştır. Öncelikle, hizmet içi İngilizce öğretmenlerinin özyeterlik algısı daha yüksek gözlenirken, hizmet öncesi İngilizce öğretmenlerinin ise endişe düzeyi daha yüksek olarak izlenmiştir. Ayrıca, hem hizmet öncesi hem de hizmet içi İngilizce öğretmenlerinden elde edilen özyeterlik ve endişe ölçeklerinin alt boyutlarında gözlenen bulgular kendi içinde karşılaştırıldığında olumlu yönde güçlü bir ilişki ortaya koymaktadır. Diğer bir deyişle, özyeterlik alt boyutlarından birinde gözlenecek bir artış başka bir alt boyutta da artışa neden olabilecektir. Son olarak, bu alt boyutlardan elde edilen bulgular endişe ve özyeterlik olarak birbirleriyle karşılaştırıldığında ise olumsuz yönde dengeli bir ilişki gözlenmiştir. Bu da öğretmenin özyeterlik algısının yüksek olmasının endişe düzeyinin düşük olmasını beraberinde getireceği şeklinde yorumlanabilir

    20. Anız Yakma ve Çiftçi Bilinç Düzeyi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gülistan Erdal

      2016-08-01

      Full Text Available Bu çalışmada, yanlış arazi kullanımı içerisinde yer alan anız yakmanın zararları ve çiftçilerin anız yakmada bilinç düzeyi, tutum ve davranışları incelenmiştir. Çalışmada Tokat-Zile ilçesinde 9 köyde toplam 86 çiftçi ile anket yapılmıştır. Bu anketten elde edilen veriler ile çiftçilerin sosyo-demografik özellikleri belirlenmiş, anız yakmada tutum ve davranışları incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen bazı sonuçlara göre çiftçilerin %99’u anızın yakılmaması gerektiğini ifade etmiştir. Çiftçiler anız yakmanın doğal zararlara neden olduğunu belirtmiş olup, anız yangınlarının en önemli zararı %76 oranla doğada yaşayan canlılara verdiğini ifade etmişlerdir. Anızı yakmak yerine çiftçilerin %57’si toprağa karıştırmayı tercih etmektedir.

    1. Düşük Erüsik Asitli Kolza Tohumu ve Yağlarının Bazı Özellikleri Üzerine Araştırmalar

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aziz Tekin

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, düşük erüsik asitli kolza tohumu ve yağlarının bazı özellikleri araştırılmıştır. Bu amaçla ondört farklı kolza çeşidi kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre; kolza tohumlarında rutubet oranı %4.57-5.64, bin tane ağırlığı kurumaddede 2.51-6.18 g, ham selüloz oranı yağsız kurumaddede %11.54-18.17, protein oranı kurumaddede %17.16-25.26 ve yağ oranı kurumaddede %33.45-49.50 arasındadır. Tohumlardan petrol eteri ekstraksiyonuyla elde edilen yağlarda ise özgül ağırlık 0.9150-0.9265, kırılma indisi  1.4685-1.4721, serbest yağ asitleri %0.22-0.59, peroksit sayısı 3.11-8.24 MeO2/kg, iyot sayısı 102.0-115.1 sabunlaşma sayısı 178-185 ve sabunlaşmayan madde miktarı %0.35-0.71 arasında bulunmuştur.

    2. Altın Fiyatlarının Yapay Sinir Ağları ile Tahmini ve Bir Uygulama

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Rıdvan YÜKSEL

      2016-03-01

      Full Text Available Bu çalışmada altın fiyatlarını yapay sinir ağları ile öngörmek amacıyla, altın fiyatlarını etkileyebileceği düşünülen değişkenler olan Gümüş fiyatları, Brent Petrol fiyatları, ABD doları/ EUR paritesi, EuroNext100 endeksi, Amerika Dow Jones Endeksi, 13 Hafta vadeli ABD bonosu faiz oranı ve ABD TÜFE endeksi kullanılarak modeller kurulmuştur. Yapay sinir ağları ile kurulan modellerden elde edilen tahmin sonuçları, gerçek değerler ile R2, RMSE, MAE ve MAPE (% gibi performans kriterleri hesaplanarak karşılaştırılmıştır. Elde edilen bulgular yapay sinir ağlarının altın fiyatlarının tahmininde başarı ile kullanılabileceğini göstermektedir. Yapılan duyarlılık analizinin sonuçları değerlendirildiğinde altın fiyatlarını etkileyen faktörlerin başında gümüş ve petrol fiyatlarının geldiği tespit edilmiştir.

    3. Domates Salçalarının Mikroflorası ve Depolama Sürecinde Miktarlarındaki Değişiklikler

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fikri Başoğlu

      2015-02-01

      Full Text Available - Ticari sterilize edilen domates salçasının muhafazası esnasında sterilliği azalmaktadır. 12 aylık muhafaza süresinde sterillik %100’den %15 ve 8’e hatta daha aza düşebilir. - Pastörizasyonda tatbik edilen sıcaklık derecesi (89-93 oC laktik asit bakterileri ile maya ve küflerin yaşamasına imkan vermemektedir. - Domates salçasının kalıntı mikroflorasını umumiyetle spor yapan bakteriler (B. subtilis, B. mesentericus, B. cereus ..... temsil etmektedir. - Domates salçasının kuru maddesi %28-30 veya %38-40 olması B. subtilis ve B. mesentericus’un ölmesine tesir etmemektedir. - Salçanın 10-15 oC ta muhafaza edilmesi termofil mikroorganizmaların çoğalmasına engel olmaktadır. - Salçanın pH’sı yükseltilirse sporlar çabuk gelişmektedir. - Hermetikli kapatmadaki hatalarda laktik asit bakterileri ve mayalar salçayı bozmaktadırlar. - Salçada bulunan bazı sporlu ve sporsuz mikroorganizmaların termal ölüm müddetlerine ortamın pH’sı, organik asitler ve spor konsantrasyonu etki etmektedir.

    4. ÇOCUK OYUN ALANLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA İSTANBUL, İSPARTA, ESKİŞEHİR, ERZURUM, KAYSERİ, ANKARA, ZONGULDAK VE TRABZON İLLERİ ÖRNEĞİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yıldız AKSOY

      2013-05-01

      Full Text Available Çocukluk dönemi sonraki yaşlardaki kişilik ve zihinsel yeteneklerin gelişmesinin temelinin atıldığı dönemdir. Bu yeteneklerin gelişmesindeki en önemli alan şüphe yok ki özgürce kendilerini ifade ettikleri çocuk oyun alanlarıdır. Türkiye'de 8 ilde (Isparta, Eskişehir, Erzurum, Kayseri, Ankara, İstanbul, Trabzon ve Zonguldak yapılan araştırmaların yer aldığı bu çalışmada çocuk oyun alanlarının yetersizliğinden bahsedilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda; Türkiye'de çocuk başına düşen metrekare alanın diğer ülkelere göre daha az olduğu ortaya çıkmıştır. Isparta, Eskişehir, Erzurum, Kayseri, Ankara, İstanbul illerindeki araştırmalarda çocuklarla birebir anket ve gözlem yapılarak sonuca ulaşılmıştır. Çocukların sosyal, duygusal ve zihinsel yönden gelişimlerinin olumsuz yönde etkilendiği gözlenmiş, gözlem sonucunda elde edilen veriler analiz edilip, öneriler sunulmuştur.

    5. Orta Ölçekli Bir İşletmenin Enerji İzleme Sisteminin Tasarlanması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Erdal Irmak

      2012-02-01

      Full Text Available Bu uygulamada, orta ölçekli bir işletmenin gerçek zamanlı ve geçmişe yönelik enerji takibinin bilgisayar ara yüzünden izlenmesi gerçekleştirilmiştir. Enerjinin ölçülmesi için akım ve gerilim bilgilerini Programlanabilir Lojik Kontrolörün ( PLC algılayacağı seviyeye getiren bir kart tasarlanmıştır. Bu karttan alınan akım ve gerilim bilgileri, PLC'nin analog kanalları ile okunmaktadır. Sistemin güç katsayısının algılanması için, bir sıfır geçiş detektörü tasarlanmıştır. Sıfır geçiş detektöründen elde edilen sinyaller arasındaki zaman farkı FM 350-1 sayıcı modül kullanılarak ölçülmüştür. Alınan bilgiler, PLC tarafından RS485/RS232 dönüştürme protokolü kullanarak, bilgisayarın seri iletişim kanalı aracılığı ile veritabanına aktarılmaktadır. Elde edilen veriler, C# programlama dili kullanılarak tasarlanan bir arayüz ile anlık takip edilebilmektedir. Elde edilen veriler sürekli olarak kaydedilerek geçmişe yönelik enerji analizleri yapma olanağı sağlanmıştır. Böylece, istenildiğinde belirlenen zaman aralığında kullanılan aktif, reaktif ve görünür güçler gözlemlenebilmektedir. Geçmişe yönelik enerji izleme sistemi kullanılarak işletmelerin fazla enerji harcadığı zamanlar tespit edilebilmektedir. Böylece, yoğun çalışma saatleri enerjinin ucuz olduğu zamanlara kaydırılarak kullanılan enerjinin işletmeye olan maliyetinin azaltılması gibi olanaklar sağlanmaktadır.

    6. ANKARA’DA ERKEN BİZANS DÖNEMİ MEZAR ALANI KAZISI / EARLY BYZANTINE CEMETERY EXCAVATION IN ANKARA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mahmut AYDIN

      2016-06-01

      Full Text Available Roma Dönemi’nde Galatia Eyaleti’nin başkentliğini yapan Ankyra kentinin anıtsal yapıları ve diğer çarpıcı kalıntıları ile olası nekropol alanları genellikle Ankara’nın Erken Cumhuriyet Dönemi imar faaliyetleri sırasında gerçekleşen hafriyat çalışmaları ile açığa çıkarılmıştır. Ankara Celal Bayar Bulvarı üzerindeki Gazi Üniversitesi Sıhhiye Kampüsünde inşa edilen Mühendislik ve Mimarlık Fakültesindeki yapılaşma faaliyetleri sırasında ortaya çıkarılan Maltepe Erken Bizans Dönemi Mezar Alanı olasılıkla Ankyra kentinin daha önce bir bölümü tespit edilen güney nekropolü’nün devamı niteliğindedir. Gerçekleştirilen kurtarma kazısı sonucunda bu alanda tahrip edilmiş olası bir kilisenin küçük bir kısmı ve kilise cemaatine ait olması muhtemel beşik tonozlu bir mezar yapısı ortaya çıkarılmıştır.

    7. İş Hayatında Tükenmişlik Sendromu: Finans ve Muhasebe Çalışanlarının Tükenmişlik Düzeylerinin Belirlenmesine İlişkin Bir Çalışma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Elvan OKUTAN

      2013-09-01

      Full Text Available Çalışmanın amacı, KOBİ’lerin Finans ve Mali İşler Departmanı'nda çalışan muhasebe ve finans elemanlarının tükenmişlik düzeyinin belirlenmesi ve tükenmişlik düzeyleri ile demografik özellikleri arasındaki ilişkinin tespit edilmesidir. Araştırma kapsamında uygulanan ankette, Maslach Tükenmişlik ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 15 kullanılarak frekans değerleri, t-testi ve ANOVA testi yardımıyla analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular değerlendirildiğinde genel olarak araştırma kapsamındaki meslek elemanlarının duygusal tükenme düzeylerinin düşük, duyarsızlaşma düzeylerinin normal, kişisel başarı düzeylerinin ise yüksek olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda, yapılan araştırma kapsamında muhasebe ve finans çalışanlarının düşük tükenme düzeylerine sahip oldukları ifade edilebilir.

    8. Kilis İli İçme Sularının Koliform Bakteri Yönünden İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ayşenur Özşavlı

      2018-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Kilis ili halka açık 6 farklı içme suyu kaynaklarında fekal kirlilik araştırılmıştır. Mevsimsel (Ekim, Ocak, Nisan ve Temmuz olarak alınan örneklerde En Muhtemel Sayı yöntemi ile total koliform varlığı test edilmiştir. İçme suyu olarak kullanılan bu kaynaklarda tespit edilen toplam koliform sayısı 3-1100

    9. SU-PROPİONİK ASİT-ÇÖZÜCÜ SİSTEMLERİ SIVI-SIVI DENGE VERİLERİNE UNIFAC MODELİNİN UYGULANMASI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Süheyla ÇEHRELİ

      2003-01-01

      Full Text Available Su-Propionik Asit-Benzil Alkol, Su-Propionik Asit-Benzil Asetat ve Su-Propionik Asit-Dibenzil Eter üçlü sistemlerine ait sıvı-sıvı denge verileri UNIFAC Modeli kullanılarak tahmin edilmiştir. Bunun için çok varyanslı Newton-Raphson yönteminin uygulandığı bir bilgisayar programı kullanılmıştır. Elde edilen model verileri deneysel verilerle karşılaştırılmıştır.

    10. Kamboçya Çayından İzole Edilen Mayaların Antimikrobiyal Aktivitelerinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sibel Şafak

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada, Kombucha çayından 15 adet maya izole edilmiştir. İdentifikasyon sonuçlan bunların Saccharomyces cerevisiae (8, Candida krusei (2, Kloeckera apiculata (2 ve Kluyveromyces africanus (1 olduğunu göstermiştir. Mayaların genel inhibisyon etkileri bazı kontaminant ve patojen bakteriler (Escherichia coli, Staphylococcus aureus, Pseudomonas aeroginosa ve Yersinia enterocolitica üzerinde ağar diffüzyon yöntemi ile belirlenmiştir. Araştırma sonuçları, mayaların S. aureus üzerinde değişik oranlarda inhibisyon etkilerinin olduğunu göstermiştir. Mayaların diğer test bakteriler üzerinde antimikrobiyal etki göstermedikleri tespit edilmiştir.

    11. S-35: Aynı Yaş Kategorisinde Farklı Başarı Seviyesindeki Erkek Futbolcuların Lig Performanslarının Karşılaştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Raziye Dut

      2017-03-01

      Full Text Available GİRİŞ: Futbola erken yaşta başlamak, yeteneğin ortaya çıkarılması ve doğru geliştirilmesi zor ve uzun bir süreçtir. Bu süreçte hem yetenekli hem de iyi yönlendirilmiş olan futbolcular milli takım kamplarına davet edilmekte ve milli futbolcu olmanın ilk adımlarını da atmış olmaktadır.AMAÇ: U-14 yaş kategorisinde milli takım seçilme kampına davet edilmiş erkek futbolcuların diğer ülke genelinde akademi liglerinde futbol oynayan aynı kronolojik yaştaki davet edilmeyen akranlarından lig performans farklılıklarını göstermektir.GEREÇ-YÖNTEM: 2016-2017 sezonunda akademi liglerinde futbol oynayan U-14 2050 erkek futbolcudan milli takıma seçilme kampına davet edilen 213 futbolcunun ligin ilk yarı döneminde davet edilmeyen akranlarından futbola spesifik lig performans farklarını inceledik. Veriler n ve % veya ortanca ve Inter Quartile Rate (IQR olarak özetlendi. Gruplar arası farklılıkların saptanmasında Mann-Whitney U testi kullanıldı.. P<0,05 istatistiksel anlamlı kabul edildi.BULGULAR: Yaş çeyrekleri sırasıyla 122 (%57,3, 49 (523, 30 (%14,1 ve 12(%5,6 idi. 2016-2017 sezonunda şubat ayına kadar oynadıkları maç sayıları 12 (IQR: 5-12, dakika 681 (245-1183,2, sarı kart sayısı 0 (0-1, gol sayıları 0 (0-2 olduğu görüldü. Milli takıma seçilme kampına davet edilen futbolcuların edilmeyenlere göre daha fazla maç ve oyun dakikası oynadığı (p<0,001, daha fazla gol attığı (p<0,001 ve daha az sarı kart aldığı (p<0,001 saptandı. Lig maçlarında milli takıma seçilme kampına davet edilen futbolcuların 5 kişiden biri 1 gol atarken davet edilmeyenlerden 10 kişiden biri 1 gol attığı, davet edilenlerin oynadıkları maçlarda 2,77 maçta bir gol atılırken, davet edilmeyenlerin oynadıkları her 8,78 maçtan birinde bir gol atıldığı görüldü. Kampa davet edilmeyen sporcular oynadıkları her 581,28 dakikada bir gol atılırken, davet edilenlerde 218

    12. Türk ve Yabancı Futbol Takımlarının Borsa Performansları Üzerine Bir Uygulama

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Feyyaz ZEREN

      2013-09-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı hisse senetleri borsada işlem gören yerli ve yabancı toplam 8 futbol takımının kendi liglerinde aldıkları maç sonuçları ile borsa performansları arasında bir ilişki olup olmadığını araştırmaktadır. Türk futbol takımlarını Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor; yabancı takımları ise Roma, Borussia Dortmund, Olympique Lyon ve Juventus oluşturmaktadır. Çalışmada bu takımların 2007-2011 sezonlarında oynadıkları maçların sonuçları temel alınmıştır. Bu amaca ulaşmak üzere SPSS 15 programında T Testi uygulaması yapılmıştır. Yapılan analiz sonucunda 8 takım içerisinden aldığı galibiyetler ile borsa performansı arasında anlamlı ilişki tespit edilen tek takım Galatasaray olarak çıkmıştır. Mağlubiyetler ile borsa performansı arasında anlamlı ilişki tespit edilen takımlar ise Fenerbahçe, Juventus, Roma ve Borussia Dortmund takımlarıdır.

    13. KANADA’DA YETİŞEN İKİ Thuja L. (CUPRESSACEAE) TÜRÜNÜN UÇUCU YAĞ KOMPOZİSYONU

      OpenAIRE

      KILIÇ, Ömer

      2014-01-01

      Kanada’da yetişen Thuja occidentalis L. ve Tetraclinis articulate (Vahl) Masters (synonym: Thuja articulate) türlerinin ibrelerinden elde edilen yağlar HS-SPME / GC-MS tekniği ile analiz  edildi. Sırasıyla %92.30 and %93.42’lik toplam yağ miktarında otuzbir ve ellibir bileşen tespit edildi. Thuja occidentalis’in ana bileşenleri bornilasetat (%30.00), limonen (%7.56), kamfor (%7.33), α-pinen (%7.18) ve δ-kadinen (%6.01) olarak belirlendi; Tetraclinis articulata’da ise α pinen (%32.67), 3-karen...

    14. Ankara Vespidae (Insecta, Hymenoptera) Türleri Üzerine Faunistik Çalışmalar ve Ekolojik Gözlemler

      OpenAIRE

      TÜZÜN, Ayla; KEKİLLİOĞLU, Aysel

      2003-01-01

      Bu araştırma, 1998-2001 yılları arasında Türkiye’nin başkenti Ankara ili civarında yapılan arazi çalışmaları sonucunda elde edilen 683 örneğe dayanmaktadır. Çalışma sonucunda 4 cinse ait (Vespa, Vespula, Dolichovespula, Polistes ) 9 tür ve 1 alt tür; Vespa orientalis Linnaeus, 1771, Vespula (Paravespula) germanica (Fabricius, 1793), Vespula (Paravespula) vulgaris (Linnaeus, 1758), Dolichovespula (Metavespula) slyvestris (Scopoli, 1763), Polistes (s.str.) gallicus (Linnaeus, 1767), Polistes (s...

    15. Ozonla pestisit giderimi uygulamasının domateste renk ve C vitaminine etklieri

      OpenAIRE

      BALTACI YİĞİT, Havva Merve

      2015-01-01

      Bu tez kapsamında tarla koşullarında yetiştirilen domatesler üç farklı pestisit (neonikotinoidlerden imidacloprid, METI grubundan fenazaquin ve sentetik piretroidlerden lambda cyhalothrin) ile ilaçlanmış ve hasat edilen domateslerde yapılan ozonlama işleminin pestisit giderimine, C vitaminine ve renge etkisi ortaya konulmuştur. Ozonlu su ile yıkama işlemi sonucunda imidacloprid, fenazaquin ve lambda cyhalothrinin sırasıyla; %40,9, %57,8, %20,4 oranında, doğrudan suda yıkama işlemi so...

    16. POLiMER MALZEMELERiN MEKANiK ANALiZ Y0NTEMLERi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      MUSTAFA KEMAL ARICIOĞLU

      2000-06-01

      Full Text Available Son otuz y1l i9erisinde, polimer rnalzen1elerin onen1i ar1n11~t1r ve arttnaya devarn etlnektedir. Ozeltiklc metallerin yerine ikatne edilen politnerler n1etallerden farkh ozelliklere sahip oldugundan bu tnalzen1elerin ozell iklerinin bel irlentnesi ve bu tze 11 iklerin belirlenmesinde kullantlan test teknikleri onetnli bir konu ha line geln1 i~tir. 8 u 9alt~n1ada po litner tnalzen1e I er in n1ekanik ozellikleri ve kullanllan test teknikleri incelenn1 i~ti r

    17. S-33: Atletik Performans Testleri U-14 Yaş Erkek Futbolcuların Elit Düzeye Kabülündeki Seçme Faktörlerinden Biri Olabilir Mi?

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bernard Tahirbegolli

      2017-03-01

      Full Text Available GİRİŞ: Son yıllarda sporda yetenek seçimi ve geliştirme programları gündemdedir. Futbolda da yeteneğin seçilmesinde, geliştirilmesinde pratik uygulamada kabul gören tek bir rehber yoktur. Fakat tercih edilen erken dönem futbola başlanması, yeteneğin ortaya çıkarılması ve antreman programlarıyla geliştirilmesidir. Bu adolesan dönemde kolay görülmemektedir. Aynı yaş gruplarındaki fiziksel farklılıklar, performans test kriterleri, adolesan sporcunun potensiyelinin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır.AMAÇ: U-14 yaş erkek futbolculardan milli takım seçmelerine davet edilen ve sonrasında milli takıma seçilen ve seçilmeyenler arasında lig maçlarındaki durumları ile atletik performans test sonuçlarının seçim kriterleri olarak kullanılabilirliğini değerlendirmek.GEREÇ-YÖNTEM: 2015-2016 sezonunun U-14 milli takım seçme kampına davet edilen ve 2016-2017 sezonun ilk yarısında aktif futbol oynayan sporcuların maç, toplam dakika, sarı/kırmızı kart, gol sayısı ve sporcuların kamp esnasında ölçülen MaxV02, agility test, atlama, sürat ve YOYO IRT1 dayanıklılık testleri ile karşılaştırıldı. Nitel veriler % olarak özetlendi. Gruplar arası farklılıkların saptanmasında Mann-Whitney testi kullanıldı. P0,20.SONUÇ: Büyüme ve gelişmenin, yetenek gelişim programlarını ve gelecekteki performansı etkilediği dönem adolesan dönemdir. Adolesan futbolcularda müsabaka için performans göstergeleri olarak değerlendirilebilen oynadıkları maç sayısı, toplam oyunda kaldığı dakika, sarı/kırmızı kart sayılarında anlamlı fark saptamadık. Bu yaş grubundaki futbolcuların elit düzeye kabulünde atletik performans test sonuçlarının daha etkin bir gösterge olabileceği düşünülmektedir.

    18. Yabancılara Türkçe Öğretiminde Filmlerin Kullanımı (Selvi Boylum Al Yazmalım Filmi Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Adem İŞCAN

      2017-04-01

      Full Text Available Yabancı dillerin öğretimi alanında kullanılan filmlerin, hedef dilin kültürünü öğrencilere öğretmedeki etkisi dünya çapında bilinmektedir. Kültür öğretiminin, dili öğrencilerin ilgisine açacağı düşünüldüğünde çalışmanın Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi alanındaki önemi anlaşılacaktır. Bu araştırmanın amacı, Türkçenin yabancı dil öğretiminde filmlerin kullanılmasının, öğrencilerin Türk kültürel unsurlarını fark etmesine ortam hazırlama durumunu ölçmektir. Araştırmada betimsel tarama yöntemi kullanılmıştır. Öğrencilerin sorulara verdiği yanıtlar, nitel araştırma yöntemlerinden birisi olan doküman incelemesi ile analiz edilmiştir. Veri toplama sürecinde, literatür taraması sonucu araştırmacının hazırlamış olduğu sorular öğrencilere yöneltilmiştir. Elde edilen veriler, üç uygulama sonucunda analiz edilmiştir. İlk olarak her bir öğrencinin vermiş olduğu yanıtlar tasnif edilmiştir. Daha sonra her uygulama için verilen yanıtlar, Microsoft Office Excel 2013 programına aktarılmış, burada analize tabi tutulmuş ve son olarak da her bir soruya verilen cevaplar için ortaya çıkan sonuçlar yorumlanmıştır. Elde edilen veriler, öğretmen yönlendirmesi sonucunda Türk kültür ögelerinin, filmler kullanılarak, geleneksel olarak tabir edilen yöntemlerden çok daha verimli biçimde öğretilebildiğini göstermiştir. Filmlerin öğrenciler tarafından ilgi ile takip edilmesi, öğrenmedeki verimi arttırmış, görsel olarak sunulan kültürel unsurlar, kuru bilgiden çok daha öteye geçerek kalıcı hâle gelmiştir.

    19. Tıbbi Adaçayı (Salvia officinalis L.’nda Farklı Hasat Zamanlarının Uçucu Yağ ve Fenolik Bileşikler ile Antioksidan Aktivite Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Müge BAŞYİĞİT

      2016-11-01

      Full Text Available Bu araştırma, bir yıl süreyle 12 ayı temsil edecek şekilde farklı zamanlarda hasat edilen tıbbi adaçayı (Salvia officinalis L.’nın herba ve yaprak verimi, yaprakların taşıdığı uçucu yağ oranı ve kompozisyonu, ekstrede  Folin-Ciocalteu kolorimetrik metodu kullanılarak toplam fenolik madde miktarı, fenolik bileşikleri, serbest radikal süpürücü aktivitesi (DPPH ve demir iyonu indirgeme gücü (FRAP yöntemlerine göre antioksidan aktivitelerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tıbbi adaçayında taze herba verimi 500.0-961.0 kg/da, kuru herba verimi 223.4-556.6 kg/da, kuru yaprak verimi 129.6-367.2 kg/da, uçucu yağ oranı %0.83-3.33, toplam fenolik madde miktarı 14.54-30.83 mg/g arasında değişim göstermiştir. Yaz ve güz aylarında hasat edilen bitkilerin herba ve yaprak verimleri, uçucu yağ oranları ve verimleri ile toplam fenolik madde miktarları kış ve bahar aylarında hasat edilen bitkilere göre daha yüksek bulunmuştur. Tıbbi adaçayının uçucu yağ kompozisyonunu oluşturan en önemli bileşenlerin 1,8-sineol (%11.93-31.87, α-tuyon (%15.72-26.26, β-tuyon (%4.51-27.67 ve kamfor (%3.65-23.02 olduğu, 1,8-sineol ve kamfor oranları ilkbahar aylarında daha düşük oranlarda, α- ve β-tuyon oranları ise ilkbahar aylarında daha yüksek oranlarda bulunduğu tespit edilmiştir. Tıbbi adaçayının en önemli fenolik bileşenlerinin ise rosmarinik asit (15.15-100.57 mg/g, naringin (9.59-41.81 mg/g, hesperidin (9.80-53.26 mg/g ve rutin (0.73-10.04 mg/g olduğu, en yüksek antioksidan aktivite Mayıs ve Haziran aylarında biçilen ve en düşük antioksidan aktivite ise Mart ve Nisan aylarında biçilen tıbbi adaçayı yapraklarında gözlenmiştir.

    20. Eğirdir Gölü Mikrobiyoloji Kalitesinin Mevsimsel Değişimi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Cafer BULUT

      2016-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada Türkiye’nin 2.büyük tatlısu gölü olan Eğirdir Gölü’nün mikrobiyolojik parametrelerinin mevsimsel değişiminin izlenmesi amaçlanmıştır. 2013 yılı içerisinde mevsimsel gerçekleştirilen çalışmada göl üzerinde belirlenen 9 istasyondan alınan su örneklerinde toplam koliform, fekal koliform, Escherichia coli (E. coli ve toplam bakteri analizleri gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda göl suyu toplam koliform sayısı 0 ile 34 arasında değişim göstermiştir. Elde edilen değerler limit değerlerin (70 EMS/100 mL altında olduğu belirlenmiştir. Fekal koliformlar yaz döneminde sadece 4.istasyonda,  sonbahar döneminde ise 7. ve 9. istasyonda tespit edilmiştir. Toplam E. coli ise bütün istasyonlarda tespit edilmemiştir. Toplam bakteri sayısı 0 ile 172 kob/100 mL arasında değişim göstermiştir. Elde edilen sonuçlar Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği Kıta içi Su Kaynakları Kalite Kriterleri yönüyle değerlendirildiğinde kabul edilebilir değerlerin altında olduğu belirlenmiştir.

    1. Urfa Peynirlerinin Mikrobiyolojik, Kimyasal ve Duyusal Niteliklerinin Saptanması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Atilla Yetişmeyen

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada Ankara İli merkezinde satışa sunulan Urfa peynirlerinin mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal özellikleri belirlenmiştir. Mikrobiyolojik incelemeler sonucunda, örneklerde ortalama olarak; 1,0x109 kob/g TAMB (toplam aerobik mezofil bakteri, 1,0x107 kob/g maya ve küf, 3,5x106 EMS/g koliform bakteri, 1,1 x106 EMS/g E. coli ve 1,3x103 kob/g S. aureus olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular, Urfa peynirlerinin üretiminde ve pazarlanması sırasında hijyenik kurallara uyulmadığını ve kötü bir mikrobiyolojik kaliteye sahip olduğunu göstermektedir. Kimyasal analizler sonucu örneklerin kurumadde, yağ, kurumaddede yağ, protein, tuz, kurumaddede tuz, kül, titrasyon asilliği (yüzde laktik asit cinsinden, pH, toplam azot, suda eriyen azot, olgunlaşma katsayısı ve protein olmayan azot değerleri sırasıyla % 48,33, % 22,96, % 47,48, % 17,53, % 6,80, % 17,53, % 2,107, % 1,23, 5,44 pH, % 2,747, % 0,411, % 15,25 ve % 0,26 olarak belirlenmiştir. Duyusal nitelikler bakımından ise; peynirlerin 100 puan üzerinden ortalama 53,71 puan aldıkları tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlardan Urfa peynirlerinin standart bir kalitede olmadığı, üretiminde ve pazarlanmasında hijyenik kurallara uyulmadığı anlaşılmaktadır.

    2. Türkiye Ekonomisinde Milli Gelir ve Ücretler Arasındaki İlişki

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Güller ŞAHİN

      2017-07-01

      Full Text Available Yapılan çalışmanın amacı; Türkiye ekonomisinde 2002Q1-2015Q4 örneklem dönemi içerisinde milli gelir ile ücretler arasındaki ilişkiyi incelemektir. Amaç doğrultusunda 56 gözleme ait zaman serisi arasındaki ilişki uzun dönemde Engle-Granger ve Johansen eşbütünleşme testleri, kısa dönemde Hata Düzeltme Modeli kullanılarak çözümlenmiştir. Milli gelir ve ücretler arasındaki uzun dönemi yansıtan ilişki için eşbütünleşme testlerinden elde edilen bulgular, değişkenler arasında bir tane eşbütünleşme denkleminin kurulmasına izin vermiştir. Uzun dönemli ilişkide, değişkenlerin birlikte hareket etme eğiliminde olduğu sonucuna varılmıştır. Ardından eşbütünleşme derecesinin ne olduğunun ve ne kadar hızla gerçekleştiğinin belirlenmesine yönelik Hata Düzeltme Modeli kurulmuştur. Elde edilen -0.391 hata terimleri katsayısı, kısa dönemli dengesizliklerdeki 1 birim sapmanın yaklaşık %4’ünün bir sonraki dönemde düzeldiğini ifade etmiştir.

    3. Yabani Baklagil Bitkilerinden, Mikrobiyal Gübre Olarak Kullanılan Rhizobium Spp. Bakterilerinin İzolasyonu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hatice Öğütcü

      2014-05-01

      Full Text Available Araştırmamızda kullanılan yabani baklagil bitkileri ( Medicago sativa, M.lupulina ve M. varia Erzurum iline ait yüksek rakımlı (2000-2500m bölgelerden (Palandöken dağı, Alibaba dağı, Turnagöl dağı, Hasanbaba dağı, Eğerli dağı, Yıldırım dağı, Çubuklu dağı, Deveboynu mevkii, Kayakyolu mevkii, Telsizler tepesi ve Dumlu tepesi Haziran ve Temmuz aylarında toplandı. Bu bitkilerden elde edilen nodüller steril edilerek YMA (Yeast Mannitol Agar plaklarına çizgi ekim yapıldı ve petriler 28+1ºC’de 3-5 gün süreyle inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon süresi sonunda oluşan tipik koloniler oluşturan (beyaz, saydam veya hafif mat, mukozlu, yuvarlak, kabarık 39 izolat seçilerek yatık YMA tüplerine aktarıldı ve buzdolabında +4ºC’de muhafaza edildi. Sonraki aşamada bu izolatlar sitolojik ve biyokimyasal analizlerle tanımlanmaya çalışıldı. Bu amaçla izolatlar; Brom Thymol Mavili ve Kongo Kırmızılı YMA’da üreme, gram özelliği, hareket, katalaz ve oksidaz testlerine tabi tutularak değerlendirildi. Yapılan sitolojik ve biyokimyasal analizler sonucunda elde edilen 39 izolatın 28’inin Rhizobium spp. olduğu tespit edildi.

    4. Morchella conica (Pers.) Boudier Ve Suillus luteus (L.) S. F. Gray Makrofunguslarının Antimikrobiyal Aktiviteleri

      OpenAIRE

      DUMAN, Rüstem; DOĞAN, Hasan Hüseyin; ATEŞ, Ali

      2003-01-01

      Bu çalışmada, iki makrofungus türünden [ Morchella conica (Pers.) Boudier ve Suillus luteus (L.) S. F. Gray ] çeşitli çözgenler yardımıyla elde edilen ekstrelerin farklı test mikroorganizmalarına karşı antimikrobiyal etkileri Disk Difüzyon metodu ile ölçülmüştür. Bulgularımıza göre; Morchella conica’ nın kloroform ekstresinin Sarcina lutea ATCC 9341’ ya, etanol ekstresinin Streptococcus salivarius RSHE 606’a, Suillus luteus’un etanol ekstresinin de Streptococcus mutans NCTC 10449 bakteri kült...

    5. VERGİ GELİRLERİ VE KAMU HARCAMALARI AÇISINDAN ENFLASYON: TANZİ VE TERS TANZİ ETKİLERİ

      OpenAIRE

      ÇAVUŞOĞLU, A. Tarkan

      2005-01-01

      Bu çalışma, Tanzi etkisi olarak adlandırılan enflasyonun reel vergi gelirleri üzerindeki etkisi ile ters Tanzi etkisi olarak adlandırılan enflasyonun reel kamu harcamaları üzerindeki etkisini konu etmektedir. Çalışmada, enflasyonun bütçe dengesi üzerindeki etkisi, Tanzi ve ters Tanzi etkileri kapsamında ekonometrik bir yaklaşımla incelenmeye çalışılmıştır. Elde edilen ampirik bulgular, 1987-2003 döneminde Türkiye ekonomisinde yaşanan yüksek enflasyonun, hem vergi gelirlerinin hem de kamu har...

    6. Hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlardaki etken maddelerin tayini için elektrokimyasal yöntemlerin geliştirilmesi ve analitik uygulamaları

      OpenAIRE

      TAŞDEMİR, İbrahim Hüdai

      2011-01-01

         Bu tez çalışmasında hipertansiyon tedavisinde kullanılan hidrokloratiyazit (HKA), indapamit (İNDA), peridopril (PER), moeksipril (MOE) ve zofenopril (ZOF) moleküllerinin asılı damla cıva elektrot (ADCE) ve camsı karbon elektrot (CKE) yüzeylerindeki elektrokimyasal davranışları incelenmiş, elektrot tepkimesine katılan elektron ve proton sayıları ile difüzyon katsayısı ve yüzey kaplama katsayısı hesaplanmıştır. Deneysel çalışmalarda elde edilen veriler teorik hesap...

    7. Akut myeloid lösemi hastasında kronik dissemine kandidiyazisin başarılı tedavisi

      OpenAIRE

      K, Ozturk E; N, Soyer; S, Bayraktaroglu; M, Hekimgil; M, Tobu; B, Arda

      2014-01-01

      Kronik dissemine kandidiyazis (KDK) sistemik yaygın bir kandida enfeksiyonu çeşididir ve nötropenik hastaları etkiler. Bu vaka sunumunda remisyon indüksiyon kemoterapisi sırasında KDK tanısı alan ve sırasıyla amfoterisin B ve flukonazol ile tedavi edilen bir akut myeloid lösemi olgusu sunulmuştur. Kemoterapi sonrası geniş spektrumlu antibiyotiklere yanıtsız ateş ortaya çıktı. Lipozomal amfoterisin B (Lip-Amf-B) tedavisi başlandı. Serum galaktomannan (GM) testi ve kan kültürleri negatifti. Yük...

    8. FARKLI İSKELETSEL MALOKLUZYONLARIN ÜST HAVAYOLU BOYUTLARI ÜZERİNE ETKİLERİ

      OpenAIRE

      Ekizer, Abdullah; Türker, Gökhan

      2015-01-01

      Kraniofasiyal iskeletsel morfoloji ve üst hava yolu boyutu arasındaki ilişki önemli bir tartışma konusudur. Bu retrospektif çalışmanın amacı iskeletsel Sınıf I, Sınıf II ve Sınıf III hastalar arasındaki nazofaringeal, orofaringeal ve hipofaringeal hava yolu boyutlarını lateral sefalometrik radyograflar kullanarak değerlendirmektir. Erciyes Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi arşivinden elde edilen lateral sefalometrik radyograflar üzerinde, Sınıf I maloklüzyona sahip 30 hastanın (20 kız, 10 ...

    9. İSLAM HUKUKU AÇISINDAN NİŞANLANMA / Engagement in Islamic Law

      OpenAIRE

      Acar, H. İbrahim

      2010-01-01

      ÖZETNişanlanma, evlenme arzusunda olan kadınla erkeğin evliliğe karar vermeden önce birbirini daha iyi tanımaları bakımından önem arzeden ve evliliğin hazırlık safhası olarak kabul edilen bir dönemi ifade eder.Bu dönemde, taraflar birbirleri hakkında fikir edinmek ve ilerde çıkması muhtemel bazı ailevi problemleri en aza indirmek için, edep dairesi içinde herkese açık mekanlarda buluşup görüşebilirler. Bunu yasaklayan her hangi bi...

    10. Türkiye’de Yetiştirilen bazı Soya Varyetelerinden Elde Edilen Soya Sütlerinin Amino Asit Profilinin Belirlenmesi

      OpenAIRE

      Nevzat Artık

      2015-01-01

      Bu araştırmada Türkiye’de yetiştirilen 5 farklı soya varyetesinden üretilen soya sütlerinin amino asit profilleri incelenmiştir. Ayrıca Japon soya varyetesi amino asit bileşimi ile karşılaştırma yapılmıştır. Soya sütlerinde esansiyel amino asitler yüksek düzeyde bulunmuştur. Esansiyel amino asit miktarı tüm soya varyetelerinde 4.125, 4.922 (mg/g) sınırları içinde değişmektedir. Bu özelliği ile soya sütü insan beslenmesinde önemli bir gıda maddesidir.

    11. Türkiye’de Yetiştirilen bazı Soya Varyetelerinden Elde Edilen Soya Sütlerinin Amino Asit Profilinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nevzat Artık

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada Türkiye’de yetiştirilen 5 farklı soya varyetesinden üretilen soya sütlerinin amino asit profilleri incelenmiştir. Ayrıca Japon soya varyetesi amino asit bileşimi ile karşılaştırma yapılmıştır. Soya sütlerinde esansiyel amino asitler yüksek düzeyde bulunmuştur. Esansiyel amino asit miktarı tüm soya varyetelerinde 4.125, 4.922 (mg/g sınırları içinde değişmektedir. Bu özelliği ile soya sütü insan beslenmesinde önemli bir gıda maddesidir.

    12. Çiftçilerin Bürokratik Bilgi ve Becerilerine Etki Eden Faktörler; Tokat İli Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gungor Karakas

      2017-03-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı, kırsal alanda yaşayan üreticilerin bürokratik bilgi ve becerilerinin gelişmesini etkileyen bazı faktörlerin belirlemesidir. Bu amaca ulaşmak için kırsal alanda yaşayan 110 çiftçi ile yüz yüze anket yapılmıştır. Anketler 2013 yılında Tokat ili merkez köylerinde gerçekleştirilmiştir. Bürokratik süreçler konusundaki bilgi ve becerilerinin gelişmesinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi amacıyla, sırasıyla açımlayıcı faktör analizi ve doğrulayıcı faktör analizi kullanılmıştır. Yapılan açımlayıcı faktör analizi sonucunda 4 faktörlü ve 10 değişkenli bir yapı ortaya çıkmıştır. Toplam varyansın % 76,063’ünü açıklayan bu faktörler ve güvenilirlik katsayıları; Örgütlenme Eğilimi (0,803, Bürokratik İşlem Deneyimi (0,701, Desteklerden Yararlanma Yoğunluğu (0,900 ve Yakın Çevre İletişimi (0,601 olarak belirlenmiştir. Yapılan doğrulayıcı faktör analizi sonuçlarına göre uyum endeks değerleri; GFİ: 0,938, CFİ; 0,934 ve NFİ; 0,913 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca elde edilen RMSEA ve CMİN/DF katsayılarının da uygun ve anlamlı olması elde edilen sonuçların teoriye uygun olduğuna işaret etmektedir. Elde edilen bu katsayıların istenen uyum indeks değerlerinin anlamlı olması sonuçların teoriye uygun olduğuna işaret etmektedir. Sonuç olarak Tokat ili kırsal alanda yaşayan çiftçilerin bürokratik bilgi ve becerilerinde etkili faktörler; tarımsal örgütlenmelerin içinde yer almak, kamu dairelerinde yapılan resmi işlem deneyimi, tarımsal desteklerden faydalanma girişimleri ve yakın çevre iletişimi olarak belirlenmiştir.

    13. Gluten Unu İlavesinin Hamurun Reolojik Özellikleri ve Ekmeğin Kalitesine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hazım Özkaya

      2015-02-01

      Full Text Available Farklı özellikteki iki un örneğinden laboratuvarda elde edilen değişik özellikteki gluten unları ile bir nişasta fabrikası yan ürünü olan ticari gluten unu 74 ve 80 randımanlı unlara %1, %3, %5, %7 ve %10 oranlarında katılarak hamurun reolojik özellikleri ve ekmeğin kalitesine etkileri araştırılmıştır. Gluten unu katılan örneklerin farinograftaki su absorbsiyonları yükselmiştir. Gelişme süresi 50 oC de kurutulan gluten unlarından olumlu yönde etkilenmiştir. Stabilite değeri, yoğurma tolerans sayısı, yumuşama derecesi ve valorimetre değeri laboratuvarda elde edilen gluten unlarından olumlu, ticari gluten unundan ise olumsuz yönde etkilenmiştir. Ekstensografta hamurun uzama mukavemeti una gluten unu katıldığı zaman artmıştır. Hamurun uzama kabiliyeti 70 oC de kurutulan gluten unu katılmış örneklerde azalmıştır. Enerji değeri ise 70 oC de kurutulan gluten unu ve %10 ticari gluten unu katkılı örnekler dışında olumlu yönde etkilenmiştir. Ekmek hacmi ve değer sayısı, 50 oC de kurutulan gluten unundan olumlu, 70 oC de kurutulandan ise olumsuz yönde etkilenmiştir. Ticari gluten unu 80 randımanlı unların ekmek hacmi ve değer sayısını arttırmıştır.

    14. Bazı Biyolojik Preparatların Sitophilus granarius (Coleoptera: Curculionidae Erginlerine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tuğba AYYILDIZ

      2017-09-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Entomopatojen funguslardan Biocatch, Nibortem (Verticillium lecani, BMAUM-M3-003 (Metharizum anisopliae ile okaliptus ve zencefil bitkilerinden elde edilen uçucu yağların ve bir bitkisel ekstrakt preparatı olan Nibedicine EC (Azadiractin’in buğdaylarda oldukça önemli zarara neden olan Sitophilus granarius (Coleoptera: Curculionidae erginlerine karşı laboratuar koşullarında etkinlikleri denenmiştir. 10x10x8 cm boyutlarında ağızları tül ile yapıştırılmış olan plastik kaplarda ve 25±1 °C sıcaklık, %60±5 nem oranlarında ve 16:8 saat ışıklandırma süresine ayarlı iklim odasında yetiştirilen S. granarius erginleri üzerine Biocatch, Nibortem (Verticillium lecanii entomopatojen funguslardan 1x109  cfu/mL, BMAUM-M3-003 (Metharizum anisopliae 1x108  cfu/mL dozunda, Nibedicine EC (Azadirachtin 3000 ppm dozunda, uçucu yağlar ise %1 (1 l/100 l dozunda uygulanmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen verilere göre BMAUM-M3-003 kodlu entomopatojen fungus (M. anisopliae, S. granarius’u zamana bağlı olarak en fazla etkileyen etmen olmuştur. Yapılan değerlendirmeler sonucunda kullanılan preparatların 21 gün sonunda etkileri incelendiğinde, zencefilin %89.47, diğerlerinin ise %100 ölüm oranına sahip olduğu saptanmıştır.

    15. Çeşitli Ekmeklerin Protein, Yağ, Nem, Kül, Karbonhidrat ve Enerji Değerleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nilgün Karaağaoğlu

      2015-02-01

      Full Text Available Araştırma, Ankara il merkezinden elde edilen 33 ekmek üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ekmeklerden alınan ikili veya üçlü örneklerde kül, nem, yağ ve azot (N tayini yapılmıştır. Analiz sonucunda elde edilen N miktarları, tahıl çeşitleri için önerilen katsayılar ile çarpılarak protein miktarları belirlenmiştir. Karbonhidrat ve enerji değerleri ise hesaplanarak bulunmuştur. Beyaz (BE, tam buğday ve köy (TE, kepekli (KE, yulaf (YE ve çavdar (ÇE olmak üzere 5 grupta toplanan ekmek çeşitlerinin protein miktarları arasındaki fark önemli bulunmamıştır (p>0.05. KE grubundaki ekmeklerin yağ miktarı en düşük düzeydedir ve YE ile TE grubundaki ekmeklerle arasındaki fark önemlidir (p<0.05. TE ve KE grubundaki ekmeklerdeki kül miktarı, BE grubundakilerden daha yüksektir (p<0.05. Sonuçlar, beyaz ekmeklerin yapımında kullanılan unlarda, öğütme sırasında kayıpların oluştuğunu göstermektedir. Tam buğday, kepekli, yulaf ve çavdar ekmekleri, içerdikleri diyet posası türleri ve miktarları da düşünüldüğünde, sağlık üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle beyaz ekmeğe göre daha iyi seçeneklerdir.

    16. SIĞIR AYAKLARININ POSTMORTEM MAKROSKOPİK VE HİSTOPATOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

      OpenAIRE

      ÖZSOY, Serhat; ÖZER, Kürşat; ARUN, Seçkin

      2018-01-01

      ÖzetÖzel bir mezbahadan elde edilen 112 sığıra ait 448 ayağın tırnaklan, makroskopik ve histopatolojik olarak incelendi.Değerlendirilen ayakların 110'u Holstayn, 1'i Simental, 1'i Yerli Kara ırkına ait idi. Bunlardan 89'u erkek, 23'ü dişiydi. Ayakların makroskopik incelemesi sonucunda 38 olguda taban-ökçe çürüğü, 22 olguda taban çürüğü, 29 olguda ökçe çürüğü, 30 olguda kronik-subklinik laminitis, 12 olguda beyaz çizgi ayrılması, 4 olguda interdigital panarisyurn, 6 ol...

    17. Jinekomasti tedavisinde ‘liposuction’ – artroskopik kıkırdak traşlayıcı kombinasyonu

      OpenAIRE

      Ersoy, Burak; Aköz, Tayfun

      2014-01-01

      Giriş: Uzun süredir mevcut jinekomasti tanısı konulan erişkin erkeklerde tek etkin tedavi seçeneği cerrahidir. Jinekomastinin düzeltilmesine ilişkin birçok farklı cerrahi teknik tarif edilmiştir. Bu çalışmada, ameliyat izini en az düzeyde tutmak amacıyla artroskopik traşlayıcı cihazın konvansiyonel LPS uygulamasına kombine edildiği jinekomasti düzeltici cerrahi yöntemin tanıtılması ve sunulan cerrahi teknikle elde edilen sonuçların değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Gereç ve Yöntem: 2012 ve 2...

    18. TURİST REHBERLİĞİNDE MESLEK ETİĞİ İLKELERİNİN FAYDACI ETİK YAKLAŞIMI İLE BELİRLENMESİ

      OpenAIRE

      DÜZ, Burak

      2017-01-01

      Buçalışma, faydacı etik açısından turist rehberliği mesleğinde etik ilkeleribelirlemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, 11 turist rehberi yarı-yapılandırılmışgörüşmeler gerçekleştirilmiştir. Turist rehberlerinden elde edilen verilereiçerik analizi uygulanmıştır. Turist rehberliğinde mesleki etik ilkeleri üçtema altında toplanmaktadır: Mesleki Sorumluluklar, Rehberlerle İlişkiler,Turist ve Paydaşlarla İlişkiler. Mesleki Sorumluluklar teması MeslekiÖzellikler, Mesleki Beraberlik; Rehberlerle İlişk...

    19. TURİST REHBERLERİNİN MOTİVASYONU İLE PERFORMANSI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ

      OpenAIRE

      KÖROĞLU, ÖZLEM; AVCIKURT, CEVDET

      2015-01-01

      Turist rehberlerinin performans düzeylerinin ölçülmesi, rehberlerin motivasyonu ile performansı arasında herhangi bir ilişkinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve turist rehberlerinin demografik değişkenleri ile motivasyonu ve performansı arasındaki ilişkilerin belirlenmesi bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Elde edilen kuramsal bilgilere dayanarak araştırma hipotezi belirlenmiş ve araştırma modeli geliştirilmiştir. Verilerin elde edilmesi için anket tekniği kullanılarak turist reh...

    20. UTILIZATION OF COAL FLY ASH AS LOW-COST ADSORBENT MATERIAL FOR NICKEL REMOVAL APPLICATIONS

      OpenAIRE

      KILIÇ, Murat; ÇEPELİOĞULLAR, Özge; KIRBIYIK, Çisem; PÜTÜN, Ayşe Eren; PÜTÜN, Ersan

      2015-01-01

      Bu çalışmada, kömür uçucu külü sulu çözeltilerden nikel(II) iyonlarının gideriminde düşük maliyetli adsorban olarak değerlendirilmiştir. pH, adsorban miktarı, temas süresi ve başlangıç ağır metal derişimi gibi adsorpsiyon işlemini etkileyen deneysel parametrelerin optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Elde edilen deneysel veriler Langmuir, Freundlich ve Dubinin-Radushkevich (D-R) izotermleri kullanılarak modellenmiştir. Langmuir modelinin adsorpsiyon verilerine daha iyi uyduğu belirlenmiştir. U...

    1. İnanç Turizmi Kapsamında Aziz Pavlus Evinin Önemi Ve Tanıtım Faaliyetlerine İlişkin Ziyaretçi Görüşlerinin Değerlendirilmesi/ The Importance Of St. Paul's House Within The Scope Of The Religious Tourism And Evaluation Of The Visitors' Views Related To The

      OpenAIRE

      Başer, Furkan; Başçı, Ayhan

      2013-01-01

      Anadolu, farklı inanç gruplarına sahip insanlar için kutsal sayılan yerleşim yerleri, kilise ve anıtların birçoğuna ev sahipliği yapmaktadır. 2008 yılından bu yana Hıristiyanlarca hac merkezi olarak ziyaret edilen Aziz Pavlus Evi de uluslararası dini turizm hareketleri içerisinde bir potansiyele sahiptir. Bu çalışmada, Aziz Pavlus Evininin tanıtma faaliyetlerinin yeterliliğine ilişkin yabancı ziyaretçilerin görüşleri incelenmiştir. Bu amaçla, Aziz Pavlus Evini ziyaret eden yabancı ziyaretçile...

    2. YÖNETİCİLERİN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ İLE LİDERLİK TARZLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ: İSTANBUL’DAKİ BEŞ YILDIZLI OTELLER ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Derman KÜÇÜKALTAN

      2014-03-01

      Full Text Available ÖzetEtkili liderlik, yoğun rekabet ortamı içerisinde faaliyet gösteren otel işletmelerinin de ihtiyaç duydukları bir kavramdır. Liderliği etkileyen faktörlerden bir tanesi de demografik özelliklerdir. Bu bağlamda çalışmanın amacı; yöneticilerin demografik özellikleri ile benimsenen liderlik tarzları arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.Bu amaçla oluşturulan anket, İstanbul’daki beş yıldızlı otel işletmelerinin genel müdürleri ile departman müdürleri üzerinde uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Anket içerisindeki Likert ölçekli sorularda alt boyutların belirlenmesi için faktör analizi yapılmıştır. Elde edilen alt boyutların, yöneticilerin demografik özelliklerine göre bir farklılık gösterip göstermedikleri Mann-Whitney U ve Kruskal- Wallis testleri ile sınanmıştır. Farklılık gözüken maddelerde farkın nereden kaynaklandığını bulmak amacıyla Tukey testi uygulanmış ve elde edilen sonuçlar üzerinde yorumlar yapılmıştır. Üç liderlik tarzını birden etkileyen herhangi bir demografik özellik bulunmamakla birlikte, bazı değişkenlerin liderlik tarzları ile anlamlı bir ilişki içerisinde olduğu görülmüştür.AbstractEffective leadership has become a notion that is needed by the hotel enterprises which function in a competition-intensive sector. Demographic characteristics are one of the factors which affect leadership most. In this context; the purpose of this study is to display the relationshipbetween the managers’ demographic characteristics and adopted leadership styles. The questionnaire that has been developed for this purpose, has been implemented on the general managers and departmental managers of the five star hotels in Istanbul. The gained data has been evaluated by SPSS. Factor analysis has been done to determine the sub-dimensions in Likert scale questions. The sub-dimensions have been

    3. YÖNETİCİLERİN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ İLE LİDERLİK TARZLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ: İSTANBUL’DAKİ BEŞ YILDIZLI OTELLER ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Derman KÜÇÜKALTAN

      2014-01-01

      Full Text Available ÖzetEtkili liderlik, yoğun rekabet ortamı içerisinde faaliyet gösteren otel işletmelerinin de ihtiyaç duydukları bir kavramdır. Liderliği etkileyen faktörlerden bir tanesi de demografik özelliklerdir. Bu bağlamda çalışmanın amacı; yöneticilerin demografik özellikleri ile benimsenen liderlik tarzları arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.Bu amaçla oluşturulan anket, İstanbul’daki beş yıldızlı otel işletmelerinin genel müdürleri ile departman müdürleri üzerinde uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Anket içerisindeki Likert ölçekli sorularda alt boyutların belirlenmesi için faktör analizi yapılmıştır. Elde edilen alt boyutların, yöneticilerin demografik özelliklerine göre bir farklılık gösterip göstermedikleri Mann-Whitney U ve Kruskal- Wallis testleri ile sınanmıştır. Farklılık gözüken maddelerde farkın nereden kaynaklandığını bulmak amacıyla Tukey testi uygulanmış ve elde edilen sonuçlar üzerinde yorumlar yapılmıştır. Üç liderlik tarzını birden etkileyen herhangi bir demografik özellik bulunmamakla birlikte, bazı değişkenlerin liderlik tarzları ile anlamlı bir ilişki içerisinde olduğu görülmüştür.AbstractEffective leadership has become a notion that is needed by the hotel enterprises which function in a competition-intensive sector. Demographic characteristics are one of the factors which affect leadership most. In this context; the purpose of this study is to display the relationshipbetween the managers’ demographic characteristics and adopted leadership styles. The questionnaire that has been developed for this purpose, has been implemented on the general managers and departmental managers of the five star hotels in Istanbul. The gained data has been evaluated by SPSS. Factor analysis has been done to determine the sub-dimensions in Likert scale questions. The sub-dimensions have been

    4. SİİRT’İN İNANÇ TURİZMİ MEKÂNLARI: ZİYARET (VEYSEL KARANİ) VE TİLLO (AYDINLAR) ÖRNEKLERİ

      OpenAIRE

      Özgen, Nurettin

      2013-01-01

      Turizm, -ekonomik bir değer olarak- önemi her geçen gün artarak devam eden uluslar arası dev bir sosyoekonomik sektördür. Bu sektör yaklaşık 300 farklı çeşit veya alanlardan oluşmaktadır. Bu turizm alanlarından birini de inanç turizmi oluşturmaktadır. İnanç turizmi; tüm inanç sistemleri için kutsal sayılan merkezlerin/ mekânların, insanlar tarafından ziyaret edilmesi ve bu ziyaretlerden elde edilen sosyoekonomik bir kazanç olarak tanımlanabilir. İslam âleminin en önemli inanç turizmi merkezle...

    5. Ekşi Hamurlardan Laktik Asit Bakterileri ve Mayaların İzolasyonu ve Tanımlanması

      OpenAIRE

      Bakırcı, Fatih; Köse, Ergun

      2017-01-01

      Gıda tüketiminde önemli bir yere sahip olanekmeğin, son yıllarda raf ömrünü uzatmak ve besin kalitesini arttırmak içinzengin aroma ve doğal mikrofloraya sahip ekşi hamur ile üretimleri tercihedilmektedir. Bu çalışmada, İzmir ilinde bulunan 10 farklı yerel fırından alınan10 farklı ekşi hamur örneğinden izole edilen laktik asit bakteri (LAB) ve mayasuşlarının tanımlanması amaçlanmıştır. Ekşi hamur örneklerinden izole edilenmikroorganizmalar biyokimyasal özelliklerine göre Vitek 2 Compact (Biome...

    6. Antik Yakın Doğu Milletlerinde Tanrı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa YİĞİTOĞLU

      2012-03-01

      Full Text Available Bu çalışma antik dönem yakındoğu literatüründe tanrı kavramını incelemektedir. Bu konu, o dönemde yaşamış milletlerin tanrı hakkındaki düşüncelerini kavrayabilmemiz açısından oldukça önemlidir. Zira ele aldığımız bu dönem tanrı düşüncesi açısından merak edilen bir dönemdir. Bunun nedeni ise, elde edilebilen ilk dökümanların bu döneme ait olan dökümanlar olmasıdır.

    7. Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Eğitimde Motivasyon Düzeylerinin Ölçülmesi: Ortaca Meslek Yüksekokulu Örneği

      OpenAIRE

      Gürdoğan, Arzu

      2012-01-01

      Çalışma, turizm bölümü öğrencilerinin akademisyenlik mesleğine ilişkin motivasyon düzeylerinin belirlenmesi amacını taşımaktadır. Araştırma tekniklerinden anket kullanılmıştır. Araştırmada, istatistiksel testlerin analizinde SPSS for Windows 15.0 paket programından yararlanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde güvenilirlik, frekans, aritmetik ortalama, standart sapma, korelasyon ve faktör analizi testleri kullanılmıştır. Faktör analizi sonucunda dört faktör elde edilmiştir. Sonuç olarak,...

    8. BATI ANADOLU BOUGUER GRAVİTE ANOMALİLERİNİN SÜZGEÇLENMESİ VE YERKABUĞU KALINLIK DAĞILIMININ İNCELENMESİ

      OpenAIRE

      YÜKSEL, Fethi Ahmet

      2005-01-01

      Batı Anadolu Bouguer Gravite haritasının yoruma hazırlanması için iki boyutlu alçak geçişli süzgeçler kullanılmıştır. Elde edilen rejyonal Bouguer gravite anomali haritasından alınan uygun doğrultudaki profillere Talwani yöntemi uygulanarak Batı Anadolu kabuk kalınlığı geometrisi modellenmiştir. Batı Anadolu kabuk kalınlığı kuzeyde Karadeniz sahillerinde ortalama 30 km'den başlayarak Göller Bölgesinde 35-40 km'ye ulaşmakta ve güneyde Akdeniz sahillerinde tekrar 32 km'ye düşerek...

    9. The investigation of biometric characteristics of seahorse species [Hippocampus hippocampus (Linnaeus,

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şule Gürkan

      2015-12-01

      Full Text Available Bu çalışma, İzmir Körfezi’nde dağılım gösteren Syngnathidae familyasına ait denizatı türlerini ve bu türlerin biyometrik özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Şubat 2000 tarihinde bölgede avlanan balıkçılardan 29 adet Hippocampus hippocampus, ve 200 adet Hippocampus guttulatus örneği temin edilmiştir. Elde edilen örneklerin metrik ve meristik özellikleri ve boy-ağırlık ilişkileri ile boy ve ağırlık frekans değerleri verilmiştir

    10. ÇUKUROVA KOŞULLARINDA ÇİVİOTU (Isatis tinctoria)' NUN PERFORMANSININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

      OpenAIRE

      TANSI, Sezen

      2014-01-01

      Isatis tinctoria Cruciferae familyasından bir bitkidir. Çiviotu Türkiye'de doğal olarak bulunan ve iyi gelişen çok yıllık bir boya bitkisidir. Mavi boyanın kaynağı indigotindir. İndigotin, yapraklarda bulunan isatan B adlı bir maddenin hava ile temasından mavi renge dönüşmesi ile üretilmektedir. Bu gün ev boyacılığında kullanılan bir yöntemle yaprakların su ile kaynatılması ile kolaylıkla elde edilen Isatan B'nin alkali solüsyonu ile indigo elde edilmektedir. Bu araştırmada, Çukurov...

    11. Adana İlindeki Echinococcus granulosus İzolatlarının PCR-RFLP Yöntemi ile Genotiplendirilmesi

      OpenAIRE

      Eroglu, Fadime; Genç, Ahmet; Koltaş, İsmail Soner

      2018-01-01

      Amaç: Kistik ekinokokkozis Echinococcus granulosus larva formunun neden olduğu bir hastalıktır. Bu hastalık, ülkemizde tarım ekonomisini olumsuz etkilediği ve insanlarda yıllık cerrahi sayısında artışa neden olduğu için önemli derecede sosyo-ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu çalışmada koyun ve insan kist sıvılarından izole edilen Echinococcus granulosus izolatlarını genotiplendirmek amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Türkiye’nin güneyinde bulunan Çukurova bölgesinde 50 koyundan ve 20 insand...

    12. Toprakaltı termiti Heterotermes indicola (Wasmann) (Isoptera: Rhinotermitidae)’ya karşı indoxacarb ve chlorfenapyr’in laboratuvar koşullarında etkisi

      OpenAIRE

      MISBAH-UL-HAQ, Muhammad; KHAN, Imtiaz Ali; FARID, Abid; ULLAH, Misbah; GOUGE, Dawn H.; BAKER, Paul B.

      2016-01-01

      Indoxacarb ve chlorfenapyrin’in, Toprakaltı termiti, Heterotermes indicola (Wasmann)’da beslenme engelleyici ve bireyler arasında taşınma etkileri 2013-2014 yıllarında Gıda ve Tarım Nükleer Enstitüsü (NIFA) (Peshawar, Pakistan)’nde laboratuvar testleri ile değerlendirilmiştir. Test edilen kimyasal konsantrasyonları indoxacarb için 1-100 ppm (ağırlık/ağırlık) ve chlorfenapyrin 1 ile 7 ppm (ağırlık/ağırlık) arasında değişmiştir. Gözlemler indoxacarb’ın 50 ppm üzerindeki dozlarda hızlı ölüme seb...

    13. “PESTEL Analizi” ile Türkiye-Almanya Ekonomik İlişkilerinin İncelenmesi

      OpenAIRE

      AKÇA, Hasan; ŞAHİN, Levent; KAYA, Zekayi

      2016-01-01

      Bu çalışmanın amacı; Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik ilişkileri PESTEL Analizi ile irdelemektir. Çalışmada ikincil veriler (1924-2015) kullanılmıştır. PESTEL Analizinden elde edilen bazı sonuçlar şu şekilde özetlenebilir. Almanya bir taraftan gelecekte enerji darboğazı çekmemek için enerji koridorunda bulunan Türkiye ile ilişkileri olumlu yönde tutmaya çalışırken; diğer yandan Türkiye’nin AB’ye üyeliğine mesafeli durmaktadır. 1954-2015/Ağustos döneminde Türkiye’ye yatırım yapan toplam ...

    14. Ulex europaeus Lektininin Kan Grubu Bağlama Özgüllüğü

      OpenAIRE

      ATEŞ, Ali; ÖZGÜR, Yeşim

      2002-01-01

      Bu çalışmada, Ulex europaeus bitkisinden elde edilen Ulex europaeus Aglutinin-I (UEA-I)’in insan kan grubu bağlama özgüllüğü ölçüldü. Bu deney için U tabanlı mikrotitrasyon kabı kullanıldı. 50µg/ml lektin çözeltisi, PBS (phosphate buffered saline) ile hazırlanarak başlangıç konsantrasyonu olarak alındı ve UEA-I’in seri sulandırılması ile insan kan grubu özgüllüğü belirlendi. Sonuç olarak, UEA-I’in %2’lik A grubu eritrositlerini 25µg/ml konsantrasyonda, B grubu eritrositlerini 6.25µg/ml konsan...

    15. SUPERIOR PEDİKÜLLÜ FARİNGEAL FLEP YÖNTEMİ İLE VELOFARİNGEAL YETMEZLİK TEDAVİSİ-MANAGEMENT OF VELOPHARYNGEAL INCOMPETENCE WITH SUPERIORLY BASED PHARYNGEAL FLAP METHOD

      OpenAIRE

      Demirseren, M. Erol; Alkan, Alper; Özakpınar, H. Rıfat; Sevin, Kutlu

      2013-01-01

      ÖzetDamak yarığı onarımından sonra, en önemli problem "hipernazal konuşma" olarak adlandırılan konuşma bozukluğudur. Bu tür olgularda mevcut olan velofaringeal yetmezliğin düzeltilmesi için yeni bir cerrahi girişime gerek duyulmaktadır. Uygulanacak yöntem konusunda bir fikir birliği yoktur. Bu çalışmada, daha önce damak yarığı onarımı yapılmış olan velofaringeal yetmezliği mevcut hastalarda,superior pediküllü faringeal flep ile onarım yöntemi sunulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre ...

    16. Ekolojik yüzey işlemlerinin ısırgan ipliğinin fiziksel ve morfolojik özelliklerine etkisinin araştırılması

      OpenAIRE

      Şansal, Seda

      2017-01-01

      Rami, kenaf ve jüt gibi bir sak lifi olan ısırgan lifinin ilk kullanımı çok eskilere dayanmaktadır. Yenilenebilir ve doğal kaynaklı olan ısırgan otu bitkisinin az girdi ile üretilmesi, bu bitkiyi ekolojik açıdan avantajlı hale getirirken, ısırgan otu bitkisinden elde edilen liflerinde çevre dostu lifler arasındaki yerini almasını sağlamaktadır. Bu çalışmada ekolojik yüzey işlemlerinin ısırgan ipliği üzerindeki etkisi asidik ve bazik ortamda araştırılmıştır. Bu kapsamda Giant Himalayan Nettle ...

    17. DİN VE DEĞERLER EĞİTİMİ AÇISINDAN CAİLLOU ÇİZGİ FİLMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

      OpenAIRE

      YORULMAZ, Bilal

      2013-01-01

      Çocuklar en etkili ve kalıcı şekilde model alma yoluyla öğrenmektedirler. Çocukların davranışlarına yön veren modeller içerisinde en etkili olanı ise çizgi film kahramanlarıdır. Çizgi film kahramanlarının olumlu ve olumsuz davranışları çocuklar tarafından taklit edilmekte ve benimsenmektedir. Bu özelliklerinden dolayı çizgi filmlerin din eğitimi üzerindeki olumlu ve olumsuz etkisi büyüktür. Bu araştırmada hem dünyada hem de ülkemizde milyonlarca çocuk tarafından takip edilen Caillou çizgi fil...

    18. Nar Kabuğu Ekstraktının Antimikrobiyel ve Antioksidan Aktivitesinin Köfte Kalitesine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hazret Özdemir

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, soğukta depolanan köftenin mikrobiyel ve oksidatif stabilitesine nar kabuğu ekstraktı (NKE’nın etkisi araştırılmıştır. Nar kabuğundan elde edilen sulu ekstrakttan liyofilize toz ekstrakt elde edilmiş ve köfte formülasyonuna %0.1 (NKE1, %0.2 (NKE2 ve %0.3 (NKE3 konsantrasyonlarında ilave edilmiştir. NKE içeren köfteler, %0.01 BHT içeren ve herhangi bir antioksidan kaynağı içermeyen kontrol örneklerle aerobik ortamda 4±1oC’de depolama süresince karşılaştırılmıştır. NKE, BHT’den daha yüksek antioksidan aktivite göstermiştir. Antimikrobiyel aktivite testlerinde, kullanılan NKE konsantrasyonlarından %0.2 ve %0.3 test edilen bakterilerden sadece Staphylococcus aureus üzerine inhibitör etki göstermiştir. Köftede TAMB, TAPB gelişimi, kontrol ve BHT’li örneklerle karşılaştırıldığında NKE ilavesi ile baskılanmıştır. NKE konsantrasyonu arttıkça, Enterobacteriaceae sayısındaki artış daha az olmuştur. Diğer yandan Lipid oksidasyonu, artan NKE düzeyi ile geciktirilmiştir. Köfteye %0.2-%0.3 NKE ilavesi, kötü koku oluşumunu ve kokuşmanın algılanmasını 6 gün süreyle engellemiştir. Sonuç olarak, nar kabuğu, köftelerin raf ömrünü uzatmak amacıyla uygun bir doğal katkı maddesi olma potansiyeline sahiptir.

    19. SOSYAL SERMAYE VE İŞ PERFORMANSI ARASINDAKİ İLİŞKİDE ÖRTÜLÜ BİLGİ PAYLAŞIMI DAVRANIŞININ ARACILIK ETKİSİ: SİGORTACILIK SEKTÖRÜNDE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem YAŞAR UĞURLU

      2016-03-01

      Full Text Available ÖZ: Bu araştırma örtülü bilgi paylaşımı davranışının sosyal sermaye boyutları ile iş performansı arasındaki ilişkide aracılık etkisi olup olmadığını analiz etmektedir. Araştırma hipotezlerinin testi için sigortacılık sektöründe faaliyet gösteren bir şirketin acentalarında istihdam edilen 123 pazarlama çalışanına anket uygulanmıştır. Elde edilen bulgular araştırma hipotezlerini destekler niteliktedir ve literatürle paralel sonuçlar elde edilmiştir. Bulgulara göre sosyal sermaye boyutları ile iş performansı ve örtülü bilgi paylaşımı davranışı arasında pozitif ilişkiler saptanmıştır. Ayrıca örtülü bilgi paylaşımının sosyal sermaye boyutlarından yapısal boyutu temsil eden iletişim açıklığı değişkeni ile iş performansı arasındaki ilişkide tam aracı etkiye sahip olduğu bulunmuştur. ABSTRACT: Abstract This study examines the mediating effect of tacit knowledge sharing on the relationship between the dimensions of social capital and job performance. For testing research hypothesis, a survey was conducted on 123 marketing employees in agencies of a Turkish insurance company. The results obtained from statistical findings support research hypothesis and are in line with literature. In the research, it has been shown the effect of social capital on both job performance and tacit knowledge sharing behavior. Furthermore, the full mediating effect of tacit knowledge sharing behavior was found on the relationship between open communication (the structural dimension of social capital and job performance.

    20. Karakavakta anaçlık yöntemiyle sırık çeliği üretim tekniğinin belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dr. Selda AKGÜL

      2016-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada, kavak dikim materyali üretiminde, en pratik ve ekonomik metot olarak tespit edilen, anaçlık usulü ile “KOCABEY”, “GAZİ” ve “GEYVE” karakavak klonlarında, ağaçlandırmalarda kullanılmak üzere, bir ve iki yaşlı sırık çeliği standart üretim metodu tespit edilmeye çalışılmıştır. Bir ve iki yaşlı sırık çeliği üretiminde, aralık-mesafenin ve anaçtaki sürgün sayısının etkili olup olmadığını belirlemek amacıyla, rastlantı bloklarında bölünmüş parseller deneme deseni kullanılarak Ankara-Behiçbey Orman Fidanlığında denemeler tesis edilmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, bir yaşlı sırık çeliği üretiminde, denenen geniş aralık-mesafe grubu (1,6x0,4 m, üretilen miktar açısından daha iyi sonuç vermiştir. Anaçta bırakılacak sürgün adedi sayısının ise önemli olmadığı görülmüştür. İki yaşlı sırık çeliği üretiminde ise; her üç klonda da, denenen işlemlerin etkisinin çok fazla olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.

    1. Kültür Koşullarında Levrek (Dicentrarchus labrax L., 1758 Larvalarında Ağız Bölgesinin Osteolojik Gelişimi.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Deniz Çoban

      2015-12-01

      Full Text Available Levrek larvalarında 0-42. günler arasında yoğun yetiştiricilik koşulları altında ağız boşluğunda çeneye ait elementlerin kıkırdak ve kemik gelişimleri incelenmiştir. Örnekler çalışma boyunca üç günde bir olacak şekilde elde edilmiş ve çalışma canlı yeminkesilmesi ile sonlanmıştır. Elde edilen örnekler formalinde sabitlendikten sonra alcian mavisi ve alizarin kırmızısı ile boyandı. Yumurtadan çıkan larvada ağza ait bir osteolojik oluşum tespit edilmemiştir. İlk oluşan element 3,8 mm total boyda (TB Meckel’s kıkırdağıdır. Bu oluşumu 4,6 mm TB’da trabecular bar, palato-quadrate ve hyosymplectic takip eder. 5,4 mm TB’da basibranchial, hyoid bar, maksillary ve branchial sepet oral boşluğun altında meydana gelmiştir. 7,9 mm TB’da dişe ait yapıların ilk işareti olan premaksillary oluşumu gözlenmiştir. 11,4 mm TB’da premaksillary ve dentary kıkırdak yapıda olup henüz kemikleşme başlamamış olup her ikisinde de bir sıra diş tespit edilmiştir. 15,8 mm TB’da premaksillary ve dentarynin uç bölgelerinde kemikleşme başlamıştır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar diğer teleostlar ile karşılaştırılmış ve benzer bulgulara rastlanmıştır

    2. Ortaöğretim Öğrencilerinin Yazma Eğilimi Algıları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ercan Deniz

      2015-04-01

      Full Text Available Bu araştırmanın amacı, ortaöğretim öğrencilerinin yazma eğilimi algılarının genel düzeyini tespit ederek yazma eğilimi algısını cinsiyet, sınıf düzeyi, öğrenim alanı, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu, kitap okuma sıklığı, facebook ve e-mail kullanma durumlarına göre incelemektir. Araştırma 2013-2014 eğitim-öğretim yılında tesadüfi örnekleme yoluyla seçilen resmi bir okuldaki 317 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Elde edilen veriler SPSS 20.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde ilişkisiz örneklem t testi, tek yönlü varyans analizi ve pearson momentler çarpımı korelasyonu kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre ortaöğretim öğrencilerinin yazma eğilimi algılarının “orta düzeyde” olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin yazma eğilimi algılarının cinsiyet, sınıf düzeyi, öğrenim alanı ve kitap okuma sıklığı değişkenlerine göre anlamlı bir farlılık gösterdiği tespit edilmiştir. Anne ve baba eğitim durumuyla facebook ve e-mail kullanma değişkenlerinin yazma eğilimi algısıyla istatiksel olarak anlamlı bir ilişkisi bulunmamaktadır.

    3. SHALLOW SHELL RESIN VERSUS TRADITIONAL RESIN: A CASE STUDY FOR Cu(II REMOVAL

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özgür Arar

      2016-10-01

      Full Text Available A comparative study on Cu2+ removal by shallow shell resin (Purolite SST 60 and traditional strongly acidic cation exchange resin (Purolite PFC 100 was performed. Batch experiments were carried out as a function of  resin  dosage and  solution pH and contact time. Ion exchange reaction showed a pH depended feature.  Maximum removal of Cu2+ achieved  pH  from 2 to 5. Sorption isothermal data is well interpreted by the Langmuir equation. Additionally, kinetic experiments showed that the pseudo first-order model was suitable for such resins. The regeneration performance of shallow shell technology (SST resin is better than PFC 100.  A solution of 2M H2SO4 performed well in regenerationof SST 60 resin. On the other han maximum regeneration reached 80% for PFC 100 resin.Özet: Bu çalışmada, klasik iyon değiştirici reçine (Purolite PFC 100 ve  sığ kabuk  reçine (Purolite SST 60  ile Cu2+ giderilmesi incelenmiştir. Yapılan kesikli çalışmalarla Cu2+ giderilmesine, reçine miktarı, çözelti pH`ı ve temas süresinin etkisi incelenmiştir. Çözelti pH`ının 2 ile 5 arasında olduğu durumda Cu2+ iyonları tamamen giderilmiştir. Denge çalışmalarında elde edilen sonuçlar Langmuir izoterm modeline daha uygun olmuştur. Kinetik çalışmalarda elde edilen sonuçlar yalancı birinci mertebe kinetik modeline uygunluk göstermişir. SST 60 reçinesinin rejenerasyon verimi PFC 100 reçinesinden daha yüksektir. 2M H2SO4 ile SST 60 reçinesi tamamen rejenere edilmiştir.

    4. Akıllı Telefon Seçiminin Belirleyicileri: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Uygulama

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Halim TATLI

      2015-09-01

      Full Text Available Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin akıllı telefon seçimi üzerinde etkili olan faktörlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, Bingöl Üniversitesinde okuyan öğrencilere uygulanan bir anketten elde edilen veriler kullanılmıştır. Bu anket, Ekim-Kasım 2014 tarihlerinde 400 öğrenciye uygulanmıştır. Öğrencilerin akıllı telefon seçimi cevap değişkeni, yaşın logaritması, aylık gelirin logaritması ve öğrencilerin akıllı telefona ilişkin bakış açılarının puanın logaritması açıklayıcı değişken olarak alınmıştır. Analizlerde lojistik regresyon kullanılmıştır. Tahmin edilen lojistik regresyon analizi sonucunda; öğrencilerin akıllı telefona ilişkin bakış açılarının puanın logaritması ve aylık gelirin logaritması anlamlı bir şekilde akıllı telefonu seçme olasılığını artırdığı tespit edilmiştir. Yaşın logaritması ile öğrencilerin akıllı telefon seçimi arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Araştırmanın sonuçları, aylık gelir ve öğrencilerin akıllı telefona ilişkin bakış açıları, akıllı telefon seçiminin önemli belirleyicileri olduğunu göstermiştir.

    5. Sivas İlindeki Bazı Süt İşletmelerine Gelen Sütlerin Fiziksel, Kimyasal ve Mikrobiyolojik Özelliklerinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Beykaya

      2017-04-01

      Full Text Available Bu araştırmada Sivas ilinde bulunan 5 süt fabrikasının depo tankından temin edilen 50 adet süt örneğinin fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda süt örneklerinin pH, asitlik derecesi (%, yağ, yağsız kurumadde, toplam kurumadde ve yoğunluk değerlerinin sırasıyla 4,89-6,70, %0,135-0,495, %1,7-7,6, %7,33-9,80, %10,00-16,90, 1,0230-1,0312 g/mL arasında değiştiği ve süt örneklerinin hepsinin fosfataz pozitif olduğu saptanmıştır. Elde edilen veriler Türk Gıda Kodeksi ve Çiğ Süt Standardı ile karşılaştırıldığında sütlerin %26’sında yağ, %28’inde özgül ağırlık, %32’sinde toplam kurumadde, %58’inde yağsız kurumadde, %84’ünde pH değerinin düşük; %60’ında asitlik değeri yüksek saptanmıştır. Örneklerin toplam koliform bakteri sayısının %30’unda >1100 EMS/mL, toplam mezofilik aerobik bakteri sayısının %88’inde >100.000 kob/mL, somatik hücre sayısının %40’ında 500.000 hücre/mL üzerinde olduğu ve maya-küf sayısının ise %78’inde 104-106 kob/mL arasında olduğu belirlenmiştir.

    6. Streptococcus Thermophilus ve Lactobacillus Delbrueckii Subsp. Bulgaricus Virülent Fajlarının Morfolojik Karakterizasyonu (İngilizce

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Esra Acar Soykut

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada 25 adet S. thermophilus ve 25 adet L. bulgaricus fajının elektron mikroskobik incelemesi yapılarak morfolojik karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. S. thermophilus fajlarında izometrik, hegzagonal baş çapının 53-74 nm, kontraktil olmayan kuyruk uzunluğunun 182-290 nm ve kuyruk genişliğinin de 7-14 nm arasında değiştiği görülmüştür. Bu fajlarda yaka, kuyruk plağı ve fibril benzeri yapıya rastlanmamıştır. İncelenen tüm fajlar, elde edilen verilere dayanılarak diğer S. thermophilus fajları gibi Ackermann sınıflaması Siphoviridae familyasına ve/veya Bradley sınıflaması B grubuna dâhil edilmiştir. S. thermophilus fajlarında olduğu gibi Lb. bulgaricus fajlarında da izometrik, hegzagonal kapsit ve kontraktil olmayan kuyruk yapısı belirlenmiştir. Kapsit çapları 47-73 nm arasında değişirken, kontraktil olmayan kuyruk uzunlukları 117-162 nm ve kuyruk enleri 7-13 nm arasında bulunmuştur. Ackermann sınıflaması Siphoviridae familyasına ve/veya Bradley sınıflaması B grubuna dâhil edilen bu fajlarda yaka, kuyruk tablası ve fibril yapısının varlığı dikkat çekmiştir. S. thermophilus ve L. bulgaricus faj örneklerinin hazırlanmasındaki farklılıkların ve kullanılan elektron mikroskop tiplerinin kuyruk yapılarının görünebilirliğini etkilediği düşünülmüştür.

    7. 23 Ekim 2011 Tabanlı-Van Depreminin Sismik Jeomorfolojisi ve Doğu Anadolu’daki Aktif Tektonik Yapılarla Olan İlişkisi

      OpenAIRE

      Özkaymak, Çağlar; Sözbilir, Hasan; Bozkurt, Erdin; Dirik, Kadir; Topal, Tamer; Alan, Hüseyin; Çağlan, Dündar

      2011-01-01

      Bu çalışma, 23 Ekim 2011 tarihindemeydana gelen Tabanlı-Van (M = 7.2) depreminin bölgenin aktif tektoniğiiçerisindeki konumunu açıklamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda Tabanlı-Van depremindensonra arazi çalışmaları yapılmış, depremle ilişkili deformasyon yapılarıincelenmiş ve arazi gözlemlerinden elde edilen veriler ile Van ili veçevresiyle ilgili olarak daha önce yapılmış aktif tektonik çalışmalarıkarşılaştırılarak değerlendirmeye gidilmiştir. Depremsırasında veya hemen sonrasında yeryüzünde/y...

    8. Investigation of the Performance of Multidimensional Equating Procedures for Common-Item Nonequivalent Groups Design

      OpenAIRE

      YESİLTAŞ, Gonca; ATAR, Burcu

      2017-01-01

      Bu çalışmada çok boyutlu veri için adapte edilen Stocking-Lord, ortlama/ortlama ve ortalama/sigma eşitleme yöntemlerinin performansları eşdeğer olmayan gruplarda ortak madde deseni göz önüne alınarak incelenmiştir. Bu üç eşitleme yöntemin performansları orneklem büyüklüğünün, yetenek dağılımının, boyutlar arasındaki korelasyon değerlerinin ve testteki ortak madde yüzdelerinin kombinasyonlari altinda araştırılmıştır. Madde parametre kestirimlerinin değerlendirilmesinde RMSE ve yanlılık değerle...

    9. Türkiye Adresli “Kompost” Yayınlarının Science Citation Index (SCI) Veri Tabanındaki Etkinliğinin Analizi

      OpenAIRE

      AKTAŞ, Kemal; ERDEM, Ayça

      2017-01-01

      Bu çalışmada, Türkiyeadresli kompost çalışmaları Web of Science Core Collection (WoS) veri tabanıkullanılarak analiz edilmiştir. “Compost*” anahtar kelimesi kullanılarak 1970 –2016 yılları arasında yayınlanan çalışmalar, konu, başlık, özet ve anahtarkelime kategorilerinde aratılmıştır. Elde edilen sonuç Endnote X6’ya aktarılmışve Microsoft Excel kullanılarak analiz edilmiştir. Veriler, yayın yılları,diğer ülkeler, üniversiteler, araştırma alanları, anahtar kelimeler ve yayınyapılan dergiler g...

    10. M(1,6-HEXANEDİTHİOLNi(CN4 BİLEŞİKLERİNİN KIRMIZIALTI SPEKTROSKOPİSİ İLE İNCELENMESİ (M=Ni, Cd, Co, Mn VE Zn

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zeki KARTAL

      2009-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, genel formülü M(1,6-HexanedithiolNi(CN4 (M = Ni, Cd, Co, Mn ve Zn olan Hofmann-tipi bileşikler kimyasal yollardan ilk kez elde edildi. Elde edilen bileşiklerin kırmızıaltı spektrumları, 4000 cm-1- 400 cm-1 bölgesinde kaydedildi. Spektrumların incelenmesi, bileşik yapılarının │M-Ni(CN4│∞ polimerik tabakalardan oluştuğunu ve ligand molekülünün, kare düzlemsel yapıdaki metal atomlarına kükürt atomlarından bağlandığını göstermektedir.

    11. Kefir Mikroflorası Üzerinde Araştırma

      OpenAIRE

      Erol Ergüllü; Mustafa Üçüncü

      2015-01-01

      Çalışmada, çeşitli yörelerden sağlanmış 7 kefir örneğinin mikroflorası araştırılmış ve elde edilen bulgulara göre, kefir mikroflorasında süt asidi bakterileri (Streptokok ve Laktobasiller) ile mayaların çoğunlukta olduğu belirlenmiştir. Bu bakteri türlerinden her birinin kefir oluşumunda ayrı bir yeri bulunmaktadır. Süt asidi bakterileri sütü pıhtılaştırmakta ve bunlardan bazıları da ayrıca uçucu asitler oluşturarak, kefirin tat ve kokusunun meydana gelmesine katkıda bulunmaktadırlar. Mayalar...

    12. Doğrusal ivmelendirici cihazlarının NCRP–151 raporuna göre zırhlanması

      OpenAIRE

      ÇATAK, Mehmet Nuri

      2012-01-01

         Bu tez çalışmasında, ALARA (gerekçeli olarak verilebilecek en düşük doz) ilkesine uygun olarak zırhlanan doğrusal hızlandırıcı (Linac)  cihazları için kullanılan malzemeler ve zırhlama hesaplamaları hakkında bilgi verilmiştir. 

         Zırhlama hesaplamaları, Electa Synergy cihazı için yapılmıştır. 18 MV’lik x-ışınları için kabul edilen iş yükü; her haftada 5 gün, her günde 8 saat, her 8 saatte 20 hasta ve her hast...

    13. BİREYLERİN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE PSİKOLOJİK DURUMLARININ GİYİM SATIN ALMA DAVRANIŞLARINA ETKİSİ

      OpenAIRE

      DEMİREL, Hüsne

      2013-01-01

      Bu çalışmanın amacı bireylerin kişilik özellikleri, psikolojik durumları ve demografik özelliklerinin giyim satın alma davranışları üzerindeki etkisini belirlemektir. Araştırmanın verileri 520 birey üzerinden toplanmıştır. Verilerin toplanmasında, demografik özellikler anketi, Hacettepe Kişilik Envanteri, Kısa Form (SF-36), yaşamı değerlendirme formu ile araştırmacı tarafından geliştirilen giyim satın alma davranışları ve giyim satın alma inanç-görüşü ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen verile...

    14. Hastanede takipli gebelerin yenidoğan bakımı ile ilgili bilgi düzeyleri ve etkileyen faktörler

      OpenAIRE

      Önsüz, Muhammet Fatih; Köse, Onur Özlem; Demir, Figen

      2014-01-01

      AMAÇ: Bu araştırmada bir hastanenin obstetrik polikliniğinde takip edilen gebelerin yenidoğan bakımı konusundaki bilgi düzeylerinin ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştı. GEREÇ VE YÖNTEMLER: Tanımlayıcı tipteki bu araştırma bir hastanenin Obstetrik Polikliniği’nde takipli ve araştırmaya katılmayı kabul eden 118 gebe ile yürütüldü. Araştırmanın verileri 23 soru ve iki bölümden oluşan anket formunun yüzyüze gözlem altında uygulanması yoluyla toplandı. Verilerin is...

    15. Politik güven: dindarlık, yetkecilik, sistemi meşrulaştırma ve değerler açısından bir inceleme

      OpenAIRE

      SÖNMEZ, Burçak

      2014-01-01

      “Kamu Bürokrasisinde Yolsuzluğun Yapılasması” konulu tezçalısmasında, modernitenin yükselisi ile birlikte imal edilmis risklerin enönemlilerinden kabul edilen yolsuzluğun, Türkiye kamu bürokrasisindeyapılasıp yapılasmadığını ortaya koymak için betimleyici ve açıklayıcı birçalısma yapılması amaçlanmıstır. “Uluslararası Seffaflık Örgütü”nün yapmısolduğu yolsuzluk indeksinde orta sıralarda bulunan Türkiye, yolsuzluğunulusal ve uluslararası düzeyde olumsuz sonuçlarıyla karsılasmaktadır. ...

    16. Kamu bürokrasisinde yolsuzluğun yapılaşması

      OpenAIRE

      CENGİZ, Mahmut

      2009-01-01

      “Kamu Bürokrasisinde Yolsuzluğun Yapılasması” konulu tezçalısmasında, modernitenin yükselisi ile birlikte imal edilmis risklerin enönemlilerinden kabul edilen yolsuzluğun, Türkiye kamu bürokrasisindeyapılasıp yapılasmadığını ortaya koymak için betimleyici ve açıklayıcı birçalısma yapılması amaçlanmıstır. “Uluslararası Seffaflık Örgütü”nün yapmısolduğu yolsuzluk indeksinde orta sıralarda bulunan Türkiye, yolsuzluğunulusal ve uluslararası düzeyde olumsuz sonuçlarıyla karsılasmaktadır. ...

