WorldWideScience

Sample records for www.saber.ula.ve

  1. UlaR activates expression of the ula operon in Streptococcus pneumoniae in the presence of ascorbic acid.

    Science.gov (United States)

    Afzal, Muhammad; Shafeeq, Sulman; Henriques-Normark, Birgitta; Kuipers, Oscar P

    2015-01-01

    In this study, the regulatory mechanism of the ula (utilization of l-ascorbic acid) operon, putatively responsible for transport and utilization of ascorbic acid in Streptococcus pneumoniae strain D39, is studied. β-Galactosidase assay data demonstrate that expression of the ula operon is increased in the presence of ascorbic acid as compared with the effects of other sugar sources including glucose. The ula operon consists of nine genes, including a transcriptional regulator UlaR, and is transcribed as a single transcriptional unit. We demonstrate the role of the transcriptional regulator UlaR as a transcriptional activator of the ula operon in the presence of ascorbic acid and show that activation of the ula operon genes by UlaR is CcpA-independent. Furthermore, we predict a 16 bp regulatory site (5'-AACAGTCCGCTGTGTA-3') for UlaR in the promoter region of ulaA. Deletion of the half or full UlaR regulatory site in PulaA confirmed that the UlaR regulatory site present in PulaA is functional. © 2015 The Authors.

  2. TÜRKİYEDEKİ ULAŞTIRMA SİSTEMLERİNİN ANALİZİ VE ULAŞTIRMA POLİTİKALARI

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ali Payıdar AKGÜNGÖR

    2004-03-01

    Full Text Available Sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapılaşmanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan ulaştırma talebi değerlendirilirken, ulaştırma sistemlerinin bir bütün olarak ele alınarak incelenmesi gereklidir. Gerek yolcu, gerekse yük taşımacılığı için seçilecek olan ulaştırma sisteminin hızlı, ekonomik, güvenli, çevreye az zarar veren ve ülke koşullarına uygun bir ulaştırma sisteminin olması arzu edilir. Ancak bir sistemin, sıralanan bu hususların hepsini birden bünyesinde toplaması oldukça zordur. Her sistemin birbirlerine göre üstünlükleri ve sakıncaları vardır. Bu nedenledir ki, büyük yatırımlar ülke genelinde tesis edilirken ileriye yönelik çok kapsamlı planlamalar yapılmalıdır. Ayrıca ülke kaynaklarının ulaştırma sistemleri arasında akılcı bir şekilde nasıl dağıtılması gerektiği araştırılmalı ve ulaştırma sistemleri arasında koordineli çalışmayı sağlayacak bir ulaşım planı hazırlanmalıdır. Bu planın başarısı ise hiç kuşkusuz sistemlerden birine ağırlık vermek yerine kombine taşımacılık ile mümkün olacaktır. Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrili iken deniz yolu ile yapılan taşımacılığın % 1 seviyesinin çok altında olması ve karayolu ile yapılan yük ve yolcu taşımacılığının ise % 95 seviyelerine çıkması Türkiye'deki ulaştırma politikalarının sorgulanması gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Bu bildiride Türkiye'deki ulaştırma sistemlerinin ve ulaşım politikalarının tarihsel süreç içerisinde genel bir değerlendirmesi yapılarak sorunlar ortaya konulmakta ve çözüm önerileri sunulmaktadır.

  3. UlaR activates expression of the ula operon in Streptococcus pneumoniae in the presence of ascorbic acid

    NARCIS (Netherlands)

    Afzal, Muhammad; Shafeeq, Sulman; Henriques-Normark, Birgitta; Kuipers, Oscar P

    In this study, the regulatory mechanism of the ula (utilization of l-ascorbic acid) operon, putatively responsible for transport and utilization of ascorbic acid in Streptococcus pneumoniae strain D39, is studied. β-Galactosidase assay data demonstrate that expression of the ula operon is increased

  4. Elektronik postaların kaynaklarına ulaşmak için başlıklarının incelenmesi

    OpenAIRE

    AVLAMAZ, İbrahim

    2012-01-01

    İstenmeyen ve Suç Unsuru Teşkil Eden Epostaların Kaynaklarına Ulaşmak İçin Eposta Başlıklarının İncelenmesi konusunda yapılmış olan bu araştırmada; öncelikle bu konuyla ilgili çeşitli bilgiler verilmiştir. İnternet ve eposta aktarımının işleyişi ile ilgili gerekli olan bilgilendirmeler yapıldıktan sonra çok kullanıldığı düşünülen, çeşitli eposta istemcilerinde, eposta başlık bilgilerine nasıl ulaşılacağı anlatılmıştır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bir deneme epostası ...

  5. A novel ULA-based geometry for improving AOA estimation

    Science.gov (United States)

    Shirvani-Moghaddam, Shahriar; Akbari, Farida

    2011-12-01

    Due to relatively simple implementation, Uniform Linear Array (ULA) is a popular geometry for array signal processing. Despite this advantage, it does not have a uniform performance in all directions and Angle of Arrival (AOA) estimation performance degrades considerably in the angles close to endfire. In this article, a new configuration is proposed which can solve this problem. Proposed Array (PA) configuration adds two elements to the ULA in top and bottom of the array axis. By extending signal model of the ULA to the new proposed ULA-based array, AOA estimation performance has been compared in terms of angular accuracy and resolution threshold through two well-known AOA estimation algorithms, MUSIC and MVDR. In both algorithms, Root Mean Square Error (RMSE) of the detected angles descends as the input Signal to Noise Ratio (SNR) increases. Simulation results show that the proposed array geometry introduces uniform accurate performance and higher resolution in middle angles as well as border ones. The PA also presents less RMSE than the ULA in endfire directions. Therefore, the proposed array offers better performance for the border angles with almost the same array size and simplicity in both MUSIC and MVDR algorithms with respect to the conventional ULA. In addition, AOA estimation performance of the PA geometry is compared with two well-known 2D-array geometries: L-shape and V-shape, and acceptable results are obtained with equivalent or lower complexity.

  6. A novel ULA-based geometry for improving AOA estimation

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Akbari Farida

    2011-01-01

    Full Text Available Abstract Due to relatively simple implementation, Uniform Linear Array (ULA is a popular geometry for array signal processing. Despite this advantage, it does not have a uniform performance in all directions and Angle of Arrival (AOA estimation performance degrades considerably in the angles close to endfire. In this article, a new configuration is proposed which can solve this problem. Proposed Array (PA configuration adds two elements to the ULA in top and bottom of the array axis. By extending signal model of the ULA to the new proposed ULA-based array, AOA estimation performance has been compared in terms of angular accuracy and resolution threshold through two well-known AOA estimation algorithms, MUSIC and MVDR. In both algorithms, Root Mean Square Error (RMSE of the detected angles descends as the input Signal to Noise Ratio (SNR increases. Simulation results show that the proposed array geometry introduces uniform accurate performance and higher resolution in middle angles as well as border ones. The PA also presents less RMSE than the ULA in endfire directions. Therefore, the proposed array offers better performance for the border angles with almost the same array size and simplicity in both MUSIC and MVDR algorithms with respect to the conventional ULA. In addition, AOA estimation performance of the PA geometry is compared with two well-known 2D-array geometries: L-shape and V-shape, and acceptable results are obtained with equivalent or lower complexity.

  7. Kefir ve Sağlık

    OpenAIRE

    DAYISOYLU, Kenan Sinan; KÖROĞLU, Özge; BAKIR, Esra; ULUDAĞ, Günsel; KÖROĞLU, Sedat

    2015-01-01

    Özet: Son yıllarda toplumlar beslenme konusunda giderek daha bilinçli hale gelmektedir. Beslenme konusunda temel talep olan sağlıklı ve güvenli gıdalar tüketebilme isteğinin yanında; insan sağlığına ek faydalar sağlayan, hastalıklardan koruma potansiyeli olan ve fonksiyonel gıda olarak adlandırılan ürünlere ulaşma isteği de giderek artmaktadır. Kefir, fonksiyonel gıdalardan probiyotikler alt kolunun önemli bir üyesi olup, içeriğinde birçok faydalı maya ve bakteri bulunduran, son yıllarda popü...

  8. SABER Optical Design

    International Nuclear Information System (INIS)

    Erickson, R

    2006-01-01

    SABER, the South Arc Beam Experimental Region, is a proposed new beam line facility designed to replace the Final Focus Test Beam at SLAC. In this paper, we outline the optical design features and beam parameters now envisioned for SABER. A magnetic chicane to compress positron bunches for SABER and a bypass line that could transport electrons or positrons from the two-thirds point of the linac to SABER, bypassing the LCLS systems, are also discussed

  9. Turist Motivasyonunda Mahalli Kültür ve Etkisi ve Apart Ziyaretlerinde Turist Memnuniyeti

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Nguyen Quang VINH

    2013-09-01

    Full Text Available Bu çalışma, apart turizm hizmet sektöründe stratejik pazarlama kararının tesis edilmesi anlayışını sağlamak için turizm planlamacılarına ve turizmcilere yardım etmeyi amaçlamaktadır. Ampirik analiz için Duonglam Eski Köyü’nün apart hizmetinden faydalanmış 150 uluslararası ziyaretçinin oluşturduğu datalar kullanılmıştır. Turist motivasyonu ve nihai varış noktası sadakatindeki memnuniyet arasındaki hipotezleri test etmek amacıyla regresyon yöntemi benimsenmiştir. Bu çalışma Duonglam köyündeki iklim şartları, nihai varış noktasına ulaşım kolaylığı, konaklama kalitesi, doğal güzellikler ve hijyen şartlarının turist memnuniyeti üzerinde önemli etkileri olduğu sonucunu çıkarmıştır. Diğer taraftan da bu sonuçlar Duonglam Eski Köyü’nün kültürel aktiviteleri ve turizm hizmet sektörü hakkında olumsuz bir kanıyı temsil etmektedir. Ayrıca çalışmada, araştırmanın sınırı ve turizm sektörü çalışanları için elde edilen bulguların sonuçları tartışılmıştır.

  10. Editorial. Fundamentos para una Pedagogía del Saber y del No Saber

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Agustín de la Herrán Gascón

    2018-03-01

    Full Text Available El libro titulado “Fundamentos para una Pedagogía del Saber y del No Saber” (Herrán Gascón, A. de la, São Paulo: Edições Hipótese, 2018 sirve el propósito de contribuir a la necesaria renovación radical de la Pedagogía y de la Didáctica, para favorecer una educación y una formación más coherentes y completas con base en la conciencia. Se apoya en la tesis de que la herencia de Sócrates es limitante para la educación, y condiciona el constructo ‘formación’ y la evolución de la Pedagogía y de la Didáctica. Hoy ambas disciplinas son parcialmente válidas, porque su base, erigida sobre el aprender, el conocer y sobre una idea parcial de formación, es incompleta. Su énfasis en el saber –léase no sólo aprendizaje de saberes, sino el saber pensar, saber sentir, saber ser, saber convivir, saber hacer, saber gestionar las emociones, saber contenidos instructivos u orientadores, saber competencias, etc. -limita la educación y la formación. No parecen darse cuenta de esta posibilidad, al parecer, los organismos internacionales de educación, las leyes y los sistemas educativos, ni la mayor parte de pedagogos e investigadores de la educación. Históricamente, se ha arrastrado en estas disciplinas un sesgo, al no incorporarse la enseñanza de grandes pedagogos o maestros de la formación de Oriente, con una mirada diferente. Nuestra posición es que sin la comprensión que ofrecen –y que al parecer se ignora por el ‘occidentalismo’ (o ismo de Occidente en que vivimos, potenciado por la globalización,- la educación no puede estar completa, ni puede comprenderse en absoluto.

  11. HIAD on ULA (HULA) Orbital Reentry Flight Experiment Concept

    Science.gov (United States)

    Dinonno, J. M.; Cheatwood, F. M.; Hughes, S. J.; Ragab, M. M.; Dillman, R. A.; Bodkin, R. J.; Zumwalt, C. H.; Johnson, R. K.

    2016-01-01

    This paper describes a proposed orbital velocity reentry flight test of a Hypersonic Inflatable Aerodynamic Decelerator (HIAD). The flight test builds upon ground development activities that continue to advance the materials, design, and manufacturing techniques for the inflatable structure and flexible thermal protection system (F-TPS) that comprise the inflatable heat shield. While certain aspects of material and system performance can be assessed using a variety of ground testing capabilities, only orbital velocity energy on a trajectory through the gradient density of the atmosphere can impart the combined aerodynamic and aeroheating design environments in real time. To achieve this at limited cost, the HIAD would be delivered to a spin-stabilized entry trajectory as a secondary payload on the Centaur stage of a United Launch Alliance (ULA) Atlas V launch vehicle. Initial trajectory studies indicate that the combination of launch vehicle capability and achievable reentry vehicle ballistic numbers make this a strategic opportunity for technology development. This 4 to 6 meter diameter scale aeroshell flight, referred to as HIAD on ULA (HULA), would also contribute to ULA asset recovery development. ULA has proposed that a HIAD be utilized as part of the Sensible, Modular, Autonomous Return Technology (SMART) initiative to enable recovery of the Vulcan launch vehicle booster main engines [1], including a Mid-Air Recovery (MAR) to gently return these assets for reuse. Whereas HULA will attain valuable aerothermal and structural response data toward advancing HIAD technology, it may also provide a largest-to-date scaled flight test of the MAR operation, which in turn would allow the examination of a nearly pristine post-entry aeroshell. By utilizing infrared camera imaging, HULA will also attain aft-side thermal response data, enhancing understanding of the aft side aerothermal environment, an area of high uncertainty. The aeroshell inflation will utilize a

  12. Overproduction, crystallization and preliminary X-ray analysis of the putative l-ascorbate-6-phosphate lactonase UlaG from Escherichia coli

    International Nuclear Information System (INIS)

    Garces, Fernando; Fernández, Francisco J.; Pérez-Luque, Rosa; Aguilar, Juan; Baldomà, Laura; Coll, Miquel; Badía, Josefa; Vega, M. Cristina

    2007-01-01

    UlaG, the putative l-ascorbate-6-phosphate lactonase encoded by the ulaG gene from the utilization of l-ascorbate regulon in E. coli, has been cloned, overexpressed, purified using standard chromatographic techniques and crystallized in a monoclinic space group. Crystals were obtained by the sitting-drop vapour-diffusion method at 293 K. A data set diffracting to 3 Å resolution was collected from a single crystal at 100 K. UlaG, the putative l-ascorbate-6-phosphate lactonase encoded by the ulaG gene from the utilization of l-ascorbate regulon in Escherichia coli, has been cloned, overexpressed, purified using standard chromatographic techniques and crystallized. Crystals were obtained by sitting-drop vapour diffusion at 293 K. Preliminary X-ray diffraction analysis revealed that the UlaG crystals belonged to the monoclinic space group C2, with unit-cell parameters a = 104.52, b = 180.69, c = 112.88 Å, β = 103.26°. The asymmetric unit is expected to contain six copies of UlaG, with a corresponding volume per protein weight of 2.16 Å 3 Da −1 and a solvent content of 43%

  13. "Saber" and "Conocer."

    Science.gov (United States)

    Taylor, Kathy

    1985-01-01

    Attempts to redefine the meaning of the two Spanish verbs "saber" and "conocer" and explores some possible extralinguistic factors affecting their usage. Shows that "conocer" represents knowledge which is firsthand and that this type of knowledge is a building block for the more thorough, systematic knowledge represented by "saber." (SED)

  14. Saberes docentes da dança

    OpenAIRE

    Silvia Camara Soter da Silveira; Monique Andries Nogueira

    2016-01-01

    Este artigo trata do tema saberes docentes e busca sua relação com o ensino da dança na escola. A categoria saber docente tornou-se central no campo da formação de professores a partir dos anos 1990 no Brasil. Neste trabalho, o saber docente é abordado através de dois autores que se dedicaram ao tema: Maurice Tardif (2012) e Selma Garrido Pimenta (2012), na busca de refletir sobre as especificidades do saber docente daquele que ensina dança na escola. O saber docente se constitui, de uma par...

  15. AVM ÇEVRESİNİN AVM İMAJI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: MÜŞTERİ DUYGULARI VE ALGILANAN KALİTENİN ROLÜ HAZCI VE FAYDACI ALIŞ-VERİŞ DEĞERLERİ ARASINDAKİ FARKLILIKLAR - THE EFFECT OF MALL ENVIRONMENT ON MALL IMAGE: THE MEDIATING ROLE OF CUSTOMER EMOTIONS AND PERCEIVED Q

    OpenAIRE

    ÇİFCİ, Sertaç; ÖZER, Alper; KOÇAK, Akın

    2012-01-01

    Özet:Tüketicilerin AVM’lere yönelik ilgisi; ulaşım,mağazaları toplu bir şekilde bulabilme ve sosyal-kültürelaktiviteler gibi nedenlerden dolayı giderek artmaktadır.Tüketicilerin tercihlerinde ön plana çıkmak isteyen AVM’leriçin en önemli kaynaklardan birisi de AVM imajıdır. Buçalışmada, AVM çevresinin, AVM imajı üzerindeki etkisiincelenmeye çalışılmıştır ve AVM çevresinin imaj üzerindekietkisinde, algılanan kalite ve müşteri duygularının ara rolleriele alınmıştır. Buna ek olarak, hazcı/faydac...

  16. Veri Transferi Ve İşlem Güvenliğinin Sağlanmasında Kullanılan Şifreleme Yöntemleri Ve Sayısal İmza

    OpenAIRE

    ANBAR, Adem

    2004-01-01

    İnternetin ve e-ticaretin gelişmesi ve yaygınlaşması, güvenlik problemlerinin çözümüyle yakından ilişkilidir. Güvenlik sorununu; yetkilendirme, www (world wide web) güvenliği ve veri-işlem güvenliği olmak üzere üç açıdan inceleyebiliriz. Bu çalışmada, yetkilendirme ve www güvenliğine kısaca değinildikten sonra, veri-işlem güvenliği üzerinde ayrıntılı olarak durularak, veri işlem güvenliğinde kullanılan, kriptografi, onay kurumu, elektronik noter, elektronik ve sayısal imza gibi yeni güvenlik ...

  17. ÇİN’E AİT İMGE VE MOTİFLERİN ŞEHNÂME’YE GÖRE TAHLİLİ

    OpenAIRE

    KOÇ KONUKSEVER, SERPİL

    2016-01-01

    Firdevsî’nin kaleme aldığı “Şehnâme” İran’ın zengin ve köklü millî değerlerinin bir arada toplandığı destansı bir eserdir. Uzun asırlardan günümüze ulaşan bu eser, hâlâ değerini koruyan dünyanın seçkin epopeleri arasındadır. İranlıların uzun asırlar münasebet içerisinde oldukları Türk, Yunan, Arap ve Çin gibi milletlere ait izleri taşımaktadır. Yazımızda, Şehnâme’de yer alan Çin’e ait imge ve motiflerin tahliline yönelik kavramlar ele alınacaktır...

  18. Groundwater quality and hydrochemical properties of Al-Ula Region, Saudi Arabia.

    Science.gov (United States)

    Toumi, Naji; Hussein, Belal H M; Rafrafi, Sarra; El Kassas, Neama

    2015-03-01

    Groundwater quality monitoring is one of the most important aspects in groundwater studies in arid environments particularly in developing countries, like Saudi Arabia, due to the fast population growth and the expansion of irrigated agriculture and industrial uses. Groundwater samples have been collected from eight locations in Al-Ula in Saudi Arabia during June 2012 and January 2013 in order to investigate the hydrochemical characteristics and the groundwater quality and to understand the sources of dissolved ions. Physicochemical parameters of groundwater such as electrical conductivity, pH, total dissolved solid, and major cations and anions were determined. Chloride was found to be the dominant anion followed by HCO(-) 3 and SO4 (2-). Groundwater of the study area is characterized by the dominance of alkaline earths (Ca(2+) + Mg(2+)) over alkali metals (Na(+) + K(+)). The analytical results show that the groundwater is generally moderately hard and slightly alkaline in nature. The binary relationships of the major ions reveal that water quality of the Al-Ula region is mainly controlled by rock weathering, evaporation, and ion exchange reactions. Piper diagram was constructed to identify hydrochemical facies, and it was found that majority of the samples belong to Ca-Cl and mixed Ca-Mg-Cl facies. Chemical indices like chloro-alkali indices, sodium adsorption ratio, percentage of sodium, residual sodium carbonate, and permeability index were calculated. Also, the results show that the chemical composition of groundwater sources of Al-Ula is strongly influenced by lithology of country rocks rather than anthropogenic activities.

  19. ACCIONES DOCENTES: SABERES EN PUGNA

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    MARCELA GAETE VERGARA

    2011-01-01

    Full Text Available El artículo presenta algunas reflexiones en relación a la tríada saber, discurso y acción docente, que constituye parte de los resultados de una investigación doctoral, cuyo propósito es comprender el sentido, que han construido los profesores de filosofía en relación a la enseñanza y el aprendizaje de la disciplina y que subyace en la configuración de un saber para la escuela. La investigación de carácter cualitativa y hermenéutica utiliza como técnicas de recolección de información la entrevista en profundidad y análisis de materiales didácticos de autoría de los docentes participantes del estudio. Los principales resultados indican que existe una tensión permanente entre los saberes docentes provenientes de los dispositivos pedagógicos institucionalizados que obedecen una racionalidad instrumental con aquellos saberes que son configurados desde la experiencia íntima con la disciplina y su enseñanza. Tal tensión, evidencia que los docentes no son simples aplicadores de teorías o currículos sino que van constituyendo saberes no legitimados desde las formaciones discursivas dominantes. No obstante, tales saberes se mantienen en la esfera privada, pues la escuela y la formación docente no dan espacios para que los maestros puedan narrar sus acciones, y con ello, constituirse en sujetos políticos.

  20. Saberes docentes da dança

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Silvia Camara Soter da Silveira

    2016-12-01

    Full Text Available Este artigo trata do tema saberes docentes e busca sua relação com o ensino da dança na escola. A categoria saber docente tornou-se central no campo da formação de professores a partir dos anos 1990 no Brasil. Neste trabalho, o saber docente é abordado através de dois autores que se dedicaram ao tema: Maurice Tardif (2012 e Selma Garrido Pimenta (2012, na busca de refletir sobre as especificidades do saber docente daquele que ensina dança na escola. O saber docente se constitui, de uma parte, na formação inicial e contínua em instituições de formação de professores e, de outra parte, se desenvolve ao longo da vida dos estudantes e professores, em contextos distintos destas instituições, nas vivências destes professores antes da chegada à formação inicial, nas marcas que a escolarização deixou, na articulação do que aprendem nos cursos de formação de professores com a realidade da escola e, também, pela própria prática docente no início da atividade profissional, no contexto da escola, através das trocas com seus pares. No caso da dança, no saber docente se mesclam saberes constituídos no ensino formal como no não formal, que na trajetória dos docentes de dança parece ter um papel importante.

  1. Bibliometrický seminář ve Vídni

    Czech Academy of Sciences Publication Activity Database

    Laiblová Kadlecová, Ivana

    -, č. 2 (2012) E-ISSN 1805-2800 Keywords : bibliography databases * bibliometrics * citation indexes * Web of Science * Austria http://www.lib.cas.cz/casopis-informace/bibliometricky-seminar-ve-vidni/

  2. Yanan orman alanlarının rehabilitasyonu ve yangına dirençli ormanlar tesisi projesi (YARDOP üzerine bir inceleme

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Dr. Ersin YILMAZ

    2016-07-01

    Full Text Available Bu çalışmada, Orman Genel Müdürlüğü (OGM tarafından yürütülen “Yanan Orman Alanlarının Rehabilitasyonu ve Yangına Dirençli Ormanlar Tesisi Projesi (YARDOP”, bazı bilimsel araştırmaların bulguları ve sonuçları ışığında incelenmiştir. YARDOP yoluyla, yanmış ve yangına hassas alanların farklı ilkelerle yangına karşı fiziksel direncinin arttırılması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda YARDOP alanlarında Ulaşım Tesisleri, Yangın Durdurma (Müdahale Alanları ve Yangın Zayıflatma Alanları yanında, orman ile yerleşim yeri (YOAT ve ziraat arazisi (ZOAT ara yüzlerinde tesisler yapılmaktadır. Çalışmada ilk olarak YARDOP’daki Ulaşım Tesisleri ile orman yangını koşulları arasındaki ilişkiler ele alınmış, ardından Yangın Durdurma Alanlarındaki farklı vejetasyon yönetim yaklaşımlarının etkileri ortaya konmuştur. Daha sonra Yangın Zayıflatma Alanları; aralama, budama vb. silvikültürel işlemlere dayalı olarak incelenmiştir. Sonrasında YOAT ve ZOAT alanlarında orman yangınları sürecinde karşılaşılabilecek risklere değinilmiştir. Bunu takiben en fazla bilinen yanıcı madde azaltma teknikleri olarak ifade edilebilecek denetimli yakma, silvikültürel müdahaleler, vejetasyon kesme, hayvan otlatması ve kimyasal mücadele teknikleri açıklanmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise konuyla ilgili mevcut bilgi boşluklarına, gelecekteki araştırma konularına ve genel önerilere yer verilmiştir.Anahtar Kelimeler: Orman, yangın, yanıcı madde, YARDOP, yangın araştırmaları.

  3. Performance analysis in saber.

    Science.gov (United States)

    Aquili, Andrea; Tancredi, Virginia; Triossi, Tamara; De Sanctis, Desiree; Padua, Elvira; DʼArcangelo, Giovanna; Melchiorri, Giovanni

    2013-03-01

    Fencing is a sport practiced by both men and women, which uses 3 weapons: foil, épée, and saber. In general, there are few scientific studies available in international literature; they are limited to the performance analysis of fencing bouts, yet there is nothing about saber. There are 2 kinds of competitions in the World Cup for both men and women: the "FIE GP" and "A." The aim of this study was to carry out a saber performance analysis to gain useful indicators for the definition of a performance model. In addition, it is expected to verify if it could be influenced by the type of competition and if there are differences between men and women. Sixty bouts: 33 FIE GP and 27 "A" competitions (35 men's and 25 women's saber bouts) were analyzed. The results indicated that most actions are offensive (55% for men and 49% for women); the central area of the piste is mostly used (72% for men and 67% for women); the effective fighting time is 13.6% for men and 17.1% for women, and the ratio between the action and break times is 1:6.5 for men and 1:5.1 for women. A lunge is carried out every 23.9 seconds by men and every 20 seconds by women, and a direction change is carried out every 65.3 seconds by men and every 59.7 seconds by women. The data confirm the differences between the saber and the other 2 weapons. There is no significant difference between the data of the 2 different kinds of competitions.

  4. Modernist searches of Ulas Samchuk in the book “Rediscovered Paradise”

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Tkachenko Tetiana

    2016-03-01

    Full Text Available The article deals with the peculiarities of the small prose by Ulas Samchuk. The research investigates the role and the sense of the titles and image’s symbolism in his short stories, the formal and substantive, conceptual levels of the text’s organization. The study pays particular attention to author’s individual style.

  5. KESTANE KABUĞUNUN PİROLİZİ VE ELDE EDİLEN ÜRÜNLERİN KARAKTERİZASYONU

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ilknur DEMIRAL

    2015-11-01

    Full Text Available Bu çalışmada kestane kabuğu biyokütle kaynağı olarak seçilmiş ve sabit yataklı reaktörde pirolizi gerçekleştirilmiştir. Deneylerde piroliz sıcaklığı, ısıtma hızı ve sürükleyici gaz akış hızının piroliz ürün verimleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yapılan deneyler sonucunda en yüksek katran verimine 50 oCdk-1 ısıtma hızı, 400 oC piroliz sıcaklığı ve 150 cm3dk-1 sürükleyici gaz akış hızında %18,70 ile ulaşılmıştır. Çalışmalar sonucunda elde edilen katranın FTIR spektrumu alınmış, elementel analizi gerçekleştirilmiş ve ısıl değeri belirlenmiştir. Katran sütun kromatografisinde hidrokarbon ve polar bileşiklerine ayrılmıştır.  Alifatik alt fraksiyon GC-MS ile karakterize edilmiştir. Ayrıca hammaddenin ve katı ürünün BET yüzey alanları belirlenmiş ve katı ürünün SEM görüntüsü alınmıştır.

  6. Fundamentos del saber administrativo

    OpenAIRE

    Paola Podestá Correa; Juan Carlos Jurado Jurado

    2005-01-01

    El presente texto tiene por objetivo delimitar, de manera general, algunos de los conceptos más importantes del saber administrativo; en primera instancia, práctica administrativa y saber administrativo. Estos conceptos están ligados con los que en el texto se denominan fundamentos de la administración, estableciendo consensos sobre algunas expresiones comunes en el lenguaje administrativo, y contribuyendo a la comprensión de estos temas para los estudiantes de los primeros niv...

  7. X ve Y Kuşağı: Hemşirelerin Meslek Dayanışması İle İş Doyumu Arasındaki İlişki

    OpenAIRE

    KARASU, Fatma; AYLAZ, Rukuye

    2017-01-01

    Amaç:Bu araştırma, X ve Y kuşağındaki hemşirelerin meslek dayanışması ile iş doyumuarasındaki ilişkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel nitelikteki araştırmanın evrenini devlethastanesinde çalışan hemşireler oluşturmuş, örneklem seçimine gidilmeyerekevrenin tamamı örnekleme dahil edilmiş ve 01.02.2017-01.03.2017 tarihleriarasında çalışmayı kabul eden toplamda 145 hemşireye ulaşılmıştır. Veri toplamaformunda, hemşirelerin sosyo-demografik özellikleri, Hemşirelerde M...

  8. SABER-School Finance: Data Collection Instrument

    Science.gov (United States)

    King, Elizabeth; Patrinos, Harry; Rogers, Halsey

    2015-01-01

    The aim of the SABER-school finance initiative is to collect, analyze and disseminate comparable data about education finance systems across countries. SABER-school finance assesses education finance systems along six policy goals: (i) ensuring basic conditions for learning; (ii) monitoring learning conditions and outcomes; (iii) overseeing…

  9. Köyyollarının Takibi, Bakım Ve Onarımı İçin Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS Esaslı Yönetim Modeli: Denizli Örneği

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Yetiş Şazi Murat

    2013-06-01

    Full Text Available Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS özellikle gelişmiş ülkelerde her alanda sıklıkla kullanılan bir araç haline gelmişken Türkiye' de, merkezi ve yerel yönetimlerce benimsenmiş olmakla birlikte kamu hizmetlerinde kullanımı ise henüz emekleme aşamasındadır. Denizli İl Özel İdaresi Yol ve Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde il sınırları içindeki sorumluluk ve hizmet alanında bulunan köyyolları envanterinin güncellenmesi, farklı analiz sonuçları üzerinden Müdürlüğün kırsal altyapı hizmetlerine modern ve teknik yöntemlerle yön verilmesi amaçlı CBS destekli bir çalışma ortaya konulmuştur. Strateji Geliştirme Müdürlüğü ile birlikte yürütülen bu çalışmada farklı amaçlar için geliştirilmiş olan katmanlar, topoğrafik haritalar, uydu fotoğrafları vb. araçlardan istifade edilerek köyyolları ile ilgili yürütülen hizmetin doğru ve güncel verilere dayalı olmasına çalışılmıştır. Kamu kaynaklarının etkin kullanılmasını sağlayabilecek hassas ve hızlı analiz sonuçlarına göre köyyolları ulaşımının yeniden planlanması, eksik ve hatalı durumların tespiti ile tam ve bütünleşik bir yönetim sistemi kurulması amaçlı pilot bir proje ortaya konulmaya ve ürün olarak kullanılması yoluna gidilmiştir.

  10. La mercantilización del saber

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mario Solano Solano

    2007-05-01

    Full Text Available En este artículo se establece que el cálculo económico que rige la gestión económica típica del capitalismo se irradia también a la esfera de la producción, distribución, circulación y consumo del saber. Por ello, la maximización del beneficio llega a ser un impulso fundamental en la economía del saber, particularmente en las economías capitalistas más desarrolladas. Esta lógica es la que subyace a la creciente privatización y mercantilización del saber, la cual adquiere múltiples manifestaciones, entre ellas la incrementada comercialización de los productos culturales (libros, discos de música y de video, pero también de la creciente ingerencia de la lógica de la acumulación capitalista en los procesos más específicos de la dinámica del saber, como lo son la evaluación de la investigación y su transmisión mediante la educación. Así, en la llamada “condición posmoderna” el saber deviene en una simple mercancía que se produce por el beneficio económico o el incremento de poder a quien la financie y no por un compromiso con la verdad. Esta mercantilización del saber se une a las gravísimas amenazas (devastación ecológica, desigualdad social que pesan sobre la simple posibilidad de sobrevivencia de la especie humana sobre el planeta Tierra.

  11. BATI ANADOLU BOUGUER GRAVİTE ANOMALİLERİNİN SÜZGEÇLENMESİ VE YERKABUĞU KALINLIK DAĞILIMININ İNCELENMESİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Fethi Ahmet YÜKSEL

    2005-01-01

    Full Text Available Batı Anadolu Bouguer Gravite haritasının yoruma hazırlanması için iki boyutlu alçak geçişli süzgeçler kullanılmıştır. Elde edilen rejyonal Bouguer gravite anomali haritasından alınan uygun doğrultudaki profillere Talwani yöntemi uygulanarak Batı Anadolu kabuk kalınlığı geometrisi modellenmiştir. Batı Anadolu kabuk kalınlığı kuzeyde Karadeniz sahillerinde ortalama 30 km'den başlayarak Göller Bölgesinde 35-40 km'ye ulaşmakta ve güneyde Akdeniz sahillerinde tekrar 32 km'ye düşerek inceldiği hesaplanmıştır. Ege sahillerinde ise, kabuk ortalama 32 km'den başlayarak Anadolu'nun içlerine doğru B-D doğrultusunda, 40 km. kalınlığa ulaştığı belirlenmiştir.

  12. Çocuk Kitaplarına Yeni Bir Yaklaşım: İnternet'te Resimli Çocuk Kitapları (e-books

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mübeccel Gönen

    2002-06-01

    Full Text Available Elektronik kitaplar (e-books yurtdışında oldukça yaygın bir biçimde kullanılmakta ve kullanıcı sayısı da giderek artmaktadır. İnternette yer alan bu kitaplar, her yaştaki insanın ilgi alanına hizmet edecek kadar çok ve çeşitlidir. Bu tür kitaplara internette yer alan kütüphanelerden, yayınevlerinden ve yazarlardan ulaşılmaktadır. Çocuk edebiyatı ile ilgili sitelerden de her konuda resimli çocuk kitaplarına ulaşılabilir. İnternette Türkçe resimli çocuk kitapları ve çocuk edebiyatı ile ilgili sitelere rastlanmamaktadır. Ancak elektronik çocuk kitaplarına yabancı sitelerden ulaşılabilir ve bazı sitelerden ücretsiz olarak da temin edilebilir. Bu yeni uygulama ile ülkemizde bulunan yayınevleri ve yazarların, iletişim ve bilgi teknolojisinden yararlanarak daha fazla aileye, okul ve çocuğa hizmet götürebileceği düşünülmektedir.

  13. SABER-School Finance : Data Collection Instrument

    OpenAIRE

    World Bank

    2015-01-01

    The aim of the SABER-school finance initiative is to collect, analyze and disseminate comparable data about education finance systems across countries. SABER-school finance assesses education finance systems along six policy goals: (i) ensuring basic conditions for learning; (ii) monitoring learning conditions and outcomes; (iii) overseeing service delivery; (iv) budgeting with adequate an...

  14. Usûlî Kıyasın Bilgi ve Amel Değeri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Yrd.Doç.Dr. Temel Kacır

    2016-06-01

    Full Text Available “Ortak bir illete sahip olmaları nedeniyle, aslın hükmünün fer‘e verilmesidir" şeklinde tanımlanan usûlî kıyasın bilgi ve amel değeri, ilk dönemden itibaren tartışma konusu olmuştur. Şöyle ki; hüküm verme yetkisi sadece Şar‘î’e ait olduğu halde usûlî kıyasın dinde hüküm verme anlamına geldiği ve bilgi değerinin de nasslarca yerilmiş zan olduğu gibi bazı argümanlar ileri sürerek usûlî kıyası reddedenler olsa da, çoğunluk tarafından usûlî kıyas aslî ve şer‘î delil olarak kabul edilmiş ve elde edilen bu hüküm ile amel edilmesi gerekli görülmüştür. Bu çalışma, usûlî kıyası kabul eden ve etmeyenlerin görüşlerini mukayese etmenin ötesinde, usûlî kıyasın salt aklî bir çaba olmadığını, kendisi ile ulaşılan bilginin naslarda yerilen zan olmayıp aksine delile dayalı zannın en üst derecesi olduğunu ve bunun da furû fıkıhta amel için yeterli olduğunu naklî ve aklî deliller ile ele alan bir çalışmadır. Kıyasla ilgili genel bir çerçeve çizildikten sonra, usûlî kıyas ve deliller hiyerarşisindeki yeri ve kıyasın bilgi ve amelî değeri ile sınırlandırılan bu makale ile usûlî kıyasın bilgi ve amel değeri konusundaki tartışmalara açıklık getirilmek istenmektedir.

  15. A EXPERIÊNCIA DE CONCILIAÇÃO DOS SABERES PRODUZIDOS EM SITUAÇÃO DE TRABALHO COM OS SABERES PRODUZIDOS NA ACADEMIA: O CURSO CEF-PROFAE/UFMG

    OpenAIRE

    Schwartz, Yves; Silva, Jurandir Soares da

    2010-01-01

    A pesquisa se desenvolve no departamento de Ergologia da Universidade de Aix-En-Provence e está em fase de finalização. A questão principal é compreender a forma como as trabalhadoras-alunas atendentes de enfermagem do CEFPROFAE/CP-FaE-UFMG, interrogaram e combinaram os saberes disciplinares e os saberes desenvolvidos nas atividades. Saberes estes construídos em situação de trabalho e em outros espaços de socialização (saberes em aderência) com os saberes acadêmicos (saberes em desaderência)....

  16. Eutonia "O saber do corpo"

    OpenAIRE

    Miriam Dascal

    2005-01-01

    Resumo: Nesta dissertação realizo uma reflexão sobre os conceitos teóricos e práticos que fundamentam o trabalho de Eutonia e apresento uma pesquisa que elaborei a partir destes conceitos. A Eutonia propõe um campo metodológico que envolve o autoconhecimento do próprio corpo e de sua atividade de movimento. Estabelece um campo investigatório no qual revelam-se conhecimentos, que denomino "o saber do corpo". Refletindo sobre este "saber", reconheço e o relaciono com os pressupostos estabeleci...

  17. Sarah J. Hale High School-Project SABER.

    Science.gov (United States)

    Rosenblatt, Harold

    Project SABER, which operated in Sarah J. Hale High School in South Brooklyn, New York, consisted of bilingual instructional and supportive services to 9th and 10th grade Spanish language students. Students received bilingual instruction in social studies, science, math, and Spanish. All the SABER students received English as a second language…

  18. Saber escuchar: Un intangible valioso

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Alexis Codina

    2007-07-01

    Full Text Available La habilidad de “saber escuchar” es más difícil de encontrar y desarrollar que la de ser “buen comunicador”, pero proporciona más autoridad e influencia que esta última, dicen los especialistas. Si Ud. es buen comunicador, pero no sabe escuchar, corre el riesgo de comunicar en forma elocuente cosas que no le interesan a la gente. Entre las habilidades que caracterizan a directivos y profesionales exitosos se encuentra la de saber escuchar, su ausencia es uno de los factores generadores de conflictos. Entre los tópicos principales que estudian los especialistas en este tema y que son comentados en este artículo están: los beneficios de saber escuchar, conductas no productivas cuando escuchamos, razones que nos impiden escuchar adecuadamente, lugares desde los que escuchamos, los objetivos de la comunicación y cómo tratarlos así como propuestas de comportamientos y prácticas para desarrollar esta habilidad, tan importante para las relaciones interpersonales.

  19. Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi Kapsamında Su Ürünleri Sektörünün Ulaşabileceği Potansiyel Büyüklüğünün Mali Projeksiyonu / Financial Projection of Potential of Aquaculture Sector in Northern Anatolia

    OpenAIRE

    Aras, N. Mevlüt; Yanık, Telat; Kocaman, E. Mahmut; Haliloğlu, H. İbrahim

    2011-01-01

    ÖZET: Bu çalışmada Doğu Anadolu Projesi (DAP) kapsamında merkezi hükümet tarafından yürütülen alt yapı destekleme programının aksatılmadan devreye girmesiyle daha çok Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi illerinde ulaşılabilecek potansiyelin mali büyüklüğü üzerinde durulmuştur. Ayrıca projelerin katma değerleri açısından istihdam kapasitesi, sosyal değeri ve illere...

  20. Sosyal Pekiştireçlerin ve Model Davranışlarının, Çocukların Ahlaki Yargılarının Şekillenmesindeki Etkisi (Bandura Örneği)

    OpenAIRE

    GÜREL, Ramazan

    2014-01-01

    Bu makale, Bandura'nın 5-11 yaş aralığındaki çocukların ahlaki yargılarının şekillenmesinde model alma ve sosyal pekiştireçlerin etkisini test etmek üzere gerçekleştirdiği araştırmasının ulaştığı sonuçları değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda makalede, Bandura tarafından üç farklı deney ortamında 5-11 yaşlarındaki çocuklar üzerinde, ahlaki gelişim ve uyum sağlamada sosyal öğrenme, pekiştireçler ve model davranışlarının etkilerine dair gerçekleştirilen deneysel faaliyetlerin uygu...

  1. Chandra X-Rays from the Redshift 7.54 Quasar ULAS J1342+0928

    Science.gov (United States)

    Bañados, Eduardo; Connor, Thomas; Stern, Daniel; Mulchaey, John; Fan, Xiaohui; Decarli, Roberto; Farina, Emanuele P.; Mazzucchelli, Chiara; Venemans, Bram P.; Walter, Fabian; Wang, Feige; Yang, Jinyi

    2018-04-01

    We present a 45 ks Chandra observation of the quasar ULAS J1342+0928 at z = 7.54. We detect {14.0}-3.7+4.8 counts from the quasar in the observed-frame energy range 0.5–7.0 keV (6σ detection), representing the most distant non-transient astronomical source identified in X-rays to date. The present data are sufficient only to infer rough constraints on the spectral parameters. We find an X-ray hardness ratio of { \\mathcal H }{ \\mathcal R }=-{0.51}-0.28+0.26 between the 0.5–2.0 keV and 2.0–7.0 keV ranges and derive a power-law photon index of {{Γ }}={1.95}-0.53+0.55. Assuming a typical value for high-redshift quasars of Γ = 1.9, ULAS J1342+0928 has a 2–10 keV rest-frame X-ray luminosity of {L}2-10={11.6}-3.5+4.3× {10}44 {erg} {{{s}}}-1. Its X-ray-to-optical power-law slope is {α }OX}=-{1.67}-0.10+0.16, consistent with the general trend indicating that the X-ray emission in the most bolometrically powerful quasars is weaker relative to their optical emission.

  2. La gerencia del saber pedagógico en el ambiente universitario

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Meuris Basabe

    2004-05-01

    Full Text Available El propósito del estudio es reflexionar sobre cómo gerenciar el saber pedagógico en ambientes universitarios. Se sustentó metodológicamente en un estudio teórico documental, haciendo un análisis sobre la Sociedad del conocimiento, la gerencia del conocimiento y el saber pedagógico. Como resultado se presentan algunas reflexiones que conducen a la toma de decisiones para gerenciar el saber pedagógico. Se concluye que existe la necesidad de docentes con características muy distintas a las tradicionales, que permita el análisis critico-reflexivo del saber y el hacer. Es decir, docentes que gerencien los procesos para la construcción del saber pedagógico.

  3. The use of the saber in the army of Napoleon

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Gevaert Bert

    2016-04-01

    Full Text Available Though Napoleonic warfare is usually associated with guns and cannons, edged weapons still played an important role on the battlefield. Swords and sabers could dominate battles and this was certainly the case in the hands of experienced cavalrymen. In contrast to gunshot wounds, wounds caused by the saber could be treated quite easily and caused fewer casualties. In 18th and 19th century France, not only manuals about the use of foil and epee were published, but also some important works on the military saber: de Saint Martin, Alexandre Muller… The saber was not only used in individual fights against the enemy, but also as a duelling weapon in the French army.

  4. Transferência: amor ao saber Transference: the love to know

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Gilberto Gênova Gobbato

    2001-06-01

    Full Text Available Procura-se evidenciar um novo direcionamento para a questão do amor de transferência com o ensino de Jacques Lacan. Trata-se, antes de mais nada, do questionamento do lugar do analista para responder a esse amor. A tese de Lacan é de que esse amor é endereçado ao saber: o analisando coloca o analista na posição de sujeito suposto saber, de um saber consistente, de um saber que sabe. Entretanto, da perspectiva do analista o saber não sabe. O analista deve conduzir a análise visando esse não saber como verdade.The article tries to make evident a new direction in the question of transference love according to Lacan's teaching. At first, it deals with the question of the analyst's position in order to answer to this love. Lacan's thesis relies on the fact that this love is addressed to knowledge. Based on that, the analyzand puts the analyst in the position of a subject supposed to know, supposed to have a consistent knowledge, a knowledge that knows. However, from the analyst's point of view, knowledge does not know. Having this in mind as the truth, the analyst must analyze his patient.

  5. Lise öğrencisi ergenlerde depresyon, internet bağımlılığı ve ilişkili faktörler

    OpenAIRE

    Öner, Kamile

    2015-01-01

    Bu çalışma, lise öğrencisi ergenlerde depresyon, internet bağımlılığı ve ilişkili faktörleri incelemek amacı ile kesitsel bir araştırma olarak yapılmıştır. Trabzon İl Merkezinde Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı 5 lise de eğitim-öğretim gören 3289 öğrenci üzerinden örneklem büyüklüğü Büyüköztürk ve arkadaşları tarafından önerilen eşitlik ile hesaplanmış olup %95 güven aralığı ile 345 öğrenci olarak bulunmuştur. Araştırmanın desen etkisi 2 kabul edilip 690 öğrenciye ulaşılması hedeflenmiş ancak ö...

  6. 78 FR 77106 - U.S. Air Force Reminder Re: United Launch Alliance (ULA) Consent Order and Recent Change in...

    Science.gov (United States)

    2013-12-20

    ... Consent Order also requires firewalls to prevent information from a space vehicle provider being shared by ULA with its Boeing or LMC parent company. Similarly, Boeing and LMC must have firewalls to ensure...

  7. (Sem saber e (com poder nos estudos organizacionais

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    José Henrique de Faria

    Full Text Available Bacon afirma que saber é poder. Tragtenberg contesta. Essa discussão, na contemporaneidade, faz-se mais importante do que se possa imaginar. Por isso, o objetivo central deste artigo é verificar as relações entre saber e poder, na atualidade, levando em consideração o papel da ciência e dos elementos imediatos a ela relacionados. Quanto aos objetivos específicos deste estudo, destacam-se: · compreender o sentido da filosofia e da ciência e suas relações com a ideologia; · verificar como o discurso da neutralidade axiológica da ciência se apresenta como mito da modernidade e como se dá a presença da "fé" na filosofia e na ciência, na contemporaneidade; · refletir sobre a consolidação da ciência como força produtiva e/ou como mercadoria no atual sistema econômico; · destacar a importância do complexo industrial militar como financiador de grande parte dos atuais estudos científicos; · entender o processo de racionalização, avaliando a importância do pragmatismo e da burocracia universitária como afirmação da ciência na atualidade. O texto conclui que tanto é possível a existência de saber como poder (Bacon como a de não saber, mas com poder (Tragtenberg para compreendermos a relação entre saber e poder.

  8. İktidarın İzlediği Siyasetin Kamuflaj Örtüsü: Medya ve Gerçekliğin Yeniden Üretimi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Barış Yetkin

    2016-10-01

    Full Text Available Çeşitli nedenlerden dolayı kimi zaman, siyaset ve haber retoriğinin birbiriyle örtüştüğü ya da benzeştiği görülür. Siyasal iktidar ve medya ortak çıkarlar etrafında, çerçevemle, metaforlaştırma, örtmece benzeri söylem stratejileri uygularlar. Kasıtlı ya da kasıtsız olarak devreye sokulan tüm bu stratejiler, bireylerin hesaplama sistemini sekteye uğratma ve bilinçlerinin manipüle edilmesi işlevine sahiptir. Tüm bunlar, nihai olarak, ideolojik amaçlarına ulaşmak isteyen iktidar sahiplerinin ya da iktidara aday olanların siyasal kamuflaj uygulamalarını desteklerler.Bu kapsam içinde yer alan çalışmada, Bu kapsam içinde yer alan çalışmada, iktidar-medya ilişkileri tarafından gerçekliğin imal edilmesi ve bu sahte gerçekliklerde ideolojinin söylemi kullanarak gizlenebildiği incelenmektedir. Siyasal iletişimin bütününü temsil eden üretilen metinlerde örtmecelerin kullanımı ve kamuflajın uygulanışını betimsel olarak belirlemeye çalışılmıştır.

  9. Gabriel Tarde ve Medya-Toplum İlişkisini Yeniden Keşfetmek

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Murat Sadullah Çebi

    2013-09-01

    Full Text Available ÖzBu çalışmanın amacı, Fransız sosyolog Gabriel Tarde’ın geliştirdiği ‘kamusal alan modeli’ üzerinden medya ve toplum ilişkisini yeniden keşfetmek, anlamak ve açıklamaktır. Tarde’ın kamusal alan modeli, karşılıklı etkileşen dört unsurdan oluşur: Basın, sohbet, kamuoyu, eylem. Tarde, modern toplumda basına önemli işlevler yükler. Tarde’a göre basın; bilgili, eleştirel ve rasyonel bir kamunun ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlamıştır. İkinci olarak; kahvehane ve salonlarda cereyan eden bir kamusal tartışma ve müzakere biçimine, yani sohbetlere zemin oluşturmuştur. Üçüncü olarak; kamuoyunu dillendirmiş ve oluşturmuştur. Dördüncü olarak; bireylerin sosyal, politik ve ekonomik süreçlerdeki seçim ve kararlarını etkilemiştir. Nihayetinde, zihinlerde hayalî bir kurgu olarak millet ve milliyet fikrini oluşturmuştur. Araştırmada; Tarde’ın kamusal alan modelinin, iletişim biliminde ‘iki aşamalı iletişim akışı modeli’ olarak bilinen ‘sınırlı medya etkileri modeli’nin ilk örneklerinden biri olduğu sonucuna ulaşılacaktır. AbstractThe purpose of this study is to rediscover, to understand and to interpret, relationships between the mass media and society through public sphere model developed by French sociologist Gabriel Tarde. Tarde’s public sphere model consists of four elements: Press, conversation, public opinion and action. Tarde attributed important roles to press in modern society. Firstly, according to Tarde press provided to emerge and to develop of a knowledgeable, critical and rational public. Secondly, it formed a basis for public discussions and deliberations, in other words for conversations that took place in coffee houses and saloons. Thirdly, it expressed and created public opinion. Fourthly, it determined choices and decisions of people in social, economic and political processes. Lastly, it created the idea of nation and nationality

  10. BATI ANADOLU BOUGUER GRAVİTE ANOMALİLERİNİN SÜZGEÇLENMESİ VE YERKABUĞU KALINLIK DAĞILIMININ İNCELENMESİ

    OpenAIRE

    YÜKSEL, Fethi Ahmet

    2005-01-01

    Batı Anadolu Bouguer Gravite haritasının yoruma hazırlanması için iki boyutlu alçak geçişli süzgeçler kullanılmıştır. Elde edilen rejyonal Bouguer gravite anomali haritasından alınan uygun doğrultudaki profillere Talwani yöntemi uygulanarak Batı Anadolu kabuk kalınlığı geometrisi modellenmiştir. Batı Anadolu kabuk kalınlığı kuzeyde Karadeniz sahillerinde ortalama 30 km'den başlayarak Göller Bölgesinde 35-40 km'ye ulaşmakta ve güneyde Akdeniz sahillerinde tekrar 32 km'ye düşerek...

  11. SABER: a computational method for identifying active sites for new reactions.

    Science.gov (United States)

    Nosrati, Geoffrey R; Houk, K N

    2012-05-01

    A software suite, SABER (Selection of Active/Binding sites for Enzyme Redesign), has been developed for the analysis of atomic geometries in protein structures, using a geometric hashing algorithm (Barker and Thornton, Bioinformatics 2003;19:1644-1649). SABER is used to explore the Protein Data Bank (PDB) to locate proteins with a specific 3D arrangement of catalytic groups to identify active sites that might be redesigned to catalyze new reactions. As a proof-of-principle test, SABER was used to identify enzymes that have the same catalytic group arrangement present in o-succinyl benzoate synthase (OSBS). Among the highest-scoring scaffolds identified by the SABER search for enzymes with the same catalytic group arrangement as OSBS were L-Ala D/L-Glu epimerase (AEE) and muconate lactonizing enzyme II (MLE), both of which have been redesigned to become effective OSBS catalysts, demonstrated by experiments. Next, we used SABER to search for naturally existing active sites in the PDB with catalytic groups similar to those present in the designed Kemp elimination enzyme KE07. From over 2000 geometric matches to the KE07 active site, SABER identified 23 matches that corresponded to residues from known active sites. The best of these matches, with a 0.28 Å catalytic atom RMSD to KE07, was then redesigned to be compatible with the Kemp elimination using RosettaDesign. We also used SABER to search for potential Kemp eliminases using a theozyme predicted to provide a greater rate acceleration than the active site of KE07, and used Rosetta to create a design based on the proteins identified. Copyright © 2012 The Protein Society.

  12. Wind turbine blockset in Saber. General overview and description of the models

    DEFF Research Database (Denmark)

    Iov, Florin; Timbus, Adrian Vasile; Hansen, Anca Daniela

    This report presents a new developed Saber Toolbox for wind turbine applications. This toolbox has been developed during the research project “Simulation Platform to model, optimize and design wind turbines”. The report provides a quick overview of the Saber and then explains the structure...... of this simulation package, which is different than other tools e.g. Matlab/Simulink. Then the structure of the toolbox is shown as well as the description of the developed models. The main focus here is to underline the special structure of the models, which are a mixture of Saber built-in blocks and new developed...... blocks. Since the developed models are based on Saber built-in blocks, a description of the libraries from Saber is given. Then some simulation results using the developed models are shown. Finally some general conclusions regarding this new developed Toolbox as well as some directions for future work...

  13. Wind Turbine Blockset in Saber. General Overview and Description of the Model

    DEFF Research Database (Denmark)

    Iov, Florin; Timbus, Adrian Vasile; Hansen, A. D.

    This report presents a new developed Saber Toolbox for wind turbine applications. This toolbox has been developed during the research project ?Simulation Platform to model, optimize and design wind turbines?. The report provides a quick overview of the Saber and then explains the structure...... of this simulation package, which is different than other tools e.g. Matlab/Simulink. Then the structure of the toolbox is shown as well as the description of the developed models. The main focus here is to underline the special structure of the models, which are a mixture of Saber built-in blocks and new developed...... blocks. Since the developed models are based on Saber built-in blocks, a description of the libraries from Saber is given. Then some simulation results using the developed models are shown. Finally some general conclusions regarding this new developed Toolbox as well as some directions for future work...

  14. Trafik Kazalarının Tehlike İndeksi Metodu ile Analizi: Denizli Örneği

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Cenk OZAN

    2010-03-01

    Full Text Available Trafik kazaları pek çok etkenin bileşkesi sonucu meydana gelen, karmaşık ve analizi zor bir konudur. Şehiriçi ulaşım ağlarında trafik kazalarının azaltılması için birçok çalışma yapılmakla beraber kaynağında insan ve çevre faktörünü barındıran trafik kazalarının tam olarak önlenebilmesi mümkün olamamaktadır. Bu nedenle özellikle şehiriçi ulaşım ağlarında kaza riski taşıyan linklerin belirlenmesi ve buna bağlı olarak gerekli önlemlerin alınabilmesi oldukça önem arz etmektedir. Bu çalışmada kaza riski taşıyan linklerin belirlenmesi amacıyla tehlike indeksi metodu kullanılmıştır. Çalışma alanı olarak Denizli kentinin trafik hacmi açısından en yoğun bölgelerini içeren ulaşım ağı seçilmiştir. Belirlenen ulaşım ağında tehlike indeksi uygulamasında kullanılacak veriler toplanmış, bölgedeki linkler için tehlike indeksleri hesaplanmış ve risk derecelendirilmesi yapılmıştır. Analizlerde kullanılmak üzere, linkler üzerinde, sabah ve akşam zirve saatlerinde hız ve hacim ölçümleri yapılmıştır. Yapılan risk analizi ve derecelendirilmesi sonucunda tehlike indeksi metodunun trafik kaza risk analizlerinde kullanılabileceği ve bu sayede kaza sayılarının azaltılabilmesi yönünde yapılacak çalışmalara temel oluşturabileceği belirlenmiştir.

  15. Bir Su Ürünleri İşleme Tesisinde İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Analizi Uygulaması

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Servet Atayeter

    2015-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada, Bodrum’da bulunan bir su ürünleri işleme ve paketleme tesisinde TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi çerçevesinde pilot bir risk analizi uygulaması gerçekleştirilerek sonuçları değerlendirilmiştir. Çalışanların kendilerini güvende hissetme gereksinimi ile doğrudan ilgili olan iş sağlığı ve güvenliği konusu, günümüzde tüm sektörlerde olduğu gibi su ürünleri işletmeleri için de rekabet edilebilirlik, verimlilik, sosyal sorumluluk ve ülke ekonomisi açılarından üzerinde önemle durulması gereken bir konu haline gelmiştir. TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi bir işletmede insan sağlığı ve güvenliğini sağlamaya, can ve mal kayıplarını önlemeye, bu konudaki riskleri azaltmaya odaklı dinamik ve esnek bir sistemin kurulmasını amaçlar. Sistemin amaç ve hedeflerine ulaşılması ve etkinliğinin sürekli iyileştirilebilmesi ise gerçekçi bir risk analizinin yapılmasına bağlıdır. Risk analizinin sonuçları değerlendirilerek, işletmede can güvenliği ve maddi kayıpların önlenmesine yönelik önleyici tedbirlerin alınması yönünde önemli bir adım atılmış olmakta, böylelikle faaliyetlerle ilgili risklerin azaltılması ve ortadan kaldırılması olanaklı hale gelmektedir.

  16. Metabolik Sendrom Tedavisinde Bağırsak Mikrobiyotasının Probiyotikler ve Özelinde Saccharomyces Boulardii ile Modülasyonu

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    İhsan Boyacı

    2017-03-01

    Full Text Available Metabolik sendrom insan metabolizmasındaki dengenin bozulmasını ifade eden glukoz intoleransı veya diyabetes mellitus, abdominal obezite, dislipidemi, hipertansiyon, kardiyovasküler anormalliklerin bir arada görüldüğü hastalıklar kümesidir. Barındırdığı riskli hastalıklardan dolayı da mortalite ve morbiditesi artmaktadır. Türkiye’de ve dünyada metabolik sendrom prevelansı epidemik seviyelere ulaşmak üzere ve ülkelerin ekonomisine ağır yükler getirmektedir. Metabolik sendrom tedavisinde başlıca hedef kalp hastalıkları riskini azaltmak ve hastalığı kontrol altında tutmaktır bunun içinde ilaç tedavisi ve son yıllarda obezite özelinde cerrahi tedaviler uygulanmaktadır. Ancak ilaç tedavileri hasta yaşamında ciddi ve kalıcı değişimler yapmadıkça bu hastalık grubuna kesin çözüm getirmekten çok uzaktır. Cerrahi tedaviler için ise kesin yargılarda bulunmak henüz çok erkendir. Son zamanlarda insan mikrobiyatası üzerine yapılan bilimsel çalışmalar bağırsak mikrobiyatasında ki homeostatik dengenin bozulması nedeniyle subklinik ve kronik bir inflamasyonun oluştuğu ve bununda glukoz metabolizmasının bozulmasında rolü olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle bağırsak mikrobiyotasını probiyotikler kullanarak modüle edip metabolik sendrom hastalarının tedavisinde kullanmak etkili ve ekonomik bir çözüm fırsatı olabilir. Yeni çıkan bir çalışmada Everard ve arkadaşları (98, Tip 2 diyabetes mellitusu olan farelere verilen Saccharomyces boulardii diyabetin klinik belirteçlerini geriletmiş ve metabolik sendromlu hastaların tedavisinde kullanılabileceğinin ön verilerini göstermiştir.

  17. Türk ve Yabancı Futbol Takımlarının Borsa Performansları Üzerine Bir Uygulama

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Feyyaz ZEREN

    2013-09-01

    Full Text Available Bu çalışmanın amacı hisse senetleri borsada işlem gören yerli ve yabancı toplam 8 futbol takımının kendi liglerinde aldıkları maç sonuçları ile borsa performansları arasında bir ilişki olup olmadığını araştırmaktadır. Türk futbol takımlarını Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor; yabancı takımları ise Roma, Borussia Dortmund, Olympique Lyon ve Juventus oluşturmaktadır. Çalışmada bu takımların 2007-2011 sezonlarında oynadıkları maçların sonuçları temel alınmıştır. Bu amaca ulaşmak üzere SPSS 15 programında T Testi uygulaması yapılmıştır. Yapılan analiz sonucunda 8 takım içerisinden aldığı galibiyetler ile borsa performansı arasında anlamlı ilişki tespit edilen tek takım Galatasaray olarak çıkmıştır. Mağlubiyetler ile borsa performansı arasında anlamlı ilişki tespit edilen takımlar ise Fenerbahçe, Juventus, Roma ve Borussia Dortmund takımlarıdır.

  18. Yeni Ad, Yeni Sayı, Yeni Web Sayfası ve Zengin İçerik

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ömer Aslan

    2016-06-01

    Full Text Available Akademik yayın hayatının 20. yılına ulaşan Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, son yıllarda ulusal ve uluslararası akademik yayıncılık alanında önemli mesafeler kat etti. 15 Aralık 2016 tarihinde yayımladığımız 19. cilt 2. sayımızdan itibaren sağlanan ilerlemeleri, siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz.1996 yılından itibaren  Cumhuriyet Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi [Cumhuriyet University Journal of Faculty of Theology] adıyla yayınlanan dergimizin adının çok uzun olması ve atıf tespitinde yaşanan zorluklar sebebi ile Cumhuriyet ilahiyat dergisi [Cumhuriyet theology journal] olarak değiştirilmesi kararlaştırılmıştır.  Dergimiz, 20. cilt, 1. sayıdan itibaren bu adla yayın hayatına devam edecektir.Dergimiz, TÜBİTAK - ULAKBİM’in sunduğu elektronik dergi yönetim sistemi DergiPark Akademik’ın yeni versiyonunun güçlü açık erişim ve online akademik yayıncılık alt yapısını kullanabilmek amacıyla gerekli teknik çalışmaları tamamladı. Bu kapsamda 01 Haziran 2016 tarihi itibariyle yeni web sayfamız hizmete girdi.          Eski web sitemiz: http://dergipark.ulakbim.gov.tr/cumuilah/          Yeni web sitemiz: http://cumhuriyet.dergipark.gov.tr/cuidDergimizde yayımlanan yoğun emek mahsulü makalelerin uluslararası akademik camianın bilgisine sunulabilmesi ve yazarlarımızın yurt dışından atıf alabilmesi amacıyla, hakem değerlendirmesinden geçen makalelerin, Türkçe ve İngilizce 150 kelimelik “Öz/Abstract” ile birlikte 750 kelimelik “Özet/Summary” içermesi de zorunlu tutulmaya başlandı. İlk defa bu sayımızda “Özet/Summary” içeren makaleler sizlerle buluştu.Yine ilk defa bu sayımızda, ilahiyat alanında yurtiçi veya yurtdışında son üç yıl içinde tamamlanan ve yayın için dergimize gönderilen doktora tezlerine ait Türkçe ve İngilizce özetleri yayımladık. Bu sayede yurti

  19. Institutional Knowledge Sources and Knowledge Management Kurumsal Bilgi Kaynakları ve Bilgi Yönetimi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Fahrettin Özdemirci

    2007-06-01

    Full Text Available Knowledge has been increasingly seen as a critical institutional source which provides superiority in rivalry. Moreover, the management of knowledge and knowledge sources as a strategic source is the most important factor that increases institutional success. In this framework, it is necessary to determine, arrange and most importantly manage these sources due to a systematic approach. This study focuses on the determination and management of knowledge sources which is the most important factor to achieve successful knowledge management. Bilgi artan bir biçimde rekabette üstünlük sağlayan kritik öneme sahip kurumsal kaynak olarak görülmektedir. Bununla birlikte stratejik bir kaynak olarak bilginin, bilgi kaynaklarının bilinçli bir şekilde yönetilmesi kurumsal başarıyı artıran en önemli faktördür. Bu çerçevede kurumsal bilgi kaynaklarının ne olduğunun tespit edilmesi, düzenlenmesi ve en önemlisi bir sistem dâhilinde yönetilmesi gerekmektedir. Bu çalışma bilgi yönetiminin başarıya ulaşması için en önemli unsur olan kurumsal bilgi kaynaklarının ortaya konulması ve yönetilmesi üzerinde durmaktadır.

  20. Algab õppus "Saber Strike"

    Index Scriptorium Estoniae

    2014-01-01

    Täna algab Eestis, Lätis ja Leedus Ameerika Ühendriikide Euroopa väekoondise õppus "Saber Strike", mille eesmärk on maaväeüksuste koostöö harjutamine. Õppusest võtab osa üle 2000 kaitseväelase Baltimaadest, USAst, Ühendkuningriigist, Taanist, Norrast, Soomest ja Saksamaalt. Eestist osaleb õppusel ligi 400 kaitseväelast

  1. Festival du rire de Genève

    CERN Document Server

    Staff Association

    2015-01-01

    Connaissez-vous le Festival du rire de Genève ? La deuxième édition aura lieu du 25 au 28 mars 2015 au Casino-Théâtre à Carouge. Côté programmation, Marc Donnet-Monay ouvre les festivités avant trois autres soirées de folie et d’humour que nous vous laissons le soin de découvrir dans le programme : http://www.rire-geneve.ch/#programme. Réduction de 30% sur l’achat de places pour les membres du personnel du CERN. Pour cela, il suffit de se rendre sur la billetterie en ligne de notre site : www.rire-geneve.ch et d’utiliser le code promotionnel. Contacter le secrétariat de l’Association du personnel (Staff.Association@cern.ch) pour connaitre ce code promotionnel.

  2. Familia and Comunidad-Based Saberes: Learning in an Indigenous Heritage Community

    Science.gov (United States)

    Urrieta, Luis, Jr.

    2013-01-01

    This article explores how children and youth learned indigenous heritage "saberes" (knowings) through intent community participation in Nocutzepo, Mexico. The "familia" (family) and "comunidad" (community)-based saberes were valuable for skills acquisition, but most important for learning indigenous forms of…

  3. MONSOONS MUDE AND GOLD MUSONLAR GEMİ VE ALTIN

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Paul LUNDE

    2009-12-01

    Full Text Available The “global economy” of the Middle Ages was created by linking the Indian Ocean trading networks with those of the Mediterranean Sea and its African and European hinterlands. These products, together with ceramics, textiles and sugar provided from Egypt and Syria, reached European markets almost exclusively through the Italian maritime republics of Amalfi, Pisa, Genoa and Venice. Especially the direction of the monsoon winds in the Indian Ocean and the course of the Venice trade ships were at the same direction. Thereby, Venice trade ships set out toward the end of August and made their way slowly through the Adriatic and the Aegean to Cyprus and Alexandria, timing their arrival there to coincide with the availability of monsoon-borne and by this way the products which are ned carried through Europe. İt is important to emphasize this subject that North Europe economy depends on this Monsoons where they became at Indian Ocean. As a maritime republic dedicated itself to the international trade, Venice was an anomaly in a feudal Europe that measured wealth by land, not money. Therefor this idea were encouraging their believing about ending the monopoly of the Muslim trade at the Indian Ocean. Ortaçağın global ekonomisini Hint Okyanusu ticaret hattı ile Akdeniz, Afrika ve Avrupa Hinterlantları arasındaki ticaret bağlantısı teşkil ediyordu. Avrupa ekonomisindeki gelişmelere paralel olarak Batı dünyasının gereksinim duyduğu ve Mısır ile Suriye’den tedarik edilen şeker, tekstil, seramik gibi ürünler Amalfi, Pisa, Ceneviz ve Venedik gibi İtalyan Cumhuriyetleri aracılığıyla Avrupa pazarlarına taşınmaktaydı. Özellikle Hint Okyanusu üzerindeki muson rüzgârlarının yönleriyle Venedik ticaret gemilerinin rotaları aynı doğrultudaydı. Bu suretle Ağustos ayının sonuna doğru İtalya’dan ayrılan gemiler, Adriyatik, Ege ve Kıbrıs rotasından İskenderiye’ye ulaştığı esnada musonlarla kar

  4. Tersane Yatırımları İçin Kuruluş Yeri Seçimi: Yalova-Altınova Tersane Girişimcileri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Örneği

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Yeşim ALİEFENDİOĞLU

    2015-06-01

    Full Text Available Bu çalışmada, emek yoğun sektör olması ve birçok sanayi dalı ile etkileşim içinde olması sebebiyle yüksek istihdam olanağı sağlayan, yüksek katma değerli ürünleri ile ihracatta önemli katkı yapan, ülke ekonomisine döviz geliri sağlayan ve savunma sanayiine katkısı ile teknolojik altyapının gelişmesine olanak sağlayan gemi inşa sektöründe kuruluş yeri seçimi hem genel, hem de seçilmiş örnek olay düzeyinde irdelenmiştir. Tersane proje geliştiricisi ve yöneticileri yönünden kuruluş yeri seçim kriterleri değerlendirildiğinde; coğrafi konum, ulaşım olanakları, gemi sanayinin varlığı, gemi inşa yan sanayinin varlığı, devlet teşviki, toplam ve nitelikli işgücü varlığı, jeolojik durum, topografik yapı, enerji kaynaklarının yeterliliği, altyapı yatırımları, kıyı kesiminin özelliği, dalga etkisi, rüzgar etkisi, diğer tersane bölgelerine uzaklığı, bölgenin sosyo-kültürel yapısı, havalimanına yakınlığı, stratejik durumu, hammaddeye yakınlığı, öz kaynakların ve ilave tesis alanlarının önemi, arazi ve arsa varlığı, su kaynaklarının varlığı ve konaklama tesislerinin varlığı gibi parametrelerin önemli olduğu ortaya konulmuştur. Kuruluş yeri seçiminde tersane kuruluşunu gerektirecek iş hacminin tespiti ile tersane kuruluş yerinin uluslararası kriterlere uygunluğu parametrelerinin de önem taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır. Örnek olay olarak incelenen Yalova-Altınova Tersaneler Bölgesi ve seçilen tesisin yer seçiminin, belirtilen kuruluş yeri seçim kriterlerine uygun olduğu görülmektedir. Tersane yatırımlarının geliştirilmesi ve özellikle gemi sanayinde üretim ve ihracat kapasitesinin geliştirilmesi bakımından bütün kıyı yerleşimlerinde tersane kuruluş yeri seçimi ve fiilen yatırıma başlanmasına yönelik master plan hazırlanması ve buna göre yatırımların ulusal ve bölgesel düzeylerde y

  5. Kontrol Sistemleri dersi için Matlab Builder Ne ve Asp.net tabanlı web laboratuarı tasarımı

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Eyüp Sönmez

    2016-08-01

    Full Text Available Mühendislik alanında sistemleri test etmek için kullanılan yazılımların öğrenilmesi ve uygulanması zaman kaybına ve asıl amaçtan uzaklaşılmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada lisans düzeyinde okutulan Kontrol Sistemleri dersi için internet tabanlı bir arayüz tasarlanmıştır. Hazırlanan kullanıcı arayüzü ile kullanıcıların derin matematik ve programlama bilgisine ihtiyaç duymadan, sistemlerin analiz ve kontrolünü yapabilmesi; ayrıca arayüzün web tabanlı tasarlanmasıyla, yöntemin yaygınlaştırılması, zaman kaybını ortadan kaldırarak birden fazla kullanıcının eş zamanlı kullanabilmesi amaçlanmıştır. Web tabanlı arayüz tasarımı için MATLAB Web Figure ile ASP.NET platformu kullanılmıştır. Aynı zamanda arayüzde yapılan işlemlere ait pratik bilgilere de ulaşılabilmektedir. Böylece hem eğitimsel hem de akademik amaçlara uygun bir sanal laboratuar tasarımı gerçekleştirilmiştir.

  6. Vakıf Kurumunun Dayandığı Temel Referanslar Ve Zürrî Vakıfların Vakıf Sistemindeki Yeri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Yasin Yılmaz

    2014-06-01

    Full Text Available Bu çalışmada İslam’da kurumsal yardımlaşmayı temsil eden vakıf kurumunun, Kitap ve Sünnetteki referansları ile Allah rızası hedeflenerek kurulan vakıflara Hz. Peygamber, Raşit halifeler ve sahabenin bakışı ile daha sonraki yüzyıllarda özellikle Osmanlı uygulaması üzerinde durulmuş, özelde de aile vakıflarının genel durumları açıklanmıştır. Vakıf kurumunun özellikle de zürrî vakıfların serencamını ortaya çıkarabilmek için vakfiyeler, vakıfla ilgili kronikler ve konuyla ilgili ikincil çalışmalar ele alınarak incelenmiştir. Ebu Yusuf’un fetvası doğrultusunda kurulan, aile vakıflarının lehinde ve aleyhinde ortaya çıkan görüşler doğrultusunda ortak bir noktaya ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonunda da, bazı zürrî vakıfların vakfiyelerin incelenmesi sonucunda elde edilen bilgilerle, evlatlık-zürrî vakıfların genel özellikleri örneklerle ortaya konulmuştur

  7. Ücret Teorileri ve Türkiye İşgücü Piyasaları İçin Uygulanabilir Bir Ücret Modeli Önerisi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    M. Veysel KAYA

    2016-04-01

    Full Text Available Uluslararası emek piyasalarının genel olarak iki blok halinde kutuplaştığı kabul edilirse; ücretlerin iktisadi ve sosyal boyutlarının ele alınması isabetli olacaktır. Çalışanlarla işverenler arasında adeta bir mücadele haline bürünen bu ayrım, ücretlerin adil bir şekilde düzenlenmesi konusunda pek çok iktisatçıyı yeni formüller geliştirmeye itmiştir. Ne var ki, çalışma ekonomisi literatüründe tali aktörler olarak emek piyasalarında çalışan ve işverenler dışında devlet ve sendikaların varlığını kabul etmek gerekir. Bu tali aktörlerin emek piyasalarından paylarını almaları, ekonominin dengesini dörtlü bir saç ayağına oturtmaktadır. Bugüne kadar ortaya konulmuş olan doktriner açıklamalar ışığında, oluşabilecek çok boyutlu ve çok fonksiyonlu bir ücret modeli, emek piyasalarındaki bu dört aktör bazında ulaşılabilecek bir dengeye katkıda bulunacaktır.

  8. Ancient DNA: Saber-Toothed Cats Are the Same Beasts After All.

    Science.gov (United States)

    Meachen, Julie A

    2017-11-06

    Ancient DNA from the saber-toothed cat Homotherium reveals that the late Pleistocene species from Europe and North America were the same. Homotherium turns out to be only distantly related to the well-known saber-toothed Smilodon. Copyright © 2017 Elsevier Ltd. All rights reserved.

  9. Dağıtım Kanallarında Çatışma Nasıl Önlenebilir?/Prevention of Conflict in Distribution Channels

    OpenAIRE

    Güreş, Nuriye

    2014-01-01

    Müşteri memnuniyetinin önem kazandığı günümüzde, müşterinin talep ettiği ürün ve hizmetleri doğru yerde, doğru zamanda ve doğru fiyattan sunmak işletmeler açısından büyük önem arz etmektedir. Bu noktada, ürün ve hizmetlerin müşterilere ulaştırılmasında etkin rol oynayan dağıtım kanallarının önemi ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada, müşterilere istedikleri ürün ve hizmetleri ulaştırmada çok önemli yeri olan dağıtım kanalları üzerinde durularak, dağıtım kanallarında çeşitli sebeplerl...

  10. An overview of the SABER experiment for the TIMED mission

    Science.gov (United States)

    Mlynczak, Martin G.; Russell, James M., III

    1995-01-01

    The Sounding of the Atmosphere Using Broadband Emission Radiometry (SABER) experiment has been selected for flight on the Thermosphere-Ionosphere-Mesosphere Energetics and Dynamics (TIMED) mission expected to fly in the latter part of this decade. The primary science goal of SABER is to achieve fundamental and important advances in understanding of the energetics, chemistry, and dynamics, in the atmospheric region extending from 60 km to 180 km altitude, which has not been comprehensively observed on a global basis. This will be accomplished using the space flight proven experiment approach of broad spectral band limb emission radiometry. SABER will scan the horizon in 12 selected bands ranging from 1.27 microns to 17 microns wavelength. The observed vertical horizon emission profiles will be mathematically inverted in ground data processing to provide vertical profiles with 2 km vertical resolution, of temperature, O3, H2O, NO, NO2, CO, and CO2. SABER will also observe key emissions needed for energetics studies at 1.27 microns (O2((sup 1)delta)), 2 microns (OH(v = 7,8,9)) 1.6 microns (OH(v = 3,4,5)), 4.3 microns (CO2(v(sub 3))) 5.3 microns (NO) 9.6 microns (O3), and 15 microns (CO2(v(sub 2))). These measurements will be used to infer atomic hydrogen and atomic oxygen, the latter inferred three different ways using only SABER observations. Measurements will be made both night and day over the latitude range from the southern to northern polar regions.

