WorldWideScience

Sample records for santrallerden elde edilen

  1. Toprak Solucanlarından Elde Edilen Vermikompostun Bazı Bitki Patojenleri Üzerindeki Antimikrobiyal Aktivitelerinin Araştırılması

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Uğur Tutar

    2012-12-01

    Full Text Available Toprak solucanlarının, organik atıkları biyolojik olarak parçalayarak ayrıştırmaları ile oluşturdukları “vemikompost” un, bazı patojen bakteri ve funguslara karşı etkili oldukları yapılan çeşitli araştırmalarla saptanmıştır. Bu çalışmada, Eisenia fetida türü toprak solucanlarından elde edilen vermikompostun; etanol ve kloroform solventleri kullanılarak elde edilen ekstrelerinin, bitkilerde hastalıklara neden olan toprak kaynaklı patojen 9 adet bakteri ve 9 adet fungusa karşı etkinliklerinin belirlenmesi amacıyla “disk difüzyon” ve “MIC” testleri uygulanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, toprak solucanlarından elde edilen vermikompostun kloroform ile elde edilen ekstrelerinin Pseudomonas syringae, Xhantomonas carotae, Sclerotinia sclerotiorum, Fusarim oxysporum, Aspergillus humicola ve Aspergillus fumigatus’ a karşı etkileri güçlü olurken Erwinia chrysanthemi, Pseudomonas fluorescens, ve Penicillium brevicompactum’ a karşı etkilerinin daha zayıf olduğu görülmüştür. Vermikompostun etanol ile elde edilen ekstrelerinin ise Pseudomonas syringae, Xhantomonas campestris ve Aspergillus fumigatus’ a karşı etkilerinin güçlü olduğu, Erwinia herbicola, Erwinia chrysanthemi ve Sclerotinia sclerotiorum’ a  karşı ise daha zayıf bir etki gösterdiği saptanmıştır.

  2. Langmuir-Blodgett (LB) yöntemi ile elde edilen çeşitli CdS ve Pb ince filmlerinin fiziksel özelliklerinin elektrik kuvvet mikroskobu (EKM) ile incelenmesi

    OpenAIRE

    ARSLAN, Melike

    2011-01-01

    Bu tez çalışmasında, Langmuir-Blodgett (LB) yöntemi ile elde edilen farklı pH derecelerine sahip Kadmiyum Sülfür (CdS) ve Kurşun (Pb) ince filminin topografik ve elektriksel özellikleri incelenmiştir. LB ince filmlerinin topografik özellikleri ve elektriksel özellikleri NT-MDT marka Taramalı Uç Mikroskobu (TUM) ile incelenmiştir. Yüzey morfolojik özel...

  3. Farklı Canlı Ağırlıklardaki Keçilerden Elde Edilen Çiğ Sütlerin Sert, Yarı Sert ve Yumuşak Peynir Üretim Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

    OpenAIRE

    Çimen, Murat; Topçu, Hakan; Ölcal, Mehmet Cengiz

    2013-01-01

    Bu araştırmanın amacı farklı canlı ağırlıklara sahip keçilerden elde edilen çiğ sütlerin sert, yarı sert ve sert peynir standartlarına göre uygunluğunu araştırmaktır. Veriler Tunceli ilinin İsmailli köyünde yetiştirilen bir Saanen keçi sürüsünden elde edilmiştir. Ağır ve hafif keçiler için sütteki toplam yağ seviyeleri yumuşak peynir üretimi için bildirilen standartlara uygun bulunmuştur. Her iki gruptaki (ağır ve hafif) toplam kurumadde ve protein oranları üç peynir çeşidi (yumuşak, yarı ser...

  4. Pasinler İlçesi (Erzurum’nde Şeker Pancarı (Beta vulgaris Bitkilerinden İzole Edilen Fusarium spp. ve Patojeniteleri

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ömer Faruk KARYAĞDI

    2016-05-01

    Full Text Available Bu çalışma Pasinler ilçesi (Erzurum’nde şeker pancarı (Beta vulgaris L. bitkilerinden izole edilen Fusarium türlerini ve patojenitelerini belirlemek amacıyla 2009 yılında yürütülmüştür. Şeker pancarı bitkisinden yapılan izolasyon çalışmaları sonucunda 194 Fusarium izolatı elde edilmiştir. Çalışmada elde edilen izolatların %37,63’ü F. equiseti, %31,44’ü F. oxysporum, %13,92’i F. acuminatum, %10,82’si F. solani, %4,12’si F. heterosporum, %1,55’i F. avenaceum ve %0,52’si F. graminearum olarak saptanmıştır. Yapılan patojenite testlerinde F. acuminatum (P2-8A1, F. equiseti (P1-6, F. heterosporum (P10-30, F. oxysporum (P8-24, P9-36 ve F. solani (P8-2 izolatları en yüksek hastalık şiddeti oluşturmuştur. F. acuminatum ve F. graminearum için şeker pancarı bitkisi, Türkiye’de yeni konukçu kaydı olarak belirlenmiştir.

  5. Ankara Piyasasından Temin Edilen Sofralık Siyah Zeytin Salamuralarının Mikrobiyolojik Analizi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Rabia Sarıkaya

    2015-02-01

    Full Text Available Bu çalışmada Ankara piyasasından temin edilen sofralık siyah zeytin salamuralarının mikrobiyolojik analizi yapıldı. Toplam 16 farklı semt pazarından sağlanan salamura örnekleri steril kavanozlara alındı, etiketlendi ve laboratuvara getirildi. Zeytin sularının desimal dilüsyonları uygun besiyerlerine ekildi ve inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon sonrasında elde edilen koloni sayımlarına göre örneklerdeki laktik asit bakteri sayısı 8.1 x 101 - 9.1 x 105 kob/ml; toplam aerobik mezofilik bakteri sayısı 4.3 x 101 - 5.1 x 105 kob/ml; maya-küf sayısı 3.3 x 101 - 1.6 x 105 kob/ml arasında bulundu. Koliform bakteri üremesine incelenen örneklerin sadece bir tanesinde rastlandı (2.9 x 101 kob/ml. Örneklerdeki pH, tuz konsantrasyonu (% ve laktik asit değerleri (mol/L sırasıyla 3.12 - 5.15; 5.3 - 17; 0.27 - 1.36 arasında ölçüldü.

  6. LİNYİT KÖMÜRLERİNDEN ELDE EDİLEN AKTİF KÖMÜR İLE SULU ÇÖZELTİLERDEN Cr(VI UZAKLAŞTIRILMASI

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Mehmet MAHRAMANLIOĞLU

    2001-03-01

    Full Text Available Ağaçlı Linyit kömürlerinden elde edilen aktif kömür, sulu çözeltilerden Cr(VI uzaklaştırmak için kullanılmıştır. Cr(VI adsorpsiyonu başlangıç konsantrasyonu, zaman, pH, adsorbent konsantrasyonu ve sıcaklığın fonksiyonu olarak çalışılmıştır. Adsorpsiyon verileri Langmuir ve Freundlich izotermlerine uydurulmuştur. Adsorpsiyon hız sabitini hesaplamak için Lagergren eşitliği kullanıldı. Adsorbe edilen Cr(VI miktarı pH değerinin azalması ile artmış, sıcaklığın artması ile azalmıştır.

  7. Yağ Gülü (Rosa damascena Mill.’nde Tepe Boşluğu Katı Faz Mikro Ekstraksiyonu (HS-SPME ve Konvansiyonel Su Distilasyonu Yöntemleri ile Elde Edilen Uçucu Bileşenlerin Karşılaştırılması

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Hasan BAYDAR

    2016-04-01

    Full Text Available Yağ gülü (Rosa damascena Mill., kendine özgü doğal koku bileşenleri nedeniyle parfüm ve kozmetik endüstrisinde değerlendirilen en önemli kokulu gül türüdür. Bu araştırmada, taze yağ gülü çiçeklerinin sepal (çanak yaprak, petal (taç yaprak, stamen (erkek organ ve pistil (dişi organ olarak ayrılan kısımlarının uçucu bileşenleri gaz kromatografisi/kütle spektrometresi (GC-MS ile kombine edilmiş Tepe Boşluğu-Katı Faz Mikro Ekstraksiyon (HS-SPME tekniği ile tespit edilmiştir. Ayrıca taze yağ gülü çiçekleri konvansiyonel hidro-Clevenger su distilasyonu yöntemi ile damıtılmış, elde edilen uçucu yağların bileşenleri GC-MS ile belirlendikten sonra HS-SPME sonuçları ile karşılaştırılmıştır. HS-SPME yönteminin yağ gülünde uçucu bileşenleri analizinde oldukça hassas ve etkili olduğu anlaşılmış, bir yağ gülü çiçeğinin farklı kısımların farklı koku bileşenlerine sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca su distilasyonu ile elde edilen gül yağının uçucu yağ bileşenlerinin çiçeğin doğal koku bileşenlerinden farklı olduğu ve distilasyon sürecinde önemli bazı bileşenlerde değişimler ve kayıplar olduğu tespit edilmiştir. Taze gül çiçeğinin en önemli bileşeni olan feniletil alkol çiçeğin en fazla pembe renkli petallerinde (taç yapraklarında, gül yağında varlığı istenmeyen metil öjenol ise çiçeğin en fazla stamenlerinde (erkek organlarında bulunduğu belirlenmiştir.

  8. İzmir İlinde Bulunan Termal Sularda Gelişen Bazı Termofilik Mavi-Yeşil Alglerin (Siyanobakterilerin İzolasyonu ve Moleküler Tayini.

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Kerem Yüksel

    2015-12-01

    Full Text Available İzmir ili ve çevresindeki termal tesislerden elde edilen mavi-yeşil algler (siyanobakteriler laboratuar ortamında izole edilip, moleküler yöntemlerle tür tayini çalışılmıştır. Zeytindalı kaplıcaları, Şifne Termal Otel ve Balçova Termal Otel olmak üzere 3 istasyondan elde edilen 4 mavi-yeşil alg (siyanobakteri türü, laboratuarda kültür ortamında saflaştırılarak izole edilmişlerdir. Daha sonra elde edilen hücrelerden, DNA izolasyonu sonucu elde edilen DNA’lar PCR’da çoğaltılmıştır. Siyanobakterilere özgü primerler kullanılarak 16S rRNA gen bölgeleri tekrar PCR’da çoğaltılarak elde edilen dizi analizi verileri bilgisayar programlarında yorumlanarak filogenetik bakımdan tür tayini yapılmaya çalışılmıştır. Dizi analizlerine göre yapılan tür tayini doğrultusunda, örneklerden üçünün Geitlerinema cinsi olduğu diğer 1 türün ise kültürü belirlenmemiş tür olduğu belirtilmiştir

  9. Farklı Oranlarda DPDS Kullanılarak Devulkanize Edilmiş Atık Taşıt Lastikleri İlave Edilen SBR Malzemenin Mekanik Özelliklerinin İncelenmesi

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Fazliye Karabörk

    2015-08-01

    Full Text Available Oda sıcaklığında öğütülen atık taşıt lastiği tozu mikrodalga yöntemiyle devulkanize edilmiştir. İşlemde devulkanizasyon ajanı olarak, kükürt bağlarının (S-S koparılmasında etkinliği çeşitli çalışmalarda ortaya konulmuş olan, DPDS (difenildisülfür kullanılmıştır. Mikrodalga gücü sabit tutularak, zamanın ve DPDS miktarının prosese etkileri incelenmiştir. İşlem görmemiş atık lastik tozu fiziksel ve termal olarak karakterize edilmiştir. 20 phr oranında atık lastik tozu ve aynı oranda devulkanize kauçuk (DVR stiren bütadien kauçuğa (SBR 1723 ve SBR 1502 katılarak kompozit malzemeler hazırlanmıştır. Bu kompozitler orijinal SBR’den hazırlanan kontrol numunesiyle karşılaştırılmıştır. Devulkanizasyonun etkinliğini ortaya koyabilmek için devulkanize numunelerin çözünme oranları (sol content belirlenmiş ve Fourier Transform Infrared Spektrofotometre (FTIR analizi yapılmıştır. Elde edilen kompozit malzemelerin mekanik özellikleri incelenmiştir. Çalışmada, DVR katılan malzemelerde atık lastik tozu katılan malzemelere göre daha iyi özellikler elde edilmiştir, sonuçlar mikrodalga devulkanizasyonunun önemli avantajlar sağladığını göstermiştir. Kopma uzaması değeri, işlem görmemiş atık lastik tozu katılan kompozit malzemede %481 iken, 1 g DPDS katılarak 4 dk. süreyle devulkanize edilen kauçuğun katıldığı DVR/SBR kompozitte %578 olarak elde edilmiştir, böylece kopma uzaması değeri atık lastik tozunun devulkanizasyonuyla %20 oranında artmıştır.

  10. Kültürel değerlere göre karanlık lider algısının çalışan iş performansı etkisi üzerine bir araştırma

    OpenAIRE

    Kızıldaş, Ezgi

    2017-01-01

    Bu çalışmanın temel amacı, iş motivasyonu, bireysel kültürel değer boyutlarından olan kolektivizm, güç mesafesi ve algılanan karanlık lider davranışlarının iş performansı üzerindeki etkilerini oluşturan bir model çerçevesinde araştırılmasıdır. Ankara’da faaliyet gösteren büyük ve orta ölçekli işletmelerde çalışan 245 kişiden elde edilen veriler ile oluşturulan örneklem üzerinden bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler SPSS programı kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen bulg...

  11. BRINE SHRIMP LETHALITY BIOASSAY OF GLAUCIUM GRANDIFLORUM VAR. GRANDIFLORUM

    OpenAIRE

    A. SARI, Ç. ÜNSAL, İ. SARIOĞLU, A. SARI, Ç. ÜNSAL, İ. SARIOĞLU

    2013-01-01

    Türkiye'nin 3 farklı bölgesinden toplanan Glaucium grandiflorum Boiss. et Huet var. grandiflorum örneklerinin toprak üstü kısımlarından elde edilen alkaloit ekstreleri ve bu ekstrelerden elde edilen majör alkaloitler allokriptopin, protopİn, (+)-izokoridin, (+)-korİdin üzerinde brİne shrimp lethality testi yapılarak sitotoksisiteleri İncelenmiştir. Glaucium grandiflorum var. grandiflorum türünün 3 örneği de önemli oranda sitotoksik aktİvite göstermiştir. Allokriptopin, protopin, (+)-izok...

  12. Analytic methods for field induced tunneling in quantum wells

    Indian Academy of Sciences (India)

    Analytic methods for field induced tunneling in quantum wells with arbitrary potential profiles ... Electric field induced tunneling is studied in three different types of quantum wells by solving time-independent effective mass ... Current Issue : Vol.

  13. THE SIMULATION MODEL OF SALT AND BORON TRANSPORT IN SURFACE SOIL

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Satea M. OMAR

    1998-03-01

    Full Text Available Kaba ve ince bünyeli iki farklı toprakta laboratuvar denemesi kurularak bor ve tuz hareketi üzerine bilgisayar similasyon yıkama modeli uygulanmıştır. Denemede 5 cm göllendirme ve aralıklı sulama yöntemleriyle yıkama yapılmıştır. İki farklı toprakta yıkama esnasında belirlenen tuz ve bor konsantrasyonları bilgisayar program madeli ile tahmin edilen sonuçlarla kıyaslanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, yıkama işlemi süresince aralıklı sulama yöntemi uygulanmış topraklarda elde edilen EC ve bor değerleri bilgisayar program modeli ile tahmin edilen sonuçlarla uyum göstermiştir. Tuz yıkanmasına oranla bor yıkanması için 4-5 kat daha fazla su gerekmektedir.

  14. Punica granatum L. Çekirdek ve Kabuk Ekstrelerinin Antioksidan Aktiviteleri

    OpenAIRE

    DEMİR, Hülya

    2008-01-01

    Bu çalışmada, Punica granatum L.(Punicaceae) "Nar", meyve çekirdeği ile kabuk ekstraklarının antioksidan aktiviteleri araştırıldı. Punica granatum L. çekirdek ve kabuğunun metanol ve hekzan ekstrelerinde serbest radikal giderme aktivite, indirgenme gücü analizleri yapıldı. Elde edilen sonuçlar standart antioksidan olarak bilinen askorbik asit ile karşılaştırıldı. Bu çalışmada elde edilen sonuçlara göre antioksidan aktivite Askorbik asit> Punica granatum L. kabuğu> Puni...

  15. Phenomenology of a realistic accelerating universe using tracker fields

    Indian Academy of Sciences (India)

    We present a realistic scenario of tracking of scalar fields with varying equation of state. The astrophysical constraints on the evolution of scalar fields in the physical universe are discussed. The nucleosynthesis and the galaxy formation constraints have been used to put limits on and estimate during cosmic evolution.

  16. İşlenmiş Kalamar Ürünlerinde Sitokrom Oksidaz I Gen Dizileri Kullanılarak Tür Tayini

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Emre Keskin

    2015-02-01

    Full Text Available İşlenmiş su ürünlerinde kullanılan türlerin tayininde moleküler yaklaşımların kullanılması, işleme sonucunda morfolojik özelliklerin kaybolmasından dolayı bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada, kalamar ürünlerinde kullanılan türlerin belirlenmesinde sitokrom oksidaz I gen dizilerinin karşılaştırılması yönteminden yararlanılmıştır. Ürünlerden elde edilen DNA dizileri hizalandıktan sonra Gen Bankası veri tabanındaki referans diziler ile karşılaştırılarak tür seviyesinde eşleşmeler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca bu örnekler ve referans dizilerden elde edilen veriler kullanılarak filogenetik bir analiz de gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar 10 farklı üründen elde edilen DNA dizilerinin 2 farklı familyadan 7 türe ayrıldıklarını göstermektedir. Bu örneklerin 3 tanesinin ekonomik önemi yüksek olan Loliginidae familyasından, diğer 4 örneğin ise ekonomik değeri daha düşük olan Ommastrephidae familyasından oldukları tespit edilmiştir. Ürün paketlerinde bulunan etiketlerde 6 örnekte tür belirtilmezken, diğer 4 örnekte cins belirtilmiş ve bunlardan biri belirtilenden farklı olarak tespit edilmiştir.

  17. Combined full field stress and strain measurement methods for granular materials

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Broere W.

    2010-06-01

    Full Text Available The current paper re-introduces the photoelastic measurement method in experimental geomechanics. A full-field phase stepping polariscope suitable for geomechanical model tests has been developed. Additional constraints on the measurement and mechanical setup arising from geomechanical test conditions are outlined as well as the opportunity to measure the displacement fields in the sample with digital image correlation. The capability of the current setup in retrieving the stress and strain field in a granular material is demonstrated.

  18. Metal–insulator crossover in high c cuprates: A gauge field ...

    Indian Academy of Sciences (India)

    A metal–insulator crossover appears in the experimental data for in-plane resistivity of underdoped cuprates and a range of superconducting cuprates in the presence of a strong magnetic field suppressing superconductivity. We propose an explanation for this phenomenon based on a gauge field theory approach to the t-J ...

  19. Beyond mean-field approach to heavy-ion reactions around the Coulomb barrier

    Directory of Open Access Journals (Sweden)

    Ayik Sakir

    2011-10-01

    Full Text Available Dissipation and fluctuations of one-body observables in heavy-ion reactions around the Coulomb barrier are investigated with a microscopic stochastic mean-field approach. By projecting the stochastic meanfield dynamics on a suitable collective path, transport coefficients associated with the relative distance between colliding nuclei and a fragment mass are extracted. Although microscopic mean-field approach is know to underestimate the variance of fragment mass distribution, the description of the variance is much improved by the stochastic mean-field method. While fluctuations are consistent with the empirical (semiclassical analysis of the experimental data, concerning mean values of macroscopic variables the semiclassical description breaks down below the Coulomb barrier.

  20. On Bianchi-I cosmic strings coupled with Maxwell fields in bimetric ...

    Indian Academy of Sciences (India)

    Axially symmetric Bianchi-I model is studied with source cosmic cloud strings coupled with electromagnetic field in Rosen's bimetric theory of relativity and observed that there is no contribution from cosmic strings and Maxwell fields in this theory.

    1. Evanescent magnetic field effects on entropy generation at the onset ...

      Indian Academy of Sciences (India)

      This paper numerically investigates the effect of an externally evanescent magnetic field on total entropy generation in a fluid enclosed in a square cavity by using a control volume finite element method to solve the conservation equations at Prandtl number of 0·71. The values of relaxation time of the magnetic field are ...

    2. Synthesis and Investigation Absorption Features of Some Novel Hetarylazo Dyes Derived from Calix[4]resorcinarene

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İzzet Şener

      2013-12-01

      Full Text Available In this study, several derivatives of amines were diazotized and coupled with 3-aminocrotonitrile to give 2-arylhydrazon-3-ketiminocrotononitrile. The synthesized components were then refluxed with hydrazine hydrate in ethanol to give a series of dyes 5-amino-4-arylazo-3-ethyl-1'H-Pyrazole. The synthesized dyes were diazotised and coupled with resorcinarene, which was obtained from condensation of between resorcinol and acetaldehyde, to give a new synthesis of azo dyes based on resorcinarene. The structures of synthesized dyes based on resorcinarene were characterized by spectral methods. The effect of varying solvents, acid and base upon the absorption spectra of resultant dyes has been investigated. Key words: Resorcinarene, Azo Dyes, Absorption Spectra, Solvent Effect, Acid-Base Effect Rezorsinaren Bazlı Azo Boyarmaddelerin Sentezi ve Absorpsiyon Özelliklerinin İncelenmesi Özet: Bu çalışmada, çeşitli amin türevleri diazolanmış ve 3-aminokrotonitril ile kenetlenerek 2-arilhidrazon-3-ketiminokrotononitril bileşikleri elde edilmiştir. Elde edilen bileşikler, hidrazinhidrat ile etanol içerisinde reflaks edilerek bir seri 5-amino-4-arilazo-3-metil-1'H-pirazol boyaları elde edilmiştir. Elde edilen boyalar diazonlarak rezorsinol ve asetaldehit arasındaki kondenzasyondan elde edilen rezorsinaren bileşiği ile kenetlenmiş ve rezorsinaren bazlı azo boyarmaddeler sentezlenmiştir. Sentezlenen rezorsinaren bazlı azoboyarmaddelerin yapıları spektrofotometrik yöntemler kullanılarak incelendi. Sentezlenen boyarmaddelerin görünür bölge absorpsiyon spektrumları üzerine değişik çözücü, asit ve baz etkileri incelendi. Anahtar kelimeler: Rezorsiaren, Azo Boyarmadde, Absorpsiyon Spektrumu, Çözücü Etkisi, Asit-Baz Etkisi

    3. Long-term monitoring of nitrate transport to drainage from three agricultural clayey till fields

      DEFF Research Database (Denmark)

      Ernstsen, Vibeke; Olsen, Preben; Rosenbom, Annette E.

      2015-01-01

      -regulation in future. This study strives to provide such knowledge by evaluating on 11 years of nitrate-N con-centration measurements in drainage from three subsurface-drained clayey till fields (1.3–2.3 ha) representing approxi-mately 71 % of the surface sediments in Denmark dominated by clay. The fields differ...... in their inherent hydrogeological field settings (e.g. soil-type, geology, climate, drainage and groundwater table) and the agricultural management of the fields (e.g. crop type, type of N fertilisers and agricultural practices). The evaluation revealed three types of clayey till fields characterised by: (i) low net...... precipitation, high concen-tration of nitrate-N, and short-term low intensity drainage at air temperatures often below 5 ◦C; (ii) medium net precip-itation, medium concentration of nitrate-N, and short-term medium-intensity drainage at air temperatures often above 5 ◦C; and (iii) high net precipitation, low...

    4. KESTANE KABUĞUNUN PİROLİZİ VE ELDE EDİLEN ÜRÜNLERİN KARAKTERİZASYONU

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ilknur DEMIRAL

      2015-11-01

      Full Text Available Bu çalışmada kestane kabuğu biyokütle kaynağı olarak seçilmiş ve sabit yataklı reaktörde pirolizi gerçekleştirilmiştir. Deneylerde piroliz sıcaklığı, ısıtma hızı ve sürükleyici gaz akış hızının piroliz ürün verimleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yapılan deneyler sonucunda en yüksek katran verimine 50 oCdk-1 ısıtma hızı, 400 oC piroliz sıcaklığı ve 150 cm3dk-1 sürükleyici gaz akış hızında %18,70 ile ulaşılmıştır. Çalışmalar sonucunda elde edilen katranın FTIR spektrumu alınmış, elementel analizi gerçekleştirilmiş ve ısıl değeri belirlenmiştir. Katran sütun kromatografisinde hidrokarbon ve polar bileşiklerine ayrılmıştır.  Alifatik alt fraksiyon GC-MS ile karakterize edilmiştir. Ayrıca hammaddenin ve katı ürünün BET yüzey alanları belirlenmiş ve katı ürünün SEM görüntüsü alınmıştır.

    5. Types of two-dimensional = 4 superconformal field theories

      Indian Academy of Sciences (India)

      Types of two-dimensional = 4 superconformal field theories. Abbas Ali ... Various types of = 4 superconformal symmetries in two dimensions are considered. It is proposed that apart ... Pramana – Journal of Physics | News. © 2017 Indian ...

    6. Viscoelastic material properties’ identification using high speed full field measurements on vibrating plates

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Pierron F.

      2010-06-01

      Full Text Available The paper presents an experimental application of a method leading to the identification of the elastic and damping material properties of isotropic vibrating plates. The theory assumes that the searched parameters can be extracted from curvature and deflection fields measured on the whole surface of the plate at two particular instants of the vibrating motion. The experimental application consists in an original excitation fixture, a particular adaptation of an optical full-field measurement technique, a data preprocessing giving the curvature and deflection fields and finally in the identification process using the Virtual Fields Method (VFM. The principle of the deflectometry technique used for the measurements is presented. First results of identification on an acrylic plate are presented and compared to reference values. Details about a new experimental arrangement, currently in progress, is presented. It uses a high speed digital camera to over sample the full-field measurements.

    7. Atık Mermer Tozunun Parke Taşlarında Kullanılması

      OpenAIRE

      FİLİZ, Mümin; ÖZEL, Cengiz; SOYKAN, Oktar; EKİZ, Yunus

      2010-01-01

      Bu çalışmada iki farklı çimento tipi (CEM II/B-M (P-LL) 32.5 N ve CEM I 42.5 R) ve iki farklı su/çimento oranında (0.50 ve 0.55) hazırlanmış olan karışımlara mermer tozunun hacim oranınca agrega ile yer değiştirmesinin, mekanik ve fiziksel özelliklere etkisi araştırılmıştır. Elde edilen verilere göre mermer tozu atığının parke taşı imalatında kullanılabilirliği TS 2524 EN 1338 standardına göre değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre mermer tozu kullanımı ile betonların mekanik ve f...

    8. Konaklama İşletmelerinde Örgütsel Öğrenme, Örgütsel Bağlılık ve İşten Ayrılma Eğilimi Arasındaki İlişki

      OpenAIRE

      AVCI, Nilgün; KÜÇÜKUSTA, Deniz

      2009-01-01

      Çalışmanın amacı, konaklama işletmelerinde örgütsel öğrenmenin, örgütsel bağlılık ve işten ayrılma eğilimi üzerindeki etkilerini analiz etmektir. Çeşme'de faaliyet gösteren 5 adet beş yıldızlı otel araştırmaya dahil edilmiştir. Alan araştırması kapsamında, literatürden elde edilen bilgiler ışığında oluşturulan yapılandırılmış anket tekniği kullanılmış, elde edilen veriler SPSS 13.0 (Statistical Program for Social Sciences) programı ile analiz edilmiştir. Çalışmada öncelikle geçerlik ve g...

    9. Peynir Yapımında Mikrobiyal Renet Kullanımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Karapınar

      2015-02-01

      Full Text Available Peynir yapımında süt koagulantı olarak buzağı reneti yerine kullanılmak üzere proteazlar üzerine yapılan çalışmalar son yıllarda yoğunluk kazanmıştır. Günümüzde buzağı reneti standart bir süt koagulantı olarak önemini sürdürmekteyse de, şirden mayası üretimi her yıl giderek gereksinimi karşılayamaz duruma gelmektedir. Bunun sonucu olarak yeni renet kaynakları arasında yoğunlaşmış ve günümüzde Mucor pusillus, M. miehei, Endothia parasitica küf türlerinden elde edilen üç fungal enzim ile Bacillus cereus bakterisinden elde edilen bir bakteriyel enzim ticari olarak üretilmeye başlanmıştır.

    10. SABİT ODAKLI SİLİNDİRİK P ARAB OLİK BİR YOdUNLAŞTIRlCIDA KIZGIN SU ELDE EDİLMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      FETHİ HALICI

      1999-12-01

      Full Text Available Bu çalışn1ada, odağı sabit yansıtıcısı ha reketli olarak imal edilen silindirik parabolik yoğunlaştırıcıda (SPY kızgın su ve sıcak su için yapılan deney sonuçları ve pe rfoımans değerleri verilmiştir. (SPY 'nın yansıtıcı yüzeyi 2ınx3 m boyutlarında olup toplam açıklık alanı 6 ın2 dir. Odaktaki yut ucu yüzey yan yana yerleştirilen 2 kanatlı borudan imal edilmiştir. Odak uzaklığı 6 m olan (SPY kuzey güney doğrultusu nda yerleştirilerek özel yapılan bir ınekanizma ile güneşi doğu batı doğrultusunda izl emesi sağJanmıştır. (SPY' da yaklaşık 120 °C değerlerinde kız gın su elde edilmiştir. leneylerde ölçümü yapıJan sıcaklık, debi ve güneş ışınını şiddeti değerleri verilerek, sistemin performansı irdelennıiştir

    11. Strong eld ionization of naphthalene: angular shifts and molecular potential

      DEFF Research Database (Denmark)

      Dimitrovski, Darko; Maurer, Jochen; Christensen, Lauge

      We analyze the photoelectron momentum distributions from strong eld ionization of xed-in-space naphthalene molecules by circularly polarized laser pulses. By direct comparison between experiment and theory, we show that the angular shifts in the photoelectron momentum distributions are very...... sensitive to the exact form of the molecular potential....

    12. Application of ELD and load forecast in optimal operation of industrial boiler plants equipped with thermal stores

      International Nuclear Information System (INIS)

      Cao Jiacong

      2007-01-01

      Optimal operation of industrial boiler plants with objects of high energy efficiency and low fuel cost is still well worth investigating when energy problem becomes a world's concern, for there are a great number of boiler plants serving industries. The optimization of operation is a measure that is less expensive and easier to carry out than many other measures. Economic load dispatch (ELD) is an effective approach to optimal operation of industrial boiler plants. In the paper a newly developed method referred to as the method of minimum-departure model (MDM) is used in the ELD for boiler plants. It is more convenient for carrying out ELD when boiler plants are equipped with thermal energy stores that usually adopt the working mode of optimal segmentation of a daily load curve. In the case of industrial boiler plants, ELD needs a prerequisite, viz., the accurate load forecast, which is performed using artificial neural networks in this paper. A computer program for the optimal operation was completed and applied to an example, which results the minimum daily fuel cost of the whole boiler plant

    13. ROTOR-RULMAN SİSTEMLERİNİN TASARIM OPTİMİZASYONU

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hamit SARUHAN

      2003-03-01

      Full Text Available Bu makale rotor-rulman sistemlerinin analizi ve optimizasyonunu göz önüne alarak yazarın çalışmaları ile birlikte literatürden kısa bir bilgi sunumu mahiyetinde bir çalışmadır. Çalışmayla, rotor-rulman sistemlerinin optimizasyonu alanında çalışmak isteyen tasarımcıya bir motivasyon ve fikir verme amaç edinilmiştir. Çalışmada genetik algoritmalar methoduyla elde edilen sonuçlar numeric metodla elde edilen sonuçlarla kıyas edilerek genetik algoritmaların kabiliyeti gösterilmiştir. Genetik algoritmalar tabii seleksiyon (seçim tekniğini kullanarak tanımlanan sınırlar içinde tarama yapan ve genetik fikrine dayalı uygun araştırma teknikleridirler. Günümüzde genetik algoritmalar bir çok alanda kullanılmaktadır.

    14. ÇİVRİL İLÇESİ (DENİZLİ VE YAKIN ÇEVRESİNİN HİDROJEOLOJİ İNCELEMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Suat TAŞDELEN

      2001-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Çivril (Denizli ve yakın çevresinin hidrojeolojik açıdan incelemesi yapılmıştır. Öncelikle, İlçe merkezi ve yakın çevresinde yapılan arazi çalışmaları ile elde edilen jeolojik, tektonik ve hidrolojik bilgiler verilmiştir. Eylül 1999 dönemine ait yerinde ölçüm ve gözlemlerle yeraltı su tablası haritası hazırlanarak, yeraltı suyu akım yönleri belirlenmiştir. Aynı dönemde, örneklenen kuyulara ait yeraltı suları üzerinde su kimyası çalışmaları yapılarak, bu suların kimyasal sınıflamaları ile içme, sulama ve endüstride kullanım özellikleri belirlenmiştir. Elde edilen bilgiler birlikte irdelenerek varılan sonuçlar tablo ve diyagramlarla sunulmuştur.

    15. Karagöl (Yamanlar, İzmir'ün Sucul Coleoptera (Classis: Insecta Faunasına Katkılar.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Esat Tarık Topkara

      2015-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Karagöl (Yamanlar-İzmir’den 18 Mayıs 2006 tarihinde yapılan örnekleme sonucu elde edilen sucul Coleoptera örnekleri değerlendirilmiştir. Sistematik açıdan yapılan değerlendirmede, Adephaga altfamilyasının Gyrinidae ve Dytiscidae familyalarına ait 4 tür, Polyphaga altfamilyasının Helophoridae, Hydrophilidae, Hydraenidae ve Dryopidae familyalarına ait 7 tür tespit edilmiştir. Tespit edilen türler bu gölün sucul Coleoptera faunası için yeni kayıt niteliğindedir

    16. Ultrasonik Homojenizasyon İşleminin Yoğurdun Su Tutma Kapasitesi Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa Şengül

      2015-02-01

      Full Text Available Çalışmada, ısıl olmayan muhafaza tekniklerinden biri olan ultrason ve klasik homojenizatör kullanılarak homojenize edilen sütlerden elde edilen yoğurtların su tutma kapasiteleri incelenmiştir. Ultrasonik homojenizasyonda, 20, 50 ve %70 olmak üzere 3 farklı güç seviyesi, 3 ve 6 dakika olmak üzere 2 farklı işlem zamanı kullanılmıştır. Klasik homojenizasyonla karşılaştırıldığında, ultrasonik homojenizasyonun yoğurdun su tutma kapasitesi üzerine daha etkili olduğu belirlenmiştir. İşlem zamanı ve güç seviyesi arttıkça su tutma kapasitesi de artmıştır. En yüksek su tutma kapasitesi (%66.18, 6 dakikalık işlem zamanı ve %70 güç seviyesinde elde edilmiştir. Ayrıca, fermantasyon boyunca örneklerin pH değerleri 30’ar dakikalık periyotlarla izlenmiştir.