    17. Kefir Mikroflorası Üzerinde Araştırma

      OpenAIRE

      Ergüllü, Erol; Üçüncü, Mustafa

      2014-01-01

        Çalışmada, çeşitli yörelerden sağlanmış 7 kefir örneğinin mikroflorası araştırılmış ve elde edilen bulgulara göre, kefir mikroflorasında süt asidi bakterileri (Streptokok ve Laktobasiller) ile mayaların çoğunlukta olduğu belirlenmiştir. Bu bakteri türlerinden her birinin kefir oluşumunda ayrı bir yeri bulunmaktadır. Süt asidi bakterileri sütü pıhtılaştırmakta ve bunlardan bazıları da ayrıca uçucu asitler oluşturarak, kefirin tat ve kokusunun meydana gelmesine katkıda bulunmaktadırlar. Mayal...

    18. Kefir Mikroflorası Üzerinde Araştırma

      OpenAIRE

      Ergüllü, Erol; Üçüncü, Mustafa

      2015-01-01

        Çalışmada, çeşitli yörelerden sağlanmış 7 kefir örneğinin mikroflorası araştırılmış ve elde edilen bulgulara göre, kefir mikroflorasında süt asidi bakterileri (Streptokok ve Laktobasiller) ile mayaların çoğunlukta olduğu belirlenmiştir. Bu bakteri türlerinden her birinin kefir oluşumunda ayrı bir yeri bulunmaktadır. Süt asidi bakterileri sütü pıhtılaştırmakta ve bunlardan bazıları da ayrıca uçucu asitler oluşturarak, kefirin tat ve kokusunun meydana gelmesine katkıda bulunmaktadırlar. Mayal...

    19. Elektrikli Otomobil, Küresel Rekabet ve Gelişmeler

      OpenAIRE

      Yılmaz, Fevzi

      2017-01-01

      Önceki Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık Mayıs 2016'da verdiği beyanatta yerli otomobil projesiyle Google ve Tesla gibi devlerin rakibi olacağımızı belirtmişti. Bakan Işık o tarihte, “Tüm otomotiv devleri, işbirliği için sırada bekliyor. Sonuçta bizim de elimizde önemli teknolojiler var.” diyerek moral tazelemişti. Sözü edilen Google, araç otomasyonu ve sürücüsüz araç projesi yürütmekte iken, Tesla ise dünyanın en büyük farklı konsept elektrikli araç üreticisidir. Tesla'nın CEO’su ...

    20. FEN LABORATUARLARININ İŞLEVSELLİĞİNİN İLKÖĞRETİM OKULLARINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

      OpenAIRE

      YILAYAZ, Ömer; TURAN, Mehmet; BAHŞİ, Muammer

      2009-01-01

      Bu araştırmada, ilköğretim okullarındaki fen laboratuarlarının işlevselliğine ilişkin öğrenci görüşlerinin belirlemesi amaçlanmıştır. Bu amaçla 19 maddelik bir anket formu hazırlanmıştır. Çalışma, Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen ve Teknoloji öğretmenliği bölümünde öğrenim gören 76 öğrenciye (4. sınıf) uygulanmıştır. Anket sonucunda elde edilen veriler, SPSS paket istatistik programında değerlendirilmiştir.

    1. Coğrafya Konuların Öğretiminde Materyal Kullanımının Öğrenci Başarısına Etkisi: Bir Meta Analiz Çalışması / The Effect of the Usage of Instructional Materials on Student Achievement in Teaching Geography: A Meta-analytic Study

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yusuf İnel

      2017-06-01

      Full Text Available Abstract This study aims to combine the results of independent studies in order to reveal the impact of the usage of instructional materials in teaching geography subjects on students’ achievement. We have tried to answer the question “Do the instructional materials in teaching geography subjects impact on students’ achievement?”. The study is performed via meta-analysis. The total sampling size obtained from 31 studies included in analysis. The data were analyzed using STATA 13. and CMA 3 programs. When analyzing the data, the values of standard deviation, arithmetic average and sampling size of postest measures of control and experimental groups in each study were used. The results of this study indicate that the usage of instructional materials in the teaching geography subjects impacts positively on students’ achievementat at wider effect size. They also show that there is no any statistically difference among effect size by sampling stage (high school, the material type used, research type, and publication years of studies.  Öz Bu çalışmada, coğrafya konuların öğretilmesinde kullanılan materyallerin öğrenci başarısı üzerindeki etkisinin tespit edilmesine yönelik yapılmış birbirinden bağımsız çalışmalardan elde edilen sonuçların birleştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç dâhilinde, “Coğrafya Konuların Öğretiminde Kullanılan Materyaller, öğrencilerin akademik başarılarını etkilemekte midir?” sorusuna cevap aranmıştır. Çalışma, meta analiz yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Analize dahil edilen 31 çalışmadan elde edilen toplam örneklem büyüklüğü 2138 dir. Verilerin analizinde STATA 13 ve CMA 3 programları kullanılmıştır. Verileri analiz ederken her bir çalışmanın kontrol ve deney grubunun sontest ölçümlerinden standart sapma, aritmetik ve örneklem büyüklüğü değerleri kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, coğrafya konuların öğretiminde kullan

    2. Enzimatik, asidik ve sulu ekstraksiyon metotları ile çiriş (Asphodelus aestivus Brot. yumrularının HPLC ile şeker kompozisyonları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dr. Eyyüp KARAOĞUL

      2018-04-01

      Full Text Available Çalışmanın amacı çiriş otu (Asphodelus aestivus Brot. yumrularının ekstraksiyon verimlerini ve çözünebilir şeker kompozisyonlarını incelemektir. Çiriş yumrularının ekstraksiyon işlemleri; 150 µL, 300 µL ve 450 µL hacimlerinde Gluko-Amilaz, α-Amilaz ve eşit oranlarda α-Amilaz&Gluko-Amilaz enzim takviyeleri 60 dk, 90 dk, 120 dk ve 180 dk sürelerinde saf su ve 0,8 M ve 1,6 M konsantrasyonunda asetik ve sülfürik asit takviyeleri ile yapılmıştır. Bu yumrularda şeker kompozisyonlarının tespiti için yüksek performanslı sıvı kromatografisi ve refraktif-indeks dedektörü (HPLC-RID cihazı kullanılmıştır. Çiriş otu yumrularının ekstraksiyon verimleri gravimetrik yöntemle tespit edilmiştir. Çiriş otu yumrularında şeker kompozisyonlarının belirlenmesi için glukoz, galaktoz, ksiloz, fruktoz ve sukroz referans olarak kullanılmış ve bunların kalibrasyon grafikleri çizilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre uygulanan farklı ekstraksiyon türleri, hem verimlerin hem de şeker birimlerinin farklı oranlarda çıkmasına sebep olmuş; genellikle ekstraksiyon verimleri % 81-96 arasında seyretmiştir. Ancak en yüksek ekstraksiyon verimi(% 96, enzim veya asit takviyeleri ile yapılan metotların aksine, bir katkının olmadığı saf su ekstraksiyonunda tespit edilmiştir. Çiriş otu yumruları içerisinde glukoz, galaktoz, ksiloz, fruktoz ve sükroz şeker kompozisyonları belirlenmiştir. Çiriş yumrularından elde edilen şekerlerin ana bileşimleri, sükroz için enzimatik metotta 2.510 µg/ml, asidik metotlarda ksiloz için 1.043 µg/ml ve galaktoz için 2.180 µg/ml olarak tespit edilmiştir. Bazı şeker birimleri ise ekstraksiyon metoduna bağlı olarak hidroliz edilememiştir. Elde edilen sonuçlardan ekstraksiyon metotları oligomer veya polimer formunda olan karbonhidratları hidroliz ederek sükroz oranının daha yüksek çıkmasına sebep olduğu anlaşılmıştır. Ekstraksiyona

    3. Türkiye’de Yetiştirilen bazı Soya Varyetelerinden Elde Edilen Soya Sütlerinin Amino Asit Profilinin Belirlenmesi

      OpenAIRE

      Artık, Nevzat

      1989-01-01

      Bu araştırmada Türkiye’de yetiştirilen 5 farklı soya varyetesinden üretilen soya sütlerinin amino asit profilleri incelenmiştir. Ayrıca Japon soya varyetesi amino asit bileşimi ile karşılaştırma yapılmıştır. Soya sütlerinde esansiyel amino asitler yüksek düzeyde bulunmuştur. Esansiyel amino asit miktarı tüm soya varyetelerinde 4.125, 4.922 (mg/g) sınırları içinde değişmektedir. Bu özelliği ile soya sütü insan beslenmesinde önemli bir gıda maddesidir.  

    4. Yumurta Tavuğu Karma Yemlerine İlave Edilen Bazı Esansiyel Yağların Performans ve Yumurta Kalitesine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Ziya KARAKULLUKÇU

      2016-01-01

      Full Text Available Effect of Some Essential Oil Supplementation to Laying Hen Diet on Performance and Egg Quality This study aimed to determine the effects of adding myrtus (Myrtus communis L. leaf oil and vitex (Vitex agnus-castus oil in laying hen diet on performance parameters such as live weight, egg production, feed intake, feed efficiency and the internal and the external of egg quality. In the study, a total of 80 white laying hens aged 30 weeks, assigned to 4 groups with 10 replicates. Control group was fed with basal diet. The treatment groups were fed with the diets supplemented 2 ml/kg of myrtus leaf oil, 2 ml/kg of vitex oil and 1 ml/kg of myrtus leaf oil + 1 ml/kg of vitex oil were added to treatment groups feed respectively. In the study, 28.61% of α-pinene and 46.32% of 1.8-cineole were identified in myrtus leaf oil and 13.22% of α-pinene, 14.03% of sabinene and 26.14% of 1.8-cineole were identified as significant active compounds of vitex oil. Supplementation of myrtus leaf oil and vitex oil alone and mix to laying hens diet did not affect body weight, feed intake, egg production and feed efficiency. Egg specific gravity was decreased significantly in group including vitex oil (P0.05. Egg yolk color decreased by mix supplementation of myrtus leaf oil and vitex oil to diet (P≤0.001, but no change was determined by supplementation of these oils as alone (P>0.05. Consequently, it was determined that supplementation as alone or mix of myrtus and vitex volatile oil to the laying hen diet did not affect production performance and internal and external quality of the egg, except for egg specific gravity and yolk color during the peak egg production period.

    5. Yeraltısuyu besleniminin eğri numarası (SCS-CN) yöntemi ile hesaplanması: Çakıloba-Karadoruk akifer sisteminde (Beypazarı-Ankara) örnek uygulama

      OpenAIRE

      APAYDIN, Ahmet

      2015-01-01

      ABD Toprak Koruma Kurumu tarafından geliştirilen Eğri Numarası (SCS-CN) yöntemi, yağış-akış-kayıp ilişkisinin analizinde kullanılmaktadır. Yöntemden, süzülme ve toprağın arazi kapasitesi değerleri kullanılarak yeraltısuyu besleniminin tahmininde yararlanılması mümkündür. Bu çalışmada, Ankara’nın Beypazarı ilçesindeki Miyosen yaşlı çörtlü-tüflü kireçtaşlarından oluşan akiferin yağıştan beslenimi, Eğri Numarsı (CN) yöntemi vetoprak örneklerinde laboratuvarda yapılan deneylerden elde edilen araz...

    6. Gemi mühendisliği problemlerinin sayısal çözümü için belirsizlik ve hata analizi

      OpenAIRE

      Gökçe, Metin; Kınacı, Ömer Kemal

      2018-01-01

      Referansçalışmalar nümerik metotların doğrulanmasını sağlayan en temel ve yaygınçalışmalardır. S175, Kriso Container Ship (KCS), Duisburg Test Case (DTC) veHamburg Test Case (HTC) gibi referans çalışmaların geometrileri ve deney ölçümdeğerleri literatürde mevcuttur. Bu referans çalışmalardan elde edilen değerleryapılansimülasyonların hata ve belirsizliklerini hesaplama imkanı vermekte vebu sayede simülasyonların gerçeği ne ölçüde yansıttığı; eğer yansıtmıyorsa bununnedenleri hakkında önemli b...

    7. Origami ile Matematik Öğretimi/Teaching Mathematic With Origami

      OpenAIRE

      Polat, Seyat

      2013-01-01

      Özet Bu çalışmada; origami etkinliklerinin matematik dersinde kullanılması ile ilgili olarak, origaminin ilişkili olduğu konular, origami uygulamaları ile ilgili öğrenci görüşleri, origami yapılırken en çok zorlanılan şekiller ve origami uygulamaları sürecinde öğrenciler için görselleşen terimler incelenmiştir. Nitel olarak desenlenen çalışma ilköğretim 4 ve 5. sınıfa devam eden 17 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Elde edilen bulgu...

    8. Basit Doğrusal Regresyon Analizi İle Hiyerarşik Doğrusal Modeller Analizinin Karşılaştırılması

      OpenAIRE

      ATAR, Burcu

      2014-01-01

      Hiyerarşik veya iç içe geçmiş yapıdaki verilere birçok araştırma alanında rastlanmaktadır. Eğitim alanında öğrenciler, sınıf, okul, şehir, ülke gibi hiyerarşik bir sosyal yapının içinde yer alırlar. Bu yapıdaki bir veride aynı sınıftaki veya okuldaki öğrenciler, evrenden rasgele seçilen öğrencilere göre birbirlerine daha benzer özellikler gösterirler. O halde, aynı sosyal birimde yer alan bireylerden elde edilen gözlemlerin birbirinden tamamen bağımsız olduğu söylenemez. Halbuki doğrusal regr...

    9. Sosyal Medyada Yer Alan Markalara İlişkin Marka İmajının Güven Üzerindeki Etkisi

      OpenAIRE

      HACIEFENDİOĞLU, Şenol; FIRAT, Duygu

      2014-01-01

      İşletmeler, bugün çok önemli bir pazarlama ortamı haline gelen sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanma çabası içindedirler. Bu çalışmada, sosyal medyada yer alan markaların marka imajının marka güveni oluşturmadaki etkisi araştırılmıştır. Araştırma, sosyal paylaşım sitelerine üye olan ve bu siteleri kullanan 483 kullanıcı üye ile yüzyüze anket yöntemi kullanılarak yapılmış ve elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Marka imajı boyutları ile marka güveni arasındaki birebir ilişkiler korelas...

    10. Invesitgation of Drilling Parameters on Thrust Force on AZ91 Magnesium Alloy by Genetic Expression Programming

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kemal ALDAŞ

      2014-09-01

      Full Text Available Bu çalışmada AZ91 magnezyum alaşımının farklı parametreler altında işlenmesi ile oluşan kesme kuvvetlerinin deneysel tabanlı teorik bir model ile tahmin edilmesi sunulmuştur. Modelleme için gerekli deneyler kuru işleme ortamında ve işleme devri ilerleme hızı ve 4 farklı matkap ucunun tam faktöriyel deney tasarımı kullanarak gerçekleştirilmiştir. Deneyler sonucunca elde edilen veriler Genetic Expression yazılımı ile modellenerek kesme kuvveti tahmini için formulasyon oluşturulmuştur. Bu formulasyon kullanılarak deneyde kullanılan parametrelerin kesme kuvveti üzerindeki etkileri detaylı olarak analiz edilmiştir

    11. RUSÇUK VE ÇEVRESİNDE CEREHORLAR (1694-1698)

      OpenAIRE

      Çolak, Kamil

      2018-01-01

      Osmanlı Devleti’nde ücret karşılığı geçici olarak geri hizmetlerde kullanılan askerlere cerehor adı verilmiştir. Cerehorlar genellikle kale tamiri, yol, köprü, gemi, tabya inşası, maden ocakları, bataklık temizleme, siper kazma, gemilerde kürek çekme gibi işlerde çalıştırılmışlardır. Bu arada devlete ait bazı işlerin yapılması durumunda cerehorluktan muaf olunabilmiştir. Rusçuk şehri Tuna Nehri kıyısında yer aldığından buradan temin edilen cerehorlar büyük ölçüde gemilerde kürek çekmişlerdir....

    12. Futbolcu Menajerliği Sözleşmesi

      OpenAIRE

      DOĞU, Hakkı Mert

      2015-01-01

      Spor, spor hukuku ve spor hukuk sözleşmeleri son zamanlarda gelişim göstermiştir. Teknik direktörlük sözleşmesi ve Profesyonel Futbolcu Sözleşmeleri örneklerden sadece bir kaçıdır. Futbol bütün dünyada kabul edilen önemli bir spor dalıdır. Futbol menajerliği de son yıllarda önemli bir yere sahip olmaya başlamış ve bu gelişim futbolcu menajerliği sözleşmesini de etkilemiştir. Türkiye Futbol Federasyonu futbolcu menajerliği hakkında yeni bir talimat yayınlamıştır. Yeni talimatın adı, Futbolcu M...

    13. Ekmeklik Buğdayların Kalitelerinin Belirlenmesinde Miksograf Kullanımı Üzerine Araştırmalar

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ayhan Atlı

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmanın amacı miksograf cihazından elde edilen bulguların diğer kalite kriterleri ile ilişkisini saptamak ve miksografın kalite değerlendirmesinde ne derecede etkili olduğunu belirlemektir. Araştırmada miksograf bulgularının zayıf ve kuvvetli kalitedeki çeşitleri birbirinden ayıracak özellikte olduğu ve çeşitli kalite kriterleri ile önemli düzeyde korelasyon gösterdiği belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, miksograf ile kalite belirlemede en etkili kriterlerin kurve yüksekliği, maksimum konsistens ve alan değerleri olduğu saptanmıştır.

    14. ÇELİK YAPILARDA MOMENT DAYANIMLI ÇERÇEVELER

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yavuz Selim TAMA

      2003-01-01

      Full Text Available Bu çalışmada, çelik yapılarda yaygın olarak kullanılan "Moment dayanımlı çerçeve" teşkil biçimleri özetlenmiştir. Farklı şekillerde teşkil edilen moment dayanımlı çerçeveler; düzenleniş biçimlerine, kullanılan birleşim eleman türüne, düğüm noktalarının sünekliğine, birleşim bölgesinin ve elemanların rölatif dönme rijitliklerine, birleşim bölgelerinin ve elemanların rölatif moment kapasitelerine göre gruplandırılmıştır.

    15. Denizli Bölgesi Traverten Artıklarının Beton Agregası Olarak Kullanılabilirliğinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İbrahim Çobanoğlu

      2014-03-01

      Full Text Available Denizli havzası dünyanın önemli traverten üretim sahalarından biridir. Kaklık, Kocabaş, Honaz, Aşağıdağdere, Akköy, Çivril bölgeleri üretim yapılan traverten sahalarıdır. Bölgenin tektonizmadan etkilenmiş olması, ocak işletme verimlerinde düşüşlerin olmasına neden olmaktadır. Tel kesme yöntemi ile elde edilen bloklardan kalan üretim artığı travertenler pasa olarak döküm sahalarında depolanmaktadır. Bu malzemeler başka bir amaçla kullanılmamaktadır. Bu çalışmada, ocak üretiminden çıkan parça şeklindeki travertenlerin betonda agrega olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. Bu amaçla agregaların fiziko-mekanik özellikleri tespit edilmiş, deneme beton karışımları hazırlanmıştır. C30 sınıfında dayanımının hedeflendiği beton örneklerinin 7, 28 ve 56 günlük dayanımları belirlenmiştir. Elde edilen traverten agregalı beton, halen bir beton firması tarafından üretilen kırmataş agregalı beton ile kıyaslanmıştır. Kıyaslama için aynı beton sınıfında kireçtaşı agregalı bir başka beton karışımı tasarlanmış ve aynı deney prosedürleri bu malzeme için de yapılmıştır. Elde edilen betonlardan ince kesitler yapılarak tanelerin çimento malzemesi içindeki dağılımları ve aderans ilişkileri polarizan mikroskopla incelenmiştir. Dayanım testleri, traverten agregalı beton için 32.80-42.70 MPa ve kireçtaşı agregalı beton için 39.34-46.04 MPa değerlerini vermiştir. Sonuçlar traverten agregalı betonun hedeflenen C30 sınıfı beton dayanım değerlerini sağladığını göstermiştir. Bu çalışma traverten üretim artıklarının beton üretiminde agrega olarak kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Denizli bölgesinde halen bu şekilde üretim yapan bir tesis bulunmamaktadır. Alternatif bir yapı malzemesi olan traverten oluşumlarının, briket, bordür ve kilit taşı üretimlerinde de rahatlıkla kullanılabilecek

    16. DENDROCHRONOLOGY of ABIES NORDMANNIANA (STEV. SPACH. SUBSP. NORDMANNIANA IN THE ÖRÜMCEK FORESTS IN KÜRTÜN-GÜMÜSHANE

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zafer Cemal Özkan

      2003-04-01

      Full Text Available Abies nordmanniana (Stev. Spach. subsp. nordmanniana Dogu Karadeniz Bölgesi için olduğu kadar Türkiye için de önemli bir orman ağacıdır. Çalışmanın amacı; Doğu Karadeniz Göknarı ağaçlarının yıllık büyüme ve değişimleri araştırıp, incelemek ve yıllık halkalardan yararlanarak Örümcek Bölgesi Ormanlarında göknar için ortalama yıllık halka eğrisi ve standart kronoloji hazırlamaktır. Aynı zamanda yörenin eteorolojik verileri de kullanılarak geçmiş yılların iklimi hakkında bilgi edinebilmek amacıyla yapılacak olan dendroklimatoloji çalışmalarına esas oluşturacaktır. Araştırma alanı Karadeniz Bölgesinin, Doğu Karadeniz Bölümünde yer almakta, Gümüşhane ili, Kürtün ilçesi sınırları içerisinde kalmaktadır. Toplam 6 ağaçtan 12 kalem alınmıştır ve elde edilen kalemlerdeki yıllık halka genişliklerinin ölçümünde 0.01 mm. duyarlı Zeiss Winkel aleti kullanılmıştır. Yıllık halka eğrilerinin elde edilmesinde ; 1 Yıllık Halkaların Yarı Logaritmik Olarak Gösterilmesi, 2 Yıllık Halkalardan Elde Edilen İndislerin Bir Grafikle Gösterilmesi (Standardizasyon yöntemleri kullanılmıştır. İndis değerlerinin bulunmasında ise It=Wt/Yt eşitliğinden yararlanılmıştır. Çalışma 1729 –2003 yıllarını kapsamaktadır.

    17. DEFPOS Tayfölçeri ve Bazı İyonize Olmuş Kaynakların Hα Tayfları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Muhittin ŞAHAN

      2017-08-01

      Full Text Available Bu çalışma, DEFPOS tayfölçeri, veri indirgeme teknikleri, parlaklık kalibrasyonu ve gökadamızın dört farklı iyonize olmuş bölgesinden (NGC6530, NGC1973, NGC1501, NGC6514 alınan Hα (6563Å tayfları hakkında detaylı bilgi vermektedir. Gözlemlerde 600s ile 3600s arasında değişen uzun poz süreleri kullanılmıştır. Tayflar, kaynakların çizgi genişlikleri, LSR hızları ve parlaklıkları hakkında bilgi sağlamaktadır. Bu tayflardan, yapıların LSR’a göre hızları ve parlaklıkları sırasıyla, NGC6530 için 11.80±0.2 km/s ve 24409.70±16.8 R, NGC1973 (Sh2-279 için 13.65±0.7 km/s ve 477.87±3.2 R, NGC1501 için -26.26±2.6 km/s ve 255.13±4.5 R ve NGC6514 için 14.43±0.2 km/s ve 1856.71±0.6 R olarak bulunmuştur. Ayrıca, her salma kaynağı için parlaklık değerleri kullanarak salma ölçüleri hesaplanmıştır. Bazı sonuçlar, literatürden elde edilen değerlerle karşılaştırılmıştır. Literatürde düşük açısal genişliğe sahip olan bu tür kaynakların parlaklık ve LSR hızları hakkında yeterli bilgi bulunmadığından, DEFPOS ile elde edilen verilerinin literatüre katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.

    18. Tıbbi İlaçlar ve Kişisel Bakım Ürünlerinin (PPCPs Triticum aestivum L. Üzerinde Antioksidan Enzim Aktivitelerine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Etem OSMA

      2017-01-01

      Full Text Available Bu çalışma tıbbi ilaç ve kişisel bakım ürünlerinin ekmeklik buğday (Triticum aestivum L. cv. Bezostaja bitkisi üzerindeki antioksidan enzim aktiviteleri hakkındadır. Araştırmada günlük hayatta sıklıkla tüketilen Acetaminophen, Caffein, Gemfibrozil ve β-estradiol olmak üzere dört farklı tıbbi ilaç etken maddesi kullanılmıştır. Ekim yapılacak toprağa 15 mg, 50 mg, 200 mg Acetaminophen, Gemfibrozil ve β-estradiol ile bunun yanı sıra 50 mg, 100 mg, 300 mg şeklinde farklı konsantrasyonlarda Caffein karıştırılmıştır. Daha sonra, hazırlanan 650 g toprağın üzerine 7 g buğday tohumu ekilmiş, bunun üzeri ise 100 g toprak ile kaplanmıştır. Çimlenen buğdaylar, 15 gün sonra hasat edilmiştir. Hasat edilen örneklere ekstraksiyon işlemi uygulandıktan sonra, örneklerde katalaz (CAT, peroksidaz (POD, süperoksit dismutaz (SOD gibi antioksidan enzim aktiviteleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde buğdayda; CAT değerlerinin 1.525-2.350 EU g¯¹ FW, POD değerlerinin 37.200-59.600EU g¯¹ FW, SOD değerlerinin de 38-52,8 EU g¯¹ FW arasında olduğu tespit edilmiştir. Kontrol örnekleri ile farklı konsantrasyonlarda yetiştirilen örnekler arasındaki ilişki %95 güven aralığında istatistiksel olarak değerlendirilmiş, anlamlı farklılıklar belirlenmiştir. Çalışmada, Acetaminophen, Caffein, Gemfibrozil ve β-estradiol uygulanan örneklerde konsantrasyon artışına bağlı olarak kontrol grubuna kıyasla antioksidan enzim aktivitelerinde artış olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

    19. TENSILE PROPERTIES OF EXTRUDED SiC(P/Al-2124 BULK FUNCTIONALL Y GRADED MATERIALS

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      HÜSEYİN UZUN

      2000-06-01

      Full Text Available Fonksiyonel kademeli değişken malzemeler yeni bir kompozit malzeıne türü dür. Bu malzemeler, bir makine parçasının belirli bölgelerinde istenilen bir özelliğı elde etmek için dizayn edilmiş olup, malzeınenin kimyasal birleşimi, mikroyapısı ya süreklilik arz edecek şekilde yada kademelİ olarak makine parçasının bir bölgesinden diğer bir bölgesine doğru değişmesi söz konusudur. Bu çalışınada kullanılan fonksiyonel değişken ınalzeme ler, birbiri içinde dairesel kademeli bir forma sahip olup SiC(p/AI-2124 kompozit sistemi esasına göre 400°C 'de sıcak ekstrüzyon ile üretilmişlerdir. Üretilen fonksiyonel değişken malzemelerin dış yüzeyi, Al-2124 matrix içine SiC parçacıklarının takviye edilmesinden dolayı oldukça sert, göbek kısmı ise takviyesiz Al-2 124 alaşımından dolayı oldukça tok bir özellik gösterir. Bu çalışmada bu malzemelerin çekme mukavemeti özellikleri incelenm iştir. Elde edilen deneysel so nuçlar, teorik olarak geliştirilen fonnü 1lere göre hesaplanarak elde edilen sonuçlar ile karşılaştı rılmıştır. Sonuç olarak, geleneksel kompozit malzemeler ile karşılaştırıldığında, fonksiyonel değişken malzemelerin sünekliğinin artmış olduğu fakat hafifçe % 0.2 akma ve çekme mukavemetlerinde azalmanın mevcut olduğu tespit edilmiştir.

    20. Meddah Behçet Mahir’in “Leylâ ve Mecnun” Hikâyesinde Yer AlanAra Sözler

      OpenAIRE

      AYDIN, Hidayet

      2011-01-01

      Anlatmaya dayalı halk edebiyatı ürünlerinde metnin orijinalinde yer almayan, anlatıcı tarafından metne ilave edilen fıkra, efsane, atasözü, kıssa gibi yazılı ve sözlü kaynaklardan alıntılar veya anlatıcının başından geçen olaylar yer almaktadır. Bu tür anlatılar daha çok halk edebiyatının nesir türünde görülmektedir. Anlatıcı bir baba edasıyla ya başından geçen olaylardan örneklemeler yapar ya da duyduğu, okuduğu birtakım kıssalardan bahseder. “Ara söz” diye adlandırılan bu anlatılar “Meddah ...

    1. THE MEDIATING ROLE OF TRUST TOWARDS E-WOM ON THE RELATIONSHIP BETWEEN BIG FIVE PERSONALITY CHARACTERISTICS AND INFLUENCE BY E-WOM

      OpenAIRE

      algur, mehmet; ALGUR, Mehmet Selami; erden, nil; ERDEN, Nil Selenay

      2015-01-01

      Bu çalışmanın amacı, büyük beş kişilik özellikleri olan dışadönüklük, duygusal denge, uyumluluk, özdisiplin, yeniliğe açıklığın e-WOM’a duyulan güven üzerinden e-WOM’dan etkilenmeye nasıl etki ettiğini incelemektir; böylece e-WOM alanında yapılan çalışmalarda ihmal edilen bireysel farklılıklar konusu ele alınmış olacaktır. Sonuçlar göstermektedir ki; uyumluluk ve özdisiplin kişilik özellikleri ile eWOM’dan etkilenme arasındaki ilişkilerde, eWOM’a güven tam aracılık rolü üstlenmektedir. Bu doğ...

    2. İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Okul İklimine İlişkin Algılarını Yordayan Değişkenlerin İncelenmesi

      OpenAIRE

      ÖZDEMİR, SERVET; SEZGİN, FERUDUN; ŞİRİN, HÜSEYİN; KARİP, EMİN; ERKAN, SERDAR

      2010-01-01

      Bu çalışmada, ilköğretim okulu öğrencilerinin okul iklimine ilişkin algılarını yordayan değişkenlerincelenmiştir. Araştırmada; Afyon, Gümüşhane, Kocaeli, Konya, Mersin, Van ve Yozgat illerinden toplam 683 ilköğretimokulu öğrencisine “Okul İklimi Öğrenci Ölçeği” ve “Okul Atmosferi Ölçeği” uygulanarak elde edilen veriler kullanılmıştır.Çoklu hiyerarşik regresyon analizi sonuçları, kız öğrencilerin öğrenim gördükleri okulların iklimini erkek öğrencilere göredaha olumlu algıladıklarını göstermişt...

    3. İstanbul'da Satışa Sunulan Mısır Bazlı Gıdalarda Fumonisin Varlığı

      OpenAIRE

      OCAK, Ayşe; Bostan, Kamil

      2010-01-01

      Fumonisinler, çeşitli Fusarium türleri tarafından üretilen metabolitler olup insanlar için yüksek derecede toksik etkilidirler. İnsanlar için kanserojen olarak kabul edilen fumonisinler küflenmeye ve mikotoksin oluşumuna yatkın tahıl ürünlerinde, özellikle mısırlarda bulunmaktadır. Bu çalışma, İstanbul'da tüketime sunulan mısır ve mısır bazlı gıdaların fumonisin yönünden halk sağlığı açısından riskli olup olmadıklarını saptamak amacıyla yapılmıştır. Çeşitli marketlerde satışa sunulan 25&...

    4. KARANFİLLİÇAY DERESİ SUYUNUN FİZİKOKİMYASAL VE MİKROBİYOLOJİK PARAMETRELERİNİN MEVSİMSEL DEĞİŞİMİ VE AKUAKÜLTÜR AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

      OpenAIRE

      Bulut, Cafer; Akçimen, Ufuk; Uysal, Kazım; Küçükkara, Ramazan; Savaşer, Soner

      2018-01-01

      Bu çalışmada; Denizli ve Muğla sınırları içindebulunan Karanfilliçay Deresi üzerinde memba ve dere sonu olarak seçilen ikiistasyonda (1. istasyon: 36o 52ı40.58ıı N ve 29o 11ı51.16ıı E;  2.istasyon: 36o 58 ı 58.69ııN - 29o12 ı 22.36 ıı E) fizikokimyasalve mikrobiyolojik parametreler Ocak 2007’den Ocak 2008’e kadar aylık ölçülmüşve elde edilen bulgular akuakültür açısından değerlendirilmiştir. İki istasyonarasında yaklaşık 109 ton/yıl porsiyonluk ve 605.000 adet/yıl yavru alabalıkürete...

    5. Kullanıcıların Facebook Reklamlarına Tepkilerini Belirleyen Reklam Özellikleri

      OpenAIRE

      Çakır, Vesile; Tam, Mehmet Sinan

      2014-01-01

      Facebook halihazırda en popüler sosyal medyadır ve bu özelliği ile cazip bir reklam medyasıdır. Bu araştırma facebook reklamlarının beğenilmesi, tıklanması ve paylaşılmasında yordayıcı olan reklam özelliklerini araştırmaktadır. Facebook kullanıcıları üzerinde gerçekleştirilen bir saha araştırmasından elde edilen veriler, kullanıcıların ilgilendikleri bir ürün kategorisine ait, tıklanma oranının yüksek, bilim kurgu tarzı, değişik renk ve yazılı bağlantılara sahip ödemeli reklamlara daha çok tı...

    6. ABD liderliğindeki Irak işgali sonrası körfez işbirliği konseyi (KİK) : Güvenlik topluluğu'na doğru

      OpenAIRE

      Çetinoğlu, Nur

      2010-01-01

      ABD liderliğindeki Irak işgalinin sonuçları sadece Irak'la sınırlı kalmamış, sınırlarının ötesine taşmıştır. O tarihe kadar gevşek bir ittifak olarak kabul edilen Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), söz konusu işgalin sonuçlarından en çok etkilenen birimlerden olmuştur. Bu makale, KİK 'in henüz bir güvenlik topluluğu olmamasına rağmen, bu yolda aşama kaydettiğini iddia etmektedir. Irak savaşı sonrası dönemde hem KİK dışında yaşanan gelişmelerin hem de KİK bünyesinde kaydedilen ilerlemelerin anali...

    7. Cürufa Olan Bakır Kayıplarında Farklı Kroze Kullanımının Etkisi

      OpenAIRE

      RÜŞEN, Aydın

      2017-01-01

      Bakır işletmelerinde ergitme aşamasında cürufa olan bakır kayıpları sektördeki önemli problemlerdenbiridir. Bu çalışmada, Eti Bakır İşletmelerinden (EBİ) temin edilen flaş fırın cürufu ve flaş fırın matı eşitmiktarlarda alınarak farklı oranlarda kolemanit (2CaO·3B2O3·5H2O) ilavesi (%0, %2, %4 ve %6) ilekarıştırılıp alumina (Al2O3) krozelerde 1250oC’de ve azot atmosferi altında 2 saat boyunca ergitmedeneylerine tabi tutulmuştur. Böylece, alümina kroze (AK) kullanılan deneylerde cürufa olan bak...

    8. سینمای ایران

      OpenAIRE

      EMAMİ, SABER

      2016-01-01

      Bu makale'de başlangıçtan İran İslâm devrimi ve İran-Irak savaşına kadar İran sineması incelenmiştir. Sinema tekniği Kaçar Şahı Nâsıruddîn Şah ve oğlu Muzafferüddin Şah’ın Avrupaya seferleriyle, çağdaş uygarlık ürünü olarak İran’a getirildi. Farsça ilk sesli sinema Rıza Şah zamanında “Dohter-i Lor: Lor Kızı” adlı film ile başladı. Ardından devlet tarafından teşvik edilen bir sinema, “olay”, “ahlak”, “müzik” ve “cinsel cazibe” ögelerine danyanarak şekillenmiştir. Bu sinema, daha çok dinse...

    9. KENTLERDE YENİ BELLEK MEKANLARI: KENT MÜZELERİ

      OpenAIRE

      Keskin, Necat

      2014-01-01

      Bellek, içinde geçmiş, unutma, anımsama, hatırlama gibi ifadeleri barındıran, bu anlamda geçmişin yeniden hatırlanması üzerine inşa edilen kimlik olgusunun açıklanmasında da önemli olan bir kavramdır. Geçmişin korunduğu ve hatırlandığı mekanlar olarak müzeler öteden beri bulundukları yerlerde birer bellek mekanı olarak değerlendirilmekte ve topluluk kimliğinin inşasında da önemli işlevleri olduğu düşünülmektedir. Gelişen teknolojinin, artan göç ve nüfus artışının baskısı altındaki kentlerde d...

    10. KUŞAKLARIN SİYASAL İLETİŞİM KÜLTÜR VE LİDERLİK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

      OpenAIRE

      GÖKTAŞ, Pınar; ÇARIKÇI, İlker Hüseyin

      2018-01-01

      Kuşaklararası farklılıklar; bireylerin iletişim tarzını vearzu edilen liderlik tarzını etkilemektedir. Tipik kuşak çatışmalarının çoğuiletişimsizlikten kaynaklanmaktadır. Bu sorunu çözmek için hedef kitleye yönelikiletişim tarzı seçilmelidir. Liderlik tarzı açısından ise kuşaklar inandırıcı vegüvenilir bir lider arzusu içindedir. Araştırma kapsamında aynı zamandaaralarındaki farka da değinebilmek adına sessiz kuşak, patlama kuşağı, X, Y ve Zkuşaklarına yer verilmiştir. Bu bağlamda kuşaklar il...

    11. Eğirdir Gölü ve çevresinde turizm gelişiminin sürdürülebilirliği üzerine değerlendirmeler

      OpenAIRE

      Korkmaz, Mehmet; Başkalkan, Sibel Nihal

      2011-01-01

      Eğirdir Gölü, kuş gözlemciliği, su sporları, mağara turizmi, yamaç paraşütçülüğü gibi çok çeşitli aktivite olanakları ve çevresinde yer alan doğal korunan alanları ile doğa turizmi, etrafındaki tarım alanları ile tarım turizmi (agroturizm) ve göl çevresindeki kutsal kabul edilen alanlar ile de inanç turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Geçmişten günümüze yapılan uygulamaların yanı sıra 2008 yılında tamamlanan Eğirdir Gölü Yönetim Planı ve Kovada Gölü Milli Parkı Uzun Devreli Gel...

    12. İTALYAN SALDIRISINDA YUNANİSTAN’A TÜRKİYE’NİN YARDIMLARI (1940-1941)

      OpenAIRE

      KASALAK, Kadir; BAŞ, Ramazan

      2015-01-01

      II. Dünya Savaşı yıllarında 1941 Nisanı sonrası tüm Yunanistan Alman işgaline uğramıştır. Bu işgal sonrası Yunanistan “Büyük Açlık Dönemi” diye tabir edilen, yüzbinlerce kişinin açlıktan öldüğü feci bir dönem yaşamıştır. Türkiye bu dönemde gerek açlığın önlenmesi, gerekse Yunanlı mültecileri kabul etmesi gibi birçok insani konularda Yunanistan’a hatırı sayılır yardımlarda bulunan neredeyse tek ülke olmuştur. Ancak II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’nin Yunanistan’a yardımları, Yunanistan’ın ...

    13. Memelilerde Genomik Damgalanmanın Epigenetik Düzenleyicileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zeynep Demirtaş

      2016-12-01

      Full Text Available Genomik damgalanma, bir genin maternal ya da paternal kökenine bağlı olarak homolog kromozomlardan yalnız bir allelindeki genin ifade edilmesidir. Damgalanma etkisi altında olan çok sayıda genin memelilerin gelişiminde önemli rol oynadığı tespit edilmiştir. Damgalanmış olduğu tespit edilen ilk üç gen fare genomunda keşfedilen Igf2r, Igf2 ve H19 'dur. Günümüzde memelilerde 100'den fazla damgalanmış gen tanımlanmıştır. Damgalanmış genlerin birçoğunun büyüme ve farklılaşma için anahtar role sahip olduğu düşünülmektedir. Bu derlemede memelilerde damgalanmış genlerin epigenetik düzenleyicilerinden bahsedilmiştir

    14. KADIKÖY İLÇESİNDEKİ İLK, ORTA VE YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ BİLGİSAYAR LABORATUARLARININ OSHA ERGONOMİK KRİTERLERİNE GÖRE İNCELENMESİ

      OpenAIRE

      ŞAKAR, Yavuz ERDOĞAN/ Mehmet Fatih ERKOÇ/ Çiğde

      2014-01-01

      Bu araştırmanın amacı, öğretim kurumlarındaki bilgisayar laboratuarlarının ergonomik kriterlere uygunluğunu incelemektir. Bu amacı gerçekleştirmek üzere US-OSHA tarafından geliştirilen “Bilgisayarlı Çalışma Ortamlarında Ergonomi Uyum Ölçeği” araştırmacılar tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Geçerlilik ve güvenirlik çalışması tamamlanarak, bazı maddeler çıkarılmıştır. Ölçeğin, cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı 0,81 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar OSHA Ergonomik Kriterler ölçeğin...

    15. Yoğurt Peyniri Üretiminde Kullanılan Yoğurt Miktarının Peynirin Bazı Özelliklerine Etkisi

      OpenAIRE

      ÖZBEK, Çağla; GÜZELER, Nuray

      2017-01-01

      Yoğurt peyniri kaynayan süte yoğurt ilavesiyle sütün pıhtılaştırılması, pıhtının süzülmesi ve baskılanmasıyla elde edilen geleneksel bir peynir çeşididir. Tarsus ve Hatay’da birbirinden farklı yöntemlerle üretimi gerçekleştirilmektedir. Bu araştırmada süte %20, %30, %40 ve %50 yoğurt ilave edilerek sütün pıhtılaştırılması ile Tarsus’ta kullanılan yöntemle Yoğurt peynirleri elde edilmiştir. Farklı oranlarda yoğurt kullanımının Yoğurt peynirlerinin depolamanın 1. günündeki randıman, pH, titrasy...

    16. Türk Çokuluslu İşletmelerinin Stratejik Kadrolama Faaliyetlerinin İncelenmesi

      OpenAIRE

      Çetinarslan, Haldun Şecaattin; Can, Esin

      2018-01-01

      Bu araştırmanın amacı Türk Çokulusluİşletmelerinin (ÇUİ) stratejik kadrolama faaliyetlerini incelemektir.Araştırmanın örneklemini, sektörün önde gelen, büyük ve kurumsal 8 Türk ÇUİ’sioluşturmaktadır. Veri toplama yöntemi olarak anket çalışması seçilmiştir. 8Türk ÇUİ’sinin her birinin üst düzey İnsan Kaynakları (İK) yöneticisi (Örneğin;İK’dan sorumlu genel müdür yardımcısı, İK direktörü/başkanı) ile yapılan anketçalışmasından elde edilen veriler analiz edilmiştir. Bulgulara göre; TürkÇUİ’lerin...

    17. GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİNİN KUŞAK FARKINA GÖRE İNCELENMESİ

      OpenAIRE

      KELEŞ, Hatice Necla

      2013-01-01

      Benzer bir zaman aralığında doğmuş, benzer yaş ve hayat dönemlerini paylaşarak, belirli bir dönemin olayları tarafından şekillenmiş insan topluluğu olarak ifade edilen kuşakların kendilerine özgü özellikleri, değer yargıları ve tutumlarının olduğu görüşünden yola çıkarak, girişimcilik eğilimlerinin de farklılaşabileceği düşüncesi bu çalışmanın ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Bu araştırmanın temel amacı girişimcilik eğilimini kuşak farkına göre incelemektir. Araştırma kapsamında İstanbul il...

    18. Muhasebe Meslek Mensuplarında Tükenmişlik Sendromu Üzerine Bir Araştırma

      OpenAIRE

      DOĞAN, Prof. Dr. Zeki; NAZLIOĞLU, Elif Hilal

      2010-01-01

      Bu çalışmanın amacı, muhasebe meslek mensuplarının tükenmişlik sendromu yaşayıp-yaşamadıklarını incelemek ve eğer yaşıyorlarsa bunun boyutunu araştırmaktır. Bunun için Kayseri ilinde faaliyet gösteren muhasebe meslek mensuplarının tükenmişlik düzeylerinin ölçümüne ve tükenmişliğin alt boyutlarında nedensellik ilişkilerinin yönünün tespitine ilişkin bir anket çalışması yapılmıştır. Elde edilen verilerden hareketle ilk olarak Maslach Tükenmişlik Ölçeği hesaplanmış ve daha sonra nedensellik test...

    19. Kontrol odağı ve örgütsel muhalefet arasındaki ilişki üzerine bir araştırma

      OpenAIRE

      KAYA, Çiğdem

      2017-01-01

      Bu çalışmada çalışanların iş çevrelerindeki kontrol algılarının (kontrol odağının), örgütle ilgili anlaşmazlıklarını ve karşıt fikirlerini sözlü olarak ifade etme stratejileri (örgütsel muhalefet) ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, İstanbul’da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmalarda çalışan 180 beyaz yakalı çalışandan toplanan veri analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, çalışanların kontrol odaklarının yapıcı açık muhalefet, dışsal muhalefet ve sorgulayıcı açık m...

    20. MANYETiK DENETiMLi BOBiN iLE ELEKTRONiK BALAST GÜÇ DENETiMi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selim BÖREKCİ

      2008-03-01

      Full Text Available Elektronik balastlar manyetik balastlara kıyasla, daha yüksek etkinlik faktörüne, daha iyi ısık kalitesine, daha uzun lamba ömrüne ve daha küçük hacme sahiptir. Bu çalısmada, lamba gücü, balast empedansını ve rezonans frekansını degistiren manyetik kontrollü bobin tarafından yapılmaktadır ve bu yöntem kendinden tetiklemeli akim beslemeli push pull tipi elektronik balastlarda gerçeklestirilmistir. Burada sunulan güç kontrolü yönteminde, sıfır voltaj anahtarlaması gerçeklestirilmistir. Elde edilen sonuçları karsılastırmak için, sunulan yöntemin aynı zamanda simulasyonuda yapılmıstır. Deneysel ve simulayon sonuçları uyum göstermektedir.

    1. Menemen Ekolojik Koşullarında Lavanta (Lavandula spp.) Tür ve Çeşitlerinin Morfolojik, Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

      OpenAIRE

      Karık, Ünal; Çiçek, Fatih; Çınar, Orçun

      2017-01-01

      Bu çalışma Menemen ekolojik koşullarında lavanta (Lavandula spp.) tür ve çeşitlerininmorfolojik, verim ve kalite özelliklerini belirlemek amacı ile 2015-2016yılları arasında yürütülmüştür. Çalışmada 2 farklı türe ait 8 farklı ticarilavanta çeşidi kullanılmıştır. 2 yıl sonucunda elde edilen veriler ışığında türve çeşitler arasında önemli farklılıklar bulunduğu tespit edilmiştir. Lavandintipi çeşitler, verim özellikleri açısından lavander tipi çeşitlerin önünegeçerken,  uçucu yağ oranı ve uçucu...

    2. Bir grup üniversite öğrencisinin batıl inanışlar ve hastalıklara karşı tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi

      OpenAIRE

      Ögenler, Oya; Yapıcı, Gülçin

      2011-01-01

      Özet Amaç. Tıp, batıl ve dini inançlar belli bir toplumda sözlü veya yazılı bir şekilde nesilden nesile aktarılır. Tıp, batıl inançlar ve din birbirinden bazen kesin çizgilerle ayrılırken bazen aralarındaki sınır belirsizleşebilmektedir. Bu üçlüden herhangi birine ait davranışa neden olan bilgi zamanla değişime uğrar başlangıç noktası unutulur ama varlığını sürdürür. Doğru oldukları için değil, işe yaradıkları için doğru kabul edilen birçok inanış insanları belirsizlikten kurtarır, iç rahatla...

    3. EREĞLİ (KONYA) İLÇESİNDE MEYVECİLİK

      OpenAIRE

      TAPUR, TAHSİN; BOZYİĞİT, RECEP

      2013-01-01

      ÖZETAraştırma Sahası, İç Anadolu Bölgesi’nin güneydoğusunda yer alır. Ereğli ilçesidir. Bu çalışmanın amacı, Ereğli’de meyveciliğin dağılımını, üretimini ve gelişimini ortaya koymaktır. Araştırmanın ilk aşamasında konu ile ilgili literatür incelenmiştir. Daha sonra çeşitli tarihlerde (Eylül 2008 veTemmuz 2009) arazi incelemeleri yapılmıştır. Saha çalışması ile elde edilen bilgiler, literatür ve SWOT/GZFT analiz yöntemi ile değerlendirilmiştir.Çalışma alanında meyveciliğin gelişmesi üzerinde f...

    4. Akkeçi oğlaklarında doğum ve sütten kesim ağırlığına etki eden bazı çevre faktörleri üzerine araştırmalar

      OpenAIRE

      KAHRAMAN, Züleyha

      1991-01-01

       Bu araştırmada, Akkeçi oğlaklarında doğum ve sütten kesim ağırlıkları üzerine ana yaşı, cinsiyet, doğum şekli, ananın vücut ağırlığı ve bunlara ek ola rak oğlakların doğumdaki ağırlıklarının sütten kesim ağırlığına etkileri incelenmiştir. Araştırmanın ma teryalini Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü' nde yetiştirilen çeşitli yaştaki Akkeçiler ve bunlardan elde edilen oğlaklar oluşturmuştur. Yapılan önem kontrolleri sonucunda; oğlakların doğum ağ...

    5. EKONOMİK KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KAPSAMINDA AB-ÇİN İLİŞKİLERİ

      OpenAIRE

      Akçadağ Alagöz, Emine

      2017-01-01

      Bu çalışma, AB ve Çin arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri Keohane ve Nye tarafından formüle edilen karşılıklı bağımlılık teorisi çerçevesinde irdeleme amacı taşımaktadır. Farklı ekonomik parametreler aracılığıyla bu iki önemli güç arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin mevcut durumu analiz edilerek, karşılıklı bağımlılığın asimetrik niteliği ortaya konulacaktır. Karşılıklı bağımlılıktaki asimetrilerin bir güç unsuru olduğu varsayımından hareketle, bu asimetrik karşılıklı bağımlılığın ...

    6. Çok Etmenli Sistemlerde NetLogo İle Karınca Kolonisi Optimizasyonu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa Tüker

      2013-02-01

      Full Text Available Çok etmenli sistemler (ÇES, karmaşık optimizasyon problemlerinin modellenmesi ve çözülmesi için etkin bir yol sunarlar. Bu çalışmada, Gezgin Satıcı Problemi (GSP'ni çözmek için ÇES ve karınca kolonileri birlikte kullanılmıştır. Sistem benzetimi, etmen tabanlı bir programlama ortamı olan NetLogo ile gerçekleştirilmiştir. Problemin modellenmesi ve benzetimi için NetLogo'nun nasıl kullanılacağı kodlarla ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Algoritma farklı düğüm sayıları için denenmiş ve elde edilen sonuçlar tartışılmıştır.

    7. Sabit Odaklı Silindirik Parabolik Bir Yoğunlaştırıcıda Kızgın Su Elde Edilmesi

      OpenAIRE

      Halıcı, Fethi

      2018-01-01

      Bu çalışn1ada, odağı sabit yansıtıcısı ha reketli olarak imal edilen silindirik parabolik yoğunlaştırıcıda (SPY) kızgın su ve sıcak su için yapılan deney sonuçları ve pe rfoımans değerleri verilmiştir. (SPY) 'nın yansıtıcı yüzeyi 2ınx3 m boyutlarında olup toplam açıklık alanı 6 ın2 dir. Odaktaki yut ucu yüzey yan yana yerleştirilen 2 kanatlı borudan imal edilmiştir. Odak uzaklığı 6 m olan (SPY) kuzey güney doğrultusu nda yerleştirilerek özel yapılan bir ınekanizma ile güneşi doğu batı do...

    8. JAPON MİTOLOJİSİNDE KADIN İMGESİ / WOMAN IMAGE IN JAPANESE MYTHOLOGY

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Okan Haluk Akbay

      2015-01-01

      Full Text Available Mitolojiler, bir toplumun düşünsel yapılanma ve kültürel özelliklerini yansıtması bakımından oldukça önemli kaynaklardır. Mitolojik anlatılarda geçen karakterler, bir toplumun kültürünü ve düşünce yapısını anlamak için önemli ipuçları sunar.Bu makale, Japon mitolojisinde geçen önemli kadın figürlerini ele almayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Japon mitolojisinin en önemli kaynağı kabul edilen Kojiki isimli eserde geçen beş önemli kadın figürünün mitoloji içindeki oynadıkları rol ve karakteristik özellikleri ana hatlarıyla irdelenmeye çalışılacaktır.

    9. Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Tezlerinin Atıf Analizi

      OpenAIRE

      Umut Al; Güleda Doğan

      2013-01-01

      Çalışma Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümünde tamamlanan lisansüstü tezleri ve söz konusu tezlerin kaynakçalarındaki atıfları incelemektedir. Araştırma sonucunda elde edilen başlıca bulguları şu şekilde sıralamak olanaklı­dır: Bölümde yılda ortalama dört tez tamamlanmıştır. Tezlerde en sık başvurulan araştırma yöntemi betimlemedir. Tezlerde üniversite kütüphaneleri, halk kütüp­haneleri, okuma alışkanlığı ve kullanıcı araştırmaları konuları öne çıkmaktadır. Nilüfer Tuncer, İ...

    10. Teknokent’lerde Geliştirilen Yazılım Projelerinin Risk Analizi ve Başarı Düzeyleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      M.Hanefi CALP

      2014-08-01

      Full Text Available Günlük hayatın hemen her alanında ihtiyaç duyulan yazılım projeleri her geçen gün daha fazla büyümekte ve daha çok önem arz etmektedir. Bununla birlikte, büyüyen bu yazılımlar beraberinde daha karmaşık bir yapıyı doğurmaktadır. Bu bağlamda, sözkonusu yazılım projelerinin analiz ve kontrol süreci, ayrıca başarı düzeyleri merak edilmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada, geliştirilen anket formlarında bulunan kontrol listeleri aracılığıyla, Teknokent’lerde geliştirilen yazılım projelerinde karşılaşılan risk faktörlerini belirlemek, analiz etmek ve bu projelerin başarı düzeylerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaçla, gerekli olan veriler toplanmış, yazılım risk faktörleri belirlenmiş ve sözkonusu faktörler analiz edilmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen verilerin analizi için betimsel analiz yönteminden yararlanılmış olup, Microsoft Excel 2010 ve IBM SPSS Statistics 21.0 programları kullanılmıştır. Ayrıca, çalışmada analiz sonuçlarına ve geliştirilen yazılımların başarı düzeylerine ayrıntılı bir şekilde yer verilmiştir. Elde edilen sonuçlar içerisinde özellikle; proje süresi, bütçesi, personel sayısı ve hedeflerdeki sapmalara rağmen Teknokent’lerde geliştirilen yazılım projelerinin yaklaşık %95’inin başarıyla sonuçlandırılmış ve müşteriye teslim edilmiş olması dikkat çekmektedir.Anahtar Kelimeler: Yazılım, Risk faktörleri, Risk analizi, Proje başarısı

    11. Karanlık ve Aydınlıkta Depolanmış Ayvalık ve Memecik Çeşidi Natürel Zeytinyağlarının Spektroskopik Verilere Göre Kemometrik Sınıflandırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Betül Öztürk

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Türkiye’nin zeytinyağı üretiminin % 65’ini Oluşturan Ege bölgesinin hakim zeytin çeşidi olan Ayvalık ve Memecik yağ örneklerinin en yaygın spektroskopik yöntemler ile (FTNIR, FTIR-ATR, Excitation-Emission [EX-EM] ve Senkronize [SYN] Floresans Spektroskopisi analiz edilerek sınıflandırılması gerçekleştirilmiştir. Analiz edilen yağ örnekleri organik ve karışık çeşitlerden üretilen bir örnek dışında Kuzey Ege (Ayvalık çeşidi (n=4 ve Güney Ege (Memecik çeşidi (n=4 alt bölgelerinden alınmış toplam 9 adetten Oluşmaktadır. Oda sıcaklığında PET şişeler içinde muhafaza edilen yağ örnekleri gün ışığına maruz bırakılan ve aluminyum folyo ile kaplanmış (karanlık olarak iki gruba ayrılmıştır. Ayvalık ve Memecik çeşidi natürel zeytinyağlarının sınıflandırılması en yaygın kullanılan kemometrik yöntemler ile (Temel Bileşen Analizi, PCA ve Aşamalı Kümeleme Analizi, HCA gerçekleştirilmiştir. Ayvalık ve Memecik çeşitleri spektroskopik yöntemlerin sonuçları temelinde çeşit, orijin bölgesi ve işlem uygulamalarına (ışığa maruz kalma veya karanlıkta tutma gibi göre dikkate değer bir şekilde sınıflanmışlardır. Ayrıca, spektroskopik yöntemlerin natürel zeytinyağların sınıflandırılmasında ve muhtemel depolama koşulları ve tağşiş konusunda ümitvar etkiler sergileyebileceği görülmüştür.

    12. Fonksiyonel Özellikleri Geliştirilmiş Yoğurt Üretimi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özge Duygu Okur

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, farklı inkübasyon sıcaklık (25 ºC ve 42 ºC ve kefir destek kültürü kullanımının, yoğurtların mikrobiyolojik, fizikokimyasal ve duyusal özellikleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Tam yağlı yoğurt örneklerinin yanı sıra, yağ ikamesi ve prebiyotik özelliği olan inulin yağsız yoğurt üretiminde kullanılmıştır. Mikrobiyolojik değerlendirmeler sonucunda özellikle Lactobacillus içerikleri, farklı kültür ve inkübasyon sıcaklık kombinasyonlarından önemli derecede etkilenmiştir. Kefir destek kültürü kullanılan yoğurtlarda mayalar da gelişmiştir. Duyusal analiz değerlendirmeleri sonucunda ise, en fazla puan alan ürün inulin ilaveli yoğurt kültürü ile yapılan yağsız yoğurt olurken, ikinci sırayı yine inulin ilaveli, kefir ve yoğurt kültürünün birlikte kullanıldığı ve 420C'de inkübe edilen yağsız yoğurt örneği almıştır. En düşük genel skoru, sadece kefir kültürü kullanılıp 420C'de inkübe edilen örnek almıştır. Kefir destek kültürü ile üretilen örneklerde CO2 oluşumundan dolayı orta büyüklükte gözenekler (yaklaşık 0.5 cm çaplı tespit edilmiştir. Duyusal analiz sonuçlarına göre ürünlerde kefir kültür kullanımı yabancı tat üzerine önemli düzeyde etkili olmuştur.

    13. LAKKAZ ENZİMİ İLE KOT BOYARMADDESİNİN DEKOLORİZASYONU

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ahmet ÇABUK

      2011-02-01

      Full Text Available Tekstil endüstrisinde kullanılan çeşitli boyarmaddeler üretim sürecinde alıcı ortamlara büyük miktarlarda deşarj edilmektedir. Bu durum, çevre ve insan sağlığı ile ilgili telafisi zor olan bir sürecin başlangıcını oluşturmaktadır. Bu nedenle gerek kirlenmiş alanların temizlenmesinde ve gerekse kirletici potansiyeli olan teknolojilerin biyolojik yaklaşımlarla bütünleştirilmesi ile tekstil endüstrisinin bir atığı olan boyarmaddelerin oluşturacağı kirlilik azaltılabilecektir. Bu çalışma kapsamında ticari olarak piyasada satılan bir kot boyasının Trametes versicolor ATCC 200801’in buğday kepeği içeren potato dekstroz broth besiyerinde geliştirilmesi ile elde edilen lakkaz aktivitesi yüksek kültür sıvısı ile renk giderimi çalışılmış ve optimum koşullar belirlenmiştir. Yapılan deneyler sonucunda pH 4.0, başlangıç boya konsantrasyonu 75 mg/l, sıcaklık 55 oC, inkübasyon süresi ise 120 dakika olarak seçilmiştir. Belirlenen optimum koşullarda % 68.02 renk giderimi elde edilmiştir. Bununla birlikte, boya çözeltisi içerisine tekstil atık sularında bulunabilecek çeşitli metal iyonları ve kumaş boyama işleminde kullanılan yardımcı kimyasal maddeler reaksiyon ortamına ilave edilerek, geliştirilmeye çalışılan renk giderim potansiyeli üzerine olası etkileri araştırılmıştır. Elde edilen veriler değerlendirildiğinde, belirlenen optimum koşullarda denenen kirleticilerin renk giderimini genel olarak olumsuz yönde etkilemediği görülmektedir. En fazla inhibe edici etkinin görüldüğü 10 mM Tween 80 varlığında bile % 54.68 düzeyinde bir renk giderimi elde edilmiştir

    14. Teachers' Opinions about the Updated Secondary Mathematics Curriculum [Güncellenen Ortaöğretim Matematik Öğretim Programı Hakkında Öğretmen Görüşleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Orhan Çiftci

      2015-08-01

      Full Text Available The purpose of this study is to explore the opinions of mathematics teachers working in high schools on the high school mathematics curriculum that was reformed in 2013. Structured interview method was employed to collect data from nine high school teachers. Content and descriptive analysis were used to analyze the data obtained from the interviews with teachers. Based on the qualitative analysis of data, the teachers favored the reduction in the content and acquisition regulation, but criticized some eliminated content and acceptance the level of readiness of students. The teachers believed the benefit of using compass-straightedge, information and communication technologies. Furthermore, the teachers expected more professional development opportunities, particularly on the use of technology for teaching mathematics before they are hold accountable for the implementation of the new curriculum. [Bu çalışmada, ortaöğretim kurumlarında görev yapan matematik öğretmenlerinin 2013 yılında yayınlanan ortaöğretim matematik dersi öğretim programı hakkındaki görüşlerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Veriler dokuz lise matematik öğretmeni ile gerçekleştirilen yapılandırılmış görüşmeler ile elde edilmiştir. Öğretmenlerle yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen verilerin analizi için içerik ve betimsel analizi kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen verilerin analizi sonucunda, öğretmenler yeni programı, konuların yoğunluğunun azaltılması ve kazanımların düzenlenmesi gibi konularda olumlu bulmuş; bazı konuların çıkartılması ve öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerinin kabulü konusunda eleştirmişlerdir. Öğretmenler, bilgi ve iletişim teknolojilerini ve pergel-cetveli kullanmanın faydalı olacağını belirtmişlerdir. Ayrıca, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma konusunda desteklenmelerini ve programın öğretmenlere ayrıntılı olarak tanıtılmasını önermişlerdir.

    15. Atık Alüminyum Polietilen (Tetrapak ve Pirinç Sapı Kullanılarak Üretilen Ahşap Polimer Kompozitlerin Mekanik Davranışlarının Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Alperen KAYMAKCI

      2012-12-01

      Full Text Available ÖzetBu çalışmada pirinç sapı unu ile güçlendirilmiş alüminyum polietilen esaslı polimer kompozitlerin bazı mekanik özellikleri araştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda pirinç sapı unu, alüminyum polietilen ve uyum sağlayıcı ajan (MAPE ikiz vidalı bir ekstruder içerisinde karıştırılarak pellet elde edilmiştir. Elde edilen pelletler enjeksiyon kalıplama makinesi kullanılarak mekanik özellikleri belirlemek için gerekli olan numunelerin üretimi sağlanmıştır. Pirinç sapı unu miktarının artmasıyla üretilen alüminyum polietilen esaslı polimer kompozitlerin eğilme ve çekme modüllerinde artış olduğu belirlenmiştir ancak eğilme ve çekme direnci değerlerinde bir miktar azalma tespit edilmiştir. Alüminyum polietilen esaslı polimer kompozit üretiminde kullanılan maleik anhidrit polietilen uyum sağlayıcı ajanın mekanik özellikleri üzerine olumlu etki yaptığı belirlenmiştir. Bu çalışmayla maleik anhidrit polietilen ile muamele edilen alüminyum esaslı polietilen kompozitlerin kabul edilebilir mekanik özellikleri dolayısıyla taban döşeme malzemesi olarak kullanılabileceği belirtilmiştir.AbstractIn this study, we evaluated some mechanical properties of aluminum polyethylene (Tetra Pak composites reinforced with rice husk flour. To meet this objective, rice husk flour was compounded with aluminum polyethylene with coupling agent (MAPE in a twin screw co-rotating extruder and then was manufactured by injection molding process. The modulus in the flexural and tensile improved with increasing rice husk flour content while the tensile and flexural strengths of the samples decreased. The use of maleic anhydride polyethylene had a positive effect on the mechanical properties of the aluminum polyethylene composites reinforced with rice husk flour. This work showed that the composites treated with maleated polyethylene could be efficiently used as decking products, due to satisfactory

    16. STACHYS RUPESTRIS (LAMIACEAE’İN UÇUCU YAĞ BİLEŞİMİ VE ANTİMİKROBİYAL ETKİLERİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      GÖKALP İŞCAN

      2015-12-01

      Full Text Available Stachys cinsi (Lamiaceae dünya üzerinde tanımlanmış yaklaşık 300 türle geniş bir yayılış gösterirken, bu cins ülkemizde %48 endemizm oranıyla 91 tür ve 116 taksa ile temsil edilmektedir. Anadolu’da “Deli adaçayı” veya “Dağ çayı” isimleriyle bilinen Stachys türleri sahip olduğu antibakteriyel, antienflamatuvar, antipiretik, antioksidan ve sitotoksik etkilerinden dolayı, halk arasında cilt hastalıkları, ülser, kanser, solunum rahatsızlıkları ve böbrek hastalıklarında kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalarda sekonder metabolitlerinin genellikle iridoit ve flavon glikozitleri ile diterpenler ve uçucu yağlar olduğu ortaya konmuştur.Çalışmamızda Mersin ve civarı için endemik olan Stachys rupestris Montbret et Aucher ex Benth.’in çiçekli toprak üstü kısımlarından hidrodistilasyon ile elde edilen uçucu yağın kompozisyonu gaz kromatografisi/alev iyonlaşma dedektörü ve gaz kromatografisi/kütle spektrometresi ile ortaya konmuştur,  Ana bileşenler a-pinen (%14.4, tetradekanoik asit (%10.3 ve β-karyofillen (%5.3 olarak saptanmıştır.Uçucu yağın patojen bakteri ve maya türlerine karşı antimikrobiyal özellikleri “Klinik ve Laboratuvar Standartları Enstitüsü”nün yayımladığı CLSI M27-A2 ve M7-A7 protokolleri uyarınca mikrodilüsyon duyarlılık testleri ile ortaya konmuştur. Yağın bakterilere kıyasla test edilen Candida türlerine karşı daha etkili olduğu görülmüş, Candida parapsilosis, C. zeylanoides ve C. krusei’yi 31,25 µg/mL, C. zeylanoides’i ise 15,0 µg/mL konsantrasyonda (MİK inhibe ettiği belirlenmiştir.

    17. İlkokul 2, 3 ve 4. Sınıf Türkçe Ders Kitapları Bütüncesinin Kelime Hazinesini Geliştirme Eğitimi Açısından İncelenmesi Examining Corpus Of 2. 3. and 4. Grades’ Turkish Language Texbooks In Terms Of Vocabulary Teaching

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tahir GÜR

      2013-03-01

      çlamaktadır. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması şeklinde desenlenmiştir. Durum çalışmaları var olan durumun derinlemesine analizini gerektirmektedir. Araştırmada ilkokullarda okutulan özel yayınevlerince basılan kitaplardaki metinler Microsoft Office Word dosyaları haline getirilip Text Master programında ön analizi yapılmıştır. Bu analizde elde edilen kelime listeleri Microsoft Office Excel dosyası haline getirilip içindeki özel isimler ve sayılar ayıklanmıştır. Sonra kelimelerin yapım ve çekim ekleri incelenmiştir. Bu şekilde elde edilen bütüncenin Text Master programında son analizi yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda sınıflara göre farklı kelime sayılarının belirli bir oranda arttığı görülse de farklı sınıflarda tekrar edilen kelimeler yüzünden toplamın düştüğü; incelenen kitapların öğrencileri yeni kelimelerle karşılaştırmada, yapım ekleri ile farklı anlamlar oluşturma imkanı olan kök kelime vermede yetersiz oldukları bulunmuş; kelime hazinesinin geliştirilmesi ve yeni kelime öğretimi konusunda önerilerde bulunulmuştur.

    18. Türk Fermente Sucuğundan İzole Edilen Laktobasillerin Hidrojen Peroksit ve Hidrojen Sülfür Oluşturma Özelliklerinin Saptanması

      OpenAIRE

      Özdemir, Haydar

      2015-01-01

      This study was made with aim to determine H2O2 and H2S forming properties of some lactobacilli (L. sake, L curvatus, L. plantarum)isolated from Turkish fermented sausages. H2O2 forming properties of lactobacilli were determined in MRS-Pyrolusit agar and MRS-ABTS- Peroxidase agar while, H2S forming properties were determined in Lead Acetate agar, Lysine Iron agar and Triple Sugar Iron agar. The 49 strains (77.7%) in MRS-Pyrolusit agar, 52 strains (82.5%) in MRS-ABTS-Peroxidase agar were reacte...

    19. BATI ANADOLU BOUGUER GRAVİTE ANOMALİLERİNİN SÜZGEÇLENMESİ VE YERKABUĞU KALINLIK DAĞILIMININ İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fethi Ahmet YÜKSEL

      2005-01-01

      Full Text Available Batı Anadolu Bouguer Gravite haritasının yoruma hazırlanması için iki boyutlu alçak geçişli süzgeçler kullanılmıştır. Elde edilen rejyonal Bouguer gravite anomali haritasından alınan uygun doğrultudaki profillere Talwani yöntemi uygulanarak Batı Anadolu kabuk kalınlığı geometrisi modellenmiştir. Batı Anadolu kabuk kalınlığı kuzeyde Karadeniz sahillerinde ortalama 30 km'den başlayarak Göller Bölgesinde 35-40 km'ye ulaşmakta ve güneyde Akdeniz sahillerinde tekrar 32 km'ye düşerek inceldiği hesaplanmıştır. Ege sahillerinde ise, kabuk ortalama 32 km'den başlayarak Anadolu'nun içlerine doğru B-D doğrultusunda, 40 km. kalınlığa ulaştığı belirlenmiştir.

    20. Ülkemizde Yetiştirilen Başlıca Buğday Çeşitlerinin ve Unlarının Tiamin ve Riboflavin Miktarları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Recai Ercan

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, ülkemizde yetiştirilen başlıca buğday çeşitlerinin ve bunların laboratuvar değirmeninde öğütülmesiyle elde edilen unlarının B1 ve B2 vitaminleri miktarı saptanmıştır. Araştırmada 18 buğday çeşidi kullanılmıştır. Buğdaylarda B1 ve B2 vitaminleri miktarı çeşit ve yetişme yerine bağlı olarak değişmektedir. Genellikle sert buğdaylar, yumuşaklardan daha zengin bulunmuştur. Unlarda B1 ve B2 vitamin miktarlarının buğday çeşidi ve randımanı ile ilişkili olduğu görülmüştür. Un randımanı arttıkça vitamin miktarları da artmaktadır.

    1. NADİR ENDEMİK VERBASCUM ALYSSİFOLİUM BOİSS. TAKSONUNUN TOPRAK-BİTKİ İLİŞKİSİ AÇISINDAN İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Muhip Hilooğlu

      2017-02-01

      Full Text Available Verbascum alyssifolium Boiss. (Scrophulariaceae Erzincan ilinde dar yayılış alanına sahip nadir ve endemik bitki türlerindendir. Bu tür, IUCN kriterlerine göre DD (Veri yetersiz kategorisinde değerlendirilmektedir ve sadece 3 lokaliteden bilinmektedir. Bu çalışmada, V. alyssifolium taksonunun doğal yayılış gösterdiği toprakların fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlenmiştir. Ayrıca, bitki ve toprak örneklerinin mikro ve makro element analizleri yapılarak aralarındaki ilişki ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen sonuçların, dar yayılış alanına sahip nadir ve endemik V. alyssifolium türüne yönelik gurbette (exsitu koruma çalışmaları için önemli veriler sağlayacağı kanısındayız.

    2. 3,3'-[(E-eten-1,2-diil]di(9-heksil-9H-karbazol bileşiğinin sentezi, X-ışını yapı tayini ve teorik yapı tahmini

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Erol Asker

      2016-08-01

      Full Text Available 3,3'-[(E-eten-1,2-diil]di(9-heksil-9H-karbazol bileşiği 9H-karbazoldan çıkarak üç basamakta sentezlenmiş ve yapısı spektroskopik yöntemlerle aydınlatılmıştır. Kristal yapısı monoklinik uzay grubu P21/c'de çözülmüş ve geometrik özellikleri yarı-deneysel PM7 ve teorik DFT/B3LYP hesaplamalarla elde edilen verilerle karşılaştırılmıştır. DFT hesapsal sonuçlar ile X-ışını kırınımı deneysel sonuçlar arasında yüksek korelasyon belirlenmiştir. Kristal yapıdaki moleküller arası etkileşimler hesaplanan öncü orbitallerle açıklanmaya çalışılmıştır.

    3. Tedrici Azalan Sıcaklığın Pimpla turionellae (Hymenoptera: Ichneumonidae’ nın Ömür Uzunluğuna ve Yumurta Verimine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Rahile ÖZTÜRK

      2017-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada, laboratuvar şartlarında Galleria mellonella L. (Lepidoptera: Pyralidae puplarında yetiştirilen endoparazitoid Pimpla turionellae L. (Hymenoptera: Ichneumonidae’ nın larval evresine, konak içinde uygulanan tedrici azalan sıcaklığın etkileri araştırılmıştır. Parazitlenen konak pupları sırasıyla 25, 20, 15 ve 10°C’ lerde 3’ er gün, 4°C’ de 2, 3, 4 ve 5’ er gün bekletilmiştir. Uygulamalar sonucunda çıkan bireylerin ergin ömür uzunlukları ve dişilerin yumurta verimi araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, 4°C’ de bekletme süresinin artması ile ömür uzunluğu ve yumurta verimi azalmıştır.

    4. DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİK VE DEĞİŞİMDE DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİK PARADİGMASI

      OpenAIRE

      Aksaraylı, Muhammed Fatih

      2015-01-01

      İçinde bulunduğumuz sürekli değişim çağında; çevresel değişimleri fırsatlara çevirebilen liderlik biçimi olarak ifade edilen dönüştürücü liderlik tarzına sahip yönetim anlayışının tüm kurumlarda önemi gittikçe artmaktadır. Dönüştürücü liderlik, çevresel faktörlerin değerlendirilip fırsata dönüştürülmesini, işletmelere rekabet üstünlüğü ve geleceğe dönük vizyoner bir bakış açısının kazandırılmasını amaçlamaktadır. Dönüştürücü liderlik tarzına sahip kurumlar, işletme süreçlerini iyileştirerek, ...

    5. SABİT ODAKLI SİLİNDİRİK P ARAB OLİK BİR YOdUNLAŞTIRlCIDA KIZGIN SU ELDE EDİLMESİ

      OpenAIRE

      FETHİ HALICI

      1999-01-01

      Bu çalışn1ada, odağı sabit yansıtıcısı ha reketli olarak imal edilen silindirik parabolik yoğunlaştırıcıda (SPY) kızgın su ve sıcak su için yapılan deney sonuçları ve pe rfoımans değerleri verilmiştir. (SPY) 'nın yansıtıcı yüzeyi 2ınx3 m boyutlarında olup toplam açıklık alanı 6 ın2 dir. Odaktaki yut ucu yüzey yan yana yerleştirilen 2 kanatlı borudan imal edilmiştir. Odak uzaklığı 6 m olan (SPY) kuzey güney doğrultusu nda yerleştirilerek özel yapılan bir ınekanizma ile güneşi doğu batı doğrult...

    6. LİSANSÜSTÜ EĞİTİM GÖREN ÖĞRENCİLERİN ÖZERK ÖĞRENME BECERİLERİNE İLİŞKİN ALGILARI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nesrin HARK SÖYLEMEZ

      2014-12-01

      Full Text Available Bu araştırma, lisansüstü eğitim gören öğrencilerin özerk öğrenme becerilerine ilişkin algılarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, 2013-2014 eğitim-öğretim yılı güz döneminde lisansüstü eğitim gören 37 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yönteminden yararlanılmış ve veri toplama aracı olarak açık uçlu soru formu kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Veriler, formda yer alan sorular dikkate alınarak sunulmuştur. Ayrıca lisansüstü eğitim gören öğrencilerin görüşlerini yansıtmak amacıyla doğrudan alıntılara da yer verilmiştir.  Araştırmada elde edilen bulgulara göre; lisansüstü eğitim gören öğrencilerin özerk öğrenme becerilerine sahip oldukları belirlenmiştir. Bunun yanında öğrencilerin çoğunluğu; özerk öğrenme niteliklerinden biri olan ihtiyaç duydukları kaynak ve materyallere ulaşabildiklerini, öğrenme ihtiyaçlarını dikkate alarak hedef belirlediklerini, sıklıkla not alma stratejisini kullandıklarını, uygulama yaparak kendilerini değerlendirdiklerini ifade etmişlerdir. Araştırmada ulaşılan diğer bir önemli bulgu ise, öğrencilerin büyük bir bölümünün lisansüstü eğitim sürecinde yapmış oldukları araştırmaların özerk öğrenme becerilerine önemli ölçüde katkı sağladığını düşünmeleridir.Anahtar kelimeler: Özerk öğrenme, lisansüstü eğitim, öğrenme becerileri

    7. Öğretmen Adaylarının “Matematik Öğretmeni”, “Matematik” ve “Matematik Dersi” Kavramlarına İlişkin Sahip Oldukları Metaforik Algılar

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Baki ŞAHİN

      2013-04-01

      Full Text Available Bu araştırmanın amacı Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesinde okuyan öğretmen adaylarının “Matematik Öğretmeni”, Matematik” ve “Matematik” dersi kavramlarına yönelik algılarını oluşturan metaforları belirlemektir. Araştırmaya anket maddelerinin oluşturulma sürecinde iki branştan toplam  76 ve oluşturulan anket maddelerini cevaplandırmak için de  dokuz farklı branştan toplam 1185 öğretmen adayı katılmıştır. Araştırmada nitel ve nicel ölçme araçları kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre üç kavramda da öğrencilerin algılarının branşlara göre farklılaştığı görülmüştür. “Matematik Öğretmeni” kavramı en çok “Bilgili” ve “Otoriter” metaforlarıyla algılanmaktadır. “Matematik Öğretmeni” kavramı, ilköğretim matematik öğretmeni ve lise matematik öğretmeni olarak iki farklı şekilde düşünüldüğünde, algılanan metaforların da değiştiği fark edilmiştir. “Matematik” kavramı “Zeka”, “Zevkli”, “Gerekli”, “Yetenek”, “Zor”, “Başarı” metaforlarıyla ilişkilendirilmiştir. En az tercih edilen metaforlar ise, “Gereksiz”, “Kolay” ve “Otorite” olmuştur. Matematik Derslerini algılama metaforları açısından anabilim dalları öğrencilerinin üç gruba ayrıldığını göstermektedir. Fen, Sınıf ve Okul Öncesi Öğretmenli öğrencileri “Matematik Dersi” kavramını olumlu metaforlarla ilişkilendirmekte; Almanca, İngilizce ve Türkçe Öğretmenliği öğrencileri kısmen olumlu, özellikle lise yıllarında olumsuz algı oluştururken;  Müzik, Resim ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği öğrencileri en olumsuz, özellikle de lise yıllarında matematik dersini olumsuz algılamışlardır.

    8. Türkiye ve Almanya’daki Coğrafya Öğretim Programlarının Karşılaştırılması / Comparisons of Geography Teaching Programs in Turkey and Germany

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Fatih KAYA

      2011-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada; Türkiye’de 2005, Almanya’da ise 2004 yılından itibaren liselerde uygulanmaya başlanan Coğrafya Öğretim Programları karşılaştırılmıştır. Bu araştırma, lise Coğrafya Öğretim Programları’nın hedef, içerik, öğretme-öğrenme ve değerlendirme süreçlerini tespit etmeye yönelik bir araştırma şeklinde tasarlanmıştır. Araştırma nitel bir desene sahiptir. Araştırmanın evrenini Türkiye ve Almanya’da lise Coğrafya Öğretim Programları oluşturmaktadır. Örneklemini ise Türkiye’deki lise 9. sınıflar, Almanya’da ise nüfus miktarı ve yoğunluğu en fazla olan Nordhrhein-Westfalen eyaletindeki lise 9. sınıflar teşkil etmektedir. Coğrafya Öğretim Programları içerik analizine uygun olarak incelenmiş ve elde edilen bulgular doğrultusunda programlar; hedef, içerik, öğretme-öğrenme süreci ve değerlendirme süreci açısından karşılaştırılmıştır. Yaptığımız araştırmada şu sorulara cevap aranmıştır: Türkiye ve Almanya’daki Coğrafya Öğretim Programı’nın benzer ve farklılıkları nelerdir? Türkiye ve Almanya’daki Coğrafya Öğretim Programı’nın hedef, içerik, öğretme-öğrenme süreci ve değerlendirme süreci açısından olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? Her iki programın da benzerlik göstermekle birlikte birtakım farklılıkları da içerdiği tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular ışığında araştırmacılara, öğretmenlere ve program geliştirme uzmanlarına bazı önerilerde bulunulmuştur.

    9. Farklı Eğim Açılarındaki Fotovoltaik Panellerin Elektriksel Ölçümlerinin Raspberry Pi ile İzlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Harun ÖZBAY

      2016-03-01

      Full Text Available Güneş enerjisinden elektrik enerjisi elde etmek için fotovoltaik (FV paneller kullanılmaktadır. FV panellerden elde edilen enerji, panellerin kurulduğu coğrafi konuma, mevsimsel değişimlere ve çevre koşullarına göre sürekli olarak değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla FV panellerden maksimum güç elde edilmesi amacıyla panellerin optimum eğim açısının aylık, mevsimsel ve yıllık olarak değiştirilmesi gerekir. Bu çalışmada, farklı açılarda yerleştirilen FV paneller ile Bilecik ilinde güneş enerjisinden elde edilecek maksimum gücün hangi eğim açılarında gerçekleştiğinin tespiti için verilerin toplanması, kayıt altına alınması ve analiz çalışmaları Raspberry Pi (RPi üzerine kurulu web sunucu aracılığı ile gerçekleştirilmiştir. Bu amaç doğrultusunda FV panellerin gerilimleri gün boyunca ölçülmektedir. Ölçülen veriler analog-dijital dönüştürücü (mikrodenetleyici ile sayısal bilgiye çevrilmektedir. RPi ile sayısal bilgilerin her 10 dakikada bir ortalaması alınarak kendi hafıza ortamında saklama işlemi gerçekleştirilmektedir. Aynı zamanda RPi’ye kurulan Linux temelli Raspbian işletim sisteminde oluşturulan betik yardımıyla ve web ara yüzünden aynalama işlemi yapılarak verilerin bilgisayar ortamına kaydedilmesi ile yedekleme işlemi gerçekleştirilmektedir. Farklı eğim açılarındaki FV panellerden elde edilen elektriksel ölçümler RPi üzerine kurulu web sunucu aracılığıyla günün her saatinde canlı olarak izlenebilmektedir. Ayrıca elektriksel veriler aylık ve yıllık olarak tarih ve zaman bilgileri ile kayıt altına alınmaktadır. Geliştirilen sistemin kullanıcı ara yüzüne http://solar.bilecik.edu.tr adresinden ulaşılabilmektedir.

    10. Düzce İlinde Arıcılığın Yapısı ve Arıcılık Faaliyetleri Üzerine Bir Araştırma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Meral KEKEÇOĞLU

      2014-09-01

      Full Text Available Düzce ili zengin florası ve eşsiz arı ekotipi nedeniyle büyük bir arıcılık potansiyeline sahiptir. Bu çalışma Düzce ilinde arıcılığın genel yapısını ve arıcılık faaliyetlerini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında 412 arıcıya ulaşılmıştır. Yüz yüze yapılan görüşmeler ve anket çalışması ile mevcut durum ortaya konulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre ankete katılan arıcıların yaş ortalamasının 50 olduğu, % 73,10’unun ilköğretim, % 14,10’unun lise mezunu, % 20,90’ının ana gelir kaynağı olarak arıcılık yaptığı; % 59,20’sinin Arı Yetiştiricileri Birliği’ne, % 24,50’sinin Bal Üreticileri Birliği’ne üye olduğu; % 61,50’sinin yerel bölge arısını, % 34,70’inin de Kafkas arı ırkını kullandıkları; % 46,80’inin gezginci arıcılık yaptığı, tercih edilen bitki çeşitliliğinin sırasıyla ayçiçeği (% 62,96 kestane (% 54,32 kır çiçekleri (% 22,22, kanola (% 11,73 ve ormangülü (% 11,73 olduğu, kovan başına verimin 2010 ve 2011 yıllarına göre sırasıyla 9 ve 8 kg arasında değiştiği saptanmıştır. En fazla süzme bal üretimi yapılmakta bunu polen ve propolis takip etmektedir. Bu araştırmada, Düzce arıcılığının genel yapısı ve arıcılık problemleri tespit edilmiş ve çözüm önerileri sunulmuştur

    11. Küf Koleksiyonlarının Oluşturulması ve Korunumu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şeminur Topal

      2015-02-01

      Full Text Available Çeşitli amaçlarla saf küf kültürlerinin uygun koşullarda ve özgün karakterlerini değiştirmeden korunmasını esas alan küf koleksiyonunun varlığı pek çok durum ve kuruluşun çalışmalarına destek sağlayabilir. Bu gerçekten hareketle NATO destekli ve 6 yıl süren Türkiye’de çeşitli tarımsal ürün ve gıdaların tarladan-tüketime kadarki küf floralarının taranmasına yönelik proje çalışmasında izole ve identifiye edilen küflerin bir koleksiyon bünyesinde değerlendirilmesi planlanmıştır. Pek çoğu, önemli dış koleksiyon merkezleri olan CBS-Hollanda ve CMI-İngiltere’deki uzmanların teyidini alan ve identifikasyonları tarafımızdan yapılan 10.000 civarındaki küf izolatından duplikasyon yaratabilecekleri elemine edilmiş, diğerleri korunuma alınmıştır. Yatık ve liyofilize kültürler olarak koleksiyonda bulunan küf suşlarının büyük bir kısmı için sistematik arşivleme çalışması tamamlanmış ve bilgisayar yardımı ile sınıflandırılmıştır. Bu sınıflama mevcut küflerin, izole edildiği örnek cinsi ve kayıt numaralarına, sağlandığı bölgelerin il trafik kod numaralarına, küf kültürlerinin cins ve tür isimlerine, liyofilize numaralarına ve koleksiyon odasındaki konumunun yer numaralarına göre olmak üzere 6 ayrı parametre için tek tek yapılarak arşivleme gerçekleştirilmiştir. Ayrıca identifiye edilen küflerin cins ve türlerine göre kartoteksleme işlemi yapılmıştır. Bu çalışmada koleksiyon ve korunumuna ilişkin ayrıntılı bilgiler verilmiştir.

    12. Malzeme Taşıma Odaklı Planlama için Üretim Sistemlerindeki Tezgah Yerleşim Düzenlerinin Benzetim Analizi ile Karşılaştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet AKSARAYLI

      2009-02-01

      Full Text Available Günümüzde işletmeler üretim maliyetlerini azaltmak ve verimliliklerinin artırmak için uygun tesis planları yapmak zorundadırlar. Çalışma, üretim sistemlerindeki tesis içi yerleşim problemlerinin çözümüne ulaşmakta kullanılan temel tezgâh yerleşim şekilleri ve ürüne göre yerleşim için önerilen yeni bir yaklaşımı birbirleriyle karşılaştıran bir çalışmadır. Çalışmada özellikle tezgâhlar arasındaki malzeme taşıma süreleri ve bu sürelerin toplam üretim süresi içerisindeki oranları ile ilgilenilmiştir. Buna ek olarak, incelenen tüm tezgâh yerleşim şekillerine göre benzetim modelleri sonucunda elde edilen tezgâhların kullanım yüzdeleri ve ürünlerin üretim miktarları da bu çalışma kapsamında aktarılmıştır. Çalışmada ilk olarak tesis planlamasında kullanılan temel yerleşim şekilleri için bir üretim sistemi tanımlanmıştır. Daha sonra tanımlanan üretim sistemi, her bir yerleşim şekli için tezgâh yerleşimi yapılmıştır. Ardından ürüne göre yerleşim şekli için önerilen yaklaşım aktarılarak üretim sistemi için tezgâh yerleşimi yapılmıştır. Daha sonra tezgâh yerleşim şekilleri "PROMODEL" benzetim yazılımı ortamına aktarılmıştır. Son olarak yapılan analizler ile farklı tezgâh yerleşim şekillerinin malzeme taşıma süreleri ve toplam üretim süresi içerisindeki oranları karşılaştırılmış ve analizlerden elde edilen sonuçlar yorumlanarak aktarılmıştır.

    13. Kişiler Arası İletişim Engelleri Ölçeği Geliştirme

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zeynep Başerer

      2016-12-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı kişiler arası iletişim engellerinin neler olabileceğini belirlemeye yönelik ölçme aracı geliştirmektir. 47 maddeden oluşan ölçeğin nihai formu rastgele seçilen 20-40 yaş arası yetişkinlere uygulanmıştır. Elde edilen veriler üzerinden ölçeğin geçerliğine ilişkin bilgi elde edebilmek için döndürülmüş temel bileşenler analizi kullanılmıştır. Açımlayıcı faktör analizi ile elde edilen bulgular analizi sonucunda, ölçeğin 30 madde ve 5 alt boyuttan oluştuğu belirlenmiştir. Bu boyutlar literatür taraması dahilinde “Dilsel-Davranışsal, Kişisel, Duyuşsal, Algısal ve Psikolojik” ifadeler olarak adlandırılmıştır. Ölçeğin geçerliliğine kanıt sağlamak için kapsam geçerliliği ve yapı geçerliliğine bakılmıştır. Kapsam geçerliliğine ilişkin literatür taraması ile uzman görüşü alınırken,  yapı geçerliğine ilişkin bilgi toplamak için de “döndürülmüş temel bileşenler analizi” kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda ise KMO değeri 0,956 olarak bulunmuştur. Ayrıca ölçeğin güvenirliğine kanıt sağlamak amacıyla Cronbach alfa güvenirlik katsayısı hesaplanmış ve ölçeğin tamamı için Cronbach alfa güvenirlik katsayısı 0,946 olarak bulunmuştur. Her bir alt faktör için Cronbach alfa güvenirlik katsayılarının ise 0,931 ile 0,657 arasında olduğu görülmüştür.