  11. Yeni Ad, Yeni Sayı, Yeni Web Sayfası ve Zengin İçerik

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ömer Aslan

    2016-06-01

    Full Text Available Akademik yayın hayatının 20. yılına ulaşan Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, son yıllarda ulusal ve uluslararası akademik yayıncılık alanında önemli mesafeler kat etti. 15 Aralık 2016 tarihinde yayımladığımız 19. cilt 2. sayımızdan itibaren sağlanan ilerlemeleri, siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz.1996 yılından itibaren  Cumhuriyet Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi [Cumhuriyet University Journal of Faculty of Theology] adıyla yayınlanan dergimizin adının çok uzun olması ve atıf tespitinde yaşanan zorluklar sebebi ile Cumhuriyet ilahiyat dergisi [Cumhuriyet theology journal] olarak değiştirilmesi kararlaştırılmıştır.  Dergimiz, 20. cilt, 1. sayıdan itibaren bu adla yayın hayatına devam edecektir.Dergimiz, TÜBİTAK - ULAKBİM’in sunduğu elektronik dergi yönetim sistemi DergiPark Akademik’ın yeni versiyonunun güçlü açık erişim ve online akademik yayıncılık alt yapısını kullanabilmek amacıyla gerekli teknik çalışmaları tamamladı. Bu kapsamda 01 Haziran 2016 tarihi itibariyle yeni web sayfamız hizmete girdi.          Eski web sitemiz: http://dergipark.ulakbim.gov.tr/cumuilah/          Yeni web sitemiz: http://cumhuriyet.dergipark.gov.tr/cuidDergimizde yayımlanan yoğun emek mahsulü makalelerin uluslararası akademik camianın bilgisine sunulabilmesi ve yazarlarımızın yurt dışından atıf alabilmesi amacıyla, hakem değerlendirmesinden geçen makalelerin, Türkçe ve İngilizce 150 kelimelik “Öz/Abstract” ile birlikte 750 kelimelik “Özet/Summary” içermesi de zorunlu tutulmaya başlandı. İlk defa bu sayımızda “Özet/Summary” içeren makaleler sizlerle buluştu.Yine ilk defa bu sayımızda, ilahiyat alanında yurtiçi veya yurtdışında son üç yıl içinde tamamlanan ve yayın için dergimize gönderilen doktora tezlerine ait Türkçe ve İngilizce özetleri yayımladık. Bu sayede yurti

  12. Kinetic Temperature and Carbon Dioxide from Broadband Infrared Limb Emission Measurements Taken from the TIMED/SABER Instrument

    Science.gov (United States)

    Mertens, Christopher J.; Russell III, James M.; Mlynczak, Martin G.; She, Chiao-Yao; Schmidlin, Francis J.; Goldberg, Richard A.; Lopez-Puertas, Manuel; Wintersteiner, Peter P.; Picard, Richard H.; Winick, Jeremy R.; hide

    2008-01-01

    The Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER) experiment is one of four instruments on NASA's Thermosphere-Ionosphere-Energetics and Dynamics (TIMED) satellite. SABER measures broadband infrared limb emission and derives vertical profiles of kinetic temperature (Tk) from the lower stratosphere to approximately 120 km, and vertical profiles of carbon dioxide (CO2) volume mixing ratio (vmr) from approximately 70 km to 120 km. In this paper we report on SABER Tk/CO2 data in the mesosphere and lower thermosphere (MLT) region from the version 1.06 dataset. The continuous SABER measurements provide an excellent dataset to understand the evolution and mechanisms responsible for the global two-level structure of the mesopause altitude. SABER MLT Tk comparisons with ground-based sodium lidar and rocket falling sphere Tk measurements are generally in good agreement. However, SABER CO2 data differs significantly from TIME-GCM model simulations. Indirect CO2 validation through SABER-lidar MLT Tk comparisons and SABER-radiation transfer comparisons of nighttime 4.3 micron limb emission suggest the SABER-derived CO2 data is a better representation of the true atmospheric MLT CO2 abundance compared to model simulations of CO2 vmr.

  13. ÇOCUK OYUN ALANLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA İSTANBUL, İSPARTA, ESKİŞEHİR, ERZURUM, KAYSERİ, ANKARA, ZONGULDAK VE TRABZON İLLERİ ÖRNEĞİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Yıldız AKSOY

    2013-05-01

    Full Text Available Çocukluk dönemi sonraki yaşlardaki kişilik ve zihinsel yeteneklerin gelişmesinin temelinin atıldığı dönemdir. Bu yeteneklerin gelişmesindeki en önemli alan şüphe yok ki özgürce kendilerini ifade ettikleri çocuk oyun alanlarıdır. Türkiye'de 8 ilde (Isparta, Eskişehir, Erzurum, Kayseri, Ankara, İstanbul, Trabzon ve Zonguldak yapılan araştırmaların yer aldığı bu çalışmada çocuk oyun alanlarının yetersizliğinden bahsedilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda; Türkiye'de çocuk başına düşen metrekare alanın diğer ülkelere göre daha az olduğu ortaya çıkmıştır. Isparta, Eskişehir, Erzurum, Kayseri, Ankara, İstanbul illerindeki araştırmalarda çocuklarla birebir anket ve gözlem yapılarak sonuca ulaşılmıştır. Çocukların sosyal, duygusal ve zihinsel yönden gelişimlerinin olumsuz yönde etkilendiği gözlenmiş, gözlem sonucunda elde edilen veriler analiz edilip, öneriler sunulmuştur.

  14. THE NOTION OF HIGHLAND IN THE POLYES IN AND AROUND MUĞLA IN TERMS OF CULTURAL GEOGRAPHY KÜLTÜREL COĞRAFYA BAKIMINDAN MUĞLA VE ÇEVRE POLYELERDE YAYLACILIK

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mustafa ERTÜRK

    2010-07-01

    Full Text Available Bu çalışmada başta Muğla polyesi olmak üzere yakın çevresindeki Ula, Yeşilyurt, Yerkesik, ve Yenice polyelerinde yer alan yayla yerleşmeleri kültürel coğrafya prensipleri çerçevesinde incelenmiştir. Muğla ve çevresi üzerinde karstik şekillerin geliştiği bir plato görünümündedir. Su ve toprak koşullarının kısıtlı olduğu ve yoğun maki örtüsünün geliştiği bu plato üzerinde yerleşmeler daha çok polyeler üzerinde gelişmiştir. Polyelerin kazandırdıkları tarımsal zenginlik, su kaynaklarının varlığı ve çevre fiziki koşullarının rüzgâr yönüne etkisi gibi faktörler, Anadolu yaylacılık anlayışının Muğla çevresinde farklılaşmasına sebep olmuştur. Devamlı yerleşme merkezlerinden daha aşağıda ve genellikle “yayla” denilen bu bahçe içi yerleşmeler, şekil olarak çoğunlukla toplu, çitlerle çevrili bahçeler içinde yapılmış evler ile dar ve dolambaçlı çıkmaz yollu sokaklardan meydana gelir. Yaylalar konutları, kahveleri, mescitleri, yolları, yurtları ve bazılarındaki kent mekânlarıyla farklı kültür mekânları sunarlar. In this study, highlands located mainly in Muğla Polye and nearby areas such as those in Ula, Yeşilyurt, Yerkesik and Yenice have been investigated in the framework of the principles of cultural geography. Muğla and its environs look like a plateau where carstic features have been formed. The settlements have mostly been developed in the polyes on the plateau where there is a shortage of water and arable land and where densely populated bushes are grown. The factors such as agricultural richness that polyes provide, the availability of the water sources, and the effects of the physical conditions on the directions of the wind made common Anatolian concept of highland settlement different in Muğla. The highland settlements which are typical of this area consist of patch of lands or gardens with a small house and bordered with bushes

  15. LOJİSTİK FİRMALARINDA PERFORMANS ÖLÇÜMÜ: TEK SKORLU DENGELENMİŞ SKOR KART VE MARKOV ZİNCİRLERİ ANALİZİ: SERTEL LOJİSTİK ÖRNEĞİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Hatice Handan ÖZTEMİZ

    2017-04-01

    Full Text Available Öz: Bu çalışmada ilk olarak bir üçüncü parti lojistik (3PL firmasının performansı çok boyutlu performans yöntemlerinden Dengelenmiş Skor Kart (BSC ile ölçülmüştür. BSC’ de yer alan 24 ölçüt, uzman görüşü alınarak Analitik Ağ Süreci (ANP analizi ile ağırlıklandırılmıştır. Ölçütlerin kutupluluğu baz alınarak azalması ve artması beklenen iki adet tek skor elde edilmiştir. Firmanın beklenen performans hedef skorlarına ulaşabilme olasılığını hesaplamak için Markov zincirleri analizi yapılmıştır. Sonuç olarak, % 90 ve üstü zamanında teslimat oranları hedefindeki firma beklentisi % 84 olasılıkla ulaşılabilir bulunmuştur. Abstract: In this study, firstly a third party logistics (3PL company’s performance was measured by the multi-dimensional performance method of the Balanced Scorecard (BSC. According to experts opinion, 24 criterias are located in BSC was weighted by Analytic Network Process (ANP analysis. Two scores were obtained that are expected to decrease and increase according to the polarity of criterias. In order to estimate the probablity of reaching expected company’s performance target score, Markov Chains was performed. As a result of the analysis the firms expectations on the 90% and over timely delivery rate can be obtained with the probablity of 84 %.

  16. Effects of Baku-Tbilisi-Ceyhan crude oil pipeline on the water quality in Yumurtalık Coast of the Iskenderun Bay.

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mehmet Aksu

    2015-12-01

    Full Text Available Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTCOP Hazar Denizi petrolünü Türkiye’nin Ceyhan Limanına, oradan da Avrupa pazarına ulaştırmak için inşa edilmiştir. Projenin amacı petrolün güvenli ve ekonomik olarak ulaştırılmasıdır. Bu çalışmanın amacı ise, BTC boru hattının ulaştığı Yumurtalık kıyılarında yer alan Ceyhan Deniz Terminalinin su kalitesi üzerindeki etkilerinin izlenmesidir. Bu amaçla, Temmuz 2007, Ağustos 2009 ve Temmuz 2011’de ikisi referans istasyonu olmak üzere dört istasyondan örneklemeler yapılmıştır. Tuzluluk, sıcaklık ve yoğunluğun derinliğe bağlı değişimleri CTD cihazı ile ölçülmüştür. Ayrıca su kolonunda pH, berraklık, çözünmüş oksijen (DO, besleyici elementler (nitrit+nitrat-azotu, amonyum-azotu, fosfat fosforu ve silis ve klorofil a değerleri ölçülmüştür. Sonuç olarak, çalışma alanında ötrofikasyon riski görülmemiştir. Fosfat limitleyici besleyici elementtir. Söz konusu alanda BTCOP faaliyetlerinin su kalitesi üzerinde önemli bir etkisi yoktur. Bununla birlikte, su kalitesinde meydana gelebilecek bozulmanın fark edilmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi için sürekli izlemenin yararı büyüktür

  17. Vodní paprsky ve Velkých Losinách

    Czech Academy of Sciences Publication Activity Database

    Sitek, Libor

    2015-01-01

    Roč. 12, č. 12 (2015), s. 22-22 ISSN 1212-2572. [Vodní paprsek 2015 - výzkum, vývoj, aplikace. Velké Losiny, 06.10.2015-08.10.2015] R&D Projects: GA MŠk ED2.1.00/03.0082; GA MŠk(CZ) LO1406 Institutional support: RVO:68145535 Keywords : waterjet technology * research * application Subject RIV: JQ - Machines ; Tools http://www.mmspektrum.com/clanek/vodni-paprsky-ve-velkych-losinach.html

  18. Okul yöneticileri ve öğretmenlerin 4+4+4 eğitim sistemine yönelik tutumlarının incelenmesi [Determining the attitudes of school administrators and teachers on 4+4+4 education system

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ahmet ÜSTÜN

    2014-04-01

    Full Text Available Bu araştırmanın amacı, eğitim sisteminde 4+4+4 olarak bilinen yeni düzenlemenin etkililiği hakkında yönetici ve öğretmenlerin görüşünü belirlemektir. Araştırma ilişkisel tarama modelinde bir çalışma olup, veriler okul müdürlerine ve öğretmenlere anket uygulanarak elde edilmiştir. Araştırmanın evrenini, Amasya İli Merkezinde bulunan ilkokul ve ortaokullarda görev yapan yönetici ve öğretmenler, örneklemini ise on ilkokul ve on ortaokulda görev yapan ve amaçlı örneklem yöntemine göre seçilen yönetici ve öğretmenler oluşturmaktadır. Uygulama yapılırken, farklı sosyo-ekonomik yapıya, öğrenci sayısına, yerleşim yerlerine ve farklı okul tipine sahip okul müdürleri ve farklı branşlardan öğretmenler bir arada bulunarak çalışılmıştır. Bu çalışmada 4+4+4 Eğitim Sistemine Yönelik Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, yönetici ve öğretmenlerin 4+4+4 eğitim sistemine yönelik tutumlarında cinsiyete, yaşa ve kıdeme göre farklılıklar olduğu, kadınların ve mesleki kıdemi az yönetici ve öğretmenlerin tereddütlerinin olduğu ve geleceğe yönelik olumlu beklentiye sahip olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır.

  19. CT saber-sheath trachea. Correlation with clinical, chest radiographic and functional findings

    International Nuclear Information System (INIS)

    Trigaux, J.P.; Hermes, G.; Dubois, P.; Beers, B. van; Delaunois, L.; Jamart, J.

    1994-01-01

    The diagnosis of saber-sheath trachea is easy at CT due to its cross-sectional imaging, but the significance of this CT sign has not been evaluated in the diagnosis of chronic obstructive pulmonary disease (COPD). Various signs of COPD were compared between a series of 20 patients with a saber-sheath trachea at CT (tracheal index ≤66%) and a group of 20 pneumologic control patients without saber-sheath trachea (tracheal index ≥70%). These signs include clinical and standard radiographic indices of COPD, sternum-spine distance and 3 functional tests of COPD: forced expiratory volume in one second, carbon monoxide diffusing lung capacity, and funtional residual capacity (FRC). A significant difference was found between the 2 groups, concerning the values of FRC and of sternum-spine distance (p -2 ). The tracheal index was significantly correlated with the FRC values and with the sternum-spine distance. No other significant difference was observed. It is concluded that saber-sheath trachea is basically a sign of hyperinflation. (orig./MG)

  20. Ölmekte Olan Türk Lehçelerini Koruma ve Yaşatma

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Murat AYDIN

    2017-09-01

    Full Text Available Türk lehçeleri Doğu Avrupa’dan Sibirya ve Çin’in batısına kadar yaklaşık 250 milyon kişi tarafından konuşulan geniş bir dil ailesidir. Bu çalışmamızda öncelikle dil ölümünü, dillerin ne zaman ve nerede tehlike altında olduğunu ve özellikle Türk lehçeleri üzerinde durulmuştur. Daha sonra Türkçenin 20 farklı yazı diline ayrışmasının doğal bir sürecin sonucu mu yoksa dil planlamalarının sonucu mu olduğunu, Türk lehçeleri üzerine uygulanan dil politikalarını ve tehlike altındaki Türk lehçelerini ele alınmıştır. . Bu çalışmanın amacı, ölmek üzere olan Türk lehçelerini korumak ve yaşatmaktır. Türk lehçelerine yönelik yapılan bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma evreni olarak Tofa, Duha ve Pamir Kırgızcası incelenmiştir. Yapılan araştırma sonucunda Türk lehçelerine baktığımızda çok farklı yazı dillerinin olması bilinçli bir şekilde uygulanan dil planlamalarının sonucu olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. “Böl-parçala-yut” taktiğini uygulayan dış güçler emellerine ulaşmışlar ve Türk dil birliğini bozmuşlardır. Dil olmadan kültürün yaşatılması çok zordur. Türk lehçelerinin ve yazı dillerinin sayısının çok olması Türkçe adına bir zenginlik olmakla birlikte Türk dünyası birliği adına da bir engel teşkil etmektedir. Bazı Türk topluluklarının Arap alfabesi, bazılarının Latin, diğerlerinin de Kiril alfabesini kullanması bu ayrışmanın ve birbirini anlayamamanın en somut göstergesidir. Bu doğrultuda en azından birbirine yakın olan, aynı kolda ya da grupta olan lehçelerin ortak bir yazı diline geçmeleri hem kendileri adına hem de diğer lehçeler adına bir kazanç olacaktır.

  1. K výsledkům činnosti knihoven AV ČR ve světle statistických údajů

    Czech Academy of Sciences Publication Activity Database

    Burgetová, Jarmila

    -, č. 3 (2012) E-ISSN 1805-2800 Keywords : Academic of Sciences Library * evaluation * statistical survey http://www.lib.cas.cz/casopis-informace/k-vysledkum-cinnosti-knihoven-av-cr-ve-svetle-statistickych-udaju/

  2. S-41: Kadın Futbolcuların Bedenlerine İlişkin Algılarının ve Toplumsal Cinsiyet Rollerinin İncelenmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Osman Göde

    2017-03-01

    Full Text Available Araştırmanın amacı; bir üniversitede futbol takımında amatör düzeyde futbol oynayan kadınların bedenlerine ilişkin algılarının ve yaptıkları spora ilişkin toplumsal cinsiyet rollerinin incelenmesidir. Araştırmaya 2014–2015 öğretim yılında Denizli Pamukkale Üniversitesi Kadın futbol takımında oynayan 8 sporcu dâhil edilmiştir. Araştırmanın amacına ulaşabilmek için nitel veri toplama yöntemleri kullanılmıştır. Veriler, içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmaya katılan kadın futbolcuların toplumsal cinsiyet rollerini anlayabilmek için sporculara “toplumun bir kadın olarak futbol oynamanıza yaklaşımı nasıldır?” sorusu sorulmuş ve cevaplar iki tema altında incelenmiştir. (a Erkeklerin cinsiyetçi bakış açısı (b toplumda kadının yeri. Bununla birlikte, araştırmaya katılan kadın futbolcular genel olarak kendi bedenlerinden memnun olduklarını ve dış görünüşleriyle ilgili tercihleri yaparken “rahat olmayı” ön plana koyduklarını belirtmişler ve örnek aldıkları futbolcuların çoğunlukla erkek olduğunu ve bu durumun dış görünüşlerini etkileyebiliyor olabileceğini de ifade etmişlerdir.

  3. The State of the Thermosphere in 2017 as Observed by SABER

    Science.gov (United States)

    Hunt, L. A.; Mlynczak, M. G.; Marshall, B. T.; Russell, J. M., III

    2017-12-01

    Infrared radiative cooling of the thermosphere by carbon dioxide (CO2, 15 μm) and by nitric oxide (NO, 5.3 μm) has been observed for nearly 16 years by the Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER) instrument on the NASA Thermosphere-Ionosphere-Mesosphere Energetics and Dynamics (TIMED) satellite. SABER has documented dramatic variability in the radiative cooling on timescales ranging from days to the nominal 11-year solar cycle, providing important information about the radiation budget in the upper atmosphere. The effects of Solar Cycle 24 are clearly evident in the infrared radiative cooling of the thermosphere as observed by SABER. The peak NO cooling in SC24 is about one-third less than the maximum seen in SC23 since the beginning of the SABER record in January 2002, while the SC24 CO2 peak is nearly 95% of that in SC23. SC24 has been weakening throughout all of 2017 as measured by the F10.7 index and the sunspot number. Despite this, the radiative cooling by NO and CO2 has not yet reached the low levels of the prior minimum in 2008-2009. This is due to continuing elevated levels of geomagnetic activity as clearly shown by the Ap index. During the years preceding the prior solar minimum, harmonics of the solar rotation period were evident in time series of the NO and CO2 power, and were associated with high speed solar wind streams emanating from coronal holes roughly evenly spaced in solar longitude. Despite a number of large, Earth-facing coronal holes in 2017, periodic features have not yet been observed in spectral/Fourier analysis of the SABER radiative cooling time series. Additional comparisons between solar cycles and with other solar and geomagnetic indicators will also be shown.

  4. Saberes da ayahuasca e processos educativos na religião do Santo Daime

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Maria Betânia B. Albuquerque

    2012-01-01

    contextos culturales, como en la religión brasileña conocida como Santo Daime. Supongo, por lo que se afirma en los propios himnos de la doctrina, que el Daime (ayahuasca es un profesor y que en la religión se experimenta un proceso educativo donde un conjunto de saberes es distribuido y aprehendido. Metodológicamente, resulta de una búsqueda bibliográfica, documental y de campo. Tiene como fuentes la bibliografía sobre religiones ayahuasqueras, los libros de himnos del Santo Daime y la realización de entrevistas con participantes (daimistas de Brasil y otros países. Teóricamente se inspira en los estudios de Carlos Rodrigues Brandão acerca de la educación como cultura y los escritos de Boaventura de Sousa Santos, restringiendo este texto a la noción de saberes ecológicos y ambientales del autor. Entre los principales saberes del daime resalto: los saberes ecológicos y ambientales, cognitivos, estéticos, medicinales y para la paz.

  5. Dünyada Açlık Olgusu ve Çözüm Arayışları

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Aziz Ekşi

    2015-02-01

    Full Text Available Gıda güvencesizliği çağımızın en önemli sorunlarından biridir. Öyle ki dünyada yaşayan 7 insandan 1’i açtır. Daha da kötüsü, gıda üretiminin yeterli olmasına karşılık açlığın yıldan yıla azalmamasıdır. Bunun başlıca nedeni gıda üretimindeki ve tüketimindeki bölgesel farklılıktır. Gelirden aldığı pay daha düşük olduğu için global güneyde açlık daha yaygındır. Fiyat dalgalanmaları ile aç insan sayısı arasında gerçekçi bir ilişki kurulması zordur. Yüksek fiyat kısa vadede yoksulların gıdaya ulaşmasını engellese bile uzun vadede sürdürülebilir çiftçiliğin ve gıda güvencesinin başlıca aracıdır. Açlığın çözümü için önerilen batı yaklaşımı, gıda adaleti, gıda egemenliği, bölgesel oluşum, gıda yardımı gibi yaklaşımların olumlu ve olumsuz yanları vardır. Bu nedenle, bölge, nüfus ve zaman bağlamında yaygın üretim odaklı yeni bir yaklaşım gereklidir.

  6. İyimserliğin Mutluluk ve Yaşam Doyumuna Etkisinin İncelenmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Fatma SAPMAZ

    2012-02-01

    Full Text Available Özet İyimserliğin Mutluluk ve Yaşam Doyumuna Etkisinin İncelenmesi İyimserlik ve mutluluk pozitif psikolojinin iki temel kavramı olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada iyimserlik, mutluluk ve yaşam doyumu arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcılarını Sakarya Üniversitesinde öğrenim gören 206 (131 kadın/75 erkek üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Çalışmada veri toplama araçları olarak Yaşam Yönelimi Testi, Oxford Mutluluk Ölçeği-Kısa Formu ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen bulgular iyimserliğin, mutluluk ve yaşam doyumu ile pozitif yönde ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca iyimserliğin mutluluğa ilişkin varyansın % 59’unu, yaşam doyumuna ilişkin varyansın ise % 60’ını açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular alanyazın bağlamında ele alınıp tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: İyimserlik, mutluluk, yaşam Doyumu, öznel iyi oluş   Abstract Examination of the Effect of Optimism on Happiness and Life Satisfaction Optimism and happiness are evaluated as two basic concept of positive psychology. In this study, it was aimed to examine the relations between optimism, happiness and life satisfaction. The participants of this research consisted of 206 (131 female/75 male university students studying in Sakarya University. Life Orientation Test (LOT, Oxford Happiness Questionnaire -Short Form (OHQ-SF and the Satisfaction with Life Scale (SWLS, were used as data collection means in the study. The findings obtained proved that optimism is related with happiness and life satisfaction in a positive way. In addition, it was concluded that happiness explained the 59% of the variance of happiness and 60% of the variance of life satisfaction. The obtained findings are addressed and discussed within the context of the literature. Key Words: Optimism, happiness, life satisfaction, subjective well-being

  7. MARKA ÖZGÜNLÜĞÜNÜN MARKA TERCİHİ, MÜŞTERİ TATMİNİ VE MARKA SADAKATİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: BİLGİSAYAR MARKALARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Elif ÜLKER DEMİREL

    2015-09-01

    Full Text Available ÖzetSunulan ürün ve hizmetlerin tek başına yeterli olmadığı günümüz ortamında tüketiciler, kendileri içinbir anlam ifade edebilecek, kendisini diğer markalardan farklılaştıracak ve .zgün bir değere sahip olanmarkaları tercih etmektedirler. .zgün olmak işletmeler açısından önemli bir unsur olarak g.rülmektedir.Ancak işletmeler ve literatür açısından artan önemine rağmen, marka .zgünlüğüne yönelik olarak yapılançalışmalar oldukça kısıtlıdır. Bu araştırmanın amacı, günümüzde markalar açısından fark yaratan bir unsurolarak .zgünlük kavramının pazarlama dinamikleri açısından irdelenmesi ve tüketicilerin tercihleri,tatmin dereceleri ve marka sadakatleri üzerindeki etkisinin incelenmesidir. Bilgisayar markalarına yönelikolarak yapılan araştırmada, 415 tüketiciye ulaşılmış ve verilerin analizinde yapısal eşitlik modeli kullanılmıştır.Araştırma sonucunda tüketicilere farklı deneyimler sunan, güvenilir vaatlerde bulunan ve bunlarıgerçekleştiren markaların, tüketicilerin tercihlerini önemli .l.üde biçimlendirdikleri g.rülmektedir.

  8. Çiftçilerin Bürokratik Bilgi ve Becerilerine Etki Eden Faktörler; Tokat İli Örneği

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Gungor Karakas

    2017-03-01

    Full Text Available Bu çalışmanın amacı, kırsal alanda yaşayan üreticilerin bürokratik bilgi ve becerilerinin gelişmesini etkileyen bazı faktörlerin belirlemesidir. Bu amaca ulaşmak için kırsal alanda yaşayan 110 çiftçi ile yüz yüze anket yapılmıştır. Anketler 2013 yılında Tokat ili merkez köylerinde gerçekleştirilmiştir. Bürokratik süreçler konusundaki bilgi ve becerilerinin gelişmesinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi amacıyla, sırasıyla açımlayıcı faktör analizi ve doğrulayıcı faktör analizi kullanılmıştır. Yapılan açımlayıcı faktör analizi sonucunda 4 faktörlü ve 10 değişkenli bir yapı ortaya çıkmıştır. Toplam varyansın % 76,063’ünü açıklayan bu faktörler ve güvenilirlik katsayıları; Örgütlenme Eğilimi (0,803, Bürokratik İşlem Deneyimi (0,701, Desteklerden Yararlanma Yoğunluğu (0,900 ve Yakın Çevre İletişimi (0,601 olarak belirlenmiştir. Yapılan doğrulayıcı faktör analizi sonuçlarına göre uyum endeks değerleri; GFİ: 0,938, CFİ; 0,934 ve NFİ; 0,913 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca elde edilen RMSEA ve CMİN/DF katsayılarının da uygun ve anlamlı olması elde edilen sonuçların teoriye uygun olduğuna işaret etmektedir. Elde edilen bu katsayıların istenen uyum indeks değerlerinin anlamlı olması sonuçların teoriye uygun olduğuna işaret etmektedir. Sonuç olarak Tokat ili kırsal alanda yaşayan çiftçilerin bürokratik bilgi ve becerilerinde etkili faktörler; tarımsal örgütlenmelerin içinde yer almak, kamu dairelerinde yapılan resmi işlem deneyimi, tarımsal desteklerden faydalanma girişimleri ve yakın çevre iletişimi olarak belirlenmiştir.

  9. Presentations from the Workshop On SABER: South Arc Beam Experimental Region, March 15-16, 2006, Menlo Park, California

    International Nuclear Information System (INIS)

    Noble, R.

    2006-01-01

    SABER (the South Arc Beam Experimental Region) is a proposed facility for experiments with 30 GeV electron and positron beams from the SLAC linac. The combination of a short bunch length (s z ∼ 30 microns), high beam charge (3 nC), and small focal spot size (s r = 10 microns) will offer unique scientific opportunities. For more detailed information about the SABER facility and an overview of some of the science possible take a look at the SABER proposal. Initial experiments with electrons could start as early as 2007. A central goal of SABER is to provide a facility responsive to the research needs of its users. The workshop's purposes are to introduce SABER to the potential user community and to explore the range of experiments that are possible. This is an opportunity for the research community to provide input about science at SABER and on the required beam parameters and infrastructure

  10. Zpřístupňování záznamů z Alephu ve vyhledávači Google

    Czech Academy of Sciences Publication Activity Database

    Šimáček, Marek

    -, 1-2 (2011) E-ISSN 1805-2800 Institutional research plan: CEZ:AV0Z70830501 Keywords : Aleph * search * Google http://www.lib.cas.cz/casopis-informace/zpristupnovani-zaznamu-z-alephu-ve-vyhledavaci- google /

  11. Unexpected East-West effect in mesopause region SABER temperatures over El Leoncito

    Science.gov (United States)

    Reisin, Esteban R.; Scheer, Jürgen

    2017-05-01

    We find that mesopause region temperatures determined by the SABER instrument on the TIMED satellite during nocturnal overpasses at El Leoncito (31.8°S, 69.3°W) are several kelvins higher when SABER observes from the East than when it observes from the West. We distinguish between altitudes corresponding to the nominal emission heights of the OH and O2 airglow layers. The East-West temperature differences of 4.5 K obtained for OH-equivalent height, and of 3.5 K for O2-equivalent height are surprising, because an effect of the South Atlantic Anomaly on SABER temperature is unexpected. However, the ground-based data obtained with our airglow spectrometer at El Leoncito show that such a SABER artifact can be ruled out. Rather, the phenomenon is explained as a consequence of the temporal sampling of the nocturnal variation, which is mostly due to the semidiurnal tide. The monthly mean tide is strongest from April to September with a mean amplitude of 6.9 K for OH, and of 10.5 K for O2 rotational temperature, but the contribution to the East-West effect varies strongly from month to month because of differences in the temporal sampling. This mechanism should be active at other sites, as well.

  12. I. Dünya Savaşı’nda Müttefiklerin (İngiltere-Fransa İskenderun Çıkarması Planı ve İkinci Çanakkale Korkusu

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ümmü Gülsüm Polat

    2014-06-01

    Full Text Available Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesinden kısa süre sonra başlatılan Çanakkale Harekâtı başta İngiltere olmak üzere müttefiklerin büyük umutlar bağladığı ve neticesinin kolay ve hızlı biçimde alınacağına inandıkları bir operasyondu. İngiliz savaş kadrosunun en tepe noktasındaki isim olarak Savaş Bakanı Lord Kitchener başta olmak üzere diğer bazı yöneticiler eş zamanlı olarak İskenderun’a da bir çıkarma operasyonu başlatılması konusunda girişimde bulunmuşlar ve bu konuda Fransız müttefikleriyle fikir birliğine ulaşmaya çalışmışlardı. Oysaki daha Çanakkale operasyonunun ilk günlerinden itibaren beklenenin aksine kolay ve hızlı bir deniz zaferi elde edilemeyeceği anlaşılmıştı. Ayrıca İngiltere ve Fransa arasındaki müttefik olmalarına rağmen yaşanan güç mücadelesi, fikir ayrılıkları ve bilhassa Suriye’nin savaş sonrası statüsü noktasında mutabakatın tam olmaması nedeniyle İskenderun üzerine bir operasyon planı hayata geçirilemedi. Bu noktada İngiliz makamları bölgedeki Ermeni nüfusunun desteğini alacaklarını ve burada bulunan az sayıda Osmanlı birliğinin harekâtın başarısını kolaylaştıracağını hesaplamalarına rağmen böylesi bir operasyona kalkışamadılar. Çanakkale’de sergilenen direniş önce Fransız müttefiklerini ve İngiliz savaş ekibini her türlü hazırlığa rağmen ikinci bir operasyon fikrinden kesin olarak vazgeçirdi.

  13. The yiaKLX1X2PQRS and ulaABCDEFG Gene Systems Are Required for the Aerobic Utilization of l-Ascorbate in Klebsiella pneumoniae Strain 13882 with l-Ascorbate-6-Phosphate as the Inducer▿

    OpenAIRE

    Campos, Evangelina; de la Riva, Lucia; Garces, Fernando; Giménez, Rosa; Aguilar, Juan; Baldoma, Laura; Badia, Josefa

    2008-01-01

    The capacity to both ferment and oxidize l-ascorbate has been widely documented for a number of enteric bacteria. Here we present evidence that all the strains of Klebsiella pneumoniae tested in this study ferment l-ascorbate using the ula regulon-encoded proteins. Under aerobic conditions, several phenotypes were observed for the strains. Our results showed that the yiaK-S system is required for this aerobic metabolic process. Gel shift experiments performed with UlaR and YiaJ and probes cor...

  14. Saberes da ayahuasca e processos educativos na religião do Santo Daime

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Maria Betânia B. Albuquerque

    2012-05-01

    Full Text Available Este estudo volta-se para os saberes da ayahuasca, beberagem de origem indígenafeita da combinação de um cipó e as folhas de um arbusto da Amazônia, utilizada em diferentescontextos culturais como é o caso da religião brasileira conhecida como Santo Daime. Parto dopressuposto, afirmado nos próprios hinos da doutrina, de que o daime (ayahuasca é um professore que na religião vivencia-se um processo educativo no qual um conjunto de saberes é circulado eapreendido. Metodologicamente, resulta de uma pesquisa bibliográfica, documental e de campo.Têm como fontes a bibliografia sobre as religiões ayahuasqueiras, os cadernos de hinos do SantoDaime e a realização de entrevistas com daimistas do Brasil e outros países. Teoricamente, inspirasenos estudos de Carlos Rodrigues Brandão acerca da educação como cultura e nos escritos deBoaventura de Sousa Santos, restringindo este texto à noção de “ecologia de saberes” deste autor.Dentre os principais saberes do daime destaco: saberes ecológicos-ambientais, cognitivos, estéticos,medicinais, e para a paz.

  15. İSPİRTEPE (NİĞDE CİVARI KARBONATLI ÇİNKO-KURŞUN YATAKLARININ JEOLOJİK VE MİNERALOJİK ÖZELLİKLERİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    M. Gürhan YALÇIN

    2004-01-01

    Full Text Available Orta Toroslar'da yer alan Aladağ Bölgesi, Devoniyen-Alt Kretase zaman aralığında çökelmiştir. Bölgeye, uzun süre tektonizma etkin olmuştur. Bu nedenle bölgede nap yapılı allokton Yahyalı, Siyah Aladağ, Minaretepeler, Çataloturan, Beyaz Aladağ napları ve ofiyolitli melanj istifleri meydana gelmiştir. Aladağ bölgesindeki İspirtepe civarında iki türlü cevherleşmeye rastlanmıştır. Birinci cevherleşme, Minaretepeler istifine ait Üst Triyas yaşlı dolomitik kireç taşları ile Kretase yaşlı ofiyolitik melanj dokanağında gözlenmektedir. Cevher K-G doğrultulu kırıklarda kırık dolgusu şeklinde gözlenir. İkinci cevherleşme ise cevherli fay zonlarının çevresinde bölgeye morenlerle taşınarak gelen sülfitli cevher parçaları şeklindedir. Bu cevher parçaları içerisindeki galenit bloklarının boyları bir metreye kadar ulaşmaktadır. Bölgedeki cevherli örneklerde yapılan cevher mikroskopisi çalışmaları ile mineral parajenezi belirlenmiştir. Birincil cevher minerali olarak galenit, sfalerit, pirit, fahlerz (tetrahedrit, kalkoprit ve bunların dönüşüm ürünü olarak simitsonit, anglezit, serüzit, malahit, götit ve lepidokrokit, gang minerali olarak kalsit, dolomit ve kuvars belirlenmiştir.

  16. El proceso de construcción del saber pedagógico en Educación Matemática

    OpenAIRE

    Sotos Serrano, María Antonia; López Esteban, María Carmen

    2015-01-01

    Presentamos el proceso de construcción del saber pedagógico de la profesora M. Antònia Canals i Tolosa, utilizando el modelo de los saberes docentes de Tardif. Dicho modelo destaca la importancia de los saberes experienciales y del proceso de reflexión compartida, necesario para construir el saber pedagógico. En el caso de la profesora Canals, la importancia de esos dos elementos es evidente, y su análisis permite indagar en la historia de la educación en general, y de la educación matemática...

  17. PRESENTEEISM: NEDENLERİ, YARATTIĞI ÖRGÜTSEL SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÜZERİNE BİR ALANYAZIN TARAMASI

    OpenAIRE

    ÇOBAN, Ömer; HARMAN, Serhat

    2012-01-01

    Presenteeism, işgörenin rahatsızlığı bulunmasına rağmen işe gitmesini ve bu durumdan kaynaklanan verimlilik kayıplarını ifade etmektedir. Türkiye’de presenteeism ile ilgili görgül çalışma sayısı yok denecek kadar azdır. Bu nedenle, presenteeism kavramı ile ilgili daha önce yapılmış çalışmaların incelendiği alanyazın taraması niteliğinde nitel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Yapılan alanyazın taraması sonucunda 28 adet tam metin çalışmaya ulaşılmıştır. 28 adet çalışmanın incelenmesinin ardın...

  18. Comparison of rotational temperature derived from ground-based OH airglow observations with TIMED/SABER to evaluate the Einstein Coefficients

    Science.gov (United States)

    Liu, W.; Xu, J.; Smith, A. K.; Yuan, W.

    2017-12-01

    Ground-based observations of the OH(9-4, 8-3, 6-2, 5-1, 3-0) band airglows over Xinglong, China (40°24'N, 117°35'E) from December 2011 to 2014 are used to calculate rotational temperatures. The temperatures are calculated using five commonly used Einstein coefficient datasets. The kinetic temperature from TIMED/SABER is completely independent of the OH rotational temperature. SABER temperatures are weighted vertically by weighting functions calculated for each emitting vibrational state from two SABER OH volume emission rate profiles. By comparing the ground-based OH rotational temperature with SABER's, five Einstein coefficient datasets are evaluated. The results show that temporal variations of the rotational temperatures are well correlated with SABER's; the linear correlation coefficients are higher than 0.72, but the slopes of the fit between the SABER and rotational temperatures are not equal to 1. The rotational temperatures calculated using each set of Einstein coefficients produce a different bias with respect to SABER; these are evaluated over each of vibrational levels to assess the best match. It is concluded that rotational temperatures determined using any of the available Einstein coefficient datasets have systematic errors. However, of the five sets of coefficients, the rotational temperature derived with the Langhoff et al.'s (1986) set is most consistent with SABER. In order to get a set of optimal Einstein coefficients for rotational temperature derivation, we derive the relative values from ground-based OH spectra and SABER temperatures statistically using three year data. The use of a standard set of Einstein coefficients will be beneficial for comparing rotational temperatures observed at different sites.

  19. CURRÍCULO E RESISTÊNCIA: horizontes para uma ecologia de saberes

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ana Elisa de Castro Freitas

    2016-09-01

    Full Text Available O presente artigo registra uma proposta curricular inovadora, desenvolvida no Setor Litoral da Universidade Federal do Paraná. Ancorada em um projeto político-pedagógico que busca superar concepções dominantes no âmbito das políticas curriculares, esta proposta investe na redefinição dos espaços pedagógicos, potencializando fluxos de saberes, poderes e identidades. Organizado em três fases/tempos articulados a três eixos/espaços, o desenho curricular assume uma forma tridimensional e modular. Seus espaços potencializam a cultura do trabalho coletivo e integrado em práticas inter e multidisciplinares, oportunizando movimentos de resistência à racionalidade instrumental do currículo normativo-prescritivo, dominante nas instituições de ensino superior brasileiras. Para além das competências profissionais, a formação é plena de potência humanizadora e emancipatória, alinhando-se com a proposta de uma ecologia de saberes. As relações de produção e circulação de saberes são socializadas. Neste sentido, o currículo tridimensional representa uma importante ruptura com a racionalidade formalmente unidimensional, linear e progressiva, inspiradora da formação universitária ocidental, que fragmenta e distancia os campos de saberes científicos, alienando os sujeitos dos processos e meios de produção, aquisição e circulação de conhecimentos.

  20. Aileler, Öğretmenler ve Dil ve Konuşma Terapistlerinin Çocuklardaki Dil ve Konuşma Bozukluklarına Yönelik Tutum ve Bilgilerinin Değerlendirilmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Bülent TOĞRAM

    2015-12-01

    Full Text Available Çocuklardaki iletişim sorunları aile bildirimleri, öğretmen raporları ve dil ve konuşma terapistleri (DKT tarafından yapılan değerlendirmeler ile saptanmaktadır. Dil ve konuşma bozukluklarının önlenmesi ve terapisinde işbirliği içinde bulunmaları gereken bu üçlü grubun konuya ilişkin görüş ve tutumları alanyazında önemli bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, ebeveynlerin, öğretmenlerin ve DKT’lerin dil ve konuşma bozuklukları alanındaki sorumluluk ve rollerini nasıl algıladıklarını, dil ve konuşma bozukluğu olan çocuğun akademik ve sosyal başarısına yönelik tutumlarını, dil ve konuşma bozukluklarının nedenleri ve terapisine yönelik düşüncelerini betimlemektir. Çalışmaya 37 aile bireyi, 46 öğretmen ve 35 DKT katılmıştır. Anket yoluyla elde edilen veriler her grubun konuya ilişkin bilgisini ortaya koymak için karşılaştırılmıştır. Dil ve konuşma bozukluğu olan çocukların akademik/sosyal başarılarına yönelik tutumlarında diğer katılımcı gruplara göre öğretmenlerin, çocukların terapi gereksinimlerine yönelik tutumlarında ise ailelerin daha kararsız tutumlar geliştirdikleri dikkat çekmektedir.Dil ve konuşma bozukluklarının nedenleri ve terapi eksikliklerine yönelik bilgilerinde grupların öncelikli sıralamalarının farklılaştığı görülmüştür

  1. Saberes agrícolas tradicionales como programa académico

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    J. Antonio Gómez Espinoza

    2008-01-01

    Full Text Available En el marco de las crisis social y ambiental del tercer milenio, se hace necesario repensar la universidad, sus paradigmas, el concepto de educación y su modelo educativo para impactar en la construcción de la nueva sociedad. Los Saberes Agrícolas Tradicionales (SAT aportan elementos conceptuales básicos para la implementación y desarrollo de una sociedad sustentable. A partir del rescate, la sistematización de los SAT y el diálogo intercultural SAT-ciencia, se propone incorporar los Saberes Agrícolas Tradicionales como programa académico en las Instituciones de Enseñanza y Aprendizaje Agrícola del nivel Superior (IEAS.

  2. Chapter 3: Design of the Saber-Tooth Project.

    Science.gov (United States)

    Ward, Phillip

    1999-01-01

    Used data from interviews, surveys, and document analysis to describe the methods and reform processes of the Saber Tooth Project, examining selection of sites; demographics (school sites, teachers, data sources, and project assumptions); and project phases (development, planning, implementation, and support). The project's method of reform was…

  3. Saber-sheath trachea as a marker of severe airflow obstruction in chronic obstructive pulmonary disease.

    Science.gov (United States)

    Ciccarese, Federica; Poerio, Antonio; Stagni, Silvia; Attinà, Domenico; Fasano, Luca; Carbonara, Paolo; Bacchi Reggiani, Maria Letizia; Zompatori, Maurizio

    2014-02-01

    Saber-sheath trachea is a specific radiographic parameter for chronic obstructive pulmonary disease (COPD), which consists of marked coronal narrowing associated with sagittal widening (tracheal index saber-sheath trachea and clinical-radiological findings in a group of patients with COPD of varying severity. We evaluated the chest radiographs of 71 patients with COPD distributed as follows: GOLD class I, 8/71 (11.3 %); class II, 34/71 (47.9 %); class III, 16/71(22.5 %); class IV, 13/71 (18.3 %). In 52/71 (73.2 %) patients we also evaluated chest computed tomography (CT) scans. We analyzed the prevalence of saber-sheath trachea and its correlation with the Tiffenau index, GOLD stage and radiological signs of COPD. Moreover, we evaluated the sensitivity, specificity and accuracy of chest radiography as compared to CT taken as the gold standard, and the correlation between the radiographic and CT tracheal index. Saber-sheath trachea was found in 18/71 (25.4 %) patients, with a greater prevalence in patients with lower Tiffenau Index (p = 0.02), GOLD stages III-IV and visual severity score 3 (severe) on chest CT. Saber-sheath trachea was not found to be related to other radiological signs of COPD. The sensitivity, specificity and accuracy values of radiography were 72.2, 97.0 and 88.5 %, with perfect concordance between the radiographic and CT tracheal index (p Saber-sheath trachea is linked to the functional severity of airway obstruction, but not to other radiological signs of COPD. Thus, evaluation of the trachea at chest radiography is strongly recommended.

  4. Neoliberal Eğitim Politikaları ve Eğitimde Fırsat Eşitliği Bağlamında Uluslararası Sınavların (PISA, TIMSS ve PIRLS Analizi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Halim Güner

    2014-12-01

    Full Text Available Ekonomi ve eğitim ilişkisi birçok araştırmaya konu olmuş ve eğitim süreçlerinin ekonomik politikalara hizmet etmesi kabul edilen bir olgudur. Kapital sistemin oluşturduğu eşitsiz yarış sisteminin yeniden oluşturucusu yine eğitim süreçleri olarak düşünülmektedir. Eğitimin dünya genelinde belirli bir standarda ulaşıp, birçok ülkede benzer politikalar ile pazar ekonomisine hizmet edecek yapıya kavuşturulması neoliberal politikaların bir amacı olduğu düşünülmektedir. Ülkeler arasında benzer eğitim politikaları oluşturmanın etkili bir yolu günümüzde yapılan uluslararası sınavlardır. TIMSS, PISA ve PIRLS gibi sınavlar ülkelerin eğitim karnelerini ve ilişkili birçok değişkeni ülkelerin gündemine getirerek reform yapma gereksinimi algısı oluşturmaktadır. Bu reform algısının temel hedefinde ise dünya pazarında daha rekabetçi bir ekonomi için daha yarışçı bir eğitim anlayışıdır. Eğitimin insani gelişimden ziyade ekonomiye hizmet edecek donanımlı bireyler yetiştirmeye odaklanması sonucunda eşitsizlik sosyo-ekonomik duruma göre daha da derinleşmektedir. Her ne kadar uluslararası sınavların raporlarında eğitim eşitsizliğin giderilip öğrenciler arasındaki farkın kapatılması yönünde tavsiyeler barındırsa bile ülkelerin eğitim reformlarında özelleştirmeye gitmeleri ve değişimi takip eden öğretmen kalitesinin farklılık göstermesi nedeniyle öğrenci başarısındaki açı daha da büyümektedir. Bu araştırmanın amacı da bu sorunları literatür çerçevesinde işlemektir. Böylece hızlı reformların olduğu ülkemizde değişim adımlarının daha hesaplı atılmasında katkı sağlanması umulmaktadır.

  5. Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge: Sınırlandırma Anlaşmaları, Paydaşlar ve Stratejiler

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Nur Jale ECE

    2017-03-01

    Full Text Available Doğu Akdeniz Havzası, yüksek potansiyel enerji kaynaklarının sahip olması, askeri, ticari ve ulaştırma açısından jeopolitik ve jeostratejik önemi haizdir. “1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde Münhasır Ekonomik Bölge (MEB”nin anlaşma yoluyla sınırlandırılmasının, hakkaniyet ilkesine göre uluslararası hukuk çerçevesinde yapılması yer almasına rağmen Doğu Akdeniz’deki devletler deniz enerji kaynaklarını paylaşmak amacıyla MEB’lerini bölgedeki üçüncü devletlerin hakkını gözetmeden tek taraflı olarak ilan etmekte ve ikili antlaşmalar yapmaktadır. Çalışmada, Doğu Akdeniz Havzasının jeostratejik ve jeopolitik önemi, MEB sınırlandırma uyuşmazlıkları, Doğu Akdeniz Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ve stratejik paydaşlar incelenmiş, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege Münhasır Ekonomik Bölgesindeki stratejilerine ilişkin önerilerde bulunulmuş, konuya ilişkin genel bir değerlendirme yapılarak Türkiye’nin söz konusu bölgede çıkarlarını korumak için Akdeniz ile Ege’de Münhasır Ekonomik Bölgesini ilan etmesi, MEB deniz yetki alanını gösteren haritaları ortaya koyması ve kıyıdaş ülkelerle münhasır ekonomik bölge sınırlandırma anlaşmaları yapmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır.

  6. VE of construction industry

    Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

    NONE

    1987-10-15

    This book gives descriptions of basic of VE of construction industry including doing away with mannerism, necessity of cost reduction, management method of cost reduction, thinking of idea, target of VE, starting VE activity, technical method of VE of construction industry such as thinking of idea with brainstorming, function trade method, new brainstorming, MM method, morphology analysis and lateral thinking, cases of VE of construction industry.

  7. VE of construction industry

    International Nuclear Information System (INIS)

    1987-10-01

    This book gives descriptions of basic of VE of construction industry including doing away with mannerism, necessity of cost reduction, management method of cost reduction, thinking of idea, target of VE, starting VE activity, technical method of VE of construction industry such as thinking of idea with brainstorming, function trade method, new brainstorming, MM method, morphology analysis and lateral thinking, cases of VE of construction industry.

  8. Aziz Nacib Ab’Saber, geógrafo brasileiro

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Neli Aparecida de Mello-Théry

    2012-03-01

    Full Text Available Na ocasião do falecimento de Aziz Nacib Ab’Saber faz-se uma retrospectiva da sua carreira científica. Ela foi marcada por significativa produção científica no campo da Geografia Fisica, particularmente os estudos da paisagem e da geomorfologia. No campo da conservação da Natureza Aziz foi um pioneiro, e tornou-se um îcone dos movimentos ambientais, pela qualidade das análises e pela firmeza na defesa das posições que julgava justas.A l’occasion de la mort d’Aziz Nacib Ab’Saber le texte fait une rétrospective de sa carrière scientifique. Elle a été marquée par une importante production scientifique dans le domaine de la géographie physique, en particulier les études de paysage et la géomorphologie. Dans le domaine de la conservation de la nature Aziz a été un pionnier, et est devenu une icône du mouvement environnemental, par la qualité de ses analyses et par sa fermeté dans la défense des positions qu’il pensait justes.On the occasion of the death of Aziz Nacib Ab’Saber the text makes a retrospective of his scientific career, marked by significant scientific production in the fields of physical geography, particularly studies of landscape and geomorphology. In the field of nature conservation Aziz was a pioneer, and became an icon of the environmental movement, by the quality of its analysis and by the firmness in the defense of positions he thought justs.

  9. Induced resistance to septorial leaf blotch disease in wheat cv. 'SaberBeg' and its hybrids by fast neutrons

    International Nuclear Information System (INIS)

    Ibrahim, I.; Al-Marooff, E.; AI-Janabi, A.; Mahmood, A.; AI-Aubaidi

    1990-01-01

    Full text: Seeds of 'SaberBeg' and its hybrids in F 2 generation were irradiated with different doses of fast neutrons. 1324 variants selected from M 2 and F 4 M 2 were evaluated for resistance to septorial leaf blotch (Septoria tritici Rob ex Desm) with artificial inoculation under field conditions, through 3 successive generations. Results revealed 55 variants moderately resistant, along with better agronomic traits such as stiff stem, earliness in maturity and good adaption to semiarid zone conditions. The highest number of such variants was obtained from irradiated 'SaberBeg' x 'Mexipak' and 'SaberBeg' x ('Mexipak' x 'AbuGhraib 4'), while the lowest number was found from 'SaberBeg' x 'Araz'. (author)

  10. "Artículo 67: educación es un derecho de la persona y un servicio público con una función social". Saberes técnicos y saberes políticos sobre la Educación en Colombia. 1978 - 1994

    OpenAIRE

    Heredia Duarte, María Isabel

    2012-01-01

    "Artículo 67: La educación es... un derecho de la persona y un servicio público con una función social Saberes técnicos y saberes políticos sobre la Educación en Colombia 1978 - 1994" es un trabajo de investigación que tiene como propósito: analizar desde la perspectiva histórica, los juegos de relaciones de saber-poder que entablaron los saberes políticos y técnicos, presentes en las expresiones escritas en las revistas sobre Educación en Colombia en el período comprendido entre 1978 a 1994....

  11. EDUCAÇÃO INFANTIL, CURRÍCULO E SABERES DOCENTES: PERCURSOS DE UMA PESQUISA-AÇÃO

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Elaine Luciana Silva Sobral

    2011-03-01

    Full Text Available Apresentamos os processos, percursos e achados de uma pesquisa-ação que teve como objetivos: investigar saberes docentes necessários ao desenvolvimento de uma proposta curricular numa instituição pública de educação infantil e contribuir para a (re significação, por parte de professores, de saberes necessários à construção de uma proposta curricular para a educação infantil. Com a participação de 19 sujeitos desenvolvemos observações não-participantes; entrevistas semi-estruturadas (individuais e coletivas; análise de documentos e seminários de estudos reflexivos. Analisamos duas categorias: 1 Saberes docentes relativos às concepções de currículo/proposta curricular e 2 Saberes docentes relativos às especificidades da educação infantil. Percebemos avanços no que se refere à (resignificação de tais saberes por parte dos sujeitos, configurando rupturas importantes com suas concepções iniciais. Apontamos para a necessidade de um trabalho de formação permanente, no contexto da instituição, de modo a propiciar o diálogo entre as práticas pedagógicas e as propostas curriculares.

  12. Un acercamiento al desarrollo del saber de Estado Apuntes para una agenda de investigación

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Edwin Cruz Rodríguez

    2007-01-01

    Full Text Available Este artículo se propone realizar una aproximación al desarrollo del saber de Estado, entendido como el conjunto de conocimientos necesarios para dirigir el Estado, planteando algunos elementos que pueden ahondarse en la investigación de este campo en Colombia y Latinoamérica. Es posible acercarse al tipo específico de saber que permite al Estado ejercer su poder desde dos perspectivas: una histórica, que caracteriza la formación de este saber en relación con la del Estado nación y con los contextos sociales cambiantes que supone el advenimiento de la modernidad; y otra teórica, que permite aproximarse a las relaciones causales que explican el desarrollo del saber de Estado entre las instituciones políticas, los contextos sociales y los acontecimientos históricos relevantes, entre otros. El saber de Estado se ha desarrollado por causas que se desprenden de las relaciones entre el desarrollo del conocimiento y su institucionalización, las instituciones estatales y los contextos sociales problemáticos. La causalidad entre estos no es lineal y varía de acuerdo con las relaciones de poder en contextos nacionales específicos.

  13. TRAVEL TO TIME: CLOCK AND CLOCK TYPES IN DIVAN POETRY ZAMANA YOLCULUK: DİVAN ŞİİRİNDE SAAT VE SAAT ÇEŞİTLERİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Gülay DURMAZ

    2012-06-01

    Full Text Available Measuring time has always been essential for humans. Until we had the modern day clocks, various techniques had been used, and time had been tried to be regulated. During this process many different types of clocks emerged. In this article, reflection of clock and its progress in the real world on the Divan poetry will be examined. Couplets revealing how the topic of clocks and time was held in the trips to the imaginations of the Divan poet will lead the way in this examination Zamanı ölçmek, insanoğlu için her zaman çok önemli olmuştur. Bugün kullandığımız saatlere ulaşıncaya kadar, pek çok yöntem denenmiş ve zamanın düzenlenmesine çalışılmıştır. Bu aşamada birçok saat çeşidi de ortaya çıkmıştır. Bu makalede saatin ve saat çeşitlerinin gerçek dünyadaki gelişiminin Divan şiirine yansıması izlenmeye çalışılacaktır. Bunun için Divan şairinin, hayal dünyasının yolculuğunda saat ve zaman konusuna nasıl yer verdiğini gösteren beyitler, bu konudaki yol göstericiler olacaktır.

  14. Analitik Hiyerarşi Yöntemi İle İstanbul'da Bütünleşik Bisiklet Ağı Kümelerinin Önceliklendirilmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Dilek Çol Yılmaz

    2014-06-01

    Full Text Available Bu çalışmada motorsuz ulaşım ve toplu taşıma entegrasyonunun yüksek seviyede hareketliliğe etkisi değerlendirilmiştir. Önemli bir ulaşım türü olan bisikletin motorsuz ulaşımdaki rolü, sürdürülebilir yolculuk hedefine katkıları ele alınmıştır. Çalışmada İstanbul metropoliten alanında toplu taşıma sistemi ile bütünleşik bisiklet ulaşım ağının aşamalı olarak gerçekleştirilmesi için bir karar destek modeli kurulmuştur. Model oluşturulurken 2023 yılı için planlanmış olan toplu taşıma hatları, aktarma merkezi noktaları, bu noktalara ait yolcu sayıları, yeniden düzenlenen bisiklet ağı gibi veriler Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS ortamında geliştirilen haritaya altlık olarak kullanılmıştır. Çok Ölçütlü Karar Verme yöntemlerinden nitel ve nicel değerlendirmeye olanak veren Analitik Hiyerarşi Yöntemi (AHY kullanılarak ulaşım planlaması konusunda uzmanların değerlendirmeleri doğrultusunda, İstanbul metropoliten alanında toplu taşıma ile bütünleşik bisiklet ağı kümelerinin öncelikleri belirlenmiştir.

  15. Ortak Çalışma ve Ekip Bilimi: Teoriden Pratiğe=Collaboration and Team Science: From Theory to Practice

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    L. Michelle Bennett

    2013-07-01

    Full Text Available Disiplinler arası çalışmalar, bilimsel buluşlar ve dönüşümsel araştırma çalışmaları için giderek daha önemli hale gelmektedir. Yüksek katılımlı ve aralarında etkileşim halinde olan araştırma ekipleri birtakım ortak özellikleri paylaşırlar. Bu özellikler çalışmalarının geliştirilmesi ve zamanla sürdürülebilirliğine ilişkin başarılarına katkıda bulunur. Çok başarılı araştırma ekipleri ile hedeflerine ulaşamayan veya aralarındaki uyuşmazlıklar nedeniyle dağılan ekiplerin üyeleriyle etraflıca yaptığımız görüşmelerle, ekip başarısı ve etkinliği için gerekli anahtar unsurları belirledik. Hiç kuşkusuz bilimsel hedef ortak çalışmanın merkezinde yer almaktadır. Buna karşın ekibin raydan çıkmasını önlemek için destekleyici ögelere de ihtiyaç vardır. Bunların içinde en önemlisi güvendir; güven olmadan ekip dinamikleri zamanla bozulma riskiyle karşı karşıya kalır. Hem liderler hem de diğer katılımcılar için farkında olunması gereken diğer kritik faktörler; ortak bir vizyon geliştirmek, ekip üyelerini stratejik olarak belirlemek ve ekibin kurulmasında kararlı davranmak, uyuşmazlık çıktığında ihtilafları ortaya koymak ve kredi (itibar, destek vb.ile yazarlığı paylaşırken beklentileri açıkça ortaya koymaktır. Özfarkındalık ve güçlü iletişim becerilerine sahip olmak, etkin bir liderliğe ve bilim ekiplerinin yönetim stratejilerine önemli katkı sağlar. Tüm başarılı ekipler bu aktiviteleri etkin olarak gerçekleştirme özelliğini paylaşırken, farklı güçlü ve zayıf özelliklere sahip her liderle başarıya ulaşmak için tek bir formül yoktur. Başarılı bilimsel ortaklıklar, kendisini bilen, düşünceli, işin merkezinde bilimin olmasını destekleyen kritik unsurları önemseyen güçlü liderlere sahiptir./Interdisciplinary efforts are becoming more critical for scientific discovery and translational

  16. The VE/CAD synergism

    International Nuclear Information System (INIS)

    Sperling, R.B.

    1993-01-01

    Value Engineering (VE) and Computer-Aided Design (CAD) can be used synergistically to reduce costs and improve facilities designs. The cost and schedule impacts of implementing alternative design ideas developed by VE teams can be greatly reduced when the drawings have been produced with interactive CAD systems. To better understand the interrelationship between VE and CAD, the fundamentals of the VE process are explained; and example of a VE proposal is described and the way CAD drawings facilitated its implementation is illustrated

  17. “Cihanda Türk” Ve “Şarkımız” Şiirlerinin Varlıkbilim Açısından / Ontolojik Açıdan Karşılaştırılması Ontological Comparison Of “Cihanda Türk” And “Şarkimiz” Poems

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Salim DURUKOĞLU

    2013-09-01

    orplagiarism, parallel these concepts are closer. Gustave Lanson’a göre, en özgün yazarların bile kişiliği geçmiş nesillerin ve edebi akımların sentezi olarak dörtte üç oranında ödünçleme ögelerden oluştuğu için her şairin yahut yazarın ufkunda başka şair ve yazarlar ile kendinden önce yazılmış edebi metinler vardır. Mitolojik bağlamda, bir söz söylediğinde bunun kendinden önce söylenmediğini bilme olanağına sahip tek kişi Hz. Adem yahut eşi Hz. Havva’dır. Uygarlık, insanlığın ulaştığı en büyük fikir sentezi olarak tanımlanır. Kendisinden zengin kültür ve uygarlıklarla karşılaşmayan ve bunlardan yararlanmayan kültürlerin gelişmesi ve uygarlık düzeyine yükselmesi nasıl mümkün değilse; bir yazarın öteki yazarlar ile karşı karşıya gelmemesi, onları keşfedip kendine mal etmemesi de mümkün değildir. Bu ilişkiler ağı içinden, yazarlık (metnimiz bağlamında şairlik da bir yazarın ulaştığı en büyük fikir sentezidir, çıkarımına ve tanımına ulaşabiliriz.Yazarların birbirlerinden etkilenmeleri doğal olduğu kadar üzerinde durulmaya değecek kertede ilginçtir ve karşılaştırmalı edebiyatın en önemli çalışma alanıdır. Bu yazıda Bekir Sıtkı Erdoğan’ın Cihanda Türk adlı şiiri ile Necip Fazıl Kısakürek’in Şarkımız adlı şiirleri ontolojik açıdan karşılaştırılmıştır. Makalemizde karşılaştırmalı edebiyatın kısa tarihi verildikten ve ontolojik yönteme göre edebi eserdeki varlık tabakaları özetlendikten sonra geçilen karşılaştırmada önce şiirlerin yayın serüveni üzerinde durularak, sahih bir metne ulaşılmaya çalışılmış; devamında edebi eserde varlık tabakaları olarak iç içe geçmiş olan ses tabakaları, anlam tabakaları, farklı şematik görüşler tabakları, alınyazısı tabakaları ayrıştırılmaya çalışılarak değerlendirmeler yapılmıştır. Sonuç başlığında ise aklama yahut karalama amacı g

  18. Mesospheric Water Vapor Retrieved from SABER/TIMED Measurements

    Science.gov (United States)

    Feofilov, Arte, G.; Yankovsky, Valentine A.; Marshall, Benjamin T.; Russell, J. M., III; Pesnell, W. D.; Kutepov, Alexander A.; Goldberg, Richard A.; Gordley, Larry L.; Petelina, Svetlama; Mauilova, Rada O.; hide

    2007-01-01

    The SABER instrument on board the TIMED satellite is a limb scanning infrared radiometer designed to measure temperature and minor constituent vertical profiles and energetics parameters in the mesosphere and lower thermosphere (MLT) The H2O concentrations are retrieved from 6.3 micron band radiances. The interpretation of this radiance requires developing a non-LTE H2O model that includes energy exchange processes with the system of O3 and O2 vibrational levels populated at the daytime through a number of photoabsorption and photodissociation processes. We developed a research model base on an extended H2O non-LTE model of Manuilova coupled with the novel model of the electronic kinetics of the O2 and O3 photolysis products suggested by Yankosvky and Manuilova. The performed study of this model helped u to develop and test an optimized operational model for interpretation of SABER 6.3 micron band radiances. The sensitivity of retrievals to the parameters of the model is discussed. The H2O retrievals are compared to other measurements for different seasons and locations.

  19. Spent fuel composition database system on WWW. SFCOMPO on WWW Ver.2

    International Nuclear Information System (INIS)

    Mochizuki, Hiroki; Suyama, Kenya; Nomura, Yasushi; Okuno, Hiroshi

    2001-08-01

    'SFCOMPO on WWW Ver.2' is an advanced version of 'SFCOMPO on WWW (Spent Fuel Composition Database System on WWW' released in 1997. This new version has a function of database management by an introduced relational database software 'PostgreSQL' and has various searching methods. All of the data required for the calculation of isotopic composition is available from the web site of this system. This report describes the outline of this system and the searching method using Internet. In addition, the isotopic composition data and the reactor data of the 14 LWRs (7 PWR and 7 BWR) registered in this system are described. (author)

  20. Una lectura teológica de la realidad: ¿A cuáles nuevos saberes recurrir o con qué saberes contar?

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Geraldo De Mori

    2012-01-01

    Full Text Available Tras un breve recurrido histórico del lugar de los otros saberes en la teología práctica/pastoral, el presente artículo hace un análisis de cómo estos saberes se encuentran hoy día en los principales modelos de teología práctica/pastoral, a saber: 1 las teologías prácticas empíricas, más presentes en los países anglosajones, que dialogan mucho con la sicología y la pedagogía; 2 las teologías prácticas críticas, como son las teologías política y de la liberación, que hacen de la praxis la categoría central del quehacer teológico y entran en un diálogo estrecho sobre todo con la sociología, la economía y las ciencias políticas; 3 las teologías prácticas/pastorales fundamentales, propuesta por Browning, que intentan dialogar sobre todo con la filosofía hermenéutica. En un tercer momento, partiendo de tres categorías de la ética de Paul Ricoeur, es decir, la estima de sí, el cuidado el otro y la búsqueda de instituciones justas, el texto propone pensar el quehacer de la teología práctica/ pastoral alrededor de esas categorías, mostrando a qué saberes recurrir.After a brief historical review of the role of other knowledges in practical/pastoral theology, this article analyzes how these knowledges are found today in the main models of practical/pastoral theology, namely: 1 empirical practical theologies, more present in Anglo-Saxon countries, which are often in dialogue with psychology and pedagogy; 2 critical practical theologies, such as political and liberation theologies, which make praxis the central category of the theological task and that are in close dialogue mainly with sociology, economics and political science; 3 fundamental practical/pastoral theologies, proposed by Browning, which attempt to dialogue principally with hermeneutic philosophy. In a third stage, based on Paul Ricoeur's three ethical categories, that is to say, self-esteem, caring for others and the pursuit of just institutions, the

  1. New formulations of bupivacaine for the treatment of postoperative pain: liposomal bupivacaine and SABER-Bupivacaine.

    Science.gov (United States)

    Skolnik, Aaron; Gan, Tong J

    2014-08-01

    Although generally considered both safe and effective, local anesthetics are often used in conjunction with opioids postoperatively in part because of the limited duration of drug action of local anesthetics. Much interest exists in extending the duration of local anesthetics' effects, which may reduce the requirement for opioid pain medications that are frequently associated with side effects, including nausea and vomiting, pruritus and respiratory depression. This article introduces liposomal bupivacaine and SABER®-Bupivacaine, two new formulations of bupivacaine that increase the duration of analgesia postoperatively through two novel slow-release technologies. The pharmacodynamics, pharmacokinetics, efficacy and safety of both preparations of bupivacaine are reviewed. An electronic database search conducted using the Cochrane Central Register of Controlled Trials and MEDLINE/PubMed with the following search terms: 'bupivacaine,' 'liposomal bupivacaine', 'liposome bupivacaine', 'Exparel', 'SABER-Bupivacaine', 'SABER Bupivacaine', and 'SABER' yielded 90 articles (no language or date of publication restrictions were imposed). Clinical trials involving liposomal bupivacaine and SABER-Bupivacaine indicate that both safely prolong analgesia, while decreasing opioid requirements when compared with placebo. However, additional clinical studies are necessary to better determine the efficacy and cost-effectiveness of these long-acting local anesthetic formulations.

  2. Kobi niteliğindeki sağlık kuruluşlarında iç kontrol sistemi ve önemi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Güler GÜNEY

    2014-06-01

    Full Text Available Büyük küçük tüm sağlık kuruluşlarının, sürekliliklerini sağlayabilmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri bakımından en önemli kriter etkili bir iç kontrol sistemine sahip olmalarıdır. Özellikle Türkiye gibi ekonomisi gelişmekte olan, ticari aktörlerinin çok büyük bir kısmı KOBİ statüsünde olan ülkelerde, ekonomik hayatı hareketlendirmek, sermaye piyasalarının gelişmesi ve işlerliğinin kuvvetlenmesinin sağlanmasında da yine en temel kriter etkin ve etkili bir iç kontrol siteminin varlığıdır. Çünkü etkili bir iç kontrol sistemi; hata, hile ve yolsuzlukların önlenmesinde ve işletme içinde uygulanan politika ve prosedürlerin uygulanma düzeyi ve verimliliğinin sağlanmasında da önemli bir etkendir. İster büyük, ister küçük olsun her işletmede etkin olan ya da olmayan bir iç kontrol mevcuttur. Ancak bu kontrollerin işletmede belirlenmiş bulunan belli politika ve prosedürlere göre yapılıp yapılmadığı ya da etkin olup olmadıkları tartışılabilmektedir. Ülkemizdeki sağlık kuruluşlarından, özellikle sermaye piyasalarında işlem gören kuruluşlarda mevzuatlar gereği iç kontrol sistemi kurulmuş olmasma rağmen, bu iç kontrol sisteminin tamamıyla örgütsel amaçlar doğrultusunda etkili ve verimli şekilde çalıştığını söylemek mümkün değildir. Ülkemizdeki KOBİ niteliğindeki sağlık kuruluşlarının hatırı bir kısmında ise iç kontrol sisteminin oldukça yetersiz ve zayıf olarak nitelenebilecek şekilde uygulandığı ifade edilebilir. Bu da diğer tüm KOBÎ'lerde olduğu gibi sağlık alanındaki kuruluşların büyüme, gelişme ve kurumsallaşması üzerine olumsuz etkide bulunmaktadır. Daha da önemlisi de kurumların örgütsel amaçlarını gerçekleştirmesinde zorluklarla karşılaşmasına sebep olmaktadır. Başka bir deyişle, etkin iç kontrol sisteminin işletmelerin ilgililerine fayda sağlaması gereklidir. Böylece i

  3. Satış personeline yönelik performans değerlendirme ölçeğinin geliştirilmesi ve psikometrik özelliklerinin incelenmesi [The study of the development of performance evaluation scale and psychometric qualities research towards sales personnel

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Şule AKALIN

    2014-10-01

    Full Text Available Bu araştırmanın amacı, mağazalarda çalışan satış personelinin iş performansını ölçmede kullanılabilecek performans değerlendirme ölçeğinin geliştirilmesi ve geliştirilen ölçeğin psikometrik özelliklerinin incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu 200 satış personeli oluşturmaktadır. Ölçeğin yapı geçerliği için açımlayıcı faktör analizi yapılmıştır. Açımlayıcı faktör analizi sonucuna göre ölçek, “Satışa Yönelik Bilgi, Beceri ve Kişisel Özellikler” ve “İş Yerine Uyum Özellikleri” olmak üzere iki alt boyuttan ve 31 maddeden oluşmaktadır. Ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı .96, test tekrar test güvenirlik katsayısı ise .88 bulunmuştur. İki faktör tarafından açıklanan toplam varyans % 50.36’dır. Ölçek ve alt boyutlarının Cronbach Alfa ve test tekrar test güvenirliklerine bakılmış ve ilk analizde bulunan değerlerle aralarında manidar bir değişiklik görülmemiştir. Bu bulgulara dayanarak, geliştirilen performans değerlendirme ölçeğinin; satış personelinin performansını ölçmede kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir psikometrik araç olduğu sunucuna ulaşılmıştır.

  4. Chapter 1: An Introduction to the Saber-Tooth Project.

    Science.gov (United States)

    Ward, Phillip

    1999-01-01

    Introduces a theme issue on the Saber-Tooth Project, an ongoing reform effort involving a university and school district that collaborate to improve middle school physical education by improving teaching conditions and engaging teachers in professional development emphasizing curriculum improvement. The monograph explains the nature of…

  5. Spent fuel composition database system on WWW. SFCOMPO on WWW Ver.2

    Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

    Mochizuki, Hiroki [Japan Research Institute, Ltd., Tokyo (Japan); Suyama, Kenya; Nomura, Yasushi; Okuno, Hiroshi [Japan Atomic Energy Research Inst., Tokai, Ibaraki (Japan). Tokai Research Establishment

    2001-08-01

    'SFCOMPO on WWW Ver.2' is an advanced version of 'SFCOMPO on WWW' ('Spent Fuel Composition Database System on WWW') released in 1997. This new version has a function of database management by an introduced relational database software 'PostgreSQL' and has various searching methods. All of the data required for the calculation of isotopic composition is available from the web site of this system. This report describes the outline of this system and the searching method using Internet. In addition, the isotopic composition data and the reactor data of the 14 LWRs (7 PWR and 7 BWR) registered in this system are described. (author)

  6. Mesospheric H2O Concentrations Retrieved from SABER/TIMED Measurements

    Science.gov (United States)

    Feofilov, A. G.; Marshall, B. T.; Garcia-Comas, M.; Kutepov, A. A.; Lopez-Puertas, M.; Manuilova, R. O.; Yankovsky, V.A.; Goldberg, R. A.; Gordley, L. L.; Petelin, S.; hide

    2008-01-01

    The SABER instrument on board the TIMED Satellite is a limb scanning infrared radiometer designed to measure temperature and minor constituent vertical profiles and energetics parameters in the mesosphere and lower thermosphere (MLT). The H2O concentrations are retrieved from 6.3 micron band radiances. The populations of H2O(v2) vibrational levels are in non-Local Thermodynamic Equilibrium (non-LTE) above approximately 55 km altitude and the interpretation of 6.3 micron radiance requires utilizing non-LTE H2O model that includes various energy exchange processes in the system of H2O vibrational levels coupled with O2, N2, and CO2 vibrational levels. We incorporated these processes including kinetics of O2/O3 photolysis products to our research non-LTE H2O model and applied it for the development and optimization of SABER operational model. The latter has been validated using simultaneous SCISAT1/ACE occultation measurements. This helped us to estimate CO2(020)-O2(X,v=I), O2(X,v=I)- H2O(010), and O2(X,v=1) O rates at mesopause temperatures that is critical for an adequate interpretation of non-LTE H2O radiances in the MLT. The first distributions of seasonal and meridional H2O concentrations retrieved from SABER 6.3 micron radiances applying an updated non-LTE H2O model are demonstrated and discussed.

  7. Fifth and Sixth Grade Students' Deficiencies on Word Problem Solving and Failures in the Problem Solving Process [Beşinci ve Altıncı Sınıf Öğrencilerinin Sözel Problemleri Çözme Konusundaki Yetersizlikleri ve Problem Çözümlerindeki Hataları

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Dilek Sezgin Memnun

    2014-08-01

    Full Text Available In this research, it was aimed to determine the deficiencies of secondary school fifth- and sixth-grade students on word problem solving and their failures in this process. For this purpose, four separate word problems were asked to the students and their written answers were taken at the implementation process. The analysis of the data suggests that a significant part of these secondary school students had deficiencies during word problem solving and their failures in this process. Moreover, these deficiencies and failures were reported to be related to the understanding of word problems and the planning for solutions in the solving process. In addition, it was found that the fifth- and sixth- grade students rarely attempted to use drawing in order to solve the word problems. They mostly had deficiencies in deciding which arithmetic operations to be used while approaching the problems and they had failures at their arithmetic operations. [Bu araştırmada, ortaokul beşinci ve altıncı sınıf öğrencilerinin sözel problemleri çözme konusundaki yetersizlikleri ile bu tür problem çözümlerindeki hatalarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, beşinci ve altıncı sınıf öğrencilerine dört farklı sözel problem sorulmuş ve cevapları yazılı olarak alınmıştır. Ulaşılan verilerin analizi, ortaokul öğrencilerinin önemli bir kısmının sözel problemleri çözme konusunda yetersizlikleri ve problem çözümlerinde hataları bulunduğunu göstermiştir. Ayrıca, bu yetersizlik ve hatalarının çoğunlukla problem çözme süreci kapsamında problemin anlaşılması ve çözüm için plan yapma aşamalarına ilişkin olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, beşinci ve altıncı sınıf öğrencilerinin sözel problem çözümlerinde şekil çizmeye çok az yer verdikleri anlaşılmıştır. Öğrenciler problemlere yaklaşımlarında kullanacakları uygun aritmetik işlemlere karar vermede çoğunlukla yetersiz

  8. TALYUMUN LUCILIA SERICATA MEIGEN 1826’NIN LARVAL GELİŞIMİ VE PMI TAHMİNİ ÜZERİNE ETKİLERİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ferhat ALTUNSOY

    2011-07-01

    Full Text Available Calliphoridae larvalarının adli analizlerle yaşlarının ve larval büyüme oranlarının belirlenmesi adli incelemelerde minimum ölüm zamanının ve ölüm sonrasında geçen sürenin ölüm sonrası zamanın belirlenmesinde kullanışlı delillerdir. Ancak sıcaklık, larvaların beslendiği doku tipi ve dokuların ilaç veya toksinlerle kontamine olması gibi birçok faktör yapışkan sinek larvalarının gelişimini dolayısıyla ölüm sonrası zamanın tahminini etkilemektedir. Bu çalışmada adli açıdan son derece önemli olan yapışkan sinek türü olan Lucilia sericata Meigen 1826’nın toksik ağır metal olan Talyumun farklı konsantrasyonlarındaki (0,12; 0,25; 0,50; 1 and 2 µg/g gelişimi kontrol altındaki laboratuvar koşullarında incelenmiştir. Larvaların boy, ağırlık değişimi ile larval ve pupal ölüm oranları kontrol grubu ile karşılaştırılmıştır. Sonuçlar doğrultusunda, kontrol grubu ile deney gruplarının gelişimleri arasında önemli ölçüde farkların olduğu belirlenmiştir. Kısaca, kontrol grubuna oranla, daha geç deri değiştirdikleri, maksimum uzunluğa daha geç ulaştıkları ve dozaja bağlı olarak oldukça küçük pupa oluşturdukları tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, adli çalışmalarda, standart besi ortamında yetiştirilen larval örneklerin gelişim süreleri kullanıldığında, adli araştırmacının dokulardaki kontaminasyonu belirlemesinin önemini vurgulamaktadır.