    17. Manyeto-reolojik malzemelere ferromanyetik toz ilavesinin mekanik özelliklere etkisinin deneysel olarak incelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Uğur Mazlum

      2017-08-01

      Full Text Available Ferromanyetik toz partikülleri, manyetik alana duyarlılıklarından dolayı günümüzde pek çok alanda kullanılmaktadır. Bu tozların matris malzemeleri ile birleşimlerinden elde edilen kompozit MRE malzemeler bir tür akıllı (smart malzeme olarak sınıflandırılmaktadır. Bu çalışmada, RTV (room temperature vulcanization silikon kauçuğuna dört farklı manyetik toz ilave edilmesi ile elde edilen kompozit MRE malzemelerinin bası yüklemesi altındaki mekanik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Matris malzemesi olarak mühendislik açıdan kullanımı yaygın olan Vario 40 silikon kauçuk malzemesi kullanılmıştır. Kompozit MRE malzemelerde toz oranı hacimce %30 oranında tutulmuştur. Ayrıca, tozların yönlenmesinin etkisini incelemek için, üretim esnasında bazı numunelere dış manyetik alan uygulanmıştır. Bu numuneler anizotropik olarak adlandırılırken diğerleri izotropik numunelere olarak adlandırılmıştır. Sonuçlar göstermiştir ki; anizotrop MRE numuneler izotrop numunelere göre çok daha yüksek gerilme değerlerine sahip olmaktadır ve en büyük gerilme artışı BASF CN tozu ilave edilen anizotrop MRE malzemeler için elde edilmiştir. Ayrıca, numuneler MR etki açısından da değerlendirildi ve izotropik versiyonlarına göre %201 gibi bir artış değeri ile en büyük MR etki SQ-I tozu içeren anizotrop numunelerde gözlemlendi. Sonuç olarak, gerçekleştirilen çalışma ile MRE malzemelerin mekanik ve MR özellikleri, ilave edilen tozun cinsi ve manyetiklik özelliklerine ciddi bir şekilde bağlı olduğu belirlenmiştir.

    18. TURİST REHBERLERİNİN MOTİVASYONU İLE PERFORMANSI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ

      OpenAIRE

      KÖROĞLU, ÖZLEM; AVCIKURT, CEVDET

      2015-01-01

      Turist rehberlerinin performans düzeylerinin ölçülmesi, rehberlerin motivasyonu ile performansı arasında herhangi bir ilişkinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve turist rehberlerinin demografik değişkenleri ile motivasyonu ve performansı arasındaki ilişkilerin belirlenmesi bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Elde edilen kuramsal bilgilere dayanarak araştırma hipotezi belirlenmiş ve araştırma modeli geliştirilmiştir. Verilerin elde edilmesi için anket tekniği kullanılarak turist reh...

    19. Tulum Peynirlerinden izole Edilen Lactococcus lactis subsp. lactis YBML9 ve

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yasin TUNCER

      2009-04-01

      Full Text Available Bu çalısmanın amacı tulum peynirlerinden izole edilen Lactococcus lactis suslarının fenotipik tanısı ve bu suslar tarafından üretilen bakteriyosinlerin kısmi karakterizasyonlarıdır. Bu amaçla Türkiye'nin sekiz farklı ilinden (Ankara, Antalya, Burdur, Denizli, Erzincan, Isparta, İstanbul ve İzmir yöresel pazarlardan toplanan 60 adet tulum peyniri örneginden 40 adet Lactococcus lactis susu (31 adet L. lactis subsp. lactis ve 9 adet L. lactis subsp. cremoris izole edildi. 40 adet L. lactis susu içerisinden, 2 adet L. lactis subsp. lactis (YBML9 ve YBML21 susu bakteriyosin üretme yeteneginde bulundu. L. lactis subsp. lactis YBML9 ve YBML21 susları tarafından üretilen bakteriyosinler, farklı enzim, pH ve sıcaklık uygulamaları sonucu; sırasıyla nisin ve laktisin 481 olarak tanımlandı.

    20. Gıdalarda Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmaların (GDO Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fadime Kıran

      2015-02-01

      Full Text Available Genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO kullanılarak elde edilen ürünler artan bir şekilde dünyanın gıda kaynağı olarak tanıtılmakta ve genetiği değiştirilmiş (GD gıdalar sıklıkla gündemde yer almaktadır. Avrupa birliği komisyonu, GDO kullanılarak elde edilen ve tespit edilebilir miktarlarda DNA veya protein içeren gıda ürünlerinin ve içeriklerinin etiketlenmesi gerektiğini öngörmektedir. Bu aşamada, genetik modifikasyonun belirlenmesi (kalitatif analiz ve ölçümü (kantitatif analiz oldukça önemli olmaktadır. Bundan dolayı, GDO’nun belirlenmesi, ölçümü ve izlenmesi için güvenilir, tekrarlanabilir, doğru ve hassas yöntemler gerekmektedir. Bu derlemede genetik değişiklikler, protein ve DNA esaslı kalitatif ve kantitatif GDO tanımlama yöntemleri, bu yöntemlerin uygulama zorlukları ve gelişmekte olan yeni teknolojiler incelenmiştir.

    1. DBYBHY2007 ve FEMA440 da Önerilen Performans Noktası Belirleme Yaklaşımlarının Karşılaştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Konuralp Girgin

      2013-03-01

      Full Text Available Mevcut betonarme yapı sistemlerinin performansa dayalı hesabında, kapasite ve istem eğrilerinin kesiştirilmesi ile elde edilen performans noktasının belirlenmesi için farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (DBYBHY2007 de, TB'den daha uzun peryotlu yapılar için eşit yerdeğiştirme prensibine dayalı bir yöntem izlenirken, FEMA440 da efektif periyot ve sönüm tanımlarına dayalı bir ardışık yaklaşım yöntemi önerilmektedir. Bu çalışmada, düzenli betonarme yapı sistemlerini temsil edecek şekilde seçilen, farklı kat sayılarına sahip çerçeve ve perde-çerçeve türü taşıyıcı sistemi olan binalar üzerinde çalışılmıştır. Bu binalar için DBYBHY2007 ve FEMA440 da tanımlanan performans noktası belirleme yaklaşımları kullanılarak elde edilen deprem istemleri, birbirleriyle ve "kesin çözüm" olarak kabul edilen Zaman Tanım Alanında Doğrusal Olmayan Analiz (ZTADOA ile bulunan deprem istemleriyle karşılaştırılmıştır. Bu istemler arasında tepe yerdeğiştirmesi, taban kesme kuvveti, göreli kat ötelemeleri bulunmaktadır. İncelenen sistemlerde, DBYBHY2007 ile belirlenen istemlerin "kesin çözüm" olarak kabul edilen ZTADOA sonuçlarına daha yakın olduğu gözlenmiştir.

    2. Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Eğitimde Motivasyon Düzeylerinin Ölçülmesi: Ortaca Meslek Yüksekokulu Örneği

      OpenAIRE

      Gürdoğan, Arzu

      2012-01-01

      Çalışma, turizm bölümü öğrencilerinin akademisyenlik mesleğine ilişkin motivasyon düzeylerinin belirlenmesi amacını taşımaktadır. Araştırma tekniklerinden anket kullanılmıştır. Araştırmada, istatistiksel testlerin analizinde SPSS for Windows 15.0 paket programından yararlanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde güvenilirlik, frekans, aritmetik ortalama, standart sapma, korelasyon ve faktör analizi testleri kullanılmıştır. Faktör analizi sonucunda dört faktör elde edilmiştir. Sonuç olarak,...

    3. ÇUKUROVA KOŞULLARINDA ÇİVİOTU (Isatis tinctoria)' NUN PERFORMANSININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

      OpenAIRE

      TANSI, Sezen

      2014-01-01

      Isatis tinctoria Cruciferae familyasından bir bitkidir. Çiviotu Türkiye'de doğal olarak bulunan ve iyi gelişen çok yıllık bir boya bitkisidir. Mavi boyanın kaynağı indigotindir. İndigotin, yapraklarda bulunan isatan B adlı bir maddenin hava ile temasından mavi renge dönüşmesi ile üretilmektedir. Bu gün ev boyacılığında kullanılan bir yöntemle yaprakların su ile kaynatılması ile kolaylıkla elde edilen Isatan B'nin alkali solüsyonu ile indigo elde edilmektedir. Bu araştırmada, Çukurov...

    4. Tartışmalı Endikasyonlarında ESWL

      OpenAIRE

      Gürpınar, Dr. Tayfun; Özkan, Dr. Semih

      1995-01-01

      ESWL (Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy) üriner sistem taş hastalığının tedavisini tümüyle değiştirmiştir Elde edilen deneyim bu teknolojinin güvenli ve etkili olduğunu ancak taş hastalığı tedavisinde sınırları olduğunu göstermektedir. Anahtar kelimeler: ESWL, üriner sistem taşları

    5. Hizmet Öncesi ve İçi İngilizce Öğretmenlerinin Özyeterlik Algıları ve Öğretmeye Yönelik Endişeleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Demet Yaylı

      2015-05-01

      Full Text Available Bu çalışma hizmet öncesi ve hizmet içi İngilizce öğretmenlerinin özyeterlik algılarını, öğretmeye yönelik endişelerini ve endişe ve özyeterlik ölçeklerinin alt boyutlarından elde edilen bulguların kendi içlerinde ve birbirleriyle olan ilişkilerini incelemiştir. Bu amaçla, Öğretmen Özyeterlik Ölçeği ve Öğretmeye Yönelik Endişeler Ölçeği kullanılmıştır. Öncelikle, hizmet içi İngilizce öğretmenlerinin özyeterlik algısı daha yüksek gözlenirken, hizmet öncesi İngilizce öğretmenlerinin ise endişe düzeyi daha yüksek olarak izlenmiştir. Ayrıca, hem hizmet öncesi hem de hizmet içi İngilizce öğretmenlerinden elde edilen özyeterlik ve endişe ölçeklerinin alt boyutlarında gözlenen bulgular kendi içinde karşılaştırıldığında olumlu yönde güçlü bir ilişki ortaya koymaktadır. Diğer bir deyişle, özyeterlik alt boyutlarından birinde gözlenecek bir artış başka bir alt boyutta da artışa neden olabilecektir. Son olarak, bu alt boyutlardan elde edilen bulgular endişe ve özyeterlik olarak birbirleriyle karşılaştırıldığında ise olumsuz yönde dengeli bir ilişki gözlenmiştir. Bu da öğretmenin özyeterlik algısının yüksek olmasının endişe düzeyinin düşük olmasını beraberinde getireceği şeklinde yorumlanabilir

    6. M(1,6-HEXANEDİTHİOLNi(CN4 BİLEŞİKLERİNİN KIRMIZIALTI SPEKTROSKOPİSİ İLE İNCELENMESİ (M=Ni, Cd, Co, Mn VE Zn

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zeki KARTAL

      2009-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, genel formülü M(1,6-HexanedithiolNi(CN4 (M = Ni, Cd, Co, Mn ve Zn olan Hofmann-tipi bileşikler kimyasal yollardan ilk kez elde edildi. Elde edilen bileşiklerin kırmızıaltı spektrumları, 4000 cm-1- 400 cm-1 bölgesinde kaydedildi. Spektrumların incelenmesi, bileşik yapılarının │M-Ni(CN4│∞ polimerik tabakalardan oluştuğunu ve ligand molekülünün, kare düzlemsel yapıdaki metal atomlarına kükürt atomlarından bağlandığını göstermektedir.

    7. Anız Yakma ve Çiftçi Bilinç Düzeyi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gülistan Erdal

      2016-08-01

      Full Text Available Bu çalışmada, yanlış arazi kullanımı içerisinde yer alan anız yakmanın zararları ve çiftçilerin anız yakmada bilinç düzeyi, tutum ve davranışları incelenmiştir. Çalışmada Tokat-Zile ilçesinde 9 köyde toplam 86 çiftçi ile anket yapılmıştır. Bu anketten elde edilen veriler ile çiftçilerin sosyo-demografik özellikleri belirlenmiş, anız yakmada tutum ve davranışları incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen bazı sonuçlara göre çiftçilerin %99’u anızın yakılmaması gerektiğini ifade etmiştir. Çiftçiler anız yakmanın doğal zararlara neden olduğunu belirtmiş olup, anız yangınlarının en önemli zararı %76 oranla doğada yaşayan canlılara verdiğini ifade etmişlerdir. Anızı yakmak yerine çiftçilerin %57’si toprağa karıştırmayı tercih etmektedir.

    8. Düşük Erüsik Asitli Kolza Tohumu ve Yağlarının Bazı Özellikleri Üzerine Araştırmalar

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aziz Tekin

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, düşük erüsik asitli kolza tohumu ve yağlarının bazı özellikleri araştırılmıştır. Bu amaçla ondört farklı kolza çeşidi kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre; kolza tohumlarında rutubet oranı %4.57-5.64, bin tane ağırlığı kurumaddede 2.51-6.18 g, ham selüloz oranı yağsız kurumaddede %11.54-18.17, protein oranı kurumaddede %17.16-25.26 ve yağ oranı kurumaddede %33.45-49.50 arasındadır. Tohumlardan petrol eteri ekstraksiyonuyla elde edilen yağlarda ise özgül ağırlık 0.9150-0.9265, kırılma indisi  1.4685-1.4721, serbest yağ asitleri %0.22-0.59, peroksit sayısı 3.11-8.24 MeO2/kg, iyot sayısı 102.0-115.1 sabunlaşma sayısı 178-185 ve sabunlaşmayan madde miktarı %0.35-0.71 arasında bulunmuştur.

    9. Altın Fiyatlarının Yapay Sinir Ağları ile Tahmini ve Bir Uygulama

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Rıdvan YÜKSEL

      2016-03-01

      Full Text Available Bu çalışmada altın fiyatlarını yapay sinir ağları ile öngörmek amacıyla, altın fiyatlarını etkileyebileceği düşünülen değişkenler olan Gümüş fiyatları, Brent Petrol fiyatları, ABD doları/ EUR paritesi, EuroNext100 endeksi, Amerika Dow Jones Endeksi, 13 Hafta vadeli ABD bonosu faiz oranı ve ABD TÜFE endeksi kullanılarak modeller kurulmuştur. Yapay sinir ağları ile kurulan modellerden elde edilen tahmin sonuçları, gerçek değerler ile R2, RMSE, MAE ve MAPE (% gibi performans kriterleri hesaplanarak karşılaştırılmıştır. Elde edilen bulgular yapay sinir ağlarının altın fiyatlarının tahmininde başarı ile kullanılabileceğini göstermektedir. Yapılan duyarlılık analizinin sonuçları değerlendirildiğinde altın fiyatlarını etkileyen faktörlerin başında gümüş ve petrol fiyatlarının geldiği tespit edilmiştir.

    10. ÇOCUK OYUN ALANLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA İSTANBUL, İSPARTA, ESKİŞEHİR, ERZURUM, KAYSERİ, ANKARA, ZONGULDAK VE TRABZON İLLERİ ÖRNEĞİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yıldız AKSOY

      2013-05-01

      Full Text Available Çocukluk dönemi sonraki yaşlardaki kişilik ve zihinsel yeteneklerin gelişmesinin temelinin atıldığı dönemdir. Bu yeteneklerin gelişmesindeki en önemli alan şüphe yok ki özgürce kendilerini ifade ettikleri çocuk oyun alanlarıdır. Türkiye'de 8 ilde (Isparta, Eskişehir, Erzurum, Kayseri, Ankara, İstanbul, Trabzon ve Zonguldak yapılan araştırmaların yer aldığı bu çalışmada çocuk oyun alanlarının yetersizliğinden bahsedilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda; Türkiye'de çocuk başına düşen metrekare alanın diğer ülkelere göre daha az olduğu ortaya çıkmıştır. Isparta, Eskişehir, Erzurum, Kayseri, Ankara, İstanbul illerindeki araştırmalarda çocuklarla birebir anket ve gözlem yapılarak sonuca ulaşılmıştır. Çocukların sosyal, duygusal ve zihinsel yönden gelişimlerinin olumsuz yönde etkilendiği gözlenmiş, gözlem sonucunda elde edilen veriler analiz edilip, öneriler sunulmuştur.

    11. From ELD Curriculum Guide to Practice: A Case Study of Teachers Negotiating How and What to Teach

      Science.gov (United States)

      Nunez, Raquel Mendia

      2014-01-01

      English language learners (ELs) face multiple challenges in receiving proper instruction that balances their need for English Language Development (ELD) and grade-level content instruction. Additionally, educators often minimize the importance of recognizing students' funds of knowledge as a valuable asset they bring to the classroom. Studies that…

    12. Orta Ölçekli Bir İşletmenin Enerji İzleme Sisteminin Tasarlanması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Erdal Irmak

      2012-02-01

      Full Text Available Bu uygulamada, orta ölçekli bir işletmenin gerçek zamanlı ve geçmişe yönelik enerji takibinin bilgisayar ara yüzünden izlenmesi gerçekleştirilmiştir. Enerjinin ölçülmesi için akım ve gerilim bilgilerini Programlanabilir Lojik Kontrolörün ( PLC algılayacağı seviyeye getiren bir kart tasarlanmıştır. Bu karttan alınan akım ve gerilim bilgileri, PLC'nin analog kanalları ile okunmaktadır. Sistemin güç katsayısının algılanması için, bir sıfır geçiş detektörü tasarlanmıştır. Sıfır geçiş detektöründen elde edilen sinyaller arasındaki zaman farkı FM 350-1 sayıcı modül kullanılarak ölçülmüştür. Alınan bilgiler, PLC tarafından RS485/RS232 dönüştürme protokolü kullanarak, bilgisayarın seri iletişim kanalı aracılığı ile veritabanına aktarılmaktadır. Elde edilen veriler, C# programlama dili kullanılarak tasarlanan bir arayüz ile anlık takip edilebilmektedir. Elde edilen veriler sürekli olarak kaydedilerek geçmişe yönelik enerji analizleri yapma olanağı sağlanmıştır. Böylece, istenildiğinde belirlenen zaman aralığında kullanılan aktif, reaktif ve görünür güçler gözlemlenebilmektedir. Geçmişe yönelik enerji izleme sistemi kullanılarak işletmelerin fazla enerji harcadığı zamanlar tespit edilebilmektedir. Böylece, yoğun çalışma saatleri enerjinin ucuz olduğu zamanlara kaydırılarak kullanılan enerjinin işletmeye olan maliyetinin azaltılması gibi olanaklar sağlanmaktadır.

    13. İş Hayatında Tükenmişlik Sendromu: Finans ve Muhasebe Çalışanlarının Tükenmişlik Düzeylerinin Belirlenmesine İlişkin Bir Çalışma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Elvan OKUTAN

      2013-09-01

      Full Text Available Çalışmanın amacı, KOBİ’lerin Finans ve Mali İşler Departmanı'nda çalışan muhasebe ve finans elemanlarının tükenmişlik düzeyinin belirlenmesi ve tükenmişlik düzeyleri ile demografik özellikleri arasındaki ilişkinin tespit edilmesidir. Araştırma kapsamında uygulanan ankette, Maslach Tükenmişlik ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 15 kullanılarak frekans değerleri, t-testi ve ANOVA testi yardımıyla analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular değerlendirildiğinde genel olarak araştırma kapsamındaki meslek elemanlarının duygusal tükenme düzeylerinin düşük, duyarsızlaşma düzeylerinin normal, kişisel başarı düzeylerinin ise yüksek olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda, yapılan araştırma kapsamında muhasebe ve finans çalışanlarının düşük tükenme düzeylerine sahip oldukları ifade edilebilir.

    14. SU-PROPİONİK ASİT-ÇÖZÜCÜ SİSTEMLERİ SIVI-SIVI DENGE VERİLERİNE UNIFAC MODELİNİN UYGULANMASI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Süheyla ÇEHRELİ

      2003-01-01

      Full Text Available Su-Propionik Asit-Benzil Alkol, Su-Propionik Asit-Benzil Asetat ve Su-Propionik Asit-Dibenzil Eter üçlü sistemlerine ait sıvı-sıvı denge verileri UNIFAC Modeli kullanılarak tahmin edilmiştir. Bunun için çok varyanslı Newton-Raphson yönteminin uygulandığı bir bilgisayar programı kullanılmıştır. Elde edilen model verileri deneysel verilerle karşılaştırılmıştır.

    15. MEMS-based contact stress field measurements at a rough elastomeric layer: local test of Amontons’ friction law in static and steady sliding regimes

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Debrégeas G.

      2010-06-01

      Full Text Available We present the results of recent friction experiments in which a MEMS-based sensing device is used to measure both the normal and tangential stress fields at the base of a rough elastomer film in frictional contact with smooth, rigid, glass indentors. We consider successively multicontacts under (i static normal loading by a spherical indentor and (ii frictional steady sliding conditions against a cylindrical indentor, for an increasing normal load. In both cases, the measured fields are compared to elastic calculations assuming (i a smooth interface and (ii Amontons’ friction law. In the static case, significant deviations are observed which decrease with increasing load and which vanish when a lubricant is used. In the steady sliding case, Amontons’ law reproduces rather satisfactorily the experiments provided that the normal/tangential coupling at the contact interface is taken into account. We discuss the origin of the difference between the Amontons fields and the measured ones, in particular the effect of the finite normal and tangential compliances of the multicontact interface.

    16. Yoğurt Peyniri Üretiminde Kullanılan Yoğurt Miktarının Peynirin Bazı Özelliklerine Etkisi

      OpenAIRE

      ÖZBEK, Çağla; GÜZELER, Nuray

      2017-01-01

      Yoğurt peyniri kaynayan süte yoğurt ilavesiyle sütün pıhtılaştırılması, pıhtının süzülmesi ve baskılanmasıyla elde edilen geleneksel bir peynir çeşididir. Tarsus ve Hatay’da birbirinden farklı yöntemlerle üretimi gerçekleştirilmektedir. Bu araştırmada süte %20, %30, %40 ve %50 yoğurt ilave edilerek sütün pıhtılaştırılması ile Tarsus’ta kullanılan yöntemle Yoğurt peynirleri elde edilmiştir. Farklı oranlarda yoğurt kullanımının Yoğurt peynirlerinin depolamanın 1. günündeki randıman, pH, titrasy...

    17. Kültür Koşullarında Levrek (Dicentrarchus labrax L., 1758 Larvalarında Ağız Bölgesinin Osteolojik Gelişimi.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Deniz Çoban

      2015-12-01

      Full Text Available Levrek larvalarında 0-42. günler arasında yoğun yetiştiricilik koşulları altında ağız boşluğunda çeneye ait elementlerin kıkırdak ve kemik gelişimleri incelenmiştir. Örnekler çalışma boyunca üç günde bir olacak şekilde elde edilmiş ve çalışma canlı yeminkesilmesi ile sonlanmıştır. Elde edilen örnekler formalinde sabitlendikten sonra alcian mavisi ve alizarin kırmızısı ile boyandı. Yumurtadan çıkan larvada ağza ait bir osteolojik oluşum tespit edilmemiştir. İlk oluşan element 3,8 mm total boyda (TB Meckel’s kıkırdağıdır. Bu oluşumu 4,6 mm TB’da trabecular bar, palato-quadrate ve hyosymplectic takip eder. 5,4 mm TB’da basibranchial, hyoid bar, maksillary ve branchial sepet oral boşluğun altında meydana gelmiştir. 7,9 mm TB’da dişe ait yapıların ilk işareti olan premaksillary oluşumu gözlenmiştir. 11,4 mm TB’da premaksillary ve dentary kıkırdak yapıda olup henüz kemikleşme başlamamış olup her ikisinde de bir sıra diş tespit edilmiştir. 15,8 mm TB’da premaksillary ve dentarynin uç bölgelerinde kemikleşme başlamıştır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar diğer teleostlar ile karşılaştırılmış ve benzer bulgulara rastlanmıştır

    18. Farklı Eğim Açılarındaki Fotovoltaik Panellerin Elektriksel Ölçümlerinin Raspberry Pi ile İzlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Harun ÖZBAY

      2016-03-01

      Full Text Available Güneş enerjisinden elektrik enerjisi elde etmek için fotovoltaik (FV paneller kullanılmaktadır. FV panellerden elde edilen enerji, panellerin kurulduğu coğrafi konuma, mevsimsel değişimlere ve çevre koşullarına göre sürekli olarak değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla FV panellerden maksimum güç elde edilmesi amacıyla panellerin optimum eğim açısının aylık, mevsimsel ve yıllık olarak değiştirilmesi gerekir. Bu çalışmada, farklı açılarda yerleştirilen FV paneller ile Bilecik ilinde güneş enerjisinden elde edilecek maksimum gücün hangi eğim açılarında gerçekleştiğinin tespiti için verilerin toplanması, kayıt altına alınması ve analiz çalışmaları Raspberry Pi (RPi üzerine kurulu web sunucu aracılığı ile gerçekleştirilmiştir. Bu amaç doğrultusunda FV panellerin gerilimleri gün boyunca ölçülmektedir. Ölçülen veriler analog-dijital dönüştürücü (mikrodenetleyici ile sayısal bilgiye çevrilmektedir. RPi ile sayısal bilgilerin her 10 dakikada bir ortalaması alınarak kendi hafıza ortamında saklama işlemi gerçekleştirilmektedir. Aynı zamanda RPi’ye kurulan Linux temelli Raspbian işletim sisteminde oluşturulan betik yardımıyla ve web ara yüzünden aynalama işlemi yapılarak verilerin bilgisayar ortamına kaydedilmesi ile yedekleme işlemi gerçekleştirilmektedir. Farklı eğim açılarındaki FV panellerden elde edilen elektriksel ölçümler RPi üzerine kurulu web sunucu aracılığıyla günün her saatinde canlı olarak izlenebilmektedir. Ayrıca elektriksel veriler aylık ve yıllık olarak tarih ve zaman bilgileri ile kayıt altına alınmaktadır. Geliştirilen sistemin kullanıcı ara yüzüne http://solar.bilecik.edu.tr adresinden ulaşılabilmektedir.

    19. KANADA’DA YETİŞEN İKİ Thuja L. (CUPRESSACEAE) TÜRÜNÜN UÇUCU YAĞ KOMPOZİSYONU

      OpenAIRE

      KILIÇ, Ömer

      2014-01-01

      Kanada’da yetişen Thuja occidentalis L. ve Tetraclinis articulate (Vahl) Masters (synonym: Thuja articulate) türlerinin ibrelerinden elde edilen yağlar HS-SPME / GC-MS tekniği ile analiz  edildi. Sırasıyla %92.30 and %93.42’lik toplam yağ miktarında otuzbir ve ellibir bileşen tespit edildi. Thuja occidentalis’in ana bileşenleri bornilasetat (%30.00), limonen (%7.56), kamfor (%7.33), α-pinen (%7.18) ve δ-kadinen (%6.01) olarak belirlendi; Tetraclinis articulata’da ise α pinen (%32.67), 3-karen...

    20. Ankara Vespidae (Insecta, Hymenoptera) Türleri Üzerine Faunistik Çalışmalar ve Ekolojik Gözlemler

      OpenAIRE

      TÜZÜN, Ayla; KEKİLLİOĞLU, Aysel

      2003-01-01

      Bu araştırma, 1998-2001 yılları arasında Türkiye’nin başkenti Ankara ili civarında yapılan arazi çalışmaları sonucunda elde edilen 683 örneğe dayanmaktadır. Çalışma sonucunda 4 cinse ait (Vespa, Vespula, Dolichovespula, Polistes ) 9 tür ve 1 alt tür; Vespa orientalis Linnaeus, 1771, Vespula (Paravespula) germanica (Fabricius, 1793), Vespula (Paravespula) vulgaris (Linnaeus, 1758), Dolichovespula (Metavespula) slyvestris (Scopoli, 1763), Polistes (s.str.) gallicus (Linnaeus, 1767), Polistes (s...

    1. THE EFFECT OF WINDOW FUNCTIONS ON THE ARMA MODEL PARAMETERS ESTIMATED BY PORLA METHOD

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şaban ÖZER

      2002-02-01

      Full Text Available PORLA metodu ile tahmin edilen ARMA model parametreleri üzerinde pencere fonksiyonlarının etkisi, sunulmuştur. PORLA metotu, izleme ve modelleme problemlerinin bağımsız alt-algoritmalar olarak düşünüldüğü bir algoritma yapısına sahiptir. Bu metotda, ilk olarak durağan olmayan veri izlemesi, giriş/çıkış veri kovaryans blok matrisinin zaman ardışımlı hesaplanması ile gerçekleştirilir. İkinci olarak, modelleme problemi, ARMA modelleme probleminin içerildiği iki-kanallı PORLA metodu ile çözülür. Zamanla hata yayılımı, PORLA metodunda oluşamaz. İsteğe bağlı pencereleme teknikleri, izleme kapasitesini ve hızlıbaşlamayı kontrol etmek için kolayca dahil edilebilir. PORLA metodu ile tahmin edilen ARMA model parametreleri üzerinde pencere fonksiyonlarının etkisini göstermek için, dikdörtgen, üçgen, Bartlett, Hanning, Hamming, üstel, değiştirilmiş Barnwell, Blackman ve Kaiser gibi farklı pencere fonksiyonları kullanılarak elde edilen benzetim sonuçları verilmiştir.

    2. BİLYALI RULMAN YUVARLANMA ELEMANI KUSURUNUN TİTREŞİM ANALİZİ YÖNTEMİYLE İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hakan ARSLAN

      2007-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, titreşim analizi yöntemi kullanılarak radyal bilyalı rulman yuvarlanma elemanındaki bölgesel bir yüzey kusurunun etkisi analitik ve deneysel olarak incelenmiştir. Bu amaçla bilyalı rulman yuvarlanma elemanı çalışma yüzeyinde yapay bir bölgesel kusur oluşturulmuş ve radyal yöndeki mil titreşimleri kaydedilmiştir. Analitik inceleme için, teorik bir model oluşturulmuş ve bu modele göre sağlam ve kusurlu durumdaki rulmanları analiz edebilen bir simülasyon programı geliştirilmiştir. Bu simülasyon programı, deney setinde kullanılan mil ve rulman boyutları girilerek çalıştırılmış ve farklı mil hızları için milin titreşim spektrumları elde edilmiştir. Analitik ve deneysel yolla elde edilen titreşim spektrumları karşılaştırıldığında her iki durumda da benzer sonuçlar elde edilmiştir.

    3. LAKKAZ ENZİMİ İLE KOT BOYARMADDESİNİN DEKOLORİZASYONU

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ahmet ÇABUK

      2011-02-01

      Full Text Available Tekstil endüstrisinde kullanılan çeşitli boyarmaddeler üretim sürecinde alıcı ortamlara büyük miktarlarda deşarj edilmektedir. Bu durum, çevre ve insan sağlığı ile ilgili telafisi zor olan bir sürecin başlangıcını oluşturmaktadır. Bu nedenle gerek kirlenmiş alanların temizlenmesinde ve gerekse kirletici potansiyeli olan teknolojilerin biyolojik yaklaşımlarla bütünleştirilmesi ile tekstil endüstrisinin bir atığı olan boyarmaddelerin oluşturacağı kirlilik azaltılabilecektir. Bu çalışma kapsamında ticari olarak piyasada satılan bir kot boyasının Trametes versicolor ATCC 200801’in buğday kepeği içeren potato dekstroz broth besiyerinde geliştirilmesi ile elde edilen lakkaz aktivitesi yüksek kültür sıvısı ile renk giderimi çalışılmış ve optimum koşullar belirlenmiştir. Yapılan deneyler sonucunda pH 4.0, başlangıç boya konsantrasyonu 75 mg/l, sıcaklık 55 oC, inkübasyon süresi ise 120 dakika olarak seçilmiştir. Belirlenen optimum koşullarda % 68.02 renk giderimi elde edilmiştir. Bununla birlikte, boya çözeltisi içerisine tekstil atık sularında bulunabilecek çeşitli metal iyonları ve kumaş boyama işleminde kullanılan yardımcı kimyasal maddeler reaksiyon ortamına ilave edilerek, geliştirilmeye çalışılan renk giderim potansiyeli üzerine olası etkileri araştırılmıştır. Elde edilen veriler değerlendirildiğinde, belirlenen optimum koşullarda denenen kirleticilerin renk giderimini genel olarak olumsuz yönde etkilemediği görülmektedir. En fazla inhibe edici etkinin görüldüğü 10 mM Tween 80 varlığında bile % 54.68 düzeyinde bir renk giderimi elde edilmiştir

    4. Türkiye’de Yetiştirilen bazı Soya Varyetelerinden Elde Edilen Soya Sütlerinin Amino Asit Profilinin Belirlenmesi

      OpenAIRE

      Nevzat Artık

      2015-01-01

      Bu araştırmada Türkiye’de yetiştirilen 5 farklı soya varyetesinden üretilen soya sütlerinin amino asit profilleri incelenmiştir. Ayrıca Japon soya varyetesi amino asit bileşimi ile karşılaştırma yapılmıştır. Soya sütlerinde esansiyel amino asitler yüksek düzeyde bulunmuştur. Esansiyel amino asit miktarı tüm soya varyetelerinde 4.125, 4.922 (mg/g) sınırları içinde değişmektedir. Bu özelliği ile soya sütü insan beslenmesinde önemli bir gıda maddesidir.

    5. Türkiye’de Yetiştirilen bazı Soya Varyetelerinden Elde Edilen Soya Sütlerinin Amino Asit Profilinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nevzat Artık

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada Türkiye’de yetiştirilen 5 farklı soya varyetesinden üretilen soya sütlerinin amino asit profilleri incelenmiştir. Ayrıca Japon soya varyetesi amino asit bileşimi ile karşılaştırma yapılmıştır. Soya sütlerinde esansiyel amino asitler yüksek düzeyde bulunmuştur. Esansiyel amino asit miktarı tüm soya varyetelerinde 4.125, 4.922 (mg/g sınırları içinde değişmektedir. Bu özelliği ile soya sütü insan beslenmesinde önemli bir gıda maddesidir.

    6. Eğirdir Gölü Mikrobiyoloji Kalitesinin Mevsimsel Değişimi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Cafer BULUT

      2016-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada Türkiye’nin 2.büyük tatlısu gölü olan Eğirdir Gölü’nün mikrobiyolojik parametrelerinin mevsimsel değişiminin izlenmesi amaçlanmıştır. 2013 yılı içerisinde mevsimsel gerçekleştirilen çalışmada göl üzerinde belirlenen 9 istasyondan alınan su örneklerinde toplam koliform, fekal koliform, Escherichia coli (E. coli ve toplam bakteri analizleri gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda göl suyu toplam koliform sayısı 0 ile 34 arasında değişim göstermiştir. Elde edilen değerler limit değerlerin (70 EMS/100 mL altında olduğu belirlenmiştir. Fekal koliformlar yaz döneminde sadece 4.istasyonda,  sonbahar döneminde ise 7. ve 9. istasyonda tespit edilmiştir. Toplam E. coli ise bütün istasyonlarda tespit edilmemiştir. Toplam bakteri sayısı 0 ile 172 kob/100 mL arasında değişim göstermiştir. Elde edilen sonuçlar Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği Kıta içi Su Kaynakları Kalite Kriterleri yönüyle değerlendirildiğinde kabul edilebilir değerlerin altında olduğu belirlenmiştir.