    14. İyimserliğin Mutluluk ve Yaşam Doyumuna Etkisinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatma SAPMAZ

      2012-02-01

      Full Text Available Özet İyimserliğin Mutluluk ve Yaşam Doyumuna Etkisinin İncelenmesi İyimserlik ve mutluluk pozitif psikolojinin iki temel kavramı olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada iyimserlik, mutluluk ve yaşam doyumu arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcılarını Sakarya Üniversitesinde öğrenim gören 206 (131 kadın/75 erkek üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Çalışmada veri toplama araçları olarak Yaşam Yönelimi Testi, Oxford Mutluluk Ölçeği-Kısa Formu ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen bulgular iyimserliğin, mutluluk ve yaşam doyumu ile pozitif yönde ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca iyimserliğin mutluluğa ilişkin varyansın % 59’unu, yaşam doyumuna ilişkin varyansın ise % 60’ını açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular alanyazın bağlamında ele alınıp tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: İyimserlik, mutluluk, yaşam Doyumu, öznel iyi oluş   Abstract Examination of the Effect of Optimism on Happiness and Life Satisfaction Optimism and happiness are evaluated as two basic concept of positive psychology. In this study, it was aimed to examine the relations between optimism, happiness and life satisfaction. The participants of this research consisted of 206 (131 female/75 male university students studying in Sakarya University. Life Orientation Test (LOT, Oxford Happiness Questionnaire -Short Form (OHQ-SF and the Satisfaction with Life Scale (SWLS, were used as data collection means in the study. The findings obtained proved that optimism is related with happiness and life satisfaction in a positive way. In addition, it was concluded that happiness explained the 59% of the variance of happiness and 60% of the variance of life satisfaction. The obtained findings are addressed and discussed within the context of the literature. Key Words: Optimism, happiness, life satisfaction, subjective well-being

    15. Trakya Bölgesi Geleneksel İçeceği Hardaliyenin Üretimi ve Kalite Kriterleri Üzerine Bir Araştırma (İngilizce

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Halide Aydoğdu

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Trakya Bölgesi'ne özgü geleneksel bir içecek olan hardaliyenin laboratuvar koşullarında üretimi yapılarak mikrobiyolojik ve kimyasal özellikleri belirlenmiş, hardaliye üretim yöntemi değerlendirilmiştir. Laboratuvar ölçekli üretimde Alphonse Lavallée ve Papazkarası üzüm çeşitleri kullanılmıştır. Denemelerde, farklı konsantrasyonlarda hardal tohumu kullanılmış, buna bağlı olarak mikrobiyolojik ve kimyasal analizlerde beklenen şekilde farklı sonuçlar alınmıştır. Elde edilen hardaliyelerde koliform bakteri, E. coli, maya ve küf sayıları yok ya da fermantasyon boyunca kayda değer ölçüde azalırken, toplam aerobik mezofil koloni sayısı ve laktik asit bakterileri sayılarında genel olarak azalma/ artma/ azalma şeklinde bir seyir izlenmiştir. Bu seyir, asitlik artışı ile birlikte değerlendirildiğinde anlamlı bulunmuştur (P<0.05. Aerobik mezofilik koloni sayısı ile laktik asit bakteri sayısının çok yakın olması, bu bakteriyel floranın önemli ölçüde laktik asit bakterilerinden geldiğini göstermektedir. Maya sayısının düşük olması nedeni ile hardaliyelerde alkol oluşması gerçekleşmemiş ve şeker içeriğinde bir değişiklik olmamıştır. Tersine olarak laktik asit bakteri sayısındaki artışa bağlı olarak asitlikte beklendiği şekilde artış olmuştur. Elde edilen sonuçlara göre, geleneksel bir üzüm değerlendirme şekli olan hardaliyenin, koliform grup bakteri sayısının düşüklüğü ve laktik asit fermantasyonuna bağlı olan yüksek asitliği nedeni ile mikrobiyolojik açıdan güvenli bir gıda olduğu söylenebilir. Endüstriyel ölçekli üretime geçiş için bu konuda daha fazla araştırmaya gerek vardır.

    16. Eğitsel Değerlendirme ve Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı Hazırlama Süreci

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tevhide Kargın

      2007-01-01

      Full Text Available Eğitsel değerlendirme süreci, engelli ya da risk durumunda olduğundan şüphe edilen çocukları ilk belirleme aşamasından başlayarak, gönderme öncesi süreç, gönderme, ayrıntılı değerlendirme, özel eğitim hizmetleri için uygunluğuna karar verme, yerleştirme, bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlama, uygulama ve değerlendirme-izleme aşamalarından oluşan bir süreci tanımlamak amacıyla kullanılan bir terimdir. Makalede bu aşamalar tanımlanmış ve her bir aşamada dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vurgulanmaya çalışılmıştır. Assessment procedures consist of screening, pre-referral, referral, evaluation, eligibility determination, placement, developing, implementation and monitoring of the individualized education programs (IEP, in this article all these steps were defined and the important issues in each step were emphasized.

    17. ÖRGÜTLERDE ESNEK ÇALIŞMA UYGULAMALARI VE BUNA İLİŞKİN OLARAK 4857 SAYILI İŞ KANUNUNDA GETİRİLEN DÜZENLEMELERİN İNCELENMESİ

      OpenAIRE

      BOLAT, Tamer; AYTEMİZ SEYMEN, Oya; BOLAT, Oya İnci

      2006-01-01

      Son yıllarda geleneksel çalışma düzeninden farklı olarak, örgütlerde, sözleşmeler, görevler, çalışma zamanı, çalışma süresi ve mekânı açısından esnek uygulamalarla yaygın bir şekilde karşılaşılmaktadır. Bu kapsamda, esnek çalışma saatleri, kısmî süreli çalışma, iş paylaşımı, sıkıştırılmış iş haftası, vardiyalı çalışma ve uzaktan çalışma gibi uygulamalar en çok karşılaşılan esnek çalışma türleridir. Sözü edilen uygulamalardan kısmî süreli çalışma, çağrı üzerine çalışma, geçici iş ilişkisi ve s...

    18. HAVA ŞARJLI KÜÇÜK GÜÇLÜ BİR STİRLİNG MOTORUNUN DENEYSEL OLARAK İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Can ÇINAR

      2004-01-01

      Full Text Available Bu çalışmada, imal edilen hava şarjlı, küçük güçlü ? tipi bir Stirling motoru deneysel olarak incelenmiştir. Motor 800, 900 ve 1000 °C olmak üzere 3 farklı sıcak kaynak sıcaklığında, 1, 1.5, 2, 2.5, 3 ve 3.5 bar şarj basınçlarda test edilmiştir. Deneylerde motor gücünün, motor devri, şarj basıncı ve sıcak kaynak sıcaklığı ile değişimi iki farklı ısı transferi yüzey alanı için incelenmiştir. Maksimum çıkış gücü 1000 °C sıcak kaynak sıcaklığında, 3 bar şarj basıncında 441 dev./dak ve 58 W olarak elde edilmiştir. Yüksüz motor devri 846 1/min olarak ölçülmüştür.

    19. Surke'nin Bazı Kimyasal ve Mikrobiyolojik Kalite Nitelikleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ufuk Kamber

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışma, Hatay ilinde tüketilen ve halk arasında Surke peyniri olarak kabul edilen süt ürününün bazı kimyasal ve mikrobiyolojik özeliklerini ortaya koymak ve Surke' yi tanıtmak amacıyla yapılmıştır. On örnek üzerinde yapılan analizlerde Surke peynirinde ortalama mikrobiyolojik analiz sonuçları sırasıyla toplam aerob mezofil bakteri; 6.5x108 kob/g, laktobasiller 4.4x107kob/g, laktokoklar 2.8x102 kob/g, mikrokok ve stafilokoklar 2.5x102 kob/g, enterobakteriler 3.5x102 kob/g, koliform grubu bakteriler <2.0x102kob/g, ve maya/küf ise 2.7x105 kob/g düzeyinde izole edilmiştir. Kimyasal analiz bulgularına göre ortalama; peynirlerde kuru madde miktarı % 52.8, yağ % 11.0, tuz % 8.1 ve asitlik laktik asit (LA cinsinden % 2.1 olarak saptanmıştır.

    20. AISI 304 ÖSTENİTİK PASLANMAZ ÇELİKLERİN TİTANYUM KARBÜR KAPLAMALI KESİCİ TAKIM İLE TORNALAMA İŞLEMİNDE KESME KUVVETLERİNİN İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özgür TEKASLAN

      2007-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada, AISI 304 östenitik paslanmaz çeliklerin titaniyum karbür kaplı kesici takımlarla tornalama işleminde oluşan kesme kuvvetleri deneysel olarak incelenmiş ve elde edilen sonuçlar teorik sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Deneysel çalışmada, farklı kesme hızları, ilerleme değerleri ve kesme derinlikleri dikkate alınmıştır. Kesme kuvvetleri üç boyutlu kistler dinanometre ile ölçülmüştür. Teorik çalışmada ise; Kienzle formülasyonuna göre kesme kuvvetleri belirlenmiştir. Çalışma sonucunda teorik olarak hesaplanan kesme kuvvetlerinin çeşitli etkenler nedeni ile tam sonucu vermediği, deneysel sonuçlara göre; ortalama % 25'lik fark olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle kesme kuvvetlerinin belirlenmesinde deneysel yöntemin daha kesin sonuçlar verdiği değerlendirilmektedir.

    1. Eğirdir orman fidanlığı’nda diken ardıcı (Juniperus oxycedrus fidan yetiştirme sıklığının fidan morfolojisine etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Esra ALIM

      2017-07-01

      Full Text Available Bu çalışmada, farklı yetiştirme sıklıklarının diken ardıcı (Juniperus oxycedrus L. subsp. oxycedrus’nın (1+0 çıplak köklü fidanlarının morfolojik özellikleri üzerindeki etkilerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırma Eğirdir Orman Fidanlığında kurulan deneme alanlarında yürütülmüştür. Denemede; 1.5 cm, 3 cm, 6 cm ve 9 cm mesafe olacak şekilde kontrol dâhil 5 farklı yetiştirme sıklığı uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre diken ardıcı fidanlarının morfolojik özellikleri (kök boğazı çapı, yan kök sayısı, gürbüzlük indisi, kalite indisi, fidan, gövde ve kök taze ağırlıkları ile fidan, gövde ve kök kuru ağırlıkları üzerine yetiştirme sıklığının önemli etkilerinin olduğu belirlenmiştir. Ekim yastıklarında yetiştirme sıklığı azaldıkça daha kalın çaplı, gövde taze ve kuru ağırlığı daha fazla ve daha çok yan kök sayısına sahip olan fidanlar elde edilmiştir. Çalışmada, elde edilen fidanlar arasında en yüksek kök boğazı çapı ve yan kök sayısı kontrol dışındaki ekim sıklıklarından elde edilen fidanlarda olduğu tespit edilmiştir. Fidan ağırlıkları bakımından ise en iyi sonucu 3 cm ekim sıklığı verirken, en düşük sonuç kontrol fidanlarında meydana gelmiştir. Eğirdir Orman Fidanlığı koşullarında 3 cm ekim sıklığının uygulanmasının kaliteli diken ardıcı fidan üretimi için yeterli olacağı düşünülmektedir.

    2. Ortaokula devam eden işitme engelli öğrencilerin yazı performanslarının incelenmesi: Örnek grup çalışması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Reşat Alatlı

      2017-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada, işaret dili ile dikte edilen bir metin incelenerek, işitme engelli öğrencilerin yazma performanslarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya 6.,7. ve 8. sınıfa devam eden 10 işitme engelli öğrenci katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacıların hazırladığı, uzman görüşü alınmış ve gündelik hayatta sık kullanılan sözcüklerin yer aldığı 57 kelimeden oluşan bir metin kullanılmıştır. Yazılı metinlerdeki, yazma hataları analiz edilmiştir. Elde edilen yazılı metinlerde harf ve/veya hece atlama (letter and/or morpheme omission, harf ve/veya hece ekleme (addition of letter and/or morpheme, sözcük atlama (word omission, sözcük ekleme (addition of word hataları olduğu görülmüştür. Ayrıca kelimenin yanlış olarak kullanılması ve çekim eki hataları gibi hatalar yaptıkları belirlenmiştir. İşitme engelli öğrencilerin, yazılı anlatım becerilerindeki sınırlılıklarının, günlük yaşam ve akademik beceriler üzerindeki etkisi alanyazın çerçevesinde tartışılmıştır. The purpose of this study is to investigate the writing performance of students with hearing impairment who are attending secondary school, on a text which has been dictated by the sign language. 10 students with hearing impairment, who are at 6th, 7th , and 8th grades, have participated in the study. A text prepared by the researchers which included 57 frequently used words, was dictated by sign language. Writing errors in the text were analyzed qualitatively. According to the results, students with hearing impairment have a number of limitations such as the omission of letters and/or morphemes, the addition of letters and/or morphemes, omission and/or adding words, mistakes on using the words and inflections. Also, it has been concluded within the scope of the information in the field that how these limitations affect academic and daily life skills.

    3. Effect of Different Cooling Rates on Embryo Survivability and Pregnancy Rates in Freezing Sheep Embryos

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Elif KARAMAN ÖZTÜRK

      2016-07-01

      Full Text Available Çalışmanın ilk bölümünde, mezbahadan sağlanan ovaryumlardan kazanılan oositler (n=2990 olgunlaştırma medyumu içerisinde 24 saat süreyle olgunlaştırıldı. Ardından, 20 saat süreyle İn Vitro Fertilizasyona (İVF bırakıldılar. Yarıklanma gösteren embriyolar (n=1305, Sentetik Ovidukt Fluid (SOF medyumu içerisine alınarak altı gün süresince İn Vitro Kültüre (İVK bırakıldılar. İVK sonrası elde edilen morula-blastosist aşamasındaki embriyolar rastlantısal şekilde üç farklı dondurma hızı grubuna eşit olarak ayrıldılar (Grup I: 0,5 °C /dk, Grup II: 0,8 °C /dk, Grup III: 1 °C /dk. Her bir gruptaki embriyolar (n=50, 1,5 M etilen glikol bulunan dondurma medyumu içerisinde farklı soğutma hızlarında donduruldu. Sonuçta 0,5 °C/dk soğutma hızının en başarılı grup olduğu belirlendi (P<0,05. Çalışmanın ikinci bölümünde, verici koyunlardan elde edilen in vivo embriyolar (Morula-Blastosist çalışmanın birinci bölümünde bulunan en başarılı soğutma hızı (0,5 °C/dk ile soğutularak donduruldu. Dondurulan 19 adet embriyo hormonel olarak hazırlanmış 17 alıcı koyuna transfer edildi. Transfer sonrası 60. günde yapılan ultrason muayenesinde üç adet koyunda gebeliklere ait embriyonik keseler gözlendi ve bu koyunlardan birinde de ikiz gebelik saptandı. Gebe koyunlardan bir tanesinde doğum gerçekleşti; diğer iki koyunda ise ileriki dönemde yapılan ultrason muayenesinde gebeliklerin sonlandığı gözlendi. Çalışma sonucunda, koyun embriyolarının dondurulması sırasında 0,5°C/dk soğutma hızının en başarılı hız olduğu ve bu yöntemle dondurulan embriyoların transferinden de gebelik elde edilebildiği saptandı.

    4. RITUALISTIC TERMS IN THE ALEVI BELIEF SYSTEM ALEVİ İNANÇ SİSTEMİNDEKİ RİTÜELİK ÖZEL TERİMLER

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet ERSAL

      2011-01-01

      Full Text Available The Alevi belief system is one of the important richnesses within Turkish language and culture. Spread over a far and wide geography, the community has also shaped many rituals and belief practices with its own dynamics. Thus, a world of numerous ritualistic terms is brought in Turkish language and culture. Due to the secrecy of the belief system, it has not been possible to ascertain the majority of the ritualistic terms by means of visual methods. In recent years, the overgeneralisation of the terms which have been ascertained seems to be a common mistake as well. However, a term sometimes has manifold meanings even in the same village. For this reason, false meanings might be attributed to a ritualistic term mentioned in a writing or poem. In this article the ritual of muhasip cemi, which is accepted as the secret prayer of the Alevi belief system, will be explained with materials collected from nine cities. The study will also be supported by visual elements that will be presented in an order similar to that of a ritual. Different terminological names attributed to the same belief practice will be given within the explanations as well. Alevi inanç sistemi, Türk dili ve kültürünün önemli zenginliklerindendir. Geniş bir coğrafyaya yayılan inanç zümresi birçok ritüel ve inanç pratiğini de kendi dinamikleri ile şekillendirmiştir. Bu sayede zengin bir ritüelik terim dünyası da Türk diline ve kültürüne kazandırılmıştır. Alevi inanç sistemine dair ritüelik terimlerin büyük bir çoğunluğu özellikle de inanç sisteminden kaynaklanan gizlilik sebebiyle görsel unsurlarla tespit edilememiştir. Son yıllarda tespit edilen terimleri de Aleviliğin geneline şümullandırma gibi bir hataya düşülmektedir. Oysaki bir köy içerisinde bile aynı terim farklı anlamlandırmalarla kullanılmaktadır. Bu sebeple bir yazma veya bir şiirde geçen ritüelik bir terime yanlış anlamlar yüklenebilmektedir. Bu makalede

    5. Erwinia amylovora Enfeksiyonu Sonrası Elma, Armut ve Ayva Çeşitlerinde Konukçu Protein Miktarlarının Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şerife Çetin

      2014-11-01

      Full Text Available Ateş yanıklığı hastalığına neden olan Erwinia amylovora, Rosaceae familyasından başta armut, elma ve ayvalarda zararlı bakteriyel bir patojendir. Bu çalışmada, E. amylovora’ nın 2 virülent izolatının (Ea234-1 ve Ea240-3 farklı elma (Braeburn, Fuji, Gala ve Golden Delicious, armut (Santa Maria ve Williams ve ayva (Eşme ve Ekmek çeşitlerinde enfeksiyonu sonucu zamana bağlı olarak toplam protein miktarlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. E. amylovora (108 hücre ml-1 ile yaprak inokulasyonundan sonraki 24, 36 ve 72. saatlerde örnekler alınmıştır. Enfeksiyonların doğrulanması için, bakteri inokule edilen bitkilerden re-izolasyonlar yapılmış ve etmen biyokimyasal ve moleküler testlerle E. amylovora olarak tanılanmıştır. Toplam protein miktarlarının belirlenmesinde Bradford yöntemi ve SDS-PAGE analizleri için Laemmli yöntemleri kullanılmış, protein ekstraktlarının 595 nm’ de absorbans değerleri elde edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, elma çeşitlerinde E. amylovora enfeksiyonu sonrası kontrole kıyasla 24. saatte toplam protein miktarının arttığı, 36. ve 72. saatte miktarın azaldığı, Braeburn çeşidinin en yüksek protein miktarına sahip olduğu belirlenmiştir. Armut çeşitlerinde, 24. ve 36. saatlerde toplam protein miktarı artarken, 72. saatte protein miktarının azaldığı ve Santa Maria çeşidinin en yüksek protein miktarına sahip olduğu tespit edilmiştir. Ayva çeşitlerinde, toplam protein miktarının 72. saatte arttığı ve Eşme çeşidinin en yüksek protein miktarına sahip olduğu belirlenmiştir. SDS-PAGE analizi sonucunda, farklı molekül ağırlıklarına sahip protein fraksiyonları elde edilmiştir. Elma ve ayva çeşitlerinde sırasıyla yaklaşık 55-70 ve 35-55 kDa, armut çeşitlerinde ise yaklaşık 55-70 kDa molekül ağırlığında protein bantları belirlenmiştir.

    6. PSO, CS ve FA Algoritmalarıyla Ortak Emiterli BJT'li Yükselteç Tasarımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Murat Erhan ÇİMEN

      2017-02-01

      Full Text Available Özet. BJT’lerin, elektronik devrelerde önemli bir yeri olan yükselteçlerde kullanımı hala popülerliğini korumaktadır. Diğer taraftan, BJT’li yükselteçlerin istenilen karakteristiklerde tasarlanması önemli bir problemdir. Özellikle standart eleman değerleri ile istenilen yükselteç özelliklerini sağlamak için klasik tasarım yöntemlerini kullanmak önemli bir işlem yükü ve aşırı zaman kaybına neden olur. Bunun yanı sıra, elde edilen sonuçlarda, istenilen karakteristiklerden bir veya birkaçının elde edilememesi ihtimali de vardır. Yine, değişen bir parametre için yukarıda sayılan işlem yükünün tekrarlanması da gerekecektir.Bu çalışmada, bu probleme çözüm olarak ortak emiterli bir BJT’li yükseltecin standart eleman değerleri kullanarak tasarımı, Cuckoo Search, Parçacık Sürü Optimizasyonu ve Ateşböceği algoritmaları kullanılarak yapılmıştır. Yine elde edilen sonuçlar karşılaştırmalı olarak sunulmuştur. Bu algoritmalar sayesinde geleneksel yönteme göre işlem yükleri ortandan kalkmış ve yükseltecin istenilen karakteristikte çalışması için gereken standart eleman değerleri, belirlenen hata oranının altında seçilmiştir.Anahtar Kelimeler: Yükselteç Tasarımı, PSO, Cuckoo Search, FireFly, Optimizasyon Abstract. Basic purpose in the amplifier circuits design is to solve and select the standard component values for obtaining  the desired circuit characteristics. If the classical design methods are selected then the process will take long time and need a lot of mathematical efforts. As a solution of these problems, in this work Cuckoo Search Algorithm, Partical Swarm Optimization Algorithm and FireFly Algorithm are proposed to determine the standard components values, which are in the market, for Common-Emiter Amplifier. Also, comparisons of the obtained results are given. By those algorithms, required mathematical efforts are reduced substantially. In

    7. Ayran Üretim Metotları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Celalettin Koçak

      2015-02-01

      Full Text Available Ayran, yoğurt, tuz ve sudan oluşan, geleneksel bir Türk içeceğidir. Ticari olarak Ayran iki şekilde üretilmektedir. Bu iki üretim şekli arasındaki başlıca fark, inkübasyondan önce Ayran sütüne su ilave edilmesi veya inkübasyondan sonra yoğurda suyun ilave edilmesidir. Bu nedenle bu araştırma, bu iki üretim metodunun Ayranın kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal özellikleri üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlamaktadır. Elde edilen sonuçlar, üretim metotlarının Ayranın genel bileşimi ve tüketici beğenisi üzerinde herhangi bir etkilerinin bulunmadığını göstermiştir (P >0.05. Ancak, yoğurda su katılarak üretilen ayranların asetaldehit içeriklerinde 7. gün depolamada, S. thermophilus içeriğinde ise 1. gün depolamada diğer metoda göre daha düşük değerler elde edilmiştir (P < 0.05.

    8. Protein Esaslı Yağ İkame Maddesi Kullanımının Yağsız Yoğurdun Kalitesi Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatma Sezen

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, protein esaslı yağ ikame maddesi olan Dairy-Lo™ 'nun %1 ve %2 gibi iki farklı oranı kullanılarak, rekonstitüe sütten üretilen, yağsız set tipi yoğurtların fiziksel, kimyasal, tekstürel ve duyusal özellikleri incelenmiştir. Yoğurt örneklerinde depolamanın 1., 7. ve 15. günlerinde titrasyon asitliği, pH, asetaldehit, laktik asit, serum ayrılması, viskozite, konsistens değerleri saptanmıştır. Ayrıca yoğurt örneklerinde duyusal değerlendirmeler de yapılmıştır.  Bu çalışma sonucu elde edilen bulgular, protein esaslı yağ ikame maddesi Dairy-Lo™ ilavesinin yağsız yoğurdun konsistens ve viskozitesini artırıp, serum ayrılmasını azalttığını göstermiştir. Dairy-Lo™ 'nun %2 oranında kullanımının yağsız set tip yoğurdun kalitesini iyileştirdiği belirlenmiştir.

    9. Veri Madenciliği Teknikleri Kullanılarak Ortaokul Öğrencilerinin Sosyal Ağ Kullanım Analizi: Kocaeli İli Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Meltem KURT PEHLİVANOĞLU

      2015-04-01

      Full Text Available Günümüzde sosyal ağ kullanımı oldukça artmıştır. Bu çalışmada Kocaeli İlinde yer alan Ulusal Egemenlik Ortaokulu öğrencileri üzerinde anket uygulaması gerçekleştirilmiş, toplanan anket sonuçları veri madenciliği teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. 28 sorudan oluşan anket, öğrencilerin temel özellikleriyle (cinsiyet, uyku durumu, başarı durumu vb. sosyal ağlar (Facebook, Instagram ve Twitter üzerindeki faaliyet durumları (gün içinde ortalama internet kullanımı, hangi ağları kullandığı vb. arasındaki ilişkiyi tespit etmeyi amaçlamıştır. Elde edilen veriler WEKA ya uygun formata dönüştürülüp, Apriori algoritmasıyla öğrencilerin sosyal medyayı niçin kullandığı ve bu kullanımın öğrenciler üzerinde ne gibi etkiler yarattığına dair kurallar çıkarılmıştır.

    10. Alg Pigmentlerinin Tekstilde Doğal Boyar Madde Olarak Kullanımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Elif BAYRAKTAR

      2018-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada, mikroalglerden Chlorella vulgaris Beyerinck (Beijerinck,  Porphyridium cruentum (S.F.Gray Nageli ve Haematococcus pluvialis Flotow ve makroalglerden  Ulva lactuca Linnaeus ve Gracilaria gracilis  (Stackhouse M.Steentoft, L.M.Irvine & W.F.Farnham türlerinden pigment ekstraksiyonu gerçekleştirilmiş ve elde edilen pigmentlerin tekstil sanayiinde doğal boyar madde olarak kullanımı konusunda verimliliği araştırılmıştır. Kulanılan türlerden üç farklı çözgen aracılığıyla pigment ekstraksiyonu gerçekleştirilmiş ve her ekstrakt için 4 farklı mordanlama kimyasalı kullanılmıştır. Boyama işleminde yün iplikten faydalanılmıştır. Boyanan ipliklerin ışık haslığına göre değerlendirilmiştir. İplik boyamada en etkili olan türlerin U. lactuca ve G. gracilis olduğu tespit edilmiştir. En iyi mordanlama ise CuSO4, FeSO4 kimyasalları ile gerçekleştirilmiştir.

    11. Bazı Laktik Asit Bakterilerinin Fizyolojik, Biyokimyasal, Plazmit DNA ve Protein Profil Özelliklerinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zehra Nur Yüksekdağ

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalısmada, toplam 36 adet laktik asit bakterisi kefir, beyaz peynir, kasar peyniri ve sucuktan izole edilmistir. Izole edilen kültürler biyokimyasal testler ve API 50 CH kiti ile tanımlanmıs ve toplam protein profilleri Sodyum Dodesil Sülfat Poliakrilamid Jel Elektroforezi (SDS-PAGE ile belirlenmistir. Tanımlama testleri sonucunda 36 adet laktik asit bakterisi, Leuconostoc cremoris (1 sus, Leu. mesenteroides (1 sus, Lactobacillus brevis (1 sus, Lb. casei (2 sus, Lb. lactis (2 sus, Lb. plantarum (2 sus, Lb. helveticus (3 sus, Lactococcus cremoris (3 sus, Lac. lactis (3 sus, Streptococcus durans (1 sus, Strep. thermophilus (2 sus, Pediococcus acidilactici (2 sus, P. pentosaceus (4 sus ve P. dextrinicus (9 sus olarak tanımlanmıstır. 36 adet laktik asit bakteri susunun plazmit DNA incelemesinde, 21 adet susta 1-5 arasında degisen sayılarda plazmit DNA’ya rastlanılmıstır. Bu plazmit DNA’ların moleküler agırlıklarının 3.11-28.07 kb arasında oldugu belirlenmistir. 15 adet laktik asit bakterisinin ise plazmit DNA içermedikleri gözlenmistir.

    12. MOLEKÜLER CIMBIZLAMAYA DAYALI YENİ BİR BISFENOL-BIPHENANTHROLINE SENTEZİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Said nadeem

      2015-11-01

      Full Text Available 1,10-fenantrolin’den elde edilen "dugdugi" 8 molekülü sentezlendi ve NMR, EIMS ve UV kullanılarak yapısı aydınlatıldı. Bisfenol 8’I elde etmek için 1,3dibrompropan kullanılarak alkillendi ve 4-(1H-imidazo[4,5-f][1,10]phenanthrolin-2-ylphenol ile reaksiyona sokuldu. Molekül 8’in 30 molL-1 çözeltisi %10 DMF içeren etanolde hazırlandı, ve etanol ile hazırlanmış 30 m L-1 Co2+, Cr3+, Cu2+, Fe3+, Mn2+, Ni2+, Ag+, and Zn2+ çözeltisi ile 30 dakika karıştırıldı.Kemosensör 8, Fe3+ varlığında pembe renk vererek çalışırken, diğer metallerin varlığında ayırt edici bir renk gözlenmedi. "Dugdugi" nin moleküler UV spektrumunda 279 nm’de bulunan pik Fe3+ ile etkileştirilince 290 nm’ye kaydı. Ayrıca, 524 nm’de yeni bir pik oluştuğu görüldü

    13. Parcacik fizigi en kücügü kesfetme macerasi

      CERN Document Server

      Sekmen, Sezen

      2015-01-01

      Elinizdeki bu kitap biraz yukarı kuark, biraz aşağı kuark ve bir miktar da elektron namlı leptondan yapılmıştır. Bunlara ulaşmak için kitap çok büyük bir teknolojiyle çok küçük parçlara ayrıştırılabilir. Dahası, elde edilen kuark ve leptonlar farklı şekillerde bir araya getirilip kitap çilekli dondurmaya, fötr şapkaya ya da uzay gemisi motoruna da çevrilebilir. Çünkü kuarklar, leptonlar ve bir kısım diğerleri temel parçacıklardır yani evrendeki herşeyin nihai yapıtaşları. Öte yandan eğer kitabı daha faydalı ve ilginç şeylere dönüştürmek yerine okumak tercih edilirse içeriğinde evrenimizi doğumundan bugüne şenlendiren temel parçacıkların ve onları yakalamak için sürekli uğraşan meraklı fizikçilerin heyecanlı hikayesi bulunabilir.

    14. Mitokondriyal Mutantların Bira Aroma Maddeleri Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hasan Tangüler

      2015-02-01

      Full Text Available Biradaki aroma maddeleri üzerine kullanılan bira mayasının önemli bir rolü vardır. Bira mayasının sitoplazmasında çeşitli organeller bulunur ve bu organellerden biri de mitokondridir. Mitokondri, trikarboksilik asit döngüsü ve elektron taşıma zinciri enzimlerini içerir ve böylece hücreye enerji sağlar. Bira mayasında en sık rastlanan ve kendiliğinden ortaya çıkan mutasyon mitokondriyal mutasyondur. Bu mutasyon sonucunda mitokondriyal DNA'sı eksik ya da mitokondriyal DNA'dan tamamen yoksun mutantlar meydana gelir.  Bira mayası mitokondriyal mutasyona uğradığında mayanın fermantasyon hızı, çökelme yeteneği ve aroma maddeleri üretimi ve böylece elde edilen biranın kalitesi önemli derecede etkilenir. Bu nedenle, biracılıkta kullanılacak mayanın mutasyona uğramamış olması tercih edilir. Bu derlemede, mitokondriyal mutasyonun bira aroma maddeleri üzerine etkisi ele alınmıştır.

    15. ELLIOTT DALGA PRENSİBİ VE ALTIN PİYASASI ÜZERİNE BİR UYGULAMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ayten ÇETİN

      2016-02-01

      Full Text Available Elliott Dalga Prensibi, kolektif yatırımcı psikolojisini içsel değişken kabul ederek fiyatın hareket dinamiklerini açıklamaya çalışan bir teknik analiz yöntemidir. Prensip, kitlesel ruh halinin birbirine zıt duygular arasında, tanımlanabilir ve tutarlı şablonları takip ederek hareket ettiğini savunmaktadır. Dalga Prensibinin birincil amacı piyasanın davranışlarını tanımlamaktır. Fiyatın takip ettiği hareket kalıbının tespit edilmesi, geleceğe dair tahmin yapmayı mümkün kılmaktadır. Çalışmada, altın piyasasındaki fiyat hareketleri Elliott Dalga Prensibi yardımıyla incelenmiştir. Yapı- lan analizlerde elde edilen sonuçlar, Elliott Dalga Prensibinde belirtilen döngüsel kalıpların, altın piya- sasındaki fiyat hareketlerinde var olduğunu göstermiş ve böylece altın fiyat hareketlerinin Elliott Dalga Prensibi ile analiz edilebileceği hipotezini desteklemiştir.

    16. Seli Çayı (Elazığ-Türkiye Rotifer Faunası ve Bazı Biyoçeşitlilik İndeksleri ile Analizi.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Necla İpek

      2015-12-01

      Full Text Available Seli Çayı’nın rotifer faunasının tespiti ve mevsimsel dağılımının saptanması amacı ile rotifer örnekleri Mart 2006 – Şubat 2007 tarihleri arasında, 5 istasyondan aylık periyotlar halinde yapılan arazi çalışmaları sonucu elde edilmiştir. Çalışma süresince Rotifera’ya ait 13 tür kaydedilmiştir. Polyarthra vulgaris ve Kelicottia longispina en fazla kaydedilen tür olmuştur. Ayrıca çayın bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri, rotiferlerin istasyonlara, aylara ve mevsimlere göre dağılımları ile bazı istatistiksel parametreler verilmiştir. Seli Çayı’nda bulunan rotifer faunasından elde edilen veriler Shannon-Weaver Çeşitlilik İndeksi ve Margalef Tür Zenginliği İndekslerine göre analiz edilmiştir. İlkbahar tür çeşitliliği (H'= 2.38 ve tür zenginliğinin (D=2.6 en bol bulunduğu mevsim olmuştur

    17. İran Halk Kütüphaneleri: Niceliksel Bir Değerlendirme

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Jahangir Gholipour

      2013-06-01

      Full Text Available Halk kütüphaneleri dijital uçurumun azaltılmasında önemli roller üstlenen toplumsal kuruluşlardır. On­ların, bu rollerini gerçekleştirebilmeleri için niceliksel açıdan yeterli durumda olmaları gerekmektedir. Ayrıca, halk kütüphanelerine ilişkin niceliksel göstergeler niteliklerini ve nitelikli hizmet vermelerini doğrudan belirler. İran, 30 ilde yaşayan 71 milyon nüfusa sahip bir Ortadoğu ülkesidir. Bu çalışmada, İran’daki halk kütüphanelerine ilişkin niceliksel durum kütüphane sayısı, kullanıcı, derme ve personel unsurları açısından ortaya konulmaya çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, İran’da ele alınan söz konusu unsurlar açısından genelde bir yetersizlik olduğu anlaşılmıştır. Çalışma sonunda bazı önerilerde bulunulmuştur.

    18. Seçici Özellikteki Farklı Besiyerlerinin bazı Mayaların Meyveli Yoğurttan Geri Kazanımları Amacı ile Karşılaştırılmaları (İngilizce

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şule Şenses Ergül

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, yapay olarak aşılanan meyveli yoğurt örneklerinden bazı mayaların izolasyonu için kullanılabilecek farklı besiyerleri karşılaştırılmıştır. Bu amaçla, kontrol besiyeri olarak malt extract agar ve beş farklı seçici besiyeri kullanılmıştır. Bu besiyerleri; malt extract yeast extract %50 fructose glucose agar, malt extract yeast extract %40 sucrose agar, malt extract yeast extract glucose %0.8 peptone agar, malt extract yeast extract glucose %0.1 peptone agar and potato dextrose %50 sucrose glucose agar’dır. Maya suşları olarak; Zygosaccharomyces rouxii IFO 0487, Zygosaccharomyces bailii IFO 0488 ve Saccharomyces cerevisiae IFO 2359 kullanılmıştır. Uygun inkübasyon süreleri sonunda, besiyerlerinin geri kazanım özellikleri belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel değerlendirmeler ve bazı öznel verilere göre, malt extract yeast extract %40 sucrose agar besiyerinin test edilen suşlar için daha iyi sonuç verdiği tespit edilmiştir.

    19. Patates Üretim Maliyetleri ve Karlılığındaki Değişim: Niğde İli Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ayşe Karsan

      2017-06-01

      Full Text Available Niğde ili, Türkiye’de patates üretiminin yoğun olarak yapıldığı iller arasında yer almaktadır. Bu çalışmada 2000-2014 döneminde Niğde ilindeki patates üretim maliyeti ve gelirdeki değişimlerin irdelenmesi amaçlanmıştır. Niğde ilinde patates üretiminden elde edilen mutlak kar 2014 yılı için 355,6 TL/da olarak hesaplanmıştır. İncelenen yıllar arasında mutlak karın en yüksek olduğu yıl (450,8 TL/da 2005 yılı en düşük olduğu yıl ise (-329,7 TL/da 2012 yılıdır. 2012 yılı dışında incelenen yılların tamamında gayri safi üretim değeri, üretim masrafını karşılayabilmektedir. Ancak, üretim maliyetlerinin artması ile mutlak ve nispi karlar azalma eğilimi göstermiştir.

    20. Uygulamalı Bilimler ve Mühendislik

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Recep BAKIŞ

      2011-12-01

      Full Text Available Bu makalede, sanayi, tarım ve evsel atık sularla yoğun bir şekilde kirletilen Porsuk çayı ve havzasındaki yüzeysel ve yeraltı suyu kirlilik düzeyi araştırılmıştır. Bu amaçla, Porsuk çayı boyunca ve havza içinden 20 istasyon seçilerek, 2 yıl boyunca mevsimsel yüzeysel ve yeraltı su örnekleri alınmıştır. Yüzeysel sularda toplam 18, yeraltı sularında ise toplam 15 parametre analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, mevsimsel değişikliklerin sebebine bakılmaksızın, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Kıta İçi Su Kaynakları sınıfları ve uluslar arası standartlarla karşılaştırılmıştır. Porsuk çayı ve havzasındaki hem yüzey suyunun hem de yeraltı suyunun IV. Kalite su sınıfında olduğu tespit edilmiştir

    1. Türkiye’de İhracatın Çeşitlendirilmesi ve Ekonomik Büyüme

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ali ACARAVCI

      2015-07-01

      Full Text Available Bu çalışma, Türkiye’de ihracatta ürün çeşitlendirmesi ile ekonomik büyüme arasındaki uzun dönemli ve nedensel ilişkileri, Türkiye ekonomisi için 1995-2012 dönemi verileri ile araştırmaktadır. Değişkenlerin durağanlık analizi için ADF birim kök testi, eşbütünleşme ilişkisini test etmek için ARDL sınır testi yaklaşımı ve değişkenler arasındaki nedensellik ilişkilerinin belirlenmesinde Granger nedensellik testi modeli kullanılmıştır.  Elde edilen sonuçlara göre ihracatta ürün çeşitlendirmesi değişkeninden ekonomide dışa açıklık oranı değişkenine doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi bulunurken diğer değişkenler arasında bir nedensellik ilişkisi bulunamamıştır.

    2. Elektrokoagülasyon Prosesi İle Gıda Endüstrisi Atıksuyunun Arıtımında Optimum Koşulların Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sevil VELİ

      2018-03-01

      Full Text Available Bu çalışmada bir gıda endüstrisi atıksuyunun alüminyum elektrot kullanılarak kesikli sistemde elektrokoagülasyon yöntemi ile arıtımı incelenmiştir. Anaerobik arıtma çıkışından alınan atıksuyun özellikleri 504 mg/L KOI, 100 mg/L TOK, 3.37 mS/cm iletkenlik ve 7.8 pH parametreleri ile karakterize edilmiştir. Elektrokoagülasyon prosesinin etkinliği KOİ parametresindeki değişim gözlenerek değerlendirilmiştir. Çalışmada pH, iletkenlik, akım yoğunluğu ve reaksiyon süresinin etkisi incelenmiştir. Elde edilen sonuçlardan optimum koşullar pH=7, iletkenlik=3.5 mS/cm, akım yoğunluğu =1.83 mA/cm2 ve süre=30 dak. olarak belirlenmiştir. Bu koşullarda %95 KOİ giderim verimi elde edilirken işletme maliyeti de 0.98 TL/m3 arıtılan atıksu olarak belirlenmiştir.

    3. GERUNDS MADE FROM THE SUFFIX -GAn IN UZBEK TURKISH THROUGH SAID AHMAD’S NOVEL CALLED “UFQ” SAİD AHMAD’IN “UFQ” ROMANI ESASINDA ÖZBEK TÜRKÇESİNDE -GAn EKİYLE YAPILAN ZARF-FİİLLER

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Esra YAVUZ

      2010-07-01

      Full Text Available In this article, it is examined gerunds made from suffix –GAn in Uzbek Turkish through Said Ahmad’s novel called “Ufq”, which is a Turkic language of southeastern branch, and is approached in details historical development, structure and utilization of suffixes. Additionaly, it is emphasized functions of gerund-making by using case ending, noun derivational affix, particle and word of the suffix -GAn, and to understand this issue, utilizations of these suffixes have supported the examinations obtained from “Ufq” novel. Bu makalede, Said Ahmad’ın “Ufq” romanı esasında Özbek Türkçesinde -GAn ekiyle yapılan zarf-fiiller konusu incelenmiş ve eklerin tarihi gelişimi, yapısı ve kullanımları ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.Ayrıca, –GAn ekinin, isim çekim eki, isim yapma eki, edat ve kelime kullanarak zarf-fiil yapma işlevleri üzerinde durulmuş ve konunun anlaşılması için bu zarf-fiil eklerinin kullanımları “Ufq” romanından elde edilen örneklerle desteklenmiştir.

    4. BİLYALI RULMAN YUVARLANMA ELEMANI KUSURUNUN TİTREŞİM ANALİZİ YÖNTEMİYLE İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hakan ARSLAN

      2007-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, titreşim analizi yöntemi kullanılarak radyal bilyalı rulman yuvarlanma elemanındaki bölgesel bir yüzey kusurunun etkisi analitik ve deneysel olarak incelenmiştir. Bu amaçla bilyalı rulman yuvarlanma elemanı çalışma yüzeyinde yapay bir bölgesel kusur oluşturulmuş ve radyal yöndeki mil titreşimleri kaydedilmiştir. Analitik inceleme için, teorik bir model oluşturulmuş ve bu modele göre sağlam ve kusurlu durumdaki rulmanları analiz edebilen bir simülasyon programı geliştirilmiştir. Bu simülasyon programı, deney setinde kullanılan mil ve rulman boyutları girilerek çalıştırılmış ve farklı mil hızları için milin titreşim spektrumları elde edilmiştir. Analitik ve deneysel yolla elde edilen titreşim spektrumları karşılaştırıldığında her iki durumda da benzer sonuçlar elde edilmiştir.

    5. Ortaöğretim 9. Sınıf Öğrencilerinin Yazılı Anlatım Alan Bilgisi Başarı Düzeyleri Üzerine Bir Araştırma A Research On 9th Grade Of Secondary Education Students ' Achievement Levels Of Field Knowledge Of Writing Expression

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hasan BAĞCI

      2012-12-01

      ğretimin son aşamasına kadar bu becerilerinin geliştirildiği süreci içine alan bir dönemdir. Yazma becerisi bilgi, birikim ve dili etkili kullanmayı gerektirdiğinden bu sürecin okuma, dinleme/izleme, konuşma ve dil bilgisi etkinlikleriyle de desteklenmesi gerekir.Öğrencilerin yazılı anlatım metinlerini inceleyen araştırmacılar, öğrenci metinlerinde birçok eksikliğin olduğunu, öğrencilerin yazma becerilerinin beklenen yeterliliğe ulaşamadığını ifade etmektedir. Bu becerideki eksikliklerin bilgi aşamasından bilgilerin beceriye dönüştürülememesine kadar geniş bir çerçeveye dağıldığı düşünülmektedir. Bu yüzden bu çalışmanın amacı, ortaöğretim 9. sınıf öğrencilerinin Dil ve Anlatım Ders Programı’nda da ifade edilen yazma becerisine yönelik kazanım cümleleri doğrultusunda yazılı anlatım alan bilgisi düzeylerini belirlemektir. Araştırmada ayrıca öğrencilerin yazılı anlatım alan bilgisi yeterlilik düzeylerinin başta cinsiyet olmak üzere diğer değişkenlere göre de değişip değişmediği tespit edilmiştir.Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, ortaöğretim 9. sınıf öğrencilerin Yazılı Anlatım Alan Bilgisi Testi genel başarı puanları ortalamaları 100 tam puan üzerinden 59 puanla sınırlı kalmıştır. Yine 9. sınıf öğrencilerinin yazılı anlatım alan bilgisi başarı düzeyleri, cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermezken öğrencilerin akademik başarına, serbest yazma etkinliği yapmalarına, günlük tutmalarına, Dil ve Anlatım dersini sevmeleri ile yazma etkinliklerinden memnun olmalarına göre ise değişmektedir. Araştırmanın sonunda elde edilen sonuçlara bağlı kalınarak Dil ve Anlatım derslerini veren öğretmenlere bazı önerilerde bulunulmuştur.

    6. Anasınıfı Çocuklarına Yönelik Erken Okuryazarlık Testi (EROT Geliştirme Çalışması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tevhide Kargın

      2015-12-01

      Full Text Available Bu araştırma, Türk çocuklarının erken okuryazarlık becerilerini geçerli ve güvenilir bir şekilde ölçecek kapsamlı bir ölçme aracına duyulan gereksinimle planlanmıştır. Araştırmanın amacını, bu nedenle, 5 yaş çocuklarına yönelik standardizasyonu yapılmış bir erken okuryazarlık testinin-Erken Okuryazarlık Testi (EROT - geliştirilmesi ve geçerlik ve güvenirliğinin test edilmesi oluşturmuştur. Araştırmanın evrenini Ankara, örneklem grubunu ise Ankara ili kent merkezi sınırları içerisinde yer alan yedi merkez ilçede Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bağımsız anaokulları ile ilkokulların bünyesinde 5 yaş çocuklarına eğitim veren sınıflarda öğrenim gören 403 çocuk oluşturmuştur. Çalışma içerisinde çocukların erken okuryazarlık becerileri EROT kapsamında geliştirilen 7 alt test (Alıcı Dil, İfade Edici Dil, Genel İsimlendirme, İşlev Bilgisi, Harf Bilgisi, Sesbilgisel Farkındalık ve Dinlediğini Anlama ile değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmelerden elde edilen veriler ise EROT’un geçerlik ve güvenirlik hesaplamalarının yapılabilmesi için analiz edilmiştir. Analizlerden elde edilen bulgular, EROT’un 7 alt test ile erken okuryazarlık becerilerini geçerli ve güvenir şekilde ölçtüğünü göstermiştir. This study was planned due to the crucial need for a standardized measure of early literacy with demonstrated validity and reliability for Turkish children. Therefore, this study aimed to develop a standardized measure of early literacy-the Test of Early Literacy (TEL for kindergarten children and to test its validity and reliability. Participants were 403 kindergarten children selected from several schools located in neighborhoods of different socioeconomic statuses in Ankara. The early literacy skills of children were tested with seven sub-tests of TEL (Receptive Language, Expressive Language, Category Naming, Function Knowledge, Letter Knowledge

    7. Tüketicilerin Coğrafi İşaretli Ürün Algısı ve Daha Fazla Fiyat Ödeme İsteği: Yapısal Eşitlik Modellemesi Yaklaşımı(Consumers' Perception of Product with Geographical Indication and Willingness to Pay More: A Structural Equation Modeling Approach

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İsmail Tamer TOKLU

      2016-04-01

      Full Text Available Bir fikri ve sınai mülkiyet hakkı olarak coğrafi işaret, belirli bir nitelik, ün veya diğer özellikleriyle kökeninin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işaretlerdir. Bu çalışmanın amacı tüketicilerin coğrafi işaretli ürünlere olan algılarını ve bu ürünlere daha fazla ödeme eğilimlerini ölçmektir. Bu amaç için oluşturulan modelin verileri kolayda örnekleme yöntemiyle, tüketicilerle yüz yüze yapılan anket çalışmasından elde edilmiştir. Elde edilen veriler En Küçük Kısmi Kareler (PLS yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; kültür ve gelenek, kalite ve güvenilirlik coğrafi işaretli ürün algısını etkilerken, coğrafi işaretli ürün algısı da daha fazla fiyat ödeme eğilimini etkilemektedir. Diğer taraftan, ekonomik desteğin coğrafi işaretli ürün algısını etkilemediği bulunmuştur. Bu çalışmanın sonuçları rekabet avantajı elde etmek isteyen yerel üreticiler için etkili bir pazarlama stratejisine karar vermeleri açısından değerli ve önemli bilgiler sunmaktadır. As an intellectual property right, geographical indications are signs showing an exclusive quality, celebrity or other attributes specified with a territory, area, region or country of its origin. This study aims to evaluate consumers' perceptions toward products with geographical indication and their willingness to pay a premium price for these types of products. The data of the model proposed for this aim were collected by convenience sampling method with face to face questionnaire. PLS (Partial Least Squares Method was used to analyze the data. The main findings of the study are as follows, 'culture and tradition' and 'quality and safety' affect the consumers' perceptions towards geographical indication. This perception also affects the willingness to pay more for products with geographical indication. On the other

    8. TÜRKİYE’DE PETROL TALEBİNİN FİYAT VE GELİR ESNEKLİKLERİ: ARDL SINIR TESTİ VE NEDENSELLİK ANALİZİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Muhammed Şehid GÖRÜŞ

      2016-03-01

      Full Text Available ÖZ: Bu çalışmanın temel amacı, 1970-2013 dönemleri arasında Türkiye’nin petrol talebinin fiyat ve gelir esnekliklerini tahmin etmek ve petrol fiyatı, petrol talebi ve gelir düzeyi arasındaki nedensellik ilişkisinin yönünü tespit etmektir. Çalışmada tahmin yöntemleri olarak ARDL Sınır Testi yaklaşımı ve Toda-Yamamoto (1995 Granger Nedensellik Testi kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda değişkenler arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin mevcut olduğu gözlemlenmiştir Elde edilen sonuçlara göre, uzun dönemde petrol talebinin fiyat esnekliği -0,17; gelir esnekliği ise 0,51 olarak hesaplanmıştır. Diğer yandan, kısa dönemdeki fiyat esnekliği ise -0,08; gelir esnekliği ise 0,59 olarak tahmin edilmiştir. Elde edilen ampirik sonuçlara göre, petrol talebinin fiyat ve gelir esneklikleri hem uzun dönemde hem de kısa dönemde inelastiktir. Nedensellik Testi sonuçlarına göre ise petrol fiyatından petrol talebine doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Bu sonuçlardan Türkiye’de petrol fiyatı ve gelir düzeyinin petrol talebi üzerinde kısa ve uzun dönemde güçlü bir etkisinin olmadığı, bunun temel nedeninin ise petrolün zorunlu mallar arasında yer almasından kaynaklandığı söylenebilir. ABSTRACT: The primary objective of this paper is estimating price elasticity and income elasticity of oil demand, and causality relationship between variables with respect to Turkish economy for the period of 1970 and 2013. In the study, ARDL Bound Test approach and Toda-Yamamoto (1995 Granger Causality Test are employed as an estimation method. According to bound test analysis, a cointegration relationship is found between variables. Empirical findings show that long-run price and income elasticity of oil demand in Turkey is -0.17 and 0.51 respectively. On the other hand, short-run price and income elasticity of oil demand estimated as -0.08 and 0.59 respectively

    9. İmar Meclisi Raporlarında Borçlanma ve Selem Uygulaması (1845-1846 / Borrowing and Selem Practices in Ottoman Era According to "Macalis Imariyya (Development Counsils" Reports

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tahir Bilirli

      2016-06-01

      Full Text Available İmar Meclisi Raporlarında Borçlanma ve Selem Uygulaması (1845-1846 Öz Bu makale, Osmanlı Devleti'nde 1845 yılında ilan edilen Tensikât-ı mülkiye kararı çerçevesinde geçici olarak olarak kurulan İmar Meclisleri'nin görevlerini incelemektedir. Makalede, bu meclislerin özellikle halkın borç para alma durumları ile selem usulü denilen mahsulün hasattan önce satılması konusundaki faaliyetleri incelenmektedir. Hasat zamanından önce alınan vergi, ahaliyi borçlanmaya yöneltmekte, bu da halkın fahiş faiz oranlarıyla tefecilerden borç almalarına ve ürünün hasat edilmeden önce daha düşük fiyatlara satılmasına sebep olmaktaydı. Bu durum gelir kaybı nedeniyle hem tebaya hem de devlete zarar vermekteydi. İmar Meclisi memurları yaşanan bu sıkıntının giderilmesi noktasında yerinde durum tespiti yapmışlardır. Makalenin birinci bölümünde İmar Meclisleri'nin kuruluşu ve görevleri hakkında bilgi verilmektedir. İkinci bölümde makalenin ana konusu olan borçlanma ve selem usulünün uygulanmasının meclis raporlarına nasıl yansıdığı arşiv belgelerine göre ele alınmıştır. Makalenin sonuç bölümünde arşiv belgelerinde elde edilen veriler doğrultusunda değerlendirme yapılmıştır. Borrowing and Selem Practices in Ottoman Era According to "Macalis Imariyya (Development Counsils" Reports Abstract This article examines the mission of Macalis Imariyya (Develepment Counsils which were founded by the decree of Tankisat al-Mulkiyye declared in 1845. In the article, the activity of these Counsils about the indebtedness status of the people and the selling of products before the harvest -called “selem”- particularly examined. The tax collection before harvest period was impelling the people borrowing from usurers with excessive interest rates and to sell the product at nearly half price. This case was damaging both the state and the citizens because of income loss. Development Council

    10. Soğukta ve Dondurulmuş Halde Muhafazaları Esnasında Meyve ve Sebzelerin Kalite ve Besleyici Değerlerinde Meydana Gelen Değişiklikler

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Osman Cabı

      2015-02-01

      Full Text Available Kolay bozulabilir gıda maddelerinin daha uzun süre muhafaza edilmeleri amacıyla soğutma yönteminin kullanılmasının geçmişi tarih öncesi zamanlara kadar uzanmaktadır. Adı geçen “muhafaza” veya “korunma” sözcüğü, Weiser ve ark. 1971 tarafından, bir gıda maddesinin fiziksel, kimyasal kalitelerinin ve besleyici özelliklerinin belli bir süre müddetince veya mümkün olduğu kadar uzun bir periyot süresince saklanması şeklinde tanımlanmaktadır. Soğuğun çeşitli uygulamalarıyla muhafaza edilen gıda maddeleri gerek kantite gerekse çeşit ve yapı olarak geçtiğimiz son yıllarda büyük bir artış göstermişlerdir. İki yıl önceki değerlendirmelere göre, dünya kolay bozulabilir gıda maddeleri üretiminin 1 milyar ton olduğu Anquez, M. 1975 ve bu miktarın dörtte birinin (250 milyon ton herhangi bir şekilde işlenmesinde soğuğun kullanıldığı kabul edilmektedir.

    11. Kayseri İlinin Gastronomi Turizmine Yönelik Bir SWOT Analizi Çalışması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Doç. Dr. Taşkın DENİZ

      2017-09-01

      Full Text Available Kayseri ili tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri ile yüksek bir turizm potansiyeline sahiptir. Binlerce yıllık geçmişe sahip bir yerleşim merkezi olan Kayseri, farklı özelliklere sahip çok sayıda kültüre ev sahipliği yapması sebebi ile adeta bir kültür beşiği durumundadır. Söz konusu kültürel zenginliğin yansıması Kayseri mutfağında ve geleneksel lezzetlerinde de kendisini göstermektedir. Bu araştırmada literatür araştırması kapsamında Kayseri ilinin SWOT analizi ve Kayseri mutfağının gastronomi ürünleri açısından bir değerlendirilmesi yapılmış, Kayseri ilin gastronomi turizmi potansiyeli hakkında görüşler ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçlara göre, Kayserinin rakipleri arasında rekabet avantajı kazanmak, marka haline gelmek ve yerel ekonomiye katkıda bulunmak için gastronomi turizminden elde ettiği payı arttırması gerektiği tespit edilmiştir.

    12. THE RELATIONSHIP BETWEEN NOVEL “LÂ: SONSUZLUK HECESİ” AND TRADITIONAL NARRATIVE STYLES IN TERMS OF INTERTEXTUALITY METİNLERARASILIK BAĞLAMINDA “LÂ: SONSUZLUK HECESİ” ROMANININ GELENEKSEL ANLATI TÜRLERİYLE İLİŞKİSİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ahmet USLU

      2012-01-01

      Full Text Available In this article, with the help of intertextuality technique, the sources of Nazan BEKİROĞLU’S novel “Lâ: Sonsuzluk Hecesi” will be mentioned and the causes and the effects of this situation will be expressed. By clarifying the effects of traditional narrative styles on this novel with the help of intertextuality, which assumes that each text is a re-writing product, the fact that these intertextuality relationships will create polyphony in a novel and if these relationships contribute to the heteroglossia of different statements will be questioned Bu makalede metinlerarasılık tekniği yolu ile Nazan BEKİROĞLU’nun “Lâ: Sonsuzluk Hecesi” romanını besleyen kaynaklar üzerinde durularak, bu durumun sebep ve sonuçları açıklanmaya çalışılacaktır. Her metnin bir yeniden yazma olduğu kabul edilen metinlerarasılık kuramına göre geleneksel metinlerin bu roman üzerindeki etkileri açıklanarak kurulan bu metinlerarası ilişkilerin romanda çoksesliliğin oluşmasına ve çeşitli söylemlerin çarpışmasına katkıda bulunup bulunmadığı sorusuna cevaplar aranacaktır.

    13. Yüksek Hızlı Oksi Yakıt ile Üretilen WCCo-Mo Esaslı Kaplamaların Mikroyapı Karakterizasyonu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serkan Islak

      2015-12-01

      Full Text Available Bu çalışma, yüksek hızlı oksi yakıt (HVOF ısıl püskürtme yöntemi ile SAE 4140 çeliği üzerinde üretilen WCCo-Mo kompozit kaplamaların mikroyapısal özelliklerini araştırmak için yapılmıştır. Bu amaç için WCCo tozlarına ilave edilen Mo miktarı % ağ. 10, 20, 30 ve 40 olarak değiştirilmiştir. Kaplamalar, faz bileşimi, mikroyapı ve sertlik özellikleri açısından karşılaştırılmıştır. Kaplama tabakalarının faz bileşimi ve mikroyapısı X-ışını difraktogramı (XRD ve taramalı elektron mikroskobu (SEM ile incelenmiştir. XRD sonuçları, WCCo-Mo kaplama tabakasının WC, W2C, Co3W3C, Mo2C, MoO2, Mo ve Co fazlardan oluştuğunu göstermiştir. Kaplamaların sertliği Mo artışı ile artmıştır.

    14. Van Otlu Peynirinin Yapılışı ve Mikrobiyolojik, Fiziksel ve Kimyasal Nitelikleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ahmet Kurt

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada 10 adet taze Van Otlu peyniri örneklerine; mikrobiyolojik, fiziksel ve kimyasal analizler uygulanmıştır. Peynir teknolojisinde, sağlık, teknik ve ekonomik yönden önemli olan toplam koliform, süt asidi, lipolitik ve proteolitik mikroorganizmalarla maya ve küflerin sayısal değerleri yanında rutubet, yağ, yağsız kurumadde, kurumaddede yağ, protein, suda eriyen protein, kül, tuz, saf kül, kurumaddede tuz ve % asitlik oranları, peynir örneklerinde ayrı ayrı saptanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre peynir yapımı çok dağınık ve ilkel karakter arz etmektedir. Peynirlerin yapımındaki farklı uygulamalar, teknik bilgi ve yöntem noksanlığı yüzünden, gerek mikrobiyolojik analiz ve gerekse fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları örnekten örneğe önemli fraklılıklar göstermiştir. Peynir örneklerinde saptanan Koliform organizma sayıları, hem sağlık yönünden hem de peynirlerin olgunlaşmalarında sorunlara neden olabilecek düzeydedir.

    15. Frische-Star ile Muamele Edilmiş Taze Karideslerin (Parapenaus longirostris Raf Ömrünün Saptanması Üzerine Bir Araştırma.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatma Arık Çolakoğlu

      2015-12-01

      Full Text Available Ülkemizdeki tüketimi genellikle taze olarak gerçekleşen su ürünleri kolay bozulabilen gıdalardır. Bu ürünlerin raf ömrü süresi ve tüketim kalitesinin uzun süre korunabilmesi ülke ekonomisi ve halk sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle son yıllarda koruyucu katkı maddeleri kullanılarak, su ürünlerinin raf ömrünün uzatılmasına yönelik çalışmalar ilgi çekmektedir. Bu bağlamda yapılan çalışmada, Çanakkale yöresinde avcılığı yapılan ve frische-star ile muamele edilen taze karideslerin duyusal ve mikrobiyolojik olarak raf ömrü süreleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Mikrobiyolojik analizlerde toplam aerob bakteri sayısına ve ayrıca bozulma bakterilerinden Pseudomonas, Enterobactericea miktarına bakılmıştır. Duyusal analizlerde ise karidesler; renk, koku, tekstür ve tat açısından incelenmiştir

    16. VERİTABANI GÜVENLİK POLİTİKASI METAVERİ MODELİ OLUŞTURULMASI VE BİR UYGULAMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dilek TAPUCU ARPAÇAY

      2004-04-01

      Full Text Available Veritabanları üzerinde saklanan veriler, ilgili bilgisayar sistemi için tanımlanmış güvenlik politikaları ile korunmalıdır. Güvenlik politikaları bilginin değerini ve ilişkili riskleri karşılayacak şekilde ortaya konmalıdır. Bu çalışmada veritabanları için ortaya konulması düşünülen iki ayrı güvenlik politikası "Genel Olarak Kabul Edilen Sistem Güvenlik Prensipleri" ile açıklanmaktadır. Anılan politikalar için metaveriler ile metaveriler oluşturulmakta ve ilgili metaveriler, XML-Şema kullanılarak uygulamaya geçirilmektedir. Böylece her bir modele ait elemanların yapıları ortaya konulmaktadır. Gerçekleştirilen uygulama ile, organizasyonlar içinde belirlenen politikaların, değişen durumlar karşısında yeniden düzenlenmesinin kolaylaşacaktır. Bu sayede, metamodeller üzerinde yapılacak değişiklikler ile, ilgili politikaların süreç içinde devamlılığı sağlanabilecek ve metamodeller farklı sistemler arasında taşınabilecektir.

    17. A HYBRID GENETIC ALGORITHM FOR THE QUADRATIC ASSIGNMENT PROBLEM ON GRAPHICS PROCESSING UNITS

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      ERDENER ÖZÇETİN

      2016-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada karesel atama probleminin çözümü için melez bir genetik algoritma önerilmiştir. Önerilen algoritmanın en zaman alıcı bölümleri amaç fonksiyonun hesaplanması ve yerel arama operatörüdür. Bu nedenle algoritmanın söz konusu bölümlerinin paralelleştirilmesi ve grafik işlem birimleri üzerinde uygulanması üzerinde durulmuştur. Algoritmanın seri ve paralel versiyonu 49 adet literatür problemi üzerinde test edilmiş ve karşılaştırmalar yapılmıştır. Test edilen literatur problemlerinden 34'ü için bilinen en iyi sonuçlara ulaşılmıştır. Deneysel çalışmalar önerilen algoritmanın kısa sürede etkin sonuçlar verebildiğini ortaya koymuştur. Önerilen paralel algoritmanın ortalama 17 kat olmak üzere 51 kata kadar seri algoritmaya göre hızlı çalıştığı raporlanmıştır

    18. Kültüre alınan salep orkidelerinde yabancı otlarla mücadelede kimyasal ve mekanik yöntemlerin etkinliğinin belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yrd.Doç.Dr. Salih PARLAK

      2016-12-01

      Full Text Available Ülkemizde 30’u endemik 170 takson ile temsil edilen salep orkideleri bitki çeşitliliği içerisinde genetik zenginliğimizin önemli bir parçası olması yanı sıra ekonomik ve ticari değeri olan türleri de barındırmaktadır. “Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme" (CITIES” kapsamında oldukları halde salep elde etmek üzere her yıl doğadan milyonlarca adet sökülmektedir. Elde edilen salep başta dondurma endüstrisi olmak üzere gıda sektöründe kullanılmaktadır. Ekonomik değeri yüksek bir ürün olmasına rağmen kültüre alma çalışmaları halen devam etmektedir. Yabancı ot kontrolü, kültüre alma çalışmaları sırasında karşılaşılan ve maliyetleri önemli ölçüde arttıran bir etmen olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada hem mekanik hem de kimyasal mücadele olanakları araştırılmış ve kültür yetiştiriciliğinde ucuz ve etkili bir yöntem tespit edilmeye çalışılmıştır. İzmir’in Menemen ilçesi tarla şartlarında 2010 yılında gerçekleştirilen çalışmada farklı etken maddelere sahip herbisitler kullanılarak kimyasal mücadelenin etkinliği belirlenmeye çalışılmıştır. Bu maksatla 2010 yılı eylül ayının 3. haftasında yapılan yumru ekimlerinden sonra çıkış öncesi önerilen dozda Lenacil (Adol, Bentazon (Basagran, Acetochlor (Cengaver, Aclonifen (Challenge, Pendimethalin (Herbimat, Trifluralin (Treflan ve kontrol olmak üzere yedi işlem üç tekerrürlü olarak uygulanmıştır. Uygulamadan sonra kullanılan etken maddeler kontrole göre metrekaredeki yabancı ot sayısında; Lenacil etkisiz, Bentazon % 54, Trifluralin % 71, Acetochlor % 95, Aclonifen % 97, Pendimethalin % 93 oranında azalttığı belirlenmiştir. Bununla birlikte Trifluralin, Acetochlor ve Aclonifen’in salep bitkilerinin gelişmesini de olumsuz etkilediği gözlenmiş, hem yabancı ot kontrolü, hemde salep

    19. Manisa Sultan (Mesir Camisi’nin Akustik Özelliklerinin Değerlendirilmesi / Evaluation Of Acoustic Features Of Manisa Sultan Mosque

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatma Yelkenci Sert

      2017-10-01

      zelliklerine dair araştırmaların bulunduğu, ancak yapıya ait akustik koşullara dair bir araştırma bulunmadığı görülmektedir. Kültürel miras olarak kabul edilen tarihi camilerin akustik koşullarının değerlendirilmesi, bu koşulları olumsuz etkileyen müdahalelerin tespiti ve iyileştirme önerileri, yapıların gelecek kuşaklara aktarılması sürecinde önemlidir. Sultan Camisi’nin alan çalışması olarak belirlendiği bu çalışmada, yapının tarihi, mimari öğeleri, iç mekân malzemeleri, günümüz koşullarında elde edilen akustik parametre değerlerinin tespiti ve değerlendirilmesi yapılmıştır.

    20. OPINIONS OF PRIMARY EDUCATION SEVENTH GRADE STUDENTS ABOUT TEACHING OF HISTORY TOPICS IN SOCIAL SCIENCES AND SIGNIFICANCE OF HISTORY İLKÖĞRETİM YEDİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL BİLGİLER DERSLERİNDE TARİH KONULARININ İŞLENİŞİ VE TARİHİN DEĞERİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ramazan KAYA

      2012-06-01

      Full Text Available This study aims at determining primary education seventh grade students’ opinions on teaching of history topics in social science cources and significance of history in their lives. The population of the study comprises of 20 pieces seventh grade classes in 4 primary schools with medium socio-economic levels in the city center of Erzurum. As the sample of the study, a total of 200 students (10 students from each class were chosen via random sampling from seventh grade classes of these schools according to the appropriate sampling method. Required data for this qualitative research was acquired by a 4-item questionnaire comprising of open-ended questions. Content analysis method was adopted in analysis of the obtained data in this study. Findings shows that methods in line with constructivist approach remain limited in teaching of the topics; students like methods in which they are more active; such as drama and acting they like learning history, and, in general, they think that learning history makes a great contribution to their lives. Bu araştırmanın amacı, İlköğretim yedinci sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersinde tarih konularının işlenişi ve tarihin yaşamlarındaki değeri ile ilgili görüşlerini tespit edebilmektir.Araştırmanın evrenini, Erzurum merkezde sosyo-ekonomik bakımdan orta düzeyde 4 ilköğretim okulundaki toplam 20 tane yedinci sınıf şubesi oluşturmaktadır. Örneklem olarak uygun örnekleme yöntemine göre seçilen bu okulların yedinci sınıflarından tesadüfî örneklem yoluyla her sınıftan 10’ar öğrenci olmak üzere toplam 200 öğrenci seçilmiştir. Nitel araştırma yöntemi ile gerçekleştirilen bu araştırma için gerekli olan veriler, 4 adet açık uçlu sorudan oluşan bir anket vasıtasıyla edinilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin çözümlenmesinde içerik analizi yöntemi benimsenmiştir. Elde edilen bulgulara göre derslerin işlenişinde yap

    1. Köprüçay Irmağı (Antalya Bentik Omurgasız Faunası

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Melek ZEYBEK

      2014-07-01

      Full Text Available Bu çalışma, Köprüçay Irmağı bentik omurgasız faunasını belirlemek üzere Şubat 2008- Ocak 2009 tarihleri arasında 7 istasyondan bentik omurgasız örnekleri alınarak, gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonunda toplam 85 takson ve bu taksonları oluşturan toplam 21318 birey tespit edilmiştir. Toplanan örneklerin incelenmesi sonucu Ephemeroptera takımına ait 26, Plecoptera takımına ait 6, Trichoptera takımına ait 23, Diptera takımına ait 11, Odonata takımına ait 8, Coleoptera takımına ait 4, Hemiptera takımına ait 1, Hirudinea sınıfına ait 1, Gastropoda sınıfına ait 2, Malacostraca sınıfına ait 3 takson teşhis edilmiştir. Bu çalışma Köprüçay Irmağı bentik faunasının belirlenmesine yönelik yapılmış ilk çalışmadır. Bu nedenle tespit edilen bütün taksonlar bölge için ilk kez bildirilmiştir.

    2. Uşak İli Buğday Ekim Alanlarında Süne, [Eurygaster spp. (Hemiptera: Scutelleridae] Yumurtalarının Parazitlenme Oranları ile Buğday Tanelerindeki Emgi Oranları Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Erdal ZENGİN

      2017-06-01

      Full Text Available Bu çalışma, 2015-2016 yıllarında Uşak iline bağlı 10 köydeki Süne yumurtalarının parazitlenme oranlarının ve emgili tane sayılarının belirlenmesi ile bu oranlar arasındaki ilişkinin tespit edilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, 2015 ve 2016 yıllarındaki en yüksek Süne yumurtası parazitlenme oranı ve emgili tane sayıları sırasıyla %95.4-%1.60, %90.7-%1.05 olarak bulunmuştur. Köylerde yapılan arazi çalışmaları sonucunda elde edilen oranlara çoklu karşılaştırma testi uygulanarak köyler arasındaki farklılıklar belirlenmiştir.  Parazitlenme oranı ile emgili tane sayısı arasında bir ilişkinin olup olmadığını belirlemek için her iki yıl verileri üzerinde yapılan regresyon analizi sonucunda, bu iki değişken arasında doğrusal bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.

    3. Çimento Stabilizasyonlu Zeminin Esnek Üstyapı Maliyetine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Baha Vural Kök

      2012-03-01

      Full Text Available Yol otoriteleri, dayanıklı minimum bakım gerektiren, trafik güvenliği yüksek, uzun ömürlü ve ekonomik yolları hedeflemektedirler. Taşıma gücü zayıf zeminlerde ekonomik bir üstyapı inşası güç olmaktadır. Bu çalışmada düşük taşıma güçlü zeminlerde yapılacak olan çimento stabilizasyonunun taşıma gücüne ve üstyapı maliyetine etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla %4-%16 aralığında çimento ile stabilize edilen düşük taşıma güçlü bir zeminin Kaliforniya Taşıma Oranları (CBR tespit edilmiştir. CBR'da meydana gelen artışın üstyapı maliyetine etkisi MATLAB programı vasıtasıyla binlerce alternatif dikkate alınarak tespit edilmiştir. Sonuçta zemin CBR değerinin artması ile azalan üstyapı maliyeti ile zeminin CBR değerini artırmak için yapılan ilave masraf arasındaki optimum çimento oranı belirlenmiştir.

    4. Vakıf Kurumunun Dayandığı Temel Referanslar Ve Zürrî Vakıfların Vakıf Sistemindeki Yeri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yasin Yılmaz

      2014-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada İslam’da kurumsal yardımlaşmayı temsil eden vakıf kurumunun, Kitap ve Sünnetteki referansları ile Allah rızası hedeflenerek kurulan vakıflara Hz. Peygamber, Raşit halifeler ve sahabenin bakışı ile daha sonraki yüzyıllarda özellikle Osmanlı uygulaması üzerinde durulmuş, özelde de aile vakıflarının genel durumları açıklanmıştır. Vakıf kurumunun özellikle de zürrî vakıfların serencamını ortaya çıkarabilmek için vakfiyeler, vakıfla ilgili kronikler ve konuyla ilgili ikincil çalışmalar ele alınarak incelenmiştir. Ebu Yusuf’un fetvası doğrultusunda kurulan, aile vakıflarının lehinde ve aleyhinde ortaya çıkan görüşler doğrultusunda ortak bir noktaya ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonunda da, bazı zürrî vakıfların vakfiyelerin incelenmesi sonucunda elde edilen bilgilerle, evlatlık-zürrî vakıfların genel özellikleri örneklerle ortaya konulmuştur

    5. İMDAT AVŞAR AND HIS STORYTELLING İMDAT AVŞAR VE HİKÂYECİLİĞİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zehra YAZBAHAR

      2011-01-01

      Full Text Available With his stories in his first book which is Steppe Which Fade To Crocuses he published in 2010, Imdat Avşar reflects our society and our traditional values. In this study which is primarily composed of two major parts, after giving brief information about Imdat Avşar in the first section, the art of storytelling will be part in the second section and the stories in the mentioned book are gotten the grips with narrator, viewpoint, content, characters, language and style. İmdat Avşar, 2010 yılında yayımladığı Çiğdemleri Solan Bozkır isimli ilk hikâye kitabındaki hikâyeleri ile aynasını Türk toplumuna ve onun geleneksel değerlerine tutar. Esas itibariyle iki ana bölümden oluşan bu çalışmada, ilk bölümde İmdat Avşar hakkında kısa bir bilgi verildikten sonra ikinci bölümde hikâyeciliğine geçilecek ve sözü edilen kitabındaki hikâyeleri, anlatıcı ve bakış açısı, içerik ve kişiler kadrosu, dil ve üslûp başlıkları altında ele alınacaktır.

    6. Milföy Hamurunun Isıl Yayınım Katsayısının Sıcaklıkla Değişiminin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Seher Kumcuoğlu

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada milföy hamurunun ısıl yayınım katsayısı modifiye edilmiş Dickerson metodu kullanılarak -35 °C ile +10 °C sıcaklık aralığında deneysel olarak ölçülmüştür. Örneğin donmuş durumdaki ısıl yayınım katsayısının donmamış durumuna ait ısıl yayınım katsayısından daha yüksek olduğu ve sıcaklığın artmasıyla azaldığı tespit edilmiştir. Donmuş durum için elde edilen ölçüm sonuçlarına regresyon analizi uygulanarak milföy hamurunun ısıl yayınım katsayısının sıcaklıkla değişimini veren empirik denklem elde edilmiştir. Donmamış durumda, 3-10 °C sıcaklık aralığında örneğin ısıl yayınım katsayısı 1.08 x 10-7 m²/s olarak ölçülmüştür.

    7. BİR ÇEVRİM İÇİ UZAKTAN TAKİP SİSTEMİ TASARIMI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ahmet Emir DİRİK

      2004-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada düşük maliyetli bir çevrim içi takip sistemi geliştirilmiştir. Takip sistemi, konum belirleme, kablosuz haberleşme ve sayısal harita modülleri olmak üzere üç ana modülden oluşmaktadır. Takip sistemlerinde konum belirleme modülü, hareketli araçların pozisyonlarının tespitinde kullanılmaktadır. Bu modül ile elde edilen pozisyon bilgisi, kablosuz haberleşme sistemi aracılığı ile takip merkezine iletilmekte, takip merkezine ulaşan pozisyon bilgisi merkezde işlenerek araç konumları sayısal harita üzerinde görüntülenmektedir. Geliştirilen sistem ile kampüs içerisinde hareket eden araçların konumları 10m civarında bir hata ile tespit edilebilmekte ve araç hareketleri takip merkezinden on-line izlenebilmektedir. Sistemde kablosuz veri haberleşmesi için analog araç telsizleri kullanılmıştır. Böylece haberleşme için uydu ya da GSM şebekelerinin kullanılmasına gerek kalmamış ve düşük maliyetli-yüksek performanslı bir çevrim içi araç takip sistemi gerçekleştirilmiştir.

    8. Farklı Oranlarda Tiyoüre Katkısının Nanoyapılı Kadmiyum Oksit (CdO Filmlerin Fiziksel Özellikleri Üzerine Etkisinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Raşit AYDIN

      2017-05-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı nanoyapılı CdO filmlerin fiziksel özelliklerine tiyoüre konsantrasyonunun etkisini incelemektir. Bunun için farklı tiyoüre konsantrasyonlarındaki (%0, 0.5, 1 ve 2 dört seri CdO film soda lime cam altlık üzerine SILAR tekniği kullanılarak büyütüldü. Bu filmlerin morfolojileri, kristal yapıları ve optik özellikleri sırasıyla MM, XRD ve UV-visible spektroskopi teknikleri ile karakterize edilmiştir. MM görüntüleri tiyoüre konsantrasyonunun nanoyapılı CdO filmlerin yüzey morfolojilerini etkilediğini göstermektedir. CdO filmlerinin düzlemlerinin tercihli yöneliminin tiyoüre konsantrasyon değerine kuvvetle bağlı olduğunu XRD analizinden elde edilen sonuçlar ortaya koymaktadır. UV-vis analizinden, tiyoüre miktarı arttıkça CdO filmlerinin optik enerji bant aralığının (Eg önce azaldığı ve daha sonra tekrar artan konsantrasyonla arttığı belirlenmiş ve bu enerji değerlerinin (2.25 - 2.13 eV aralığında olduğu bulunmuştur.

    9. Artvin, Rize ve Trabzon’daki Doğal Kaynak Sularında Toplam Alfa, Toplam Beta Aktivite Değerlerinin Belirlenmesi ve Jeoistatistiksel Olarak Modellenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yaşar Kobya

      2014-11-01

      Full Text Available Trabzon, Rize ve Artvin yaklaşık 18000km2 alan üzerine kurulmuş ve yaklaşık 2 milyon insanın yaşadığı Türkiye’nin en kuzey doğusunda bulunan üç ildir. Bu üç ilde toplam 20 tane içme suyu kaynağından örnekler alındı ve bunların toplam alfa, toplam beta aktivite değerleri Berthold LB770 marka alfa, beta sayım cihazı kullanılarak belirlendi. Toplam alfa aktivite değerleri 1.7-114.2 Bq/L ve toplam beta aktivite değerleri ise 2.9-90.8 Bq/L aralıklarında ölçüldü. Bulunan bu değerler dünya sağlık örgütü (WHO’nün limit değerleri ve yapılmış diğer benzer çalışmalarla karşılaştırıldı. Elde edilen veriler için klasik istatistik hesaplamalar yapıldı. Ayrıca jeoistatistik analiz yöntemi kullanılarak eş-doz eğrileri oluşturuldu ve harita üzerinde gösterilerek bölge için bir risk haritası oluşturuldu.

    10. KÜRESELLEŞMENİN DÜNYA FİLM ENDÜSTRİSİNE ETKİSİ VE HOLLYWOOD FİLM ENDÜSTRİSİNDEKİ YENİ EĞİLİMLER

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nalan GÖKDEMİR

      2015-01-01

      Full Text Available Küreselleşme çağımızın en çok tartışılan olgulardan bir tanesidir. Ulusal kültürlerin, ekonomilerin ve sınırların bütünleştiği, hemen hemen her alanda yeni eğilimlerin güç kazandığı günümüz dünyasında, bilgi, iletişim, biyolojik alanda endüstriyel yeni hammaddeler, yeni enerji sistemleri, üretim sistemindeki dönüşüm ve her şeyden önemlisi, teknoloji ve yenilik alanında yapılan yatırımların yönlendirdiği yeni bir yapılanma ortaya çıkmıştır. Küreselleşme olarak ifade edilen bu yeni yapılanmanın etkileri, küresel bütünün, teknolojik, kültürel, sosyolojik, ekonomik ve politik alanlarında yaygın bir şekilde yaşanmaktadır. Küreselleşme süreciyle birlikte film endüstrisi de gelişmiştir. Günümüzde de film sektörü küreselleşmenin bir aracı olarak bilinmekte ve kullanılmaktadır.

    11. Türkiye'de Halk Kütüphaneleri Bölge Seminerleri: "İyi Uygulama Örneği" Olarak Bir Deneyimin Değerlendirilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bülent Yılmaz

      2008-03-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Türkiye 'deki halk kütüphanelerinde çalışan kütüphaneci ve yöneticiler için 2006-2007 yıllarında Türk Kütüphaneciler Derneği, Goethe- Insitut ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen bölge seminerleri değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, önce, seminerler süreci özetlenmiş, seminerlerin hedef, kapsam, yöntem ve organizasyon yapıları ele alınmıştır. Daha sonra, seminer katılımcılarına uygulanan anket ile elde edilen veriler irdelenmiştir. Sonuçta, çalışan halk kütüphanecisi ve yöneticilerinin yaklaşık %25 'ine ulaşıldığı 9 bölge seminerinin Türk halk kütüphanecileri için son derece katkı sağlayıcı olduğu ve hizmet içi eğitim konusunda ciddi gereksinimleri bulunduğu anlaşılmıştır.

    12. SABİT ODAKLI SİLİNDİRİK P ARAB OLİK BİR YOdUNLAŞTIRlCIDA KIZGIN SU ELDE EDİLMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      FETHİ HALICI

      1999-12-01

      Full Text Available Bu çalışn1ada, odağı sabit yansıtıcısı ha reketli olarak imal edilen silindirik parabolik yoğunlaştırıcıda (SPY kızgın su ve sıcak su için yapılan deney sonuçları ve pe rfoımans değerleri verilmiştir. (SPY 'nın yansıtıcı yüzeyi 2ınx3 m boyutlarında olup toplam açıklık alanı 6 ın2 dir. Odaktaki yut ucu yüzey yan yana yerleştirilen 2 kanatlı borudan imal edilmiştir. Odak uzaklığı 6 m olan (SPY kuzey güney doğrultusu nda yerleştirilerek özel yapılan bir ınekanizma ile güneşi doğu batı doğrultusunda izl emesi sağJanmıştır. (SPY' da yaklaşık 120 °C değerlerinde kız gın su elde edilmiştir. leneylerde ölçümü yapıJan sıcaklık, debi ve güneş ışınını şiddeti değerleri verilerek, sistemin performansı irdelennıiştir

    13. Isı geri kazanımı ve depolanmasında sıcaklık farklarının korunması için cam yünü ile donatılı tankların ısıl incelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Korhan Ökten

      2016-08-01

      Full Text Available Enerjinin verimli kullanımı için atık ısının veya yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş enerjisi gibi sadece belli bir zaman periyodunda var olan ısının depolanması gerekmektedir. Bunun için ısıl kapasitesi yüksek olan su yaygın olarak depolama kütlesi olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, depolama sırasında suyun taşınım akımlarını engellemek ve geri kazanılan ısının yüksek sıcaklıkta elde edilmesi için cam yünü ile emdirilmiş su kullanılmış ve test edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, cam yünü ile emdirilmiş su kütlesinin katı cisim gibi davranmasından dolayı, ısının cam yünü olmayan depoya göre daha yüksek sıcaklıkta geri alınabildiği görülmüştür. Diğer taraftan, depolanan enerji miktarında azalma olduğu ve ısı geçişinin azaldığı belirlenmiştir.

    14. Kur’an Tilâvetinde Arap ve Türkler Arasındaki Farklılıklar

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yavuz FIRAT

      2014-08-01

      Full Text Available Kur’an’ı Kerim sesli olarak ilk defa Hz. Peygamber (a.s tarafından okunmuştur. Hz. Peygamber (a.s’ın Arap olması ve Arap dilinin doğası gereği seslendirme işlemi de doğal olarak bu dilin fonetiği içerisinde kalınarak gerçekleştirilmiştir. Öğrenmek ve okumak için büyük bir gayret içerisine giren ashap, Hz. Peygamber (a.s’ın okuyuş tarz ve keyfiyetini elde etmeye çalışmıştır. Gelen nesiller gerek tescil ve gerekse eda anlamında sözü edilen tarzı korumak için çabalarına rağmen yabancı toplulukların İslama girmeleriyle harfleri seslendirme, kelimeleri telaffuz ve edada farklı tarzların ortaya çıktığı görülmüştür. Hasılı, Kur’an’ın, Arap fonetiğini/luhûnunu dikkate almaksızın mûsikî’nin diğer melodi (şarkı-türkü vs. tarzlarına benzer şekilde seslendirilmesi, orijinalinden sapma anlamına geldiği gibi onun kudsiyetiyle de bağdaşmamaktadır.

    15. Köy ve Kasaba Yoğurtlarından İzole Edilen Lactobacillus bulgaricus Suşlarının Metabolik ve Antimikrobiyal Aktiviteleri Üzerine bir Araştırma

      OpenAIRE

      Aslım, Belma; Beyatlı, Yavuz

      2015-01-01

      Yoghurt samples were obtained from different regions of Turkey 81 Lactobacillus strains have been isolated and identification results showed that 73 strains belong to Lactobacillus bulgaricus. Amount of total acidity, proteolytic activity and acetaldehyde production by the identified strains were ranged between 0.64-2.34%, 0.007-1.273 mg tirosin/ml and 1.95-12.59 mg/ml   respectively. Antimicrobial activities of the strains were applied on test bacteria Escherichia coli, Staphylococcus aureus...

    16. Albino Farelerde Bisfenol A Tarafından Teşvik Edilen Genotoksisiteye Karşı Yeşil Kahvenin Koruyucu Rolünün Araştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Burhan İŞTAR

      2016-09-01

      Full Text Available Özet. Bu çalışmada gıda ve içecek ambalajlama materyallerinde sıkça kullanılan kimyasal maddelerden biri olan Bisfenol A (BFA’nın Swiss albino farelerde muhtemel fizyolojik ve genotoksik etkileri ile bu etkilere karşı yeşil kahvenin koruyucu rolü araştırılmıştır. Fizyolojik etkiler; canlı ağırlık ve karaciğer-böbrek organ ağırlıklarının ölçümü ile genotoksik etkiler ise; eritrosit ve yanak mukoza epitelyum hücrelerindeki mikronukleus (MN sıklığının, kemik iliği hücrelerinde ise kromozomal hasar oluşumunun tespitiyle değerlendirilmiştir. Fareler her grupta altı (6 hayvan olacak şekilde toplam altı (6 gruba ayrılmış, kontrol grubundaki fareler çeşme suyu, uygulama grubundaki fareler ise yeşil kahvenin 100 mg/kg c.a ve 400 mg/kg c.a dozlarıyla ve BFA’nın 50 mg/kg c.a dozuyla beslenmişlerdir. Sonuçta BFA uygulaması canlı ağırlıklarda ve organ ağırlıklarında istatistiksel açıdan önemli bir azalmaya neden olurken, MN ve kromozomal anormallik sıklığında ise önemli bir artışa neden olmuştur. Yeşil kahve uygulaması ise BFA’nın söz konusu olumsuz etkilerini iyileştirerek, tüm parametrelerde doza bağlı bir iyileşme göstermiştir. BFA’nın belli bir doz eşiğinden sonra toksisiteye sebep olduğu, yeşil kahvenin ise bu toksisiteyi azaltmada etkili bir antioksidant ürün olduğu anlaşılmıştır.Anahtar Kelimeler: Bisfenol A, Fizyoloji, Genotoksisite, Kromozomal Anormallikler, Mikronukleus, Yeşil Kahve Abstract. This study researches into the potential physiologic and genotoxic effects of Bisphenol A, which is one of the most frequent chemical substance used in food and beverage packaging materials, on Swiss Albino mice and the protective role of green coffee against these effects. The study analyzes the physiologic effects by measuring the live weight, liver and kidney weight, whilst determining the genotoxic effects by frequency of micronucles (MN on erythrocyte and buccal mucosal epithelium cells and determining the chromosomal damage on bone marrow cells. Mice used in this research were divided into six groups in total comprising of 6 mice in each group, while the mice in control group were fed with tap water, the mice in treatment group were fed with 100 mg/kg b.w. and 400 mg/kg b.w. doses of green coffee and 50 mg/kg b.w. dose of Bisphenol A. As a result, while application of the Paraben led to an significant statistical decrease in live and organ weights, caused to a significant increase in MN and chromosomal abnormalities frequency. Application of green coffee healed the potential negative effects of Bisphenol A and revealed an important recovery in all parameters depending on doses. It was determined that Bisphenol A induced toxicity after certain dose threshold and green coffee is an effective antioxidant in reducing the toxicity.Keywords: Bisphenol A, Physiology, Genotoxicity, Chromosomal abnormalities, Micronucleus, Green coffee.