  9. A comparison of ground-based hydroxyl airglow temperatures with SABER/TIMED measurements over 23° N, India

    Science.gov (United States)

    Parihar, Navin; Singh, Dupinder; Gurubaran, Subramanian

    2017-03-01

    Ground-based observations of OH (6, 2) Meinel band nightglow were carried out at Ranchi (23.3° N, 85.3° E), India, during January-March 2011, December 2011-May 2012 and December 2012-March 2013 using an all-sky imaging system. Near the mesopause, OH temperatures were derived from the OH (6, 2) Meinel band intensity information. A limited comparison of OH temperatures (TOH) with SABER/TIMED measurements in 30 cases was performed by defining almost coincident criterion of ±1.5° latitude-longitude and ±3 min of the ground-based observations. Using SABER OH 1.6 and 2.0 µm volume emission rate profiles as the weighing function, two sets of OH-equivalent temperature (T1. 6 and T2. 0 respectively) were estimated from its kinetic temperature profile for comparison with OH nightglow measurements. Overall, fair agreement existed between ground-based and SABER measurements in the majority of events within the limits of experimental errors. Overall, the mean value of OH-derived temperatures and SABER OH-equivalent temperatures were 197.3 ± 4.6, 192.0 ± 10.8 and 192.7 ± 10.3 K, and the ground-based temperatures were 4-5 K warmer than SABER values. A difference of 8 K or more is noted between two measurements when the peak of the OH emission layer lies in the vicinity of large temperature inversions. A comparison of OH temperatures derived using different sets of Einstein transition probabilities and SABER measurements was also performed; however, OH temperatures derived using Langhoff et al. (1986) transition probabilities were found to compare well.

  10. CELESTINA: CALISTO VE MELİBEA’NIN TRAJIKOMEDYASI’NDA ORTAÇAĞ VE RÖNESANS ARASINDA KALMIŞ BİREY VE KADIN

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Nur Gülümser İLKER

    2017-06-01

    Full Text Available İspanyol Edebiyatının Ortaçağ toplumu ve bireyi arasındaki çatışmayı ele almasıyla en önemli eserlerinden biri olan Celestina: Calisto ve Melibea’nın Trajikomedyası, Rönesans’a dönmüş yüzüyle de önem kazanmaktadır. Yazar Fernando de Rojas’ın ustalıkla ve incelikle yarattığı karakterler vasıtasıyla, dönemin birey algısına odaklanırken, toplumun normlarının bireyler üzerindeki üstünlüğüne tanık oluruz. Aynı zamanda kadına karşı olan bakış açısının da vurgulandığı eserde, evrensel konular gün yüzüne çıkarken, insan, doğasıyla ve içgüdüleriyle işlenerek okuyucuya sunulur. Eserde genç, tutkularının kölesi olmuş Calisto ve saf, geleneklerine bağlı Melibea’nın aşkıyla ve de yaşlı büyücü Celestina’nın tamahkârlığıyla insani duyguların aşırıya kaçması eleştirilir. Topluma uygun olmayan eylemler sonucunda cezalandırılan karakterleriyle eser, didaktik bir metin olma özelliği taşımaktadır. Çalışmanın konusu olarak sözü geçen eserdeki birey ve kadın, Ortaçağ ve Rönesans arasında kalmış olarak ele alınacak ve incelenecektir.

  11. RELIGIÃO E EDUCAÇÃO: OS SABERES DA AYAHUASCA NO SANTO DAIME

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Maria Betânia Barbosa Albuquerque

    2011-05-01

    Full Text Available O artigo analisa os saberes da ayahuasca, beberagem de origem indígena feita da combinação de um cipó e as folhas de um arbusto da Amazônia, utilizada em diferentes contextos culturais como é o caso da religião brasileira conhecida como Santo Daime. Metodologicamente, o artigo resulta de uma pesquisa bibliográfica, documental e de campo. Tem como fontes a bibliografia sobre as religiões ayahuasqueiras, os cadernos de hinos do Santo Daime e a realização de entrevistas com daimistas do Brasil e outros países. Teoricamente, inspira-se nos estudos de Carlos Rodrigues Brandão acerca da educação como cultura e nos escritos de Boaventura de Sousa Santos, restringindo este texto à noção de “ecologia de saberes” deste autor. Parto do pressuposto de que o daime (ayahuasca é um professor e que na religião vivencia-se um processo educativo no qual um conjunto de saberes é circulado e apreendido. Dentre os principais saberes do

  12. Construcción de saberes en la web social: estado de la cuestión

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Edgar Villegas Iriarte

    2016-10-01

    Full Text Available Este artículo presenta el estado de la cuestión sobre la construcción de saberes y sentidos en la web social. Es resultado de una investigación doctoral que busca desarrollar un modelo descriptivo y comprensivo de las relaciones, movimientos y actuaciones en torno a la producción de saberes en la Web social. Para hacerlos visibles, se concentró la mirada investigativa a través de los saberes viajeros. Se revisaron metabuscadores académicos y revistas especializadas; se realizó una preselección de artículos y, posteriormente, una selección que permitió revisar en detalle textos procedentes de investigaciones realizadas en Asia (incluidas Australia y Nueva Zelanda, Europa, Latinoamérica y Norteamérica. Se encontró un área de reciente creación con una alta velocidad de cambio. Igualmente, que aún no se logran comprender las lógicas de las motivaciones que llevan a las personas a crear o mantener proyectos basados en la colaboración. Finalmente, los sentidos que se le asignan a los saberes viajeros en la web social corresponden a formas de expresión, identidad y relación (socialidad.

  13. Spectral wave analysis at the mesopause from SCIAMACHY airglow data compared to SABER temperature spectra

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    M. Ern

    2009-01-01

    Full Text Available Space-time spectral analysis of satellite data is an important method to derive a synoptic picture of the atmosphere from measurements sampled asynoptically by satellite instruments. In addition, it serves as a powerful tool to identify and separate different wave modes in the atmospheric data. In our work we present space-time spectral analyses of chemical heating rates derived from Scanning Imaging Absorption SpectroMeter for Atmospheric CHartographY (SCIAMACHY hydroxyl nightglow emission measurements onboard Envisat for the years 2002–2006 at mesopause heights. Since SCIAMACHY nightglow hydroxyl emission measurements are restricted to the ascending (nighttime part of the satellite orbit, our analysis also includes temperature spectra derived from 15 μm CO2 emissions measured by the Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER instrument. SABER offers better temporal and spatial coverage (daytime and night-time values of temperature and a more regular sampling grid. Therefore SABER spectra also contain information about higher frequency waves. Comparison of SCIAMACHY and SABER results shows that SCIAMACHY, in spite of its observational restrictions, provides valuable information on most of the wave modes present in the mesopause region. The main differences between wave spectra obtained from these sensors can be attributed to the differences in their sampling patterns.

  14. Evolutionary History of Saber-Toothed Cats Based on Ancient Mitogenomics

    NARCIS (Netherlands)

    Paijmans, Johanna L.A.; Barnett, Ross; Gilbert, M. Thomas P.; Zepeda-Mendoza, M. Lisandra; Reumer, Jelle W.F.; de Vos, John; Zazula, Grant; Nagel, Doris; Baryshnikov, Gennady F.; Leonard, Jennifer A.; Rohland, Nadin; Westbury, Michael V.; Barlow, Axel; Hofreiter, Michael

    2017-01-01

    Saber-toothed cats (Machairodontinae) are among the most widely recognized representatives of the now largely extinct Pleistocene megafauna. However, many aspects of their ecology, evolution, and extinction remain uncertain. Although ancient-DNA studies have led to huge advances in our knowledge of

  15. Entre el poder y el saber: Recuento del pensamiento latinoamericano

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Luis Ramiro Beltrán Salmón

    2008-12-01

    Full Text Available Refiere el texto un resumen y análisis del libro "Entre el Saber y el Poder: Pensamiento comunicacional Latinoamericano". Libro de notable ejercicio de reflexión, de visión holística y totalizadora que recupera y sistematiza lo que se ha pensado sobre la comunicación y sus correspondientes dilemas en la América hispano-lusitana. La primera parte "la comunicación en las tramas del poder": con dos secciones, la una dedicada a la coyuntura de la Guerra Fría y la segunda dedicada a la coyuntura de la Globalización. La segunda "La comunicación en el umbral del saber" con dos secciones: la primera recoge materiales de la Educación para la comunicación y la otra la investigación de la comunicación.

  16. Evolutionary History of Saber-Toothed Cats Based on Ancient Mitogenomics.

    Science.gov (United States)

    Paijmans, Johanna L A; Barnett, Ross; Gilbert, M Thomas P; Zepeda-Mendoza, M Lisandra; Reumer, Jelle W F; de Vos, John; Zazula, Grant; Nagel, Doris; Baryshnikov, Gennady F; Leonard, Jennifer A; Rohland, Nadin; Westbury, Michael V; Barlow, Axel; Hofreiter, Michael

    2017-11-06

    Saber-toothed cats (Machairodontinae) are among the most widely recognized representatives of the now largely extinct Pleistocene megafauna. However, many aspects of their ecology, evolution, and extinction remain uncertain. Although ancient-DNA studies have led to huge advances in our knowledge of these aspects of many other megafauna species (e.g., mammoths and cave bears), relatively few ancient-DNA studies have focused on saber-toothed cats [1-3], and they have been restricted to short fragments of mitochondrial DNA. Here we investigate the evolutionary history of two lineages of saber-toothed cats (Smilodon and Homotherium) in relation to living carnivores and find that the Machairodontinae form a well-supported clade that is distinct from all living felids. We present partial mitochondrial genomes from one S. populator sample and three Homotherium sp. samples, including the only Late Pleistocene Homotherium sample from Eurasia [4]. We confirm the identification of the unique Late Pleistocene European fossil through ancient-DNA analyses, thus strengthening the evidence that Homotherium occurred in Europe over 200,000 years later than previously believed. This in turn forces a re-evaluation of its demography and extinction dynamics. Within the Machairodontinae, we find a deep divergence between Smilodon and Homotherium (∼18 million years) but limited diversity between the American and European Homotherium specimens. The genetic data support the hypothesis that all Late Pleistocene (or post-Villafrancian) Homotherium should be considered a single species, H. latidens, which was previously proposed based on morphological data [5, 6]. Copyright © 2017 Elsevier Ltd. All rights reserved.

  17. REFLEXIONES SOBRE SABER , REVISTA CIENTÍFICA DEL CONSEJO DE INVESTIGACION DE LA UNIVERSIDAD DE ORIENTE I REFLECTIONS ON SABER , SCIENTIFIC JOURNAL OF THE RESEARCH COUNCIL OF THE UNIVERSIDAD DE ORIENTE

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    GERÓNIMO OJEDA CRESPO

    2018-05-01

    Full Text Available Presents a brief account of the beginnings of the Universidad de Oriente, higher education institution seated in the eastern territory of Venezuela; as well as also related to attempts to establish a “editorial policy” in the different campuses university, periodical publications of scientific character. In describing the path of SABER periodical publication, multidisciplinary, financed and edited by the Research Council , presents a sequence of events that have marked both their presence and their contribution to the university community. Finally we suggest a number of actions to continue the important work of SABER as scientific journal of the Universidad de Oriente.

  18. Fıkıh ve Siyaseti Şer’iyye Bağlamında Küresel Helal Belgelendirme Çalışmalarına Eleştirel Bir Bakış / A Critical View on Global Halal Certification Activities in Terms of Fiqh and Siyasah Shar’iyyah

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    İsmail Yalçın

    2017-06-01

    Müslümanlar için helal, dini bakımdan yasaklanmamış, izin verilmiş manasında kullanılmakta; haram ve mekruh terimine karşıt, mubah ve caiz terimlerine yakın anlamlar ifade etmektedir. Sanayi öncesi dönemde helal ve haramı ayırt etmek günümüze göre daha basit iken günümüzde sanayi ve teknolojinin getirdiği yeniliklerle ortaya çıkan kompleks ürünler ve bu ürünlerin her yere ulaşabilmesi sebebiyle daha zor ve karmaşık hale gelmiştir. Bu durum Müslümanların satın aldığı ürünlere olan güvenini sarsmış ve giderek karşılaşılan helalliği şüpheli ürünlerin sayısını artırmıştır. Tarihte muhtesiplerin pazar denetimi Müslüman halk için bir güvence oluştururken günümüzde bu denetim ve güvence helal belgelendirme yöntemiyle sağlanmaya çalışılmaktadır. Yarım asırdan bu tarafa helal belgelendirme çalışmaları gelişerek devam etmesine rağmen bu çalışmalar henüz etkin ve yaygın bir helal güvence sağlayacak düzeyde değildir. Fıkhi ihtilaflar, sertifika kurumları arasındaki farklılıklar, helal sertifika ve helal logo farklılıkları, ulusal ve uluslararası düzeyde yasal boşluklar, ülkeler ve sertifika kurumları arasında ticari rekabet, uygulamanın etkinliğini olumsuz etkilemektedir. Helal belgesinin sağlıklı, güvenli ve hijyenik en üst ürün güvencesi olduğu iddiası, ferdi ve toplumsal dindarlığımıza yaptığı katkılar ve ticari alanda Müslümanlara sağladığı avantajlar ve dezavantajlar, dikkat çekici bir araştırma alanıdır.

  19. CONHECIMENTO-SOLIDARIEDADE COMO UM SABER DOCENTE NA MODALIDADE EAD: ATITUDES, VALORES E CONDIÇÕES

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Regina Trilho Otero Xavier

    2008-07-01

    Full Text Available O presente artigo relata uma investigação que pesquisa a construção do conhecimento-solidariedade em EAD. O objetivo principal do estudo é contribuir para a implementação de ações pedagógicas em EAD na perspectiva do conhecimento-solidariedade. A partir, principalmente, dos referenciais de Boaventura Santos, Jean Piaget e Yves de La Taille procura-se compreender o que vem a ser o conhecimento-solidariedade, bem como os valores e saberes que favorecem seu desenvolvimento em ações pedagógicas de professores e alunos em EAD. Os estudos apontam que agir de acordo com o conhecimento-solidariedade exige competência cognitiva (saber ser solidário, competência afetiva (querer ser solidário e, ainda, um contexto favorável (poder ser solidário. As conclusões evidenciam que o conhecimento–solidariedade, em ações pedagógicas na modalidade EAD, está fortemente vinculado aos saberes éticos, técnicos, pedagógicos, comunicacionais e de gestão; que se trata de um saber construído progressivamente, em experiências permeadas por respeito mútuo, reciprocidade e empatia, tendo a cooperação como principal estratégia. Mas, e fundamentalmente, que a ocorrência de ações, na perspectiva do conhecimento-solidariedade, é dependente de contextos individuais de origem complexa, pois envolvem a interação de vários aspectos interligados (como: hábitos, valores, sentimentos, capacidades,... e de contextos coletivos dinâmicos (como ambientes cooperativos ou coercitivos, entre pares ou “superiores”, na presença de autoridade que incentiva ou que desfavorece a solidariedade. Palavras-chave: EaD, solidariedade, saberes docentes.

  20. ŞEHİR İÇİ DENİZYOLU ULAŞIMINDA MÜŞTERİLERİN HİZMET ALGISI VE MEMNUNİYETİ: BİR UYGULAMA - CUSTOMER’S PERCEPTION OF SERVICE AND SATISFACTION IN MARITIME TRANSPORT IN THE CITY: AN APPLICATION

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mustafa KARADENİZ

    2014-07-01

    Full Text Available ÖzetTaşımacılık ve ulaştırma sektörü lojistiğin önemli bir faaliyet alanıdır. Teknolojide ve hizmet sektöründeyaşanan gelişmeler bu sektörü de her yönüyle değiştirmiştir. Müşteri memnuniyetini sağlamak rekabetgücünü arttırmada en etkili faktörlerden biridir. Günümüz çağdaş rekabet dünyasında ulaştırma sektöründede büyük bir çekişme mevcuttur. Bu gelişmeleri göz önünde bulunduran işletmeler, insanların hizmetalgısı-memnuniyet ilişkisine önem vermeye başlamıştır. İşletmeler, müşteri memnuniyetini sağlamak içinmüşterilerinin alışkanlıklarını, beklentilerini, algılarını ve sosyo-demografik özelliklerini iyi tespit etmeyeçalışmaktadırlar.Yapılan bu çalışmanın literatür bölümünde lojistik, taşımacılık, şehir içi deniz yolu taşımacılığı, hizmetkavramı ve müşteri memnuniyeti üzerinde durulmuş ve İstanbul Şehir Hatları hakkında genel bilgiverilmiştir. Araştırmanın uygulama kısmında ise İstanbul Şehir Hatlarını kullanan 396 müşterinin, sunulanhizmete ilişkin algısı ve memnuniyetleri incelenmiştir. Veri toplama yöntemi olarak anket kullanılmış, anketverileri frekans analizi, güvenilirlik analizi, faktör analizi, t-testi, Anova, korelasyon analizi ve regresyonanalizine tabi tutularak araştırmadan elde edilen sonuçlar yorumlanmıştır.AbstractThe transportation sector is one of the important activity field in logistics. Developments in technologyand the service sector has changed every aspect of this industry. Customer satisfaction is one of the most important factor in increasing competitiveness. In today’s modern competitive world, there is also a greatcontention in the transportation sector. Considering these developments, businesses began to give attentionto the relationship between the service perception and satisfaction of people. Business tries to identifycustomers’ habits, expectations, perceptions and socio

  1. ŞEHİR İÇİ DENİZYOLU ULAŞIMINDA MÜŞTERİLERİN HİZMET ALGISI VE MEMNUNİYETİ: BİR UYGULAMA - CUSTOMER’S PERCEPTION OF SERVICE AND SATISFACTION IN MARITIME TRANSPORT IN THE CITY: AN APPLICATION

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mustafa KARADENİZ

    2014-08-01

    Full Text Available ÖzetTaşımacılık ve ulaştırma sektörü lojistiğin önemli bir faaliyet alanıdır. Teknolojide ve hizmet sektöründeyaşanan gelişmeler bu sektörü de her yönüyle değiştirmiştir. Müşteri memnuniyetini sağlamak rekabetgücünü arttırmada en etkili faktörlerden biridir. Günümüz çağdaş rekabet dünyasında ulaştırma sektöründede büyük bir çekişme mevcuttur. Bu gelişmeleri göz önünde bulunduran işletmeler, insanların hizmetalgısı-memnuniyet ilişkisine önem vermeye başlamıştır. İşletmeler, müşteri memnuniyetini sağlamak içinmüşterilerinin alışkanlıklarını, beklentilerini, algılarını ve sosyo-demografik özelliklerini iyi tespit etmeyeçalışmaktadırlar.Yapılan bu çalışmanın literatür bölümünde lojistik, taşımacılık, şehir içi deniz yolu taşımacılığı, hizmetkavramı ve müşteri memnuniyeti üzerinde durulmuş ve İstanbul Şehir Hatları hakkında genel bilgiverilmiştir. Araştırmanın uygulama kısmında ise İstanbul Şehir Hatlarını kullanan 396 müşterinin, sunulanhizmete ilişkin algısı ve memnuniyetleri incelenmiştir. Veri toplama yöntemi olarak anket kullanılmış, anketverileri frekans analizi, güvenilirlik analizi, faktör analizi, t-testi, Anova, korelasyon analizi ve regresyonanalizine tabi tutularak araştırmadan elde edilen sonuçlar yorumlanmıştır.AbstractThe transportation sector is one of the important activity field in logistics. Developments in technologyand the service sector has changed every aspect of this industry. Customer satisfaction is one of the most important factor in increasing competitiveness. In today’s modern competitive world, there is also a greatcontention in the transportation sector. Considering these developments, businesses began to give attentionto the relationship between the service perception and satisfaction of people. Business tries to identifycustomers’ habits, expectations, perceptions and socio

  2. Saber popular: sua existência no meio universitário Saber popular: su existencia en el medio universitario Popular wisdom: its existence in the university environment

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Maria Alves Barbosa

    2004-12-01

    Full Text Available Mitos e crendices estão presentes hodiernamente, apesar do desenvolvimento da ciência e da tecnologia, principalmente na busca por soluções de problemas que fogem ao entendimento humano. Objetivou-se verificar na comunidade universitária a existência de crendices e mitos, investigando suas origens, influências, adoção e credibilidade, correlacionando-os com o nível de conhecimento dos indivíduos. Pesquisa descritivo-analítica desenvolvida em Unidades de Ensino da Área de Saúde da Universidade Federal de Goiás. Seguiu-se a técnica de análise de conteúdo para análise dos dados. Foram criadas duas categorias: Atitudes Pessoais Relacionadas a Crenças e Influências e Superação das Crenças. Concluiu-se que há colisão entre os saberes popular e científico, gerando a exclusão do saber popular, sua manutenção "velada", ou mesmo, a aliança dos saberes.Mitos y creencias están presentes actualmente, a pesar del desarrollo de la ciencia y de la tecnología, principalmente en la búsqueda por soluciones de problemas que escapan al entendimiento humano. El estudio tuvo como objetivo verificar en la comunidad universitaria la existencia de creencias, mitos y otras prácticas populares, investigando sus orígenes, influencias, adopción, credibilidad y correlacionándolos con el nivel de conocimiento de los individuos. La investigación cuya naturaleza es descriptiva-analítica, fue desarrollada en Unidades de Enseñanza del Área de Salud de la Universidad Federal de Goiás. El grupo se constituye de profesores y estudiantes de los cursos del área de salud. Los resultados posibilitaron la creación de dos categorías, la primera, Actitudes personales relacionadas a Creencias, evidenció el poder de las prácticas populares y de las creencias sobre el comportamiento humano y la segunda, Influencias y Superación de las Creencias, permitió la comprensión del contento social y cultural del grupo investigado. Se concluye que

  3. Statistical comparisons of gravity wave features derived from OH airglow and SABER data

    Science.gov (United States)

    Gelinas, L. J.; Hecht, J. H.; Walterscheid, R. L.

    2017-12-01

    The Aerospace Corporation's near-IR camera (ANI), deployed at Andes Lidar Observatory (ALO), Cerro Pachon Chile (30S,70W) since 2010, images the bright OH Meinel (4,2) airglow band. The imager provides detailed observations of gravity waves and instability dynamics, as described by Hecht et al. (2014). The camera employs a wide-angle lens that views a 73 by 73 degree region of the sky, approximately 120 km x 120 km at 85 km altitude. Image cadence of 30s allows for detailed spectral analysis of the horizontal components of wave features, including the evolution and decay of instability features. The SABER instrument on NASA's TIMED spacecraft provides remote soundings of kinetic temperature profiles from the lower stratosphere to the lower thermosphere. Horizontal and vertical filtering techniques allow SABER temperatures to be analyzed for gravity wave variances [Walterscheid and Christensen, 2016]. Here we compare the statistical characteristics of horizontal wave spectra, derived from airglow imagery, with vertical wave variances derived from SABER temperature profiles. The analysis is performed for a period of strong mountain wave activity over the Andes spanning the period between June and September 2012. Hecht, J. H., et al. (2014), The life cycle of instability features measured from the Andes Lidar Observatory over Cerro Pachon on March 24, 2012, J. Geophys. Res. Atmos., 119, 8872-8898, doi:10.1002/2014JD021726. Walterscheid, R. L., and A. B. Christensen (2016), Low-latitude gravity wave variances in the mesosphere and lower thermosphere derived from SABER temperature observation and compared with model simulation of waves generated by deep tropical convection, J. Geophys. Res. Atmos., 121, 11,900-11,912, doi:10.1002/2016JD024843.

  4. Spectral wave analysis at the mesopause from SCIAMACHY airglow data compared to SABER temperature spectra

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    M. Ern

    2009-01-01

    Full Text Available Space-time spectral analysis of satellite data is an important method to derive a synoptic picture of the atmosphere from measurements sampled asynoptically by satellite instruments. In addition, it serves as a powerful tool to identify and separate different wave modes in the atmospheric data. In our work we present space-time spectral analyses of chemical heating rates derived from Scanning Imaging Absorption SpectroMeter for Atmospheric CHartographY (SCIAMACHY hydroxyl nightglow emission measurements onboard Envisat for the years 2002–2006 at mesopause heights.

    Since SCIAMACHY nightglow hydroxyl emission measurements are restricted to the ascending (nighttime part of the satellite orbit, our analysis also includes temperature spectra derived from 15 μm CO2 emissions measured by the Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER instrument. SABER offers better temporal and spatial coverage (daytime and night-time values of temperature and a more regular sampling grid. Therefore SABER spectra also contain information about higher frequency waves.

    Comparison of SCIAMACHY and SABER results shows that SCIAMACHY, in spite of its observational restrictions, provides valuable information on most of the wave modes present in the mesopause region. The main differences between wave spectra obtained from these sensors can be attributed to the differences in their sampling patterns.

  5. Public Relations in Librarianship and Mass Media Kütüphanecilikte Halkla İlişkiler ve Kitle İletişim Araçları

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Erol Yılmaz

    1997-03-01

    Full Text Available Public relations is an indispensable management function for an organization to reach its target audiences so as to serve them better and, at the same time, to upgrade its status in society as an organization. This was noticed a long time ago in developed countries in the field of librarianship as well as in other fields and the work has been started accordingly. In this study to examine to see if radio, television and newspapers, which are effective tools in public relations practices, are used in Turkish librarianship. Data was gathered through a questionnaire which was complated by 59 libraries of various types. It was discovered that public relations is not utilized in a planned manner in the field of librarianship in Turkey, and radio, television and newspapers are not made use of for this purpose. Halkla ilişkiler bir kurumun hizmet verdiği hedef kitleye ulaşarak onlara en iyi hizmeti vermesi ve bu arada kurumun da gelişerek toplumda iyi bir konuma sahip olabilmesi yolunda vazgeçilmez bir yönetim fonksiyonudur. Gelişmiş ülkelerde hemen her alanda olduğu gibi kütüphanecilik alanında da bunun farkına varılmış ve çalışmalar uzun yıllar öncesinden başlatılmıştır. Bu çalışmada, halkla ilişkiler uygulamalarında son derece etkin olarak kullanılan radyo, televizyon ve gazeteden, ülkemiz kütüphaneciliğinde yararlanılıp yararlanılmadığı irdelenecektir. Çalışmanın verileri değişik türdeki 59 kütüphaneye uygulanan anketle sağlanmıştır. Sonuç olarak, ülkemizde kütüphanecilik alanında planlı halkla ilişkiler çalışmalarının yapılmadığı ve bu amaçla radyo, televizyon ve gazeteden yararlanılmadığı belirlenmiştir.

  6. Kayalarda Delme ve Patlama

    OpenAIRE

    ÖZDOĞAN, Metin

    1986-01-01

    Bu makalede açık işletmecilikte delme ve patlatma işlemlerinin günümüzdeki kuramsal ve pratik durumu sunulmaktadır. Kayanın mekanik olarak parçalanması bölümünde vurmalı ve dönmeli delme dizgeleri verilmiştir. Kayanın devinik olarak parçalanması başlığı altında ise patlatma incelenmiş ve patlatma işlemini etkileyen etmenler, patlatma kuşakları, yansıma kuramı, krater deneylerine değinilmiştir

  7. Argumentative skills of law students in the framework of the Saber-Pro tests

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Rafael Alejandro Betancourt Durango

    2015-06-01

    Full Text Available In the context of university training of lawyers, argumentative skills are vital for the outstanding performance of these professionals in their work environment; so the State sphere has tended to design, collecting the Saber-Pro test model, generic and specific evaluation components that support the appropriation of reading and writing and literacy skills in law students who face the State exam. In this research paper it is intended to inform the academic community about the indicators of performance on Saber-Pro tests, reflected by the students attached to the Law Program at Institución Universitaria de Envigado, seen from the analysis of argumentative skills

  8. WWW chart of the nuclides

    International Nuclear Information System (INIS)

    Huang Xiaolong; Zhou Chunmei; Zhuang Youxiang; Zhao Zhixiang; Golashvili, T.V.; Chechev, V.P.

    2000-01-01

    WWW chart of the nuclides was established on the basis of the latest evaluations of nuclear structure and decay data. By viewing WWW chart of the nuclides, one can retrieve the fundamental data of nuclide such as atomic mass, abundance, spin and parity; the decay mode, branching ratio, half-life and Q-value of radioactive nuclide, energy and intensity of strong γ-ray, etc. The URL (Uniform Resource Locator) of WWW chart of the nuclides is: http://myhome.py.gd.cn/chart/index,asp

  9. A RESEARCH ON THE ACADEMIC STUDIES ABOUT TURKISH LANGUAGE AND LITERATURE TEACHING TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETİMİNE YÖNELİK YAPILAN AKADEMİK ÇALIŞMALAR ÜZERİNE BİR İNCELEME

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Serap UZUNER YURT

    2012-01-01

    Full Text Available The aim of this study is to reveal the general tendency of academic studies about Turkish Language and Literature teaching. In this study, the subject areas of the studies, their methods, universe and samples, and the obtained results and suggestions were analyzed. The study was done with screening model which is a descriptive research approach. The sample of the study consists of articles in 20 refereed journal of Turkey published in last 11 years (200-2010 and can be reached on internet. 34 of these articles related to the subject were analyzed in our study. In the result of the study, it was concluded that 23.5% of the analyzed articles were directly about Turkish Language and Literature teaching and education. it was found in 88.2% of the articles that the method was not indicated. No sample was chosen in 72.2% of them. In the related studies the most preferred universe sample group was preservice Turkish Language and Literature teachers. As a result of the study, it was found that the number of the studies about Turkish Language and Literature was not sufficient therefore, it was suggested to the researchers that they should do more studies to cope with the problems related to this area and fill the deficiency. Bu araştırmanın amacı, Türk dili ve edebiyatı öğretimi ile ilgili yapılan akademik çalışmaların genel eğilimlerini ortaya koymaktır. Araştırma kapsamında çalışmaların konu alanları, yöntemleri, evren ve örneklemleri ile araştırmalarda ulaşılan sonuçlar ve öneriler analiz edilmiştir. Araştırma, betimsel bir araştırma yaklaşımı olan tarama modelinde yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, son on bir yılda (2000-2010 elektronik ortamda ulaşılabilen Türkiye adresli 20 hakemli dergideki makaleler oluşturmaktadır. Bunlar arasından konu ile ilgili olan 34 makale araştırma kapsamında analize tabi tutulmuştur. Araştırma sonucunda incelenen makalelerin % 23.5’inin doğrudan T

  10. Yazı ve İmza İncelemelerinde Kesişen Çizgilerin Yazılma Sırasının Belirlenmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Nurcan Hamzaoğlu

    2018-02-01

    Full Text Available Amaç: Bu çalışmada hem aynı tür (tükenmez kalem mürekkep (homojen hem de farklı tür (tükenmez kalem/inkjet-lazer yazıcı mürekkeplerle (hetorojen oluşturulmuş kesişmelerde stereo mikroskobun ne kadar etkin şekilde kullanılabileceği araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesişen çizgilerin alt-üst ilişkisinin belirlenmesi ile çizgilerin oluşturulma zamanının tespitinde stereo mikroskobun etkinliğini tespit etmek amacıyla 3 ayrı siyah tükenmez kalem 3 ayrı mavi tükenmez kalem, lazer yazıcı ve inkjet yazıcı kullanılarak hazırlanan homojen ve heterojen kesişen çizgi örnekleri ondört deneyimli belge inceleme uzmanı tarafından kendi kullandıkları yöntemler ile; bizim tarafımızdan da stereo mikroskop ile incelenmiştir. Bulgular: On dört belge inceleme uzmanı tarafından lup ile yapılan incelemelerde; lazer yazıcı ve inkjet yazıcı baskısı ile mürekkep çizgilerinin kesiştiği heterojen örneklerde toplam doğru tespit oranı %33 ile %83 arasında değişmekte olup ortalama tespit oranı % 60’tır. Siyah ve mavi tükenmez kalemler ile oluşturulan homojen örneklerde ise kesişen çizgilerin sırasının belirlenmesinde doğru tespit oranları oldukça düşük bulunmuştur. Ortalama doğru tespit oranı %43’tür. Aynı örneklerde tarafımızdan stereo mikroskop ile yapılan incelemede; homojen kesişmelerde güvenilir sonuçlara ulaşılamazken heterojen kesişmelerde etkin sonuçlara elde edilmiştir. Sonuç: Sonuç olarak; tükenmez kalem ile yazıcı baskısından oluşan heterojen kesişmelerde stereo mikroskopla oluşturulma sırasının yeterli ve etkin bir şekilde belirlenebileceği sonucuna varılmıştır.

  11. Van Otlu Peynirinin Yapılışı ve Mikrobiyolojik, Fiziksel ve Kimyasal Nitelikleri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ahmet Kurt

    2015-02-01

    Full Text Available Bu araştırmada 10 adet taze Van Otlu peyniri örneklerine; mikrobiyolojik, fiziksel ve kimyasal analizler uygulanmıştır. Peynir teknolojisinde, sağlık, teknik ve ekonomik yönden önemli olan toplam koliform, süt asidi, lipolitik ve proteolitik mikroorganizmalarla maya ve küflerin sayısal değerleri yanında rutubet, yağ, yağsız kurumadde, kurumaddede yağ, protein, suda eriyen protein, kül, tuz, saf kül, kurumaddede tuz ve % asitlik oranları, peynir örneklerinde ayrı ayrı saptanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre peynir yapımı çok dağınık ve ilkel karakter arz etmektedir. Peynirlerin yapımındaki farklı uygulamalar, teknik bilgi ve yöntem noksanlığı yüzünden, gerek mikrobiyolojik analiz ve gerekse fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları örnekten örneğe önemli fraklılıklar göstermiştir. Peynir örneklerinde saptanan Koliform organizma sayıları, hem sağlık yönünden hem de peynirlerin olgunlaşmalarında sorunlara neden olabilecek düzeydedir.

  12. VE for innovative cost reduction

    International Nuclear Information System (INIS)

    1987-07-01

    This book deals with goal of value engineering characteristic of development details and development background of VE, the reason that VE is well appreciated, steps of VE process such as collection of basic information, selection of theme, organization of optimum team, item plan, function design, estimation and explanation of search result of values, item design, practical plan of innovative issue, VE reference data, and development of creative power.

  13. Swords and sabers during the Early Islamic Period

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Alexander, David

    2001-12-01

    Full Text Available The present article offers a discussion on early swords and sabers during the Early Islamic Period, from the Topkap’ Sarayi collection to written, iconographic and archeological sources.

    El presente art’culo trata las espadas y sables utilizados en los primeros tiempos del Islam a partir de la colecció—n del Topkap’ Sarayi y de las fuentes escritas, iconogr‡ficas y arqueol—gicas.

  14. KERÎMÎ’NİN EDİRNE ŞEHRENGİZİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Zehra Gmre

    2015-07-01

    Full Text Available Bu makalede Kerîmî’nin şehrengizinin şekil ve muhteva özellikleri ile eserin tenkitli metnine yer verilmiştir. Kanunî devri şairlerinden olan ve hayatı hakkında oldukça sınırlı bilgilere ulaşılan Kerîmî’nin Edirne şehrengizinin iki nüshasına ulaşılmıştır. Bu nüshaların karşılaştırılması neticesinde oluşan metne göre eser 202 beyittir. Tevhid, münâcât, sebeb-i te’lif, Edirne şehrinin övgüsü, Edirne güzellerinin övgüsü, dua ve hâtime bölümleri bulunan manzumede Kerîmî 59 güzelin övgüsünü yapmaktadır. Kerîmî’nin Edirne şehrengizi, XVI. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan ve yazılması bir süre moda haline gelen Divan şiiri içerisinde özgün yapısıyla dikkat çeken türün tipik bir örneğidir. Sanat kaygısının görülmediği, çarşı esnafından meslek sahibi erkek güzellerin mesleklerine, ad ve lakaplarına uygun cinas ve teşbihlerle tasvir edildiği karakteristik bir yapı arz etmektedir.

  15. Saberes mapuche en la relación del hombre con la naturaleza: aportes para

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Carlos Manuel Pacheco Huaiquifil

    2015-12-01

    Full Text Available El presente artículo tiene como objetivo elaborar una propuesta educativa de educación ambiental basada en los saberes ancestrales mapuche relacionados con el cuidado medioambiental.El estudio de tipo cualitativo,utiliza la Teoría Fundamentada. Se aplicaron 12 entrevistas a personas con ascendencia mapuche y que vive no han vivido en comunidades mapuche o sectores rurales. Los resultados identifican un con junto de conocimientos de cuidado y daño medioambiental y estrategias de enseñanza que permiten diseñar una propuesta de educación ambiental basada en estos saberes.

  16. Functional Analysis of the Tomato Immune Receptor Ve1 through Domain Swaps with Its Non-Functional Homolog Ve2

    Science.gov (United States)

    Rovenich, Hanna; Song, Yin; Liebrand, Thomas W. H.; Masini, Laura; van den Berg, Grardy C. M.; Joosten, Matthieu H. A. J.; Thomma, Bart P. H. J.

    2014-01-01

    Resistance in tomato against race 1 strains of the fungal vascular wilt pathogens Verticillium dahliae and V. albo-atrum is mediated by the Ve locus. This locus comprises two closely linked inversely oriented genes, Ve1 and Ve2, which encode cell surface receptors of the extracellular leucine-rich repeat receptor-like protein (eLRR-RLP) type. While Ve1 mediates Verticillium resistance through monitoring the presence of the recently identified V. dahliae Ave1 effector, no functionality for Ve2 has been demonstrated in tomato. Ve1 and Ve2 contain 37 eLRRs and share 84% amino acid identity, facilitating investigation of Ve protein functionality through domain swapping. In this study it is shown that Ve chimeras in which the first thirty eLRRs of Ve1 were replaced by those of Ve2 remain able to induce HR and activate Verticillium resistance, and that deletion of these thirty eLRRs from Ve1 resulted in loss of functionality. Also the region between eLRR30 and eLRR35 is required for Ve1-mediated resistance, and cannot be replaced by the region between eLRR30 and eLRR35 of Ve2. We furthermore show that the cytoplasmic tail of Ve1 is required for functionality, as truncation of this tail results in loss of functionality. Moreover, the C-terminus of Ve2 fails to activate immune signaling as chimeras containing the C-terminus of Ve2 do not provide Verticillium resistance. Furthermore, Ve1 was found to interact through its C-terminus with the eLRR-containing receptor-like kinase (eLRR-RLK) interactor SOBIR1 that was recently identified as an interactor of eLRR-RLP (immune) receptors. Intriguingly, also Ve2 was found to interact with SOBIR1. PMID:24505431

  17. Revised Correlation between Odin/OSIRIS PMC Properties and Coincident TIMED/SABER Mesospheric Temperatures

    Science.gov (United States)

    Feofilov, A. G.; Petelina, S. V.; Kutepov, A. A.; Pesnell, W. D.; Goldberg, R. A.; Llewellyn, E. J.; Russell, J. M.

    2006-01-01

    The Optical Spectrograph and Infrared Imaging System (OSIRIS) instrument on board the Odin satellite detects Polar Mesospheric Clouds (PMCs) through the enhancement in the limb-scattered solar radiance. The Sounding of the Atmosphere using the Broadband Emission Radiometry (SABER) instrument on board the TIMED satellite is a limb scanning infrared radiometer that measures temperature and vertical profiles and energetic parameters for minor constituents in the mesosphere and lower thermosphere. The combination of OSIRIS and SABER data has been previously used to statistically derive thermal conditions for PMC existence [Petelina et al., 2005]. a, A.A. Kutepov, W.D. Pesnell, In this work, we employ the simultaneous common volume measurements of PMCs by OSIRIS and temperature profiles measured by SABER for the Northern Hemisphere summers of 2002-2005 and corrected in the polar region by accounting for the vibrational-vibrational energy exchange among the CO2 isotopes [Kutepov et al., 2006]. For each of 20 coincidences identified within plus or minus 1 degree latitude, plus or minus 2 degrees longitude and less than 1 hour time the frost point temperatures were calculated using the corresponding SABER temperature profile and water vapor densities of 1,3, and 10 ppmv. We found that the PMC presence and brightness correlated only with the temperature threshold that corresponds to the frost point. The absolute value of the temperature below the frost point, however, didn't play a significant role in the intensity of PMC signal for the majority of selected coincidences. The presence of several bright clouds at temperatures above the frost point is obviously related to the limitation of the limb geometry when some near- or far-field PMCs located at higher (and warmer) altitudes appear to be at lower altitudes.

  18. AVM ÇEVRESİNİN AVM İMAJI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: MÜŞTERİ DUYGULARI VE ALGILANAN KALİTENİN ROLÜ HAZCI VE FAYDACI ALIŞ-VERİŞ DEĞERLERİ ARASINDAKİ FARKLILIKLAR - THE EFFECT OF MALL ENVIRONMENT ON MALL IMAGE: THE MEDIATING ROLE OF CUSTOMER EMOTIONS AND PERCEIVED Q

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Sertaç ÇİFCİ

    2012-11-01

    Full Text Available Özet:Tüketicilerin AVM’lere yönelik ilgisi; ulaşım,mağazaları toplu bir şekilde bulabilme ve sosyal-kültürelaktiviteler gibi nedenlerden dolayı giderek artmaktadır.Tüketicilerin tercihlerinde ön plana çıkmak isteyen AVM’leriçin en önemli kaynaklardan birisi de AVM imajıdır. Buçalışmada, AVM çevresinin, AVM imajı üzerindeki etkisiincelenmeye çalışılmıştır ve AVM çevresinin imaj üzerindekietkisinde, algılanan kalite ve müşteri duygularının ara rolleriele alınmıştır. Buna ek olarak, hazcı/faydacı alış-verişdeğerlerine göre imaj, kalite algılamaları ve müşteri duygularıaçısında farklılıklar incelenmiştir. Çalışma bulgularında,AVM çevresini oluşturan sosyal, tasarım ve ortamfaktörlerinin, müşteri duyguları üzerinde olumlu etkisininolduğu saptanmıştır. Müşteri duygularından uyarılmaduygusu zevk duygusunu, zevk duygusu da algılanan kaliteyiolumlu yönde etkilemektedir. Algılanan kalitenin de, AVMimaj algılamaları üzerinde etkisi vardır. Bunlara ek olarak,alış-veriş değerlerine göre imaj, kalite algılamaları ve müşteriduyguları farklılık göstermektedir. Hazcı alış-veriş değerinesahip bireyler, faydacı bireylere kıyasla, daha yüksek uyarılmave zevk duygusu ile, kalite ve imaj algılamalarına sahiptirler.Abstract:Different reasons like transportation, availability ofcollective shops and presence of social-cultural activities hasincreased the interest of consumers in malls. The mall image isan important source of advantage for the malls which want tobe most preferred by customers. This study investigates theimpact of mall environment on mall image by using customeremotions and perceived quality as mediating variables. Resultsshowed that social, design and atmospheric factors of the mallenvironment has positive impact on customers’ emotions. Thearousal emotion of shoppers has positive influence on theirpleasure emotion, which in turn has

  19. Düzce Orman Ürünleri Sanayi İşletmelerinin Yeşil Pazarlama Konusunda Tutum ve Davranışlarının İncelenmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Tarık GEDİK

    2015-06-01

    Full Text Available Gelişen teknoloji ile birlikte çevrenin korunmasına verilen önem giderek artmaktadır. Hem bireysel hem de sivil toplum örgütlerinin çevreye karşı duyarlılığının günden güne artması sonucunda üretici konumunda bulunan işletmeler rakiplerinin önüne geçmek için çevreye daha fazla önem verdiklerini faaliyetlerinde tüketicilere yansıtmak istemektedirler. Bu bağlamda işletmelerin yeşil pazarlama kavramına olan ilgileri de günden güne artış göstermektedir. Yapılan bu çalışma Düzce orman ürünleri sanayi işletmelerinin yeşil pazarlama konusunda tutum ve davranışlarını belirlemeye yönelik bir araştırma niteliğindedir. Bu amaç doğrultusunda Ocak-Nisan 2014 döneminde Düzce ilinde Düzce Ticaret ve Sanayi Odasına Kayıtlı 66 orman endüstri işletmesinin anket yardımıyla incelenmesi hedeflenmiştir. İnceleme sonucunda yapılan istatitiksel analizlerle yeşil pazarlama konusunda Düzce orman ürünleri sanayi işletmelerinin yeşil pazarlama kapsamında yaptıkları faaliyetlerle daha yüksek bir tatmine ve müşteri memnuniyetine ulaştıkları belirlenmiştir. Yeşil pazarlama kapsamında işletmelerin daha fazla sorumluluk almaları gerektiği ve bunun sonucunda da daha yüksek finansmana gereksinim duydukları belirtilirken, işletmelerin yeşil pazarlamaya verecekleri önemle güvenilirliklerini arttıracağı görülmüştür.

  20. Saberes docente para o ensino de ciências e biologia

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Cibele Bender Raio

    2017-09-01

    Full Text Available Este trabalho apresenta os saberes que configuram um bom professor. Estes saberes, caracterizados pela mudança nos padrões de participação do professor na prática pedagógica, os quais não são construídos apenas durante o curso de formação inicial, mas sim ao longo da história de vida do educador. A partir dos conhecimentos de Paulo Freire e de Edgar Morin são sugeridos temas para possíveis práticas no ensino de ciências e de biologia. Dessa forma, uma educação em que o professor só deposita o conteúdo no aluno deve ser substituída por aquela que instiga a curiosidade, valoriza a opinião a sua opinião, considera seus sentimentos e promove a sua autonomia, ou seja, converte o educando em um agente transformador da sua própria realidade. Para isso, o professor precisa atuar com sentimentalidade, criticidade e autoridade, sem autoritarismo. Além disso, é papel do educador mostrar que não há conhecimento ileso ao erro ou a ilusão. Ele, também, precisa trabalhar o contexto local em relação a um conteúdo global. É um saber ensinar a condição do humano como unidade do universo e educar sobre a identidade terrena. Considerando, além disso, as incertezas dos acontecimentos e a ética humana. As discussões aqui apresentadas são sugestões para o desenvolvimento de práticas de ensino. No entanto, o professor deve elaborá-las de acordo com o seu ambiente de trabalho e seu público.

  1. The Effect of Multimedia Usage on Academic Achievement and Anxiety of Primary School Students [Çoklu Ortam Kullanımının İlkokul Öğrencilerinin Akademik Başarılarına ve Kaygılarına Etkisi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Hasan Çoruk

    2017-04-01

    Başarı Testi”, “İlköğretim Öğrencileri İçin Matematik Kaygı Ölçeği”, “Bilgisayar Kaygı Ölçeği” ve “Öğrenci Görüşme Formu” kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, çoklu ortam uygulamalarının akademik başarıları artırmak açısından geleneksel öğretim yöntemlerine göre daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Matematik kaygısı testi verilerine göre hem çoklu ortam uygulamalarının hem de geleneksel yöntemlerin öğrencilerin matematik kaygılarını gidermede etkili olamadığı sonucuna ulaşılmış; kaygı, tutum, özyeterlik vb. konularda daha uzun süreli araştırmalar yapılması önerilmiştir. Deney grubuna uygulanan bilgisayar kaygısı testi verileri incelenmiş, araştırma öncesinde öğrencilerde var olan kaygıların anlamlı derecede azaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Uygulanan öğrenci görüşme formu sonuçlarına göre öğrencilerin; etkili konu anlatımı, konu tekrarı sağlaması, derse olan ilgiyi artırması ve eğlenceli ders çalışma ortamı sağlaması konularında çoklu ortamlardan yararlandıkları anlaşılmıştır. Çoklu ortamların diğer derslerde de; konu anlatımı, ders tekrarı ve eğitsel oyunlarla birlikte etkili şekilde kullanılması önerilmektedir.

  2. Hücre siklusu ve kanser

    OpenAIRE

    Cabadak, Hülya

    2008-01-01

    Hücre çogalması ve hücre siklusunun ilerlemesi büyümenin kontrolünde rolü olan genlerin ekspresyonu ile baglantılıdır. Ökaryot hücre siklusuM(mitoz) G , S ve G fazlarından olusmaktadır. Bu süreçte hücre uyarımı ve büyüme meydana gelir veya hücre G fazında durmaktadır. Hücre siklusunda G -S geçisinde, G -Mgeçisinde ve metafaz-anafaz geçisinde kontrol noktaları bulunmaktadır. Hücre siklusu siklin bagımlı kinazlar (cdk, katalitik altbirim) ve siklin (cyc, düzenleyici altbirim) tarafı...

  3. Marcos de referencia de saberes digitales

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Alberto Ramírez Martinell

    2015-07-01

    Full Text Available En este artículo se muestra una recopilación de estándares, indicadores y recomendaciones elaboradas por organizaciones como OCDE, UNESCO, ISTE y ECDL sobre el uso de Tecnologías de la Información y Comunicación (TIC. Esta información la presentamos mediante el análisis de contenidos de cada uno de los cuatro criterios a partir de tres enfoques: saberes informáticos, literacidad informacional y ciudadanía digital, ya que –según las organizaciones estudiadas– esto, acompañado del desarrollo de competencias de tipo transversal, aseguran un impacto positivo de las TIC en el contexto académico.

  4. Perlongher: sexualidad y saber. Búsqueda ensayística y emergencia intelectual

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Javier Gasparri

    2013-12-01

    Full Text Available El presente artículo se centra en la obra del argentino Néstor Perlongher (1949 – 1992 para intentar rastrear e interrogar un pensamiento sobre la sexualidad, sin descuidar las implicancias literarias del mismo, y en el marco de conjeturas críticas en torno a su singular ejercicio intelectual como así también el recurso al ensayo como forma de articulación conceptual. En esta dirección, la experiencia-límite de Perlongher permite vislumbrar (e hipotetizar consecuencias y proyecciones literarias y políticas, afi rmando así una ética. Se tratará, entonces, de una búsqueda esencialmente escrituraria del saber (en el marco de los saberes actuales a Perlongher, sobre todo las líneas posestructuralistas, y asimismo con la atención puesta en el activismo de disidencia sexual pero que también compromete y se conjuga con la puesta del cuerpo en su afirmación vital.

  5. El psicoanálisis y el saber acerca de la subjetividad

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Emma Guillermina Ruiz Martín del Campo

    2009-01-01

    Full Text Available Al alejarse de los métodos tradicionales de la medicina e introducir la escucha de sus pacientes aquejadas de síntomas histéricos para la comprensión de sus padecimientos, Freud realizó una ruptura epistemológica que implicó la introducción de lo subjetivo en el campo del saber. Él mismo anticipó el valor que la indagación acerca del inconsciente tendría como herramienta al servicio de las ciencias sociales. Aquí se plantean cuestiones como la relación del conocimiento que se califica de científico con la irracionalidad y con lo inagotable de nuestra ignorancia. Se muestra, a través de dos ejemplos, el potencial que significa en la búsqueda de saber el compromiso del investigador con todo lo que él es en su trabajo, o sea, la utilización de su subjetividad como herramienta de investigación.

  6. SABER Observations of the OH Meinel Airglow Variability Near the Mesopause

    Science.gov (United States)

    Marsh, Daniel R.; Smith, Anne K.; Mlynczak, Martin G.

    2005-01-01

    The Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER) instrument, one of four on board the TIMED satellite, observes the OH Meinel emission at 2.0 m that peaks near the mesopause. The emission results from reactions between members of the oxygen and hydrogen chemical families that can be significantly affected by mesopause dynamics. In this study we compare SABER measurements of OH Meinel emission rates and temperatures with predictions from a 3-dimensional chemical dynamical model. In general, the model is capable of reproducing both the observed diurnal and seasonal OH Meinel emission variability. The results indicate that the diurnal tide has a large effect on the overall magnitude and temporal variation of the emission in low latitudes. This tidal variability is so dominant that the seasonal cycle in the nighttime emission depends very strongly on the local time of the analysis. At higher latitudes, the emission has an annual cycle that is due mainly to transport of oxygen by the seasonally reversing mean circulation.

  7. Saber arte para saber enseñar arte_la formación de los maestros de educación artística

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Lucia Gouvêa Pimentel

    2009-04-01

    Full Text Available Para saber enseñar arte es necesario que el maestro de Educación Artística tenga conocimiento suficiente para que pueda escoger los contenidos y las metodologías más adecuadas al aprendizaje. Es importante dar a los maestros de Educación Artística la formación y condiciones adecuadas para que se tornen sujetos pensantes de su contexto y de sus acciones.

  8. GENİŞLEYEN AVRUPA BİRLİĞİ’NİN GÖÇMEN İKİLEMİ VE YAŞLANAN İŞGÜCÜ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ergün ÖZGÜR

    2012-10-01

    Full Text Available Özet: Bu makalede son iki genişlemeyle, üye sayısı 27, resmi dil sayısı 23 ve nüfusu 502,5 milyona ulaşan, genişleyen Avrupa Birliği’nin (AB göçmen ikilemi tartışılacaktır. Tartışma AB içerisindeki serbest dolaşım ve yabancılara uygulanan “Schengen” politikaları nedeniyle gündeme gelen “içeridekiler” ve “dışarıdakiler” terminolojisine dayandırılacaktır. Avrupa Birliği’nin eski göçmen olan yeni vatandaşlarıyla ilgili sorunları devam etmesine rağmen, yabancı göçmen ve ilticacıların, AB tarafında aynı karşılığı  olmayan, AB yönelimleri devam etmektedir. Diğer taraftan göçmenlere yönelik ayrımcı söylemlerin artışını etkileyebilecek olan işsizlik oranı, 2008’den beri yükselmektedir. Fakat AB’deki yaşlanan nüfus ve düşük doğurganlık düzeyi, genç ve nitelikli yabancı göçmenlerin Birliğin yeni işgücü olmasını gerektirebilir. Ayrıca dinamik, genç ve kalifiye Türk nüfusu, AB’nin olası işgücü talebine katkı sağlayabilir. THE IMMIGRATION DILEMMA OF ENLARGING EUROPEAN UNION AND AGEING WORKFORCEAbstract: In this article, the immigration dilemma of enlarging European Union (EU, which has 27 member states, 23 official languages and 502.5 millions of population after last two enlargements, will be discussed. The discussion will be based on “insiders” and “outsiders” terminology that is occurred because of the free movements of people within the EU and “Schengen” policy applications to foreigners. Although the problems related with current citizens who were previous immigrants of the EU are continuing, there is a nonreciprocal orientation towards the EU by foreign immigrants and asylum seekers. On the other hand rising unemployment rate since 2008, may have an impact on increasing discrimination discourses towards immigrants. However the ageing population and low level of fertility in the EU may necessitate young and qualified

  9. Os saberes dos professores-referência no ensino de contabilidade

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Gilberto José Miranda

    2012-08-01

    Full Text Available O presente estudo tem como propósito avaliar os saberes predominantes nos docentes percebidos como professores-referência pelos alunos de um curso de Graduação em Ciências Contábeis de uma universidade pública brasileira. O estudo justifica-se pelas recentes e significativas mudanças no contexto da Contabilidade no Brasil. Para alcance desse propósito, estruturou-se uma pesquisa qualitativa, em que foram utilizadas as seguintes estratégias de pesquisa e técnicas de coleta de dados: (i pesquisa bibliográfica em obras relevantes que tratam do tema; (ii pesquisa documental nas avaliações dos professores feitas pela instituição; (iii questionários aplicados aos alunos do último ano; (iv grupo focal com parte do grupo de alunos respondentes dos questionários; e (v entrevista semiestruturada com professores apontados pelos alunos como docentes de referência. Amparados pelas discussões tecidas acerca de saberes, competências e conhecimentos necessários à docência (Shulman, 1986; Garcia, 1992; Freire, 2000; Pimenta, 1998; Pimenta & Anastasiou, 2002; Gauthier, Martineau, Desbiens, Malo, & Simard, 1998; Tardif, 2003; Cunha, 2004; Masetto, 1998; Braslavsky, 1999; Perrenoud, 2000; Zabalza, 2006 e aqueles necessários ao ensino de contabilidade (Antonelli, Colauto, & Cunha, 2012; Miranda, 2011; Catapan, Colauto, & Sillas, 2011; Vasconcelos, 2010; Slomsky, 2009; Araujo & Santana, 2008; Celerino & Pereira, 2008; Andere & Araújo, 2008; Laffin, 2005, bem como pesquisas sobre professores exemplares (Young & Shaw, 1999; Lowman, 2007, verificaram-se os seguintes resultados: as disciplinas responsáveis pelas experiências mais significativas de aprendizagem, durante o curso, eram as percebidas como base do curso (Contabilidade Básica, Intermediária e Avançada e que apresentavam maior aplicação prática. As razões principais para escolha dos docentes de referência foram: didática ou metodologia de ensino, atitudes e qualidades

  10. Düzce İlinde Arıcılığın Yapısı ve Arıcılık Faaliyetleri Üzerine Bir Araştırma

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Meral KEKEÇOĞLU

    2014-09-01

    Full Text Available Düzce ili zengin florası ve eşsiz arı ekotipi nedeniyle büyük bir arıcılık potansiyeline sahiptir. Bu çalışma Düzce ilinde arıcılığın genel yapısını ve arıcılık faaliyetlerini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında 412 arıcıya ulaşılmıştır. Yüz yüze yapılan görüşmeler ve anket çalışması ile mevcut durum ortaya konulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre ankete katılan arıcıların yaş ortalamasının 50 olduğu, % 73,10’unun ilköğretim, % 14,10’unun lise mezunu, % 20,90’ının ana gelir kaynağı olarak arıcılık yaptığı; % 59,20’sinin Arı Yetiştiricileri Birliği’ne, % 24,50’sinin Bal Üreticileri Birliği’ne üye olduğu; % 61,50’sinin yerel bölge arısını, % 34,70’inin de Kafkas arı ırkını kullandıkları; % 46,80’inin gezginci arıcılık yaptığı, tercih edilen bitki çeşitliliğinin sırasıyla ayçiçeği (% 62,96 kestane (% 54,32 kır çiçekleri (% 22,22, kanola (% 11,73 ve ormangülü (% 11,73 olduğu, kovan başına verimin 2010 ve 2011 yıllarına göre sırasıyla 9 ve 8 kg arasında değiştiği saptanmıştır. En fazla süzme bal üretimi yapılmakta bunu polen ve propolis takip etmektedir. Bu araştırmada, Düzce arıcılığının genel yapısı ve arıcılık problemleri tespit edilmiş ve çözüm önerileri sunulmuştur

  11. New nighttime retrievals of O(3P) and OH densities in the mesosphere/lower thermosphere using SABER/TIMED observations

    Science.gov (United States)

    Panka, P.; Kutepov, A. A.; Kalogerakis, K. S.; Janches, D.; Feofilov, A.; Rezac, L.; Marsh, D. R.; Yigit, E.

    2017-12-01

    We present first retrievals of O(3P) and OH densities in the mesosphere/lower thermosphere (MLT) using SABER/TIMED OH 2.0 and 1.6 μm limb emission observations. Recently, Kaufmann et al. [2014] reported that current SABER O(3P) densities are on average 30% higher compared to other observations. In this study we applied new detailed non-LTE model [Panka et al. 2017] of nighttime OH(v), which accounts for the new mechanism OH(v≥5)+O(3P)→O(1D)+OH(v-5) of energy transfer recently suggested by Sharma et al. [2015] and confirmed through laboratory studies by Kalogerakis et al. [2016]. Based on this model we developed a new self-consistent two channel retrieval approach for O(3P) and OH density. Using this approach, we retrieved O(3P) densities that are 10-40% lower than current SABER O(3P), as well as total OH density which is retrieved for the first time using SABER observations. We compare our retrieveals with the results of other observations and models. As it was recently shown by Panka et al. [2017], the new mechanism of OH quenching produces a significant pumping of CO2 4.3 µm emission. We discuss the effects these new O(3P) and OH retrievals have on the nighttime CO2 density retrievals from the SABER 4.3 µm channel.

  12. KORUMA SORUMLULUĞU: DARFUR KRİZİ VE LİBYA MÜDAHALESİ ÇERÇEVESİNDE BİR DEĞERLENDİRME

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Orkun SÜRÜCÜOĞLU

    2017-10-01

    Full Text Available Orkun SÜRÜCÜOĞLU* Öz 1990’lı yıllarda düzenlenen uluslararası askeri müdahaleler, insan haklarının korunması düşüncesi ile devletin egemenliği ilkesi arasında gerilim oluşturmuş ve bu müdahalelerin hukukiliği tartışmaya açılmıştır. Bu konuda normatif bir konsensüs oluşturmak üzere kurulan komisyonun (International Commission on Intervention and State Sovereignty “koruma sorumluluğu” kavramıyla ortaya koyduğu görüşler kimi değişikliklerle 2005 Birleşmiş Milletler (BM Dünya Zirvesi’nin Sonuç Bildirgesi’nde kendine yer bulmuştur. Özellikle 2011 yılında Libya’ya yapılan askeri müdahaleden sonra uluslararası kamuoyunda koruma sorumluluğu kavramı tekrar gündeme gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, koruma sorumluluğunun hukuki bir norm statüsüne ulaşıp ulaşmadığını tartışmaktır. Bunun için Darfur’da neden askeri müdahale yapılamayıp da Libya’da yapıldığı irdelenmekte ve bu karşılaştırma üzerinden çıkarımlarda bulunulmaktadır. Çalışma, koruma sorumluluğunun henüz hukuki bir norm olmadığı, ancak ahlaki bir norm olarak öne çıktığını ileri sürmektedir. İlgili durumlarda askeri müdahalenin yapılmasında BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin çıkarları ve bölgesel örgütlerin tavrı temel etken olmaktadır. Müdahale seçeneğinin olay bazlı değerlendirme sonucunda gündeme gelmesi ve devletleri gerektiğinde müdahaleye zorlayacak bir mekanizma bulunmaması da bu bağlamda önemli eksiklikler olarak göze çarpmaktadır. Abstract The international military interventions occurred in the 1990s caused a tension between the idea of protecting human rights and the principle of state sovereignty; and the legality of the interventions has become controversial. The Commission (International Commission on Intervention and State Sovereignty that was established to form a normative consensus put forward its views through the concept of

  13. Sosyal medyada reklam kullanımı örneği olarak yerli reklamların incelenmesi

    OpenAIRE

    Ergin, Ertan Eren

    2015-01-01

    Hızla gelişen iletişim çağı ile insanoğlunun istekleri ve ihtiyaçları önemli düzeyde artmıştır. Sosyal medya çağına gelene kadar bütün iletişim, reklam ve bilgilendirme ve duyurular geleneksel medya kanalları üzerinden yapılmaktaydı. Geleneksel medya yayınlarında iletişim tek yönlü bir yapıya sahipti ve kullanıcıya ulaşan bilgi zaman ve mekan yönünden farklılık göstermekteydi. Fakat sosyal medya ile birlikte kullanıcılar dinleyici konumundan çıkıp, etkileşim içine girerek daha aktif bir rol a...

  14. Chapter 7: Lessons, Conclusions, and Implications of the Saber-Tooth Project.

    Science.gov (United States)

    Ward, Phillip; Doutis, Panayiotis; Evans, Sharon A.

    1999-01-01

    Summarizes findings from the Saber-Tooth Project related to systemic change and student learning, concluding that vision is everything; workplace conditions must be addressed at multiple levels; strong relationships exist among planning, teaching, and assessment; and improvement in reform may occur due to the cessation of business as usual. This…

  15. Air-filled left hepatic duct: the saber sign as an aid to the radiographic diagnosis of pneumobilia

    International Nuclear Information System (INIS)

    Lewandowski, B.J.; Withers, C.; Winsberg, F.

    1984-01-01

    In the supine patient, gas rises to the left hepatic duct. Radiographically, this can be recognized as a saber-shaped lucency to the right of the spine. In a retrospective analysis and review of the radiographs of 40 patients shown to have gas in the biliary tree by ultrasound (US), computed tomography (CT), or radiography, the diagnosis could be made in 37 patients. In 18 of these 37 cases pneumobilia could be identified by the saber-shaped distribution of gas

  16. Retrieval of Kinetic Temperature and Carbon Dioxide Abundance from Non-Local Thermodynamic Equilibrium Limb Emission Measurements made by the SABER Experiment on the TIMED Satellite

    Science.gov (United States)

    Mertens, Christopher J.; Mlynczak, Martin G.; Lopez-Puertas, Manuel; Wintersteiner, Peter P.; Picard, Richard H.; Winick, Jeremy R.; Gordley, Larry L.; Russell, James M., III

    2002-01-01

    The Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER) experiment was launched onboard the TIMED satellite in December, 2001. SABER is designed to provide measurements of the key radiative and chemical sources and sinks of energy in the mesosphere and lower thermosphere (MLT). SABER measures Earth limb emission in 10 broadband radiometer channels ranging from 1.27 micrometers to 17 micrometers. Measurements are made both day and night over the latitude range from 54 deg. S to 87 deg. N with alternating hemisphere coverage every 60 days. In this paper we concentrate on retrieved profiles of kinetic temperature (T(sub k)) and CO2 volume mixing ratio (vmr), inferred from SABER-observed 15 micrometer and 4.3 micrometer limb emissions, respectively. SABER-measured limb radiances are in non-local thermodynamic equilibrium (non-LTE) in the MLT region. The complexity of non-LTE radiation transfer combined with the large volume of data measured by SABER requires new retrieval approaches and radiative transfer techniques to accurately and efficiently retrieve the data products. In this paper we present the salient features of the coupled non-LTE T(sub k)/CO2 retrieval algorithm, along with preliminary results.

  17. Asetilkolinesteraz inhibitörleri olarak imidazopiridin türevleri üzerine çalışmalar

    OpenAIRE

    Mohsen, Usama Abu

    2012-01-01

    Amaç: Bu çalışmada, imidazo[1,2-a]piridinin bazı hidrazid türevlerinin sentezlenmesi ve antikolinesteraz aktivitelerinin araştırılması amaçlandı. Yöntem: İmidazo[1,2-a]piridin-2-karboksilik asid hidrazidi ile çeşitli benzaldehit türevlerinin reaksiyonu ile hedef bileşikler olan N-(benziliden)imidazo[1,2-a]piridin-2-karboksilik asid hidrazid türevlerine ulaşıldı. Bileşiklerin kimyasal yapıları, IR, 1H-NMR ve FAB+-MS spektral verileri ve elementel analiz verileri ile aydınlatıldı. Modifiye edil...

  18. Parlamenter ve Başkanlık Sistemiyle Yönetilen Ülkelerde Gelir Dağılımı Eşitsizliği ve Yoksulluk / Inequality of Income Distribution and Poverty in Countries Governed by Parliamentary and Presidential Systems

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    H. Emre BAĞCE

    2017-02-01

    Full Text Available Bu makalede parlamenter, başkanlık ve yarı başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler gelir dağılımı eşitsizliği ve yoksulluk bakımından incelenmektedir. Bu şekilde, yönetim sistemlerinin avantaj veya dezavantajlarına dair hipotetik tartışmaların aşılması, somut araştırma sonuçları üzerinden yönetim sistemlerinin niteliğine dair daha rafine bilgiye ulaşılması amaçlanmıştır. Çalışmanın ilk kısmında, dünyada hangi ülkelerin parlamenter sistemle, hangilerinin başkanlık ve yarı başkanlık sistemleriyle yönetildiği belirlenmiş ve tasnif edilmiştir. İkinci bölümde, yüz elliden fazla ülkenin gelir dağılımı eşitsizliği – Gini Endeksi (Dünya Bankası tahmini yönetim sistemlerine göre gözden geçirilmiş ve karşılaştırılmıştır. Üçüncü bölümde ise Oxford Yoksulluk ve İnsani Gelişme Girişimi’nin Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi’ndeki yüz bir ülkenin yoksulluk seviyesi rakip siyasi sistemlere bağlılıkları açısından incelenmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre, parlamenter sistemle yönetilen ülkelerde gelir dağılımı eşitsizliğinin daha az olduğu, bu ülkelerin benzer şekilde yoksulluk açısından da daha olumlu durumda olduğu tespit edilmiştir. Başkanlık ve yarı başkanlık ülkelerinin ise bilakis her iki kategoride de olumsuz durumda bulunduğu belirlenmiştir. / In this article, parliamentary, presidential and semi-presidential governments are examined in terms of inequality of income distribution and poverty. In this way, it is aimed that hypothetical discussions about the advantages or disadvantages of political systems can be overcome and more refined knowledge about the nature of political systems can be reached through the concrete results of the analyses. In the first part of the study, it is determined and classified which countries in the world are governed by parliamentary system and which are governed by presidential and semi

  19. Gıdalar ve Mikrobiyolojik Riskler I

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Velittin Gürgün

    2015-02-01

    Full Text Available Enfeksiyona neden olan ve toksijenik mikroorganizmalarla bulaşan gıdaların tüketilmesi sonucu görülen hastalıklar, acı çekmenin ve ölümlerin en önemli nedenlerinden biridir (Alen ve Kaferstein, 1983. Afrika ve Latin Amerika ile Çin dışındaki Asya ülkelerindeki 5 yaşın altındaki çocuklarda, yılda bir milyarın üzerinde gastroenterik vakaların görüldüğü ve kontamine gıdaların tüketilmesi nedeni ile de bu çocuklardan en az beş milyonunun öldüğü tahmin edilmektedir (Kaferstien ve Sims, 1987. Meksika ve Tayland gibi ülkelerde 0-4 yaş grubun çocukların, en az yarısının Campylobacter’in neden olduğu bağırsak enfeksiyonuna yakalandıkları sanılmaktadır. Avrupa’da ise gıdalardan kaynaklanan hastalıklar, solunum hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almakta olup, bir çok Avrupa ülkesinde akut gastro-enteritis hastalığının yılda bir milyon kişiden ellibininde görüldüğü, hatta Hollanda’da bu oranın üçyüzbin olduğu tespit edilmiş bulunmaktadır (Guiguet vd. 1992; Notermans ve Van Der Giessen, 1993. Amerika Birleşik Devletleri için yürütülen tahminlerin bu sayıların da üstünde olduğu ve her yıl ABD’de bir milyon kişiden üçyüzellibin kişinin akut gastroenterik hastalıklara uğradıkları ve bunun da ağırlıklı olarak kontamine gıdalardan kaynaklandığı varsayılmaktadır (Archer ve Kvenberg, 1985. Her ne kadar gelişmiş ülkelerde görülen gıda kaynaklı hastalıklar gelişmekte olan ülkelerdekine göre oldukça düşükse de, sıkça kronikleşerek romatizmal hastalıklar (ankylosing spondylitis ve Reiter’s sendromu beslenme ve emilim bozukluğu problemleri, hemolotik-üremik sendromlar (Escherichia coli’nin özellikle 0157: H7 serotipinin ürettiği verotoksinden dolayı, damar sertliği (atherosclerosis ve Campylobacter türlerinin enfeksiyonunu takiben görülen Guillain-Barre sendromu sonucunu doğurmaktadır (Archer, 1984, 1987; Archer ve

  20. Dissociation of VE-PTP from VE-cadherin is required for leukocyte extravasation and for VEGF-induced vascular permeability in vivo

    Science.gov (United States)

    Broermann, Andre; Winderlich, Mark; Block, Helena; Frye, Maike; Rossaint, Jan; Zarbock, Alexander; Cagna, Giuseppe; Linnepe, Ruth; Schulte, Dörte; Nottebaum, Astrid Fee

    2011-01-01

    We have recently shown that vascular endothelial protein tyrosine phosphatase (VE-PTP), an endothelial membrane protein, associates with VE-cadherin and is required for optimal VE-cadherin function and endothelial cell contact integrity. The dissociation of VE-PTP from VE-cadherin is triggered by vascular endothelial growth factor (VEGF) and by the binding of leukocytes to endothelial cells in vitro, suggesting that this dissociation is a prerequisite for the destabilization of endothelial cell contacts. Here, we show that VE-cadherin/VE-PTP dissociation also occurs in vivo in response to LPS stimulation of the lung or systemic VEGF stimulation. To show that this dissociation is indeed necessary in vivo for leukocyte extravasation and VEGF-induced vascular permeability, we generated knock-in mice expressing the fusion proteins VE-cadherin-FK 506 binding protein and VE-PTP-FRB* under the control of the endogenous VE-cadherin promoter, thus replacing endogenous VE-cadherin. The additional domains in both fusion proteins allow the heterodimeric complex to be stabilized by a chemical compound (rapalog). We found that intravenous application of the rapalog strongly inhibited VEGF-induced (skin) and LPS-induced (lung) vascular permeability and inhibited neutrophil extravasation in the IL-1β inflamed cremaster and the LPS-inflamed lung. We conclude that the dissociation of VE-PTP from VE-cadherin is indeed required in vivo for the opening of endothelial cell contacts during induction of vascular permeability and leukocyte extravasation. PMID:22025303

  1. Revistas, consumos, alimentación y saberes femeninos. La propuesta de Damas y Damitas, Argentina, 1939-1944

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Paula Caldo

    2016-01-01

    Full Text Available El presente artículo aborda un aspecto puntual del abanico que se extiende en torno a la problemática de la transmisión de los saberes femeninos: la transmisión escrita del saber culinario y sus connotaciones teóricas, prácticas, performativas y económicas. Específicamente, nos concentraremos en la Argentina en el cruce de las décadas de los treinta y los cuarenta, recorte que coincide con la consolidación de la sociedad de consumo y con la irrupción en el mercado editorial de una revista femenina llamada Damas y Damitas, que tomaremos como referente empírico de nuestro análisis. En dicha publicación recuperamos el accionar de la ecónoma encargada de enseñar a cocinar pero también de prescribir un deber ser y un saber elegir (la marca a sus congéneres.

  2. Saberes da enfermagem - a solidariedade como uma categoria essencial do cuidado Saberes de la enfermería - la solidaridad como una categoria esencial del cuidado Knowing of nursing - solidarity as an essencial category of care

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Vera Regina Waldow

    2011-09-01

    Full Text Available Objetiva-se refletir sobre os saberes da enfermagem nos aspectos analíticos e sintéticos, segundo as novas perspectivas paradigmáticas, e destacar a solidariedade como uma das categorias do cuidado. A arte e a ciência da Enfermagem estão consubstanciadas pelo cuidado, assumido como o seu saber fazer. A solidariedade, por sua vez, elemento substancial do cuidado, é ressaltada neste texto, considerando a realidade atual, pois compõe o sentido moral e o exercício da cidadania.Su objetivo es reflexionar sobre los saberes de la Enfermería en sus aspectos analíticos y sintéticos, de acuerdo con las nuevas perspectivas paradigmáticas, y destacar la solidaridad como una de las categorías del cuidado. El arte y la ciencia de Enfermería están consustanciadas por el cuidado, asumido acá como su saber hacer. La solidaridad, por su vez, elemento esencial del cuidado, se enfatiza en el texto, teniendo en cuenta la realidad actual, que constituye el sentido moral y el ejercicio de la ciudadanía.This paper aims to reflect on the knowledge of nursing in synthetic and analytical aspects, according to new paradigmatic perspectives and emphasize solidarity as one of the categories of care. The art and science of nursing are consubstantiated by the care given in the present article as its know-how.Solidarity, in turn, substantial element of care is emphasized in the text, considering the current reality, because it makes up the moral sense and the exercise of citizenship.

  3. Saberes y poderes. Los grupos intelectuales en Colombia

    OpenAIRE

    Botero-Bernal, Andrés

    2011-01-01

    Este trabajo plantea una historia de la intelectualidad colombiana basada en ocho grandes grupos básicos, a saber: los próceres, los intelectuales gramáticos, los pedagogos y los críticos, los expertos, los intelectuales partidistas, los intelectuales filósofos, los científicos sociales y los intelectuales economistas. Esta clasificación fue hecha a partir de un esquema basado en profesiones (en especial, la del jurista, pero sin dejar de lado el militar, el médico, el economista, etc.) y en ...

  4. Kuramsal ve İşlevsel Dil Öğretiminde Tiyatronun Rolü ve Önemi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Gıyasettin AYTAŞ

    2017-10-01

    Full Text Available Tiyatro bir sanat faaliyeti olmanın yanında etkili bir iletişim aracıdır. En eski dönemlerden bu yana, hatta insanlığın varlığından itibaren tiyatrodan ve onun etkililiğinden söz etmek olasıdır. Dil edinim süreçleri ile ilgili görüşler birbirinden farklı olmakla birlikte, dilin kullanımında en temel gösterge iletişim ihtiyacıdır. Bununla birlikte dil aynı zamanda bir temsil göstergesidir. Onun aracılığı ile aidiyet ve mensubiyetler hakkında hüküm verilir. Bireyin sosyal ve siyasal özelliklerinin yanında, karakteristik özelliklerini de kullandığı dil aracılığı ile tespit edebilmekteyiz. Tiyatro bu farklılıkların her birini bir arada sergileyen ve somut bir göstergeye dönüştüren bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Tiyatro yaşanmışlıkları bir araya getirerek iletişim çeşitliliğini ve zenginliğini ortaya koyar. Hayatın hem var olanını hem de olması gerekenlerini birlikte sunar. Her ne kadar bir durum veya olay sonsuz olarak değerlendirilmesi mümkün değilse de tiyatro bu mümkün olmayana varsayımlar açısından yaklaşır. İnsan davranışlarının bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere iki göstergesi bulunmaktadır. Bu iki durumla ilgili iletişim yeterliliklerini ve farklılıklarını tiyatro aracılığı ile birlikte görebiliriz. Güzel sanatların hemen tamamını bir arada ve birlikte içinde barındıran tiyatro, bütün dil aşamaların birlikte ve bir arada sunar. Hem iç hem de dış konuşmanın bütün inceliklerini birlikte sunan ve bu özelliği ile karşılıklı ifade çeşitliliğini tiyatro birlikte sunar. İletişim ve dil ediniminde tiyatronun önemini ve gerekliliğini anlamak ve sorgulamak için tiyatronun işlevsel özelliğinden bütün ayrıntıları ile yararlanmak kaçınılmazdır.

  5. Saúde mental: reconstruindo saberes em enfermagem

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Francisca Bezerra de Oliveira

    2003-02-01

    Full Text Available O manicômio, apesar de criticado, reformado ou mesmo negado, ainda é uma prática preponderante no cuidado às pessoas com transtornos mentais. Tal prática tem como princípio básico o isolamento do doente mental, contrariando todas as possibilidades de assistência centrada num humanismo ético. Este ensaio procura interpretar a institucionalização do asilo, da psiquiatria, da doença mental e o processo da reforma psiquiátrica, buscando contribuir para as reflexões acerca da desinstitucionalização e dos saberes e práticas de enfermagem em saúde mental.

  6. 40 CFR 35.926 - Value engineering (VE).

    Science.gov (United States)

    2010-07-01

    ... 40 Protection of Environment 1 2010-07-01 2010-07-01 false Value engineering (VE). 35.926 Section... engineering (VE). (a) Value engineering proposal. All step 2 grant applications for projects having a... completion of VE analysis and submittal of VE summary reports). (b) Value engineering analysis. For projects...