    7. Urfa Peynirlerinin Mikrobiyolojik, Kimyasal ve Duyusal Niteliklerinin Saptanması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Atilla Yetişmeyen

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada Ankara İli merkezinde satışa sunulan Urfa peynirlerinin mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal özellikleri belirlenmiştir. Mikrobiyolojik incelemeler sonucunda, örneklerde ortalama olarak; 1,0x109 kob/g TAMB (toplam aerobik mezofil bakteri, 1,0x107 kob/g maya ve küf, 3,5x106 EMS/g koliform bakteri, 1,1 x106 EMS/g E. coli ve 1,3x103 kob/g S. aureus olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular, Urfa peynirlerinin üretiminde ve pazarlanması sırasında hijyenik kurallara uyulmadığını ve kötü bir mikrobiyolojik kaliteye sahip olduğunu göstermektedir. Kimyasal analizler sonucu örneklerin kurumadde, yağ, kurumaddede yağ, protein, tuz, kurumaddede tuz, kül, titrasyon asilliği (yüzde laktik asit cinsinden, pH, toplam azot, suda eriyen azot, olgunlaşma katsayısı ve protein olmayan azot değerleri sırasıyla % 48,33, % 22,96, % 47,48, % 17,53, % 6,80, % 17,53, % 2,107, % 1,23, 5,44 pH, % 2,747, % 0,411, % 15,25 ve % 0,26 olarak belirlenmiştir. Duyusal nitelikler bakımından ise; peynirlerin 100 puan üzerinden ortalama 53,71 puan aldıkları tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlardan Urfa peynirlerinin standart bir kalitede olmadığı, üretiminde ve pazarlanmasında hijyenik kurallara uyulmadığı anlaşılmaktadır.

    8. Türkiye Ekonomisinde Milli Gelir ve Ücretler Arasındaki İlişki

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Güller ŞAHİN

      2017-07-01

      Full Text Available Yapılan çalışmanın amacı; Türkiye ekonomisinde 2002Q1-2015Q4 örneklem dönemi içerisinde milli gelir ile ücretler arasındaki ilişkiyi incelemektir. Amaç doğrultusunda 56 gözleme ait zaman serisi arasındaki ilişki uzun dönemde Engle-Granger ve Johansen eşbütünleşme testleri, kısa dönemde Hata Düzeltme Modeli kullanılarak çözümlenmiştir. Milli gelir ve ücretler arasındaki uzun dönemi yansıtan ilişki için eşbütünleşme testlerinden elde edilen bulgular, değişkenler arasında bir tane eşbütünleşme denkleminin kurulmasına izin vermiştir. Uzun dönemli ilişkide, değişkenlerin birlikte hareket etme eğiliminde olduğu sonucuna varılmıştır. Ardından eşbütünleşme derecesinin ne olduğunun ve ne kadar hızla gerçekleştiğinin belirlenmesine yönelik Hata Düzeltme Modeli kurulmuştur. Elde edilen -0.391 hata terimleri katsayısı, kısa dönemli dengesizliklerdeki 1 birim sapmanın yaklaşık %4’ünün bir sonraki dönemde düzeldiğini ifade etmiştir.

    9. Yabani Baklagil Bitkilerinden, Mikrobiyal Gübre Olarak Kullanılan Rhizobium Spp. Bakterilerinin İzolasyonu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hatice Öğütcü

      2014-05-01

      Full Text Available Araştırmamızda kullanılan yabani baklagil bitkileri ( Medicago sativa, M.lupulina ve M. varia Erzurum iline ait yüksek rakımlı (2000-2500m bölgelerden (Palandöken dağı, Alibaba dağı, Turnagöl dağı, Hasanbaba dağı, Eğerli dağı, Yıldırım dağı, Çubuklu dağı, Deveboynu mevkii, Kayakyolu mevkii, Telsizler tepesi ve Dumlu tepesi Haziran ve Temmuz aylarında toplandı. Bu bitkilerden elde edilen nodüller steril edilerek YMA (Yeast Mannitol Agar plaklarına çizgi ekim yapıldı ve petriler 28+1ºC’de 3-5 gün süreyle inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon süresi sonunda oluşan tipik koloniler oluşturan (beyaz, saydam veya hafif mat, mukozlu, yuvarlak, kabarık 39 izolat seçilerek yatık YMA tüplerine aktarıldı ve buzdolabında +4ºC’de muhafaza edildi. Sonraki aşamada bu izolatlar sitolojik ve biyokimyasal analizlerle tanımlanmaya çalışıldı. Bu amaçla izolatlar; Brom Thymol Mavili ve Kongo Kırmızılı YMA’da üreme, gram özelliği, hareket, katalaz ve oksidaz testlerine tabi tutularak değerlendirildi. Yapılan sitolojik ve biyokimyasal analizler sonucunda elde edilen 39 izolatın 28’inin Rhizobium spp. olduğu tespit edildi.

    10. Morchella conica (Pers.) Boudier Ve Suillus luteus (L.) S. F. Gray Makrofunguslarının Antimikrobiyal Aktiviteleri

      OpenAIRE

      DUMAN, Rüstem; DOĞAN, Hasan Hüseyin; ATEŞ, Ali

      2003-01-01

      Bu çalışmada, iki makrofungus türünden [ Morchella conica (Pers.) Boudier ve Suillus luteus (L.) S. F. Gray ] çeşitli çözgenler yardımıyla elde edilen ekstrelerin farklı test mikroorganizmalarına karşı antimikrobiyal etkileri Disk Difüzyon metodu ile ölçülmüştür. Bulgularımıza göre; Morchella conica’ nın kloroform ekstresinin Sarcina lutea ATCC 9341’ ya, etanol ekstresinin Streptococcus salivarius RSHE 606’a, Suillus luteus’un etanol ekstresinin de Streptococcus mutans NCTC 10449 bakteri kült...

    11. VERGİ GELİRLERİ VE KAMU HARCAMALARI AÇISINDAN ENFLASYON: TANZİ VE TERS TANZİ ETKİLERİ

      OpenAIRE

      ÇAVUŞOĞLU, A. Tarkan

      2005-01-01

      Bu çalışma, Tanzi etkisi olarak adlandırılan enflasyonun reel vergi gelirleri üzerindeki etkisi ile ters Tanzi etkisi olarak adlandırılan enflasyonun reel kamu harcamaları üzerindeki etkisini konu etmektedir. Çalışmada, enflasyonun bütçe dengesi üzerindeki etkisi, Tanzi ve ters Tanzi etkileri kapsamında ekonometrik bir yaklaşımla incelenmeye çalışılmıştır. Elde edilen ampirik bulgular, 1987-2003 döneminde Türkiye ekonomisinde yaşanan yüksek enflasyonun, hem vergi gelirlerinin hem de kamu har...

    12. Hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlardaki etken maddelerin tayini için elektrokimyasal yöntemlerin geliştirilmesi ve analitik uygulamaları

      OpenAIRE

      TAŞDEMİR, İbrahim Hüdai

      2011-01-01

         Bu tez çalışmasında hipertansiyon tedavisinde kullanılan hidrokloratiyazit (HKA), indapamit (İNDA), peridopril (PER), moeksipril (MOE) ve zofenopril (ZOF) moleküllerinin asılı damla cıva elektrot (ADCE) ve camsı karbon elektrot (CKE) yüzeylerindeki elektrokimyasal davranışları incelenmiş, elektrot tepkimesine katılan elektron ve proton sayıları ile difüzyon katsayısı ve yüzey kaplama katsayısı hesaplanmıştır. Deneysel çalışmalarda elde edilen veriler teorik hesap...

    13. FARKLI İSKELETSEL MALOKLUZYONLARIN ÜST HAVAYOLU BOYUTLARI ÜZERİNE ETKİLERİ

      OpenAIRE

      Ekizer, Abdullah; Türker, Gökhan

      2015-01-01

      Kraniofasiyal iskeletsel morfoloji ve üst hava yolu boyutu arasındaki ilişki önemli bir tartışma konusudur. Bu retrospektif çalışmanın amacı iskeletsel Sınıf I, Sınıf II ve Sınıf III hastalar arasındaki nazofaringeal, orofaringeal ve hipofaringeal hava yolu boyutlarını lateral sefalometrik radyograflar kullanarak değerlendirmektir. Erciyes Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi arşivinden elde edilen lateral sefalometrik radyograflar üzerinde, Sınıf I maloklüzyona sahip 30 hastanın (20 kız, 10 ...

    14. Effects of sodium bicarbonate injection on sensory and chemical qualities of rainbow trout during iced storage.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Elif Tuğçe Aksun

      2015-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada, gökkuşağı alabalığına hasat sonrasında farklı oranlarda sodyum bikarbonat (SBC enjeksiyonun 21 günlük buzda depolama boyunca kalitesine etkileri araştırılmıştır. Gökkuşağı alabalığının kalite değerlendirmeleri pH, toplam uçucu bazik azot (TVB-N, mg N/100 g, tuzda çözünür proteinler(SEP, Sodyum Dodesil Sülfat Poliakrilamit Jel Elektroforezi (SDS-PAGE ve duyusal analizlerle belirlenmiştir. Sonuç olarak, SBC enjeksiyonuyla birlikte alabalıklarda pH değerleri yükselmiş ve TVB-N değerleri azalmıştır. Depolama süresi sonunda en düşük pH değeri 0.5 M SBC enjekte edilen grupta bulunurken; en yüksek pH değeri 1 M SBC enjekte edilen grupta bulunmuştur. Depolama süresi sonunda TVB-N değerleri açısından en yüksek değeri 31.17 mg 100 g−1 ile kontrol grubunda bulunurken, en düşük değerleri 0.75 M SBC enjekte edilen grup için 15.470 mg 100 g−1 ve 1 M SBC enjekte edilen grup için 17.220 mg 100 g−1 değerlerini almıştır. Duyusal olarak SBC uygulanmış tüm gruplarda SBC uygulanmamış gruba göre daha yüksek skorlar elde edilmiştir

    15. Çiftçilerin Bürokratik Bilgi ve Becerilerine Etki Eden Faktörler; Tokat İli Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gungor Karakas

      2017-03-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı, kırsal alanda yaşayan üreticilerin bürokratik bilgi ve becerilerinin gelişmesini etkileyen bazı faktörlerin belirlemesidir. Bu amaca ulaşmak için kırsal alanda yaşayan 110 çiftçi ile yüz yüze anket yapılmıştır. Anketler 2013 yılında Tokat ili merkez köylerinde gerçekleştirilmiştir. Bürokratik süreçler konusundaki bilgi ve becerilerinin gelişmesinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi amacıyla, sırasıyla açımlayıcı faktör analizi ve doğrulayıcı faktör analizi kullanılmıştır. Yapılan açımlayıcı faktör analizi sonucunda 4 faktörlü ve 10 değişkenli bir yapı ortaya çıkmıştır. Toplam varyansın % 76,063’ünü açıklayan bu faktörler ve güvenilirlik katsayıları; Örgütlenme Eğilimi (0,803, Bürokratik İşlem Deneyimi (0,701, Desteklerden Yararlanma Yoğunluğu (0,900 ve Yakın Çevre İletişimi (0,601 olarak belirlenmiştir. Yapılan doğrulayıcı faktör analizi sonuçlarına göre uyum endeks değerleri; GFİ: 0,938, CFİ; 0,934 ve NFİ; 0,913 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca elde edilen RMSEA ve CMİN/DF katsayılarının da uygun ve anlamlı olması elde edilen sonuçların teoriye uygun olduğuna işaret etmektedir. Elde edilen bu katsayıların istenen uyum indeks değerlerinin anlamlı olması sonuçların teoriye uygun olduğuna işaret etmektedir. Sonuç olarak Tokat ili kırsal alanda yaşayan çiftçilerin bürokratik bilgi ve becerilerinde etkili faktörler; tarımsal örgütlenmelerin içinde yer almak, kamu dairelerinde yapılan resmi işlem deneyimi, tarımsal desteklerden faydalanma girişimleri ve yakın çevre iletişimi olarak belirlenmiştir.

    16. DENDROCHRONOLOGY of ABIES NORDMANNIANA (STEV. SPACH. SUBSP. NORDMANNIANA IN THE ÖRÜMCEK FORESTS IN KÜRTÜN-GÜMÜSHANE

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zafer Cemal Özkan

      2003-04-01

      Full Text Available Abies nordmanniana (Stev. Spach. subsp. nordmanniana Dogu Karadeniz Bölgesi için olduğu kadar Türkiye için de önemli bir orman ağacıdır. Çalışmanın amacı; Doğu Karadeniz Göknarı ağaçlarının yıllık büyüme ve değişimleri araştırıp, incelemek ve yıllık halkalardan yararlanarak Örümcek Bölgesi Ormanlarında göknar için ortalama yıllık halka eğrisi ve standart kronoloji hazırlamaktır. Aynı zamanda yörenin eteorolojik verileri de kullanılarak geçmiş yılların iklimi hakkında bilgi edinebilmek amacıyla yapılacak olan dendroklimatoloji çalışmalarına esas oluşturacaktır. Araştırma alanı Karadeniz Bölgesinin, Doğu Karadeniz Bölümünde yer almakta, Gümüşhane ili, Kürtün ilçesi sınırları içerisinde kalmaktadır. Toplam 6 ağaçtan 12 kalem alınmıştır ve elde edilen kalemlerdeki yıllık halka genişliklerinin ölçümünde 0.01 mm. duyarlı Zeiss Winkel aleti kullanılmıştır. Yıllık halka eğrilerinin elde edilmesinde ; 1 Yıllık Halkaların Yarı Logaritmik Olarak Gösterilmesi, 2 Yıllık Halkalardan Elde Edilen İndislerin Bir Grafikle Gösterilmesi (Standardizasyon yöntemleri kullanılmıştır. İndis değerlerinin bulunmasında ise It=Wt/Yt eşitliğinden yararlanılmıştır. Çalışma 1729 –2003 yıllarını kapsamaktadır.

    17. TENSILE PROPERTIES OF EXTRUDED SiC(P/Al-2124 BULK FUNCTIONALL Y GRADED MATERIALS

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      HÜSEYİN UZUN

      2000-06-01

      Full Text Available Fonksiyonel kademeli değişken malzemeler yeni bir kompozit malzeıne türü dür. Bu malzemeler, bir makine parçasının belirli bölgelerinde istenilen bir özelliğı elde etmek için dizayn edilmiş olup, malzeınenin kimyasal birleşimi, mikroyapısı ya süreklilik arz edecek şekilde yada kademelİ olarak makine parçasının bir bölgesinden diğer bir bölgesine doğru değişmesi söz konusudur. Bu çalışınada kullanılan fonksiyonel değişken ınalzeme ler, birbiri içinde dairesel kademeli bir forma sahip olup SiC(p/AI-2124 kompozit sistemi esasına göre 400°C 'de sıcak ekstrüzyon ile üretilmişlerdir. Üretilen fonksiyonel değişken malzemelerin dış yüzeyi, Al-2124 matrix içine SiC parçacıklarının takviye edilmesinden dolayı oldukça sert, göbek kısmı ise takviyesiz Al-2 124 alaşımından dolayı oldukça tok bir özellik gösterir. Bu çalışmada bu malzemelerin çekme mukavemeti özellikleri incelenm iştir. Elde edilen deneysel so nuçlar, teorik olarak geliştirilen fonnü 1lere göre hesaplanarak elde edilen sonuçlar ile karşılaştı rılmıştır. Sonuç olarak, geleneksel kompozit malzemeler ile karşılaştırıldığında, fonksiyonel değişken malzemelerin sünekliğinin artmış olduğu fakat hafifçe % 0.2 akma ve çekme mukavemetlerinde azalmanın mevcut olduğu tespit edilmiştir.

    18. Gluten Unu İlavesinin Hamurun Reolojik Özellikleri ve Ekmeğin Kalitesine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hazım Özkaya

      2015-02-01

      Full Text Available Farklı özellikteki iki un örneğinden laboratuvarda elde edilen değişik özellikteki gluten unları ile bir nişasta fabrikası yan ürünü olan ticari gluten unu 74 ve 80 randımanlı unlara %1, %3, %5, %7 ve %10 oranlarında katılarak hamurun reolojik özellikleri ve ekmeğin kalitesine etkileri araştırılmıştır. Gluten unu katılan örneklerin farinograftaki su absorbsiyonları yükselmiştir. Gelişme süresi 50 oC de kurutulan gluten unlarından olumlu yönde etkilenmiştir. Stabilite değeri, yoğurma tolerans sayısı, yumuşama derecesi ve valorimetre değeri laboratuvarda elde edilen gluten unlarından olumlu, ticari gluten unundan ise olumsuz yönde etkilenmiştir. Ekstensografta hamurun uzama mukavemeti una gluten unu katıldığı zaman artmıştır. Hamurun uzama kabiliyeti 70 oC de kurutulan gluten unu katılmış örneklerde azalmıştır. Enerji değeri ise 70 oC de kurutulan gluten unu ve %10 ticari gluten unu katkılı örnekler dışında olumlu yönde etkilenmiştir. Ekmek hacmi ve değer sayısı, 50 oC de kurutulan gluten unundan olumlu, 70 oC de kurutulandan ise olumsuz yönde etkilenmiştir. Ticari gluten unu 80 randımanlı unların ekmek hacmi ve değer sayısını arttırmıştır.

    19. Bazı Biyolojik Preparatların Sitophilus granarius (Coleoptera: Curculionidae Erginlerine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tuğba AYYILDIZ

      2017-09-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Entomopatojen funguslardan Biocatch, Nibortem (Verticillium lecani, BMAUM-M3-003 (Metharizum anisopliae ile okaliptus ve zencefil bitkilerinden elde edilen uçucu yağların ve bir bitkisel ekstrakt preparatı olan Nibedicine EC (Azadiractin’in buğdaylarda oldukça önemli zarara neden olan Sitophilus granarius (Coleoptera: Curculionidae erginlerine karşı laboratuar koşullarında etkinlikleri denenmiştir. 10x10x8 cm boyutlarında ağızları tül ile yapıştırılmış olan plastik kaplarda ve 25±1 °C sıcaklık, %60±5 nem oranlarında ve 16:8 saat ışıklandırma süresine ayarlı iklim odasında yetiştirilen S. granarius erginleri üzerine Biocatch, Nibortem (Verticillium lecanii entomopatojen funguslardan 1x109  cfu/mL, BMAUM-M3-003 (Metharizum anisopliae 1x108  cfu/mL dozunda, Nibedicine EC (Azadirachtin 3000 ppm dozunda, uçucu yağlar ise %1 (1 l/100 l dozunda uygulanmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen verilere göre BMAUM-M3-003 kodlu entomopatojen fungus (M. anisopliae, S. granarius’u zamana bağlı olarak en fazla etkileyen etmen olmuştur. Yapılan değerlendirmeler sonucunda kullanılan preparatların 21 gün sonunda etkileri incelendiğinde, zencefilin %89.47, diğerlerinin ise %100 ölüm oranına sahip olduğu saptanmıştır.

    20. Çeşitli Ekmeklerin Protein, Yağ, Nem, Kül, Karbonhidrat ve Enerji Değerleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nilgün Karaağaoğlu

      2015-02-01

      Full Text Available Araştırma, Ankara il merkezinden elde edilen 33 ekmek üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ekmeklerden alınan ikili veya üçlü örneklerde kül, nem, yağ ve azot (N tayini yapılmıştır. Analiz sonucunda elde edilen N miktarları, tahıl çeşitleri için önerilen katsayılar ile çarpılarak protein miktarları belirlenmiştir. Karbonhidrat ve enerji değerleri ise hesaplanarak bulunmuştur. Beyaz (BE, tam buğday ve köy (TE, kepekli (KE, yulaf (YE ve çavdar (ÇE olmak üzere 5 grupta toplanan ekmek çeşitlerinin protein miktarları arasındaki fark önemli bulunmamıştır (p>0.05. KE grubundaki ekmeklerin yağ miktarı en düşük düzeydedir ve YE ile TE grubundaki ekmeklerle arasındaki fark önemlidir (p<0.05. TE ve KE grubundaki ekmeklerdeki kül miktarı, BE grubundakilerden daha yüksektir (p<0.05. Sonuçlar, beyaz ekmeklerin yapımında kullanılan unlarda, öğütme sırasında kayıpların oluştuğunu göstermektedir. Tam buğday, kepekli, yulaf ve çavdar ekmekleri, içerdikleri diyet posası türleri ve miktarları da düşünüldüğünde, sağlık üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle beyaz ekmeğe göre daha iyi seçeneklerdir.

    1. SIĞIR AYAKLARININ POSTMORTEM MAKROSKOPİK VE HİSTOPATOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

      OpenAIRE

      ÖZSOY, Serhat; ÖZER, Kürşat; ARUN, Seçkin

      2018-01-01

      ÖzetÖzel bir mezbahadan elde edilen 112 sığıra ait 448 ayağın tırnaklan, makroskopik ve histopatolojik olarak incelendi.Değerlendirilen ayakların 110'u Holstayn, 1'i Simental, 1'i Yerli Kara ırkına ait idi. Bunlardan 89'u erkek, 23'ü dişiydi. Ayakların makroskopik incelemesi sonucunda 38 olguda taban-ökçe çürüğü, 22 olguda taban çürüğü, 29 olguda ökçe çürüğü, 30 olguda kronik-subklinik laminitis, 12 olguda beyaz çizgi ayrılması, 4 olguda interdigital panarisyurn, 6 ol...

    2. Jinekomasti tedavisinde ‘liposuction’ – artroskopik kıkırdak traşlayıcı kombinasyonu

      OpenAIRE

      Ersoy, Burak; Aköz, Tayfun

      2014-01-01

      Giriş: Uzun süredir mevcut jinekomasti tanısı konulan erişkin erkeklerde tek etkin tedavi seçeneği cerrahidir. Jinekomastinin düzeltilmesine ilişkin birçok farklı cerrahi teknik tarif edilmiştir. Bu çalışmada, ameliyat izini en az düzeyde tutmak amacıyla artroskopik traşlayıcı cihazın konvansiyonel LPS uygulamasına kombine edildiği jinekomasti düzeltici cerrahi yöntemin tanıtılması ve sunulan cerrahi teknikle elde edilen sonuçların değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Gereç ve Yöntem: 2012 ve 2...

    3. TURİST REHBERLİĞİNDE MESLEK ETİĞİ İLKELERİNİN FAYDACI ETİK YAKLAŞIMI İLE BELİRLENMESİ

      OpenAIRE

      DÜZ, Burak

      2017-01-01

      Buçalışma, faydacı etik açısından turist rehberliği mesleğinde etik ilkeleribelirlemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, 11 turist rehberi yarı-yapılandırılmışgörüşmeler gerçekleştirilmiştir. Turist rehberlerinden elde edilen verilereiçerik analizi uygulanmıştır. Turist rehberliğinde mesleki etik ilkeleri üçtema altında toplanmaktadır: Mesleki Sorumluluklar, Rehberlerle İlişkiler,Turist ve Paydaşlarla İlişkiler. Mesleki Sorumluluklar teması MeslekiÖzellikler, Mesleki Beraberlik; Rehberlerle İlişk...

    4. UTILIZATION OF COAL FLY ASH AS LOW-COST ADSORBENT MATERIAL FOR NICKEL REMOVAL APPLICATIONS

      OpenAIRE

      KILIÇ, Murat; ÇEPELİOĞULLAR, Özge; KIRBIYIK, Çisem; PÜTÜN, Ayşe Eren; PÜTÜN, Ersan

      2015-01-01

      Bu çalışmada, kömür uçucu külü sulu çözeltilerden nikel(II) iyonlarının gideriminde düşük maliyetli adsorban olarak değerlendirilmiştir. pH, adsorban miktarı, temas süresi ve başlangıç ağır metal derişimi gibi adsorpsiyon işlemini etkileyen deneysel parametrelerin optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Elde edilen deneysel veriler Langmuir, Freundlich ve Dubinin-Radushkevich (D-R) izotermleri kullanılarak modellenmiştir. Langmuir modelinin adsorpsiyon verilerine daha iyi uyduğu belirlenmiştir. U...

    5. Farklı Oranlarda Kalsiyum Karbonat Kullanımının Yoğurdun Fiziksel, Kimyasal ve Duyusal Özellikleri Üzerine Etkisi (İngilizce

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatma Coskun

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada süte farklı oranlarda CaCO3 ilave ederek zenginleştirme işlemi uygulanmıştır. Takviye işlemi kalsiyum karbonatın farklı seviyeleriyle (200, 400, 600 mg/100ml sütün pastörizasyonundan önce ve sonra uygulanmıştır. İlave edilen kalsiyum karbonatın zenginleştirilmiş yoğurt örneklerine etkisi depolama periyodu boyunca belirlenmiştir (21 gün, 4 °C’de. İlave edilen kalsiyum karbonat yoğurdun pH değerini ve viskozitesini artırmış, titrasyon asitliğini ve serum ayrılması değerini düşürmüştür. Sonuçlar istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (P<0.05. En iyi sonuçlar kalsiyum karbonatın pastörizasyondan önce ilave edilmesiyle elde edilmiştir. Duyusal değerlendirme sonucunda, pastörizasyon öncesi kalsiyum karbonat ilave edilmiş örnekler ve kontrol örnekleri diğerlerine göre daha yüksek puanlar almıştır. İlave edilen kalsiyum karbonatın artan değerleri yoğurdun fiziksel ve kimyasal özelliklerini pozitif olarak etkilerken, yoğurdun duyusal özelliklerini negatif olarak etkilemiştir. İlave konsantrasyonlar 400mg/100ml’yi aşmamalıdır.

    6. YÖNETİCİLERİN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ İLE LİDERLİK TARZLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ: İSTANBUL’DAKİ BEŞ YILDIZLI OTELLER ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Derman KÜÇÜKALTAN

      2014-03-01

      Full Text Available ÖzetEtkili liderlik, yoğun rekabet ortamı içerisinde faaliyet gösteren otel işletmelerinin de ihtiyaç duydukları bir kavramdır. Liderliği etkileyen faktörlerden bir tanesi de demografik özelliklerdir. Bu bağlamda çalışmanın amacı; yöneticilerin demografik özellikleri ile benimsenen liderlik tarzları arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.Bu amaçla oluşturulan anket, İstanbul’daki beş yıldızlı otel işletmelerinin genel müdürleri ile departman müdürleri üzerinde uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Anket içerisindeki Likert ölçekli sorularda alt boyutların belirlenmesi için faktör analizi yapılmıştır. Elde edilen alt boyutların, yöneticilerin demografik özelliklerine göre bir farklılık gösterip göstermedikleri Mann-Whitney U ve Kruskal- Wallis testleri ile sınanmıştır. Farklılık gözüken maddelerde farkın nereden kaynaklandığını bulmak amacıyla Tukey testi uygulanmış ve elde edilen sonuçlar üzerinde yorumlar yapılmıştır. Üç liderlik tarzını birden etkileyen herhangi bir demografik özellik bulunmamakla birlikte, bazı değişkenlerin liderlik tarzları ile anlamlı bir ilişki içerisinde olduğu görülmüştür.AbstractEffective leadership has become a notion that is needed by the hotel enterprises which function in a competition-intensive sector. Demographic characteristics are one of the factors which affect leadership most. In this context; the purpose of this study is to display the relationshipbetween the managers’ demographic characteristics and adopted leadership styles. The questionnaire that has been developed for this purpose, has been implemented on the general managers and departmental managers of the five star hotels in Istanbul. The gained data has been evaluated by SPSS. Factor analysis has been done to determine the sub-dimensions in Likert scale questions. The sub-dimensions have been

    7. YÖNETİCİLERİN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ İLE LİDERLİK TARZLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ: İSTANBUL’DAKİ BEŞ YILDIZLI OTELLER ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Derman KÜÇÜKALTAN

      2014-01-01

      Full Text Available ÖzetEtkili liderlik, yoğun rekabet ortamı içerisinde faaliyet gösteren otel işletmelerinin de ihtiyaç duydukları bir kavramdır. Liderliği etkileyen faktörlerden bir tanesi de demografik özelliklerdir. Bu bağlamda çalışmanın amacı; yöneticilerin demografik özellikleri ile benimsenen liderlik tarzları arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.Bu amaçla oluşturulan anket, İstanbul’daki beş yıldızlı otel işletmelerinin genel müdürleri ile departman müdürleri üzerinde uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Anket içerisindeki Likert ölçekli sorularda alt boyutların belirlenmesi için faktör analizi yapılmıştır. Elde edilen alt boyutların, yöneticilerin demografik özelliklerine göre bir farklılık gösterip göstermedikleri Mann-Whitney U ve Kruskal- Wallis testleri ile sınanmıştır. Farklılık gözüken maddelerde farkın nereden kaynaklandığını bulmak amacıyla Tukey testi uygulanmış ve elde edilen sonuçlar üzerinde yorumlar yapılmıştır. Üç liderlik tarzını birden etkileyen herhangi bir demografik özellik bulunmamakla birlikte, bazı değişkenlerin liderlik tarzları ile anlamlı bir ilişki içerisinde olduğu görülmüştür.AbstractEffective leadership has become a notion that is needed by the hotel enterprises which function in a competition-intensive sector. Demographic characteristics are one of the factors which affect leadership most. In this context; the purpose of this study is to display the relationshipbetween the managers’ demographic characteristics and adopted leadership styles. The questionnaire that has been developed for this purpose, has been implemented on the general managers and departmental managers of the five star hotels in Istanbul. The gained data has been evaluated by SPSS. Factor analysis has been done to determine the sub-dimensions in Likert scale questions. The sub-dimensions have been

    8. SİİRT’İN İNANÇ TURİZMİ MEKÂNLARI: ZİYARET (VEYSEL KARANİ) VE TİLLO (AYDINLAR) ÖRNEKLERİ

      OpenAIRE

      Özgen, Nurettin

      2013-01-01

      Turizm, -ekonomik bir değer olarak- önemi her geçen gün artarak devam eden uluslar arası dev bir sosyoekonomik sektördür. Bu sektör yaklaşık 300 farklı çeşit veya alanlardan oluşmaktadır. Bu turizm alanlarından birini de inanç turizmi oluşturmaktadır. İnanç turizmi; tüm inanç sistemleri için kutsal sayılan merkezlerin/ mekânların, insanlar tarafından ziyaret edilmesi ve bu ziyaretlerden elde edilen sosyoekonomik bir kazanç olarak tanımlanabilir. İslam âleminin en önemli inanç turizmi merkezle...

    9. Antik Yakın Doğu Milletlerinde Tanrı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa YİĞİTOĞLU

      2012-03-01

      Full Text Available Bu çalışma antik dönem yakındoğu literatüründe tanrı kavramını incelemektedir. Bu konu, o dönemde yaşamış milletlerin tanrı hakkındaki düşüncelerini kavrayabilmemiz açısından oldukça önemlidir. Zira ele aldığımız bu dönem tanrı düşüncesi açısından merak edilen bir dönemdir. Bunun nedeni ise, elde edilebilen ilk dökümanların bu döneme ait olan dökümanlar olmasıdır.

    10. BATI ANADOLU BOUGUER GRAVİTE ANOMALİLERİNİN SÜZGEÇLENMESİ VE YERKABUĞU KALINLIK DAĞILIMININ İNCELENMESİ

      OpenAIRE

      YÜKSEL, Fethi Ahmet

      2005-01-01

      Batı Anadolu Bouguer Gravite haritasının yoruma hazırlanması için iki boyutlu alçak geçişli süzgeçler kullanılmıştır. Elde edilen rejyonal Bouguer gravite anomali haritasından alınan uygun doğrultudaki profillere Talwani yöntemi uygulanarak Batı Anadolu kabuk kalınlığı geometrisi modellenmiştir. Batı Anadolu kabuk kalınlığı kuzeyde Karadeniz sahillerinde ortalama 30 km'den başlayarak Göller Bölgesinde 35-40 km'ye ulaşmakta ve güneyde Akdeniz sahillerinde tekrar 32 km'ye düşerek...

    11. The investigation of biometric characteristics of seahorse species [Hippocampus hippocampus (Linnaeus,

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şule Gürkan

      2015-12-01

      Full Text Available Bu çalışma, İzmir Körfezi’nde dağılım gösteren Syngnathidae familyasına ait denizatı türlerini ve bu türlerin biyometrik özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Şubat 2000 tarihinde bölgede avlanan balıkçılardan 29 adet Hippocampus hippocampus, ve 200 adet Hippocampus guttulatus örneği temin edilmiştir. Elde edilen örneklerin metrik ve meristik özellikleri ve boy-ağırlık ilişkileri ile boy ve ağırlık frekans değerleri verilmiştir

    12. “PESTEL Analizi” ile Türkiye-Almanya Ekonomik İlişkilerinin İncelenmesi

      OpenAIRE

      AKÇA, Hasan; ŞAHİN, Levent; KAYA, Zekayi

      2016-01-01

      Bu çalışmanın amacı; Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik ilişkileri PESTEL Analizi ile irdelemektir. Çalışmada ikincil veriler (1924-2015) kullanılmıştır. PESTEL Analizinden elde edilen bazı sonuçlar şu şekilde özetlenebilir. Almanya bir taraftan gelecekte enerji darboğazı çekmemek için enerji koridorunda bulunan Türkiye ile ilişkileri olumlu yönde tutmaya çalışırken; diğer yandan Türkiye’nin AB’ye üyeliğine mesafeli durmaktadır. 1954-2015/Ağustos döneminde Türkiye’ye yatırım yapan toplam ...

    13. Ulex europaeus Lektininin Kan Grubu Bağlama Özgüllüğü

      OpenAIRE

      ATEŞ, Ali; ÖZGÜR, Yeşim

      2002-01-01

      Bu çalışmada, Ulex europaeus bitkisinden elde edilen Ulex europaeus Aglutinin-I (UEA-I)’in insan kan grubu bağlama özgüllüğü ölçüldü. Bu deney için U tabanlı mikrotitrasyon kabı kullanıldı. 50µg/ml lektin çözeltisi, PBS (phosphate buffered saline) ile hazırlanarak başlangıç konsantrasyonu olarak alındı ve UEA-I’in seri sulandırılması ile insan kan grubu özgüllüğü belirlendi. Sonuç olarak, UEA-I’in %2’lik A grubu eritrositlerini 25µg/ml konsantrasyonda, B grubu eritrositlerini 6.25µg/ml konsan...

    14. SUPERIOR PEDİKÜLLÜ FARİNGEAL FLEP YÖNTEMİ İLE VELOFARİNGEAL YETMEZLİK TEDAVİSİ-MANAGEMENT OF VELOPHARYNGEAL INCOMPETENCE WITH SUPERIORLY BASED PHARYNGEAL FLAP METHOD

      OpenAIRE

      Demirseren, M. Erol; Alkan, Alper; Özakpınar, H. Rıfat; Sevin, Kutlu

      2013-01-01

      ÖzetDamak yarığı onarımından sonra, en önemli problem "hipernazal konuşma" olarak adlandırılan konuşma bozukluğudur. Bu tür olgularda mevcut olan velofaringeal yetmezliğin düzeltilmesi için yeni bir cerrahi girişime gerek duyulmaktadır. Uygulanacak yöntem konusunda bir fikir birliği yoktur. Bu çalışmada, daha önce damak yarığı onarımı yapılmış olan velofaringeal yetmezliği mevcut hastalarda,superior pediküllü faringeal flep ile onarım yöntemi sunulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre ...