    17. Büyükbaş Hayvan Atıkları için Kurulacak Havasız Çürütme Tesisinin Ekonomik Analizi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tamer Coşkun

      2012-12-01

      Full Text Available Özet Büyükbaş hayvan atıkları, içeriğindeki yüksek katı madde, organik kirlilik ve patojen mikroorganizmalar sebebiyle halk sağlığı açısından olumsuz etkiler yapabilecek bir atıktır. Bu çalışmada havasız çürütme ile atıkların stabilize edilerek biyogaz elde edilmesi ve çürümüş atıkların toprakta doğal gübre olarak kullanılmasını içeren bir yönetim modeli uygulanmıştır. Bunun için pilot ölçekli bir havasız çürütme reaktörü işletilmiş ve çürümüş atıklar çeşitli dozlarda yonca, Macar fiğ ve arpa karışımı ile mısır silajı bitkilerinin ekildiği alanlarda doğal gübre olarak toprağa eklenmiştir. Havasız çürütme işleminde yarımcı materyal olarak mısır silajı da reaktöre beslenmiştir. Çalışma sonunda elde edilen sonuçlar ve literatür yardımıyla 1000 baş hayvan için kurulum ve işletme maliyetleri hesaplanmıştır. Kurulum maliyeti; elektrik üretim sisteminin kurulup kurulmaması açısından iki farklı değer olarak hesaplanmıştır. İşletme maliyetleri farklı tarla ürünleri ve yine elektrik sisteminin kurulup kurulmaması açılarından çeşitli durumlar için hesaplanmıştır. Sonuç olarak elde edilen en iyi sonuçlara göre; çürümüş atıklar Macar fiğ ve arpa karışımı bitkisinin ekiminde kullanıldığında kurulacak tesisin elektrik üretim sistemi de kurulduğunda 2,5 yılda, elektrik üretim sistemi kurulmadığında ise 2,1 yılda kendisini amorti ettiği bulunmuştur. Abstract Cattle manure is a potential for causing detrimental effects on human health due to its high solid matter and pathogen microorganism content. This study aims to achieve biogas production by stabilizing the waste using anaerobic digestion. Digested waste was utilized as natural fertilizer. For that reason, a pilot-scale anaerobic digestion tank was operated and digested wastes were added to soil in diverse dosages where alfalfa, the mixture of Hungarian

    18. Güney-Batı Anadolu Bölgesindeki kızılçam (Pinus brutia Ten. kültür ormanlarında değişik silvikültürel uygulamalara göre artım ve büyüme ilişkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dr. Neşat Erkan

      2017-11-01

      Full Text Available Bu çalışma ile sıklık çağına gelmiş kızılçam ağaçlandırma alanlarında yapılacak değişik dozdaki ayıklamaların ve aralamaların, meşcere artım ve büyümesi üzerine olan etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, 1982-2016 yılları arasında Kaş-Tekircik ve Eğirdir-Aşağı Narlı kızılçam ağaçlandırma alanı olmak üzere iki yerde yürütülmüştür. Rastlantı blokları deneme deseni kullanılmış; Kaş ve Eğirdir deneme alanlarında toplam 5 blok ve 35 parselden elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Araştırmada aralama şiddeti işlem olarak; 1 kontrol, 2 mutedil aralama ve 3 şiddetli aralama şeklinde üç işlemli bir uygulama yapılmıştır. Deneme parsellerinde, kontrol parselleri hariç olmak üzere, 1990 ve 2004 yıllarında, meşcerenin ihtiyaç gösterdiği parsellerde ve düzeyde aralamalara devam edilmiştir. Araştırma sonucu; Meşcereye müdahale edilen parsellerde, 1985, 1990 ve 2004 yıllarında yapılan ölçme sonuçlarına göre Ortalama çapın, belirgin bir şekilde arttığını göstermiştir. Yine her iki yerde, toplam 5 blok üzerinden yapılan varyans analiz sonucunda, aralamaların göğüs yüzeyi ve kalan meşcere hacmi üzerinde p<0,05 anlamlılık düzeyinde etkili olduğu anlaşılmıştır. Parsellerde 44. yaşında, kalan meşcere hacmi için yapılan varyans analizi sonuçlarına göre, aralama şiddetinin kalan meşcere hacmi üzerinde etkili olduğu gözlenmiştir. Genel meşcere hacminin ise, yapılan istatistik analizler sonucunda p<0,05 anlamlılık düzeyinde, aralamalardan etkilenmediği sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak, kızılçam ormanlarında, işletme amaçları çerçevesinde, büyümeyi kaliteli gövdeler üzerinde toplamaya yönelik olarak, büyümenin hızlı olduğu genç yaşlarda, ekonomik açıdan da uygun olacağı düşüncesi ile müdahale sıklığını azaltmak ve bunun için de şiddetli aralama ile göğüs y

    19. S-08: Kronik Pelvik Ağrı Sebebi Olarak İliopsoas Sendromu: Bir Kadın Futbolcuda Tanıda Gecikmenin ve Başarılı Tedavisinin Tartışılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şeyhmus Kaplan

      2017-03-01

      Full Text Available AMAÇ Bu olgudaki amacımız bir kadın futbolcuda kronik pelvik ağrı sebebi olarak tespit edilen, egzersiz ve kinesiotape uygulaması ile başarılı tedavi edilen iliopsoas sendromu olgusunu sunmak ve tanıdaki gecikmenin sebeplerini tartışmaktır.OLGUSon 1 yıldır sağ kasık bölgesinde ağrı şikayeti olan 26 yaşında, 8 yıldır aktif futbol sporu yapan bayan hasta, çeşitli kliniklerde üreter taşı, inguinal herni, non-spesifik alt bel ağrısı ve osteitis pubis ön tanıları ile değerlendirilmiş. Yapılan muayene, laboratuvar ve görüntüleme incelemelerinde ağrıyı açıklayacak bir sorun tespit edilmemiş. Son olarak jinekoloji kliniğinde kronik pelvik ağrı tanısı konarak, analjezik ve oral kontraseptif tedavi denenmiş. Verilen tedaviye cevap vermeyen hasta, spor hekimliği bölümüne refere edilmiş. Hastada tek taraflı (sağ kasık ağrısı, uzun süre oturduktan sonra kalktığında dik olabilmede zorluk ve bazen bu şikayetlerine eklenen alt bel ağrısı yakınmaları vardı. Bilateral alt ekstemite kuvvet muayenesi, tendon refleksleri normal olarak tespit edildi. Muayene bulguları: sağ iliopsoas kas trasesinde insersiyoya yakın bölgede derin palpasyonda hassasiyet, belde lordoz artışı, sol pelvik antero-superior tilt, sol kalçada piriformis trasesinde hassasiyet, sağda daha belirgin olmak üzere bilateral pozitif Thomas testi, sağ kalçada tüm yönlere doğru eklem hareket açıklığının son derecelerinde azalma. Kan, idrar, konvansiyonel grafi, USG ve MR incelemelerinde hastanın şikayetlerini açıklayacak patolojik bir sorun tespit edilemedi. İliopsoas sendromu tanısı konuldu. Tedavide günlük germe egzersizleri önerildi ve beşer gün aralarla kinesiotape uygulaması yapıldı (Resim 1. Ağrı düzeyi Vizüel Analog Skala (VAS skoru ile değerlendirildi. Dördüncü seanstan sonra ağrının tamamen ortadan kalkması ile tedavi sonlandırıldı. Tedavinin bitiminden üç ay sonra

    20. Sosyal Paylaşım Ağlarında Gizlilik: Facebook İncelemesi = Privacy in Social Networks: An Analysis of Facebook

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özgür Külcü

      2014-12-01

      Full Text Available Dünyada ve Türkiye’de sosyal paylaşım siteleri arasında en yaygın kullanım oranına sahip Facebook üzerindeki risk ve tehditlerden uzak kalabilmenin tek yolu; bilinçli kullanım ile varsayılan ayarlar üzerinde değişiklik yapmak ya da Facebook hesabına sahip olmamaktır. Türkiye’de sosyal paylaşım sitelerinde açığa çıkan kişisel bilgilerin gizlilik açısından değerlendirildiği bir çalışma literatürde yer almamaktadır. Bu nedenle, çalışma sonunda elde edilen bulgular, kullanıcıları yeterince koruyan hukuksal düzenlemelerin bulunmadığı Türkiye’de, mevcut durumun ortaya konularak bu konudaki risklere dikkat çekilmesi açısından da önem taşımaktadır. Bu çalışmada, KUTUP-L üyesi bilgi profesyonellerinin Facebook gizliliği incelenerek; Türkiye’de bilgi profesyonellerinin gizlilik konusundaki hassasiyeti ve bilinçlenme düzeyinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmada, 400 KUTUP-L üyesi bilgi profesyonelinin Facebook kullanıcı profili, 32 farklı gizlilik ayarı dikkate alınarak incelenmiştir. Her kullanıcı için bir gizlilik puanı hesaplanmış ve ayrıca tüm gizlilik sonuçları arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Çalışma sonunda elde edilen bulgular; Türkiye’deki bilgi profesyonellerinin gizliliğe önem verdiklerini ve büyük çoğunluğun kişisel verilerini korumak amacıyla varsayılan ayarlar üzerinde değişiklik yaptıklarını göstermektedir./The only way to beware of the risks and threads of Facebook, the most commonly used social networking site in the world and Turkey, is to be a conscious user changing the default settings or simply not to have a Facebook account. In Turkey, there is still not any study in which personal information shared though social networking sites has been evaluated in terms of privacy in the literature. For this reason, the findings obtained as a result of this study have a great importance in the sense of displaying the

    1. Akademisyenlerin Türkiye’de Internet Sansürüne Yönelik Yaklaşımları: Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Örneği=Perceptions of Scholars on the Internernet Censorship in Turkey: A Case of the Hacetttepe University Faculty of Letters

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şahika Eroğlu

      2015-06-01

      Full Text Available Çağımızın matbaası olarak da nitelendirebileceğimiz Internet, erişim ve paylaşım olanaklarının hızla yaygınlaşmasıyla birlikte denetimi de gittikçe zorlaşan bir platform haline dönüşmüştür. Bu kapsamda literatürde Internet sansürü olarak ifade edilen internet erişiminin kısıtlanması her alandan kullanıcıları etkilemektedir. Bu çalışma, Internet sansürünün akademisyenler üzerindeki etkisini belirli bir grup üzerinden hareket ederek göstermeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Internet kullanımının yoğun olduğu gruplardan biri olan akademisyenlerin Internet sansürü algıları değerlendirilmiş ve uygulanan web tabanlı bir anketle konuyla ilgili görüşleri alınmıştır. Bölüm çeşitliliği açısından dikkate değer bir farklılık gösteren Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde çalışan 17 bölümden 218 akademisyen üzerinde gerçekleştirilen çalışmaya 47 akademisyen yanıt vermiştir. Çalışmada elde edilen bulgular, akademisyenlerin internet ve sosyal medya kullanımlarının yoğun olduğunu bu platformları eğitim ve araştırma amaçlı da kullandıklarını yansıtmıştır. Bu bulgulardan hareketle Internet erişimine yönelik kısıtlamaların akademisyenleri bu platformlar üzerinden araştırma yapma ve eğitim verme bağlamında olumsuz yönde etkilediği ortaya çıkmıştır. Çalışma sonuçlarında Internet erişimine yönelik kısıtlamalarda zararlı içerikle birlikte yararlı içeriğin engellenmemesine yönelik önlemlerin alınması gerekliliği üzerinde durulmuştur/The Internet that referred as the printing press of our age has turn into a berely controlled platform due to the advancements of access and sharing facilities. In this context, it’s also referred in the literature that restriction of access to the Internet is described as the Internet censorship and that affects every user. In the light of this information, as one of the intensive

    2. Dichlorvos’un (DDVP Allium cepa L. Kök Ucu Meristem Hücrelerinde Mitoz Bölünme ve Kromozomlar Üzerine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hatice Soykan

      2014-06-01

      Full Text Available Özet. Çalışmamızda, DDVP’nin A. cepa’da kök uzunluğu, kök sayısı, mitoz bölünme ve kromozomlar üzerine olan etkileri araştırılmıştır. DDVP’nin 2ml/L, 4ml/L, 6 ml/L dozları 12, 24 ve 48 saat olmak üzere üç farklı süre ile A. cepa bitkisinin köklerine uygulanmıştır. Uygulama sonucu her soğandaki kökler sayılmış ve kök uzunlukları ölçülmüştür. Yapılan değerlendirmeler sonucu kontrol gruplarına göre uygulama gruplarının kök sayısının süreye bağlı olarak azalma gösterdiği görülmüştür. Uygulama gruplarının kök uzunlukları kontrol grupları ile karşılaştırıldıklarında uzunluğun genellikle doz ve süreye bağlı olarak azalma gösterdiği belirlenmiştir. Mikroskobik gözlemler sonucu elde edilen veriler tablolara aktarılmış ve SPSS 12.0 programında yapılan istatistiksel analizler ile sonuçlar değerlendirilmiştir. Elde edilen verilere göre DDVP’nin A.cepa bitkisinin köklerinde mitotik indeksi azalttığı saptanmıştır. Mitotik indeksin azalması süre artışına bağlı bir paralellik gösterirken, doz artışına bağlı bir paralellik göstermemektedir. İnsektisitin A.cepa bitkisinin köklerine uygulanması sonucu kromozomlarda hasarlar meydana gelmiştir. En fazla gözlenen kromozom hasarları yapışkanlık, yanlış kutuplaşma ve fragment oluşumudur. Bundan başka anafaz köprüsü ve mikronükleus oluşumları da görülmüştür. Abstract. In our study, effects of DDVP on A.cepa root length, root number, mitosis and chromosomes are determined.  Different doses of DDVP (2ml/L, 4 ml/L, 6 ml/L were applied to A. cepar oots with three different application periods (12h, 24h, 48h. Roots of tubers were counted and root lengths were measured after applications. Our results show that root numbers of application groups are decreased correlated with application time. When root length of application groups with control group is compared, root length decrease

    3. Swiss Albino Farelerde Fenpiroksimat (Akarisit’ın Teşvik Ettiği Biyokimyasal Değişime Karşı Fındığın Koruyucu Rolü

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kültiğin ÇAVUŞOĞLU

      2017-02-01

      Full Text Available Özet. Fenpiroksimat Tetranychidae, Eriophyiidae ve Tarsonemidae ailelerindeki önemli fitofag akarlarına karşı mücadelede kullanılan pirazol bir akarisittir. Bu çalışmanın amacı, Swiss albino farelerde seçilen biyokimyasal parametreler üzerine Fenpiroksimat akarisitinin toksisitesini değerlendirmek ve bu biyokimyasal değişimlere karşı fındığın koruyucu rolünü araştırmaktır. Fareler rastgele bir (1 kontrol ve üç (3 uygulama olmak üzere toplam dört (4 gruba ayrılmıştır. Deneysel periyodun sonunda, tüm fareler hafif eter anestezisi altında bayıltılmış, biyokimyasal analiz ve ölçümler için kan örnekleri ile karaciğer ve böbrek dokuları elde edilmiştir. Serum Aspartat Aminotransferaz (AST, Alanin Aminotransferaz (ALT, Kan Üre Nitrojen (BUN ve kreatinin seviyeleri ölçülmüş, elde edilen dokularda ise Malondialdehit (MDA ve Glutatyon (GSH seviyeleri analiz edilmiştir. Sonuçta, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında Fenpiroksimat uygulanan farelerde GSH seviyelerinde önemli bir azalma (p<0.05, AST, ALT, BUN, kreatinin ve MDA seviyelerinde ise önemli bir artış (p<0.05 görülmüştür. Fenpiroksimat uygulama grubu ile karşılaştırıldığında, Fenpiroksimat ile birlikte fındık uygulaması GSH seviyelerinde tekrar önemli bir artışa (p<0.05, AST, ALT, BUN, kreatinin ve MDA seviyelerinde ise önemli bir azalmaya (p<0.05 neden olmuştur. Sonuç olarak, fındık ile beslemenin Fenpiroksimat tarafından teşvik edilen biyokimyasal hasara karşı önemli bir koruma sağladığı söylenebilir.Anahtar Kelimeler: Albino fare, fenpiroksimat, oksidatif stres, serum parametresi Abstract. Fenpyroximate is a pyrazole acaricide with selective activity against important phytophagous mites in the families’ Tetranychidae, Eriophyiidae, and Tarsonemidae. The goal of this study was to evaluate the toxicity of Fenpyroximate acaricide on selected biochemical parameters in Swiss albino mice. And

    4. Bireysel Barışa Yönelik Tutum Ölçeğinin Geliştirilmesi: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları / Development of a Scale Measuring Attitudes towards Individual Peace: A Validity and Reliability Study

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bahadır Kılcan

      2018-03-01

      Full Text Available Abstract This study aims to develop a scale to measure eight-grade secondary school students' attitudes towards individual peace. The items of the scale have been prepared by the researcher based on a literature review. The study sample included 223 eight grade students from different schools in the Mamak district of Ankara for the 2015-2016 school year. At the end of the analysis, the correlation coefficients obtained from item-factor total and adjusted correlation were found to be above .21 and all items were statistically significant. In the exploratory factor analysis (EFA, the scale items were split into four dimensions: "State before Peace", "Factors for Peace", "Factors for Sulking" and "Assitance in Peacemaking". The Chi-square (X2 value appropriate for the model developed based on the results of the Confirmatory Factor Analysis (CFA and statistical significance levels showed that the proposed model was appropriate for the collected data. Reliability coefficients tested for the whole scale and its sub-dimensions revealed that the scale was suitable to measure eight-grade secondary school students' attitudes towards peace.   Öz Bu çalışmanın amacı, ortaokul sekizinci sınıf öğrencilerinin bireysel barışa yönelik tutumlarının belirlenmesinde kullanılacak bir ölçme aracı geliştirmektir. Ölçme aracının maddeleri araştırmacı tarafından ilgili alanyazın incelenerek hazırlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 öğretim yılının bahar döneminde Ankara İli Mamak İlçesinde bulunan okullarda öğrenim gören toplam 223 sekizinci sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Yapılan istatistikler sonucunda ölçeğin madde-faktör toplam ve düzeltilmiş korelasyonlarında elde edilen korelasyon katsayıları .21’in üzerinde olduğu ve tüm maddelerin istatiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır. Yapılan açımlayıcı faktör analizi (AFA sonucunda ölçek maddeleri; “Barışma

    5. Ehl-i Sünnet Açısından Bilgi ve DeğeriKnowledge and its Value in Terms of the Ahl As-Sunnah

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      ismail yücedağ

      2014-06-01

      Full Text Available Kelâm ilmînin amacı, dinî inançları kesin deliller kullanarak ispat etmektir. Bu nedenle kelâmcılar Kur’an’ı ve iki kısma ayırdıkları Sünnet’in ilk kısmında yer alan mütevâtir haberleri esas almışlardır. Kelâm ilminde üç bilgi edinme yolu olduğu kabul edilmiştir. Bunlar, beş duyu, akıl ve haber-i sâdık’tır. Bilgi edinme yollarından ilk ikisini oluşturan beş duyu ve akıl ile elde edilen bilgiler ile Sünnet’in ilk kısmında yer alan mütevâtir haberin değeri konusunda İslâm âlimleri arasında bir ihtilâf söz konusu değildir. Hicretin II. asrından itibaren, sünnetin ikinci kısmını oluşturan haber-i vahid’in değeri ve itikâdî konularda delil teşkil edip etmeyeceği konusunda âlimler tarihsel süreç içinde birbirinden farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Böylelikle problem günümüze kadar devam etmiştir. Konu hakkında fikir yürüten âlimler, Kelâmcılar ve Selefiyye olmak üzere iki ana gruba ayrılmışlardır. Bu çalışmanın amacı, haber-i vâhid hakkındaki fikir ayrılıklarının nedenlerini, kelâmcılar tarafından bilgi edinme yollarından biri olarak kabul edilen haber-i sâdıkı dikkate alarak araştırmaktır. Abstract The purpose of the Kalam science is to prove the religious beliefs by using definitive evidences. For this reason, the Kalam scholars are inclined to Koran and the mutawatir reports which are included in the first part of Ahl As-Sunnah divided into two parts. In the Kalam science, it has been accepted that there are three ways of attaining knowledge. These are the five senses, intelligence, and precise reports. It is not the case that Islamic scholars have a disagreement on not only knowledges obtained through the five senses and intelligence but the value of mutawatir reports included in the first part of Ahl As-Sunnah. As of the second century of Hegira, the scholars have put forward different opinions about whether the value of

    6. Toplumun Devrik Cümle Hakkındaki Düşüncesi ve Nesirde Devrik Cümlenin Yeri / Opinion of Society on the Inverted Sentence and the Place of the Inverted Sentence in Prose

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serhat Küçük

      2017-12-01

      Full Text Available Abstract This study aims to analyse the usage of inverted sentences which we have been witnessing in daily life, language and literature as well as show public perception about the inverted sentences. In the research, eight proses by eight different Turkish writers have been analysed according six factors. The observed data showed that inverted sentences more likely to be used by so-called left-wing writers who wrote about social subjects. To collect data about public opinion, a survey, consisting of 12 questions and answered by 500 people, conducted by the researchers. Regarding the last question, which serves most for the work, 772 connotations have been indicated by 448 people and these connotations have been associated with 267 different terms. According to data gathered by the open-ended questions, it could be said that society is in a dilemma as well as linguists. That we have come across different terms in addition to positive and negative answers shows the wealthy world of thought in Turkish society. ÖZ Bu araştırma, son yıllarda günlük hayatımızda gerek iletişimimizde gerek okuyup yazdıklarımızda sık sık karşılaştığımız devrik cümle kullanımını ve bunun toplum tarafından algılanış biçimini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada, sekiz Türk yazarın nesirlerinde devrik cümle kullanımları 6 faktör açısından incelenerek elde edilen veriler ışığında devrik cümleyle ilgili düşünce tarzları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Elde edilen bulgular, toplumsal konularda yazılar yazan ve solcu olarak nitelendirilen yazarların devrik cümle kullanım oranlarının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Araştırmada, devrik cümle yapısı ile ilgili toplum algısını ölçmek amacıyla 500 katılımcının cevapladığı 12 soruluk bir anket çalışmasının sonuçlarına da yer verilmiştir.  Çalışmanın amacına en çok hizmet eden son soruya; 448 katılımcıdan 772

    7. Ortaöğretim Öğrencilerinin Günümüz Dünya Sorunlarına Yönelik Tutumları (Karabük İli Merkez İlçesi Örneklemi Secondary School Students’ Attitudes Towards Contemporary World Issues (The Sample of Karabuk Province’s Central District

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Öznur YAZICI

      2013-07-01

      ortaöğretim öğrencilerinin günümüz dünya sorunlarına yönelik tutum düzeyi belirlenmiş ve hesaplanan tutum puanları; cinsiyet, sınıf düzeyi, okul türü ve alan bilgisi gibi farklı değişkenler açısından değerlendirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2012-2013 öğretim yılında Karabük ili Merkez ilçesindeki 3 ortaöğretim okulunda öğrenim gören 478 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmada genel tarama modeli kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak “Günümüz Dünya Sorunları Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, SPSS 15 istatistik programı ile frekans, yüzde, aritmetik ortalama, t- testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda ortaöğretim öğrencilerinin günümüz dünya sorunlarına yönelik tutumları olumlu ve yüksek düzeyde bulunmuştur. Çalışmada kız öğrencilerin erkek öğrencilere nazaran küresel sorunlara karşı daha duyarlı oldukları belirlenmiştir. Ortaöğretim öğrencilerinin günümüz dünya sorunlarına yönelik tutumlarının, çalışma kapsamında sınıf düzeyi değişkenine göre 10. sınıfların lehine olarak anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Araştırmaya katılan ortaöğretim öğrencilerinin günümüz dünya sorunlarına yönelik tutumlarının okul türü ve alan bilgisi değişkenlerine göre ise anlamlı farklılık göstermediği sonucuna da ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular ışığında; erkek öğrencilerin dünya sorunlarına daha duyarlı ve katılımcı olmalarını sağlayacak etkinlikler yapılması gerektiği ve küresel boyuttaki bu sorunlar yaş gruplarına göre sınıflandırılarak, farklı seviyelerde sarmal biçimde ele alınması gerektiği vurgulanmıştır. Çalışmada ayrıca, dünya sorunlarına olumlu tutum geliştirmede aile, çevre, okul ve medyanın etkisini belirleyen çalışmaların yapılması, tespit edilen olumsuz

    8. TURİZM SEKTÖRÜNDE ÇALIŞANLARIN HUKUKİ HAKLARINA İLİŞKİN FARKINDALIKLARI: KONAKLAMA VE YİYECEK-İÇECEK İŞLETMELERİ ÇALIŞANLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özgür Hakan ÇAVUŞ

      2015-04-01

      Full Text Available ÖZ: Ekonomik, sosyal ve siyasal koşullar çalışma hayatını yakından etkilemektedir. Bu nedenle hukuki düzenlemeler iş hayatında ve bireylerin sosyal yaşamlarında önemli bir role sahiptir. Bu bağlamda, hemen her sektörde çalışanların özlük haklarına ilişkin yeterli bilgiye sahip olması beklenir. Bu çalışma turizm sektöründe çalışanların sosyal haklarına ilişkin farkındalıklarını test etmeye çalışmaktadır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 20 ile frekans ve yüzde dağılımlarına tabi tutulmuş ve elde edilen sonuçlara makalede yer verilmiştir. Ayrıca parametrik ve parametrik olmayan testlere yönelik analizler de yapılarak katılımcıların cinsiyet, medeni durum, gelir ve eğitim durumlarıyla uygulamalar arasındaki farklılıklar tespit edilmeye çalışılmıştır. Boyutlar arasındaki ilişkileri tespit etmek amacıyla yapılan korelasyon analizinde ilişki dereceleri oldukça yüksek çıkmıştır. Son olarak yapılan regresyon analizlerine ilişkin bulgularda bağımsız değişkenlerin bağımlı değişkeni açıklama oranı %33 olarak tespit edilmiştir. Elde edilen istatistikî bulgulara göre, turizm sektöründe sendikalı çalışanların sendikal haklarına ilişkin bilgilerinin yüksek olduğu ancak sosyal sigorta haklarına ilişkin bilgilerinin düşük olduğu belirlenmiştir. Özellikle turizm çalışanlarının emeklilik işlemlerine ve haklarına ilişkin farkındalıklarının ise daha düşük olduğu gözlenmiştir. Katılımcıların cinsiyetleri ile İş Kanunu uygulamaları arasında anlamlı farklılıklar görülmüş bu bağlamda kadınların erkeklere oranla İş Kanunu uygulamalarına daha fazla önem verdikleri görülmüştür. Son olarak 1-5 yıl arasında turizm sektöründe sendikalı çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulamalarını daha yakından takip ettikleri saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Turizm

    9. Türkiye Türkçesi Ağızlarında Özellikleri Bakımından Yağış Türlerine Verilen Adlar The Names That Given to Kinds of Precipitation in Turkey Turkish Dialects for Their Charateristics

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selim EMİROĞLU

      2012-09-01

      rkçeye geçmemiş pek çok sözcük halkın dilinde yaşamakta ve kullanılmaktadır. Ağızlarda renk, yemek, organ, akrabalık, hastalık, hayvan, ölçü birimleri, giysi vb. adlar bakımından yüzlerce sözcük bulunmaktadır. Bunlar içerisinde yağış adları da önemli bir yer tutar. Bu çalışmada Türkiye Türkçesi ağızlarında yer alan yağış adları, çeşitli özellikleri göz önünde bulundurularak sınıflandırılmıştır. Yağış türlerinden yağmur ve kar yağışı için kullanılan isimler, bu yağışların sürekliliği, miktarı, hızı; tane veya damlaların büyüklüğü-küçüklüğü; yağışın düştüğü zaman (mevsim, ay, gün, saat vb.; yağışın yönü, diğer tabiat olaylarıyla ( rüzgâr, güneş, sis vb. eş zamanlı meydana gelmesi gibi özellikler dikkate alınarak verilmiştir. Tespit edilen ve sınıflandırılan yağış adları üzerinden çeşitli yorum ve değerlendirmelere ulaşılmıştır. Araştırma, Türklerin, görünüşte aynı sanılan yağış türlerini, bu türlerin çeşitli özelliklerine bakarak farklı adlandırmalarla ustalıklı bir biçimde birbirinden ayırdıklarını göstermektedir. Çalışmanın verileri Derleme Sözlüğü taranarak elde edilmiştir. Ancak Standart Türkçedeki kullanımları da tespit etmek için Büyük Türkçe Sözlük (TDK-BTS taranmıştır. Çalışmanın sonunda, ek olarak, tespit edilen ve özellikleri bakımından sınıflandırılan sözcüklerin anlamlarını içeren bir sözlük bulunmaktadır. Elde edilen veriler, Türkçenin yağış türlerini adlandırmak bakımından söz varlığının zenginliğini ortaya koymaktadır. Ağızlarda geçen yağış adları ile ilgili bu sözcüklerin birçoğunun Standart Türkçeye kazandırılması gerekir.

    10. Ege Bölgesi Zeytinyağlarının Fenolik Bileşenleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hasan Hüseyin Kara

      2018-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Türkiye’de başlıca zeytin yetiştiriciliği yapan Ege bölgesinin bazı illerinden (Muğla, Aydın, İzmir ve Manisa 2 hasat dönemi (2007-2008 ve 2008-2009 süresince yerli zeytin çeşitlerinin (Gemlik, Memecik, Ayvalık, Uslu ve Domat yağı incelenmiştir. Bu yağların toplam fenolik madde ve fenolik bileşimi belirlenmiştir. Yağların toplam fenolik madde içeriği, 2007-2008 hasat dönemi örneklerinde 23,69-153,64 mg kafeik asit/kg, 2008-2009 hasat dönemi örneklerinde 16,18-136,22 mg kafeik asit/kg aralığında belirlenmiştir. Tüm zeytinyağı örneklerinde tespit edilen fenolik maddeler; tirozol, oleuropein, 4-hidroksifenil asetik asit, luteolin, vanilik asit, hidroksitirozol, rutin, sinnamik asit, verbaskozit, hidroksi fenilkarboksilik asit, sirinjik asit, 3,4-dihidroksibenzoik asit, kafeik asit, ferulik asit, p-kumarik asit, taksifolin ve apigenindir. Tirozol ve oleuropeinin, 2007-2008 hasat döneminde 1,80-13,39 mg/kg, 1,26-19,50 mg/kg ve 2008-2009 hasat döneminde ise 1,76-11,66 mg/kg, 0,20-13,12 mg/kg aralığında en fazla miktarda değişen bileşenler olduğu saptanmıştır.

    11. Bir Ortaokul Matematik Öğretmeninin WebQuestin Uygulamasına Yönelik Görüşü

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aytaç Kurtuluş

      2014-03-01

      Full Text Available t. Bu çalışmada bir WebQuest etkinliğini sınıfında ilk defa uygulayan bir ortaokul matematik öğretmeninin WebQuestin uygulama sürecine ve öğrencileri üzerinde bıraktığı etkisine yönelik görüşü incelenmiştir. Çalışmaya katılan öğretmen histogram konusuna yönelik hazırlamış olduğu bir WebQuest etkinliğini 8. sınıf öğrencilerine proje ödevi olarak uygulamıştır. Bu çalışma olgubilim araştırması olarak tasarlanmış olup, veriler öğretmenle uygulama sırasında ve sonunda yapılan görüşmelerden ve uygulama sonunda öğrencilerle yapılan görüşmeler ve öğrenci sunumlarının gözlemlenmesi yoluyla toplanmıştır. Çalışma bulguları, WebQuest uygulamasının öğrencilerin motivasyonuna, özgüvenlerine olumlu katkıda bulunduğunu göstermiştir. Elde edilen öğretmen görüşleri, WebQuestlerin proje ve performans ödevi olarak uygulanabileceğini ve ortaokul matematik öğretim programını desteklediğini ortaya koymuşt

    12. Optimization of RPLC Conditions for Quantitative Analysis of Atorvastatin and Rosuvastatin in Pharmaceutical Dosage Form

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zehra ÜSTÜN

      2016-05-01

      Özet: Bu çalışmada, atorvastatin (ATV ve rosuvastatinin (RSV eş zamanlı tayini için ters faz sıvı kromatografi (RPLC metodu geliştirilmiş ve valide edilmiştir. Ayırmada X Terra C18 (250 mm x 4,6 mm, 5µm kolon kullanılmış ve 244 nm’ de yürütülen çalışmada akış hızı 1 mL dakika-1 olarak belirlenmiştir. Tanımlanan metodun doğrusal aralığı ATV için 3-13 µg mL-1, RSV için 4-14 µg mL-1olarak belirlenmiştir. Deneyde iç standart (IS olarak Losartan kullanılmıştır. ATV ve RSV için dedeksiyon limiti (LOD değerleri sırasıyla 0,133 ve 0,221 µg mL-1 olarak hesaplanmıştır. Kantitasyon limiti (LOQ değerleri ise ATV ve RSV için sırasıyla 0,473 ve 0,970 µg mL-1 olarak tayin edilmiştir. Elde edilen sonuçlara bakılarak, önerilen RPLC metodu ATV, RSV ve bunların farmasötik dozaj formlarının rutin analizlerinde kullanılabilir olduğu gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Metot optimizasyonu, validasyon, eş zamanlı tayin, atorvastatin, rosuvastatin

    13. Urinary tract infections in pregnants who were addmitted University Hospital Obstetric and Gyneacology Outpatient Clinics in Tokat TURKEY: Evaliuation of three years.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Asker Zeki OZSOY

      2016-06-01

      Full Text Available Amac: Bu calismada, Tokat ilinde Universite Hastanesi Kadin Hastaliklari ve Dogum klinigine basvuran gebelerde idrar yolu enfeksiyonu gorulme sikliginin incelenmesi ve idrar kulturunde ureme saptanan mikroorganizmalarin tespit edilmesi amaclanmistir. Gerec ve Yontemler: Tokat Gaziosmanpasa Universitesi Kadin Hastaliklari ve Dogum klinigine Ocak 2012- Haziran 2015 tarihleri arasindaki yaklasik 3.5 yillik donemde basvuran gebelerde idrar yolu enfeksiyonu gorulme sikligi ve ureyen ajan patojenler incelenmistir. Tam idrar tetkiki hastanemiz biyokimya laboratuarinda ve idrar kulturu analizleri hastanemiz mikrobiyoloji laboratuarinda degerlendirilmistir. Elde edilen sonuclarin otomasyon sistemi uzerinden retrospektif olarak ulasilmasi ile verilerimiz tespit edilmistir. Bulgular: Hastanemize Ocak 2012 ve Haziran 2015 tarihleri arasinda basvuran 2245 gebe hasta calismaya dahil edilmistir. Calismaya alinan hastalarin (n=2245 yas ortalamasi 28.0+/-5.63 (min:16, maks:45 olup, %86.5i (n=1942 35 yas altinda, %13.5i (n=303 35 yas ve uzerindedir. Hastalarin %36.5inde (n=819 gebelikte idrar yolu enfeksiyonu oldugu saptanmistir. 35 yas altindaki hastalarin %37.3unde (n=725 idrar yolu enfeksiyonu saptanirken, 35 yas ve uzerindeki hastalarda bu oran %31.0dir (n=94 (p<0.05. 35 yas altinda gebe olmak idrar yolu enfeksiyonu gecirme acisindan, 35 yas ve uzerinde gebe olmayana gore 1.3 kat daha riskli bulunmustur (OR=1.32; CI=1.02-1.72. Sonuc: idrar yolu enfeksiyonu gebelikte en onemli ve en sik gorulen hastaliklar arasinda yer almaktadir. Tedavi edilmeyen enfeksiyon ile preterm eylem ve buna bagli komplikasyonlar arasinda yakin iliski mevcuttur. Gebelerde idrar yolu enfeksiyonu tedavi edilmesi ve gozardi edilmemesi gereken hastaliklardan biridir. [J Contemp Med 2016; 6(2.000: 100-103

    14. Kuş Gölü (Bandırma Makrobentik Omurgasız Faunası Hakkında Bir Ön Araştırma.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Süleyman Balık

      2015-12-01

      Full Text Available Kuş Gölü’nün makrobentik omurgasız faunasını belirlemek amacıyla 1987 ve 1988 yılları arasında aylık periyotlar halinde, bir yıl süre ile 5 istasyonda arazi çalışması yapılmıştır. Ekman grab ile alınan çamur örnekleri 500 μm göz açıklığındaki elekten geçirilmiş ve örnekler %4’lük formaldehit solüsyonunda tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda, Oligochaeta sınıfından 10, Chironomidae familyasından 5 ve Ceratopogonidae familyasından 1 olmak üzere toplam 16 takson tespit edilmiştir. Kuş gölü’nde metrekarede ortalama 6759 birey tespit edilmiş, grupların oransal dağılımında %81,94 ile Oligochaeta bireylerinin en baskın grubu oluşturduğu, bu grubu Chironomidae (%17,90 ve Ceratopogonidae (%0,16 larvalarının takip ettiği saptanmıştır. Tespit edilen grupların istasyonlara göre oransal dağılımlarında ise, 1. istasyonun en zengin (%28,71, 4. istasyonun en fakir (%12,77 istasyon olduğu gözlenmiştir

    15. Havuçların Soyulmasının Matematiksel Analizi (İngilizce

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem Aydın

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Beypazarı havuçlarının kabukları, kimyasal yöntem ve buharla soyma yöntemleriyle soyulmuştur. NaOH çözeltisinin konsantrasyonu, sıcaklığı ve daldırma süresinin etkileri araştırılmıştır. Kimyasal yöntemle kabuk soymada optimum süre-sıcaklık-konsantrasyon ilişkileri matematiksel olarak analiz edilmiştir. Deneyler, NaOH konsantrasyonu olarak 2.5, 5.0, 7.5 ve 10.0 g NaOH/kg, sıcaklık olarak 57, 67, 77 ve 87 °C’lerde, %98’den daha fazla soyulma elde edilene kadar uygulanmıştır. 57 °C’de NaOH konsantrasyonu 2.5 g NaOH/kg olan çözelti haricinde diğer sıcaklık ve konsantrasyonlarda tam soyulma gerçekleşmiştir. Optimum soyulma koşulları, 77 °C’de 7.5 g NaOH / kg çözelti konsantrasyonu ve 10.5 dakika daldırma süresi olarak belirlenmiştir. Buharla soyma yönteminde ise doymuş buhar basıncı 130.7 kPa ve sıcaklığı 107 °C olarak uygulanmıştır. Tam soyulma 8.5 dakikada gerçekleşmiştir.

    16. KESTANE KABUĞUNUN PİROLİZİ VE ELDE EDİLEN ÜRÜNLERİN KARAKTERİZASYONU

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ilknur DEMIRAL

      2015-11-01

      Full Text Available Bu çalışmada kestane kabuğu biyokütle kaynağı olarak seçilmiş ve sabit yataklı reaktörde pirolizi gerçekleştirilmiştir. Deneylerde piroliz sıcaklığı, ısıtma hızı ve sürükleyici gaz akış hızının piroliz ürün verimleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yapılan deneyler sonucunda en yüksek katran verimine 50 oCdk-1 ısıtma hızı, 400 oC piroliz sıcaklığı ve 150 cm3dk-1 sürükleyici gaz akış hızında %18,70 ile ulaşılmıştır. Çalışmalar sonucunda elde edilen katranın FTIR spektrumu alınmış, elementel analizi gerçekleştirilmiş ve ısıl değeri belirlenmiştir. Katran sütun kromatografisinde hidrokarbon ve polar bileşiklerine ayrılmıştır.  Alifatik alt fraksiyon GC-MS ile karakterize edilmiştir. Ayrıca hammaddenin ve katı ürünün BET yüzey alanları belirlenmiş ve katı ürünün SEM görüntüsü alınmıştır.

    17. Berkeley 51 Kümesinin Temel ve Astrofiziksel Parametrelerinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İnci Akkaya Oralhan

      2016-10-01

      Full Text Available Galaksimizin birinci çeyreğinde bulunan ve daha önce çok az çalışılmış açık yıldız kümelerinden biri olan Berkeley 51 kümesinin temel astrofiziksel ve yapısal parametreleri CCD UBV(RIC ve 2MASS JHKS verileri kullanılarak elde edilmiştir. Kümeye ait CCD UBV(RIC verileri Meksika’da bulunan San Pedro Martir Ulusal Gözlemevi’nden 84cm’lik teleskop ile alınmıştır. Küme üyeliklerinin belirlenmesinde ise PPMXL kataloğundaki öz hareket verileri kullanılmıştır. Buna küre bu küme için elde edilen limit yarıçap Rlim=2.5 yay dakikası, kızarma E(B-V=0.85±0.05 kadir, E(J-H=0.28±0.02 kadir, uzaklık modülü DM=(m-M0=10.66±0.04 pc, uzaklığı d=1355±27 pc ve logaritmik yaş log(A=9.54±0.03 Myıl olarak bulunmuştur. Küme için ilk kez bulunan metal ve ağır element bolluğu ise sırasıyla [Fe/H]=-0.38 ve Z=0.006 olarak elde edilmiştir.Anahtar kelimeler: Açık yıldız kümeleri-Berkeley 51

    18. Darbe Yükü Altındaki Hibrit Kompozit Plakalara Sıcaklığın Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Metin SAYER

      2009-03-01

      Full Text Available Bu çalışmada, karbon-cam elyaf/epoksi (hibrit kompozitlerin sıcaklık ve artan darbe enerjisi altındaki darbe davranışları incelenmiştir. Bununla ilgili olarak iki tip tabaka dizilim açısına sahip, 8 tabakalı hibrit kompozit numunelere -20, 0, 20 ve 40 oC sıcaklıklarında, numunelerde delinme meydana gelene kadar darbe enerjisi uygulanmıştır. Hibrit kompozitlerin saplanma ve delinme sınır değerlerinin belirlenmesinde, darbe enerjisi ve absorbe edilen enerji arasındaki ilişkiyi göstermede kullanılan enerji profili diyagramı kullanılmıştır. Bunun yanı sıra, maksimum temas kuvveti (Fmax, toplam çökme (d ve maksimum temas süresi (t gibi önemli darbe karakteristiklerinin sıcaklık geçişlerindeki değişimleri de sunulmuştur. Sonuç olarak, cam ve karbon fiberlerin -20 oC'de, diğer sıcaklıklara göre daha çok gevrekleştiği görülmüştür. Buna göre her iki tip hibrit kompozit için -20 oC'de meydana gelen delinme sınırı diğer sıcaklıklara göre en yüksek değerde bulunmuştur.

    19. Bazı Sert Çekirdekli Meyve Türlerinde Çiçek Tozu Çimlenmesi ve Çim Borusu Uzunluğunun Çoklu Regresyon Yöntemi ile Modellenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sultan Filiz GÜÇLÜ

      2015-11-01

      Full Text Available Ziraat ile ilgili çalışmalarda üretilen modeller birden fazla etkenin sonucu olarak ortaya çıkarlar. Bu tür modelleri ortaya çıkarmak için genelde kabul gören yöntemlerden biri de regresyon analizidir. Bu çalışma kapsamında 4 farklı türe ait birer çeşitte belirlenen çim borusu uzunluğu ve çimlenme oranı verileri, farklı sıcaklık ve zaman koşullarında, laboratuvar ortamında ölçülmüş ve bu ölçüm verileri kullanılarak çoklu regresyon yöntemi ile çiçek tozu çimlenme oranı ve çim borusu uzunluğu tahmin modelleri oluşturulmuştur. Modellerin performansı belirlilik katsayısı(R2 ve ortalama kare hata (RMSE değerlerine göre belirlenmiştir. Bu tahmin modellerinde elde edilen R2 değerleri, çim borusu uzunluğu tahmin modellerinde 0.69 ile 0.79 arasında, çimlenme oranı tahmin modellerinde ise 0.63 ile 0.90 arasında elde edilmiştir. RMSE değerleri, çimlenme oranı için; 6.15 ile 10.19 arasında, çim borusu uzunluğu için ise; 13.73 ile 21.3 arasında elde edilmiştir.

    20. ABOUT THE RELATIONSHIP BETWEEN THE ISSUES SIGN OF LANGUAGE SYSTEM AND STAMP OF LANGUAGE SYSTEM DİLİN İŞARET SİSTEMİYLE DİLİN DAMGA SİSTEMİ ARASINDAKİ MESELELERİN İLİŞKİSİ HAKKINDA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bekmağanbetov ŞANJARHAN

      2012-01-01

      Full Text Available In this article, it is elaborated that ‘stamp system’ which is considered as one of basic issues of linguistics. Stamps of language and some particular features of these stamps are mentioned. In Turkish consideration, there are dimension, size of stamp and the stamp’s being profound and substantive. In modern linguistics, notion of stamp is used instead of notion znak ‘symbol’ in Russian, and notion sign ‘sign’ in English. In the article, after the explanation of the notion of UP (flat universe emerged with worldly basis, it is made mention that language is all associated with the stamp system(s. Bu makalede, genel dil bilimin temel konularından biri kabul edilen dilin ‘damga sistemi’ üzerinde durulmuştur. Dil damgalarından ve bu damgaların belli özelliklerinden söz edilmiştir. Türk’ün düşüncesinde damganın genişliği, büyüklüğü, derin ve anlamlı oluşu vardır. Çağdaş dil biliminde damga kavramı, Rusçada znak ‘simge’, İngilizcede sign ‘işaret’ kavramının yerine kullanılmaktadır. Makalede, dünyevî temel ile ortaya çıkan UP (âlem daire kavramı açıklandıktan sonra dilin damga/lar sistemi üzerine oturtulduğundan söz edilmiştir.

    1. Eugenol Katkılı Aynalı Sazan Balığı Köftelerinin Raf Ömrünün Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem Pelin CAN

      2014-07-01

      Full Text Available Bu çalışmada, aynalı sazan balığından (Cyprinus carpio L., 1758 elde edilen kıymaya çeşitli katkı maddeleri ilave edilerek balık köftesi yapılmıştır. Köfteler biri kontrol (grup A olmak üzere, diğerlerine %0.5 (grup B ve %1(grup C oranlarında eugenol ilave edilerek üç gruba ayrılmıştır. Muhafaza süresi boyunca meydana gelen mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal değişimler incelenmiştir. Mikrobiyolojik analiz sonuçlarına göre A grubu B ve C grubuyla karşılaştırıldığında değerler yüksek bulunmuştur (P<0.05. İstatistiksel olarak C grubu örneklerinde enterobakteriler, maya, küf ve mezofil aerob bakteri sayısı daha düşük bulunmuştur (P<0.05. TVB-N ve TBA değerleri üç grupta muhafaza süresi boyunca yükselmiştir. Duyusal değerlendirmede, C grubu örnekleri düşük puan almıştır. Sonuç olarak, yüksek konsantrasyon içeren grup (C grubu, mikrobiyolojik ve kimyasal olarak iyi kalitede olmasına rağmen duyusal değerlendirme sonuçlarına göre tüketilmesi uygun değildir.

    2. Yüzde tabanlı String Eşleme Problemi için yeni bir donanım modülü tasarımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İbrahim Şahin

      2016-12-01

      Full Text Available Bir verinin bir dizgi içerisinde veya bir gen yapısının bir DNA gen dizilimi içerisinde arama işleminin gerçekleştirilmesi için çeşitli algoritmalar kullanılmaktadır. Kullanılan bu algoritmalardan bazıları bize mutlak eşleşme olmadığı durumlarda olumsuz dönüt vermekte, bazıları ise “bunu mu arıyorsunuz” diye alternatifler sunmaktadır. Her iki algoritma da genel amaçlı PC’lerde saniyeler süren işlemler sonucunda bize dönüt verebilmektedir. Bu çalışmada bize hem mutlak eşleşmeyi hem de hedef dizgi içinde yüzdelik eşleşme oranlarının gerçekleştiği konumu veren FPGA çiplerine yönelik yüksek performanslı bir donanım modülü tasarlanmıştır. Geliştirilen modülün veri işleme hızı farklı PC’lerle karşılaştırılmış ve 2300 kata kadar daha hızlı arama gerçekleştirdiği karşılaştırma sonuçlarından elde edilen veriler ile doğrulanmıştır.

    3. Işıklı Gölü ve Kaynaklarının (Çivril-Denizli Crustacea Faunası.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Cem Aygen

      2015-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Işıklı Gölü Crustacea faunasının taksonomik açıdan incelenmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla Şubat 1998-Ocak 1999 ayları arasında, gölde ve göle akan kaynak bölgesinde belirlenen 6 istasyondan aylık periyotlarla biyolojik örnekler ve su örnekleri alınmıştır. Araştırma sonunda Işıklı Gölü ve Kaynağı’nda bulunan Crustacea faunasının başlıca Cladocera (16 tür, Copepoda (12 tür, Ostracoda (1 tür, Amphipoda (2 tür, Isopoda (1 tür, Mysidacea (1 tür ve Decapoda (1 tür gruplarından oluştuğu saptanmıştır. Tespit edilen türlerden Cladocera grubundan Diaphanosoma brachyurum, Diaphanosoma mongolianum, Ceriodaphnia pulchella, Simocephalus vetulus, Macrothrix laticornis, Alona rectangula, Alona guttata, Graptoleberis testudinaria, Leydigia leydigi, Biapertura affinis, Chydorus sphaericus, Pleuroxus aduncus ve Disparalona rostrata; Copepoda grubundan Macrocyclops albidus, Eucyclops serrulatus, Eucyclops speratus, Eucyclops macruroides, Metacyclops gracilis, Mesocyclops leuckarti, Cyclops vicinus, Cyclops abyssorum, Cyclops strenuus, Megacyclops viridis, Acanthocyclops robustus, Canthocamptus staphylinus; Ostracoda grubundan Psychrodromus olivaceus; Amphipoda grubundan Gammarus balcanicus, Gammarus obnixus; Isopoda grubundan Asellus aquaticus türleri Işıklı Gölü’nden ilk kez bildirilmektedir

    4. EĞLENCE KÜLTÜRÜNÜN BİR PARÇASI: OSMANLI LÂLE ŞENLİKLERİ, ÇERÂĞÂN

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zeynep SÜNGÜ

      2017-06-01

      Full Text Available Osmanlı’da lâle şenlikleri ya da diğer bir deyişle çerâğân; dönemin padişahı Sultan III. Ahmed ve Sadrazam İbrahim Paşa ile özdeşleşen, hatta bir döneme adını veren (Lâle Devri elit, saray merkezli eğlence anlayışının temelini oluşturur. Lâle şenlikleri hakkında müstakil bir çalışmaya duyulan ihtiyaç edebiyat bilimi adına hep var olmuştur. Neslihan Koç Keskin’in doçentlik tezi olarak hazırladığı bu kitabı, dolduracağı boşluk nispetinde önemli bir adım olarak görmek gerekir. Yazar burada oldukça ayrıntılı ve titiz bir çalışmanın ürünü olarak sözü edilen dönemin çerâğânlarını tek tek tahlil ediyor. Şenliklerin canlı belgeleri olan bu şiirlerin “çerâğâniye” adıyla klasik edebiyat içinde yeni bir tür olarak değerlendirilebileceği fikri ise yazarın ileri sürdüğü dikkat çekici bir diğer noktadır.

    5. A preliminary study on micronucleus analysis and nuclear anomalies in Pelophylax ridibundus (Pallas,

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mert Gürkan

      2015-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada Vize (Kırklareli ve Kazdağı (Yenice, Çanakkale civarında toplanan Pelophylax ridibundus örneklerine ait eritrositlerde mikronukleus analizi yapıldı ve nuklear anomaliler tespit edildi. Bu amaçla Nisan 2011’de Vize’den 9 (5♂♂, 4♀♀, Mayıs 2011’de Kazdağı’ndan 5 (3♂♂, 2♀♀ adet P. ridibundus örneği toplandı. Vize’den toplanan örneklerde ortalama mikronukleus sayısı 6±4,17, frekans % 0,3; Kazdağı’ndan toplanan örneklerde ise 0,6±0,43, frekans % 0,03 olarak hesaplandı. İstatistiksel analizler neticesinde iki lokalite arasında toplam mikronukleus sayısı bakımından önemli fark bulunduğu belirlendi (p≤0,05. Çalışmada binuklear, çentikli, tomurcuklu ve küçük loplu olmak üzere 4 tip nuklear anomali saptandı. Vize ve Kazdağı örnekleri arasında toplam nuklear anomali sayısı bakımından fark tespit edilmedi (p=0,31. Araştırmamız sonunda elde edilen bulgulara göre, Vize örneklerinde mikronukleus frekansının daha yüksek bulunması, bölgedeki yoğun tarımsal faaliyetlerde kullanılan genotoksik pestisitlere maruz kalınmayla ilişkilendirilebilir

    6. Dergilerden Özetler

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Akif İnanıcı

      1998-04-01

      Full Text Available ADLİ CAM DELİLİN BİR BAYESİAN YORUMUNDA GEÇİŞ İHTİMALİNİN TAYİNİ Assessing transfer probabilities in a Bayesian interpretation of forensic glass evidence. Curran JM, Tnggs CM, Bucketon JS, Walsh KAJ, Hicks T. Bir kişi cam kırdığında, çok küçük parçacıklardan bir kısmı o kişiye geçebilir. Suç eyleminde cam kırılmışsa bu parçacıklar delil olarak kullanılabilinir. Bu kanıtın bir Bayesian yorumu geçiş ihtimalini tayin edecek adli bilimcinin kabiliyetine güvenir. Bu çalışma ihtimalin belirlenme sorununu inceleyerek bazı çözümler önerir. DIŞ YÜZEYLERDE BULUNAN BOYALI TEKSTİL İPLİKLERİNİN YOĞUNLUĞU The population of coloured textile fibres on outdoor surfaces Gneve MC, Biermann T. Science and Justice 1997; 37/ 4 : 231-9. İplik uzmanları çeşitli dış yüzeylerden elde edilen karışık iplik materyalin incelemesini yaparlar. Adli incelemelerde dış yüzeylerden toplanan ipliklerin değerlendirilmesi normal popülasyondaki bilgiler yeterli olmadığında çok zordur. Çalışmada bulunan materyaller ayrı olarak değerlendirilmiş (33, popülasyondan elde edilen iplikler şekline, rengine ve uzunluğuna göre sınıflandırılmıştır. Selülozik ipliklerin sıklığı oldukça fazla bulunmuştur. (% 92. Renksiz kotonlar her yüzeyde saptanmıştır. Mavi pamuk iplikler üçü hariç her yüzeyde görülürken gri/ siyah ve kırmızı pamuk iplikler yüzeylerin çoğunda tesbit edilmiştir. Sentetik iplikler büyük oranda seyrek olarak bulunmuşlardır. Vizkozlar daha sıkça belirlenmiştir. Bulunan ipliklerin çoğu bir milimetreden daha aşağıda ölçülmüştür; daha uzun ipliklerin sıklıkla başka yerlere taşınarak gittikleri anlaşılmıştır. RENKLİ AKRİIİK İPLİKLERİNİN ITIR TAYFINDA BULUNAN KARAKTERİSTİK BOYA EMİŞ PİKLERİ Characteristic dye absorption peaks found in the FTIR spectra of coloured acrylic fibres. Gneve MC, Griffin RME, Malone R. Science and

    7. Yapılandırılmış Okuma Yönteminin Okuma Hızı, Doğru Okuma ve Sesli Okuma Prozodisi Üzerindeki Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hasan Keskin

      2014-10-01

      Full Text Available Bu çalışma ile yapılandırılmış okuma yönteminin, ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin, okuma hızı, doğru okuma ve prozodik okuma becerileri üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma için 2010-2011 öğretim yılı bahar döneminde Afyonkarahisar merkeze bağlı dört ilköğretim okulundan veri toplanmıştır. Bu okullar arasından basit tesadüfi yöntemle belirlenen bir okuldaki akıcı okuma becerisini yeterince kazanamamış dokuz öğrenci ile oluşturulan grupta 24 ders saati “yapılandırılmış okuma yöntemi” uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre yapılandırılmış okuma yöntemi öğrencilerin okuma hızı, doğru okuma ve sesli okuma prozodisi becerileri üzerinde etkili olmuştur. Sonuç olarak, yapılandırılmış okuma yönteminin, akıcı okuma becerileri yönünden endişe düzeyinde olan öğrencilerin, bu becerilerini geliştirmede etkili olduğunu söylemek mümkündür.

    8. Postmortem Kanda LC-MS MS ile Yasadışı Madde Taraması 62 Postmortem Adli Olguda Uygulanması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serap Annette Akgür

      2007-04-01

      Full Text Available Biyolojik örneklerdeki yasadışı madde taraması adli olaylarda büyük bir öneme sahiptir. Kan veya plazma, madde derişim-leri ile bu maddelerin farmakolojik etkileri arasında iyi bir korelasyonun bulunması nedeniyle genellikle tercih edilen materyallerdir. Yasadışı madde analizinde, birçok laboratuar immunoassay yöntemleri ile tarama ve Gaz Kromatografi-Kütle Spektrometresi (GC-MS ile doğrulama şeklinde bir uygulama yapmaktadır. Bununla birlikte, sıvı kromatografi tekniklerinin gelişmesiyle birlikte Sıvı Kromatografisi-Kütle Spektrometresi (LC-MS ve tandem LC-MS (LC-MS/MS birleştirilmiş tekniklerinde özellikle polar ve ısıya dayanıksız olan maddelerin nitel ve nicel analiz amaçlı olarak kullanımı zamanla artmaktadır. Bu çalışmada, LC-ESI (Electrospray İonisation-MS/MS de morfin, (±-amfetamin, (+-metamfetamin, kokain, benzolekgonin, kokaetilen ve (--ll-nor-9-karboksi-t9-THC maddeleri taranmış ve tayin edilmiştir. Sonuç olarak, postmortem kanda uygulanabilecek, türevlendirme işlemine gerek duymayan, duyarlı ve seçimli olarak, çok düşük düzeylerdeki maddelerin doğru ve kesin olarak saptanmasını sağlayacak, LC-MS/MS yöntemi geliştirilmiş ve 62 postmortem adli olguya başarıyla uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Yasadışı madde, tarama, LC/MS/MS, postmortem kan

    9. Bölge farklılığı, buharlama, kurutma sıcaklığı, tutkal türü ve tabaka sayısının Ladin odunundan üretilen kontrplakların bazı mekanik özelliklerine etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Doç.Dr. Hüseyin PEKER

      2014-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada, bölge farklılığı, buharlama işlemi, kurutma sıcaklığı, tabaka sayısı ve tutkal türünün Ladin odunundan üretilen kontrplakların mekanik özelliklerine (eğilme direnci ve elastikiyet modülü etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Doğu Karadeniz Yöresi’nin (Rize Çayeli/Çürükbel ve Trabzon Maçka/Kapıköy mevkilerinden temin edilen Doğu ladini (Picea orientalis L. deney örnekleri fenol formaldehit ve melamin üre formaldehit tutkallarıyla beraber işleme tabi tutularak 5 ve 7 tabakalı kontrplak levhalar hazırlanmıştır.Deney sonuçlarına göre; Eğilme direnci en yüksek değer 6 saat buharlanmış ve 1100C kurutma sıcaklığı ortamında fenol formaldehit tutkalı ile işlem görmüş 5 tabakalı (Maçka ladin odununda gerçekleşirken; Elastikiyet modülünde ise en yüksek değer 7 tabakalı kontrplak levhalarında 12 saat buharlanmış ve 1100C kurutma sıcaklığı ortamında fenol formaldehit tutkalı ile işlem görmüş (Maçka Ladin odununda gerçekleşmiştir.

    10. Granüler Yol Malzemeleri için Düsük Maliyetli Dinamik Üç Eksenli Test Cihazı Geliştirilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Altan YILMAZ

      2009-04-01

      Full Text Available Dinamik üç eksenli deneyleri ile yol malzemelerinin trafik yükleri altındaki mekanik özellikleri belirlenebilmektedir. Laboratuar deneyleri ile belirlenen bu malzeme parametreleri genellikle üstyapı tasarımında kullanılmaktadır. Bu çalısma kapsamında, granüler yol malzemelerinin mekanik özelliklerinin (Esneklik modülü, Poisson oranı belirlenebilmesi için, düsük maliyetli dinamik bir üç eksenli test cihazı gelistirilmistir. Cihaz bilgisayar kontrollü olup deneyi süren program da bu makalenin yazarları tarafından hazırlanmıstır, dolayısıyla program üzerinde degisiklik yapmak, yeni veriler eklemek mümkündür. Deney cihazında yük kontrolü yük hücresi aracılıgı ile yüklemeler ise elektro-pnömatik valf sistemi ile yapılmaktadır. Bu cihaz ile 100x200mm ve 150x300mm ebatlarındaki silindir numuneler test edilebilmektedir. Gelistirilen deney cihazının maliyeti ithal fiyatının yaklasık 1/5'i civarındadır. Gelistirilen bu dinamik deney düzenegi ile gerçeklestirilen üç eksenli deneylerinden elde edilen veriler benzer çalısmalarla karsılastırıldıgında basarılı sonuçların elde edildigi görülmüstür.

    11. BİLEZİKLİ ASENKRON MAKİNELERDE ANLIK YÜKSEK MOMENT VE HIZ DENETİMİ İÇİN ROTOR DEVRESİNE BULANIK MANTIK TABANLI GÜÇ ENJEKSİYONU

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selami KESLER

      2009-01-01

      Full Text Available Büyük güç gerektiren uygulamalarda yüksek moment üretimi ve rüzgâr santrallerinde sabit frekanslı sabit güç üretimi için kullanılan bilezikli asenkron makinelerde rotor devresi güç akışı farklı yöntemlerle denetlenir. Denetimli yüksek moment üretmek, en uygun güç katsayısı elde etmek ve hız denetimi için rotor devresine bilezikler üzerinden kayma frekanslı gerilim uygulanabilir. Bu çalışmada, öncelikle bilezikli bir asenkron makinede rotor sargılarına bilezikler üzerinden gerilim uygulanmasının dinamik etkileri araştırılmış ve yöntemin sakıncalı yönleri uygulama desteğiyle ortaya konulmuştur. Daha sonra bu dinamik etkileri iyileştirmek üzere, makinenin anlık zorlanmalarda yüksek moment üretimini denetlemek ve hızını ayarlamak için rotor tarafında bulanık mantık denetleyicili bir evirici modeli önerilmiştir. Sürekli çalışma durumunda stator sargıları doğrudan şebekeye bağlı olan sistemin benzetim modeli için C/C++ programı geliştirilmiş ve farklı yük şartları için elde edilen sonuçlar tartışılmıştır.

    12. Endüstriyel İşletmelerde Franchising Model Önerisi: Hazır Beton Sektöründe Bir Uygulama

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İpek Kazançoğlu

      2016-12-01

      Full Text Available Endüstriyel pazarda faaliyet gösteren firmaların daha hızlı büyüyerek, yeni pazarlara açılmasında franchising sistemi bir yeni bir satış, dağıtım kanalı olarak değerlendirilmektedir. Bu araştırmada amaç,  hazır beton sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın franchising sistemini bir iş modeli olarak benimseme kararında dikkat etmesi gereken unsurları ve karşılaşılan zorlukları incelemektedir. Örnek olay çalışması olarak ele alınan çalışmada,  BATIBETON A.Ş. firmasının yedi yöneticiyle BATIBETON markasının franchising uygulamalarına ilişkin görüşlerini öğrenmek amacıyla derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmeler sonucunda, franchising sisteminin hazır beton sektöründe bir model önerisi olarak uygulanıp/uygulanmayacağı değerlendirilmiştir. Yapılan görüşmelerden elde edilen bulguların diğer endüstriyel işletmeler içinde geliştirilebilecek bir franchising iş modeli kararında etkili olabilecek faktörlerin anlaşılması yönünden uygulamaya katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

    13. Peynirlere Kontamine Olan Küflerin Bazı Esansiyel Yağlar ile İnhibisyonu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sibel Özçakmak

      2015-02-01

      Full Text Available Küf kontaminasyonu önemli kalite problemlerine ve peynir üreticilerine ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Peynirlerden yaygın olarak izole edilen kontamine küf türleri Penicillium commune, P. verrucosum, P. roqueforti, P. palitans, Aspergillus flavus ve Geotrichum candidum olarak belirlenmiştir. Sorbik asit veya bunların tuzları, bozulma etmeni küflerin önlenmesi için peynir yüzeylerine uygulanmaktadır. Bazı sentetik gıda katkılarının kullanımıyla ilgili gıda endüstrisi ve mevzuatı oluşturan kuruluşlar tarafından getirilen kısıtlamalar doğal antimikrobiyel bileşikler üzerine araştırmaların doğmasına neden olmuştur. Bitki ve baharat, gıdaların mikrobiyolojik güvenliğini sağlayan etkili bileşiklere sahiptir. Salvia officinalis (ada çayı, Laurus nobilis (defne, Cinnamomum zeylanicum (tarçın, Thymus vulgaris (kekik, Cymbopogon citratus (limon otu, Origanum vulgare (keklik otu esansiyel yağları, bozulma etmeni küf şorasını inhibe edebilmiştir. Thymol ve karanfil esansiyel yağlarının Çedar peynirinde P. citrinum, Kaşar peynirinde A. flavus; zeytin yaprağı ekstraklarının, Tulum peynirinde A. niger, P. citrinum ve P. roqueforti, beyaz peynirde Mucor rocemosus’un gelişimini inhibe edebildiği bildirilmiştir.

    14. HASTA VERİLERİ ÜZERİNDE VERİ MADENCİLİĞİ UYGULAMASI İLE KALP KRİZİ RİSKİNİN TESPİTİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İlhan TARIMER

      2015-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada, veri tabanları içerisinde, karar verme süreçlerine etki edebilecek anlamlı bilgileri çıkarmak için kullanılan veri madenciliğinin sağlık alanında uygulanabilirliği araştırılmıştır. Alan çalışmasına örnek olarak, kalp krizi geçiren hastaların kan değerlerinde meydana gelen ortak değişimler tespit edilerek kalp krizini tetikleyen faktörlerin tespitine çalışılmış; elde edilen sonuçlar hasta grubu üzerinde test edilerek yapılan analizin başarımı ölçülmüştür. Bu çalışmada birliktelik kuralı algoritmalarından Apriori ve Gri algoritmaları kullanılmış; bunların oluşturdukları kural kümelerinin başarımı, karşılaştırmalar yapılarak incelenmiştir. Gri algoritmasının Apriori’ye göre daha az kural ürettiği halde aynı başarımı gösterdiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak kan değerleri verilen bir hasta grubu verilerinden kalp krizi riskinin tespiti için ön sinyaller anlamına gelen çeşitli desenler ortaya konmuştur

    15. Veri Madenciliğinde Kümeleme Teknikleri Üzerine Bir Çalışma: K-Means ve K-Medoids Kümeleme Algoritmalarının Karşılaştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Güncel SARIMAN

      2014-07-01

      Full Text Available Günümüzde bilişim alanındaki gelişmeler sayesinde kullanıcılar daha gelişmiş bilgisayar teknolojilerine hakim olmaktadır ve bu gelişmeler beraberinde sayısal verilerin birikmesine neden olmaktadır. Bilişim teknolojileri biriken verileri saklayabilir. Tüm bu saklanan verilerin anlamlandırılması için veri madenciliği kullanılmaktadır. Veri madenciliği, verilerden önceden bilinmeyen anlamlı bilgileri tanımlama ya da tahmin etme tekniklerini içermektedir. Veri madenciliğinde verileri ortak özellikleri ile gruplamak için kümeleme algoritmaları yardımıyla ilginç desenler bulunabilir. Bu çalışmada UCI Machine Learning Repository veritabanından “Flags” veri seti alınarak k-means ve k-medoids bölümlemeli kümeleme algoritmalarıyla ülkelerin özelliklerine göre kümelere ayrılması hedeflenmiştir. Uygulama Asp.Net ile web ara yüzünde geliştirilerek internet ortamında kullanıcılara sunulmuştur. Çalışmanın sonunda veri seti K-Means ve K-Medoids algoritmalarıyla çalıştırılmış ve elde edilen analiz sonuçları karşılaştırılmalı olarak incelenmiş ve kullanım yerlerine yönelik öneriler sunulmuştur

    16. A NARRATOLOGICAL APPROACH TO THE CONCEPTS OF NARRATOR AND FICTIONAL AUTHOR KURMACA YAZAR VEYA ANLATICI KAVRAMLARINA ANLATI BİLİMSEL YAKLAŞIM

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Baktygul KULAMSHAEVA

      2009-12-01

      ının iç, tasvir edilen dünyasının esas anlatı derecesi, kurmaca yazar, yani (bizim tercih ettiğimiz kavram olan anlatıcı yazar tarafından uydurulan ve kabul edilen bir roldür, yani kurmacadır. Kurmaca yazar, anlatıcı ve hikâyeci kavramlarıyla örtüşebilir. Anlatı metninde anlatıcının: açık-örtük, kişili-kişisiz, çok belirgin-az belirgin, her şeyi bilen-sınırlı bilgi sahibi, birincil-ikincil-üçüncül, öyküsel-öyküsel olmayan vs. gibi çok değişik biçimlerde belirmesine ve bakış açısına bağlı olarak farklı anlatıcı tipleri ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede adı geçen kavramların sınırlarının tespit edilmesi, edebî anlatının anlatılış biçimine göre anlatıcının konumunun belirlenmesi ve buna uygun olarak bir sınıflandırmanın yapılması, edebiyat bilimi ve anlatı biliminde anlatıcı kavramının aydınlanmasına yardımcı olacaktır.

    17. ÖĞRENCİLERİN TARİH OKURYAZARLIĞI DÜZEYLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER: ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNE DAYALI NİTEL BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bahri Ata

      2014-10-01

      Full Text Available Tarih konularının öğretiminde tarihsel kaynak ve kanıtlara ulaşma yollarını bilen, ulaştığı kaynakları sorgulayan, eleştiren, değerlendiren, tarihsel olayları nedensellik, kronolojik düşünme, tarihsel empati gibi beceriler çerçevesinde inceleyen öğrenciler yetiştirme amacının olması, tarih okuryazarlığı dairesinde hareket edildiğini göstermektedir. Bu çalışmada öğrencilerin tarih okuryazarlığı düzeylerine etki eden unsurlar ve bunların nedenleri öğretmen görüşlerine dayalı olarak tartışılmıştır. Nitel araştırma yöntemine göre hareket edilen çalışma kapsamında “ölçüt örnekleme” yöntemi ile belirlenen 12 sosyal bilgiler öğretmeni ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Katılımcılardan elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Ulaşılan bulgulara göre katılımcıların, öğrencilerin tarih okuryazarlığı düzeylerinin düşük olma nedenleri ve çözüm önerilerine yönelik çeşitli görüşler öne sürdükleri gözlenmiştir. Öğrencilerin tarih okuryazarlığı düzeylerinin düşük olma nedenleri arasında sosyal bilgiler öğretim programının, öğrenci velilerinin, sosyal bilgiler öğretmenlerin, sosyal bilgiler ders kitaplarının gerekçe gösterildiği tespit edilmiştir. Ayrıca televizyonda yayınlanan tarih programlarının öğrenci seviyesine uygun olmadığı ve tarihsel belgesellerde de donuk bir anlatımın olması nedeniyle öğrencilerin ilgisini çekmediği belirtilmiştir.Anahtar Kelimeler: Tarih Okuryazarlığı, Öğretmen Görüşleri, Sosyal Bilgiler Öğretimi, Nitel Araştırma THE ELEMENTS AFFECTING STUDENTS' HISTORICAL LITERACY LEVELS: A QUALITATIVE RESEARCH BASED on TEACHERS’ OPINIONSAbstract: History teaching is aim to educate students which is knowing the ways to access historical sources and evidence, resources to reach questioning, criticizing, evaluating, also such as causality

    18. Öğrenme-Öğretme Sürecinde Sosyal Medya Kullanımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fırat SARSAR

      2014-12-01

      Full Text Available Sosyal medya ortamlarından Blogger ve Facebook, kullanım kolaylığı ve ücretsiz olması nedeniyle yaygın şekilde kullanılmaktadır. Söz konusu ağların eğitimi desteklemek amacıyla kullanımı ve bu konudaki araştırmaların giderek arttığı dikkate alındığında söz konusu uygulamalara ilişkin bir örnek durumun incelenmesi ve öğrenen tepkilerinin ortaya çıkartılmaya çalışılması önemli görülmektedir.  Bu doğrultuda uygulaması 14 hafta süren araştırmanın amacı; öğrenenlerin öğretme-öğrenme sürecinde sosyal medya kullanımına ilişkin görüşlerini belirlemektir. Tek desenli durum çalışması niteliğinde olan bu araştırma 2012-2013 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesinde yürütülmekte olan Doktora Formasyon Programı kapsamındaki Gelişim ve Öğrenme dersinde yapılmıştır. Bu dönemde dersi alan ve farklı enstitülerde doktora programlarına kayıtlı 10 erkek ve 8 kadın olmak üzere toplam 18 öğrenci araştırmaya katılmıştır. Araştırmada veriler anket yoluyla çevrimiçi olarak işlemden önce ve sonra olmak üzere iki aşamada toplanmıştır. Dersler sınıf ortamındaki paylaşımların yanı sıra sosyal medya ortamlarındaki etkinliklerle de yürütülmüştür. Verilerin analizinde nitel veriler için; temalar ve kodlar çalışmanın tasarlanmasından itibaren hem alanyazın, hem çalışmanın amaçları hem de elde edilen veriler doğrultusunda oluşturulmuştur. Elde edilen bulgulara göre beklentiler, sosyal ağlar, öğrenme ortamı, duyuşsal özellikler, öğrenen katkısı ve öğretim elemanı özellikleri ana temaları ortaya çıkmıştır. Bulgulara göre öğrenenlerin tamamının dersle ilgili beklentilerinin karşılandığı; ders etkinlikleri için Facebook kullanımının öğrenenlerin tamamı tarafından olumlu olarak değerlendirildiği; Blogger kullanımının ise öğrenenlerin yarısı tarafından olumlu

    19. Büyükbaş Hayvan Atıkları için Kurulacak Havasız Çürütme Tesisinin Ekonomik Analizi / The Economical Analysis of Cattle Manure Treatment by Anaerobic Digestion Process

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tamer Coşkun

      2012-12-01

      Full Text Available Büyükbaş hayvan atıkları, içeriğindeki yüksek katı madde, organik kirlilik ve patojen mikroorganizmalar sebebiyle halk sağlığı açısından olumsuz etkiler yapabilecek bir atıktır. Bu çalışmada havasız çürütme ile atıkların stabilize edilerek biyogaz elde edilmesi ve çürümüş atıkların toprakta doğal gübre olarak kullanılmasını içeren bir yönetim modeli uygulanmıştır. Bunun için pilot ölçekli bir havasız çürütme reaktörü işletilmiş ve çürümüş atıklar çeşitli dozlarda yonca, Macar fiğ ve arpa karışımı ile mısır silajı bitkilerinin ekildiği alanlarda doğal gübre olarak toprağa eklenmiştir. Havasız çürütme işleminde yarımcı materyal olarak mısır silajı da reaktöre beslenmiştir. Çalışma sonunda elde edilen sonuçlar ve literatür yardımıyla 1000 baş hayvan için kurulum ve işletme maliyetleri hesaplanmıştır. Kurulum maliyeti; elektrik üretim sisteminin kurulup kurulmaması açısından iki farklı değer olarak hesaplanmıştır. İşletme maliyetleri farklı tarla ürünleri ve yine elektrik sisteminin kurulup kurulmaması açılarından çeşitli durumlar için hesaplanmıştır. Sonuç olarak elde edilen en iyi sonuçlara göre; çürümüş atıklar Macar fiğ ve arpa karışımı bitkisinin ekiminde kullanıldığında kurulacak tesisin elektrik üretim sistemi de kurulduğunda 2,5 yılda, elektrik üretim sistemi kurulmadığında ise 2,1 yılda kendisini amorti ettiği bulunmuştur. The Economical Analysis of Cattle Manure Treatment by Anaerobic Digestion Process Cattle manure is a potential for causing detrimental effects on human health due to its high solid matter and pathogen microorganism content. In this study, it was aimed to achieve biogas production by stabilizing the waste using anaerobic digestion. Digested waste was utilized as natural fertilizer. For that reason, a pilot-scale anaerobic digestion tank was operated and digested wastes

    20. Zeytinli Ada İnsan İskeletlerinde Diş Varyasyonları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Sabri BEKMEZ

      2015-07-01

      Full Text Available Özet. Balıkesir ili Erdek sınırları içerisinde yer alan Zeytinli ada, M.Ö 2 yy. ve M.S 12 yy. arasında kültür varlığının sürdüğü Helen-Roma-Bizans ve Osmanlı yapılarıyla mozaik bir oluşuma sahip önemli bir arkeolojik buluntu yeridir. Türkiye’de ilk ada müzesi olması bakımından oldukça önem taşımaktadır.Zeytinli Ada’da yapılan arkeolojik kazılar sonucunda ele geçen insan iskeletlerinin paleodemografik dağılımına bakıldığında, toplam 126 bireyin 5’i bebek, 6’sı çocuk, 18’i kadın, 35’i erkek bireyler ve 62’sinin yeterli cinsiyet kriteri bulunmadığı için cinsiyetini belirleyeceğimiz bireyler oluşturmaktadır. Bu çalışmada, incelenen topluma ait bireylerin çene ve dişlerinde non-metrik yani ölçülemeyen karakter (varyasyonlar araştırılmış, buna göre bireylerde diş sıkışıklığı (% 4,35, winging (% 13,33, kürek biçimli dişler (% 87,5, carabelli tüberkülü (% 1,05, parasitilid (% 1,05, fleksiyon (% 15,98, dilaserasyon (% 1.98, pozisyon sapması (% 28,82, mine uzantıları (% 9,15, diş eksikliği – hypodontia M3’e göre (% 26,47, diş eksikliği – hypodontia M3 ve I2’ye göre (% 22,73 ve kök varyasyonu (% 11,73 gibi oluşumlar belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar, Anadolu’da aynı dönemde ve farklı dönemlerde yaşamış toplumlardan elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmış, aralarında benzerlikler ve farklılıklar saptanmaya çalışılmıştır.Anahtar Kelimeler: Zeytinli Ada (Erdek-Balıkesir, Paleodemografi, Diş Varyasyonları Abstract. Zeytinli island which is located within the boundaries of Erdek, city of Balıkesir. The island has a mosaic formation in terms of having cultures of Hellenistic-Roman-Byzantine and Ottoman between B.C 2nd century and A.D 12th century with important archaeological findings. As a result of archeological excavations in Zeytinli island, it was examined the Paleodemographic distribution of the human

    1. "The Foreign Language Classroom is Like an Airplane" Metaphorical Conceptualizations of Teachers’ Beliefs

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Volkan İnceçay

      2015-04-01

      üzerinde bir etkisinin olup olmadığı da ayrıca incelenmiştir. Bu yapılırken, katılımcılardan çalışma boyunca belirttikleri metaforlar üzerinde yansıtıcı bir şekilde düşünmeleri istenmiştir. Araştırmada veriler metafor tamamlama, yarı-yapılandırılmış görüşme ve takip amaçlı gönderilen elektronik postalarla toplanmıştır. Elde edilen verilerin nitel analizinin sonucunda hizmet öncesi İngilizce öğretmenlerinin mesleğe başlamadan önce tabula rasa olmadıkları ve metafor kullanımının örtülü bilgilerin gün yüzüne çıkarılmasında etkili bir yöntem olduğu belirlenmiştir. Bunun yanı sıra gerçek sınıf ortamında elde edilen öğretim tecrübesinin çalışmada yer alan hizmet öncesi İngilizce öğretmenlerinin okul deneyimi başlamadan önce ifade ettikleri metaforlar üzerinde bir derece etkili olduğu belirtilebilir. Anahtar Sözcükler: Hizmet öncesi öğretmen eğitimi, pedagojik formasyon programları, okul deneyimi, metafor analizi, var olan inançlar, örtülü bilgi

    2. Farklı Su Sıcaklıklarında Tutulan Pullu Sazan (Cyprinus carpio’da Çörek Otu (Nigella sativa Yağının Oksidatif Stres ve Bazı Antioksidan Parametrelere Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serpil Mişe Yonar

      2017-09-01

      Full Text Available Bu çalışmada; farklı su sıcaklıkları uygulanmış pullu sazan (Cyprinus carpio’da malaondialdehit (MDA ve glutatyon (GSH düzeyi ile glutatyon-S-transferaz (GST enzim aktivitesine çörek otu yağının etkisi araştırılmıştır. 20, 24 ve 28°C’ de tutulan balıklara çörek otu yağı (10 mg/kg yem uygulanmıştır. Kontrol grubu olarak 24°C’de tutulan balıklar seçilmiştir. Uygulama 10 gün devam etmiş ve bu sürenin sonunda balıklardan karaciğer ve böbrek örnekleri alınmıştır. Çalışma sonucuna göre 20°C ve 28°C’deki balıkların MDA düzeyinin önemli oranda arttığı, GSH düzeyi ile GST aktivitesinin düştüğü tespit edilmiştir. Bu gruplarda çörek otu yağı uygulamasıyla MDA düzeyinin istatistiksel olarak önemli düzeyde düştüğü, GSH düzeyi ile GST aktivitesinin önemli oranda yükseldiği belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, balıklarda sıcaklık farklılıklarından kaynaklanan strese karşı çörek otu yağı antioksidan olarak kullanılabilir.

    3. MOLECULAR STRUCTURE AND VIBRATIONAL FREQUENCIES OF

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatih UCUN

      2009-02-01

      Full Text Available Abstract: The molecular structure, vibrational frequencies and the corresponding assignments of N-aminophthalimide (NAPH in the ground state have been calculated using the Hartree-Fock (HF and density functional methods (B3LYP with 6-31G (d, p basis set. The calculations were utilized in the CS symmetry of NAPH. The obtained vibrational frequencies and optimized geometric parameters (bond lengths and bond angles were seen to be in good agreement with the experimental data. The comparison of the observed and calculated results showed that B3LYP is superior to the scaled HF method. Theoretical infrared intensities and Raman activities were also reported. Key words: N-aminophthalimide; vibrations; IR spectra; Raman spectra; HF; DFT N-AMİNOFİTALOMİD'İN MOLEKÜLER YAPISI VE TİTREŞİM FREKANSLARI Özet: Temel haldeki N-aminofitalamidin (NAPH moleküler yapısı, titreşim frekansları ve uygun mod tanımlamaları, 6-31 G (d, p temel setli Hartree-Fock (HF ve yoğunluk fonksiyonu metodları (B3LYP kullanılarak hesaplandı. Hesaplamalar, NAPH'ın CS simetrisine uyarlandı. Elde edilen titreşim frekansları ve optimize geometrik parametreleri (bağ uzunlukları ve bağ açıları, deneysel değerlerle iyi bir uyum içinde olduğu görüldü. Deneysel ve teorik sonuçların karşılaştırılması, B3LYP'nin HF metodundan daha üstün olduğunu gösterdi. Ayrıca teorik infrared şiddetleri ve Raman aktiviteleri verildi. Anahtar Kelimeler: N-aminofitalamidin; titreşimler; IR spektrumu; Raman Spektrumu; HF; DFT

    4. Hz. Peygamber Dönemi Eğitimine Genel Bir Bakış

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yasin Yılmaz

      2015-11-01

      Full Text Available Allah'a inanan güzel ahlakla teçhiz edilen erdemli bir toplum oluşturmayı amaçlayan Hz. Peygamber için bunu gerçekleştirmede, ilim, eğitim ve öğretim bir hayat felsefesi olmuştur. Buna paralel olarak onun çalışmalarında ve sözlerinde bilgi, öğrenme, öğretme, öğrenci ve öğretmene büyük önem verildiği görülmektedir. İnsanIarın karanlıktan aydınlığa çıkması için bütün imkanları kullanmıştır. Ancak Hz. Peygamber'in yaptığı eğitim ve öğretimi kendi döneminin sosyal ve fiziki şartları, ihtiyaçları ve metotları çerçevesinde gerçekleştirdiğini unutmamak gerekir. Dönemin şartlarının, imkanlarının ve olumsuzluklarının çok fazla olmasına rağmen, Hz.Peygamber'in eğitim ve öğretim konusunda bugün dahi geçerliliğini koruyan evrensel nitelikteki uygulamaları bizim için çok önemlidir. Modem çağların insanlarının olan günümüz insanlarının onun eğitim ve öğretim sisteminden istifade edeceği çok yönlerin olduğu kanaatindeyim

    5. Restoran İşletmelerinde Hizmet Kalitesinin Müşteri Memnuniyetine ve Sadakatine Etkisi: Oba Restoran Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yusuf BİLGİN

      2017-12-01

      Full Text Available Bu araştırmanın amacı, restoran işletmelerinde hizmet kalitesinin müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati üzerindeki etkisini incelemektir. Buna ek olarak, araştırmada restoran işletmelerinde müşteri memnuniyetinin müşteri sadakatine etkisini ortaya koymak amaçlanmaktadır. Restoran işletmesinde hizmet kalitesi, DINESERV ölçüm modeli kullanılarak ölçülmüştür. Araştırmanın evrenini, Bartın’da faaliyet gösteren Oba restoran işletmesinin müşterileri oluşturmaktadır. Araştırmada nicel yöntem kullanılmış ve araştırma verileri, yüz yüze anket tekniğiyle toplanmıştır. Elde edilen veriler, SPSS 18.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, restoran işletmelerinde hizmet kalitesi boyutlarından fiziksel özellikler ve güven ve empati boyutlarının müşteri memnuniyeti üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğu buna karşın güvenilirlik ve heveslilik boyutlarının müşteri memnuniyeti üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Buna ek olarak, restoran işletmesinde hizmet kalitesinin tüm boyutlarının ve müşteri memnuniyetinin müşteri sadakatini etkilediği tespit edilmiştir.

    6. Endüstriyel Futbolla Birlikte Değişen Haber Pratikleri: Eskişehirspor Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Banu DAĞTAŞ

      2015-08-01

      Full Text Available Bu çalışmada, 2008 yılında Türkiye Süper Ligi’ne çıkan Eskişehirspor’la ilgili haber yapan spor muhabirlerinin, değişen haber pratikleri araştırılmıştır. Eskişehirspor’un Süper Lig’e çıkışı, endüstriyel futbolun dinamikleriyle birlikte kavramsallaştırılmış ve bu nedenle, endüstriyel futbolla ilgili literatür incelenmiştir. Çalışmanın amacı doğrultusunda; hem Eskişehirspor’un Süper Lig öncesi dönemindede, hem de Süper Lig sonrası döneminde muhabirlik yapan, altı gazeteciyle, yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşme yapılmıştır. Yapılan görüşmelerin doğrultusunda elde edilen veriler şu temalar altında toplanmıştır: Kulüple ilişkiler; mesleki koşullar (maddi-manevi koşullar, maç takibi koşulları, meslek-içi ilişkiler; haber içerikleri; haber kaynakları ve kulüp taraftarlığı. Kulüp taraftarlığı dışındaki tüm temalarla ilgili haber üretme pratiklerinin, Süper Lig öncesi ve Süper Lig sonrası dönemde önemli değişiklikler geçirdiği saptanmıştır.

    7. S-32: U-14 Yaş Erkek Futbolcuların Teknik-Taktik Değerlendirmesi ve Atletik Performanslarında Relatif Yaşın Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Raziye Dut

      2017-03-01

      Full Text Available GİRİŞ: Aynı kronolojik yaşta doğum tarihi erken olanların sporda yetenek seçimlerinde avantajlı oldukları bilinmektedir Ancak spora özgü motivasyonda, fonksiyonel kapasitede relatif yaş etkisinin olmadığını gösteren çalışmalar da vardır. AMAÇ: Aynı kronolojik yaştaki erkek futbolcularda teknik/taktik ve atletik performans değerlendirmelerinde relatif yaş etkisini incelemektir. GEREÇ-YÖNTEM: U-14 milli takım seçilme kampına davet edilen 286 erkek futbolcunun, teknik; topa yatkınlık, yaratıcılık, hava hakimiyeti, orta kalitesi, rakip eksiltme ve şut kalitesi, taktik ise pozisyon bilgisi, erken karar, doğru karar, sezgi-erken uyarı, oyunun iki yönü atak ve savunma alt boyutları (1-10 puanlandırıldı. Dikey sıçrama, 10m-20m-30m hız, YOYO IRT1, dayanıklılık, çabukluk-çeviklik, çıkış hızı, maksimal hız gibi atletik performans puanları ile karşılaştırıldı. Veriler ortanca ve Inter Quartile Rate (IQR ile özetlendi. Gruplar arası farklılıklarda Mann-Whitney, ANOVA, post hoc Tukey testleri kullanıldı. P0,05 idi. SONUÇ: Seçilmiş U-14 yaş kategorisinde teknik-taktik ve atletik performans değerlendirmelerinde relatif yaş etkisi bulamadık. Futbol gibi yüksek performanslı bir takım sporunda yetenek, performans kadar teknik ve taktik de erken dönemde geliştirilmeli, yönlendirilmelidir.

    8. İŞLETMENİN SÜREKLİLİĞİ VARSAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ: BORSA İSTANBUL (BİST SINAÎ ENDEKSİ ÖRNEĞİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serkan TERZİ

      2016-02-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı, işletmelerin sürekliliğinin değerlendirilmesinde Borsa İstanbul (BİST Sınaî Endeksi için güvenilir bir model geliştirilmesidir. Bunun için BIST Sınaî İndeksinde işlem gören işletme- lerin 2009-2014 yıllarına ilişkin finansal tablolarından ve faaliyet raporlarından elde edilen değişkenler kullanılmıştır. Seçilen değişkenler arasında çoklu bağlantı olup olmadığı korelasyon analiziyle tespit edilmiştir. Çalışmada korelasyon analizi sonucuna göre lojistik regresyon yöntemi kullanılarak dört model oluşturulmuştur. Lojistik regresyon analizi sonucuna göre işletmenin sürekliliği ile bilanço tarihi ve denetçi rapo- runun tarihi arasında geçen süre, işletmenin aktif büyüklüğü, işletmenin cirosu (hasılatı, finansal açıdan başarısızlık riski, finansal kaldıraç oranı, çalışma sermayesinin toplam aktife oranı ve işletme faaliyetlerinden sağlanan nakit akışlarının toplam aktife oranı arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmada oluşturulan dört modelin de başarı oranı %80 olarak belirlenmiştir.