  7. A gestão da informação na análise de Foucault sobre as relações poder-saber

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Sérgio Paulo Maravilhas-Lopes

    2013-07-01

    Full Text Available Foucault mostrou como o poder e o saber se interrelacionam e de que forma ele é exercido sobre os indivíduos na sociedade, através de tecnologias que permitem a vigilância, cada vez gerando mais saber. Tentaremos ligar a vigilância ao conhecimento e poder que permitem obter, bem como o uso de tecnologias em moldes eletrónicos para o fazer. Tendo Foucault apontado como o poder e o saber se interrelacionam e de que forma é ele exercido sobre os indivíduos na sociedade, cada vez gerando mais saber, procuraremos mostrar essas relações, objetivos dessa coerção e formas de o fazer, apelando à utilização das novas tecnologias e fazendo uso da gestão da informação para acumular e exercitar esse saber que se revelará em mais poder para quem o detém. Desde sempre o conhecimento e a informação foram uma vantagem para quem dela dispunha, a diferença é que no passado conhecíamos bem os nossos vigilantes e agora, nos nossos dias, simplesmente nem sequer sabemos por quem somos vigiados, e o poder que isso pode exercer sobre as nossas vidas. Concluiremos com uma alusão ao papel da gestão da informação na obtenção e utilização desse saber para que melhor se exerça o poder.

  8. Genel Bilişsel Yetenek Ölçümlerinde Süre ve Performans İlişkisinde A Tipi Kişiliğin Rolü(The Role of Type A Personality on the Relationship between Time and Performance in Measurement of General Cognitive Ability

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Murat GÜLER

    2016-04-01

    Full Text Available Organizasyonların personel seçiminde kullanılan bilişsel yetenek ölçümlerinin, objektif ve yansız olarak yapılması, ihtiyaç duyulan uygun nitelikteki insan kaynağının temin edilmesi için önemli bir husustur. Ancak, bilişsel yetenek testlerinin kişilik özelliklerinden etkilendiğine dair bazı bulgular öne sürülmektedir. Mevcut araştırmada, genel bilişsel yetenek (GBY ölçümlerinde süre ve performans ilişkisinde A Tipi kişiliğin rolü 271 üniversite öğrencisinden elde edilen verilerle incelenmiştir. Veriler, A Tipi Kişilik Ölçeği ve Raven Standart Progresif Matrisler Testi ile toplanmıştır. Genel örneklemde ve A Tiplerinde GBY test performansı ve süresi ile A Tipi kişilik arasında anlamlı bir ilişki gözlenmezken, B Tiplerinde test süresinin ve yaşın GBY test performansının yordayıcısı olduğuna ilişkin bulgulara ulaşılmıştır. Objectively and impartially application of cognitive ability measurements that used in personnel selection of organizations, is a vital issue for providing needed appropriate human resources. But, some findings have been suggested that personality traits influence the measurement of cognitive abilities. In the current study the relationship between general cognitive ability (GCA and Type A personality (TAP was investigated with the data collected from 271 university students. The assessment instruments used were: Type-A Behavior Scale and Raven Standard Progressive Matrices Test. The findings revealed that, while there was no relationship between GCA, testing time and TAP in the general sample and Type A group, testing time and age were predictors of the GCA test performance in the Type B group

  9. 47 CFR 97.513 - VE session manager requirements.

    Science.gov (United States)

    2010-10-01

    ... 47 Telecommunication 5 2010-10-01 2010-10-01 false VE session manager requirements. 97.513 Section... SERVICES AMATEUR RADIO SERVICE Qualifying Examination Systems § 97.513 VE session manager requirements. (a) A VE session manager may be selected by the VE team for each examination session. The VE session...

  10. Production process of VE

    International Nuclear Information System (INIS)

    1987-07-01

    This book tells of synopsis of production process of VE(value engineering), object selection method and establishment of target, collection of object information, design of function, write improvement suggestion, evaluation of improvement suggestion, all sorts of worksheets of production process of VE, explanation of IE, explanation of PERT.

  11. O SABER MÉDICO NA DIALÉTICA DA SALVAÇÃO: controle e utopia do poder medicalizante

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    André Sousa Trindade

    2016-07-01

    Full Text Available O presente artigo utiliza como fundamento teórico a análise sobre o saber médico realizada no livro de Michel Foucault O nascimento da clínica e a conferência de 1974, A crise da medicina ou antimedicina. A priori, partirei das seguintes premissas: a construção hegemônica do saber médico a partir do fim do século XVIII; e do poder que a medicina através do saber médico passou a exercer sobre os corpos doentes e não-doentes, alterando assim, a própria estrutura da vida, forçando os corpos à uma reconfiguração de corporeidade vigente na modernidade. Em suma, analisaremos o saber médico frente ao seu processo histórico e como esse saber apropriou-se de áreas externas à medicina influenciando diretamente na criação de políticas públicas, e na própria economia. É de vital interesse objetivar e problematizar todo o arcabouço medicinal, e mostrar uma dualidade nociva, de interesses políticos e econômicos, que são adeptos de uma dialética constante entre salvação, controle e utopia da vida. Palavras-chave: Foucault; Medicina; Saber médico; Corpo.   MEDICAL KNOWLEDGE IN THE DIALECTIC OF SALVATION: Control and utopia of medicalizante power ABSTRACT This article uses the theoretical basis for analysis of medical know held in Michel Foucault's book The Birth of the Clinic and the 1974 conference, The crisis of medicine or antimedicina. A priori, leave the following assumptions: the hegemonic construction of medical knowledge from the late eighteenth century; and power that medicine through medical know began to exert on sick bodies and non-patients, thus changing the very structure of life, forcing the body to a reconfiguration of the current embodiment of modernity. In short, we analyze medical know against its historical process and how this know appropriated outdoors medicine directly influencing the creation of public policies, and the economy itself. It is of vital interest to objectify and discuss all the medical

  12. Elektronik ticaretin KOBİ lerde kullanımı : Aydın merkez örneği

    OpenAIRE

    Sucuoğlu, Servet

    2008-01-01

    Dünya ticaret örgütünün tanımına göre, mal ve hizmetlerin, üretim, reklâm, satış ve dağıtımlarının telekomünikasyon ağları üzerinden gerçekleştirilmesi anlamına gelen elektronik ticaret, istihdama ve üretime katkıları açısından önemli bir yere sahip olan KOBİ'ler açısından önemlidir (Özbay ve Devrim, 2000: 30). KOBİ'ler, e-ticaret uygulamaları sayesinde internet aracılığıyla sınırları ortadan kaldırarak iç ve dış pazarlara kolayca ulaşarak rekabet şanslarını artırmaktadırlar. Bu çalışmada, el...

  13. İNOVASYON VE İNOVASYON GÖSTERGELERİ: AB ÜLKELERİ VE TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

    OpenAIRE

    ŞAHİNLİ, Mehmet Arif; KILINÇ, Efecan

    2013-01-01

    Literatürde inovasyonu ölçen ve ülkelerin inovasyon performanslarını ortaya koyan birçok gösterge bulunmaktadır. Bilgi yoğun sektörlerdeki istihdam, Toplam Faktör Verimliliği (TFV), AR&GE harcamaları, patent başvuru ve tescil sayıları, girişimci, araştırmacı ve teknisyen sayıları, ileri teknoloji ihracatı, royalti ve lisans ücretleri, endüstri katma değeri, inovasyon kapasitesi ile Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT)’nin ihracatı bu göstergelerden bazılarıdır. İnovasyonun en önemli ...

  14. Ibn Arabi, Malami-Bayrami Dervish Order and the 17th Century Ottoman Balkans / İbn Arabî, Melamî-Bayrâmî Tarikatı ve 17 Yüzyılda Osmanlı Balkanları

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ali Efdal Özkul

    2017-12-01

    Öz Muhyuddîn ibn ‘Arabi’nin (ö. 1240 Osmanlı İmparatorluğu’nun entelektüel hayatında bıraktığı manevi mirası üzerine tartışmalar 17. yüzyılın ilk on yılında zirveye ulaşmıştır. İbn-i Arabi’nin öğretilerinde, Şeyh-i Ekber’in eserinin en fazla etki bıraktığı tarikatların (özellikle Halvetî ve Bayrâmî üyelerinin, ilgili diyalogda en önde gelenler arasında olmaları gayet doğaldır. Söz konusu dönem Melamî-Bayramî tarikatının devlet otoritesi ve ulema ile barışma teşebbüsüne denk gelmekteydi. Adı geçen tarikatın itibar kazanmasında Hamza Bali’nin halifesi Hasan Kabaduz (ö. 1601’un Balkan asıllı müritleri olan Hüseyin Lamekani (ö. 1625 ve Abdüllah Bosnevi (ö. 1644 önemi büyüktür. Ibn ‘Arabi’nin Osmanlı Devleti’ndeki çağdaşları arasında vahdet-i vücûdun en önemli savunuculardan sayılan Abdüllah Bosnevî, İbnü ‘l-Arebî’nin başyapıtı Fusûsu‘l-Hikem’ın şarihi olarak alelumum ün kazanmıştır.

  15. Uygulamalı Bilimler ve Mühendislik

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Recep BAKIŞ

    2011-12-01

    Full Text Available Bu makalede, sanayi, tarım ve evsel atık sularla yoğun bir şekilde kirletilen Porsuk çayı ve havzasındaki yüzeysel ve yeraltı suyu kirlilik düzeyi araştırılmıştır. Bu amaçla, Porsuk çayı boyunca ve havza içinden 20 istasyon seçilerek, 2 yıl boyunca mevsimsel yüzeysel ve yeraltı su örnekleri alınmıştır. Yüzeysel sularda toplam 18, yeraltı sularında ise toplam 15 parametre analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, mevsimsel değişikliklerin sebebine bakılmaksızın, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Kıta İçi Su Kaynakları sınıfları ve uluslar arası standartlarla karşılaştırılmıştır. Porsuk çayı ve havzasındaki hem yüzey suyunun hem de yeraltı suyunun IV. Kalite su sınıfında olduğu tespit edilmiştir

  16. Trakyada Yeşilyurt Gazetesine Göre 1944 Yılında II. Dünya Savaşı ve Kırklareli

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Türkan Vahibe DOĞRUÖZ

    2016-08-01

    Full Text Available Gazeteler günlük ya da haftalık olarak, özel bir konuda veya genel konularla ilgili güncel olayları ve gelişmeleri okuyucularına ileten yazılı belgelerdir. Bu belgeler aynı zamanda yayınladıkları dönemi günümüze taşıyan birincil kaynaklardır. İl özelinde çıkan yerel gazetelerde ilde yaşanan siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelere ilişkin okuyuculara ve araştırmacılara bilgi sağlarlar. Ali Rıza Dursunkaya tarafından 31 Ağustos 1925 tarihinde yayın hayatına başlayan Trakya’da Yeşilyurt gazetesi de Kırklareli’nin ilk yerel gazetesi olma özelliğini taşımaktadır. Günümüze kadar yayım hayatına devam eden gazete Kırklareli’nde yaşanan siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel olayları bizlere ulaştırmaya devam etmektedir. Çalışmamızda Trakya’da Yeşilyurt gazetesinin II. Dünya Savaşı’nın son yıllarına rastlayan 1944 yılına ait 07 2. Kanun (Ocak 1944- 29 2. Kanun 1944 tarihleri arasında haftada iki gün Salı ve Cuma günleri yayımlanan 1313-1413 sayıları incelenecektir. Böylece Türkiye’nin II. Dünya Savaşı sırasında yaşadığı zor günler Kırklareli örneği ile anlatılmaya çalışılacaktır. Amacımız II. Dünya Savaşı’nın yaşandığı günlerde siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan Kırklareli’nde yaşananları o günün gazete haberlerini kronolojik bir sıra takip ederek mevcut durumu incelemektir. Trakya’da Yeşilyurt gazetesi ile ilgili olarak böyle bir çalışmanın daha önce yapılmamış olması göz önüne alındığında dönemle ilgili Kırklareli iline yeni bir bakış açısı getireceği düşünülmektedir. İkinci Dünya Savaşı’nın son yıllarına tekabül eden ve Türkiye’nin zor zamanlarına tanıklık etmiş savaş haberleri dışında eğitim, ekonomi, tarım kooperatif, kültür, sanat, sağlık, spor, haberleriyle halka ışık tutacaktır.

  17. Tıbbi İlaçlar ve Kişisel Bakım Ürünlerinin (PPCPs Triticum aestivum L. Üzerinde Antioksidan Enzim Aktivitelerine Etkileri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Etem OSMA

    2017-01-01

    Full Text Available Bu çalışma tıbbi ilaç ve kişisel bakım ürünlerinin ekmeklik buğday (Triticum aestivum L. cv. Bezostaja bitkisi üzerindeki antioksidan enzim aktiviteleri hakkındadır. Araştırmada günlük hayatta sıklıkla tüketilen Acetaminophen, Caffein, Gemfibrozil ve β-estradiol olmak üzere dört farklı tıbbi ilaç etken maddesi kullanılmıştır. Ekim yapılacak toprağa 15 mg, 50 mg, 200 mg Acetaminophen, Gemfibrozil ve β-estradiol ile bunun yanı sıra 50 mg, 100 mg, 300 mg şeklinde farklı konsantrasyonlarda Caffein karıştırılmıştır. Daha sonra, hazırlanan 650 g toprağın üzerine 7 g buğday tohumu ekilmiş, bunun üzeri ise 100 g toprak ile kaplanmıştır. Çimlenen buğdaylar, 15 gün sonra hasat edilmiştir. Hasat edilen örneklere ekstraksiyon işlemi uygulandıktan sonra, örneklerde katalaz (CAT, peroksidaz (POD, süperoksit dismutaz (SOD gibi antioksidan enzim aktiviteleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde buğdayda; CAT değerlerinin 1.525-2.350 EU g¯¹ FW, POD değerlerinin 37.200-59.600EU g¯¹ FW, SOD değerlerinin de 38-52,8 EU g¯¹ FW arasında olduğu tespit edilmiştir. Kontrol örnekleri ile farklı konsantrasyonlarda yetiştirilen örnekler arasındaki ilişki %95 güven aralığında istatistiksel olarak değerlendirilmiş, anlamlı farklılıklar belirlenmiştir. Çalışmada, Acetaminophen, Caffein, Gemfibrozil ve β-estradiol uygulanan örneklerde konsantrasyon artışına bağlı olarak kontrol grubuna kıyasla antioksidan enzim aktivitelerinde artış olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

  18. Ensino de conceitos químicos em um enfoque CTS a partir de saberes populares

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ricardo Luiz Zanotto

    Full Text Available Resumo: O presente artigo objetiva apresentar resultados de um estudo realizado sobre a utilização de saberes populares como ponto de partida para o ensino de conceitos químicos, articulando os diversos saberes sob o enfoque CTS. O trabalho foi realizado com 30 alunos da 3ª série do ensino médio de um colégio da rede estadual de ensino, da região sul do Paraná, Brasil. A abordagem metodológica foi a qualitativa, de natureza interpretativa, com observação participante. A coleta de dados se deu por meio de questionários, apresentação e discussão dos resultados das pesquisas bibliográficas, elaboração e análise de mapas conceituais, produção de infográficos (historinhas. A pesquisa demonstrou que a utilização dos saberes populares se constituiu num fator motivador e de apoio para a aprendizagem, possibilitando a contextualização dos conteúdos, tornando o ensino de Química mais atraente e significativo, facilitando, dessa maneira, a criação de estruturas cognitivas e mudanças de perfil conceitual.

  19. Davras Dagı (Isparta ve Çevresinin Orman ve Çalı Vejetasyonu

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Coşkun SAĞLAM

    2009-04-01

    Full Text Available Bu vejetasyon çalısması, 2002-2005 yılları arasında Batı Toroslar'da yer alan Davras Dagı ve çevresinde gerçeklestirildi. Vejetasyon Braun-Blanquet (1964 metoduna göre analiz edilerek orman ve çalı vejetasyonuna ait yedi birlik tespit edildi. Bunlardan bes tanesi yenidir. Orman vejetasyonu: Sınıf : Quercetea pubescentis (Oberd, 1948 Doing Kraft, 1955 Ordo : Querco – Cedretalia libani Barbéro, Loisel ve Quézel, 1974 1. Minuartio globulosi – Juniperetum excelsae ass. nova 2. Sileno squamigeri – Quercetum cerridis ass. nova 3. Astragalo oxytropifolii – Pinetum caramanicae ass. nova Alyans : Lonicero nummulariaefoliae – Cedrion libani Quézel, Barbéro ve Akman 1978 4. Veronico syriaci – Cedretum libani ass. nova 5. Diantho cibrarii – Quercetum vulcanicae Kurt et al. 1996 Sınıf : Quercetea ilicis Br.-Bl., 1947 Ordo : Quercetalia ilicis Br.-Bl., 1947, Rivaz Martinez, 1974 Alyans : Quercion cocciferae Quézel, Barbéro, Akman, 1978 6. Hyperico polyphylli – Pinetum brutiae ass. nova Çalı Vejetasyonu: Sınıf : Quercetea pubescentis (Oberd, 1948 Doing Kraft, 1955 Ordo : Querco – Cedretalia libani Barbéro, Loisel ve Quézel, 1974 7. Astragalo atropurpureus– Quercetum cocciferae Kargıoglu, 19

  20. SABERES POPULARES E EDUCAÇÃO CIENTÍFICA: UM OLHAR A PARTIR DA LITERATURA NA ÁREA DE ENSINO DE CIÊNCIAS

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Patrícia Maria Azevedo Xavier

    2015-01-01

    Full Text Available Presentamos una mirada a la literatura en el campo de la Educación Científica acerca del tema saberes populares, buscando comprender como es tratado por la investigación en la Enseñanza de las Ciencias. Realizamos una revisión en seis revistas científicas brasileñas de la área de enseñanza/aprendizaje de las ciencias publicadas entre 2000 y 2012 y, en seguida, buscamos otras publicaciones de los autores encontrados. Después de la lectura de los trabajos, construimos cuatro categorías: Reflexiones teóricas; Nuevas alternativas didácticas; Intercambio de conocimientos con la comunidad; Investigación de las transformaciones a lo largo del tiempo. La investigación acerca de la inserción de saberes populares en la Enseñanza de las Ciencias es aún incipiente y se concentra en el desarrollo de nuevas alternativas didácticas, lo que muestra un movimiento en el sentido de aproximar, por medio de la investigación, los saberes populares del conocimiento escolar. Palabras clave: Saberes populares. Enseñanza de las Ciencias. Revisión de la literatura.Presentamos una mirada a la literatura en el campo de la Educación Científica acerca del tema saberes populares, buscando comprender como es tratado por la investigación en la Enseñanza de las Ciencias. Realizamos una revisión en seis revistas científicas brasileñas de la área de enseñanza/aprendizaje de las ciencias publicadas entre 2000 y 2012 y, en seguida, buscamos otras publicaciones de los autores encontrados. Después de la lectura de los trabajos, construimos cuatro categorías: Reflexiones teóricas; Nuevas alternativas didácticas; Intercambio de conocimientos con la comunidad; Investigación de las transformaciones a lo largo del tiempo. La investigación acerca de la inserción de saberes populares en la Enseñanza de las Ciencias es aún incipiente y se concentra en el desarrollo de nuevas alternativas didácticas, lo que muestra un movimiento en el sentido de

  1. Hablar y oír -Saber y poder. La poesía de Juana de Ibarbourou

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    María Teresa Aedo

    2016-04-01

    Full Text Available Esta investigación estudia la poesía de Juana de Ibarbourou desde Las lenguas de diamante (1919 hasta Mensajes del escriba (1953, en sus relaciones con las redes de fuerza de los discursos patriarcales. Describimos las estrategias lingüísticas propias del discurso ibarbouriano y el modo en que van configurando un decir y un saber distintos, que desarticulan la imagen convencional de mujer construida por los elementos fundamentales del saber-poder patriarcal, desenmascaran sus efectos de dominación y problematizan las posiciones establecidas para constituirse en sujeto discursivo en el marco de las relaciones de poder y de saber imperantes.   This reseach studies Juana de Ibarbourou's poetry from Las lenguas de diamante (1919 to Mensajes del Escriba (1953, in their relation with the patriarchal discourse of strengths. We describe the own ibarbourian discourse and the way in which it configures different saying and known. Furthermore, it desarticulates the wonen's conventional image built by the fundamental elements of patriarchal knowledge and power, unmasking the dominance and problematic effects at stablished social position. All this in order to constitute a discoursive subject within the knowledge -power imperative relations.

  2. Storm/Quiet Ratio Comparisons Between TIMED/SABER NO (sup +)(v) Volume Emission Rates and Incoherent Scatter Radar Electron Densities at E-Region Altitudes

    Science.gov (United States)

    Fernandez, J. R.; Mertens, C. J.; Bilitza, D.; Xu, X.; Russell, J. M., III; Mlynczak, M. G.

    2009-01-01

    Broadband infrared limb emission at 4.3 microns is measured by the TIMED/SABER instrument. At night, these emission observations at E-region altitudes are used to derive the so called NO+(v) Volume Emission Rate (VER). NO+(v) VER can be derived by removing the background CO2(v3) 4.3 microns radiance contribution using SABER-based non-LTE radiation transfer models, and by performing a standard Abel inversion on the residual radiance. SABER observations show that NO+(v) VER is significantly enhanced during magnetic storms in accordance with increased ionization of the neutral atmosphere by auroral electron precipitation, followed by vibrational excitation of NO+ (i.e., NO+(v)) from fast exothermic ion-neutral reactions, and prompt infrared emission at 4.3 m. Due to charge neutrality, the NO+(v) VER enhancements are highly correlated with electron density enhancements, as observed for example by Incoherent Scatter Radar (ISR). In order to characterize the response of the storm-time E-region from both SABER and ISR measurements, a Storm/Quiet ratio (SQR) quantity is defined as a function of altitude. For SABER, the SQR is the ratio of the storm-to-quiet NO+(v) VER. SQR is the storm-to-quiet ratio of electron densities for ISR. In this work, we compare SABER and ISR SQR values between 100 to 120 km. Results indicate good agreement between these measurements. SQR values are intended to be used as a correction factor to be included in an empirical storm-time correction to the International Reference Ionosphere model at E-region altitudes.

  3. Soya Fasulyesi Ürünleri ile Beslenme Hedeflerine Ulaşılması (İngilizce

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Levent Bayındırlı

    2015-02-01

    Full Text Available Genelde, hayvansal kaynaklı proteinler elzem amino asitlerin tümünü içerirken, bitkisel kaynaklı olanlar bu amino asitlerin bir veya birkaçından yoksundurlar. Soya proteinleri ise hayvansal kaynaklı proteinlerin besleyici değerini taşımakla birlikte daha ucuz fiyatlarla tüketime sunulması mümkündür. Bu çalışmada soya fasulyesinin gıda sistemlerindeki rolü, beslenme açısından bebeklerin, çocukların ve yaşlıların beslenmesinde; damar sertliği ve diğer bazı durumlarda kullanılması ile bu konudaki olası gelecek araştırmaların gereği tartışılmıştır. Dolayısıyla, dünyada proteine olan ihtiyaç ve bu ihtiyacın soya ürünleri ile karşılanabilmesi vurgulanmaya çalışılmıştır.

  4. Yoğurt Bakterilerinin (Lactobacillus bulgaricus, Streptococcus thermophilus) Sucuğun Fermantasyonu Üzerine Etkisi

    OpenAIRE

    Karakaya, Mustafa; Kılıç, Aydın

    1994-01-01

    Bu araştırmada, L. bulgaricus, S. thermophilus yoğurt kültürleri ve değişik karbonhidrat kaynakları (sakkaroz, laktoz) kullanılarak, sucuğun fermantasyonu üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Olgunlaşma sürelerinin belirlenmesinde sucukların belirli su miktarına (%35) ulaşmaları kriter olarak alınmış ve bu süre içerisinde periyodik olarak laktik asit üretimi ve pH değişimi kontrol edilmiştir. Kullanılan yoğurt kültürleri olgunlaşmanın 4. ve 7. günlerinde pH değişimi üzerine etkili olurken,...

  5. Low-complexity DOA estimation from short data snapshots for ULA systems using the annihilating filter technique

    Science.gov (United States)

    Bellili, Faouzi; Amor, Souheib Ben; Affes, Sofiène; Ghrayeb, Ali

    2017-12-01

    This paper addresses the problem of DOA estimation using uniform linear array (ULA) antenna configurations. We propose a new low-cost method of multiple DOA estimation from very short data snapshots. The new estimator is based on the annihilating filter (AF) technique. It is non-data-aided (NDA) and does not impinge therefore on the whole throughput of the system. The noise components are assumed temporally and spatially white across the receiving antenna elements. The transmitted signals are also temporally and spatially white across the transmitting sources. The new method is compared in performance to the Cramér-Rao lower bound (CRLB), the root-MUSIC algorithm, the deterministic maximum likelihood estimator and another Bayesian method developed precisely for the single snapshot case. Simulations show that the new estimator performs well over a wide SNR range. Prominently, the main advantage of the new AF-based method is that it succeeds in accurately estimating the DOAs from short data snapshots and even from a single snapshot outperforming by far the state-of-the-art techniques both in DOA estimation accuracy and computational cost.

  6. Saberes docentes na prática do professor de música do Projeto SESC Cidadão

    OpenAIRE

    Araújo, José Magnaldo de Moura

    2016-01-01

    Este trabalho apresenta, discute e analisa como se constituem e de que forma se articulam os saberes docentes de um professor de música atuante no projeto social SESC Cidadão. Para alcançar tal objetivo foi realizada uma pesquisa que teve os seguintes objetivos específicos: verificar aspectos gerais acerca da formação cultural-profissional do professor atuante no SESC Cidadão; compreender de que forma os saberes adquiridos na formação “formal” do professor têm subsidiado sua ação pedagógica n...

  7. La memoria activa del saber pedagógico en la contemporaneidad

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Vladimir ZAPATA VILLEGAS

    2013-11-01

    Full Text Available El artículo presenta el reencuentro crítico de tres proyectos paradigmáticos de la memoria activa del saber pedagógico: Comenio, proyecto de Didáctica; Herbart, proyecto de Pedagogía y Dewey, proyecto de Educación, con algunas pro- blemáticas teóricas de la actualidad acerca de la educación y la enseñanza. Los resultados de dicha interlocución se vinculan hoy a una memoria viva. Se utilizaron como herramientas metodológicas el cruce de diversos enfoques y técnicas tales como: la formación de los conceptos en la arqueología de los saberes, según los aportes de Foucault; la historia de conceptos practicada por Koselleck; y la relación del concepto con el presente, desde la epistemología. Los tres pedagogos fueron abordados desde dos perspectivas: 1 la relación de sus obras maestras con el momento histórico de su producción, y 2 la inscripción en un orden temporal diferente al de su producción.

  8. Reorganização de saberes tradicionais em Los sorias, de Alberto Laiseca

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Graciela Ravetti

    2014-09-01

    Full Text Available Resumo: Neste estudo, propõe-se uma consideração sobre a reformulação de saberes tradicionais em termos não metafísicos na obra do escritor argentino Alberto Laiseca, Los sorias (1998, construída a partir da convergência dos temas das religiões, da magia e da astrologia, lado a lado com outros saberes em face de (deshierarquização. Palavras chave: Literatura hispano-americana; literatura argenti­na; romance contemporâneo; ficção científica. Abstract: In this study, we propose a consideration on the reformulation of traditional knowledge in no metaphysical terms in the work of Argentine writer Alberto Laiseca, Los sorias (1998, constructed from the convergence of the themes of religion, magic and astrology alongside with other knowledge in the face of de-hierarchization. Keywords: Argentine literature; contemporary romance, science fiction, Spanish American literature.

  9. Stratospheric Temperature Trends Observed by TIMED/SABER

    Science.gov (United States)

    Xian, T.; Tan, R.

    2017-12-01

    Trends in the stratospheric temperature are studied based on the temperature profile observation from the Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER). The spatially trends are evaluated in different time scales ranging from decadal to monthly resolved. The results indicate a signature of BDC acceleration. There are strong warming trends (up to 9 K/decade) in the middle to upper stratosphere in the high latitude spring, summer, and autumn seasons, accompanied by strong cooling trends in the lower stratosphere. Besides, strong warming trends occurs through the whole stratosphere over the Southern Hemisphere, which confirms Antarctic ozone layer healing since 2000. In addition, the results demonstrate a significant warming trends in the middle of tropical stratosphere, which becomes strongest during June-July-August.

  10. Development of a Scale to Address the Acceptance and Use of Online Social Networking Sites for Instructional Purposes [Çevrimiçi Sosyal Ağların Öğretim Amaçlı Kabul ve Kullanımı Ölçeğinin Geliştirilmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Elif Buğra Kuzu Demir

    2017-04-01

    Full Text Available The current study aimed to develop a scale to address the acceptance and use of online social networking sites (SNSs for instructional purposes among information technology teachers. The theoretical framework of the scale was based on The Unified Theory of Acceptance and Use of Technology (UTAUT. Data were collected from computer education departments of three state universities to conduct an exploratory factor analysis (n: 302 followed by a confirmatory factor analysis (n: 210. Analyses revealed a four-factor structure which sheltered 36 items. It was observed that acceptance and use of SNSs for instructional purposes were composed of performance expectancy, effort expectancy, social influence and behavioral intention, which explained 67.02 percent of the total variance with a high internal consistency coefficient (α=.97. The confirmatory analysis on the four-factor structure revealed acceptable fit indices as well (RMSEA= 0.075; SRMR=0.080; NNFI= .094; CFI= .094; α=.93. Higher scores from the scale can be interpreted as higher acceptance rate and tendency to use SNSs for instructional purposes. [Bu çalışmada bilişim teknolojileri (BT öğretmen adaylarının çevrimiçi sosyal ağları (ÇSA öğretim amaçlı kabul ve kullanım süreçlerine ilişkin bir ölçek geliştirilmiştir. Geliştirilen ölçeğin kuramsal çerçevesini teknoloji kabul modellerinden “Teknoloji Kabul ve Kullanım Birleştirilmiş Model”i oluşturmuştur. Açımlayıcı faktör analizi (AFA için 302, doğrulayıcı faktör analizi (DFA için 210 olmak üzere üç farklı devlet üniversitesinin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (BÖTE bölümü öğrencilerinden veri toplanmıştır. Analizler sonucunda 36 maddeden oluşan dört faktörlü bir yapı ortaya konmuştur. ÇSA’ları öğretim amaçlı olarak kabul ve kullanım durumlarının performans beklentisi, çaba beklentisi, sosyal etki ve kullanma niyetlerinden etkilendiği sonucuna ula

  11. La transposición didáctica como estatuto epistemológico fundante de los saberes académicos del profesor

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Gerardo Andrés Perafán Echeverri

    2013-01-01

    Full Text Available En este trabajo se presentan, de manera parcial, resultados preliminares de la investigación sobre ''El conocimiento profesional docente: nuevas perspectivas epistemológicas y metodológicas'' desarrollada en el marco del programa de Doctorado Interinstitucional en Educación que ofrece la Universidad Pedagógica Nacional y que ha servido como campo conceptual y metodológico a diversos proyectos de investigación sobre el ''Conocimiento profesional docente específico, asociado a categorías particulares'' que adelantan estudiantes de doctorado y maestría bajo mi dirección. Partiendo de desarrollos previos, en los que se ha conceptualizado la noción de conocimiento profesional docente como sistema de ideas integradas, el autor propone una reconceptualización de la categoría saberes académicos del profesor, con el objeto de mostrar su independencia epistemológica de los saberes disciplinares. Por otra parte, dada esta independencia epistemológica de los saberes académicos del profesor respecto de los saberes de las disciplinas, se sugiere, desde la perspectiva de Chevallard, una reconceptualización de la noción de transposición didáctica, para ser entendida como el estatuto epistemológico y antropológico fundante de dichos saberes académicos. Lo anterior abre alternativas para pensar de otra manera el tema de los contenidos escolares, la formación docente y la profesión del educador.

  12. Probiyotik Mayalar ve Özellikleri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Hatice Yıldıran

    2017-10-01

    Full Text Available Probiyotikler tüketicinin sağlığı üzerinde olumlu etkileri olan mikroorganizmalardır. Probiyotik uygulamalarının sağlık üzerine etkileri hakkında yapılmış pekçok araştırma bulunmaktadır. En yaygın kullanılan probiyotik bakteriler; bifidobakteriler ve laktobasiller, laktokoklar ve streptokoklar gibi laktik asit bakterileridir. İnsanlar için probiyotik olarak kullanılan mikroorganizmalar arasında ayrıca mayalar, basiller ve enterokoklar da bulunmaktadır. Probiyotik mayalar son yıllarda bilim insanları için ilgi çekici bir alan olmuştur. Yapılan bazı çalışmalar Saccharomyces cinsine ait türlerin antibakteriyel ve probiyotik özelliklere sahip olabileceklerini göstermiştir. Saccharomyces boulardii yıllardır insanları farklı gastrointestinal rahatsızlıklarından korumak veya hastalıklardan iyileştirmek amacıyla probiyotik olarak kullanılan, patojenik olmayan bir mayadır. S. boulardii özellikle ilaç endüstrisinde genellikle liyofilize formda kullanılmaktadır. Yapılan bu derleme çalışmasında probiyotikler, mayaların probiyotik olma özellikleri ve probiyotik mayaların kullanım alanları hakkında bilgiler verilmiş ve bu alanda yapılan araştırmalardan örnekler sunulmuştur.

  13. Kedi ve Köpeklerde Diabetes Mellitus.

    OpenAIRE

    ŞİMŞEK, Aynur; İÇEN, Hasan

    2008-01-01

    Diabetes mellitus polidipsi, poliüri ve polifaji gibi klinik bulgularla karakterize endokrin bir hastalıktır. Bu derlemede, kedi ve köpeklerde yaygın olan hastalığın etiyoloji, patogenezis, kliniklaboratuar bulguları, tanı, ayırıcı tanı ve sağaltımına yönelik bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır

  14. Saberes Híbridos: las Sugar Companys y la moderna plantación azucarera en Cuba

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Fernández Prieto, Leida

    2015-06-01

    Full Text Available From the studies on the production and dissemination of knowledge, this paper explores the encounter and exchange between local and global practices and knowledge within the sugar plantation between the nineteenth and twentieth centuries, a process defined as “hybrid knowledge”. This article echoes the studies are in the region as a model of interregional also referred. Highlights some elements of Western Cuba sugar transferred to new plantations east through negotiation between local knowledge and practices and American knowledge, not without personal, imperial, scientific or businesstensions.Desde los estudios sobre la producción y difusión del conocimiento, este texto explora el encuentro e intercambio entre prácticas y saberes locales y globales dentro de la plantación azucarera entre los siglos XIX y XX, un proceso definido como “saberes híbridos”. Este artículo también se hace eco de los estudios que ven en la región como modelo de referencia interterritorial. En el texto se destacan algunos elementos del occidente azucarero cubano transferidos a las nuevas plantaciones del este a través de la negociación entre el conocimiento local y las prácticas y saberes estadounidenses, no exenta de tensiones personales, imperiales, científicas o empresariales.

  15. El Saber profesional de una maestra de infantil

    OpenAIRE

    Orozco Martínez, Susana

    2017-01-01

    Este artículo expone los saberes y práctica profesional de María, maestra de Educación Infantil 3 años de una escuela pública de Cataluña y a cargo 13 niñas y 11 niños. La recolección de datos posibilita profundizar en sus experiencias pedagógicas y en el proceso educativo que pone en marcha y que contribuyen en la creación y desarrollo de una relación educativa caracterizada por la atención a las necesidades individuales y a la singularidad de sus criaturas, desde un acompañamiento, acogimie...

  16. Pedagogía y Saberes: 25 años

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Alberto Martínez Boom

    2016-05-01

    Full Text Available Hace 25 años, un grupo de profesores de la Universidad Pedagógica Nacional, entre los cuales se encontraba la rectora de entonces Graciela Amaya de Ochoa, nos lanzamos a fundar la Revista Pedagogía y Saberes . El tiempo transcurrido desde su primera edición en 1990 parece suficiente para vislumbrar cómo aquello que nos propusimos arraigó, se sostuvo, mutó y se potenció a lo largo de sus 43 apariciones públicas. No se trata, por supuesto, de realizar un balance, sino de celebrar la conveniencia de quien puede mirar desde lejos, a grata distancia, y poder descifrar o incluso actualizar algunos argumentos que nos llevaron a insistir en la necesidad de fundar este proyecto cultural de gran envergadura para la Universidad y para el campo conceptual y estratégico de la pedagogía.  Una revista suele emerger en medio de exigencias, las nuestras trataban de plantear un debate conceptual, incluso estrictamente conceptual, sobre el lugar y el papel de la pedagogía y de los saberes al interior de las prácticas formativas de la Facultad de Educación de la Universidad Pedagógica Nacional. Debate profesoral más o menos restringido a criterios investigativos de quienes alimentaron y orientaron académicamente el horizonte de lo pedagógico a finales de la década de los ochenta e inicios de los noventa. La potencia de Pedagogía y Saberes  coincide con su nominativo, la Universidad ya tenía desde 1978 una publicación seriada dedicada a los asuntos de la educación, hacía falta consolidar otra producción y, con ella, a la comunidad académica capaz de poner en circulación los acumulados pedagógicos de la misma universidad. No sé hasta dónde esta insistencia se haya mantenido en la revista. No creo exagerar si llamo la atención sobre este viejo clamor que aún hoy resulta vital: necesitamos una inteligencia pedagógica, requerimos una élite pedagógica, podemos asumir la responsabilidad de una intelectualidad pedagógica capaz de

  17. Örgütsel Bağlılık ile Örgütsel Sinizm ve Örgütsel Muhalefet Arasındaki İlişki The Relationship Between Organizational Commitment and Organizational Cynicism and Organizational Dissent

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Kaya YILDIZ

    2013-07-01

    örülmektedir. Örgütsel sinizm ve örgütsel muhalefet bu değişkenlerden biridir. Son yıllarda örgütsel sinizm ve örgütsel muhalefet örgütsel davranış disiplininin ilgilendiği yeni konular içerisinde yer almaktadır. Öğretmenlerin örgütsel bağlılık düzeylerini etkileyen sinizm ve muhalefet algılarının bilinmesi önemli görülmüştür. Bu araştırmanın amacı; İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel bağlılık ile örgütsel sinizm ve örgütsel muhalefet algıları arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Araştırmanın çalışma evrenini, 2012-2013 öğretim yılında Bolu ili merkez ilçe sınırlarında bulunan ilkokullarda görev yapan 219 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırma verileri, ölçeklerle toplanmıştır. Araştırma verileri öğretmenlerden Meyer ve Allen (1984 tarafından geliştirilen ve Boylu, Pelit ve Güçer (2007 tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Örgütsel Bağlılık Ölçeği”, Brandes, Dharwadkar ve Dean (1999 tarafından geliştirilen Kalağan (2009 tarafından Türkçeye uyarlanan “Örgütsel Sinizm Ölçeği” ve Özdemir (2010 tarafından geliştirilen Örgütsel Muhalefet ölçeğinin “Muhalif Davranışlar Alt Ölçeği” ile toplanmıştır. Araştırmada veriler; SPSS 16.0 paket programında frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma ve korelasyon gibi betimsel istatistiksel işlemlerle analiz edilmiştir. Araştırmada İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel bağlılık ile örgütsel sinizm ve örgütsel muhalefet algıları arasında bir ilişki olduğu sonucuna ulaşımıştır. Öğretmenlerin örgütsel bağlılık ile örgütsel sinizm algıları arasında yüksek düzeyde negatif, örgütsel muhalefet algıları ile ise orta düzeyde negatif bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

  18. Brincadeiras de rua, convivência urbana e ecologia dos saberes

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    ÁLAMO PIMENTEL

    2015-01-01

    Full Text Available Este artículo es el resultado de un estudio sobre la contribución de los juegos de la calle en la creación de procesos de convivencia urbana y en la diversificación de prácticas y saberes inherentes a las culturas populares que atraviesan lo cotidiano de las ciudades brasileñas. El texto se desarrolla a partir del análisis de documentos basados en los informes presentados por estudiantes de pedagogía de una institución de enseñanza superior del estado de Bahía. Los informes descriptivos analizados son el resultado de un proyecto didáctico de observación desde el punto de vista de los niños sobre la convivencia urbana. La base teórica del trabajo se inspira en las epistemologías del Sul según la propuesta de Boaventura de Sousa Santos (2008, sobre todo en lo referido a la comprensión de las ecologías de los saberes. A partir de los cuadros sinópticos presentados a lo largo del texto se expone una visión panorámica de los juegos de la calle en diferentes barrios de Salvador y sus implicaciones en la sustentabilidad de las culturas populares en los escenarios urbanos contemporáneos.

  19. OLDTURKISHMEDICINE(XIV. - XVI. CENTURIESPROCEDURES FORMEASURINGAND DIMENSIONS ESKİ TÜRK TIBBINDA (XIV. - XVI. YÜZYILLAR ÖLÇÜLER VE ÖLÇME USULLERİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Gürkan GÜMÜŞATAM

    2012-01-01

    lçekler ve bunların kullanımı açısından ilaç yapımlarıyla ilgili bölümler bu türden kelimelere ulaşmakta birer kaynaktır. Çoğunluğu Arapça ve Farsçadan alınan ilgili terimlerin tespit ve kullanımları incelemenin konusunu oluşturmaktadır. Veriler seçilen altı ayrı tıp kitabından saptanmıştır. Neticede Arapça ve Farsçadan alınma ölçü birimleri yanında Türkçenin anlatım yollarından yararlanılarak ölçülendirmelere de gidildiği ortaya konmuştur.

  20. Security for Telecommuting and Broadband Communications: Recommendations of the National Institute of Standards and Technology

    Science.gov (United States)

    2002-08-01

    Aware http://www.lavasoftusa.com/ Adware, Alexa 1.0-5.0, Aureate 1.0-3.0, Comet Cursor 1.0-2.0, Cydoor, Doubleclick, DSSAgent, EverAd, EzUla...Internet. Known as “voice over IP” (VOIP), the services convert speech to Internet messages and transmit them to a facility that interfaces with the...reporting, handling, prevention, and recognition . National Information Assurance Partnership (NIAP) - http://www.niap.nist.gov/ NIAP is a U.S

  1. Yerelden Evrensele Japon Anime ve Manga Sanatı

    OpenAIRE

    TAŞ ALİCENAP, Çiğdem

    2014-01-01

    Anime ve manga kültürü Uzakdoğu çizgi roman sanatının yoğun üretimi, tarih, din, kültür ve felsefenin konulara yansıması ve Batı çizgi film ve çizgi romanlarından ayrılan farklı tarzlarıyla araştırılması ve öğrenilmesi gereken değerler içermektedir. Japonya’ da çizgi film sanatının Batı’ daki Disney gibi bir endüstrinin dışında bu denli özgün ve başarılı örnekleri elbette o sanatçıların yetiştiği kültürün, tarihin, sanatın ve felsefi değerlerin olduğu kadar eski...

  2. Assessment of the Quality of the Version 1.07 Temperature-Versus-Pressure Profiles of the Middle Atmosphere from TIMED/SABER

    Science.gov (United States)

    Remsberg, E. E.; Marshall, B. T.; Garcia-Comas, M.; Krueger, D.; Lingenfelser, G. S.; Martin-Torres, J.; Mlynczak, M. G.; Russell, J. M., III; Smith, A. K.; Zhao, Y.; hide

    2008-01-01

    The quality of the retrieved temperature-versus-pressure (or T(p)) profiles is described for the middle atmosphere for the publicly available Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER) Version 1.07 (V1.07) data set. The primary sources of systematic error for the SABER results below about 70 km are (1) errors in the measured radiances, (2) biases in the forward model, and (3) uncertainties in the corrections for ozone and in the determination of the reference pressure for the retrieved profiles. Comparisons with other correlative data sets indicate that SABER T(p) is too high by 1-3 K in the lower stratosphere but then too low by 1 K near the stratopause and by 2 K in the middle mesosphere. There is little difference between the local thermodynamic equilibrium (LTE) algorithm results below about 70 km from V1.07 and V1.06, but there are substantial improvements/differences for the non-LTE results of V1.07 for the upper mesosphere and lower thermosphere (UMLT) region. In particular, the V1.07 algorithm uses monthly, diurnally averaged CO2 profiles versus latitude from the Whole Atmosphere Community Climate Model. This change has improved the consistency of the character of the tides in its kinetic temperature (T(sub k)). The T(sub k) profiles agree with UMLT values obtained from ground-based measurements of column-averaged OH and O2 emissions and of the Na lidar returns, at least within their mutual uncertainties. SABER T(sub k) values obtained near the mesopause with its daytime algorithm also agree well with the falling sphere climatology at high northern latitudes in summer. It is concluded that the SABER data set can be the basis for improved, diurnal-to-interannual-scale temperatures for the middle atmosphere and especially for its UMLT region.

  3. Maestros narrados en el cine. Una mirada entreabierta sobre la escuela, el saber y la formación

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Érica Elexandra Areiza-Pérez

    2011-01-01

    Full Text Available El texto realiza una reflexión pedagógica a partir de tres producciones cinematográficas, a saber, Estrellas del cielo sobre la tierra, Rojo como el cielo y La sonrisa de Mona Lisa. El foco de atención de esta reflexión tiene relación con la figura del maestro y con el modo en que acoge o entorpece el proyecto humano de sus estudiantes. También se exploran algunas tensiones propias del escenario educativo y el lugar del saber en los procesos de formación.

  4. Build a WWW Homepage for Your School!

    Science.gov (United States)

    Chrobak, Kimberly

    1995-01-01

    Discusses the use of World Wide Web (WWW) Homepage for school information. Topics include school sites; installation of a WWW browser; file tags; sites for beginner's guides to the language (HTML); two Usenet discussion groups; and a sample lesson plan including objective, procedure, and evaluation. (AEF)

  5. Rizâeddin b. Fahreddin ve Kütüb-i Sitte ve Müellifleri adlı eseri

    OpenAIRE

    KHAZİEV, Rinat

    2015-01-01

    Tez bir Girişten ve üç bölümden oluşmaktadır. Girişte tezin içerdiği bilgiler ve hazırlanmasında izlenen yöntem hakkında bilgiler verilmiştir.Tezin birinci bölümünde Rizâeddin b. Fahreddin’in hayatına dair bilgiler sunulmuştur. Onun şahsiyeti, âlimliği, başmuharrirliği ve sosyal faaliyetleri gösterilmiştir. Diğer taraftan da onun hayatı, ilmi tahsili, hocaları ve eserleri ele alınmıştır.Araştırmanın ikinci bölümde Rizâeddin b. Fahreddin’n Hadis ilmine bakışı ve yaklaşımı tahlil edilm...

  6. Teoría emergente en la construcción del saber pedagógico

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Víctor Díaz Quero

    2004-05-01

    Full Text Available Explicar la construcción y reconstrucción del saber pedagógico de los docentes, desde las perspectivas de su formación y experiencia constituyó el propósito de este trabajo. La naturaleza de la investigación refiere la subjetividad como fuente de conocimiento y componente dimensional de lo humano. El método tilizado fue la etnometodología para evidenciar la acción del hombre y de los significados que da a su propia actividad. Se seleccionaron (6 seis docentes de manera intencional, quienes participaron como sujetos que construyen y reconstruyen sus prácticas como instancia de la construcción de su saber. Los datos fueron obtenidos a través de la entrevista semiestructurada, con base en tres criterios: (a grado de apertura. (b grado de socialización y (c área de interés. El análisis de esta información, permitió su organización en una red conceptual constituida por unidades de información, categorías, tipologías y conceptos integradores que logran configurar la teoría emergente a partir de la reflexión del docente, sobre y desde sus prácticas. Los resultados obtenidos revelan como uno de los principales hallazgos, la existencia en los docentes de un pensamiento disociado entre teoría y práctica y una teoría que define epistemológicamente al saber pedagógico como un proceso complejo y permanente.

  7. Influence of Solar-Geomagnetic Disturbances on SABER Measurements of 4.3 Micrometer Emission and the Retrieval of Kinetic Temperature and Carbon Dioxide

    Science.gov (United States)

    Mertens, Christopher J.; Winick, Jeremy R.; Picard, Richard H.; Evans, David S.; Lopez-Puertas, Manuel; Wintersteiner, Peter P.; Xu, Xiaojing; Mlynczak, Martin G.; Russell, James M., III

    2008-01-01

    Thermospheric infrared radiance at 4.3 micrometers is susceptible to the influence of solar-geomagnetic disturbances. Ionization processes followed by ion-neutral chemical reactions lead to vibrationally excited NO(+) (i.e., NO(+)(v)) and subsequent 4.3 micrometer emission in the ionospheric E-region. Large enhancements of nighttime 4.3 m emission were observed by the TIMED/SABER instrument during the April 2002 and October-November 2003 solar storms. Global measurements of infrared 4.3 micrometer emission provide an excellent proxy to observe the nighttime E-region response to auroral dosing and to conduct a detailed study of E-region ion-neutral chemistry and energy transfer mechanisms. Furthermore, we find that photoionization processes followed by ion-neutral reactions during quiescent, daytime conditions increase the NO(+) concentration enough to introduce biases in the TIMED/SABER operational processing of kinetic temperature and CO2 data, with the largest effect at summer solstice. In this paper, we discuss solar storm enhancements of 4.3 micrometer emission observed from SABER and assess the impact of NO(+)(v) 4.3 micrometer emission on quiescent, daytime retrievals of Tk/CO2 from the SABER instrument.

  8. Tanenler ve Hayvan Besleme Üzerine Etkileri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Esin Ünver

    2014-06-01

    Full Text Available Tanenler; bitkilerin yapısında doğal olarak bulunan, kendilerini patojen mikroorganizmalara ve virüslere karşı korumak için ürettikleri fenolik bileşiklerdir. Hayvan besleme açısından ise tanenler; hayvanın türü, fizyolojik durumu, tanenin yapısı ve miktarına bağlı olarak olumlu ve olumsuz etkilere sebep olabilmektedirler. Bu çalışmanın amacı; tanenler, etkileri ve hayvan beslemede kullanımları ile ilgili bir derleme sunmaktır.

  9. Sobre a Formação Profissional dos Professores de Educação Física e as Teorias do Saber Docente On the professional education of physical education teachers and the teacher knowledge theories Sobre la formación profesional de los profesores de educación física y las teorías del saber docente

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    2006-11-01

    Full Text Available O objetivo do presente texto é discutir as teorias que enfocam os saberes e o trabalho dos professores na educação brasileira, particularmente no campo pedagógico da Educação Física. A idéia central é analisar o que essas teorias trazem sobre os saberes dos professores, buscando compreender suas possíveis contribuições e limitações. A partir da discussão com a literatura, o texto aborda as tradições teóricas presentes no campo de estudos sobre os saberes docentes e analisa o modo como a formação do professor de Educação Física é concebida no contexto de diferentes momentos do pensamento pedagógico brasileiro. Ao finalizar, o texto aponta as potencialidades e os riscos das investigações que se debruçam sobre os saberes docentes. PALAVRAS-CHAVE: educação física – formação de professores – saber docente The aim of this text is to discuss the theories that focus on teacher knowledge and teacher work in Brazilian education, especially in the pedagogical field of Physical Education. The main idea is to analyze what these theories bring to the issue of teacher knowledge in an attempt to understand their possible contributions and limitations. Starting from a discussion on the available literature, this text approaches the theoretical traditions which are present in the field of studies about teacher knowledge and analyzes the way by which teacher education for physical education teachers is conceived in the context of different moments in Brazilian pedagogical thinking. As a conclusion, this text points out the potentialities and the risks of the investigations on teacher knowledge. KEYWORDS: physical education – teacher education – teacher knowledge El objetivo del presente texto es discutir las teorías que enfocan los saberes y el trabajo de los profesores en la educación brasileña, particularmente en el campo pedagógico de la Educación Física. La idea central es analizar lo que esas teorías traen

  10. Comparative Biomechanical Modeling of Metatherian and Placental Saber-Tooths: A Different Kind of Bite for an Extreme Pouched Predator.

    Science.gov (United States)

    Wroe, Stephen; Chamoli, Uphar; Parr, William C H; Clausen, Philip; Ridgely, Ryan; Witmer, Lawrence

    2013-01-01

    Questions surrounding the dramatic morphology of saber-tooths, and the presumably deadly purpose to which it was put, have long excited scholarly and popular attention. Among saber-toothed species, the iconic North American placental, Smilodon fatalis, and the bizarre South American sparassodont, Thylacosmilus atrox, represent extreme forms commonly forwarded as examples of convergent evolution. For S. fatalis, some consensus has been reached on the question of killing behaviour, with most researchers accepting the canine-shear bite hypothesis, wherein both head-depressing and jaw closing musculatures played a role in delivery of the fatal bite. However, whether, or to what degree, T. atrox may have applied a similar approach remains an open question. Here we apply a three-dimensional computational approach to examine convergence in mechanical performance between the two species. We find that, in many respects, the placental S. fatalis (a true felid) was more similar to the metatherian T. atrox than to a conical-toothed cat. In modeling of both saber-tooths we found that jaw-adductor-driven bite forces were low, but that simulations invoking neck musculature revealed less cranio-mandibular stress than in a conical-toothed cat. However, our study also revealed differences between the two saber-tooths likely reflected in the modus operandi of the kill. Jaw-adductor-driven bite forces were extremely weak in T. atrox, and its skull was even better-adapted to resist stress induced by head-depressors. Considered together with the fact that the center of the arc described by the canines was closer to the jaw-joint in Smilodon, our results are consistent with both jaw-closing and neck musculature playing a role in prey dispatch for the placental, as has been previously suggested. However, for T. atrox, we conclude that the jaw-adductors probably played no major part in the killing bite. We propose that the metatherian presents a more complete commitment to the already

  11. O saber e a tecnologia: mitos de um centro de tratamento intensivo

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Bastos Marisa Antonini Ribeiro

    2002-01-01

    Full Text Available O presente artigo apresenta os resultados de um estudo etnográfico que teve como objetivo descrever a cultura dos enfermeiros de um centro de tratamento intensivo. Acreditando que o CTI é uma subcultura do hospital e que os enfermeiros intensivistas compartilham de símbolos e significados que foram desenvolvidos através das interações sociais no contexto da Terapia Intensiva, fui buscar no interacionismo simbólico e na descrição etnográfica a fundamentação teórico-metodológica para o presente estudo. Para compreender o processo de interiorização dos universos simbólicos no CTI, busquei descrever os sistemas temáticos de significados subjacentes às atividades dos enfermeiros intensivistas, através da observação participante, da entrevista etnográfica e da análise documental. Dentre os elementos culturais descritos, foi identificado o mito do saber e da tecnologia. Concluí que os mitos da tecnologia e do saber foram socialmente estabelecidos como estratégia de sobrevivência no cotidiano da terapia intensiva, repleto de riscos e incertezas.

  12. O saber e a tecnologia: mitos de um centro de tratamento intensivo

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Marisa Antonini Ribeiro Bastos

    Full Text Available O presente artigo apresenta os resultados de um estudo etnográfico que teve como objetivo descrever a cultura dos enfermeiros de um centro de tratamento intensivo. Acreditando que o CTI é uma subcultura do hospital e que os enfermeiros intensivistas compartilham de símbolos e significados que foram desenvolvidos através das interações sociais no contexto da Terapia Intensiva, fui buscar no interacionismo simbólico e na descrição etnográfica a fundamentação teórico-metodológica para o presente estudo. Para compreender o processo de interiorização dos universos simbólicos no CTI, busquei descrever os sistemas temáticos de significados subjacentes às atividades dos enfermeiros intensivistas, através da observação participante, da entrevista etnográfica e da análise documental. Dentre os elementos culturais descritos, foi identificado o mito do saber e da tecnologia. Concluí que os mitos da tecnologia e do saber foram socialmente estabelecidos como estratégia de sobrevivência no cotidiano da terapia intensiva, repleto de riscos e incertezas.

  13. Melatonin ve Klinik Önemi

    OpenAIRE

    Fehmi, Özgüner; Özcankaya, Ramazan; Delibaş, Namık; Koyu, Ahmet; Çalışkan, Sadettin

    2009-01-01

    SüleymanDemirel Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ: 1995 Aralık; 2(4) Melatonin ve Klinik Önemi Fehmi Özgüner Ramazan Özcankaya Namık Delibaş Ahmet Koyu Sadettin Çalışkan . Özet Melatonin karanlık periyotta sentezlenir ve salınır, ayrıca karanlığın süresi hakkındaki bilginin değerlendirilmesine aracılık eder. Melatonin sirkadiyan ritmi, gençlerde oldukça düzenlidir, yaşlılıkta sıklıkla siklus bozulma gösterir ve bir hipomelatoninemi sendromu ola...

  14. Tom Stoppard'ın Rosencrantz ve Guildenstern Öldüler Adlı Oyununda Mizah ve Kader

    OpenAIRE

    Erkan, Ayça Ülker

    2016-01-01

    Bu çalışmanın amacı karakterlerin kimlik arayışından kaynaklanan fiziksel mizahı tartışmak ve oyundaki ölüm/şans/kader/gerçeklik/yanılsama gibi temaların Rosencrantz ve Guildenstern’nin varoluşçu hayatlarında nasıl işlediğini göstermektir. Mizah, bu trajikomedinin analiz edilmesinde önemli bir rol oynar. Absürd Tiyatro, insanlık durumundaki saçmalığı ifade eder, rasyonel aygıtların kullanımını terk eder, insanın trajik kaybolmuşluk duygusunu yansıtır ve insanlık durumu olan hayat ve ölümle il...

  15. SABERES DE CURA: UM ESTUDO SOBRE PAJELANÇA CABOCLA E MULHERES PAJÉS DA AMAZÔNIA

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Maria Betânia Barbosa Albuquerque

    2012-05-01

    Full Text Available Este artigo analisa os saberes que perpassam as práticas de cura presentes na pajelança cabocla na Amazônia, em especial, as de mulheres pajés. Tem como objetivos descrever os saberes e as práticas de cura de três mulheres residentes na cidade de Soure, na ilha do Marajó, Pará, bem como refletir sobre o papel da mulher no contexto religioso e simbólico da pajelança. Metodologicamente, o artigo resulta de uma pesquisa de campo e bibliográfica, com abordagem qualitativa, constando da análise de entrevistas narrativas com três mulheres. Teoricamente, o estudo se baseou em autores como Galvão (1955, Maués (1990; 1999, Cavalcante (2008, Montal (1986, entre outros. A pajelança ou xamanismo na Amazônia é uma prática, em geral, permitida somente aos indivíduos do sexo masculino. Entretanto, no município de Soure não há restrição da mulher no exercíco da pajelança, exercício esse que é perpassado por um arsenal de saberes que envolve o conhecimento das plantas curativas, do ritmo das águas, dos ciclos da lua e da natureza

  16. SABERES E PRÁTICAS DOCENTES E ENSINO DE HISTÓRIA: TEMAS, CONCEITOS E REFERENCIAIS (1970-2014

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Nadia Gaiofatto Gonçalves

    Full Text Available RESUMO: Este trabalho visa analisar a produção acadêmica sobre Saberes e Práticas Docentes relacionadas ao Ensino de História, presente em periódicos acadêmicos das áreas de Educação, Ensino e História, no período de 1970 a 2014, buscando-se evidenciar temas, conceitos e referenciais contemplados. Como principais referenciais, utilizam-se os conceitos de habitus e campo, de Pierre Bourdieu, e de representações e lutas de representações, de Roger Chartier. Como principais resultados, destacam-se a grande concentração da produção a partir do século XXI; a coincidência de aumento de artigos com a produção específica de saberes e práticas docentes no Brasil; a presença de conceitos relacionados a saberes e práticas docentes em significativa parte da produção, mas também artigos sem a explicitação de conceitos específicos a essa problematização; e a luta de representações que se desenha, com a entrada de trabalhos relacionados à perspectiva da Educação Histórica, para abordagem da temática no campo Ensino de História.

  17. Temperature Trends in the Polar Mesosphere between 2002-2007 using TIMED/SABER Data

    Science.gov (United States)

    Goldberg, Richard A.; Kutepov, Alexander A.; Pesnell, William Dean; Latteck, Ralph; Russell, James M.

    2008-01-01

    The TIMED Satellite was launched on December 7, 2001 to study the dynamics and energy of the mesosphere and lower thermosphere. The TIMED/SABER instrument is a limb scanning infrared radiometer designed to measure a large number of minor constituents as well as the temperature of the region. In this study, we have concentrated on the polar mesosphere, to investigate the temperature characteristics as a function of spatial and temporal considerations. We used the recently revised SABER dataset (1.07) that contains improved temperature retrievals in the Earth polar summer regions. Weekly averages are used to make comparisons between the winter and summer, as well as to study the variability in different quadrants of each hemisphere. For each year studied, the duration of polar summer based on temperature measurements compares favorably with the PMSE (Polar Mesospheric Summer Echoes) season measured by radar at the ALOMAR Observatory in Norway (69 N). The PMSE period should also define the summer period suitable for the occurrence of polar mesospheric clouds. The unusual short and relatively warm polar summer in the northern hemisphere

  18. Saberes ambientales lafkenche en escuelas de la costa de La Araucanía (Chile

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Marcela Rojas-Maturana

    2015-01-01

    Full Text Available Este estudio es un acercamiento a la realidad de la transmisión oralde saberes y prácticas acerca del territorio, en familias lafkenche que viven asociadas a espaciosde humedales en el borde costero de La Araucanía (Chile. Para la recolección de datos aplicamosencuestas a niños y niñas, padres y madres, docentes, y asesores y asesoras culturales en cincoescuelas. Visualizamos que existen saberes territoriales que, sin embargo, no encuentran un espaciodónde manifestarse fuera del hogar. Concluimos que la sistematicidad en el acercamiento de losalumnos y alumnas a su cultura originaria, la permanencia en el tiempo de los asesores y asesorasculturales, el compromiso real de los profesores y profesoras no mapuches, y el respeto de estos haciala cultura, puede eventualmente lograr resultados satisfactorios en la preservación de la lengua y delas prácticas culturales en el territorio lafkenche.

  19. Uygulamalı Bilimler ve Mühendislik

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Recep BAKIŞ

    2012-06-01

    Full Text Available Türkiye’de enerji ihtiyacı, ülkenin öz kaynaklarından karşılanamadığı için yurt dışından ithal edilmektedir. Oysa Türkiye’nin zengin yenilenebilir su kaynakları vardır. Bu makalede, Nehil Çayının (Zap suyu alt havzası sahip olduğu hidroelektrik enerji potansiyeli, bu kaynağın efektif kullanımına ve böylece ülkenin enerji açığını kısmen kapatmaya yönelik olarak araştırılmıştır. Araştırma, Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS ve Uzaktan Algılama metotları kullanılarak yapılmıştır. Ön araştırmaya göre, Nehil Çayı havzasında bir adet barajın planlaması yapılmış ve bu barajın olası maliyetleri ve buradan temin edilebilecek yıllık elektrik enerjisi miktarı hesaplanmıştır. Barajın toplam maliyetleri ve kurulu gücü Simahpp yazılımı ile hesaplanmıştır. Simahpp yazılımına göre, Nehil Çayı havzasında planlanan barajın toplam maliyeti ve kurulu gücü, 41,3x106 US$ ve 25,2 MW olarak elde edilmiştir. Yılda üretebileceği elektrik enerjisi miktarı ise 39,8 GWh olarak belirlenmiştir

  20. Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Kazım UYSAL

    2011-02-01

    Full Text Available Yoğun zirai faaliyetlerin yapıldığı Antalya’nın batı sahillerinden yakalanan ekonomik önemi olan bazı deniz balıklarının (Diplodus sargus, Siganus rivulatus, Lithognathus mormyrus, Liza aurata, Chelon labrasus kas, deri ve solungaçlarındaki bakır, çinko, mangan, demir ve magnezyum (Genellikle zirai aktivitelerden kaynaklanırlar biyoakümülasyon seviyeleri araştırılmıştır. Balıkların dokularında incelenen elementlerin minimum ve maksimum seviyeleri (mg kg-1 yaş ağırlık bakır için 0.541.69; çinko için 4.14-407.23; mangan için 0.15-9.17; demir için 3.45-104.49 ve magnezyum için 204.33- 784.30 olarak tespit edilmiştir. İncelenen elementlerin en düşük biyoakümülasyon seviyeleri kas dokularda, en yüksek seviyeler (Bakır hariç ise solungaçlarda tespit edilmiştir. İncelenen türlerin kas dokularındaki bakır ve çinko seviyeleri (Dünya Sağlık Örgütü (WHO, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO ve Türk Gıda Kodeksi’nde belirtilen kabul edilebilir maksimum seviyelerden daha düşük, bazı türlerin (D. sargus, S. rivulatus, L. mormyrus and L. aurata derilerinde bulunan çinko seviyeleri ise kabul edilebilir maksimum seviyelerden daha yüksek bulunmuştur

  1. A construção do cuidado das parteiras tradicionais: um saber/fazer edificante La construcción del cuidado de las parteras tradicionales: un saber/hacer edificante The construction of care of the traditional midwives: an edificant knowledge/practice

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Moema da Silva Borges

    2007-06-01

    Full Text Available Este artigo apresenta uma pesquisa realizada no Distrito Federal e região do Entorno do DF com o objetivo de identificar as representações sociais das parteiras tradicionais acerca do cuidado. Parte-se do pressuposto de que a base epistemológica da produção sobre o cuidado está ancorada em saberes científicos e também em outros saberes e práticas advindos do conhecimento do senso comum, dentre os quais se situa o trabalho das parteiras tradicionais. A partir dos dados colhidos acerca das características da prática, do nível de envolvimento com o fazer, da forma de construção do saber/fazer e das possibilidades de articulação da prática com outros saberes buscou-se identificar aspectos significativos da temática cuidado na visão das parteiras.Este artículo presenta una investigación llevado a través del Distrito federal y los alrededores del DF con el objetivo de identificar las representaciones sociales de las parteras tradicionales acerca del cuidado. El punto de partida es que la base epistemológica de la producción sobre el cuidado está anclada en el conocimiento científico y también en otros conocimientos y en las prácticas del conocimiento del senso común, entre los cuales está el trabajo de las parteras tradicionales. A partir de los datos recogidos sobre las características del trabajo práctico, el nivel de la implicación, la acción práctica, la forma de construcción del saber/hacer y las posibilidades de articular la acción práctica con otros saberes, se buscó identificar aspectos significativos de la temática el cuidado en la visión de las parteras tradicionales.This article presents a research carried through in Distrito Federal and surroundings with the objective to identify the social representations of the traditional midwives regarding the care. It's based on the starting point that the epistemological basis of the production about the care is anchored in scientific knowledge and also in

  2. Cordia Sebestena Tohumunun ve Tohum Yağının Besinsel Özellikleri ve Potansiyel Değeri (İngilizce

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Foluso O. Agunbiade

    2015-02-01

    Full Text Available Az kullanılan hammaddelerin geliştirilmesinin ivme kazanması ile iyi bilinen tohum ve tohum yağlarına olan aşırı bağımlılıktan ve bunun sonucundaki yüksek maliyetten dolayı geleneksel ve endüstriyel uygulamalar için az bilinen tohum ve tohum yağları türetilmiştir. Bu nedenle Cordia sebestena tohum ve tohum yağının kullanım potansiyeli bakımından besinsel özelliklerinin değerlendirilmesine yönelik bu çalışma yapılmıştır. Tohum yağında literatürde rapor edilen çeşitli analizler kullanılarak yağ asidi profili incelenmiş ve karakterize edilmişken, tohumda ise genel bileşim, mineral bileşenler ve anti-besinsel faktörler araştırılmıştır. Sonuçlar tohumun iyi bir yağ (%40.3 ± 0.8 ve protein (%11.5 ± 0.6 kaynağı olabileceğini göstermektedir. Tohum aynı zamanda Mg, Ca ve Na benzeri bazı makro-elementler ile esansiyel bir mikro-element olan Zn kaynağı olabilir. Anti-besinlerden fitat, tanen ve oksalat içeriği yüksektir ve gıdalarda tohumun kullanımı sakıncalı olabilir. Bu maddeler belki geleneksel gıda işleme yöntemleri ile giderilebilir. Tohum yağının özellikleri onun alkid reçine sentezinde, biyodizel ve sabun üretiminde kullanışlı olabileceğini göstermektedir. Yağ asidi profili toplam yağın %71.1 oranında insan tüketimi için iyi bir yağ asidi olan oleik asiti (C18:1 ağırlıklı olarak bulundurduğunu göstermektedir. Cordia sebestena tohumu ve tohum yağının önemli kullanım alanları olabileceği görülmüştür, ancak tohum yağının aminoasit profili ve anti-besinler üzerine geleneksel işlemlerin etkileri konularında daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

  3. Cabernet Sauvignon ve Merlot Şarapların Resveratrol Düzeyleri ve Ekolojik Koşulların Etkileri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Belkıs Çaylak Adıgüzel

    2015-02-01

    Full Text Available Fitoaleksinler bitkilerde patojen enfeksiyonuna bir reaksiyon olarak veya çeşitli biyotik ve abiyotik tetikleyicilerin etkisi sonucu oluşan fenolik madde karakterli, düşük molekül ağırlıklı antimikrobiyal bileşiklerdir. Resveratrol (trans–3,5,4’-trihidroksistilben de bir fitoaleksin olup, asma (Vitis vinifera, yer fıstığı (Arachis hypogaea ve diğer pek çok bitki türünde yaprak veya diğer organlarda yüksek miktarlarda bulunabilmektedir. Resveratrol asmada gövde, sürgün ve yapraklar yanında, özellikle renkli çeşitlerin tane kabuğunda bol miktarda sentezlenebilmekte ve şarap yapımı sırasında şıraya, şıradan da şaraba geçmektedir. Son yıllarda resveratrolün antikanserojen özelliği ve antioksidan karakteri nedeniyle sağlık yararları üzerine yoğun araştırmalar yapılmakta ve günlük diyette alımı önerilmektedir. Bu çalışmada, Ege, Marmara ve Trakya Bölgeleri’nde üretilen kimi bağlardan sağlanan Cabernet sauvignon ve Merlot siyah üzümlerinden üretilmiş şaraplarda bulunan resveratrol miktarları Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar bölgelerin ekolojik koşulları açısından birbirleriyle karşılaştırılmış ve resveratrol miktarı ile bu parametreler arasındaki korelasyon araştırılmıştır. Resveratrol konsantrasyonunun üzüm çeşidi ve bölgelerin iklim şartlarına bağlı olarak farklılıklar gösterebileceği görülmüştür.

  4. Akademik Yazma Açısından Tez Yazım Kılavuzları

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Kemalettin DENİZ

    2017-04-01

    Full Text Available Akademik yazmanın tez, makale, bildiri, proje ve poster gibi türleri vardır. Bu türler genellikle bir araştırma sürecinin kompozisyon hâlinde raporlaştırılmasıyla oluşur. Kendi içinde bir sistematiği olan akademik yazmanın yazma süreci açısından en uzun olanı tezlerdir. Tez yazımında tez bölümlerinin nasıl şekillenmesi gerektiğine enstitülerin yayımladığı tez yazım kılavuzlarında yer verilmektedir. Bu çalışmanın amacı, tez yazım kılavuzlarını akademik yazma açısından değerlendirmektir. Araştırma nitel araştırma olarak planlanmış ve araştırmada doküman analizi kullanılmıştır. Araştırmanın evreni eğitim bilimleri alanındaki tez yazım kılavuzlarıdır. Örneklemi tesadüfi olarak belirlenmiş 15 üniversitenin eğitim bilimleri enstitüsü tez yazım kılavuzları oluşturmaktadır. Bulgulara ulaşmak için 15 tez yazım kılavuzuna yönelik içerik analizi yapılmıştır. Çalışmada öncelikle tez yazım kılavuzlarından elde edilen veriler kodlanmıştır. Daha sonra kodlanan veriler bir araya getirilerek gruplandırılmıştır. Bu gruplamadan yola çıkarak temalara ulaşılmıştır. Ortaya çıkan kodlar ve temalar düzenlenmiş, frekans ve yüzde dağılımları eklenmiştir. Araştırma sonucunda, eğitim bilimleri enstitüleri alanında yayımlanan tez yazım kılavuzlarında tezin bölümlerine yönelik verilen bilgilerde farklılıklar olduğu belirlenmiştir. Araştırmada ulaşılan kategorilerin tez yazım kılavuzlarında yer alma aralığının %6,6’dan %100’e kadar geniş bir çizgide seyrettiği belirlenmiştir. Ayrıca tezlerdeki giriş, yöntem, gelişme ve sonuç bölümlerine yönelik yapılar ile tezlerin dil ve anlatım özelliklerinin nasıl olacağı konusunda kılavuzların yeterli olmadığı görülmüştür. Araştırmada ulaşılan sonuçların tez yazım kılavuzlarındaki birliğin sağlanması açısından faydalı olacağı düşünülmektedir.

  5. Republic of Kiribati Early Childhood Development : SABER and NSA-ECD Country Report 2014

    OpenAIRE

    World Bank Group

    2014-01-01

    This report presents an analysis of the Early Childhood Development (ECD) subsector, including programs and policies that affect young children in the Republic of Kiribati. This was a collaborative effort between UNICEF and the World Bank Group; it combines the World Bank Group’s Systems Approach for Better Education Results SABER-ECD framework, which includes analysis of early learningan...

  6. Laurus nobilis, Vitex agnus-castus ve Tamarix parviflora Türlerinin Kimyasal İçeriği ve Fenolik Ekstraktiflerinin İncelenmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Samim YAŞAR

    2016-05-01

    Full Text Available Bu çalışmada Laurus nobilis, Vitex agnus-castus ve Tamarix parviflora bitkilerinden alınan örneklerde kimyasal bileşim ve fenolik ekstraktifler incelenmiştir. Bu türlerin endüstriyel anlamda oduna alternatif olabilirliği ve antioksidan üretiminde hammadde olarak kullanılabilirliği değerlendirilmiştir. Laurus nobilis, Vitex agnus-castus ve Tamarix parviflora bitkilerine ait örneklerde holoselüloz, selüloz, α-selüloz, lignin ve kül miktarları ile etanol siklohekzan, soğuk su, sıcak su ve %1 NaOH çözünürlükleri sırasıyla %73.26-76.32, %53.58-54.52, %43.28-44.73, %20.39-21.27, %2.12-2.79, %2.49-2.71, %9.67-11.70, %10.77-12.42 ve %21.77-24.48 aralığında bulunmuştur. HPLC analizleri toplam fenolik madde miktarının Vitex agnus-castus’da (2.09 mg/g, Tamarix parviflora’da (1.05 mg/g ve Laurus nobilis’de (0.58 mg/g olduğunu göstermiştir. Laurus nobilis’te en yüksek miktardaki fenolik ekstraktif madde epikateşin (0.23 mg/g ve Tamarix parviflora’da gallik asit (0.17 mg/g olarak belirlenmiş, Vitex agnus-castus’da ise p-hidroksibenzoik asit (0.95 mg/g olarak tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, çalışma konusu bitkilerin iğne yapraklı ve yapraklı türlerle karşılaştırılabilir düzeyde olduğunu göstermiş olup, söz konusu maki türlerinin orman ürünleri endüstrisinde ve ticari antioksidan üretiminde hammadde olarak kullanılabileceklerini ortaya koymuştur.

  7. Domates Pulpu ve Salçasında Viskozite (Konsistens ve Renk Üzerine Proses Koşullarının Etkisi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Aziz Ekşi

    2015-02-01

    Full Text Available Kıvam ve renk, domates pulpu ve salçada kaliteyi belirleyen ve ticarette üzerinde en çok durulan iki önemli etkendir. Domates salçasında renk ve kıvam ile hammaddenin durumu arasında yakın bir ilişki bulunduğu bilinmektedir. Ancak her iki kalite öğesini ve özellikle kıvamı, hammadde olduğu kadar, proses koşulları da etkilemektedir.

  8. http://www.vbgsn.org

    International Development Research Centre (IDRC) Digital Library (Canada)

    http://www.vbgsn.org. LES TIC POUR PREVENIR ET. LUTTER CONTRE LES VBG. GROUPE D'ETUDES ET DE RECHERCHES GENRE ET SOCIETES. Une base technique utilisant des solutions open source. Il s'agit d'une plateforme web et mobile qui permet aux parties prenantes de pouvoir remonter et partager les ...