    15. Ekolojik yüzey işlemlerinin ısırgan ipliğinin fiziksel ve morfolojik özelliklerine etkisinin araştırılması

      OpenAIRE

      Şansal, Seda

      2017-01-01

      Rami, kenaf ve jüt gibi bir sak lifi olan ısırgan lifinin ilk kullanımı çok eskilere dayanmaktadır. Yenilenebilir ve doğal kaynaklı olan ısırgan otu bitkisinin az girdi ile üretilmesi, bu bitkiyi ekolojik açıdan avantajlı hale getirirken, ısırgan otu bitkisinden elde edilen liflerinde çevre dostu lifler arasındaki yerini almasını sağlamaktadır. Bu çalışmada ekolojik yüzey işlemlerinin ısırgan ipliği üzerindeki etkisi asidik ve bazik ortamda araştırılmıştır. Bu kapsamda Giant Himalayan Nettle ...

    16. Teachers' Opinions about the Updated Secondary Mathematics Curriculum [Güncellenen Ortaöğretim Matematik Öğretim Programı Hakkında Öğretmen Görüşleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Orhan Çiftci

      2015-08-01

      Full Text Available The purpose of this study is to explore the opinions of mathematics teachers working in high schools on the high school mathematics curriculum that was reformed in 2013. Structured interview method was employed to collect data from nine high school teachers. Content and descriptive analysis were used to analyze the data obtained from the interviews with teachers. Based on the qualitative analysis of data, the teachers favored the reduction in the content and acquisition regulation, but criticized some eliminated content and acceptance the level of readiness of students. The teachers believed the benefit of using compass-straightedge, information and communication technologies. Furthermore, the teachers expected more professional development opportunities, particularly on the use of technology for teaching mathematics before they are hold accountable for the implementation of the new curriculum. [Bu çalışmada, ortaöğretim kurumlarında görev yapan matematik öğretmenlerinin 2013 yılında yayınlanan ortaöğretim matematik dersi öğretim programı hakkındaki görüşlerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Veriler dokuz lise matematik öğretmeni ile gerçekleştirilen yapılandırılmış görüşmeler ile elde edilmiştir. Öğretmenlerle yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen verilerin analizi için içerik ve betimsel analizi kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen verilerin analizi sonucunda, öğretmenler yeni programı, konuların yoğunluğunun azaltılması ve kazanımların düzenlenmesi gibi konularda olumlu bulmuş; bazı konuların çıkartılması ve öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerinin kabulü konusunda eleştirmişlerdir. Öğretmenler, bilgi ve iletişim teknolojilerini ve pergel-cetveli kullanmanın faydalı olacağını belirtmişlerdir. Ayrıca, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma konusunda desteklenmelerini ve programın öğretmenlere ayrıntılı olarak tanıtılmasını önermişlerdir.

    17. Berkeley 51 Kümesinin Temel ve Astrofiziksel Parametrelerinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İnci Akkaya Oralhan

      2016-10-01

      Full Text Available Galaksimizin birinci çeyreğinde bulunan ve daha önce çok az çalışılmış açık yıldız kümelerinden biri olan Berkeley 51 kümesinin temel astrofiziksel ve yapısal parametreleri CCD UBV(RIC ve 2MASS JHKS verileri kullanılarak elde edilmiştir. Kümeye ait CCD UBV(RIC verileri Meksika’da bulunan San Pedro Martir Ulusal Gözlemevi’nden 84cm’lik teleskop ile alınmıştır. Küme üyeliklerinin belirlenmesinde ise PPMXL kataloğundaki öz hareket verileri kullanılmıştır. Buna küre bu küme için elde edilen limit yarıçap Rlim=2.5 yay dakikası, kızarma E(B-V=0.85±0.05 kadir, E(J-H=0.28±0.02 kadir, uzaklık modülü DM=(m-M0=10.66±0.04 pc, uzaklığı d=1355±27 pc ve logaritmik yaş log(A=9.54±0.03 Myıl olarak bulunmuştur. Küme için ilk kez bulunan metal ve ağır element bolluğu ise sırasıyla [Fe/H]=-0.38 ve Z=0.006 olarak elde edilmiştir.Anahtar kelimeler: Açık yıldız kümeleri-Berkeley 51

    18. Bazı Sert Çekirdekli Meyve Türlerinde Çiçek Tozu Çimlenmesi ve Çim Borusu Uzunluğunun Çoklu Regresyon Yöntemi ile Modellenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sultan Filiz GÜÇLÜ

      2015-11-01

      Full Text Available Ziraat ile ilgili çalışmalarda üretilen modeller birden fazla etkenin sonucu olarak ortaya çıkarlar. Bu tür modelleri ortaya çıkarmak için genelde kabul gören yöntemlerden biri de regresyon analizidir. Bu çalışma kapsamında 4 farklı türe ait birer çeşitte belirlenen çim borusu uzunluğu ve çimlenme oranı verileri, farklı sıcaklık ve zaman koşullarında, laboratuvar ortamında ölçülmüş ve bu ölçüm verileri kullanılarak çoklu regresyon yöntemi ile çiçek tozu çimlenme oranı ve çim borusu uzunluğu tahmin modelleri oluşturulmuştur. Modellerin performansı belirlilik katsayısı(R2 ve ortalama kare hata (RMSE değerlerine göre belirlenmiştir. Bu tahmin modellerinde elde edilen R2 değerleri, çim borusu uzunluğu tahmin modellerinde 0.69 ile 0.79 arasında, çimlenme oranı tahmin modellerinde ise 0.63 ile 0.90 arasında elde edilmiştir. RMSE değerleri, çimlenme oranı için; 6.15 ile 10.19 arasında, çim borusu uzunluğu için ise; 13.73 ile 21.3 arasında elde edilmiştir.

    19. Nar Kabuğu Ekstraktının Antimikrobiyel ve Antioksidan Aktivitesinin Köfte Kalitesine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hazret Özdemir

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, soğukta depolanan köftenin mikrobiyel ve oksidatif stabilitesine nar kabuğu ekstraktı (NKE’nın etkisi araştırılmıştır. Nar kabuğundan elde edilen sulu ekstrakttan liyofilize toz ekstrakt elde edilmiş ve köfte formülasyonuna %0.1 (NKE1, %0.2 (NKE2 ve %0.3 (NKE3 konsantrasyonlarında ilave edilmiştir. NKE içeren köfteler, %0.01 BHT içeren ve herhangi bir antioksidan kaynağı içermeyen kontrol örneklerle aerobik ortamda 4±1oC’de depolama süresince karşılaştırılmıştır. NKE, BHT’den daha yüksek antioksidan aktivite göstermiştir. Antimikrobiyel aktivite testlerinde, kullanılan NKE konsantrasyonlarından %0.2 ve %0.3 test edilen bakterilerden sadece Staphylococcus aureus üzerine inhibitör etki göstermiştir. Köftede TAMB, TAPB gelişimi, kontrol ve BHT’li örneklerle karşılaştırıldığında NKE ilavesi ile baskılanmıştır. NKE konsantrasyonu arttıkça, Enterobacteriaceae sayısındaki artış daha az olmuştur. Diğer yandan Lipid oksidasyonu, artan NKE düzeyi ile geciktirilmiştir. Köfteye %0.2-%0.3 NKE ilavesi, kötü koku oluşumunu ve kokuşmanın algılanmasını 6 gün süreyle engellemiştir. Sonuç olarak, nar kabuğu, köftelerin raf ömrünü uzatmak amacıyla uygun bir doğal katkı maddesi olma potansiyeline sahiptir.

    20. SOSYAL SERMAYE VE İŞ PERFORMANSI ARASINDAKİ İLİŞKİDE ÖRTÜLÜ BİLGİ PAYLAŞIMI DAVRANIŞININ ARACILIK ETKİSİ: SİGORTACILIK SEKTÖRÜNDE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem YAŞAR UĞURLU

      2016-03-01

      Full Text Available ÖZ: Bu araştırma örtülü bilgi paylaşımı davranışının sosyal sermaye boyutları ile iş performansı arasındaki ilişkide aracılık etkisi olup olmadığını analiz etmektedir. Araştırma hipotezlerinin testi için sigortacılık sektöründe faaliyet gösteren bir şirketin acentalarında istihdam edilen 123 pazarlama çalışanına anket uygulanmıştır. Elde edilen bulgular araştırma hipotezlerini destekler niteliktedir ve literatürle paralel sonuçlar elde edilmiştir. Bulgulara göre sosyal sermaye boyutları ile iş performansı ve örtülü bilgi paylaşımı davranışı arasında pozitif ilişkiler saptanmıştır. Ayrıca örtülü bilgi paylaşımının sosyal sermaye boyutlarından yapısal boyutu temsil eden iletişim açıklığı değişkeni ile iş performansı arasındaki ilişkide tam aracı etkiye sahip olduğu bulunmuştur. ABSTRACT: Abstract This study examines the mediating effect of tacit knowledge sharing on the relationship between the dimensions of social capital and job performance. For testing research hypothesis, a survey was conducted on 123 marketing employees in agencies of a Turkish insurance company. The results obtained from statistical findings support research hypothesis and are in line with literature. In the research, it has been shown the effect of social capital on both job performance and tacit knowledge sharing behavior. Furthermore, the full mediating effect of tacit knowledge sharing behavior was found on the relationship between open communication (the structural dimension of social capital and job performance.

    1. Ortaöğretim Öğrencilerinin Yazma Eğilimi Algıları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ercan Deniz

      2015-04-01

      Full Text Available Bu araştırmanın amacı, ortaöğretim öğrencilerinin yazma eğilimi algılarının genel düzeyini tespit ederek yazma eğilimi algısını cinsiyet, sınıf düzeyi, öğrenim alanı, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu, kitap okuma sıklığı, facebook ve e-mail kullanma durumlarına göre incelemektir. Araştırma 2013-2014 eğitim-öğretim yılında tesadüfi örnekleme yoluyla seçilen resmi bir okuldaki 317 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Elde edilen veriler SPSS 20.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde ilişkisiz örneklem t testi, tek yönlü varyans analizi ve pearson momentler çarpımı korelasyonu kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre ortaöğretim öğrencilerinin yazma eğilimi algılarının “orta düzeyde” olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin yazma eğilimi algılarının cinsiyet, sınıf düzeyi, öğrenim alanı ve kitap okuma sıklığı değişkenlerine göre anlamlı bir farlılık gösterdiği tespit edilmiştir. Anne ve baba eğitim durumuyla facebook ve e-mail kullanma değişkenlerinin yazma eğilimi algısıyla istatiksel olarak anlamlı bir ilişkisi bulunmamaktadır.

    2. SHALLOW SHELL RESIN VERSUS TRADITIONAL RESIN: A CASE STUDY FOR Cu(II REMOVAL

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özgür Arar

      2016-10-01

      Full Text Available A comparative study on Cu2+ removal by shallow shell resin (Purolite SST 60 and traditional strongly acidic cation exchange resin (Purolite PFC 100 was performed. Batch experiments were carried out as a function of  resin  dosage and  solution pH and contact time. Ion exchange reaction showed a pH depended feature.  Maximum removal of Cu2+ achieved  pH  from 2 to 5. Sorption isothermal data is well interpreted by the Langmuir equation. Additionally, kinetic experiments showed that the pseudo first-order model was suitable for such resins. The regeneration performance of shallow shell technology (SST resin is better than PFC 100.  A solution of 2M H2SO4 performed well in regenerationof SST 60 resin. On the other han maximum regeneration reached 80% for PFC 100 resin.Özet: Bu çalışmada, klasik iyon değiştirici reçine (Purolite PFC 100 ve  sığ kabuk  reçine (Purolite SST 60  ile Cu2+ giderilmesi incelenmiştir. Yapılan kesikli çalışmalarla Cu2+ giderilmesine, reçine miktarı, çözelti pH`ı ve temas süresinin etkisi incelenmiştir. Çözelti pH`ının 2 ile 5 arasında olduğu durumda Cu2+ iyonları tamamen giderilmiştir. Denge çalışmalarında elde edilen sonuçlar Langmuir izoterm modeline daha uygun olmuştur. Kinetik çalışmalarda elde edilen sonuçlar yalancı birinci mertebe kinetik modeline uygunluk göstermişir. SST 60 reçinesinin rejenerasyon verimi PFC 100 reçinesinden daha yüksektir. 2M H2SO4 ile SST 60 reçinesi tamamen rejenere edilmiştir.

    3. 23 Ekim 2011 Tabanlı-Van Depreminin Sismik Jeomorfolojisi ve Doğu Anadolu’daki Aktif Tektonik Yapılarla Olan İlişkisi

      OpenAIRE

      Özkaymak, Çağlar; Sözbilir, Hasan; Bozkurt, Erdin; Dirik, Kadir; Topal, Tamer; Alan, Hüseyin; Çağlan, Dündar

      2011-01-01

      Bu çalışma, 23 Ekim 2011 tarihindemeydana gelen Tabanlı-Van (M = 7.2) depreminin bölgenin aktif tektoniğiiçerisindeki konumunu açıklamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda Tabanlı-Van depremindensonra arazi çalışmaları yapılmış, depremle ilişkili deformasyon yapılarıincelenmiş ve arazi gözlemlerinden elde edilen veriler ile Van ili veçevresiyle ilgili olarak daha önce yapılmış aktif tektonik çalışmalarıkarşılaştırılarak değerlendirmeye gidilmiştir. Depremsırasında veya hemen sonrasında yeryüzünde/y...

    4. Türkiye Adresli “Kompost” Yayınlarının Science Citation Index (SCI) Veri Tabanındaki Etkinliğinin Analizi

      OpenAIRE

      AKTAŞ, Kemal; ERDEM, Ayça

      2017-01-01

      Bu çalışmada, Türkiyeadresli kompost çalışmaları Web of Science Core Collection (WoS) veri tabanıkullanılarak analiz edilmiştir. “Compost*” anahtar kelimesi kullanılarak 1970 –2016 yılları arasında yayınlanan çalışmalar, konu, başlık, özet ve anahtarkelime kategorilerinde aratılmıştır. Elde edilen sonuç Endnote X6’ya aktarılmışve Microsoft Excel kullanılarak analiz edilmiştir. Veriler, yayın yılları,diğer ülkeler, üniversiteler, araştırma alanları, anahtar kelimeler ve yayınyapılan dergiler g...

    5. Kefir Mikroflorası Üzerinde Araştırma

      OpenAIRE

      Erol Ergüllü; Mustafa Üçüncü

      2015-01-01

      Çalışmada, çeşitli yörelerden sağlanmış 7 kefir örneğinin mikroflorası araştırılmış ve elde edilen bulgulara göre, kefir mikroflorasında süt asidi bakterileri (Streptokok ve Laktobasiller) ile mayaların çoğunlukta olduğu belirlenmiştir. Bu bakteri türlerinden her birinin kefir oluşumunda ayrı bir yeri bulunmaktadır. Süt asidi bakterileri sütü pıhtılaştırmakta ve bunlardan bazıları da ayrıca uçucu asitler oluşturarak, kefirin tat ve kokusunun meydana gelmesine katkıda bulunmaktadırlar. Mayalar...

    6. BİREYLERİN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE PSİKOLOJİK DURUMLARININ GİYİM SATIN ALMA DAVRANIŞLARINA ETKİSİ

      OpenAIRE

      DEMİREL, Hüsne

      2013-01-01

      Bu çalışmanın amacı bireylerin kişilik özellikleri, psikolojik durumları ve demografik özelliklerinin giyim satın alma davranışları üzerindeki etkisini belirlemektir. Araştırmanın verileri 520 birey üzerinden toplanmıştır. Verilerin toplanmasında, demografik özellikler anketi, Hacettepe Kişilik Envanteri, Kısa Form (SF-36), yaşamı değerlendirme formu ile araştırmacı tarafından geliştirilen giyim satın alma davranışları ve giyim satın alma inanç-görüşü ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen verile...

    7. Kefir Mikroflorası Üzerinde Araştırma

      OpenAIRE

      Ergüllü, Erol; Üçüncü, Mustafa

      2014-01-01

        Çalışmada, çeşitli yörelerden sağlanmış 7 kefir örneğinin mikroflorası araştırılmış ve elde edilen bulgulara göre, kefir mikroflorasında süt asidi bakterileri (Streptokok ve Laktobasiller) ile mayaların çoğunlukta olduğu belirlenmiştir. Bu bakteri türlerinden her birinin kefir oluşumunda ayrı bir yeri bulunmaktadır. Süt asidi bakterileri sütü pıhtılaştırmakta ve bunlardan bazıları da ayrıca uçucu asitler oluşturarak, kefirin tat ve kokusunun meydana gelmesine katkıda bulunmaktadırlar. Mayal...

    8. Kefir Mikroflorası Üzerinde Araştırma

      OpenAIRE

      Ergüllü, Erol; Üçüncü, Mustafa

      2015-01-01

        Çalışmada, çeşitli yörelerden sağlanmış 7 kefir örneğinin mikroflorası araştırılmış ve elde edilen bulgulara göre, kefir mikroflorasında süt asidi bakterileri (Streptokok ve Laktobasiller) ile mayaların çoğunlukta olduğu belirlenmiştir. Bu bakteri türlerinden her birinin kefir oluşumunda ayrı bir yeri bulunmaktadır. Süt asidi bakterileri sütü pıhtılaştırmakta ve bunlardan bazıları da ayrıca uçucu asitler oluşturarak, kefirin tat ve kokusunun meydana gelmesine katkıda bulunmaktadırlar. Mayal...

    9. FEN LABORATUARLARININ İŞLEVSELLİĞİNİN İLKÖĞRETİM OKULLARINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

      OpenAIRE

      YILAYAZ, Ömer; TURAN, Mehmet; BAHŞİ, Muammer

      2009-01-01

      Bu araştırmada, ilköğretim okullarındaki fen laboratuarlarının işlevselliğine ilişkin öğrenci görüşlerinin belirlemesi amaçlanmıştır. Bu amaçla 19 maddelik bir anket formu hazırlanmıştır. Çalışma, Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen ve Teknoloji öğretmenliği bölümünde öğrenim gören 76 öğrenciye (4. sınıf) uygulanmıştır. Anket sonucunda elde edilen veriler, SPSS paket istatistik programında değerlendirilmiştir.

    10. Ayran Üretim Metotları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Celalettin Koçak

      2015-02-01

      Full Text Available Ayran, yoğurt, tuz ve sudan oluşan, geleneksel bir Türk içeceğidir. Ticari olarak Ayran iki şekilde üretilmektedir. Bu iki üretim şekli arasındaki başlıca fark, inkübasyondan önce Ayran sütüne su ilave edilmesi veya inkübasyondan sonra yoğurda suyun ilave edilmesidir. Bu nedenle bu araştırma, bu iki üretim metodunun Ayranın kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal özellikleri üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlamaktadır. Elde edilen sonuçlar, üretim metotlarının Ayranın genel bileşimi ve tüketici beğenisi üzerinde herhangi bir etkilerinin bulunmadığını göstermiştir (P >0.05. Ancak, yoğurda su katılarak üretilen ayranların asetaldehit içeriklerinde 7. gün depolamada, S. thermophilus içeriğinde ise 1. gün depolamada diğer metoda göre daha düşük değerler elde edilmiştir (P < 0.05.

    11. MOLEKÜLER CIMBIZLAMAYA DAYALI YENİ BİR BISFENOL-BIPHENANTHROLINE SENTEZİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Said nadeem

      2015-11-01

      Full Text Available 1,10-fenantrolin’den elde edilen "dugdugi" 8 molekülü sentezlendi ve NMR, EIMS ve UV kullanılarak yapısı aydınlatıldı. Bisfenol 8’I elde etmek için 1,3dibrompropan kullanılarak alkillendi ve 4-(1H-imidazo[4,5-f][1,10]phenanthrolin-2-ylphenol ile reaksiyona sokuldu. Molekül 8’in 30 molL-1 çözeltisi %10 DMF içeren etanolde hazırlandı, ve etanol ile hazırlanmış 30 m L-1 Co2+, Cr3+, Cu2+, Fe3+, Mn2+, Ni2+, Ag+, and Zn2+ çözeltisi ile 30 dakika karıştırıldı.Kemosensör 8, Fe3+ varlığında pembe renk vererek çalışırken, diğer metallerin varlığında ayırt edici bir renk gözlenmedi. "Dugdugi" nin moleküler UV spektrumunda 279 nm’de bulunan pik Fe3+ ile etkileştirilince 290 nm’ye kaydı. Ayrıca, 524 nm’de yeni bir pik oluştuğu görüldü

    12. Seli Çayı (Elazığ-Türkiye Rotifer Faunası ve Bazı Biyoçeşitlilik İndeksleri ile Analizi.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Necla İpek

      2015-12-01

      Full Text Available Seli Çayı’nın rotifer faunasının tespiti ve mevsimsel dağılımının saptanması amacı ile rotifer örnekleri Mart 2006 – Şubat 2007 tarihleri arasında, 5 istasyondan aylık periyotlar halinde yapılan arazi çalışmaları sonucu elde edilmiştir. Çalışma süresince Rotifera’ya ait 13 tür kaydedilmiştir. Polyarthra vulgaris ve Kelicottia longispina en fazla kaydedilen tür olmuştur. Ayrıca çayın bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri, rotiferlerin istasyonlara, aylara ve mevsimlere göre dağılımları ile bazı istatistiksel parametreler verilmiştir. Seli Çayı’nda bulunan rotifer faunasından elde edilen veriler Shannon-Weaver Çeşitlilik İndeksi ve Margalef Tür Zenginliği İndekslerine göre analiz edilmiştir. İlkbahar tür çeşitliliği (H'= 2.38 ve tür zenginliğinin (D=2.6 en bol bulunduğu mevsim olmuştur

    13. Elektrokoagülasyon Prosesi İle Gıda Endüstrisi Atıksuyunun Arıtımında Optimum Koşulların Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sevil VELİ

      2018-03-01

      Full Text Available Bu çalışmada bir gıda endüstrisi atıksuyunun alüminyum elektrot kullanılarak kesikli sistemde elektrokoagülasyon yöntemi ile arıtımı incelenmiştir. Anaerobik arıtma çıkışından alınan atıksuyun özellikleri 504 mg/L KOI, 100 mg/L TOK, 3.37 mS/cm iletkenlik ve 7.8 pH parametreleri ile karakterize edilmiştir. Elektrokoagülasyon prosesinin etkinliği KOİ parametresindeki değişim gözlenerek değerlendirilmiştir. Çalışmada pH, iletkenlik, akım yoğunluğu ve reaksiyon süresinin etkisi incelenmiştir. Elde edilen sonuçlardan optimum koşullar pH=7, iletkenlik=3.5 mS/cm, akım yoğunluğu =1.83 mA/cm2 ve süre=30 dak. olarak belirlenmiştir. Bu koşullarda %95 KOİ giderim verimi elde edilirken işletme maliyeti de 0.98 TL/m3 arıtılan atıksu olarak belirlenmiştir.

    14. Enzimatik, asidik ve sulu ekstraksiyon metotları ile çiriş (Asphodelus aestivus Brot. yumrularının HPLC ile şeker kompozisyonları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dr. Eyyüp KARAOĞUL

      2018-04-01

      Full Text Available Çalışmanın amacı çiriş otu (Asphodelus aestivus Brot. yumrularının ekstraksiyon verimlerini ve çözünebilir şeker kompozisyonlarını incelemektir. Çiriş yumrularının ekstraksiyon işlemleri; 150 µL, 300 µL ve 450 µL hacimlerinde Gluko-Amilaz, α-Amilaz ve eşit oranlarda α-Amilaz&Gluko-Amilaz enzim takviyeleri 60 dk, 90 dk, 120 dk ve 180 dk sürelerinde saf su ve 0,8 M ve 1,6 M konsantrasyonunda asetik ve sülfürik asit takviyeleri ile yapılmıştır. Bu yumrularda şeker kompozisyonlarının tespiti için yüksek performanslı sıvı kromatografisi ve refraktif-indeks dedektörü (HPLC-RID cihazı kullanılmıştır. Çiriş otu yumrularının ekstraksiyon verimleri gravimetrik yöntemle tespit edilmiştir. Çiriş otu yumrularında şeker kompozisyonlarının belirlenmesi için glukoz, galaktoz, ksiloz, fruktoz ve sukroz referans olarak kullanılmış ve bunların kalibrasyon grafikleri çizilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre uygulanan farklı ekstraksiyon türleri, hem verimlerin hem de şeker birimlerinin farklı oranlarda çıkmasına sebep olmuş; genellikle ekstraksiyon verimleri % 81-96 arasında seyretmiştir. Ancak en yüksek ekstraksiyon verimi(% 96, enzim veya asit takviyeleri ile yapılan metotların aksine, bir katkının olmadığı saf su ekstraksiyonunda tespit edilmiştir. Çiriş otu yumruları içerisinde glukoz, galaktoz, ksiloz, fruktoz ve sükroz şeker kompozisyonları belirlenmiştir. Çiriş yumrularından elde edilen şekerlerin ana bileşimleri, sükroz için enzimatik metotta 2.510 µg/ml, asidik metotlarda ksiloz için 1.043 µg/ml ve galaktoz için 2.180 µg/ml olarak tespit edilmiştir. Bazı şeker birimleri ise ekstraksiyon metoduna bağlı olarak hidroliz edilememiştir. Elde edilen sonuçlardan ekstraksiyon metotları oligomer veya polimer formunda olan karbonhidratları hidroliz ederek sükroz oranının daha yüksek çıkmasına sebep olduğu anlaşılmıştır. Ekstraksiyona

    15. Türkiye’de Yetiştirilen bazı Soya Varyetelerinden Elde Edilen Soya Sütlerinin Amino Asit Profilinin Belirlenmesi

      OpenAIRE

      Artık, Nevzat

      1989-01-01

      Bu araştırmada Türkiye’de yetiştirilen 5 farklı soya varyetesinden üretilen soya sütlerinin amino asit profilleri incelenmiştir. Ayrıca Japon soya varyetesi amino asit bileşimi ile karşılaştırma yapılmıştır. Soya sütlerinde esansiyel amino asitler yüksek düzeyde bulunmuştur. Esansiyel amino asit miktarı tüm soya varyetelerinde 4.125, 4.922 (mg/g) sınırları içinde değişmektedir. Bu özelliği ile soya sütü insan beslenmesinde önemli bir gıda maddesidir.  

    16. Yabancılara Türkçe Öğretiminde Filmlerin Kullanımı (Selvi Boylum Al Yazmalım Filmi Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Adem İŞCAN

      2017-04-01

      Full Text Available Yabancı dillerin öğretimi alanında kullanılan filmlerin, hedef dilin kültürünü öğrencilere öğretmedeki etkisi dünya çapında bilinmektedir. Kültür öğretiminin, dili öğrencilerin ilgisine açacağı düşünüldüğünde çalışmanın Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi alanındaki önemi anlaşılacaktır. Bu araştırmanın amacı, Türkçenin yabancı dil öğretiminde filmlerin kullanılmasının, öğrencilerin Türk kültürel unsurlarını fark etmesine ortam hazırlama durumunu ölçmektir. Araştırmada betimsel tarama yöntemi kullanılmıştır. Öğrencilerin sorulara verdiği yanıtlar, nitel araştırma yöntemlerinden birisi olan doküman incelemesi ile analiz edilmiştir. Veri toplama sürecinde, literatür taraması sonucu araştırmacının hazırlamış olduğu sorular öğrencilere yöneltilmiştir. Elde edilen veriler, üç uygulama sonucunda analiz edilmiştir. İlk olarak her bir öğrencinin vermiş olduğu yanıtlar tasnif edilmiştir. Daha sonra her uygulama için verilen yanıtlar, Microsoft Office Excel 2013 programına aktarılmış, burada analize tabi tutulmuş ve son olarak da her bir soruya verilen cevaplar için ortaya çıkan sonuçlar yorumlanmıştır. Elde edilen veriler, öğretmen yönlendirmesi sonucunda Türk kültür ögelerinin, filmler kullanılarak, geleneksel olarak tabir edilen yöntemlerden çok daha verimli biçimde öğretilebildiğini göstermiştir. Filmlerin öğrenciler tarafından ilgi ile takip edilmesi, öğrenmedeki verimi arttırmış, görsel olarak sunulan kültürel unsurlar, kuru bilgiden çok daha öteye geçerek kalıcı hâle gelmiştir.

    17. Tüketicilerin Coğrafi İşaretli Ürün Algısı ve Daha Fazla Fiyat Ödeme İsteği: Yapısal Eşitlik Modellemesi Yaklaşımı(Consumers' Perception of Product with Geographical Indication and Willingness to Pay More: A Structural Equation Modeling Approach

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İsmail Tamer TOKLU

      2016-04-01

      Full Text Available Bir fikri ve sınai mülkiyet hakkı olarak coğrafi işaret, belirli bir nitelik, ün veya diğer özellikleriyle kökeninin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işaretlerdir. Bu çalışmanın amacı tüketicilerin coğrafi işaretli ürünlere olan algılarını ve bu ürünlere daha fazla ödeme eğilimlerini ölçmektir. Bu amaç için oluşturulan modelin verileri kolayda örnekleme yöntemiyle, tüketicilerle yüz yüze yapılan anket çalışmasından elde edilmiştir. Elde edilen veriler En Küçük Kısmi Kareler (PLS yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; kültür ve gelenek, kalite ve güvenilirlik coğrafi işaretli ürün algısını etkilerken, coğrafi işaretli ürün algısı da daha fazla fiyat ödeme eğilimini etkilemektedir. Diğer taraftan, ekonomik desteğin coğrafi işaretli ürün algısını etkilemediği bulunmuştur. Bu çalışmanın sonuçları rekabet avantajı elde etmek isteyen yerel üreticiler için etkili bir pazarlama stratejisine karar vermeleri açısından değerli ve önemli bilgiler sunmaktadır. As an intellectual property right, geographical indications are signs showing an exclusive quality, celebrity or other attributes specified with a territory, area, region or country of its origin. This study aims to evaluate consumers' perceptions toward products with geographical indication and their willingness to pay a premium price for these types of products. The data of the model proposed for this aim were collected by convenience sampling method with face to face questionnaire. PLS (Partial Least Squares Method was used to analyze the data. The main findings of the study are as follows, 'culture and tradition' and 'quality and safety' affect the consumers' perceptions towards geographical indication. This perception also affects the willingness to pay more for products with geographical indication. On the other

    18. Kişiler Arası İletişim Engelleri Ölçeği Geliştirme

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zeynep Başerer

      2016-12-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı kişiler arası iletişim engellerinin neler olabileceğini belirlemeye yönelik ölçme aracı geliştirmektir. 47 maddeden oluşan ölçeğin nihai formu rastgele seçilen 20-40 yaş arası yetişkinlere uygulanmıştır. Elde edilen veriler üzerinden ölçeğin geçerliğine ilişkin bilgi elde edebilmek için döndürülmüş temel bileşenler analizi kullanılmıştır. Açımlayıcı faktör analizi ile elde edilen bulgular analizi sonucunda, ölçeğin 30 madde ve 5 alt boyuttan oluştuğu belirlenmiştir. Bu boyutlar literatür taraması dahilinde “Dilsel-Davranışsal, Kişisel, Duyuşsal, Algısal ve Psikolojik” ifadeler olarak adlandırılmıştır. Ölçeğin geçerliliğine kanıt sağlamak için kapsam geçerliliği ve yapı geçerliliğine bakılmıştır. Kapsam geçerliliğine ilişkin literatür taraması ile uzman görüşü alınırken,  yapı geçerliğine ilişkin bilgi toplamak için de “döndürülmüş temel bileşenler analizi” kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda ise KMO değeri 0,956 olarak bulunmuştur. Ayrıca ölçeğin güvenirliğine kanıt sağlamak amacıyla Cronbach alfa güvenirlik katsayısı hesaplanmış ve ölçeğin tamamı için Cronbach alfa güvenirlik katsayısı 0,946 olarak bulunmuştur. Her bir alt faktör için Cronbach alfa güvenirlik katsayılarının ise 0,931 ile 0,657 arasında olduğu görülmüştür.

    19. Yeraltısuyu besleniminin eğri numarası (SCS-CN) yöntemi ile hesaplanması: Çakıloba-Karadoruk akifer sisteminde (Beypazarı-Ankara) örnek uygulama

      OpenAIRE

      APAYDIN, Ahmet

      2015-01-01

      ABD Toprak Koruma Kurumu tarafından geliştirilen Eğri Numarası (SCS-CN) yöntemi, yağış-akış-kayıp ilişkisinin analizinde kullanılmaktadır. Yöntemden, süzülme ve toprağın arazi kapasitesi değerleri kullanılarak yeraltısuyu besleniminin tahmininde yararlanılması mümkündür. Bu çalışmada, Ankara’nın Beypazarı ilçesindeki Miyosen yaşlı çörtlü-tüflü kireçtaşlarından oluşan akiferin yağıştan beslenimi, Eğri Numarsı (CN) yöntemi vetoprak örneklerinde laboratuvarda yapılan deneylerden elde edilen araz...

    20. Gemi mühendisliği problemlerinin sayısal çözümü için belirsizlik ve hata analizi

      OpenAIRE

      Gökçe, Metin; Kınacı, Ömer Kemal

      2018-01-01

      Referansçalışmalar nümerik metotların doğrulanmasını sağlayan en temel ve yaygınçalışmalardır. S175, Kriso Container Ship (KCS), Duisburg Test Case (DTC) veHamburg Test Case (HTC) gibi referans çalışmaların geometrileri ve deney ölçümdeğerleri literatürde mevcuttur. Bu referans çalışmalardan elde edilen değerleryapılansimülasyonların hata ve belirsizliklerini hesaplama imkanı vermekte vebu sayede simülasyonların gerçeği ne ölçüde yansıttığı; eğer yansıtmıyorsa bununnedenleri hakkında önemli b...

    1. Origami ile Matematik Öğretimi/Teaching Mathematic With Origami

      OpenAIRE

      Polat, Seyat

      2013-01-01

      Özet Bu çalışmada; origami etkinliklerinin matematik dersinde kullanılması ile ilgili olarak, origaminin ilişkili olduğu konular, origami uygulamaları ile ilgili öğrenci görüşleri, origami yapılırken en çok zorlanılan şekiller ve origami uygulamaları sürecinde öğrenciler için görselleşen terimler incelenmiştir. Nitel olarak desenlenen çalışma ilköğretim 4 ve 5. sınıfa devam eden 17 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Elde edilen bulgu...

    2. Basit Doğrusal Regresyon Analizi İle Hiyerarşik Doğrusal Modeller Analizinin Karşılaştırılması

      OpenAIRE

      ATAR, Burcu

      2014-01-01

      Hiyerarşik veya iç içe geçmiş yapıdaki verilere birçok araştırma alanında rastlanmaktadır. Eğitim alanında öğrenciler, sınıf, okul, şehir, ülke gibi hiyerarşik bir sosyal yapının içinde yer alırlar. Bu yapıdaki bir veride aynı sınıftaki veya okuldaki öğrenciler, evrenden rasgele seçilen öğrencilere göre birbirlerine daha benzer özellikler gösterirler. O halde, aynı sosyal birimde yer alan bireylerden elde edilen gözlemlerin birbirinden tamamen bağımsız olduğu söylenemez. Halbuki doğrusal regr...