    9. HİZMET KALİTESİ VE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİN ŞUBE-İNTERNET BANKACILIĞINDA KARŞILAŞTIRILMASI - COMPARISON OF SERVICE QUALITY OF CUSTOMER SATISFACTION IN BRANCH-INTERNET BANKING

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tolga DURSUN

      2014-03-01

      Full Text Available ÖzetKüreselleşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte işletmelerin sürdürülebilirliklerinde ve birbirleriyle olan rekabetlerinde hizmet, hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyetinin önemi artmıştır. Bu nedenle bu araştırma müşteri memnuniyetini, müşteri memnuniyetinde etkili olan hizmet kalitesi faktörlerini (fiziksel unsurlar, heveslilik, güvenlik, güvenilirlik, işlemleri gerçekleştirme, servis çeşitliliği, işlem ücreti bankacılık sektöründe iki farklı kanal olan Şube ve İnternet bankacılığında değerlendirerek karşılaştırma yapmaktadır. İki kanal arasındaki farkların ortaya konularak nedenlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Veri toplama yöntemi olarak uygulanan anket internet üzerinden yapılmış ve 429 katılımcıdan elde edilen veriler istatistiksel tekniklerle değerlendirilmiştir.AbstractGlobalization and technological developments, the competitiveness of enterprises and between sustainability services, service quality and customer satisfaction has increased in importance. Therefore, this research aims to evaluate customer satisfaction in branch and internet banking by addressing the factors affecting the quality of service (tangibles, responsiveness, trust, reliability, fulfillment, service portfolio and transaction fees in customer satisfaction. It is intended to determine the causes of the differences between the two channels and is to put forth. The survey made on the internet as a method of data collection and statistical analysis of the data from 429 participants were statistically evaluated.

    10. magna (Straus, 1820.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hatice Parlak

      2015-12-01

      Full Text Available Nif Çayi Kirletilmiş Tatli Su ve Sedimentinin Daphnia magna (Strauss, 1820 Üzerine Akut Ve Kronik Toksisitesi. Nif Çayı Endüstriyel, evsel ve tarımsal deşarjlar ile doğrudan kirlenmektedir. Çayın suyunun evsel ve endüstriyel alanlarda sulama ve yıkama suyu olarak kullanılması rahatsızlık verici boyuttadır, bu nedenle doğal populasyonlar için potansiyel toksisitesinin bilinmesi büyük öneme sahiptir. Bu çalışmanın amacı Nif Çayı su ve sediment örneklerinin su piresi Daphnia magna kullanılarak toksisitesinin belirlenmesidir. Su ve sediment örneklerinin letal toksisitesi 48-saat akut test, subletal toksisite ise 7-gün kronik test ile gerçekleştirilmiştir. D.magna kullanılarak yapılan 48 saat Akut test sonuçlarına göre LC 50 değerleri su örnekleri için 6.8 ile 12.67 µl/L arasında sediment örnekleri içn 6.826 ile 38.038 µg/L arasında bulunmuştur. Subletal konsantrasyonlara maruz bırakılarak yapılan kronik testler sonucunda tüm istasyonlardan alınan su ve sediment örneklerin canlının üremesi üzerine negatif etkisi olduğu gözlenmiştir. Elde edilen veriler ışığında bu deneme sisteminin rutin kirlilik belirleme çalışmaları için uygunluğu tespit edilmiştir

    11. PC-3 Prostat Kanser Hücreleri Üzerinde İndosyanin Yeşili Kullanarak Yapılan Fotodinamik Terapinin AO/PI Boyama Testi Sonuçları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa Kemal RUHİ

      2017-06-01

      Full Text Available Fotodinamik terapi (FDT prostat kanseri tedavisinde henüz araştırma aşamasında olan sağaltıcı bir alternatiftir. FDT, ışığa duyarlı bir kimyasal maddenin (fotosensitizan ışık ile aktive edilmesi ve aktive olan kimyasalın kanserli bölgedeki hücre canlılığını baskılayıcı etkiye neden olması prensibine dayanmaktadır. Bu yeni tedavi yöntemi hem seçiciliği hem de yan etkilerinin azlığı nedeniyle alternatifler arasında ön plana çıkmaktadır. FDT’de kullanılan fotosensitizanın ışıksız ortamda sitotoksik olmaması ve vücuttan kolay atılabilmesi istenmektedir. Ayrıca herhangi bir fotosensitizanın yakın kızılaltı ışık ile aktive olması, bu dalgaboyunun deriye ve diğer dokulara daha fazla nüfuz etmesinden dolayı tercih sebebidir. Bu özelliklere sahip olan İndosiyanin Yeşili (ISY daha çok floresans özelliği ile ön plana çıkmış ve görüntüleme amaçlı olarak kullanılmıştır. Bu in vitro çalışmada ISY-FDT’nin farklı inkübasyon süreleri sonundaki etkisi AO/PI boyama yöntemi kullanarak ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçlar ISY-FDT’nin hücre canlılığını baskıladığını göstermektedir.

    12. Farklı Vinifikasyon Tekniklerinin Kalecik Karası Şaraplarındaki Fenolik Bileşik İçeriklerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hande Tahmaz

      2015-02-01

      Full Text Available Fenolik bileşikler şaraba duyusal özelliklerini katmakla beraber, insan sağlığı açısından yararları olduğu bilinen bileşiklerdir ve miktarları vinifikasyon tekniklerine göre değişiklik göstermektedir. Bu araştırmada Kalecik Karası üzüm çeşidinden termovinifikasyon ve soğuk maserasyon uygulamaları ile elde edilen şaraplarda toplam antosiyanin, toplam fenolik bileşik, antioksidan aktivite, kateşin, epikateşin, rutin, trans-resveratrol ve cis-resveratrol miktarlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın bitkisel materyalini oluşturan Kalecik Karası üzüm çeşidi, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kalecik Bağcılık Araştırma ve Uygulama İstasyonu’nda bulunan bağdan 1,100 dansitede hasat edilmiştir. Soğuk maserasyon ve termovinifikasyon uygulamaları öncesi üzümler şaraba işlenmeden önce 72 saat soğuk hava deposunda tutulmuşlar ve sırası ile 1,116 ve 1,115 dansitede şaraba işlenmişlerdir. Araştırma sonucunda soğuk maserasyon uygulamasının fenolik bileşik içeriklerinde düşüşe sebep olduğu, termovinifikasyon uygulamasının ise şaraplarda antioksidan aktivite, toplam fenolik bileşik, kateşin, rutin ve trans-resveratrol içeriklerini artırdığı tespit edilmiştir.

    13. Görüntü Eşleme ve Genetik Algoritmalar Kullanarak Görüntü içinde Görüntü Arama

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Karakoc

      2015-10-01

      Full Text Available Bu çalışmada esas alınan problem, görüntü içinde görüntü aramayı etkin bir şekilde gerçekleştirebilmektir. Bu amaçla görüntü işleme kapsamında yer alan görüntü eşleme teknikleri ile arama algoritmaları birlikte kullanılmıştır. Görüntü eşleme için Yapay Sinir Ağları ile görüntünün ortalama renk değeri, görüntüdeki renk değerlerinin standart sapması, korelasyon ve görüntü kenar parametreleri gibi özellikler; görüntü arama için Genetik Algoritmalar kullanılmıştır. Bu çalışmada, akıllı arama algoritmaları, hızlı görüntü eşleme yöntemleri ve paralel programlama tekniklerine dayanan bütünleşik bir yöntem önerilmiş ve kullanılmıştır. Önerilen yöntem çok sayıda düşük ve yüksek çözünürlüklü referans ve şablon görüntü üzerinde test edilmiştir. Elde edilen sonuçlar önerilen yöntemin eşleşen görüntüleri elde etmede başarılı olduğunu ve toplam arama süresini azalttığını göstermiştir.

    14. Inconel 718 süper alaşımının farklı gerilme ve sıcaklıklarda yüksek sıcaklık sürünme davranışının incelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ergün Subaşı

      2016-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada, havacılıkta yaygın olarak kullanılan Inconel 718 süper alaşımının sürünme davranışına sıcaklık ve gerilmenin etkileri incelenmiştir. Deneyler; 750°C, 800°C sıcaklıklarında ve 200-350MPa gerilme aralığında gerçekleştirilmiştir. Deneysel çalışma sonuçlarından, gerilme üssü (n, sürünme hızı (έ ve aktivasyon enerjisi (Q hesaplanmıştır. Hesaplanan sonuçlara göre; sürünme hızlarının artan gerilme ile arttığı, ayrıca sıcaklığın artmasıyla birlikte sürünme hızları çok daha fazla artmaktadır. Aynı şekilde, artan gerilme ile birlikte aktivasyon enerjisi artmaktadır. Deney sonuçlarından elde edilen gerilme üssü değerlerine göre; etkin deformasyon mekanizmasının dislokasyon sürünmesi olduğu tespit edilmiştir. Inconel 718 süper alaşımının kopma sürünme ömrünü tahmin etmek için, Larson Miller grafiği çizilmiştir. Bu grafikle, Inconel 718’in yüksek sıcaklık sürünme ömürleri hesaplanabilir.

    15. FROM DYNASTIC TO REPUBLIC PERIODS IN TURKEY, THE DEMOGRAPHIC ANALYSIS OF SOCIAL UTILITY FROM PUBLIC LIBRARIES: A COMPARISON BETWEEN 1897 AND 2000 HANEDANLIKTAN CUMHURİYETE HALK KÜTÜPHANELERİNDEN SAĞLANAN SOSYAL FAYDANIN DEMOGRAFİK ANALİZİ: 1897 VE 2000 MUKAYESESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Murat ÇİFTÇİ

      2010-04-01

      Full Text Available This paper looks at long-term change of inter-regional human utility from books in public libraries between Ottoman and Modern Turkey. Using data from the first statistical yearbook of the Ottoman Empire for dynastic period and TUIK web side for republic period and applying method is based on Atkinson inequality index. It is shown that the inter-regional social utility from books in public libraries has improved sharply between two periods. In addition, the findings indicate that there was not a central public policy of Ottoman Empire for librarianship different from today. Bu çalışma, halk kütüphanelerindeki kitap arzının bölgelerarası dağıtımında ele edilen sosyal faydanın Osmanlı ve modern Türkiye arasındaki uzun dönemli değişimi konu almıştır. Uygulamada kullanılan veriler Osmanlı İmparatorluğunun ilk istatistik yıllığı ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun web sitesinden alınmış olup uygulama yöntemi Atkinson eşitsizlik endeksine dayanmaktadır. Uygulama sonuçları, iki dönem arasında kitap arzının bölgelerarası dağıtımından sağlanan sosyal faydanın keskin şekilde iyileştiğini göstermektedir. Buna ek olarak, bulgular günümüzün aksine Osmanlı İmparatorluğunun kütüphanecikle ilgili merkezi bir kamu politikasının bulunmadığını işaret etmektedir.

    16. Kesim Sonrası Sığır Etinde Meydana Gelen Biyokimyasal Değişimler

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şükrü Kurt

      2015-02-01

      Full Text Available İnsan gıdası olarak et ve et ürünleri, sığır, koyun, keçi, kümes hayvanları ve av hayvanlarının iskelet kası ve iç organlarından, belirli kesim, yüzüm, parçalama ve işleme sonucu elde edilen ürünlerdir. Et kaynakları arasında özellikle kırmızı et, duyusal özellikleri bakımından oldukça önemlidir. Et kalitesini kesim sonrası meydana gelen biyokimyasal değişimler önemli derecede etkilemektedir. Ölüm sonrası kan sirkülasyonunun durması ve yeterli oksijenin bulunmaması nedeniyle enerji metabolizmasında önemli değişimler meydana gelmektedir. Enerji metabolizmasındaki bu değişimlerin etkisi ile, kaslarda geri dönüşümsüz kasılma olayı gerçekleşmekte ve kasın uzun süreli sertleşmesine neden olmaktadır. Meydana gelen bu biyokimyasal reaksiyonlar sırasında pH düşmekte ve pH’nın düşmesine bağlı olarak glikolitik enzimler inaktive olmakta, proteolitik enzimler aktif hale geçmektedir. Bunun sonucunda, kas belli bir gevreklik kazanmaktadır. Kasın ete dönüşümü sırasında meydana gelen bu reaksiyonlar sonucu, etin renginde ve diğer duyusal özelliklerde de arzu edilebilir değişimler meydana gelmektedir.

    17. Bulgur Üretiminin Buğdayların bazı Kimyasal Özelliklerinde Meydana Getirdiği Değişiklikler

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özen Özboy

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada bulgur üretiminin buğdayların protein, kül, b-karaten ve Lovibond kolorimetre ile belirlenen R (kırmızılık, Y (sarılık, O (opaklık değerlerinde meydana getirdiği değişiklikler incelenmiştir. Araştırmada 29 adet saf buğday örneği (23 adet durum ve 6 adet ekmeklik kullanılmıştır. Buğdaydan bulgura geçerken protein miktarındaki bir değişiklik meydana gelmemiş, kül miktarında ise önemsiz derecede bir azalma tespit edilmiştir. Buğdayın bulgura dönüştürülmesi ile b-karoten miktarında düşüş olduğu saptanmıştır. Lovibond  kolorimetre ile tespit edilen R, Y, O değerlerinde de bir azalma olmuştur. Bu çalışmada makarnalık ve ekmeklik buğdaylarla, onlardan hazırlanan bulgurlara ait protein, b-karoten ve kül değerleri (p<0.01 arasında önemli ilişki olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, buğday unu, buğday kırması ve bulgura ait kül değerleri ile Lovibond kolorimetre ile belirlenen R ve Y değerleri arasında önemli bir düzeyde negatif bir ilişki olduğu belirlenmiştir (p<0.05.

    18. Yoğurt Yapımında Saf Kültürün Kullanımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sevda Kılıç

      2015-02-01

      Full Text Available Yoğurt, sütün L. bulgaricus ve S. thermophilus bakterilerini belirli oranlarda içeren kültürle aşılanması sonucu elde edilen bir süt mamülüdür. Yoğurt teknolojisinde yaklaşık 70 yıldır kültür kullanılmaktadır. Kültürün hazırlanmasında yararlanılan bakteriler, belirli özellikleri dikkate alınarak seçilmektedir. Daha sonra yağsız süt tozundan hazırlanan süte aşılanarak 42-44 oC’de inkübasyona bırakılmakta ve pH 4.7 olduğunda inkübasyona son verilerek çoğaltımı ve aktifleşmeleri sağlanmaktadır. Günümüzde diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de kültür kullanımı gıda maddeleri tüzüğünün 51. maddesine göre zorunlu tutulmaktadır. Ancak buna rağmen kültür, tam anlamıyla bilinmemekte veya bilinçli olarak kullanılmamaktadır. Yoğurt teknolojisinde kültür, kullanımı ile daha kaliteli yoğurt yapılmaktadır. Uzun süre tat, aroma ve yapısı bozulmadan saklanabilmekte, raf ömrü uzamaktadır. Normal sertlikte olan yoğurtta asitlik istenilen düzeyde olduğu için su salmada görülmez.

    19. Kozmolojik Delil

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Metin Pay

      2016-06-01

      Full Text Available Kozmos olarak kabul edilen evrenin açıklanmasına dayanan kozmolojik delil, teistikdelillerin en eskisidir. Platon ve Aristoteles’in delillerinin çıkış noktası evrendekihareketin kökenini soruşturmaktır. Kozmolojik delili Fârâbi İmkân delili, İbn Sina İlkNeden delili, Gazali Hudûs delili formunda inşa etmişlerdir. Delilin önemli kavramlarındanbirisi olan nedensellik, David Hume’dan önce Gazali tarafından eleştirilmiş veneden ile sonuç arasındaki ilişkinin zorunluluğu reddedilmiştir. Ancak neden-sonuçilişkisine dair bilgimizi Allah’ın yaratmasına bağlamakla evrenle ilgili bilgimizi teminataltına alarak düzensizliğe imkân tanımamıştır. Leibniz, Yeter-Sebep ilkesi iledelilin en güçlü formlarından birini inşa etmiştir. Kozmolojik delilin yeni bir biçimiçağdaş fi lozofl ardan Richard Swinburne tarafından geliştirilmiştir. Onun tümevarımlıdelilinde, evren ve evrendeki olgular, Tanrı’nın varlığı hipotezine eklendiğinde, hipotezinihtimalini arttırır. Tümevarımlı kozmolojik delilin yüksek olasılık bildirmesi,onun Tanrı inancımız için iyi bir gerekçe olduğunu gösterir. Bu makalede kozmolojikdelille ilgili bazı kavramlar analiz edilmiş ve delilin farklı biçimleri incelenmiştir.

    20. HİZMET KALİTESİ VE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİN ŞUBE-İNTERNET BANKACILIĞINDA KARŞILAŞTIRILMASI - COMPARISON OF SERVICE QUALITY OF CUSTOMER SATISFACTION IN BRANCH-INTERNET BANKING

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tolga DURSUN

      2014-01-01

      Full Text Available ÖzetKüreselleşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte işletmelerin sürdürülebilirliklerinde ve birbirleriyle olan rekabetlerinde hizmet, hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyetinin önemi artmıştır. Bu nedenle bu araştırma müşteri memnuniyetini, müşteri memnuniyetinde etkili olan hizmet kalitesi faktörlerini (fiziksel unsurlar, heveslilik, güvenlik, güvenilirlik, işlemleri gerçekleştirme, servis çeşitliliği, işlem ücreti bankacılık sektöründe iki farklı kanal olan Şube ve İnternet bankacılığında değerlendirerek karşılaştırma yapmaktadır. İki kanal arasındaki farkların ortaya konularak nedenlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Veri toplama yöntemi olarak uygulanan anket internet üzerinden yapılmış ve 429 katılımcıdan elde edilen veriler istatistiksel tekniklerle değerlendirilmiştir.AbstractGlobalization and technological developments, the competitiveness of enterprises and between sustainability services, service quality and customer satisfaction has increased in importance. Therefore, this research aims to evaluate customer satisfaction in branch and internet banking by addressing the factors affecting the quality of service (tangibles, responsiveness, trust, reliability, fulfillment, service portfolio and transaction fees in customer satisfaction. It is intended to determine the causes of the differences between the two channels and is to put forth. The survey made on the internet as a method of data collection and statistical analysis of the data from 429 participants were statistically evaluated.

    1. SOSYAL MÜBADELENİN İÇSEL PAZARLAMA VE İŞ PERFORMANSI ARASINDAKİ ARACILIK ETKİSİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Süleyman Murat Yıldız

      2017-01-01

      Full Text Available Öz Bu çalışmada sosyal mübadelenin içsel pazarlama ve iş performansı arasındaki aracılık etkisi incelenmiştir. Veriler yükseköğretim kurumlarında görev yapan öğretim elemanlarından elde edilmiştir. Veri toplama aracı olarak içsel pazarlama için Yıldız ve Kara’nın (2015, sosyal mübadele için Shore vd.’nin (2006 ve iş performansı için Sigler ve Pearson’un (2000 geliştirdiği ölçekler kullanılmıştır. Araştırma hipotezlerini test etmek amacıyla korelasyon analizi ile regresyon analizi uygulanmıştır. Elde edilen bulgular sosyal mübadelenin içsel pazarlama ve iş performansı arasında tam aracılık etkisinin olduğunu göstermiştir. Abstract In this study, the mediating effect of social exchange between internal marketing and job performance was investigated. The data were obtained from the academic staff in higher educational institutions. IM-11 Scale developed by Yildiz and Kara (2015 was used to measure internal marketing,social exchange scale developed by Shore et al. (2006 was used to measure social exchange, and job performance scale developed by Sigler and Pearson (2000 was used to measure job performance. In order to test the hypothesis of this study, correlation analyzes and regression analyzes were applied. The findings of the study demonstrated that the effects of internal marketing on job performance were fully mediated by social exchange.

    2. THE POETRY OF İKİNCİ YENİ AND BEHÇET NECATİGİL IN THE FRAME OF ATONAL MUSIC ATONAL MÜZİK BAĞLAMINDA İKİNCİ YENİ VE BEHÇET NECATİGİL ŞİİRİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gökhan TUNÇ

      2010-04-01

      Full Text Available Ece Ayhan and Hüsyin Cöntürk use the atonal music concept so as to give a meaning to strange tech¬nique of İkinci Yeni. Moreover, Hilmi Yavuz argues that Behçet Necatigil’s work of Kareler (Rectangulars has a atonal character. Existence of mentioned classifications shows that there is a need for discussion on the Turkish poetry in terms of poems having atonal music character. In this article, it is aimed to discuss poems or poets in the Turkish poetry, chiefly İkinci Yeni and Behçet Necati¬gil, in the frame of atonal music. İkinci Yeni’nin farklı söylemini anlamlandırma ko¬nusunda Ece Ayhan ve Hüseyin Cöntürk tarafından ato¬nal müzik kavramına başvurulur. Bunun yanı sıra Hilmi Yavuz, Behçet Necatigil’in Kareler kitabının atonal bir karaktere sahip olduğunu iddia eder. Sözü edilen şair ve yazarların bahsedilen vasıflandırmaları, Türk şiirinde atonal müzik karakteri gösteren şiirlerin tartışılması ge¬rektiğini düşündürür. Bu makalede, İkinci Yeni ve Behçet Necatigil’in şiirleri merkeze alınarak Türk şiirinde atonal müzik yapısını kullanan şair ya da bu yapıya sahip şiirle¬rin tartışma konusu yapılması amaçlanmaktadır.

    3. Piyasada Fermente Sucuk Olarak Satılan Ürünlerin Kalite Özelliklerinin Saptanması ve Geleneksel Türk Fermente Sucuğu ile Karşılaştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Halime PEHLİVANOĞLU

      2015-07-01

      Full Text Available Bu çalışma, günümüz Türkiye’sinde marka olmuş firmalar tarafından üretilen ve fermente sucuk etiketi ile piyasaya sunulan sucukların karakteristik özelliklerinin araştırılması ve Geleneksel Türk Fermente Sucuk özellikleri ile karşılaştırılması amacı ile yapıldı. İstanbul piyasasında çeşitli markalarda satışa sunulan ve üzerinde fermente sucuk etiketi bulunan 30 adet sucuk numunesi çalışmada materyal olarak kullanıldı. Numunelerin tümünde Toplam Mezofil Aerob Mikroorganizmalar, Koliform Grubu Mikroorganizmalar, Laktik Asit Bakterileri, Stafilokok ve Mikrokoklar ile Küf ve Mayalar araştırıldı. Ayrıca pH değeri, rutubet miktarı, yağ miktarı, protein miktarı ve duyusal özellikleri incelendi. Elde edilen duyusal, fiziko-kimyasal ve mikrobiyolojik bulgulara göre, incelenen 30 adet sucuk numunesinin 8 adedinin (%26,6 fermente sucuk özelliğine yakın olduğu, 9 adedinin (%30,0 yarı fermente ve 13 adedinin (%43,3 ise ısıl işlem görmüş fermente olmayan sucuklar olduğu saptandı. Bu sonuçlara göre, fermente sucuk etiketi ile piyasaya sunulan ürünlerin 22 adedinin (%73,3 tam fermente olmaması nedeni ile ilgili yönetmelikler açısından taklit ve tağşiş kapsamına girdiği sonuç ve kanaatine varıldı.

    4. Turist Motivasyonunda Mahalli Kültür ve Etkisi ve Apart Ziyaretlerinde Turist Memnuniyeti

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nguyen Quang VINH

      2013-09-01

      Full Text Available Bu çalışma, apart turizm hizmet sektöründe stratejik pazarlama kararının tesis edilmesi anlayışını sağlamak için turizm planlamacılarına ve turizmcilere yardım etmeyi amaçlamaktadır. Ampirik analiz için Duonglam Eski Köyü’nün apart hizmetinden faydalanmış 150 uluslararası ziyaretçinin oluşturduğu datalar kullanılmıştır. Turist motivasyonu ve nihai varış noktası sadakatindeki memnuniyet arasındaki hipotezleri test etmek amacıyla regresyon yöntemi benimsenmiştir. Bu çalışma Duonglam köyündeki iklim şartları, nihai varış noktasına ulaşım kolaylığı, konaklama kalitesi, doğal güzellikler ve hijyen şartlarının turist memnuniyeti üzerinde önemli etkileri olduğu sonucunu çıkarmıştır. Diğer taraftan da bu sonuçlar Duonglam Eski Köyü’nün kültürel aktiviteleri ve turizm hizmet sektörü hakkında olumsuz bir kanıyı temsil etmektedir. Ayrıca çalışmada, araştırmanın sınırı ve turizm sektörü çalışanları için elde edilen bulguların sonuçları tartışılmıştır.

    5. Turist Rehberlerinin Liderlik Yönelimlerinin Belirlenmesine Yönelik Bir

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Teoman TÜRKMEN

      2017-07-01

      Full Text Available Turist rehberlerinin, turistlerin yabancı oldukları kültürle temasları sürecinde bilgi verici, yorumcu, tercüman, danışman ve aracı gibi çok sayıda rolleri bulunmaktadır. Bu rolleri ile rehberler, turistik deneyimin olumlu ya da olumsuz neticelenmesinde doğrudan etkilidirler. Rehberlerin tüm rollerinin başarılı bir şekilde ifa edilmesinde kilit öneme sahip rol ise, gruba hâkimiyet süreçlerini içeren liderlik rolüdür. Bu noktada, turist rehberlerinin liderlik rollerinin, turistin kaliteli hizmet almasında ve en nihai sonuç olarak turizmin hedeflenen amaçlarına ulaşmasında önemli bir etken olduğunu söylemek mümkündür. Çalışmada turist rehberlerinin liderlik yönelimleri ve liderlik yönelimleri ile demografik özellikleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Turist rehberlerine uygulanan anketlerle elde edilen veriler istatiksel analizler aracılığıyla değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda turist rehberlerinin genel olarak göreve yönelik liderlik davranışlarını benimsediği ortaya çıkmıştır. Ayrıca koşulların gerekliliğine göre görevi ya da ilişkileri ön planda tutmayı gerektiren değişim davranışı, rehberlerin en az tercih ettikleri liderlik davranışı olduğu tespit edilmiştir.

    6. Yerel E-Katılımın Yeni Aracı Olarak Sosyal Ağlar: Facebook ve Twitter Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Levent MEMİŞ

      2015-04-01

      Full Text Available Bu araştırmada, son yıllarda örgütleri ve bireylerin iletişim veya etkileşim sürecine yeni bir hız kazandıran sosyal ağların, daha da özelde Facebook ve Twitter araçlarının, belediye örgütleri ve belediye başkanları düzeyinde, yerel kamusal politikalara katılım bağlamında, “ne düzeyde” ve “nasıl” kullanıldığının ortaya çıkarılmasına çalışılmıştır. Bu kapsamda, kişisel düzeyde 6 belediye başkanının Facebook ve 12 belediye başkanının Twitter; kurumsal düzeyde ise 22 belediyenin Facebook ve yine 22 belediyenin Twitter hesabı araştırma kapsamında niteliksel içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmanın genel sonuçlarına göre, kişisel Twitter hesaplarında sorunları ileten/bilgi talep eden etkileşim öne çıkmakla birlikte, hesaplardaki üye sayısı dikkate alındığında sınırlı düzeyde etkileşimin olduğu, daha çok katılımın ilk evresi olarak kabul edilen bilgi aktaran, doğrudan katılımı teşvik etmeyen biçiminde kullanıldığı tespit edilmiştir.

    7. MEVSİMSEL DÜZELTMEDE KULLANILAN İSTATİSTİKİ YÖNTEMLER ÜZERİNE BİR İNCELEME-AN ANALYSE ON STATISTICAL METHODS WHICH ARE USED FOR SEASONAL ADJUSTMENT

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Handan YOLSAL

      2012-06-01

      Full Text Available Bu makalenin amacı zaman serileri için resmi istatistik ajansları tarafından geliştirilen ve çok yaygın olarak uygulanan mevsim düzeltme programlarını tanıtmaktır. Bu programlar iki ana grupta sınıflanmaktadır. Bunlardan biri, ilk defa olarak NBER tarafından geliştirilen ve hareketli ortalamalar filtreleri kullanan CENSUS II X-11 ailesidir. Bu aile X-11 ARIMA ve X-12 ARIMA tekniklerini içerir. Diğeri ise İspanya Merkez Bankası tarafından geliştirilen ve model bazlı bir yaklaşım olan TRAMO/SEATS programıdır. Bu makalede sözü edilen tekniklerin mevsimsel ayrıştırma süreçleri, bu tekniklerin içerdiği ticari gün, takvim etkisi gibi bazı özel etkiler, avantaj ve dezavantajları ve ayrıca öngörü performansları tartışılacaktır.-This paper’s aim is to introduce most commonly applied seasonal adjustment programs improved by official statistical agencies for the time series. These programs are classified in two main groups. One of them is the family of  CENSUS II X-11 which was using moving average filters and was first developed by NBER. This family involves X-11 ARIMA and X-12 ARIMA techniques. The other one is TRAMO/SEATS program which was a model based approach and has been developed by Spain Central Bank. The seasonal decomposition procedures of these techniques which are mentioned before and consisting of some special effects such as trading day, calendar effects and their advantages-disadvantages and also forecasting performances of them will be discussed in this paper.

    8. AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM SİSTEMİ SEÇİMİ İÇİN ÇOK ÖLÇÜTLÜ BİR KARAR VERME YAKLAŞIMININ KULLANILMASI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zehra KAMIŞLI ÖZTÜRK

      2014-02-01

      Full Text Available Bugün, dünya çapında çeşitli açık ve uzaktan eğitim (ODL sistemleri bulunmaktadır. Bu noktada, yaşam boyu öğrenme kapsamında kariyer yolundaki yeteneklerini geliştirmek isteyen bir öğrenen için bir ODL programını nasıl seçeceği önemli bir soru haline gelmektedir. Bu ise birbirine bağlı ölçütlerden oluşan karmaşık bir karar problemidir. Analitik Serim Süreci (ANP , bu bağlılıkları ele alan çok ölçütlü bir karar verme yöntemidir. ANP’deki serimler en iyi kararı vermek için hem nitel hem de nicel tüm faktör ve ölçütleri içermektedir. Bu çalışmada, ODL sistemlerini etkileyen ölçütleri araştırmak ve önceliklendirmek ile öğrenenlere bir ODL programı seçiminde yardımcı olmak amacıyla bir ANP modeli kurulmuştur. Çalışma sonucunda, lisans programları en çok tercih edilen ODL programı olmuştur. Ayrıca önerilen ANP modeli, her bir program türünün yürütülmesi için hangi ölçüt ve/veya ölçütlere dikkat edilmesi konusunda da uzaktan eğitim kurumlarına yardımcı olacaktır. Bu nedenle bu çalışma, ODL politikası geliştirme açısından da kurumlara destek verecektir.

    9. Vietnam Turizm Sektöründe Reklam Stratejilerinin Bulanık Kural Tabanlı Analizi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nguyen Quang VINH

      2015-04-01

      Full Text Available Bu çalışma, turizm sektöründe reklam stratejilerinin verimliliği analiz etmeyi amaçlamaktadır. Reklamcılık faaliyetleri, turistik yerlerin özellikleri ile bu yerlerin imajı, reklam verimliliğini etkileyen dinamikler olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmada yöntem olarak reklam stratejilerinin verimliliğini hesaplamada bulanık küme teorisi ve analitik hiyerarşi süreci kullanılmıştır. Buna ek olarak ortaya çıkan sonuçları teyit etmek amacıyla da SPSS yardımıyla istatistiksel analizler yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgular, reklam stratejilerinin verimliliğine ilişkin devletin yürütmüş olduğu çalışmaların birinci dereceden önemli olduğunu ortaya koymuştur. Bunun yanında çalışmanın bulgularına göre müşteri memnuniyeti ve uzun dönemli stratejiler açısından turistik yerlerde sağlanan hizmetlerin o bölgenin altyapı ve fiziki şartlarından çok daha önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır. Son olarak ise turizm bölgesinin imajıyla ilgili olarak öncelikle turistlere verilen değer, akabinde de müşteri memnuniyeti ve turistlerin bölgeye olan sadakati, uzmanlar tarafından ön plana çıkarılmaktadır.

    10. JEOTERMAL MERKEZİ ISITMA AÇISINDAN KONUT ÖZELLİKLERİ VE DENİZLİ'NİN JEOTERMAL ENERJİYE BAKIŞI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Halil KARAHAN

      1996-01-01

      Full Text Available Hava kirliliği sorununa etkili bir çözüm olarak yaklaşık on yıldır, Kızıldere Jotermal sahasından elde edilen jeotermal akışkanın Denizli'nin merkezi ısıtılmasında kullanımı sürekli gündemde bulunmasına rağmen bu güne kadar konut sayıları, konut alanları, ısınma türü, konut başına kömür tüketimi, ısı yalıtımı, mevcut binaların ne kadarının kaloriferli olduğu gibi projenin maliyetini doğrudan etkileyecek veriler ya keyfi olarak seçilmiş, ya da Denizli' ye göre yerleşim alanı ve nüfusu çok küçük olan yerler esas alınarak değerlendirmeler yapılmıştır. Yapılacak projenin istenilen amaca hizmet edebilmesi için Denizli' ye ait değerlerin elde edilmesi, fizibilite ve projelendirme aşamalarında bu değerlerin kullanılması gerekir. Bu amaçla Denizli şehir merkezinde, değişik gelir gruplarını ve konut özelliklerini temsil eden yaklaşık 15000 bağımsız birime (konut, işyeri ekte verilen anket formu dağıtılmış ve anket formları bilgisayar aracılığıyla değerlendirilmiş ve sonuçlar grafik olarak sunulmuştur.

    11. Samsun İli Bafra İlçesinde İkinci Ürün Silajlık Mısır Üretiminde Toplam Masraf, İş Gücü Gereksinimi ve İş Başarılarının Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Taner Yıldız

      2016-12-01

      Full Text Available Bu çalışma, Samsun ili Bafra ilçesi ova kesiminde ikinci ürün silajlık mısır üreten işletmelerde toplam masraf, iş gücü gereksinimi ve iş başarılarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre; toplam değişken ve sabit masraflar 2827,80 TL ha-1 ve 4224,60 TL ha-1 olarak hesaplanmıştır. Değişken ve sabit masrafların toplam üretim masrafları içerisindeki payları sırasıyla, %40,10 ve %59,90 olarak belirlenmiştir. Değişken masraflar içerisinde en yüksek payı gübreleme (%10,30 ve ilaçlama masrafları (%7,00 alırken; sabit masraflarda en yüksek payı ise arazi kiralama masrafı (%24,70 oluşturmuştur. En yüksek iş gücü gereksinimi hasat işlemlerinde (4,28 h ha-1 ve en düşük iş gücü gereksinimi ise ilaçlama işlemlerinde (2,35 h ha-1 ortaya çıkmıştır. İş başarıları bakımından en yüksek iş başarısı, nakliye işlemlerinde (0,53 ha h-1 elde edilmiştir.

    12. Halı Sektöründe İhracat Yapan Firmaların Markalaşma Düzeylerinin

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa METE

      2017-07-01

      Full Text Available Dış pazarlar, tehditleri ve fırsatları bünyesinde barındırmanın yanı sıra ulusal sınırlarla yetinmeyerek tüm dünyada adından söz ettirmek isteyen firmaların riskleri göze alarak zorlu rekabet ortamı içerisine girdikleri tespit edilmiştir. Markalaşma üzerine ülkemizdeki çalışmaların sayısının oldukça yetersiz olduğu, özellikle halı sektöründe ise daha az olduğu görülmektedir. Bu çalışmada Türk ekonomisinde önemli bir yere sahip olan halı sektörü ihracatında markalaşmanın etkilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Gaziantep ilinde faaliyet göstermekte olan ve ihracat yapan halı firmaları üzerinde çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya toplam 50 firma dahil edilmiştir. Veriler anket yöntemiyle elde edilmiştir. Çalışmadan elde edilen verilerin analizi SPSS 16.0 programı ile yapılmıştır. Yapılan analizler neticesinde bir marka adı altında ihracat yapan firmaların ihracat performansının daha yüksek olduğu, Turquality desteği alan firmaların son 3 yıllık ihracat ve satış performansının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

    13. İhracata Dayalı Büyüme Hipotezi: Türkiye Uygulaması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İsmail KÜÇÜKAKSOY

      2015-09-01

      Full Text Available Bu çalışma Türkiye ekonomisi için 2003:1Q ve 2015:Q1 çeyreklik veriler kullanılarak “İhracata Dayalı Büyüme Hipotezi”nin geçerliliği test etmeyi amaçlamaktadır. Hipotez, reel ihracattan reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH doğru nedensellik ilişkisi olduğunu iddia etmektedir. Çalışmada, Johansen koentegrasyon testi, Gregory-Hansen koentegrasyon testi, Toda-Yamamoto nedensellik testi, Tam Düzeltilmiş En Küçük Kareler Yöntemi (FMOLS, “Kanonik Koentegrasyon Regresyonu (CCR” ve “Dinamik En Küçük Kareler Yöntemi (DOLS” kullanılmıştır. Testler sonucunda elde edilen bulgular şunlardır: a Değişkenler arasında, Johansen koentegrasyon testine göre uzun dönemli bir ilişki yokken, Gregory-Hansen koentegrasyon testine göre uzun dönemli bir ilişki tespit edilmiştir; b Toda-Yamamoto testine göre reel ihracat ile reel GSYİH arasında çift yönlü nedensellik vardır. Bu bulgu Türkiye için ihracata dayalı büyüme hipotezinin geçerliliğini ispatlamaktadır; c FMOLS, CCR, DOLS yöntemlerine göre, uzun dönemde reel ihracatta meydana gelen %1’lik bir artış reel GSYİH’yı sırasıyla %1.5195, %1.5552, %1.3171 oranlarında arttırmaktadır. Her üç yöntem de ihracata dayalı büyüme hipotezini Türkiye ekonomisi için ispatlamaktadır.

    14. Mengen Peynirinden Laktik Asit Bakterilerinin İzolasyonu, Moleküler Tanımlanması ve Bazı Starter Kültür Özelliklerinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aylin AKOĞLU

      2016-12-01

      Full Text Available Çalışmada 50 adet Mengen peyniri örneğinden toplam 117 adet laktik asit bakterisi izole edilmiş ve laktik asit bakteri florası % 44.5 Enterococcus spp., % 29.9 Lactobacillus spp., % 25.6 Lactococcus spp. olarak belirlenmiştir. Elde edilen izolatların asidifikasyon kapasiteleri ile proteolitik aktiviteleri tespit edilmiş, en iyi asidifikasyona ve proteolitik aktiviteye sahip 22 adet suş 16S rDNA dizi analizi ile tanımlanmıştır. Tanımlaması yapılan suşların 15’i (% 63 Enterococcus spp., 5’i (% 21, Lactococcus spp., 1’i (% 4 Lactobacillus spp. ve 1’i (% 4 Weissella spp. olarak belirlenmiştir. 15 adet Enterococcus spp. izolatından; 9’u (% 60 Enterococcus faecium, 4’ü (% 26.7 Enterococcus faecalis ve 2’si (% 13.3 Enterococcus durans olarak; 5 adet Lactococcus spp. izolatından, 3’ü (% 60 Lactococcus lactis subsp. lactis, 2’si (% 40 Lactococcus garvieae olarak tanımlanmıştır. Lactobacillus spp. ve Weissella spp. olarak tanımlanan suşların ise sırasıyla Lactobacillus casei ve Weissella viridescens olduğu tespit edilmiştir. Tanımlanan suşlar içerisinden aynı anda hem düşük proteolitik aktivite hem de yüksek asidifikasyon aktivitesi özelliği gösteren bir adet Lactococcus lactis subsp. lactis suşu, Enterokoklar arasından bir adet Enterococcus faecalis, bir adet Enterococcus faecium ve iki adet Enterococcus durans suşu en iyi starter kültür özelliklerine sahip suşlar olarak belirlenmiştir.

    15. Türkiye’de Adli Belge İncelemesinde Bilirkişilik Sisteminin Değerlendirilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nevzat Alkan

      1998-12-01

      Full Text Available Adli belge incelemesi, adli bilimlerin önemli çalışma alanlarından birisidir. Çalışmamız, yurdumuzda adli belge incelemesi ile ilgili bilirkişilik uygulamalarının nasıl, hangi kuruluşlarda, kimlerce ve hangi prensiplerle yapılmakta olduğunu irdelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla bilirkişiliği düzenleyen kanun maddeleri, bu konuda çalışan resmi bilirkişi kuruluşları, bu kuruluşlarda yer alan adli belge inceleme laboratuvarları, bu laboratuvarların iş yükleri, teknik ve eleman kapasiteleri, eleman seçimlerinde uygulanan prensipler, adli belge incelemesi alanında özel bilirkişilik uygulamaları ile Adli Tıp Uzmanları Derneği ve Adli Bilimler Derneği' nin tüzükleri incelenerek tartışılmıştır. Elde edilen veriler, adli belge incelemesinde yurdumuzda yeni yasal düzenlemeler yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Böylece uygulamada, belirlenmiş çalışma standartları ve eğitim kurallarının oluşturulması ve ayrıca istismarı önlemek amacıyla yeterli denetimlerin yapılması sağlanacaktır. Bu da ancak yasal düzenlemelerin yanı sıra, tüm bilirkişilik alanlarında geçerli olduğu gibi meslek örgütlerinin yapacağı iç düzenlemeler ile mümkün olabilecektir. Anahtar Kelimeler: Adli Tıp, Adli Bilimler, Adli Belge İncelemesi, Grafoloji, Kaligrafi.

    16. Ankara Bölgesinde Tüketime Sunulan Bazı Gıda Maddelerinde Sentetik Boya Düzeylerinin Araştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gülderen Yentür

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada Ankara piyasasından sağlanan reçel, meyveli yoğurt, meyve suyu, alkolsüz içecek, elmalı şeker örneklerinden oluşan toplam 160 gıda maddesinde bazı sentetik boyaların saptanması amaçlanmıştır. Bütün örneklerde Tartrazine, Quinoline Yellow, Sunset Yellow F.C.F, Carmoisine, Ponceau 4R, Indigotin sentetik boya maddeleri yün boyama ve kâğıt kromatografisi yöntemiyle kalitatif olarak saptanmıştır. Kantitatif tayin birinci dereceden türev spektrofotometresi yöntemi kullanılarak yapılmıştır. 11 adet alkolsüz içecek örneğinde Ponceau 4R ve Carmoisine boyalarının ortalama değeri 49.2405±0.0002 mg/l olarak bulunmuştur. A ve B pastanelerine ait elmalı şekerlerde Ponceau 4R’nin ortalama düzeyleri sırasıyla 2265.3140±36.0215 mg/kg ve 584.4700±3.5281 mg/kg olarak saptanmıştır. Elde edilen bulgulara göre alkolsüz içeceklerdeki sentetik boya miktarlarının Türk Gıda Kodeksinin (TGK belirttiği sınırları aşmadığı ve elmalı şekerlerdeki Ponceau 4R miktarlarının ise Türk Gıda Kodeksinin sınır değerlerinin üzerinde olduğu bulunmuştur. Diğer gıda ve içecek örneklerinde ise sentetik boya varlığına rastlanmamıştır.

    17. Yeşilçam Döneminde Van’ın Sinema Kültürü Van’s Cinema Culture in Yeşilçam Period

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Arzu ERTAYLAN

      2013-09-01

      aim, importance and scope of the work is defined as well as the limitations and problems faced during the research. In the second part of the work, the advantages and disadvantages of the concepts, ‘descriptive analysis method’ and ‘unstructured interview technique’ that this research is based on are explained. The latter part deals with the cinema culture of Van till 1980s with the help of the topics that are defined. As a conclusion, the data gathered during the reserach is evaluated under the light of the knowledge on Turkish cinema in relation to the social and political situation of Turkey. İletişim ve güzel sanatlar fakültelerinin sayılarındaki artışa bağlı olarak sinema konusunda yapılan teorik çalışmaların sayıca arttığı yadsınamaz bir gerçek haline gelmiştir. Türk sinemasının geçmişi ve bugünü pek çok akademisyen ve sinemasever tarafından mercek altına alınmış, yeni ve eski çok sayıda film, konuları, üslupları, ideolojileri, türleri, yönetmenleri ve filmlerdeki herhangi spesifik bir konunun temsili gibi pek çok açıdan incelenmiş, filmler belli araştırma yöntemlerine dayanarak analiz edilmiş ve sonuçta teorik anlamda ciddi bir külliyat oluşmaya başlamıştır. Bu tür teorik çalışmaların önemine rağmen Türk sineması alanında yapılan saha çalışmalarının sayıca geride kaldığı da aşikardır. Durumun eşitlenmesi gibi bir zorunluluk bulunmasa da, saha çalışmalarının sağlayacağı katkıların da göz ardı edilmemesi gerektiği düşünülmektedir.Belli bir pilot bölgeyi temel alarak elde edilen verilere dayanan saha çalışmalarının, bu bölge özelinde yaşanan sorunlara pratik yanıtlar getirebilme potansiyeli bulunmaktadır. “Yeşilçam Döneminde Van’ın Sinema Kültürü” isimli çalışma da bu açıdan önemli görülmüştür. Elde edilen sonuçların Van ilinde sinemanın gelişimine ilişkin somut bilgiler sağlaması ve başka araştırmacılar için yol g

    18. Türk Dili ve Edebiyatı İle Türkçe Öğretmeni Adaylarının Dede Korkut Hikâyeleri Hakkındaki Bilgi ve Görüşleri / The Knowledge and Opinions of the Turkish Philology and Turkish Teacher Candidates Regarding Dede Qorqut Stories

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa Yeniasır

      2017-09-01

      rkçe öğretmeni adaylarına uygulanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular tartışılarak çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Elden edilen en önemli sonuçlardan biri ankete katılanların önemli bir bölüğünün söz konusu hikâyelerin, geçmişimizi ve millî değerlerimizi yansıttığını düşünmeleridir. Ancak böyle düşünmelerine karşın bilgi anlamında birçok eksiklik olduğu gözlemlenmiştir. Bu yüzden Dede Korkut Hikâyelerine, özellikle ortaöğretimin son üç kademesinde (9, 10 ve 11. sınıflar mutlaka yer verilmeli ve ayrıntılı bir şekilde üzerinde durulmalıdır. Ayrıca sadece ortaöğretimin son üç yılı ile yetinilmemeli, çocuklar küçük yaştan itibaren seviyelerine uygun yeniden hikâyeleştirmelerle, çizgi filmlerle, oyunlarla ve tasarlanacak başka araçlarla ilkokuldan başlanarak küçük yaştan itibaren Türk kültürünün bu önemli eseriyle yetiştirilmelidir.

    19. Computer Education and Instructional Technologies Department Students’ Web 2.0 Tools Use Cases According to Personality Types [Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğrencilerinin Kişilik Tiplerine Göre Web 2.0 Araçlarını Kullanım Durumları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ebru Albayrak Özer

      2017-12-01

      ğrencilerden 5 kişi içedönük, 5 kişi dışadönük, 6 kişi yeniliğe açık ve 6 kişi yeniliğe kapalı olma özelliği taşımaktadır. Bu öğrenciler sıfatlara dayalı kişilik testine tabi tutulan 30 öğrenci arasından istenilen özellikleri göstermeleri bakımından amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre öğrencilerin kişilik özelliklerine bağlı olarak sosyal medya araçlarını kullanım tercihlerinin farklılaştığı görülmüştür. Bu araçlar arasında en fazla Facebook, Twitter ve Instagram’ın tercih edildiği ifade edilmiştir. Araştırmada elde edilen diğer sonuçlara göre farklı kişilik özelliklerine sahip öğrencilerin derse uyum sağlayabilmesi için en kullanılabilir ve tercih edilebilir olan web 2.0 araçlarının göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bunun yanında bu araçların getirebileceği olumsuz sonuçları engelleyebilecek önlemler de alınmalıdır.

    20. Evaluating the Production of Doubled Haploid Wheat Lines Using Various Methods of Wheat and Maize Crossing to Develop Heat-Tolerant Wheat Varieties

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tayebeh BAKHSHI

      2017-02-01

      tekniklerinden oluşan buğdayda haploid üretiminin üç yöntemi kullanılmış ve karşılaştırılmıştır. Elde edilen tohum sayısı, elde edilen embriyo sayısı ve üretilen haploid fideler sayısı gibi özellikler araştırılmıştır. Karşılaştırmalar, buğday sivrilerini muhafaza etmenin çeşitli yöntemleri arasında tohum üretim yüzdesi, embriyo oluşumu ve haploid fide üretimi açısından (C metodunun diğer tekniklerden daha iyi olduğunu göstermiştir. Ayrıca, her üç yöntemde, tohum üretim yüzdesi, embriyo oluşum yüzdesi ve haploid fide üretimi yüzdesi sırasıyla 76,84, 25,22 ve 51,89'e eşittir. Her üç yöntemdeki buğday genotipleri arasında,% 87.28 tohumluk seti olan DH-133 genotipi % 32,71 yüzdesiyle embriyo oluşumu ve % 65,08 haploid fide üretimi olan DH-132 genotipi en iyi genotiplerdir. Toplam 92 katlanmış haploid çizgi üretilmiştir. 86 çift haploid hattının değerlendirilmesinde, yetiştirme mevsimi, bitki boyu, barınma, çekirdek verimi ve 1000 çekirdek ağırlığı gibi özellikler incelenmiştir. Son olarak, ısı stres koşulları altında adaptasyon ve stabilite testi için 3 hat seçilmiştir.Anahtar kelimeler: Buğday, Çift katlı haploid, Kromozom eliminasyonu, Müstakil yeke kültürü

    1. İlköğretim 4. ve 5. Sınıf Öğrencileri Arasındaki Zorbalık Olaylarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi (Rize İli Örneği Study of Bullying Circumstances Between 4th and 5th Grade Students of Primary Education According to Various Variables (Rize Province Example

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yücel ÖKSÜZ

      2012-09-01

      şkin (2002 tarafından geliştirilen “Akran Zorbalığı Anketi” kullanılmıştır. Ayrıca derinlemesine inceleme yapabilmek için 10 öğrenci ile araştırmacılar tarafından geliştirilen 3 açık uçlu soru kullanılarak mülakat yapılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler ve Kay-kare testi kullanılmıştır. Mülakatlardan elde edilen veriler ise nitel araştırma teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre öğrencilerin büyük çoğunluğunun zorbalık uyguladığı ya da kendilerinin zorba davranışlara maruz kaldığı belirlenmiştir. Öğrencilerin en sık karşılaştıkları zorbalık türünün sözel zorbalık sonrasında fiziksel zorbalık olduğu, hem okul içinde hem de okul dışında daha çok “bir erkek öğrenci” ya da “bir grup erkek öğrenci” ve kendilerinden daha büyük olanlar tarafından zorbalığa maruz kaldıkları, zorbalık olaylarıyla karşılaştıklarında özelikle bir yetişkinden yardım istedikleri veya bu duruma karşılık verdikleri ve “bedensel ve zihinsel jimnastik” ve “bilimsel farkındalık” kategorisindeki sosyal kulüplerin daha çok zorba kurban öğrenciler tarafından tercih edildiği tespit edilmiştir.

    2. Öğretmenlerde A Tipi Kişilik, Stres Kaynakları, Öz Yeterlik ve İş Doyumu Type A Personality, Stress Resources, Self Efficacy And Job Satisfaction Among Teachers

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hikmet YAZICI

      2013-09-01

      şkilidir. Farklı değişkenlere bağlı olarak öğretmenlerin iş doyumu üzerinde de araştırmalar yapılmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, öğretmenlerdeki iş doyumunun kişilik özellikleri, stres kaynakları ve öz-yeterlik inançları ile ilişkilerini incelemektir. Araştırma kapsamında yaş, cinsiyet, medeni durum, çalışılan kurum türü ve idarecilik deneyimi gibi değişkenlerle iş doyumu arasındaki ilişkiler de ele alınmaktadır. Araştırma, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında, Trabzon ilindeki özel ve resmi eğitim kurumlarında görev yapan 689 öğretmen (Kadın= 346, Erkek= 343 üzerinde yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Kişisel Bilgi Formu, İş Doyumu Ölçeği, Stres Kaynakları Ölçeği, A Tipi Kişilik Ölçeği ve Genel Öz-yeterlik Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; A tipi kişilik özellikleri, stres kaynakları ve öz yeterlik inançları öğretmenlerin iş doyumlarını anlamlı düzeyde açıklamaktadır. Bunun yanı sıra yaş ve çalışılan kurum türü değişkenleri de iş doyumunu anlamlı düzeyde yordamaktadır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar, literatür bulguları doğrultusunda tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.

    3. Eski Kimyada Kibrît-i Ahmer Teriminin Klasik Türk Şiirine Yansımaları Reflections of the Term Kibrit-i Ahmar From Field of Alchemy Onto Classical Turkish Poetry

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Korkut ÇEÇEN

      2012-09-01

      önüşebileceğine inanıyorlardı; özellikle sıradan madenleri en değerli maden kabul edilen altına dönüştürmeye çalışıyorlardı. Bu dönüşüm düşüncesinin temelinde bazı kuramlar yer almaktaydı. Dört unsur kuramı, kükürt-cıva kuramı ve iksir kuramına göre bir maddenin başka bir maddeye dönüşebilmesi mümkün idi. Bu dönüştürme işleminde kullanılan maddelerden biri olan kibrît-i ahmer, kadim kültürlerden bu yana altına dönüştürme gücü olduğuna inanılan, nadir ve çok değerli bir iksir olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte gerek bir iksir olarak kabul edilen kibrît-i ahmer ve gerek kimyaya ilişkin bazı kavramlar maddi değer ve anlamlarının dışında zamanla mecazi, sembolik ve mistik anlamlar da kazanmıştır. Tasavvufta kimya, olgunlaşmayı ve mükemmelleşmeyi ifade eder. Tasavvufun kimya dilini kullanmasından dolayı, zaman içerisinde mutluluğu elde etmek anlamına gelen “kimyâ-yı saâdet” gibi yeni kavramlar da oluşmuştur. Kibrît-i ahmer sözü ise kıymetli ve nadir bulunan varlıkları ifade etmede kullanılır. Dönüştürme ve mükemmel kılma gücü de olan kibrît-i ahmer, kazandığı tasavvufi anlamlarla klasik Türk şiirinde işlenmiştir. Bu çalışmada eski kimya ve kibrît-i ahmer hakkında kısaca bilgiler verilmiş, divanlarda geçen kibrît-i ahmer ile ilgili beyitler değerlendirilerek söz konusu terimin klasik Türk şiirindeki kullanımlarına dikkat çekilmiştir.

    4. "LETTER TO MY FATHER" BY OĞUZ ATAY OR AN AUTHOR FACING HIS DEAD FATHER/HIMSELF OĞUZ ATAY’DAN “BABAMA MEKTUP” YA DA BİR YAZARIN ÖLEN BABASIYLA/KENDİSİYLE HESAPLAŞMASI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İbrahim TÜZER

      2010-10-01

      baba” birçok edebî metne konu olmuş; farklı yazar ve şairlerimizin eserlerinde değişik kavramlar etrafında işaret edilen birer izlek olarak yer almıştır. Oğuz Atay’ın “Babama Mektup” adlı metninde okurla buluşturulan “baba” figürünün yukarıda ifade edilen dönemler içerisinde dikkat çekilenlerden farklı duran yanları vardır. Bunlardan en belirgin olanı belki de, baba hayattayken başarılamayan iletişimin o öldükten sonra kurulmak istenmesidir. Yazar, babasının yüzüne karşı söylemek isteyip de söyleyemediklerini, ölmüş bedeni karşısında “dil”e getirir. Burada dikkat çeken bir başka nokta ise Atay’ın tüm yapmacıklardan sıyrılarak evreninde sahiciliğin yer aldığı bir dil’i merkez alıyor olmasıdır. Her ne kadar bu dil, edebî metnin kurmaca düzleminden muhatabına ulaşıyor olsa da okuru içerden sarıp sarmalamaktadır. Metnin zengin anlam alanlarına açımlanarak derinleşmesi; yazarın babasıyla olan yaşanmışlıklarının yanına okurun yaşanmışlıklarının da eklemlenerek derin anlam alanlarında çoğalması böyle gerçekleşmektedir. Makalede “Babama Mektup”un bu derin anlam yapısını kurgulayan anlatı formunun ve yazarın kendiyle hesaplaşırken ortaya çıkan söylemlerin özellikleri üzerinde durulacaktır.

    5. Değerleri Kazandırmasındaki Etkililik Açısından Resmi Ve Örtük Program İle Okul Dışı Etmenlerin Öğrenci Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi Evaluation Of Curriculum, Hidden Curriculum And Out-Of-School Sources In Terms Of Their Efficacy For Gaining Values Based On Student Views

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Etem YEŞİLYURT

      2012-12-01

      üzeyinde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. “Benzeşik örnekleme yöntemi” kullanılarak belirlenen araştırmanın örneklemini, altı ilköğretim okulunda öğrenim gören 526 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri Fer ve Kuş (2009 tarafından geliştirilen „İlköğretim Programlarında Yer Alan Değerleri Kazanma Yolları Anketi‟ ile toplanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapma teknikleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgulardan hareketle şu genel sonuçlara ulaşılmıştır. Kişisel ve evrensel değerler ile milli değerlerin öğrencilere kazandırılmasında resmi ve örtük program ile okul dışı etmenlerin üçünün de çok etkili olduğu tespit edilmiştir. İstatistiksel açıdan aralarında fazla bir fark olmamasına rağmen, değerlerin kazandırılmasında birinci derecede okul dışı etmenlerin, ikinci derecede resmi programın, üçüncü derecede ise örtük programın daha etkili olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Değerlerin kazandırılması yollarında da benzer bir sonuca varılmıştır. Elde edilen başka bir sonuç ise, resmi ve örtük program ile okul dışı etmenlerin milli değerlerin öğrencilere kazandırılmasında daha yüksek düzeyde etkili olduğudur. Ayrıca ulaşılan sonuçlar doğrultusunda çeşitli öneriler geliştirilmiştir.

    6. Almanca Derslerinde Metne Dayalı Dil Bilgisi Öğretiminin On Birinci Sınıf Öğrencilerinin Dil Bilgisi Başarısına Etkisi Impact Of Teaching Grammar Through Text On 11th Grade Students’ Grammar Achievement In German Lessons

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bülent KIRMIZI

      2013-09-01

      ığını belirlemektir. Öğrencilerin belirlenen dil bilgisi konularındaki becerilerini ölçmek amacıyla yirmi sorudan oluşan çoktan seçmeli bir test hazırlanmıştır. Çalışmanın evreni, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Adana’da bulunan iki farklı Anadolu Lisesinin 179 (deney grubu 89 ve kontrol grubu 90 on birinci sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmaya dâhil edilen ve aralarında Almanca dil bilgisi bakımından anlamlı bir fark bulunmayan Piri Reis Anadolu Lisesi kontrol grubu; Adana Anadolu Lisesi de deney grubu olarak alınmıştır. Çalışmanın başlangıcında her iki gruba ön test uygulanmıştır. Uygulama materyali olarak da Deney grubu öğrencilerine “Grammatik Geschichten” (Aral & Haase, 2011 kitabından, hedef dil bilgisi kurallarına uygun metinler olan “Mein Alptraum” ve “die Lüge” adlı okuma parçaları seçilmiş ve bunlara dayalı olarak etkinlikler hazırlanarak deney grubuna on iki saat süresince uygulanmıştır. Her iki gruba son test uygulanarak toplanan verilerin analizinde SPSS 11,5 programı kullanılmıştır. Elde edilen veriler, t-testi kullanılarak çözümlenmiş ve sonuç olarak, deney grubundaki öğrencilerin kontrol grubundaki öğrencilere göre daha başarılı oldukları tespit edilmiştir. Almancanın ikinci yabancı dil olarak öğretiminde metinlerden daha fazla yararlanılmalıdır. Gramer öğretiminde metin odaklı yöntemle diğer yöntemler karşılaştırılmalı ve öğrenciler üzerindeki etkileri araştırılmalıdır.

    7. Ahşap Kurutmada Çevre Dostu bir Teknoloji : Yüksek Frekans / High-Frequency-Vacuum Wood Drying Technology

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Cengiz Güler

      2012-12-01

      Full Text Available Katma değerli olmasına karşın kurutulması güç ağaç türlerine ait kalın kerestelerin, klasik kurutma metoduyla çok uzun sürelerde kurutulabilmesi ve istenen kalite düzeylerinin tam olarak elde edilememesi nedeniyle günümüzde Yüksek Frekans-Vakum kombinasyonlu kurutma metodu (YFV kendini göstermiş durumdadır. Geçmişte özellikle yatırım maliyetleri ve teknolojik altyapı zorlukları nedeniyle yaygınlaşamayan bu yöntem tekrar güncel hale gelmiştir. Bu kurutma metodunda prensip; ısı kaynağının, elektrik enerjisi olmasıdır. Dolayısı ile katı ve sıvı yakıta göre çevre dostu olduğu kabul edilebilir. Bu metot ile ağaç malzemeye gönderilen elektromanyetik dalgaların meydana getirdiği ısıdan yararlanmak suretiyle, kalın ve güç kuruyan, başlangıç nemi yüksek olan ağaç türlerinin %10 un altındaki sonuç nemlerine kadar çok kısa sürelerde kurutulması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada öncelikle kurutma teknoloji hakkında genel bilgi verilmiştir. Daha sonra ise, günümüze kadar yapılan orijinal çalışmalar özetlenerek klasik yöntemle kurutulmasında önemli zorluklar olan, kurutma süresi çok uzun olan veya hiç kurutulamayan Meşe, Ceviz, Kayın, İroko, Kestane gibi ağaç türlerinin kalın kerestelerinin kurutulması denemelerinden elde edilen sonuçlar ortaya konulmuştur. Son bölümde ise elde edilen bu sonuçlar özellikle metodun donanım ve işletme giderleri, ortaya çıkan kurutma süreleri ve kalite düzeyleri, çevreye uyumlu teknoloji ekseninde ele alınmıştır. Ayrıca, bu metodun kereste kurutma dışında diğer tarımsal ürün ve atıkların kurutulmasında kullanılabilir olması nedeniyle çevreye uyumlu üretim ve geri dönüşüme sağladığı katkı da bu kapsamda irdelenmiştir. High-Frequency-Vacuum Wood Drying Technology High density wood species dried very long period’s and very low quality levels with method in conventional drying. So High

    8. Library Highway: Library Professionals as Agents of Changes=Kütüphane Geçidi: Değişim Temsilcileri Olarak Kütüphane Çalışanları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Jurgita Rudzıonıene

      2013-10-01

      alışan uzmanlar arasından seçilmiştir ve buna bağlı olarak deneysel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Araştırma ilgi ve iletişim alanında faaliyet gösteren sosyal bir kurum özelliği taşıyan kütüphanelerin modernleşme sürecinden kaynaklı olarak kütüphanecilerin mesleki ve kişisel değişikliklerine dikkat çekmektedir. Araştırma yöntemi olarak nicel araştırma yöntemi kullanılmış; oluşturulan bir anket ile kütüphanelerde çalışan kütüphanecilerin çalışmalarındaki değişiklikler ölçümlenmiştir. Araştırma, Litvanya halk kütüphanelerinde 10 yıldan fazla süredir çalışan kütüphanecilerinden gerçek gözlem ile elde edilen verilerin sonuçlarını yansıtmaktadır. Araştırma kapsamında elde edilen veriler Litvanya’da Bill & Melinda Gates Vakfı tarafından düzenlenen “Bibliotekos pažangai” (Yenilik için Kütüphaneler yarışması sonuçlarına göre en iyi 5 halk kütüphanesinden toplanmıştır. Genel olarak araştırma, kütüphanelerin seçimi, iş deneyimine sahip kütüphanecilerin belirtilen kütüphanelerden seçimi nicel çalışmanın yürütülmesi amacıyla anketin uygulanması aşamalarından oluşmaktadır. Araştırma sonuçları halk kütüphanecilerinin bilgi teknolojilerinin gelişiminden doğan mesleki ve kişisel değişikliklerini göstermektedir ve kütüphanecileri değişimin temsilcileri olarak betimlemektedir.

    9. Türkiye’de Tarih Öğretimi Hakkında Yayımlanmış Makaleler: Bir Bibliyografya Denemesi The Articles Published About History Teaching in Turkey: An Essay of Bibliography

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Adem AYDEMİR

      2012-12-01

      Full Text Available There is a direct correlation between the acquisition of educational and instructional success and the applied methods and techniques in order to achieve this success. The studies with the process of informing the students in education area has always been changing and developing. People’s comprehending what they read and commenting on the subject are always intended and preferred processes in education area. It is exclaimed that literature review is one of the most importantsteps after the determination of topic for a research in researchmethods. It is an inevitable must that researchers determine theprevious research on the topics they are studying and discuss inparallel with their own studies. Today, it is seen that these studies, ofwhich importance increases, not only prevent the waste of time andwork in scientific studies but also make statistical studies easier.Historical consciousness is one of the most important objectivesattempted to be acquired through history teaching to students withincontemporary education systems. However, the studies with the processof informing the students in education area has always been changingand developing. A bibliography is very important for the researcherswho studies about the history teaching. In this bibliographic study,works on history teaching are dealt with the idea to contribute to theresearchers.This study is a bibliography essay of 280 articles, published inTurkey about history teaching. Articles are arranged according tosurname of writers in the bibliography. Eğitim ve öğretimde başarı, öğrenciyi belirlenen hedeflere ulaştırmak için takip edilen yöntem ve tekniklerle doğru orantılıdır. Eğitim alanında öğrencilere bilgi edindirme süreci ile ilgili çalışmalar her zaman değişme ve gelişme göstermektedir. İnsanların okuduğunu anlaması ve yorumlayabilmesi eğitim sürecinde her zaman istenilen ve tercih edilen bir süreçtir.Araştırma yöntemlerinde; yapılacak bir

    10. Sezai Karakoç'un Bir Sorusu Üzerine On A Question Of Sezai Karakoç

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fırat CANER

      2013-07-01

      Full Text Available The voice in Sezai Karakoç’s Hızırla Kırk Saat says that he learned how to break the idols made of rocks from Abraham, but he doesn’t know how to destroy the idols made of words. This voice constitutes a typical 20th century philosopher concerned with pornography. Those philosophers who live in the age of images, and whose minds areblurred by the excessive bombardment of images, generally act as ifthey were iconaclasts in the age of Byzantium. Philosophers and literarywriters of our age are hopeless because of the pornographic patternswhich determine our lives. This hopelessness is driven by volontarismwhen they speak about the future, and/but by determinism when theyspeak about the past. But we should take the historical necessities intoaccount when what’s at stake is a consideration of the future. Thencewe can foresee that pornography will lose its effect on our lives becauseof the historical necessities. As a result of the coexistence of thousandsof images, no image can sufficiently satisfy or provoke the eye. That’swhy iconaclasts are not different from romantic revolutionists whohopefully dream that they can change the world in a moment.Consequently we can say that satisfying the eye is a stage within theprocess of images’ losing their effect on out minds. Sezai Karakoç’un Hızırla Kırk Saat adlı eserindeki ses, mermer putları nasıl devireceğini Hz. İbrahim’den öğrendiğini, buna karşılık, nesnesi olmayan putları, örneğin sözlerle, yani zihinlerde inşa edilen putları nasıl devireceğini bilmediğini, bunu kimsenin öğretmediğini söyler. Sözlerle inşa edilen putların nasıl kırılacağını bilmediğini söyleyen ses, pornografi hakkında yazan tipik bir 20. yüzyıl düşünürü sesidir. İmaj çağının imaj bombardımanı altında zihni bulanan bu düşünürler, genel olarak, Bizans tarihindeki put kırıcıların tavrını benimsemişlerdir. Günümüz felsefe ve edebiyatının günlük ya

    11. Ortaçağ ve Sonrası Muş İli Yüzey Araştırması -2010- Varto

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bülent Nuri KILAVUZ

      2013-03-01

      katlıdır. Minare, Kale ve Dere Mahallelerinde bulunan evler, kent merkezinde kalmalarından dolayı hızla yok olmaktadırlar. Özellikle ön cephe düzenlemeleriyle Muş’a ait karakteristik bir özellik gösterirler.Varto ilçesinde tespit edilen Mezar taşları insan ve hayvan figürlü formlarıyla dikkat çekicidir. Hasköy ve Korkut’un köylerinde tespit edilen Mezar taşları ise kılıç ve kalkan motifleriyle öne çıkar.Anıt eserler ve Mezar taşları bölgeye ve dönemlerine göre malzeme, form ve üslup açısından farklılıklar göstermektedir. Tespit edilen eserler genellikle Osmanlı (XVI-XIX Yüzyıl dönemine aittir.İncelenen mezarlıkların hepsi birbirlerinden farklı özellikler sergilemektedir. Bu durum Muş coğrafyasının zenginliğini ortaya koyması açısından önemlidir. Mezar taşları üzerindeki bazı motifler özellikle bölgedeki diğer illere oranla farklılıklar sergilemektedir.Mezarlıklardaki tarihi mezarlar doğal ve insani etkenlerle günden güne hızla tahrip olmaktadır. Ayrıca bütün mezarlıklarda günümüzde de yeni gömülerin devam etmesi tahribi artırmaktadır.L’Enquête du terrain de la ville de Muş dans la période médiévale et postmédiévale – 2010 VartoRésuméCette étude a été réalisée du 09 au 26 juillet 2010 – avec l’autorisation du Ministère de la culture et du tourisme de la République turque et de la Direction générale des monuments culturels et des musées – au centre ville de Muş et aux villages des districts de Varto, Korkut et Hasköy. Dans cette recherche, on a identifié et examiné trois églises, un dépôt, une fontaine, un ensemble composé de six appartements et treize cimetières. Au centre ville de Muş, les maisons en général sont souvent bâties sur base d’adobes et se composent de deux étages. Les maisons des quartiers de Minare, Kale et Dere disparaissent petit-à-petit du fait qu’elles sont sises dans le centre de la ville. Ces maisons pr

    12. Ortaçağ ve Sonrası Muş İli Yüzey Araştırması -2010- Varto / A Survey on Medieval and Later Periods of Varto, Muş (2010

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bülent Nuri KILAVUZ

      2013-03-01

      ve iki katlıdır. Minare, Kale ve Dere Mahallelerinde bulunan evler, kent merkezinde kalmalarından dolayı hızla yok olmaktadırlar. Özellikle ön cephe düzenlemeleriyle Muş’a ait karakteristik bir özellik gösterirler. Varto ilçesinde tespit edilen Mezar taşları insan ve hayvan figürlü formlarıyla dikkat çekicidir. Hasköy ve Korkut’un köylerinde tespit edilen Mezar taşları ise kılıç ve kalkan motifleriyle öne çıkar. Anıt eserler ve Mezar taşları bölgeye ve dönemlerine göre malzeme, form ve üslup açısından farklılıklar göstermektedir. Tespit edilen eserler genellikle Osmanlı (XVI-XIX Yüzyıl dönemine aittir. İncelenen mezarlıkların hepsi birbirlerinden farklı özellikler sergilemektedir. Bu durum Muş coğrafyasının zenginliğini ortaya koyması açısından önemlidir. Mezar taşları üzerindeki bazı motifler özellikle bölgedeki diğer illere oranla farklılıklar sergilemektedir. Mezarlıklardaki tarihi mezarlar doğal ve insani etkenlerle günden güne hızla tahrip olmaktadır. Ayrıca bütün mezarlıklarda günümüzde de yeni gömülerin devam etmesi tahribi artırmaktadır. L’Enquête du terrain de la ville de Muş dans la période médiévale et postmédiévale – 2010 Varto Résumé Cette étude a été réalisée du 09 au 26 juillet 2010 – avec l’autorisation du Ministère de la culture et du tourisme de la République turque et de la Direction générale des monuments culturels et des musées – au centre ville de Muş et aux villages des districts de Varto, Korkut et Hasköy. Dans cette recherche, on a identifié et examiné trois églises, un dépôt, une fontaine, un ensemble composé de six appartements et treize cimetières. Au centre ville de Muş, les maisons en général sont souvent bâties sur base d’adobes et se composent de deux étages. Les maisons des quartiers de Minare, Kale et Dere disparaissent petit-à-petit du fait qu’elles sont sises dans le centre de la ville. Ces

    13. Samanlarda Biyolojik Muamelelerle Lignoselüloz Kompleksin Sindirilebilirliğinin Artırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aydan Atalar

      2017-12-01

      Full Text Available Samanların hücre duvarında bulunan lignoselüloz kompleksin parçalanması ile selüloz ve hemiselüloz gibi rumen fermantasyonuyla sindirilebilir fraksiyonlar elde edilir. Rumende sindirilmeyen ligninin biyoteknolojik metotlarla parçalanarak samandan yararlanılabilirliğin artırılması son yıllarda hayvan beslemecilerin odak noktası olan alanlarından birisi olmuştur. Lignoselüloz kompleksin biyolojik metotlarla muamelesinde bakteriler, mantarlar ve bu mikroorganizmalardan elde edilen enzimler kullanılmaktadır. Bakteri muamelesinde Mycobacterium, Arthrobacter ve Flavobacterium türü bakterilerin lignini parçalayabilme özelliğinden yararlanılmaktadır. Enzim muamelesi etkili olmasına rağmen yüksek maliyet nedeniyle uygulamada yer bulamamıştır. Mantar muamelesinde beyaz, kahverengi ve yumuşak çürüme yapan 3 tür mantar kullanılmaktadır. Kahverengi çürükçül mantarlar tercihen selüloz ve hemiselüloza saldırır, ancak lignini parçalayamaz. Beyaz çürükçül mantarlar lignine saldırarak lignol bağları ve aromatik halkayı parçalarlar. Beyaz çürükçül mantarlar selülaz, ksilanaz gibi hidrolitik enzimlerle polisakkaritleri ve lignin peroksidaz ve lakkaz gibi oksidatif ligninolitik enzimlerle lignini parçalarlar. Lignoselülozik materyalleri en iyi parçalayabilen mikroorganizmaların mantarlar olması ve maliyetin düşük olması nedeniyle özellikle beyaz çürükçül mantarların uygulama potansiyeli bulunmaktadır. Bu bildiride biyoçeşitliliğin sağladığı avantajla biyolojik metotlarla samanların sindirilebilirliğinin artırılması tartışılacaktır.

    14. Isparta Yöresinde Doğal Yayılış Gösteren Bazı Bitki Türlerinin Kesme ve Kuru Çiçekçilikte Kullanım Olanakları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Güliz TÜRKMENOĞLU

      2016-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada Isparta yöresinde yayılış gösteren bazı doğal bitki taksonlarının kesme ve kuru çiçekçilikte kullanım olanakları araştırılmıştır. 2014-2015 yılları arasında gerçekleştirilen arazi çalışmalarında Acantholimon acerosum subsp. acerosum var. acerosum, Origanum sipyleum, Hypericum perforatum, Fibigia clypeata subsp. clypeata var. eriocarpa, Minuartia gracilis, Dianthus calocephalus,  Alyssum murale subsp. murale var. murale, Dactylis glomerata subsp. hispanica, Alopecurus myosuroides subsp. myosuroides, Iris pseudacorus bitki taksonları toplanmıştır. O. sipyleum ve M. gracilis ülkemiz için endemik türlerdir ve IUCN Red Data Book tehlike kategorilerine göre az tehdit altında, en az endişe verici (LR(Ic ve zarar görebilir (VU  grubuna girmektedir. Toplanan bitki taksonlarının morfolojik özelliklerden bitki boyu, çiçek sayısı, çiçeklenme ve yapraklanma başlangıcı ölçümleri yapılmıştır. Yapılan ölçümlerde bitki boyu en uzun olan takson 163 cm ile Iris pseudacorus, en kısa olan takson 10 cm ile Minuartıa gracilis’tir. Çiçek sayısı en fazla olan takson 54 adet ile Alopecurus myosuroides subsp. myosuroides, en az olan takson ise 1 adet ile Dactylis glomerata subsp. hispanica’dır. Tespit edilen bu türlerin çiçek renkleri turuncu ve sarı ağırlıklıdır. Çiçeklenme süresi genellikle Nisan-Ağustos ayları arasındadır.

    15. Orman Kanunu’nun 16’ncı maddesi uygulamalarında alınan bedellerin hesaplanma yaklaşımının değer belirleme yöntemleriyle karşılaştırmalı irdelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Prof.Dr. Kenan Ok

      2017-07-01

      Full Text Available Orman alanlarında sıklıkla maden çıkarılmak istenmektedir. Bu istek, madencilik üretimini artırırken ormancılık üretimlerini azaltmaktadır. Refah ekonomisinin klasik sorunu olan, sektörler arası tahsis kararları, ülkemiz ormancılık uygulamaları içerisinde, arazi izin ve ağaçlandırma bedellerinin belirlenmesi sorunu şeklinde görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, Orman Genel Müdürlüğünün (OGM Orman Kanunu’nun 16’ncı maddesi gereği verdiği izinlerde talep ettiği bedelleri hesaplama yaklaşımı ile evrensel değer belirleme yöntemlerini karşılaştırmalı olarak irdelemektir. Bu amaçla, seçilen gerçek bir olayın verileri örnek alınarak OGM’nin ilgili yönetmeliğinin kabul ettiği değer hesapları yapılmıştır. Bu hesaplama yaklaşımı ile evrensel değer belirleme yaklaşımları karşılaştırılmış ve yönetmelikle ortaya konan yaklaşımın kısmen maliyetlere dayalı bir bakış içerdiği, pazar fiyatları, toplumsal tercihler ve transfer edilen faydalarla ilgilenmediği görülmüştür. Buna ek olarak, yönetmelikle ortaya konan yaklaşımın temel bileşenlerinin, bilimsel bulgular yerine idari kararlara dayalı olarak kurgulandığı saptanmıştır.

    16. USE OF METACOGNITION STRATEGIES IN MEASUREMENT AND EVALUATION STUDIES ORIENTED WITH LISTENING SKILLS DİNLEME BECERİSİNE YÖNELİK ÖLÇME DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARINDA ÜSTBİLİŞ STRATEJİLERİNİN KULLANIMI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Deniz MELANLIOĞLU

      2012-01-01

      Full Text Available The goal of this study is to put forth that the metacognitionstrategies which make it possible for the student to be aware of his/her own learning process and have his/her self evaluation can be an alternative tool of measurement and evaluation in listening education. The study is a qualitative research. In the study, Primary Turkish Teaching Programme and Guideline (6th, 7th, 8th Grades, the measurement and evaluation methods, and metacognition methodhave been analyzed in terms of listening skills. The data collected at the end of the analysis have been subject to descriptive analysis. In the light of this information, it has been tried to describe how metacognition strategies can be applied in measurement and evaluation studies oriented with listening skills. Bu çalışmanın amacı öğrencinin kendi öğrenme sürecinin farkında olması ve kendini değerlendirmesini sağlayan üstbiliş stratejilerinin, dinleme eğitiminde sürecin esas alındığı ölçme değerlendirme çalışmalarında kullanılması gerekliliğini ortaya koymaktır. Bu çalışma nitel bir araştırmadır. Çalışmada Ġlköğretim Türkçe Dersi (6, 7, 8. Sınıflar Öğretim Programı ve Kılavuzu ile alan yazındaki ölçme değerlendirme yöntemleri ve üstbiliş stratejileri dinleme becerisi bakımından incelenmiştir. İnceleme sonucunda elde edilen veriler betimsel analize tabi tutulmuştur. Bu bilgiler ışığında üstbiliş stratejilerinin dinleme becerisine yönelik ölçme değerlendirme çalışmalarında nasıl kullanabileceği betimlenmeye çalışılmıştır.

    17. Dinamik üretim sistemleri için kanban sayısının belirlenmesi: Bütünleşik bir yöntem

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem Uzun Araz

      2016-08-01

      Full Text Available Tam zamanında üretim sistemleri (TZÜ, işletmelerin doğru zamanda, müşterinin istediği miktarda üretim yapmalarına olanak sağlayan, böylelikle stoklarını azaltmaya teşvik eden bir yönetim felsefesidir. TZÜ felsefesinin en önemli parçası, malzeme hareketlerini gerçekleştirmek için kullanılan kanban sistemleridir. Kanban sistemlerinde, iş istasyonlarında kullanılacak kanban sayılarının belirlenmesi en temel problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Kullanılacak kanban sayıları üretim sisteminin performansı üzerinde etkilidir. Bu çalışmanın temel amacı, Kanban sistemlerinde, kart sayılarının dinamik belirlenebilmesi için kullanılabilecek bir yöntem geliştirmektir. Önerilen yöntemin temelinde, üretim sisteminin anlık veri alınarak izlenmesi ve sistem durum değişkenlerinde meydana gelen farklılıkların dikkate alınarak Kanban sayılarının yeniden düzenlemesi yatmaktadır. Bu amaçla yapılan çalışmada benzetim, yapay sinir ağları ve Mamdani tipi bulanık çıkarsama sistemleri entegre edilerek bütünleşik bir dinamik kanban sayıları belirleme yöntemi geliştirilmiştir. Önerilen yöntem, benzetim ortamımda modellenen hipotetik bir üretim sistemine uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar, önerilen yöntemin verimliliğini ve etkinliğini göstermiştir.

    18. Tüketicilerin Kişilik Özelliklerinin Marka Sadakati İle İlişkisi: Kayseri’de Yaşayan Üniversite Öğrencileri Üzerinde Bir Uygulama- Brand Loyalty to The Relationsiıp of Personality Characteristics of Consumers: An Application on University Students Living in Kayseri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İsmail YAPRAK

      2018-04-01

      Full Text Available Marka sadakati, özellikle ürün farklılıklarının yok denecek kadar az olduğu ve rekabetin yoğun olarak yaşandığı pazarlarda işletmelerin pazar paylarını korumak, yeni pazarlara nüfuz etmek ve sürdürülebilir karlılık ile rekabet avantajı sağlaması açısından büyük önem arz etmektedir. İşletmelerin, markalarına sadık tüketiciler yaratmak için marka sadakatini etkileyen faktörleri bilmeleri marka sadakatinin oluşturulması yönüyle ilk basamağı oluşturmaktadır. Tüketicilerin kişilik özelliklerinin satın alma karar sürecinde tüketicinin ürün veya marka tercihini önemli ölçüde etkilediği yadsınamaz bir gerçektir. Bu amaçla çalışmamız tüketicilerin kişilik özellikleriyle marka sadakati arasında bir ilişkinin olup olmadığı konusu üzerine odaklanmıştır. Veriler Kayseri’de okuyan 582 üniversite öğrencisine anket yöntemi uygulanarak elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizleri sonucunda marka sadakati ile uyumluluk arasında negatif yönlü bir ilişki saptanmış olup diğer bağımsız değişkenler ile arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Ayrıca katılımcıların demografik özelliklerinden aylık harcama tutarı ile marka sadakati arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

    19. Genel Bilişsel Yetenek Ölçümlerinde Süre ve Performans İlişkisinde A Tipi Kişiliğin Rolü(The Role of Type A Personality on the Relationship between Time and Performance in Measurement of General Cognitive Ability

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Murat GÜLER

      2016-04-01

      Full Text Available Organizasyonların personel seçiminde kullanılan bilişsel yetenek ölçümlerinin, objektif ve yansız olarak yapılması, ihtiyaç duyulan uygun nitelikteki insan kaynağının temin edilmesi için önemli bir husustur. Ancak, bilişsel yetenek testlerinin kişilik özelliklerinden etkilendiğine dair bazı bulgular öne sürülmektedir. Mevcut araştırmada, genel bilişsel yetenek (GBY ölçümlerinde süre ve performans ilişkisinde A Tipi kişiliğin rolü 271 üniversite öğrencisinden elde edilen verilerle incelenmiştir. Veriler, A Tipi Kişilik Ölçeği ve Raven Standart Progresif Matrisler Testi ile toplanmıştır. Genel örneklemde ve A Tiplerinde GBY test performansı ve süresi ile A Tipi kişilik arasında anlamlı bir ilişki gözlenmezken, B Tiplerinde test süresinin ve yaşın GBY test performansının yordayıcısı olduğuna ilişkin bulgulara ulaşılmıştır. Objectively and impartially application of cognitive ability measurements that used in personnel selection of organizations, is a vital issue for providing needed appropriate human resources. But, some findings have been suggested that personality traits influence the measurement of cognitive abilities. In the current study the relationship between general cognitive ability (GCA and Type A personality (TAP was investigated with the data collected from 271 university students. The assessment instruments used were: Type-A Behavior Scale and Raven Standard Progressive Matrices Test. The findings revealed that, while there was no relationship between GCA, testing time and TAP in the general sample and Type A group, testing time and age were predictors of the GCA test performance in the Type B group

    20. AĞIZDAN AĞIZA PAZARLAMANIN GÖSTERİŞÇİ TÜKETİM ÜZERİNE ETKİSİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem BOĞA

      2016-02-01

      Full Text Available Tüketim, üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir bedel karşılığında insan istek ve ihtiyaçlarının karşı- lanması olarak tanımlanabilir. Yıllar içerisinde tüketime yüklenen anlamlar da değişkenlik göstermiştir. Tüketim, sadece insanların biyolojik ihtiyaçlarını gidermek amacıyla değil, toplumda bir yer edinebil- mek, statü sahibi olabilmek isteyen kişilerin de yapmış olduğu bir aktivite haline dönüşmüştür. Veblen, tüketimin gösterişsel bir boyutunun olduğunu savunmuş ve gösterişçi tüketim kavramını literatüre ka- zandırmıştır. Gösterişsel biçimde tüketim yapan tüketiciler, kullandıkları ürün ya da hizmetler hakkında çevresindekilerle konuşarak, ürünlerin/hizmetlerin kendilerine katmış olduğu toplumsal statü, prestij ve itibardan da yararlanmaktadırlar. Araştırmanın amacı, ağızdan ağıza pazarlamanın gösterişçi tüketim üzerindeki etkisini irdeleye- bilmektir. Araştırmanın örneklemini İstanbul ilinde yaşayan 18 yaş ve üstü bireyler oluşturmaktadır. Bu kapsamda araştırmaya 407 tüketici dâhil olmuştur. Elde edilen veriler SPSS Versiyon 21 (Statistical Packages for Social Science programı kullanılarak, analiz yapmaya uygun hale getirilmiştir.

    1. Maddenin tanecikli yapısının mikro ve makro boyutta anlaşılmasının sağlanması [Aiding comprehension of the particulate of matter at the micro and macro levels

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Seda OKUMUŞ

      2014-04-01

      Full Text Available Bu araştırmada deneyler ve makro gösterim ile maddenin tanecikli yapısının anlaşılması sağlanmaya çalışılmıştır. Araştırmada tek denekli deneysel yöntem kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Fen Bilgisi Öğretmenliği birinci sınıfında öğrenim gören 48 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Maddenin Tanecikli Yapısı Testleri (MTYT kullanılmıştır. Testler açık uçlu sorulardan oluşmaktadır. Uygulama sürecinde araştırmanın amacını gerçekleştirmek üzere iki deney yapılmıştır. Deneylerden önce MTYT uygulanmış ve öğrencilerin deneyle ilgili ön bilgileri alınmıştır. Ardından deneyler yapılmış ve deneylerden sonra MTYT tekrar uygulanmış ve öğrencilerin tanecikli yapıyla ilgili anlamaları belirlenmiştir. Ayrıca birinci deney için deneyin ardından öğrencilerin tanecikli yapıyı anlamaları amacıyla makro boyutta gösterim yapılmış ve bu gösterimden sonra tekrar MTYT uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular, öğrencilerin ilk durumda kavramsal yanlış anlamalarının uygulama sonunda azaldığını göstermektedir. Ancak bazı noktalarda öğrencilerin sahip oldukları yanlış anlamaları devam ettirdikleri görülmüştür.

    2. Römorkörcülük Hizmeti Yetki Sahalarında Römorkör Sayısının Simülasyon Modellemesi Yöntemiyle Tespiti

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selçuk NAS

      2016-03-01

      Full Text Available Römorkörcülük hizmeti verecek bir teşkilatın ilk yatırım maliyetlerinin oldukça yüksek olması nedeniyle, yapılacak yatırımlarda yetki sahası boyutlarına göre belirlenmiş hizmet düzeyini sağlayacak römorkör sayısının, tipinin ve çeki kuvvetlerinin tespiti verimlilik açısından oldukça önemlidir. Her ne kadar serbest rekabet nedeniyle belli bir yetki sahasında ihtiyaçtan fazla römorkör olsa da, yeni pazara giren hizmet sağlayıcılarının deniz trafiğine ait istatistiki verileri analiz ederek optimum sayıdaki römorkörü elinde tutarak rekabetçi gücünü arttırması mümkündür. Bu çalışmada yalnızca römorkör sayısı üzerinde durulmuş olup, genel bir limandaki deniz trafiğine ait bağımsız değişkenlerin, römorkör sayısına ait bağımlı değişken üzerindeki rassal etkilerinin analiz edilebileceği bir simülasyon modeli geliştirilmiştir. Simülasyon modellemesinde Promodel 2011 programı kullanılmıştır. Elde edilen veriler Stat:Fit programı yardımıyla analiz edilmiştir. Sonuç olarak, yetki sahalarında gerekli römorkör sayısının tespit edilebileceği ve her alanda uygulanabilecek bir simülasyon modeli geliştirilmiştir.

    3. Laurus nobilis, Vitex agnus-castus ve Tamarix parviflora Türlerinin Kimyasal İçeriği ve Fenolik Ekstraktiflerinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Samim YAŞAR

      2016-05-01

      Full Text Available Bu çalışmada Laurus nobilis, Vitex agnus-castus ve Tamarix parviflora bitkilerinden alınan örneklerde kimyasal bileşim ve fenolik ekstraktifler incelenmiştir. Bu türlerin endüstriyel anlamda oduna alternatif olabilirliği ve antioksidan üretiminde hammadde olarak kullanılabilirliği değerlendirilmiştir. Laurus nobilis, Vitex agnus-castus ve Tamarix parviflora bitkilerine ait örneklerde holoselüloz, selüloz, α-selüloz, lignin ve kül miktarları ile etanol siklohekzan, soğuk su, sıcak su ve %1 NaOH çözünürlükleri sırasıyla %73.26-76.32, %53.58-54.52, %43.28-44.73, %20.39-21.27, %2.12-2.79, %2.49-2.71, %9.67-11.70, %10.77-12.42 ve %21.77-24.48 aralığında bulunmuştur. HPLC analizleri toplam fenolik madde miktarının Vitex agnus-castus’da (2.09 mg/g, Tamarix parviflora’da (1.05 mg/g ve Laurus nobilis’de (0.58 mg/g olduğunu göstermiştir. Laurus nobilis’te en yüksek miktardaki fenolik ekstraktif madde epikateşin (0.23 mg/g ve Tamarix parviflora’da gallik asit (0.17 mg/g olarak belirlenmiş, Vitex agnus-castus’da ise p-hidroksibenzoik asit (0.95 mg/g olarak tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, çalışma konusu bitkilerin iğne yapraklı ve yapraklı türlerle karşılaştırılabilir düzeyde olduğunu göstermiş olup, söz konusu maki türlerinin orman ürünleri endüstrisinde ve ticari antioksidan üretiminde hammadde olarak kullanılabileceklerini ortaya koymuştur.