  9. FİNANSAL KRİZLERİN BANKALARIN PERFORMANSLARINA ETKİSİ: TÜRK MEVDUAT BANKALARINDA CAMELS MODELİNİN İNCELENMESİ VE ÖRNEK BİR UYGULAMA

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Selami GÜNEY

    2015-07-01

    Full Text Available ÖZ: Günümüzde, finansal sistemin yapı taşı olan bankacılık sektöründe, finansal krizlerin etkisinde ve oluşan rekabet ortamında, bankaların finansal performansının objektif bir şekilde ölçülememesinden dolayı, sektörde performans ölçümünün önemi artmıştır. Banka yönetimleri ya da denetim otoritelerince uygulanabilen performans değerlemeleri, bankaların mevcut durumlarını, potansiyellerini, yönetim stratejilerini belirleyebilmeleri ve sektörde rekabet avantajı elde edebilmelerini sağlamaktadır. Bu çalışmada, CAMELS modeli ile mevduat banka gruplarının kendi aralarında ve mevduat bankaları içindeki performansları 2002-2012 dönemi itibariyle TBB verileri kullanılarak analiz edilmiş, finansal krizlerin analiz sonuçlarına yansımaları değerlendirilmiştir. Analiz sonucunda; incelenen dönemde yabancı sermayeli mevduat bankalarının performansı en iyi olan ve özel sermayeli mevduat bankalarının performansı en düşük olan grup olduğu tespit edilmiştir. Mevduat bankalarının 2001 krizinden sonra yüksek sermaye yeterlilik ve likidite oranlarına sahip olmalarından dolayı krizlere karşı tedbirli oldukları ve 2008 küresel ekonomik krizini sektörle paralel olarak ufak sıyrıklarla atlatmayı başardıkları sonucuna ulaşılmıştır. ABSTRACT: Nowadays, it has increased the importance of performance measurement in banking sector that is the building block of the financial system due to inability measured banks’ financial performance by the impact of financial crisis and the resulting competitive environment. Banks’ management or supervisory authorities can be applied performance evaluations that banks determine current situation, potential, management strategies and ensure that they are able to achieve competitive advantage in banking sector. In this study, the performance of deposit bank groups were analyzed with CAMELS model in the 2002-2012 period by using the data of the

  10. Okuma Gelişiminde Üst Dil Farkındalığı, Sesbilgisel Süreçler ve Bellek Süreçlerinin Etkisi: Kısa Süreli Bellek ve Çalışma Belleği

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Filiz Sayar

    2012-07-01

    Full Text Available Bu makalede, alanyazında okuma gelişimini belirleyen üstdil farkındalığı, sesbilgisel beceriler ile bellek işlevlerine yer veren araştırmalar incelenmiştir. Bu bilişsel süreçler, karmaşık bir süreç olan okuma gelişimini farklı şekilde etkilemektedir. Bu makalede ele alınan araştırmalarda, başarılı bir okuma performansı için üstdil farkındalığının gerekli olduğu sonucuna ulaşılırken; üstdil farkındalığı becerilerinden sesbilgisel farkındalığın okumanın en güçlü yordayıcısı olduğu konusunda fikirbirliği sağlanmıştır. Okuma gelişimi ile kısa-süreli bellek ve çalışma belleği ilişkisini inceleyen araştırmalar ise, çalışma belleğinin kısa-süreli belleğe göre okumada daha etkili olduğu yönünde bulgular elde etmişlerdir. Diğer yandan, okuma gelişimi konusunda çalışmalarını yürüten bazı araştırmacılar, okumanın çok yönlü ve çoklu-etkenli olması nedeniyle okuma gelişimini belirleyecek tek ve en güçlü bilişsel etmenin bulunamayacağını ifade etmişlerdir. The research in the literature dealing with metalinguistic awareness, phonological abilities and memory functions determinig reading development were examined in this article. These cognitive processes determine differently reading that is a complicated process. The research stated in this article suggested that metalinguistic awareness was crucial for successful reading performance and agreed that phonological awareness one of the metalinguistic abilities was the most powerful predictor of reading. The research examining short-term memory and working memory with reading development obtained some evidence that working memory was more influential on reading than short-term memory. On the other hand, some researchers searching on reading development stated that unique and the most powerful cognitive factor predicting reading development could not be found because reading was multidirectional and

  11. Content and Form Anaysis of the Web Sites of University Libraries: A study on the Case in Turkey Üniversite Kütüphaleri Web Sitelerinin Biçim ve İçerik Analizi: Türkiye'deki Uygulamaya İlişkin Bir Araştırma

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mesut Kurulgan

    2006-06-01

    Full Text Available Internet is an important medium in the process of development of information and information technologies. University library web sites are used by many users to reach information. The speed, ease and efficiency of library web site usage contributes to users' satisfaction. This study compares library web sites of state universities to the foundation universities in terms of form and content. Evaluation criteria obtained through content analysis is measured by visiting each library Web site and measures are given as frequency distribution and percentage analysis. The study concludes that library web sites of state universities use the Internet opportunities more effectively than the library web sites of foundation universities. Dünyadaki bilgi miktarının giderek artması ve bilgi teknolojilerinin gelişmesi sürecinde Internet önemli bir mecra oluşturmaktadır. Üniversite kütüphanelerinin web siteleri birçok kullanıcının bilgiye ulaşma noktasındaki beklentilerini karşılamaktadır. Kullanıcıların kütüphane web sitelerinden kolay ve etkin olarak yararlanması kullanıcı tatminini etkilemektedir. Bu çalışmada, Türkiye'deki devlet ve vakıf üniversitelerinin kütüphanelerinin web sitelerinin özellikleri, biçim ve içerik açısından karşılaştırılmaktadır. Üniversite kütüphanelerine ait web sitelerinin her bir ayrı ayrı ziyaret edilmiş ve belirlenen bazı değerlendirme ölçütleri kullanılarak içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Çalışmada devlet üniversitelerinin kütüphanelerinin web sitelerinin, vakıf üniversitelerinin kütüphanelerinin web sitelerine göre daha yetkin olduğu ve Internet olanaklarını daha iyi kullandıkları belirlenmiştir.

  12. Türkiye’de Gazetecilerin Bilgi Gereksinimlerinin ve Arama Davranışlarının Değerlendirilmesi / Assessment of Journalists’ Information Needs and Seeking Behaviour in Turkey

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    İnci Önal

    2008-10-01

    Full Text Available [Turkish abstract] Araştırmanın amacı, Türkiye’de gazetecilerin bilgi gereksinimlerini ve arama davranışlarını ortaya çıkarmaktır. Ocak 2007 ile Haziran 2008 tarihlerinde gerçekleştirilen bu araştırmada, Türkçe olarak yayınlanan 31 ulusal günlük gazetede görev yapan 217 gazetecinin özellikleri, bilgi gereksinimleri, ilgileri, bilgi kaynaklarını ve bilgi merkezlerini kullanma amaçları saptanmıştır. Gazetecilerin araştırma alanlarının başında haberin yazımı ile ilgili bilgiler geldiğinden, bu doğrultuda geniş kapsamlı, güncel ve orijinal bilgiye en kısa zamanda ulaşmak istenmektedir. Yapısal değişimler, ekonomik güçlükler ve enformasyon teknolojisinin kullanımı, gazetecilerin bilgi gereksinimlerini ve bilgi arama davranışlarını değiştirmiştir. Gazetecilerin kütüphanelerde ve arşivlerde karşılaştıkları bilgi erişim engellerinin başında bilgiye-belgeye hemen erişememe, aranılan kaynağı bulamama, bilgi hizmetlerine yabancılık, öz bilgiye erişememe gibi sorunlar gelmektedir. Çalışmanın sonunda mevcut durumu iyileştirmek için bazı öneriler sunulmuştur. Böylece gelecekte bilgi erişimi kolaylaştıran sistemlerin hayata geçirilmesi beklenmektedir. [English abstract]The purpose of this research was to investigate the information needs and information seeking behaviour of working journalists in Turkey. It investigated characteristics, information needs, interests, sources and purposes, libraries used and services required by 217 journalists in 31 national Turkish daily newspapers, during the period among January 2007 and June 2008 by means of a conducted survey. Journalists have a need for large volumes of very current and authoritative information, and they felt urged to ask the required information very quickly. Throughout the time it seems that shifts in newspaper coverage, the changing economic conditions, and the information flood provided through the new

  13. Ortopedik Engelli ve Engelli Olmayan Erkek Ergenlerde Benlik Saygısı ve Beden İmajı

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Sema Kaner

    2000-02-01

    Full Text Available Bu araştırma, ortopedik engelli ve engelli olmayan ergenlerin benlik saygılarını ve beden imajı algılarını karşılaştırmalı olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Veriler 55 ortopedik engelli erkek ve 123 normal erkek ergenden Kendine Saygı Ölçeği ve Beden İmajı Anketi ile toplanmıştır. Sonuçlar, grupların benlik saygıları açısından farklı olmadığım, ancak ortopedik engelli erkeklerin beden imajı algılarının engelli olmayan erkeklerinkinden daha olumlu olduğunu göstermektedir. Engelli olmayan erkeklerde benlik saygısı ve beden imajı arasında anlamlı ve olumlu yönde bir ilişki olmasına rağmen, ortopedik engelli erkeklerde bu iki değişken arasında bir ilişki bulunamamıştır. Engelli olmayan erkeklerde benlik saygısını en iyi yordayıcı değişkenler cinsel organlar, boy, ayaklar ve spor yeteneği, ortopedik engellilerde ise bacaklar, ten, omuzlar, beden kılı ve saçlardır. This study was designed to determine whether self-esteem and body image perception differed among orthopedically handicapped and normal adolescents. Data were collected from 55 orthopedically handicapped males and 123 normal males using Self-Esteem Scale and Body image Questionnaire. The results show that there were no significant differences on the self-esteem scores between groups but body image scores ofthe handicapped males in two groups were higher than the normal femalesAlthough it was found that a positive and significant correlation exist between self-esteem and body image perceptions of nonhandicapped males, no such correlation was foundfor handicapped males. The most predictive body aspects of self-esteem were genital organs, height, legs and sports ability in nonhandicapped males, and legs, skin, shoulders, amount of hair on theface and scalp in orthopedically handicapped males.

  14. ORTA VE DOĞU AVRUPA ÜLKELERİ AB’YE GİREREK ÜRETİM VE FİNANS KAPİTALİZMİNDE İLERLEME KAYDETTİLER Mİ? (WERE CENTRAL AND EASTERN EUROPEAN COUNTRIES ABLE TO MAKE PROGRESS BY BEING FULL MEMBERS OF THE EU?

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Bülent DOĞRU

    2013-10-01

    Full Text Available ÖZ: Orta ve Doğu Avrupa Ülkeleri (CEE Estonya, Slovakya, Slovenya, Letonya, Polonya, Litvanya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan Avrupa Birliği ile sürdürdükleri müzakere sürecini bitirerek, 1 Mayıs 2004 tarihinde toplu halde Birliğe tam üye oldular. Çoğunluğu eski Sosyalist Bloku üyeleri olan bu ülkeler, AB’ye girerek kapitalist piyasa nimetlerinden faydalanmaya çalıştılar. Bu çalışma, geçen yedi yıllık süreçte bu ülkelerin amaçlarına hangi ölçüde ulaştıklarını incelemektedir. Çalışmada kullanılan kapitalizmin temel göstergeleri Mehmet Altan’ın “Kapitalizm Bu Köye Uğramadı” çalışmasında geçen ve Türkiye için kabul ettiği makroekonomik değişkenlerdir. Bu değişkenler, özel sektör istihdam oranı, özel sektör üretiminin toplam üretim içindeki payı, ticaretin toplam hâsıla içindeki payı, yabancı banka sayısındaki artış, özel yatırımların toplam hâsıla içindeki payı, şehirleşme oranı, borsa kapitalizasyonudur. Özel sektör ve yabancı sermaye itişli bu makroekonomik değişkenlerin CEE ülkeler için 2004 sonrası dönemde pozitif yönde anlamlı bir farklılaşma gösterip göstermediği analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, AB’ye girmek bu ülkelere ticaretlerini arttırma imkânı tanımış ve ticaret kapitalizminde ciddi bir ilerleme kaydetmelerine sebep olmuştur. Ancak üretim kapitalizmi ve finans kapitalizmi alanlarında ilerlemenin olduğuna dair güçlü delil bulunamamıştır. Anahtar Kelimeler: Kapitalizm, Bölgesel Ekonomik Topluluklar, Orta ve Doğu Avrupa Ülkeleri Ekonomileri. ABSTRACT: Central and Eastern European countries, Estonia, Slovakia, Slovenia, Latvia, Poland, Lithuania, the Czech Republic and Hungary, became full members of the European Union on 1 May 2004 after completing the process of accession negotiations. These countries, mostly past member of the Communist Bloc, tried to utilize the benefits of the

  15. Vişne ve Nar Suyu ve Konsantratlarında Antosiyaninlerin Degradasyonu

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Narmela Asafı

    2015-02-01

    Full Text Available Nar ve vişne suyu konsantratlarında antosiyaninlerin parçalanması üzerine sıcaklığın etkisi incelenmiştir. 70°Bx'lik konsantratlardan 45°Bx ve 15° Bx lik örnekler hazırlanarak -18°C, 5°C, 20°C ve 37°C depolanmıştır. Depolanma süresince, sıcaklık dercesine bağlı olarak değişik aralıklarla alman örneklerde antosiyanin kaybı saptanarak parçalanma hızı incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre antosiyaninlerin parçalanma­sı birinci dereceden bir reaksiyon kinetiğine göre gelişmektedir. Tüm örneklerde beklendiği gibi sıcaklık derecesi yükseldikçe antosiyaninlerin degradasyon hızları artmaktadır. Örneğin 15° Bx'lik vişne suyunda -18°C'de hız konsantı k=0.534 x 10-3 gün-1 olduğu halde, 37°C'de k= 184 x 10-3 gün-1 'e yükselmiştir. Aynı şekilde 15° Bx'lik vişne suyunda -18°C'de hız konstantı k= 0.203 x 10-3 gün-1 olduğu halde 37°C'de k= 94 x10-3 gün-1'e yükselmiştir. Ayrıca reaksiyonun sıcaklığa bağımlılığı, Arrhenius eşitliğinden yararlanarak açıklanmaya çalışılmıştır. Nar suyu ve konsantratlannda antosiyaninlerin degradasyon hızı, vişne suyu ve konsantratlarında olduğundan daha yüksektir. Böylece nar suyu ve konsantratlarında depolama süresince sıcaklığa bağlı olarak hızla renk kaybı oluşmaktadır. Ayrıca doğal briksindeki vişne suyunda antosiyaninler, konsantratlarda olduğundan daha stabil olduğu halde nar suyunda bunun aksine konsantratlardaki antosiyaninlerin daha stabil ol­duğu anlaşılmaktadır.

  16. www.elearnSCI.org

    DEFF Research Database (Denmark)

    Chhabra, H S; Harvey, Lee; Muldoon, S

    2013-01-01

    OBJECTIVE: To develop a web-based educational resource for health professionals responsible for the management of spinal cord injury (SCI). The resource:www.elearnSCI.org is comprised of seven learning modules, each subdivided into various submodules. Six of the seven modules address the educatio......OBJECTIVE: To develop a web-based educational resource for health professionals responsible for the management of spinal cord injury (SCI). The resource:www.elearnSCI.org is comprised of seven learning modules, each subdivided into various submodules. Six of the seven modules address...... the educational needs of all disciplines involved in comprehensive SCI management. The seventh module addresses prevention of SCI. Each submodule includes an overview, activities, self-assessment questions and references. DEVELOPMENT OF THE RESOURCE: Three hundred and thirty-two experts from The International...... Spinal Cord Society (ISCoS) and various affiliated societies from 36 countries were involved in developing the resource through 28 subcommittees. The content of each submodule was reviewed and approved by the Education and Scientific Committees of ISCoS and finally by an Editorial Committee of 23 experts...

  17. PRINCIPIOS EPISTEMOLÓGICOS Y AXIOLÓGICOS DEL SABER DOCENTE EN LA ENSEÑANZA DEL INGLÉS

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Gustavo Córdoba González

    2010-01-01

    Full Text Available El presente artículo es resultado de una investigación etnográfica desarrolla con cuatro profesores de inglés que laboran en diferentes colegios rurales de la región de San Ramón, Alajuela, Costa Rica. El objetivo principal de este trabajo es analizar los principios epistemológicos y axiológicos del saber docente en la enseñanza del inglés. Los datos fueron obtenidos mediante entrevistas semiestructuradas y estructuradas aplicadas a los sujetos de investigación, así como mediante observaciones participantes y no participantes. Los resultados evidencian la configuración de cuatro dominios principales: el contenido-técnico, el metodológico, el legal-institucional y el económico. Estos dominios fungen como agentes reguladores y moldeadores de la práctica y del saber docente. La transcendencia de estos dominios del saber demuestra una preocupación fundamental sobre aspectos técnicos lingüísticos y metodológicos, conocimientos administrativos y legales en lo que respecta al valor y ejercicio de la enseñanza y aprendizaje del inglés. Finalmente, el valor y la importancia de enseñar y aprender inglés se percibe exclusivamente en términos económicos como un valor agregado de las habilidades y competencias que un individuo puede ofrecer en el mercado laboral.

  18. Bitkisel Ürünlerin ve Gıda Destek Ürünlerinin İçeriklerinin Adli ve Hukuki Boyutu

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Zeynep Türkmen

    2014-09-01

    Full Text Available Günümüzde alternatif ya da destekleyici tedavi yöntemlerine ve bunlara bağlı olarak bitkisel ürünlere artan bir ilgi söz konusudur. Bu ürünler Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan gıda destek maddesi ruhsatı alınarak, “gıda takviyesi” adı altında piyasaya sürülmektedir. Bu tip ürünler ilaç statüsünde olmadığından ruhsatlandırılması ve piyasaya arzı farklılık gösterebilmektedir. Bu ürünlerle ilgili sıklıkla gözlenen sorunlar arasında kontaminasyon, katkı maddeleri, toksisite ve yanlış doz ve etiketlemeden kaynaklı tek tip üretim problemleri sayılabilir. Son zamanlarda söz konusu ürünlere ait zehirlenmeler ve ilaç etkileşimlerinin neden olduğu istenmeyen ve beklenmeyen durumlar gözlemlenmektedir. Bu gözlemler, alternatif ya da destekleyici ürün adı altında piyasaya sunulan bitkisel ürünlerin üretimi, ruhsatlandırılması, satışı ve denetimi konusunda ciddi düzenlemelere ve uygulamalara ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Çalışmamızın amacı, laboratuarımıza içerik analizi için yönlendirilen, ikisi bakanlık onayı olmaksızın bitkisel ürün adı altında satılmakta olan, diğeri ise bakanlık onaylı sporcu destek ürünü olmak üzere üç olgudan elde edilen bulgularımızı sunmak ve ilgili olguları Türk Ceza Kanunun hükümlerine göre değerlendirmektir. Anahtar kelimeler: Bitkisel ürünler, Sibutramine, sporda kullanılan destek ürünleri, Cinnarizine, GC-MS.

  19. Simidin Demir ve Çinko Mineralleriyle Zenginleştirilmesi ve in vitro Mineral Biyoyararlılığının Saptanması

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Melis Sözer Güzelcan

    2015-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada, Türkiye’de sıklıkla görülen mineral yetersizliğine bağlı beslenme sorunlarına bir yaklaşım olması açısından geleneksel bir gıda olan simidin demir ve çinko mineralleri ile zenginleştirilmesi, bu mi­nerallerin biyoyararlılığı ve genellikle simit ile birlikte tüketilen çay ve ayran içeceklerinin mineral biyoya­rarlılığı üzerine etkileri ve ayrıca tahıllı gıdalarda bulunan fitik asidin mineral biyoyararlılığına etkisinin saptanması amaçlanmıştır. Bu amaçla, simit, demir ve çinko mineralleri ile zenginleştirilmiş simit, çay + zenginleştirilmiş simit ve ayran + zenginleştirilmiş simit örneklerinde demir ve çinko minerallerinin içe­rikleri ve in vitro mineral biyoyararlılıkları saptanmıştır. Simit, demir ve çinko mineralleri ile zenginleşti­rilmiş simit örneklerinde fitik asit içerikleri de belirlenmiştir. Çalışma sonucunda; simitteki demir ve çinko minerallerinin biyoyararlılıkları sırasıyla % 3.14 ve % 6.78; zenginleştirilmiş simitteki bu minerallerin biyo­yararlılıkları sırasıyla % 1.96 ve % 2.84 olarak saptanmıştır. Demir mineralinin biyoyararlılığı simit ayran ve çayla tüketildiği zaman sırasıyla % 2.14 ile % 2.23; çinko mineralinin biyoyararlılığı sırasıyla % 6.38 ve % 5.09 olarak belirlenmiştir. Çay ve ayran zenginleştirilmiş simit ile birlikte tüketildiği zaman demir mineralinin biyoyararlılığının değişmediği; çinko mineralinin biyoyararlılığının arttığı saptanmıştır. Simit ve zenginleş­tirilmiş simitteki fitik asit içerikleri sırasıyla 0.154 g/100g ve 0.159 g/100g olarak belirlenmiştir. Fitat:demir minerali ve fitat:çinko minerali molar oranları hesaplanarak mineral biyoyararlılığı değerlendirilmiştir.

  20. Aportes para la educación inicial: saberes construidos por el Proyecto Pedagógico Educativo Comunitario

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Nisme Yurany Pineda-Báez

    2015-02-01

    Full Text Available En este estudio nuestro objetivo fue evidenciar los saberes y prácticas pedagógicas construidas en los 20 años de implementación del Proyecto Pedagógico Educativo Comunitario -Ppec-del Instituto Colombiano de Bienestar Familiar -ICBF-con la primera infancia. Se trata de la sistematización de 78 entrevistas que realizamos, en las que participaron 181 personas. Las categorías que nuclearon el proceso fueron la reconstrucción histórica del Ppec, la concepción, la intencionalidad, los saberes y prácticas pedagógicas y la operacionalización de la propuesta. En la génesis del Ppec se evidencia una forma de construcción de la política en diálogo con las prácticas, alimentada por la reflexión institucional y la revisión crítica de las discusiones de la época en torno al desarrollo infantil y social. Los saberes y las prácticas pedagógicas construidas con la primera infancia se caracterizan por ser participativas, significativas, contextuadas y humanizantes, constituyendo un tejido que se nutre además de los recursos comunitarios, del entorno y del medio ambiente, para constituirse en un proyecto de transformación social.

  1. KENTSEL VE KOLEKTİF BELLEKTE KIRILMALAR VE KAMUSAL ALANIN DÖNÜŞÜMÜ: GİRNE ŞEHRİ LİMANI ÖRNEĞİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ümmü ALTAN BAYRAKTAR

    2015-09-01

    Full Text Available Özet Günümüzde modernleşme ve kapitalizm etkisinde, maddi, toplumsal ve bireysel yaşam büyük bir hız ve ölçekle değişmektedir. Yaşamlarımızın geçtiği mekanların da aynı hız ve ölçekle değişip dönüşmesi, insanların geçmiş ile bugün arasındaki dinamikleri daha fazla sor- gulamasına neden olmuştur. Bu da bellek ve mekan arasındaki ilişkiyi araştırmayı gündeme getirmiş; diğer çalışmaların yanında, kamusal alan olarak kentin ve kentselliğin sürdürülebil- mesini sağlayan kent merkezlerinin çok katmanlı tarihi dokusunun varlığı, geçirdiği değişim ve dönüşümü anlama çabalarını arttırmıştır. Günümüzde ekonomik rasyonalite mantığıy- la atılan adımlar sonucunda tarihsel-kültürel miras ve tarihsel kentsel dokular yitirilmeye başlanmıştır. Bu değişim ve dönüşüm kentsel ve kolektif bellekte kırılmalar yaşanmasına ve kamusal alanların yaşanan mekanlar olmaktan çıkmasına neden olmuştur. Kıbrıs’ın Girne Şehri’nde yer alan ‘Liman’, tarihsel süreç içerisindeki gelişimi, fiziki ve sosyal özellikleriyle kentsel ve kolektif bellekte varolan kırılmalar ve kamusal alanın dönüşümünde mekan ve iktidar açısından bu çalışma kapsamında ele alınmıştır. Çalışmanın kuramsal alt yapısı Jür- gen Habermas’ın Kamusal Alan ve Maurice Halbwachs’ın Kolektif Bellek kavramı üzerine kurulmaya çalışılmıştır.

  2. YALIN DÜŞÜNCE UYGULAMASI: HASTANELERDE DEĞER KATMAYAN FAALİYETLERİN ORTADAN KALDIRILMASI

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    İrfan ÖZEN

    2015-09-01

    Full Text Available ÖzetHastanelerde teşhis, tedavi veya diğer hizmetlerin en kısa sürede ve en uygun şekilde hastalara ulaştırılmasıgerekir. Ancak diğer sektörlerde olduğu gibi sağlık sekt.ründe de hizmet üretim sürecine değerkatmayan faaliyetler nedeniyle gecikmeler, aksamalar ve hasta beklentilerine uymayan sonuçlar yaşanmaktadır.Hastanelerde hangi süre.lerin ve işlemlerin hizmet üretimine katkı sağlamadığının, hangi süre.lerinve işlemlerin katkı sağladığının belirlenmesi, kaynak israfını önlemede önemli avantajlar sağlayacaktır.Çalışmada, bir kamu hastanesinde değer katmayan faaliyetler ve bu faaliyetlerin ortadan kaldırılmasınailişkin tespitler ve önerilere yer verilmiştir.

  3. On the Possibility of Accelerating Positron on an Electron Wake at SABER

    International Nuclear Information System (INIS)

    Ischebeck, R.; Joshi, C.; Katsouleas, T.C.; Muggli, P.; Wang, X.

    2008-01-01

    A new approach for positron acceleration in non-linear plasma wakefields driven by electron beams is presented. Positrons can be produced by colliding an electron beam with a thin foil target embedded in the plasma. Integration of positron production and acceleration in one stage is realized by a single relativistic, intense electron beam. Simulations with the parameters of the proposed SABER facility [1] at SLAC suggest that this concept could be tested there

  4. Silah, Tasarım ve Kalashnikov Ak-47

    OpenAIRE

    Güneş, Serkan

    2015-01-01

    Silah olgusu insanlığın varoluşundan bu yana saldırmanın ve korunmanın dolayısıyla;yaşamayı sürdürmenin temel araçlarından birisi olarak karşımıza çıkıyor. Medeniyetkavramı ve devletler silah üzerine inşa ediliyor, bekası silah ile korunuyor ve gereklikoşullar oluştuğunda silah vasıtası ile yayılıyor. Güvenlik, huzur ve tehditler için silahlartasarlanıyor, üretiliyor. Silah tasarımı, bekli de insanlık tarihinin en istikrarlı ve en uzuntasarım süreci. Milyonlarca yaratıcı beyin aynı anda öteki...

  5. ZERDÜŞT’ÜN KUTSAL KİTABI AVESTA

    OpenAIRE

    YILDIRIM, Nimet

    2011-01-01

    Tanrı Ahuramazda’nın peygamber Zerdüşt’e vahyettiği Avesta, İran dilleri ve edebiyatlarının en eski ve en önemli eseridir. Arapların İran’ı ele geçirmelerinden önceki dönemlerde İran’ın resmî devlet dini olan Zerdüştîlik kutsal dinsel metinler derlemesi olarak (MÖ. VII. yüzyıl) elimize ulaşmıştır. Olağanüstü bir öneme sahip olan Avesta, birçok açıdan değerli bir kaynak olarak kabul edilmektedir. Avesta, MÖ. 2000’li yıllara dayanan geçmişiyle, Orta Asya ve çevre bölgelerin coğrafyalarında yaşa...

  6. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Antibakteriyel Aktivitesi ve Tekstil Sektöründe Kullanımı

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Hülya KESİCİ GÜLER

    2015-11-01

    Full Text Available Özet: İnsanların doğala yönelmesi ile birlikte tıbbi ve aromatik bitkilere ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Tıbbi aromatik bitkiler, hastalıkları önlemek ve iyileştirmek, sağlığı devam ettirmek için insanlık tarihinin başlangıcından beri ilaç olarak kullanılan bitkilerdir. Bu bitkilerin kullanımları ilaç, gıda, meşrubat, kozmetik sanayi, sabun ve parfüm üretiminde sınırlı kalmamış, günümüzde organik tarım ve hayvancılıkta kullanımları artış göstermektedir. Ayrıca günümüzde farklı özelliklerinden dolayı birçok sektörde de kullanılmaya başlanmıştır. Bunlardan bir tanesi de tekstil sektörüdür. Tıbbi ve aromatik bitkiler barındırdıkları antibakteriyel özellik sayesinde sentetik tekstil bitim maddelerine alternatif oluşturmaktadır. Tekstilde kullanılacak antibakteriyel maddelerden beklenen en önemli özelliklerden bir tanesi kullanılan maddenin insan ve çevre sağlığını olumsuz etkilememesi ve tekstil mamulünün diğer özelliklerini olumsuz yönde değiştirmemesidir. Bu nedenle son yıllarda çevre dostu ve doğal esaslı antibakteriyel maddelerin eldesi ve tekstil uygulamalarına olan ilgi hızla artmaktadır. Buna bağlı olarak yapılan çalışmada; tıbbi ve aromatik bitkilerin antibakteriyel aktivitesinin çeşitli yöntemlerle belirlenmesi ve tekstil sektöründe antibakteriyel bitim maddesi olarak kullanımı araştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Tıbbi ve aromatik bitkiler, antibakteriyel aktivite, tekstil Antibacterial Activity of Medicinal and Aromatic Plants and Utilization in Textile Industry Abstract: Interest in medicinal and aromatic plants increases along with day by day with natural demands of people. Medicinal and aromatic plants, that are used for protecting and healing illness, and continving the human health, since the beginning of humanity. These plants are used not only in medicine, food, beverage, cosmetic industry, soap and perfume

  7. Disciplina, saber y existencia

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Carlos Alberto Ospina

    2004-10-01

    Full Text Available El presente trabajo aborda, de manera didáctica, la importante distinción entre disciplina y profesión y propone entender por disciplina la formación del carácter y la personalidad sin invalidar el significado genuino de disciplina académica o científica. Al presentar dos posturas clásicas frente al saber: la de Aristóteles y la de Comte, se muestran los límites de ésta última cuando pretende abarcar la vida misma con criterios de eficiencia y productividad, anulando el libre juego de la existencia que se regula por criterios muy distintos a la universalidad teórica y a la operatividad técnica. La disciplina, así entendida, no alude al mero estrechamiento de la mirada sobre el mundo o a pautas de acción fijas; se refiere, por el contrario, a la ampliación de los criterios de actuación que nos ayuden a decidir sobre lo mejor para la propia vida y la de los demás. Al aplicar estos elementos de reflexión a la educación contemporánea, se concluye en la necesidad de buscar la formación disciplinada de la persona que involucre necesariamente al menos el desarrollo de dos características formativas básicas: la autonomía y el espíritu crítico.

  8. Disciplina, saber y existencia

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Carlos Alberto Ospina H

    2004-01-01

    Full Text Available El presente trabajo aborda, de manera didáctica, la importante distinción entre disciplina y profesión y propone entender por disciplina la formación del carácter y la personalidad sin invalidar el significado genuino de disciplina académica o científica. Al presentar dos posturas clásicas frente al saber: la de Aristóteles y la de Comte, se muestran los límites de ésta última cuando pretende abarcar la vida misma con criterios de eficiencia y productividad, anulando el libre juego de la existencia que se regula por criterios muy distintos a la universalidad teórica y a la operatividad técnica. La disciplina, así entendida, no alude al mero estrechamiento de la mirada sobre el mundo o a pautas de acción fijas; se refiere, por el contrario, a la ampliación de los criterios de actuación que nos ayuden a decidir sobre lo mejor para la propia vida y la de los demás. Al aplicar estos elementos de reflexión a la educación contemporánea, se concluye en la necesidad de buscar la formación disciplinada de la persona que involucre necesariamente al menos el desarrollo de dos características formativas básicas: la autonomía y el espíritu crítico.

  9. Saber más sobre disfagia (en Lectura Fácil)

    OpenAIRE

    Pérez, Rosa Ana

    2016-01-01

    El objetivo de la guía es que las personas con discapacidad intelectual que tienen disfagia conozcan mejor su condición y así puedan adquirir hábitos más saludables. La disfagia, al entorpecer o impedir la ingestión de alimento, puede provocar atragantamientos, infecciones, deshidratación o desnutrición. La situación se puede agravar por el desconocimiento y la falta de diagnóstico. Sin embargo, con información y los hábitos adecuados, pueden evitarse esas consecuencias. ‘Saber más sobre disf...

  10. Experiência e competência no ensino: pistas de reflexões sobre a natureza do saber-ensinar na perspectiva da ergonomia do trabalho docente

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    THERRIEN JACQUES

    2001-01-01

    Full Text Available O texto propõe-se a desenvolver uma reflexão sobre um campo de investigação emergente e necessário para a compreensão do significado da experiência no saber-ensinar: o trabalho docente segundo a perspectiva da ergonomia, inspirada na cognição situada. Contextualizando os novos contornos da política educacional brasileira no cenário das reformas educacionais, o estudo privilegia o debate sobre a formação docente e suas atuais tendências. A reflexão traz elementos conceituais e teórico-metodológicos destinados à investigação da natureza do saber-ensinar, focalizando o estudo da competência no ensino no contexto dos saberes na base da prática docente.

  11. Yerelden Evrensele İki Yol Arkadaşı: Cengiz Aytmatov ve Kaysın Kuliyev Two Fellow Travellers From Local To Universal: Chingiz Aitmatov And Kaisyn Kuliyev

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mehmed Said ARBATLI

    2013-07-01

    Full Text Available While Chingiz Aitmatov almost always reflected Kyrgyz people, their traditions and their lifestyles in his works, he is undisputably a world writer who managed to reach the universal with local materials through his ability to catch the common values, feelings and thoughts of humanity. There seems to be a great similarity between Aitmatov and the Balkar poet Kaisyn Kuliyev, who had a significant role in his making his first public appearance in literature and was accepted as a teacher and was respected as well. Being from a small nation and reflecting its values, Kaisyn Kuliyev attained universal values and achieved great success. His poems were translated into 120 languages. Millions of copies of his books were printed, especially in Soviet Union period. However, although today Aitmatov is well-known by many people, Kuliyev is not recognized enough. The literature on Aitmatov being grand in scope, has barely mentioned the relationship between him and Kaisyn Kuliyev. In fact, Kuliyev was one of the most significant and well-known poets of his period, and it was him who influenced Aitmatov to begin a writing career. In this study of ours, we are going to examine their fellowship extending from the local to the universal and their common points, in addition to the mostly unknown close relationship of these two great artists of Turkic World. Cengiz Aytmatov eserlerinde hemen daima Kırgız halkını, onun geleneklerini, yaşantısını yansıttığı halde insanlığın ortak değerlerini, duygu ve düşüncelerini yakalayabilmesi sayesinde yerel malzemeyle evrensele ulaşmayı başarmış tartışmasız bir dünya yazarıdır. Aytmatov ile onun kendisini bir hoca kabul edip hürmet gösterdiği Balkar şairi Kaysın Kuliyev arasında büyük bir benzerlik görülmektedir. Kaysın da küçük bir halkın içinden çıkıp onların değerlerini yansıtırken evrensel değerleri yakalayarak büyük bir başarı elde etmiş, şiirleri 120 dile

  12. Bafa Gölü'nde biyotik ve abiyotik ortamda pestisit ve pcb dağılımı.

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    İdil Pazı

    2015-12-01

    Full Text Available Çalışma kapsamında Bafa Gölü’nden alınan sediment ve kefal balığı (Mugil cephalus, Linnaeus 1758 örneklerinde tarımsal pestisit ve endüstriyel kaynaklı PCB gibi organik kirleticilerin kalıntıları ölçülmüş ve bu bileşiklerin dağılımları, muhtemel kaynakları ve potansiyel biyolojik riskleri incelenmiştir. DDT ve türevleri açısından dünyanın farklı bölgelerindeki göllerin yüzey sedimentleri ile kıyaslandığında Bafa Gölü sedimentlerinde DDT kirlilik seviyesinin oldukça düşük olduğu bulunmuştur. Sedimentte Endrin baskın kirletici olarak belirlenmiştir. Sediment örneklerinde ölçülen DDT ve metabolitleri, Dieldrin, Lindan ve Heptaklor konsantrasyonları sediment kalite indekslerine göre değerlendirildiğinde, kirleticilerin göldeki canlı yaşamına olumsuz bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. ∑PCB konsantrasyonlarının ise göl kıyısında bulunan endüstriyel kuruluşlara yakın istasyonlarda sadece düşük değerli etki sevisini aşıp, diğer tüm istasyonlarda canlılar için risk yaratmayacağı belirlenmiştir. Mugil cephalus karaciğer dokusu için hesaplanan biyota sediment akümülasyon faktörü (BSAF 0.44-3.16 arasında değişmektedir. Bafa Gölü Mugil cephalus örneklerinde ölçülen kirletici konsantrasyonları dikkate alındığında Gıda ve Tarım Kurumu (FAO ve Dünya Sağlık Örgütüne (WHO göre Aldrin, Dieldrin, Endrin, Heptaklor ve DDT türevleri için hesaplanan Günlük Alım Miktarı değerlerinin (EDI Kabul Edilebilir Günlük Alım miktarlarının (ADI oldukça altında kaldığı belirlenmiştir. Ancak, balık örneklerindeki PCB seviyelerinin WHO tarafından belirlenen ADI değerini aştığı saptanmıştır

  13. Biblioteca: espaço de saber e de poder

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Keila Matida de Melo Costa

    2009-03-01

    Full Text Available Este artigo tem como objetivo apresentar um pouco da trajetória investigativade Michel Foucault na tentativa de compreender o funcionamento do poder,o modo como ele opera no espaço de uma biblioteca. O projeto Panóptico deJeremy Bentham contribui para esse entendimento. Estudo bibliográfico, análisede campo, leitura de documentos e trabalhos sobre a Biblioteca do Cefet/GOdelineiam a efetivação deste percurso. Saber, poder, controle, individualização,normalização, entre outras problematizações que caracterizam aspectos dasociedade moderna, são identificadas na constituição do espaço de leituracitado.

  14. A Dedicated Z-Stent for Acquired Saber-Sheath Tracheobronchomalacia

    International Nuclear Information System (INIS)

    Kishi, Kazushi; Fujimoto, Hisashi Kobayashi; Sonomura, Tetsuo; Uetani, Kosaku; Nishida, Norifumi; Ohata, Masahiro; Sato, Morio; Yamada, Ryusaku

    1997-01-01

    The tracheobronchial lumen has a continuous horseshoe arch morphology. We formed Z-stents accordingly to support the weakened cartilagenous portions. With this type of stent we treated a patient with acquired saber-sheath type tracheobronchomalacia (TBM), Rayl's type II, Johnson's grade III, whose condition was aggravated even under positive end expiratory pressure (PEEP) therapy. The patient improved gradually. No immediate complication was observed. Bronchofiberscopic examination revealed that the tracheobronchial arcade was closely strut-braced and showed no expiratory collapse. Six months later, when the patient was intubated due to asthmatic attacks, tissue ingrowth through the stent was found and removed. There was no recurrence of TBM. The patient died 2 years later of pneumoconiosis

  15. Os mercados, os seus saberes e as suas incertezas

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    João Caraça

    2012-10-01

    Full Text Available A globalização, tal qual a conhecemos, não resolve os problemas, nem equaciona as questões, do viver em conjunto sobre a Terra. No contexto actual, a luta pela democracia assume, assim, três vectores essenciais: a reinvenção do poder emancipador do conhecimento, com mais e melhores ciências, ciências sociais e outros saberes argumentativos; a reintrodução da escola como o local privilegiado da aprendizagem para a cidadania plena; a instalação e defesa de uma sociedade do reconhecimento, em que a valorização do outro como interlocutor corresponda ao pulsar planetário da nossa espécie.

  16. SABER (TIMED) and MLS (UARS) Temperature Observations of Mesospheric and Stratospheric QBO and Related Tidal Variations

    Science.gov (United States)

    Huang, Frank T.; Mayr, Hans G.; Reber, Carl A.; Russell, James; Mlynczak, Marty; Mengel, John

    2006-01-01

    More than three years of temperature observations from the SABER (TIMED) and MLS WARS) instruments are analyzed to study the annual and inter-annual variations extending from the stratosphere into the upper mesosphere. The SABER measurements provide data from a wide altitude range (15 to 95 km) for the years 2002 to 2004, while the MLS data were taken in the 16 to 55 km altitude range a decade earlier. Because of the sampling properties of SABER and MLS, the variations with local solar time must be accounted for when estimating the zonal mean variations. An algorithm is thus applied that delineates with Fourier analysis the year-long variations of the migrating tides and zonal mean component. The amplitude of the diurnal tide near the equator shows a strong semiannual periodicity with maxima near equinox, which vary from year to year to indicate the influence from the Quasi-biennial Oscillation (QBO) in the zonal circulation. The zonal mean QBO temperature variations are analyzed over a range of latitudes and altitudes, and the results are presented for latitudes from 48"s to 48"N. New results are obtained for the QBO, especially in the upper stratosphere and mesosphere, and at mid-latitudes. At Equatorial latitudes, the QBO amplitudes show local peaks, albeit small, that occur at different altitudes. From about 20 to 40 km, and within about 15" of the Equator, the amplitudes can approach 3S K for the stratospheric QBO or SQBO. For the mesospheric QBO or MQBO, we find peaks near 70 km, with temperature amplitudes reaching 3.5"K, and near 85 km, the amplitudes approach 2.5OK. Morphologically, the amplitude and phase variations derived from the SABER and MLS measurements are in qualitative agreement. The QBO amplitudes tend to peak at the Equator but then increase again pole-ward of about 15" to 20'. The phase progression with altitude varies more gradually at the Equator than at mid-latitudes. A comparison of the observations with results from the Numerical Spectral

  17. Webquest (Web macerası öğrenme yönteminin Türkçe dersindeki akademik başarı ve tutuma etkisi / Effect of WebQuest learning method on academic success and attitude in Turkish lessons

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Abdullah ŞAHİN

    2012-12-01

    Full Text Available ÖZETAraştırmanın amacı, Web Macerası öğretim yönteminin 6.sınıf öğrencilerinin Türkçe dersi akademik başarı düzeylerinde ve Türkçe dersine yönelik tutumlarında bir etkiye sahip olup olmadığını incelemektir. Araştırma, 2008-2009 öğretim yılında Erzurum il merkezinde bulunan Şair Nef’i İlköğretim Okulunda öğrenim gören 20 deney grubunda, 20 kontrol grubunda olmak üzere toplam 40 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma ön test- son test kontrol gruplu deneysel desende tasarlanmıştır. Araştırmada biri deney diğeri kontrol grubu olmak üzere toplam iki grup yer almaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen ve 6. sınıf öğrencilerinin Türkçe dersi akademik başarı düzeylerini belirlemeyi amaçlayan “Türkçe Dersi Başarı Testi”, Acat (2000 tarafından geliştirilen öğrencilerin Türkçe dersine yönelik tutumlarını belirlemeyi amaçlayan “Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği” ve grupların denkleştirilmesinde kullanılan ve araştırmacı tarafından oluşturulan “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Araştırma sonunda Web Macerası öğretim yönteminin 6. sınıf öğrencilerinin Türkçe dersine ilişkin akademik başarı düzeylerini ve Türkçe dersine yönelik tutumlarını yükseltmede etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

  18. Psicopatología psicoanalítica: un saber en la encrucijada

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Miguel Angel Sierra Rubio

    2013-03-01

    Full Text Available Con el objetivo de esclarecer la condición epistémica de la psicopatología psicoanalítica en el marco del saber freudiano, se analizan cuestionamientos previos sobre el campo psicopatológico y sus posibles modalidades relacionales con el psicoanálisis, la psicología clínica y la psiquiatría. Los resultados destacan la originalidad de la estrategia de Freud que, bajo el nombre del psicoanálisis, cobija un discurso racional sobre la experiencia del malestar subjetivo.

  19. La Botánica en el marco de las ciencias naturales: Diversas miradas desde el saber pedagógico pág: 35-50

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Deysi Serrato Rodríguez

    2013-03-01

    Full Text Available La enseñanza de la botánica se ha visto atravesada por el discurso de la interdisciplinariedad de las ciencias, las competencias científicas y la primacía de otros saberes útiles en contexto, entre otros aspectos que han llevado a pensar que ésta no se enseña, por tal razón, es pertinente indagar a través de los trayectos de práctica, cómo se aborda lo botánico en la escuela tomando como eje principal los saberes pedagógicos que circulan en los maestros que enseñan Biología alrededor de la botánica, ésta desde del marco de las ciencias naturales. Es así, que para lograr visibilizar dichos saberes se recurrió a la mirada arqueológica –genealógica, donde se realizó el rastreo de algunos documentos institucionales e investigativos, las charlas con cinco maestros en torno a su ser y quehacer y el análisis de los anteriores elementos desde la relación sujeto, saber y poder. Con base en lo anterior, se encontró que en la escuela circulan algunos saberes relacionados con la Botánica, los cuales son trabajados desde aspectos taxonómicos y netamente Biológicos. Además, de visibilizarse que en las instituciones educativas y maestros con los que se trabajó conciben la enseñanza de la Botánica, se como un pretexto que contribuye a desarrollar determinadas competencias científicas en la escuela.

  20. Zenginleştirilmiş Ekmeklerde İşleme ve Depolama Sırasında Bazı Vitamin ve Mineral Madde Miktarlarındaki Değişmeler

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mehmet Karagül

    2015-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada farklı konsantrasyonlarda tiyamin (7.5, 15.0 ve 22.5 mg/kg, riboflavin (7.5, 15.0 ve 22.5 mg/kg, demir (10, 20 ve 30 mg/100 g, magnezyum (50, 75 ve 100 mg/100 ve kalsiyum (200, 300 ve 400 mg/100 g katılanlardan yapılan hamurlarda ve ekmeklerde besin öğelerinin kalma oranı araştırılmıştır. Ekmek pişirmede uygulanan sıcaklık 250 oC ve süre 25 dakikadır. Un tipi ve katkı konsantrasyonu tiyamin, demir ve kalsiyumun ekmekte kalma oranı üzerinde etkili olmuş, riboflavin ve magnezyumu etkilememiştir. Araştırma sonuçlarına göre; una kıyasla hamurda kalma oranı demir için %89.75-107.54, magnezyum için %97.69-106.00, kalsiyum için %99.59-123.67, tiyamin için %42.34-99.59 ve riboflavin için %86.49-97.46’dır. Una göre ekmekte (72 saat sonra kalma oranı ise demir için %76.21-81.97, magnezyum için %74.54-90.03, kalsiyum için %77.56-95.16, tiyamin için %27.82-58.75 ve riboflavin için %59.78-83.78’dir. Demir, kalsiyum ve magnezyumun katkı konsantrasyonu arttıkça ekmek hacmi azalmış, ekmek içi ve aroması bozulmuştur.

  1. İçme ve sulama sularında bor kirliliği ve bor giderme yöntemleri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Meltem Bilici Başkan

    2014-03-01

    Full Text Available Periyodik cetvelin 3A grubunda yer alan bor yüksek iyonlaşma potansiyeline sahip olması nedeniyle yarı metal olarak kabul edilir. Yerkabuğundaki ortalama bor konsantrasyonu 10 mg/kg'dır. Bor doğada Ca, Na ve Mg'un tuzları şeklinde bulunur. Yüksek konsantrasyonlarda ve ekonomik boyutlardaki bor yatakları; borun oksijen ile bağlanmış bileşikleri şeklinde daha çok Türkiye ve ABD'nin kurak, volkanik ve hidrotermal aktivitesi olan bölgelerinde bulunmaktadır. Bor, bitkiler için gerekli bir mikro besin elementi olmanın yanı sıra, gerekli tüm besin elementleri içerisinde, eksiklik belirtilerine neden olan miktarı ile toksik etki yapan miktarı, birbirine çok yakın olan tek elementtir. Bor su ortamında genellikle borik asit ve kısmen de borat tuzları formlarında bulunmaktadır. Pek çok endüstride kullanım alanı bulan bor bileşiklerinin endüstriyel gelişmelere bağlı olarak yüzeysel sularda bulunan konsantrasyonu artış göstermektedir. Yüzeysel sularda bulunan bor aynı zamanda evsel atıksulardan da kaynaklanmaktadır. Türkiye'de içme ve sulama sularını en çok kirleten toksik elementlerin başında bor gelmektedir. Bu nedenle bor giderimi hem insan sağlığı açısından hem de sağlıklı tarım ürünü yetiştirilebilmesi açısından oldukça önemlidir. Sulardan bor giderimi için uygulanan temel yöntemler arasında iyon değişimi, ultrafiltrasyon, ters osmoz ve adsorbsiyon gelmektedir.

  2. PENYEBARAN INFORMASI MENGGUNAKAN WWW (WORLD WIDE WEB

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ika Atman Satya

    2011-12-01

    Full Text Available Media Informasi secara tradisional telah kita kenai dengan menggunakan koran, televisi, radio dan buku referensi. Media informasi tersebut untuk penyebarannya memerlukan penunjang agar informasi tersebut dapat disebarkan secara lutis. Selain penggunaan media tradisional tersebut penyebaran informasi dengan menggunakan jaringan komputer Internet juga berkembang. Salah satu cara penyebaran informasi dengan menggunakan aplikasi WWW (World Wide Web yang mempunyai kemampuan menggabungkan gambar, text dan suara secara interaktif. Pada tulisan ini akan dibahas tentang kemampuan, penggunaan dan pengembangan server WWW.

  3. Popüler Roman ve Gençler Üzerindeki Etkileri- Bursa Örneği- Popular Novel and Its Effects on the Young-Bursa Example-

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Fatih ACER

    2013-07-01

    study many topics such as why popular novel has such popularity among the young, what it adds to the young's lives, the family and the environment factors in the preference of this novel, whether it will become a transition step to the aesthetic novel, the meaning of popular novel in the eye of the young, the influence of the school types on the novels selected, have been presented through the questionnaires and conclusions from their results. The research area was restricted to Bursa province. The questionnaires were conducted in 2011-2012 Education Year in a sample school from each type of the secondary education institutions in Bursa. In these schools, the questionnaires were applied to 421 students who were reading popular novel and chosen by literature teachers. In this study cross-graphics were obtained by using SPSS programme 15. In conclusion and suggestions part of this study, the results were presented as conclusions deduced from the comparisons made in the tables. Bu makalenin amacı öncelikle gençlerin popüler romanları tercih sebeplerini tespit etmektir. Tercih edilen popüler romanların gençlerin hayatına nasıl bir anlam kattığı ve bu türün estetik romanlara oranla çok okunmasının altında yatan sebepler ortaya konmuştur. Giriş bölümünde popüler romanın genel özellikleri verilmiştir. Bu bölümde popüler romanın çok da kayda değer bir tür olmadığı algısının yaygın olduğu belirtilmiştir. Yazarı açısından estetik gaye güdülmeksizin kaleme alınan; yayılıp yazılmasında başta ticari kaygı olmak üzere, sanat dışı sebepler bulunan; okurun fikrinden çok duygu ve heyecanlarını harekete geçirmeyi hedefleyen; çok sayıda okura ulaşan; kolay anlaşılıp rahat çözümlenen; okurda belli bir seviye aramayan basma kalıp bir yapı arz eden; bir çoğu filme alınarak okur dışında sinema ve televizyonda da çok sayıda izleyiciye ulaşmış nitelikteki romanlardır. Bunun yanında yazarı taraf

  4. Os jovens e as relações com o saber: elementos para construção de uma pesquisa

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Lucas Martinez

    2016-12-01

    Full Text Available Este trabalho busca aprofundar alguns aspectos  teóricos de uma pesquisa de mestrado intitulada Os jovens no ensino fundamental e a relação com o saber: um estudo de caso no município de Santa Maria/RS. A pesquisa tem por objetivo refletir sobre o processo de escolarização de jovens com mais de 15 anos de idade que ainda se encontram no Ensino Fundamental visando compreender como os jovens se relacionam com o saber. A distorção idade-série, a produção das situações de fracasso escolar, os índices de avaliação nacional, todos estes corroboram para a evidência deste tema. Compreender quem são os jovens, quais as relações que eles estabelecem entre o saber escolar e em até que ponto a escola privilegia a construção dessa relação, quais as culturas que permeiam a escola e de que forma podemos nos aproximar deles para superar as dificuldades no trajeto escolar e conduzir o processo formativo ultrapassando a distorção idade-série torna-se o eixo central de nossa reflexão.

  5. VE for Lua game programming

    CERN Document Server

    Mishra, Brij Bhushan

    2013-01-01

    This book follows a tutorial approach with examples and step-by-step instructions to help explain the key concepts of the LÖVE framework as well as everything you need to know about game development using the Lua programming language.LÖVE2d for Lua Game Programming is for anyone who is interested in learning about desktop game development.

  6. Hamilelik ve periodontal hastalık

    OpenAIRE

    Sağlam, Ebru; Saruhan, Nesrin; Çanakçı, Cenk Fatih

    2015-01-01

    Hamileliğe bağlı olarak annede görülen bazı immünolojik değişiklikler enfeksiyonlara yatkınlığı artırmaktadır. Periodontal hastalık, başlıca sebebi mikrobiyal dental plak olan, multifaktöriyel ve çeşitli şiddetlerde görülen yaygın bir hastalıktır. Periodontal hastalığın klinik olarak birçok tanı kriteri bulunmaktadır. Hamilelik ve periodontal enflamasyon arasındaki ilişki uzun yıllardır bilinmektedir. Periodontal hastalık, hamilelerde sistemik durumu etkilemektedir ve fetusa da olumsuz etkile...

  7. EKSENEL PİSTONLU POMPA VE MOTORLARDA KAYICI PAPUÇ PERFORMANS ARAŞTIRMASI-AKIŞ VE VİSKOZ GÜÇ KAYBI

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    A. Osman KURBAN

    1997-01-01

    Full Text Available Bu çalışmada, hidrostatik-hidrodinamik yatakların iyi bir uygulama alanı olan, eğik plakalı eksenel pistonlu pompa ve motorların performansı üzerinde etkili olan kayıcı pabuçlar incelenmiştir. Bununla ilgili olarak viskoz moment kayıpları, viskoz akışkan kaçağı ve güç kayıp denklemleri elde edilip, değişik çalışma ortamlarında bu karakteristik parametrelerin değişimi ve mukayesesi deneysel olarak incelenmiştir.

  8. Yeni heterosiklik disazo boyarmaddelerin sentezi ve spektroskopik özelliklerinin incelenmesi

    OpenAIRE

    Demirçalı, Aykut

    2012-01-01

    Bu çalışmada, ilk etapta anilin ve anilin türevleri 3-aminokrotononitril ile kenetlenmiş daha sonra hidrazin monohidrat ve fenil hidrazin ile halka kapama reaksiyonu sonucu 5-amino-4-arilazo-3-metil-1H-pirazol (2a-2e) ve 5-amino-4-arilazo-3-metil-1-fenil-pirazol (3a-3e) türevi mono azo boyarmaddeler sentezlenmiştir. İkinci aşamada sentezlenen bu bileşikler önce diazolanmış sonrasında etil benzoil asetat ile kenetlenmiş ve yine hidrazin mono hidrat ve fenil hidrazin ile halka kapama reaksiyonu...

  9. ENDODONTİDE FLARE-UP’IN ÖNLENMESİ VE TEDAVİSİ

    OpenAIRE

    GÜLER, Buğra; AYDEMİR, Hikmet

    2015-01-01

    ÖZETAğrı ve ağrı korkusu hasta ve hekim ilişkisinin ciddi problemlerinden birisidir. Endodontik tedavi sırasında veya sonrasında meydana gelen ağrı şikâyetlerinin azaltılması için çeşitli tedavi şekilleri ve önlemler mevcuttur. Bu tedavi şekilleri, dişin oklüzyondan düşürülmesi, premedikasyon, drenajın sağlanması, kanal içi ve sistemik medikament işlemlerini içermektedir. Bu derlemede, flare-up meydana geldiğinde hastanın nasıl yönetilmesi gerektiğinin ve flare-up’ın önlenmesi ve tedavisi içi...

  10. Tekirdağ İlinde Yetiştirilen Bazı Sebze ve Meyvelerde Nitrat ve Nitrit Miktarları Üzerinde Araştırmalar

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Harun Dıraman

    2015-02-01

    Full Text Available Meyve ve sebzelerin doğal yapılarında bulunan nitrat ve nitritin miktarları, günümüzde çevre kirlenmesinin gıdalar üzerindeki etkisini gösteren önemli parametrelerdendir. Nitrat ve nitritler gerekli ortamı buldukları zaman kanserojen bileşenlere dönüşmektedirler. Nitrat ve nitritin tayininde çeşitli kimyasal yöntemler kullanılmaktadır. Bu araştırmada ISO tarafından meyve ve sebzelerde nitrat ve nitrit belirlenmesinde referans metot olarak verilen moleküler absorpsiyon spektrofotometrik metot kullanılmıştır.Tekirdağ ilinin farklı yerleşim birimlerinden toplanan toplam 96 örnek üzerinde çalışılmıştır. Ispanak, marul, taze fasulye, patates, elma ve üzümde mg/kg taze ağırlık üzerinden belirlenen ortalama nitrat değerleri sırası ile 362.5, 685.6, 168.6, 777.9, 18.1, 16.6 olmuştur. Nitrit miktarları ise  çok düşük ve önemsiz düzeyde bulunmuştur. Örnekler üzerindeki nitrat ve nitrit miktarlarıyla ilgili istatistiki değerlendirmede  yapılan gruplar arasında önemli farklılık olduğu bulunmuştur. Örneklerin nitrat miktarlarının Türk Gıda Kodeksi tarafından izin verilen  maksimum değerlerin altında ve düşük  olduğu görülmüştür.

  11. 15 years of VLT/UVES OH intensities and temperatures in comparison with TIMED/SABER data

    Science.gov (United States)

    Noll, Stefan; Kimeswenger, Stefan; Proxauf, Bastian; Unterguggenberger, Stefanie; Kausch, Wolfgang; Jones, Amy M.

    2017-10-01

    The high-resolution echelle spectrograph UVES of the Very Large Telescope at Cerro Paranal in Chile has been regularly operated since April 2000. Thus, UVES archival data originally taken for astronomical projects but also including sky emission can be used to study airglow variations on a time scale longer than a solar cycle. Focusing on OH emission and observations until March 2015, we considered about 3000 high-quality spectra from two instrumental set-ups centred on 760 and 860 nm, which cover about 380 nm each. These data allowed us to measure line intensities for several OH bands in order to derive band intensities and rotational temperatures for different upper vibrational levels as a function of solar activity and observing date. The results were compared with those derived from emission and temperature profile data of the radiometer SABER on the TIMED satellite taken in the Cerro Paranal area between 2002 and 2015. In agreement with the SABER data, the long-term variations in OH intensity and temperature derived from the UVES data are dominated by the solar cycle, whereas secular trends appear to be negligible. Combining the UVES and SABER results, the solar cycle effects for the OH intensity and temperature are about 12-17% and 4-5 K per 100 sfu and do not significantly depend on the selected OH band. The data also reveal that variations of the effective OH emission layer height and air density can cause significant changes in the OH rotational temperatures due to a varying ratio of OH thermalising collisions by air molecules and OH radiation, deactivation, and destruction processes which impede the rotational relaxation. However, this effect appears to be of minor importance for the explanation of the rotational temperature variations related to the solar activity cycle, which causes only small changes in the OH emission profile.

  12. Las ciencias sociales como integración de saberes en la dimensión humana

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Joaquín Molano Barrero

    2007-01-01

    Full Text Available La institucionalidad de la ciencia está ligada a nuestra dependencia y nuestra miseria. Tiene su proyección en la investigación, la docencia, el control geopolítico, y la expropiación de nuestros recursos. Se analizan las ciencias sociales en relación con las demás disciplinas y saberes, tomando como elemento de convergencia la dimensión humana. La reflexión sugiere ideas para abordar la naturaleza de lo humano en relación con los otros y con lo otro. Invita a pensar la vida personal y colectiva desde las instancias profundas de la sabiduría y la espiritualidad. Esta intencionalidad surge debido a las dificultades que han padecido las ciencias sociales dentro del paradigma científico de la modernidad. No vale la pena continuar inscribiendo el saber social en el marco de la formalización de la ciencia. Eello ha demandado costos muy altos como la pérdida de la ancestralidad, la identidad y la construcción de escenarios de vida y libertad. La ciencia ha cerrado el horizonte de lo social, ha fragmentado los saberes y ha proyectado un vacío de humanidad. Las humanidades convocan a la ciencia y a las ciencias sociales a crear nuevas realidades e imaginarios de lo social, con una actitud crítica y con valores esenciales. Lo social es imprescindible en la educación y hace parte del compromiso de toda acción pedagógica, consistente en asumir conscientemente la vida para crear entre nosotros una existencia con sentido de pertenencia y de humanidad. Imposible crecer sin una buena dosis de justicia, de sabiduría, de alimento (amor y de autoconocimiento

  13. Doğu-Batı Ayrımı Ekseninde Oryantalizm ve Emperyalizm

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Erkan DİKİCİ

    2014-11-01

    Full Text Available Öz Bu çalışma, Doğu ile Batı arasındaki ilişkiyi incelemek adına Edward Said tarafından 1978 yılında kaleme alınan “Oryantalizm” kitabında ifade edilen oryantalist yaklaşımdan yola çıkarak, Doğu-Batı ayrımına vurgu yapmakta ve bu ayrımın arkasında yatan çıkar ilişkilerini dile getirmeye çalışmaktadır. Söz konusu Doğu-Batı ayrımı ile birlikte oryantalizm ile emperyalizm arasındaki ilişkiye de temas edilmek istenmiştir. Bu ilişkiler zinciri içerisinde dile getirdiğimiz bu ayrım, Batılıların, Batılı olmayan toplumlar üzerindeki emperyalist düşünceleri uygulayabilmek amacıyla, Batılıların kendileri tarafından ortaya çıkartılmıştır. Bu nedenle çalışmanın temel amacı, Batılıların, ötekileştirdiği Batı-dışı toplumlar üzerindeki emellerine ulaşmada oryantalizmi biçilmiş kaftan olarak görmekte olduklarını ve oryantalizmi, emperyalizmin meşrulaştırıcısı olarak düşündüklerini ifade etmektir. Anahtar Kelimeler: Oryantalizm, Doğu-Batı Ayrımı, Emperyalizm, Ötekileştirme. Orientalism and Imperialism within the Concept of East-West Division This study emphasizes the East-West division based upon the orientalist approach stated in the book “Orientalism” written by Edward Said in 1978 to study the relation between the East and the West, and tries to depict the relationships based on self-interest underlying this division. With the aforesaid East and West division, it is also wanted to mention the relation between orientalism and Imperialism. The division that we have mentioned has been posed by the Westerners to carry out their imperialist thoughts over non-western societies. For his reason, the main aim of this study is to express that the westerners see orientalism perfectly suited to reach their goals over non-western societies that they have otherized, and they also think orientalism as the legitimization of imperialism. Keywords: Orientalism, East

  14. İNTERNET ORTAMINDAKİ ALIŞVERİŞ DENEYİMİNİN İNTERNETTEN SATIN ALMA NİYETİNE ETKİSİ VE BİR UYGULAMA

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Burcu MUCAN

    2017-10-01

    Full Text Available Öz Günümüzde firmaların büyük bir bölümü çok kanallı stratejiyi benimseyerek mağaza kanallarının yanına internet ortamından satışın da eklenmesiyle müşteriye ulaşma çabasına girmişlerdir. Tüketicilerin satın alma kararlarını verirken internet ortamında yaşadıkları alışveriş deneyiminin internet üzerinden satın alma kararına olan etkisi bu çalışmanın araştırma konusunu oluşturmaktadır. Bu amaçla internet alışveriş kanalında marka imajının marka güvenine ve marka uyumluluğuna olan etkisi ile birlikte marka güveninin ve markanın uyumluluğunun satın alma niyetine olan etkileri araştırma kapsamında incelenmiştir. İnternet alışveriş kanalını kullanan tüketicilerin beklentilerinin öğrenilmesi açısından bu çalışmanın faydalı olacağı düşünülmektedir. Abstract Nowadays, a great majority of companies have adopted multichannel strategy and have been trying to reach the customers through internet sales in addition to store channels. The topic of this study is the effect of the internet shopping experiences of customers on their decisions on internet shopping. With this aim, the effect of brand image on brand reliability and brand congruity has been studied as well as the effect of brand reliability and brand congruity on purchase intention. It is obvious that this study will be beneficial in terms of determining the expectations of the customers who use the internet shopping channel.

  15. Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Rasime DEMİREL

    2010-10-01

    Full Text Available Eskişehir (Türkiye’deki farklı marketlerden toplanmış olan şişelenmiş doğal ve mineral suların mikrobiyal kalitesi incelenmiştir. Membran filtrasyon tekniği uygulanarak su örneklerinin kalitesi; toplam koliform, Escherichia coli, Enterococcus spp., Aeromonas hydrophila’nın varlığı ve miktarı yönünden analiz edilmiştir. Aerobik bakteriler 22 ve 37 ºC’de inkübasyonu sonucunda ml’deki heterotrofik bakteri sayısı (HPC olarak belirlenmiştir. Şişelenmiş mineral su örneklerinde Bacillus türleri belirlenirken, şişelenmiş içme suyu örneklerinde herhangi bir bakteri ya da kontaminasyon bulunmamıştır

  16. ANKARA İLİ DELİCE İLÇESİ KÖPRÜSÜNÜN CPM METODU İLE MÜHENDİSLİK KRİTERLERİNİN BELİRLENMESİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    M. Haluk ÇELİK

    1995-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada malzeme olarak seçilmiş olan Ankara ili sınırları içinde yer alan, Delice İlçe Merkezi'nden geçmekte olan Koru deresinde ulaşımı sağlamak amacı ile 13.70 m mesnet açıklığında 8 m platform genişliğinde kirişli betonarme köprü inşaatının CPM-PERT metodu ile iyi bir planlama ve yapımında kullanılan minimum süre ve maliyeti hesaplanmaktır. Projede yapılan her hesapta en erken ve en geç tamamlanma süreleri göz önüne alınmıştır.

  17. Understanding Short-Term Nonmigrating Tidal Variability in the Ionospheric Dynamo Region from SABER Using Information Theory and Bayesian Statistics

    Science.gov (United States)

    Kumari, K.; Oberheide, J.

    2017-12-01

    Nonmigrating tidal diagnostics of SABER temperature observations in the ionospheric dynamo region reveal a large amount of variability on time-scales of a few days to weeks. In this paper, we discuss the physical reasons for the observed short-term tidal variability using a novel approach based on Information theory and Bayesian statistics. We diagnose short-term tidal variability as a function of season, QBO, ENSO, and solar cycle and other drivers using time dependent probability density functions, Shannon entropy and Kullback-Leibler divergence. The statistical significance of the approach and its predictive capability is exemplified using SABER tidal diagnostics with emphasis on the responses to the QBO and solar cycle. Implications for F-region plasma density will be discussed.

  18. O uso do saber estatístico nos discursos acadêmicos da alfabetização

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Renata Sperrhake

    2012-01-01

    Full Text Available O presente texto analisa como os discursos da alfabetização, do analfabetismo e do alfabetismo/letramento utilizam o saber estatístico. Para tanto, realizou-se uma busca em acervos digitais de revistas especializadas em Educação e Estatística e no Portal de Teses da CAPES. A partir do corpus selecionado, é possível perceber as seguintes formas de utilização: 1 estatísticas utilizadas como material empírico; 2 estatísticas utilizadas como procedimento metodológico; 3 referência ao saber estatístico. Além de mostrar como o saber estatístico é utilizado, a análise das produções acadêmicas nos fez perceber outros dois pontos: o aparecimento de níveis de alfabetismo/letramento; e uma mudança quanto à forma de entender a relação do sujeito com a leitura e a escrita.Abstract The present paper analyzes how discourses of literacy, illiteracy and alphabetic literacy have used statistical knowledge. We carried out a search into digital files of journals specialized in Education and Statistics, as well as into CAPES Thesis Database. From the selected corpus, it is possible to perceive the following kinds of uses: 1 statistics used as empirical material; 2 statistics used as methodological procedure; 3 reference to statistical knowledge. Besides evidencing how the statistical knowledge has been used, the analysis of academic productions has enabled us to perceive other two points: the appearance of levels of alphabetic literacy, and the change in the understanding of the relationship of the subject with reading and writing.

  19. Addison hastalığı ve gebelik

    OpenAIRE

    Bayrak, Z; Turan, V; Demirtaş, G; Erdoğan, M; Aşkar, N

    2011-01-01

    Primer adrenal yetmezlik nadir görülen bir endokrinolojik hastalıktır. Çoğu idiopatiktir. Tip 1 diabetes mellitus, hipertiroidizm, hipotiroidizm, pernisiyöz anemi gibi otoimmun hastalıklarla ilişkilidir. Yirmi sekiz yaşında 18 yıldır Addison hastalığı nedeni ile tedavi gören ve gebelik istemi olan olguyu gebeliğin ilk haftalarından doğuma ve puerperal döneme kadar takip ettik. Endokrinoloji kliniği ile birlikte takip ettiğimiz hastada kortikosteroid tedavisi ile antenatal ve postnatal dönemde...

  20. Edebi Metnin ve Yaratıcılığın Kaynağına Ulaşan Yol: Psikanalitik Edebiyat Eleştirisi The Way That Reaches the Source of Literary Text and Creativity: Psychoanalytic Literary Critism

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ferda ATLI

    2012-09-01

    Full Text Available Literature and psychology are disciplines that should be interacting with each other as they regard human and human nature as their fields of study. Beside the contributions of literature to psychology, the contributions of psychology to literature are in great extent. Today, pyschology acts as scrip with respect to forming and analyzing of characters mentioned in literal texts. Psychoanalysis is an important sub-field of literature as it particularly tries to define the human subconscious and the process of creativity in various ways. The fact that psychoanalysis is applied to artists by the creator of it, Sigmund Freud and later to works of art by his followers, has given rise to the collaboration of psychoanalysis and literature. Scientists such as Freud, Adler, Jung and Lacan, who attempt to bring together psychoanalysis and literature, have tried to obtain better results by developing different methods. By means of these methods developed by scientists dealing with psychoanalysis, literature commentators acquired different dimension in the investigaton of literal text by developing the method of Psychoanalytic Literary Review. Based on the life story of artist or referring features of the characters in literal text, these comments gained multi-layered to texts and helped readers to shed light on inner world of literal text and writer. The aim of this study is to give information about the five important representatives of the psychoanalytic literary criticism and to give examples from the Turkish literature. Edebiyat ve psikoloji insan ve insanın hallerini inceleme alanı olarak kabul etmeleri dolayısıyla birbirlerinden beslenmesi gereken bilim dallarıdır. Edebiyatın psikolojiye katkılarının yanında psikolojinin edebiyata katkıları önemli boyutlardadır. Günümüzde edebi metinlerde işlenen karakterlerin oluşturulması ve tahlil edilmesi hususunda psikoloji pusula mahiyeti göstermektedir. Özellikle insanın bilin

  1. Bir Buzağıda Notomeli (Notomelia) ve Pakomeli (Phocomelia) Olgusu

    OpenAIRE

    HAYAT, Ali

    2013-01-01

    Bu vaka takdiminde, 15 günlük dişi melez bir buzağıda notomeli ve pakomeli anomalisi klinik ve radyolojik olarak değerlendirildi. Notomelie ve pakomeli olgusunun buzağılarda çok nadir görülmesi ve ilginç olmasından dolayı bu vaka rapor edilmiştir.

  2. Urfa Peynirlerinin Mikrobiyolojik, Kimyasal ve Duyusal Niteliklerinin Saptanması

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Atilla Yetişmeyen

    2015-02-01

    Full Text Available Bu araştırmada Ankara İli merkezinde satışa sunulan Urfa peynirlerinin mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal özellikleri belirlenmiştir. Mikrobiyolojik incelemeler sonucunda, örneklerde ortalama olarak; 1,0x109 kob/g TAMB (toplam aerobik mezofil bakteri, 1,0x107 kob/g maya ve küf, 3,5x106 EMS/g koliform bakteri, 1,1 x106 EMS/g E. coli ve 1,3x103 kob/g S. aureus olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular, Urfa peynirlerinin üretiminde ve pazarlanması sırasında hijyenik kurallara uyulmadığını ve kötü bir mikrobiyolojik kaliteye sahip olduğunu göstermektedir. Kimyasal analizler sonucu örneklerin kurumadde, yağ, kurumaddede yağ, protein, tuz, kurumaddede tuz, kül, titrasyon asilliği (yüzde laktik asit cinsinden, pH, toplam azot, suda eriyen azot, olgunlaşma katsayısı ve protein olmayan azot değerleri sırasıyla % 48,33, % 22,96, % 47,48, % 17,53, % 6,80, % 17,53, % 2,107, % 1,23, 5,44 pH, % 2,747, % 0,411, % 15,25 ve % 0,26 olarak belirlenmiştir. Duyusal nitelikler bakımından ise; peynirlerin 100 puan üzerinden ortalama 53,71 puan aldıkları tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlardan Urfa peynirlerinin standart bir kalitede olmadığı, üretiminde ve pazarlanmasında hijyenik kurallara uyulmadığı anlaşılmaktadır.

  3. VIEWS OF LECTURERS ON COMPLEMENTARY METHODS OF MEASUREMENT AND EVALUATION THAT CAN BE USED IN BASIC ENGLISH TEACHING AT UNIVERSITY LEVEL ÖĞRETİM ELEMANLARININ ÜNİVERSİTE DÜZEYİNDEKİ TEMEL İNGİLİZCE ÖĞRETİMİNDE KULLANILABİLECEK TAMAMLAYICI ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ayşenur DÖNDER

    2012-01-01

    ıcı ölçme ve değerlendirme yöntemleri hakkındaki fikir ve görüşlerini belirlemek ve sonuçlar kapsamında olası öneriler sunmaktır. Bu araştırma nitel araştırma modellerinden durum çalışması olarak planlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Araştırmanın evreni, Fırat Üniversitesi, İnönü Üniversitesi ve Cumhuriyet Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulları’nda görev yapan İngilizce öğretimi alanında çalışmalar yürüten toplam 75 öğretim elemanından oluşmaktadır. Örneklem ise bu evrenden ulaşılabilen 53 öğretim elemanıdır. Araştırmada veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen Likert türü anket aracılığıyla elde edilmiştir. Öğretim elemanlarının tamamlayıcı ölçme ve değerlendirme teknikleri kullanımlarına ilişkin görüşleri, bu teknikler üzerindeki bilgi ve kullanım seviyeleri ve bu sürece ilişkin genel görüşleri, cinsiyet değişkeni dikkate alınmaksızın, frekansları ile analiz edilerek yorumlanmıştır. Araştırmanın sonunda çalışmaya katılan öğretim elemanlarının tamamlayıcı ölçme ve değerlendirme teknikleri konusunda bilgili olmalarına ve bu tekniklerin etkinliklerine inanmalarına karşın, sınıflarında çoğunlukla klasik olarak tanımlanabilecek kâğıt-kalem tekniğinden faydalandıkları ortaya konmuştur. Tamamlayıcı ölçme ve değerlendirme tekniklerinin kullanımına ilişkin sorunların başında kalabalık sınıflar ve kısıtlı zaman gösterilmiştir. Öğrenci isteksizliği, hizmet içi eğitim eksikliği, öğrencilerin bu tekniklere yabancı olmaları ise diğer sorunlardır.

  4. Surke'nin Bazı Kimyasal ve Mikrobiyolojik Kalite Nitelikleri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ufuk Kamber

    2015-02-01

    Full Text Available Bu çalışma, Hatay ilinde tüketilen ve halk arasında Surke peyniri olarak kabul edilen süt ürününün bazı kimyasal ve mikrobiyolojik özeliklerini ortaya koymak ve Surke' yi tanıtmak amacıyla yapılmıştır. On örnek üzerinde yapılan analizlerde Surke peynirinde ortalama mikrobiyolojik analiz sonuçları sırasıyla toplam aerob mezofil bakteri; 6.5x108 kob/g, laktobasiller 4.4x107kob/g, laktokoklar 2.8x102 kob/g, mikrokok ve stafilokoklar 2.5x102 kob/g, enterobakteriler 3.5x102 kob/g, koliform grubu bakteriler <2.0x102kob/g, ve maya/küf ise 2.7x105 kob/g düzeyinde izole edilmiştir. Kimyasal analiz bulgularına göre ortalama; peynirlerde kuru madde miktarı % 52.8, yağ % 11.0, tuz % 8.1 ve asitlik laktik asit (LA cinsinden % 2.1 olarak saptanmıştır.

  5. Cabernet Sauvignon ve Merlot Şarapların Resveratrol Düzeyleri ve Ekolojik Koşulların Etkileri

    OpenAIRE

    Belkıs Çaylak Adıgüzel; Nedim Çetinkaya; Ufuk Yücel

    2015-01-01

    Fitoaleksinler bitkilerde patojen enfeksiyonuna bir reaksiyon olarak veya çeşitli biyotik ve abiyotik tetikleyicilerin etkisi sonucu oluşan fenolik madde karakterli, düşük molekül ağırlıklı antimikrobiyal bileşiklerdir. Resveratrol (trans–3,5,4’-trihidroksistilben) de bir fitoaleksin olup, asma (Vitis vinifera), yer fıstığı (Arachis hypogaea) ve diğer pek çok bitki türünde yaprak veya diğer organlarda yüksek miktarlarda bulunabilmektedir. Resveratrol asmada gövde, sürgün ve yapraklar yanında,...

  6. Semiyoloji ve Semiyotik Üzerine Düşünceler

    OpenAIRE

    Çiçek, Mehmet

    2016-01-01

    Türkçede Göstergebilim diye tek sözcükle karşılanan kavram Fransızca ve İngilizcede iki sözcükle karşılanmaktadır: Semiyoloji ve Semiyotik (Fr. Sémiologie; Sémiotique / İng. Semiology; Semiotics). Semiyoloji ve Semiyotik aynı şeyler midir, farklı şeyler mi? Biz bu kavramların eş anlamlı değil; olsa olsa yakın anlamlı olabileceklerini düşünüyoruz. Bu makalede bu kavramlar ve bu kavramlara ilişkin görüşler irdelenecektir.

  7. As palavras do saber e do sabor: A gastronomia como objecto de descoberta no processo de ensino / aprendizagem do PLE e PL2

    OpenAIRE

    Ferreira, Maria de Lurdes Carvalho

    2011-01-01

    Dissertação apresentada para cumprimento dos requisitos necessários à obtenção do grau de Mestre em Ensino do Português como Língua Segunda e Estrangeira Ao adquirir competências numa língua estrangeira, o aprendente acede à matriz cultural dos seus falantes. A gastronomia, enquanto saber e saber-fazer, constitui um dos traços identitários mais relevantes, uma vez que, respeitando variedades e especificidades, é sentida como um património comum. A gastronomia cruza vertentes diversas, d...