    3. Sosyal Medyada Yer Alan Markalara İlişkin Marka İmajının Güven Üzerindeki Etkisi

      OpenAIRE

      HACIEFENDİOĞLU, Şenol; FIRAT, Duygu

      2014-01-01

      İşletmeler, bugün çok önemli bir pazarlama ortamı haline gelen sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanma çabası içindedirler. Bu çalışmada, sosyal medyada yer alan markaların marka imajının marka güveni oluşturmadaki etkisi araştırılmıştır. Araştırma, sosyal paylaşım sitelerine üye olan ve bu siteleri kullanan 483 kullanıcı üye ile yüzyüze anket yöntemi kullanılarak yapılmış ve elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Marka imajı boyutları ile marka güveni arasındaki birebir ilişkiler korelas...

    4. Invesitgation of Drilling Parameters on Thrust Force on AZ91 Magnesium Alloy by Genetic Expression Programming

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kemal ALDAŞ

      2014-09-01

      Full Text Available Bu çalışmada AZ91 magnezyum alaşımının farklı parametreler altında işlenmesi ile oluşan kesme kuvvetlerinin deneysel tabanlı teorik bir model ile tahmin edilmesi sunulmuştur. Modelleme için gerekli deneyler kuru işleme ortamında ve işleme devri ilerleme hızı ve 4 farklı matkap ucunun tam faktöriyel deney tasarımı kullanarak gerçekleştirilmiştir. Deneyler sonucunca elde edilen veriler Genetic Expression yazılımı ile modellenerek kesme kuvveti tahmini için formulasyon oluşturulmuştur. Bu formulasyon kullanılarak deneyde kullanılan parametrelerin kesme kuvveti üzerindeki etkileri detaylı olarak analiz edilmiştir

    5. Ekmeklik Buğdayların Kalitelerinin Belirlenmesinde Miksograf Kullanımı Üzerine Araştırmalar

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ayhan Atlı

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmanın amacı miksograf cihazından elde edilen bulguların diğer kalite kriterleri ile ilişkisini saptamak ve miksografın kalite değerlendirmesinde ne derecede etkili olduğunu belirlemektir. Araştırmada miksograf bulgularının zayıf ve kuvvetli kalitedeki çeşitleri birbirinden ayıracak özellikte olduğu ve çeşitli kalite kriterleri ile önemli düzeyde korelasyon gösterdiği belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, miksograf ile kalite belirlemede en etkili kriterlerin kurve yüksekliği, maksimum konsistens ve alan değerleri olduğu saptanmıştır.

    6. Denizli Bölgesi Traverten Artıklarının Beton Agregası Olarak Kullanılabilirliğinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İbrahim Çobanoğlu

      2014-03-01

      Full Text Available Denizli havzası dünyanın önemli traverten üretim sahalarından biridir. Kaklık, Kocabaş, Honaz, Aşağıdağdere, Akköy, Çivril bölgeleri üretim yapılan traverten sahalarıdır. Bölgenin tektonizmadan etkilenmiş olması, ocak işletme verimlerinde düşüşlerin olmasına neden olmaktadır. Tel kesme yöntemi ile elde edilen bloklardan kalan üretim artığı travertenler pasa olarak döküm sahalarında depolanmaktadır. Bu malzemeler başka bir amaçla kullanılmamaktadır. Bu çalışmada, ocak üretiminden çıkan parça şeklindeki travertenlerin betonda agrega olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. Bu amaçla agregaların fiziko-mekanik özellikleri tespit edilmiş, deneme beton karışımları hazırlanmıştır. C30 sınıfında dayanımının hedeflendiği beton örneklerinin 7, 28 ve 56 günlük dayanımları belirlenmiştir. Elde edilen traverten agregalı beton, halen bir beton firması tarafından üretilen kırmataş agregalı beton ile kıyaslanmıştır. Kıyaslama için aynı beton sınıfında kireçtaşı agregalı bir başka beton karışımı tasarlanmış ve aynı deney prosedürleri bu malzeme için de yapılmıştır. Elde edilen betonlardan ince kesitler yapılarak tanelerin çimento malzemesi içindeki dağılımları ve aderans ilişkileri polarizan mikroskopla incelenmiştir. Dayanım testleri, traverten agregalı beton için 32.80-42.70 MPa ve kireçtaşı agregalı beton için 39.34-46.04 MPa değerlerini vermiştir. Sonuçlar traverten agregalı betonun hedeflenen C30 sınıfı beton dayanım değerlerini sağladığını göstermiştir. Bu çalışma traverten üretim artıklarının beton üretiminde agrega olarak kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Denizli bölgesinde halen bu şekilde üretim yapan bir tesis bulunmamaktadır. Alternatif bir yapı malzemesi olan traverten oluşumlarının, briket, bordür ve kilit taşı üretimlerinde de rahatlıkla kullanılabilecek

    7. Kayseri İlinin Gastronomi Turizmine Yönelik Bir SWOT Analizi Çalışması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Doç. Dr. Taşkın DENİZ

      2017-09-01

      Full Text Available Kayseri ili tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri ile yüksek bir turizm potansiyeline sahiptir. Binlerce yıllık geçmişe sahip bir yerleşim merkezi olan Kayseri, farklı özelliklere sahip çok sayıda kültüre ev sahipliği yapması sebebi ile adeta bir kültür beşiği durumundadır. Söz konusu kültürel zenginliğin yansıması Kayseri mutfağında ve geleneksel lezzetlerinde de kendisini göstermektedir. Bu araştırmada literatür araştırması kapsamında Kayseri ilinin SWOT analizi ve Kayseri mutfağının gastronomi ürünleri açısından bir değerlendirilmesi yapılmış, Kayseri ilin gastronomi turizmi potansiyeli hakkında görüşler ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçlara göre, Kayserinin rakipleri arasında rekabet avantajı kazanmak, marka haline gelmek ve yerel ekonomiye katkıda bulunmak için gastronomi turizminden elde ettiği payı arttırması gerektiği tespit edilmiştir.

    8. DEFPOS Tayfölçeri ve Bazı İyonize Olmuş Kaynakların Hα Tayfları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Muhittin ŞAHAN

      2017-08-01

      Full Text Available Bu çalışma, DEFPOS tayfölçeri, veri indirgeme teknikleri, parlaklık kalibrasyonu ve gökadamızın dört farklı iyonize olmuş bölgesinden (NGC6530, NGC1973, NGC1501, NGC6514 alınan Hα (6563Å tayfları hakkında detaylı bilgi vermektedir. Gözlemlerde 600s ile 3600s arasında değişen uzun poz süreleri kullanılmıştır. Tayflar, kaynakların çizgi genişlikleri, LSR hızları ve parlaklıkları hakkında bilgi sağlamaktadır. Bu tayflardan, yapıların LSR’a göre hızları ve parlaklıkları sırasıyla, NGC6530 için 11.80±0.2 km/s ve 24409.70±16.8 R, NGC1973 (Sh2-279 için 13.65±0.7 km/s ve 477.87±3.2 R, NGC1501 için -26.26±2.6 km/s ve 255.13±4.5 R ve NGC6514 için 14.43±0.2 km/s ve 1856.71±0.6 R olarak bulunmuştur. Ayrıca, her salma kaynağı için parlaklık değerleri kullanarak salma ölçüleri hesaplanmıştır. Bazı sonuçlar, literatürden elde edilen değerlerle karşılaştırılmıştır. Literatürde düşük açısal genişliğe sahip olan bu tür kaynakların parlaklık ve LSR hızları hakkında yeterli bilgi bulunmadığından, DEFPOS ile elde edilen verilerinin literatüre katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.

    9. İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Okul İklimine İlişkin Algılarını Yordayan Değişkenlerin İncelenmesi

      OpenAIRE

      ÖZDEMİR, SERVET; SEZGİN, FERUDUN; ŞİRİN, HÜSEYİN; KARİP, EMİN; ERKAN, SERDAR

      2010-01-01

      Bu çalışmada, ilköğretim okulu öğrencilerinin okul iklimine ilişkin algılarını yordayan değişkenlerincelenmiştir. Araştırmada; Afyon, Gümüşhane, Kocaeli, Konya, Mersin, Van ve Yozgat illerinden toplam 683 ilköğretimokulu öğrencisine “Okul İklimi Öğrenci Ölçeği” ve “Okul Atmosferi Ölçeği” uygulanarak elde edilen veriler kullanılmıştır.Çoklu hiyerarşik regresyon analizi sonuçları, kız öğrencilerin öğrenim gördükleri okulların iklimini erkek öğrencilere göredaha olumlu algıladıklarını göstermişt...

    10. KARANFİLLİÇAY DERESİ SUYUNUN FİZİKOKİMYASAL VE MİKROBİYOLOJİK PARAMETRELERİNİN MEVSİMSEL DEĞİŞİMİ VE AKUAKÜLTÜR AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

      OpenAIRE

      Bulut, Cafer; Akçimen, Ufuk; Uysal, Kazım; Küçükkara, Ramazan; Savaşer, Soner

      2018-01-01

      Bu çalışmada; Denizli ve Muğla sınırları içindebulunan Karanfilliçay Deresi üzerinde memba ve dere sonu olarak seçilen ikiistasyonda (1. istasyon: 36o 52ı40.58ıı N ve 29o 11ı51.16ıı E;  2.istasyon: 36o 58 ı 58.69ııN - 29o12 ı 22.36 ıı E) fizikokimyasalve mikrobiyolojik parametreler Ocak 2007’den Ocak 2008’e kadar aylık ölçülmüşve elde edilen bulgular akuakültür açısından değerlendirilmiştir. İki istasyonarasında yaklaşık 109 ton/yıl porsiyonluk ve 605.000 adet/yıl yavru alabalıkürete...

    11. Kullanıcıların Facebook Reklamlarına Tepkilerini Belirleyen Reklam Özellikleri

      OpenAIRE

      Çakır, Vesile; Tam, Mehmet Sinan

      2014-01-01

      Facebook halihazırda en popüler sosyal medyadır ve bu özelliği ile cazip bir reklam medyasıdır. Bu araştırma facebook reklamlarının beğenilmesi, tıklanması ve paylaşılmasında yordayıcı olan reklam özelliklerini araştırmaktadır. Facebook kullanıcıları üzerinde gerçekleştirilen bir saha araştırmasından elde edilen veriler, kullanıcıların ilgilendikleri bir ürün kategorisine ait, tıklanma oranının yüksek, bilim kurgu tarzı, değişik renk ve yazılı bağlantılara sahip ödemeli reklamlara daha çok tı...

    12. Sabit Odaklı Silindirik Parabolik Bir Yoğunlaştırıcıda Kızgın Su Elde Edilmesi

      OpenAIRE

      Halıcı, Fethi

      2018-01-01

      Bu çalışn1ada, odağı sabit yansıtıcısı ha reketli olarak imal edilen silindirik parabolik yoğunlaştırıcıda (SPY) kızgın su ve sıcak su için yapılan deney sonuçları ve pe rfoımans değerleri verilmiştir. (SPY) 'nın yansıtıcı yüzeyi 2ınx3 m boyutlarında olup toplam açıklık alanı 6 ın2 dir. Odaktaki yut ucu yüzey yan yana yerleştirilen 2 kanatlı borudan imal edilmiştir. Odak uzaklığı 6 m olan (SPY) kuzey güney doğrultusu nda yerleştirilerek özel yapılan bir ınekanizma ile güneşi doğu batı do...

    13. Eğirdir orman fidanlığı’nda diken ardıcı (Juniperus oxycedrus fidan yetiştirme sıklığının fidan morfolojisine etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Esra ALIM

      2017-07-01

      Full Text Available Bu çalışmada, farklı yetiştirme sıklıklarının diken ardıcı (Juniperus oxycedrus L. subsp. oxycedrus’nın (1+0 çıplak köklü fidanlarının morfolojik özellikleri üzerindeki etkilerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırma Eğirdir Orman Fidanlığında kurulan deneme alanlarında yürütülmüştür. Denemede; 1.5 cm, 3 cm, 6 cm ve 9 cm mesafe olacak şekilde kontrol dâhil 5 farklı yetiştirme sıklığı uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre diken ardıcı fidanlarının morfolojik özellikleri (kök boğazı çapı, yan kök sayısı, gürbüzlük indisi, kalite indisi, fidan, gövde ve kök taze ağırlıkları ile fidan, gövde ve kök kuru ağırlıkları üzerine yetiştirme sıklığının önemli etkilerinin olduğu belirlenmiştir. Ekim yastıklarında yetiştirme sıklığı azaldıkça daha kalın çaplı, gövde taze ve kuru ağırlığı daha fazla ve daha çok yan kök sayısına sahip olan fidanlar elde edilmiştir. Çalışmada, elde edilen fidanlar arasında en yüksek kök boğazı çapı ve yan kök sayısı kontrol dışındaki ekim sıklıklarından elde edilen fidanlarda olduğu tespit edilmiştir. Fidan ağırlıkları bakımından ise en iyi sonucu 3 cm ekim sıklığı verirken, en düşük sonuç kontrol fidanlarında meydana gelmiştir. Eğirdir Orman Fidanlığı koşullarında 3 cm ekim sıklığının uygulanmasının kaliteli diken ardıcı fidan üretimi için yeterli olacağı düşünülmektedir.

    14. Effect of Different Cooling Rates on Embryo Survivability and Pregnancy Rates in Freezing Sheep Embryos

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Elif KARAMAN ÖZTÜRK

      2016-07-01

      Full Text Available Çalışmanın ilk bölümünde, mezbahadan sağlanan ovaryumlardan kazanılan oositler (n=2990 olgunlaştırma medyumu içerisinde 24 saat süreyle olgunlaştırıldı. Ardından, 20 saat süreyle İn Vitro Fertilizasyona (İVF bırakıldılar. Yarıklanma gösteren embriyolar (n=1305, Sentetik Ovidukt Fluid (SOF medyumu içerisine alınarak altı gün süresince İn Vitro Kültüre (İVK bırakıldılar. İVK sonrası elde edilen morula-blastosist aşamasındaki embriyolar rastlantısal şekilde üç farklı dondurma hızı grubuna eşit olarak ayrıldılar (Grup I: 0,5 °C /dk, Grup II: 0,8 °C /dk, Grup III: 1 °C /dk. Her bir gruptaki embriyolar (n=50, 1,5 M etilen glikol bulunan dondurma medyumu içerisinde farklı soğutma hızlarında donduruldu. Sonuçta 0,5 °C/dk soğutma hızının en başarılı grup olduğu belirlendi (P<0,05. Çalışmanın ikinci bölümünde, verici koyunlardan elde edilen in vivo embriyolar (Morula-Blastosist çalışmanın birinci bölümünde bulunan en başarılı soğutma hızı (0,5 °C/dk ile soğutularak donduruldu. Dondurulan 19 adet embriyo hormonel olarak hazırlanmış 17 alıcı koyuna transfer edildi. Transfer sonrası 60. günde yapılan ultrason muayenesinde üç adet koyunda gebeliklere ait embriyonik keseler gözlendi ve bu koyunlardan birinde de ikiz gebelik saptandı. Gebe koyunlardan bir tanesinde doğum gerçekleşti; diğer iki koyunda ise ileriki dönemde yapılan ultrason muayenesinde gebeliklerin sonlandığı gözlendi. Çalışma sonucunda, koyun embriyolarının dondurulması sırasında 0,5°C/dk soğutma hızının en başarılı hız olduğu ve bu yöntemle dondurulan embriyoların transferinden de gebelik elde edilebildiği saptandı.

    15. Erwinia amylovora Enfeksiyonu Sonrası Elma, Armut ve Ayva Çeşitlerinde Konukçu Protein Miktarlarının Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şerife Çetin

      2014-11-01

      Full Text Available Ateş yanıklığı hastalığına neden olan Erwinia amylovora, Rosaceae familyasından başta armut, elma ve ayvalarda zararlı bakteriyel bir patojendir. Bu çalışmada, E. amylovora’ nın 2 virülent izolatının (Ea234-1 ve Ea240-3 farklı elma (Braeburn, Fuji, Gala ve Golden Delicious, armut (Santa Maria ve Williams ve ayva (Eşme ve Ekmek çeşitlerinde enfeksiyonu sonucu zamana bağlı olarak toplam protein miktarlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. E. amylovora (108 hücre ml-1 ile yaprak inokulasyonundan sonraki 24, 36 ve 72. saatlerde örnekler alınmıştır. Enfeksiyonların doğrulanması için, bakteri inokule edilen bitkilerden re-izolasyonlar yapılmış ve etmen biyokimyasal ve moleküler testlerle E. amylovora olarak tanılanmıştır. Toplam protein miktarlarının belirlenmesinde Bradford yöntemi ve SDS-PAGE analizleri için Laemmli yöntemleri kullanılmış, protein ekstraktlarının 595 nm’ de absorbans değerleri elde edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, elma çeşitlerinde E. amylovora enfeksiyonu sonrası kontrole kıyasla 24. saatte toplam protein miktarının arttığı, 36. ve 72. saatte miktarın azaldığı, Braeburn çeşidinin en yüksek protein miktarına sahip olduğu belirlenmiştir. Armut çeşitlerinde, 24. ve 36. saatlerde toplam protein miktarı artarken, 72. saatte protein miktarının azaldığı ve Santa Maria çeşidinin en yüksek protein miktarına sahip olduğu tespit edilmiştir. Ayva çeşitlerinde, toplam protein miktarının 72. saatte arttığı ve Eşme çeşidinin en yüksek protein miktarına sahip olduğu belirlenmiştir. SDS-PAGE analizi sonucunda, farklı molekül ağırlıklarına sahip protein fraksiyonları elde edilmiştir. Elma ve ayva çeşitlerinde sırasıyla yaklaşık 55-70 ve 35-55 kDa, armut çeşitlerinde ise yaklaşık 55-70 kDa molekül ağırlığında protein bantları belirlenmiştir.

    16. PSO, CS ve FA Algoritmalarıyla Ortak Emiterli BJT'li Yükselteç Tasarımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Murat Erhan ÇİMEN

      2017-02-01

      Full Text Available Özet. BJT’lerin, elektronik devrelerde önemli bir yeri olan yükselteçlerde kullanımı hala popülerliğini korumaktadır. Diğer taraftan, BJT’li yükselteçlerin istenilen karakteristiklerde tasarlanması önemli bir problemdir. Özellikle standart eleman değerleri ile istenilen yükselteç özelliklerini sağlamak için klasik tasarım yöntemlerini kullanmak önemli bir işlem yükü ve aşırı zaman kaybına neden olur. Bunun yanı sıra, elde edilen sonuçlarda, istenilen karakteristiklerden bir veya birkaçının elde edilememesi ihtimali de vardır. Yine, değişen bir parametre için yukarıda sayılan işlem yükünün tekrarlanması da gerekecektir.Bu çalışmada, bu probleme çözüm olarak ortak emiterli bir BJT’li yükseltecin standart eleman değerleri kullanarak tasarımı, Cuckoo Search, Parçacık Sürü Optimizasyonu ve Ateşböceği algoritmaları kullanılarak yapılmıştır. Yine elde edilen sonuçlar karşılaştırmalı olarak sunulmuştur. Bu algoritmalar sayesinde geleneksel yönteme göre işlem yükleri ortandan kalkmış ve yükseltecin istenilen karakteristikte çalışması için gereken standart eleman değerleri, belirlenen hata oranının altında seçilmiştir.Anahtar Kelimeler: Yükselteç Tasarımı, PSO, Cuckoo Search, FireFly, Optimizasyon Abstract. Basic purpose in the amplifier circuits design is to solve and select the standard component values for obtaining  the desired circuit characteristics. If the classical design methods are selected then the process will take long time and need a lot of mathematical efforts. As a solution of these problems, in this work Cuckoo Search Algorithm, Partical Swarm Optimization Algorithm and FireFly Algorithm are proposed to determine the standard components values, which are in the market, for Common-Emiter Amplifier. Also, comparisons of the obtained results are given. By those algorithms, required mathematical efforts are reduced substantially. In

    17. Effect of biostimulant sprays on Phaeomoniella chlamydospora and esca proper infected vines under greenhouse and fi eld conditions

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      S. Di Marco

      2009-05-01

      Full Text Available Biostimulants are compounds that infl uence physiological processes in plants, producing better growth and enhancing stress tolerance. The effect of some biostimulants on vines was investigated over a number of years to assess their effect both on the incidence of esca leaf symptoms in the vineyard and on the growth of Phaeomoniella chlamydospora artifi cially inoculated into potted vines. Field trials were carried out for 4–7 years in fi ve 15-20-yearold vineyards infected with esca proper. Potted plants were sprayed with biostimulants, after which the vine trunks were inoculated with P. chlamydospora, and then the vines were sprayed again with biostimulants in the following 2 or 3 growing seasons. On the whole, biostimulants in the fi eld did not reduce foliar symptoms. The percentage of symptomatic vines that had shown symptoms in previous years was higher in the biostimulant-sprayed plots. In the greenhouse, a certain reduction of internal necrosis caused by P. chlamydospora was seen with three of the four biostimulants tested. Prospects for biostimulants as a means control esca are discussed.

    18. SABİT ODAKLI SİLİNDİRİK P ARAB OLİK BİR YOdUNLAŞTIRlCIDA KIZGIN SU ELDE EDİLMESİ

      OpenAIRE

      FETHİ HALICI

      1999-01-01

      Bu çalışn1ada, odağı sabit yansıtıcısı ha reketli olarak imal edilen silindirik parabolik yoğunlaştırıcıda (SPY) kızgın su ve sıcak su için yapılan deney sonuçları ve pe rfoımans değerleri verilmiştir. (SPY) 'nın yansıtıcı yüzeyi 2ınx3 m boyutlarında olup toplam açıklık alanı 6 ın2 dir. Odaktaki yut ucu yüzey yan yana yerleştirilen 2 kanatlı borudan imal edilmiştir. Odak uzaklığı 6 m olan (SPY) kuzey güney doğrultusu nda yerleştirilerek özel yapılan bir ınekanizma ile güneşi doğu batı doğrult...

    19. Milföy Hamurunun Isıl Yayınım Katsayısının Sıcaklıkla Değişiminin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Seher Kumcuoğlu

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada milföy hamurunun ısıl yayınım katsayısı modifiye edilmiş Dickerson metodu kullanılarak -35 °C ile +10 °C sıcaklık aralığında deneysel olarak ölçülmüştür. Örneğin donmuş durumdaki ısıl yayınım katsayısının donmamış durumuna ait ısıl yayınım katsayısından daha yüksek olduğu ve sıcaklığın artmasıyla azaldığı tespit edilmiştir. Donmuş durum için elde edilen ölçüm sonuçlarına regresyon analizi uygulanarak milföy hamurunun ısıl yayınım katsayısının sıcaklıkla değişimini veren empirik denklem elde edilmiştir. Donmamış durumda, 3-10 °C sıcaklık aralığında örneğin ısıl yayınım katsayısı 1.08 x 10-7 m²/s olarak ölçülmüştür.

    20. Isı geri kazanımı ve depolanmasında sıcaklık farklarının korunması için cam yünü ile donatılı tankların ısıl incelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Korhan Ökten

      2016-08-01

      Full Text Available Enerjinin verimli kullanımı için atık ısının veya yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş enerjisi gibi sadece belli bir zaman periyodunda var olan ısının depolanması gerekmektedir. Bunun için ısıl kapasitesi yüksek olan su yaygın olarak depolama kütlesi olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, depolama sırasında suyun taşınım akımlarını engellemek ve geri kazanılan ısının yüksek sıcaklıkta elde edilmesi için cam yünü ile emdirilmiş su kullanılmış ve test edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, cam yünü ile emdirilmiş su kütlesinin katı cisim gibi davranmasından dolayı, ısının cam yünü olmayan depoya göre daha yüksek sıcaklıkta geri alınabildiği görülmüştür. Diğer taraftan, depolanan enerji miktarında azalma olduğu ve ısı geçişinin azaldığı belirlenmiştir.

    1. KADIKÖY İLÇESİNDEKİ İLK, ORTA VE YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ BİLGİSAYAR LABORATUARLARININ OSHA ERGONOMİK KRİTERLERİNE GÖRE İNCELENMESİ

      OpenAIRE

      ŞAKAR, Yavuz ERDOĞAN/ Mehmet Fatih ERKOÇ/ Çiğde

      2014-01-01

      Bu araştırmanın amacı, öğretim kurumlarındaki bilgisayar laboratuarlarının ergonomik kriterlere uygunluğunu incelemektir. Bu amacı gerçekleştirmek üzere US-OSHA tarafından geliştirilen “Bilgisayarlı Çalışma Ortamlarında Ergonomi Uyum Ölçeği” araştırmacılar tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Geçerlilik ve güvenirlik çalışması tamamlanarak, bazı maddeler çıkarılmıştır. Ölçeğin, cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı 0,81 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar OSHA Ergonomik Kriterler ölçeğin...

    2. Türk Çokuluslu İşletmelerinin Stratejik Kadrolama Faaliyetlerinin İncelenmesi

      OpenAIRE

      Çetinarslan, Haldun Şecaattin; Can, Esin

      2018-01-01

      Bu araştırmanın amacı Türk Çokulusluİşletmelerinin (ÇUİ) stratejik kadrolama faaliyetlerini incelemektir.Araştırmanın örneklemini, sektörün önde gelen, büyük ve kurumsal 8 Türk ÇUİ’sioluşturmaktadır. Veri toplama yöntemi olarak anket çalışması seçilmiştir. 8Türk ÇUİ’sinin her birinin üst düzey İnsan Kaynakları (İK) yöneticisi (Örneğin;İK’dan sorumlu genel müdür yardımcısı, İK direktörü/başkanı) ile yapılan anketçalışmasından elde edilen veriler analiz edilmiştir. Bulgulara göre; TürkÇUİ’lerin...

    3. Muhasebe Meslek Mensuplarında Tükenmişlik Sendromu Üzerine Bir Araştırma

      OpenAIRE

      DOĞAN, Prof. Dr. Zeki; NAZLIOĞLU, Elif Hilal

      2010-01-01

      Bu çalışmanın amacı, muhasebe meslek mensuplarının tükenmişlik sendromu yaşayıp-yaşamadıklarını incelemek ve eğer yaşıyorlarsa bunun boyutunu araştırmaktır. Bunun için Kayseri ilinde faaliyet gösteren muhasebe meslek mensuplarının tükenmişlik düzeylerinin ölçümüne ve tükenmişliğin alt boyutlarında nedensellik ilişkilerinin yönünün tespitine ilişkin bir anket çalışması yapılmıştır. Elde edilen verilerden hareketle ilk olarak Maslach Tükenmişlik Ölçeği hesaplanmış ve daha sonra nedensellik test...

    4. Kontrol odağı ve örgütsel muhalefet arasındaki ilişki üzerine bir araştırma

      OpenAIRE

      KAYA, Çiğdem

      2017-01-01

      Bu çalışmada çalışanların iş çevrelerindeki kontrol algılarının (kontrol odağının), örgütle ilgili anlaşmazlıklarını ve karşıt fikirlerini sözlü olarak ifade etme stratejileri (örgütsel muhalefet) ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, İstanbul’da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmalarda çalışan 180 beyaz yakalı çalışandan toplanan veri analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, çalışanların kontrol odaklarının yapıcı açık muhalefet, dışsal muhalefet ve sorgulayıcı açık m...

    5. MANYETiK DENETiMLi BOBiN iLE ELEKTRONiK BALAST GÜÇ DENETiMi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selim BÖREKCİ

      2008-03-01

      Full Text Available Elektronik balastlar manyetik balastlara kıyasla, daha yüksek etkinlik faktörüne, daha iyi ısık kalitesine, daha uzun lamba ömrüne ve daha küçük hacme sahiptir. Bu çalısmada, lamba gücü, balast empedansını ve rezonans frekansını degistiren manyetik kontrollü bobin tarafından yapılmaktadır ve bu yöntem kendinden tetiklemeli akim beslemeli push pull tipi elektronik balastlarda gerçeklestirilmistir. Burada sunulan güç kontrolü yönteminde, sıfır voltaj anahtarlaması gerçeklestirilmistir. Elde edilen sonuçları karsılastırmak için, sunulan yöntemin aynı zamanda simulasyonuda yapılmıstır. Deneysel ve simulayon sonuçları uyum göstermektedir.

    6. Menemen Ekolojik Koşullarında Lavanta (Lavandula spp.) Tür ve Çeşitlerinin Morfolojik, Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

      OpenAIRE

      Karık, Ünal; Çiçek, Fatih; Çınar, Orçun

      2017-01-01

      Bu çalışma Menemen ekolojik koşullarında lavanta (Lavandula spp.) tür ve çeşitlerininmorfolojik, verim ve kalite özelliklerini belirlemek amacı ile 2015-2016yılları arasında yürütülmüştür. Çalışmada 2 farklı türe ait 8 farklı ticarilavanta çeşidi kullanılmıştır. 2 yıl sonucunda elde edilen veriler ışığında türve çeşitler arasında önemli farklılıklar bulunduğu tespit edilmiştir. Lavandintipi çeşitler, verim özellikleri açısından lavander tipi çeşitlerin önünegeçerken,  uçucu yağ oranı ve uçucu...

    7. EREĞLİ (KONYA) İLÇESİNDE MEYVECİLİK

      OpenAIRE

      TAPUR, TAHSİN; BOZYİĞİT, RECEP

      2013-01-01

      ÖZETAraştırma Sahası, İç Anadolu Bölgesi’nin güneydoğusunda yer alır. Ereğli ilçesidir. Bu çalışmanın amacı, Ereğli’de meyveciliğin dağılımını, üretimini ve gelişimini ortaya koymaktır. Araştırmanın ilk aşamasında konu ile ilgili literatür incelenmiştir. Daha sonra çeşitli tarihlerde (Eylül 2008 veTemmuz 2009) arazi incelemeleri yapılmıştır. Saha çalışması ile elde edilen bilgiler, literatür ve SWOT/GZFT analiz yöntemi ile değerlendirilmiştir.Çalışma alanında meyveciliğin gelişmesi üzerinde f...

    8. Akkeçi oğlaklarında doğum ve sütten kesim ağırlığına etki eden bazı çevre faktörleri üzerine araştırmalar

      OpenAIRE

      KAHRAMAN, Züleyha

      1991-01-01

       Bu araştırmada, Akkeçi oğlaklarında doğum ve sütten kesim ağırlıkları üzerine ana yaşı, cinsiyet, doğum şekli, ananın vücut ağırlığı ve bunlara ek ola rak oğlakların doğumdaki ağırlıklarının sütten kesim ağırlığına etkileri incelenmiştir. Araştırmanın ma teryalini Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü' nde yetiştirilen çeşitli yaştaki Akkeçiler ve bunlardan elde edilen oğlaklar oluşturmuştur. Yapılan önem kontrolleri sonucunda; oğlakların doğum ağ...

    9. Çok Etmenli Sistemlerde NetLogo İle Karınca Kolonisi Optimizasyonu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa Tüker

      2013-02-01

      Full Text Available Çok etmenli sistemler (ÇES, karmaşık optimizasyon problemlerinin modellenmesi ve çözülmesi için etkin bir yol sunarlar. Bu çalışmada, Gezgin Satıcı Problemi (GSP'ni çözmek için ÇES ve karınca kolonileri birlikte kullanılmıştır. Sistem benzetimi, etmen tabanlı bir programlama ortamı olan NetLogo ile gerçekleştirilmiştir. Problemin modellenmesi ve benzetimi için NetLogo'nun nasıl kullanılacağı kodlarla ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Algoritma farklı düğüm sayıları için denenmiş ve elde edilen sonuçlar tartışılmıştır.

    10. Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Tezlerinin Atıf Analizi

      OpenAIRE

      Umut Al; Güleda Doğan

      2013-01-01

      Çalışma Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümünde tamamlanan lisansüstü tezleri ve söz konusu tezlerin kaynakçalarındaki atıfları incelemektedir. Araştırma sonucunda elde edilen başlıca bulguları şu şekilde sıralamak olanaklı­dır: Bölümde yılda ortalama dört tez tamamlanmıştır. Tezlerde en sık başvurulan araştırma yöntemi betimlemedir. Tezlerde üniversite kütüphaneleri, halk kütüp­haneleri, okuma alışkanlığı ve kullanıcı araştırmaları konuları öne çıkmaktadır. Nilüfer Tuncer, İ...

    11. The "BIOmarkers associated with Sarcopenia and PHysical frailty in EldeRly pErsons" (BIOSPHERE) study: Rationale, design and methods.

      Science.gov (United States)

      Calvani, Riccardo; Picca, Anna; Marini, Federico; Biancolillo, Alessandra; Cesari, Matteo; Pesce, Vito; Lezza, Angela Maria Serena; Bossola, Maurizio; Leeuwenburgh, Christiaan; Bernabei, Roberto; Landi, Francesco; Marzetti, Emanuele

      2018-05-10

      Sarcopenia, the progressive and generalised loss of muscle mass and strength/function, is a major health issue in older adults given its high prevalence and burdensome clinical implications. Over the years, this condition has been endorsed as a marker for discriminating biological from chronological age. However, the absence of a unified operational definition has hampered its full appreciation by healthcare providers, researchers and policy-makers. In addition to this unsolved debate, the complexity of musculoskeletal ageing represents a major challenge to the identification of clinically meaningful biomarkers. Here, we illustrate the advantages of biomarker discovery procedures in muscle ageing based on multivariate methodologies as an alternative approach to traditional single-marker strategies. The rationale, design and methods of the "BIOmarkers associated with Sarcopenia and PHysical frailty in EldeRly pErsons" (BIOSPHERE) study are described as an application of a multi-marker strategy for the development of biomarkers for the newly operationalised Physical Frailty & Sarcopenia condition. Copyright © 2018 European Federation of Internal Medicine. Published by Elsevier B.V. All rights reserved.

    12. opraktan izole edilen Bacillus türlerinin tanımlanması ve biyolojik özelliklerinin araştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hatice Katı

      2016-08-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Giresun adasından toplanan toprak örneklerinden Bacillus izolasyonu yapılmıştır. Bu izolatlar morfolojik, biyokimyasal ve moleküler olarak tanımlanmıştır. Tanımlanan Bacillus’larda bazı ekstrasellüler enzimlerinin varlığı kalitatif olarak incelenmiştir. Ayrıca Bacillus izolatlarının bazı bakterilere karşı antibakteriyal aktiviteleri agar difüzyon metoduna göre araştırılmıştır. Sonuç olarak 38 izolat B. cereus grubu üyesi, 7 izolat B. thuringiensis, 10 izolat B. megaterium, 6 izolat B. pumilus ve 12 izolat Bacillus sp. olarak tanımlanmıştır. Bacillus izolatlarının ekstrasellüler enzim aktivite sonuçları değerlendirildiğinde 38 izolatın amilaz, 53 izolatın lipaz/esteraz, 16 izolatın kitinaz, 7 izolatın ksilanaz, 2 izolatın pektinaz, 73 izolatın proteaz ve 35 izolatın selülaz enzim aktivitesi pozitif olarak bulunmuştur. Çalışmada kullanılan Bacillus izolatları test edilen mikroorganizmaların gelişmelerini değişik oranlarda engellemiştir. Dokuz izolat yüksek antibakteriyal aktivite göstermiştir.