    4. Doğu Karadeniz Bölgesinde Üretilen Balların Kimyasal ve Duyusal Nitelikleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zehra Güler

      2015-02-01

      Full Text Available Bal, başlıca karbonhidrat (glikoz ve früktoz ve sudan oluşan doğal bir üründür. Bu bileşenlerin yanı sıra protein, enzimler, organik asitler, mineral maddeler ve polen de içermektedir. Bal bileşimini ve özellikle de duyusal niteliğini üretildiği bölgenin florası önemli düzeyde etkilemektedir. Bu nedenle çalışmamız farklı florası ile bilinen Karadeniz bölgesinde (özellikle Hemşin üretilen ballar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Üç yıl süresince her yıl Ağustos ayının son haftasında 10 adet bal örneği alınarak toplam 30 adet balın kimyasal ve duyusal nitelikleri incelenmiştir. Ballarda rutubet, invert şeker, sakkaroz, hidroksi metil furfural ve pH gibi nitelikler ortalama olarak sırasıyla % 18,90; % 68,42; % 1,54; 3,83 mg/kg ve 4,96 belirlenmiş ve yalnızca 1 örnekte ticari glikoz varlığına rastlanmıştır. Duyusal nitelikler bakımından ballar, açık sarı renkten-kahverengi ya da kahverengi-kırmızı renge, tat ve kokusu ise yavan bir aroma ve tat'dan çiçek kokusu, tatlı ve kinin acılığı benzeri bir tada kadar değişim göstermiştir. Elde edilen sonuçlara göre, bal örnekleri arasında kimyasal niteliklerin büyük farklılıklar göstermediği ancak duyusal bakımından belirgin bir değişim ortaya koydukları belirlenmiştir.

    5. Dioktil Adipat (DOA 'ın Sparus aurata (Çipura karaciğer ve solungaç histolojisi üzerine etkileri.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Melih Üreten

      2015-12-01

      Full Text Available Polimer üretim süreçlerinde ikincil plastikleştirici olarak çok yaygın kullanılan dioktil adipat (DOA ’ın ekotoksikolojik etkileri ayrıntılı olarak araştırılmamıştır. Bu çalışmanın amacı 15 gün süreyle 250, 500 ve 750 ppm DOA’ya maruz bırakılan erkek çipura balıklarının (Sparus aurata solungaç ve karaciğerlerindeki histopatolojik değişimlerin ışık mikroskobu ile belirlenmesidir. Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında, deneme grubu örneklerinin solungaçlarında vakuolizasyon, merkezi venada genişleme ve çarpıcı füzyon olarak ayırt edilen önemli histopatolojik değişimler gözlenmiştir. Ayrıca solungacın epitel, pillar mukus ve mitokondri zengini hücrelerinde belirgin hipertrofi ve hiperplazi de not edilmiştir. DOA’ya maruz bırakılan balıkların karaciğerlerinin incelenmesi yağlanma, fibrozis ve nekrozis olarak bir dizi hepatosellüler değişim ortaya koymuştur. Kanamaya ek olarak parankimatik sinüzoidler ve hepatopankreasın merkezi venleri genişlemiştir. Çalışma, DOA etkisinin araştırılan her iki dokuda da çoklu histolojik değişimlere yol açtığını, üstelik bu değişimlerin hepsinin uygulanan kimyasalın artan konsantrasyonuyla bağlantılı olduğunu göstermektedir. Sonuçta DOA’nın bir sucul kirletici olarak daha fazla dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır

    6. KONTROL ODAĞI VE ÖRGÜTSEL MUHALEFET ARASINDAKİ İLİŞKİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Çiğdem KAYA

      2017-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada çalışanların iş çevrelerindeki kontrol algılarının (kontrol odağının, örgütle ilgili anlaşmazlıklarını ve karşıt fikirlerini sözlü olarak ifade etme stratejileri (örgütsel muhalefet ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, İstanbul’da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmalarda çalışan 180 beyaz yakalı çalışandan toplanan veri analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, çalışanların kontrol odaklarının yapıcı açık muhalefet, dışsal muhalefet ve sorgulayıcı açık muhalefet ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Kontrol odağı yapıcı açık muhalefeti ve sorgulayıcı açık muhalefeti negatif yönde açıklamakta, dışsal muhalefeti ise pozitif yönde açıklamaktadır. Bu sonuçlar, dışsal kontrol odağına sahip çalışanların dışsal muhalefet yapmaya eğilimli olup, yapıcı ve sorgulayıcı açık muhalefet yapmaktan kaçındıklarını göstermektedir. Kontrol odağı daha içsel kontrole doğru gittikçe çalışanlar yapıcı ve sorgulayıcı açık muhalefet yapmaya daha çok eğilimli olup, dışsal muhalefet yapma olasılıkları azalmaktadır.

    7. THE TRANSLATING PROBLEMS OF CONTEMPORARY TURKISH DIALECTS (BETWEEN THE NEW UYGUR TURKISH DIALECT AND TURKEY TURKISH DIALECT ÇAĞDAŞ TÜRK ŞİVELERİ ARASINDA AKTARMA MESELELERİ (YENİ UYGUR TÜRKÇESİ – TÜRKİYE TÜRKÇESİ ÖRNEĞİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dr. M. Fatih ALKAYIŞ

      2009-05-01

      Full Text Available The translating of the books, writing with Contemporary Turkish Dialects, requires some attentions about the suffixes, words, concepts and centences to get an impressive form. By this way counfusions of meaning, between the Turkish Dialects, can be prevented.The New Uygur Turkish Dialect, thought as an Eastern Turkish Dialect at the classification of Turkish Language, is nearer to the characteristics of Old Turkish Language according to the Turkey Turkish Dialect, thought as a western Turkish Dialects. We can get a classification of translating problems, between the New Uygur Language and Turkey Turkish Language, in those titles: Verb moods, participles, gerundiums.With the solving of the problems between Contemporary Turkish Dialects, Turkish world will understand each other well, and also will be nearer. Çağdaş Türk şiveleriyle yazılmış eserleri bir şiveden başka bir şiveye aktarırken dikkat edilmesi gereken hususların başında “ek, kelime, kavram ve cümleleri” aynı etkiyi yaratacak biçimde çevirmek gelmektedir. Bu sayede anlam veya şekil bulanıklığı ortadan kalkar.Türk şivelerinin tasnifinde Doğu Türkçesinin bir kolu olarak kabul edilen Yeni Uygur Türkçesi, Batı Türkçesi içerisinde yer alan Türkiye Türkçesine oranla Eski Türkçenin şekil özelliklerine daha yakındır. Yeni Uygur Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasındaki aktarma meselelerini şu konular üzerinde ele alabiliriz: Fiil kipleri, sıfat-fiiller, zarf-fiiller. Çağdaş Türk şiveleri arasındaki aktarma meselelerinin çözümüyle Türk Dünyası birbirini daha iyi anlayacak ve birbirine daha çok yakınlaşacaktır.

    8. Vaizlerin İş Doyumu Ölçeği: Geliştirilmesi, Geçerliği ve Güvenilirliği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zeynep Yüksel

      2016-06-01

      Full Text Available İş doyumu, çalışanların işlerinden beklentilerini karşılama durumları sonucundahissettikleri olumlu duygulardır. Vaizlerin iş doyumunun yüksek olması yaygındin eğitiminin verimliliğini etkilemektedir. Vaizlerin iş doyumunu belirleyecek birölçek olmaması ‘vaizlerin iş doyumu’ ölçeğinin geliştirilmesi gerekliliğini ortayaçıkarmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görev yapan vaizlerin İş Doyumunubelirlemeye yönelik ölçek geliştirme çalışması geçerlik ve güvenirlik analizleriniyapmak araştırmanın amacını oluşturmaktadır.Vaizlerin İş Doyumu Ölçeğini geliştirme sürecinde ilgili literatür taranmıştır.Ölçek, önce pilot olarak 20; sonraki adımda ise 57 vaize uygulanmıştır. Ölçek içinyapılan analiz sonucunda güvenirlik katsayısı (Cronbach’s Alpha 0, 894 bulunmuştur.Ölçeğin yapı geçerliği için en çok olabilirlik (direkt oblimin faktör analizi yapılmıştır.Faktör analizinde elde edilen veriler KMO .603 ve barlett testleri x2 değeri ise634,847 (p< .005 bulunmuştur. Çalışmanın sonucunda 22 maddeli 7 boyutlu, toplamda%68,938 varyans açıklayan, geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirilmiştir. Busonuca göre ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilir.

    9. Hıyar Turşularının Depolanması Üzerine Kalsiyum Asetat ve Pastörizasyonun Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Erhan İç

      2015-02-01

      Full Text Available Hıyar turşularının depolanma stabilitesi, denge noktasında %3, %4, %5 NaCl ve 0, 0.05, 0.1 M Ca-asetat içeren salamuralarda pastörizasyon (70 oC, 15 dakika işlemi uygulanarak veya uygulanmadan belirlenmiştir. 3 ve 6 aylık depolamadan sonra, turşu salamuralarında pH, titrasyon asitliği, tuz, indirgen şeker ve mikrobiyolojik analizlerin yanı sıra hıyar turşularında sertlik analizi gerçekleştirilmiştir. Depolama periyotları sonunda salamuraların kimyasal bileşimlerinde önemli bir değişiklik gözlenmemiştir. Uygulanan pastörizasyon işlemi, laktik asit ve aerob bakterilerin gelişmesini engellemiş, böylece mikrobiyolojik stabilite sağlanmış, aynı zamanda hıyar turşularının sertliklerinin korunmasına yardımcı olmuştur. Depolama sırasında, salamurada bulunan NaCl ve Ca-asetat konsantrasyonlarındaki artış doku sertliğinin korunması üzerine olumlu etki yapmış, böylece, başlangıç sertlikleriyle karşılaştırıldığında % 20’ye varan bir sertlik artışı ortaya çıkmıştır. Bu çalışma sonucunda elde edilen bulgular, hıyar turşularının, salamuraya Ca++ iyonu katılması ve pastörizasyon gibi uygulamalar yardımıyla organoleptik olarak kabul edilebilir konsantrasyonlarda NaCl içeren salamuralarda uzun süreli depolanmasının mümkün olduğunu göstermiştir.

    10. Laktoperoksidaz Sistemin Aktivasyonuyla ve Soğutularak Korunan Sütlerin Mikrobiyolojik Özellikleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zerrin Erginkaya

      2015-02-01

      Full Text Available Araştırmada, 12:8 mg/l ve 24:16 mg/l Tiyosiyanat: Hidrojenperoksit (SCN:H2O2 ilavesi ile laktoperoksidaz sistemi aktive edilen sütler 30°C'de 6 saat süreyle bekletilmişlerdir. Soğutularak 4±1°C'de tutulan, ayrıca kontrol olarak da SCN:H2O2 katılmamış ve 30°C'de tutulan süt örnekleri de aynı süre bekletilmişlerdir. Bekletmenin 0., 3. ve 6. saatlerinde sütün pH değeri, asittik derecesi ve bazı mikroorganizma grubu içeriklerindeki değişimler incelenmiştir. Laktoperoksidaz sisteminin aktivasyonunun, sütlerin toplam aerob mezofil ve psikrotrof bakteri gruplarının, mezofil ve termofil laktik asit bakteri gruplarının, enterobakterlerin ve küf-mayaların gelişimini önemli düzeyde etkilediği görülmüştür (p<0,05. Soğutmanın da toplam aerob psikrotrof bakteriler dışında, incelenen diğer tüm mikroorganizma gruplarını önemli düzeyde etkilediği bulunmuştur. SCN:H2O2 konsantrasyonunun artmasının, sistemin antimikrobiyel etkisini artırdığı belirlenmiştir. Laktoperoksidaz sisteminin aktivasyonunun soğutma kadar etkin olduğu, toplam aerob mezofil ve psikrotrof bakterilerle, enterobakterler üzerinde soğutmadan daha fazla etkili olduğu görülmüştür. Soğutma işlemi ve laktoperoksidaz sisteminin aktivasyonu, sütlerin pH ve asitlik değerleri üzerinde önemli ve yaklaşık aynı düzeyde etkili bulunmuştur (p<0,05.

    11. Gizlilik Paylaşımı Yöntemini Kullanan Ses Dosyası Arşivleme Programı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ersan YAZAN

      2016-03-01

      Full Text Available Günümüz dünyasında her sektörde sayısal teknoloji ürünlerinin kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır. Bunlardan birisi de sayısal ses iletim teknolojisidir. Gerek kayıt gerekse iletişim sürecinde analog sistemlere göre önemli üstünlüğü olan bu teknoloji de, tedbir alınmazsa sayısal ses dosyalarının dinleme, değiştirme, ekleme v.b saldırılara karşı savunmasız olduğu da bilinmektedir. Bu bildiride sayısal seslerin arşivlenip sonradan tekrar dinlenmesi gereken uygulamalarda kullanılabilecek bir yazılımsal aracın geliştirilme süreci açıklanmıştır. Yazılımsal araçta, orijinal ses dosyasının doğrudan şifrelenip arşivlenmesi yerine, Shamir’in gizlilik paylaşım yöntemine dayanarak orijinal ses dosyasından elde edilen pay dosyalarının arşivlenmesi sağlanmıştır. Böylece hem dosyaların gizliliği korunmuş olup hem de tek bir kişinin yerine birkaç yetkilendirilmiş kişinin bir araya gelmesiyle dinleme işleminin gerçekleştirilmesine olanak sağlanmıştır. Ayrıca tek bir pay dosyasının kaybolması durumunda bile orijinal ses dosyasının yeniden elde edilmesi mümkündür. Yazılımsal araç, dinleme teşebbüslerini ve dinleme kayıtlarını tutabilmekte olup bu konudaki ihtiyacı giderecek şekilde tasarlanmış ve test edilmiştir.

    12. HAVING A PEEK INTO THE ROOM OF HAROLD PINTER

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kadir ALKAYA

      2014-12-01

      Full Text Available Sessizliğin konuşma, konuşmanınsa bir anlaşamama olgusuna dönüştüğü Pinter'ın "the Room" adlı oyununa farklı bir açıdan bakılınca görülenlerin paylaşıldığı bir yazı. Küçük bir odada, iki kişilik bir toplumda karşılıklı çıkar elde etme olgusu etrafında birleştikleri iddia edilen iki insan arasındaki ilişkinin bir yorumu. Pinter'ın karakterlerine yüklediği görev nedeniyle "ne tam ispatlanabilecek ne de inkar edilebilecek" yorumlar. Marksist pencereden bakıldığında bu oda içerisindeki birlikteliğin Bert in (koca Rose üzerinde uyguladığı baskı, dış dünyaya kapalılığın getirdiği daha iyi olanı görmemişlikten doğan mevcudu kaybetme korkusuyla her şeyi beğenme durumu. Karı koca arasındaki bir ilişkiden çok, patron ve çalışanı arasındaki ilişkiye benzetilen bir ilişki. Rose'a geçmişindeki muhtemelen bugüne göre daha güzel olan durumunu hatırlatmak üzere gelen Riley'nin Bert tarafından öldürülüp bir anlamda tarihin susturulması. Sonuçta iki kişilik bu toplum ve bu toplumdaki baskı rejimi bir şekilde sona eriyor. Rose'un etrafında dönen olayları apolitik olmasından dolayı görememesi fiziksel bir körlüğe dönüşüyor, Bert ise en büyük desteğini kaybediyor.

    13. Türkiye’de Turizm Gelirleri-Ekonomik Büyüme İlişkisi: ARDL Sınır Testi Yaklaşımı(The Relationship Between Tourism Revenues and Economic Growth in Turkey: ARDL Bound Test Approach

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Oktay KIZILKAYA

      2016-04-01

      Full Text Available Bu çalışmanın temel amacı Türkiye’de turizm gelirleri, uluslararası turist sayısı ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaçla 1980-2014 dönemi incelenmiş olup yıllık veriler kullanılmıştır. Çalışmada yöntem olarak Pesaran v.d (2001 ARDL sınır testi ve uzun dönem eşbütünleşme katsayıları tahmini kullanılmıştır. Analiz sonucuna göre hem uzun hem de kısa dönemde turizm gelirlerinin ekonomik büyüme üzerinde etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kısa dönem hata düzeltme katsayısı beklenildiği üzere negatif ve istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Dolayısıyla elde edilen sonuçlar ekonomik büyüme üzerinde turizm gelirlerinin pozitif bir etkisi olduğunu göstermektedir. Bu bilgiler ışığında sonuç kısmında çeşitli politika önermelerinde bulunulmuştur The aim of this study is to examine the relationship among tourism revenues, international tourist arrivals and economic growth in Turkey. In this context, we examined over the period of 1980-2014 based on annual data. We applied the Pesaran et al. (2001 ARDL bounds testing and estimation of long run cointegration coefficients. According to the both long and short run estimation results, tourism revenues have a significant impact on economic growth. As expected, short run error correction coefficient is negative and statistically significant. Therefore, analysis results show that tourism revenues have a positive effect on economic growth. In the light of these findings, we have offered various policy recommendations.

    14. Makine Öğrenmesi Algoritmalarıyla Android Kötücül Yazılım Uygulamalarının Tespiti

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Abdurahman AYDIN

      2018-04-01

      Full Text Available Son yıllarda akıllı mobil cihazlar hayatımızı ciddi anlamda kolaylaştırmış ve hız kazandırmıştır. Android işletim sistemi (İS bu cihazlar arasında en yüksek kullanım oranına sahiptir. Yaygın kullanım, yetersiz güvenlik mekanizmaları ve kullanıcıların bilinç düzeyi bu İS’ni saldırganların hedefi haline getirmektedir. Android İS’nin güvenlik mekanizmasını temelini izin tabanlı güvenlik modeli oluşturmaktadır. Uygulamalar, kullanıcı tarafından verilen izinlere bağlı olarak işlevlerini yerine getirebilmektedir. Ancak kullanıcı farkındalığı, talep edilen izinlerin suiistimale açık olup olmadığı hususunda yeterli seviyede değildir. Bu sebeple bu uygulamalarda kötücül içerik tespiti için ek yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada, kötücül yazılım uygulamalarının tespiti amacıyla makine öğrenmesi algoritmaları kullanılarak izin tabanlı bir yöntem önerilmiştir. Önerilen yöntem destek vektör makinesi, rastgele orman, Naïve Bayes ve K en yakın komşu makine öğrenmesi algoritmalarıyla ayrı ayrı denenmiş ve başarımları kıyaslanmıştır. Rastgele orman algoritması %95,65 doğruluk oranıyla en yüksek başarımı sergilemiştir.

    15. A SAMPLE OF SEGIRNAME BİR SEĞİRNAME ÖRNEĞİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatih Ramazan SÜER

      2011-12-01

      Full Text Available Twitching means that to move slightly and slightly movements ofsome parts of human body skin and muscles just under the skin. By thetime, this twitching could be seen on some organs of human body, hasbeen attribute to positive and negative news that guessed to behappening in the future. Not to pass beyond the prediction of this newsshows that the comments originate from fortune. The comments whichare mostly taking a place among verbal exposition type have beentransferred to writing. Concerning the type, named “Segirname” hasbrought forth various bulks of work and booklet.In this paper, a sample of segirname which is take a place in theperiodical registered in department of Sivas Ziyabey Writing Work of ArtLibrary number 3794, pages between 32-45 has been presented toscience world. Seğirme, hafif kımıldamak ve daha çok vücudun bir yerinde deri ilebirlikte derinin hemen altındaki kasların hafifçe oynaması anlamına gelir.Vücudun bazı uzuvlarında görülen bu kımıldama zamanla, insanoğlutarafından ilerleyen zamanlarda olacağı tahmin edilen menfi ve müspethaberlere yorulur olmuşur. Yorulan bu haberlerin tahminin ötesinegeçememesi bu yorumların fal menĢeili olduğunu gösterir. Daha çoksözlü anlatım türleri arasında yer bulan bu yorumlar, daha sonralarıyazıya aktarılmıştır. Adına “Seğirname” denilen bu türle alakalı Türkedebiyatında, değişik hacimlerde eserler, risaleler meydana getirilmiştir.Bu makalede Sivas Ziyabey Yazma Eserler Kütüphanesi numara3794’te kayıtlı bir mecmuanın 32–45 sayfaları arasında yer alan birseğirname metni ilim âlemine sunulmuştur.

    16. Çeviri: İslam Ekonomisinin Arzuları ve Gerçekleri Arasındaki Uzaklaşma:Farklılığı Azaltmaya Yönelik Bir Politik Ekonomi Yaklaşımı (Divergence between aspirations and realities of Islamic economics: A political economy approach to bridging the divide

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Uğur Uyğun

      2016-12-01

      Full Text Available Orjinal Metin: Nazim Zaman and Mehmet Asutay (2009, "Divergence between aspirations and realities of Islamic economics: A political economy approach to bridging the divide", IIUM Journal of Economics and Management 17, no. 1 (2009: 73-96 © 2009 by The International Islamic University Malaysia.İslam ekonomisi modern anlamda 1960’larda ortaya çıkmasına rağmen, şimdilerde ana akım neoklasik gelişmeye karşı İslami bir alternatif olarak temsil edilen tek tezahürün İslami banka ve finans endüstrisi (İBF olduğunu görüyoruz. İBF endüstrisindeki gelişmeler gösteriyor ki bu endüstri geleneksel finansa doğru yaklaşmıştır. Sonuçta, bu endüstri İslami ekonomik sistemin kurumsal ve politik arzularını yerine getirmekte başarısız olmuştur. Bu makale İslami ekonomik sistemin arzuları ile İBF endüstrisi arasındaki farklılaşmanın nasıl meydana geldiğini açıklamaya çalışmaktadır ve salt ekonomi ve fıkıh düşüncesinin ötesinde olan İslam’ın kavramsal bir gelişme modelini sunmaktadır. Bu makale temel aksiyomların aslında tamamen temel kurumsal uygulamalara dayandığını göstermek için politik ekonomi yaklaşımını önermektedir. Ayrıca bu amacı gerçekleştirmek için politik vizyon, istek ve liderliği de içeren ön koşulları açıklamaktadır.

    17. Model Referans Uyarlanabilir Kontrole Dayalı Bulanık Kontrol Kullanımı ile DC Motor Sürücülerde Hız Kontrolünün Analiz ve Benzetimi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ghazanfar SHAHGHOLIAN

      2016-09-01

      Full Text Available Bu makalede, model referans uyarlamalı kontrol (MRAC ve model referans bulanık uyarlanabilir kontrol (MRFAC için geleneksel performans sunulmuştur. Çalışmanın amaçları: a sistemin tanımlı referans model hızı ile motor hızının uyumunun arttırılması, b yükleme değişimi ve bozuklukları durumunda gürültünün azaltılması ve c sistemin kararlılığının arttırılması. Böylece, model referans uyarlamalı kontrol yerine uyarlanabilir olmayan veya geleneksel kontrol uygulanır.Ayrıca bulanık kontrolör, PI kontrolör gibi klasik kontrolörlerin yerine kullanılmıştır. Uyarlanır olmayan kontrolün işletimi ve model referans bulanık kontrol ve geleneksel uyarlanabilir kontrol, dc motor hızının türetilmesi ve ayarlanmasında çalışılmıştır. Ardından bunlar birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Model referans ve bulanık kontrolör, tüm sistemin kararlılık güvencesine dayanarak tasarlanmıştır. Simülasyon, sabit ve değişken yükler ile yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, uyarlanabilir kontrol, uyarlanabilir olmayana göre daha gözdedir. Ayrıca bulanık uyarlanabilir kontrol geleneksel uyarlanabilir kontrolden daha tatmin edicidir.Simülasyonlar, Matlab-Simulink kullanılarak yapılmıştır

    18. Organik Gübre Kullanımının Yaygınlaştırılmasında Biogaz Üniteli Süt ve Besi Üretim Çiftlikleri Vasıtası ile ile Sözleşmeli Çiftçilik Modelinin Uygulanabilirliği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Jülide ERKMEN

      2012-03-01

      Full Text Available Ülkemizde mevcut süt ve besi işletmelerinin hayvansal yem ve maliyet girdilerinde problem yaşamaları, hayvansal yem üreticisinin ise hasat ettiği ürünü çoğu zaman elden çıkaramaması ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı bölgelerde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte biyogaz üniteli süt ve besi üretim çiftliklerinin biyogaz ünitelerinden elde edilen organik gübrenin yakın çevredeki hayvan yemi üreten çiftçiye dağıtılması ve karşılığında üretilen hayvansal yemin alınması suretiylegerçekleştirilecek sözleşmeli çiftçilik modeli, hem organik gübrenin yaygınlaştırılmasında hem de çevresel kirliliğe sebep olan hayvansal atık probleminin ortadan kaldırılmasında güçlü bir rol oynayacaktır. Ayrıca mevcut süt ve besi işletmeleri ile hayvansal yem üreticileri entegre edilerek üretilecek gübre yakın çevrede kullanılacağından paketleme ve pazarlama giderlerini ve ürünlerin elde kalma ihtimalini ortadan kaldıracaktır. Sonuç itibariyle özellikle kırsal bölgelerde biyogaz ünitesinin kurulumu ile organik gübrenin kullanımı teşvik edilecek, yapılacak sözleşme ile yine bu bölgelerde kimyasal gübrenin kullanımı önlenmiş olunacaktır

    19. 1999, 2000, 2001 ve 2008 KRİZ DÖNEMLERİNDE TÜRK TİCARİ BANKALARININ KÂRLILIKLARININ LOJİSTİK REGRESYON ANALİZİ İLE İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Açelya TELLİ

      2016-02-01

      Full Text Available Dünya genelinde özellikle 1980 sonrası yaşanan finansal krizler, Türk Bankacılık Sistemi başta olmak üzere tüm finansal sistemi oldukça ağır zararlarla karşı karşıya bırakmış ve araştırmacılar tarafından daha ciddi şekilde incelenmesine neden olmuştur. Bu doğrultuda çalışmanın amacı; 1999, 2000, 2001 ve 2008 yıllarında yaşanan finansal krizlerin karşılaştırılarak Türk Bankacılık Sistemi’ndeki ticari bankaların karlılık performansı üzerine etkisini araştırmaktır. Bu amaçla; Türkiye Bankalar Bir- liği’nce yayınlanan karlılık oranları bağımlı değişkenler ve dört temel finansal rasyo grubu bağımsız değişkenler olarak alınmış ve her yıl için ayrı regresyon modeli oluşturulmuştur. Elde edilen bulgular sonucunda, ilgili yıllarda aktif karlılığı ve öz kaynak karlılığı bağımlı değişkenleri için gelir gider grubu rasyoları ön plana çıkmıştır. Net faiz marjı bağımlı değişkeni için ise 1999, 2000 ve 2008 yılları için herhangi bir rasyo grubu ön plana çıkmamakla birlikte, 2001 yılı için gelir gider grubu rasyoları ve sermaye yeterliliği grubu rasyoları ön plana çıkmıştır.

    20. Enflasyon ve Nominal Faiz Oranı İlişkisi: Türkiye Örneği (2004-2013 ( Relationship Between The Inflation And Nominal Interest Rate: The Case Of Turkey (2004-2013

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Musa ATGÜR

      2015-12-01

      Full Text Available This paper examines the relationship between the inflation and interest rate in Turkey for the period 2004-2013. The results obtained in this study have pointed to the existence of Fisher Effect in Turkey during the period 2004-2013. According to the Johansen, Lütkepohl-Saikkonen Cointegration Tests and Dynamic Least Squares (DOLSmethod the results applied in the study, a long-run relationship has been found between the inflation(ENF and nominal interest rate (NFO variables. In this context, the developments is related to each other about the inflation and nominal interest rates in Turkey for during the period 2004-2013. Therefore, the Central Bank of the Republic of Turkey should conduct to implement monetary policy taking into account the long-run relation for the next period. Bu çalışmada, Türkiye'de enflasyon ve nominal faiz oranı ilişkisi, 2004-2013 dönemi için incelenmiştir. Çalışmada elde edilen sonuçlar, 2004-2013 döneminde Türkiye'de Fisher Etkisinin varlığına işaret etmiştir. Çalışmada uygulanan Johansen, Lütkepohl-Saikkonen Eşbütünleşme Testleri ve Dinamik En Küçük Kareler (DOLS Yöntemi sonuçlarına göre, enflasyon (ENF ve nominal faiz oranı (NFO değişkenleri arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmuştur. Bu kapsamda 2004-2013 döneminde Türkiye'de enflasyon ve nominal faiz oranındaki gelişmeler birbiri ile yakından ilgilidir. Bu sebeple, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önümüzdeki dönemde de uygulayacağı para politikalarını bu uzun dönemli ilişkiyi dikkate alarak yürütmesi önem arzetmektedir.

    1. Fen Ve Teknoloji Dersi Öğretmenlerinin SBS’de Yapılan Değişikliklerle İlgili Görüşlerinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      MUSTAFA UZOĞLU

      2013-09-01

      Full Text Available Bu çalışma fen ve teknoloji öğretmenlerinin SBS’nin kaldırılması hakkındaki görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak açık uçlu anketten yararlanılmıştır. Çalışmanın örneklemini 2012-2013 öğretim yılında Giresun İlinde görev yapan 51 fen ve teknoloji öğretmeni oluşturmaktadır. Açık uçlu anket formundan elde edilen sonuçlarda çalışmaya katılan fen ve teknoloji öğretmenlerinin birçoğu söz konusu sınavın kaldırılmasına karşı çıkmışlardır. Ayrıca öğretmenler sınav kaldırıldığında öğrencilerin yerleştirilmesinde sıkıntıların çıkabileceğini ifade etmişlerdir. Diğer yandan fen ve teknoloji öğretmenlerinin ortaöğretim kurumlarına öğrenci seçmek için yapılan sınavların sayısının ve şeklinin sürekli değişmesinden dolayı endişelendikleri dikkati çekmektedir. Fen ve teknoloji öğretmenleri bu durumun öğrencilerde güven kaybına, motivasyon düşüklüğüne, karamsarlığa bıkkınlığa, gelecek endişesine, adaptasyon sorununa neden olabileceğini ifade etmişlerdir.

    2. 45 Numaralı Konya Şeriyye Sicil Defterindeki Menzil Satışları Işığında Yol Ağları ve Kat Sayısına Göre Konut Tipolojisi (1714-1715 In Numbered 45 Konya Şeriyye Registry Book in the Light of Range Sale; Housing Typology According to and Road Network and Coefficient (1714-1715

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hicran Hanım HALAÇ

      2012-09-01

      ncesine ait günümüze gelebilmiş konut bulunmaması, bu konuda genel geçer değerlendirmelerin yapılmasına neden olmaktadır. Birçok faaliyetini yazıya dökerek belgelendiren Osmanlı Devletinin sağlamış olduğu kaynak çeşitliliği sadece mevcut yapıları gözlemekten fazlasının yapılabileceğinin göstergesidir. 19. yüzyıl ve öncesinin konut mimarisi ve domestik kültürüne odaklanan çalışmalar, bu nedenle şeriyye sicilleri, vakfiyeler, vakıf tahrir defterleri, vakıf muhasebe kayıtları, salnameler, temattuat defterleri, mühimme defterleri ve tapu tahrir defterleri gibi birincil kaynakları oluşturan Osmanlı belgelerinin kullanımını gerekli kılmaktadır. Şer‘iyye sicilleri gibi genelde hukuk tarihi ve sosyo-ekonomik tarih yazımında kullanılan bir kaynak grubunun içerisinden tespit edilen bir kısım mimari verilerin kent restitüsyonu çalışmalarında kullanılabilirliğinin denendiği bu çalışma, aynı zamanda mimarlık tarihçileri, restorasyon uzmanları ve tarihçilerin bir araya geldiklerinde ortaya çıkabilecek sentezlerin de küçük bir örneğidir. Bu araştırma makalesinde, 1714-1715 yılları arasındaki iki yıllık zaman dilimi hakkında bilgiler veren 45 no.lu şeriyye sicilinden elde edilen menzil bilgilerinden, sadece menzillerin yol ve kat bilgileri ışığında 18. yüzyıl başında Konya’da bulunan konut mimarisinin bir bölümü aydınlatılabilmek için18. yüzyıl başında Konya’da bulunan konut tipleri belirlenmekte ve konut tipolojisi yapılmaktadır.

    3. AŞK-I MEMNU, MADAME BOVARY VE NANA’YA KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT AÇIŞIDAN BİR BAKIŞ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Abdullah Acehan

      2012-09-01

      Full Text Available Özet: Bu çalışmada milletler arası edebiyat etkileşimlerini inceleyen ve yüzyılımızda gittikçe önem kazanmaya başlayan mukayeseli edebiyat veya diğer adıyla karşılaştırmalı edebiyat üzerinde durulmuştur. Mukayeseli edebiyat hakkında bilgi verildikten sonra Fransız edebiyatından [Madame Bovary - Nana] ve Türk edebiyatından [Aşk-ı Memnu] seçilmiş eserler hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra bu üç eserin karşılaştırmalı edebiyat açısından bir incelemesi yapılmış ve elde edilen veriler, maddeler hâlinde sıralanmıştır. Son bölümde ise eserler arasında yapılan karşılaştırmadan elde edilen sonuçlara yer verilmiş ve aradaki benzerliklerin muhtemel nedenleri üzerinde durulmuştur.AbstractIn this study, we focused on comparative literature which studies the international literary interactions and gradually gets importance. As we tried to give information about comparative literature, we used two examples from French Literature, Madame Bovary and Nana, and one example from Turkish Literature, Ask-ı Memnu. Later on, a comparative work in the means of literature was carried out on these three stories. Collected information was listed. In addition to that, in the last part, bibliography was included.RésuméCette étude examine les interactions littéraires entre les nations et étudie la littérature comparée ou littérature comparative, domaine de recherche prenant de plus en plus d’importance. Après avoir fourni des renseignements sur la littérature comparée, nous avons donné des informations sur trois œuvres sélectionnées de la littérature françaises et turque (deux françaises, Madame Bovary-Nana et une turque, Aşk-ı Memnu. Ensuite, nous avons examiné ces trois œuvres du point de vue de la littérature comparée. Les données obtenues ont été énumérées. Dans la dernière partie, les livres utilisés dans la préparation de cet article ont été précisés dans la

    4. Atık Kompozit İçecek Kartonları Geri Dönüşüm Yöntemleri /

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Seniye Eşkin Uzun

      2012-12-01

      Full Text Available Kağıt, plastik ve alüminyum malzeme katmanlarından oluşan kompozit kartonlar özellikle sıvı gıdaların muhafazası için tercih edilen bir ambalaj türüdür. İlk olarak süt için tasarlanan ve geliştirilen kompozit kartonlar, günümüzde sütün yanı sıra pek çok gıda ve içeceğin ambalajlanmasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Kullanım sürecini tamamladıktan sonra atık halini alan kompozit içecek kartonlarının geri dönüşümünde ise ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. Özellikle ülkemizde bu tür atıkların geri dönüşümünün sağlanması sınırlı olarak yapılmakta, bu atıkların büyük bir kısmı depolama alanlarına gönderilmektedir. Bu nedenle bu atıkların yönetimine yönelik öncelikli bilimsel çalışmaların yapılarak, uygun yönetim alternatiflerinin uygulamaya aktarılması ihtiyacı doğmuştur. Bu çalışmada, atık kompozit içecek kartonlarının değerlendirme yöntemleri ve süreçleri araştırılarak bu yöntemler sonucunda elde edilen ürünler ile kullanım alanlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Recycling Methods of Composite Beverage Carton Waste Composite cartons which consist of paper, plastic and aluminum, are used in packaging of drinks. However composite cartons are designed and developed for the milk packaging, now days it has been widely used in packaging of many food and drink. There are serious problems in recycling of composite cartons. Since recycling of packaging wastes is limited in Turkey, most of the packaging waste is been landfilled. Therefore, primarily there has been a need to scientific studies done about the management of packaging wastes and implementation of appropriate packaging waste management alternatives. In this study, detailed and technical data about recycling of composite beverage cartons has been obtained from the previous studies, printed - digital databases, company, Environmental Agency and web pages. The project about the

    5. THE RESTORATION OF PAINTING “NUDE” BY SAİP TUNA FOUND IN COLLECTION OF THE ANKARA STATE MUSEUM OF PAINTINGS AND SCULPTURES [Tr: ANKARA DEVLET RESİM VE HEYKEL MÜZESİ KOLEKSİYONUNDA BULUNAN, SAİP TUNA’YA AİT “NÜ” İSİMLİ TABLONUN RESTORASYONU

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Berna ÇAĞLAR ERYURT

      2018-04-01

      . [TR: Yağlı boya tablo konservasyonu, depolamadan sergilemeye, taşımadan paketlemeye, temizlikten rötuş yöntemlerine değin oldukça hassas ve farklı uzmanlık alanı gerektiren bir koruma dalıdır. Ülkemizde bu alanda uzman sayısının azlığı, araştırma ve yayınların yetersizliği dikkat çekmekte, yapılan sayılı çalışmanın ise genelde bilimsel esaslara dayalı olmadığı gözlenmektedir. Müzelerimizde, özel koleksiyonlarda uzman olmayan kişilerce hatalı uygulamalara maruz bırakılmış veya uygun koşullarda saklanmadıkları için zarara uğramış pek çok eserle karşılaşılmaktadır. Bu eserlerden biri de çalışmamıza konu olan, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin deposunda bulunan, Cumhuriyet Dönemi’nin önemli ressamlarından Saip Tuna’ya (1904-1974 ait “Nü” isimli yağlı boya tablodur. Bu çalışmamızda söz konusu tablo üzerinde bilimsel yöntemlerle gerçekleştirilen inceleme, belgeleme işlemleri ile koruma ve onarım yöntemleri ele alınmıştır. Bu kapsamda söz konusu tablo tahribatsız (görsel ve mikroskobik yöntemlerle incelenmiş; eğimli ışık, arkadan aydınlatma ve mor ötesi ışık yardımıyla tabloyu oluşturan katmanlardaki bozulmalar ve önceki onarımlar tespit edilmiştir. Yoğun vernik uygulaması, hatalı rötuş gibi, eserin özgün yapısına uygun olmayan malzeme/yöntemler kullanılarak yapılmış önceki onarım müdahaleleri ile elverişsiz depolama koşullarından kaynaklanan sorunların eserde bozulmalara/hasarlara yol açtığı gözlenmiştir. Tespit edilen bozulmalar ve hasarlar doğrultusunda tablonun onarım çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışma ile elde edilen veriler, koruma ve onarım uygulamalarının başarısında alan uzmanlığının önemi kadar, bilimsel araştırma ve incelemeye dayalı tespit ve teşhisin de gerekliliğini ortaya koymaktadır.

    6. Konut Transformasyonu Bağlamında Lefke’deki CMC Evlerinin Zaman İçerisindeki Dönüşümü / The Gradual Transformation of CMC Houses in Lefke within the Context of Housing Transformation

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Çağla Beyaz

      2017-06-01

      artlarına, ihtiyaca, siyasete, çevresel faktörlere, iklime, coğrafyaya, kültürel etkenlere göre form değiştirdiği yapılan araştırmalarda görülmektedir. Tüm bu etkenlerin ışığında, Lefke Bölgesi, CMC evleri özelinde uygun tekniklerle yapılan alan çalışmasından elde edilen verilerin biraraya getirilmesiyle, konutların dönüşümü ortaya konmuştur. Yapılan alan çalışması için, her kategoriden birer örnek ele alınarak analizi yapılmış, zaman içerisindeki dönüşümü ve bu dönüşümlere etki eden çevresel faktörler tespit edilmiştir. Alan çalışması kapsamında, tüm bu verilerin toplanması için gerekli olan görüşmeler, fotoğraf çekimleri, rölöve çıkarma ve arşiv araştırma teknikleri kullanılmıştır. Çalışmanın genelinden elde edilen sonuçta; Endüstri Devrimi’nin etkisiyle oluşan hızlı gelişme ile birlikte dini, kültürel, ekonomik, siyasal ve mimari gibi koşullar farklı biçim ve değerlerle şekillenmiştir. Bu şekillenen koşullarla birlikte, dünyada gözlemlenen ve kentleri etkileyen değişim ve dönüşümler Kıbrıs Adası’nı da etkilemiştir. Lefke Bölgesi’nde, CMC’nin kurulmasıyla birlikte buna paralel dört kategoriden oluşan ve ilk kez teraslı olarak üretilen konutların ve onların yakın çevrelerinin, bölgeye olan olumlu ve olumsuz etkileri oldukça dikkat çeker. Bu konutların, günümüze gelene kadar olan dönüşümleri buna etki eden faktörler tespit edilerek sonuçlandırılmıştır.

    7. The Impact of the Use of Information Technologies on Turkish

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Deniz Gezgin

      2016-01-01

      alışma grubunu, 2014-2015 öğretim yılında Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Formasyon Programında öğrenim gören 84 Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Çalışmanın tematik çerçevesi araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen alan yazın taraması ve uzman görüşleri doğrultusunda belirlenmiştir. Uygulama sürecinde öğretmen adaylarından, BT kullanımın Türkçeye etkileri ile ilgili görüşlerini kompozisyon şeklinde yazmaları istenmiştir. Görüşme sonucunda elde edilen verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz tekniği ve betimsel istatistiklerden yararlanılmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarının görüşlerini yansıtmak için doğrudan alıntılar yapılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre öğretmen adaylarının görüşleri, BT kullanımının Türkçeye olumsuz etkileri olduğu yönündedir. Özellikle İngilizce kelimelerin kullanımı, yazım ve noktalama işaretlerinin göz ardı edilmesi ve yazımda kural dışı kısaltma kullanımı boyutları açısından olumsuz görüş bildirmişlerdir. Bundan sonraki araştırmacılar için, BT’nin bilinçli kullanımının sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılması önerilebilir. Ek olarak, BT’nin olanaklarından yararlanılarak yapılabilecek bu çalışmalarla dilin kurallarının iletişimdeki önemi ve gerekliliğine ilişkin bir farkındalık oluşturulabilir.Anahtar Sözcükler: Bilişim teknolojileri, dil, Türkçe

    8. Farklı Çalışma Ortamlarında Oluşabilecek Hava Kirliliğinin Çalışanların Sağlığı Üzerindeki Etkileri / The Effects of Air Pollution on Workers’ Health In Different Work Places

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Simge Taner

      2012-12-01

      Full Text Available Endüstriyel ve endüstriyel olmayan (okul, ofis, fotokopi merkezleri, restoran vb. çalışma alanlarındaki hava kalitesi, çalışma ortamında bulunan personelin sadece konforu için değil, sağlığı için de büyük önem taşımaktadır. İç ortam hava kalitesi değerlendirmesi yapılırken genellikle sıcaklık, nem oranı, hava akım hızı, kükürtdioksit (SO2, karbondioksit (CO2, solunabilinir asılı partikül madde (PM, hidrojen sülfür (H2S, uçucu organik bileşikler (VOC, azot oksitler (NOx, karbonmonoksit (CO, ozon (O3, radon, hidrojenflorür, formaldehitler (HCHO, mikrobiyal kontrol gibi parametrelerin analizleri yapılmaktadır. Yapılan bu analizler sonucunda elde edilen veriler eşliğinde, çalışanların sağlığı hakkında daha doğru ve emin adımlar atılabilir. Bu durum çevresel analizlerin, işçi sağlığı ve iş güvenliği prensipleriyle birebir örtüştürülmesinin gerekliliğini gözler önüne sermektedir. Özellikle metal işleme, demir-çelik vb. imalat ortamlarında, diğer çalışma ortamlarına göre çok daha fazla kirletici parametre tanımlanabilir. Bu ortamlarda yapılacak ortam ölçümlerinin doğruluğu, çalışma bölgesinin temizlenmesi ve yeterli koruma önlemlerinin alınması konusunda işverenlere kolaylık tanımaktadır. Ülkemizde yalnızca imalat sektörleri değil maden ocakları da çevre ve insan sağlığı açısından ciddi riskler taşımaktadır. Maden ocaklarında çalışanların sağlıklarının korunması adına yapılması gerekli ortam ölçümlerinin yeterli düzeyde olmadığı bilinmektedir. Bu durum maden sektöründe çalışan kişilerin meslek hastalıklarına yakalanma riskini arttırmaktadır. Bu çalışmada ülkemizde iş sahası bakımından geniş bir alana sahip olan maden ve metal sektörlerindeki iç ortam hava kalitesini olumsuz yönde etkileyen parametreler irdelenerek, sözü edilen sektörlerde çalışanların sağlıklarının korunmas

    9. Türkçe Öğretmeni Adaylarinin Dijital Pedagojik Yeterlilikleri The Digital Pedagogic Competencies Of Pre-Service Turkish-Language Teachers

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Havva YAMAN

      2013-09-01

      çları kullanabilme/oluşturabilme yeterliliğini belirlemektir. Araştırmanın örneklemini, Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Ana Bilim Dalı 3. ve 4. sınıflarında öğrenim gören öğretmen adayları oluşturmaktadır. Araştırmada tarama modeli kullanılmış olup kesit alma yoluyla anlık ölçme tercih edilmiştir. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen “Öğretmen Adaylarının Dijital Pedagojik Yeterlilikleri Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen bulgular, Türkçe öğretmeni adaylarının proje kapsamında hangi açıdan eksik olduklarını ve öğretmen adaylarının eğitimlerinde nelere öncelik verileceğini ortaya çıkarmıştır. Sonuç olarak Türkçe öğretmeni adaylarının öğretimsel ve web dijital pedagoji alanlarında yüksek düzeyde yeterliliğe, genel dijital pedagoji alanında ise orta düzeyde yeterliliğe sahip oldukları görülmüştür. Diğer yandan araştırmada bilgisayar ve interneti iyi düzeyde bilen öğretmen adaylarının dijital pedagoji bakımından da yeterli düzeye sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca erkek öğretmen adaylarının genel dijital pedagoji ve web dijital pedagoji alanlarında kız öğretmen adaylarına göre daha yeterli olduğu, 3 ve 4. Sınıf öğrencilerinin dijital pedagojik yeterliliklerinde ise herhangi bir fark olmadığı görülmüştür. Bu süreçte elde edilen sonuçlar olası tartışmaya açık olup, araştırma kapsamında projenin daha verimli hale getirilmesi için projeyi uygulayacak olan öğretmen adayları ile ilgili durum tespiti yapmak amaçlanmıştır.

    10. Determination of the Relative Positions of Three Planes: Action Research

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tuba Ada

      2016-07-01

      bir ders planının ve öğretim ortamının nasıl sağlanacağını araştırmaktır. Bu amaca ulaşabilmek için araştırmacıların hazırladığı plan dahilinde eylem araştırması yaklaşımı kullanılmıştır. Uygulamanın 1. aşamasında öğretmen adaylarına üç düzlemin denklemleri verilerek düzlemlerin birbirine göre konumlarının belirlenmesi istenmiştir. Bu aşamada öğretmen adayları düzlemlerin birbirine göre konumunu ikişer ikişer düzlem denklemlerini inceleyerek tek yönlü belirlemeye çalışmıştır. Uygulamanın ikinci aşamasında üç bilinmeyenli üç denklemden oluşan lineer denklem sistemlerinin çözümünü bulmaları ve bu çözümü geometrik olarak yorumlamaları istenmiştir.  Bu aşamada ise öğretmen adaylarının bir kısmı denklem sistemini çözdüğü ancak geometrik olarak yorumlayamadığı gözlemlenmiştir. Üçüncü aşamada ise üç düzlemin birbirine göre konumunun görselleştirmesi ve düzlem denklemlerini kullanarak bu düzlemlerin birbirlerine göre konumlarını gözlemleyebilmeleri için bilgisayar cebir sistemlerinden Maple programı kullanılmıştır. Bu aşamada öğretmen adayları düzlem denklemlerinin oluşturduğu denklem sistemlerinin çözüm kümesi ile Maple da elde edilen üç boyutlu görselleri ilişkilendirmişlerdir. Uygulamadan elde edilen bulgulara göre hazırlanan planın matematik öğretmen adaylarının üç düzlemin birbirine göre konumunun görselleştirmesinde olumlu etkisi olmuştur.Anahtar kelimeler: Uzayda düzlemler, analitik geometri, Maple, eylem araştırması

    11. Öğretmen Adaylarının Özyeterlik Algılarının Karşılaştırılması: Müzik, Resim ve Beden Eğitimi Comparison Of Self Efficacy Perceptions Of The Teacher Candidates: Music, Art And Physical Education

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hatice EKİNCİ

      2013-03-01

      niversitesi Eğitim FakültesiMüzik, Resim ve Beden Eğitimi Anabilim Dalları’ndaki öğretmenadaylarının özyeterlik algılarını belirlemeyi ve özyeterlik algılarının sınıf,bölüm ve cinsiyet değişkenleri bakımından ilişkilendirmeyiamaçlamaktadır.Müzik, Resim ve Beden Eğitimi Anabilim Dalları’ndaki öğretmenadaylarının özyeterlik algılarının belirlenmesi, meslek yaşamlarındaetkili ve yeterli bir performans sergilemeleri açısından önemlidir. Ayrıcaaraştırmanın, elde edilen sonuçlara yönelik önerileri sunulmasıbakımından önem taşıdığı düşünülmektedir.Araştırma, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim FakültesiMüzik, Resim ve Beden Eğitimi ABD’daki Lisans II, III. ve IV. sınıflardaöğrenim gören toplam 224 öğretmen adayı üzerinde yapılmıştır.Araştırmada veri toplama aracı olarak, Tschannen-Moran ve Hoy(2001 tarafından geliştirilen ve Türkçe için geçerlik ve güvenirlikçalışması Çapa, Çakıroğlu ve Sarıkaya (2005 tarafından yapılan veöğretmenlerin öz yeterliklerini nasıl algıladıklarını betimlemeye çalışan,“Öğretmen Özyeterlik Ölçeği” kullanılmıştır.Veriler SPSS (versiyon 20.0 ( SPSS Inc., Chicago, USAkullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularının çözümlenmesindefrekans, yüzde, korelasyon ve manova istatistikleri kullanılmıştır.Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, Müzik, Resim ve BedenEğitimi ABD’daki öğretmen adaylarının cinsiyet, sınıf ve bölümdeğişkenlerine göre özyeterlik düzeyleri arasında anlamlı farklılıkbulunmamaktadır. Bunun yanı sıra öğretmen adaylarının % 75oranında kendilerini özyeterli buldukları tespit edilmiştir.

    12. 1714-1715 Yılları Arasında Konya’daki Mahallelerin Konut Yayılımlarının 45 Numaralı Şeriye Sicil Defterindeki Menzil Satış Belgeleri Işığında Çözümlemesi The Solution In The Light Of Documentation Sell Houses That Is In 45 Numbered Seriye Registry Notebook Of Expansion Of The Houses Of Districts Of Konya Between The Years Of 1714 And 1715

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hicran Hanım HALAÇ

      2012-12-01

      etiketlenecek durumları aydınlatacak verilere nispeten daha rahat ulaşılabilir. Ancak konu geçmişin kentlerindeki mahalleleri oluşturan konut dağılımları olunca birincil kaynakların kullanıldığı spesifik çalışmalar yok denecek kadar azdır. Genelde hukuk tarihi ve sosyo-ekonomik tarih yazımında kullanılan XIX. yüzyılın son çeyreğine kadar yalnız adlî değil, aynı zamanda idarî ve beledî fonksiyonlar da yüklenmiş şeriye sicilleri, Osmanlı tarihinin sosyal, siyasi, idarî, iktisadî ve kültürel pek çok bakımdan bilinmeyen yönlerini aydınlatacak veya eksik kalan yönlerini tamamlayacak mahiyette kaynaklardır. Şeriye sicilleri gibi genelde hukuk tarihi ve sosyo-ekonomik tarih yazımında kullanılan bir kaynak grubunun içerisinden ki metinlerden tespit edilen bir kısım küçük noktasal mimari verileri gün ışığına çıkararak nokta bulutlarına dönüştürmeyi hedeflemektedir.Bu araştırma makalesinde, Türklerin Anadolu ile buluştuğu andan itibaren önemini gün geçtikçe arttıran Konya’nın, 1714-1715 yılları arasındaki iki yıllık periyod içinde, 45 Numaralı Konya Şeriye Sicil Defterlerindeki menzil satış belgelerindeki konutlara ait verilerin çözümlemeci tipolojiyi kullanarak, birincil kaynaktan elde edilen somut veriler ışığında yapılan çözümlemeler yardımıyla Konya’nın konutlarından mahallelerine yolculuk yapıp gizemli kalanları ortaya çıkarmaya çalışarak kent restitüsyonu çalışmalarında kullanılabilirliğinin fark ettirilmeye çalışılmıştır. Bu makale, aynı zamanda mimarlık tarihçileri, restorasyon uzmanları ve tarihçilerin bir araya geldiklerinde ortaya çıkabilecek sentezlerin de küçük bir başka örneğini daha ortaya koymaktadır.

    13. Osmanlı Devletinin Son Yıllarında Ağnam Vergisine Yapılan Zamlar Rise In Ağnam (Sheep Tax In The Recent Years Of Ottoman State

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ünal TAŞKIN

      2013-07-01

      ılık faaliyetlerinde bulunan her reaya,beslediği hayvanın cinsine göre belirli oranlarda ödemeler yapardı.Devletin klasik döneminde ağnam olarak bilinen koyun ve keçi vergisi,sonraki dönemlerde daha genel bir anlam kazanmış ve düzenlemeleretabi tutulmuştur. Osmanlı Devleti’nin XVII. yüzyılından itibarenmukataa adı verilen ve önceden belirlenmiş bir miktarı ifade eden usulletoplanmaya başlanmıştır. Ağnam Mukataası denilen bu gelir, merkezhazinenin önemli bir gelir kalemi haline gelmiştir. XIX. yüzyıldanitibaren aynî olarak alınma usulü terk edilerek çeşitli adlarla yüklenenek resimler de kaldırılmıştır. Ağnam Mukataası ise, yeniteşkilatlandırılan Ağnam Müdürlüğü’ne dönüştürülmüştür.Vergi miktarı olarak belirlenen fiyat, koyun fiyatlarındaki bölgeselfarklılıktan dolayı devletin bazı bölgelerine ağır gelmiştir. Bu sebepten,XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yapılan düzenlemeyle her koyunve keçinin sütü ve yapağısının bölgelere göre ne kadar gelir sağladığıtespit edilmeye başlanmıştır. Mahalli idarelerce ayrı ayrı tespit edilen bumiktarlar değerlendirilerek, vergi oranı merkezde belirlenmiştir.XIX. yüzyılın sonlarına doğru, vergi miktarlarının arttırılması halküzerinde olumsuz etkiler yarattığından yeniden düzenlenmesi yolunagidilmiştir. Devletin içinde bulunduğu sosyal durum, mali kaynakyaratma endişesi ve birtakım siyasi hadiseler, ağnam grubu olarakadlandırılan vergilerin tahsilinde değişikliklere sebep olmuştur. Buçalışmamızda Osmanlı Devleti’nin bütçe açığını gidermeye yönelik, enönemli kaynaklardan birisi olarak kabul edilen ağnam vergisine yapılansekiz katlık zam incelenecektir.

    14. Bilişim Teknolojileri Öğretmen Adaylarının E-Kitap ve Etkileşimli E-Kitap Kavramına İlişkin Metaforik Algıları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Seda Özer

      2015-04-01

      Full Text Available Öz Bu araştırmanın amacı bilişim teknolojileri öğretmen adaylarının e-kitap ve etkileşimli kitaba ilişkin algılarını metafor analizi yoluyla incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2013-2014 öğretim yılı Bahar döneminde Fırat Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi lisans programına devam eden (1., 2. ,3. ve 4. sınıf öğretmen adayı oluşturmaktadır. Katılımcılardan “E-kitap …… gibidir. Çünkü…..” ve “Etkileşimli e-kitap …… gibidir. Çünkü…..”  ifadelerini metafor kullanarak doldurmaları istenmiştir. Bilişim teknolojileri öğretmen adaylarından elde edilen bu veriler içerik analizi yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Elde edilen veriler doğrultusunda bilişim teknolojileri öğretmen adaylarının e-kitaba yönelik geçerli 153, etkileşimli kitaba yönelik geçerli 151 metafor geliştirdikleri görülmüştür. Araştırmanın bulguları ışığında öğretmen adayları e-kitaba ilişkin olumlu ve olumsuz metaforlar üretirlerken, etkileşimli kitaba yönelik sadece olumlu metaforlar ürettikleri ve etkileşimli e-kitap kullanımını daha cazip gördükleri söylenebilir. Salt metin formatı dışında sunulan etkileşimli kitapların öğrenme sürecinde kullanımının önemi yine bu araştırma sonuçlarıyla desteklenmiştir. Araştırma sonucunda bilişim teknolojileri öğretmen adaylarının e-kitaba ilişkin geliştirdikleri metaforlar arasında ilk sırayı “kolay taşınabilir” metaforu almaktadır. Bu özellik e-kitabın avantajları arasında sayılmaktadır. Öğrencilerin etkileşimli kitaba yönelik geliştirilen metaforları arasında ise ilk sırayı “birden çok duyuya hitap eder” metaforu almıştır. Çoklu ortam materyalleri ile öğrenme ortamının desteklenmesinin öğrenciler için önemi, bu çalışmada vurgulanmıştır. Anahtar Sözcükler: E-kitap, etkileşimli kitap, metafor

    15. Temettuat Defterine Göre Mut'un Sosyo-Ekonomik ve Demografik Yapısı (1844-1845 Socıo-Economıc And Demographıc Structure Of Mut Accordıng To Temettuat Defter (1844-1845

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ahmet GEÇER

      2012-12-01

      ılan sosyo-ekonomik tarihi araştırmalarında, defter koleksiyonları önemli bir yere sahiptir. Tapu Tahrir defterleri, Mühimme defterleri, Temettuat defterleri, bu defter koleksiyonlarının en önemlilerindendir. Çalışmamızda, Konya vilayetine bağlı, İçel sancağının, Mut kazasına ait temettuat defteri incelenmeye çalışılmıştır. Bu amaca yönelik olarak Başbakanlık Osmanlı Arşivinden, 10498 defter numaralı Mut’a ait, toplam 154 sayfa temettuat defteri önce transkripsiyon edilip tablolar oluşturulmuştur. Temettuat defterinde olduğu gibi, köyler ayrı ayrı alınarak oluşturulan bu tablolar Microsoft Excel programında hazırlandığından ve uzun listeler halinde olduğundan burada verilememiştir. Tablolama işleminden elde edilen veriler; İdarî Yapı, Nüfus, İsimler, Nüfusun Ekonomik Faaliyet Kolları ve Sosyal Durumu, Virgi-yi Mahsusa, Tarımsal Üretim Yapısı, Arazi Çeşitleri, Hayvan Çeşitleri ve Vergilendirilmeleri, Elde Edilen Gelirlerin Dağılımı ara başlıkları altında değerlendirilerek, araştırmamızın konusu olan Mut kazasının sosyo-ekonomik ve demografik yapısına dair bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Defterdeki veriler değerlendirilirken, defterde olmayan ancak kolay anlaşılması için zaman zaman, Vergilendirme Bölümü, Kazançlar Bölümü gibi ifadeler kullanılmıştır. Bu bölümler defterdeki tasnife göre yapılmıştır. Mut Temettuat defterinde, her hane reisinin ismi, mesleği, her bir hanenin tarımsal üretimden sağladığı kazanç ve bu kazanç üzerinden ödediği aşar vergisi, bu verginin tarımsal faaliyetlere dağılımı, işlenen toprak miktarı, tarımsal işletme büyüklüklerinin yanında sosyo-ekonomik tarihe ışık tutacak önemli bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgilerle birlikte dönemin diğer kaynakları göz önüne alındığında Mut’un sosyo-ekonomik yapısı tam anlamıyla ortaya konulmuş olacaktır.

    16. Barış Harekâtı Sonrasında Türkiye’den Kıbrıs’a Yapılan Göçler Ve Tatbik Edilen İskân Politikası Immigration From Turkey To Cyprus After Peace Operation And Following Settlement Policy

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İsmail ŞAHİN

      2013-09-01

      Full Text Available In order to close the gap in the population of Northern Cyprusthat occurred after Cyprus Peace Operation, it was organized theresettlement from Turkey to island. In this context, among people whocame to the island, three groups can be defined. There were soldiersand their families who were involved in Peace Operation of 1974,agricultural labor force, and people who migrated of their own accord.The properties remained after Greek Cypriots were distributed amongnewcomers after they have been admitted to the citizenship. Called as“Turkish immigrants”, this group played a significant role in the rapiddevelopment of Northern Cyprus. However, because of absence ofplanned settlement policy, long term economic development fell intostagnation what, by-turn, caused social problems. Social problemsbetween Turkish Cypriots and Turkish immigrants have beenincreasingly deepened by already existed religious, social, and culturaldifference between these groups. Social problems provoked byimmigrants, differences between these two groups, and introduced inthe political frameworks wrong policies interrupted the socialintegration of Northern Cyprus.This paper aims to study the reasons of migration to Cyprus after1974, the resettlements to the island, and the problems faced bymigrants there. In this regard, the legal status and the opportunitiesoffered to Turkish immigrants, the way how migrants encounter withthe Turkish Cypriots, problems they have experienced, and theirrelations with Greek Cypriots living in the north of the island arediscussed. In this study, legal regulations, eye-witness interviews,newspaper reports, and official documents are used to research theissue. Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında Adanın kuzeyinde ortaya çıkan nüfus boşluğunu kapatmak üzere Türkiye’den Adaya nüfus nakli yapılmıştır. Bu kapsamda; 1974 Barış Harekâtı’nda görev alan askerler ve yakınları, tarım işgücü ve kendi başına gelenler olmak üzere üç grup insan Adaya gelmiştir. Gelen bu insanlar, önce vatandaş yapılmış ardından yapılan yasal düzenlemelerle, onlara Rumlardan kalan mülkler dağıtılmıştır. ‘Türkiyeli göçmenler’ olarak adlandırılan bu grup kısa zamanda Kuzey Kıbrıs’ın kalkınmasında önemli rol oynamıştır. Ancak iskân politikasının, planlanan düzeyde olmaması nedeniyle uzun vadede ekonomik kalkınma sekteye uğramış ve Adanın kuzeyinde toplumsal huzursuzluklar baş göstermiştir. Türkiyeli göçmenler ile Kıbrıslı Türkler arasında ortaya çıkan toplumsal huzursuzluklar, zamanla iki grup arasında var olan dini, siyasi, sosyal ve kültürel farklılardan dolayı da artarak derinleşmiştir. Bir taraftan göçmen olmanın yaratmış olduğu sosyolojik sorunlar, diğer taraftan da iki grup arasındaki farklılıklar toplumsal bütünleşmeyi geciktirdiği gibi, siyasi çevrelerin tatbik ettiği yanlış politikalar da Kuzey Kıbrıs’ta toplumsal bir birlikteliğin oluşmasını kesintiye uğratmıştır.Bu çalışma, 1974 sonrası Kıbrıs’a göç eden insanların göç nedenlerini, Adaya iskânlarını ve orada karşılaştıkları sorunları araştırmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Türkiyeli göçmenlere verilen yasal statü ve sunulan imkânlar, göçmenlerin Kıbrıslı Türklerle karşılaşmaları, yaşadıkları problemler ve göçmenler ile Adanın kuzeyinde kalan Rumların ilişkileri ele alınmıştır. Çalışmamızda, yasal düzenlemelere, görgü tanıklarına, gazete haberlerine, resmi belgelere ve konu üzerine yapılan araştırmalara yer verilmiştir.

    17. AYVALIDERE HAVZASINDA (SÜLEYMANPAŞA / TEKİRDAĞ JEOMORFOLOJİK FAKTÖRLERİN TOPRAK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Emre ÖZŞAHİN

      2016-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, jeomorfolojik faktörlerin toprak özellikleri üzerine etkileri Ayvalıdere Havzası örneğinde incelenmiştir. Bu etkilerin örnek bir havza dâhilinde incelenmesi çalışmanın önemini teşkil etmektedir. Çalışmada 1:25.000 ölçekli KIRKLARELİ F19-d4 ve BANDIRMA G19-a1 numa- ralı topoğrafya haritaları kullanılmıştır. Yöntem olarak ise öncelikle havza alanının jeomorfolojik özellikleri tespit edilmiştir. Ardından başka araştırmacılar tarafından yaptırılan toprak örneklerinin analizlerinden ve çalışma bulgularından istifade edilerek havzanın detaylı toprak haritası oluşturul- muştur. Gerek jeomorfolojik özellikler (yer şekilleri, eğim, bakı, yükselti gerekse toprak özellikleri CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri ortamında karşılaştırılarak, havzada toprakların dağılışında jeomor- folojik faktörlerin etkisi irdelenmiştir. Çalışma sonunda yer şekilleri ile toprak özellikleri arasındaki ilişkinin kısa mesafeler dâhilinde büyük değişiklikler sunduğunu belirlenmiş ve vurgulanmıştır. Bu ilişkinin daha detaylı çalışmalarla ortaya konması gereklidir. Böylece elde edilen sonuçlarla toprak kaynaklarının korunması, doğru kullanımı ve planlanması konusunda önemli adımlar atılabilir. Nihai olarak gerek jeomorfolojik gerekse pedolojik özellikleri konu alan benzer çalışmalarda toprak ve yer şekilleri arasındaki münasebetin araştırılması doğal ortamı daha iyi anlayıp, analiz etmemize yardımcı olacaktır.

    18. Usûlî Kıyasın Bilgi ve Amel Değeri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yrd.Doç.Dr. Temel Kacır

      2016-06-01

      Full Text Available “Ortak bir illete sahip olmaları nedeniyle, aslın hükmünün fer‘e verilmesidir" şeklinde tanımlanan usûlî kıyasın bilgi ve amel değeri, ilk dönemden itibaren tartışma konusu olmuştur. Şöyle ki; hüküm verme yetkisi sadece Şar‘î’e ait olduğu halde usûlî kıyasın dinde hüküm verme anlamına geldiği ve bilgi değerinin de nasslarca yerilmiş zan olduğu gibi bazı argümanlar ileri sürerek usûlî kıyası reddedenler olsa da, çoğunluk tarafından usûlî kıyas aslî ve şer‘î delil olarak kabul edilmiş ve elde edilen bu hüküm ile amel edilmesi gerekli görülmüştür. Bu çalışma, usûlî kıyası kabul eden ve etmeyenlerin görüşlerini mukayese etmenin ötesinde, usûlî kıyasın salt aklî bir çaba olmadığını, kendisi ile ulaşılan bilginin naslarda yerilen zan olmayıp aksine delile dayalı zannın en üst derecesi olduğunu ve bunun da furû fıkıhta amel için yeterli olduğunu naklî ve aklî deliller ile ele alan bir çalışmadır. Kıyasla ilgili genel bir çerçeve çizildikten sonra, usûlî kıyas ve deliller hiyerarşisindeki yeri ve kıyasın bilgi ve amelî değeri ile sınırlandırılan bu makale ile usûlî kıyasın bilgi ve amel değeri konusundaki tartışmalara açıklık getirilmek istenmektedir.

    19. İŞYERİNDE MOBBİNG DAVRANIŞLARININ SPOR VE FİZİKSEL ETKİNLİK İŞLETMELERİ ÇALIŞANLARININ ÖRGÜTSEL VATANDAŞLIK DAVRANIŞINA ETKİSİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Süleyman Murat YILDIZ

      2016-03-01

      Full Text Available ÖZ: Bu çalışmada spor ve fiziksel etkinlik hizmeti sunan işletmelerde, mobbingin örgütsel vatandaşlık davranışına etkisi incelenmiştir. Veriler ticari olarak faaliyet gösteren fitness merkezleri ve yüzme havuzu işletmelerinde görev yapan antrenörler ile Spor Genel Müdürlüğü taşra teşkilatı çalışanlarından elde edilmiştir. Veri toplama aracı olarak, mobbingi ölçmede Einarsen, Hoelb ve Notelaers’in (2009 geliştirdiği “Olumsuz Davranışlar Ölçeği”, örgütsel vatandaşlık davranışını ölçmede ise Bolat’ın (2008 geliştirdiği örgütsel vatandaşlık davranışı ölçeği kullanılmıştır. Araştırma hipotezlerini test etmek amacıyla korelasyon analizi ile hiyerarşik regresyon analizi uygulanmıştır. Elde edilen bulgular mobbingin örgütsel vatandaşlık davranışı üzerinde orta düzeyde, anlamlı ve negatif etkili olduğunu ortaya koymuştur. ABSTRACT: In this study, the effect of mobbing on organizational citizenship behavior in sports and physical activity organizations was investigated. The data were obtained from the trainers of swimming and fitness centers and the employees of Sports General Directorate. Negative Acts Questionnaire-Revised scale developed by Einarsen, Hoelb, and Notelaers (2009 was used to measure mobbing and organizational citizenship behavior scale developed by Bolat (2008 was used to organizational citizenship behavior. In order to test the hypothesis of this study, correlation analyzes and hierarchical regression analyzes were applied. The findings of the study demonstrated that mobbing significantly and inversely influenced organizational citizenship behavior of trainers and employees.

    20. Orman yangınları açısından riskli yılların güneş leke döngüsüne bağlı olarak önceden tahmin edilebilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yüksek Lisans Uğur Baltacı

      2017-11-01

      Full Text Available Ülkemizde ve dünya genelinde, bazı yıllar daha çok sayıda ve büyük ölçekte orman yangınları görülmekte iken, bazı yıllarda orman yangını sayısı ve büyüklüğü azalmaktadır. Orman yangını istatistikleri yangın adedi ve yanan alan olarak zamana bağlı grafik haline dönüştürüldüğünde, minimum ve maksimum noktaları farklı sinüzoidal eğriler şeklinde periyodik bir dalgalanma görülmektedir. Bu durum, orman yangınlarının bir dış etkene bağlı olarak artıp azaldığını gösterebilir. Bu çalışmamızda; adet ve alan olarak orman yangınları ile Güneş Leke Döngüsü (Güneş Radyasyon Döngüsü karşılaştırılmış ve aralarında güçlü bir ilişkinin olduğu bulunmuştur. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular, orman yangını açısından riski yüksek yılların tahmininde kullanılabilecektir. Orman yangınları ile mücadelede orta ve uzun vadeli programlar yapılırken bu tespitlerin göz önünde bulundurulmasının büyük önem arz ettiği düşünülmektedir. Özellikle bütçe planlamaları ve önceden alınacak tedbirler açısından bu öngörülerin dikkate alınması uygun olacaktır.

    1. AKILLI KARTLAR İLE YAPILAN MAL VE HİZMET SATIŞLARININ TMS-18 HASILAT STANDARDI ÇERÇEVESİNDE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ-RECOGNITION OF SOLD GOODS AND SERVICES BY SMART CARDS WITHIN TMS-18 REVENUE STANDARD

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Abitter ÖZULUCAN

      2012-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada;, önce akıllı kart / yemek çekleri sistemi tanıtılmakta, tarafların sağladıkları fayda ve maliyetler belirtilmekte ve gerçekleşen satış işleminin taraflarca kayda geçirilmesi hususu TMS 18 Hasılat standardı kapsamında ele alınmaktadır. Elde edilen hasılatın ölçümünde, sistemin işleyişinde temel unsur olan ve üye iş yeri tarafından yemek kartı tedavül eden işletmeye hizmet faturası karşılığında ödenen komisyonların, hasılatla doğrudan ilişkilendirilebilen bir gider niteliği taşıyıp taşımaması; bu türden giderlerin Tekdüzen Muhasebe Sistemi’nden farklı olarak, TMS 18 kapsamındaki ölçümünün ve muhasebeleştirilmesinin farklı olup olmadığının belirlenmesi amacıyla kaleme alınan bu çalışma, giriş ve sonuç bölümlerinin dışında dört bölümden oluşmaktadır.-The main part of the smart card system is sellers and while they are measuring of their revenue, they should associate the commissions with revenues to record at inception. So in this paper, after the smart card system is introduced, the advantages and disadvantages of this system are exposed and then how to recognise of the selling is considered within TMS 18, Revenues Standard. In other words, the reason that we conduct this paper can be expressed that the expense of the selling commissions which arise from the selling products with smart card whether should or should not deduct to revenue while the revenue is been measured.

    2. Öğrencilerin Girişimci Kişilik Özellikleri İle Girişimcilik Eğilimleri Üzerine Bir Araştırma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hasan YÜKSEL

      2015-04-01

      Full Text Available Girişimcilik, çevrenin yarattığı fırsatları sezme, bu fırsatları projelere dönüştürme, projeleri yaşama taşıma ve zenginlik üretme becerisi şeklinde tanımlanabilir. Bu süreçte başarılı girişimciler için ise birçok özellik tanımlanmaktadır. Kişide girişimcilik ruhu genetik olarak var olabileceği gibi aile, ailenin mesleği, çevre, eğitim de girişimcilik ruhunu geliştirmede önemli etkenlerdir. Bu çalışmada temel amaç işletme yönetimi bölümü öğrencilerinin girişimci kişilik özellikleri ve girişimcilik eğilimleri arasındaki ilişkiyi analiz etmektir. Bu nedenle meslek yüksekokulu işletme yönetiminde öğrenim gören bölüm öğrencilerine araştırmada ileri sürülen hipotezleri test etmek amacıyla anket uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre araştırmaya katılan öğrencilerin girişimci kişilik özellikleri yenilikçilik, duyarlılık ve fırsatçılık şeklinde ortaya çıkmıştır. Strese karşı dayanma ise düşük düzeyde ortaya çıkan girişimci kişilik özellikleri arasındadır. Ayrıca çalışmada katılımcıların girişimcilik özellikleri ile cinsiyet değişkeni ve aile meslekleri ile girişimcilik özellikleri arasındaki istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.

    3. Aileler, Öğretmenler ve Dil ve Konuşma Terapistlerinin Çocuklardaki Dil ve Konuşma Bozukluklarına Yönelik Tutum ve Bilgilerinin Değerlendirilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bülent TOĞRAM

      2015-12-01

      Full Text Available Çocuklardaki iletişim sorunları aile bildirimleri, öğretmen raporları ve dil ve konuşma terapistleri (DKT tarafından yapılan değerlendirmeler ile saptanmaktadır. Dil ve konuşma bozukluklarının önlenmesi ve terapisinde işbirliği içinde bulunmaları gereken bu üçlü grubun konuya ilişkin görüş ve tutumları alanyazında önemli bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, ebeveynlerin, öğretmenlerin ve DKT’lerin dil ve konuşma bozuklukları alanındaki sorumluluk ve rollerini nasıl algıladıklarını, dil ve konuşma bozukluğu olan çocuğun akademik ve sosyal başarısına yönelik tutumlarını, dil ve konuşma bozukluklarının nedenleri ve terapisine yönelik düşüncelerini betimlemektir. Çalışmaya 37 aile bireyi, 46 öğretmen ve 35 DKT katılmıştır. Anket yoluyla elde edilen veriler her grubun konuya ilişkin bilgisini ortaya koymak için karşılaştırılmıştır. Dil ve konuşma bozukluğu olan çocukların akademik/sosyal başarılarına yönelik tutumlarında diğer katılımcı gruplara göre öğretmenlerin, çocukların terapi gereksinimlerine yönelik tutumlarında ise ailelerin daha kararsız tutumlar geliştirdikleri dikkat çekmektedir.Dil ve konuşma bozukluklarının nedenleri ve terapi eksikliklerine yönelik bilgilerinde grupların öncelikli sıralamalarının farklılaştığı görülmüştür

    4. Otel İşletmeleri Mutfak Çalışanlarının Gıda Güvenliği Konusunda Bilgi Düzeyleri: Alanya Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ramazan Eren

      2017-12-01

      Full Text Available Gıda üretim sürecinde mutfak çalışanları, gıda güvenliğinin sağlanması açısından önemli bir yere sahiptir. Bu araştırma Antalya’nın Alanya İlçesi’ndeki beş yıldızlı otel mutfaklarında çalışan personelin gıda güvenliği konusundaki bilgi düzeylerini saptamayı amaçlamakta ve betimsel bir çalışma özelliği taşımaktadır. Araştırmada amaca göre örnekleme yöntemi kullanılmış; zaman ve maliyet sınırlılıkları nedeniyle Alanya’nın sadece Okurcalar Beldesi’nde faaliyet gösteren otellerdeki mutfak çalışanları araştırmaya dâhil edilmiştir. Veri toplama yöntemi olarak anket formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler istatistik paket programı analiz edilmiştir. Yüzde, frekans ve ki kare analizi sonuçlarına yer verilmiştir. Araştırma sonucunda sezonluk çalışanlara kıyasla, tüm yıl çalışan personel içinde gıda güvenliği eğitimi alanların oranının daha fazla olduğu görülmüştür. Çalışma yılının gıda güvenliği konusunda bilgi sahibi olma üzerinde etkisi olduğu görülmekle birlikte hala katılımcıların dörtte birinin HACCP kelimesini hiç duymadıkları bulgusuna ulaşılmıştır.

    5. İnkübasyon Sıcaklığının Kefirin Bazı Nitelikleri Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nesrin Kaptan

      2015-02-01

      Full Text Available Kefirin bazı nitelikleri üzerine, farklı inkübasyon sıcaklıklarının etkisinin araştırıldığı bu çalışmada, 20±1 oC (A, 25±1 oC (B ve 30±1 oC (C de 16 saat süreyle inkübasyon ve iki gün süreyle olgunlaştırma aşamalarından sonra, örnekler titrasyon asitliği, pH, viskozite, serum ayrılması gibi bazı kalite ölçütleri yanısıra asetaldehit, etil alkol gibi aroma unsurları ve duyusal özellikleri yönünden karşılaştırılmıştır. Denenen inkübasyon sıcaklıkları örneklerin titrasyon asitliği üzerinde önemli bir etki yaratmış (P<0.01 ve en yüksek titrasyon asitliği değeri 30 oC de inkübe edilen örneklerde saptanmıştır. PH değeri, viskozite, serum ayrılması ve asetaldehit içeriği açısından örnekler arasında istatistik olarak önemli bir farklılık görülmemiş, bu niteliklerdeki önemli değişimler olgunlaştırma süresi içinde ortaya çıkmıştır. Toplam uçucu yağ asitleri ve karbondioksit içeriklerinde ise gerek inkübasyon sıcaklıkları ve gerekse olgunlaştırma süresi önemli bir farklılığa yol açmamıştır. Duyusal nitelikler yönünden, 25 oC de inkübasyona bırakılan kefir örneği beğenilmiştir.

    6. BELIEFS AND PRACTICES OF QASHQAI TURKS WITHIN THE CIRCLE OF BIRTH KAŞKAY TÜRKLERİNDE DOĞUM ÇEVRESİNDE GELİŞEN İNANÇ VE PRATİKLER

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet KARAASLAN

      2011-09-01

      Full Text Available In this study, which deals with the birth traditions of The Qashqai, and beliefs and practices in this aspect, the data gained through approximately two-month studies in the field of Iran are used. During the field of study, based on the use of techniques such as participated observation and question and answer, Qashqai people, both have urban live and haven’t plucked their ties with nomadism in appropriately with their current social tissues, have been discussed with. These rituals and beliefs formed within the frame of birth are examined through the perspectives such as their functions, whether they have an equivalent in the ancient Turkish culture or not and their comparison of aspects similar to the other communities of the world of the Turks. Kaşkayların doğum gelenekleri ve bu çerçevedeki inanç ve pratiklerinin ele alındığı bu çalışmada İran sahasında yaklaşık iki ay süresince yapılmış olan saha çalışmasında elde edilen veriler kullanılmıştır. Katılımlı gözlem ve soru cevap gibi tekniklerin kullanılması sureti ile yapılan saha çalışması sırasında Kaşkayların şu anki sosyal dokusuna uygun olarak hem uzun süredir şehir hayatı yaşayan hem göçerlikle bağlantılarını tam olarak koparmamış Kaşkaylarla görüşülmüştür. Doğum çevresinde teşekkül etmiş bu ritüel ve inançlar; işlevleri, kadim Türk kültüründe bir karşılıklarının olup olmadığı ve Türk dünyasının diğer toplulukları ile benzeyen yönlerinin mukayesesi gibi bakış açılarıyla irdelenmiştir.

    7. Bitkisel Ürünlerin ve Gıda Destek Ürünlerinin İçeriklerinin Adli ve Hukuki Boyutu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zeynep Türkmen

      2014-09-01

      Full Text Available Günümüzde alternatif ya da destekleyici tedavi yöntemlerine ve bunlara bağlı olarak bitkisel ürünlere artan bir ilgi söz konusudur. Bu ürünler Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan gıda destek maddesi ruhsatı alınarak, “gıda takviyesi” adı altında piyasaya sürülmektedir. Bu tip ürünler ilaç statüsünde olmadığından ruhsatlandırılması ve piyasaya arzı farklılık gösterebilmektedir. Bu ürünlerle ilgili sıklıkla gözlenen sorunlar arasında kontaminasyon, katkı maddeleri, toksisite ve yanlış doz ve etiketlemeden kaynaklı tek tip üretim problemleri sayılabilir. Son zamanlarda söz konusu ürünlere ait zehirlenmeler ve ilaç etkileşimlerinin neden olduğu istenmeyen ve beklenmeyen durumlar gözlemlenmektedir. Bu gözlemler, alternatif ya da destekleyici ürün adı altında piyasaya sunulan bitkisel ürünlerin üretimi, ruhsatlandırılması, satışı ve denetimi konusunda ciddi düzenlemelere ve uygulamalara ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Çalışmamızın amacı, laboratuarımıza içerik analizi için yönlendirilen, ikisi bakanlık onayı olmaksızın bitkisel ürün adı altında satılmakta olan, diğeri ise bakanlık onaylı sporcu destek ürünü olmak üzere üç olgudan elde edilen bulgularımızı sunmak ve ilgili olguları Türk Ceza Kanunun hükümlerine göre değerlendirmektir. Anahtar kelimeler: Bitkisel ürünler, Sibutramine, sporda kullanılan destek ürünleri, Cinnarizine, GC-MS.

    8. Değişik Sürelerde Depolanan Patates Çeşitlerinin Bazı Özellikleri Üzerine bir Araştırma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kemalettin Kara

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada, değişik sürelerde depolanan Isola, Marfona, Granola ve Famosa patates çeşitlerinin yumrularında meydana gelen bazı fiziksel ve kimyasal değişiklikler incelenmiştir. Bu amaçla yürütülen araştırma 2.11.1990 tarihinden itibaren 14 gün aralıklarla 140 gün süre ile devam ettirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, depolama süresince bağlı olarak yumru ağırlığı azalmış, cips verimliliği ve cipsin yağ çekme oranları artmış, protein oranındaki değişim kararsız olmuş, yumruların kuru madde, özgül ağırlık ve nişasta oranı arasında değişiklik olmamıştır. Depolama süresi içerisinde patates çeşitleri arasında yumru ağırlığı, kuru madde, özgül ağırlık, nişasta ve protein verimi ve yağ çekme oranları bakımından ise herhangi bir farklılık görülmemiştir. İncelenen karakterler arasında kuru madde ile özgül ağırlık ve nişasta oranı arasında, özgül ağırlık ile de nişasta oranları arasında olumlu ve önemli ilişkiler bulunmuştur. Depolama süresi boyunca patates çeşitlerinden Isola’nın incelenen karakterler yönünden diğer patates çeşitlerine göre daha üstün olduğu anlaşılmıştır.

    9. Üzüm Çekirdeği Tozu ve Peynir Altı Suyu Tozunun Tavuk Nugget Kalitesi Üzerine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ece Cagdas

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışma kapsamında; buğday unu, mısır unu, tuz ve kabartma ajanı ile hazırlanan basit kaplama hamuruna değişik oranlarda üzüm çekirdeği tozu (GSP eklenerek kaplanan ve peynir altı suyu tozu çözeltisine (WPS daldırılarak kaplanan tavuk eti parçalarının ön kızartma işleminden sonra nem, protein, yağ ve yüzeyde yapışma miktarları belirlenmiştir. Bunların yanı sıra, doku, taramalı elektron mikroskobu (SEM ve tiyobarbitürik asit (TBA analizleri yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda GSP miktarı arttıkça nem (%66.20±0.71 – 68.22±0.38, protein (%16.16±1.36 – 19.73±1.40 ve yüzeyde yapışma miktarı (%26.27±0.43 – 36.13±0.71 artış gösterirken yağ miktarında (%8.18±0.17 – 4.78±0.54 azalış meydana gelmiştir. En düşük yağ miktarları WPS’ye daldırılarak hazırlanan örneklerde bulunmuştur. Uygulama yapılan örneklerde ön kızartma işleminden sonra da antioksidan aktivite gözlenmiş ve uygulama yapılan tüm örneklerin TBA değerleri (23.30±1.61 – 27.17±1.12 mg MDA/kg kontrol ile karşılaştırıldığında daha düşük seviyelerde olsa da önemli bir fark belirlenmemiştir (P>0.05. Elde edilen sonuçlara göre kaplama harcı malzemesi olarak GSP kullanımı ve WPS’ye daldırma işlemi kaplama harcının kalitesinin geliştirilmesinde bir potansiyele sahiptir.

    10. KARAGÖZ VE HACİVAT: BAŞKALDIRI VE İTAATİN YANSIMALARI / KARAGÖZ AND HACİVAT: PROJECTIONS OF SUBVERSION AND CONFORMANCE

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      ONUR AYKAÇ

      2016-12-01

      Full Text Available Bu yazı, James Smith’in Asian Theatre Journal’da 2004 yılında yayımladığı “Karagöz and Hacivat: Projections of Subversion and Conformance” adlı makalesinin tercümesidir. Smith, İslam dünyasında tiyatro temsillerinin tarihini kısaca anlattıktan sonra, sözü Türklerde karagöz, Yunanlarda karagiozis adıyla bilinen gölge oyunlarına getirir. Bu oyunlara dair kısa tanıtıcı bilgiler verdikten sonra, Peter Burke’ün Popular Culture in Early Modern Europe (Erken Modern Avrupa’da Popüler Kültür adlı eserinde hemen her karnavalda görüldüğünü söylediği “yemek, cinsellik ve şiddet” unsurlarına karagöz oyunlarından örnekler verir. Akabinde, gölge oyununu Mikhail Bakhtin’in dinsel eğlence teorisi çerçevesinde inceler. Bilhassa, sözü edilen teoride yer alan “bir maskaraya taç giydirilip kral yapılması ve karnavalın sonunda sahte kralın tahttan indirilmesi hadisesi” ile “Hacivat tarafından önemli bir mevkie getirildikten sonra çevresindekileri alt etmeye çalışan ve sonunda bütün gücü elinden alınan Karagöz’ün durumu” arasında ciddi bir benzerlik olduğu kanısına varır. Son aşamada, gölge oyununun, ezilen toplum kitlesinin özkimliğini yeniden oluşturmadaki rolüne değinerek, meseleyi Türk ve Yunan halkları üzerinden örneklendirir. Bu yazı, hem Batılı eğlence kuramlarının karagöz ve karagiozis oyunlarına uygulanmış olması, hem de bu oyunların yeni bir özkimlik oluşturmada nasıl bir görev üstlendiğini göstermesi bakımından önemlidir.

    11. Cabernet Sauvignon ve Merlot Şarapların Resveratrol Düzeyleri ve Ekolojik Koşulların Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Belkıs Çaylak Adıgüzel

      2015-02-01

      Full Text Available Fitoaleksinler bitkilerde patojen enfeksiyonuna bir reaksiyon olarak veya çeşitli biyotik ve abiyotik tetikleyicilerin etkisi sonucu oluşan fenolik madde karakterli, düşük molekül ağırlıklı antimikrobiyal bileşiklerdir. Resveratrol (trans–3,5,4’-trihidroksistilben de bir fitoaleksin olup, asma (Vitis vinifera, yer fıstığı (Arachis hypogaea ve diğer pek çok bitki türünde yaprak veya diğer organlarda yüksek miktarlarda bulunabilmektedir. Resveratrol asmada gövde, sürgün ve yapraklar yanında, özellikle renkli çeşitlerin tane kabuğunda bol miktarda sentezlenebilmekte ve şarap yapımı sırasında şıraya, şıradan da şaraba geçmektedir. Son yıllarda resveratrolün antikanserojen özelliği ve antioksidan karakteri nedeniyle sağlık yararları üzerine yoğun araştırmalar yapılmakta ve günlük diyette alımı önerilmektedir. Bu çalışmada, Ege, Marmara ve Trakya Bölgeleri’nde üretilen kimi bağlardan sağlanan Cabernet sauvignon ve Merlot siyah üzümlerinden üretilmiş şaraplarda bulunan resveratrol miktarları Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar bölgelerin ekolojik koşulları açısından birbirleriyle karşılaştırılmış ve resveratrol miktarı ile bu parametreler arasındaki korelasyon araştırılmıştır. Resveratrol konsantrasyonunun üzüm çeşidi ve bölgelerin iklim şartlarına bağlı olarak farklılıklar gösterebileceği görülmüştür.