  8. Using of Out Budget Financial Resources in University Libraries and Proposal for an Alternative Financing Model in Turkey Üniversite Kütüphanelerinde Bütçe Dışı Finans Kaynaklarının Kullanımı ve Türkiye'deki Üniversite Kütüphaneleri İçin Alternatif Finansman Modeli Önerisi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mesut Kurulgan

    2007-12-01

    Full Text Available Like other organizations, university libraries have a lot of opportunities in today's rapidly developing world. Reaching a very high speed in information production necessitates important development in its storing and retrieval to present it to users. Advancement of technology has not only provided new opportunities but has also generated new demand in these fields. However, technological developments and rapidly rising information requirements of library users requires much more financial resources. State funds, seen as the traditional financial resources, have reached their natural borders. University libraries that have to develop themselves and need to offer high quality services to their users, have to develop innovations in order to reach these objectives. Towards this end, published material on the practices in developed and developing nations have been analyzed. Thus, by determining the Turkey's position in international practices, we offer alternative proposals. It is seen that the most important contribution would be through donations. It is also observed that donated funds have been used effectively in the United States. For realizing this, it is necessary that the universities should hire experts for gathering out of budget financial resources. This will be a breakthrough for development of university libraries in Turkey. Hızla gelişen dünyada üniversite kütüphaneleri de büyük fırsatlar ile karşı karşıyadır. Bilginin üretilmesinde yüksek hızlara ulaşılması onun depolanması ve kullanıcılara sunulması sürecinde de önemli gelişmeleri zorunlu kılmıştır. Gelişen teknoloji bu alandaki talepleri karşılamakta gecikmemiştir. Buna karşılık gelişen teknolojinin ve artan miktarda bilginin kütüphane kullanıcılarına sunulması her geçen gün daha fazla finansal kaynak gerektirmektedir. Geleneksel finans kaynağı olarak görülen kamu fonları doğal sınırlarına ulaşmıştır. Kendini geli

  9. A produção do conhecimento: diálogo entre os diferentes saberes La producción del conocimiento: un dialogo entre los diferentes saberes Knowledge production: a dialogue among different knowledge

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Alacoque Lorenzini Erdmann

    2006-08-01

    Full Text Available O texto aborda o diálogo necessário entre os diferentes saberes para a construçao do conhecimento e discorre sobre os avanços da Enfermagem na busca de consistência e clareza da disciplina Enfermagem. Para tanto, o texto apóia-se na transdisciplinaridade, na intersetorialidade, na complexidade e no convívio com os diferentes pares da saúde e outras áreas e na sustentação do espaço da ciência e tecnologia da Enfermagem. Questiona-se sobre que perspectivas se abrem como possibilidades de construção de conhecimentos científicos e tecnológicos num compromisso social mais responsável e solidário. O propósito é ampliar a aptidão para contextualizar e globalizar os saberes e transcender diferenças e peculiaridades na perspectiva de políticas mais qualitativas superando as fronteiras disciplinares.El texto aporta la necesidad del diálogo entre los diferentes saberes para la construcción del conocimiento y nos permite pensar sobre los progresos de la Enfermería en la búsqueda de una consistencia y claridad de la disciplina de Enfermería. Por consiguiente, el texto se fundamenta en la transdisciplinariedad, en la intersectorialidad, en la complejidad y en la convivencia con los diferentes grupos de la salud y otros áreas, así como, en la sustentación del espacio de la ciencia y la tecnología de la Enfermería. Se discute acerca de que perspectivas son abiertas como posibilidades en la construcción de dichos conocimientos científicos y tecnológicos mediante un compromiso social más responsable y solidario. El propósito es ampliar la aptitud y capacidad para contextualizar y globalizar los saberes y poder ultrapasar las diferencias y particularidades en la perspectiva de las políticas más cualitativas de manera a superar todas las fronteras o barreras disciplinarias.This text approaches the necessary dialogue among different knowledge and considers the advances within Nursing in the search for consistence and clarity

  10. Kültür ve Sanat Ekonomisi Kapsamında Talep Analizleri Yardımı ile Kültür Politikasına Teorik Yaklaşım: Türkiye Örneği

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Duygu BÜYÜKYAZICI

    2016-08-01

    Full Text Available Kültür-sanat ekonomisinin bağımsız bir disiplin olarak ortaya çıkmasını sağlayantemel tez, devletin sanatı desteklemesi gerektiği önermesidir. Gösteri sanatı formlarınıniktisadi araçlarla incelenmesi sonucunda ortaya konan maliyet hastalığı argümanı, devletsanatları desteklemezse sanatların yok olacağı öngörüsünü içerir. Söz konusu analizlerdenönce devlet-sanat ilişkisi farklı disiplinlerin gözlem alanında iken, bu değişkenlerin yanınaekonomi teriminin eklenmesi tartışmaları bilimsel zemine çekmiş ve engin incelemeleriberaberinde getirmiştir. Devletin finansal ve kurumsal anlamda sanatı desteklemesi politikayapıcıların nezdinde erdemli mallar varsayımı ile gerçekleşirken, literatürdekitemellendirmeler büyük ölçüde piyasa başarısızlıkları ekseninde olmuş ve maliyet hastalığıargümanı çürütülmüştür. Devletin sanatı destekleme formu ve miktarına yönelik tercihlerkültür politikasının önemli payını oluştururken, söz konusu politikaların edinilmiş başarısıancak talep analizleri ile tartılabilir. Türkiye’nin kültür politikasına hem teorik biryaklaşımda bulunmayı hem de ulaşılmış başarısını araştırmayı amaçlayan buçalışmada, kültür-sanat ekonomisindeki mikroekonomik talep analizlerinden yola çıkarak,talep profilinin kültür politikasındaki önemi vurgulanmakta ve devletin kültür-sanata olandesteği kadar biçiminin öneminin de altı çizilmektedir. Talep analizlerinin gelişmesidoğrultusunda, talebin profiline yönelik farklı kültür politikaları gerekecek, kültür-sanatayönelik çoğunlukla yetersiz veri ve analiz ile tespit edilen destek, üretim vesübvansiyonların içerik ve miktarı farklılaşarak optimal düzeye yakınsanacaktır. Piyasabaşarısızlıklar da kültür politikasının temellendiği teorik faz olarak analize eklenmiş, pozitifdışsallıklar özelinde devletin sanatı desteklemesinin sebepleri

  11. ASETİK ASİTİN ETİL ALKOL İLE KATALİTİK REÇİNE KATALİZÖRLÜĞÜNDE ESTERLEŞME KİNETİĞİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Erol İNCE

    2002-01-01

    Full Text Available Seyreltik asetik asit çözeltilerinin asidik gruplu polimerik reçine katalizörlüğünde etil alkol ile esterleşme reaksiyonu kesikli bir reaktörde gerçekleştirilmiştir. Reaksiyon kinetiği üzerine sıcaklık, başlangıçtaki reaktanların mol oranları, başlangıçtaki su konsantrasyonu ve katalizör konsantrasyonu etkileri incelenmiştir. Kesikli reaktörde sıvı ve buhar fazlarının hızla dengeye ulaşmasının reaksiyon kinetiğini sınırladığı belirlenmiştir.

  12. Ekşi Hamurlardan Laktik Asit Bakterileri ve Mayaların İzolasyonu ve Tanımlanması

    OpenAIRE

    Bakırcı, Fatih; Köse, Ergun

    2017-01-01

    Gıda tüketiminde önemli bir yere sahip olanekmeğin, son yıllarda raf ömrünü uzatmak ve besin kalitesini arttırmak içinzengin aroma ve doğal mikrofloraya sahip ekşi hamur ile üretimleri tercihedilmektedir. Bu çalışmada, İzmir ilinde bulunan 10 farklı yerel fırından alınan10 farklı ekşi hamur örneğinden izole edilen laktik asit bakteri (LAB) ve mayasuşlarının tanımlanması amaçlanmıştır. Ekşi hamur örneklerinden izole edilenmikroorganizmalar biyokimyasal özelliklerine göre Vitek 2 Compact (Biome...

  13. A formação do professor de ciências para os anos iniciais do Ensino Fundamental e a compreensão de saberes científicos

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Raquel Sanzovo Pires de Campos

    2016-12-01

    Full Text Available Ressaltamos neste trabalho a importância dos alunos já nos primeiros anos do Ensino Fundamental comecem a caminhar em busca do desenvolvimento de saberes científicos, possuindo certo grau de domínio, de habilidades e recursos tornando-os capazes de confrontar determinadas situações. Considerando o papel de mediador do professor que lecionará Ciências nos primeiros anos do Ensino Fundamental, há de se considerar a sua formação inicial para o desenvolvimento da compreensão do que é um indivíduo cientificamente competente uma vez que os saberes científicos não são desenvolvidos espontaneamente entre os alunos. A proposta deste estudo foi, consequentemente, investigar a noção de saberes científicos em discentes do curso de licenciatura em Pedagogia. Identificada parcialmente em apenas um quarto dos discentes investigados, destacamos a importância da construção da noção dos saberes científicos como objetivo para esta etapa da educação básica.

  14. An Application About the Relationship Between Whistleblowing and Ethical Climate Ahlaki Olmayan Davranışların Duyurulması (Whistleblowing ve Etik İklimi İlişkisi Üzerine Bir Uygulama

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Sahra SAYGAN

    2013-09-01

    Full Text Available Whistleblowing can be defined as revealing non-ethical events or behaviors (likeproducing harmful foods even though marketing them as they are remedial in anorganization. Organizational Ethical Climate is the second concept used in this work. Itconsists of workers’ opinions about the ethical organizational culture of management. Inthis work the relationship between “whistleblowing” and “ethical climate” is searched.The questionnaire used to evaluate the relationship between whistleblowing and ethicalclimate are applied on 123 research assistants in public universities. In the applicationstudy it’s reached that there is not a significant relationship between whistleblowing andethical climate. Even though it’s found that there is not a significant relationship between“whistleblowing” and “ethical climate”; a small significant relationship is discoveredbetween “whistleblowing” and “benevolent ethical climate”.Ahlaki olmayan davranışların duyurulması (Whistleblowing, bir işletmedeki etikolmayan davranış ve olayların açığa çıkarılması olarak tanımlanabilir. Etik iklim iseçalışanların örgüt kültürünün etiksel boyutuyla ilgili gözlem ve görüşlerindenoluşmaktadır. Bu çalışma, ‘Ahlaki olmayan davranışların duyurulması’ ve ‘Etik iklim’arasında anlamlı bir ilişkinin mevcut olup olmadığını araştırmaktadır. ‘Ahlaki olmayandavranışların duyurulması’ ve ‘Etik iklim’ arasındaki ilişkiyi ölçmek için kullanılan anketçalışması devlet üniversitelerindeki 123 araştırma görevlisi üzerinde uygulanmıştır.Uygulama çalışması neticesinde “Ahlaki olmayan davranışların duyurulması” ile “Etikİklim” arasında anlamlı bir ilişkinin bulunmamasına rağmen; etik iklim boyutlarından biriolan “Yardımsever Etik İklim” ile “Ahlaki olmayan davranışların duyurulması” arasındaanlamlı bir ilişkinin mevcut olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

  15. Entre el saber y la verdad,el enigma del sujeto.

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Luz Stella Alzate.

    2002-03-01

    Full Text Available El presente texto constituye un intento de dimensionar la posición del sujeto tanto para la filosofía como papa el psicoanálisis, como un ser estructuralmente escindido. Esto es, como un ser constituido a partir de una división estructural entre el saber y la verdad, en medio de los cuales se prefiguran el mito y el enigma como estructuras discursivas. Partiendo de esta división, se hace un breve análisis de la tragedia de Medea, de Eurípides, de la cual se obtienen algunos elementos para ilustrar la posición de algunas mujeres en lo que respecta al fenómeno de la violencia intrafamiliar.

  16. FvVE1 Regulates Biosynthesis of Fumonisins and Fusarins in Fusarium verticillioides

    Science.gov (United States)

    MYUNG, KYUNG; LI, SHAOJIE; BUTCHKO, ROBERT A.E.; BUSMAN, MARK; PROCTOR, ROBERT H; ABBAS, HAMED K.; CALVO, ANA M.

    2009-01-01

    The veA gene positively regulates sterigmatocystin production in Aspergillus nidulans and aflatoxin production in A. parasiticus and A. flavus. Whether veA homologs have a role in regulating secondary metabolism in other fungal genera is unknown. In this study, we examined the role of the veA homolog, FvVE1, on production of two mycotoxin families, fumonisins and fusarins, in the important corn pathogen F. verticillioides. We found that FvVE1 deletion completely suppressed fumonisin production on two natural substrates, corn and rice. Furthermore, our results revealed that FvVE1 is necessary for the expression of the pathway-specific regulatory gene FUM21 and structural genes in the fumonisin biosynthetic gene (FUM) cluster. FvVE1 deletion also blocked production of fusarins. The effects of FvVE1 deletion on the production of these toxins were found to be the same in two separate mating types. Our results strongly suggest that FvVE1 play an important role in regulating mycotoxin production in F. verticillioides. PMID:19382792

  17. Induced mutations in Iraqi bread wheat cv. Saber Beg

    International Nuclear Information System (INIS)

    Ibrahim, I.F.; Haidar, H.O.

    1989-01-01

    ''Saber Beg'', is a local wheat cultivar important in the semi-arid zone of Iraq where the rainfall is less than 450 mm per year. This cultivar has a good baking quality, but is of low productivity, high susceptibility to common bunt (Tilletia spp.) and to leaf rust (Puccinia recondita Rob. ex Desm.), but only in the rainy season. A mutation breeding programme using gamma irradiation has been started in 1978 to improve this cultivar. Seeds of all main tillers from M 1 plants were harvested and artificially inoculated with teliospores of Tilletia spp. All the seeds from healthy M 2 plants were inoculated again and sown in the same area. Out of 22920 M 3 plants, 244 resistant ones were selected. During subsequent screening for 4 generations, however, only 3 mutants were confirmed

  18. Significado de los saberes popular y artístico para educar en la conservación de la biodiversidad

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Marisela de La Caridad Guerra Salcedo

    2016-01-01

    Full Text Available Resumen El presente trabajo tiene por objetivo fundamentar teóricamente el significado del saber popular y el saber artístico para la educación en la conservación de la biodiversidad desde las ciencias naturales y agrícolas en la formación de docentes de estas especialidades. Durante su desarrollo se utilizaron métodos del nivel teórico, que permitieron establecer los argumentos que se exponen. Se fundamenta la importancia de estos saberes en el tratamiento del contenido biodiversidad para contribuir a un aprendizaje significativo y con sentido personal, que posibilite motivar y sensibilizar al sujeto en el conocimiento de este recurso natural, así como en la necesidad de su conservación y uso sostenible. Ello posibilita el esclarecimiento y la creación productiva de significados respecto a la biodiversidad, lo que redundará en el enriquecimiento cultural de los estudiantes, como futuros educadores ambientales. Se definen los saberes popular y artístico. Se citan, a modo de ejemplos, actividades en las cuales están presentes. Meaning of popular and artistic knowledge for training in biodiversity conservation. ABSTRACT This work aims to theoretically substantiate the significance of popular knowledge and artistic knowledge for education in the conservation of biodiversity from the natural and agricultural sciences in the training of teachers of these specialties. During development theoretical methods, which allowed to establish the arguments presented were used. The importance of this knowledge in the treatment of content biodiversity to contribute to a meaningful learning and personal sense, which enables motivate and sensitize the subject knowledge of this natural resource and the need for its conservation and sustainable use is grounded . This enables the clarification and creation of meaning production on biodiversity, which will result in the cultural enrichment of students, as future environmental educators. The popular and

  19. Eşcinsel ve biseksüel erkeklerin içselleştirilmiş homofobi düzeyi ve sağlık üzerine etkileri/The internalized homophobia level of the homosexual and bisexual men and its effect on the health

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Nilgül Yalçınoğlu

    2014-08-01

    Full Text Available ÖzetAmaç: Cinsel yönelimleri sebebiyle eşcinsel bireyler; toplum tarafından dışlanmakta, yaftalanmakta ve ayrımcılığa uğramaktadırlar. Toplumda eşcinsel bireylere karşı geliştirilen önyargı ve ayrımcılığın; eşcinsel bireylerde duygu-durum ve anksiyete bozukluklarını, alkol-madde kötüye kullanımını ve intihar riskini artırdığı öne sürülmektedir. Bu sebeplerden dolayı eşcinsel bireylerin sorunları bir halk sağlığı sorunudur. Bu çalışmanın amacı; gey ve biseksüel erkeklerin içselleştirilmiş homofobi düzeylerini ve ruh sağlığına etkilerini saptamaktır. Yöntem: Tanımlayıcı tipteki bu çalışmaya; Lambdaistanbul Derneğinin yardımı ile kartopu yöntemi ile ulaşılan, 210 eşcinsel/biseksüel erkek dahil edildi. Veriler İstanbul ili Beyoğlu İlçesinde, 21 Nisan - 24 Haziran 2012 tarihleri arasında, bireylere gözlem altında anket uygulanarak elde edildi. Anket; sosyodemografik özellikler, madde kullanımı, cinsel yönelimleri ile ilgili yaşadıkları sorunlar ve intihar davranışlarını kapsamaktaydı. İçselleştirilmiş Homofobi Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ ve Genel Sağlık Anketi-12 (GSA-12 uygulandı. Bulgular: Katılımcıların %21.9’unda içselleştirilmiş homofobi vardı. Ailesi homofobik olan, eşcinselliği günah kabul eden, her gün alkol kullanan bireyler kendi cinsel yönelimlerine karşı homofobik bulundu. Logistik regresyon analizinde; 25 yaş üzerinde içselleştirilmiş homofobi olma olasılığı azalırken, gey bireylerin içselleştirilmiş homofobi yönünden biseksüel bireylerden daha riskli olduğu, eğitimle içselleştirilmiş homofobi riskinin azaldığı görüldü. Sonuç: Eşcinsel erkeklerin yaklaşık beşte birinde içselleştirilmiş homofobi vardır. Toplumsal homofobinin azaltılmasına yönelik halk sağlığı çalışmalarının, eşcinsel bireylerin içselleştirilmiş homofobilerinin azaltılmasına ve buna ba

  20. Türk Millî Arşiv Belgelerinde Millî Kültür Ve Türkler National Culture And Turks In The Documents Of Turkish National Archives

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Hüseyin DOĞRAMACIOĞLU

    2013-09-01

    incelenmiştir.Bütün bu çalışmalar, başarı ile sonuçlanmış ve böylece muharebeleryapılırken gazetedeki yazılar vasıtasıyla millî ruhla dolan Türk halkıMillî Mücadele’de sürekli zaferler kazanmıştır. Böylece bu yazılarvasıtasıyla halka millî bilinç kazandırılmıştır. Gazetedeki yazılarOsmanlı harfleri ile yayınlanmış ve belki de bu nedenle bu gazetehakkında çok fazla bilgi sahibi olunamamıştır. Bu çalışmada, Türkkültür ve edebiyatı ile ilgili olan bu belgeler hakkında tanıtıcı bilgilervermek ve bu arşiv belgelerine dikkat çekmek istiyorum.Türk kültürü ve edebiyatı ile ilgili birçok belgeye Osmanlıarşivlerinde ulaşabilmek mümkündür. Bu belgeler Hakimiyet-iMilliye’de düzenli aralıklarla yayımlanır. Çeşitli resimler, hikâyeler veedebî yazılar bu belgelerde yer alır. Türk kültür ve edebiyatınınaraştırılması yönüyle bu gazete nüshaları önem taşımaktadır. Bu yazıdagazetedeki bazı edebî ve kültürel yazılar incelenmiştir.

  1. Los saberes cívicos en la innovación de la gestión pública

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Freddy Mariñez-Navarro

    2016-01-01

    Full Text Available Este trabajo precisa el concepto de saberes cívicos a la luz de sus componentes tales como la inteligencia cívica, el compromiso cívico, el control social y la participación colaborativa; también el modo en que su análisis sirve para proponer un tipo de innovación participativa en la gestión pública. Mediante una exploración teórica, nos aproximamos, por una parte, a explicar los elementos de la innovación de la gestión pública participativa; y por otra, a determinar las líneas generales de encuentro en la relación complementaria entre los componentes de los saberes cívicos y la implementación de un proceso de mejora, o gestión nuevo, la introducción de un nuevo servicio o una mejora de la calidad en un servicio existente, así como las formas de proveer éstos.

  2. Yeni Harflerin Kabulü Ve Adana Basını’na Yansıması: “Yeni Adana” ve “Türk Sözü” Gazetesi The Acceptance Of New Letters And Reflection Of Them To The Adana Press: “Yeni Adana” And “Türk Sözü”

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Şeyda ÖZÇELİK

    2013-09-01

    nin kurtuluş ve kuruluş yıllarında da basın yayın organlarının rolü oldukça önemlidir. Özellikle, Milli Mücadele zamanında halka psikolojik destek veren gazeteler, milli duyguların kuvvetlenmesinde, birlik ve beraberliğin güçlenmesinde etkin rol oynamışlardır. Ulusal basının yanı sıra yerel basın da Kurtuluş Savaşı sürecinde bölge halkını bilgilendirmiş ve halkı Milli Mücadele konusunda bilinçlendirmiştir. Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurulan Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin rejimi, siyasi ve kültürel vizyonu ulusal ve yerel basında an be an yer almıştır. Devlet kurulduktan sonra gerçekleştirilen değişim ve dönüşümler yine basın kanalıyla halka ulaştırılmıştır. Bu aşamada, Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş devlet haline gelmesinde dönüm noktası olan Atatürk devrimlerinin toplum tarafından anlaşılması için de dönem basınına büyük görev düşmüştür. Atatürk devrimlerinden olan Harf İnkılabı’nın duyurulma aşamasında faal olarak çalışan kurumlardan bir tanesi de dönem gazeteleridir. Yeni harflerin tanıtımı, halka öğretilmesi, Mustafa Kemal’in ve aydınların Latin harfleriyle ilgili görüşleri basında sık sık yer almıştır. Çalışmada 1918 yılında kurulan ve Adana’nın yerel yayın organı olan Yeni Adana ve 1923 yılında yayın hayatına başlayan Türk Sözü gazetelerinin fonksiyonlarından yararlanılacaktır. Bu gazetelerin, Harf İnkılâbı’nın duyurması, yeni harfleri tanıtması ve uygulama sürecindeki rolleri ortaya konacaktır.

  3. Effects of solar proton events on dayglow observed by the TIMED/SABER satellite

    Science.gov (United States)

    Gao, Hong; Xu, Jiyao; Smith, Anne K.; Chen, Guang-Ming

    2017-07-01

    The effect of solar proton events on the daytime O2 and OH airglows and ozone and atomic oxygen concentrations in the mesosphere is studied using data from the Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER). Five events occurred in September 2005, December 2006, March 2012, May 2013, and June 2015 that satisfy two criteria: the maximum proton fluxes are larger than 1000 pfu, and daytime data in the high latitude region are available from SABER. The event in December 2006 is studied in detail, and the effects of all five events are compared in brief. The results indicate that all four parameters in the mesosphere decrease during the events. During the event in 2006, the maximum depletions of O2 and OH dayglow emission rates and ozone and atomic oxygen volume mixing ratios at 70 km are respectively 31.6%, 37.0%, 42.4%, and 38.9%. The effect of the solar proton event changes with latitude, longitude, and altitude. The depletions due to the stronger events are larger on average than those due to the weaker events. The depletions of both dayglow emission rates are weaker than those of ozone and atomic oxygen. The responses of O2 and OH nightglow emissions around their peak altitudes to the SPEs are not as strong and regular as those for dayglow in the mesosphere.

  4. Süt ve Ürünlerinde CO2 Uygulamaları – II: Çiğ ve Pastörize Süt

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Enes Dertli

    2015-02-01

    Full Text Available Ürünlerin üretiminde hammaddeden kaynaklanan başlangıç bakteriyel yükün azaltılması, pastörizasyon sisteminin geliştirilmesi ve üretim işlemlerinden önceki kontaminasyonun önlenmesi gibi uygulamalar raf ömrünün uzatılmasında etkilidir. Karbon dioksit doğal olarak meydana gelen bir süt bileşenidir ve kesin mekanizması henüz anlaşılamamasına rağmen, ürünlerde bazı bozulma oluşturan mikroorganizmalara karşı inhibitör etkilidir. Uygulamada kullanılan yeni CO2 teknolojileri çiğ ve pastörize sütü içeren sütçülük ürünlerinde farklılığın artırılması, raf ömrünün ve kalitenin yükseltilmesi amacıyla sürekli geliştirilmektedir. Bu çalışmada CO2 kullanılarak çiğ ve pastörize sütün kalitesinin geliştirilmesi konusunda geçmişteki ve günümüzdeki araştırmalar detaylı olarak irdelenmiştir.

  5. Metil ve Etil Ester Kullanılan Bir Common-Rail Dizel Motorda Performans, Yanma ve Enjeksiyon Karakteristiklerinin Karşılaştırılması

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ertan ALPTEKİN

    2017-02-01

    Full Text Available Biyodizel, dünyada kullanımı yaygınlaşan yenilebilir ve alternatif bir dizel yakıtıdır. Biyodizel üretiminde kullanılan alkol büyük önem arz etmekte ve üretilen biyodizelin yakıt özelliklerini doğrudan etkilemektedir. Farklı yakıt özellikleri, dizel motorlarda farklı yakıt enjeksiyon ve yanma karakteristiklerine sebep olabilmektedir. Bu nedenle bu çalışmada, metanol ve etanol kullanılarak üretilen iki farklı ester yakıtı ve saf motorin, common-rail yakıt enjeksiyon sistemine sahip bir dizel motorda üç farklı motor yükü (50 Nm, 100 Nm ve 150 Nm ve 2000 dev/dk sabit motor devrinde deney yakıtı olarak kullanılmıştır. Bu yakıtların performans, yanma ve yakıt enjeksiyon analizi karşılaştırmalı olarak gerçekleştirilmiştir. Deney sonuçlarına göre, etil ve metil ester kullanımıyla özgül yakıt tüketimi (ÖYT motorine kıyasla artış göstermiştir. Etil ve metil ester yakıtlarının silindir içi basıncı ve ısı yayılımı değerleri tüm deney şartlarında motorine kıyasla daha yüksek olmuştur. Yakıt enjeksiyon karakteristikleri, yakıt tipi ve motor yüküne bağlı olarak farklılık göstermiştir.

  6. Biyodizel ve Karışımlarının Kullanıldığı bir Dizel Motorda Performans ve Emisyon Analizi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ahmet Necati ÖZSEZEN

    2009-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada, atık palmiye yağı kökenli biyodizel ve petrol kökenli dizel yakıtı (PKDY ile karışımlarının, bir dizel motordaki performans ve emisyon karakteristikleri üç boyutlu haritalar üzerinden analiz edilmiştir. Biyodizel ve karışımlarının performans ve emisyon karakterlerini belirlemek amacıyla, motor tam yük ve değişik devir testlerine tabi tutulmuştur. Analiz sonucunda, karışımdaki biyodizel oranı arttıkça PKDY'a göre özgül yakıt tüketiminde artış olduğu, motorun döndürme momentinde ise azalma meydana geldiği tespit edilmiştir. Emisyon analizi sonucunda ise, karışımdaki biyodizel oranı ile ilişkili olarak PKDY'a kıyasla yanmamış hidrokarbon (HC, karbon monoksit (CO ve duman koyuluğu emisyonlarında iyileşmeler olduğu, bununla birlikte karbon dioksit (CO2 ve azot oksit (NOx emisyonlarının motor devrine göre kararlı bir yapı sergilemediği belirlenmiştir.

  7. Comparing temperature of subauroral mesopause over Yakutia with SABER radiometer data for 2002-2014

    Science.gov (United States)

    Ammosova, Anastasiya; Gavrilyeva, Galina; Ammosov, Petr; Koltovskoi, Igor

    2017-06-01

    We present the temperature database for the mesopause region, which was collected from spectral measurements of bands O2(0-1) and OH(6-2) with the infrared spectrograph SP-50 at the Maimaga station (63° N; 129.5° E) in 2002-2014. The temperature time series covers 11-year solar cycle. It is compared with the temperature obtained with the Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry instrument (SABER, v.1.07 and v.2.0), installed onboard the TIMED satellite. We compare temperatures measured during satellite passes at distances under 500 km from the intersection of the spectrograph sighting line with the hydroxyl emitting layer (~87 km) and oxygen emitting layer (~95 km). The time criterion is 30 min. We observe that there is a seasonal dependence of the difference between the ground-based and satellite measurements. The data obtained using SABER v2.0 show good agreement with the temperatures measured with the infrared digital spectrograph. The analysis we carried out allows us to conclude that a series of rotational temperatures obtained at the Maimaga station can be used to study temperature variations on different time scales including long-term trends at the mesopause height.

  8. Hierarchical modelling of line commutated power systems used in particle accelerators using Saber

    International Nuclear Information System (INIS)

    Reimund, J.A.

    1993-01-01

    This paper discusses the use of hierarchical simulation models using the program Saber trademark for the prediction of magnet ripple currents generated by the power supply/output filter combination. Modeling of an entire power system connected to output filters and particle accelerator ring magnets will be presented. Special emphasis is made on the modeling of power source imbalances caused by transformer impedance imbalances and utility variances. The affect that these imbalances have on the harmonic content of ripple current is also investigated

  9. Contribuições de grupos de educação em saúde para o saber de pessoas com hipertensão

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Fernanda Machado da Silva

    2014-06-01

    Full Text Available Este estudo objetivou conhecer como o saber em saúde é construído por pessoas com hipertensão acompanhadas por uma equipe de saúde da família. Trata-se de uma pesquisa qualitativa, descritiva, realizada com nove pessoas, cujos dados foram coletados por meio de entrevista semiestruturada e observação. Os dados foram trabalhados com análise temática. A construção do saber em saúde é influenciada por diversos elementos do cotidiano dos sujeitos. O diálogo e a convivência com outras pessoas são elementos de maior impacto na construção desse saber. Assim, o grupo de educação em saúde foi apontado como espaço relevante, tanto pelas explicações disponibilizadas pelos profissionais, quanto pela troca de conhecimentos e experiências com os demais participantes. Conclui-se que, embora vivenciando as mesmas atividades pedagógicas, as repercussões das ações de educação em saúde serão efetivadas e percebidas diferentemente pelos sujeitos.

  10. Tulum Peynirlerinden izole Edilen Lactococcus lactis subsp. lactis YBML9 ve

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Yasin TUNCER

    2009-04-01

    Full Text Available Bu çalısmanın amacı tulum peynirlerinden izole edilen Lactococcus lactis suslarının fenotipik tanısı ve bu suslar tarafından üretilen bakteriyosinlerin kısmi karakterizasyonlarıdır. Bu amaçla Türkiye'nin sekiz farklı ilinden (Ankara, Antalya, Burdur, Denizli, Erzincan, Isparta, İstanbul ve İzmir yöresel pazarlardan toplanan 60 adet tulum peyniri örneginden 40 adet Lactococcus lactis susu (31 adet L. lactis subsp. lactis ve 9 adet L. lactis subsp. cremoris izole edildi. 40 adet L. lactis susu içerisinden, 2 adet L. lactis subsp. lactis (YBML9 ve YBML21 susu bakteriyosin üretme yeteneginde bulundu. L. lactis subsp. lactis YBML9 ve YBML21 susları tarafından üretilen bakteriyosinler, farklı enzim, pH ve sıcaklık uygulamaları sonucu; sırasıyla nisin ve laktisin 481 olarak tanımlandı.

  11. Anadolu Kültüründe Nazar ve Nazarlıklar: Safranbolu Örneği /Evil Eye and Amulets in Anatolian Culture: The Case of Safranbolu

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Durmuş Gür

    2013-10-01

    Full Text Available Öz Bu araştırma, Anadolu kültüründe yer alan nazar inancı ve bu inancın somut bir yansıması olan nazarlıklarla ilgili günümüze ulaşan bazı örnekleri incelemektedir. Araştırma kapsamında, günümüzde Safranbolu’da bulunan sivil ve dini mimaride, özellikle su yapılarında görülen nazarlık çeşitleri, teknik, tür ve çeşitlilik açısından incelenmiş ve fotoğraflarla belgelenmiştir. Safranbolu’nun Bağlarbaşı, Kıranköy (Atatürk Mahallesi, Gümüş, Hacı Halil, Baba Sultan, Çeşme, Karaali, Çavuş Mahalleleri’ndeki mimari eserlerde bulunan nazarlıklar, araştırma konumuzun kaynağını oluşturmaktadır. Araştırmada önce nazar inancı ile ilgili yaklaşımlar ve bu inancın tarihi kökenleri incelenmiştir. Daha sonra nazara inanan insanların, kötü niyetli insanların bakışlarıyla yaydıkları olumsuz enerjiyi başka alanlara yönlendirebilmek amacıyla kullanmış oldukları nazarlıklar incelenmiştir. Kullanılan nazarlık çeşitleri sınıflandırılarak benzer uygulamalar aynı başlık altında incelenmiştir. Araştırmanın son kısmında ise bu nazarlıkların özelliklerini gösteren bir tablo ile birlikte kullanılan malzeme ve teknikler hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca, araştırma evreninde yer alan nazarlıklara ait bazı fotoğraflar araştırma sonuna eklenmiştir. Abstract This article examines the belief in evil eye in Anatolian culture and its concrete reflection, using amulets to defend oneself against it. The aim of this essay is to investigate and to certificate the types of amulets in civil and religious architecture, especially in water structures, in Safranbolu. In the study, the amulets existing in Baglarbasi, Kirankoy, Gumus, Haci Halil, Baba Sultan, Cesme, Karaali, and Cavus districts of Safranbolu is handled. The first part of the article examines the belief in evil eye and the historical basis of this belief. The second part examines the amulets used by the

  12. ERZURUM ŞARTLARINDA DİKİM ZAMANI VE TEPE ALMANIN PATATESTE VERİM VE ÇEŞİTLİ ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ /

    OpenAIRE

    Şenol, Sabahattin

    2010-01-01

    ÖZETErzurum Ekolojik şartlarında dikim ve tepe alma zamanmm patatesteverime ve diğer bazı agronomik karekterlere etkisini tesbitetmek için bu çalışma yapılmış, erkenci ve geç olgunlaşan 34/962 ve49/962 çeşitler bu denemeye alınmıştır. Neticede, en fazıa verim enerken dikim zamanı olarak tayin ediıen 13 Mayıs tarihinde a.ltlnmış,tepe aımanm· veya sürgün öıdürmenin önemli etkisi g&ou...

  13. Em torno de Michel Foucault e Luis Buñuel: saber e poder na análise de O Discreto Charme da Burguesia

    OpenAIRE

    Priscila Canova Motta

    2014-01-01

    O objetivo desta pesquisa é analisar o filme O Discreto Charme da Burguesia, de Luis Buñuel (1972), por meio de alguns conceitos do referencial teórico-metodológico de Michel Foucault: saber e enunciado discursivo em suas relações com o poder e verdade, e buscar compreender o poder em seu exercício no filme, e não apenas em seus efeitos. Partindo de alguns princípios sobre saber em Foucault, mapeamos um enunciado fílmico que apareceu em algumas sequências, qual seja: O barulho que oculta a di...

  14. Özel Eğitim Danışmanlığı Süreci ve Bir Danışmanlık Örneği

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Sema Batu

    2003-01-01

    Full Text Available Kaynaştırma uygulamalarından söz edildiğinde özel eğitim destek hizmetlerinin önemi ve gereği yadsınamaz. Ancak ülkemizde kaynaştırma uygulamaları çoğunlukla destek hizmetler olmaksızın gerçekleşmektedir. Özel eğitim destek hizmetleri üç başlık altında toplanabilmektedir. Kaynak-oda, sınıf-içi yardım ve özel eğitim danışmanlığı. Özel eğitim danışmanlığı diğer iki özel eğitim destek hizmet türüne göre daha farklı bir hizmet türüdür. Bu hizmet türünde, öğretmen aracılığıyla kaynaştırma öğrencisine dolaylı olarak yardım ulaştırılması söz konusudur. Giriş, sorunun belirlenmesi, çözüm önerilerinin geliştirilmesi, çözüm önerilerinin uygulanması ve sonuçların değerlendirilmesi aşamalarından oluşan özel eğitim danışmanlığı, özel eğitim öğretmenleri ya da özel eğitim konusunda yeterli bilgiye sahip rehber öğretmenler tarafından gerçekleştirilebilir. Bu makalede özel eğitim danışmanlığının aşamaları ve her bir aşamaya dışkın bir uygulama örneği yer almaktadır. When the subject is mainstreaming, the importance and necessity of support services can not be denied. However, in Turkey, mainstreaming is still implemented without any support services. The support services can be classified into three groups resource-room in-class services and special education consultation. Special education consultation is a rather different suppor t system than the other two support services, special education consultation is an indirect service provided to the regular class teacher in order to solve the problems of the mainstreamed student in the class Introduction, identifying the problem developing solution suggestions, implementing the solution suggestions and evaluating the results are the steps of the special education consultation process in this paper, the steps of the consultation process will be explained and examples of each step will be

  15. Marmara Bölgesi Islah Zonu’nda (200-600 m kızılçam (Pinus brutia Ten. döl denemeleri: 12. yaş sonuçları

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Yrd.Doç.Dr. Murat ALAN

    2016-07-01

    Full Text Available Marmara Bölgesi Islah Zonu’nda seçilen 158 plus ağaç birinci seri ve altı adet tohum bahçesinde bulunan 160 adetklon ikinci seri olacak şekilde gruplandırılmış, toplanan açık tozlaşma ürünü tohumlardan üretilen fidanlarla iki seri kızılçam (Pinus brutia Ten. döl denemesi kurulmuştur. Deneme alanlarında 12. arazi yaşına ait boy ve göğüs çapı ölçülmüş, bu değerler kullanılarak genetik parametreler ve Best Linear Unbiased Prediction (BLUP yöntemi ile ailelerin ıslah değerleri tahmin edilmiştir. Birinci seri deneme alanlarının ortak değerlendirilmesinde boy ve çap için bireysel kalıtım derecesi sırasıyla 0,24 ve 0,16; aile ortalamaları kalıtım derecesi ise 0,52 ve 0,55; ikinci seri deneme alanlarında bireysel kalıtım derecesi aynı sırayla 0,29 ve 0,12; aile ortalamaları kalıtım derecesi ise 0,54 ve 0,45 olarak hesaplanmıştır. Boy ve göğüs çapı arasındaki genetik korelasyon birinci seri denemelerde 0,48 ve ikinci seri denemelerde ise 0,50 olarak tahmin edilmiştir. Dördüncü yaştaki boy ile 12. yaştaki boy arasında genetik korelasyon birinci seri denemelerde 0,81 ve ikinci seri denemelerde ise 0,70 bulunmuştur. B tipi genetik korelasyonlar ise birinci ve ikinci seride 0,54 - 1,00 arasında tahmin edilmiş, genotip çevre etkileşimi açısından uygulamayı etkileyecek düzeyde bulunmamıştır. Birinci seri denemelerde plus ağaç seçimleriyle genetik kazanç düşük olurken, İkinci seri denemelerde fenotipik tohum bahçelerinden boy için %4, göğüs çapı için %5 en iyi 30 klonla genetik tohum bahçesi kurulduğunda ise yine aynı sırayla %13 ve %11 genetik kazanç tahmin edilmiştir. Boy ve göğüs çapı için en yüksek ıslah değerine ulaşan 32, 35, 40 ve 188 nolu tohum bahçeleri, ağaçlandırmalarda kullanıldığında daha fazla boy ve çapa ulaşabilen bireyler elde edilebileceği anlaşılmıştır.Anahtar Kelimeler: Kalıtım derecesi, ıslah de

  16. ¿Saber sin poder? El ethos universitario según los filósofos del exilio republicano español del 39

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Sánchez Cue, Antolín

    2015-06-01

    Full Text Available Some relevant reflections on the University ‘ethos’ are distinguished in the context of the 1939 Spanish Republican exile. In particular, reflections of philosophers as Fernando de los Ríos, Joaquín Xirau and José Gaos, exponents of a knowledge rooted out in search of new springs of power. It is also taken into account the case of María Zambrano, whose apparent disinterest for the university question is an indication of a knowledge coherent with his exile and uncompromising to the academic discipline, of a knowledge that has resigned to power and demands a new ‘ethos’.Se apuntan algunas reflexiones relevantes sobre el ethos universitario en el contexto del exilio republicano español de 1939. En concreto, de autores como Fernando de los Ríos, Joaquín Xirau y José Gaos, exponentes todo ellos de un saber desarraigado en busca de nuevos resortes de poder. Se tiene además en cuenta el caso de María Zambrano, cuyo aparente desinterés por la cuestión universitaria es indicio de un saber coherente con su exilio e irreductible a la disciplina académica, de un saber que ha renunciado al poder y exige un nuevo ethos.

  17. Süryaniler’in Tarihi ve Sosyolojik Yapısı

    OpenAIRE

    Ürek, Melki

    2014-01-01

    Bu makalede, Süryanilerin tarihi süreçleri ve sosyolojik yapıları ele alın-mıştır. Süryaniler yüzyıllar boyunca oldukça kaotik bir cooğrafyada yaşa-mışlarddır. Bu nedenle, dini, politik ve ideolojik açıdan pek çok farklı pa-radigmanın etkisi altında kalmışlardır. Bu olumsuz etki Süryanileri tarihi ve teolojik açıdan hatalı tanımlamalar ve yanlış isimlendirmeler gibi so-runlarla yüz yüze bırakmıştır. Ancak son zamanlarda üretilen akademik ve objektif çalışmalarla, Süryani liderlerin kendilerin...

  18. Image Reference Database in Teleradiology: Migrating to WWW

    Science.gov (United States)

    Pasqui, Valdo

    The paper presents a multimedia Image Reference Data Base (IRDB) used in Teleradiology. The application was developed at the University of Florence in the framework of the European Community TELEMED Project. TELEMED overall goals and IRDB requirements are outlined and the resulting architecture is described. IRDB is a multisite database containing radiological images, selected because their scientific interest, and their related information. The architecture consists of a set of IRDB Installations which are accessed from Viewing Stations (VS) located at different medical sites. The interaction between VS and IRDB Installations follows the client-server paradigm and uses an OSI level-7 protocol, named Telemed Communication Language. After reviewing Florence prototype implementation and experimentation, IRDB migration to World Wide Web (WWW) is discussed. A possible scenery to implement IRDB on the basis of WWW model is depicted in order to exploit WWW servers and browsers capabilities. Finally, the advantages of this conversion are outlined.

  19. Soğukta ve Dondurulmuş Halde Muhafazaları Esnasında Meyve ve Sebzelerin Kalite ve Besleyici Değerlerinde Meydana Gelen Değişiklikler

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Osman Cabı

    2015-02-01

    Full Text Available Kolay bozulabilir gıda maddelerinin daha uzun süre muhafaza edilmeleri amacıyla soğutma yönteminin kullanılmasının geçmişi tarih öncesi zamanlara kadar uzanmaktadır. Adı geçen “muhafaza” veya “korunma” sözcüğü, Weiser ve ark. 1971 tarafından, bir gıda maddesinin fiziksel, kimyasal kalitelerinin ve besleyici özelliklerinin belli bir süre müddetince veya mümkün olduğu kadar uzun bir periyot süresince saklanması şeklinde tanımlanmaktadır. Soğuğun çeşitli uygulamalarıyla muhafaza edilen gıda maddeleri gerek kantite gerekse çeşit ve yapı olarak geçtiğimiz son yıllarda büyük bir artış göstermişlerdir. İki yıl önceki değerlendirmelere göre, dünya kolay bozulabilir gıda maddeleri üretiminin 1 milyar ton olduğu Anquez, M. 1975 ve bu miktarın dörtte birinin (250 milyon ton herhangi bir şekilde işlenmesinde soğuğun kullanıldığı kabul edilmektedir.

  20. Induced mutations in Iraqi bread wheat cv. Saber Beg

    Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

    Ibrahim, I F; Haidar, H O [Department of Plant Protection, Faculty of Agriculture and Biology, NRC and Agriculture Research Station, Telafor (Iraq)

    1989-07-01

    ''Saber Beg'', is a local wheat cultivar important in the semi-arid zone of Iraq where the rainfall is less than 450 mm per year. This cultivar has a good baking quality, but is of low productivity, high susceptibility to common bunt (Tilletia spp.) and to leaf rust (Puccinia recondita Rob. ex Desm.), but only in the rainy season. A mutation breeding programme using gamma irradiation has been started in 1978 to improve this cultivar. Seeds of all main tillers from M{sub 1} plants were harvested and artificially inoculated with teliospores of Tilletia spp. All the seeds from healthy M{sub 2} plants were inoculated again and sown in the same area. Out of 22920 M{sub 3} plants, 244 resistant ones were selected. During subsequent screening for 4 generations, however, only 3 mutants were confirmed.

  1. BProVe: Tool support for business process verification

    DEFF Research Database (Denmark)

    Corradini, Flavio; Fornari, Fabrizio; Polini, Andrea

    2017-01-01

    This demo introduces BProVe, a tool supporting automated verification of Business Process models. BProVe analysis is based on a formal operational semantics defined for the BPMN 2.0 modelling language, and is provided as a freely accessible service that uses open standard formats as input data...

  2. FEMİNİST ULUSLARARASI İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER ELEŞTİRİSİ: CİNSİYET, DEVLET VE GÜVENLİK

    OpenAIRE

    DOĞAN, Fazlı; ÖZLÜK, Duygu

    2016-01-01

    Bu çalışma bir sosyal ve politik teori olarak Feminizm’in Uluslararası İlişkilere (Uİ) girişi ve Feminist Uİ’nin ana akım Uİ teorilerine cinsiyet, devlet ve güvenlik başlıkları üzerinden yönelttiği eleştirileri değerlendirmektedir. Üç ana bölümden oluşan çalışmada öncelikle bir sosyal ve politik teori ve bir hareket olarak feminizmin tarihsel gelişimi kısaca tartışılmıştır. İkinci bölümde feminist hareketlerin uluslararası ilişkilerdeki gelişimi ve bir Uİ teorisi olarak Feminist Uİ’nin genel ...

  3. Feminist Sanatta Beden ve Yabancılaşma

    OpenAIRE

    Alp, Kafiye Özlem

    2015-01-01

    Feminizm, eril bir toplumda kadının, eşit hak ve özgürlüklere sahip olma gerekçelerine dayalı bir mücadele alanı olarak tanımlanabilir. Feminizmin, kamusal ve özel alanda kadın ayrımcılığına karşı başkaldırısı, insanın kendi emeğine ve kendi bedenine olan yabancılaşmasının bir sonucudur. Bu bakımdan feminizm, tüm tarihi boyunca toplumsal, felsefi, cinsel ve psikanalitik yabancılaşma kavramlarıyla yakın ilgi içinde olmuştur. Feminist sanat pratikleri; feminist kuramlar, toplumsal dinamikler...

  4. Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Nalan YILMAZ SARIÖZLÜ

    2010-10-01

    Full Text Available Eskişehir/Türkiye’deki ılıca sularındaki bakteriyel topluluğun ortaya konulması ve incelenmesi için 7 ılıca su örneği 7 farklı ılıcadan toplanmıştır. Tüm örnekler dört farklı besi ortamına (nutrient agar, su-maya ekstraktı agar, triptik soy agar, nişasta-kazein agar inoküle edilmiştir. 50 °C’de 14 günlük inkübasyondan sonra tüm bakteri kolonilerinin sayımı yapılıp saflaştırılmıştır. Tüm izolatların gram reaksiyonları, katalaz veoksidazözellikleri belirlenmişve BIOLOG, VITEK veotomatikribotiplendirme sisteminde (RiboPrinter incelenmişlerdir. Bu bakterilerin ampisilin, gentamisin, trimetoprim-sülfametoksazol ve tetrasiklin antibiyotiklerine karşı dirençliliği incelenmiştir. Sonuç olarak normal insan florasına ilaveten ısıya dirençli patojenik mikroorganizmalar incelenen alandaki ılıca sularında (43-50 °C belirlenmiştir. Altı genusa ait 10 farklı tür Alysiella filiformis, Bordetella bronchiseptica, B. pertussis, Molexalla caprae, M. caviae, M. cuniculi, M. phenylpyruvica, Roseomonas fauriae, Delftia acidovorans ve Pseudomonas taetrolens olarak tanımlanmıştır

  5. Türkiye’de Üretilen Kuru fasulyelerin Pişme Kalitesi ve Kompozisyonu (İngilizce

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Recai Ercan

    2015-02-01

    Full Text Available Türkiye’de 2 bölgede yetiştirilen 8 kuru fasulye genotiplerinin fiziksel kriterleri ve pişme kalitesi ile mineral madde, tiyamin ve riboflavin miktarları saptanmıştır. Genotip ve yetiştirme lokasyonları ile bunların interaksiyonu bütün kriterleri önemli düzeyde etkilemiştir (P<0.05. Kuru ve yaş tohum ağırlığı, şişme kapasitesi ve indeksi, hidrasyon kapasitesi, kuru ve yaş hacim, kuru ve yaş pişme süresi ile Cu, Mn ve Na miktarları başlıca genotipden etkilenmiştir. Zn ve P miktarı ise çevreden etkilenmiştir. Kuru ve yaş tohum ağırlığı, kuru ve yaş hacim, hidrasyon ve şişme kapasitesi önemli düzeyde kuru ve yaş pişme süresi ile ilişkili olmuştur.

  6. Williams Sendromu Olan Bireylerin Ailelerinin Deneyimlerinin ve Karşılaştıkları Güçlüklerin Belirlenmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Deniz Tekin Ersan

    2016-12-01

    Full Text Available Williams Sendromu, belirli bir kromozomda silinme meydana gelmesi ile oluşan nörogelişimsel bir bozukluktur. Görülme sıklığı düşük olan Williams Sendromu ile ilgili yapılmış çalışmalar hem ülkemizde hem de dünyada son derece sınırlıdır. Bu araştırma ile Williams Sendromu olan bireylerin ailelerinin yaşadığı deneyimlerin ve güçlüklerin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmanın modeli nitel araştırma yöntemidir. Araştırmaya beş Williams Sendromu olan bireyin ailesi katılmıştır. Araştırmada veriler, yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi ile ve telefon aracılığı ile toplanmıştır. Veriler betimsel analiz ile analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre; katılımcıların tümünün Williams Sendromu olan bir çocuğa sahip olmayı zor bir deneyim olarak değerlendirdikleri, çocuklarının geleceğine yönelik kaygı taşıdıkları gözlenmiştir. Ailelerin yaşadıkları güçlüklere bakıldığında özellikle çocuklarının davranış problemlerine dair yaşanan güçlükler öne çıkmaktadır. Bunun yanında eğitim ve sağlık alanında uzmanların konu ile ilgili bilgisinin yetersizliği, sahip oldukları olumsuz tutumlar ve aynı zamanda verilen hizmetlerin yetersizliği ile ilgili görüşler öne çıkmaktadır. Ek olarak, kaynakların azlığı ve bilgiye ulaşmanın zorluğuna ilişkin bulgular da elde edilmiştir. Williams Syndrome is a neuro-developmental disorder, which is caused by a deletion in a certain chromosome. Prevalence of Williams Syndrome is low and there is limited number of studies on Williams Syndrome both in our country and abroad. The purpose of this study is to determine experiences and difficulties of parents who have children with Williams Syndrome. It is a qualitative study. Five parents of children with Williams Syndrome were participated in the study. Data collected through semi structured interview via phone calls. Data were analyzed

  7. Descolonização do corpo e mobilidade humana: mulheres imigrantes e a produção de saberes contra a violência obstétrica

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Lya Amanda Rossa

    2017-12-01

    Full Text Available O fenômeno da mobilidade humana implica não apenas no deslocamento de idiomas, recursos e culturas, mas sobretudo, no movimento de corpos e a troca de saberes e modos de fazer e compreender a vida em seus diferentes ciclos. Assim, os modos de gestar e nascer são transportados e transformados durante o processo. A construção epistemológica de saberes descolonizados não deve ser alheia a uma construção sobre os corpos e seus ciclos, especialmente quanto ao corpo feminino, que foi e permanece, em muitos espaços, contido e medicalizado. O presente trabalho pretende analisar como mobilização de mulheres imigrantes  na cidade de São Paulo contribui para o questionamento e a construção de novos saberes sobre maternidade, parto e gestação, reunindo mulheres imigrantes e brasileiras contra a violência obstétrica.

  8. Saberes locales campesinos sobre el alimento: aportes a la soberanía y la salud mental comunitaria

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Beatriz E. Arias L.

    2016-06-01

    Full Text Available Introducción: Los trabajos sobre violencia política, salud mental y vida cotidiana realizados en alianza entre la academia y una organización campesina en Antioquia, han llevado a posicionar la soberanía alimentaria como un asunto central en procesos de recuperación y reparación colectiva, en un contexto donde se amalgama el sufrimiento, la precarización del modo de vida campesino y la deuda histórica de una reforma agraria inacabada Objetivo: Explorar los procesos salutogénicos que emergen de las acciones reflexivas emprendidas por un grupo de mujeres campesinas a partir de su participación en una experiencia de Investigación Acción Participativa (IAP y sus aportes a la soberanía alimentaria local. Metodología: Estudio cualitativo que recoge elementos de la IAP, desarrollado en Argelia, Oriente antioqueño, a través de entrevistas semiestructuradas, grupos focales, observación participante y ejercicios de cartografía social, además de acciones de incidencia local Resultados: Se describen los productos derivados del proceso de investigar-actuar-participar tales como la consolidación de un equipo local de investigación y tres acciones de incidencia en la vida local: inventario de semillas nativas y criollas, vivero comunitario, feria campesina y festival gastronómico. Conclusiones: 1 El alimento adquiere una connotación política y trasciende lo nutricional funcional. 2 Los saberes locales de subsistencia/resistencia generan soberanía 3 Las redes sociales sobre las que se soportan los saberes, y los saberes mismos, son recursos sociales de salud. 4 Es necesario problematizar las medidas técnicas convencionales en el campo de la salud mental y ubicar su campo de acción en el terreno de las relaciones microsociales.

  9. Analyzing Program Termination and Complexity Automatically with AProVE

    DEFF Research Database (Denmark)

    Giesl, Jürgen; Aschermann, Cornelius; Brockschmidt, Marc

    2017-01-01

    In this system description, we present the tool AProVE for automatic termination and complexity proofs of Java, C, Haskell, Prolog, and rewrite systems. In addition to classical term rewrite systems (TRSs), AProVE also supports rewrite systems containing built-in integers (int-TRSs). To analyze...... programs in high-level languages, AProVE automatically converts them to (int-)TRSs. Then, a wide range of techniques is employed to prove termination and to infer complexity bounds for the resulting rewrite systems. The generated proofs can be exported to check their correctness using automatic certifiers...

  10. İRAN VE REJİM İSTİKRARI

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Özgür ÜŞENMEZ

    2015-07-01

    Full Text Available ÖZ: Bu çalışma, İran rejiminin son yıllarda Orta Doğu'yu sarsan isyanlar ve istikrarsızlıklara-Batı'daki beklentilerin aksine- geçmişten, özellikle 1979'daki devrimden miras kalan sosyal yapı ve politikaların etkisiyle direnebildiğini iddia ediyor. Tunus ve Mısır'daki halk isyanları, temel aktör olan alt sınıflar ve onların neo-liberal ekonomik politikalara muhalefetiyle yayılırken, İran’da devrim sonrası gelişen sosyal devlet mekanizması hala halk ile rejimin tamamen birbirine yabancılaşmasını önlemekte. Ancak son yıllarda ortaya çıkan yeni gerilimler ve İran'ın uyguladığı ekonomi politikaları rejimin krizini derinleştirebilir. Bu nedenledir ki Orta Doğu'yu ve özelde İran'ı anlamak için hegemonik blokların tarihsel değişimini inceleyen ucu açık bir analiz elzemdir. ABSTRACT: This article argues that contrary to the expectations of the Western World, Iranian regime successfully resisted the revolutionary tides of the Arab Spring. Most important determinant of this process for Iran was the legacy of the 1979 revolution and it's associated structures that relatively protects the most vulnerable parts of the population against the wide spread neo-liberal economic policies in the Middle East. So with that feature Iran differs from the Tunisian and the Egyptian examples. In order to understand these features further this essay adapts a historical analysis of changes in hegemonic blocs in Iran since 1979.

  11. An Analysis of the Acquisition Process for Simplified Acquisition of Base Engineering Requirements (SABER) Contracts and Its Potential Impact on Contractor Performance

    National Research Council Canada - National Science Library

    Heaps, Brian

    2001-01-01

    The Simplified Acquisition of Base Engineering Requirements (SABER) contract's main purpose is to expedite contract award of civil engineer requirements through the issuance of individual delivery orders...

  12. AKADEMİDE MOBBİNG: ADIM ÜNİVERSİTELERİ ÖRNEĞİ

    OpenAIRE

    ÇÖGENLİ, Mehmed Zahid; ASUNAKUTLU, Tuncer

    2016-01-01

    Bu çalışmada, Adım Üniversiteleri Konsorsiyumunda yer alan 10 devlet üniversitesinde mobbing’in incelenmesi ve akademisyenlerin karşılaştıkları mobbing davranışlarının ortaya konması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ADIM Üniversitelerinde çalışan 400 akademisyene ulaşılmıştır. Mobbing kavramının tarihsel gelişimi ve tanımı yapıldıktan sonra, mobbing sürecinde rol alanlara yer verilmiştir. Mobbing’in ortaya çıkış nedenlerinden, mobbing olarak nitelendirilebilecek davranışların neler olduğu...

  13. Hamburgerlerin bazı Fiziksel, Kimyasal ve Mikrobiyolojik Özelliklerine Donmuş Depolama Sıcaklığı ve Depolama Süresinin Etkisi Üzerinde Araştırma

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    A. Hamdi Ertaş

    2015-02-01

    Full Text Available Ticari amaçla üretilen hamburgerler, -8 oC ve –26 oC’de 85 gün süre ile depolanmışlar ve depolama sıcaklığının ve süresinin hamburgerlerin bazı fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik özellikleri üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Fiziksel kriterler olarak su tutma kapasitesi (STK, pişirme kaybı (PK ve büzülme derecesi (BD; kimyasal kriterler olarak rutubet, protein, yağ miktarları ile pH değeri ve tiyobarbütirik asit (TBA sayısı; mikrobiyolojik kriterler olarak ise toplam mezofil aerob bakteri (TMAB sayısı, psikrofil bakteri (PB sayısı ve koliform grubu bakteri (KGB sayısı dikkate alınmıştır. Depolama sıcaklığı ve depolama süresinin rutubet, protein, yağ miktarları, STK, PK ve BD üzerine etkisinin olmadığı, pH değeri üzerine p<0.01 düzeyinde etkisinin olduğu, TBA-sayısı üzerine depolama sıcaklığının p<0.01 düzeyinde depolama süresinin p<0.05 düzeyinde etkisi olduğu belirlenmiştir. –8 oC de depolama, hamburgerlerin pH değerlerini ve TBA-sayılarını önemli düzeyde artırırken, -26 oC de depolamada artış daha az düzeyde olmuştur. TMAB, PB ve KGB sayılarına, depolama sıcaklığının ve depolama süresinin etkisi görülmüş (p<0.01; -8 oC’de, depolama süresine bağlı olarak TMAB, PB ve KGB sayılarında sürekli bir artış görülürken –26 oC’de depolamada azalma olmuştur.

  14. TÉCNICAS, SABERES E PRÁTICAS PSICOLÓGICAS NA PRIMEIRA REPÚBLICA (1889-1930

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Alexandre de Carvalho Castro

    2018-04-01

    Full Text Available O objetivo deste estudo foi analisar as técnicas, saberes e práticas tidas como psicológicas no Rio de Janeiro da Primeira República (1889-1930. Nesse sentido, pautou-se por uma metodologia que priorizou o levantamento de fontes bibliográficas primárias (artigos, livros e relatórios técnicos de época. Constatou-se, como resultado da pesquisa empreendida, que ocorreram aproximações e convergências entre áreas da psicologia aplicada que, posteriormente, iriam ocupar institucionalmente espaços bem separados. Assim, verificou-se que a designação de dado saber, prática ou técnica configurada como "Psicologia" não foi sempre configurada em áreas de aplicação independentes. Nessa perspectiva, segue uma linha diversa de abordagens históricas que primam por setorizar práticas psicológicas, sendo a principal contribuição do artigo para o campo da história da psicologia justamente a de mostrar que uma eventual “História da Psicologia do Trabalho”, no período investigado, não era absolutamente distinta de áreas, hoje classificadas, como as da “História da Psicologia Clínica”, ou da “História da Psicologia Escolar”.

  15. Halit Fahri Ozansoy'un Gülistanlar ve Harabeler Adlı Eserinde Bahçe İmajları ve Renkler Garden Images and Colors in Halit Fahri Ozansoy’s Work of Gülistanlar ve Harabeler

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Hüseyin DOĞRAMACIOĞLU

    2012-12-01

    Full Text Available Halit Fahri Ozansoy’s poetry books of Gülistanlar ve Harabeler printed with old letters but not transformed to the Latin alphabet until now. In his work, garden images and colors which loaded special meaning of poet was known as hidden pearls and no research have been made on this work till now. Garden images in poetry are sometimes colorful, light and sometimes dull and dark. These images change with the with the poet's spirit world. We can visualize the garden images like an oil painting. These images drawn by the poet's words, show poet’s mood like a mirror. The colors used in the poem vary with garden images. This change appears with the change of the mental status of the poet. Thus, the poet uses the colors in accordancewith the different tables and his mood. When there are a lively andwarm colors in optimistic tables, dark and dull colors chosen inpessimistic tables. The poet's choice of the colors is not a coincidence.This selectivity included to poetry with different sensations. In his work,Ozansoy has described variety of colors in different gardens.Imagination, imagery and various emotions had been made with oneaccord in his depictions. The colors and portraits of garden form thepoet’s imagination. Colorful memories in the garden which experiencedin a darling moves from poet's imagination to the verses of the poem.Imagination, colors and gardens are described with darling. Theseimageries compose the garden images and semantic change of thecolors. Halit Fahri Ozansoy’un Gülistanlar ve Harabeler adlı şiir kitabı eski harflerle basılmış ancak günümüze kadar Latin harflerine aktarılmamıştır. Bu eserde şairin bahçe imajları ve renklere yüklediği anlamlar saklı inciler gibi gizli kalmış ve günümüze kadar üzerinde inceleme yapılmamıştır. Şiirdeki bahçe imajları bazen renkli, ışıklı ve bazen de donuk ve karanlıktır. Şairin değişen ruh dünyası ile birlikte bu imajlar da değişir. Bah

  16. Development of a Geomagnetic Storm Correction to the International Reference Ionosphere E-Region Electron Densities Using TIMED/SABER Observations

    Science.gov (United States)

    Mertens, C. J.; Xu, X.; Fernandez, J. R.; Bilitza, D.; Russell, J. M., III; Mlynczak, M. G.

    2009-01-01

    Auroral infrared emission observed from the TIMED/SABER broadband 4.3 micron channel is used to develop an empirical geomagnetic storm correction to the International Reference Ionosphere (IRI) E-region electron densities. The observation-based proxy used to develop the storm model is SABER-derived NO+(v) 4.3 micron volume emission rates (VER). A correction factor is defined as the ratio of storm-time NO+(v) 4.3 micron VER to a quiet-time climatological averaged NO+(v) 4.3 micron VER, which is linearly fit to available geomagnetic activity indices. The initial version of the E-region storm model, called STORM-E, is most applicable within the auroral oval region. The STORM-E predictions of E-region electron densities are compared to incoherent scatter radar electron density measurements during the Halloween 2003 storm events. Future STORM-E updates will extend the model outside the auroral oval.

  17. Inter-Hemispheric Coupling During Northern Polar Summer Periods of 2002-2010 using TIMED/SABER Measurements

    Science.gov (United States)

    Goldberg, Richard A.; Feofilov, A. G.; Pesnell, W. D.; Kutepov, A. A.

    2012-01-01

    It has been found that for more than one polar summer season between 2002-2010, the northern polar mesospheric region near and above about 80 km was warmer than normal. The strongest warming effect of this type was observed to occur during northern summer 2002. Theoretical studies have implied that these "anomalies" were preceded by unusual dynamical processes in the southern hemisphere. We have analyzed temperature distributions measured by the SABER limb scanning infrared radiometer aboard the NASA TIMED satellite between 2002-2010 at altitudes from 15 to 110 km and for latitudes between 83 S to 83 N. We describe the approach to trace the inter-hemispheric temperature correlations demonstrating the global features that were unique for the "anomalous" northern polar summers. From our analysis of SABER data from 2002-2010, the anomalous heating for the northern mesopause region during northern summer was accompanied by stratospheric heating in the equatorial region. In the winter hemisphere it is accompanied by heating in the lower stratosphere and mesopause region, and cooling in the stratopause region. Also, all the elements of the temperature anomaly structure appear to develop and fade away nearly simultaneously, thereby suggesting either a global influence or a rapid exchange.

  18. Saberes mapuche en la relación del hombre con la naturaleza: aportes para

    OpenAIRE

    Carlos Manuel Pacheco Huaiquifil; Sonia Osses Bustingorry

    2015-01-01

    El presente artículo tiene como objetivo elaborar una propuesta educativa de educación ambiental basada en los saberes ancestrales mapuche relacionados con el cuidado medioambiental.El estudio de tipo cualitativo,utiliza la Teoría Fundamentada. Se aplicaron 12 entrevistas a personas con ascendencia mapuche y que vive no han vivido en comunidades mapuche o sectores rurales. Los resultados identifican un con junto de conocimientos de cuidado y daño medioambiental y estrategias de enseñanza que ...

  19. Pre-emptif uygulanan intravenöz, spinal ve epidural morfinin erken postoperatif analjezi ve stres yanıt üzerine etkileri

    OpenAIRE

    Düger, Cevdet; Ayvaz, Hakan; Bulut, Filiz; Gürsoy, Sinan; Kaygusuz, Kenan; İsbir, Ahmet Cemil; Özdemir Kol, İclal; Gürelik, Bilge; Mimaroğlu, Caner

    2013-01-01

    Özet Bu çalışmada, preemptif uygulanan iv, spinal ve epidural morfinin erken postoperatif dönemdeki analjezik tüketimi ve stres yanıt üzerine etkilerini belirlemek amaçlandı. Alt batın operasyonu uygulanacak ASA I-II grubuna giren 60 hasta rasgele üç gruba ayrıldı. Grup I’e indüksiyondan 5 dk. önce 5 mg iv morfin, Grup II’ye indüksiyondan 5 dk önce 0,5 mg intratekal morfin, Grup III’e indüksiyondan 30dk önce 5mg epidural morfin uygulandı. Anestezi indüksiyonu 0,1 µg kg-1 fentanil ve 4-7 mg k...

  20. Türkiye ve Dünyada Ayva Piyasası

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Bekir Sıtkı Şirikçi

    2017-07-01

    Full Text Available Bu çalışmada dünyada ve Türkiye’de ayva piyasası irdelenmiştir. Çalışmada birincil verileri, ayva üretiminin yoğun olarak yapıldığı Sakarya, Antalya, Bursa, Bilecik ve Denizli illerinde farklı pazarlama seviyelerindeki 28 aracı işletme ile anket yöntemi ile elde edilen veriler oluşturmuştur. İkincil veriler ise FAO ve TÜİK gibi kurumlarının verilerinden hareketle elde edilmiştir. Dönem başlangıcı olan 1981-1985 ortalamasına göre 324465 ton olan dünya ayva üretimi %94,3 artışla 2013 yılında 630325 tona yükselmiştir. Dünya ayva üretiminde önemli ülkeler; Türkiye, Çin, Özbekistan, Fas ve İran’dır. Türkiye’de ayva üretimi, 1981-1985 ortalamasına göre 1.60 kat artmıştır. Ayva üretimindeki bu artışta ağaç başına verimdeki yükselmenin katkısı önemlidir (%40 verimde artış. Dünyada üretilen ayvanın %5,3’ü ihracata konu olmaktadır. Dünya ayva ihracat miktarı 8,32 kat, değeri ise 38,42 kat artmıştır. Ayva ihracat değerlerinde en yüksek paya Hollanda sahiptir (%33,6’sı. Hollanda’yı sırasıyla Türkiye, Avusturya ve İran takip etmektedir. Türkiye’nin dünya ihracat değerindeki payı ise %31,1’dir. Dünya ayva ithalatında %23,3 pay ile Rusya birinci sıradadır. Rusya’yı sırası ile Avusturya ve Almanya takip etmektedir. Türkiye’nin ayva üretiminin %9,4’ü ihracata konu olmaktadır. Önemli ayva üreticisi iller; Sakarya, Bursa, Antalya, Bilecik ve Denizli’dir. Görüşülen aracıların 15’i ayvada pazarlama aşamasında karşılaştıkları en önemli sorunun istenilen zaman, miktar, kalite ve fiyatta ayva bulunmamasını (%54 belirtmiştir.

  1. Berkeley 51 Kümesinin Temel ve Astrofiziksel Parametrelerinin Belirlenmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    İnci Akkaya Oralhan

    2016-10-01

    Full Text Available Galaksimizin birinci çeyreğinde bulunan ve daha önce çok az çalışılmış açık yıldız kümelerinden biri olan Berkeley 51 kümesinin temel astrofiziksel ve yapısal parametreleri CCD UBV(RIC ve 2MASS JHKS verileri kullanılarak elde edilmiştir. Kümeye ait CCD UBV(RIC verileri Meksika’da bulunan San Pedro Martir Ulusal Gözlemevi’nden 84cm’lik teleskop ile alınmıştır. Küme üyeliklerinin belirlenmesinde ise PPMXL kataloğundaki öz hareket verileri kullanılmıştır. Buna küre bu küme için elde edilen limit yarıçap Rlim=2.5 yay dakikası, kızarma E(B-V=0.85±0.05 kadir, E(J-H=0.28±0.02 kadir, uzaklık modülü DM=(m-M0=10.66±0.04 pc, uzaklığı d=1355±27 pc ve logaritmik yaş log(A=9.54±0.03 Myıl olarak bulunmuştur. Küme için ilk kez bulunan metal ve ağır element bolluğu ise sırasıyla [Fe/H]=-0.38 ve Z=0.006 olarak elde edilmiştir.Anahtar kelimeler: Açık yıldız kümeleri-Berkeley 51

  2. S-24: Hamstring Tendon Otogrefti ile Ön Çapraz Bağ Rekonstrüksiyonu Sonrasında Modifiye ve Hızlandırılmış Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Programının Propriosepsiyon Denge ve Koordinasyon Üzerine Etkileri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    İbrahim Babayiğit

    2017-03-01

    Full Text Available Bu çalışmanın amacı; izole ön çapraz bağ (ÖÇB veya ön çapraz bağ ile birlikte menisküs yaralanması geçiren kişilerin, hamstring tendon otogrefti ile ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu sonrasında modifiye ve hızlandırılmış fizyoterapi ve rehabilitasyon programının propriosepsiyon, dinamik denge üzerine etkilerini araştırmaktır. Çalışma artroskopik Hamstring Tendon Otogrefti ile Ön Çapraz Bağ Rekonstrüksiyonu Cerrahisi Geçiren 20 kişi (n=20 K/E: 2/18 ile gerçekleştirilmiştir. Tüm olguların operasyon öncesinde (preop diz propriosepsiyon değerleri gözler açık ve kapalı olarak 15, 30, 45 ve 60 derecede Dijital Gonyometre ile ölçüldü. Operasyon sonrası (postop tüm olgular modifiye, hızlandırılmış fizyoterapi ve rehabilitasyon programına alındı. Operasyon sonrası 3., 6., 12. hafta ve 6. Ay’da propriosepsiyon ölçümleri tekrar edildi.Dinamik denge ölçümleri 3., 6., 12. hafta ve 6. Ay’da horizontal, sağ oblik, sol oblik ve tek ayak denge ölçümleri olarak yapıldı. Fonksiyonel seviyelerini değerlendirmek için Lysholm skoru ve ağrıyı değerlendirmek için VAS (Visual Ağrı Skoru, olguların fonksiyonel performansları durumlarını değerlendirmek için tek ayak atlama, çift ayak atlama ve çapraz atlama testleri uygulandı. Çalışmamızda olguların gözler açık ve kapalı durumda propriosepsiyon (15°, 30°, 45° ve 60° ölçüm sonuçları postoperatif dönemde preoperatif döneme göre 12. Hafta ve 6. Ayda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düzelme göstermiştir (p<0.05. Olgularda 3. haftadan sonra dinamik denge testlerinde önemli gelişme saptanmışır, bu artış istatistiksel olarak da anlamlıdır (p<0.05. 6 Ayda yapılan fonksiyonel performans testlerini etkileyen bağımsız değişkenler çoklu regresyon analizinde araştırılmış, 60° ölçülen propriosepsiyon sonuçları ve sol tarafın tek adım atlama test skoru, sağ tarafta tek ad

  3. The Nature of VeLLOs

    Science.gov (United States)

    Huard, Tracy L.; Pound, Marc W.; Mundy, Lee; Dunham, Michael

    2018-01-01

    Very Low Luminosity Objects (VeLLOs) are young stellar sources that are defined by luminosities less than 0.1 solar luminosity and rising mid-infrared spectral energy distributions. But, what exactly are they? Brown dwarfs or low-mass stars in formation? Systems exhibiting low accretion rates? Extremely young objects? We have completed an ALMA survey of 33 candidates in the nearby Serpens, Ophiuchus, and Lupus star-forming molecular clouds. Continuum emission at 1.3 mm, consistent with the presence of an inner envelope and/or disk, was detected toward 17 candidates, with at least 6 of these candidates exhibiting CO outflow emission, suggesting ongoing formation. We will present these observations and results, and discuss their implications concerning the nature of VeLLOs.

  4. Radurizasyonun Tavuk Etlerinin Duyusal, Kimyasal ve Mikrobiyolojik Kalitesi Üzerine Etkisi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Nuray Kolsarıcı

    2015-02-01

    Full Text Available Araştırmada 1, 2 ve 3 kGy dozunda uygulanan iyonize radyasyonun (Radurizasyon tavuk but ve göğüs etlerinin mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal kalitelerine olan etkisi üzerinde çalışılmıştır. 6-8 haftalık broilerler kesilerek but ve göğüs etlerine parçalandıktan sonra biri açık kontrol olmak üzere 5 gruba ayrılmış ve 4 grup vakum paketlenmiştir. Vakum paketi gruplardan biri vakumlu kontrol olarak ayrılırken, diğer gruplar 1, 2 ve 3 kGy olmak üzere iyonize radyasyona tabi tutulmuştur. 0. günden başlamak üzere 3’er günlük periyotlarla gruplar analize alınmış, toplam mezofilik aerob, toplam psikrofilik aerob, stafilokok ve laktik asit bakterileri ile pH ve TBA değeri belirlenmiştir. Ayrıca örneklerin duyusal özellikleri de panel oluşturularak saptanmıştır. Elde edilen tüm veriler varyans analizi ile değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre tavuk but ve göğüs etlerinde radurizasyon sonrası bakteriyel yükte azalma gözlenmiştir. Radurizasyonun toplam mezofilik aerobik ve toplam psikrofilik aerobik bakteriler üzerine olan etkisi stafilokok ve laktik asit bakterilerine kıyasla daha yüksek düzeyde olup, özellikle laktik asit bakterilerinde zayıf kalmıştır. PH ve TBA değerleri açısından radurizasyonun değişiklik yaratmadığı gözlenmiştir. Bununla birlikte 3 kGy ışınlanmış örneklerin raf ömrü 27 gün civarında olurken 2 kGy ışınlı örnekler 24 günde, 1 kGy ışınlı örnekler 18 günde, vakumlu kontroller 15 günde, açık kontroller 9 gün civarında tüketim özelliğini yitirmiştir. Duyusal değerlendirmelerde alınan sonuçlarda ışınlanmış örneklerin renk, görünüş, aroma, gevreklik gibi özellikleri kontrollere göre farklı olmayıp, tüm gruplar pazarlanabilir nitelikte bulunmuşlardır.

  5. Most B cells in non-lymphoid tissues are naïve.

    Science.gov (United States)

    Inman, Charlotte F; Murray, Tamsin Zangerle; Bailey, Mick; Cose, Stephen

    2012-02-01

    The current view of lymphocyte migration states that naïve lymphocytes re-circulate between the blood and the lymph via the lymph nodes, but are not able to access non-lymphoid tissues. We examined B lymphocytes in peripheral tissues and found that the majority were phenotypically similar to naïve B cells in lymphoid tissues and were located within the parenchyma, not associated with blood vessels. The mutation rate within the Vh region of these cells was substantially less than the rate attributed to somatic hypermutation and was identical to that observed in naïve B cells isolated from the lymph nodes, showing the presence of naïve B cells in the non-lymphoid organs. Further, using FTY720-treated mice, we showed that naïve B cells migrate through the peripheral tissues and, using pertussis toxin, that the entry of B cells was not controlled by chemokine-mediated signalling events. Overall, these results show that naïve B lymphocytes constitute the majority of the total B-cell population in non-lymphoid tissues and suggest that these cells may re-circulate through the periphery as part of their normal migration pathway. This has implications for the current view of the role of naïve B cells in priming and tolerance.

  6. Kazein, Kazeinat ve Soya Proteini ile Hazırlanan Taklit Taze Kaşar Peynirlerinin Fizikokimyasal ve Tekstürel Özellikleri (İngilizce

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Pınar Balkır

    2015-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada, dört farklı tipte hileli ve iki tipte taklit taze kaşar peyniri üretilmiştir. Hileli taze kaşar üre­timlerinde elastik telemeye, her birinin erimiş kitledeki oranı %5 olacak şekilde rennet kazein, sodium kazeinat, kalsiyum kazeinat ve soya proteini izolatı katılmıştır (sırasıyla CRC, CSC, CCC, CSOY. Birinci parti taklit peynirlerin (R1 üretiminde rennet kazein, soya proteini izolatı, hidrojene pamuk yağı, NaCl, carrageenan, emülgatör, ikinci parti taklit peynirlerin (R2 üretiminde ise NaCl, modifiye nişasta, hidrojene pamuk yağı, su ve emülgatör kullanılmıştır. Kontrol amacıyla yerel bir süt işletmesinden taze kaşar pey­nirleri temin edilmiştir. Tüm peynir örneklerinde fizikokimyasal analizler, tekstür profil analizleri ve erime analizleri yapılmıştır. Taklit taze kaşar gruplarının kontrol ile karşılaştırıldığında, kurumadde (P<0.01 ve protein (P<0.01 içeriğinin daha düşük, kurumadde yağ içeriğinin ise daha yüksek olduğu görülmüştür (P<0.01. Tekstürel özellikler ve eriyebilirlik açısından en iyi sonuçlar rennet kazein içeren grup ve R2 grup­larında elde edilmiştir.

  7. Parcacik fizigi en kücügü kesfetme macerasi

    CERN Document Server

    Sekmen, Sezen

    2015-01-01

    Elinizdeki bu kitap biraz yukarı kuark, biraz aşağı kuark ve bir miktar da elektron namlı leptondan yapılmıştır. Bunlara ulaşmak için kitap çok büyük bir teknolojiyle çok küçük parçlara ayrıştırılabilir. Dahası, elde edilen kuark ve leptonlar farklı şekillerde bir araya getirilip kitap çilekli dondurmaya, fötr şapkaya ya da uzay gemisi motoruna da çevrilebilir. Çünkü kuarklar, leptonlar ve bir kısım diğerleri temel parçacıklardır yani evrendeki herşeyin nihai yapıtaşları. Öte yandan eğer kitabı daha faydalı ve ilginç şeylere dönüştürmek yerine okumak tercih edilirse içeriğinde evrenimizi doğumundan bugüne şenlendiren temel parçacıkların ve onları yakalamak için sürekli uğraşan meraklı fizikçilerin heyecanlı hikayesi bulunabilir.