    13. Teknokent’lerde Geliştirilen Yazılım Projelerinin Risk Analizi ve Başarı Düzeyleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      M.Hanefi CALP

      2014-08-01

      Full Text Available Günlük hayatın hemen her alanında ihtiyaç duyulan yazılım projeleri her geçen gün daha fazla büyümekte ve daha çok önem arz etmektedir. Bununla birlikte, büyüyen bu yazılımlar beraberinde daha karmaşık bir yapıyı doğurmaktadır. Bu bağlamda, sözkonusu yazılım projelerinin analiz ve kontrol süreci, ayrıca başarı düzeyleri merak edilmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada, geliştirilen anket formlarında bulunan kontrol listeleri aracılığıyla, Teknokent’lerde geliştirilen yazılım projelerinde karşılaşılan risk faktörlerini belirlemek, analiz etmek ve bu projelerin başarı düzeylerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaçla, gerekli olan veriler toplanmış, yazılım risk faktörleri belirlenmiş ve sözkonusu faktörler analiz edilmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen verilerin analizi için betimsel analiz yönteminden yararlanılmış olup, Microsoft Excel 2010 ve IBM SPSS Statistics 21.0 programları kullanılmıştır. Ayrıca, çalışmada analiz sonuçlarına ve geliştirilen yazılımların başarı düzeylerine ayrıntılı bir şekilde yer verilmiştir. Elde edilen sonuçlar içerisinde özellikle; proje süresi, bütçesi, personel sayısı ve hedeflerdeki sapmalara rağmen Teknokent’lerde geliştirilen yazılım projelerinin yaklaşık %95’inin başarıyla sonuçlandırılmış ve müşteriye teslim edilmiş olması dikkat çekmektedir.Anahtar Kelimeler: Yazılım, Risk faktörleri, Risk analizi, Proje başarısı

    14. Atık Alüminyum Polietilen (Tetrapak ve Pirinç Sapı Kullanılarak Üretilen Ahşap Polimer Kompozitlerin Mekanik Davranışlarının Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Alperen KAYMAKCI

      2012-12-01

      Full Text Available ÖzetBu çalışmada pirinç sapı unu ile güçlendirilmiş alüminyum polietilen esaslı polimer kompozitlerin bazı mekanik özellikleri araştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda pirinç sapı unu, alüminyum polietilen ve uyum sağlayıcı ajan (MAPE ikiz vidalı bir ekstruder içerisinde karıştırılarak pellet elde edilmiştir. Elde edilen pelletler enjeksiyon kalıplama makinesi kullanılarak mekanik özellikleri belirlemek için gerekli olan numunelerin üretimi sağlanmıştır. Pirinç sapı unu miktarının artmasıyla üretilen alüminyum polietilen esaslı polimer kompozitlerin eğilme ve çekme modüllerinde artış olduğu belirlenmiştir ancak eğilme ve çekme direnci değerlerinde bir miktar azalma tespit edilmiştir. Alüminyum polietilen esaslı polimer kompozit üretiminde kullanılan maleik anhidrit polietilen uyum sağlayıcı ajanın mekanik özellikleri üzerine olumlu etki yaptığı belirlenmiştir. Bu çalışmayla maleik anhidrit polietilen ile muamele edilen alüminyum esaslı polietilen kompozitlerin kabul edilebilir mekanik özellikleri dolayısıyla taban döşeme malzemesi olarak kullanılabileceği belirtilmiştir.AbstractIn this study, we evaluated some mechanical properties of aluminum polyethylene (Tetra Pak composites reinforced with rice husk flour. To meet this objective, rice husk flour was compounded with aluminum polyethylene with coupling agent (MAPE in a twin screw co-rotating extruder and then was manufactured by injection molding process. The modulus in the flexural and tensile improved with increasing rice husk flour content while the tensile and flexural strengths of the samples decreased. The use of maleic anhydride polyethylene had a positive effect on the mechanical properties of the aluminum polyethylene composites reinforced with rice husk flour. This work showed that the composites treated with maleated polyethylene could be efficiently used as decking products, due to satisfactory

    15. Coğrafya Konuların Öğretiminde Materyal Kullanımının Öğrenci Başarısına Etkisi: Bir Meta Analiz Çalışması / The Effect of the Usage of Instructional Materials on Student Achievement in Teaching Geography: A Meta-analytic Study

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yusuf İnel

      2017-06-01

      Full Text Available Abstract This study aims to combine the results of independent studies in order to reveal the impact of the usage of instructional materials in teaching geography subjects on students’ achievement. We have tried to answer the question “Do the instructional materials in teaching geography subjects impact on students’ achievement?”. The study is performed via meta-analysis. The total sampling size obtained from 31 studies included in analysis. The data were analyzed using STATA 13. and CMA 3 programs. When analyzing the data, the values of standard deviation, arithmetic average and sampling size of postest measures of control and experimental groups in each study were used. The results of this study indicate that the usage of instructional materials in the teaching geography subjects impacts positively on students’ achievementat at wider effect size. They also show that there is no any statistically difference among effect size by sampling stage (high school, the material type used, research type, and publication years of studies.  Öz Bu çalışmada, coğrafya konuların öğretilmesinde kullanılan materyallerin öğrenci başarısı üzerindeki etkisinin tespit edilmesine yönelik yapılmış birbirinden bağımsız çalışmalardan elde edilen sonuçların birleştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç dâhilinde, “Coğrafya Konuların Öğretiminde Kullanılan Materyaller, öğrencilerin akademik başarılarını etkilemekte midir?” sorusuna cevap aranmıştır. Çalışma, meta analiz yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Analize dahil edilen 31 çalışmadan elde edilen toplam örneklem büyüklüğü 2138 dir. Verilerin analizinde STATA 13 ve CMA 3 programları kullanılmıştır. Verileri analiz ederken her bir çalışmanın kontrol ve deney grubunun sontest ölçümlerinden standart sapma, aritmetik ve örneklem büyüklüğü değerleri kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, coğrafya konuların öğretiminde kullan

    16. BATI ANADOLU BOUGUER GRAVİTE ANOMALİLERİNİN SÜZGEÇLENMESİ VE YERKABUĞU KALINLIK DAĞILIMININ İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fethi Ahmet YÜKSEL

      2005-01-01

      Full Text Available Batı Anadolu Bouguer Gravite haritasının yoruma hazırlanması için iki boyutlu alçak geçişli süzgeçler kullanılmıştır. Elde edilen rejyonal Bouguer gravite anomali haritasından alınan uygun doğrultudaki profillere Talwani yöntemi uygulanarak Batı Anadolu kabuk kalınlığı geometrisi modellenmiştir. Batı Anadolu kabuk kalınlığı kuzeyde Karadeniz sahillerinde ortalama 30 km'den başlayarak Göller Bölgesinde 35-40 km'ye ulaşmakta ve güneyde Akdeniz sahillerinde tekrar 32 km'ye düşerek inceldiği hesaplanmıştır. Ege sahillerinde ise, kabuk ortalama 32 km'den başlayarak Anadolu'nun içlerine doğru B-D doğrultusunda, 40 km. kalınlığa ulaştığı belirlenmiştir.

    17. Ülkemizde Yetiştirilen Başlıca Buğday Çeşitlerinin ve Unlarının Tiamin ve Riboflavin Miktarları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Recai Ercan

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, ülkemizde yetiştirilen başlıca buğday çeşitlerinin ve bunların laboratuvar değirmeninde öğütülmesiyle elde edilen unlarının B1 ve B2 vitaminleri miktarı saptanmıştır. Araştırmada 18 buğday çeşidi kullanılmıştır. Buğdaylarda B1 ve B2 vitaminleri miktarı çeşit ve yetişme yerine bağlı olarak değişmektedir. Genellikle sert buğdaylar, yumuşaklardan daha zengin bulunmuştur. Unlarda B1 ve B2 vitamin miktarlarının buğday çeşidi ve randımanı ile ilişkili olduğu görülmüştür. Un randımanı arttıkça vitamin miktarları da artmaktadır.

    18. NADİR ENDEMİK VERBASCUM ALYSSİFOLİUM BOİSS. TAKSONUNUN TOPRAK-BİTKİ İLİŞKİSİ AÇISINDAN İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Muhip Hilooğlu

      2017-02-01

      Full Text Available Verbascum alyssifolium Boiss. (Scrophulariaceae Erzincan ilinde dar yayılış alanına sahip nadir ve endemik bitki türlerindendir. Bu tür, IUCN kriterlerine göre DD (Veri yetersiz kategorisinde değerlendirilmektedir ve sadece 3 lokaliteden bilinmektedir. Bu çalışmada, V. alyssifolium taksonunun doğal yayılış gösterdiği toprakların fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlenmiştir. Ayrıca, bitki ve toprak örneklerinin mikro ve makro element analizleri yapılarak aralarındaki ilişki ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen sonuçların, dar yayılış alanına sahip nadir ve endemik V. alyssifolium türüne yönelik gurbette (exsitu koruma çalışmaları için önemli veriler sağlayacağı kanısındayız.

    19. 3,3'-[(E-eten-1,2-diil]di(9-heksil-9H-karbazol bileşiğinin sentezi, X-ışını yapı tayini ve teorik yapı tahmini

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Erol Asker

      2016-08-01

      Full Text Available 3,3'-[(E-eten-1,2-diil]di(9-heksil-9H-karbazol bileşiği 9H-karbazoldan çıkarak üç basamakta sentezlenmiş ve yapısı spektroskopik yöntemlerle aydınlatılmıştır. Kristal yapısı monoklinik uzay grubu P21/c'de çözülmüş ve geometrik özellikleri yarı-deneysel PM7 ve teorik DFT/B3LYP hesaplamalarla elde edilen verilerle karşılaştırılmıştır. DFT hesapsal sonuçlar ile X-ışını kırınımı deneysel sonuçlar arasında yüksek korelasyon belirlenmiştir. Kristal yapıdaki moleküller arası etkileşimler hesaplanan öncü orbitallerle açıklanmaya çalışılmıştır.

    20. Tedrici Azalan Sıcaklığın Pimpla turionellae (Hymenoptera: Ichneumonidae’ nın Ömür Uzunluğuna ve Yumurta Verimine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Rahile ÖZTÜRK

      2017-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada, laboratuvar şartlarında Galleria mellonella L. (Lepidoptera: Pyralidae puplarında yetiştirilen endoparazitoid Pimpla turionellae L. (Hymenoptera: Ichneumonidae’ nın larval evresine, konak içinde uygulanan tedrici azalan sıcaklığın etkileri araştırılmıştır. Parazitlenen konak pupları sırasıyla 25, 20, 15 ve 10°C’ lerde 3’ er gün, 4°C’ de 2, 3, 4 ve 5’ er gün bekletilmiştir. Uygulamalar sonucunda çıkan bireylerin ergin ömür uzunlukları ve dişilerin yumurta verimi araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, 4°C’ de bekletme süresinin artması ile ömür uzunluğu ve yumurta verimi azalmıştır.

    1. Granüler Yol Malzemeleri için Düsük Maliyetli Dinamik Üç Eksenli Test Cihazı Geliştirilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Altan YILMAZ

      2009-04-01

      Full Text Available Dinamik üç eksenli deneyleri ile yol malzemelerinin trafik yükleri altındaki mekanik özellikleri belirlenebilmektedir. Laboratuar deneyleri ile belirlenen bu malzeme parametreleri genellikle üstyapı tasarımında kullanılmaktadır. Bu çalısma kapsamında, granüler yol malzemelerinin mekanik özelliklerinin (Esneklik modülü, Poisson oranı belirlenebilmesi için, düsük maliyetli dinamik bir üç eksenli test cihazı gelistirilmistir. Cihaz bilgisayar kontrollü olup deneyi süren program da bu makalenin yazarları tarafından hazırlanmıstır, dolayısıyla program üzerinde degisiklik yapmak, yeni veriler eklemek mümkündür. Deney cihazında yük kontrolü yük hücresi aracılıgı ile yüklemeler ise elektro-pnömatik valf sistemi ile yapılmaktadır. Bu cihaz ile 100x200mm ve 150x300mm ebatlarındaki silindir numuneler test edilebilmektedir. Gelistirilen deney cihazının maliyeti ithal fiyatının yaklasık 1/5'i civarındadır. Gelistirilen bu dinamik deney düzenegi ile gerçeklestirilen üç eksenli deneylerinden elde edilen veriler benzer çalısmalarla karsılastırıldıgında basarılı sonuçların elde edildigi görülmüstür.

    2. BİLEZİKLİ ASENKRON MAKİNELERDE ANLIK YÜKSEK MOMENT VE HIZ DENETİMİ İÇİN ROTOR DEVRESİNE BULANIK MANTIK TABANLI GÜÇ ENJEKSİYONU

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selami KESLER

      2009-01-01

      Full Text Available Büyük güç gerektiren uygulamalarda yüksek moment üretimi ve rüzgâr santrallerinde sabit frekanslı sabit güç üretimi için kullanılan bilezikli asenkron makinelerde rotor devresi güç akışı farklı yöntemlerle denetlenir. Denetimli yüksek moment üretmek, en uygun güç katsayısı elde etmek ve hız denetimi için rotor devresine bilezikler üzerinden kayma frekanslı gerilim uygulanabilir. Bu çalışmada, öncelikle bilezikli bir asenkron makinede rotor sargılarına bilezikler üzerinden gerilim uygulanmasının dinamik etkileri araştırılmış ve yöntemin sakıncalı yönleri uygulama desteğiyle ortaya konulmuştur. Daha sonra bu dinamik etkileri iyileştirmek üzere, makinenin anlık zorlanmalarda yüksek moment üretimini denetlemek ve hızını ayarlamak için rotor tarafında bulanık mantık denetleyicili bir evirici modeli önerilmiştir. Sürekli çalışma durumunda stator sargıları doğrudan şebekeye bağlı olan sistemin benzetim modeli için C/C++ programı geliştirilmiş ve farklı yük şartları için elde edilen sonuçlar tartışılmıştır.

    3. LİSANSÜSTÜ EĞİTİM GÖREN ÖĞRENCİLERİN ÖZERK ÖĞRENME BECERİLERİNE İLİŞKİN ALGILARI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nesrin HARK SÖYLEMEZ

      2014-12-01

      Full Text Available Bu araştırma, lisansüstü eğitim gören öğrencilerin özerk öğrenme becerilerine ilişkin algılarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, 2013-2014 eğitim-öğretim yılı güz döneminde lisansüstü eğitim gören 37 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yönteminden yararlanılmış ve veri toplama aracı olarak açık uçlu soru formu kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Veriler, formda yer alan sorular dikkate alınarak sunulmuştur. Ayrıca lisansüstü eğitim gören öğrencilerin görüşlerini yansıtmak amacıyla doğrudan alıntılara da yer verilmiştir.  Araştırmada elde edilen bulgulara göre; lisansüstü eğitim gören öğrencilerin özerk öğrenme becerilerine sahip oldukları belirlenmiştir. Bunun yanında öğrencilerin çoğunluğu; özerk öğrenme niteliklerinden biri olan ihtiyaç duydukları kaynak ve materyallere ulaşabildiklerini, öğrenme ihtiyaçlarını dikkate alarak hedef belirlediklerini, sıklıkla not alma stratejisini kullandıklarını, uygulama yaparak kendilerini değerlendirdiklerini ifade etmişlerdir. Araştırmada ulaşılan diğer bir önemli bulgu ise, öğrencilerin büyük bir bölümünün lisansüstü eğitim sürecinde yapmış oldukları araştırmaların özerk öğrenme becerilerine önemli ölçüde katkı sağladığını düşünmeleridir.Anahtar kelimeler: Özerk öğrenme, lisansüstü eğitim, öğrenme becerileri

    4. Türkiye ve Almanya’daki Coğrafya Öğretim Programlarının Karşılaştırılması / Comparisons of Geography Teaching Programs in Turkey and Germany

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Fatih KAYA

      2011-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada; Türkiye’de 2005, Almanya’da ise 2004 yılından itibaren liselerde uygulanmaya başlanan Coğrafya Öğretim Programları karşılaştırılmıştır. Bu araştırma, lise Coğrafya Öğretim Programları’nın hedef, içerik, öğretme-öğrenme ve değerlendirme süreçlerini tespit etmeye yönelik bir araştırma şeklinde tasarlanmıştır. Araştırma nitel bir desene sahiptir. Araştırmanın evrenini Türkiye ve Almanya’da lise Coğrafya Öğretim Programları oluşturmaktadır. Örneklemini ise Türkiye’deki lise 9. sınıflar, Almanya’da ise nüfus miktarı ve yoğunluğu en fazla olan Nordhrhein-Westfalen eyaletindeki lise 9. sınıflar teşkil etmektedir. Coğrafya Öğretim Programları içerik analizine uygun olarak incelenmiş ve elde edilen bulgular doğrultusunda programlar; hedef, içerik, öğretme-öğrenme süreci ve değerlendirme süreci açısından karşılaştırılmıştır. Yaptığımız araştırmada şu sorulara cevap aranmıştır: Türkiye ve Almanya’daki Coğrafya Öğretim Programı’nın benzer ve farklılıkları nelerdir? Türkiye ve Almanya’daki Coğrafya Öğretim Programı’nın hedef, içerik, öğretme-öğrenme süreci ve değerlendirme süreci açısından olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? Her iki programın da benzerlik göstermekle birlikte birtakım farklılıkları da içerdiği tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular ışığında araştırmacılara, öğretmenlere ve program geliştirme uzmanlarına bazı önerilerde bulunulmuştur.

    5. Malzeme Taşıma Odaklı Planlama için Üretim Sistemlerindeki Tezgah Yerleşim Düzenlerinin Benzetim Analizi ile Karşılaştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet AKSARAYLI

      2009-02-01

      Full Text Available Günümüzde işletmeler üretim maliyetlerini azaltmak ve verimliliklerinin artırmak için uygun tesis planları yapmak zorundadırlar. Çalışma, üretim sistemlerindeki tesis içi yerleşim problemlerinin çözümüne ulaşmakta kullanılan temel tezgâh yerleşim şekilleri ve ürüne göre yerleşim için önerilen yeni bir yaklaşımı birbirleriyle karşılaştıran bir çalışmadır. Çalışmada özellikle tezgâhlar arasındaki malzeme taşıma süreleri ve bu sürelerin toplam üretim süresi içerisindeki oranları ile ilgilenilmiştir. Buna ek olarak, incelenen tüm tezgâh yerleşim şekillerine göre benzetim modelleri sonucunda elde edilen tezgâhların kullanım yüzdeleri ve ürünlerin üretim miktarları da bu çalışma kapsamında aktarılmıştır. Çalışmada ilk olarak tesis planlamasında kullanılan temel yerleşim şekilleri için bir üretim sistemi tanımlanmıştır. Daha sonra tanımlanan üretim sistemi, her bir yerleşim şekli için tezgâh yerleşimi yapılmıştır. Ardından ürüne göre yerleşim şekli için önerilen yaklaşım aktarılarak üretim sistemi için tezgâh yerleşimi yapılmıştır. Daha sonra tezgâh yerleşim şekilleri "PROMODEL" benzetim yazılımı ortamına aktarılmıştır. Son olarak yapılan analizler ile farklı tezgâh yerleşim şekillerinin malzeme taşıma süreleri ve toplam üretim süresi içerisindeki oranları karşılaştırılmış ve analizlerden elde edilen sonuçlar yorumlanarak aktarılmıştır.

    6. İyimserliğin Mutluluk ve Yaşam Doyumuna Etkisinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatma SAPMAZ

      2012-02-01

      Full Text Available Özet İyimserliğin Mutluluk ve Yaşam Doyumuna Etkisinin İncelenmesi İyimserlik ve mutluluk pozitif psikolojinin iki temel kavramı olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada iyimserlik, mutluluk ve yaşam doyumu arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcılarını Sakarya Üniversitesinde öğrenim gören 206 (131 kadın/75 erkek üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Çalışmada veri toplama araçları olarak Yaşam Yönelimi Testi, Oxford Mutluluk Ölçeği-Kısa Formu ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen bulgular iyimserliğin, mutluluk ve yaşam doyumu ile pozitif yönde ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca iyimserliğin mutluluğa ilişkin varyansın % 59’unu, yaşam doyumuna ilişkin varyansın ise % 60’ını açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular alanyazın bağlamında ele alınıp tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: İyimserlik, mutluluk, yaşam Doyumu, öznel iyi oluş   Abstract Examination of the Effect of Optimism on Happiness and Life Satisfaction Optimism and happiness are evaluated as two basic concept of positive psychology. In this study, it was aimed to examine the relations between optimism, happiness and life satisfaction. The participants of this research consisted of 206 (131 female/75 male university students studying in Sakarya University. Life Orientation Test (LOT, Oxford Happiness Questionnaire -Short Form (OHQ-SF and the Satisfaction with Life Scale (SWLS, were used as data collection means in the study. The findings obtained proved that optimism is related with happiness and life satisfaction in a positive way. In addition, it was concluded that happiness explained the 59% of the variance of happiness and 60% of the variance of life satisfaction. The obtained findings are addressed and discussed within the context of the literature. Key Words: Optimism, happiness, life satisfaction, subjective well-being

    7. Trakya Bölgesi Geleneksel İçeceği Hardaliyenin Üretimi ve Kalite Kriterleri Üzerine Bir Araştırma (İngilizce

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Halide Aydoğdu

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Trakya Bölgesi'ne özgü geleneksel bir içecek olan hardaliyenin laboratuvar koşullarında üretimi yapılarak mikrobiyolojik ve kimyasal özellikleri belirlenmiş, hardaliye üretim yöntemi değerlendirilmiştir. Laboratuvar ölçekli üretimde Alphonse Lavallée ve Papazkarası üzüm çeşitleri kullanılmıştır. Denemelerde, farklı konsantrasyonlarda hardal tohumu kullanılmış, buna bağlı olarak mikrobiyolojik ve kimyasal analizlerde beklenen şekilde farklı sonuçlar alınmıştır. Elde edilen hardaliyelerde koliform bakteri, E. coli, maya ve küf sayıları yok ya da fermantasyon boyunca kayda değer ölçüde azalırken, toplam aerobik mezofil koloni sayısı ve laktik asit bakterileri sayılarında genel olarak azalma/ artma/ azalma şeklinde bir seyir izlenmiştir. Bu seyir, asitlik artışı ile birlikte değerlendirildiğinde anlamlı bulunmuştur (P<0.05. Aerobik mezofilik koloni sayısı ile laktik asit bakteri sayısının çok yakın olması, bu bakteriyel floranın önemli ölçüde laktik asit bakterilerinden geldiğini göstermektedir. Maya sayısının düşük olması nedeni ile hardaliyelerde alkol oluşması gerçekleşmemiş ve şeker içeriğinde bir değişiklik olmamıştır. Tersine olarak laktik asit bakteri sayısındaki artışa bağlı olarak asitlikte beklendiği şekilde artış olmuştur. Elde edilen sonuçlara göre, geleneksel bir üzüm değerlendirme şekli olan hardaliyenin, koliform grup bakteri sayısının düşüklüğü ve laktik asit fermantasyonuna bağlı olan yüksek asitliği nedeni ile mikrobiyolojik açıdan güvenli bir gıda olduğu söylenebilir. Endüstriyel ölçekli üretime geçiş için bu konuda daha fazla araştırmaya gerek vardır.

    8. Bolu-Yedigöller Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nda saf meşe meşceresinde fotokapanla tespit edilen memeli türler

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yrd.Doç.Dr. Akif KETEN

      2016-04-01

      Full Text Available Son yıllarda meşe ormanlarının öneminin artması bu habitatların daha fazla araştırılma gereksinimini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışma Bolu-Yedigöller Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ndaki bir saf meşe meşceresindeki memeli türlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Yaklaşık bir yıl boyunca (Eylül 2013-Temmuz 2014 sabit noktalardan fotokapanlarla gözlemler yapılmıştır. Tespit edilen 10 memeli türe ait 1415 görüntüde 2231 yaban hayvanı bireyi sayılmıştır. Yaban domuzu, karaca ve kızıl tilki alandaki en baskın türlerdir. Meşcerede yaban hayvanları mevsimsel farklılık göstermemektedir. Daha çok beslenme davranışı görülmüştür. Türler genel olarak gececildir. Yaban hayatı bakımından zengin olan meşe meşcerelerinde sürdürülebilir yönetimin devam ettirilmesi önerilmektedir.

    9. Development of the European Organisation for Research and Treatment of Cancer quality of life questionnaire module for older people with cancer: The EORTC QLQ-ELD15.

      Science.gov (United States)

      Johnson, Colin; Fitzsimmons, Deborah; Gilbert, Jacqueline; Arrarras, Juan-Ignacio; Hammerlid, Eva; Bredart, Anne; Ozmen, Mahir; Dilektasli, Evren; Coolbrandt, Anne; Kenis, Cindy; Young, Teresa; Chow, Edward; Venkitaraman, Ramachandran; Howse, Frances; George, Steve; O'Connor, Steve; Yadegarfar, Ghasem

      2010-08-01

      There is a lack of instruments that focus on the specific health-related quality of life (HRQOL) issues that affect older people with cancer. The aim of this study was to develop a HRQOL questionnaire module to supplement the European Organisation for Research and Treatment of Cancer (EORTC) core questionnaire, the EORTC QLQ-C30 for older (>70years) patients with cancer. Phases 1-3 were conducted in seven countries following modified EORTC Quality of Life Group guidelines for module development. Phase 1: potentially relevant issues were identified by a systematic literature review, a questionnaire survey of 17 multi-disciplinary health professionals and two rounds of qualitative interviews. The first round included 9 patients aged >70. The second round was a comparative series of interviews with 49 patients >70years with a range of cancer diagnoses and 40 patients aged 50-69years matched for gender and disease site. In Phase 2 the issues were formulated into a long provisional item list. This was administered in Phase 3 together with the QLQ-C30 to two further groups of cancer patients aged >70 (n=97) or 50-69years (n=85) to determine the importance, relevance and acceptability of each item. Redundant and duplicate items were removed; issues specific to the older group were selected for the final questionnaire. In Phase 1, 75 issues were identified. These were reduced in Phase 2 to create a 45 item provisional list. Phase 3 testing of the provisional list led to the selection of 15 items with good range of response, high scores of importance and relevance in the older patients. This resulted in the EORTC QLQ-ELD15, containing five conceptually coherent scales (functional independence, relationships with family and friends, worries about the future, autonomy and burden of illness). The EORTC QLQ-ELD15 in combination with the EORTC QLQ-C30 is ready for large-scale validation studies, and will assess HRQOL issues of most relevance and concern for older people with

    10. HAVA ŞARJLI KÜÇÜK GÜÇLÜ BİR STİRLİNG MOTORUNUN DENEYSEL OLARAK İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Can ÇINAR

      2004-01-01

      Full Text Available Bu çalışmada, imal edilen hava şarjlı, küçük güçlü ? tipi bir Stirling motoru deneysel olarak incelenmiştir. Motor 800, 900 ve 1000 °C olmak üzere 3 farklı sıcak kaynak sıcaklığında, 1, 1.5, 2, 2.5, 3 ve 3.5 bar şarj basınçlarda test edilmiştir. Deneylerde motor gücünün, motor devri, şarj basıncı ve sıcak kaynak sıcaklığı ile değişimi iki farklı ısı transferi yüzey alanı için incelenmiştir. Maksimum çıkış gücü 1000 °C sıcak kaynak sıcaklığında, 3 bar şarj basıncında 441 dev./dak ve 58 W olarak elde edilmiştir. Yüksüz motor devri 846 1/min olarak ölçülmüştür.

    11. AISI 304 ÖSTENİTİK PASLANMAZ ÇELİKLERİN TİTANYUM KARBÜR KAPLAMALI KESİCİ TAKIM İLE TORNALAMA İŞLEMİNDE KESME KUVVETLERİNİN İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özgür TEKASLAN

      2007-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada, AISI 304 östenitik paslanmaz çeliklerin titaniyum karbür kaplı kesici takımlarla tornalama işleminde oluşan kesme kuvvetleri deneysel olarak incelenmiş ve elde edilen sonuçlar teorik sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Deneysel çalışmada, farklı kesme hızları, ilerleme değerleri ve kesme derinlikleri dikkate alınmıştır. Kesme kuvvetleri üç boyutlu kistler dinanometre ile ölçülmüştür. Teorik çalışmada ise; Kienzle formülasyonuna göre kesme kuvvetleri belirlenmiştir. Çalışma sonucunda teorik olarak hesaplanan kesme kuvvetlerinin çeşitli etkenler nedeni ile tam sonucu vermediği, deneysel sonuçlara göre; ortalama % 25'lik fark olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle kesme kuvvetlerinin belirlenmesinde deneysel yöntemin daha kesin sonuçlar verdiği değerlendirilmektedir.

    12. Görüntü Eşleme ve Genetik Algoritmalar Kullanarak Görüntü içinde Görüntü Arama

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Karakoc

      2015-10-01

      Full Text Available Bu çalışmada esas alınan problem, görüntü içinde görüntü aramayı etkin bir şekilde gerçekleştirebilmektir. Bu amaçla görüntü işleme kapsamında yer alan görüntü eşleme teknikleri ile arama algoritmaları birlikte kullanılmıştır. Görüntü eşleme için Yapay Sinir Ağları ile görüntünün ortalama renk değeri, görüntüdeki renk değerlerinin standart sapması, korelasyon ve görüntü kenar parametreleri gibi özellikler; görüntü arama için Genetik Algoritmalar kullanılmıştır. Bu çalışmada, akıllı arama algoritmaları, hızlı görüntü eşleme yöntemleri ve paralel programlama tekniklerine dayanan bütünleşik bir yöntem önerilmiş ve kullanılmıştır. Önerilen yöntem çok sayıda düşük ve yüksek çözünürlüklü referans ve şablon görüntü üzerinde test edilmiştir. Elde edilen sonuçlar önerilen yöntemin eşleşen görüntüleri elde etmede başarılı olduğunu ve toplam arama süresini azalttığını göstermiştir.

    13. SOSYAL MÜBADELENİN İÇSEL PAZARLAMA VE İŞ PERFORMANSI ARASINDAKİ ARACILIK ETKİSİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Süleyman Murat Yıldız

      2017-01-01

      Full Text Available Öz Bu çalışmada sosyal mübadelenin içsel pazarlama ve iş performansı arasındaki aracılık etkisi incelenmiştir. Veriler yükseköğretim kurumlarında görev yapan öğretim elemanlarından elde edilmiştir. Veri toplama aracı olarak içsel pazarlama için Yıldız ve Kara’nın (2015, sosyal mübadele için Shore vd.’nin (2006 ve iş performansı için Sigler ve Pearson’un (2000 geliştirdiği ölçekler kullanılmıştır. Araştırma hipotezlerini test etmek amacıyla korelasyon analizi ile regresyon analizi uygulanmıştır. Elde edilen bulgular sosyal mübadelenin içsel pazarlama ve iş performansı arasında tam aracılık etkisinin olduğunu göstermiştir. Abstract In this study, the mediating effect of social exchange between internal marketing and job performance was investigated. The data were obtained from the academic staff in higher educational institutions. IM-11 Scale developed by Yildiz and Kara (2015 was used to measure internal marketing,social exchange scale developed by Shore et al. (2006 was used to measure social exchange, and job performance scale developed by Sigler and Pearson (2000 was used to measure job performance. In order to test the hypothesis of this study, correlation analyzes and regression analyzes were applied. The findings of the study demonstrated that the effects of internal marketing on job performance were fully mediated by social exchange.

    14. JEOTERMAL MERKEZİ ISITMA AÇISINDAN KONUT ÖZELLİKLERİ VE DENİZLİ'NİN JEOTERMAL ENERJİYE BAKIŞI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Halil KARAHAN

      1996-01-01

      Full Text Available Hava kirliliği sorununa etkili bir çözüm olarak yaklaşık on yıldır, Kızıldere Jotermal sahasından elde edilen jeotermal akışkanın Denizli'nin merkezi ısıtılmasında kullanımı sürekli gündemde bulunmasına rağmen bu güne kadar konut sayıları, konut alanları, ısınma türü, konut başına kömür tüketimi, ısı yalıtımı, mevcut binaların ne kadarının kaloriferli olduğu gibi projenin maliyetini doğrudan etkileyecek veriler ya keyfi olarak seçilmiş, ya da Denizli' ye göre yerleşim alanı ve nüfusu çok küçük olan yerler esas alınarak değerlendirmeler yapılmıştır. Yapılacak projenin istenilen amaca hizmet edebilmesi için Denizli' ye ait değerlerin elde edilmesi, fizibilite ve projelendirme aşamalarında bu değerlerin kullanılması gerekir. Bu amaçla Denizli şehir merkezinde, değişik gelir gruplarını ve konut özelliklerini temsil eden yaklaşık 15000 bağımsız birime (konut, işyeri ekte verilen anket formu dağıtılmış ve anket formları bilgisayar aracılığıyla değerlendirilmiş ve sonuçlar grafik olarak sunulmuştur.

    15. Samsun İli Bafra İlçesinde İkinci Ürün Silajlık Mısır Üretiminde Toplam Masraf, İş Gücü Gereksinimi ve İş Başarılarının Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Taner Yıldız

      2016-12-01

      Full Text Available Bu çalışma, Samsun ili Bafra ilçesi ova kesiminde ikinci ürün silajlık mısır üreten işletmelerde toplam masraf, iş gücü gereksinimi ve iş başarılarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre; toplam değişken ve sabit masraflar 2827,80 TL ha-1 ve 4224,60 TL ha-1 olarak hesaplanmıştır. Değişken ve sabit masrafların toplam üretim masrafları içerisindeki payları sırasıyla, %40,10 ve %59,90 olarak belirlenmiştir. Değişken masraflar içerisinde en yüksek payı gübreleme (%10,30 ve ilaçlama masrafları (%7,00 alırken; sabit masraflarda en yüksek payı ise arazi kiralama masrafı (%24,70 oluşturmuştur. En yüksek iş gücü gereksinimi hasat işlemlerinde (4,28 h ha-1 ve en düşük iş gücü gereksinimi ise ilaçlama işlemlerinde (2,35 h ha-1 ortaya çıkmıştır. İş başarıları bakımından en yüksek iş başarısı, nakliye işlemlerinde (0,53 ha h-1 elde edilmiştir.