    12. Öğretmen Adaylarının Öğrenme Stilleri İle Çevre Eğitimi Öz-Yeterlikleri Arasındaki İlişki / Relationship between the Self Efficacy Beliefs towards Environmental Education and the Learning Styles of Pre-service Teachers

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa KAHYAOĞLU

      2011-12-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının öğrenme stilleri ile çevre eğitimine yönelik öz-yeterlikleri arasındaki ilişkinin ortaya konulmasıdır. Araştırma Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf ve Fen Bilgisi öğretmenliği programlarında öğrenim gören toplam 235 (109 kadın, 126 erkek öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Veriler 2010-2011 eğitim öğretim güz yarıyılında Özdemir ve ark (2009 tarafından geliştirilen “Çevre Eğitimi Öz-Yeterliği Ölçeği” ve Kolb (1984 tarafından geliştiren, Aşkar ve Akkoyunlu (1993 tarafından Türkçeye uyarlanan “Öğrenme Stilleri Envanteri" kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, öğretmen adaylarının çevre eğitimi öz-yeterlikleri orta düzeydedir ve Fen Bilgisi öğretmenliği programında öğrenim gören öğretmen adaylarının çevre eğitimi öz-yeterlikleri Sınıf öğretmenliği programında öğrenim gören öğretmen adaylarına göre daha yüksektir. Fen Bilgisi ve Sınıf öğretmenliği programında öğrenim gören öğretmen adayları en fazla ayrıştıran ve özümseyen öğrenme stillerine sahiptir. Ayrıca Fen Bilgisi ve Sınıf öğretmenliği öğretmen adaylarının çevre eğitimi öz-yeterlikleri ile öğrenme stilleri arasında anlamlı bir farklılık yoktur.

    13. Kurumsal Bilgi Kaynağı Olarak E-posta Yönetim Sistemleri = E-mail Management Systems as an Enterprise Information Resource

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Külcü, Özgür

      2012-01-01

      Full Text Available Çalışmada, e-posta kullanımı ve yönetimine ilişkin uluslararası koşullar incelenmekte, bu çerçevede Türkiye’de 28 kurum örneğinde gerçekleştirilen anket verileri değerlendirilmektedir. Betimleme yönteminin kullanıldığı çalışmada literatür incelemesi ve anket tekniklerine dayanarak gerekli veriler elde edilmiştir. Araştırmada e-posta kullanımına ilişkin elde edilen verilerin, ilgili alanda sistemler geliştirmeye çalışan araştırmacılara yardımcı olması beklenmektedir. Kurumsal e-posta yönetimine ilişkin temel sorunlar arasında mesajların üretimi, düzenlenmesi, ayıklanması ve uzun süre korunmasını içeren e-posta yönetim sistemlerinin geliştirilmesi yer almaktadır. Ayrıca insan kaynakları, mali ve idari konuların yönetimi ile belge ve arşiv yönetimi çalışmalarını kapsamına alan, içerisine e-posta yönetiminin de dâhil olduğu sistemlerin bütünleştirilmesi güncel araştırma konuları arasındadır. / This study examines the universal usage and management of e-mail communication and compares with the data, gathered from 28 Turkish institutions. This is a descriptive research in nature and the quantitative data were collected through surveys. It is expected that the results one-mail communication and its usage styles will shed a ligth into researcher who are working on system development. One of the basic problems of organizational e-mail management systems are lack of e-mail systems including message creation, maintenance, disposition, and long term preservation. Furthermore, the results indicate that integration of human resources management, financial and administrative management systems and archival management systems with e-mail managment system is another major problem.

    14. Toprak Radon (222Rn Gazı Anomalilerinin ARIMA Analizi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Miraç KAMIŞLIOĞLU

      2014-12-01

      Full Text Available Özet: Zaman serileri analizi, istatistik, ekonomi, fizik ve mühendislik gibi bilim dallarında geniş uygulama alanına sahiptir. Zaman serisi analizi, değişkenlerin gelecekteki değerlerinin doğru bir şekilde tahmin edilmesi için kullanılan bir yöntemdir. Bu çalışmada, bir deprem öncüsü olarak bilinen toprak radon gazı (222Rn ölçümleri ile bir zaman serisi oluşturulmuştur. Bu veriler kullanılarak, otoregresif süreçler (ARIMA yardımıyla dinamik sistem modellemesi yapılmıştır. ARIMA; zaman serileri analizinde, zaman içerisinde rastgele gerçekleşen bir stokastik (olasılıksal sürecin veya hatalarının modellenmesidir. ARIMA modeli, temelde Box-Jenkins modeline dayanmaktadır. Box-Jenkins modeli, tek değişkenli zaman serilerinin ileriye dönük tahmin ve kontrolünde kullanılan istatistiksel tabanlı bir yöntemdir. Elde edilen sonuçlar, ARIMA modellerinin tahmin konusundaki başarısını göstermektedir. Anahtar kelimeler: Zaman Serileri Analizi, Radon Gazı (222Rn, ARIMA ARIMA Analysis of Soil Radon (222Rn Gas Anomalies Abstract: Time series analysis, has wide applications in statistics, economics, physics and engineering such disciplines. This method used for estimate correctly future values of the variables. In this study, is formed a time series with soil radon gas (222Rn measurements known as a pioneer of an earthquake. Dynamic system modelling was performed with autoregressive (ARIMA modelling process by used these measurements. ARIMA; time series analysis is modelled of the recoverable over time a random stochastic (probabilistic process or its errors. ARIMA model is based on Box-Jenkins model. Box-Jenkins model is a statistically based method which is used forward-looking forecasting and control of univariate time series. The obtained results, ARIMA model is indicating success in predict subject. Key words: Time Series Analysis, Radon Gas (222Rn, ARIMA

    15. PORSUK NEHRİ SUYUNUN CUCUMIS SATIVUS (L. TOHUMLARININ FİDE GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet ÇALISEKİ

      2016-03-01

      Full Text Available Porsuk Çayı 448 km uzunluğu ile Sakarya Irmağı’nın en uzun koludur ve Bayatçık Deresi ile Kızıltaş Suyu’nun birleşmesi ile oluşur. Kütahya Ovası’ndan geçip Eskişehir’in güneybatısında yer alan Porsuk-I ve Porsuk-II barajlarında toplandıktan sonra Eskişehir Ovası’ndan ve Eskişehir ilinden geçer ve Sakarya Irmağı’na ulaşır. Porsuk Çayı, Eskişehir’de tarım arazilerinin sulama suyu olarak kullanılmaktadır. Tüm İç Anadolu’da olduğu gibi Eskişehir’de de tarımı yapılan en yaygın bahçe bitkileri arasında Cucumis sativus (L. yer almaktadır. İnsan beslenmesinde ilk bakışta önemli gibi görünmese de Cucumis sativus; vitaminler, enzimler, mineral maddeler bakımından zengin bir bitkidir. Fakat protein, karbonhidrat ve yağ bakımından fakirdir. Bu çalışmada, tohumların çimlendirilmesinde şehir şebeke suyu ve farklı oranlarda seyreltilmiş, şehir içinde ve şehir dışında belirlenen istasyonlardan alınan Porsuk nehrine ait su örnekleri kullanılmıştır. Fidelerin kök-gövde uzunlukları, kök ve gövdeye ait yaş ve kuru ağırlıklar ölçülerek şebeke suyu ve Porsuk nehrine ait suyun fide gelişimi üzerine etkileri araştırılmıştır. Elde edilen verilere göre, kök uzunluğunun nehir suyunun seyreltme oranı ile doğru orantıda arttığı ve su içeriğinin seyreltme oranı arttıkça azaldığı tespit edilmiştir

    16. Liderlik Oryantasyon Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kenan ÖZCAN

      2012-11-01

      Full Text Available Örgüt iklimi örgütsel yapı ve yönetimin bir sonucudur. Çalışanların örgütün yapısı ve yöneticilerin liderlik davranışlarına dair algıları örgüt iklimi hakkında bir fikir vermektedir. Örgütsel iklime dair olumsuz algılar örgütte dengesiz, olumlu algılar ise dengeli bir yönetim yapısı bulunduğunu göstermektedir. Bu çalışma örgütsel yapı hakkında bilgi veren Thompson (2005 tarafından geliştirilen “Liderlik Oryantasyon Ölçeğinin” Türkçeye uyarlanmasını amaçlamaktadır. Ölçeğin orijinal halinde 32 madde ve dört alt boyut bulunmakta ve Türkçeye uyarlanan şekli de aynı formu korumuştur.  Ölçeğin Türkçeye uyarlanması sürecine,  Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA için 300 ve Doğrulayıcı Faktör Analizi (DAF için 234 öğretmen katılmıştır. Ölçeğin uyarlanmasıyla ülkemizde yapılacak araştırmalarla elde edilen bulguların, aynı ölçekle farklı kültürlerde yapılan/yapılacak olan araştırma bulgularıyla karşılaştırılabilmesine olanak sağlayacağında, ölçeğin Türkçeye uyarlanmasının önemli olduğu söylenebilir. Anahtar sözcükler: örgüt iklimi, liderlik, örgüt yönetimi

    17. IRONIC DISCOURSE IN AHMET MİTHAT EFENDİ’S “FELATUN BEY AND RAKIM EFENDİ” NOVEL AHMET MİTHAT EFENDİ’NİN “FELATUN BEY İLE RAKIM EFENDİ” ROMANINDA İRONİK SÖYLEM

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Farız YILDIRIM

      2011-09-01

      Full Text Available Ahmet Mithat Efendi who has an educational and moral perpective in his art understanding, tries various narrative methods in his broad collected works which are composed of almost every realm of literature. In his novels, he uses narrative methods of local story tradition and Western literature in which he has a deep interest. Despite the fact that he has realistic concerns, his real inspiration source is romantic school. Ahmet Mithat who prefers romantic expression that moulded with ironic understanding, creates a literature structure which described as “metafiction” text according to today‟s postmodern understanding.This study aims to determine how the building blocks of irony in this literature structure is constructed by taking into account the decriptions and classifications of concept of irony. Sanat anlayışında eğitici ve ahlaki bir perspektif gözlenen Ahmet Mithat Efendi, edebiyatın hemen her nevinde yazarak oluşturduğu geniş eser külliyatında farklı anlatım yöntemlerini bir arada dener. Romanlarında, yakından takip ettiği Batı edebiyatı ile yerli hikâye geleneğinin anlatım yöntemlerini harmanlayarak kullanır. Realist endişeler de taşımasına rağmen Batı edebiyatındaki asıl esin kaynağı romantik ekoldür. Felatun Bey ile Rakım Efendi romanında ironik bir anlayışla yoğrulmuş romantik anlatımı tercih eden Ahmet Mithat, ortaya günümüzün postmodern anlayışında “kendi bilincinde” ya da üstkurmaca metin diye tarif edilen bir edebi yapı çıkarır. Bu çalışmada söz konusu yapıda ironinin yapı taşlarının nasıl örüldüğü, ironi kavramının tanım ve tasnifleri göz önünde bulundurularak tespit edilmeye çalışıldı.

    18. Farklı Bölgelerin Üzümlerinden Üretilen Türk Şaraplarında Resveratrol Düzeyleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Belkıs Adıgüzel Çaylak

      2015-02-01

      Full Text Available Resveratrol (3,5,4’ trihidroksistilben, fitoaleksin adı verilen bir polifenol çeşididir. Polifenoller üzümlerin kabuklarında, çekirdeklerinde ve saplarında bulunan maddelerdir. Fenolik bileşikler, özellikle flavanoller şarap alımıyla ilgili bilinen sağlık yararları açısından antioksidan özelliklere sahiptirler. Birçok çalışma, üzümlerde stres koşullarında bir savunma metaboliti olarak sentezlenen resveratrolün şarapta bulunduğunu göstermiştir. Şarap insanlarda kansere, iltihaplanmalara ve koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu özellikleri olduğu bilinen polifenol bileşikleri büyük oranda içermektedir. Hücre ve hayvanlarda yapılan çalışmalar, kırmızı şarabın, lösemi, deri, akciğer ve prostat kanserleri gibi pek çok kanser türünde koruyucu etkisi olduğunu göstermektedir. In-vivo çalışmalardan alınan son bilgiler, resveratrolün kanserin başlangıç, gelişme ve ilerleme safhalarında etkili bir ajan olabileceği hakkında bilgi vermektedir. Farklı ülkelerdeki şarapların içerdiği resveratrol miktarının belirlenmesi ile ilgili birçok araştırma olmasına rağmen, Türkiye’de çok az benzer çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yetişen üzümlerden üretilen şaraplar önemli şarap üreticilerinden temin edilmiş ve resveratrol miktarları Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi cihazı kullanılarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar resveratrol konsantrasyonunun üzüm çeşidine ve bölgelere göre değişebileceğini göstermiştir.

    19. Popüler Roman ve Gençler Üzerindeki Etkileri- Bursa Örneği- Popular Novel and Its Effects on the Young-Bursa Example-

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatih ACER

      2013-07-01

      study many topics such as why popular novel has such popularity among the young, what it adds to the young's lives, the family and the environment factors in the preference of this novel, whether it will become a transition step to the aesthetic novel, the meaning of popular novel in the eye of the young, the influence of the school types on the novels selected, have been presented through the questionnaires and conclusions from their results. The research area was restricted to Bursa province. The questionnaires were conducted in 2011-2012 Education Year in a sample school from each type of the secondary education institutions in Bursa. In these schools, the questionnaires were applied to 421 students who were reading popular novel and chosen by literature teachers. In this study cross-graphics were obtained by using SPSS programme 15. In conclusion and suggestions part of this study, the results were presented as conclusions deduced from the comparisons made in the tables. Bu makalenin amacı öncelikle gençlerin popüler romanları tercih sebeplerini tespit etmektir. Tercih edilen popüler romanların gençlerin hayatına nasıl bir anlam kattığı ve bu türün estetik romanlara oranla çok okunmasının altında yatan sebepler ortaya konmuştur. Giriş bölümünde popüler romanın genel özellikleri verilmiştir. Bu bölümde popüler romanın çok da kayda değer bir tür olmadığı algısının yaygın olduğu belirtilmiştir. Yazarı açısından estetik gaye güdülmeksizin kaleme alınan; yayılıp yazılmasında başta ticari kaygı olmak üzere, sanat dışı sebepler bulunan; okurun fikrinden çok duygu ve heyecanlarını harekete geçirmeyi hedefleyen; çok sayıda okura ulaşan; kolay anlaşılıp rahat çözümlenen; okurda belli bir seviye aramayan basma kalıp bir yapı arz eden; bir çoğu filme alınarak okur dışında sinema ve televizyonda da çok sayıda izleyiciye ulaşmış nitelikteki romanlardır. Bunun yanında yazarı taraf

    20. Yerli ve Yabancı Kökenli Bazı Zeytinyağlarının Trigliserit Düzeylerine Göre Kemometrik Sınıflandırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Harun Dıraman

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada Türkiye’den (2 KKTC, 2 Güneydoğu Anadolu, 3 Akdeniz, 9 Kuzey Ege, 3 İzmir Yarımdası, 16 Güney Ege, 11 Akhisar-Manisa, 4 Marmara ve diğer ülkelerden (1 Ürdün, 1 Filistin, 3 İspanya,1 Portekiz, 2 İtalya, 2 Yunanistan olmak üzere toplam 60 adet ticari natürel zeytinyağı örneği, kemometrik yöntemler (Temel Bileşenler [PCA] Kümeleme [HCA] analizleri yardımıyla triaçilgliserol (TAG bileşenlerine göre sınıflandırılmış ve karakterize edilmişlerdir. Yağ örneklerinin TAG profilleri (ECN 42–ECN 50,LLL ve ana bileşenleri LOO, OOO, POO, PLO ve SOO Avrupa Komisyonu (ABK tarafından onaylanmış Yüksek Basınç Sıvı Kromatografisi ile belirlenmiştir. Türk natürel zeytinyağlarının TAG bileşenlerinin diğer zeytinyağı üreten ülkelerin ürünleri ile benzer olduğu ve bir örnek hariç (Filistin analiz edilen tüm yağ örneklerindeki trilinolein (LLL düzeylerinin, ABK tarafından farklı zeytinyağları için verilen en çok %0.5 düzeyini aşmadığı görülmüştür. Kümeleme analizi (HCA sonuçlarına göre, Türk ve yabancı zeytinyağı örnekleri sırasıyla beş gruba ayrılmıştır. Temel bileşenler analizine (PCA göre, Güney Ege (hâkim çeşit Memecik yağ örneklerinin sınıflandırılmasında LOO/POO, OOO/POO ve OOO düzeylerinin sorumlu olduğu gözlenmiştir. Kuzey Ege (hâkim çeşit Ayvalık örneklerinin ayrımında LOO parametresi büyük rol oynamıştır. Akhisar–Manisa yöresi örnekleri ise ECN48 ve ECN48/ECN46 parametreleri ile karakterize olmuştur. Bu çalışmada Türkiye’den (2 KKTC, 2 Güneydoğu Anadolu, 3 Akdeniz, 9 Kuzey Ege, 3 İzmir Yarımdası, 16 Güney Ege, 11 Akhisar-Manisa, 4 Marmara ve diğer ülkelerden (1 Ürdün, 1 Filistin, 3 İspanya,1 Portekiz, 2 İtalya, 2 Yunanistan olmak üzere toplam 60 adet ticari natürel zeytinyağı örneği, kemometrik yöntemler (Temel Bileşenler [PCA] Kümeleme [HCA] analizleri yardımıyla tria

    1. Refik Halit'in Hikayelerinde Değişim Changes in Stories of Refik Halit

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gülüzar İYİOĞLU

      2012-09-01

      mrünün uzunca bir bölümünü sürgünde geçirmiştir. Yazar, edebiyat yaşamına gazetecilikle adım atar. Dönemin iktidarı yazarın eleştirel yazılarından rahatsız olur ve 1914’te Sinop’ta, Refik Halit için ilk sürgün yılları başlar. Kendisi üç yıl sonra İstanbul’a dönse de bu dönüş uzun sürmez ve 1922 Beyrut’a sürgün edilir. !938’e kadar da ülkeye dönemez. Mizah ve eleştiride bu kadar tanınmasına rağmen bugün edebiyat otoriteleri tarafından “hikâye” türünde Türk Edebiyatı’na kazandırdığı iki hikâye kitabıyla öne çıkarılır: Memleket Hikâyeleri ve Gurbet Hikâyeleri. Türk Edebiyatı’nda hikâyeciliğin bugün bulunduğu noktaya gelmesinde Refik Halit’in büyük rolü olduğu su götürmez bir gerçektir. Elbette Refik Halit de bu başarısını, kendisinden önce hikâyeciliğimizin geçirdiği aşamalardan biriktirdiklerini üstün yeteneğiyle birleştirerek yakalamıştır. Ancak Türk Hikâyesi’nin gerçek dilini bulmasında da yazarın sözü edilen iki eserinin payı büyüktür. Bu çalışmada, Memleket Hikâyeleri’nden Gurbet Hikâyeleri’ne gelinirken iki eser arasında “dil ve üslup, mekân, kişiler, zaman” bakımından ne gibi farklar ortaya çıktığı incelenmeye ve çözümlenmeye çalışılacaktır. Hem Gurbet Hikâyeleri hem de Memleket Hikâyeleri’nde sözü edilen unsurlar; yazarın bu unsurları ele alış ve işleyiş biçimi, ortak noktalar ve farklılıklar bakımından karşılaştırmalı olarak değerlendirilecektir. Ayrıca makale hazırlanırken Refik Halit Karay ve eserleri ile ilgili çalışma yapan araştırmacıların fikirlerinden de yararlanılmış, yeri geldikçe bunlara da değinilmiştir.

    2. Tarım İşletmelerinde Buğday Tohumu Kullanımı ve Sorunları: Burdur ve Isparta İlleri Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hülya Gül

      2015-09-01

      Full Text Available Çalışmanın temel hedefi Isparta-Burdur illerinde buğday üretimindeki tohum kullanım yapısının tespiti ve üretimin geliştirilmesidir. Araştırmada kullanılan birincil veriler, bölgede buğday yetiştiriciliği yapan işletmelerden anket yöntemi ile elde edilmiştir. Buğday yetiştiriciliği yapan 150 işletmeden elde edilen veriler 2011 üretim dönemine aittir. Buğday üretiminde işletme genel ortalamasında işletmecilerin karşılaştığı sorunların başında ürün fiyatının düşük olması, girdi fiyatlarının yüksekliği gelmektedir. İşletmecilerin buğday üretiminin geliştirilmesinin, üretimde kullanılan mazot, ilaç, gübre gibi girdi maliyetlerinin düşürülmesi ile sağlanabileceğini ifade etmişlerdir. Buğday tarımında tohum ilaçlaması bölgede işletmelerin %97,3’ünde yapılmaktadır. Buğday tarımında üretim sonrası buğday ürününün depolama durumu ise görüşülen işletmelerin %52,7’sinde söz konusudur. İşletmelerin %74,7’si yetiştirdiği buğday çeşidini bilmektedir. İşletmelerin %52’sinde de sertifikalı tohum kullanımının olduğu saptanmıştır. Sertifikalı tohum kullanım oranı Isparta ilinde daha yüksektir (%69,3. İstatistikî olarak da iller arasında sertifikalı tohum kullanımında farklılık bulunmaktadır. Bölgede işletmelerin sertifikalı tohum kullanımı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı saptanmıştır. Dolayısıyla bu konuda yayımcılar tarafından üreticiye bilgi aktarımı gerekmektedir.

    3. Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Süreç Odaklı Ölçme ve Değerlendirme Araçlarını Kullanma Durumları: İstanbul İli Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ayşe AYDOĞMUŞ

      2012-02-01

      Full Text Available Araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmenlerinin süreç odaklı ölçme ve değerlendirme araçlarını kullanma durumlarının incelenmesidir. Bu amacı gerçekleştirmek için, nicel araştırma yöntemlerinden genel tarama modelinden yararlanılmıştır. Araştırmanın örneklemini ise evrenden uygun örnekleme yöntemiyle seçilen 155 ilköğretim okulundaki 270 sosyal bilgiler öğretmeni oluşturmuştur. Araştırmacılar tarafından geliştirilen anketten elde edilen veriler, frekans, yüzde ve iki değişkenli “Ki Kare (χ2” testinden yararlanılarak yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda; mesleki kıdem ile rubrik, kontrol listeleri, tutum ölçeği ve dilsiz harita kullanımında; mezun olunan kurum türü ile proje ile rubrik kullanımında; hizmet içi eğitimin proje, rubrik, gözlem formu ve dilsiz harita kullanımında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca, süreç odaklı ölçme araçlarından performansın ve projenin sıklıkla kullanıldığı; yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç tekniği, tutum ölçekleri ve akran değerlendirmenin ise nadiren kullanıldığı görülmüştür. Öğretmenlerin bu araçları yeterince tanımadıkları sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, konuyla ilgili öğretmenlere küçük gruplarla, uygulamalı hizmet içi eğitim seminerleri düzenlemesi; eğitim fakültelerinde bu araçların uygulamalı bir şekilde kullanılmasının öğretilmesi önerilmektedir.

    4. 5E Öğrenme Modeline Dayalı Etkinliklerin Öğrencilerin Bilimsel Süreç Becerileri ve Akademik Başarılarına Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nurhan ÖZTÜRK GEREN

      2014-12-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı, 6.sınıf ışık ve ses ünitesinde 5E öğrenme modeline dayalı etkinliklerin öğrencilerin bilimsel süreç becerileri ve akademik başarıları üzerindeki etkisini belirlemek ve bu etkinliklerin derste kullanımına yönelik öğrenci görüşlerini tespit etmektir. Bu amaca hizmet etmesi açısından 5E öğrenme modeline dayalı olarak rehber etkinlik seti geliştirilmiş ve setin süreçte etkililiği değerlendirilmiştir. 2011-2012 eğitim-öğretim yılında Sinop ili merkez ilçesinde bir ilköğretim okulunda altıncı sınıfa devam eden 25 deney ve 17 kontrol grubu öğrencisi ile gerçekleştirilen bu araştırmada karma yöntemler araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın nicel bölümünde, ön test son test kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın deney grubu öğrencileri ile gerçekleştirilen nitel bölümünde ise durum çalışması (casestudy yöntemi kullanılmıştır. Araştırma süresince elde edilen nicel verilerin analizleri SPSS 15.0 istatistik paket programı ile nitel verilerin analizi ise içerik analizi ve sürekli karşılaştırılmalı veri analizi yöntemleri birlikte kullanılarak NVivo 8.0 Nitel Veri Analizi Programı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada 5E öğrenme modeline uygun hazırlanan rehber etkinlikleri ile desteklenen dersin öğrencilerin bilimsel süreç becerileri ve akademik başarıları üzerinde anlamlı ve olumlu etkisi olmuştur.

    5. S-31: Aynı Kronolojik Yaştaki Adolesan Erkek Futbolcularda Relatif Yaşın Psikolojik Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Raziye Dut

      2017-03-01

      Full Text Available GİRİŞ: Futbol gibi fiziksel performansa dayalı takım sporunda özel yaş grupları vardır. İlk milli takım seçmelerinin yapıldığı U-14 yaş kategorisi bunlardan biridir. Özellikle adolesanlarda aynı kronolojik yaş grubundaki futbolcular fiziksel ve psikolojik olarak belirgin farklılıklar gösterebilirler.AMAÇ: Relatif yaşın bilinen fiziksel olgunluk ve atletik performans etkisine ek olarak psikolojik etkilerini değerlendirmeyi hedefledik.Gereç ve YÖNTEMLER: Çalışmaya 2017 yılında U-14 yaş kategorisinde milli takım seçmelerine davet edilen 286 erkek futbolcu dahil edildi. Prospektif olarak antrenör eşliğinde bilgilendirme yapılarak sporculara demografik bilgi formu, sporda güdülenme ölçeği (SGÖ, çocukluk çağı depresyon anketi (CDI, çocuklarda anksiyete bulguları tarama ölçeği (ÇATÖ doldurtuldu.Nitel veriler n ve %, nicel veriler ortanca ve Inter Quartile Rate (IQR ile özetlendi. Gruplar arası farklılıkların saptanmasında chi-square, likelihood ratio, Mann-Whitney, ANOVA, post hoc Tukey testleri kullanıldı. P0,05. 172 (%60.1 futbolcuda CDI puanı patolojik bulundu. Yılın ilk çeyreğinde doğanların diğerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı daha fazla CDI patolojik puana sahip olduğu saptandı (p=0,029. Ortalama ÇATÖ puanı 20,63±10,65 olarak tespit edildi ve yaş çeyreklerine göre istatistiksel anlamlı fark saptanmadı (p=0,904. Forvet oyun pozisyonunda oynayanların ÇATÖ puanı diğer oyun pozisyonlarına göre daha düşük bulundu (p<0,05.SONUÇ: Yetenek seçimlerinde ve yeteneğin geliştirilmesinde fiziksel olgunluk performans gibi faktörler ile birlikte psikolojik gelişim de değerlendirilmeli ve desteklenerek takip edilmesi elit futbolcu yetiştirilmesine fayda sağlayacaktır. Bu süreçte relatif yaşın etkileri de gözönünde bulundurulmalıdır.

    6. Çokşeritli Dönel Kavşaklarda Kapasite Analizi: Highway Capacity Manual 2010 Kapasite Modeliyle Bir Değerlendirme

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Melike Ersoy

      2014-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada, genel kabul görmüş çok şeritli dönel kavşak kapasite hesap yöntemlerinin uygulanabilirliği, yeni Highway Capacity Manual (HCM 2010 yöntemiyle karşılaştırılmıştır. Yöntemlerden elde edilen sonuçlar, yerel çalışmalardan toplanan verilerin ışığında değerlendirilmiştir. Karşılaştırma için regresyon analiz yöntemini temsilen Transportation Research Laboratory (TRL formülasyonu, Kritik aralık kabulü yöntemini temsilen Avusturya Hesap Yöntemi seçilmiştir. Bunlara ek olarak, sınırlı öncelik ve ters öncelik koşullarının göz önünde bulundurulduğu kalibre edilmiş kritik aralık yöntemi ve HCM 2010 da yerel uygulamalar için öngörülen kalibre edilmiş formüller ile hesaplamalar yapılmış ve HCM 2010'un olağan değerleriyle karşılaştırılmıştır.Çalışmanın sonucunda elde edilenler, kritik aralık kabul yöntemi ve regresyon yönteminin HCM 2010 olağan değerlerine kıyasla genellikle daha yüksek sonuçlar verdiğini göstermiştir. Yöntemler arasında yapılan regresyon analizleri sonucu, özellikle yüksek dönen akımlar altında kritik aralık kabul yönteminin HCM 2010 yönteminden daha uygun sonuçlar verdiği görülmüştür. Ancak HCM 2010'da yerel uygulamalar için kalibrasyon yapılmasını sağlayan formülasyon sonucunda elde edilenler, olağan formülasyonun verdiği düşük kapasite tahminlerini daha uygun değerlere yükseltmiştir.

    7. GÖRGÜ TANIKLARININ ETKİSİ: SOSYAL BİR İKİLEM DURUMU ÜZERİNE OYUN TEORİSİ YAKLAŞIMI (THE BYSTANDERS’ EFFECT: A GAME THEORETIC APPROACH TO ONE SOCIAL DILEMMA SITUATION

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serkan KÜÇÜKŞENEL

      2013-10-01

      Full Text Available ÖZ: Sosyal psikolojide “görgü tanıklarının etkisi” olarak ifade edilen sosyal ikilem, herhangi bir durumda mağdur konumundaki bir kişiye etrafındaki diğer kişilerin yardım etme ihtimalleri ile ilgilidir. Oyun teorisyenleri ve deneysel iktisatçılar tarafından bu sosyal ikilemin genel olarak gönüllülerin ikilemi ile aynı sosyal olguyu ifade ettiği varsayılmıştır. Bu makalenin amacı, farklı isimlerle anılan ancak aynı sosyal olguyu ifade ettiği tartışılan bu iki farklı ikilemi incelemektir. Makalenin temel sorusu “acaba bu iki sosyal ikilem, aynı sosyal olguyu mu temsil etmektedir?” şeklindedir. Çalışma öncelikle geniş bir literatür taraması verecek, ardından oyun teorik bir yaklaşım ile gönüllülerin ikileminin çözümünü ortaya koyacak ve son olarak görgü tanıklarının etkisi için alternatif bir teorik yaklaşım sunarak bu iki durumun benzer ve farklı yönlerini tartışacaktır. Anahtar Kelimeler: Davranışsal İktisat, Görgü Tanığı Etkisi, Gönüllünün İkilemi, Fedakârlık, Sosyal İkilem. ABSTRACT: In social psychology, the bystander effect, defined as a social dilemma, is related to the probability of help to a victim by the mere presence of others. This dilemma has been generally assumed, by game theoreticians and experimental economists, to represent the same social phenomenon as the volunteer’s dilemma. In this paper, we analyze these two different social dilemmas and the main question of the article is whether these two different social dilemmas represent the same social state. We first provide a broad literature review, and discuss the game theoretical foundation of the volunteer’s dilemma. Then, we provide an alternative theoretical explanation for the bystander effect and discuss the differences between these two social states. Keywords: Behavioral Economics, Bystander Effect, Volunteer's Dilemma, Altruism, Social Dilemma.

    8. Information Security Issues in a Digital Library Environment: A Literature Review = Dijital Kütüphane Ortamında Bilgi Güvenliği Sorunları: Literatür Değerlendirmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Anday, Audrey

      2012-01-01

      Full Text Available This paper aimed to explore the literature on security issues that digital libraries should consider in managing digital resources. Books on information security and network security were consulted as well as several databases such as ERIC, Ebrary, LISA, Science Direct, EbscoHost, ISI, Google Scholar, ProQuest, Emerald Insight, ACM were searched to understand what particular aspect of information security and privacy in digital libraries exist from 2000 - 2010. Security in digital libraries is an issue of the most important, and should be considered carefully in creating policies and strategic plans of institutions wanting to set up a digital library. This paper focused on the four main streams that concerns security in the digital environment, namely: infrastructure, digital content, users and standards and legal issues. This literature review also built upon previous literature reviews, and is one of the few of its kind in the topic. / Bu çalışma dijital kütüphanelerin kaynakların yönetiminde göz önünde bulundurmasıgereken güvenlik sorunlarına ilişkin literatürü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bilgi Güvenliği, Ağ Güvenliği, Kişisel Gizlilik konuları üzerine 2000 - 2010 yıl aralığını kapsayan kitaplar ve makaleler ERIC, Ebrary, LISA, Science Direct, EbscoHost, ISI, Google Akademik, ProQuest, Emerald Insight ve ACM gibi çeşitli veri tabanlarından taranmıştır. İncelenen literatürden elde edilen sonuçlara göre,bilgi güvenliği dijital kütüphaneler için son derece önemli bir konudur ve dijitalleşme sürecinde bir kütüphane, güvenlik politikalarını ve stratejik planlarını dikkatle göz önünde bulundurmalıdır. Bu araştırmada dijital ortamda güvenliği ilgilendiren Altyapı, Dijital İçerik, Kullanıcılar, Standartlar ve Hukuki Konular olmak üzere dört ana madde üzerinde durulmuştur. Bu çalışma ayrıca daha önceki literatür taramalarını da kapsamaktadır.

    9. Temel Tepki Öğretimi-TTÖ (Pivotal Response Treatment-PRT İle Gerçekleştirilen Etkililik Araştırmalarının Betimsel Analizi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem TOPER-KORKMAZ

      2013-01-01

      Full Text Available Temel Tepki Öğretimi (TTÖ Amerika Ulusal Otizm Merkezi (NAC, 2009 tarafından yayınlanmış olan Ulusal Standartlar Raporun’da otizmli çocukların eğitimde kullanılan bilimsel dayanaklı uygulamalardan bir tanesi olarak kabul edilmektedir. TTÖ hem uygulamalı davranış analizi ilkelerine dayanan hem de doğal bir öğretim yöntemidir. Yöntem öğrenci merkezli ve aile eğitimi esaslı olup çocuklara belli temel davranışları kazandırmayı ve buna bağlı olarakta hedeflenmeyen başka alanlarda da ilerlemeler sağlanacağını savunur. Bu çalışmada TTÖ’ne yönelik bir alan yazın çalışması amaçlanmış ve bu amaçla 1995 ile 2011 yılları arasında TTÖ ile gerçekleştirilmiş olan 16 etkililik araştırmasına ulaşılarak bu araştımalar betimsel olarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular TTÖ’nün okul öncesi ve ilköğretim dönemindeki otizm spektrum bozukluğu gösteren çocuklara ifade edici dil becerilerinin kazandırılmasında, sosyal becerilerin ve oyun becerilerinin öğretiminde etkili olduğunu göstermektedir Pivotal Response Treatment (PRT is one of evidence based treatments identified in the US National Autism Center's National Standards Report published in 2009. PRT is a comprehensive instructional model based on developmental approach and applied behavior analysis principles to provide learning opportunities for supporting children in their natural environments. PRT is a student-centered and parent-training based procedure and advocates that if children achieve some pivotal behaviors, it provides positive effects on untargeted behaviors and also if these pivotal behaviors are achieved once, results will be common and generalizable. The purpose of this study is, by using descriptive analysis, to review the sixteen effectiveness studies of PRT published in 1995-2011. Results of review showed that PRT is an effective procedure on language skills, social skills and play skills of preschool and

    10. Süt ve Rekonstitüe Sütün Ohmik Isıtılmasının İncelenmesi: Reolojik Özellikleri Üzerine Etkisinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Filiz İçier

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, eşdeğer yağ ve kuru madde içeriğine sahip tam yağlı süt ve rekonstititüe süt örneklerinin ohmik ısıtılmasının reolojik özellikleri üzerine etkisi incelenmiştir. Örnekler 30 V/cm voltaj gradyanında 20 °C’den 80 °C’e kadar ohmik olarak ısıtılmışlardır. Kontrol amaçlı olarak eşdeğer ısıl geçmişe sahip su banyosunda ısıtma işlemi de gerçekleştirilmiştir. Her iki ısıtma yöntemi sırasında, kıvam özelliklerinin değişimi eş merkezli silindirik tip viskometre kullanılarak belirlenmiştir. Uygulanan ısıtma yönteminin ve örnek çeşidinin viskozite değerlerindeki değişim üzerine etkisinin istatistiksel olarak önemli düzeyde olduğu saptanmıştır. Viskozitenin, rekonstitüe süt örnekleri için ohmik ısıtma, süt örnekleri için ise geleneksel ısıtma sırasındaki sıcaklık artışına daha hassas olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmada elde edilen veriler kurulacak pilot ve endüstriyel çaptaki sürekli ohmik ısıtma sistemlerinin tasarımında, özellikle pompalama gereksinimi ve ohmik ısıtma ünitesi içinde akış profillerinin değişimi açısından dikkate alınmalıdır. Ohmik ısıtıcı içinde oluşacak hız profillerindeki kararlılığın sağlanabilmesi homojen ısıtma için kaçınılmazdır.

    11. KAMU SOSYAL HARCAMALARININ GELİR DAĞILIMI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: OECD ÜLKELERİNE YÖNELİK PANEL VERİ ANALİZİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Miraç Fatih İLGÜN

      2015-10-01

      Full Text Available ÖZ: OECD ülkelerinin birçoğunda gelir eşitsizliği 1990’lı yıllardan bu yana artış göstermektedir. Hükümetlerin gelir dağılımına müdahalede birincil aracı maliye politikasıdır. Maliye politikasının bu yeniden dağıtım etkisi, politika araçlarının hacmi, kompozisyonu ve artan oranlılık özellikleri tarafından belirlenmektedir. Bu çalışma 17 OECD ülkesi için 1995-2012 döneminde kamu sosyal harcamalarının gelir dağılımı üzerindeki etkisini, hem toplam harcamalar hem de sosyal harcamaların alt bileşenleri itibariyle panel veri analizi yardımıyla incelemektedir. Elde edilen bulgular devletin ekonomideki payının artışının gelir dağılımı üzerinde olumlu etkisinin olduğunu ortaya koymaktadır. Sonuçlar ayrıca toplam kamu sosyal harcamaları, aktif emek piyasası programları, dul ve yetim aylıkları ile işsizlik sigortası harcamalarının gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH içerisinde daha yüksek paya sahip olmasının gelir dağılımındaki adaletsizliğin azalmasına katkı sağladığını göstermektedir. ABSTRACT: Income inequality has increased since the 1990s in most OECD-countries. The primary instrument to affect income distribution for governments is fiscal policy. Redistribution effects of the fiscal policy are determined by the size, composition and the progressivity of each policy tool. This paper examines the impact of the government social expenditure on income distribution within the scope of both total and sub-categories of expenditures for 17 OECD countries during 1995 to 2012 by using panel data analysis. The findings suggest that increase in size of government has a positive impact on income distribution. The results also show that higher shares of GDP on total social expenditure, active labor market programs, survivor and unemployment expenditures promote a less unequal distribution of income.

    12. EFFECTS OF SOME PLANT GROWTH REGULATORS ON JASMONIC ACID INDUCED INHIBITION OF SEED GERMINATION AND SEEDLING GROWTH OF BARLEY

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kürşat ÇAVUŞOĞLU

      2009-02-01

      Full Text Available Abstract: The effects of gibberellic acid, kinetin, benzyladenine, ethylene, 24-epibrassinolide and polyamines (spermine, spermidine, putrescine, cadaverine on jasmonic acid inhibition of seed germination and seedling growth of barley were studied. All of the plant growth regulators studied were determined to have a succesful performance in reversing of the inhibitory effects of jasmonic acid on the seed germination and seedling growth. Moreover, the above mentioned growth regulators overcame the inhibitory effect of JA on the percentages of germination and coleoptile emergence in the same ratio, while GA3 was the most successful hormone on the fresh weight and radicle and coleoptile elongation in comparison with the other growth regulators. Key words: Barley, jasmonic acid, plant growth regulator, seed germination, seedling growth ARPANIN TOHUM ÇİMLENMESİ VE FİDE BÜYÜMESİNİN JASMONİK ASİT TEŞVİKLİ İNHİBİSYONU ÜZERİNE BAZI BİTKİ BÜYÜME DÜZENLEYİCİLERİNİN ETKİLERİ Özet: Arpanın tohum çimlenmesi ve fide büyümesinin jasmonik asit inhibisyonu üzerine gibberellik asit, kinetin, benziladenin, etilen, 24-epibrassinolit ve poliaminlerin (spermin, spermidin, putressin, kadaverin etkileri araştırılmıştır. Çalışılan bitki büyüme düzenleyicilerinin tümünün tohum çimlenmesi ve fide büyümesi üzerinde jasmonik asitin engelleyici etkisini tersine çevirmede başarılı bir performansa sahip oldukları belirlenmiştir. Dahası, yukarıda sözü edilen büyüme düzenleyicileri çimlenme ve koleoptil çıkış yüzdeleri üzerinde aynı oranda etkili olurken, taze ağırlık ve radikula ve koleoptil uzaması üzerinde diğer büyüme düzenleyicileri ile karşılaştırıldığında en başarılı hormon GA3 olmuştur. Anahtar kelimeler: Arpa, jasmonik asit, bitki büyüme düzenleyicisi, tohum çimlenmesi, fide büyümesi

    13. HIDIRELLEZ AND A FORGOTTEN TRADITION IN NİĞDE: THE NİĞDE FRIDAYS HIDIRELLEZ VE NİĞDE’DE UNUTULAN BİR GELENEK: NİĞDE CUMALARI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nedim BAKIRCI

      2010-07-01

      Full Text Available In this paper, careful literary examination of Hıdırellez and sacred Fridays of Nigde, celebrated depending on Hıdırellez is carried out by utilizing the information obtained from the source people. In Nigde with the arrival of Hıdırellez some sort of ceremonies, called “Cumalar”, are organized in May. Cumalar is named according to its location and place, namely, Kayardı, Tepeviran, Kırbağları, Tepe. People make preparations for the celebration the day before. Foods and drinks are prepared for the celebration. It is meaningful that salted fish has an important place as food in the celebration. Because elixir of life is found when salted fish comes to life.Coming together the people do some activities. These practical and fun activities help them both have fun and ensure the unity and togetherness among them. Bu makalede Hıdırellez ve ona bağlı olarak kutlanan Niğde Cumaları kaynak şahıslardan elde edilen bilgilerle ele alınmıştır. Niğde’de Hıdırellezin gelmesiyle birlikte mayıs ayı içerisinde Cumalar adı verilen törenler düzenlenir. Bu törenler için dört farklı yer seçilmiştir. Cumalar seçilen yer ve mevki adına göre adlandırılır: Kayardı Cuması, Tepeviran Cuması, Kırbağları Cuması, Tepe Cuması. Kutlamalara halk bir gün öncesinden hazırlanır. Akşamdan ertesi gün yenilmek ve içilmek üzere yiyecekler ve içecekler hazırlanır. Bu yiyecekler içerisinde tuzlu balığın olması oldukça manidardır. Çünkü abı hayat tuzlu balığın suda canlanmasıyla bulunur. Cumalarda halk bir araya gelerek çeşitli pratik ve uygulamalar yaparlar. Bu pratik ve uygulamalar hem Niğdelilerin eğlenmelerine hem de Niğdeliler arasında birlik ve beraberliğin sağlanmasına yardımcı olmaktadır.

    14. WHAT DO WE UNDERSTAND FROM THE TERMS DEEP STRUCTURE AND SURFACE STRUCTURE? DERİN YAPI VE YÜZEY YAPI KAVRAMLARINDAN NE ANLIYORUZ?

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kerim DEMİRCİ

      2010-10-01

      Full Text Available According to the theory developed mostly by Port Royal school in the 17th century and later on formulated by Noam Chomsky, each sentence in a language has two levels of representation: a deep structure and a surface structure. The deep or underlying structure represents the semantic foundations of a sentence. Meanwhile the surface structure is the actual form of a sentence which essentially occurs in speech (the phonetic form or writing. While the speaker or the writer is on the side of deep structure as he/she is the one supposed to know the semantic layer of the sentence, the listener or the reader is passively exposed to the surface structure of a sentence. The surface structure of a sentence may have empty categories and traces that are normally full and existing in the deep layer of representation. In this study we will examine the language-internal and cross-linguistic versions of deep and surface structures. Başlangıçta 17. yüzyılda Port Royal Okulu tarafından ortaya atılan sonra Noam Chomsky tarafından formüle edilen teoriye göre her cümlenin derin yapı ve yüzey yapı olmak üzere iki katmanı vardır. Derin yapı adı verilen katman cümlenin anlambilimsel temelini oluşturur. Öte yandan yüzey yapı ise özellikle cümlenin en son söylenmiş veya yazılmış halini, yani gerçekte üretilmiş biçimini temsil eder. Cümlenin anlamına vakıf olan konuşur veya yazar dilbilimsel olarak derin yapı tarafında iken, dinleyici veya okuyucu yüzey yapı tarafındadır zira dinleyici veya okuyucu cümleye maruz kalan taraftır. Bir cümlenin yüzey yapısı boşluklarla ve izlerle dolu iken derin yapısı doluluk ve tamlık arz eder. Bu çalışmada derin ve yüzey yapı kavramlarının hem dil içi hem de diller arası türleri incelenecektir.

    15. Lise Öğrencilerinde Okulu Bırakma Eğilimi ve Nedenleri / Dropout Tendency among High School Students and its Reasons

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hüseyin ŞİMŞEK

      2011-12-01

      Full Text Available Bu araştırmanın amacı, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki lise öğrencilerinin okulu bırakma eğilimlerini belirlemek ve okulu bırakma eğilimine etki eden faktörleri saptamaktır. Araştırmaya Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alan sekiz il merkezinde toplam 54 lisede farklı sınıflarda okuyun ve seçkisiz olarak belirlenen 1106 öğrenci katılmıştır. Araştırma verileri araştırmacı tarafından hazırlanan bir anketle toplanmıştır. Verilerin analizinde değişkenlere bağlı olarak frekans ve yüzdeler dikkate alınmış, anlamlı farklılık aranan durumlarda, kay kare tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırma bulguları, okulu bırakma eğiliminin başta kişisel özellikler olmak üzere, aile özellikleri, eğitim sistemi, okul ve öğretmen gibi çeşitli değişkenlerin etkilediği karmaşık bir süreç sonunda gerçekleştiğini göstermiştir. Elde edilen bulgulara göre Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki lise öğrencilerinin % 17’si şimdi ya da geçmişte okul bırakmayı düşündüğünü belirtmiştir. Okulu bırakma eğilimi en fazla lise 3. sınıfta görülmektedir. Kız öğrencilerde erkek öğrencilere oranla okulu bırakma eğilimi belirgin biçimde düşüktür. Çok çocuklu ailelerden gelen lise öğrencilerinin okulu bırakma eğilimleri az çocuklu aileden gelenlere oranla daha yüksektir. Öğretmenden ve okuldan memnuniyet oranı azaldıkça okulu bırakma olasılığı belirgin biçimde artmaktadır.

    16. Farklı Tip Türk Rakılarında Temel Uçucu Bileşiklerin Gaz Kromatografisinde Doğrudan Enjeksiyonla Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Seda Özkandan

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, tek üzüm çeşidinden (Misket, yaş üzümden ve kuru üzüm suması melas alkolü karışımından üretilen farklı tipteki rakıların bileşimleri ve temel uçucu bileşikleri araştırılmıştır. Metanol ve temel uçucu bileşikler (asetaldehit, asetal, metil asetat, etil asetat, 2-bütanol, n-propanol, izobütanol, n-bütanol, aktif amil alkol, izoamil alkol, trans anetol ve estragol AB referans yöntemine göre GC- FID ile belirlenmiştir. Rakıların temel uçucu bileşiklerini, sırasıyla, anason kaynaklı trans anetol ve suma kaynaklı yüksek alkoller, esterler, aldehitler ve uçucu asitler oluşturmuştur. Rakılarda, toplam uçucu madde miktarları uçar asit dahil, 124.99-163.40 g/hL mA arasında, trans anetol miktarları 1038-1380 mg/L arasında, metanol miktarları 43.96-56.91 g/hL mA arasında değişmiştir. En yüksek toplam uçucu madde miktarı Misket üzümünden elde edilen rakıda bulunmuştur. Tek çeşitten ve yaş üzümden üretilen rakıların, karışımdan üretilen rakılara göre daha yüksek miktarlarda toplam uçucu madde ve özellikle yüksek alkoller içerdikleri belirlenmiştir. Yüksek alkol miktarları bakımından tipler arasındaki fark önemli bulunmuştur (P<0.05. Trans anetol miktarı en yüksek yaş üzüm rakısında, en düşük misket rakısında belirlenmiştir. Öte yandan, genel olarak rakıların bileşimlerinin TGK Distile Alkollü İçkiler Tebliği’ne uygun oldukları saptanmıştır.

    17. Burdur İli Anason (Pimpinella anisum L., Kişniş (Coriandrum sativum L. ve Rezene (Foeniculum vulgare Mill. Agro-Ekosistemlerinde Böcek Biyolojik Çeşitliliklerinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gökhan AYDIN

      2014-02-01

      Full Text Available Bu çalışma, Burdur ilinde kültürü yapılan önemli tıbbi ve aromatik bitkilerden pestisit uygulaması yapılmayan ve periyodik olarak münavebe yöntemi uygulanan anason (Pimpinella anisum L., kişniş (Coriandrum sativum L. ve rezene (Foeniculum vulgare Mill. agro-ekosistemlerinde böcek biyolojik çeşitliliklerinin araştırılması amacı ile böcek aktivitesinin yoğun olduğu 2009 yılı nisan ve eylül ayları arasında yapılmıştır. Çukur tuzak örnekleme yönteminin uygulandığı habitatlardaki böcek biyolojik çeşitlilik değerleri Shannon-Wiener ve Simpson çeşitlilik, Simpson dominantlık, Shannon Populasyon yoğunluk ilişkisi parametreleri kullanılarak hesaplanmıştır. Buna göre hesaplanan biyolojik çeşitlilik indekslerinde rezene agro-ekosisteminde hem Shannon-Wiener hem de Simpson çeşitlilik indeks değerleri sırası ile 2.5838 ve 0.8742 ile diğer agro-ekosistemlere göre en yüksek bulunmuştur. Simpson dominantlık parametre sonucuna göre ise 0.2025 değeri ile kişniş agro-ekosistemi, anason ve rezene agro-ekosistemlerine göre dominantlığın en yüksek olduğu tarım alanı olarak belirlenmiştir. Habitatlardaki populasyon yoğunluk ilişkisi incelendiğinde Shannon Evenness değeri anason agro-ekosisteminde en dengeli olarak bulunmuş ve 0.7333 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlara göre pestisit uygulaması yapılmayan ve periyodik olarak münavebe yöntemi uygulanan agro-ekosistemlerdeki böcek türleri ve birey sayılarından elde edilen çeşitlilik değerlerinin doğal habitatlara benzerlik gösterdiği ortaya çıkartılmıştır. Anahtar kelimeler: Tür Zenginliği, Shannon-Wiener Çeşitlilik, Simpson Dominantlık, Populasyon Yoğunluk İlişkisi, Çukur Tuzak

    18. İnteraktif ve Web Tabanlı Genetik Algoritma Eğitim Yazılımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ali Hakan IŞIK

      2017-04-01

      Full Text Available Genetik algoritma optimizasyon problemlerinin çözümünde sıklıkla tercih edilen yapay zeka algoritmalarından biridir. Doğadaki canlıların evrimsel sürecinden esinlenerek geliştirilen genetik algoritma, karmaşık yapısından dolayı anlaşılması zor bir çalışma mekanizmasına sahiptir. Bu zorluğun üstesinden gelebilmek için genetik algoritmanın öğretilmesini destekleyici yazılımlar geliştirilmesi büyük öneme sahiptir. Bu çalışmada, genetik algoritma temellerinin ve çalışma prensiplerinin etkileşimli ve kolay bir şekilde öğretilmesi amacıyla interaktif ve web tabanlı genetik algoritma eğitim yazılımı geliştirilmiştir. Yazılımın ASP.NET MVC platformunda uyumlu (responsive yapıda olması ile literatürde ilk defa farklı tarayıcı boyutlarına sahip masaüstü, dizüstü, tablet ve cep telefonlarından yazılıma erişebilmesi ve kullanılabilmesi sağlanmıştır. Yazılımın sahip olduğu ders içerikleri, uygulamalar ve genetik algoritma arayüzler sayesinde etkili ve verimli bir öğrenme gerçekleşmesine katkı sağlanmıştır. Çalışmada, hiçbir kodlama bilgisi gerekmeden genetik algoritma parametreleri gerçek zamanlı olarak değiştirilebilmekte ve sonuçlar grafiksel çıktılar ile gözlenebilmektedir. Böylece genetik algoritma çalışma mekanizmasının kolay bir şekilde öğrenilmesine olanak sağlanmaktadır. Literatürdeki diğer çalışmalar ile karşılaştırıldığında sunulan çalışma, kolaylık, erişilebilirlik ve görsellik özellikleri ile de yenilik getirmektedir.

    19. Yazılım geliştiricilerin kullanıcı deneyimi ve kullanılabilirlik konusundaki farkındalıklarının ve bilgi seviyelerinin belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yavuz İnal

      2016-10-01

      Full Text Available Bu çalışma yazılım geliştiricilerinin kullanıcı deneyimi ve kullanılabilirlik konularındaki farkındalıklarının ve bilgi seviyelerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bunun yanında katılımcıların kullanılabilirlik aktivitelerinin yazılım geliştirme süreçlerine hangi aşamada dâhil edilmesi gereği konusundaki düşünceleri analiz edilmiştir. Çalışmaya 59 yazılım geliştiricisi katılmıştır. Çalışmanın ilk bölümünde veriler anket aracılığıyla toplanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise, katılımcılar arasından gönüllülük esasına göre seçilen bir grup yazılım geliştirici ile ayrıntılı mülakat yapılmış ve konuyla ilgili detaylı bilgi alınmıştır. Çalışmada elde edilen bulgulara göre yazılım geliştiricilerinin önemli bir bölümünün bu konularda herhangi bir eğitim almadıkları belirlenmiştir. Geliştiricilerin çoğunun kendilerini yazılım projesi geliştirme ekibi içerisinde kullanıcı deneyimi ve kullanılabilirlik konularında en az farkındalığa ve bilgiye sahip grup olarak gördükleri belirlenmiştir. Bunun yanında katılımcıların kullanıcı deneyimi ve kullanılabilirlik gibi kavramlara yönelik eksik ya da yanlış bilgi sahibi oldukları görülmüştür.

    20. VİRAL PAZARLAMANIN SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİNE ÜYE OLAN KULLANICILAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİ İNCELEYEN PİLOT BİR ÇALIŞMA - A PILOT STUDY ON EFFECTS OF VIRAL MARKETING ON SOCIAL WEB SITES USERS

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serpil ÜNAL

      2012-11-01

      Full Text Available Özet:İnternet kullanımının artması sonucunda önemi artansosyal paylaşım siteleri ile ilginç iletilerin kişiler ya da gruplararasında paylaşımından yararlanan “viral pazarlama”pazarlama literatürüne giren yeni kavramlar arasındadır.Tüketiciler, genellikle arkadaşlarından gelen bir elektronikposta mesajını en güvenilir kaynak olarak gördüklerindenviral kampanyaların sosyal paylaşım sitelerindeki dolaşımıkolaylaşmaktadır. Viral pazarlama, ağızdan ağza iletişiminelektronik şekli olarak tanımlanabilir. Dijital teknolojininyararları sonucunda gelişmiş ve ağızdan ağza iletişimin kritikbir elektronik versiyonu olarak da adlandırılabilir.Bu çalışmanın ana amacı viral pazarlama uygulamalarınınetkinliğini ölçmektir. Araştırma İzmir ili içerisinde çeşitli yaş,meslek ve gelir grubundaki 236 kişi üzerinde viral pazarlamauygulamalarına yönelik yüz yüze anket çalışması ilegerçekleştirilmiştir. Yapılan araştırma sonucundakatılımcıların sosyal paylaşım siteleri içerisinde en çokfacebook ve msn’i kullandıkları, viral kampanyalar içindekomik şakalardan daha fazla etkilendikleri görülmüştür.Ayrıca katılımcıların yaklaşık %64’ünün viralkampanyalardan etkilenerek alışveriş yapması ve %72’sinin debu kampanyaları başkaları ile paylaşmaları araştırmasonucunda elde edilen önemli bir bulgudur. Yapılanistatistiksel analiz sonuçlarına göre, 18-28 yaş dilimindekikatılımcıların, meslek dilimlerinden öğrenci ve serbest meslekgruplarının ve gelir dilimleri daha yüksek olan bireylerin diğergruplara kıyasla e-postalardan daha fazla etkilenerek alışverişyaptıkları saptanmıştır. Kısacası, belirli gruplar için viralpazarlama uygulamalarının oldukça uygun olabileceğiaraştırma sonucunda elde edilen bir bulgudur. Sosyalpaylaşım sitelerinin Türkiye’de kullanımı giderek yaygınlaştığıiçin, viral pazarlama daha

    1. Öğretmen Adaylarında Okula Yabancılaşma Pre-service Teachers' School Alienation

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Öznur ATAŞ

      2013-09-01

      sense of school alienation. Bu araştırmada öğretmen adaylarının çeşitli boyutlardaki okula yabancılaşma algılarının ve yabancılaşma düzeylerini etkileyen değişkenlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada, bu amaca yönelik olarak betimsel tarama modeli uygulanmıştır. Araştırmanın evrenini Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise 2011-2012 öğretim yılında Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesinin çeşitli bölüm ve sınıflarında öğrenim gören 680 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verileri Fakülte Yabancılaşma Ölçeği ile elde edilmiştir. Elde edilen veriler SPSS programında çözümlenmiştir. Öğretmen adaylarının okula yabancılaşma düzeylerinin cinsiyet ve bölüm seçme kararı değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesinde t-testi; bölüm, sınıf, öğretim elemanlarıyla ilişki, sınıf arkadaşlarıyla ilişki ve sosyal etkinliklere katılım değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için tek yönlü varyans analizi (ANOVA kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, erkek öğrenciler kız öğrencilere kıyasla; bölümünü başkalarının etkisiyle seçenler kendi isteğiyle seçenlere göre okula daha fazla yabancılaşmışlardır. Ayrıca Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi Bölümü ve son sınıf öğrencilerinin daha fazla yabancılaşma duygusu yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Öğretim elemanlarıyla ve sınıf arkadaşlarıyla zayıf düzeyde ilişkisi olan ve sosyal etkinliklere hiç katılmayan öğrencilerin okula daha fazla yabancılaştıkları bulunmuştur. Sonuç olarak; bu araştırmaya göre öğretmen adaylarının cinsiyetleri, bölüm seçme kararları, öğretim elemanlarıyla ve sınıf arkadaşlarıyla ilişki düzeyleri ve sosyal etkinliklere katılım s

    2. Okul Müdürlerinin Kültürel Liderlik Rollerinin Öğretmenlerin Örgütsel Bağlılık Düzeyine Etkisi The Effects of School Administrators’ Cultural Leadership Roles on Organizational Commitment Level of Teachers

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sinan YÖRÜK

      2012-09-01

      ğretmenlerin okulda bulunmalarını gerektirecek maddi manevi duygunun kendilerinde bulunmasıdır. Kültürel liderlik de okul müdürünün okula öğretmenleri bağlı hale getirecek yeni ve etkileyici eylemlerde bulunmasıdır. Örgütsel kültür kurumun başarılı veya başarısız olmasında önemli bir faktördür. Yöneticilerin kültürel liderlik özelliklerini daha fazla taşımasıyla okulların başarısı da daha fazla olacaktır. Kurumların daha başarılı olabilmesi için iyi eğitilmiş, profesyonel ve kültürel liderlik rollerinin sergileyebilen liderlere ihtiyaç vardır. Bu çalışma okul müdürlerinin kültürel liderlik rollerinin, öğretmenlerin örgütsel bağlılık düzeyi üzerine etkisini incelenmiştir. Ayrıca çalışmada cinsiyet, görev, hizmet yılı, eğitim durumu ve okul türü değişkenlerinin, katılımcıların örgütsel bağlılık düzeyi ve kültürel liderlikle ilgili görüşlerine etkisi incelenmiştir. Örneklem olarak Afyonkarahisar Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki okul müdürleri, okul müdür yardımcıları ve öğretmenler ele alınmıştır. Ölçeğin birinci bölümünde demografik bilgiler sorulurken, ikinci bölümünde daha önceden güvenirliliği ve geçerliliği test edilen ve 18 maddeden oluşan “Örgütsel Bağlılık Anketi” (Organizational Commitment Questionnaire (Allen & Meyer, 1991; akt. Demirkıran, 2004 kullanılmıştır. Ölçeğin 3. bölümünde ise yine daha önceden güvenirliliği ve geçerliliği test edilen ve 21 maddeden oluşan “Kültürel Liderlik Anketi” (Yıldırım, 2001 yer almaktadır. Araştırma verilerinin analiz edilmesinde t testi, anova ve kanonik korelasyon analiz testi uygulanmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin örgütsel bağlılık düzeyinin artırılmasında okul yöneticisinin kültürel liderlik rollerinin etkili olduğu görülmektedir. Bir diğer ifadeyle, kültürel liderlikle örgütsel ba

    3. Derleme Sözlüğünde Dokumacılık Mesleği İle İlgili Söz Varlığı Existent Words Used For Weaving Occupation From The Dictionary Of Collected Words

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serpil SOYDAN

      2013-07-01

      ılığın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu zanaat zamanla gelişmiştir. İnsanlar tarihi olarak tespit edilemeyen dönemlerde keçi yününden bugün düz dokuma tekniği adı verilen göçebe tenteleri yapmışlardır.Daha sonraki dönemlerde Alacahöyük’te arkeolojik kazılarda bulunan gümüş kirmanlar (M.Ö.3000-2000, Gordion’da bulunan Frigyalılara ait sumak ve cicim dokuma parçaları, Konya’nın Çumra ilçesi merkezinin kuzeyindeki Çatalhöyük’te yapılan kazılarda Neolitik çağa (Cilalı Taş çağı ait (M.Ö 6000dokuma parçaları dokumacılığın Anadolu’da geliştiğini göstermektedir. Bu elimize geçen parçalar sayesinde dokumacılık tarihini Anadolu’da M.Ö. VII. yüzyıla kadar indirebilmekteyiz.1071 yılında Türkler Anadolu’ya geldiklerinde ileri düzeyde bir dokumacılık sanatıyla karşılaşmışlardır. Selçuklu İmparatorluğu döneminde de Türk kilim ve halı dokumacılığı gelişmeye başlamıştır. Birçoğu halen belgelenememiş sayısız halı parçasının 13 ve 14. yüzyıllardan kalma en eski Selçuklu halıları olduğu tahmin edilmektedir.Çalışmamızda Türkiye’de halk ağzından derlenmiş olan Derleme Sözlüğünde yer alan Dokumacılık mesleği ile ilgili söz varlığı incelenmiş, konuyla ilgili tarihî ve çağdaş kaynaklar taranmış, tespit edilen söz varlıkları dokumacılıkta kullanılan malzeme ismi, dokumacılıkta kullanılan alet ve araç ismi, dokumacılıkta kullanılan fiiller, dokumacılıkta kullanılan motif ve işlemeler, dokumada çalışan kişilere verilen isimler, dokumacılıkta kullanılan renk isimleri olmak üzere altı başlık altında gruplandırılmıştır. Ayrıca tespit edilen bu söz varlığı içerisinde ödünçleme kelimeler varsa bu kelimelerin kökenleri hakkında da bilgi verilmeye çalışılmıştır.

    4. Azebaycan’ın İlk Savaş Pilotu Ferruh Ağa GayıbovThe First Combat Pilot of Azerbaijan- Farrukh Gayıbov-

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      MUHAMMET KEMALOĞLU

      2014-06-01

      Full Text Available Ferruh Ağa Gayıbov Azerbaycanlı ilk şavaş pilotudur. İlya Muromets №16 adlı bombardıman uçağının personelidir. I.Dünya Savaşına katılmıştır. Çar ordusunda “Topçuların Tanrısı” diye kabul edilen Aliağa Şıhlinski’nin de akrabasıdır. Ferruh Ağa 2 Ekim 1891’de, Kazak ilinin Sınır Salahlı köyünde doğmuştur. Tiflis Askeri Okulunda okur. Üsteğmen rütbesinde iken 12 Eylül 1916’da Batı cephesi karargâhının emri ile Borına’ya saldırır, Almanların mevzilerini ve mevkilerini bombalar. Onun uçağına doğru 4 alman savaş uçağı saldırıya geçer. Gayıbov onların üçünü imha eder ancak uçağının aldığı darebeden dolayı yere çırparak hayatını kaybeder. Şəmistan Nəzirli’den yaptığmız “Azərbaycanın İlk Hərbi Təyyarəçisi Ferruh Ağa Gayıbov” adlı bu çeviri eser Ferruh Ağa Gayıbov’u tarihin derin sayfalarından çıkarmıştır. Abstract Ferruh Gayıbov was the first Azerbaijani combat pilot. He was the bombardier in Ilya Muromets № 16 bomber aircraft. He joined World War I. He was a relative Aliaga Şıhlinski whose name called "the God of Artillery," in the Tsarist army. Ferruh Agha was born in 2 October 1891, in the village of Salahlı Kazakh. He studied at Tbilisi Military School. When he was a first lieutenant, he attacked to the Boriana with the order of West Front Headquarter and bombed German positions and locations in September 12, 1916. Four German bomber aircraft attacked his plane. Gayıbov destroyed three of them but his plane got shot and he lost his life. Our translation of “Azərbaycanın İlk Hərbi Təyyarəçisi Ferruh Ağa Gayıbov” by Şemistan Nezirli, has revealed Ferruh Agha Gayıbov from the depths of history.

    5. OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİN SINIF YÖNETİMİ BECERİLERİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatma YAŞAR EKİCİ

      2017-11-01

      Full Text Available Bu araştırmanın temel amacı okul öncesi öğretmenlerinin sınıf yönetimi becerilerinin incelenmesidir. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma evrenini Türkiye’de okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapmakta olan okul öncesi öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırma örneklemini ise 2016-2017 eğitim öğretim yılının güz döneminde İstanbul, Yalova, Trabzon, Afyon, Bursa, Kayseri, Tekirdağ, Sakarya, İzmit, İzmir, Antalya, Adana, Ordu, Batman ve Mardin illerindeki devlet ve özel okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapmakta olan 300 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanmış olan Kişisel Bilgi Formu ve Denizel Güven ve Cevher tarafından geliştirilmiş olan Sınıf Yönetimi Beceri Düzeyi Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS.20 paket programı kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular şöyledir: Okul öncesi öğretmenlerinin sınıf yönetimi becerileri yaş, çalışılan kurum türü, medeni durum, gelir düzeyi, görevdeki kadro durumu, eğitim düzeyi, sınıfta bulunan öğrenci sayısı ve sınıf yönetimiyle ilgili eğitim alma durumuna göre anlamlı düzeyde farklılaşmamaktadır. Bundan farklı olarak okul öncesi öğretmenlerinin sınıf yönetimi beceri düzeyleri mesleki kıdeme göre farklılaşmaktadır. Buna göre mesleki kıdemi 10 yıl ve üzeri olan okul öncesi öğretmenlerinin sınıf yönetimi becerileri, mesleki kıdemi 0-11 ay arasında olan okul öncesi öğretmenlerinden daha yüksektir.

    6. STRATEJİK İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ANLAYIŞI IŞIĞINDA EĞİTİM VE GELİŞTİRMENİN ROLÜ, İŞLEVLERİ VE BİR ÖRNEK OLAY - THE ROLE AND FUNCTIONS OF THE TRAINING AND DEVELOPMENT UNDER THE PERSPECTIVE OF STRATEGIC HUMAN RESOURCES MANAGEMENT AND A CASE STUDY

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ebru YILDIZ

      2014-03-01

      Full Text Available ÖzetKüreselleşme ve yoğunlaşan rekabet ile birlikte bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, işletmelerin anlayış ve uygulamalarında önemli değişikliklere neden olmaktadır. Bu değişim, İnsan Kaynakları Yönetiminde de yaşanmaktadır. Geleneksel anlayış, hızla yerini Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi olarak ifade edilen daha kapsamlı bir kavrama bırakmaktadır.Bu anlayış, bilginin kazandığı önemle birlikte, tüm çalışanların sürekli olarak bilgiyi paylaşan, kullanan ve bu konuda proaktif davranışlar geliştiren insan kaynaklarının varlığını gerektirmektedir.Bu gereksinimi karşılayan en önemli insan kaynakları stratejisi, eğitim ve geliştirmedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, bu stratejiye de yeni boyutlar eklemlemiştir. Yetişkin eğitimi, yaşam boyu öğrenme, interaktif öğrenme teknik ve materyalleri, eğitim ve geliştirme stratejisinde dikkate alınması gereken önemli konulardır. Makalede, bu çerçevede kavramsal bir değerlendirme amaçlandığı gibi, klasik öğrenme ve yaşayarak öğrenme yöntemlerinin bir işletmede uygulama sonuçlarına da yer verilmektedir.AbstractBesides globalization and hidden competition, the improvements in the information and communication technologies cause important changes in the approaches and implementation of the strategies of the businesses. This development is also seen in the human resource management concept. Strategic Human Resource Management as a broader term takes place of traditional approach. This new and comprehensive concept needs human resources have the capacityand capabilities in sharing and using the knowledge and developing proactive behaviors as aconsequence of the importance of the knowledge in business management.The most important strategy supplied this need is training and development. The improvementin the information and communication technologies articulate new dimensions to thestrategy

    7. Mardin Süryanilerinde Belleğin Teolojik-Kültürel Çerçevesi / Theological - Cultural Framework of Memory in Mardin Syriacs

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tahir Pekasil

      2016-05-01

      Full Text Available Theological - Cultural Framework of Memory in Mardin Syriacs Abstract In this article, “theological/ritual-cultural framework of memory”, "memory participation tools" "recall figures" will be examined in the case of Mardin Syriac Orthodox Church. "Ritual participation" and "rhythmic repetition" which enables "theological-social inclusion" and "integration", also mobilizes remembering instruments and guarantees protection, revival and transfer of cultural memory. This also ensures continuation of sense of belonging. Priests who are accepted as "vicarious memory" enable participation to memory in church which is a "memory space" mediating to the "transmission of blessing and grace by ritual representation". Priests also by institutionalizing ceremonies and rituals which integrated with music, makes cultural meanings functional. The theme is discussed from the perspective of cultural memory and supported by face to face interviews. Mardin Süryanilerinde Belleğin Teolojik-Kültürel Çerçevesi Öz Bu yazıda, Mardin Süryani Ortodoks Kilisesi örneğinden hareketle “belleğin teolojik/ritüel- kültürel çerçevesi”, “belleğe katılım araçları”, “hatırlama figürleri” ele alınacaktır. “Teolojik ve toplumsal katılımı”, “bütünleşmeyi” sağlayan “ritüel katılım” ve “ritmik tekrar”, hatırlama araçlarını harekete geçirerek kültürel belleğin korunmasını, canlandırılmasını ve aktarılmasını garanti etmekte, aidiyetin devamını sağlamaktadır. Belleğe katılımı sağlayan “vekil hafıza” olarak kabul edilen papazlar, bir “hafıza mekânı” olan kilisede, “inayetin ritüel temsille aktarımına” aracılık yapmakta; “ritüel tasarım” yoluyla müzikle bütünleştirdikleri ayin ve ritüelleri kurumsallaştırarak kültürel anlamlara işlerlik kazandırmaktadırlar. Çalışma konusu, kültürel bellek perspektifinden ele alınmış ve mülakat örnekleri ile desteklenmiştir.

    8. Vişne ve Nar Suyu ve Konsantratlarında Antosiyaninlerin Degradasyonu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Narmela Asafı

      2015-02-01

      Full Text Available Nar ve vişne suyu konsantratlarında antosiyaninlerin parçalanması üzerine sıcaklığın etkisi incelenmiştir. 70°Bx'lik konsantratlardan 45°Bx ve 15° Bx lik örnekler hazırlanarak -18°C, 5°C, 20°C ve 37°C depolanmıştır. Depolanma süresince, sıcaklık dercesine bağlı olarak değişik aralıklarla alman örneklerde antosiyanin kaybı saptanarak parçalanma hızı incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre antosiyaninlerin parçalanma­sı birinci dereceden bir reaksiyon kinetiğine göre gelişmektedir. Tüm örneklerde beklendiği gibi sıcaklık derecesi yükseldikçe antosiyaninlerin degradasyon hızları artmaktadır. Örneğin 15° Bx'lik vişne suyunda -18°C'de hız konsantı k=0.534 x 10-3 gün-1 olduğu halde, 37°C'de k= 184 x 10-3 gün-1 'e yükselmiştir. Aynı şekilde 15° Bx'lik vişne suyunda -18°C'de hız konstantı k= 0.203 x 10-3 gün-1 olduğu halde 37°C'de k= 94 x10-3 gün-1'e yükselmiştir. Ayrıca reaksiyonun sıcaklığa bağımlılığı, Arrhenius eşitliğinden yararlanarak açıklanmaya çalışılmıştır. Nar suyu ve konsantratlannda antosiyaninlerin degradasyon hızı, vişne suyu ve konsantratlarında olduğundan daha yüksektir. Böylece nar suyu ve konsantratlarında depolama süresince sıcaklığa bağlı olarak hızla renk kaybı oluşmaktadır. Ayrıca doğal briksindeki vişne suyunda antosiyaninler, konsantratlarda olduğundan daha stabil olduğu halde nar suyunda bunun aksine konsantratlardaki antosiyaninlerin daha stabil ol­duğu anlaşılmaktadır.

    9. Denizli İlinde İhracatı Yapılan Mantarlar

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kutret GEZER

      2016-01-01

      Full Text Available Mantarlar protein, karbonhidrat, vitamin ve mineral gibi besinler yönünden zengin içeriğe sahip olmalarının yanı sıra farklı lezzetleriyle, yüzyıllardır insanoğlu için iyi bir besin kaynağı olmuştur. Ayrıca içerdikleri pek çok aktif bileşenin teröpatik etkilerinin bulunması besinsel değerlerini de arttırmaktadır. Ancak taze mantarların raf ömrünün kısa olması, kolay bozulmaları ve her dönemde bulunamamaları gibi bazı olumsuzluklar mantarların gıda sektöründe kullanım alanlarını sınırlamaktadır. Taze tüketime alternatif yöntemlerden biri olan kurutulmuş mantarların kullanımı dünya genelinde giderek yaygınlaşmaktadır. Mantarlar kurutulduğunda tat ve diğer özelliklerini büyük oranda korumaktadırlar. Kurutulmuş mantarlar, öğütülerek toz halinde veya bütün olarak doğrudan tüketilebildiği gibi tatlı, baharat, garnitür, mama, pizza ve çorbalara katılarak çeşitli şekillerde de tüketilebilmektedir. Ülkemizde 2007 yılında 21 ton kurutulmuş mantar ihracatı gerçekleşmiş ve 1.71 milyon dolar ülke ekonomisine katkı sağlanmıştır. Denizli ili kuru veya şoklanmış mantar ihracatında önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada Denizli ilinde kurutularak ihracatı yapılan Boletus edulis, Morchella esculenta, Cantharellus cibarius ve Craterellus cornucopioides türlerinin genel özellikleri ve besin içerikleriyle ilgili bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır. Araştırma için konuyla ilgili son zamanlarda yapılmış çalışmalara ulaşılarak yazın taraması yapılmıştır. Bu çalışmaya konu olan mantar türleriyle ilgili bulgular arasındaki ilişkiler göz önüne alınarak, elde edilen veriler bir araya getirilmiş ve yorumlanmıştır.

    10. EVALUATION OF THE READINESS LEVEL OF STUDENTS IN GEOGRAPHY LESSON IN REGARD TO TEACHERS’ VIEWS ÖĞRENCİLERİN COĞRAFYA DERSİNDE HAZIR BULUNUŞLULUK DÜZEYLERİNİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Fatih KAYA

      2011-12-01

      Full Text Available In this study, it was aimed to reveal views of geography teachers aboutstudents’ readiness level’s influence on geography education process.A semi-structured interview technique as one of qualitative researchmethods was utilized in this study. Sample of the study consisted of 17geography teachers that work in schools of Gaziantep city centre. Frominterviews extracted data was analysed by descriptive and content analysis.As a result of the research it has been determined that, as studentreadiness level at Anatolian Highschools are at sufficient level, its counterpart onnormal and vocational high schools is lower then expected. The main reasons ofthe lowness of the student readiness level was determined as student, parent,environment, class, class size, tools and administration based reasons. From thepoint of the research there has been made some suggestions. Bu çalışmada; coğrafya öğretmenlerinin, öğrencilerin hazırbulunuşluluk düzeylerinin coğrafya eğitim-öğretim sürecinde ne tür bir etkiyesahip olduğu konusundaki görüşlerinin ortaya konulması amaçlanmıştır.Bu çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden olan yarı-yapılandırılmışgörüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Gaziantep ilmerkezinde görev yapmakta olan 17 coğrafya öğretmeni oluşturmaktadır.Görüşme yoluyla elde edilen veriler betimsel ve içerik analiz yöntemlerikullanılarak analiz edilmiştir.Araştırma sonucunda öğrencilerinin hazır bulunuşluluklarının Anadoluliselerinde yeterli düzeyde olduğu, düz ve meslek lise türlerinde ise istenendüzeyden düşük olduğu saptanmıştır. Hazır bulunuşluluk düzeyinin yetersizliğinnedenleri; öğrenci, veli, çevre, sınıf, sınıf mevcudu, araç-gereç ve yöneticikaynaklı olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarından hareketle bazıönerilerde bulunulmuştur.

    11. Cordia Sebestena Tohumunun ve Tohum Yağının Besinsel Özellikleri ve Potansiyel Değeri (İngilizce

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Foluso O. Agunbiade

      2015-02-01

      Full Text Available Az kullanılan hammaddelerin geliştirilmesinin ivme kazanması ile iyi bilinen tohum ve tohum yağlarına olan aşırı bağımlılıktan ve bunun sonucundaki yüksek maliyetten dolayı geleneksel ve endüstriyel uygulamalar için az bilinen tohum ve tohum yağları türetilmiştir. Bu nedenle Cordia sebestena tohum ve tohum yağının kullanım potansiyeli bakımından besinsel özelliklerinin değerlendirilmesine yönelik bu çalışma yapılmıştır. Tohum yağında literatürde rapor edilen çeşitli analizler kullanılarak yağ asidi profili incelenmiş ve karakterize edilmişken, tohumda ise genel bileşim, mineral bileşenler ve anti-besinsel faktörler araştırılmıştır. Sonuçlar tohumun iyi bir yağ (%40.3 ± 0.8 ve protein (%11.5 ± 0.6 kaynağı olabileceğini göstermektedir. Tohum aynı zamanda Mg, Ca ve Na benzeri bazı makro-elementler ile esansiyel bir mikro-element olan Zn kaynağı olabilir. Anti-besinlerden fitat, tanen ve oksalat içeriği yüksektir ve gıdalarda tohumun kullanımı sakıncalı olabilir. Bu maddeler belki geleneksel gıda işleme yöntemleri ile giderilebilir. Tohum yağının özellikleri onun alkid reçine sentezinde, biyodizel ve sabun üretiminde kullanışlı olabileceğini göstermektedir. Yağ asidi profili toplam yağın %71.1 oranında insan tüketimi için iyi bir yağ asidi olan oleik asiti (C18:1 ağırlıklı olarak bulundurduğunu göstermektedir. Cordia sebestena tohumu ve tohum yağının önemli kullanım alanları olabileceği görülmüştür, ancak tohum yağının aminoasit profili ve anti-besinler üzerine geleneksel işlemlerin etkileri konularında daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

    12. Yağsız Yoğurt Üretiminde Yağ Taklidi Madde Kullanımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Balkır Tamuçay

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada yağsız yoğurt üretiminde karşılaşılan duyusal ve fiziksel problemleri önlemek amacıyla protein kaynaklı yağ taklidi maddelerden biri olan Simplesse® 100 kullanılmıştır. Dört ayrı deneme yoğurtlarının (K (kontrol, A: %1, B: %2,5, C: %4 oranında Simplesse® 100 ilaveli, depolamanın 1., 11. ve 21. günlerinde fiziksel, kimyasal ve duyusal analizleri yapılmıştır. A, B ve C örneklerinde kurumadde değerleri, K (kontrol örneğine göre ilave edilen Simplesse® 100 oranlarına bağlı olarak sırasıyla (%1, %2.5 ve %4 artmıştır. Aroma maddesi ilavesi yoğurtların titrasyon asitliği, pH ve laktik asit içeriklerinde önemli bir değişime neden olmamıştır. Depolamanın 11. gününde %1 Simpless® katkılı A örneğinin konsistens ve viskozite değerleri K, B ve C örneklerine göre daha iyi bulunurken, 21. günde tüm örneklerde hemen hemen aynı değerler elde edilmiştir. Serum ayrılması değeri bakımından ise C örneği (en yüksek oranda (%4 Simpless® ilaveli, bütün dönemlerde en iyi sonucu vermiştir. Asetaldehit miktarı kontrol (K örneğinde en düşük, B ve C'de ise en yüksek olarak tespit edilmiştir. Uçucu yağ asitlerinde de asetaldehitteki gibi bir eğilim ortaya çıkmıştır. Uçucu yağ asitleri ve asetaldehit içeriklerine bakıldığında tüm örneklerde yoğurtlardaki normal değerlerin altında çıkmıştır. Duyusal yönden %1 katkılı A örneği, diğer örneklere göre daha yüksek puanlar almıştır.

    13. Radurizasyonun Tavuk Etlerinin Duyusal, Kimyasal ve Mikrobiyolojik Kalitesi Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nuray Kolsarıcı

      2015-02-01

      Full Text Available Araştırmada 1, 2 ve 3 kGy dozunda uygulanan iyonize radyasyonun (Radurizasyon tavuk but ve göğüs etlerinin mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal kalitelerine olan etkisi üzerinde çalışılmıştır. 6-8 haftalık broilerler kesilerek but ve göğüs etlerine parçalandıktan sonra biri açık kontrol olmak üzere 5 gruba ayrılmış ve 4 grup vakum paketlenmiştir. Vakum paketi gruplardan biri vakumlu kontrol olarak ayrılırken, diğer gruplar 1, 2 ve 3 kGy olmak üzere iyonize radyasyona tabi tutulmuştur. 0. günden başlamak üzere 3’er günlük periyotlarla gruplar analize alınmış, toplam mezofilik aerob, toplam psikrofilik aerob, stafilokok ve laktik asit bakterileri ile pH ve TBA değeri belirlenmiştir. Ayrıca örneklerin duyusal özellikleri de panel oluşturularak saptanmıştır. Elde edilen tüm veriler varyans analizi ile değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre tavuk but ve göğüs etlerinde radurizasyon sonrası bakteriyel yükte azalma gözlenmiştir. Radurizasyonun toplam mezofilik aerobik ve toplam psikrofilik aerobik bakteriler üzerine olan etkisi stafilokok ve laktik asit bakterilerine kıyasla daha yüksek düzeyde olup, özellikle laktik asit bakterilerinde zayıf kalmıştır. PH ve TBA değerleri açısından radurizasyonun değişiklik yaratmadığı gözlenmiştir. Bununla birlikte 3 kGy ışınlanmış örneklerin raf ömrü 27 gün civarında olurken 2 kGy ışınlı örnekler 24 günde, 1 kGy ışınlı örnekler 18 günde, vakumlu kontroller 15 günde, açık kontroller 9 gün civarında tüketim özelliğini yitirmiştir. Duyusal değerlendirmelerde alınan sonuçlarda ışınlanmış örneklerin renk, görünüş, aroma, gevreklik gibi özellikleri kontrollere göre farklı olmayıp, tüm gruplar pazarlanabilir nitelikte bulunmuşlardır.

    14. MARMARA ÜNİVERSİTESİ’NDE MUHASEBE EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN MUHASEBE ALANINA BAKIŞ AÇILARININ DEĞERLENDİRİLMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA-A RESEARCH FOR THE EVALUATION OF THE STANDPOINT OF THE ACCOUNTING STUDENTS IN RESPECT OF THE FIELD OF ACCOUNTING AT MA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hakan ÇELENK

      2012-06-01

      Full Text Available Ülkemizde muhasebe eğitimi lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde birçok üniversitede verilmektedir. Öğrencilerin almış oldukları muhasebe eğitimi hem iş dünyası açısından hem de akademik açıdan önemli bir bilgi birikimi sunmaktadır. Ancak öğrencilerin aldıkları muhasebe eğitiminden sonra muhasebeye veya muhasebe alanına karşı tutumları ve muhasebeye ilişkin algıları bilinmeden verilen eğitimin etkileri, başarısı ve sonuçları hakkında bir bilgi sahibi olunamamaktadır. Bu bağlamda Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünde lisans ve lisansüstü (yüksek lisans ve doktora eğitimi alan öğrencilerin muhasebe eğitimi üzerine bakış açılarını ölçmeye yönelik bir anket çalışması yapılmıştır. Ankette yöneltilen sorular öğrencilerin; muhasebeye, muhasebe eğitimine, muhasebede hoca faktörüne ve muhasebe ile ilgili mesleklere ilişkin bakış açılarını değerlendirmeye yönelik olarak belirlenmiştir. Anket çalışmasından elde edilen veriler istatistiksel analizlere tabi tutulmuş ve sonuçlar yorumlanmıştır.-In our country, accounting education is given in undergraduate, graduate and doctoral levels in many universities. Accounting education that has been received by the students provides significant knowledge in terms of both business and academic. However, it is not possible to obtain any information pertaining to the effects, success and results of the education without knowing the students’ attitude and perception in respect of the accounting and field of accounting. In this context, a survey study was conducted for the evaluation of the standpoint of the undergraduate and graduate (MA and Ph.D. students in the respect of the field of accounting at the Department of Business of Marmara University Faculty of Economics and Administrative Sciences. Questions that have been asked in the survey were determined to evaluate the

    15. Eriyik Tuz Reaktörlerinde Yakıt Malzemesi Olarak Kullanılan Na Çekirdeğinin Üretim Tesir Kesiti Hesaplamaları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      S. Sedat DOĞAN

      2014-12-01

      Full Text Available Özet: Bu çalışmada, eriyik tuz reaktörlerinde yakıt malzemesi olarak kullanılan Na çekirdeğinin üretim tesir kesitleri hesaplanmıştır. Hesaplamalar; 24Mg(p,α21Na, 23Na(n,γ24Na, 24Mg(n,p24Na, 20Ne(d,n21Na ve 23Na(n,2n22Na reaksiyonları için 70 MeV parçacık gelme enerjisine kadar denge ve denge–öncesi nükleer reaksiyon modelleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Denge–öncesi hesaplamalar için; Full Exciton Model, Hibrit Model, Geometri Bağımlı Hibrit Model ve Cascade Exciton Model, denge hesaplamaları için ise; Weisskopf–Ewing Model kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar, Deneysel Nükleer Reaksiyon Data (EXFOR Kütüphanesi'nden alınan deneysel değerlerle karşılaştırılmıştır. Ayrıca; 21,22,24Na üretimi için optimum enerji aralıkları belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Eriyik tuz reaktörleri, reaksiyon tesir kesiti, EXFOR, denge ve denge–öncesi reaksiyonlar, nükleer reaksiyonlar modelleri Production Cross Section Calculations of Na Nucleus Used as Fuel Material in Molten Salt Reactors Abstract: In this study, the production cross sections of Na nucleus used as fuel material in molten salt reactors have been calculated. The calculations for 24Mg(p,α21Na, 23Na(n,γ24Na, 24Mg(n,p24Na, 20Ne(d,n21Na and 23Na(n,2n22Na reactions have been carried out up to 70 MeV incident particle energies by using the equilibrium and pre–equilibrium nuclear reaction models. Full Exciton Model, Hybrid Model, Geometry Dependent Hybrid Model and Cascade Exciton Model for the pre–equilibrium reactions and Weisskopf–Ewing Model for the equilibrium reactions have been used. The calculated results have been compared with experimental data taken from the Experimental Nuclear Reaction Data (EXFOR library. Also, the optimum energy ranges for 21,22,24Na production have been determined. Key words: Molten salt reactor, reaction cross section, EXFOR, equilibrium and pre–equilibrium reactions, nuclear

    16. STRATEJİK İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ANLAYIŞI IŞIĞINDA EĞİTİM VE GELİŞTİRMENİN ROLÜ, İŞLEVLERİ VE BİR ÖRNEK OLAY - THE ROLE AND FUNCTIONS OF THE TRAINING AND DEVELOPMENT UNDER THE PERSPECTIVE OF STRATEGIC HUMAN RESOURCES MANAGEMENT AND A CASE STUDY

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ebru YILDIZ

      2014-01-01

      Full Text Available ÖzetKüreselleşme ve yoğunlaşan rekabet ile birlikte bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, işletmelerin anlayış ve uygulamalarında önemli değişikliklere neden olmaktadır. Bu değişim, İnsan Kaynakları Yönetiminde de yaşanmaktadır. Geleneksel anlayış, hızla yerini Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi olarak ifade edilen daha kapsamlı bir kavrama bırakmaktadır.Bu anlayış, bilginin kazandığı önemle birlikte, tüm çalışanların sürekli olarak bilgiyi paylaşan, kullanan ve bu konuda proaktif davranışlar geliştiren insan kaynaklarının varlığını gerektirmektedir.Bu gereksinimi karşılayan en önemli insan kaynakları stratejisi, eğitim ve geliştirmedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, bu stratejiye de yeni boyutlar eklemlemiştir. Yetişkin eğitimi, yaşam boyu öğrenme, interaktif öğrenme teknik ve materyalleri, eğitim ve geliştirme stratejisinde dikkate alınması gereken önemli konulardır. Makalede, bu çerçevede kavramsal bir değerlendirme amaçlandığı gibi, klasik öğrenme ve yaşayarak öğrenme yöntemlerinin bir işletmede uygulama sonuçlarına da yer verilmektedir.AbstractBesides globalization and hidden competition, the improvements in the information and communication technologies cause important changes in the approaches and implementation of the strategies of the businesses. This development is also seen in the human resource management concept. Strategic Human Resource Management as a broader term takes place of traditional approach. This new and comprehensive concept needs human resources have the capacityand capabilities in sharing and using the knowledge and developing proactive behaviors as aconsequence of the importance of the knowledge in business management.The most important strategy supplied this need is training and development. The improvementin the information and communication technologies articulate new dimensions to thestrategy

    17. PERGEL-CETVEL VE DİNAMİK BİR YAZILIM KULLANIMININ BAŞARIYA ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Orhan ÇİFTCİ

      2014-12-01

      Full Text Available Bu çalışma ile doğrular ve açılarda geometrik çizimler konusunda, somut araçlar (pergel-cetvel kullanma ile dinamik bir yazılım kullanmanın öğretmen adaylarının başarılarına etkilerini karşılaştırmak ve matematik öğretmeni adaylarının geometri öğretiminde pergel-cetvel veya dinamik bir yazılım kullanma hakkındaki düşüncelerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. 24’ü deney-1, 31’i deney-2 grubu olmak üzere toplam 55 matematik öğretmen adayı ile gerçekleştirilen bu çalışmada veriler, başarı testi ve odak grup görüşmesinden elde edilmiştir. Çalışmadan elde edilen verilerin analizi sonucunda, dinamik yazılım kullanan deney-1 grubundaki öğretmen adaylarının başarıları ile pergel-cetvel kullanan deney-2 grubundaki öğretmen adaylarının başarıları arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Bununla beraber hem pergel-cetvel hem dinamik yazılım kullanmanın öğretmen adaylarının başarılarına olumlu yönde katkı sağladığı tespit edilmiştir. Deney-1 grubundaki öğretmen adaylarının büyük kısmının, dinamik yazılımın karışık çizimlerde avantajlı olduğunu, zaman tasarrufu sağladığını ve kavramları anlamada etkili olduğunu söylediği görülmüştür. Deney-2 grubundaki öğretmen adaylarının çoğunluğu ise, pergel cetvel ile kalıcı öğrenim sağlandığını, çizim yapmanın kolay olduğunu ve bu araçları kullanmanın zevkli olduğunu belirtmiştir.