  8. SIZINTI SUYUNUN ARITIMI İÇİN SU MERCİMEKLERİ KARIŞIMININ KULLANILMASI: II. DİĞER PARAMETRELER

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Murat Topal

    2012-08-01

    Full Text Available Bu çalışmada, sızıntı suyu arıtımı için Lemna gibba L., Lemna minor L., Spirodela polyrrhiza ve Wolffia arrhiza’dan oluşan su mercimekleri karışımı kullanılmış ve bitkili kesikli sistemde KOİ, pH ve elektriksel iletkenlik değişimleri araştırılmıştır. Deneysel çalışmalar, 4 adet reaktörde oda sıcaklığında gerçekleştirilmiştir. En yüksek KOİ giderim verimi, 5 ve 10 cm derinlikteki reaktörlerde sırasıyla %62,2 ve %60,1 olarak tespit edilmiştir. Başlangıçta 7,91 değerinde olan pH, farklı hidrolik bekletme sürelerinde 7,91-8,49 arasında olmuştur. Başlangıçta 5,59 mS/cm değerinde olan elektriksel iletkenlik, en yüksek 9,46 mS/cm değerine ulaşmıştır.

  9. Duygusal Zeka Din Öğretimi; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ve Duygusal Zeka Gelişim İlişkisi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Remziye Ege

    2015-11-01

    Full Text Available Duygusal zeka, bireyin, kendi duygularını anlaması, başkalarıın duygularına empati  beslemesi, duygu yönetimi, motivasyon ve duygularını yaşamı zenginleştirecek biçimde düzenleyebilme yetisi olarak tanımlanmaktadır. Din öğretimi yoluyla duygusal zeka becerilerinin ve yerisinin elde edileceği ve geliştirileceği düşünülmektedir. Bu makalede İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinin muhtevasından hareketle duygusal zeka gelişimi ile din öğretimi arasındaki paralel ilişkiye dikkat çekmek hedeflenmiştir. Söz konusu ilişki, din öğretiminin inanç, ibadet, dua, ahlak öğretim alanlarındaki konulardan örnekler üzerinde belirtilmiştir. Duygusal zeka, bireyin, kendi duygularını anlaması, başkalannın duygulanna empati beslemesi, duygu yönetimi, motivasyon ve duygularını yaşamı zenginleştirecek biçimde düzenleyebilme yetisi olarak tanımlanmaktadır. Din öğretimi yoluyla duygusal zeka becerilerinin ve yerisinin elde edileceği ve geliştirileceği düşünülmektedir. Bu makalede İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinin muhtevasından hareketle duygusal zeka gelişimi ile din öğretimi arasındaki paralel ilişkiye dikkat çekmek hedeflenmiştir. Söz konusu ilişki, din öğretiminin inanç, ibadet, dua, ahlak öğretim alanlarındaki konulardan örnekler üzerinde belirtilmiştir

  10. Cevher Hazırlama ve Proses Metalurjisi ile İlgili Anılar 3. BÖLÜM Bakır, Kobalt, Çinko ve Nikel Metalürjisi ve Öğrenim Üzerine Notlar

    OpenAIRE

    REY, Maurice; KARAHAN, Sabri

    1989-01-01

    1930 yılından önce Katanga'da bakır ve kobalt üzerine yapılan hidrometalurjik araştırmalar, liç tesislerinden atılan artıklardan seçimli çöktürme yoluyla metal eldesini ve uranyum cevherlerinin hidroklorik asitle liç edilmesini içermektedir. Liége'de, 1932-1939 yılları arasında, çinko elektrolizinde kurşun anodların korozyonu ve eser miktardaki kobaltın etkisi araştırılmış, daha sonra da Yeni Kaledonya'dan getirilen yüksek tenörlü nikel matlarının elektrolitik rafinasyonu incel...

  11. Öğretmen Adaylarının Çevre Kirliliğine ve Çevreyle İlgili Sivil Toplum Örgütlerine Yönelik Görüşleri / Teacher Candidates’ Views about Environmental Pollution and Non-Governmental Organizations Related to the Environment

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mustafa KAHYAOĞLU

    2012-06-01

    Full Text Available Bu çalışmanın temel amacı, ilköğretim öğretmen adaylarının çevre eğitimi konusundaki duyarlılıklarını ortaya koyabilmek adına, çevre kirliliğiyle ilgili algıları, çevreyle ilgili sivil toplum örgütleri hakkındaki görüşleri ve çevre sorunlarının çözümüne yönelik düşüncelerinin ortaya konulması ayrıca Türkiye’deki çevre ile ilgili sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma, 2010-2011 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Sınıf, Fen Bilgisi, Matematik ve Sosyal Bilgiler öğretmenliği programında gönüllülük esası ile seçkisiz (random olarak belirlenen ve son sınıfta öğrenim gören 37 öğrenci ile yürütülmüştür. Verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, öğretmen adayları çevreyle ilgili sivil toplum örgütlerinin görevleri hakkında yeterli bilgiye sahipken, bunlardan bir bölümünü tanımamaları dikkat çekicidir. Bu durum sivil toplum örgütlerinin çevre eğitimine yönelik faaliyetlere yer vermesine karşın ulusal anlamda amacına ulaşmadığını da ortaya koymaktadır.

  12. KALİTELİ UYKU VE UYKU BOZUKLUKLARI / QUALITY SLEEP AND SLEEP DISORDERS

    OpenAIRE

    Algın, Demet; Akdağ, Gönül; Erdinç, Oğuz

    2018-01-01

    Özet: Uyku sağlık ve yaşamımızın iyi bir şekilde devamı için önemli bir role sahiptir. Kaliteli uyku zihinsel sağlığımızı, fiziksel sağlığımızı, hayat kalitemizı korumamıza yardım eder ve güvenliğimiz için gereklidir. Uykunun başlatılması ve sürdürülmesi kortikal ve subkortikal birçok beyin bölgesinin işlevi ile gerçekleşir. Uykunun başlatılmasında öncelikle ön hipotalamustan gelen döngüsel girdiler ve endojen kimyasal uyarılar doğrultusunda hipotalamusta ventrolateral preoptik çekirdeğin rol...

  13. BAĞDA SİLKME VE SİLKMEYE NEDEN OLAN FAKTÖRLER

    OpenAIRE

    BAHAR, ELMAN; KORKUTAL, İLKNUR; DOĞAN, AHU ZÜBEYDE

    2009-01-01

    Bağda görülen önemli problemlerden biri olan silkme üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bu derleme ile tür ve çeşitlerin fizyolojik ve genetik özellikleri, toprak koşulları, iklim, hastalık ve zararlılar ile yetersiz ve hatalı kültürel işlemler sonucu meydana gelen silkmenin nedenleri açıklanmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda; fizyolojik kökenli silkme başlığı altında; asmanın gelişme kuvveti, kusurlu çiçek yapısı, yetersiz tozlanma ve döllenme üzerinde durulmuştur. İklim kökenli silkme ana başl...

  14. Küreselleşme ve Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen

    OpenAIRE

    GÜRKAN, ÖMER

    2001-01-01

    Son dönemlerin çok sık duyduğumuz sözcüklerinden biri “küreselleşme”, bazen ekonomik ilişkilerin yoğunlaşması, mal ve hizmetlerle emek ve sermayenin artan bir serbestlikle tüm dünyada dolaşması, bazen kültür, inanç ve ideallerin benzeşmesi olarak tanımlanmaktadır. Çok genel bir ifadeyle, küreselleşme, her tür değer ve birikimin ulusal sınırları aşarak dünya çapında yaygınlaşması şeklinde, tanımlanabilir. Ekonomik açıdan bakıldığında ise, küreselleşme, üretim, ticaret ve sermaye ile işgücü ha...

  15. FILMSKA INDUSTRIJA KAO PROMOTOR TURISTIČKE DESTINACIJE ZA MLAĐU POPULACIJU

    OpenAIRE

    Bagarić, Lidija; Jelić, Antonia; Meštrović, Dunja

    2018-01-01

    Filmski turizam postaje sve popularniji na globalnom turističkom tržištu, konkurencija među destinacijama domaćinima sve je veća, pa se ulažu veliki napori u privlačenju filmskih setova, a filmski lokaliteti odigravaju značajnu ulogu u planiranju marketinških aktivnosti turističkih destinacija. Ovim radom nastoji se istražiti utjecaj gledanja filmova na odluku o odabiru turističke destinacije kod mlađe populacije. Postavljene su hipoteze koje pretpostavljaju da filmovi utječu na odluku ispita...

  16. Corium Spreading Over Concrete: The Vulcano VE-U7 and VE-U8 Tests

    International Nuclear Information System (INIS)

    Journeau, Christophe; Boccaccio, Eric; Fouquart, Pascal; Jegou, Claude; Piluso, Pascal

    2002-01-01

    Two experiments have been performed in the VULCANO facility in which prototypic corium has been spread over concrete. In the VE-U7 test, a mixture representative of what can be expected at the opening of EPR reactor-pit gate has been spread on siliceous concrete and on a reference channel in inert refractory ceramic. The spreading progression was not much affected by the presence of concrete and sparging gases. In the VE-U8 test, a UO 2 -ZrO 2 mixture, prototypic of in-vessel corium, has been spread over a lime-siliceous concrete. Although residual power was not simulated in this experiment, up to 2 cm of concrete have been eroded during the test. Results in terms of spreading behaviour, effects of gases, concrete erosion and thermal attack are presented and discussed. (authors)

  17. REBIRTH OF AN OLD HISTORY: INTERTEXUAL ANALYSIS OF THEME AND IMAGERY IN BLACK BOOK IN FIRST CONTEXT ESKİ BİR HİKÂYENİN YENİDEN DOĞUŞU: KARA KİTAP’TAKİ İZLEK VE İMGELEMİN METİNLERARASILIK BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ülkü ELİUZ

    2012-01-01

    reaching divine love from human love Modern Türk edebiyatı metinlerinde, “eski”nin zamansal ve mekânsal sınırlamaları aşılarak kültürel bellek mekânları metinsel arketip niteliğinde kullanılır. Geleneğin aşılacak değil, kaynak olarak kullanılacak bir birikim şeklinde algılanması gerektiğinin göstergesi olan bu metinlerde özellikle içerik ödünçlemesi yapılarak Doğu ve Batı edebiyatlarının evrensel izlekleri metinlerarası yöntemlerle yeniden yazılır. Hafızanın ayak seslerinin tüm anlatı boyunca varlığını sürdürdüğü Orhan Pamuk‟un Kara Kitap adlı romanı da gelenek-modernizm buluşmasında varlık bulan postmodern bir yeni‟den yazma/ yeni‟den yaratma çabasının sonucudur. Eserde eski imgeler (Hüsn ü Aşk, Mantıku‟t- Tayr, Mevlana-Şems aşkı ile yeni metin arasında bir sürerlilik ve bütünlük oluştuğu görülür. Kara Kitap‟ın arka planında Şeyh Galip‟in Hüsn ü Aşk, Attar‟ın Mantıku‟t-Tayr adlı mesnevileri ve Mevlana-Şems imgeleri ile aktarılan kendi-öteki bütünleşmeleri yer alır. Üç metin de metaforik bir arayış yolculuğunun hikâyesini yansıtırlar. Tasavvufi düşünceye göre “arayış” kendi varoluş hakikatine (insan-ı kâmil ulaşmak isteyen insanın içsel yolculuğu (seyr ü sülûk dur. Söz konusu arayışı motive eden güç ise “aşk”tır. Bu bağlamda üst anlatı (tasavvuf ile gönderge metinler (Hüsn ü Aşk; Mantıku‟t-Tayr; Mevlana-Şems aşkı ve ana metnin (Kara Kitap, sabit ve değişmez bir doğası olmayan bireye ait hiç bitmeyen değerleri aktaran yaratım deneyimleridir.Bu çalışma, geçmişin, „şimdi‟nin, belleğin ve bireysel özdeşliğin devamlılığına olanak tanıyan bu metinlerin gelenek-içi parametrelerin kuramsal ve yöntemsel kullanımları bağlamında metinlerarası incelenmesinden oluşmaktadır. Bireye ve topluma ait değerler dizgesinin irdelendiği; söylemsel izlekler ve tinsel bağıntıda bulu

  18. Ülkemizde Yetiştirilen Başlıca Buğday Çeşitlerinin ve Unlarının Tiamin ve Riboflavin Miktarları

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Recai Ercan

    2015-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada, ülkemizde yetiştirilen başlıca buğday çeşitlerinin ve bunların laboratuvar değirmeninde öğütülmesiyle elde edilen unlarının B1 ve B2 vitaminleri miktarı saptanmıştır. Araştırmada 18 buğday çeşidi kullanılmıştır. Buğdaylarda B1 ve B2 vitaminleri miktarı çeşit ve yetişme yerine bağlı olarak değişmektedir. Genellikle sert buğdaylar, yumuşaklardan daha zengin bulunmuştur. Unlarda B1 ve B2 vitamin miktarlarının buğday çeşidi ve randımanı ile ilişkili olduğu görülmüştür. Un randımanı arttıkça vitamin miktarları da artmaktadır.

  19. Escuela, conocimiento y saber NASA. Aspectos críticos para una política educativa intercultural en Colombia

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Víctor Alonso Molina Bedoya

    2015-09-01

    Full Text Available El artículo presenta los resultados alusivos a la educación, el saber y el conocer de la investigación: “Cosmovisión de la unidad en un territorio indígena de Colombia”. El proyecto tuvo como propósito reconocer las relaciones entre el ocio, la producción, la educación y el desarrollo sostenible y se realizó a partir de un ejercicio etnográfico, a la manera de un oficiar el sentido y la mirada para explorar las tramas de sentido cultural de la comunidad. Lo que implicó una estadía en el resguardo indígena por más de 180 días, durante los cuales se realizó observación de diversas prácticas cotidianas y entrevistas semi-estructuradas que fueron registradas en el diario de campo. El análisis se hizo a partir del método de comparación constante. Como resultados se destacan: la tensión entre las prácticas educativas propias y el interés integracionista de la educación oficial. Al igual que el deseo de las comunidades por consolidar sus procesos formativos desde una relación respetuosa de los saberes, los seres y de lo social. A manera de conclusión se manifiesta quees necesario avanzar en la construcción de proyectos educativos simétricos que permitan el diálogo de seres y de saberes para edificar la nación diversa, como está plasmado en la Constitución Política de 1991 donde se reconoce a Colombia como una nación multicultural y pluriétnica.

  20. Sinemada uyarlama sorunsalı ve auteur bir yönetmen olarak Aki Kaurismaki

    OpenAIRE

    Mirza, Ayşe

    2016-01-01

    Bu çalışmada Aki Kaurismaki’nin Suç ve Ceza (Rikos ja rangaistus, 1983), Hamlet Goes Business (Hamlet liikemaailmassa, 1987) ve Kibritçi Kız (Tulitikkutehtaan tyttö, 1990) adlı uyarlama filmleri, auteur kuram ve minimalist üslup açısından incelenecektir. Bu bağlamda filmlerin analizlerine geçilmeden önce, uyarlama filmlerin tarihsel gelişimi ve bu konudaki tartışmalar, auteur kuram ve sinemada minimalizm konuları ele alınacak, ardından ilgili filmler betimleyici analiz yoluyla değerlendirilec...

  1. Saber y conocer: Un plan para su ensenaza (To know and to be acquainted with: A teaching plan).

    Science.gov (United States)

    Lizardi-Rivera, Carmen M.

    1995-01-01

    Focuses on how to teach English-speaking students of Spanish the practical distinction between the verbs, "saber" (to be cognizant of) and "conocer" (to be acquainted with). This article describes a solution proposed by K. Taylor for explaining the limits of the two verbs and examines similar proposals delineated in three other Spanish textbooks.…

  2. Premodern’den Postmodern’e Benliğin ve Kutsalın Dönüşümü: Narsisist Benliğin Kutsal Algısı / Transformation of Knowledge and Sacred from Premodern to Postmodern: The Sacred Perception of Narcissist Self

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ahmet GÜVEN

    2015-07-01

    Full Text Available Benlik kavramını, vülgarize ederek söylemek gerekirse, modern öncesi ve sonrası olmak üzere ayırmak gerekir. Modern düşüncenin “bilgi”nin mahiyeti üzerinde meydana getirmiş olduğu dönüşüm öncelikle benlik algısını ve kaçınılmaz olarak kutsal algısını değiştirmiştir. Geleneğin içinde merkezi konuma sahip olan “kutsal bilgi” (scentia sacra benliğe, ancak “Külli akl” (intellect ile varlık sahası tanımış ve benliği terbiye edilmesi gereken “nefs” olarak görmüştü. Modern düşünce ise “bilen” ve “bilinen” benlik ayrımını yaparak bilginin merkezini ilahi olandan beşeri olana taşıyarak bilginin “desacralizasyonunu” (kutsallıktan arındırma temin etmiştir. Geleneğin çok katmanlı hakikat telakkisi yerine geçen modernizmin tek boyutlu ve dayatmacı hakikat algısına tepki olarak postmodern zamanlarda hakikatin ulaşılamaz olduğu fikrine dayanan hakikatin izafiliği düşüncesi doğmuştur. Bu postmodern düşünce narsisist benliğin ortaya çıkışında en etkili unsurdur. / To clarify the concept of the self, it is necessary to consider the term in two periods as premodern and postmodern. The transformation realized in the essence of the “information” by modern thought, changed initially the perception of the self and then inevitably the perception of sacred. The sacred knowledge (scentia sacra which had a central place in traditional thought entitled self to exist only in divine intelligence (intellect and the tradition regarded the self as the personality which must be disciplined. However, modern thought made a separation between the self that knows and the self that is known, and desacralized the information by shifting the center of the information from divine to the human one. The thought about the relativity of the truth which based on idea of the inaccessibility of the truth was born in postmodern times as a reaction to the perception of the one

  3. Salicornia, Sarcocornia ve Arthrocnemum cinslerinin (Chenopodiaceae) Türkiye taksonomik revizyonu

    OpenAIRE

    YAPRAK, Ahmet Emre

    2008-01-01

    Bu çalışmada Türkiye’de bulunan Salicornia L., Sarcocornia A. J. Scott ve Arthrocnemum Moq. cinslerine ait türlerin morfolojik, karyolojik, biyocoğrafik özelliklerinin ve filogenetik ilişkilerinin tanımlanması amaçlanmıştır. Araştırmalar sonucunda Türkiye Florasında verilen Salicornia fragilis P. W. Ball & Tutin, Salicornia europaea L. ve Sarcocornia fruticosa &l...

  4. Unabomber: “Sanayi Toplumu ve Geleceği”

    OpenAIRE

    URAL, Mustafa Nuri; TÜRKAL, İhsan

    2015-01-01

    Ancak çok az şey toplumu Sanayi Devriminin değiştirdiği kadar köklü ve derinden değiştirmiştir. Hiç kimse isteyerek modern hayatın nimetlerinden vazgeçmeye gönüllü gözükmüyor. Ama giderek artan problemler birçok düşünce insanı tarafından yüksek sesle dile getiriliyor. Theodore John Kaczynski kitabında modern toplumun sorunlarını, teknolojinin bu bağlamdaki etkisini, çözümleri ve devrimin önündeki tehlikeleri analitik bir biçimde inceliyor. Gerek yöntemiyle gerek oluşum süreciyle ve içeriğiyle...

  5. Kutadgu Bilig’de Yiyecek Ve İçecek Adları Names Of Food And Drink In "Knowledge For Wealth" (Kutadgu Bilig

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Elif Şebnem KOBYA

    2013-09-01

    Full Text Available Kutadgu Bilig written by Yusuf Has Hacib in the 11th century, tells about the path to be followed in order to be happy both in this life and hereafter. The work consists of dialogues of four characters. This characters are; Kün Todgı (Justice, Ay Toldı (Happiness, Ögdilmiş (Reason, and Odgurmış (Result. In the dialogues of these four characters, we come across with various cultural elements. The work is precious in terms of reflecting cultural properties as well as being important in terms of literature.Change in the life style of the settled Turks has also been reflected on their culture. Eating and drinking habits of Turks, who are engaged in livestock and agriculture, manifests difference in this sense. In human life, nutrition is the most important primary need. From primitive times on, food is the vital life source. Eating and drinking habits of each culture differs according to their life conditions. Concordantly, in Kutadgu Bilig, table set up, a part of culture, appears with names of food and drinks related to kitchen culture, as well as with given banquets.In this study, named of food and drinks are identified and their usage is determined. Nineteen food and eighteen drink names are identified in Kutadgu Bilig. Names of the identified food and drink names are given alphabetically. In some examples of the work, words are used which have the same meaning, but differently named. In the essay, this naming also takes part within alphabetic classification. Yusuf Has Hacib tarafından 11. yy’da yazılan Kutadgu Bilig, her iki dünyada da mutluluğa ulaşmak için izlenmesi gereken yolu anlatmaktadır. Eser, dört karakterin diyaloglarından oluşmaktadır. Bu karakterler şunlardır: Kün Togdı (Adalet, Ay Toldı (Mutluluk, Ögdülmiş (Akıl, Odgurmış (Akıbet. Bu dört karakter arasında geçen konuşmalarda, çeşitli kültür öğeleri ile karşılaşmaktayız. Eser, edebiyat bakımından önemli olduğu kadar kültür

  6. Construindo o diálogo entre saberes para ressignificar a ação educativa em saúde Construyendo el diálogo entre saberes para resignificar la acción educativa en salud Establishing a dialogue regarding technical-scientific and common sense knowledge for an effective health education

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Valéria Marli Leonello

    2009-01-01

    Full Text Available OBJETIVO: Identificar, na perspectiva dos diferentes sujeitos implicados, as possibilidades de aproximação entre o saber profissional e o de senso comum, envolvidos nas atividades educativas desenvolvidas pela enfermeira em seu processo de trabalho assistencial. MÉTODOS: Utilizou-se como referencial teórico-metodológico o materialismo histórico e dialético. Foram entrevistados 30 sujeitos: cinco docentes, cinco graduandos, dez enfermeiras; dois gestores e oito usuários de dois serviços de saúde. Os discursos foram submetidos à análise de discurso. RESULTADOS: Os discursos revelaram que os profissionais valorizam a alteridade, ou seja, a presença e a voz do usuário dos serviços de saúde. Os usuários sinalizaram sua autonomia como "sujeitos em relação" com o saber técnico-científico. CONCLUSÃO: A articulação dos diferentes saberes é fundamental para o desenvolvimento de ações educativas mais dialógicas, participativas e potencialmente transformadoras da realidade em saúde.OBJETIVO: Identificar, en la perspectiva de los diferentes sujetos implicados, las posibilidades de aproximación entre el saber profesional y el de sentido común, involucrados en las actividades educativas desarrolladas por la enfermera en su proceso de trabajo asistencial. MÉTODOS: Se utilizó como referencial teórico-metodológico el materialismo histórico y dialético. Fueron entrevistados 30 sujetos: cinco docentes, cinco graduados, diez enfermeras; dos gestores y ocho usuarios de dos servicios de salud. Los discursos fueron sometidos al análisis de discurso. RESULTADOS: Los discursos revelaron que los profesionales valorizan la alteridad, o sea, la presencia y la voz del usuario de los servicios de salud. Los usuarios señalaron su autonomía como "sujetos en relación" con el saber técnico-científico. CONCLUSIÓN: La articulación de los diferentes saberes es fundamental para el desarrollo de acciones educativas más dial

  7. Membran Distilasyon ve Ozmotik Distilasyon ile Meyve Suyu Konsantrasyonu

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Pelin Onsekizoğlu

    2015-02-01

    Full Text Available Geleneksel termal evaporasyonla meyve suyu konsantresi üretiminde uygulanan yüksek sıcaklıklar, uçucu aroma maddeleri, vitaminler ve diğer besin öğelerinde kayıplar, pişmiş tat oluşumu, renk bozulması ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Geleneksel uygulamaların yerini almak üzere, hem iyi kalitede hem de güvenilir ürün üretimine olanak tanıyan alternatif konsantrasyon teknolojileri gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Bu teknolojiler arasında, membran distilasyon ve ozmotik distilasyon gibi membran uygulamaları meyve sularının oda sıcaklığında veya buna yakın sıcaklıklarda 60-65 ˚Briks ve hatta daha yüksek seviyelere konsantrasyonuna olanak sağlamaları bakımından ön plana çıkmışlardır. Çalışmada, taze ürün karakteristiklerine yakın ürün üretiminde gelecek vadeden bu membran uygulamalarının temel ilkeleri ve meyve suyu sanayinde kullanım potansiyelleri hakkında bilgi verilmiştir.

  8. Mersin-Kadıncık Havzası’ndaki Sedir (Cedrus libani A. Rich. ve Karaçam (Pinus nigra Arnold. ağaçlandırmalarının boy gelişimi ile bazı yetişme ortamı özellikleri arasındaki ilişkiler

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Dr. Sevda POLAT

    2014-12-01

    Full Text Available Mersin Orman Başmüdürlüğü Toprak Muhafaza ve Mera Islâhı Tatbikat Grup Müdürlüğü’nce hazırlanan Kadıncık Su Toplama Havzası Ön Etüt Raporu ve Tatbikat Raporu (OGM, 1968 uyarınca Kuzboğazı Dere Havzası ağaçlandırmıştır. Bu çalışma, Türkiye’nin en eski, Mersin ilinin ilk ağaçlandırmalarından biridir. Havzada sedir ve karaçam türlerinin farklı yükselti/iklim kuşağı, bakı, anakaya ve farklı meşcere kuruluşlarındaki boy gelişmeleri değerlendirilerek yetişme ortamı özellikleri ile ilişkileri araştırılmıştır. Kuzboğazı Dere Havzası’nda sedir ve karaçamların üst boyu ile bakı, toprakların bir m³ hacimdeki değerlerinden kum miktarı, ince toprak miktarı, iskelet hacmi, organik karbon ve tüm azot miktarları arasında önemli ilişkiler bulunmuştur. Havzada güney bakı grubundaki sedir ve karaçamların üst boyları kuzey bakı grubundaki sedir ve karaçamlara göre daha fazladır. Kuzboğazı Dere Havzası’nda 38 yaşındaki meşcerelerde sedirin ulaştığı en yüksek üst boy; orta sedir kuşağında, dolomitik kireç taşlarından oluşmuş topraklarda, güney bakı grubundaki karaçam ile karışık meşcerede 15,10 m’dir. Karaçamda ise; orta sedir kuşağında, kalkşist anakayasından oluşmuş topraklarda, güney bakı grubunda ve sedir ile karışık meşcerede 14,45 m’dir. Kuzboğazı Dere Havzası ağaçlandırmasında 38. yılın sonunda ortalama hacim 197,11 m³/ha olarak hesaplanmıştır. Yıllık hacim artımı 5,19 m³/ha’dır. Araştırmaya göre; Doğu Akdeniz Bölgesi’nde deniz etkisine açık, 1500-2000 m yükseltide, eğimin > % 40 olduğu, dolomitik kireç taşı ve kalkşist anakayalarından oluşmuş topraklarda yapılacak ağaçlandırma çalışmalarında, kuzey bakılarda karaçam, güney bakılarda sedirin tercih edilmesi önerilmektedir.

  9. BİR İŞLETMENİN UYGULADIĞI FARKLILAŞTIRMA STRATEJİSİNİN PAZARIN KURUMSAL DEĞİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TÜRKİYE KUPON PAZARI ÖRNEĞİ - THE EFFECT OF ONE FIRM’S DIFFERENTIATION STRATEGY ON THE INSTITUTIONAL CHANGE OF THE MARKET: THE CASE OF TURKEY COUPON MARKET

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Eyüp TAYŞİR

    2012-11-01

    Full Text Available Özet:Günümüzde stratejik yönetim düşüncesi işletmeleraçısından büyük önem taşımaktadır. Hemen tüm işletmelervizyonlarından bahsetmekte ve bu vizyona ulaşmak için nasılbir strateji seçmeleri gerektiğini belirlemeye çalışmaktadırlar.Stratejik yönetimin başarıya ulaşmasında birçok faktörün rolüolduğu bilinmektedir. Bu anlamda teknoloji kavramı ileişletme stratejisi arasında da güçlü bir ilişki söz konusudur.Çalışma içerisinde hizmet sektöründe faaliyet gösteren vefarklılaştırma stratejisini benimseyen bir işletmenin teknolojistratejiuyumunu başarıyla ilişkilendirerek stratejikamaçlarına nasıl ulaştığı incelenmektedir. Buna ek olarak budurumun rakipler ve pazar yapısı üzerinde ne gibi etkileriolduğu da çalışma içerisinde ele alınan bir diğer konudur.Araştırmada incelenen örnek olay göstermektedir ki teknolojistratejiuyumunu sağlayan bir işletme; giriş engellerini aşma,rakiplerin öğrenme eğrilerini silme, farklılık yaratma,maliyetleri azaltma, yenilik ve iyileştirme elde etme gibiavantajlara sahip olabilmekte ve bu avantajlarla pazaryapısında özellikle yapılan işin teknolojisine ilişkinkurumların değişimini tetikleyebilmektedir.Abstract:Nowadays companies matter strategic managementidea. Almost every company mention their vision and try tofind out that which strategy should be followed in order toreach this vision. It is well known that various factors affectthe success of strategic management. One of these factors isabout the technology-strategy relation. In this study, it isanalyzed that how a service sector company could achieve itsstrategic goals by ensuring technology-strategy harmony. Inaddition, the effects of this case on the market structure andcompetition are analyzed. This case shows that companieswhich ensure the technology-strategy harmony gain thefollowing advantages: getting over the entry barriers, reducingthe effect of competitors

  10. Güney-Batı Anadolu Bölgesindeki kızılçam (Pinus brutia Ten. kültür ormanlarında değişik silvikültürel uygulamalara göre artım ve büyüme ilişkileri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Dr. Neşat Erkan

    2017-11-01

    Full Text Available Bu çalışma ile sıklık çağına gelmiş kızılçam ağaçlandırma alanlarında yapılacak değişik dozdaki ayıklamaların ve aralamaların, meşcere artım ve büyümesi üzerine olan etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, 1982-2016 yılları arasında Kaş-Tekircik ve Eğirdir-Aşağı Narlı kızılçam ağaçlandırma alanı olmak üzere iki yerde yürütülmüştür. Rastlantı blokları deneme deseni kullanılmış; Kaş ve Eğirdir deneme alanlarında toplam 5 blok ve 35 parselden elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Araştırmada aralama şiddeti işlem olarak; 1 kontrol, 2 mutedil aralama ve 3 şiddetli aralama şeklinde üç işlemli bir uygulama yapılmıştır. Deneme parsellerinde, kontrol parselleri hariç olmak üzere, 1990 ve 2004 yıllarında, meşcerenin ihtiyaç gösterdiği parsellerde ve düzeyde aralamalara devam edilmiştir. Araştırma sonucu; Meşcereye müdahale edilen parsellerde, 1985, 1990 ve 2004 yıllarında yapılan ölçme sonuçlarına göre Ortalama çapın, belirgin bir şekilde arttığını göstermiştir. Yine her iki yerde, toplam 5 blok üzerinden yapılan varyans analiz sonucunda, aralamaların göğüs yüzeyi ve kalan meşcere hacmi üzerinde p<0,05 anlamlılık düzeyinde etkili olduğu anlaşılmıştır. Parsellerde 44. yaşında, kalan meşcere hacmi için yapılan varyans analizi sonuçlarına göre, aralama şiddetinin kalan meşcere hacmi üzerinde etkili olduğu gözlenmiştir. Genel meşcere hacminin ise, yapılan istatistik analizler sonucunda p<0,05 anlamlılık düzeyinde, aralamalardan etkilenmediği sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak, kızılçam ormanlarında, işletme amaçları çerçevesinde, büyümeyi kaliteli gövdeler üzerinde toplamaya yönelik olarak, büyümenin hızlı olduğu genç yaşlarda, ekonomik açıdan da uygun olacağı düşüncesi ile müdahale sıklığını azaltmak ve bunun için de şiddetli aralama ile göğüs y

  11. AN ASSESSMENT ON THE TOPICS RELATED TO PHONOLOGY AND PHONETICS CONTAINED IN THE HIGH SCHOOL COURSE BOOKS ORTAÖĞRETİM DİL BİLGİSİ KİTAPLARINDAKİ SES BİLGİSİ ve SES BİLİMİYLE İLGİLİ KONULAR ÜERİNE BİR DEĞERLENDİRME

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mehmet SOLMAZ

    2011-06-01

    Full Text Available Course books are the most widely used sources by both students and teachers in attaining knowledge. Researches show that in language teaching classes also the most widely used materials are the course books. The purpose of this study was to appraise the grammar course books in the secondary schools, where at least four million students go on, on the account of phonetics and aspects related to phonetics. Three different grammar books prepared for different programs were analyzed and many lackings and shortcomings were realized related to phonetics and issues related to phonetics. The findings of the study showed that scientific principles and methods are not applied enough in the preparation of the grammar course books Ders kitapları, bilgiye ulaşma konusunda öğrenciler ve öğretmenler tarafından günümüzde en sık başvurulan ders araçlarıdır. Yapılan araştırmalar, dil bilgisi öğretiminde de en çok kullanılan öğretim malzemelerinin ders kitapları olduğunu ortaya koymaktadır. Bu araştırmada, dört milyondan fazla öğrencinin öğrenim gördüğü ortaöğretim basamağında kullanılan dil bilgisi ders kitapları, dil biliminin ses bilgisi ve ses bilimi alanıyla ilgili konular açısından değerlendirilmiştir. Farklı öğretim programları için hazırlanmış olan üç ayrı ders kitabının incelendiği çalışmada, söz konusu ders kitaplarında ses bilgisi ve ses bilimiyle ilgili çeşitli eksikliklerle ele alınan konularda birçok problem tespit edilmiştir. Araştırmanın bulguları, ortaöğretim basamağında kullanılan dil bilgisi ders kitaplarının hazırlanmasında bilimsel ilke ve yöntemlere yeterince uyulmadığını ortaya koymaktadır.

  12. Türkiye'de Halk Kütüphaneleri Bölge Seminerleri: "İyi Uygulama Örneği" Olarak Bir Deneyimin Değerlendirilmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Bülent Yılmaz

    2008-03-01

    Full Text Available Bu çalışmada, Türkiye 'deki halk kütüphanelerinde çalışan kütüphaneci ve yöneticiler için 2006-2007 yıllarında Türk Kütüphaneciler Derneği, Goethe- Insitut ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen bölge seminerleri değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, önce, seminerler süreci özetlenmiş, seminerlerin hedef, kapsam, yöntem ve organizasyon yapıları ele alınmıştır. Daha sonra, seminer katılımcılarına uygulanan anket ile elde edilen veriler irdelenmiştir. Sonuçta, çalışan halk kütüphanecisi ve yöneticilerinin yaklaşık %25 'ine ulaşıldığı 9 bölge seminerinin Türk halk kütüphanecileri için son derece katkı sağlayıcı olduğu ve hizmet içi eğitim konusunda ciddi gereksinimleri bulunduğu anlaşılmıştır.

  13. Saberes relacionados ao autocuidado entre mulheres da área rural do sul do brasil

    OpenAIRE

    Thum, Moara Ailane; Ceolin, Teila; Universidade Federal de Pelotas; Borges, Anelise Miritz; Heck, Rita Maria; Universidade Federal de Pelotas

    2011-01-01

    Este estudo teve por objetivo conhecer as ações de autocuidado de um grupo de mulheres rurais do município de Pelotas, Rio Grande do Sul. Tratou-se de uma pesquisa qualitativa, com 11 mulheres, residentes na área rural do município. A coleta de dados ocorreu entre maio e junho de 2010, através de entrevista semiestruturada. Foi realizada a análise de conteúdo por temas. As informantes mais antigas participam do grupo na comunidade há 12 anos, realizando trabalhos manuais e trocas de saberes s...

  14. Design guidelines for teaching about design guidelines for educational WWW-sites

    NARCIS (Netherlands)

    Collis, Betty; Winnips, Koos; Ottmann, Thomas; Tomek, Ivan

    1998-01-01

    This paper describes how the authors use a mixture of World Wide Web (WWW)-based functionalities and new didactics to teach educational technology students at the University of Twente (Netherlands) about the design of WWW-based learning environments. Topics discussed include: (1) the content of

  15. Artvin, Rize ve Trabzon’daki Doğal Kaynak Sularında Toplam Alfa, Toplam Beta Aktivite Değerlerinin Belirlenmesi ve Jeoistatistiksel Olarak Modellenmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Yaşar Kobya

    2014-11-01

    Full Text Available Trabzon, Rize ve Artvin yaklaşık 18000km2 alan üzerine kurulmuş ve yaklaşık 2 milyon insanın yaşadığı Türkiye’nin en kuzey doğusunda bulunan üç ildir. Bu üç ilde toplam 20 tane içme suyu kaynağından örnekler alındı ve bunların toplam alfa, toplam beta aktivite değerleri Berthold LB770 marka alfa, beta sayım cihazı kullanılarak belirlendi. Toplam alfa aktivite değerleri 1.7-114.2 Bq/L ve toplam beta aktivite değerleri ise 2.9-90.8 Bq/L aralıklarında ölçüldü. Bulunan bu değerler dünya sağlık örgütü (WHO’nün limit değerleri ve yapılmış diğer benzer çalışmalarla karşılaştırıldı. Elde edilen veriler için klasik istatistik hesaplamalar yapıldı. Ayrıca jeoistatistik analiz yöntemi kullanılarak eş-doz eğrileri oluşturuldu ve harita üzerinde gösterilerek bölge için bir risk haritası oluşturuldu.

  16. KADIN YOKSULLUĞU VE KADIN SAĞLIĞI ÜZERİNE YANSIMALARI

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Seda KOCABACAK

    2014-08-01

    Full Text Available Cinsiyet eşitsizliği, yoksulluk ve iyi olmayan sağlık durumunun önemli nedenlerinden biridir. Kadınlar sosyal hayatın birçok alanında cinsiyet ayrımcılığı ile karşı karşıya kalırlar: sağlık hizmetlerinden yararlanma, eğitim, istihdam koşulları, sosyal ve ekonomik yaşam, politik haklar ve ahlaki sorumluluklar bunların bazılarıdır. Bazı toplumsal kabuller ya da ailelerin ekonomik zorlukları kız çocukların okuldan uzak kalmasına yol açabilmektedir. Eğitimsizlik ya da yetersiz eğitim ise özel nitelikler gerektirmeyen ya da düşük gelir sağlayan işlerde çalışılmasına yol açmaktadır. Bu kısıtlılıklar ve eşitsizlikler kadın sağlığı ve refahı üzerinde doğrudan ya da dolaylı etkilere sahiptir. Eğitimli ve refah sahibi kadınlar kadın sağlığı, çocuk sağlığı, aile sağlığı ve hatta tüm toplumun sağlığının geliştirilmesine katkı sağlarlar. Bu çalışmanın amacı ilk olarak kadın yoksulluğu ve sağlığı arasındaki ilişkiyi tartışmak ve Türkiye’ye ilişkin verilerle değerlendirmeler yapmaktır.

  17. Second-Line Hormonal Therapy for Men With Chemotherapy-Naïve, Castration-Resistant Prostate Cancer: American Society of Clinical Oncology Provisional Clinical Opinion.

    Science.gov (United States)

    Virgo, Katherine S; Basch, Ethan; Loblaw, D Andrew; Oliver, Thomas K; Rumble, R Bryan; Carducci, Michael A; Nordquist, Luke; Taplin, Mary-Ellen; Winquist, Eric; Singer, Eric A

    2017-06-10

    Purpose ASCO provisional clinical opinions (PCOs) offer direction to the ASCO membership after publication or presentation of potential practice-changing data. This PCO addresses second-line hormonal therapy for chemotherapy-naïve men with castration-resistant prostate cancer (CRPC) who range from being asymptomatic with only biochemical evidence of CRPC to having documented metastases but minimal symptoms. Clinical Context The treatment goal for CRPC is palliation. Despite resistance to initial androgen deprivation therapy, most men respond to second-line hormonal therapies. However, guidelines have neither addressed second-line hormonal therapy for nonmetastatic CRPC nor provided specific guidance with regard to the chemotherapy-naïve population. Recent Data Six phase III randomized controlled trials and expert consensus opinion inform this PCO. Provisional Clinical Opinion For men with CRPC, a castrate state should be maintained indefinitely. Second-line hormonal therapy (eg, antiandrogens, CYP17 inhibitors) may be considered in patients with nonmetastatic CRPC at high risk for metastatic disease (rapid prostate-specific antigen doubling time or velocity) but otherwise is not suggested. In patients with radiographic evidence of metastases and minimal symptoms, enzalutamide or abiraterone plus prednisone should be offered after discussion with patients about potential harms, benefits, costs, and patient preferences. Radium-223 and sipuleucel-T also are options. No evidence provides guidance about the optimal order of hormonal therapies for CRPC beyond second-line treatment. Prostate-specific antigen testing every 4 to 6 months is reasonable for men without metastases. Routine radiographic restaging generally is not suggested but can be considered for patients at risk for metastases or who exhibit symptoms or other evidence of progression. Additional information is available at www.asco.org/genitourinary-cancer-guidelines and www.asco.org/guidelineswiki .

  18. MARGUERITE YOURCENAR’IN ATEŞLER VE DÜŞ PARASI ADLI YAPITLARINDA MİTOLOJİ VE METİNLERARASILIK / MYTHOLOGY AND INTERTEXTUALITY IN MARGUERITE YOURCENAR’S WORKS ATEŞLER AND DÜŞ PARASI

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Esra BÜYÜKŞAHİN

    2016-06-01

    Full Text Available Mitos insanda varlık düşüncesinin ve dilin gelişimi ile birlikte ortaya çıkmış ve bu ikisi gibi insanın en temel zihinsel etkinliklerinin birer parçası olmuştur. Tarihsel çizgisellik içinde ilkel insan topluluklarından Ortaçağ toplumlarına, sanayileşmiş toplumlara ve günümüz toplumlarına kadar bütün topluluklar kendi mitlerini yaratmış ya da var olan mitleri güncelleyerek onları benimsemiş ve izlemiştir. Mitosun her dönemde canlılığını ve devimselliğini koruması şüphesiz onun ayrım gözetmeksizin her insanda aynı zihinsel gereksinime (varlığını anlamlandırma, kendini evren içinde konumlandırma gereksinimine karşılık gelmesinden kaynaklanmaktadır. Her dönemde ve her bireyde etkili olduğu düşünülen mitosun sanat ve yazında izlerinin bulunmaması olası değildir. Mitos, hem derin simgesel anlamıyla hem de pek çok yazınsal türe ve yoruma uyum sağlayabilen esnek yapısıyla tarih boyunca yazar ve sanatçıları için esin kaynağı olagelmiştir. Batı yazınının temeli sayılan Yunan ve Roma yazınlarının mitolojiyi esas aldığı düşünüldüğünde mitosun Batı yazınındaki önemli yeri de anlaşılır. Yazarlar mitosa çoğunlukla metinlerarasılığın yöntemlerini kullanarak başvurmuşlardır. Böylece mitosu da kendilerinin ve yaşadıkları dönemin estetik anlayışı ve koşullarına göre yeniden güncellemişlerdir. Bu sayede hem mitos yeni anlamlarla ve simgelerle donanarak zenginleşir hem de yapıt mitosun simgeselliğinden yararlanarak çokanlamlı ve evrensel bir boyut kazanır. Yirminci yüzyıl Fransız yazınının en dikkat çekici kadın yazarlarından olan Marguerite Yourcenar da mitosa başvurmaktan çekinmemiş; pek çok yapıtında onu eğip bükerek, bilinen anlamlarından kopararak ya da bunlara yenilerini ekleyerek mitosun sunduğu geniş anlam olanaklarından faydalanmış, kendi anlatımında sıkça yer vermiştir. Bu çalışmada Marguerite

  19. Superior Mezenter Arter Embolisinde Erken Tanı ve Embolektomi

    OpenAIRE

    AYDIN, İbrahim; YÜCEL, Ahmet; PERGEL, Ahmet; KARAKAYA, Ahmet; OĞULLAR, Sabri; ŞAHİN, Dursun; ÖZER, Ender

    2016-01-01

    Akut mezenter arter embolisi, acil girişim gerektiren, nekroz geliştiğinde yaygın ince barsak rezeksiyonu ve sonrasında gelişen kısa barsak sendromu nedeniyle yaşam kalitesini düşüren, morbidite ve mortalitesi oldukça yüksek bir hastalıktır. Multidetektör kontrastlı BT, akut mezenterik embolinin erken tanısında oldukça önemlidir. Biz burada, kontrastlı abdominal BT ile erken tanı ve sonrasında bağırsak rezeksiyonu gerekmeden yalnızca embolektomi yaparak tedavi ettiğimiz olguyu sunmayı amaçlad...

  20. Küf Koleksiyonlarının Oluşturulması ve Korunumu

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Şeminur Topal

    2015-02-01

    Full Text Available Çeşitli amaçlarla saf küf kültürlerinin uygun koşullarda ve özgün karakterlerini değiştirmeden korunmasını esas alan küf koleksiyonunun varlığı pek çok durum ve kuruluşun çalışmalarına destek sağlayabilir. Bu gerçekten hareketle NATO destekli ve 6 yıl süren Türkiye’de çeşitli tarımsal ürün ve gıdaların tarladan-tüketime kadarki küf floralarının taranmasına yönelik proje çalışmasında izole ve identifiye edilen küflerin bir koleksiyon bünyesinde değerlendirilmesi planlanmıştır. Pek çoğu, önemli dış koleksiyon merkezleri olan CBS-Hollanda ve CMI-İngiltere’deki uzmanların teyidini alan ve identifikasyonları tarafımızdan yapılan 10.000 civarındaki küf izolatından duplikasyon yaratabilecekleri elemine edilmiş, diğerleri korunuma alınmıştır. Yatık ve liyofilize kültürler olarak koleksiyonda bulunan küf suşlarının büyük bir kısmı için sistematik arşivleme çalışması tamamlanmış ve bilgisayar yardımı ile sınıflandırılmıştır. Bu sınıflama mevcut küflerin, izole edildiği örnek cinsi ve kayıt numaralarına, sağlandığı bölgelerin il trafik kod numaralarına, küf kültürlerinin cins ve tür isimlerine, liyofilize numaralarına ve koleksiyon odasındaki konumunun yer numaralarına göre olmak üzere 6 ayrı parametre için tek tek yapılarak arşivleme gerçekleştirilmiştir. Ayrıca identifiye edilen küflerin cins ve türlerine göre kartoteksleme işlemi yapılmıştır. Bu çalışmada koleksiyon ve korunumuna ilişkin ayrıntılı bilgiler verilmiştir.

  1. ETANOL + 1-NONANOL İKİLİ SİSTEMİ VE ETANOL + 1-NONANOL + SU ÜÇLÜ SİSTEMİNİN 293.15 K SICAKLIKTAKİ YOĞUNLUKLARININ, REFRAKTİF İNDİSLERİN ÖLÇÜLMESİ VE AŞIRI MOLAR HACİMLERİNİN VE MOLAR REFRAKSİYONLARININ HESAPLANMASI

    OpenAIRE

    MAHRAMANLIOĞLU, Mehmet; KIRBAŞLAR, Ş. İsmail

    2000-01-01

    Etanol+1-nonanol ikili sistemi ve etanol+1-nonanol+su üçlü sistemi için çeşitli karışımlarda yoğunluklar ve kırılma indisleri 293.15 K de ölçülmüştür. İkili ve üçlü sistemler için aşırı molar hacim ve molar refraksiyon sapmaları hesaplanmıştır. Aşırı molar hacim ve molar refraksiyon sapmaları için Redlich–Kister eşitliği uygulanarak eşitlik katsayıları hesaplanmıştır.

  2. YENİ SANAYİ DEVRİMİ ENDÜSTRİ 4.0 ÜZERİNE BİR İNCELEME

    OpenAIRE

    PAMUK, Nurten Sinem; SOYSAL, Mehmet

    2018-01-01

    Bu araştırmada, Dördüncü Sanayi Devrimi olarak ifadeedilen Endüstri 4.0 kavramı üzerinde durulmuştur. Endüstriyel devrimlerintarihsel akışı göz önünde bulundurularak Endüstri 4.0 kavramı tartışılmış vesöz konusu Dördüncü Sanayi Devrimi’nin başarıya ulaşmasında önemli kaynakolarak kullanılan nesnelerin interneti, siber-fiziksel sistem, büyük veri, verianalitiği ve akıllı fabrikalar hakkında kısaca bilgiler verilmiştir. Sonrasında,üretim dünyasında ve gündelik hayatta Endüstri 4.0 uygulamaların...

  3. Patrick Mccabe’in Plüton’da Kahvaltı ve Jeffrey Eugenides’in Middlesex adlı romanlarında cinsel kimlik, aile ve göç

    OpenAIRE

    DEMİR, Elif

    2016-01-01

    Cinsiyet  ve  toplumsal  cinsiyet  kavramları  merak  ve  ilham  uyandıran  yapısıyla  pek  çok  bilimsel  alanın  ilgi  konusu  olmuş  ve  kadın/erkek  ikiliği  dışına  çıkan  bireylere  atfedilen  ‘queer’  kavramıyla  edebi  imgelemde &nbs...

  4. LANCHESTER DOĞRUSALLIK KANUNU VE BİR PAZARLAMA UYGULAMASI

    OpenAIRE

    YARALIOĞLU, KAAN

    2001-01-01

    Bu çalışmada birebir mücadeleler için geliştirilen Lanchester’ in Doğrusallık Kanunu incelenmiştir. Öncelikle formülasyon ve kullanılabilirlik koşulları tanımlanmış ve bir pazarlama uygulaması gerçekleştirilmiştir.

  5. Laktoperoksidaz Sistemin Aktivasyonuyla ve Soğutularak Korunan Sütlerin Mikrobiyolojik Özellikleri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Zerrin Erginkaya

    2015-02-01

    Full Text Available Araştırmada, 12:8 mg/l ve 24:16 mg/l Tiyosiyanat: Hidrojenperoksit (SCN:H2O2 ilavesi ile laktoperoksidaz sistemi aktive edilen sütler 30°C'de 6 saat süreyle bekletilmişlerdir. Soğutularak 4±1°C'de tutulan, ayrıca kontrol olarak da SCN:H2O2 katılmamış ve 30°C'de tutulan süt örnekleri de aynı süre bekletilmişlerdir. Bekletmenin 0., 3. ve 6. saatlerinde sütün pH değeri, asittik derecesi ve bazı mikroorganizma grubu içeriklerindeki değişimler incelenmiştir. Laktoperoksidaz sisteminin aktivasyonunun, sütlerin toplam aerob mezofil ve psikrotrof bakteri gruplarının, mezofil ve termofil laktik asit bakteri gruplarının, enterobakterlerin ve küf-mayaların gelişimini önemli düzeyde etkilediği görülmüştür (p<0,05. Soğutmanın da toplam aerob psikrotrof bakteriler dışında, incelenen diğer tüm mikroorganizma gruplarını önemli düzeyde etkilediği bulunmuştur. SCN:H2O2 konsantrasyonunun artmasının, sistemin antimikrobiyel etkisini artırdığı belirlenmiştir. Laktoperoksidaz sisteminin aktivasyonunun soğutma kadar etkin olduğu, toplam aerob mezofil ve psikrotrof bakterilerle, enterobakterler üzerinde soğutmadan daha fazla etkili olduğu görülmüştür. Soğutma işlemi ve laktoperoksidaz sisteminin aktivasyonu, sütlerin pH ve asitlik değerleri üzerinde önemli ve yaklaşık aynı düzeyde etkili bulunmuştur (p<0,05.

  6. LA INVENCIÓN DE UN SABER METODOLÓGICO

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Agustín Hernando

    2005-12-01

    Full Text Available RESUMEN:La identidad de la didáctica de la geografía, el conjunto de inquietudes y saberes que actualmente sostenemos acerca de la enseñanza y aprendizaje de la geografia, es un discurso creado, esencialmente,en el transcurso del siglo XX. Las primeras aportaciones corresponden a sus umbrales y primeras décadas siguientes. Acusan dos anhelos: el deseo de ampliar su estudio, extendiéndolo a todos los niveles o grados educativos; y su mejora denunciando unas prácticas degradantes y animando a introducir otras. El carisma de sus protagonistas, el uso de argumentos muy emotivos y la reiterada apelación a los logros conseguidos en otros países son algunas de las señas de identidad de esta primera etapa. El discurso se irá enriqueciendo y diversificando lentamente, durante las siguientes décadas, tal como acredita la literatura disponible. El configurado en las dos últimas décadas del siglo exhibe otras preocupaciones, expectativas, vocabulario y argumentos. Comparte compromisos precedentes, como el deseo de obtener mejores resultados de aprendizaje y difundir las últimas aportaciones de la geografía académica. La mayor novedad reside en su curiosidad por los complejos procesos que inspiran y guían la actividad educativa. Sus cultivadores, de forma análoga a otros especialistas, contemplan la didáctica de la geografía como un saber intelectual, metodológico, dotado de un vocabulario técnico y conceptos abstractos. En el presente ensayo tratamos de esbozar algunas de las ideas más destacadas que configuran la producción de este saber y algunos de los actores y cambios que ha registrado durante el pasado siglo. PALABRAS CLAVEDidáctica de la geografía, historia de la educación geográfica, construcción del conocimiento,ABSTRACT:The identity of the subject didáctica de la geografía was built up in a discourse that developed throughout the twentieth century. The earliest contributions corresponded to the early years and were

  7. O paciente informado e os saberes médicos: um estudo de etnografia virtual em comunidades de doentes no Facebook

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    André Pereira Neto

    Full Text Available Resumo O mundo presencia atualmente a emergência do “paciente informado”: indivíduo inteirado sobre sua condição de saúde, devido à pesquisa extensa e ao compartilhamento de informação que realiza na internet. Este artigo analisa a seguinte questão: “paciente informado” promove o empoderamento do cidadão ou amplia a dominação dos saberes biomédicos instituídos? Foi realizado estudo exploratório em três grupos on-line no Facebook que reúnem portadores de diabetes, hepatite C e Aids, utilizando a etnografia virtual. Os resultados indicam que há tensões pontuais entre frequentadores de grupoon-line e seus médicos assistentes. É possível que o empoderamento proporcionado pela internet e a validade dos saberes médicos na atualidade não sejam dimensões mutuamente excludentes.

  8. VAROLUŞ FELSEFELERİ, VAROLUŞÇU TERAPİ VE SOSYAL HİZMET

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Gizem ÇELİK

    2017-07-01

    Full Text Available Öz Varoluş felsefeleri, insanı ve insan yaşamını açıklamaya çalışan felsefi akımları temel alarak; ancak onlardan farklılaşan önemli nitelikleri ile günümüz insanının sorunlarına yönelen ve tek bir tanımlamayla anılması mümkün olmayan, kimilerine göre bir felsefe yapma tarzını kimilerine göre ise bir felsefi iklimi ifade etmektedir. En yalın ifadeyle, insanı nesne gibi ele alan ve yorumlayan yaklaşımlara tepki olarak, insanın biricik ve otantik oluşu özelliği ile tanımlanması gereken bir varoluş olduğunu belirten varoluşçu görüş, pek çok insanî soruyu ele alıp işleyerek “öz-varoluş ilişkisi”, “varlığın ve hayatın anlamı”, “özgür iradenin insan davranışlarındaki rolü”, “sınırsız özgürlük ve sorumluluk”, “varoluşsal anksiyete” gibi pek çok konuda açıklamalarda bulunmaktadır. Bu çalışmada, varoluş felsefelerine ve temel niteliklerine ilişkin genel bilgilere, artan ve karmaşıklaşan insan sorunlarının çözümünde önemli açıklamalar getirmesi dolayısıyla terapide yer bulan varoluşçu analizin özelliklerine ve odağı insan, insan sorun ve ihtiyaçları olan sosyal hizmet disiplin ve mesleğinin varoluş felsefeleri ile olan ilişkisine yer verilmektedir. Abstract Without a single definition, philosophies of existence sometimes described as the “way of making philosophy” or sometimes “climate of philosophy”. It basically arose from philosophical trends which are trying to explain human and life but differentiates from them by focusing on the problems of the modern man. By the simplest terms, existential philosophy states that human being must be defined as unique and authentic existent and it has born as a reaction to the approach that takes human beings as objects. Existential philosophy takes and examines many humanitarian questions such as "self-existence relationship”, “meaning of life and the existence”, “the role of

  9. WWW-based remote analysis framework for UniSampo and Shaman analysis software

    International Nuclear Information System (INIS)

    Aarnio, P.A.; Ala-Heikkilae, J.J.; Routti, J.T.; Nikkinen, M.T.

    2005-01-01

    UniSampo and Shaman are well-established analytical tools for gamma-ray spectrum analysis and the subsequent radionuclide identification. These tools are normally run locally on a Unix or Linux workstation in interactive mode. However, it is also possible to run them in batch/non-interactive mode by starting them with the correct parameters. This is how they are used in the standard analysis pipeline operation. This functionality also makes it possible to use them for remote operation over the network. Framework for running UniSampo and Shaman analysis using the standard WWW-protocol has been developed. A WWW-server receives requests from the client WWW-browser and runs the analysis software via a set of CGI-scripts. Authentication, input data transfer, and output and display of the final analysis results is all carried out using standard WWW-mechanisms. This WWW-framework can be utilized, for example, by organizations that have radioactivity surveillance stations in a wide area. A computer with a standard internet/intranet connection suffices for on-site analyses. (author)

  10. Türkiye’de süs bitkileri sektörünün üretim ve yapısal sorunları ve öneriler

    OpenAIRE

    ONAY, Hatice Aslı

    2008-01-01

    ÖZET:

    Bu tez çalışması Türkiye’de süs bitkileri sektörünün üretim ve yapısal sorunlarını analiz ederek bunlara yapıcı ve sürdürülebilir çözümler üretmek amacıyla yapılmıştır. Bunun için öncelikle sektörün ülkemizdeki mevcut durumu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Mevcut durumu ortaya koymak için ise sektörün üretim, ithalat ve ihracat verilerinden yararlanılmıştır. Birçok kurum ve kuruluşlardan edinilen bu veriler ışığında sekt...

  11. VeA of Aspergillus niger increases spore dispersing capacity by impacting conidiophore architecture.

    Science.gov (United States)

    Wang, Fengfeng; Dijksterhuis, Jan; Wyatt, Timon; Wösten, Han A B; Bleichrodt, Robert-Jan

    2015-01-01

    Aspergillus species are highly abundant fungi worldwide. Their conidia are among the most dominant fungal spores in the air. Conidia are formed in chains on the vesicle of the asexual reproductive structure called the conidiophore. Here, it is shown that the velvet protein VeA of Aspergillus niger maximizes the diameter of the vesicle and the spore chain length. The length and width of the conidiophore stalk and vesicle were reduced nearly twofold in a ΔveA strain. The latter implies a fourfold reduced surface area to develop chains of spores. Over and above this, the conidial chain length was approximately fivefold reduced. The calculated 20-fold reduction in formation of conidia by ΔveA fits the 8- to 17-fold decrease in counted spore numbers. Notably, morphology of the ΔveA conidiophores of A. niger was very similar to that of wild-type Aspergillus sydowii. This suggests that VeA is key in conidiophore architecture diversity in the fungal kingdom. The finding that biomass formation of the A. niger ΔveA strain was reduced twofold shows that VeA not only impacts dispersion capacity but also colonization capacity of A. niger.

  12. ÖĞRENCİNİN HAZIRBULUNUŞLUK SEVİYESİNİN BELİRLENMESİ: BİR MOBİL UYGULAMA ÇALIŞMASI

    OpenAIRE

    HAYIT, Tolga; ÖZKAN, Adem

    2018-01-01

    Teknolojinin hızla büyüdüğü ve teknolojik gelişmelerin yaşandığı günümüzde, yaşam kalitesinin arttırılması için bu gelişmelerin insanyaşamın her alanına uygulanmasının gerekliliği aşikârdır. Eğitim ihtiyacı da insan yaşamında diğer tüm ihtiyaçlar kadar önemli olan birihtiyaçtır. Bu bağlamda, eğitim alanına yönelik teknolojik çalışmalar son yılların hızla gelişen ve ilgi çeken konuları haline gelmiştir.Küreselleşen dünyamızda, çağdaş bilgiye ulaşmada en önemli ve en başta gelen araçlardan biri...

  13. Bazı Şekerlemeler ve Yapay Toz İçeceklerdeki Diazo Boyar Madde Olan Sunset Yellow FCF ile Tartrazin Miktar Tayinlerinin Voltametrik ve Spektrofotometrik Metod Karşılaştırması

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Nejat Altıniğne

    2015-02-01

    Full Text Available Bazı şekerlemeler ve toz içeceklere katımlı olan sunset yellow FCF ve tartrazin boyar maddelerin analizleri, voltametrik (DPP ve spektrofotometrik metotlarla yapılarak karşılaştırılmıştır. Şekerlemelerde ve sentetik toz içeceklerde boyar maddenin yalnız bir tanesi bulunduğunda, doğru, hassas ve güvenli sonuçlar elde edilebilmektedir. Uygulanan her iki metodun korelasyon sayısı r= 0.995 ve tayin sınıfları 0.8 mg/ml olarak saptanmıştır. Bu çalışma nitel ve nicel tayinlerin, spektrofotometrik metot yanında voltametri metoduyla da yapılabildiğini göstermiştir.

  14. WWW-based environments for collaborative group work

    NARCIS (Netherlands)

    Collis, Betty

    1998-01-01

    Since 1994, we have been involved in the design and use of a series of WWW-based environments to support collaborative group work for students in a technical university in The Netherlands. These environments, and the course re-design that accompanies each new environment, began in April 1994 and

  15. Effects of synthetic and natural steroids on the growth, sex reversal and gonadal development of rainbow trout, Oncorhynchus mykiss (Walbaum.

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Erdal Yılmaz

    2015-12-01

    Full Text Available Tamamı dişi salmonid stokların üretiminde sentetik cinsiyet hormonlarının kullanımına dayanan erkekleştirme uygulamaları gibi dolaylı yöntemler yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak söz konusu sentetik hormonların toksik etkiler ve yüksek maliyetler gibi dezavantajları bulunmaktadır. Bu bakımdan mevcut araştırmada, doğal steroidlerin kullanımı yolu ile tamamı dişi alabalık populasyonlarının üretimi için dolaylı yöntemlerin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmada 7000 prelarval gökkuşağı alabalığı yedi tanka eşit olarak bölünmüş ve bunlar sentetik hormonlar (3 ve 6 mg metiltestosteron -MT ve testosteron -T kg-1yem ve doğal hormonlar (50 ve 100 mg Tribulus terrestris -TT kg-1 içeren ticari alabalık yavru yemleri (Skretting, France ile keseli dönemden sonraki 90 gün boyunca beslenmiştir. 90 günlük ilk besleme periyodunun sonunda balıklar cinsiyetlerin makroskopik ve histolojik yöntemlerle belirlenebildiği döneme kadar hormon içermeyen ticari alabalık yemi ile beslenmiştir. Araştırma sonunda 50 ve100 mg/ kg Tribulus terrestris (TT içeren yemle beslenen balıkların sıra ile %55 ve 63’ü erkek iken, 3 ve 6 mg/ kg testosteron (T içeren yemle beslenen balıkların sıra ile %51 ve 53 oranında erkek olduğu bulunmuştur. Bu durum Tribulus terrestris’in testosterona göre alabalıkların doğrudan erkekleştirilmesinde daha etkin olduğunu fakat gruplar arasında fark bulunmamıştır. Ayrıca bu araştırma, Tribulus terrestris içeren (100 mg/kg mg/ kg yemde yemlerle beslenen alabalıkların diğer deneme gruplarındaki balıklara kıyasla daha yüksek canlı ağırlığa ulaştığını bildiren ilk çalışmadır. Kontrol ve deneme grupları arasında farklılaşmamış gonad yapıları bakımından önemli bir farklılık gözlenmemiştir. Sonuç olarak araştırmada, daha yüksek cinsiyet dönüşüm ve büyüme oranlarına ulaşmak için Tribulus terrestris

  16. Robotlar İşlerimizi ve Ruhumuzu mu Çalacak?

    OpenAIRE

    Yılmaz, Fevzi

    2018-01-01

    Robotlar, bazen insan formunda bazen ise daha mekanik-elektronik araçlar olarak ekonomik hayatın içindeler. Dijital çağdayız ve robotlar artık kendilerine verilen yetkinlikler sayesinde insanların yapabildiği şeyleri gerçekleştirebiliyor. Robotların işsizliğe yol açacağı ve ekonomik eşitsizliği derinleştireceği sık sık gündeme gelmektedir. Bilim kurgu dizi konusu olan öldüren robotlar ve robotun kendini yapandan daha akıllı robotu üretmesi savı hep endişe vermiştir. Ünlülerden Stephen Hawking...

  17. Daily estimates of the migrating tide and zonal mean temperature in the mesosphere and lower thermosphere derived from SABER data

    Science.gov (United States)

    Ortland, David A.

    2017-04-01

    Satellites provide a global view of the structure in the fields that they measure. In the mesosphere and lower thermosphere, the dominant features in these fields at low zonal wave number are contained in the zonal mean, quasi-stationary planetary waves, and tide components. Due to the nature of the satellite sampling pattern, stationary, diurnal, and semidiurnal components are aliased and spectral methods are typically unable to separate the aliased waves over short time periods. This paper presents a data processing scheme that is able to recover the daily structure of these waves and the zonal mean state. The method is validated by using simulated data constructed from a mechanistic model, and then applied to Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER) temperature measurements. The migrating diurnal tide extracted from SABER temperatures for 2009 has a seasonal variability with peak amplitude (20 K at 95 km) in February and March and minimum amplitude (less than 5 K at 95 km) in early June and early December. Higher frequency variability includes a change in vertical structure and amplitude during the major stratospheric warming in January. The migrating semidiurnal tide extracted from SABER has variability on a monthly time scale during January through March, minimum amplitude in April, and largest steady amplitudes from May through September. Modeling experiments were performed that show that much of the variability on seasonal time scales in the migrating tides is due to changes in the mean flow structure and the superposition of the tidal responses to water vapor heating in the troposphere and ozone heating in the stratosphere and lower mesosphere.

  18. Improvement of WWW chart of the nuclides interface

    International Nuclear Information System (INIS)

    Okamoto, Tsutomu; Minato, Futoshi; Iwamoto, Osamu; Koura, Hiroyuki

    2016-03-01

    The booklet 'chart of the nuclides' is issued every 4 years since 1976 from Nuclear Data Center, Japan Atomic Energy Agency. The chart of the nuclides for WWW (World Wide Web) was developed in 1999 in order to be available from the Internet browser. The Internet connection speeds, browser functions and JavaScript libraries has, however, progressed at present compared with the Internet technology in those days. In connection with the release of the 2014 edition of the chart of the nuclides, the interface of the WWW chart of the nuclides has been improved by introducing new Internet technologies aiming at enhancing convenience on accessibilities via browsers. We introduced a scrolling screen that would make capabilities of easy screen movement on a map with the addition of the drag scrolling function. Considering smart phone access, the light-weight edition which introduced automatic switch was prepared. The new system results in reduction in access time and usefulness in mobile environment. The method of making figures of the chart was reconsidered due to addition of new decay schemes to the 2014 edition. SVG (Scalable Vector Graphics) was adopted so as to make figures easily. It is concluded that the accessibilities of WWW chart of the nuclides are substantially improved from the previous version by introducing the new technologies. (author)

  19. Karayatak (Şabanözü güneyi) bentonitlerinin mineralojisi ve sedimantolojisi

    OpenAIRE

    DİKMEN, Asuman

    2009-01-01

    Çankırı civarında halen işletilmekte olan ve önemli rezerve sahip bentonit yatakları bulunmaktadır. Bu çalışma ile Şabanözü Karayatak Bentonit oluşumunun mineralojik ve sedimantolojik özelliklerinin incelenmesi ve kökeninin açıklanması amaçlanmıştır.İnceleme alanındaki Tersiyer istifi, Paleosen yaşlı granitoyid, Geç Miyosen yaşlı Karakocaş ve Mamak formasyonları ile Pliyosen yaşlı Bozdağ bazaltı ve Gölbaşı formasyonu olarak incelenmiştir. Şabanözü Karayatak bentonit oluşu...

  20. Evidence of the Lower Thermospheric Winter-to-Summer Circulation From SABER CO2 Observations

    Science.gov (United States)

    Qian, Liying; Burns, Alan; Yue, Jia

    2017-10-01

    Numerical studies have shown that there is a lower thermospheric winter-to-summer circulation that is driven by wave dissipation and that it plays a significant role in trace gas distributions in the mesosphere and lower thermosphere, and in the composition of the thermosphere. However, the characteristics of this circulation are poorly known. Direct observations of it are difficult, but it leaves clear signatures in tracer distributions. The Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry (SABER) onboard the Thermosphere Ionosphere Mesosphere Energetics and Dynamics satellite has obtained CO2 concentration from 2002 to present. This data set, combined with simulations by the Whole Atmosphere Community Climate Model, provides an unprecedented opportunity to infer the morphology of this circulation in both the summer and winter hemispheres. Our study show that there exists a maximum vertical gradient of CO2 at summer high latitudes, driven by the convergence of the upwelling of the mesospheric circulation and the downwelling of the lower thermospheric circulation; in the winter hemisphere, the maximum vertical gradient of CO2 is located at a higher altitude, driven by the convergence of the upwelling of the lower thermospheric circulation and the downwelling of the solar-driven thermospheric circulation; the bottom of the lower thermospheric circulation is located between 95 km and 100 km, and it has a vertical extent of 10 km. Analysis of the SABER CO2 and temperature at summer high latitudes showed that the bottom of this circulation is consistently higher than the mesopause height by 10 km.

  1. Değerleri Kazandırmasındaki Etkililik Açısından Resmi Ve Örtük Program İle Okul Dışı Etmenlerin Öğrenci Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi Evaluation Of Curriculum, Hidden Curriculum And Out-Of-School Sources In Terms Of Their Efficacy For Gaining Values Based On Student Views

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Etem YEŞİLYURT

    2012-12-01

    üzeyinde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. “Benzeşik örnekleme yöntemi” kullanılarak belirlenen araştırmanın örneklemini, altı ilköğretim okulunda öğrenim gören 526 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri Fer ve Kuş (2009 tarafından geliştirilen „İlköğretim Programlarında Yer Alan Değerleri Kazanma Yolları Anketi‟ ile toplanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapma teknikleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgulardan hareketle şu genel sonuçlara ulaşılmıştır. Kişisel ve evrensel değerler ile milli değerlerin öğrencilere kazandırılmasında resmi ve örtük program ile okul dışı etmenlerin üçünün de çok etkili olduğu tespit edilmiştir. İstatistiksel açıdan aralarında fazla bir fark olmamasına rağmen, değerlerin kazandırılmasında birinci derecede okul dışı etmenlerin, ikinci derecede resmi programın, üçüncü derecede ise örtük programın daha etkili olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Değerlerin kazandırılması yollarında da benzer bir sonuca varılmıştır. Elde edilen başka bir sonuç ise, resmi ve örtük program ile okul dışı etmenlerin milli değerlerin öğrencilere kazandırılmasında daha yüksek düzeyde etkili olduğudur. Ayrıca ulaşılan sonuçlar doğrultusunda çeşitli öneriler geliştirilmiştir.

  2. Ankara Merkez İlçeleri ve Köylerinde Ev Konserveciliği Teknikleri ve Konservelerin Bazı Organoleptik ve Mikrobiyolojik Özellikleri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Necla Yazıcı

    2015-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada, Ankara İlinin merkez ilçelerine bağlı köylerde yapılmakta olan ev konserveciliği uygulamalarına ait tekniklerin saptanması ve yapılan konservelerin organoleptik ve mikrobiyolojik analizlere dayanarak, bazı kalite özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada Ankara İlinin merkez ilçelerine bağlı, 13 köyde, 154 deneğe anket uygulanmış ve ayrıca deneklerden toplanan 50 konserve örneği organoleptik ve mikrobiyolojik testlere tabi tutulmuştur. Araştırma bulgularına göre deneklerin %97.40’ı sebze konservesi kavanozlarını açık kazanda kaynatmaktadırlar. Deneklerin %48.00’i kavanozları boşluk bırakmadan, %30’u ise yarısına kadar doldurmaktadırlar. Kavanozların havasını alan deneklerin oranı %80.50’dir. Kaynatma işleminde süre tutan denekler %85.71 oranındadır. Bu deneklerin de %71.42’si kaynatma işlemi için yeterli süre uygulamaktadırlar. Konservelerde kaynatmadan sonra bozulma gören denekler %70.13, saklama sırasında bozulma görenler %40.91 oranındadır. Kaynatmadan sonra meydana gelen bozulmaların başında %73.14 oranı ile kapak atması gelmektedir. Toplam 50 konserve örneğinin organoleptik analizi sonucunda örneklerin %18’i renk, %30’u koku, %18’i genel görünüş bakımından kötü olarak değerlendirilmiştir. Mikrobiyolojik analizler sonucunda ise toplam 50 konserve örneğinin %20’sinde üreme görülmüştür. Alınan örneklerin, aerob koşullarda %14’ünde 35 oC de; %16’sında 55 oC’de; anaerob koşullarda ise %12’sinde 35 oC’de; %16’sında 55 oC’de üreme görülmüştür.

  3. Ecologia de saberes: a experiência do diálogo entre conhecimento científico e conhecimento tradicional na comunidade quilombola da Rocinha

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Luciana Marinho SANTOS

    2014-06-01

    Full Text Available Este artigo tem como finalidade refletir sobre o diálogo entre o conhecimento científico moderno e o conhecimento construído pelos povos e comunidades tradicionais à luz do conceito “ecologia de saberes” de Boaventura Sousa Santos. O estudo é fruto de uma experiência do projeto de educação ambiental realizado em uma comunidade quilombola, tendo as plantas medicinais como elemento do conhecimento tradicional e sua relação com a medicina convencional na comunidade. Tais questões nos possibilitaram abordar, em uma perspectiva teórica, os elementos característicos da ecologia de saberes, apontando para a importância do diálogo entre os diversos saberes, especificamente, o conhecimento tradicional e o conhecimento científico.

  4. Daytime SABER/TIMED observations of water vapor in the mesosphere: retrieval approach and first results

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    S. V. Petelina

    2009-11-01

    Full Text Available This paper describes a methodology for water vapor retrieval in the mesosphere-lower thermosphere (MLT using 6.6 μm daytime broadband emissions measured by SABER, the limb scanning infrared radiometer on board the TIMED satellite. Particular attention is given to accounting for the non-local thermodynamic equilibrium (non-LTE nature of the H2O 6.6 μm emission in the MLT. The non-LTE H2O(ν2 vibrational level populations responsible for this emission depend on energy exchange processes within the H2O vibrational system as well as on interactions with vibrationally excited states of the O2, N2, and CO2 molecules. The rate coefficients of these processes are known with large uncertainties that undermines the reliability of the H2O retrieval procedure. We developed a methodology of finding the optimal set of rate coefficients using the nearly coincidental solar occultation H2O density measurements by the ACE-FTS satellite and relying on the better signal-to-noise ratio of SABER daytime 6.6 μm measurements. From this comparison we derived an update to the rate coefficients of the three most important processes that affect the H2O(ν2 populations in the MLT: a the vibrational-vibrational (V–V exchange between the H2O and O2 molecules; b the vibrational-translational (V–T process of the O2(1 level quenching by collisions with atomic oxygen, and c the V–T process of the H2O(010 level quenching by collisions with N2, O2, and O. Using the advantages of the daytime retrievals in the MLT, which are more stable and less susceptible to uncertainties of the radiance coming from below, we demonstrate that applying the updated H2O non-LTE model to the SABER daytime radiances makes the retrieved H2O vertical profiles in 50–85 km region consistent

  5. Propuesta para llevar al espacio académico institucional, saberes agrícolas tradicionales

    OpenAIRE

    Gómez Espinoza, José Antonio

    2007-01-01

    Este texto se presentó como comunicación al II Congreso Internacional de Etnografía y Educación: Migraciones y Ciudadanías. Universidad Autónoma de Barcelona, Barcelona, 5-8 Septiembre 2008. Mientras en las “milpas” campesinas se practican saberes agrícolas tradicionales (SAT) para la subsistencia campesina a través de la producción de maíz y cultivos asociados (milpa), en las Instituciones de Enseñanza Agrícola Superior del país, se enseña un enorme bagaje científico y tecnológico sin con...

  6. Formación de saberes políticos: aportes de investigaciones psicológicas

    OpenAIRE

    Lenzi, Alicia; D'Avirro, María Julieta; Pataro, María Alejandra; Areste, María Silvina

    2007-01-01

    Se examina la cuestión de los saberes políticos en niños, jóvenes y adultos, desde las contribuciones de investigaciones de la psicología del desarrollo y la psicología educacional, con ciertas referencias a la psicología social y política. Subyace a esta cuestión el polémico concepto de ciudadanía y concepciones divergentes acerca de la formación ciudadana y sus prácticas. La literatura especializada revela una creciente preocupación por la formación de los futuros ciudadanos ante la mundial...

  7. Strategy of development and online marketing for website www.skutecnydarek.cz

    OpenAIRE

    Fodor, Aleš

    2011-01-01

    The goal of this bachelor's thesis is to suggest particular online marketing strategy for People in need's website - www.skutecnydarek.cz. Firstly the thesis is going to aim at analysing the present condition of marketing activities and the quality of the web site for www.skutecnydarek.cz. Then the online marketing strategy is going be developed.

  8. Report on the Workshop Resolved and Unresolved Stellar PopUlaTIoNs (RASPUTIN)

    Science.gov (United States)

    Bono, G.; Valenti, E.