    16. Halı Sektöründe İhracat Yapan Firmaların Markalaşma Düzeylerinin

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa METE

      2017-07-01

      Full Text Available Dış pazarlar, tehditleri ve fırsatları bünyesinde barındırmanın yanı sıra ulusal sınırlarla yetinmeyerek tüm dünyada adından söz ettirmek isteyen firmaların riskleri göze alarak zorlu rekabet ortamı içerisine girdikleri tespit edilmiştir. Markalaşma üzerine ülkemizdeki çalışmaların sayısının oldukça yetersiz olduğu, özellikle halı sektöründe ise daha az olduğu görülmektedir. Bu çalışmada Türk ekonomisinde önemli bir yere sahip olan halı sektörü ihracatında markalaşmanın etkilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Gaziantep ilinde faaliyet göstermekte olan ve ihracat yapan halı firmaları üzerinde çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya toplam 50 firma dahil edilmiştir. Veriler anket yöntemiyle elde edilmiştir. Çalışmadan elde edilen verilerin analizi SPSS 16.0 programı ile yapılmıştır. Yapılan analizler neticesinde bir marka adı altında ihracat yapan firmaların ihracat performansının daha yüksek olduğu, Turquality desteği alan firmaların son 3 yıllık ihracat ve satış performansının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

    17. Büyükbaş Hayvan Atıkları için Kurulacak Havasız Çürütme Tesisinin Ekonomik Analizi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tamer Coşkun

      2012-12-01

      Full Text Available Özet Büyükbaş hayvan atıkları, içeriğindeki yüksek katı madde, organik kirlilik ve patojen mikroorganizmalar sebebiyle halk sağlığı açısından olumsuz etkiler yapabilecek bir atıktır. Bu çalışmada havasız çürütme ile atıkların stabilize edilerek biyogaz elde edilmesi ve çürümüş atıkların toprakta doğal gübre olarak kullanılmasını içeren bir yönetim modeli uygulanmıştır. Bunun için pilot ölçekli bir havasız çürütme reaktörü işletilmiş ve çürümüş atıklar çeşitli dozlarda yonca, Macar fiğ ve arpa karışımı ile mısır silajı bitkilerinin ekildiği alanlarda doğal gübre olarak toprağa eklenmiştir. Havasız çürütme işleminde yarımcı materyal olarak mısır silajı da reaktöre beslenmiştir. Çalışma sonunda elde edilen sonuçlar ve literatür yardımıyla 1000 baş hayvan için kurulum ve işletme maliyetleri hesaplanmıştır. Kurulum maliyeti; elektrik üretim sisteminin kurulup kurulmaması açısından iki farklı değer olarak hesaplanmıştır. İşletme maliyetleri farklı tarla ürünleri ve yine elektrik sisteminin kurulup kurulmaması açılarından çeşitli durumlar için hesaplanmıştır. Sonuç olarak elde edilen en iyi sonuçlara göre; çürümüş atıklar Macar fiğ ve arpa karışımı bitkisinin ekiminde kullanıldığında kurulacak tesisin elektrik üretim sistemi de kurulduğunda 2,5 yılda, elektrik üretim sistemi kurulmadığında ise 2,1 yılda kendisini amorti ettiği bulunmuştur. Abstract Cattle manure is a potential for causing detrimental effects on human health due to its high solid matter and pathogen microorganism content. This study aims to achieve biogas production by stabilizing the waste using anaerobic digestion. Digested waste was utilized as natural fertilizer. For that reason, a pilot-scale anaerobic digestion tank was operated and digested wastes were added to soil in diverse dosages where alfalfa, the mixture of Hungarian

    18. Toplumun Devrik Cümle Hakkındaki Düşüncesi ve Nesirde Devrik Cümlenin Yeri / Opinion of Society on the Inverted Sentence and the Place of the Inverted Sentence in Prose

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serhat Küçük

      2017-12-01

      Full Text Available Abstract This study aims to analyse the usage of inverted sentences which we have been witnessing in daily life, language and literature as well as show public perception about the inverted sentences. In the research, eight proses by eight different Turkish writers have been analysed according six factors. The observed data showed that inverted sentences more likely to be used by so-called left-wing writers who wrote about social subjects. To collect data about public opinion, a survey, consisting of 12 questions and answered by 500 people, conducted by the researchers. Regarding the last question, which serves most for the work, 772 connotations have been indicated by 448 people and these connotations have been associated with 267 different terms. According to data gathered by the open-ended questions, it could be said that society is in a dilemma as well as linguists. That we have come across different terms in addition to positive and negative answers shows the wealthy world of thought in Turkish society. ÖZ Bu araştırma, son yıllarda günlük hayatımızda gerek iletişimimizde gerek okuyup yazdıklarımızda sık sık karşılaştığımız devrik cümle kullanımını ve bunun toplum tarafından algılanış biçimini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada, sekiz Türk yazarın nesirlerinde devrik cümle kullanımları 6 faktör açısından incelenerek elde edilen veriler ışığında devrik cümleyle ilgili düşünce tarzları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Elde edilen bulgular, toplumsal konularda yazılar yazan ve solcu olarak nitelendirilen yazarların devrik cümle kullanım oranlarının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Araştırmada, devrik cümle yapısı ile ilgili toplum algısını ölçmek amacıyla 500 katılımcının cevapladığı 12 soruluk bir anket çalışmasının sonuçlarına da yer verilmiştir.  Çalışmanın amacına en çok hizmet eden son soruya; 448 katılımcıdan 772

    19. Çiğ Sütten İzole Edilen Enterosin B Üreticisi Enterococcus Faecalis Mye58 Suşunun Güvenlik Değerlendirmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Merve Tuncer

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, çiğ sütten izole edilen bakteriyosin üreticisi Enterococcus faecalis MYE58’de enterosin, virülens faktör ve vankomisin direnç genlerinin varlığını araştırdık. Ayrıca, bu suşun hemolitik aktivite, jelatinaz üretimi ve antibiyotik dirençlilik özelliklerini de test ettik. MYE58 suşunun Listeria monocytogenes, Bacillus cereus ve Staphylococcus aureus gibi Gram pozitif bakterileri inhibe ettiği belirlenmiştir. MYE58 suşunda enterosin B yapısal geninin (entB varlığı tespit edilmiştir. MYE58 suşu hemoliz ve jalatinaz aktivitesi göstermemiştir. MYE58 suşunda gelE ve espfs genlerinin varlığı tespit edilmiş fakat agg, ace, efaAfs, ccf, cob, cpd, cat, cylM, cylB, cylA, vanA ve vanB genlerinin varlığı tespit edilmemiştir. MYE58 suşu streptomisin ve tetrasikline dirençli bulunmuştur. Bu çalışmanın sonuçları, enterosin B üreticisi E. faecalis MYE58 suşunun starter kültür olarak kullanılmasının tüketici sağlığı açısından risk teşkil edebileceğini göstermiştir. Ancak, MYE58 suşu tarafından üretilen enterosin B’nin saflaştırılmış veya kısmi saflaştırılmış preparatlarının Listeria monocytogenes, Bacillus cereus'e Staphylococcus aureus’a karşı gıda muhafazasında kullanılabilme potansiyeli vardır.

    20. Karakavakta anaçlık yöntemiyle sırık çeliği üretim tekniğinin belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dr. Selda AKGÜL

      2016-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada, kavak dikim materyali üretiminde, en pratik ve ekonomik metot olarak tespit edilen, anaçlık usulü ile “KOCABEY”, “GAZİ” ve “GEYVE” karakavak klonlarında, ağaçlandırmalarda kullanılmak üzere, bir ve iki yaşlı sırık çeliği standart üretim metodu tespit edilmeye çalışılmıştır. Bir ve iki yaşlı sırık çeliği üretiminde, aralık-mesafenin ve anaçtaki sürgün sayısının etkili olup olmadığını belirlemek amacıyla, rastlantı bloklarında bölünmüş parseller deneme deseni kullanılarak Ankara-Behiçbey Orman Fidanlığında denemeler tesis edilmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, bir yaşlı sırık çeliği üretiminde, denenen geniş aralık-mesafe grubu (1,6x0,4 m, üretilen miktar açısından daha iyi sonuç vermiştir. Anaçta bırakılacak sürgün adedi sayısının ise önemli olmadığı görülmüştür. İki yaşlı sırık çeliği üretiminde ise; her üç klonda da, denenen işlemlerin etkisinin çok fazla olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.

    1. Akıllı Telefon Seçiminin Belirleyicileri: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Uygulama

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Halim TATLI

      2015-09-01

      Full Text Available Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin akıllı telefon seçimi üzerinde etkili olan faktörlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, Bingöl Üniversitesinde okuyan öğrencilere uygulanan bir anketten elde edilen veriler kullanılmıştır. Bu anket, Ekim-Kasım 2014 tarihlerinde 400 öğrenciye uygulanmıştır. Öğrencilerin akıllı telefon seçimi cevap değişkeni, yaşın logaritması, aylık gelirin logaritması ve öğrencilerin akıllı telefona ilişkin bakış açılarının puanın logaritması açıklayıcı değişken olarak alınmıştır. Analizlerde lojistik regresyon kullanılmıştır. Tahmin edilen lojistik regresyon analizi sonucunda; öğrencilerin akıllı telefona ilişkin bakış açılarının puanın logaritması ve aylık gelirin logaritması anlamlı bir şekilde akıllı telefonu seçme olasılığını artırdığı tespit edilmiştir. Yaşın logaritması ile öğrencilerin akıllı telefon seçimi arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Araştırmanın sonuçları, aylık gelir ve öğrencilerin akıllı telefona ilişkin bakış açıları, akıllı telefon seçiminin önemli belirleyicileri olduğunu göstermiştir.

    2. Sivas İlindeki Bazı Süt İşletmelerine Gelen Sütlerin Fiziksel, Kimyasal ve Mikrobiyolojik Özelliklerinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Beykaya

      2017-04-01

      Full Text Available Bu araştırmada Sivas ilinde bulunan 5 süt fabrikasının depo tankından temin edilen 50 adet süt örneğinin fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda süt örneklerinin pH, asitlik derecesi (%, yağ, yağsız kurumadde, toplam kurumadde ve yoğunluk değerlerinin sırasıyla 4,89-6,70, %0,135-0,495, %1,7-7,6, %7,33-9,80, %10,00-16,90, 1,0230-1,0312 g/mL arasında değiştiği ve süt örneklerinin hepsinin fosfataz pozitif olduğu saptanmıştır. Elde edilen veriler Türk Gıda Kodeksi ve Çiğ Süt Standardı ile karşılaştırıldığında sütlerin %26’sında yağ, %28’inde özgül ağırlık, %32’sinde toplam kurumadde, %58’inde yağsız kurumadde, %84’ünde pH değerinin düşük; %60’ında asitlik değeri yüksek saptanmıştır. Örneklerin toplam koliform bakteri sayısının %30’unda >1100 EMS/mL, toplam mezofilik aerobik bakteri sayısının %88’inde >100.000 kob/mL, somatik hücre sayısının %40’ında 500.000 hücre/mL üzerinde olduğu ve maya-küf sayısının ise %78’inde 104-106 kob/mL arasında olduğu belirlenmiştir.

    3. Streptococcus Thermophilus ve Lactobacillus Delbrueckii Subsp. Bulgaricus Virülent Fajlarının Morfolojik Karakterizasyonu (İngilizce

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Esra Acar Soykut

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada 25 adet S. thermophilus ve 25 adet L. bulgaricus fajının elektron mikroskobik incelemesi yapılarak morfolojik karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. S. thermophilus fajlarında izometrik, hegzagonal baş çapının 53-74 nm, kontraktil olmayan kuyruk uzunluğunun 182-290 nm ve kuyruk genişliğinin de 7-14 nm arasında değiştiği görülmüştür. Bu fajlarda yaka, kuyruk plağı ve fibril benzeri yapıya rastlanmamıştır. İncelenen tüm fajlar, elde edilen verilere dayanılarak diğer S. thermophilus fajları gibi Ackermann sınıflaması Siphoviridae familyasına ve/veya Bradley sınıflaması B grubuna dâhil edilmiştir. S. thermophilus fajlarında olduğu gibi Lb. bulgaricus fajlarında da izometrik, hegzagonal kapsit ve kontraktil olmayan kuyruk yapısı belirlenmiştir. Kapsit çapları 47-73 nm arasında değişirken, kontraktil olmayan kuyruk uzunlukları 117-162 nm ve kuyruk enleri 7-13 nm arasında bulunmuştur. Ackermann sınıflaması Siphoviridae familyasına ve/veya Bradley sınıflaması B grubuna dâhil edilen bu fajlarda yaka, kuyruk tablası ve fibril yapısının varlığı dikkat çekmiştir. S. thermophilus ve L. bulgaricus faj örneklerinin hazırlanmasındaki farklılıkların ve kullanılan elektron mikroskop tiplerinin kuyruk yapılarının görünebilirliğini etkilediği düşünülmüştür.

    4. Çokşeritli Dönel Kavşaklarda Kapasite Analizi: Highway Capacity Manual 2010 Kapasite Modeliyle Bir Değerlendirme

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Melike Ersoy

      2014-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada, genel kabul görmüş çok şeritli dönel kavşak kapasite hesap yöntemlerinin uygulanabilirliği, yeni Highway Capacity Manual (HCM 2010 yöntemiyle karşılaştırılmıştır. Yöntemlerden elde edilen sonuçlar, yerel çalışmalardan toplanan verilerin ışığında değerlendirilmiştir. Karşılaştırma için regresyon analiz yöntemini temsilen Transportation Research Laboratory (TRL formülasyonu, Kritik aralık kabulü yöntemini temsilen Avusturya Hesap Yöntemi seçilmiştir. Bunlara ek olarak, sınırlı öncelik ve ters öncelik koşullarının göz önünde bulundurulduğu kalibre edilmiş kritik aralık yöntemi ve HCM 2010 da yerel uygulamalar için öngörülen kalibre edilmiş formüller ile hesaplamalar yapılmış ve HCM 2010'un olağan değerleriyle karşılaştırılmıştır.Çalışmanın sonucunda elde edilenler, kritik aralık kabul yöntemi ve regresyon yönteminin HCM 2010 olağan değerlerine kıyasla genellikle daha yüksek sonuçlar verdiğini göstermiştir. Yöntemler arasında yapılan regresyon analizleri sonucu, özellikle yüksek dönen akımlar altında kritik aralık kabul yönteminin HCM 2010 yönteminden daha uygun sonuçlar verdiği görülmüştür. Ancak HCM 2010'da yerel uygulamalar için kalibrasyon yapılmasını sağlayan formülasyon sonucunda elde edilenler, olağan formülasyonun verdiği düşük kapasite tahminlerini daha uygun değerlere yükseltmiştir.

    5. Protein Esaslı Yağ İkame Maddesi Kullanımının Yağsız Yoğurdun Kalitesi Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatma Sezen

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, protein esaslı yağ ikame maddesi olan Dairy-Lo™ 'nun %1 ve %2 gibi iki farklı oranı kullanılarak, rekonstitüe sütten üretilen, yağsız set tipi yoğurtların fiziksel, kimyasal, tekstürel ve duyusal özellikleri incelenmiştir. Yoğurt örneklerinde depolamanın 1., 7. ve 15. günlerinde titrasyon asitliği, pH, asetaldehit, laktik asit, serum ayrılması, viskozite, konsistens değerleri saptanmıştır. Ayrıca yoğurt örneklerinde duyusal değerlendirmeler de yapılmıştır.  Bu çalışma sonucu elde edilen bulgular, protein esaslı yağ ikame maddesi Dairy-Lo™ ilavesinin yağsız yoğurdun konsistens ve viskozitesini artırıp, serum ayrılmasını azalttığını göstermiştir. Dairy-Lo™ 'nun %2 oranında kullanımının yağsız set tip yoğurdun kalitesini iyileştirdiği belirlenmiştir.

    6. Veri Madenciliği Teknikleri Kullanılarak Ortaokul Öğrencilerinin Sosyal Ağ Kullanım Analizi: Kocaeli İli Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Meltem KURT PEHLİVANOĞLU

      2015-04-01

      Full Text Available Günümüzde sosyal ağ kullanımı oldukça artmıştır. Bu çalışmada Kocaeli İlinde yer alan Ulusal Egemenlik Ortaokulu öğrencileri üzerinde anket uygulaması gerçekleştirilmiş, toplanan anket sonuçları veri madenciliği teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. 28 sorudan oluşan anket, öğrencilerin temel özellikleriyle (cinsiyet, uyku durumu, başarı durumu vb. sosyal ağlar (Facebook, Instagram ve Twitter üzerindeki faaliyet durumları (gün içinde ortalama internet kullanımı, hangi ağları kullandığı vb. arasındaki ilişkiyi tespit etmeyi amaçlamıştır. Elde edilen veriler WEKA ya uygun formata dönüştürülüp, Apriori algoritmasıyla öğrencilerin sosyal medyayı niçin kullandığı ve bu kullanımın öğrenciler üzerinde ne gibi etkiler yarattığına dair kurallar çıkarılmıştır.

    7. Alg Pigmentlerinin Tekstilde Doğal Boyar Madde Olarak Kullanımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Elif BAYRAKTAR

      2018-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada, mikroalglerden Chlorella vulgaris Beyerinck (Beijerinck,  Porphyridium cruentum (S.F.Gray Nageli ve Haematococcus pluvialis Flotow ve makroalglerden  Ulva lactuca Linnaeus ve Gracilaria gracilis  (Stackhouse M.Steentoft, L.M.Irvine & W.F.Farnham türlerinden pigment ekstraksiyonu gerçekleştirilmiş ve elde edilen pigmentlerin tekstil sanayiinde doğal boyar madde olarak kullanımı konusunda verimliliği araştırılmıştır. Kulanılan türlerden üç farklı çözgen aracılığıyla pigment ekstraksiyonu gerçekleştirilmiş ve her ekstrakt için 4 farklı mordanlama kimyasalı kullanılmıştır. Boyama işleminde yün iplikten faydalanılmıştır. Boyanan ipliklerin ışık haslığına göre değerlendirilmiştir. İplik boyamada en etkili olan türlerin U. lactuca ve G. gracilis olduğu tespit edilmiştir. En iyi mordanlama ise CuSO4, FeSO4 kimyasalları ile gerçekleştirilmiştir.

    8. Parcacik fizigi en kücügü kesfetme macerasi

      CERN Document Server

      Sekmen, Sezen

      2015-01-01

      Elinizdeki bu kitap biraz yukarı kuark, biraz aşağı kuark ve bir miktar da elektron namlı leptondan yapılmıştır. Bunlara ulaşmak için kitap çok büyük bir teknolojiyle çok küçük parçlara ayrıştırılabilir. Dahası, elde edilen kuark ve leptonlar farklı şekillerde bir araya getirilip kitap çilekli dondurmaya, fötr şapkaya ya da uzay gemisi motoruna da çevrilebilir. Çünkü kuarklar, leptonlar ve bir kısım diğerleri temel parçacıklardır yani evrendeki herşeyin nihai yapıtaşları. Öte yandan eğer kitabı daha faydalı ve ilginç şeylere dönüştürmek yerine okumak tercih edilirse içeriğinde evrenimizi doğumundan bugüne şenlendiren temel parçacıkların ve onları yakalamak için sürekli uğraşan meraklı fizikçilerin heyecanlı hikayesi bulunabilir.

    9. Mitokondriyal Mutantların Bira Aroma Maddeleri Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hasan Tangüler

      2015-02-01

      Full Text Available Biradaki aroma maddeleri üzerine kullanılan bira mayasının önemli bir rolü vardır. Bira mayasının sitoplazmasında çeşitli organeller bulunur ve bu organellerden biri de mitokondridir. Mitokondri, trikarboksilik asit döngüsü ve elektron taşıma zinciri enzimlerini içerir ve böylece hücreye enerji sağlar. Bira mayasında en sık rastlanan ve kendiliğinden ortaya çıkan mutasyon mitokondriyal mutasyondur. Bu mutasyon sonucunda mitokondriyal DNA'sı eksik ya da mitokondriyal DNA'dan tamamen yoksun mutantlar meydana gelir.  Bira mayası mitokondriyal mutasyona uğradığında mayanın fermantasyon hızı, çökelme yeteneği ve aroma maddeleri üretimi ve böylece elde edilen biranın kalitesi önemli derecede etkilenir. Bu nedenle, biracılıkta kullanılacak mayanın mutasyona uğramamış olması tercih edilir. Bu derlemede, mitokondriyal mutasyonun bira aroma maddeleri üzerine etkisi ele alınmıştır.

    10. ELLIOTT DALGA PRENSİBİ VE ALTIN PİYASASI ÜZERİNE BİR UYGULAMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ayten ÇETİN

      2016-02-01

      Full Text Available Elliott Dalga Prensibi, kolektif yatırımcı psikolojisini içsel değişken kabul ederek fiyatın hareket dinamiklerini açıklamaya çalışan bir teknik analiz yöntemidir. Prensip, kitlesel ruh halinin birbirine zıt duygular arasında, tanımlanabilir ve tutarlı şablonları takip ederek hareket ettiğini savunmaktadır. Dalga Prensibinin birincil amacı piyasanın davranışlarını tanımlamaktır. Fiyatın takip ettiği hareket kalıbının tespit edilmesi, geleceğe dair tahmin yapmayı mümkün kılmaktadır. Çalışmada, altın piyasasındaki fiyat hareketleri Elliott Dalga Prensibi yardımıyla incelenmiştir. Yapı- lan analizlerde elde edilen sonuçlar, Elliott Dalga Prensibinde belirtilen döngüsel kalıpların, altın piya- sasındaki fiyat hareketlerinde var olduğunu göstermiş ve böylece altın fiyat hareketlerinin Elliott Dalga Prensibi ile analiz edilebileceği hipotezini desteklemiştir.

    11. İran Halk Kütüphaneleri: Niceliksel Bir Değerlendirme

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Jahangir Gholipour

      2013-06-01

      Full Text Available Halk kütüphaneleri dijital uçurumun azaltılmasında önemli roller üstlenen toplumsal kuruluşlardır. On­ların, bu rollerini gerçekleştirebilmeleri için niceliksel açıdan yeterli durumda olmaları gerekmektedir. Ayrıca, halk kütüphanelerine ilişkin niceliksel göstergeler niteliklerini ve nitelikli hizmet vermelerini doğrudan belirler. İran, 30 ilde yaşayan 71 milyon nüfusa sahip bir Ortadoğu ülkesidir. Bu çalışmada, İran’daki halk kütüphanelerine ilişkin niceliksel durum kütüphane sayısı, kullanıcı, derme ve personel unsurları açısından ortaya konulmaya çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, İran’da ele alınan söz konusu unsurlar açısından genelde bir yetersizlik olduğu anlaşılmıştır. Çalışma sonunda bazı önerilerde bulunulmuştur.

    12. Patates Üretim Maliyetleri ve Karlılığındaki Değişim: Niğde İli Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ayşe Karsan

      2017-06-01

      Full Text Available Niğde ili, Türkiye’de patates üretiminin yoğun olarak yapıldığı iller arasında yer almaktadır. Bu çalışmada 2000-2014 döneminde Niğde ilindeki patates üretim maliyeti ve gelirdeki değişimlerin irdelenmesi amaçlanmıştır. Niğde ilinde patates üretiminden elde edilen mutlak kar 2014 yılı için 355,6 TL/da olarak hesaplanmıştır. İncelenen yıllar arasında mutlak karın en yüksek olduğu yıl (450,8 TL/da 2005 yılı en düşük olduğu yıl ise (-329,7 TL/da 2012 yılıdır. 2012 yılı dışında incelenen yılların tamamında gayri safi üretim değeri, üretim masrafını karşılayabilmektedir. Ancak, üretim maliyetlerinin artması ile mutlak ve nispi karlar azalma eğilimi göstermiştir.

    13. Uygulamalı Bilimler ve Mühendislik

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Recep BAKIŞ

      2011-12-01

      Full Text Available Bu makalede, sanayi, tarım ve evsel atık sularla yoğun bir şekilde kirletilen Porsuk çayı ve havzasındaki yüzeysel ve yeraltı suyu kirlilik düzeyi araştırılmıştır. Bu amaçla, Porsuk çayı boyunca ve havza içinden 20 istasyon seçilerek, 2 yıl boyunca mevsimsel yüzeysel ve yeraltı su örnekleri alınmıştır. Yüzeysel sularda toplam 18, yeraltı sularında ise toplam 15 parametre analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, mevsimsel değişikliklerin sebebine bakılmaksızın, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Kıta İçi Su Kaynakları sınıfları ve uluslar arası standartlarla karşılaştırılmıştır. Porsuk çayı ve havzasındaki hem yüzey suyunun hem de yeraltı suyunun IV. Kalite su sınıfında olduğu tespit edilmiştir

    14. Türkiye’de İhracatın Çeşitlendirilmesi ve Ekonomik Büyüme

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ali ACARAVCI

      2015-07-01

      Full Text Available Bu çalışma, Türkiye’de ihracatta ürün çeşitlendirmesi ile ekonomik büyüme arasındaki uzun dönemli ve nedensel ilişkileri, Türkiye ekonomisi için 1995-2012 dönemi verileri ile araştırmaktadır. Değişkenlerin durağanlık analizi için ADF birim kök testi, eşbütünleşme ilişkisini test etmek için ARDL sınır testi yaklaşımı ve değişkenler arasındaki nedensellik ilişkilerinin belirlenmesinde Granger nedensellik testi modeli kullanılmıştır.  Elde edilen sonuçlara göre ihracatta ürün çeşitlendirmesi değişkeninden ekonomide dışa açıklık oranı değişkenine doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi bulunurken diğer değişkenler arasında bir nedensellik ilişkisi bulunamamıştır.

    15. GERUNDS MADE FROM THE SUFFIX -GAn IN UZBEK TURKISH THROUGH SAID AHMAD’S NOVEL CALLED “UFQ” SAİD AHMAD’IN “UFQ” ROMANI ESASINDA ÖZBEK TÜRKÇESİNDE -GAn EKİYLE YAPILAN ZARF-FİİLLER

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Esra YAVUZ

      2010-07-01

      Full Text Available In this article, it is examined gerunds made from suffix –GAn in Uzbek Turkish through Said Ahmad’s novel called “Ufq”, which is a Turkic language of southeastern branch, and is approached in details historical development, structure and utilization of suffixes. Additionaly, it is emphasized functions of gerund-making by using case ending, noun derivational affix, particle and word of the suffix -GAn, and to understand this issue, utilizations of these suffixes have supported the examinations obtained from “Ufq” novel. Bu makalede, Said Ahmad’ın “Ufq” romanı esasında Özbek Türkçesinde -GAn ekiyle yapılan zarf-fiiller konusu incelenmiş ve eklerin tarihi gelişimi, yapısı ve kullanımları ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.Ayrıca, –GAn ekinin, isim çekim eki, isim yapma eki, edat ve kelime kullanarak zarf-fiil yapma işlevleri üzerinde durulmuş ve konunun anlaşılması için bu zarf-fiil eklerinin kullanımları “Ufq” romanından elde edilen örneklerle desteklenmiştir.

    16. Ortaöğretim 9. Sınıf Öğrencilerinin Yazılı Anlatım Alan Bilgisi Başarı Düzeyleri Üzerine Bir Araştırma A Research On 9th Grade Of Secondary Education Students ' Achievement Levels Of Field Knowledge Of Writing Expression

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hasan BAĞCI

      2012-12-01

      ğretimin son aşamasına kadar bu becerilerinin geliştirildiği süreci içine alan bir dönemdir. Yazma becerisi bilgi, birikim ve dili etkili kullanmayı gerektirdiğinden bu sürecin okuma, dinleme/izleme, konuşma ve dil bilgisi etkinlikleriyle de desteklenmesi gerekir.Öğrencilerin yazılı anlatım metinlerini inceleyen araştırmacılar, öğrenci metinlerinde birçok eksikliğin olduğunu, öğrencilerin yazma becerilerinin beklenen yeterliliğe ulaşamadığını ifade etmektedir. Bu becerideki eksikliklerin bilgi aşamasından bilgilerin beceriye dönüştürülememesine kadar geniş bir çerçeveye dağıldığı düşünülmektedir. Bu yüzden bu çalışmanın amacı, ortaöğretim 9. sınıf öğrencilerinin Dil ve Anlatım Ders Programı’nda da ifade edilen yazma becerisine yönelik kazanım cümleleri doğrultusunda yazılı anlatım alan bilgisi düzeylerini belirlemektir. Araştırmada ayrıca öğrencilerin yazılı anlatım alan bilgisi yeterlilik düzeylerinin başta cinsiyet olmak üzere diğer değişkenlere göre de değişip değişmediği tespit edilmiştir.Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, ortaöğretim 9. sınıf öğrencilerin Yazılı Anlatım Alan Bilgisi Testi genel başarı puanları ortalamaları 100 tam puan üzerinden 59 puanla sınırlı kalmıştır. Yine 9. sınıf öğrencilerinin yazılı anlatım alan bilgisi başarı düzeyleri, cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermezken öğrencilerin akademik başarına, serbest yazma etkinliği yapmalarına, günlük tutmalarına, Dil ve Anlatım dersini sevmeleri ile yazma etkinliklerinden memnun olmalarına göre ise değişmektedir. Araştırmanın sonunda elde edilen sonuçlara bağlı kalınarak Dil ve Anlatım derslerini veren öğretmenlere bazı önerilerde bulunulmuştur.

    17. İlkokul 2, 3 ve 4. Sınıf Türkçe Ders Kitapları Bütüncesinin Kelime Hazinesini Geliştirme Eğitimi Açısından İncelenmesi Examining Corpus Of 2. 3. and 4. Grades’ Turkish Language Texbooks In Terms Of Vocabulary Teaching

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tahir GÜR

      2013-03-01

      çlamaktadır. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması şeklinde desenlenmiştir. Durum çalışmaları var olan durumun derinlemesine analizini gerektirmektedir. Araştırmada ilkokullarda okutulan özel yayınevlerince basılan kitaplardaki metinler Microsoft Office Word dosyaları haline getirilip Text Master programında ön analizi yapılmıştır. Bu analizde elde edilen kelime listeleri Microsoft Office Excel dosyası haline getirilip içindeki özel isimler ve sayılar ayıklanmıştır. Sonra kelimelerin yapım ve çekim ekleri incelenmiştir. Bu şekilde elde edilen bütüncenin Text Master programında son analizi yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda sınıflara göre farklı kelime sayılarının belirli bir oranda arttığı görülse de farklı sınıflarda tekrar edilen kelimeler yüzünden toplamın düştüğü; incelenen kitapların öğrencileri yeni kelimelerle karşılaştırmada, yapım ekleri ile farklı anlamlar oluşturma imkanı olan kök kelime vermede yetersiz oldukları bulunmuş; kelime hazinesinin geliştirilmesi ve yeni kelime öğretimi konusunda önerilerde bulunulmuştur.

    18. Anasınıfı Çocuklarına Yönelik Erken Okuryazarlık Testi (EROT Geliştirme Çalışması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tevhide Kargın

      2015-12-01

      Full Text Available Bu araştırma, Türk çocuklarının erken okuryazarlık becerilerini geçerli ve güvenilir bir şekilde ölçecek kapsamlı bir ölçme aracına duyulan gereksinimle planlanmıştır. Araştırmanın amacını, bu nedenle, 5 yaş çocuklarına yönelik standardizasyonu yapılmış bir erken okuryazarlık testinin-Erken Okuryazarlık Testi (EROT - geliştirilmesi ve geçerlik ve güvenirliğinin test edilmesi oluşturmuştur. Araştırmanın evrenini Ankara, örneklem grubunu ise Ankara ili kent merkezi sınırları içerisinde yer alan yedi merkez ilçede Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bağımsız anaokulları ile ilkokulların bünyesinde 5 yaş çocuklarına eğitim veren sınıflarda öğrenim gören 403 çocuk oluşturmuştur. Çalışma içerisinde çocukların erken okuryazarlık becerileri EROT kapsamında geliştirilen 7 alt test (Alıcı Dil, İfade Edici Dil, Genel İsimlendirme, İşlev Bilgisi, Harf Bilgisi, Sesbilgisel Farkındalık ve Dinlediğini Anlama ile değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmelerden elde edilen veriler ise EROT’un geçerlik ve güvenirlik hesaplamalarının yapılabilmesi için analiz edilmiştir. Analizlerden elde edilen bulgular, EROT’un 7 alt test ile erken okuryazarlık becerilerini geçerli ve güvenir şekilde ölçtüğünü göstermiştir. This study was planned due to the crucial need for a standardized measure of early literacy with demonstrated validity and reliability for Turkish children. Therefore, this study aimed to develop a standardized measure of early literacy-the Test of Early Literacy (TEL for kindergarten children and to test its validity and reliability. Participants were 403 kindergarten children selected from several schools located in neighborhoods of different socioeconomic statuses in Ankara. The early literacy skills of children were tested with seven sub-tests of TEL (Receptive Language, Expressive Language, Category Naming, Function Knowledge, Letter Knowledge

    19. TÜRKİYE’DE PETROL TALEBİNİN FİYAT VE GELİR ESNEKLİKLERİ: ARDL SINIR TESTİ VE NEDENSELLİK ANALİZİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Muhammed Şehid GÖRÜŞ

      2016-03-01

      Full Text Available ÖZ: Bu çalışmanın temel amacı, 1970-2013 dönemleri arasında Türkiye’nin petrol talebinin fiyat ve gelir esnekliklerini tahmin etmek ve petrol fiyatı, petrol talebi ve gelir düzeyi arasındaki nedensellik ilişkisinin yönünü tespit etmektir. Çalışmada tahmin yöntemleri olarak ARDL Sınır Testi yaklaşımı ve Toda-Yamamoto (1995 Granger Nedensellik Testi kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda değişkenler arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin mevcut olduğu gözlemlenmiştir Elde edilen sonuçlara göre, uzun dönemde petrol talebinin fiyat esnekliği -0,17; gelir esnekliği ise 0,51 olarak hesaplanmıştır. Diğer yandan, kısa dönemdeki fiyat esnekliği ise -0,08; gelir esnekliği ise 0,59 olarak tahmin edilmiştir. Elde edilen ampirik sonuçlara göre, petrol talebinin fiyat ve gelir esneklikleri hem uzun dönemde hem de kısa dönemde inelastiktir. Nedensellik Testi sonuçlarına göre ise petrol fiyatından petrol talebine doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Bu sonuçlardan Türkiye’de petrol fiyatı ve gelir düzeyinin petrol talebi üzerinde kısa ve uzun dönemde güçlü bir etkisinin olmadığı, bunun temel nedeninin ise petrolün zorunlu mallar arasında yer almasından kaynaklandığı söylenebilir. ABSTRACT: The primary objective of this paper is estimating price elasticity and income elasticity of oil demand, and causality relationship between variables with respect to Turkish economy for the period of 1970 and 2013. In the study, ARDL Bound Test approach and Toda-Yamamoto (1995 Granger Causality Test are employed as an estimation method. According to bound test analysis, a cointegration relationship is found between variables. Empirical findings show that long-run price and income elasticity of oil demand in Turkey is -0.17 and 0.51 respectively. On the other hand, short-run price and income elasticity of oil demand estimated as -0.08 and 0.59 respectively

    20. Samanlarda Biyolojik Muamelelerle Lignoselüloz Kompleksin Sindirilebilirliğinin Artırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aydan Atalar

      2017-12-01

      Full Text Available Samanların hücre duvarında bulunan lignoselüloz kompleksin parçalanması ile selüloz ve hemiselüloz gibi rumen fermantasyonuyla sindirilebilir fraksiyonlar elde edilir. Rumende sindirilmeyen ligninin biyoteknolojik metotlarla parçalanarak samandan yararlanılabilirliğin artırılması son yıllarda hayvan beslemecilerin odak noktası olan alanlarından birisi olmuştur. Lignoselüloz kompleksin biyolojik metotlarla muamelesinde bakteriler, mantarlar ve bu mikroorganizmalardan elde edilen enzimler kullanılmaktadır. Bakteri muamelesinde Mycobacterium, Arthrobacter ve Flavobacterium türü bakterilerin lignini parçalayabilme özelliğinden yararlanılmaktadır. Enzim muamelesi etkili olmasına rağmen yüksek maliyet nedeniyle uygulamada yer bulamamıştır. Mantar muamelesinde beyaz, kahverengi ve yumuşak çürüme yapan 3 tür mantar kullanılmaktadır. Kahverengi çürükçül mantarlar tercihen selüloz ve hemiselüloza saldırır, ancak lignini parçalayamaz. Beyaz çürükçül mantarlar lignine saldırarak lignol bağları ve aromatik halkayı parçalarlar. Beyaz çürükçül mantarlar selülaz, ksilanaz gibi hidrolitik enzimlerle polisakkaritleri ve lignin peroksidaz ve lakkaz gibi oksidatif ligninolitik enzimlerle lignini parçalarlar. Lignoselülozik materyalleri en iyi parçalayabilen mikroorganizmaların mantarlar olması ve maliyetin düşük olması nedeniyle özellikle beyaz çürükçül mantarların uygulama potansiyeli bulunmaktadır. Bu bildiride biyoçeşitliliğin sağladığı avantajla biyolojik metotlarla samanların sindirilebilirliğinin artırılması tartışılacaktır.