    18. Türkiye ve Dünyada Ayva Piyasası

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bekir Sıtkı Şirikçi

      2017-07-01

      Full Text Available Bu çalışmada dünyada ve Türkiye’de ayva piyasası irdelenmiştir. Çalışmada birincil verileri, ayva üretiminin yoğun olarak yapıldığı Sakarya, Antalya, Bursa, Bilecik ve Denizli illerinde farklı pazarlama seviyelerindeki 28 aracı işletme ile anket yöntemi ile elde edilen veriler oluşturmuştur. İkincil veriler ise FAO ve TÜİK gibi kurumlarının verilerinden hareketle elde edilmiştir. Dönem başlangıcı olan 1981-1985 ortalamasına göre 324465 ton olan dünya ayva üretimi %94,3 artışla 2013 yılında 630325 tona yükselmiştir. Dünya ayva üretiminde önemli ülkeler; Türkiye, Çin, Özbekistan, Fas ve İran’dır. Türkiye’de ayva üretimi, 1981-1985 ortalamasına göre 1.60 kat artmıştır. Ayva üretimindeki bu artışta ağaç başına verimdeki yükselmenin katkısı önemlidir (%40 verimde artış. Dünyada üretilen ayvanın %5,3’ü ihracata konu olmaktadır. Dünya ayva ihracat miktarı 8,32 kat, değeri ise 38,42 kat artmıştır. Ayva ihracat değerlerinde en yüksek paya Hollanda sahiptir (%33,6’sı. Hollanda’yı sırasıyla Türkiye, Avusturya ve İran takip etmektedir. Türkiye’nin dünya ihracat değerindeki payı ise %31,1’dir. Dünya ayva ithalatında %23,3 pay ile Rusya birinci sıradadır. Rusya’yı sırası ile Avusturya ve Almanya takip etmektedir. Türkiye’nin ayva üretiminin %9,4’ü ihracata konu olmaktadır. Önemli ayva üreticisi iller; Sakarya, Bursa, Antalya, Bilecik ve Denizli’dir. Görüşülen aracıların 15’i ayvada pazarlama aşamasında karşılaştıkları en önemli sorunun istenilen zaman, miktar, kalite ve fiyatta ayva bulunmamasını (%54 belirtmiştir.

    19. Lise öğrencilerinin atasözlerini kavrama düzeyleri üzerine nitel bir araştırma / A qualitative study on high school students’ proverbs comprehending levels

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yusuf TEPELİ

      2012-12-01

      Full Text Available ÖZETBireylerin sahip oldukları dili ve kültürü edinebilmesi ve bunu etkili bir şekilde kullanabilmesi için öncelikle o dil ve kültürü tanıması gerekmektedir. Türk kültürünün en önemli unsurlarından biri atasözleridir. Atasözleri söyleyişi ve fikirleri kuvvetlendirme, birkaç cümle ile etkili metinler oluşturabilme açısından konuşma ve yazma eğitiminde; ilgi ve merak uyandırma açısından dinleme eğitiminde; metinleri daha anlamlı hâle getirip vurgu ve tonlamayı kolaylaştırma açısından okuma eğitiminde kullanılabilecek ürünlerdir. Bu yüzden dil öğretiminde ve değer aktarımında atasözlerinden yararlanmanın gerekliliği kabul edilmektedir. Bu çalışmada, Türk Edebiyatı ile Dil ve Anlatım ders kitaplarında geçen atasözlerini öğrencilerin kavrama düzeyleri araştırılmış, atasözlerinin öğretiminde ortaya çıkan eksiklikler belirlenmeye çalışılmış ve bunlarla ilgili çözüm önerileri sunulmuştur. Araştırmada nitel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunda, Kütahya il merkezinde öğrenim gören dokuz öğrenci bulunmaktadır. Araştırma verileri yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi tekniği kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırma bulgulara göre, lise öğrencileri atasözlerinin öğüt verici yönüne dikkat çekmişlerdir. Öğrencilerin çoğu günlük konuşmalarda -yeri geldiğinde- atasözlerinden yararlandıklarını belirtmiştir.

    20. HANDOVER OF IRAN’S INDEPENDENCE TO CURZON: 1919 ENGLAND-IRAN TREATY AND HASAN VUSUK (VUSUKUDDAVLA İRAN’IN BAĞIMSIZLIĞININ CURZON’A TESLİM EDİLMESİ: 1919 İNGİLTERE-İRAN ANLAŞMASI VE SADRAZAM HASAN VUSÛK

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yılmaz KARADENİZ

      2011-09-01

      Full Text Available Iran declared its neutrality before the First World War, but went into war due to England‟s and some of governors‟‟ efforts who belonged to England. During the war Iran whose lands invaded by England and Russia, lost most of its young population, and weaken politically and economically. English diplomacy which prevented Iran to enter the peace treaty agreement meeting prevented it revealing its right to other countries which caused in long term Iran, dependent on England. Curzon, who wanted Iran‟s groundwater resources and petroleum for England only, bribed grand vizier Vusukuddavla and some ministers and made a treaty with Iran. Generous offers included in treaty were not given to Iran but caused to take control over Iran‟s treasury. Inexperienced shah who got bribe and debt from England was not good on taking interventions. İran, Birinci Dünya Savaşı öncesinde tarafsız kalacağını ilan ettiği halde, İngiltere ve onun elde ettiği bir grup devlet adamı tarafından savaşın içerisine çekilmiştir. Savaş sırasında toprakları İngiltere ve Rusya‟nın işgaline uğramış, genç nüfusunun büyük bir kısmını kaybetmiş, siyasi ve ekonomik olarak yıpratılmıştır. Savaştan sonra devreye giren İngiliz diplomasisi, İran‟ın sulh konferansına dâhil olmasını ve diğer devletlere derdini anlatmasını engelleyerek kendilerine mahkûm olmasını sağlamıştır. İran‟ın petrolleri ve yer altı zenginliklerini başkalarına kaptırmak istemeyen Curzon, sadrazam Vusukuddevle ve bazı bakanları rüşvet ile elde ederek istediği şekilde bir anlaşmayı imzalatmıştır. Anlaşma ile cömertçe vaat edilen mali yardımları vermemiş, aksine İran maliyesinin tamamını kontrol altına almıştır. İngiltere‟den istediği rüşveti ve borç parayı alan tecrübesiz şah ise olaylara müdahale etmekte aciz kalmıştır.

    1. YÜKSEK PERFORMANSLI İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ UYGULAMALARI, PSİKOLOJİK GÜÇLENDİRME VE DUYGUSAL BAĞLILIK ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN İNCELENMESİ: TEKSTİL SEKTÖRÜNDE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hüseyin YILMAZ

      2014-10-01

      Full Text Available ÖZ: Bu araştırmanın amacı, yüksek performanslı insan kaynakları yönetimi boyutlarının psikolojik güçlendirme ve örgütsel bağlılık üzerine etkilerinin incelenmesidir. Araştırma kapsamındaki bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiler, korelasyon ve regresyon analizleri ile ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırma ile yüksek performanslı insan kaynakları yönetimi boyutlarından kapsamlı eğitim verilmesi, duyarlılık içerisinde personel seçimi, katılım ve iletişimin teşvik edilmesi ile içsel kariyer fırsatları sunulmasının psikolojik güçlendirmeyi %1 anlamlılık düzeyinde ve pozitif yönde etkilediği anlaşılmaktadır. Elde edilen araştırma sonuçları, yüksek performanslı insan kaynakları yönetimi boyutlarının, duygusal bağlılık üzerindeki etkisinin psikolojik güçlendirme üzerindeki etkisinden daha kuvvetli olduğunu ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: İnsan Kaynakları, Yüksek Performanslı İnsan Kaynakları Yönetimi Uygulamaları, Psikolojik Güçlendirme, Duygusal Bağlılık. ABSTRACT: The purpose of this study is to investigate the effects of high-performance dimensions of human resources management on psychological empowerment and organizational commitment. The relationship between dependent and independent variables in the study were tried to be introduced with correlation and regression analyzes. Research has reached that providing comprehensive training about high-performance human resource management dimension, the selection of staff in sensitivity, participation and communication by promoting internal career opportunities for the provision of psychological empowerment have 1% significance level and a positive impact. The research results obtained that the impact of human resource management dimensions of a high performance on the emotional commitment is stronger than the impact of psychological empowerment reveals. Keywords: Human Resources

    2. Doğu-Batı Ayrımı Ekseninde Oryantalizm ve Emperyalizm

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Erkan DİKİCİ

      2014-11-01

      Full Text Available Öz Bu çalışma, Doğu ile Batı arasındaki ilişkiyi incelemek adına Edward Said tarafından 1978 yılında kaleme alınan “Oryantalizm” kitabında ifade edilen oryantalist yaklaşımdan yola çıkarak, Doğu-Batı ayrımına vurgu yapmakta ve bu ayrımın arkasında yatan çıkar ilişkilerini dile getirmeye çalışmaktadır. Söz konusu Doğu-Batı ayrımı ile birlikte oryantalizm ile emperyalizm arasındaki ilişkiye de temas edilmek istenmiştir. Bu ilişkiler zinciri içerisinde dile getirdiğimiz bu ayrım, Batılıların, Batılı olmayan toplumlar üzerindeki emperyalist düşünceleri uygulayabilmek amacıyla, Batılıların kendileri tarafından ortaya çıkartılmıştır. Bu nedenle çalışmanın temel amacı, Batılıların, ötekileştirdiği Batı-dışı toplumlar üzerindeki emellerine ulaşmada oryantalizmi biçilmiş kaftan olarak görmekte olduklarını ve oryantalizmi, emperyalizmin meşrulaştırıcısı olarak düşündüklerini ifade etmektir. Anahtar Kelimeler: Oryantalizm, Doğu-Batı Ayrımı, Emperyalizm, Ötekileştirme. Orientalism and Imperialism within the Concept of East-West Division This study emphasizes the East-West division based upon the orientalist approach stated in the book “Orientalism” written by Edward Said in 1978 to study the relation between the East and the West, and tries to depict the relationships based on self-interest underlying this division. With the aforesaid East and West division, it is also wanted to mention the relation between orientalism and Imperialism. The division that we have mentioned has been posed by the Westerners to carry out their imperialist thoughts over non-western societies. For his reason, the main aim of this study is to express that the westerners see orientalism perfectly suited to reach their goals over non-western societies that they have otherized, and they also think orientalism as the legitimization of imperialism. Keywords: Orientalism, East

    3. Postmodern Roman’da Anlatıcı, Zaman ve Mekân Yapısı Narrator, Time and Space Structure of Postmodern Novel

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gamze ÖZOT

      2012-09-01

      konusu olabilir. Dolayısıyla daha önce sözü edilen “şimdi” kavramı ön plana çıkarılmış olur. Romanda vak’a zamanı, anlatma zamanı ve okunma zamanı “şimdi” de birleşir. Postmodern romanlarda mekân olabildiğince belirsizleştirilmiştir. Bir postmodern romanda uzun uzadıya mekân tasviri yapıldığını tespit etmek imkânsızdır. Çoğu zaman mekâna ait çok genel özellikler verilir okuyucuya ve geri kalanını okuyucunun kendi zihninde oluşturması beklenir. Postmodernistlerce “hyper mekân” diye tabir edilen mekân postmodern romanlarda değişken, kabına sığmaz bir durumdadır; belirgin bir duruş sergilemez.

    4. Camili (Macahel Havzasının (Artvin, KD Türkiye Heyelan Duyarlılık Analizi Landslide Susceptibility Analysis of Camili (Macahel Basin (Artvin, NE Turkey

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Emre ÖZŞAHİN

      2013-03-01

      isdestroyed of weakened.Risk factor should be kept in mind when utilizing the zones withhigh landslide risk for settlement or any other human related activity.Disaster management planning should be undertaken and implementedimmediately. Dünya’da ve Türkiye’de en sık olarak görülen doğal afetlerdenbirisi de heyelanlardır. Türkiye’nin son 50 yıllık afet profiliincelendiğinde heyelanların % 45’lik oranla en sık gerçekleşen doğal afetolduğunu görülmektedir.Bu çalışmada fauna ve flora özellikleriyle eşine az rastlananyerlerden birisi olan ve Türkiye’nin ilk Biyosfer Rezerv Alanı olarak ilanedilen Camili (Macahel’nin heyelan analizi yapılmıştır. Çünküuluslararası öneme sahip bu alandaki en büyük doğal afet risklerindenbirisi olan heyelanlar hem yerleşme, hem de planlama açısından önemlibir tehdit unsurudur. Bu anlamda biyosfer rezerv alanında heyelananeden olan faktörler, etki dereceleri, potansiyel heyelan alanlarınınoranları ve coğrafi dağılışlarının nasıl olduğu araştırılmıştır.Çalışmada farklı kaynaklardan elde edilen değişik ölçeklerdekifaktör haritalarından yararlanılmıştır. Bu haritalardan elde edilen 17parametre faktörü ayrı ayrı değerlendirilmiş ve koşullara bağlı ağırlıklıçakıştırma yöntemi ile birleştirilerek, heyelan risk alanları tespitedilmiştir. 1/25.000 ölçekli topografya haritaları temelli olaraksürdürülen çalışmada, farklı parametrelere ait değişik ölçeklerdeharitalardan ve Landsat uydu görüntüsünden de faydalanılmıştır.Çalışmanın haritalama ve analiz aşaması Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS veUzaktan Algılama (UA temelli olarak gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamdaArcGIS/ArcMap 10 CBS ve ERDAS 2012 UA yazılımları kullanılmıştır.Çalışma sonucunda inceleme alanında % 56 oranla (14284 ha enfazla orta duyarlılıkta alanların yayılış gösterdiği tespit edilmiştir. Buyayılışı % 30 oranla yüksek (6972 ha - % 28

    5. Umbelliferae Familyasından Bazı Önemli Kültür Türlerinin Isparta Ekolojik Koşullarında Tarımsal ve Teknolojik Özelliklerinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sevil KESKİN

      2016-04-01

      Full Text Available Anason (Pimpinella anisum L., dereotu (Anethum graveolens L., kimyon (Cuminum cyminum L., kişniş (Coriandrum sativum L., rezene (Foeniculum vulgare Mill. dünyada ve ülkemizde kültürü yapılan çok değerli tıbbi ve aromatik bitkilerdir. Bu araştırmada; anason, kimyon, kişniş, rezene ve dereotu türlerine ait çeşitlerin ve populasyonların Isparta ekolojik koşullarında bazı tarımsal ve teknolojik özelliklerinin belirlenmesi, uçucu yağ, sabit yağ ve petroselinik asit kaynağı olarak değerlendirme olanaklarının araştırılması amaçlanmıştır. Tarla ve laboratuvar araştırmalarından elde edilen sonuçlara göre, en yüksek tohum verimi anasonda “Yeşilova” populasyonundan (47.01 kg/da, dereotunda “Akşehir” populasyonundan (77.75 kg/da, kimyonda “Egebir09” çeşidinden (97.00 kg/da, kişnişte “Erbaa” çeşidinden (82.85 kg/da ve rezenede “Denizli” populasyonundan (63.66 kg/da elde edilmiştir. En yüksek uçucu yağ oranı anasonda “Burdur” populasyonunda (%3.60, dereotunda “Burdur” populasyonunda (%3.73, kimyonda “Türkmen09” çeşidinde (%2.13, kişnişte “Gamze” çeşidinde (%0.47 ve rezenede “Burdur” populasyonunda (%3.13 tespit edilmiştir. En önemli ana uçucu yağ bileşeni anasonda trans-anetol (%95.56-95.88, dereotunda D-karvon (%37.87-67.76, kimyonda a-thujenal (%30.90-42.52, kişnişte linalool (%81.85-88.94 ve rezenede trans-anetol (%79.67-89.13 olarak bulunmuştur. En yüksek sabit yağ oranı anasonda “Burdur” populasyonunda (%30.17, dereotunda “Burdur” populasyonunda (%21.24, kimyonda “Egebir09” çeşidinde (%29.03, kişnişte “Erbaa” çeşidinde (%25.42 ve rezenede “Denizli” populasyonunda (%23.67 belirlenmiştir. En yüksek petroselinik asit oranı ise anasonda “Çardak” populasyonunda (%63.37, dereotunda “Burdur” populasyonunda (%87.28, kimyonda “Türkmen09” çeşidinde (%60.18, kişnişte “Erbaa” çeşidinde (%79.89 ve

    6. Ankara’daki Halk Kütüphanelerinde Halkla İlişkiler =Public Relations of Public Libraries in Ankara

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Karadeniz, Şenol

      Full Text Available Bu çalışmada Ankara'daki halk kütüphanelerinin, kullanıcılarını sunulan hizmetler hakkında neden yeterince bilgilendiremedikleri ve kendilerini kullanıcılarına neden yeterince tanıtamadıkları konusu irdelenmiştir. Araştırmanın amacı, halk kütüphanelerinde uygulanabilecek halkla ilişkiler yöntemlerinin neler olduğunu, halk kütüphanelerinin planlı halkla ilişkiler faaliyetlerinde bulunmamalarının nedenlerini ve bu nedenlerin boyutunu, özelliklerini ortaya koymaktır. Araştırmanın evrenini Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde hizmet veren Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı halk ve çocuk kütüphaneleri oluşturmaktadır. Önceden yapılandırılmış görüşme kapsamında halk kütüphanesi yöneticileriyle görüşülmüş, ayrıca araştırma kapsamındaki kütüphanelerde gözlem tekniği uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular ışığında, halk kütüphanelerinin sistematik halkla ilişkiler programları uygulamamaları nedeniyle, kütüphaneyi tanıtmada ve sunulan hizmetlere ilişkin kullanıcılarda olumlu görüş oluşturmada yetersiz kaldıkları anlaşılmıştır In this study the answers to the question "why the public libraries in Ankara could not inform their users about services off ered properly, and could not introduce themselves to users suffi ciently ?" were explicated. The goal of the study is to fi nd out which public relations methods can be used in libraries, and why libraries could not conduct planned public relations activities. The research universe consists of public libraries being administratively connected to Ministry of Culture and Tourism, which lie within the borders of Ankara Metropolitan Municipality. For the collection of data, pre-confi gured talks were applied to the managers who were working for the public libraries, and moreover the fulfi llment of library activities were observed. The fi ndings of the study indicate that, since

    7. Bazı Kozmetik Ürünlerde Ağır Metal (Pb, Cd Tayini

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nazan DEMİR

      2014-12-01

      Full Text Available Özet: İlk insandan bu yana güzel görünmek, güzel kalmak insanlar için son derece önemli olmuştur. Günümüzde de kozmetik ürünlere yoğun bir ilgi vardır. Fakat bu ilgi artışı kozmetik ürünlerin güzelleştirirken, sağlığı tehdit edip etmediği sorusunu gündeme getirmektedir. Çünkü basit bir el kremi bile çok sayıda kimyasal içermekte ve bu kadar kimyasalın bir arada kullanıldığı ürünler, kullanım miktarı ve sıklığına bağlı olarak sağlığı tehdit etme ihtimali taşımaktadır. Bu kimyasallar içerisinde ağır metaller önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu çalışmada amaç; bazı kozmetik ürünlerdeki ağır metallerin varlığının ve miktarlarının belirlenmesidir. Çalışma çerçevesinde piyasadan temin edilen farklı marka ve renklerde 10 adet saç boyası ve 10 adet ojede Atomik Absorpsiyon Spektroskopi (AAS cihazında grafit fırın tekniği kullanılarak bazı ağır metallerin (Pb, Cd tayini yapılmıştır. Sonuçlara göre; incelenen saç boyası ve ojelerde Pb ve Cd bulunduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kozmetik, ağır metal, kurşun, kadminyum, saç boyası, oje. Determination of Heavy Metals (Pb, Cd in Some Cosmetic Products Abstract: The seem beautiful, staying nice have been extremely important for the people for ages. Today demand for cosmetic products is increasing. But this interest brings up a question that cosmetics are dangerous for health or not. Because even a simple hand cream contains a large number of chemical and this products threaten the health depending on the amount and frequency of use. These chemicals have a high percentage of heavy metals. Purpose of the study, determination of heavy metals and their amounts in some cosmetics. We bought different brands and colored ten hair dyes and ten nail polishes from public market. Then we analyze some heavy metals (Pb, Cd with Atomic Absorbsion Spektrometer (AAS. According to the results we determined lead

    8. PSİKOLOJİK RAHATLIK ALGISININ İŞGÖREN SESLİLİĞİ VE TAKIM İŞBİRLİĞİ ARASINDAKİ İLİŞKİDE ARACI DEĞİŞKEN ROLÜ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serdar YENER

      2017-04-01

      Full Text Available Öz: Araştırmada, örgütlerde çalışanların etkinlik ve verimliliğini arttıracak düşünce ve tekliflerini sunması olarak tanımlanan işgören sesliliğinin takım işbirliğine olan etkisinde organizasyonlarda kişilerarası psikolojik risk algısı şeklinde ifade edilen psikolojik rahatlığın aracı değişken rolünün ortaya konulması amaçlanmıştır. Sinop’ta bulunan yerel bir işletmenin çalışanları (n=240 araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Araştırmada verilerin analizinde SPSS 21 Paketi ve Hayes (2013’in SPSS uygulamasında aracı değişkenli modellerin ölçülmesi için geliştirmiş olduğu PROCESS 2.15 makrosu kullanılarak aracı değişkenin etkisi gözlenmiştir. Çıkan sonuçlara göre psikolojik rahatlık algısının işgören sesliliği ve takım işbirliği ilişkisinde kısmi aracılık etkisinin olduğu söylenebilir. İşgören sesliliğinin takım işbirliğine olan etkisi (β= ,28, p>.001 psikolojik rahatlık algısı ilişkiye dahil edildiğinde (β= ,25, p<.001 düşmüş fakat anlamlılığını yitirmemiştir. Abstract: The aim of this study is to analyze the mediating role of Psychological Safety which is defined as interpersonal risk perception, in the relation between employee voice which is defined as feedback and proposals to increase productivity and efficiency and team collaboration. Employees of a local business in Sinop (n=240 are composing sample. SPSS 21 and PROCESS 2.15 aplication of Hayes which is used to observe the mediating effect of variables are used to analyze the data. According to the results it can be said that there is a partial mediataing effect of psychological safety beween employee voice and team collaboration. The effect of employee voice (β=.28; p<.001, decreased after mediating variable psychological safety added to (β= -0,84 , p<.001 regression but kept it’s significance.

    9. S-07: 12–14 Yaş Erkek Futbolculara Uygulanan Kombine Antrenmanların Kuvvet ve Bazı Fizyolojik Özelliklere Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aydın Karabulak

      2017-03-01

      Full Text Available Amaç; 12–14 yaş erkek futbolculara uygulanan kombine antrenmanlarının kuvvet ve bazı fizyolojik özelliklere etkisini araştırmak. Materyal ve Yöntem; Araştırmaya Isparta Gülspor kulübünde futbol oynayan 30 çocuk gönüllü olarak katıldı. Futbolcular, kombine antrenman (bileşik yapan (KAG grup (n:15 ve konvansiyonel (alışılagelmiş antrenman yapan grup (NAG (n:15 olarak iki gruba ayrıldı. Kombine antrenman grubu (n:15 futbolcularının ortalama yaşı 13,3±0,7 yıl, boy ortalaması 158,1±9,9 cm, vücut ağırlığı 48,2±11,4 kg’dır. Konvansiyonel antrenman grubu (n:15 futbolcularının ortalama yaşı 13,2±1,5 yıl, boy ortalaması 154,7±15,1 cm vücut ağırlığı 44,2±11,4 kg’dır. Her iki gruba da, fiziksel (boy,kilo, fizyolojik (K.A.S., tansiyon, vücut ısısı, biyomotorik (kuvvet, sürat, esneklik ve teknik (futtek testler uygulandı. Her iki gruba da altı (6 haftalık antrenman uygulandı. Grupların son testleri bağımsız örneklem t testi ile karşılaştırıldı.Bulgular; İki gurubun karşılaştırılması sonucu biyomotorik özellikler arasında sayılan şınav, dikey sıçrama, yatay sıçrama arasında; fizyolojik özellikler arasında sayılan vücut ısısı başlangıç değerleri arasında anlamlı fark olduğu bulundu (p<0,05. KAG ve NAG grubunun son kuvvet testleri karşılaştırıldığında; triceps press (üçbaşlı kas basma ve leg curl (bacak bükme kuvvet testleri arasında anlamlı fark bulundu (p<0,05. KAG ve NAG gruplarına uygulanan fizyolojik testlerden vücut ısısı başlangıç değerleri arasında anlamlı fark belirlendi (p<0,05.SONUÇ: Elde edilen verilere dayanarak. KAG yapan futbolcuların, NAG yapan futbolculara göre, biyomotorik ve fizyolojik özelliklerinin daha iyi geliştiği tespit edilmiştir.

    10. Farklı tohum kaynaklarının Sarıçam (Pinus sylvestris L. tohum özelliklerine etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hakan KELEŞ

      2014-12-01

      Full Text Available Çalışmanın amacı; Sarıçam’da (Pinus sylvestris L. aynı orijinli ve farklı tohum kaynaklarının tohum özelliklerine etkisini belirlemektir. Araştırma alanı olarak; Çankırı-Ilgaz-Uzundağ mevkiindeki tohum meşceresi ile Çankırı-Ilgaz-Uzundağ orijinli Eskişehir-Mihalıçcık-Ormantepe mevkiindeki klonal tohum bahçesi seçilmiştir.Bu amaçla; 2004 bol tohum yılında, Ilgaz-Uzundağ mevkii 176 nolu tohum meşceresindeki 30 üstün ağaçtan ve Mihalıçcık-Ormantepe mevkiindeki 96 nolu klonal tohum bahçesinden 30 klonu temsil edecek şekilde her bir ağaçtan (ramet 20’şer adet olmak üzere toplam 1200 adet kozalak örneğinden tohum temin edilmiştir.Her bir kozalaktan elde edilen tohumlar üzerinde; tohum çapı (Thç, tohum boyu (Thb, tohum sayısı (Ths, tohum ağırlığı (Thag, bir tohum ağırlığı (BrThag,  kanat boyu (Knb, kanat eni (Knç ve kanat rengi (Knr gibi tohum ve kanata ilişkin morfolojik özellikleri belirlenmiştir.Yapılan ölçüm ve değerlendirmeler sonucunda; Ilgaz tohum meşceresine ve Mihalıçcık klonal tohum bahçesine ait tohumların ortalama değerleri sırasıyla; Ths: 30,18 adet ve 27,96 adet, Thç: 2,83 mm ve 2,73 mm, Thb: 5,13 mm ve 4,79 mm, Thag: 0,310 gr ve 0,180 gr, BrThag: 0,01 gr ve 0,006 gr, Knç: 5,82 mm ve 5,30 mm, Knb: 18,56 ve 16,6 mm olarak bulunmuştur.Sonuç olarak; Ilgaz tohum meşceresinden alınan örneklerin Mihalıçcık klonal tohum bahçesinden alınan örneklere göre, tüm özellikler bakımından daha yüksek değerlere sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar; tohum bahçesindeki etkili klon sayısı, çiçeklenme fenolojisi/çiçeklenme senkronizasyonu, kendileme depresyonu gibi konuların ortaya konulmasını gerekli kılmaktadır.

    11. Öğretimsel Düzenlemeler Modelinin Erken Çocukluk Özel Eğitiminde Kullanılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Cevriye Ergül

      2009-01-01

      Full Text Available Özel gereksinimli çocukların hedeflenen beceri ve davranışlarda gösterdikleri gelişimin sürekli ve sistematik bir şekilde değerlendirilmesi ve elde edilen verilerin öğretimsel uygulamaları düzenlemede kullanılması, erken çocukluk özel eğitimin en önemli yapıtaşlarından biri olmasına rağmen, öğretmenlerin çoğunlukla sistematik veri toplamadıkları, öğretimsel kararlar alırken sezgilerine ve sistematik olmayan gözlemlerine dayandıkları bildirilmiştir. Buna karşın, basit bir yönerge modeli olan Öğretimsel Düzenlemeler Modeli (ÖDM ile yapılandırılmış bir süreç içinde öğretmenlerin verileri sistematik değerlendirmelerinin sağlandığı durumlarda, çocukların hedeflenen becerilerin kazanımında daha başarılı olduğu gözlenmiştir. Bu çalışmada, ÖDM modelinin bir erken müdahale programında uygulanması anlatılmıştır. Üç basamaktan oluşan bu model, özel gereksinimli çocukların hedeflenen beceri ve davranışlarında gösterdikleri gelişimin sürekli ve sistematik bir şekilde değerlendirilmesini, verilerin grafikleştirilmesini ve verilerin öğretimsel kararlar almak için yorumlanmasını içermektedir. Makalede, bahsedilen basamakların ayrıntılı değerlendirilmesi sunulmuştur. Although a critical component of early childhood special education is continuous monitoring children’s progress and using data to modify instruction, special education teachers engage in data collection activities only rarely or not at all. Instead, they tend to rely on their intuition or informal observations of children when they make instructional decisions. However, when teachers use a structured method embedded in the Instructional Adaptations Model (IAM to evaluate data and make instructional changes, their students demonstrate superior performance in the acquisition of targeted skills in comparison to their peers. In the article, implementation of IAM in early intervention programs is

    12. EXPLORING THE THEME OF DEATH IN KADI BURHANEDDIN’S POETRY KADI BURHANEDDİN’İN ŞİİRİNDE ÖLÜM TEMİ VE ECEL KAVRAMINA BİÇİMSEL YAKLAŞIM

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İlyas YAZAR

      2009-09-01

      Full Text Available When the theme of death is took into consideration by the globe it is a common theme in all literature. The death has an equal historic past as of humans on the globe. During the history of humans especially of different religions and doctorines, philosophers and artists have took this theme into consideration and has made a place for itself in every culture. Before this theme has took place in the Turkish culture and after Islam the Muslim Council champer has used this in a large perspective to start off with death, the and loneliness are ways of describing this theme. Until the start of the Divan Literature which we can say is the start of the 15th century the existence of the line of poetry has portrayed coldness to me interlocutor. The poems of Kadı Burhaneddin on the theme of death will take into consideration the concept of the death and will be on the way the poems approach the theme of death. Ölüm teması, evrenselliği dikkate alındığında bütün edebiyatlarda işlenen ortak bir temadır. İnsanlığın evrendeki varlığıyla eşit bir geçmişe sahip olan ölüm; yine insanlık tarihi boyunca, başta çeşitli dinler ve doktrinler olmak üzere; düşünürler, âlimler ve sanatçılar tarafından mercek altına alınarak her toplumun kültür düzleminde, kendine bir yer edinmiştir. İslam öncesi Türk kültüründe de çeşitli inançlar içinde yer bulan bu tem, İslamiyet sonrası teşekkül etmeye başlayan Divan şiirinde de geniş biçimde kullanılmaktadır. Başta ölüm ve ecel olmak üzere, fenâ, âhir, son, yokluk, vuslat, öte gibi çeşitli kavramlarla ifade edilen bu hakikat, Divan edebiyatının kuruluş devresi diyebileceğimiz 15.yüzyıla kadarki süreçte de, yine mısralardaki varlığıyla muhataplarına soğukluğunu hissettirmeye devam etmiştir. Makalemizde Kadı Burhaneddin'in şiirlerinde ölüm temiyle ilgili yaklaşımlar ve Kadı Burhaneddin’in ecel kavramına bakışı değerlendirilecektir.

    13. THE EXAMINATION OF TURKISH / TURKISH LANGUAGE AND LITERATURE TEACHER CANDIDATES’ ATTITUDES TOWARD TEACHER PROFESSION ACCORDING TO VARIOUS VARIABLES (KAFKAS UNIVERSITY SAMPLE TÜRKÇE VE TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ ADAYLARININ ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE İLİŞKİN TUTUMLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ (KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kürşad Çağrı BOZKIRLI

      2011-12-01

      Full Text Available The aim of this study is to examine the attitudes of Turkish teachercandidates and Turkish Language and Literature teacher candidates,who attend to formation program, toward teacher profession according tovarious variables. 64 students from Kafkas University Education FacultyTurkish Education Department 4. grade, and 60 students from thepedagogical formation program which is given at the same faculty, as atotal 124 teacher candidates participated in this study. In this study“Attitude Measurement toward Teacher Profession” which is developed byÜstüner (2006 is used as data gathering tool. The gathered data isanalyzed by SPSS 17.0 (Statistical Package for Social Sciences packageprogram. As a result of the study, it is found that the attitudes of teachercandidates toward teacher profession does not indicate a significantdifference according to “under graduation department”, “the department’sorder of preference in ÖSS”, “gender”, “the graduated high school”variables. Bu çalışmanın amacı, Türkçe öğretmeni adaylarının ve formasyonprogramlarına devam eden Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni adaylarınınöğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarını çeşitli değişkenler açısındandeğerlendirmektir. Çalışmaya, Kafkas Üniversitesi Eğitim FakültesiTürkçe Eğitimi Bölümü 4. sınıf öğrencilerinden 64, aynı fakültebünyesinde açılan pedagojik formasyon programından 60 olmak üzeretoplamda 124 öğretmen adayı katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracıolarak Üstüner (2006 tarafından geliştirilen “Öğretmenlik MesleğineYönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPPS 17.0(Statistical Package for Social Sciences paket programı kullanılarakanaliz edilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının öğretmenlikmesleğine yönelik tutumlarının “lisans düzeyi mezun olunan/olunacakbölüm”, “bölümün ÖSS’deki tercih sırası”,

    14. Neoliberal Eğitim Politikaları ve Eğitimde Fırsat Eşitliği Bağlamında Uluslararası Sınavların (PISA, TIMSS ve PIRLS Analizi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Halim Güner

      2014-12-01

      Full Text Available Ekonomi ve eğitim ilişkisi birçok araştırmaya konu olmuş ve eğitim süreçlerinin ekonomik politikalara hizmet etmesi kabul edilen bir olgudur. Kapital sistemin oluşturduğu eşitsiz yarış sisteminin yeniden oluşturucusu yine eğitim süreçleri olarak düşünülmektedir. Eğitimin dünya genelinde belirli bir standarda ulaşıp, birçok ülkede benzer politikalar ile pazar ekonomisine hizmet edecek yapıya kavuşturulması neoliberal politikaların bir amacı olduğu düşünülmektedir. Ülkeler arasında benzer eğitim politikaları oluşturmanın etkili bir yolu günümüzde yapılan uluslararası sınavlardır. TIMSS, PISA ve PIRLS gibi sınavlar ülkelerin eğitim karnelerini ve ilişkili birçok değişkeni ülkelerin gündemine getirerek reform yapma gereksinimi algısı oluşturmaktadır. Bu reform algısının temel hedefinde ise dünya pazarında daha rekabetçi bir ekonomi için daha yarışçı bir eğitim anlayışıdır. Eğitimin insani gelişimden ziyade ekonomiye hizmet edecek donanımlı bireyler yetiştirmeye odaklanması sonucunda eşitsizlik sosyo-ekonomik duruma göre daha da derinleşmektedir. Her ne kadar uluslararası sınavların raporlarında eğitim eşitsizliğin giderilip öğrenciler arasındaki farkın kapatılması yönünde tavsiyeler barındırsa bile ülkelerin eğitim reformlarında özelleştirmeye gitmeleri ve değişimi takip eden öğretmen kalitesinin farklılık göstermesi nedeniyle öğrenci başarısındaki açı daha da büyümektedir. Bu araştırmanın amacı da bu sorunları literatür çerçevesinde işlemektir. Böylece hızlı reformların olduğu ülkemizde değişim adımlarının daha hesaplı atılmasında katkı sağlanması umulmaktadır.

    15. Effects of Differential Time Applications on Some Cyanobacterial Norharman Production Rates

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Taner DAŞTAN

      2016-11-01

      Full Text Available Abstract. Cyanobacteria are an important class of bacteria by their metabolic activities for biology, ecology and economy. They contain series of secondary metabolites produced under negative stress conditions and providing specialized functions. One of the metabolites which is biologically active and can be used as drug for antibacterial and antitumor properties is norharman which has (9H-pyrido 3, 4-b indole structure. In this study, water samples were collected from Yesilirmak river of Tokat province of Turkey and cyanobacteria were isolated under inverted microscope by micropipette and microinjection and were cultured for a month. Selection from cultures was done during predetermined time courses and produced norharman levels were determined by HPLC. At 16th day maximum norharman production was determined as 8.8167 and 0.712 µg/g from Chroococcus minitus and Anabaena oryzae respectively. Highest norharman production from Nostoc linckia determined as 1.191 µg/g at 20th day. Since Geitlerinema carotinosum began exponential growth phase faster than other strains the highest amount of norharman production was determined as 0.825 µg/g at 12th day.Keywords: Cyanobacteria; Cultivation; Norharman; HPLC; Seconder Metabolite Özet. Siyanobakteriler, metabolizmalarından ötürü biyolojik, ekolojik ve ekonomik bakımdan önemli bakterilerdir. Özellikle çeşitli olumsuz şartlarda üretilmiş ve her biri özelleşmiş fonksiyonlara sahip bir dizi sekonder metabolit içerirler. Antibakteriyel, antikanser gibi biyolojik etkili ve ilaç olarak kullanılabilen metabolitlerden biri; 9H-Pyrido [3,4-b] indole yapısında Norharman’dır. Bu çalışmada Yeşilırmak Nehri (Tokat’nden su örnekleri alınarak  inverted mikroskop altında  mikropipet ve mikro enjektör yardımıyla izole edilen siyanobakteriler ortalama bir aylık kültüre alınmıştır. Belirli zaman aralığında kültürlerden alınarak ürettikleri norharman miktarı HPLC ile

    16. AISI 4140 Çeliğinin İşlenmesinde Kesici Uç Geometrisinin Talaş Kırmaya Ve Yüzey Pürüzlülüğüne Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Suat SARIDEMİR

      2016-03-01

      Full Text Available Talaşlı imalat işlemlerinde, kesici uç geometrisinin, ilerleme miktarının ve talaş derinliğinin talaş kırma ve yüzey pürüzlülüğü üzerinde etkileri bulunmaktadır. Metal kesme uygulamasının doğru gerçekleştirilmesi, iş parçası malzemesinin bilinmesi ve doğru kesici uç geometrisi ve kalitenin seçilmesi anlamına gelir. Optimum geometri ve kalite arasındaki ilişki başarılı bir işleme prosesi için anahtardır. Bu faktör dikkatlice incelenmeli ve her işleme operasyonu içi uyarlanmalıdır. Kesildikten sonra talaşın kırılması kesici ucun geometrisi ile birebir ilişkilidir.Bu çalışmada AISI 4140 çeliği CNC tornada, kaplamalı karbür kesici takımlarla (TAEGUTEC marka tornalanmıştır. Deneylerde farklı uç geometrisine sahip kaplamalı uçlar kullanılmıştır. Kesici takım talaş kırıcı formunun, yüzey pürüzlülüğüne ve talaş formuna etkisi araştırılmıştır. Talaşlı imalatta en önemli sorunlardan biri talaşı kıramamadır. Bu çalışmada talaş kırma üzerinde incelemeler yapılmıştır. Farklı kesme parametreleri kullanılarak, CNC torna tezgâhında bir dizi deney yapılmıştır. Deneylerde kesme hızı, talaş derinliği ve ilerleme hızı değişkenleri kullanılıp talaş tipleri kıyaslanarak incelenmiştir. İşlenen malzemeler üzerinde yüzey pürüzlülüğü ölçülüp, elde edilen değerler yorumlanmıştır. Genel olarak ilerleme hızı arttığında talaşın rahat kırıldığı ve yüzey pürüzlülüğünün arttığı gözlemlenmiştir.Anahtar Kelimeler: Kesici uç geometrisi, Talaş kırılması, Yüzey pürüzlülüğü, Tornalama

    17. Derin Yapı Yüzey Yapı İlişkisi Bağlamında Temel Dil Becerileri Üzerine Bir Analiz Çalışması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bilginer ONAN

      2015-07-01

      Full Text Available Bu çalışmada, derin yapı yüzey yapı ilişkileri bağlamında, ana dili eğitiminde temel dil becerileri olarak kabul edilen dinleme, konuşma, okuma ve yazma kavramları analiz edilmiştir. Birinci bölümde, ilk kez Port Royal Gramer Okulu tarafından ortaya konan ve 1960’larda Noam Chomsky tarafından Üretimci Dönüşümsel Dil Bilgisi kuramıyla tekrar gündeme getirilen derin yapı ve yüzey yapı kavramları hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise derin yapı ve yüzey yapı ilişkileri çerçevesinde dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerileri analiz edilmiştir. Çalışmanın amacı, dilin iki temel boyutu olan anlam ve biçim ilişkileri bağlamında, temel dil becerilerinin eğitimi sürecinde belirleyici olan unsurları tespit ederek, sürecin programlanmasına yönelik öneriler geliştirmektir. Çalışma çerçevesinde yapılan analizlerde boğumlama, bürün olguları, beden dili, üretici kelime hazinesi, alıcı kelime hazinesi, akıcılık, metin türü, yazım ve noktalama, bağdaşıklık, tutarlılık, ön bilgi, kelime tanıma, kelime ayırt etme, edinilmiş bilgi, önvarsayım, sezdirim kavramlarının derin yapı yüzey yapı ilişkileri bağlamında temel dil becerilerinin geliştirilmesinde süreci etkileyen unsurlar olduğu tespit edilmiştir. Bu kavramlar arasında boğumlama, bürün olgusu, beden dili, akıcılık, bağdaşıklık, metin türü, kelime tanıma, kelime ayırt etme, yazım ve noktalama, doğrudan yüzey yapıyla ilgilidir. Üretici kelime hazinesi, akıcılık, alıcı kelime hazinesi, tutarlılık, ön bilgi, edinilmiş bilgi, önvarsayım ve sezdirim kavramları ise derin yapıyı ilgilendirmektedir. Akıcılık kavramının bütün dil becerileriyle ilgili olduğu belirlenmiştir.

    18. Functional food products and ingredients with the increasing varieties in the world markets have enlarged

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Emin Yılmaz

      2015-12-01

      Full Text Available Fonksiyonel gıda ürünleri ve hammaddeleri dünya marketlerinde artan çeşitleriyle her gün pazar paylarını artırmaktadır. Genel olarak, bir ürünün fonksiyonel sayılabilmesi için, temel fiziyolojik görevlerine ek olarak, hastalıklara karşı koruyucu ve/veya tedavi edici etki göstermesi ve bu etkinin verilerle ispatlanması zorunludur. Gıda sektöründe bu kapsamda, doğal fonksiyonel ürünler, formülasyonla hazırlanmış ürünler ve hammaddeler kullanılmaktadır. Diğer kaynaklar yanında, deniz ürünleri fonksiyonel gıda maddesi ve hammaddelerinin en önemli kaynaklarıdır. Balık ve balık karaciğer yağları, omega-3 yağ asitleri, eikosapentaenoik (EPA ve dokosahekzaenoik (DHA asitlerin ana kaynağıdır. Balık yağları ispatlanmış fonksiyonel özellikleriyle gıda ve ecza sektöründe kullanılan en yaygın fonksiyonel ürünlerdir. Çok çeşitli deniz canlılarından elde edilen ticari enzimlerin (trimetilamin oksit demetilaz, thiaminaz, karnosinaz, tripsin v.b. hem kaynakları hem de kullanım alanları spesifiktir. Biyoklinik kimya ve organik sentez sektörü ile gıda, kağıt, ecza gibi sektörlerde bu enzimler çok kıymetli ürünlerdir. Bunun yanında protaminler, holotoksinler, okadaik asit, manolit, squalamin gibi yüzlerce biyoaktif molekülün yegane kaynakları deniz ürünleridir. Bu ürünlerden bazısı fonksiyonel gıda katkı maddesi olarak kullanılırken, çoğunluğu direkt ilaç yapımında kullanılmaktadır. Agar, karagenan, kitin, kitosan, jelatin ve benzerleri gıda ve gıda ambalaj sektöründe yaygın kullanılırlar ve ispatlanmış fonksiyonel ürün özellikleri vardır. Ayrıca deniz ürünleri kaynaklı vitaminler (özellikle A ve D vitaminleri, renk maddeleri, mikroalg ve spirulina ürünleri, protein izolatları ve aroma hammaddeleri diğer kıymetli fonksiyonel ürünlerdir. Bu derlemede en yaygın deniz ürünleri kaynaklı fonksiyonel ürünler tanıtılacaktır

    19. TERM OF LOCALIZATION IN THE CLASSICAL SCHOOL POETRY AND IN BÂKÎ ’S DIVAN SOME LOCAL FACTORS DİVAN ŞİİRİNDE MAHALLİLEŞME KAVRAMI VE BÂKÎ DİVANI’NDA BAZI MAHALLÎ UNSURLAR

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehtap ERDOĞAN

      2009-08-01

      rünlerinden biri olan Bâkî Divanı incelenerek tespit edilen mahallî unsurlara yer verilmiştir.

    20. Alabalık İşletmelerinin Ekonomik Yapısı ve Sorunları: Fethiye İlçesi Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hicran Ekmekci

      2017-01-01

      Full Text Available Bu çalışmada Fethiye ilçesinde alabalık işletmelerinin ekonomik yapısı ve sorunları incelenmiştir. Fethiye ilçesinde kültür balıkçılığı yapan işletmelerde girdilerin belirlenmesi, ekonomik durumlarının ortaya koyulması, pazar durumlarının araştırılması ve sorunlarının saptanması amaçlanmıştır. Ayrıca karşılaşılan sorunlara çözüm olanakları getirilmeye çalışılmıştır. Fethiye ilçesinde 17 alabalık işletmesi ile görüşülmüştür. İlçede yer alan 17 işletmeden yüz yüze görüşme usulüyle anket yapılarak veriler toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde MS Excel, SPSS programı kullanılmıştır. Üretim yapan işletmelerin %52,9’u dağ eteğinde, %35,3’ü açık arazide ve %11,8’i vadi arasında kurulmuştur. İşletmelerin %58,8’i şahıs işletmesi, %17,6’sı basit ortaklık ve %23,5’i ise ticari ortaklık şeklindedir. Aktif sermaye içerisinde en fazla payı %70,3 oranı ile işletme sermayesi oluşturmaktadır. Çiftlik sermayesinin payı ise %29,7’dir. Pasif sermaye içinde öz sermayenin payı %93,9 olup, yabancı sermaye kullanımı düşüktür (%6,1. Maliyetler içerisinde değişen masrafın payı %83,6’dır. Sabit masraf ise %16,4 paya sahiptir. Üretimle ilgili sorunların başında yem maliyetlerinin yüksekliği gelmektedir. Yem masrafları toplam işletme masraflarının %63,4’ünü oluşturduğu tespit edilmiştir. Üreticilere teknik bilgi anlamında destek verilmeli, yöre halkının ve tüketicilerin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

    1. Bilgi Ekonomisi Değişkenlerine Yönelik İlk İzlenimler: Türkiye-OECD Ülkeleri Karşılaştırmaları (1995-1999 First Impressions on Information Economic Variables :A Comparative Study between Turkey and OECD Countries (1995-1999

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yeloğlu, Hakkı Okan

      2009-10-01

      Full Text Available Bilgi ekonomisinin özellikle 1990’lı yılların sonlarına doğru artan önemi, farklı araştırmasorularının gündeme gelmesine neden olmuştur. Bu çalışma, hem bilgi ekonomisigöstergelerini oluşturan değişkenlerin neler olabileceğini ele almakta ve hem de Türkiye’yidiğer ülkelerle karşılaştıran bir konumlandırma yapmayı amaçlamaktadır. Böylece, bilgiekonomisi bağlamında, Türkiye’nin zaman içerisinde bilgi ve iletişim teknolojileri faaliyetleribakımından hangi ülkelerle benzerlik gösterdiği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amacayönelik olarak çalışmada, Organisation for Economic Co-operation and Development(OECD’nin bilgi ekonomisinin varlığını ölçmede kullandığı kriterler göz önündebulundurularak görgül bir çalışma yürütülmüştür. Çalışmada, çok değişkenli istatistikselyöntemlerden biri olan kümeleme analizinin kullanılması ile elde edilen bulgulara göre,Türkiye’nin, yıllar itibariyle gösterdiği gelişme yönünden daha çok Kuzey Avrupa ülkeleriile benzeştiği tespit edilmiştir.The gradual growth in the importance of Information Economics, especially in late 1990s;has led to different research inquiries along with broadened study fields. In addition, therehave been continuous disputes on subjects like; how “an information economy” shouldbe defined theoretically, and with which variables can its intensity and characteristicsbe measured. Thereby, this study covers both the possible variables that build up theinformation technology, and also it aims to set forth a positioning, by means of comparingTurkey with other countries. Furthermore, in the context of information technology, it hasbeen intended to designate Turkey’s resemblance to other countries in due course, in terms of its information and communication-based technological activities. This studyconceives OECD’s (Organisation for Economic Co-operation and Development criteriafor an

    2. BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİ KULLANMA DÜZEYİ İLE FİRMA PERFORMANSI ARASINDAKİ İLİŞKİ: İMALAT SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selahattin KAYNAK

      2017-10-01

      Full Text Available Öz Bilgi ekonomisinin temel göstergelerinden biri olan bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT, firmalar için rekabet gücünün temel unsuru haline gelmiştir. İmalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma düzeyleri ile firma performansı arasındaki ilişkileri incelemek çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Veriler yüz yüze görüşme yöntemiyle elde edilmiştir. Çalışma sonucunda işletmelerin tüketici taleplerine hızlı cevap verebilme, hizmet kalitesini arttırma, ticari işlemlerin yürütülmesinde kolaylık ve müşteri ilişkilerini geliştirme amacıyla bilgi ve iletişim teknolojilerini kullandığı belirlenmiştir. BİT’in firmaların verimliliğini arttırarak firmaları daha rekabetçi bir pozisyona taşıdığı ve genel performansı önemli ölçüde geliştirdiği sonucuna da varılmıştır. Ayrıca küçük ve orta ölçekli işletmelerin BİT yatırım maliyetlerinin yüksek olmasına daha fazla önem verdikleri, bilgi teknolojilerine daha fazla yatırım yapan firmaların karlılık ve büyüme düzeylerinin daha yüksek olduğu elde edilen bulgular arasında yer almaktadır. Abstract Information and communication technology (ICT, which is the main indicators of the knowledge economy, has become main factors of competitive power for the firm. Aim of the study is to examine relationships between firms’ usage level of ICT and firm performance operating in the manufacturing sector. The data have been obtained from face-to-face method. The result of the study show that ICT is used for variety of reasons such as respond quickly to consumer demand, increase the quality of services, customer relations development, ease of trade process. Another result concluded in this study is that ICT carries the firm to a more competitive position by increasing the firm productivity and develops general performance. Besides, it was found that high invesment cost of ICT is

    3. DIVERSE OF LOVE AND THE PROTOTYPES OF LOVER IN THE DIWANS OF FUZÛLÎ AND BÂKÎ FUZÛLÎ VE BÂKÎ DİVANLARINDA AŞK ANLAYIŞI VE SEVGİLİ TİPİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Songül AYDIN YAĞCIOĞLU

      2010-07-01

      Full Text Available Fuzûlî and Bâkî are two important poets that made important contributions to classical Turkish poetry in XVI. Century. The type of love that both poets explored in their poems have been discussed widely by scholars hers and different opinions have been submitted about this issue. Love which is a popular theme in classical poetry is being shaped at the axis of lover and this gives an idea about the character of love. İt is essential to examine comparatively how love takes place in the poems of Fuzûlî and Bâkî, order to see the contribution of two major poets that lived in the same century to the common basis of diwan poetry in context of love concept. For this purpose, the concepts about love and lover types in the diwans of the mentioned poets are determined and they have been objectified with various examples. Fuzûlî ve Bâkî XVI. asırda, klasik Türk şiirine damgasını vuran iki önemli şahsiyettir. Her iki şairin şiirlerinde dile getirdikleri aşk, mahiyeti bakımından çeşitli araştırmacılarca sorgulanmış ve bu konuda farklı görüşler öne sürülmüştür. Klasik şiirin ana teması olan aşk, şiirlerde sevgili ve âşık ekseninde şekillenmekte, bu da söz konusu edilen aşkın mahiyeti hakkında belirli bir kanaatin oluşmasını sağlamaktadır. Fuzûlî ve Bâkî’nin şiirlerinde, aşkın nasıl yer aldığının karşılaştırmalı olarak incelenmesi, aynı yüz yılda yaşamış iki büyük şairin divan şiirinin dayandığı ortak temele, aşk kavramı bağlamında nasıl bir katkıda bulunduklarını görmek açısından gereklidir. Bu amaca yönelik olarak söz konusu şairlerin divanlarında aşk ve aşkla ilgili kavramlar, sevgili ve âşık tiplerinin özellikleri tespit edilmiş ve çeşitli örneklerle somutlaştırılmıştır.

    4. İlköğretim 8. Sınıf Türkçe Ders Kitaplarında Öğrencilere Kazandırılması Hedeflenen Sözcüklerin Öğretimi ve İç Sözlük İlişkisi (Mersin İli Örneği Instruction Of Words In 8th Grade Turkish Course Books Which Are Targeted To Get Acquired To Students And Their Relation To Internal Lexicon (The Case Of Mersin

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Erdost ÖZKAN

      2013-03-01

      toplama aracı ile uygulanmıştır.Araştırma sonunda elde edilen ham veriler, Spss 16 veri analizi paket programı ile çözümlenmiştir. Öğrencilere kazandırılması hedeflenen sözcükler, okul yerleşim birimi, cinsiyet ve temalar arası ilişki çatıları altında incelenmiş; belirlenen ölçütlerin doğrultusunda uygunluk frekansları ve yüzdelikleri tablolar ve grafikler aracılığıyla irdelenmiştir. Ayrıca araştırma örnekleminde bulunan öğrencilerin cinsiyetleri ile iç sözlüklerinde yer alabilen sözcüklerin ortalamaları arasındaki anlamsal farklılığı ortaya çıkarmak ve anlamlandırmak amacıyla t-test’ten yararlanılmıştır.Öğrencilerin öğrenim gördükleri yerleşim birimine göre sözcük ortalamaları arasındaki farklılığın ortaya konulmasında ise tek yönlü varyans analizi (one way anova ve bu farklılığın hangi grup ya da gruplar lehine olduğunu belirlemek için post hoc veri çözümleme tekniklerinden yararlanılmıştır. Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:1. Türkçe ders kitaplarındaki metinlerde yer alan öğrenci iç sözlüğüne kazandırılması hedeflenen sözcüklerin öğretimi bağlamında öğrencilere uygulanan çalışma dosyasında yer alan yüz doksan üç, p<0.5 anlamsal farklılığa göre on yedi, sözcüğün doğru kullanım değerleri irdelendiğinde örneklem grubunda yer alan kız öğrencilerin (43, erkek öğrencilere (57 göre sözcük kullanımında (köle sözcüğü hariç üstünlük sağladığı sonucuna ulaşılmıştır.2. Araştırma örneklemini oluşturan yüz öğrencinin eğitim-öğretim gördüğü ve sözcüklerin edinimi doğrultusunda okul yerleşke türleri (ilçe-belde-köy arasında anlamlı farklılıklar oluştuğu sonucuna ulaşılmıştır.3. İlköğretim sekizinci sınıf Türkçe ders kitaplarında yer alan toplam altı temanın içerisinde bulunan ve öğrencilere kazandırılması hedeflenen toplam y

    5. Yerel mikorizal türlerle aşılamanın saçlı meşe (Quercus cerris L. fidanı gelişimine etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dr. Sedat TÜFEKÇİ

      2016-07-01

      Full Text Available Bu çalışmada, (1 yarı kurak özellik gösteren doğal meşe meşcerelerinden toplanan mikorizal mantar türlerinden saf kültüre alınabilenlerin laboratuvar ortamında üretilmesi ve (2 elde edilen kültürlerin çoğaltılarak saçlı meşe (Quercus cerris L. fidanlarına aşılanması yoluyla mikorizalı fidan üretimi amaçlanmıştır. Çalışma, 2 mikoriza türü aşılaması, 2 fidan üretim şekli (çıplak köklü ve tüplü ve 2 sterilizasyon uygulaması içeren faktöriyel deneme deseni ile üç yinelemeli olarak kurulmuştur. Çalışmada, laboratuvarda kültüre alınabilen 2 ektomikorizal mantar türü [(Chroogomphus rutilus (Cr ve Rhizopogon luteolous (Rl] fidanlık denemeleri için saf kültüre alınıp çoğaltılmış ve bu aşı kültürü tüp harcına veya fidan yastığına karıştırılarak aşılama yapılmıştır. Ayrıca saf kültürde mikoriza aşılaması yapılmayan, kontrol işlemi de çalışmaya dahil edilmiştir. Birinci vejetasyon dönemi sonunda, çıplak köklü fidanlar mikoriza aşılamanın kontrol uygulamasına göre etkinliği incelendiğinde, Cr türü ile aşılanan fidanlar %29,8 ve Rl türü ile aşılanan fidanlar ise %24,5 oranında Mikorizal Aşılama Etkinliği (MAE değerine ulaşmıştır. Tüplü fidanlarda ise,  C. rutilus türü ile aşılanan fidanlar %9,8 değeri, R. luteolous türü ile aşılanan fidanlar %5,1 MAE değerini elde etmişlerdir. Bu veriler işaret etmektedir ki; sağlıklı ve iyi gelişen meşe fidanları için mikoriza aşılamasının yapılması yerinde olacaktır.Anahtar Kelimeler: Saçlı meşe, mikoriza aşılama, yarıkurak sahalar, ağaçlandırma.

    6. PSİKOLOJİK SERMAYE ÖLÇEĞİNİN GEÇERLİLİK VE GÜVENİLİRLİK ÇALIŞMASI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Turhan ERKMEN

      2013-02-01

      Full Text Available PSİKOLOJİK SERMAYE ÖLÇEĞİNİN GEÇERLİLİK VE GÜVENİLİRLİK ANALİZİÖzet: Bu çalışmada, Fred Luthans ve arkadaşları (2007 tarafından geliştirilen Psikolojik Sermaye Ölçeği’nin (Psychological Capital Scale Türkçe uyarlamasını yapmak, geçerlilik ve güvenilirlik analizini gerçekleştirmek amaçlanmıştır. Ülkemizde yapılan bu çalışma, Örgütsel Davranış literatüründe önemli bir kavram olan Psikolojik Sermaye ile ilgili yapılacak çalışmalara da referans olabilecektir. Çalışma, bilişim sektöründe çalışan toplam 158 kişi ile gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin geçerlilik çalışmaları için doğrulayıcı faktör analizi, güvenilirlik çalışmaları için ise iç tutarlılık analizleri yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, psikolojik sermaye kavramının; orijinal ölçekteki faktör yapısından farklı olarak 3 faktörle ifade edildiği, bu faktörlerin de öz-yeterlilik, umut ve iyimserlik olduğu, psikolojik dayanıklılık boyutunun ortadan kalktığı, ölçeğin Türkçe versiyonunun uygulama alanı çerçevesinde güvenilir ancak geçerli olmadığı sonucu bulunmuştur.VALIDITY AND RELIABILITY STUDY OF THE PSYCHOLOGICAL CAPITAL SCALEAbstract: The purpose of the study is to adapt Psychological Capital Scale into Turkish and to conduct validity and reliability analysis of the Scale which was developed by Fred Luthans and his colleagues (2007. This study intends to be referred to the future studies in our country as psychological capital has become an important concept in the field of Organizational Behavior. The study was conducted among 158 employees who work in information sector. For validity studies, confirmatory factor analysis; for internal consistency, reliability analyses were performed. According to the results of the study, it was found that psychological capital was explained by 3 factors in contrast to the 4 factors of the original scale. The factors remained

    7. Tüketicilerin Helal Tüketim Davranışlarının Belirleyicileri: Planlı Davranış Teorisi Çerçevesinde Bir Araştırma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Abdülkadir ÖZTÜRK

      2016-11-01

      Full Text Available Özet Bu çalışmanın amacı, tüketicilerin helal kavramını nasıl algıladıkları ve tüketicilerin helal özellikli ürünleri satın alma davranışlarını incelemektir. Sosyal bilimlerde insan davranışlarını incelemede sıklıkla kullanılan Planlı Davranış Teorisi (PDT çerçevesinde araştırma yürütülmüştür. Tüketicilerin helal ürünlere yönelik tutumları, çevrelerindeki insanların tepkileri ve algılanan davranışsal kontrolün davranışsal niyet ve fiili davranış üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Ayrıca tüketicilerin helal ürün kavramını nasıl tanımladıkları ve farklı ürün gruplarına göre bu tanımlamaların değişip değişmediği incelenmiştir. Bu amaçlar kapsamında helal tüketim ile ilgili sosyal medya üzerinde oluşturulmuş bir grubun üyelerine yönelik online olarak bir anket hazırlanmış ve gerekli veriler toplanmıştır. 202 tüketiciden elde edilen veriler üzerinde analizler yapılmıştır. PDT esas alınarak geliştirilen araştırma modelinde yer alan değişkenlerin tüketicilerin helal ürün satın almaya yönelik niyetlerini ve davranışlarını açıkladığı tespit edilmiştir. Davranışsal niyet üzerinde tüketicilerin geliştirdikleri tutum, fiili davranış üzerinde ise niyetlerin en belirleyici değişkenler oldukları tespit edilmiştir. Gıda, kozmetik ve temizlik ürün gruplarında katılımcıların en çok gıda ürünlerinin helal özelliği taşıması konusunda hassasiyet taşıdıkları gözlemlenmiştir. Helal ürünlerin, İslam dininin kurallarına uygun olarak üretilmiş olmasının yanında tüketiciler tarafından güvenilir, sağlıklı ve temiz olarak algılandığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Helal tüketim, Planlı Davranış Teorisi.

    8. Meslek lisesi öğretmenlerinin mesleki tükenmişlik düzeylerinin incelenmesi [Investigating the professional burnout levels of vocational high school teachers

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Atilla ERKUL

      2014-10-01

      Full Text Available Bu araştırmada meslek lisesi öğretmenlerinin tükenmişlik düzeyleri tükenmişlik alt boyutlarında; branş, mesleki kıdem, öğrenim durumu, cinsiyet, medeni durum ve öğretmenlik mesleğini isteyerek seçip seçmemeleri değişkenlerine göre incelenmiştir. Araştırmanın evrenini 2011–2012 eğitim-öğretim döneminde İstanbul ili Şişli İlçesinde Meslek liselerinde görev yapan 542 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise bu okullardan araştırmaya gönüllü olarak katılan 215 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerini belirlemek üzere, Maslach Tükenmişlik Envanteri ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel analizinde, aritmetik ortalama, t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre en fazla tükenmişlik “Duygusal Tükenme” alt boyutunda görülmektedir. Bu boyutu sırası ile “Kişisel başarı” ve “Duyarsızlaşma” boyutları takip etmektedir. Araştırmada cinsiyet ve branş değişkenlerine göre, duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt boyutlarında anlamlı bir farklılık bulunmazken; duygusal tükenme boyutunda anlamlı farklılık saptanmıştır. Buna göre kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlere göre; kültür dersi öğretmenlerinin meslek dersi öğretmenlerine göre daha fazla duygusal tükenme yaşadığı görülmektedir. Araştırmada mesleğini istemeden seçen öğretmenlerin mesleği isteyerek seçenlere göre daha fazla duygusal tükenme ve duyarsızlaşma yaşadığı saptanmıştır. Araştırmada ayrıca öğretmenlerin tükenmişlik alt boyutlarında medeni durum, eğitim düzeyi ve kıdem değişkenlerine göre tükenmişlik düzeylerinin anlamlı düzeyde farklılık göstermediği belirlenmiştir.

    9. Ankara’daki Üniversite ve Halk Kütüphanelerinde Çalışan Kütüphanecilerin İş Doyumları Üzerine Bir Araştırma =A Research on Job Satisfaction of Librarians Employed at University and Public Libraries in Ankara

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yılmaz, Bülent

      2010-04-01

      Full Text Available Kişinin yaptığı işten hoşnut olması anlamına gelen iş doyumu genelde ve kütüphanecilik alanı açısından işteki başarı ve verimliliği etkileyen, aynı zamanda insanın yaşamdan doyum almasına önemli katkıda bulunan çok boyutlu bir olgudur. Bu çalışmada, öncelikle iş doyumu hakkında genel ve kütüphanecilik temelli kuramsal bilgi verilmiştir. Daha sonra yapılan araştırma sonuçları değerlendirilmiş ve konu ile ilgili öneriler sunulmuştur. Bu çalışmaya konu olan araştırma Ankara'da bulunan üniversite ve halk kütüphanelerinde çalışan kütüphaneciler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ankara'daki on üniversite kütüphanesinden 69, altı halk kütüphanesinden 20 olmak üzere toplam 89 kütüphaneciye Mayıs 2009 tarihinde anket uygulanmıştır. Anket için Spector'un "İş Doyumu Ölçeği" temel alınmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre, üniversite ve halk kütüphanelerinde çalışan kütüphanecilerin genelde iş doyumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadığı, ancak, bazı unsurlar arasında anlamlı farklılıklar olduğu saptanmıştır.Job satisfaction, which signifi es an individual's happiness in his/her occupation, is a multidimensional case that aff ects success and productivity at work, in general terms and in the fi eld of librarianship. This article off ers primarily general information on job satisfaction and librarianship-based theoretical information. It also evaluates the conclusions of a questionnaire and off ers related suggestions. The research focused on the librarians employed at university and public libraries in Ankara. A questionnaire was administered in May 2009 to 69 university librarians and 20 others employed by public libraries, bringing the total to 89 professional men and women. The questionnaire has been based on the Spector's "Job Satisfaction Survey". According to the conclusions that may be derived from the research

    10. Batı Karadeniz Bölgesi Düzce Ekolojik Koşulları Altında Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Yaprak Hastalıklarına Karşı Reaksiyonlarının Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nedim Altın

      2017-07-01

      Full Text Available Bu çalışma, Batı Karadeniz Bölgesi Düzce ili ekolojik koşulları altında 19 adet ekmeklik buğday çeşidinin doğal enfeksiyon koşullarında yaprak hastalıklarına karşı reaksiyonlarının belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Deneme tesadüf blokları deneme desenine uygun olarak 4 tekerrürlü olarak kurulmuş ve ekim işlemi 17.11.2015 tarihinde yapılmıştır. Hastalık gözlemleri ile ilgili çalışmalar; Septoria tritici etmeninin neden olduğu septorya yaprak lekesi hastalığı için süt olum dönemi başlangıcında, Puccinia striiformis etmeninin neden olduğu Sarı Pas hastalığı için çiçeklenme dönemi sonunda, Puccinia recondita etmeninin neden olduğu Kahverengi Pas için süt olum dönemi başlangıcında yapılmıştır. Tarla koşullarında doğal bulaşıklığa göre yapılan değerlendirme sonucunda hastalık oranları belirlenmiştir. Belirlenen hastalık şiddetine göre, septorya yaprak lekesi hastalığına karşı en hassas çeşidin % 60 hastalık şiddeti ile “Bereket”, en tolerant çeşidin ise %14 ile “Aslı” olduğu, Sarı Pas hastalığına karşı en hassas çeşidin %45,4 ile “Tekirdağ”, en tolerant çeşidin %0,6 ile “Midas” olduğu ve Kahverengi Pas hastalığına karşı ise en hassas çeşidin %22 ile “Tahirova” en tolerant çeşidin ise %0,2 ile “Midas” olduğu belirlenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen verilere göre septorya yaprak lekesi hastalığına karşı Aldane, Aslı, Konya 2002, Köprü, Masaccio ve Tosunbey, Sarı Pas hastalığına karşı Aslı, Esperia, Kate A1, Karasunya Odeska, Masaccio ve Midas, Kahverengi Pas hastalığına karşı ise Aldane, Aslı, Bereket, Köprü, Masaccio, Midas ve Tekirdağ çeşitlerinin ileride yapılacak ıslah çalışmaları için ümitvar olduğu görülmüştür.

    11. FOLKLORE STUDIES AND NATIONALISM IN TURKEY ABSTRACT TÜRKİYE’DE FOLKLOR ÇALIŞMALARI VE MİLLİYETÇİLİK

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İlhan BAŞGÖZ

      2011-09-01

      Full Text Available Interest in folklore began in Turkey in the second half of the nineteenth century when the need was felt to forge a national language which could be understood by the majority. The Tanzimat reforms, which were introduced in 1839, inaugurated a functional change in Ottoman literature. A new generation of writers who were in contact with the West, especially France, and admired the economic, social, and educational institutions of Europe, soon realized that literature played an important role in the development of these institutions. To create a literature using the language of "common people," which was pure Turkish and unspoiled by foreign influences, made the Tanzimat writers interested in folklore and folk literature. Many other poets, novelists, play- wrights, and the intellectuals joined the movement between 1860 and 1900. The emergence of Turkish nationalism marked a new era in the attitude of intellectuals toward folklore and it was Boratav who introduced folklore to Turkey as an independent, scientific discipline. He enlarged the scope of folklore teaching and research to include verbal and nonverbal tradition. Türkiye’de folklora olan ilk ilgi, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında halkın çoğunluğu tarafından anlaşılabilecek bir milli dilin oluşturulması ihtiyacı hissedildiğinde başladı. 1839’da ilan edilen Tanzimat reformları Osmanlı edebiyatında fonksiyonel bir değişimi başlattı. Özellikle Fransa başta olmak üzere, Batı ile sıkı ilişkiler içerisinde olan ve Avrupa’nın ekonomik, sosyal ve eğitim kurumlarını arzu eden, örnek alan yeni nesil Osmanlı yazarları, çok geçmeden bu kurumların gelişmesinde edebiyatın önemli bir rol oynadığını fark ettiler. Yabancı etkilerle kirletilmemiş, saf Türkçe olan halkın dilini kullanarak bir edebiyat yaratmak için Tanzimat yazarları, halk bilimi ve halk edebiyatı ile ilgilendiler. Pek çok şair, romancı, oyun yazarı ve entellekt

    12. İşveren Markası Oluşturma: Katılım Bankası Örneği(Creating Employer Brand: Participation Bank Example

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Elif Narcıkara

      2016-03-01

      Full Text Available Günümüz firmaları, ürün ve hizmetlerinin pazarlanmasında dış müşterinin yanısıra iç müşterinin de öneminin farkına varmışlardır.  Bu bağlamda, Simon Borrow tarafından geliştirilen İşveren Markası kavramı 1990’ların önemli gelişmelerinden biri olmuş ve birçok firma tarafından dikkate alınan bir kavram haline gelmiştir (Tüzüner vd., 2009. Yetenekli iş gören bulma konusundaki zorluklar, hizmet sektöründe İşveren Markası uygulamalarını öne çıkarmıştır (Berthon vd. 2005; Knox ve Freeman, 2006. Kariyer portallarında en çok başvurunun hizmet sektörü içerisinde bankacılık sektörüne yapılması da araştırmacıları bankacılık sektörüne yöneltmiştir. Bu çalışmanın ana örneklemini katılım bankacılığı alanında hizmet veren Albaraka Türk Katılım Bankası’ na daha güncel ve sağlıklı verilere ulaşılacağı varsayımıyla sadece son 3 ayda başvuruda bulunun adaylar oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı Albaraka Türk’e iş başvurusunda bulunan adayların tercihlerinde etkili olan İşveren Marka çekiciliği faktörlerini ölçmek ve tercihlerinde tecrübe ve eğitim durumlarının etkisinin olup olmadığını görmektir. Bu amaçla geçerliliği ve güvenilirliği tespit edilmiş olan Berthon’un İşveren Çekiciliği Ölçeği (Employer Attractiveness Scale kullanılmıştır. Araştırma ile ilgili anket, pazarlama pozisyonlarına son 3 ayda başvuru yapan, farklı tecrübe seviyelerindeki 500 kişilik bir aday grubuna uygulanmıştır. Adayların seçiminde kolayda örnekleme metodu kullanılıp, Berthon’un 25 soruluk ölçeğinden oluşan anket 7’li Likert cevap ölçeği kullanılarak e-mail aracılığıyla adaylara gönderilmiştir. Elde edilen sonuçlar da SPSS programı ile analiz edilmiştir.

    13. Sosyal Bilgiler Öğretiminde Kullanılan Bilgisayar Temelli Materyallerin 6. Sınıf Öğrencilerinin Dikkat Düzeylerine Etkisinin Elektroansefalografi Cihazı Aracılığıyla Tespiti / Determination of the Effects of Computer Based Instructional Materials Used in Social Studies Education of Sixth Grade Students' Attention Levels via Using an Electroencephalography Device

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yusuf İnel

      2017-09-01

      Full Text Available Abstract The purpose of this research is to investigate the effects of computer-based instructional materials used in social study courses of sixth grade attention levels via an electroencephalography device. In this study, a time series design was employed. The study group was composed 21 volunteer students who were allowed sixth grade in a public secondary school located in the Central District of Uşak province during the 2013-2014 academic year. NeuroSky's MindWave - EEG device was used as data collection tool in the study. "PYTHON" and "MATLAB" programs were used for the analysis of the obtained data. As a result of the research, prezi presentation, digital graphics, digital map, documentary and animation were found to increase the attention level of the students. Apart from the purpose of the research, the levels of attention dropped when the questions were asked students. According to the printed maps, digital maps increase students' attention and the hand movements of the teacher in the class is also effective in the attention levels of the students.   Öz Bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler dersinde kullanılan bilgisayar temelli materyallerin 6. sınıf öğrencilerinin dikkat düzeylerine etkisinin tespit edilmesidir. Yarı deneysel modellerden zaman serisi deneysel deseni şeklinde gerçekleştirilen araştırmanın çalışma grubunu 2013–2014 eğitim - öğretim yılında, Uşak ili Merkez İlçesinde yer alan bir devlet ortaokulunda öğrenim gören 6. sınıflar arasından ailelerinden izin alınan 21 gönüllü öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak NeuroSky’s MindWave - EEG cihazı kullanılmıştır. Elde edilen verilerin çözümlenmesinde, “PYTHON” ve “MATLAB” programlarından yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda, hazırlanan Prezi sunumu, dijital grafik, dijital harita, belgesel ve animasyonun öğrencilerin dikkat düzeyini artırdığı bulgusuna ula

    14. İçsel Markalaşma Uygulamalarıyla Markanın Örgüt İçerisinde Tutundurulması: ARKAS Holding Örnek Olayı* ( Promoting Brand Within Organization Via Internal Branding: ARKAS Holding Case Study

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aysun KAHRAMAN

      2015-12-01

      Full Text Available İçsel markalaşma; çalışanların, çalıştıkları işletmenin marka vaadini, marka değerini anlaması ve benimsemesi sonucunda, dış müşterilerin de markayı daha kolay benimseyeceğini savunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, ülkemiz literatüründe yeterince ele alınmamış olan içsel markalaşma olgusunu teorik temeller ve uygulama aşamaları açısından açıklığa kavuşturmaktır. Çalışmada ilk olarak markalaşmanın önemine ve markalaşma sürecinde çalışanların rollerine değinilmiştir. Daha sonra içsel markalaşma kavramı, içsel markalaşma uygulamalarında kullanılan teknikler ve araçlar teorik olarak incelenmiştir. Çalışmanın uygulama bölümü için bir hizmet işletmesi olan Arkas Holding’in iki yöneticisiyle, Arkas Holding’deki içsel markalaşma uygulamalarıyla ilgili olarak derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Yapılan görüşmeler sonrasında elde edilen bulgular değerlendirildikten sonra Arkas Holding’de içsel markalaşmanın önemi, içsel markalaşma uygulamalarının nasıl gerçekleştiği, bu süreçte dikkat edilmesi gereken unsurlar ve karşılaşılan zorluklar ortaya konulmuştur. Internal branding supports the idea that external customers will internalize the brand more easily if employees understand and adopt the brand promise and brand values of the company which they work for. The aim of this study is to clarify internal branding phenomenon, which which has not been discussed enough in the Turkish literature, in terms of literature and application areas. Firstly the study has discussed the importance of branding process and the role of employees in this process. Then, the concept of internal branding, the technics and the tools whics are used for application of internal branding is examined theoretically. In the application part in-depth interviews were conducted with two managers of Arkas Holding about internal branding activities in Arkas Holding. After

    15. ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNİN ve SÜPER MARKET ZİNCİRLERİNİN YEREL GİRİŞİMCİLERE ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: SAMSUN ÖRNEĞİ - SHOPPING MALLS AND SUPER MARKET CHAINS EVALUATION OF THE EFFECT OF LOCAL ENTREPRENEURS: THE CASE OF SAMSUN

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ayça Can KIRGIZ

      2014-01-01

      Full Text Available ÖzetAlışveriş merkezleri, insanlık tarihinde organize toplum yaşantısının oluşmaya başlaması ve güncel pazarlama yaklaşımlarının gelişmesiyle birlikte çeşitli biçim ve türlerde kendiliğinden ortaya çıkmış kompleks yapılardır. Temeli kapalı çarşı modellerine dayanan alışveriş merkezleri günümüzde tüketicilerin tercih ettikleri yapılar olmaktadır. Bu çalışmada, popüler kültürün bir parçası haline gelen ve hızla yayılan alışveriş merkezleri ve süper market zincirlerinin yerel girişimciler açısından olumlu ve olumsuz etkileri sundukları hizmetler açısından, sosyal ve kültürel imkanlar, rekabet, satış maliyetleri ve satış imkanları açısından teoriye bağlı kalarak tartışılmıştır. Samsun bölgesi merkez alınarak bu bölgede rastgele seçilmiş yerel girişimcilere “Alışveriş Merkezlerinin Yerel Girişimcilere Olumlu ve Olumsuz” etkileri ile ilgili derinlemesine mülakat yapılmıştır. Elde edilen veriler doğrultusunda yerel girişimciler ve alışveriş merkezleri/süper market zincirleri arasındaki ölümcül rekabet değerlendirilmiş ve çözüm önerilerinde bulunulmuştur.AbstractShopping malls are self-generated complex structures in various forms and types due to the emergence of organized communal life in the history of mankind and the development of recent marketing approaches. Based on the models of covered markets, shopping malls have become structures preferred by consumers at the present time. In this study, the positive and negative impacts of shopping malls and supermarket chains, each of which has become a part of popular culture and spreads like wildfire, on local entrepreneurs have been discussed on the basis of theoryrelated to social and cultural aspects, competition, sales costs and sales opportunities in terms of services rendered by shopping malls. As Samsun being placed in the center, randomly selected local entrepreneurs are

    16. Bilişsel - Duyuşsal Odaklı Bir Programın ilköğretim Öğrencilerinin Fiziksel Engelli Yaşıtlarına Yönelik Sosyal Kabul Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Canan Aktaş

      2002-07-01

      Full Text Available Bu araştırmanın amacı bilişsel ve duyuşsal odaklı etkinlikleri içeren bir programın ilköğretim öğrencilerinin fiziksel engelli yaşıtlarına yönelik sosyal kabul düzeyleri üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırmaya deney ve kontrol gruplarında 20'şer öğrenci olmak üzere toplam 40 öğrenci (6., 7'., ve 8. sınıf katılmıştır. Deney grubunu II kız 9 erkek, kontrol grubunu ise 9 kız, 11 erkek öğrenci oluşturmuştur. Öğrencilerin fiziksel engelli yaşıtlarına yönelik sosyal kabul düzeyleri program öncesi ve sonrasında Sosyal Kabul Ölçeği ile değerlendirilmiştir. Deney grubundaki öğrencilere haftada iki gün 90 dakika süreli 7 oturumdan oluşan bir program uygulanmıştır. Programda, öğrencilere fiziksel engelli bireyler hakkında bilgi verme, film gösterme, grup tartışması, görme engelli bir bireyle doğrudan etkileşimde bulunma ve engel durumunu canlandırma etkinliklerine yer verilmiştir. Analiz sonuçları, uygulanan programın deney grubundaki öğrencilerin fiziksel engelli yaşıtlarına yönelik sosyal kabul düzeylerini geliştirmede etkili olduğunu göstermiştir. Araştırmada elde edilen bu bulgu, engelli Öğrencilerin normal okul ortamlarında başarılı bir biçimde kaynaştırılmaları açısından benzer programların gerekliliğine işaret etmektedir. The purpose of this study is to investigate the effects of an intervention program, incorporated cognitive and affective activities on social acceptance level of physically disabled children by their nonhandicapped peers, at 6"' to Slh grade. A total of 40 students. 20 for experimental (II female and 9 male and 20 for control group (9 female and 11 male participated in the study. The Social Acceptance Scale was administered to both groups before and after the program. The program, applied lo the experimental group, was held two times a week for ninety minutes per day for seven weeks. Provision of information about

    17. Recommendations for Practice: Designing Curriculum for Gifted Students / Uygulamaya Yönelik Öneriler: Üstün Zekalı Öğrenciler İçin Müfredat Tasarımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kimberley L. Chandler

      2015-12-01

      Full Text Available Abstract Throughout the literature of gifted education, the modifications recommended for differentiating curriculum for gifted students may be categorized as relating to content, process, product, learning environment, and (to a lesser extent affective concerns. Due to the Jacob K. Javits Gifted and Talented Students Education Program (funded by the United States Department of Education in particular, there are now data that provide evidence of some effective curriculum interventions for producing achievement gains in gifted students. Specific recommendations have been gleaned based on findings from the research and about curriculum development and implementation in gifted education (Robins & Chandler, 2013. These may prove useful for designing curriculum or facilitating the development of programming for highly able students. In this article, the author provides background information about the curricular needs of gifted students and specific recommendations for practice that can serve as a guide for key stakeholders to optimize talent and educational opportunity.. Keywords: gifted education, curriculum design, gifted students Öz Üstün zekalıların eğitimlerine ilişkin literatüre bakıldığında üstün zekalı öğrenciler için önerilen müfredat farklılaştırmalarıyla ilgili modifikasyonlar içerik, süreç, ürün, öğrenme ortamı ve duyuşsal (diğerlerine göre daha az derecede kategorilerle ilgili olduğu görülmektedir. Günümüzde Jacob K. Javit Üstün Zekalı ve Yetenekliler Eğitim Programı (ABD Eğitim Dpartmanı tarafından desteklenen gibi bazı uygulamalardan elde edilen veriler, bazı müfredat uygulamalarının üstün zekalı öğrenciler için etkili ve başarılı olduğuna dair kanıt sunmaktadır. Üstün zekalıların eğitiminde müfredat geliştirme ve uygulamalarıan ve araştırma bulgularına dayalı olarak özel önerilerde bulunulmuştur(Robins & Chandler, 2013. bunlar üstün yetenekli

    18. Kültür ve Sanat Ekonomisi Kapsamında Talep Analizleri Yardımı ile Kültür Politikasına Teorik Yaklaşım: Türkiye Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Duygu BÜYÜKYAZICI

      2016-08-01

      Full Text Available Kültür-sanat ekonomisinin bağımsız bir disiplin olarak ortaya çıkmasını sağlayantemel tez, devletin sanatı desteklemesi gerektiği önermesidir. Gösteri sanatı formlarınıniktisadi araçlarla incelenmesi sonucunda ortaya konan maliyet hastalığı argümanı, devletsanatları desteklemezse sanatların yok olacağı öngörüsünü içerir. Söz konusu analizlerdenönce devlet-sanat ilişkisi farklı disiplinlerin gözlem alanında iken, bu değişkenlerin yanınaekonomi teriminin eklenmesi tartışmaları bilimsel zemine çekmiş ve engin incelemeleriberaberinde getirmiştir. Devletin finansal ve kurumsal anlamda sanatı desteklemesi politikayapıcıların nezdinde erdemli mallar varsayımı ile gerçekleşirken, literatürdekitemellendirmeler büyük ölçüde piyasa başarısızlıkları ekseninde olmuş ve maliyet hastalığıargümanı çürütülmüştür. Devletin sanatı destekleme formu ve miktarına yönelik tercihlerkültür politikasının önemli payını oluştururken, söz konusu politikaların edinilmiş başarısıancak talep analizleri ile tartılabilir. Türkiye’nin kültür politikasına hem teorik biryaklaşımda bulunmayı hem de ulaşılmış başarısını araştırmayı amaçlayan buçalışmada, kültür-sanat ekonomisindeki mikroekonomik talep analizlerinden yola çıkarak,talep profilinin kültür politikasındaki önemi vurgulanmakta ve devletin kültür-sanata olandesteği kadar biçiminin öneminin de altı çizilmektedir. Talep analizlerinin gelişmesidoğrultusunda, talebin profiline yönelik farklı kültür politikaları gerekecek, kültür-sanatayönelik çoğunlukla yetersiz veri ve analiz ile tespit edilen destek, üretim vesübvansiyonların içerik ve miktarı farklılaşarak optimal düzeye yakınsanacaktır. Piyasabaşarısızlıklar da kültür politikasının temellendiği teorik faz olarak analize eklenmiş, pozitifdışsallıklar özelinde devletin sanatı desteklemesinin sebepleri

    19. The Potential of GeoGebra Dynamic Mathematics Software in Teaching Analytic Geometry: The Opinion of Pre-service Mathematics Teachers [Analitik Geometri Öğretiminde GeoGebra Yazılımının Potansiyeli: Öğretmen Adaylarının Görüşleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serdal Baltacı

      2016-12-01

      Full Text Available The potential of GeoGebra in teaching analytic geometry concepts was investigated in this paper. The study carried out with case study methodology and the participants were 6 pre-service mathematics teachers at 3rd grade of elementary mathematics education. All of the participants had the skill of well self-expression and they were volunteers for interview. Two participants were at high achievement levels, two participants were at medium achievement levels and two participants were low achievement levels. While carrying out each lesson, participants used worksheets which were prepared by the researchers. The data were obtained by semi-structured interviews which were carried out at the end of the courses and the data were analyzed with content analysis method. Research results showed that using dynamic mathematics software while studying on analytic geometry provides convenience for the participants and they felt more active while they were using software in the learning environment. [Bu çalışmada, analitik geometri kavramlarının öğretiminde GeoGebra’ nın potansiyeli incelenmiştir. Özel durum çalışması yöntemiyle yürütülen bu araştırmanın katılımcılarını, ilköğretim matematik öğretmenliği 3. sınıfa devam eden 6 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Katılımcılar kendini ifade etme becerisi yüksek, mülakata gönüllü ve farklı başarı düzeyinde (yüksek, orta, düşük olan ikişer öğretmen adayından oluşmaktadır. Çalışmada analitik geometri dersleri, araştırmacılar tarafından geliştirilen çalışma yaprakları kullanılarak yürütülmüştür. Araştırmanın verileri derslerin sonunda yapılan yarı yapılandırılmış mülakatlarla toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler, içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonuçları öğretmen adaylarının analitik geometri kavramlarını öğrenmede yazılımı kullanmalarının onlara kolaylık sa

    20. Üstün Yetenekli Çocukları Belirlemede Öğretmen Öncelikleri: İkili Karşılaştırma Yöntemiyle Bir Ölçekleme Çalışması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Eren Halil Özberk

      2016-08-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı üstün yetenekli çocukları belirlemede öğretmen önceliklerinin tespit edilmesidir. Bu doğrultuda alanyazına ve uzman görüşüne dayalı olarak üstün yetenekli bireylere ait özellikler belirlenmiş, ardından bu öğrencileri seçmede en önemli referans kaynağı olan öğretmenlere bu kriterler sunularak onların görüşlerine göre ölçekleme yöntemi ile önem dereceleri tespit edilmiş ve bu önem derecelerinin öğretmenlerin demografik özelliklerine göre nasıl değişkenlik gösterdiği incelenmiştir. Bu amaçla ölçekleme çalışmasında üstün yetenekli öğrencilerin özellikleri yedi ifade altında toplanmıştır. Araştırmada Ankara ili merkez ilçelerinde bulunan 785 öğretmenden bu 7 özelliği ikili karşılaştırma yaparak sıralamaları istenmiştir. Yapılan ölçekleme işlemi sonunda öğretmenlerin üstün yetenekli çocukları belirlemede ilk önce tercih ettiği özellik, çevreye ve sosyal olaylara karşı duyarlı olması, son tercih ettiği özellik ise arkadaş çevresinde liderlik özelliğine sahip olması olmuştur. Öğretmenlerin demografik özelliklerine göre önem sıralamasında ise üstün yetenekli çocukları belirlemede ilk tercih edilen özellik, çevreye ve sosyal olaylara karşı duyarlı olması olmuştur. The aim of the research is to determine teacher priorities on identifying gifted children. The study is based on the principle of comparison of seven different specifications which were determined by literature and professionals majored in gifted education according to the judgments of the primary and secondary school teachers using pairwise comparison method according to various demographic variable. In that particular scaling study, specifications of gifted children have been summarized in seven statements. These seven statements have been asked 785 teachers in Ankara province to compare by using pairwise comparison. As a result of scaling study