    2014-12-01

    The workshop aimed at sharing and discussing observations and diagnostics, together with models and simulations, of the resolved and unresolved stellar populations in galaxies from the Milky Way to the distant Universe. Special attention was paid to recent results concerning galaxy formation and evolution, fostering the exchange of ideas and techniques in dealing with nearby stellar populations. There will be no published proceedings, but presentations are available for download from the workshop web page (www.eso.org/sci/meetings/2014/rasputin2014).

  9. Modern ve Postmodern Değerlerin Yabancılaşmaya Etkisi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mahmut ŞAYLIKAY

    2016-08-01

    Full Text Available Bilindiği üzere, yabancılaşma, kişinin kendi benliğinden, çevresinden ve sosyalyaşamdan uzaklaşarak bu kavramların etkisi altına girmek olarak tanımlanabilir. Buyönüyle yabancılaşma, sendikalaşmaya hizmet etmesi açısından son derece önemlidir.Diğer taraftan modern ve post modern değerlerin sendikalaşmaya etkisi ise, bireyin belirlibir sendikayla özdeşleşmesi, sendikaya bağlılığı ve kendini adamasıdır. „‟Modernizationand postmodernization: Cultural, economic and political change in 43 societies„‟ adlıçalışmasıyla, Inglehart (1997, „‟Post modern Values in Seven Confucian Societies:Political Consequences of Changing World Views‟‟ adlı çalışmasıyla Wang(2007 ve ‘’Alienation and freedom: The factory worker and his industry.‟‟ adlı çalışmasıyla Blauner(1964 modern - post modern değerler ve yabancılaşma kavramlarına ilişkin literatüre katkısağlamışlardır. Bu çalışmada, sendika üyesi işçilere yönelik söz konusu değişkenlerarasındaki ilişki ve ilişkinin boyutu araştırılmaktadır. Çalışma sayesinde sendika üyelerininsahip oldukları modern ve post modern değerlerinin sosyal yaşama etkileri ve yabancılaşmaboyutlarına göstermiş olduğu tutum ve davranışlar ortaya koyularak sonuçlarıpaylaşılmıştır. Bu bağlamda, çalışmanın temel amacı, sendika üyeleri temelinde, ilişki veetkiler bakımından modern ve post modern değerlerin yabancılaşma ile ilişkisini ele alıp,sendika üyelerinin “yabancılaşma” davranışında bulunma algılarını yapılan araştırmabulgularıyla ortaya koymaktır. Araştırmada, birincil veri toplama yöntemlerinden yüz yüzeanket yöntemi gerçekleştirilmiş ve modern-post modern değerler için, Inglehart‟ın(1997,Fries ve arkadaşları (2007 ve Wang (2007 tarafından geliştirilen modernizm-postmodernizm ölçeği kullanılmıştır. Yabancılaşma ölçeği olarak Blauner‟s (1964 taraf

  10. Kazak Mitleri ve Mitik Efsaneleri Hakkında

    OpenAIRE

    İBRAYEV, Şakir; ARIKAN, Metin

    2006-01-01

    Kazak halkının geleneksel dünya görüşü ile söz sanatının kaynağı diyebileceğimiz mitler; dünyanın yaratılışı, nelerin, nasıl, nereden meydana çıktığı, sebebi ve safhaları, etrafımızı kuşatan çevrenin sırları ve özellikleri hakkında söylenen, insanoğlunun ilkel düşüncesinin sonucu meydana gelen olağanüstü anlatmalar, belki de inanışlar, anlayışlar. En eski mitlerin arasında gökyüzü cisimleri - güneş, ay, yıldız ve gezegenler hakkında söylenilen mitleri gösterebiliriz. Bu türdeki mitlerin başlı...

  11. Saberes e práticas de enfermeiros sobre a participação social na saúde

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Deíse Moura de Oliveira

    2016-06-01

    Full Text Available RESUMO Objetivo: identificar os saberes e práticas do enfermeiro da Estratégia Saúde da Família com relação à participação social na saúde. Método: pesquisa de natureza qualitativa que teve como cenário as Unidades de Saúde da Família de um município de Minas Gerais. Participaram nove enfermeiros, entrevistados individualmente, nos meses de julho e agosto de 2014. Os dados coletados foram analisados segundo a técnica de análise de conteúdo e interpretados à luz da ontologia e pedagogia freireana. Resultados: os depoimentos analisados evidenciaram que os enfermeiros trazem incoerências conceituais e também atitudinais que necessitam ser equalizadas, a fim de que os seus saberes e práticas possam mediar a desafiadora construção da gestão participativa na saúde. Conclusão: sugere-se um incremento na formação do enfermeiro, tanto acadêmica quanto em serviço, no sentido de fortalecer o seu papel político no processo de consolidação da participação social no Sistema Único de Saúde.

  12. The European saber-toothed cat (Homotherium latidens) found in the "Spear Horizon" at Schöningen (Germany).

    Science.gov (United States)

    Serangeli, Jordi; Van Kolfschoten, Thijs; Starkovich, Britt M; Verheijen, Ivo

    2015-12-01

    The 300,000 year old Lower Paleolithic site Schöningen 13 II-4 became world famous with the discovery of the oldest well-preserved and complete wooden spears. Through ongoing excavations, new archaeological discoveries of scientific importance are still being made from the same archaeological layer where the spears were found. In this context, remains of a rare carnivore species, the European saber-toothed cat (Homotherium latidens), were recovered. Here we present five teeth and one humerus fragment that are unambiguously from two individual saber-toothed cats. The humerus is a unique specimen; it shows evidence of hominin impacts and use as a percussor. The Homotherium remains from Schöningen are the best documented finds of this species in an archaeological setting and they are amongst the youngest specimens of Homotherium in Europe. The presence of this species as a carnivore competitor would certainly have impacted the lives of late Middle Pleistocene hominins. The discovery illustrates the possible day-to-day challenges that the Schöningen hominins would have faced and suggests that the wooden spears were not necessarily only used for hunting, but possibly also as a weapon for self-defense. Copyright © 2015 Elsevier Ltd. All rights reserved.

  13. Professores de Educação Física de uma escola Profissionalizante e a sua Cultura Docente: As Interconexões entre os Saberes da Base Profissional e o Campo Disciplinar Physical Education Teachers at a Vocational School and their Teaching Culture: the interconnections between knowledge and skills of the professional basis and the academic field Profesores de educación física de una escuela profesionalizante y su cultura docente: las interconexiones entre los saberes de la base profesional y

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    2006-11-01

    Full Text Available Este trabalho inscreve-se no âmbito dos estudos que se interessam pelo processo de constituição dos saberes docentes. O estudo relata de forma sintética uma pesquisa sobre os saberes da base profissional de três professores de Educação Física. Para tanto, procura analisar qual a relação existente entre processo de construção dos saberes profissionais necessários ao ensino e componente curricular ensinado. Desse modo, o estudo revela que os saberes docentes expressam a peculiaridade de missões educativas e contextos de trabalho e aponta para a existência de culturas docentes particulares, estruturadas num espaço de atuação profissional rico em diversidade (de conteúdos. Como conclusão, mostra que conteúdo e pedagogia são partes de um corpo indistinto de compreensão. PALAVRAS-CHAVE: saberes docentes – socialização profissional – educação física This work belongs to the scope of studies that focus on the process of building a teacher education syllabus . This study relates, in a synthetic form, a research work on teacher’s professional knowledge and skills which was undertaken with three Physical Education teachers. As such, it tries to analyze which is the existing relation between the process of construction of the professional knowledge and skills which are necessary to teaching and the syllabus component that was actually taught. In this way, the study reveals that teachers knowledge and skills express the peculiarities of the educational mission statements and work environments and it points to the existence of unique teaching cultures which are structured in a professional field which is rich in its diversity of contents. As a conclusion, it shows that content and pedagogy are parts of an indistinct body of knowledge. KEYWORDS: teacher knowledge and skills – professional socialization – physical education Este trabajo se inscribe en el ámbito de los estudios que se interesan por el proceso de la

  14. Storm-time variation of radiative cooling by Nitric Oxide as observed by TIMED-SABER and GUVI

    Science.gov (United States)

    Sunil Krishna, M. V.; Bharti, G.; Bag, T.

    2017-12-01

    The variation of O/N2 and nitric oxide radiative emission flux exiting thermosphere have been studied over northern hemisphere during the super-storm event of November 7-12, 2004. The data have been obtained from GUVI and SABER onboard the NASA's TIMED satellite. The NO radiative flux is observed to show an anti-correlation with O/N2 on a global scale. Both NO radiative flux and O/N2 ratio show equatorward motion with maximum penetration in western longitude sectors. A local variation of O, O2 and N2 densities have been calculated by using NRLMSISE-00 model over a mid-latitude location (55oN,180oE). On a local scale, model calculated O/O2 and O/N2 ratios are found to follow the observations made by GUVI. The SABER retrieved NO cooling rate (CR) at a local site suggests an enhancement during the storm period with the peak emission rate closely correlated to the progression of the storm. The peak emission altitude of NO CR moves upward during the main phase of the storm. The NO abundance has been calculated by using cooling rate and NOEM model. Both these suggest huge increase in NO density during the storm which is required to account the changes in NO radiative flux.

  15. VeLoc: Finding Your Car in Indoor Parking Structures.

    Science.gov (United States)

    Gao, Ruipeng; He, Fangpu; Li, Teng

    2018-05-02

    While WiFi-based indoor localization is attractive, there are many indoor places without WiFi coverage with a strong demand for localization capability. This paper describes a system and associated algorithms to address the indoor vehicle localization problem without the installation of additional infrastructure. In this paper, we propose VeLoc, which utilizes the sensor data of smartphones in the vehicle together with the floor map of the parking structure to track the vehicle in real time. VeLoc simultaneously harnesses constraints imposed by the map and environment sensing. All these cues are codified into a novel augmented particle filtering framework to estimate the position of the vehicle. Experimental results show that VeLoc performs well when even the initial position and the initial heading direction of the vehicle are completely unknown.

  16. Elektrikli Otomobil, Küresel Rekabet ve Gelişmeler

    OpenAIRE

    Yılmaz, Fevzi

    2017-01-01

    Önceki Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık Mayıs 2016'da verdiği beyanatta yerli otomobil projesiyle Google ve Tesla gibi devlerin rakibi olacağımızı belirtmişti. Bakan Işık o tarihte, “Tüm otomotiv devleri, işbirliği için sırada bekliyor. Sonuçta bizim de elimizde önemli teknolojiler var.” diyerek moral tazelemişti. Sözü edilen Google, araç otomasyonu ve sürücüsüz araç projesi yürütmekte iken, Tesla ise dünyanın en büyük farklı konsept elektrikli araç üreticisidir. Tesla'nın CEO’su ...

  17. Regional information portal - www.peipsi.org / Piret Uus

    Index Scriptorium Estoniae

    Uus, Piret

    2004-01-01

    Piirkondlik infoportaal - www.peipsi.org - pakub mitmekülgset teavet Peipsi Koostöö Keskuse tegevuse, projektide, teadusuuringute tulemuste, aruannete kohta, samuti on kättesaadav info Peipsi järve keskkonnaseisundist, ajaloost, kultuurist, geograafiast jne

  18. PERİFERİK KAN KÜLTÜRÜ VE YÖNETİMİ

    OpenAIRE

    ARDAHAN SEVGİLİ, SEDA; YARDIMCI, FİGEN

    2018-01-01

    Başlık: PERİFERİK KAN KÜLTÜRÜ VE YÖNETİMİTitle: PERIPHERALBLOOD CULTURE AND MANAGEMENTÖzet: Kandolaşımı enfeksiyonları; enfeksiyona neden olan mikroorganizma ile etkilediğicanlı arasında birçok etkileşim sonucunda meydana gelen ve oldukça karmaşık birsüreçtir. Bundan dolayı kan dolaşımı enfeksiyonlarının erken dönemdetanılanması ve tanısına yönelik tedavisinin başlatılması yaşamsal önemtaşımaktadır. Kan kültürleri; ciddi kan dolaşımı enfeksiyonlarının tanımlanmasıve...

  19. La terrible soledad del saber The terrible solitude of knowledge

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Restrepo Gabriel

    1999-12-01

    Full Text Available Este ensayo glosa uno de los frentes de trabajio mas atines a Jesús A. Bejarano: la historia y el análisis de la ciencia y de las profesiones, en este caso de la economía. El eje de estos comentarios es la relación entre ciencia económica y poder, partiendo de la queja de Bejarano ante la falsa de reflexión critica sobre este tema, y considerando además su parabolavital como un ejemplode tensión dramatica entre saber y poder, dada la estructura política de Colombia.This essay discusses one of Bejarano's favorite fields of study: the history and analysis of science, as applied to economics. The main line of argument is determined by the relation between economic science and power, which in Bejarano' s opinion had not been adequately considered. His life is taken as a parable of the dramatic tension between knowledge and power within the political structure of Colombia.

  20. Slow Learner Prediction Using Multi-Variate Naïve Bayes Classification Algorithm

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Shiwani Rana

    2017-01-01

    Full Text Available Machine Learning is a field of computer science that learns from data by studying algorithms and their constructions. In machine learning, for specific inputs, algorithms help to make predictions. Classification is a supervised learning approach, which maps a data item into predefined classes. For predicting slow learners in an institute, a modified Naïve Bayes algorithm implemented. The implementation is carried sing Python.  It takes into account a combination of likewise multi-valued attributes. A dataset of the 60 students of BE (Information Technology Third Semester for the subject of Digital Electronics of University Institute of Engineering and Technology (UIET, Panjab University (PU, Chandigarh, India is taken to carry out the simulations. The analysis is done by choosing most significant forty-eight attributes. The experimental results have shown that the modified Naïve Bayes model has outperformed the Naïve Bayes Classifier in accuracy but requires significant improvement in the terms of elapsed time. By using Modified Naïve Bayes approach, the accuracy is found out to be 71.66% whereas it is calculated 66.66% using existing Naïve Bayes model. Further, a comparison is drawn by using WEKA tool. Here, an accuracy of Naïve Bayes is obtained as 58.33 %.

  1. Currículos disciplinares na área de saúde: ensaio sobre saber e poder

    OpenAIRE

    Verônica Santos Albuquerque; Rodrigo Siqueira Batista; Suzelaine Tanji; Edneia Tayt-Sohn Martuchelli Moço

    2009-01-01

    O presente artigo traz uma revisão histórica sobre a construção do conhecimento e do poder a partir da organização disciplinar como base para a discussão do confinamento do saber em disciplinas na formação dos profissionais de saúde e suas consequências nos modos de produzir atenção à saúde. Ato contínuo, propõe a interdisciplinaridade, a transdisciplinaridade e o pensamento complexo como referenciais teóricos para ultrapassagem da lógica disciplinar.

  2. Prehransko opismenjevanje otrok z vidika usvajanja prehranskih veščin

    OpenAIRE

    Kostanjevec, Stojan; Erjavšek, Martina

    2017-01-01

    Na zdravje in kakovost življenja posameznika vpliva stopnja njegove prehranske pismenosti, katere pomemben del so tudi usvojene prehranske veščine in od katerih je odvisen izbor hrane, ki jo posameznik pripravlja in uživa. Prehransko vešč posameznik je zmožen uporabiti usvojeno prehransko znanje pri načrtovanju prehrane, nakupovanju živil in pri pripravi obrokov hrane. Namen raziskave je bil ugotoviti, katere prehranske veščine usvojijo osnovnošolci v šolskem in domačem okolju ter kako pogost...

  3. Melatonin ve Bağışıklık Sistemi

    OpenAIRE

    ÇETİN, E.

    2005-01-01

    Melatonin, pineal bezin beta adrenerjik reseptörlerinin aktivasyonu ile triptofandan sentezlenen bir hormondur.Üretim ve salınımı karanlık ile başlar ve aydınlıkla sona erer. Melatonin, birçok biyolojik fonksiyonun düzenlenmesinderol oynar. Bu derlemede melatonin hakkında genel bilgiler verilerek, melatoninin lenfoid dokular, humoral bağışıklık,hücresel bağışıklık ve kanser üzerine etkileri tartışılmıştır

  4. FEKAL İNKONTİNANSIN BAKIMI VE BAKIMDA KULLANILAN ÜRÜNLER

    OpenAIRE

    Denat, Yıldız; Khorshid, Leyla

    2010-01-01

    ÖZETFekal inkontinans, özellikle uzun dönem yatağa bağımlı hastalarda kontaminasyonaçısından güç sonuçlarla, enfeksiyon ve deri ülserlerinin oluşma riskiyle, pahalı ve potansiyeltehlikelere neden olan bir durumdur. Fekal inkontinans, normal deri bütünlüğü için potansiyel birtehlike yaratır ve septiseminin bir nedeni olabilir. Özellikle yatağa bağımlı fekal inkontinanslıhastalar perineal deri hasarı için risk ...

  5. Saberes e práticas de mulheres idosas na prevenção do câncer cérvico-uterino

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Marianna Silva dos Santos

    2011-06-01

    Full Text Available Estudo com abordagem qualitativa, realizado em uma Unidade Básica de Saúde, em Parnaíba-PI. Objetivou-se descrever os saberes e práticas de idosas sobre o câncer cérvico-uterino e analisar as ações preventivas para esta neoplasia. Para a coleta de dados, utilizou-se a técnica da entrevista e um formulário semiestruturado, com questões abertas. Os resultados mostraram que as idosas possuem um saber empírico, fruto de sua inserção social e que determina suas práticas. Verificou-se que, ao serem sensibilizadas, as idosas adotam autocuidados; há uma condução a hábitos preventivos e melhor qualidade de vida. Conclui-se que é necessário um plano que estimule uma regularidade de ações preventivas pelas idosas e amplie a possibilidade de melhor qualidade de vida.

  6. Servikal nöral foraminal bölge ve uncinate çıkıntının embriolojik gelişimi ve anatomisinin klinikle ilişkilendirilmesi

    OpenAIRE

    BROHİ, Recep Ali

    2012-01-01

    Servikal bölge ile ilgili yapılan anatomik ve morfometrik çalışmaların büyük çoğunluğunda erişkin kadavra ve kemikleri kullanılmıştır. Servikal bölgenin ve bu bölge ile patolojilerde önemli rol oynayan uncinate proses ve servikal nöral foramen ile ilgili çalışmalar literatürde bulunsa da bu iki yapının embriolojik gelişimi yeterin...

  7. DOMATES DOKU VE KÜF KARAKTERİSTİKLERİ, DOMATES ÜRÜNLERİNDE KÜF SAYIMI VE KÜFÜ AZALTMA OLANAKLARI

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Çetin KADAKAL

    2001-02-01

    Full Text Available Domates ve ürünlerinde en önemli kalite kriterlerinden biri, ürünün küf yüküdür. Domates ve ürünlerinde küf yükü; Howard küf sayım (HMC metoduna göre yapılmaktadır. Küf yükü, son ürünün hijyenik koşullarda üretilip üretilmediğini göstermesi açısından önemlidir. Küf yükünün maksimum sınırı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte % 40-60 (pozitif alan arasındadır. Son yıllarda domates ve ürünlerinde ergosterol düzeyi küf yükü yerine yeni bir kriter olarak kabul edilmeye başlanmıştır.

  8. The CEVALE2VE case

    CERN Document Server

    AUTHOR|(INSPIRE)INSPIRE-00237353; The ATLAS collaboration

    2017-01-01

    A virtual research and learning community can be a powerful tool for educational purposes. It has a wide range of possibilities for multi-institution participation, such as synchronous and asynchronous online engagement, decentralized student discussions and academic networking - as well as being cost effective. In this context, the CEVALE2VE virtual community (Centro de Altos Estudios de Altas Energías) is a Venezuelan initiative to support the new generation of researchers in High Energy Physics (HEP). Its goal is to contribute to the scientific dissemination of fundamental physics and the regional modernization of university education. The members of CEVALE2VE are a group of Venezuelan researchers, currently involved in projects related to the HEP field, and geographically located in different academic institutions of Europe and North America. The project involves several academic institutions in Venezuela and Colombia in order to reach a wide audience, and exploits current communications technologies, w...

  9. The CEVALE2VE case

    CERN Document Server

    Sanchez Pineda, Arturo; The ATLAS collaboration

    2016-01-01

    A virtual research and learning community can be a powerful tool for educational purposes. It has a wide range of possibilities for multi-institution participation, such as synchronous and asynchronous online engagement, decentralized student discussions and academic networking - as well as being cost effective. In this context, the CEVALE2VE virtual community (Centro de Altos Estudios de Altas Energías) is a Venezuelan initiative to support the new generation of researchers in high energy physics (HEP). Its goal is to contribute to the scientific dissemination of fundamental physics and the regional modernization of university education. The members of CEVALE2VE are a group of Venezuelan researchers, currently involved in projects related to the HEP field, and geographically located in different academic institutions of Europe and North America. The project involves several academic institutions in Venezuela and Colombia in order to reach a wide audience, and exploits current communications technologies, wh...

  10. Hayata ve Vücut Dokunulmazlığına Karşı İşlenen Suçlarda Kadın Suçluluğu ve Dindarlık İlişkisi / Female Criminality and Religiosity in the Homicide and Assault Crimes

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Fatma Kenevir

    2017-06-01

    ı ise, hırsızlık, uyuşturucu vs. gibi suç türlerinden hüküm giymiş mahkûmlara kıyasla dindarlığı daha yüksek olan, hayata ve vücut dokunulmazlığına karşı suçlardan hüküm giymiş kadın mahkûmlarla sınırlandırılmıştır. Bu doğrultuda, adam öldürme veya adam öldürmeye teşebbüs, yaralama suçlarından hüküm giymiş olup, kendilerini dindar olarak tanımlayan kadınların, suça yönelmesindeki etken faktörler ele alınmış olup; kadın mahkûmlarda suç ve mağdur ilişkisi, suç eylemini kendisine ve çevresine açıklayıp, gerekçelendirme biçimlerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Yöntem olarak anket ve yarı yapılandırılmış mülakat teknikleri beraber kullanılmıştır. Bu doğrultuda 151 kadın mahkûma uygulanan anket sonuçlarından elde edilen bulgular, tanımlayıcı istatistiksel metot ile değerlendirilmiş, ayrıca 8 kadınla yapılan yarı yapılandırılmış görüşme sonuçlarına yer verilmiştir. Bulguların değerlendirilmesi sonucunda, hayata ve vücut dokunulmazlığına karşı suç işlemiş kadın mahkûmların karıştıkları suçu dindarlıkları içinde genellikle üç şekilde açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır. Nötrleştirme teknikleri içinde yer alan bu açıklama tipleri, değerlere bağlılık, mağdurun rolü ve sorumluluğu reddetme şeklindedir. Birincisinde, durumu namus meselesi olarak görme ve sahip olduğu değerlerle/inançla karıştıkları suçu açıklama söz konusudur. İkincisinde, maruz kalınan şiddet (aile içi sorunlar sonucu, karşı tarafın bunu hak etmesi olarak açıklanmaktadır. Üçüncüsü ise, akli hastalık ya da bunalım sonucu bu suça karıştığını belirterek, sorumluluğu reddetme şeklindedir.

  11. Using VE to Strategically Plan Our Future

    Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

    Margie Jeffs; Lori Braase; Alison Conner; Darcie Martinson; Jodi Grgich

    2009-06-01

    The Value Engineering (VE) Methodology is an effective tool for business or project strategic planning. In conjunction with the “Balanced Scorecard Approach” (Drs. Robert Kaplan, PhD, and David Norton, PhD, from the Balanced Scorecard Collaborative/Palladium Group), function analysis can be used to develop strategy maps and scorecards. The FAST diagram provides an integrated approach to strategy map development by formulating a cause and effect relationship and establishing the “how” and “why” behind the strategy map. By utilizing the VE Job Plan, one is able to move from strategic thinking all the way through to execution of the strategy.

  12. Japon Balığı (Carassius Auratus L. 1758) ve Arpa Bitkisinin (Hordeum Vulgare L.) Gelişimi ve Su Kalitesinin İyileştirilmesi Üzerine Aquaponik Sistemin Etkileri

    OpenAIRE

    KESKİNBALTA, Mehmet Anıl; HAMZAOĞLU, Gökhan; ÇELİK, Meryem Yeşim; DERNEKBAŞI, Seval

    2015-01-01

    Bu araştırmada, Japon balığı (Carassius auratus L. 1758) ve arpa bitkisi (Hordeum vulgare L.) kullanılarak model bir akuaponik sistem oluşturulmuştur. Araştırma süresince arpa bitkisinin suyun nitrit, nitrat ve fosfat değerlerinde yaptığı değişim ve balıkların gelişimi üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. 30 günlük araştırma süresince günlük olarak pH, sıcaklık ve oksijen değerleri ölçülmüştür. Haftalık olarak bitki yetiştirme yatağına giren ve bitkiden süzülen suyun nitrit (NO2...

  13. Japon Balığı (Carassius auratus L. 1758) ve Arpa Bitkisinin (Hordeum vulgare L.) Gelişimi ve Su Kalitesinin İyileştirilmesi Üzerine Aquaponik Sistemin Etkileri

    OpenAIRE

    KESKİNBALTA, Mehmet; HAMZAOĞLU, Gökhan; ÇELİK, Meryem; DERNEKBAŞI, Seval

    2015-01-01

    Bu araştırmada, Japon balığı (Carassius auratus L. 1758) ve arpa bitkisi (Hordeum vulgare L.) kullanılarak model bir akuaponik sistem oluşturulmuştur. Araştırma süresince arpa bitkisinin suyun nitrit, nitrat ve fosfat değerlerinde yaptığı değişim ve balıkların gelişimi üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. 30 günlük araştırma süresince günlük olarak pH, sıcaklık ve oksijen değerleri ölçülmüştür. Haftalık olarak bitki yetiştirme yatağına giren ve bitkiden süzülen suyun nitrit (NO2...

  14. Variations of global gravity waves derived from 14 years of SABER temperature observations

    Science.gov (United States)

    Liu, Xiao; Yue, Jia; Xu, Jiyao; Garcia, Rolando R.; Russell, James M.; Mlynczak, Martin; Wu, Dong L.; Nakamura, Takuji

    2017-06-01

    The global gravity wave (GW) potential energy (PE) per unit mass is derived from SABER (Sounding of the Atmosphere using Broadband Emission Radiometry) temperature profiles over the past 14 years (2002-2015). Since the SABER data cover longer than one solar cycle, multivariate linear regression is applied to calculate the trend (means linear trend from 2002 to 2015) of global GW PE and the responses of global GW PE to solar activity, to QBO (quasi-biennial oscillation) and to ENSO (El Niño-Southern Oscillation). We find a significant positive trend of GW PE at around 50°N during July from 2002 to 2015, in agreement with ground-based radar observations at a similar latitude but from 1990 to 2010. Both the monthly and the deseasonalized trends of GW PE are significant near 50°S. Specifically, the deseasonalized trend of GW PE has a positive peak of 12-15% per decade at 40°S-50°S and below 60 km, which suggests that eddy diffusion is increasing in some places. A significant positive trend of GW PE near 50°S could be due to the strengthening of the polar stratospheric jets, as documented from Modern Era Retrospective-analysis for Research and Applications wind data. The response of GW PE to solar activity is negative in the lower and middle latitudes. The response of GW PE to QBO (as indicated by 30 hPa zonal winds over the equator) is negative in the tropical upper stratosphere and extends to higher latitudes at higher altitudes. The response of GW PE to ENSO (as indicated by the Multivariate ENSO Index) is positive in the tropical upper stratosphere.

  15. Defense.gov Special Report: V-E Day - 70th Anniversary

    Science.gov (United States)

    are strong united we will win WWII United Nations4 United We Win WWII United We can't win without them Historic Aircraft to Conduct V-E Day Flyover America will remember the millions who helped make possible 70th Anniversary in France Arsenal of Democracy Flyover Media Day V-E Day Veterans Profiles Charles

  16. Inter-Hemispheric Coupling During Recent North Polar Summer Periods as Predicted by MaCWAVE/MIDAS Rocket Data and Traced by TIMED/SABER Measurements

    Science.gov (United States)

    Goldberg, Richard A.; Feofilov, Artem G.; Kutepov, Alexander A.; Pesnell W. Dean; Schmidlin, Francis J.

    2011-01-01

    In July, 2002, the MaCWAVE-MIDAS Rocket Program was launched from Andoya Rocket Range (ARR) in Norway. Data from these flights demonstrated that the polar summer mesosphere during this period was unusual, at least above ARR. Theoretical studies have since been published that imply that the abnormal characteristics of this polar summer were generated by dynamical processes occurring in the southern polar winter hemisphere. We have used data from the SABER instrument aboard the NASA Thermosphere Ionosphere Mesosphere Energetics and Dynamics (TIMED) Satellite to study these characteristics and compare them with the features observed in the ensuing eight years. For background, the TIMED Satellite was launched on December 7,2001 to study the dynamics and energy of the mesosphere and lower thermosphere. The SABER instrument is a limb scanning infrared radiometer designed to measure temperature of the region as well as a large number of minor constituents. In this study, we review the MaCWAVE rocket results. Next, we investigate the temperature characteristics of the polar mesosphere as a function of spatial and temporal considerations. We have used the most recent SABER dataset (1.07). Weekly averages are used to make comparisons between the winter and summer hemispheres. Furthermore, the data analysis agrees with recent theoretical studies showing that this behavior is a result of anomalous dynamical events in the southern hemisphere. The findings discussed here clearly show the value of scientific rocket flights used in a discovery mode.

  17. Van’da Tüketime Sunulan Feta Peynirlerinin Mikrobiyolojik ve Kimyasal Kalitesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Enise Akel

    2016-11-01

    Full Text Available Bu çalışma, Van il merkezinde tüketime sunulan Feta peynirlerinin mikrobiyolojik ve kimyasal kalitesini belirlemek amacıyla yapıldı. Çalışmada 50 adet Feta peyniri materyal olarak kullanıldı. Feta peynirlerinin mikrobiyolojik analizleri sonucunda, ortalama olarak toplam aerob mezofil genel canlı sayısı 5,49 log kob/g, laktik asit bakteri sayısı 5,20 log kob/g, koliform grubu mikroorganizma sayısı 0,78 log kob/g, Escherichia coli sayısı 0,10 log kob/g, mikrokok/stafilokok sayısı 0,58 log kob/g, koagülaz pozitif Staphylococcus aureus sayısı 0,53 log kob/g, Clostridium perfringens sayısı 0,08 log kob/g, enterobakteri sayısı 0,96 log kob/g, maya ve küf sayısı ise 5,18 log kob/g olarak saptandı. Kimyasal analizler sonucunda ise ortalama pH değeri 4,38, titre edilebilir asitlik derecesi %1,41 LA, kuru madde miktarı %41,21, yağ miktarı %18,12, kuru maddede yağ miktarı %44,18, tuz miktarı %8,36 ve kuru maddede tuz miktarı %20,42 olarak tespit edildi. Feta peyniri örneklerinin tamamı titre edilebilir asitlik yönünden standartlara uygun bulundu. Ancak örneklerin %8’i koagülaz pozitif S. aureus, %52’si pH ve %100’ü kuru maddede tuz yönünden standartlara uygun bulunmadı. Sonuç olarak, Feta peynirlerinin mikrobiyolojik ve kimyasal kalitesinin yetersiz olduğu ve bu durumun üretici ve tüketiciler için risk oluşturabileceği kanısına varıldı. Gıda zincirinin tüm aşamalarında temeli GMP olan HACCP sisteminin uygulanması gıda güvenliği, halk sağlığı ve tüketici haklarının korunmasında etkin rol oynayacaktır.

  18. Orta Asya ve Kafkasya’da Nükleer Enerji Açısından Türkiye’nin Mali Beklenti ve Riskleri: Praksiyolojik Bir İnceleme

    OpenAIRE

    Bahçe, Abdullah; Gümüş, Öner

    2016-01-01

     ÖzNükleer enerji birçok ülkenin birbirine karşı üstünlük sağlamada kullanabildikleri bir araçtır. Bunun temel sebebi de nükleer enerjinin ekonomik ve mali getiri sağlayarak ülkelerin kalkınmalarını etkileyebilecek bir potansiyele sahip olmasıdır. Bu yönüyle nükleer enerji, verginin doğmasına neden olacak bir etkiye de sahiptir. Türkiye’de ise nükleer enerji üretilememektedir. Bununla birlikte diğer enerji çeşitlerinin üretimi söz konusudur ve bu enerji çeşitlerinden üretilen mal ve hizmetler...

  19. Tiyatro, karikatür ve film provokasyonları bağlamında Fransız basınında İslam ve Hz. Muhammed imajı

    OpenAIRE

    METİN, İsmail

    2016-01-01

    Oryantalizm ve oryantalistler, tarih boyunca İslamı kendi zihin dünyasına göre anlamış ve bu yönde çalışmalar yapmıştır. Yapılan bu çalışmalar ilmi eserler, ansiklopediler, kitaplar, makaleler başta olmak üzere, yazılı ve görsel basında da yer almıştır. Bu makale, oryantalizmin önemli merkezlerinden olan Fransada, özellikle yazılı basında, başta İslam, Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed olmak üzere dini değerlerin medya tarafından algılanış biçimini, karikatür ve film provokasyonları bağlamında tari...

  20. NEVRUZ VE SUMER BEREKET KÜLTÜ AYNI KAYNAK DEĞİL Mİ?

    OpenAIRE

    ÇIĞ, Muazzez İlmiye

    2016-01-01

    Sumerliler insanlık tarihinin en eski kavimleri arasında yer almaktadır. Başta “yazı” olmak üzere kültür ve uygarlık simgesi birçok buluşun da Sumerlilere ait olduğu bilinmektedir. Türkler de tıpkı Sumerliler gibi insanlık tarihinin en eski kavimleri arasında yer almaktadır. Bu durum beraberinde “Peki Sumerliler ve Türkler arasında bir bağ var mıdır?” sorusunu akla getirmektedir. Başta Sumer belgeleri olmak üzere birçok bilgi ve belge Sumerliler ve Türkler arasında yakın bir...

    1. Damla Sulama Koşullarında Aşılı ve Aşısız Karpuzlarda Bitki, Su ve Verim İlişkilerinin İrdelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selçuk ÖZMEN

      2014-09-01

      Full Text Available Bu çalışma, 2006-2008 yılları arasında Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü deneme alanında yürütülmüştür. Araştırmada, damla sulama koşullarında aşılı ve aşısız karpuzlarda bitki, su ve verim ilişkileri irdelenmiştir. Denemede; tam sulanan aşılı (Crimson Tide+Jumbo:CTJ ve aşısız (Crimson Tide: CT konuları ele alınmıştır. Sulama suyu, sulama aralıkları arasında oluşan toplam A Sınıfı buharlaşma kabından okunan değerlere göre hesaplanmıştır. Çalışmada, konulara göre, sulama suyu (IW ve bitki su tüketimleri (ET, sırasıyla, 266.2–413.5 mm (12–16 sulama ve 433.1-520.6 mm arasında değişmiş; en yüksek IW ve mevsimlik ET ise, sırasıyla, 413.5 mm ve 520.6 mm ile CTJ konusundan 2006 yılında elde edilmiştir. Karpuz bitkisinde en yüksek ortalama aylık ET, 214.0 mm ile CTJ konusunda Mayıs ayında ölçülmüş; bu ayda ortalama çim kıyas bitki su tüketimi (ETo, 163.1 mm olarak belirlenmiştir. Bitki katsayısı (Kc değerlerinin; deneme yılları için, başlangıç, mevsim ortası ve mevsim sonudönemlerinde, sırasıyla, 0.240.67, 0.87-1.66 ve 0.83-0.93 olarak değiştiği saptanmıştır. Son yılki çalışmada; toplam kök yoğunluğunun aşılı konularda aşısızlara kıyasla % 4 daha fazla; yaprak su potansiyeli (YSP değerlerlerinin -0.20 ile -0.70 MPa arasında değiştiği ve aşılı konuların daha yüksek YSP değerlerine sahip olduğu saptanmıştır. Aşılama ile verim, toplam su kullanma randımanı (TWUE ve su kullanım randımanı (IWUE artarken sulama suyunun ET içerisindeki kullanım oranı (IWc aşısız konularında daha yüksek olduğu belirlenmiştir. En yüksek verim 712.8 kg/ha ile CTJ konusundan 2008 yılından elde edilmiştir

    2. YAZILIM TEKRAR KULLANIMI VE NESNEYE YÖNELİK YAKLAŞIM

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Halil ŞENGONCA

      1995-02-01

      Full Text Available Yazılımın tekrar kullanımı, bir yazılım sisteminin geliştirilmesinde kullanılan bilginin ve ürünlerin, başka bir yazılım sistemi için kullanılmasıdır. Yazılımın tekrar kullanımı için kaynak kod bileşenlerinden oluşan bir kütüphane ve karmaşık sistemlerin bu yapı bloklarından oluşturulması fikri, ilk olarak 1968'te Dough McIlroy tarafından önerilmiştir. Günümüzde programlama dilleri, kullanılan teknikler ve araçlar çok değişmesine rağmen yazılımın tekrar kullanımı yazılım geliştirme maliyetlerini azaltmak ve kaliteyi yükseltmek için hala bir çözüm olarak görülmektedir. Nesneye yönelik programlama, kalıtım, koruma gibi özellikleriyle, kaynak kod bileşenlerinin oluşturulmasını ve kullanımını desteklemektedir. Yine de yazılım tekrar kullanımını bir kuruluş düzeyinde gerçekleştirmek için planlı ve koordineli bir programa gereksinim vardır. Bu makalede, yazılım tekrar kullanımı tanımlanmış ve nesneye yönelik yaklaşım ile yazılım tekrar kullanımını amaçlayan bir yazılım geliştirme süreci tanıtılmıştır. Ayrıca bir kuruluşun yazılım tekrar kullanımını kurumsallaştırma süreci için bir strateji önerilmiştir.

    3. VeLoc: Finding Your Car in Indoor Parking Structures

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ruipeng Gao

      2018-05-01

      Full Text Available While WiFi-based indoor localization is attractive, there are many indoor places without WiFi coverage with a strong demand for localization capability. This paper describes a system and associated algorithms to address the indoor vehicle localization problem without the installation of additional infrastructure. In this paper, we propose VeLoc, which utilizes the sensor data of smartphones in the vehicle together with the floor map of the parking structure to track the vehicle in real time. VeLoc simultaneously harnesses constraints imposed by the map and environment sensing. All these cues are codified into a novel augmented particle filtering framework to estimate the position of the vehicle. Experimental results show that VeLoc performs well when even the initial position and the initial heading direction of the vehicle are completely unknown.

    4. Gemi Kazalarına Neden Olan Köprü Üstü Kaynaklı Eksikliklerin İstatistiksel Açıdan İncelemesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tuba KEÇECİ

      2014-06-01

      Full Text Available Denizcilik sektörü için en önemli konulardan biri, insana, çevreye ve eşyaya gelebilecek zararların en aza indirilmesi amaçlanarak, ileride meydana gelecek kazaların önlenmesine çalışılmasıdır. Deniz kazalarının incelenmesi ve gemide emniyeti etkileyen faktörlerin belirlenmesi, bu amaca ulaşmada en önemli adımı oluşturmaktadır. Gemilerin emniyetli şekilde işletilmesi ve yönetilmesi için, gemilerin uluslararası standartlara uygunluğu sürekli olarak bayrak devleti ve liman devleti yetkililerince denetlenmektedir. Tanker şirketleri bu denetimlere ek olarak, yük taşıtan petrol ve kimyasal endüstrisi tarafından da denetime tabi tutulmaktadır. Bu çalışmada, Türk tanker şirketlerinin SIRE (Ship Inspection Report Programme ve CDI (Chemical Distribution Institute kapsamında gerçekleştirilen denetim sonuçları incelenerek, bulunan eksikliklerin ve bunlara ait kök sebeplerin araştırılmasına çalışılmıştır. En sık görülen hatalardan biri olan köprü üstü kaynaklı eksiklikler istatistiksel olarak ortaya konularak, bu hataların oluşmasında rol oynayan kök sebepler tartışılmıştır.

    5. FINDIK KABUKLARININ, ÇAY VE TÜTÜN ATIKLARININ HAMMADDE OLARAK KULLANILMASI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ş. İsmail KIRBAŞLAR

      2001-01-01

      Full Text Available Bu çalışmada, fındık kabukları, çay ve tütün atıklarındaki nem, kül, yağ ve sellüloz miktarları analiz edilmiştir. Ayrıca, fındık kabukları, çay ve tütün atıklarının içerdiği pentosan, pentos ve furfural miktarları belirlenmiştir. Furfural her üç atıktan destilasyon metoduyla ayrılmıştır. Atıklardan ayrılan furfural örneklerinin IRspektrumları ile standart furfuralin IR-spektrumları karşılaştırılmıştır. Fındık kabuklarından farklı sıcaklıklarda aktif karbon elde edilmiştir. Bu aktif karbon kullanılarak organik ve anarganik atıklar adsorbsiyonla uzaklaştırılmıştır.

    6. ELEKTRİKLİ EV ALETLERİNDE CE UYUMLULUĞU VE BİR UYGULAMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nazmi EKREN

      2009-01-01

      Full Text Available Hızla gelişen teknoloji, artan rekabet ortamı ve kullanıcının bilinçlenmesi gibi nedenlerden dolayı kaliteli üretim yapmanın gerekliliği günümüzde daha da artmıştır. Ürün kalitesinin ve güvenilirliğinin belgelenmesi tüketici açısından şart olmuştur. Ürün güvenliğinin belgelenmesinde kullanılan birçok belge vardır. Bu belgelerden biri de CE belgesidir. Bu makalede, CE işareti ile ilgili temel bilgi verilmiş ve elektrikli ev aletleri için gerekli CE standartları ve testlerinden bahsedilmiştir. Örnek olarak elektrikli ev aletlerinden tost makinesi ele alınmış, incelenmiştir. Tost makinesine CE belgesi almak için EN60335-2-9 direktifine göre gerekli testler yapılmış ve CE belgesi alınmıştır.

    7. İSTANBUL’A GELEN SIRTÇANTALI TURİSTLERİN SEYAHAT MOTİVASYONLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

      OpenAIRE

      HARMAN, Serhat; ÇAKICI, A. Celil; AKATAY, Ayten

      2013-01-01

      Sırtçantalı turistler dünya turizm endüstrisi içinde önemli bir pazar dilimi haline gelmiştir. İstanbul’a gelen sırtçantalı turistlerin seyahat motivasyonlarını belirlemek üzere bir araştırma yapılmıştır. Alanyazına dayalı geliştirilen anket, İstanbul’a 2012 yılı Mart- Nisan aylarında gelen sırtçantalılara internet ortamında ve yüz yüze uygulanmıştır. Cinsiyet ve yaşa göre kota örneklemesinin yapıldığı anket uygulamasında, kullanılabilir 887 ankete ulaşılmıştır. İstanbul’a gelen sırtçantalıla...

    8. Computer programs to make a Chart of the nuclides for WWW

      International Nuclear Information System (INIS)

      Nakagawa, Tsuneo; Katakura, Jun-ichi; Horiguchi, Takayoshi

      1999-06-01

      Computer programs to make a chart of the nuclides for World Wide Web (WWW) have been developed. The programs make a data file for WWW chart of the nuclides from a data file containing nuclide information in the format similar to ENSDF, by filling unknown half-lives with calculated ones. Then, the WWW chart of the nuclides in the gif format is created from the data file. The programs to make html files and image map files, to select a chart of selected nuclides, and to show various information of nuclides are included in the system. All the programs are written in C language. This report describes the formats of files, the programs and 1998 issue of Chart of the Nuclides made by means of the present programs. (author)

    9. apılan Sporun Karakteristiği Solunum Fonksiyonlarını Etkiler mi? Voleybol ve Judo Sporcularının Karşılaştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tuğba KOCAHAN

      2017-06-01

      Full Text Available Sporcular yapılan spora bağlı olarak farklı fizyolojik adaptasyonlar geliştirirler. Solunum fonksiyonları da bu adaptasyonlardan etkilenir. Çalışmamızın amacı karakteristiği birbirinden oldukça farklı olan voleybol ve judo sporunun solunum fonksiyonları üzerindeki etkisini karşılaştırmaktır. Çalışmaya ortalama yaşı 15,50±1,08 yıl olan 12 erkek voleybol sporcusu ile ortalama yaşı 15,10±1.37 yıl olan 10 erkek judo sporcusu dahil edildi. Sporcuların solunum fonksiyonları spirometre ile test edildi. Sporcuların forced expiratory volume-zorlu ekspiratuar hacim (FEV, forced expiratory volume in one second-bir saniyedeki zorlu ekspiratuar hacim (FEV1, forced vital capasity- zorlu vital kapasite (FVC, forced ekspiratuary volume-zorlu ekspiraturar volüm/ forced vital capasity-zorlu vital kapasite yüzdesi (FEV1/FVC%, peak expiratory flow- tepe akım hızı (PEF, forced expiratory volume at %25- %25’deki zorlu ekspiratuar hacim (FEV25, forced expiratory volume at %50- %50’deki zorlu ekspiratuar hacim (FEV50, forced expiratory volume at %75- %75’deki zorlu ekspiratuar hacim (FEV75 değerleri kaydedildi ve SPSS istatistiksel analiz programı kullanılarak veriler karşılaştırıldı. Sporcuların yaşları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0,05. Boy ve kilo değerleri arasında anlamlı bir fark mevcut olsa da söz konusu bu fark BKI (Beden Kitle İndeksi için geçerli değildir (p>0,05. Spirometrik değişkenlerden FEV1/FVC% haricindeki tüm değerler voleybol sporcularında daha yüksek belirlenmiştir ve iki grup arasındaki değişkenler arasındaki farkın tamamı anlamlılık düzeyine ulaşmıştır (p<0,05. Voleybol sporunda, judo sporuna kıyasla solunum sistemi üzerine düşen yükün daha fazla olması bu sporcuların solunum fonksiyonlarının judo sporcularından yüksek çıkmasına sebep olmuştur. Bu çalışma ile yapılan sporun karakteristiğinin solunum sistemi

    10. As águas míticas da memória e a alegoria do tempo e do saber?

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Carmen Lúcia Tindó Ribeiro Secco

      1998-03-01

      Full Text Available O romance Parábola do cágado velho, do escritor Pepetela: relaçõesentre mito, memória e história. A parábola como estratégia narrativae o cágado como uma alegoria do tempo e do saber. A leitura críticado imaginário social de Angola, desde as origens fundadoras até a época atual.

    11. VeSMEL: A Novel Approach for Distance Management of E-Learning Platforms

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bernabe Batchakui

      2011-05-01

      Full Text Available This article presents a novel approach for distance management for e-learning platforms based on VeSMp protocol. VeSMEL results from the integration of VeSMp to xMoodle 2.0 platform that has been developed. It offers a compromise between the mobility of actors and the availability of xMoodle 2.0 content in zones where internet is inaccessible. The GSM system is used like support for communication allowing the actors to reach servers from their cell phone.

    12. Accessing HEP Collaboration documents using WWW and WAIS

      International Nuclear Information System (INIS)

      Nguyen, T.D.; Buckley-Geer, E.; Ritchie, D.J.

      1995-09-01

      WAIS stands for Wide Area Information Server. It is a distributed information retrieval system. A WAIS system has a client-server architecture which consists of clients talking to a server via a TCP/IP network using the ANSI standard Z39-50 VI protocol. A freely available version (FreeWAIS) is supported by the Clearinghouse for Networked Information Discovery and Retrieval, also known as CNIDR. FreeWAIS-sf, which is the software the authors are using at Fermilab, is an extension of FreeWAIS. FreeWAIS-sf supports all the functionalities which FreeWAIS offers as well as additional indexing and searching capabilities for structured fields. World Wide Web (WWW) was originally developed by Tim Berners-Lee at CERN and is now the backbone for serving information on Internet. Here, the authors describe a system for accessing HEP collaboration documents using WWW and WAIS

    13. Accessing HEP Collaboration documents using WWW and WAIS

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Nguyen, T.D.; Buckley-Geer, E.; Ritchie, D.J.

      1995-09-01

      WAIS stands for Wide Area Information Server. It is a distributed information retrieval system. A WAIS system has a client-server architecture which consists of clients talking to a server via a TCP/IP network using the ANSI standard Z39-50 VI protocol. A freely available version (FreeWAIS) is supported by the Clearinghouse for Networked Information Discovery and Retrieval, also known as CNIDR. FreeWAIS-sf, which is the software the authors are using at Fermilab, is an extension of FreeWAIS. FreeWAIS-sf supports all the functionalities which FreeWAIS offers as well as additional indexing and searching capabilities for structured fields. World Wide Web (WWW) was originally developed by Tim Berners-Lee at CERN and is now the backbone for serving information on Internet. Here, the authors describe a system for accessing HEP collaboration documents using WWW and WAIS.

    14. Türev piyasaları ve vergilendirilmesi

      OpenAIRE

      İşler, İsmail; Utku, Mehmet

      2015-01-01

      Türev piyasaları kavramı, vadeli işlem sözleşmeleri (forward, futures), opsiyon sözleşmeleri, swap sözleşmeleri ve aracı kuruluş varantları işlemlerinin tamamını içermektedir. Bu tür işlemler vadeli işlemlerdir. Vadeli işlemlerin ortak özelliği, ilerideki bir tarihte teslimatı yapılmak üzere herhangi bir malın veya finansal aracın, bugünden alım satımının yapılmasıdır. Bu çalışmada türev araçların tanımları ve vergilendirilmeleri örneklerle açıklanacaktır. The term derivatives market invol...

    15. Por um diálogo de saberes entre pescadores artesanais, marisqueiras e o direito ambiental do trabalho

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ingrid Gil Sales Carvalho

      2014-10-01

      Full Text Available O diálogo de saberes entre pescadores artesanais e marisqueiras sobre o direito a um meio ambiente de trabalho saudável se estabelece como um novo processo de reivindicação para as melhorias das condições de trabalho de populações afetadas por problemas ambientais em geral, e especialmente na Baía de Todos os Santos (BTS. As comunidades do entorno da BTS queixam-se ao Ministério Público Estadual dos efeitos danosos à saúde e ao ambiente das indústrias instaladas no Centro Industrial de Aratu e Porto de Aratu. Diversos pesquisadores das áreas de química, toxicologia, oceanografia, biologia e medicina da Universidade Federal da Bahia (UFBA vêm aprofundando estudos sobre os efeitos da contaminação da BTS em variadas publicações científicas. O objetivo deste artigo é refletir sobre a contribuição desse diálogo na área do direito ambiental do trabalho (DAT no Brasil. A metodologia deste estudo envolveu entrevistas semiestruturada, observação participante, análise documental. Conclui-se que legislação ambientalista/trabalhista do Brasil necessita incluir o diálogo de saberes para garantir o acesso a um meio ambiente de trabalho saudável para pescadores artesanais e marisqueiras.

    16. Currículos disciplinares na área de saúde: ensaio sobre saber e poder

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Verônica Santos Albuquerque

      2009-12-01

      Full Text Available O presente artigo traz uma revisão histórica sobre a construção do conhecimento e do poder a partir da organização disciplinar como base para a discussão do confinamento do saber em disciplinas na formação dos profissionais de saúde e suas consequências nos modos de produzir atenção à saúde. Ato contínuo, propõe a interdisciplinaridade, a transdisciplinaridade e o pensamento complexo como referenciais teóricos para ultrapassagem da lógica disciplinar.

    17. Yenidünyanın Bazı Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Feramuz Özdemir

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada Ege, Karadeniz ve özellikle Akdeniz bölgesinde yaygın olarak yetiştirilen yenidünyanın (eriobotrya japonnica L. bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlenmiştir.         Araştırmada materyal olarak Antalya Narenciye ve Seracılık Araştırma Enstitüsünün yenidünya bahçesinden sağlanan üç yerli, dört yabancı ve bir yabani olmak üzere toplam sekiz çeşit yenidünya kullanılmıştır. Yeme olumunda toplanan bu meyvelerin ağırlığı çeşide göre 14.00-33.46 g, meyve eti oranı %80.96-87.65, çekirdek sayısı 1-6 adet, çekirdek ağırlığı 2.17-5.35 g ve çekirdek ağırlık oranı %12.35-19.04 olarak saptanmıştır. Kimyasal nitelikler ise pulpta ortalama olarak suda çözünür kurumadde %11.08, pH 3.39, toplam asitlik (malik asit cinsinden 0.75, toplam şeker %9.78, indirgen şeker $9.29, sakkaroz %0.49, kül %0.42, formol sayısı 8.91 ve selüloz % 0.30 olarak bulunmuştur. Meyve pulpundaki mineral madde miktarları ise K 1246.8, Ca 273.1, Na 240.9, Mg 167, Fe 17.2, Cu 9.6, Mn 0.94 ve Zn 5.21 mg/kg olarak belirlenmiştir.

    18. Doğu Karadeniz Bölgesinde Üretilen Balların Kimyasal ve Duyusal Nitelikleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zehra Güler

      2015-02-01

      Full Text Available Bal, başlıca karbonhidrat (glikoz ve früktoz ve sudan oluşan doğal bir üründür. Bu bileşenlerin yanı sıra protein, enzimler, organik asitler, mineral maddeler ve polen de içermektedir. Bal bileşimini ve özellikle de duyusal niteliğini üretildiği bölgenin florası önemli düzeyde etkilemektedir. Bu nedenle çalışmamız farklı florası ile bilinen Karadeniz bölgesinde (özellikle Hemşin üretilen ballar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Üç yıl süresince her yıl Ağustos ayının son haftasında 10 adet bal örneği alınarak toplam 30 adet balın kimyasal ve duyusal nitelikleri incelenmiştir. Ballarda rutubet, invert şeker, sakkaroz, hidroksi metil furfural ve pH gibi nitelikler ortalama olarak sırasıyla % 18,90; % 68,42; % 1,54; 3,83 mg/kg ve 4,96 belirlenmiş ve yalnızca 1 örnekte ticari glikoz varlığına rastlanmıştır. Duyusal nitelikler bakımından ballar, açık sarı renkten-kahverengi ya da kahverengi-kırmızı renge, tat ve kokusu ise yavan bir aroma ve tat'dan çiçek kokusu, tatlı ve kinin acılığı benzeri bir tada kadar değişim göstermiştir. Elde edilen sonuçlara göre, bal örnekleri arasında kimyasal niteliklerin büyük farklılıklar göstermediği ancak duyusal bakımından belirgin bir değişim ortaya koydukları belirlenmiştir.

    19. Lactobacillus ve Bifidobacterium Cinsi Bakterilerin Beta Galaktosidaz Enzim Aktivitelerinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yasemin Kılıç

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, insan, gıda ve hayvan kaynaklı 39 Lactobacilllus cinsine ait ve yeni doğan gaitasından izole edilmiş 3 Bifidobacterium cinsine ait toplam 42 bakteri kullanılmıştır. O-nitrofenil-beta-D-galaktosit (o-NPG substrat olarak kullanılarak, kültürlerin β-galaktosidaz enzim ve spesifik aktiviteleri belirlenmiştir. Lactobacillus cinsine ait kültürlerden L. fermentum ZYN17 (2.468 U/mg, L. casei LB65 (1.116 U/mg, L. rhamnosus GD11 (1.034 U/mg ve L. acidophilus BAZ36 (0.947 U/mg suşlarının, Bifidobacterium cinsine ait kültürlerden de B. breve A26 (0.726 U/mg suşunun en yüksek spesifik aktivite yeteneğine sahip oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca, bakterilerin 5-brom-4-klor-3-indolil-β-D-galaktopiranosit (X-gal substrat bileşiğiyle de nitel olarak enzim aktivitesinin varlığı değerlendirilmiştir. Yüksek spesifik β-galaktozidaz aktivitesi gösteren ZYN17 suşuna ait β-galaktozidaz enziminin optimizasyonu yapılmıştır. β-galaktozidaz enziminin optimum pH’sı 6.8, optimum sıcaklığı 37 ºC ve optimum tamponun potasyum fosfat tamponu olduğu belirlenmiştir.

    20. www.kernenergie.de - nuclear power has a German Internet address

      International Nuclear Information System (INIS)

      Anon.

      2000-01-01

      www.kernenergie.de is the address on the worldwide web under which the German nuclear organizations, Deutsches Atomforum (DAtF), Informationskreis Kernenergie (IK), and Kerntechnische Gesellschaft (KTG) as well as atw - internationale Zeitschrift fuer Kernenergie, and INFORUM can be reached. Extensive sources of information, discussions, on-line dictionaries, computer codes, dynamic web pages, digital documents and multimedia offerings can be called up via the portal under the individual web sites. In this way, www.kernenergie.de provides a comprehensive and up-to-date background of information about nuclear power and adjacent topics in the digital worldwide web. (orig.) [de

    1. The Relationship of Safe and Participatory School Environments and Supportive Attitudes toward Violence: Evidence from the Colombian Saber Test of Citizenship Competencies

      Science.gov (United States)

      Diazgranados, Silvia; Noonan, James

      2015-01-01

      In Colombia, reducing levels of interpersonal and community violence is a key component of the country's approach to citizenship education. In this study, we use data collected during the 2005 Saber test of Citizenship Competencies to examine the relationship of school environments and individual students' supportive attitudes toward violence…

    2. Kefir ve Kefir Kullanılarak Yapılan Bazı Ürünler

      OpenAIRE

      ESMEK, Emel; GÜZELER, Nuray

      2018-01-01

      Kefir, bakteri ve mayaların etkileriyle kefir daneleri içinde simbiyotik birleşmesi ile oluşan fermente bir süt ürünüdür. Kefir, ağızda hissedilen köpürücü etkisi, tipik maya tadı ve kendisine has belirli aromaları ile bilinir. Kefir fermentasyonun ana ürünleri içeceğin vizkozitesini, asitliğini ve düşük alkol içeriğini gösteren laktik asit, etanol ve karbondioksittir. İkincil bileşenler ise aroma kompozisyonuna katkıda bulunan, diasetil, asetaldehit, etil alkol ve aminoasittir. Kefir, vücudu...

    3. Variabilities of Low-Latitude Migrating and Nonmigrating Tides in GPS-TEC and TIMED-SABER Temperature During the Sudden Stratospheric Warming Event of 2013

      Science.gov (United States)

      Sridharan, S.

      2017-10-01

      The Global Positioning System deduced total electron content (TEC) data at 15°N (geomagnetic), which is the crest region of equatorial ionization anomaly, are used to study tidal variabilities during the 2013 sudden stratospheric warming (SSW) event. The results from space-time spectral analysis reveal that the amplitudes of migrating diurnal (DW1) and semidiurnal (SW2) tides are larger than those of nonmigrating tides. After the SSW onset, the amplitudes of DW1, SW2, SW1, and DS0 increase. Moreover, they show 16 day variations similar to the periodicity of the high-latitude stratospheric planetary wave (PW), suggesting that the nonmigrating tides (SW1 and DS0) are possibly generated due to nonlinear interaction of migrating tides with PW. Similar spectral analysis on temperature at 10°N obtained from the Sounding of Atmosphere by Broadband Emission Radiometry (SABER) shows that the SW2 enhances at stratospheric heights and the SW2 is more dominant at 80-90 km, but its amplitude decreases around 100 km. The amplitudes of nonmigrating tides become comparable to those of SW2 around 100 km, and their contribution becomes increasingly important at higher heights. This suggests that the nonlinear interaction between migrating tides and PW occurs at low-latitude upper mesospheric heights, as SW2 exhibits 16 day periodicity in SABER temperature at 100 km as observed in TEC. Besides, it is observed that the eastward propagating tides are less dominant than westward propagating tides in both TEC and SABER temperatures.

    4. Ozonla pestisit giderimi uygulamasının domateste renk ve C vitaminine etklieri

      OpenAIRE

      BALTACI YİĞİT, Havva Merve

      2015-01-01

      Bu tez kapsamında tarla koşullarında yetiştirilen domatesler üç farklı pestisit (neonikotinoidlerden imidacloprid, METI grubundan fenazaquin ve sentetik piretroidlerden lambda cyhalothrin) ile ilaçlanmış ve hasat edilen domateslerde yapılan ozonlama işleminin pestisit giderimine, C vitaminine ve renge etkisi ortaya konulmuştur. Ozonlu su ile yıkama işlemi sonucunda imidacloprid, fenazaquin ve lambda cyhalothrinin sırasıyla; %40,9, %57,8, %20,4 oranında, doğrudan suda yıkama işlemi so...

    5. Errors in Sounding of the Atmosphere Using Broadband Emission Radiometry (SABER) Kinetic Temperature Caused by Non-Local Thermodynamic Equilibrium Model Parameters

      Science.gov (United States)

      Garcia-Comas, Maya; Lopez-Puertas, M.; Funke, B.; Bermejo-Pantaleon, D.; Marshall, Benjamin T.; Mertens, Christopher J.; Remsberg, Ellis E.; Mlynczak, Martin G.; Gordley, L. L.; Russell, James M.

      2008-01-01

      The vast set of near global and continuous atmospheric measurements made by the SABER instrument since 2002, including daytime and nighttime kinetic temperature (T(sub k)) from 20 to 105 km, is available to the scientific community. The temperature is retrieved from SABER measurements of the atmospheric 15 micron CO2 limb emission. This emission separates from local thermodynamic equilibrium (LTE) conditions in the rarefied mesosphere and thermosphere, making it necessary to consider the CO2 vibrational state non-LTE populations in the retrieval algorithm above 70 km. Those populations depend on kinetic parameters describing the rate at which energy exchange between atmospheric molecules take place, but some of these collisional rates are not well known. We consider current uncertainties in the rates of quenching of CO2 (v2 ) by N2 , O2 and O, and the CO2 (v2 ) vibrational-vibrational exchange to estimate their impact on SABER T(sub k) for different atmospheric conditions. The T(sub k) is more sensitive to the uncertainty in the latter two and their effects depend on altitude. The T(sub k) combined systematic error due to non-LTE kinetic parameters does not exceed +/- 1.5 K below 95 km and +/- 4-5 K at 100 km for most latitudes and seasons (except for polar summer) if the Tk profile does not have pronounced vertical structure. The error is +/- 3 K at 80 km, +/- 6 K at 84 km and +/- 18 K at 100 km under the less favourable polar summer conditions. For strong temperature inversion layers, the errors reach +/- 3 K at 82 km and +/- 8 K at 90 km. This particularly affects tide amplitude estimates, with errors of up to +/- 3 K.

    6. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi\\'nde Giardia intestinalis ve Entamoeba histolytica/dispar prevalansı: Dört yıllık izlem

      OpenAIRE

      Bayram, Yasemin; Parlak, Mehmet; Çıkman, Aytekin

      2013-01-01

      Amaç: Çalışmada dört yıllık sürede Giardia intestinalis ve Entemoeba histolytica/ Entemoeba dispar saptanma oranı, yıllar göre dağılımı ile yaş grupları ve cinsiyete göre dağılımının retrospektif olarak belirlenmesi amaçlanmış­tır. Gereç ve yöntem: Ocak 2008 ile Aralık 2011 tarihleri arasında laboratuvarımıza gönderilen 9911 dışkı örneği parazitolojik yönden incelenmiştir. Taze dışkı örneklerinde Entamoeba sp., Giardia trofozoit ve kistlerinin mikrosko­bik teşhisi i...

    7. Tad, Koku ve Renk Katkısı Olarak Kırmızı Biber

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Atillâ Akgül

      2015-02-01

      Full Text Available Kırmızıbiber, dünya çapında kültürü yapılan ve kullanılan en önemli baharatlardan biridir. Değişik kullanım şekillerinin yanısıra, bölge ve ülkelere göre değişen çok sayıda gıda ürününde yer alması, diğer çoğu baharatlardan farklı olarak yakıcılık ve renk maddelerince zengin olması kırmızıbiberi vazgeçilemez bir tad, koku ve renk materyali durumuna getirmiştir. Bununla birlikte botanik kaynakları ve özellikleri ile ticaret ve bölgesel tüketimlerde çok çeşitli isimle bilinmesi gibi karışıklıklar henüz tam olarak standart çözümlere kavuşturulamamıştır. Yaygınlık kazanan bazı sınıflama ve isimlemelerin kullanılması sürmektedir.

    8. Fibroblast growth factor signaling potentiates VE-cadherin stability at adherens junctions by regulating SHP2.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kunihiko Hatanaka

      Full Text Available The fibroblast growth factor (FGF system plays a critical role in the maintenance of vascular integrity via enhancing the stability of VE-cadherin at adherens junctions. However, the precise molecular mechanism is not well understood. In the present study, we aimed to investigate the detailed mechanism of FGF regulation of VE-cadherin function that leads to endothelial junction stabilization.In vitro studies demonstrated that the loss of FGF signaling disrupts the VE-cadherin-catenin complex at adherens junctions by increasing tyrosine phosphorylation levels of VE-cadherin. Among protein tyrosine phosphatases (PTPs known to be involved in the maintenance of the VE-cadherin complex, suppression of FGF signaling reduces SHP2 expression levels and SHP2/VE-cadherin interaction due to accelerated SHP2 protein degradation. Increased endothelial permeability caused by FGF signaling inhibition was rescued by SHP2 overexpression, indicating the critical role of SHP2 in the maintenance of endothelial junction integrity.These results identify FGF-dependent maintenance of SHP2 as an important new mechanism controlling the extent of VE-cadherin tyrosine phosphorylation, thereby regulating its presence in adherens junctions and endothelial permeability.

    9. Gifted Education Database (GED: Information Management and Online Teacher Recommendation System / Üstün Yetenekliler Eğitimi Veri Bankası: Bilgi Yönetimi ve Online Öğretmen Değerlendirme Sistemi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yewon Suh

      2016-12-01

      ımcı olmaktadır. Üstün yeteneklilerin eğitimi ile ilgili toplanmış kapsamlı bilgi sistemi olarak GED, üst düzey öğrencilere özellikle de dezavantajlı sosyo-kültürel tabakadaki bireylere uygun eğitsel tecrübeler sunacak politikaların üretilmesine destek olacak güvenilir ulusal verileri sağlar. Kullanıcı seviyesinde, üstün yeteneklilerin eğitimleri ile ilgili kişilerin veri ulaşımını arttırarak onlara uyarlanmış servisler sunar. Sonuç olarak GED bilgi ve insanlar arasında bağlantı sağlayan ve ulusal büyümenin itici güçlerinden birisi olarak değerlendirilebilir. Anahtar Sözcükler: üstün yetenekliler eğitimi, üstün yetenekliler veri tabanı, Kore bilgi sistemi

    10. Kapak ve İçindekiler

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kapak ve İçindekiler

      2015-12-01

      Full Text Available Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Chemical Abstracts Service , EBSCO Discovery Service, Google Scholar, WorldCat ve Zentralblatt MATH indekslerinde taranmaktadır.Süleyman Demirel University Journal of Natural and Applied Sciences is indexed in Chemical Abstracts Service, EBSCO Discovery Service, Google Scholar, WorldCat and Zentralblatt MATH.

    11. Anonimlik deneyimi ve sosyal medya etkisi

      OpenAIRE

      Aslan, M.Gökhan

      2012-01-01

      116 pages Anonimlik bir kelime olarak çağrıştırdığı ilk anlamlarının ötesinde çok katmanlı bir deneyimi temsil etmektedir. Bu tez çalışmasında amaçlanan, ilk adımda anonimliği sözlük anlamından itibaren başlayarak kapsamlı bir tanımsal analize tabi tutmaktır. Bu analiz dahilinde anonimliğin nitelikleri ve türleri bir bütün olarak ele alınmaktadır. İkinci adımda ise anonimliğin farklı iletişim biçimlerindeki dönüşümünün, paralel sosyal ve teknolojik değişimlerle beraber izi sürülerek son ba...

    12. PRIVATE PROPERTY IN PERIOD OF OTTOMAN EMPIRE AND ITS STRUCTURAL CHARACTERISTICS OSMANLI İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE ÖZEL MÜLKİYET VE YAPISAL ÖZELLİKLERİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Murat ÇİFTÇİ

      2011-09-01

      ve Roma uygarlıklarıyla paralel bir yapılanmayı tercih etmişlerdir. Muhtemelen bürokrasinin hâkimiyetini iktidara muhalif güç unsuru olarak görmüşlerdir. Neticede Osmanlı’nın kuruluş ve gelişim süreçlerinde bu sıkıntıyı feodal Ortaçağ Avrupa’sı yaşamıştır. Zirai üretimin temel üretim olduğu ve şehirlerin, zirai artık ürünle beslendiği bir dünyada Osmanlı, İstanbul gibi ana bürokratik şehirlere hammadde veya işlenmiş mamul mal olarak zirai artık ürünlerin ulaştırılmasında tüccarları kullanmıştır. İptidai sanayiciler de esnaf ve zanaatkârlar olmuştur. Böyle bir artı ürün akışının sağlanabilmesi için mecburen piyasa ekonomisi koşulları oluşturulmuş ve bu çerçevede de özel mülkiyet kurumsallaşmıştır. Vakıflarsa koşulsuz özel mülkiyeti de aşan ve piyasa ekonomisindeki rekabet koşullarını zedeleyen, özel mülkiyet üstü yapılanma olarak karşımıza çıkmaktadır.

    13. Frecuencia de discapacidad en estudiantes que presentan la prueba estandarizada de acceso a la educación superior (Saber 11 en Colombia y caracterización de su rendimiento

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Andrea Padilla Muñoz

      2012-10-01

      Este estudio sugiere que son pocas las PCD que se presentan a la prueba Saber 11. No existe forma de evidenciar discapacidad cognitiva en la prueba.529.651 estudiantes presentaron la prueba por primera vez, de los cuales el 0,2% (842 afirmaron durante la inscripción tener algún tipo de discapacidad. Del total de PCD, el 35,0% presentó una discapacidad motora, el 34,9% presentó una discapacidad auditiva y requirieron intérprete en la prueba, 19,1% presentó una discapacidad visual y un 11,5% presentó discapacidad auditiva, pero no requirieron intérprete. La mayoría de sus puntajes están en categorización media, y, en promedio, las personas con discapacidad visual tuvieron resultados mejores en las áreas básicas al compararlos con otras discapacidades.Análisis secundario de tipo descriptivo de los resultados del examen nacional de acceso a la educación superior (prueba Saber 11, presentado por PCD en el año 2009. La certificación de discapacidades realizada previa al examen durante la inscripción a la prueba. Se describen las características de dicha población, junto con los puntajes en la prueba.Describir las características y el rendimiento en la prueba Saber 11 de las personas con discapacidad (PCD en 2009.El examen nacional de acceso a la educación superior en Colombia (prueba Saber 11, es obligatorio para obtener el título de bachiller y ha realizado adaptaciones que permiten evaluar a personas con discapacidad física, auditiva y visual.

    14. COLORFUL VERSES IN CAHİT KÜLEBİ’S POEMS AND COLORS OF TURKISH CAHİT KÜLEBİ’NİN ŞİİRLERİNDE RENKLİ MISRALAR VE TÜRKÇENİN RENKLERİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gülşah DURMUŞ

      2010-07-01

      çısından değerlendirmektir. Şairin şiirlerinde kullanılan renkler ve renk çağrıştıran kelimeler ile ışık-gölge unsurunun tamamı tespit edilmiş olmakla birlikte bütün şiirlerde kullanılan bu unsurlar bir yazının sınırlarına sığamayacak kadar fazla olduğundan kitaplardaki renklerin genel görünüşüne dair önemli noktaların verilmesi ile yetinilmiş ve çalışma şairin kırk (40 şiirden oluşan Adamın Biri kitabı ile sınırlandırılmıştır.Bir şairin şiirlerinde sıkça kullanmayı tercih ettiği kelimeler, onun psikolojisini; kendisini, dünyayı ve hayatı algılayış biçimini ele veren önemli ipuçları taşır. Şairin şiirlerinde kullandığı kelimeler arasında sıkça kullanmayı tercih ettiği renkler ile ışık ve gölge unsurları ve bunların kullanılış biçimi de bu ipuçları arasında önemli bir alt kategoriyi teşkil eder. Varılmak istenilen esas nokta, kullanılan her bir rengin şiirsel işlevine ulaşmaktır.Külebi’nin Adamın Biri’ndeki şiirlerinde renkler “insan ve duyguları”, “doğa”, “yer”, “kavram”, “renksizlik” ve “zaman” açısından anlamlıdır. Külebi’nin en sık kullandığı renklerin sırasıyla “sarı”, “beyaz” ve “mavi” olduğu görülür. Bu renkleri “siyah”, “yeşil” ve “kahverengi” takip eder. Şairin en az kullandığı renk “tütün rengi”, hiç kullanmadığı renkler ise, “eflatun”, “mor” ve “kül rengi (gri’dir. Aydınlık, sevinç ve aşk; “sarı”, “beyaz” ve “mavi”yi mısralara davet ederken karanlık, hüzün ve ayrılık “kara”nın hissî ağırlığı ile mısralara taşınır.

    15. Düzce Yöresinde Su Kullanımı ve Tabansuyu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selçuk ÖZMEN

      2014-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Düzce yöresinde su kullanımı ve tabansuyu durumu irdelenmiştir. Yörede bulanan toplam tarım arazilerinin % 36’sı sulanmakta olup, bu arazilerde ağırlıklı olarak yüzey sulama yöntemi uygulanmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda; bu yörede sulama ile ilgili daha önce yapılan çalışmaların yetersiz olduğu ve basınçlı sulama tekniklerinin uygulama oranın sadece % 5-10 aralığında değiştiği saptanmıştır. Bununla birlikte, yörenin değişken topografik yapısı nedeniyle kış ve ilkbahar aylarında taban suyunun arttığı gözlenmiştir. Yörede sulama ve tabansuyu kaynaklı tuzluluk problemi olmadığı belirlenmiştir

    16. 2-ALLİL-6,6'-[(3,3'-DİMETOKSİ[1,1'-BİFENİL]-4,4'-DİYİLBİS(NİTRİLOMETİLİDEN]BİS-FENOLÜN MİKRODALGA VE GELENEKSEL ISITMA YOLUYLA SENTEZİ, YAPI KARAKTERİZASYONU VE TAUTOMERİK ÖZELLİKLERİNİN DENEYSEL VE TEORİK OLARAK İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Emel ERMİŞ

      2015-05-01

      Full Text Available 2-Allil-6,6'-[(3,3'-dimetoksi[1,1'-bifenil]-4,4'-diyilbis(nitrilometiliden]bis-fenol (3 Schiff bazı bileşiği, 3-allilsalisilaldehitin (1 o-dianisidin (2 ile kondenzasyon reaksiyonundan geleneksel ısıtma ve mikrodalga-ışınlama yöntemi kullanılarak sentezlendi. Bileşik (3’ün kimyasal yapısı element analizi, FTIR, 1H NMR, ve 13C NMR teknikleri kullanılarak karakterize edildi. Bileşiğin farklı organik çözücülerde fenol-imin (O-H…N ve keto-amin (O…H-N tautomerik dengeleri, UV-görünür bölge spektrofotometrik yöntem kullanılarak incelendi ve keto-amin yüzdeleri hesaplandı. Ayrıca, bileşiğin geometrisi, farklı çözücülerdeki fenol-imin ve keto-amin tautomerlerinin enerjisi, moleküliçi O-H…N ve O…H-N hidrojen bağ uzunluğu, UV-görünür bölge uyarılma enerjisi ve ossilatör kuvveti DFT (B3LYP/6-311+G(d,p hesaplama yöntemiyle teorik olarak hesaplandı ve hesaplamalar deneysel sonuçlar ile karşılaştırıldı.

    17. Acompanhamento terapêutico: história, clínica e saber

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Raymundo de Oliveira Reis Neto

      Full Text Available Abordando o acompanhamento terapêutico (AT de uma perspectiva histórica, o artigo tem como objetivo enfocar algumas transformações pelas quais essa modalidade de tratamento passou desde seu surgimento, mostrando sua relevância para a compreensão e o enfrentamento de alguns desafios com que se depara hoje. Destacando mudanças que concernem tanto a demanda por essa prática como os seus objetivos e o perfil daquele que a desempenha (AT, focalizamos a emergência e os desdobramentos de uma preocupação dos acompanhantes terapêuticos com o manejo do vínculo e da escuta. Tal preocupação os tem conduzido a um esforço de sistematização teórica do acompanhamento terapêutico que levanta importantes questões acerca da relação do AT com o saber que o credencia a praticar sua função.

    18. Mersin (Myrtus communis L. Meyvesinin bazı Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Musa Özcan

      2015-02-01

      Full Text Available İçel’den (Büyükeceli-Gülnar toplanan farklı büyüklük ve renklerdeki mersin (Myrtus communis L. meyvelerinin fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlenmiştir. Mor meyvelerde antosiyanin tespit edilirken beyaz renklide bulunmamıştır. Mor meyvelerde tanen miktarı beyazlara göre oldukça yüksektir. Titrasyon asitliği mor meyvelerde aynı olup, beyaza göre yüksektir. Meyveler mineral bakımından zengindir ve en yüksek olarak potasyum belirlenmiştir.

    19. Mersin (Myrtus communis L.) Meyvesinin bazı Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

      OpenAIRE

      Özcan, Musa; Akbulut, Mehmet

      1998-01-01

      İçel’den (Büyükeceli-Gülnar) toplanan farklı büyüklük ve renklerdeki mersin (Myrtus communis L.) meyvelerinin fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlenmiştir. Mor meyvelerde antosiyanin tespit edilirken beyaz renklide bulunmamıştır. Mor meyvelerde tanen miktarı beyazlara göre oldukça yüksektir. Titrasyon asitliği mor meyvelerde aynı olup, beyaza göre yüksektir. Meyveler mineral bakımından zengindir ve en yüksek olarak potasyum belirlenmiştir. 

    20. Hacia una parodia del saber científico en un neoplatónico latino tardoantiguo: De Nuptiis Mercurii et Philologiae de Marciano Capela

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Julieta Cardigni

      2016-12-01

      Full Text Available La monumental obra de Marciano Capela, De nuptiis Mercurii et Philologiae, clausura la paideia clásica e inaugura la educación medieval. Es, sin duda, un eslabón fundamental en la transmisión del saber de la Antigüedad clásica, dada la cantidad de información de que nos provee, su carácter no demasiado técnico, y su organización por tratados que invita a leerlos de manera independiente. En este marco nuestro presente trabajo analiza fundamentalmente la parodia como recurso discursivo y constructivo en De nuptiis, y la forma en que afecta la presentación de las Artes Liberales, tanto a nivel del discurso como en su contenido referencial. Así, esperamos echar luz sobre el proyecto literario de Marciano, que en nuestra opinión es esencialmente desestabilizador y crítico con respecto a las posibilidades de aprehensión y transmisión del saber.