    1. Tüketicilerin Kişilik Özelliklerinin Marka Sadakati İle İlişkisi: Kayseri’de Yaşayan Üniversite Öğrencileri Üzerinde Bir Uygulama- Brand Loyalty to The Relationsiıp of Personality Characteristics of Consumers: An Application on University Students Living in Kayseri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İsmail YAPRAK

      2018-04-01

      Full Text Available Marka sadakati, özellikle ürün farklılıklarının yok denecek kadar az olduğu ve rekabetin yoğun olarak yaşandığı pazarlarda işletmelerin pazar paylarını korumak, yeni pazarlara nüfuz etmek ve sürdürülebilir karlılık ile rekabet avantajı sağlaması açısından büyük önem arz etmektedir. İşletmelerin, markalarına sadık tüketiciler yaratmak için marka sadakatini etkileyen faktörleri bilmeleri marka sadakatinin oluşturulması yönüyle ilk basamağı oluşturmaktadır. Tüketicilerin kişilik özelliklerinin satın alma karar sürecinde tüketicinin ürün veya marka tercihini önemli ölçüde etkilediği yadsınamaz bir gerçektir. Bu amaçla çalışmamız tüketicilerin kişilik özellikleriyle marka sadakati arasında bir ilişkinin olup olmadığı konusu üzerine odaklanmıştır. Veriler Kayseri’de okuyan 582 üniversite öğrencisine anket yöntemi uygulanarak elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizleri sonucunda marka sadakati ile uyumluluk arasında negatif yönlü bir ilişki saptanmış olup diğer bağımsız değişkenler ile arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Ayrıca katılımcıların demografik özelliklerinden aylık harcama tutarı ile marka sadakati arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

    2. Gizlilik Paylaşımı Yöntemini Kullanan Ses Dosyası Arşivleme Programı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ersan YAZAN

      2016-03-01

      Full Text Available Günümüz dünyasında her sektörde sayısal teknoloji ürünlerinin kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır. Bunlardan birisi de sayısal ses iletim teknolojisidir. Gerek kayıt gerekse iletişim sürecinde analog sistemlere göre önemli üstünlüğü olan bu teknoloji de, tedbir alınmazsa sayısal ses dosyalarının dinleme, değiştirme, ekleme v.b saldırılara karşı savunmasız olduğu da bilinmektedir. Bu bildiride sayısal seslerin arşivlenip sonradan tekrar dinlenmesi gereken uygulamalarda kullanılabilecek bir yazılımsal aracın geliştirilme süreci açıklanmıştır. Yazılımsal araçta, orijinal ses dosyasının doğrudan şifrelenip arşivlenmesi yerine, Shamir’in gizlilik paylaşım yöntemine dayanarak orijinal ses dosyasından elde edilen pay dosyalarının arşivlenmesi sağlanmıştır. Böylece hem dosyaların gizliliği korunmuş olup hem de tek bir kişinin yerine birkaç yetkilendirilmiş kişinin bir araya gelmesiyle dinleme işleminin gerçekleştirilmesine olanak sağlanmıştır. Ayrıca tek bir pay dosyasının kaybolması durumunda bile orijinal ses dosyasının yeniden elde edilmesi mümkündür. Yazılımsal araç, dinleme teşebbüslerini ve dinleme kayıtlarını tutabilmekte olup bu konudaki ihtiyacı giderecek şekilde tasarlanmış ve test edilmiştir.

    3. Organik Gübre Kullanımının Yaygınlaştırılmasında Biogaz Üniteli Süt ve Besi Üretim Çiftlikleri Vasıtası ile ile Sözleşmeli Çiftçilik Modelinin Uygulanabilirliği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Jülide ERKMEN

      2012-03-01

      Full Text Available Ülkemizde mevcut süt ve besi işletmelerinin hayvansal yem ve maliyet girdilerinde problem yaşamaları, hayvansal yem üreticisinin ise hasat ettiği ürünü çoğu zaman elden çıkaramaması ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı bölgelerde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte biyogaz üniteli süt ve besi üretim çiftliklerinin biyogaz ünitelerinden elde edilen organik gübrenin yakın çevredeki hayvan yemi üreten çiftçiye dağıtılması ve karşılığında üretilen hayvansal yemin alınması suretiylegerçekleştirilecek sözleşmeli çiftçilik modeli, hem organik gübrenin yaygınlaştırılmasında hem de çevresel kirliliğe sebep olan hayvansal atık probleminin ortadan kaldırılmasında güçlü bir rol oynayacaktır. Ayrıca mevcut süt ve besi işletmeleri ile hayvansal yem üreticileri entegre edilerek üretilecek gübre yakın çevrede kullanılacağından paketleme ve pazarlama giderlerini ve ürünlerin elde kalma ihtimalini ortadan kaldıracaktır. Sonuç itibariyle özellikle kırsal bölgelerde biyogaz ünitesinin kurulumu ile organik gübrenin kullanımı teşvik edilecek, yapılacak sözleşme ile yine bu bölgelerde kimyasal gübrenin kullanımı önlenmiş olunacaktır

    4. Büyükbaş Hayvan Atıkları için Kurulacak Havasız Çürütme Tesisinin Ekonomik Analizi / The Economical Analysis of Cattle Manure Treatment by Anaerobic Digestion Process

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tamer Coşkun

      2012-12-01

      Full Text Available Büyükbaş hayvan atıkları, içeriğindeki yüksek katı madde, organik kirlilik ve patojen mikroorganizmalar sebebiyle halk sağlığı açısından olumsuz etkiler yapabilecek bir atıktır. Bu çalışmada havasız çürütme ile atıkların stabilize edilerek biyogaz elde edilmesi ve çürümüş atıkların toprakta doğal gübre olarak kullanılmasını içeren bir yönetim modeli uygulanmıştır. Bunun için pilot ölçekli bir havasız çürütme reaktörü işletilmiş ve çürümüş atıklar çeşitli dozlarda yonca, Macar fiğ ve arpa karışımı ile mısır silajı bitkilerinin ekildiği alanlarda doğal gübre olarak toprağa eklenmiştir. Havasız çürütme işleminde yarımcı materyal olarak mısır silajı da reaktöre beslenmiştir. Çalışma sonunda elde edilen sonuçlar ve literatür yardımıyla 1000 baş hayvan için kurulum ve işletme maliyetleri hesaplanmıştır. Kurulum maliyeti; elektrik üretim sisteminin kurulup kurulmaması açısından iki farklı değer olarak hesaplanmıştır. İşletme maliyetleri farklı tarla ürünleri ve yine elektrik sisteminin kurulup kurulmaması açılarından çeşitli durumlar için hesaplanmıştır. Sonuç olarak elde edilen en iyi sonuçlara göre; çürümüş atıklar Macar fiğ ve arpa karışımı bitkisinin ekiminde kullanıldığında kurulacak tesisin elektrik üretim sistemi de kurulduğunda 2,5 yılda, elektrik üretim sistemi kurulmadığında ise 2,1 yılda kendisini amorti ettiği bulunmuştur. The Economical Analysis of Cattle Manure Treatment by Anaerobic Digestion Process Cattle manure is a potential for causing detrimental effects on human health due to its high solid matter and pathogen microorganism content. In this study, it was aimed to achieve biogas production by stabilizing the waste using anaerobic digestion. Digested waste was utilized as natural fertilizer. For that reason, a pilot-scale anaerobic digestion tank was operated and digested wastes

    5. Van Otlu Peynirinin Yapılışı ve Mikrobiyolojik, Fiziksel ve Kimyasal Nitelikleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ahmet Kurt

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada 10 adet taze Van Otlu peyniri örneklerine; mikrobiyolojik, fiziksel ve kimyasal analizler uygulanmıştır. Peynir teknolojisinde, sağlık, teknik ve ekonomik yönden önemli olan toplam koliform, süt asidi, lipolitik ve proteolitik mikroorganizmalarla maya ve küflerin sayısal değerleri yanında rutubet, yağ, yağsız kurumadde, kurumaddede yağ, protein, suda eriyen protein, kül, tuz, saf kül, kurumaddede tuz ve % asitlik oranları, peynir örneklerinde ayrı ayrı saptanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre peynir yapımı çok dağınık ve ilkel karakter arz etmektedir. Peynirlerin yapımındaki farklı uygulamalar, teknik bilgi ve yöntem noksanlığı yüzünden, gerek mikrobiyolojik analiz ve gerekse fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları örnekten örneğe önemli fraklılıklar göstermiştir. Peynir örneklerinde saptanan Koliform organizma sayıları, hem sağlık yönünden hem de peynirlerin olgunlaşmalarında sorunlara neden olabilecek düzeydedir.

    6. Tıbbi İlaçlar ve Kişisel Bakım Ürünlerinin (PPCPs Triticum aestivum L. Üzerinde Antioksidan Enzim Aktivitelerine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Etem OSMA

      2017-01-01

      Full Text Available Bu çalışma tıbbi ilaç ve kişisel bakım ürünlerinin ekmeklik buğday (Triticum aestivum L. cv. Bezostaja bitkisi üzerindeki antioksidan enzim aktiviteleri hakkındadır. Araştırmada günlük hayatta sıklıkla tüketilen Acetaminophen, Caffein, Gemfibrozil ve β-estradiol olmak üzere dört farklı tıbbi ilaç etken maddesi kullanılmıştır. Ekim yapılacak toprağa 15 mg, 50 mg, 200 mg Acetaminophen, Gemfibrozil ve β-estradiol ile bunun yanı sıra 50 mg, 100 mg, 300 mg şeklinde farklı konsantrasyonlarda Caffein karıştırılmıştır. Daha sonra, hazırlanan 650 g toprağın üzerine 7 g buğday tohumu ekilmiş, bunun üzeri ise 100 g toprak ile kaplanmıştır. Çimlenen buğdaylar, 15 gün sonra hasat edilmiştir. Hasat edilen örneklere ekstraksiyon işlemi uygulandıktan sonra, örneklerde katalaz (CAT, peroksidaz (POD, süperoksit dismutaz (SOD gibi antioksidan enzim aktiviteleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde buğdayda; CAT değerlerinin 1.525-2.350 EU g¯¹ FW, POD değerlerinin 37.200-59.600EU g¯¹ FW, SOD değerlerinin de 38-52,8 EU g¯¹ FW arasında olduğu tespit edilmiştir. Kontrol örnekleri ile farklı konsantrasyonlarda yetiştirilen örnekler arasındaki ilişki %95 güven aralığında istatistiksel olarak değerlendirilmiş, anlamlı farklılıklar belirlenmiştir. Çalışmada, Acetaminophen, Caffein, Gemfibrozil ve β-estradiol uygulanan örneklerde konsantrasyon artışına bağlı olarak kontrol grubuna kıyasla antioksidan enzim aktivitelerinde artış olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

    7. Dergilerden Özetler

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Akif İnanıcı

      1998-04-01

      Full Text Available ADLİ CAM DELİLİN BİR BAYESİAN YORUMUNDA GEÇİŞ İHTİMALİNİN TAYİNİ Assessing transfer probabilities in a Bayesian interpretation of forensic glass evidence. Curran JM, Tnggs CM, Bucketon JS, Walsh KAJ, Hicks T. Bir kişi cam kırdığında, çok küçük parçacıklardan bir kısmı o kişiye geçebilir. Suç eyleminde cam kırılmışsa bu parçacıklar delil olarak kullanılabilinir. Bu kanıtın bir Bayesian yorumu geçiş ihtimalini tayin edecek adli bilimcinin kabiliyetine güvenir. Bu çalışma ihtimalin belirlenme sorununu inceleyerek bazı çözümler önerir. DIŞ YÜZEYLERDE BULUNAN BOYALI TEKSTİL İPLİKLERİNİN YOĞUNLUĞU The population of coloured textile fibres on outdoor surfaces Gneve MC, Biermann T. Science and Justice 1997; 37/ 4 : 231-9. İplik uzmanları çeşitli dış yüzeylerden elde edilen karışık iplik materyalin incelemesini yaparlar. Adli incelemelerde dış yüzeylerden toplanan ipliklerin değerlendirilmesi normal popülasyondaki bilgiler yeterli olmadığında çok zordur. Çalışmada bulunan materyaller ayrı olarak değerlendirilmiş (33, popülasyondan elde edilen iplikler şekline, rengine ve uzunluğuna göre sınıflandırılmıştır. Selülozik ipliklerin sıklığı oldukça fazla bulunmuştur. (% 92. Renksiz kotonlar her yüzeyde saptanmıştır. Mavi pamuk iplikler üçü hariç her yüzeyde görülürken gri/ siyah ve kırmızı pamuk iplikler yüzeylerin çoğunda tesbit edilmiştir. Sentetik iplikler büyük oranda seyrek olarak bulunmuşlardır. Vizkozlar daha sıkça belirlenmiştir. Bulunan ipliklerin çoğu bir milimetreden daha aşağıda ölçülmüştür; daha uzun ipliklerin sıklıkla başka yerlere taşınarak gittikleri anlaşılmıştır. RENKLİ AKRİIİK İPLİKLERİNİN ITIR TAYFINDA BULUNAN KARAKTERİSTİK BOYA EMİŞ PİKLERİ Characteristic dye absorption peaks found in the FTIR spectra of coloured acrylic fibres. Gneve MC, Griffin RME, Malone R. Science and

    8. Kültüre alınan salep orkidelerinde yabancı otlarla mücadelede kimyasal ve mekanik yöntemlerin etkinliğinin belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yrd.Doç.Dr. Salih PARLAK

      2016-12-01

      Full Text Available Ülkemizde 30’u endemik 170 takson ile temsil edilen salep orkideleri bitki çeşitliliği içerisinde genetik zenginliğimizin önemli bir parçası olması yanı sıra ekonomik ve ticari değeri olan türleri de barındırmaktadır. “Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme" (CITIES” kapsamında oldukları halde salep elde etmek üzere her yıl doğadan milyonlarca adet sökülmektedir. Elde edilen salep başta dondurma endüstrisi olmak üzere gıda sektöründe kullanılmaktadır. Ekonomik değeri yüksek bir ürün olmasına rağmen kültüre alma çalışmaları halen devam etmektedir. Yabancı ot kontrolü, kültüre alma çalışmaları sırasında karşılaşılan ve maliyetleri önemli ölçüde arttıran bir etmen olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada hem mekanik hem de kimyasal mücadele olanakları araştırılmış ve kültür yetiştiriciliğinde ucuz ve etkili bir yöntem tespit edilmeye çalışılmıştır. İzmir’in Menemen ilçesi tarla şartlarında 2010 yılında gerçekleştirilen çalışmada farklı etken maddelere sahip herbisitler kullanılarak kimyasal mücadelenin etkinliği belirlenmeye çalışılmıştır. Bu maksatla 2010 yılı eylül ayının 3. haftasında yapılan yumru ekimlerinden sonra çıkış öncesi önerilen dozda Lenacil (Adol, Bentazon (Basagran, Acetochlor (Cengaver, Aclonifen (Challenge, Pendimethalin (Herbimat, Trifluralin (Treflan ve kontrol olmak üzere yedi işlem üç tekerrürlü olarak uygulanmıştır. Uygulamadan sonra kullanılan etken maddeler kontrole göre metrekaredeki yabancı ot sayısında; Lenacil etkisiz, Bentazon % 54, Trifluralin % 71, Acetochlor % 95, Aclonifen % 97, Pendimethalin % 93 oranında azalttığı belirlenmiştir. Bununla birlikte Trifluralin, Acetochlor ve Aclonifen’in salep bitkilerinin gelişmesini de olumsuz etkilediği gözlenmiş, hem yabancı ot kontrolü, hemde salep

    9. OPINIONS OF PRIMARY EDUCATION SEVENTH GRADE STUDENTS ABOUT TEACHING OF HISTORY TOPICS IN SOCIAL SCIENCES AND SIGNIFICANCE OF HISTORY İLKÖĞRETİM YEDİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL BİLGİLER DERSLERİNDE TARİH KONULARININ İŞLENİŞİ VE TARİHİN DEĞERİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ramazan KAYA

      2012-06-01

      Full Text Available This study aims at determining primary education seventh grade students’ opinions on teaching of history topics in social science cources and significance of history in their lives. The population of the study comprises of 20 pieces seventh grade classes in 4 primary schools with medium socio-economic levels in the city center of Erzurum. As the sample of the study, a total of 200 students (10 students from each class were chosen via random sampling from seventh grade classes of these schools according to the appropriate sampling method. Required data for this qualitative research was acquired by a 4-item questionnaire comprising of open-ended questions. Content analysis method was adopted in analysis of the obtained data in this study. Findings shows that methods in line with constructivist approach remain limited in teaching of the topics; students like methods in which they are more active; such as drama and acting they like learning history, and, in general, they think that learning history makes a great contribution to their lives. Bu araştırmanın amacı, İlköğretim yedinci sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersinde tarih konularının işlenişi ve tarihin yaşamlarındaki değeri ile ilgili görüşlerini tespit edebilmektir.Araştırmanın evrenini, Erzurum merkezde sosyo-ekonomik bakımdan orta düzeyde 4 ilköğretim okulundaki toplam 20 tane yedinci sınıf şubesi oluşturmaktadır. Örneklem olarak uygun örnekleme yöntemine göre seçilen bu okulların yedinci sınıflarından tesadüfî örneklem yoluyla her sınıftan 10’ar öğrenci olmak üzere toplam 200 öğrenci seçilmiştir. Nitel araştırma yöntemi ile gerçekleştirilen bu araştırma için gerekli olan veriler, 4 adet açık uçlu sorudan oluşan bir anket vasıtasıyla edinilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin çözümlenmesinde içerik analizi yöntemi benimsenmiştir. Elde edilen bulgulara göre derslerin işlenişinde yap

    10. The central position currently occupied by remittances in the economic fi eld has largely restricted its scope on the monetary dimension of them, setting aside their hidden complexity and the variety of forms, uses and meanings that they can take. In fact

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Joan Lacomba Vázquez

      2013-12-01

      Full Text Available The central position currently occupied by remittances in the economic fi eld has largely restricted its scope on the monetary dimension of them, setting aside their hidden complexity and the variety of forms, uses and meanings that they can take. In fact, the social dimension of different types of remittances, as mainly own social remittances, should be considered more as one of the most signifi cant effects of migration in relation to human development. The purpose of this paper is try to contribute to the field of remittances, both in studying the socia dimensions that they contain, and in trying to make a more precise onceptualization on them.

    11. ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNİN MARKA KİŞİLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI, İSTANBUL İLİNDE BİR UYGULAMA-COMPARISION on BRAND PERSONALITY of SHOPPINGCENTERS, A PRACTISE in ISTANBUL CITY

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şakir ERDEM

      2012-06-01

      Full Text Available Perakendecilik sektöründe yer alan Galleria ve Akmerkez alışveriş merkezleri marka kişiliklerinin karşılaştırılmasını yapmak ve tüketicilerin alışveriş merkezi tercihlerinde alışveriş merkezlerine atfettiği kişilik boyutlarını ve özelliklerini ortaya çıkarılabilmek amacıyla J. Aaker’ın 1997’de geliştirdiği beş ana marka kişiliği boyutu ve bu boyutların altında toplanan kişilik özellikleri temel alınmıştır. Marka kişiliğine ilişkin literatür taraması yapılmış; araştırma yöntemi olarak nitel araştırma ve nicel araştırma yöntemlerinin birleşmesinden meydana gelen karma araştırma yaklaşımı benimsenmiştir. Nitel veri toplanma araçlarından olan odak grup görüşmesinden faydalanılarak, nicel araştırmanın anketlerinin oluşturulmasında yararlı olabilecek bilgiler ve nicel araştırma örneklem yapısı ve yöntemine ışık tutan bilgiler elde edilmesi sağlanmıştır.  Nicel araştırmada veri toplama aracı olarak anket yöntemi uygulanmış, analiz yapılmaya uygun 272 adet anket elde edilmiştir. Anket sonuçları SPSS programı yardımıyla kodlanmış, verilerin frekans ve yüzde dağılımları verilerek faktör analizleri, güvenirlik analizleri ve T-testi yapılmıştır.  Araştırma sonucunda, alışveriş merkezi sektöründe marka kişiliğine dair dört boyut elde edilebilmiş; elde edilen dört boyut Galeria ve Akmerkez alışveriş merkezleri arasında karşılaştırılmıştır.- The present research aims to compare brand personalities of Galeria and Akmerkez shopping centers and to examine the brand personality traits and dimensions that consumers refer on shopping centers preferences. Research based on J. Aaker’s five dimensions of brand personality and the traits. We looked over the literature of brand personality. This research included pluralistic methodology: First, focus groups method was used to take qualitative research’s survey, sampling

    12. Bilingual Dictionaries for Communication in the Domain of Economics: Function-Based Translation Dictionaries

      DEFF Research Database (Denmark)

      Nielsen, Sandro

      2015-01-01

      With their focus on terms, bilingual dictionaries are important tools for translating texts on economics. The most common type is the multi-fi eld dictionary covering several related subject fi elds; however, multi-fi eld dictionaries treat one or few fi elds extensively thereby neglecting other fi...... elds in contrast to single-fi eld and sub-fi eld dictionaries. Furthermore, recent research shows that economic translation is not limited to terms so lexicographers who identify and analyse the needs of translators, usage situations and stages in translating economic texts will have a sound basis...... for designing their lexicographic tools. The function theory allows lexicographers to study these basics so that they can offer translation tools to the domain of economics. Dictionaries should include data about terms, their grammatical properties, and their combinatorial potential as well as language...

    13. The Origin and Structure of the Magnetic Fields and Currents of AGN Jets

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Denise Gabuzda

      2017-02-01

      Full Text Available This paper reviews observational evidence obtained to date about the overall structure of the magnetic fields in the jets of Active Galactic Nuclei (AGN. Because they are sensitive to the line-of-sight magnetic-field component, Faraday rotation observations of AGN jets provide an effective tool for searching for toroidal jet magnetic fields, whose line-of-sight component changes systematically across the jet. Transverse Faraday rotation measure (RM gradients providing direct evidence for helical/toroidal magnetic fields have been reliably detected in nearly 40 AGN on parsec scales. Helical magnetic fields are believed to form due to the combined action of the rotation of the central black hole and accretion disk, and these observations demonstrate that at least some of this helical field survives to distances well beyond the Very Long Baseline Interferometry (VLBI core. Observations of reversals in the direction of the transverse RM gradients in a number of AGN provide evidence for a“return”magnetic field forming a nested helical-field structure with oppositely directed azimuthal components in the inner and outer regions of the helical magnetic field. The collected data now provide firm evidence for a predominance of inward jet currents on parsec scales and outward currents on scales greater than a few tens of parsecs. This suggests a global pattern of magnetic fields and currents with an inward current near the jet axis and an outward current farther from the jet axis, with these currents closing in the accretion disk and far out in the radio lobes, forming a self-consistent set of fields and currents together with the implied nested helical-field structure.

    14. Coupled dilaton and electromagnetic field in cylindrically symmetric ...

      Indian Academy of Sciences (India)

      An exact solution is obtained for coupled dilaton and electromagnetic field in a cylindrically symmetric spacetime where an axial magnetic field as well as a radial electric field both are present. Depending on the choice of the arbitrary constants our solution reduces either to dilatonic gravity with pure electric field or to that ...

    15. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      Here we attempt to find the nature of the external electromagnetic field such that the KG equation with external electromagnetic field is invariant. Lie's extended group method is applied to obtain the class of external electromagnetic field which admits the invariance of the KG equation. Though, the field potential only ...

    16. İŞYERİNDE MOBBİNG DAVRANIŞLARININ SPOR VE FİZİKSEL ETKİNLİK İŞLETMELERİ ÇALIŞANLARININ ÖRGÜTSEL VATANDAŞLIK DAVRANIŞINA ETKİSİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Süleyman Murat YILDIZ

      2016-03-01

      Full Text Available ÖZ: Bu çalışmada spor ve fiziksel etkinlik hizmeti sunan işletmelerde, mobbingin örgütsel vatandaşlık davranışına etkisi incelenmiştir. Veriler ticari olarak faaliyet gösteren fitness merkezleri ve yüzme havuzu işletmelerinde görev yapan antrenörler ile Spor Genel Müdürlüğü taşra teşkilatı çalışanlarından elde edilmiştir. Veri toplama aracı olarak, mobbingi ölçmede Einarsen, Hoelb ve Notelaers’in (2009 geliştirdiği “Olumsuz Davranışlar Ölçeği”, örgütsel vatandaşlık davranışını ölçmede ise Bolat’ın (2008 geliştirdiği örgütsel vatandaşlık davranışı ölçeği kullanılmıştır. Araştırma hipotezlerini test etmek amacıyla korelasyon analizi ile hiyerarşik regresyon analizi uygulanmıştır. Elde edilen bulgular mobbingin örgütsel vatandaşlık davranışı üzerinde orta düzeyde, anlamlı ve negatif etkili olduğunu ortaya koymuştur. ABSTRACT: In this study, the effect of mobbing on organizational citizenship behavior in sports and physical activity organizations was investigated. The data were obtained from the trainers of swimming and fitness centers and the employees of Sports General Directorate. Negative Acts Questionnaire-Revised scale developed by Einarsen, Hoelb, and Notelaers (2009 was used to measure mobbing and organizational citizenship behavior scale developed by Bolat (2008 was used to organizational citizenship behavior. In order to test the hypothesis of this study, correlation analyzes and hierarchical regression analyzes were applied. The findings of the study demonstrated that mobbing significantly and inversely influenced organizational citizenship behavior of trainers and employees.

    17. Kurumsal Bilgi Kaynağı Olarak E-posta Yönetim Sistemleri = E-mail Management Systems as an Enterprise Information Resource

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Külcü, Özgür

      2012-01-01

      Full Text Available Çalışmada, e-posta kullanımı ve yönetimine ilişkin uluslararası koşullar incelenmekte, bu çerçevede Türkiye’de 28 kurum örneğinde gerçekleştirilen anket verileri değerlendirilmektedir. Betimleme yönteminin kullanıldığı çalışmada literatür incelemesi ve anket tekniklerine dayanarak gerekli veriler elde edilmiştir. Araştırmada e-posta kullanımına ilişkin elde edilen verilerin, ilgili alanda sistemler geliştirmeye çalışan araştırmacılara yardımcı olması beklenmektedir. Kurumsal e-posta yönetimine ilişkin temel sorunlar arasında mesajların üretimi, düzenlenmesi, ayıklanması ve uzun süre korunmasını içeren e-posta yönetim sistemlerinin geliştirilmesi yer almaktadır. Ayrıca insan kaynakları, mali ve idari konuların yönetimi ile belge ve arşiv yönetimi çalışmalarını kapsamına alan, içerisine e-posta yönetiminin de dâhil olduğu sistemlerin bütünleştirilmesi güncel araştırma konuları arasındadır. / This study examines the universal usage and management of e-mail communication and compares with the data, gathered from 28 Turkish institutions. This is a descriptive research in nature and the quantitative data were collected through surveys. It is expected that the results one-mail communication and its usage styles will shed a ligth into researcher who are working on system development. One of the basic problems of organizational e-mail management systems are lack of e-mail systems including message creation, maintenance, disposition, and long term preservation. Furthermore, the results indicate that integration of human resources management, financial and administrative management systems and archival management systems with e-mail managment system is another major problem.

    18. Bazı çam türlerinden kraft kağıt hamuru elde etme sürecinde sodyum borhidrür ilavesinin etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Akın SARAÇBAŞI

      2016-12-01

      Full Text Available Bu araştırmada, kızılçam (Pinus brutia Ten. ve Monteri çamı (Pinus radiata D. Don. türlerinden toplam verim ve delignifikasyonu geliştirmek amacı ile alternatif bir Sodyum borhidrür (NaBH4-Kraft kâğıt hamuru elde etme yöntemi üzerinde çalışılmıştır. Delignifikasyon derecesi ve hamur verimi üzerinde reaksiyon koşullarının etkileri değerlendirilmiştir.Sonuçlar, sodyum borhidrür ilavesinin bilinen Kraft yöntemine göre her iki çam türünün hem verim hem de delignifikasyonunu geliştirmek için daha etkili olduğunu göstermektedir. Sodyum borhidrür (NaBH4-Kraft yönteminin, geleneksel Kraft yönteminin tek başına verdiği kappa numarası ve yüksek verim açısından, daha hızlı ve daha seçici olduğu düşünülmektedir. Ancak, kızılçam için en iyi Sodyum borhidrür (NaBH4-Kraft kâğıt hamuru üretim koşulu Aktif Alkali: %16, Sülfidite: %28, NaBH4 oranı: %0.5 iken, Monteri çamı için en iyi Sodyum borhidrür (NaBH4-Kraft kâğıt hamuru üretim koşulunun ise Aktif Alkali: %20, Sülfidite: %26, NaBH4 Oranı: %0.7 olduğu bulunmuştur.

    19. Uşak İli Buğday Ekim Alanlarında Süne, [Eurygaster spp. (Hemiptera: Scutelleridae] Yumurtalarının Parazitlenme Oranları ile Buğday Tanelerindeki Emgi Oranları Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Erdal ZENGİN

      2017-06-01

      Full Text Available Bu çalışma, 2015-2016 yıllarında Uşak iline bağlı 10 köydeki Süne yumurtalarının parazitlenme oranlarının ve emgili tane sayılarının belirlenmesi ile bu oranlar arasındaki ilişkinin tespit edilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, 2015 ve 2016 yıllarındaki en yüksek Süne yumurtası parazitlenme oranı ve emgili tane sayıları sırasıyla %95.4-%1.60, %90.7-%1.05 olarak bulunmuştur. Köylerde yapılan arazi çalışmaları sonucunda elde edilen oranlara çoklu karşılaştırma testi uygulanarak köyler arasındaki farklılıklar belirlenmiştir.  Parazitlenme oranı ile emgili tane sayısı arasında bir ilişkinin olup olmadığını belirlemek için her iki yıl verileri üzerinde yapılan regresyon analizi sonucunda, bu iki değişken arasında doğrusal bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.

    20. Vakıf Kurumunun Dayandığı Temel Referanslar Ve Zürrî Vakıfların Vakıf Sistemindeki Yeri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yasin Yılmaz

      2014-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada İslam’da kurumsal yardımlaşmayı temsil eden vakıf kurumunun, Kitap ve Sünnetteki referansları ile Allah rızası hedeflenerek kurulan vakıflara Hz. Peygamber, Raşit halifeler ve sahabenin bakışı ile daha sonraki yüzyıllarda özellikle Osmanlı uygulaması üzerinde durulmuş, özelde de aile vakıflarının genel durumları açıklanmıştır. Vakıf kurumunun özellikle de zürrî vakıfların serencamını ortaya çıkarabilmek için vakfiyeler, vakıfla ilgili kronikler ve konuyla ilgili ikincil çalışmalar ele alınarak incelenmiştir. Ebu Yusuf’un fetvası doğrultusunda kurulan, aile vakıflarının lehinde ve aleyhinde ortaya çıkan görüşler doğrultusunda ortak bir noktaya ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonunda da, bazı zürrî vakıfların vakfiyelerin incelenmesi sonucunda elde edilen bilgilerle, evlatlık-zürrî vakıfların genel özellikleri örneklerle ortaya konulmuştur

    1. BİR ÇEVRİM İÇİ UZAKTAN TAKİP SİSTEMİ TASARIMI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ahmet Emir DİRİK

      2004-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada düşük maliyetli bir çevrim içi takip sistemi geliştirilmiştir. Takip sistemi, konum belirleme, kablosuz haberleşme ve sayısal harita modülleri olmak üzere üç ana modülden oluşmaktadır. Takip sistemlerinde konum belirleme modülü, hareketli araçların pozisyonlarının tespitinde kullanılmaktadır. Bu modül ile elde edilen pozisyon bilgisi, kablosuz haberleşme sistemi aracılığı ile takip merkezine iletilmekte, takip merkezine ulaşan pozisyon bilgisi merkezde işlenerek araç konumları sayısal harita üzerinde görüntülenmektedir. Geliştirilen sistem ile kampüs içerisinde hareket eden araçların konumları 10m civarında bir hata ile tespit edilebilmekte ve araç hareketleri takip merkezinden on-line izlenebilmektedir. Sistemde kablosuz veri haberleşmesi için analog araç telsizleri kullanılmıştır. Böylece haberleşme için uydu ya da GSM şebekelerinin kullanılmasına gerek kalmamış ve düşük maliyetli-yüksek performanslı bir çevrim içi araç takip sistemi gerçekleştirilmiştir.

    2. Farklı Oranlarda Tiyoüre Katkısının Nanoyapılı Kadmiyum Oksit (CdO Filmlerin Fiziksel Özellikleri Üzerine Etkisinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Raşit AYDIN

      2017-05-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı nanoyapılı CdO filmlerin fiziksel özelliklerine tiyoüre konsantrasyonunun etkisini incelemektir. Bunun için farklı tiyoüre konsantrasyonlarındaki (%0, 0.5, 1 ve 2 dört seri CdO film soda lime cam altlık üzerine SILAR tekniği kullanılarak büyütüldü. Bu filmlerin morfolojileri, kristal yapıları ve optik özellikleri sırasıyla MM, XRD ve UV-visible spektroskopi teknikleri ile karakterize edilmiştir. MM görüntüleri tiyoüre konsantrasyonunun nanoyapılı CdO filmlerin yüzey morfolojilerini etkilediğini göstermektedir. CdO filmlerinin düzlemlerinin tercihli yöneliminin tiyoüre konsantrasyon değerine kuvvetle bağlı olduğunu XRD analizinden elde edilen sonuçlar ortaya koymaktadır. UV-vis analizinden, tiyoüre miktarı arttıkça CdO filmlerinin optik enerji bant aralığının (Eg önce azaldığı ve daha sonra tekrar artan konsantrasyonla arttığı belirlenmiş ve bu enerji değerlerinin (2.25 - 2.13 eV aralığında olduğu bulunmuştur.

    3. Artvin, Rize ve Trabzon’daki Doğal Kaynak Sularında Toplam Alfa, Toplam Beta Aktivite Değerlerinin Belirlenmesi ve Jeoistatistiksel Olarak Modellenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yaşar Kobya

      2014-11-01

      Full Text Available Trabzon, Rize ve Artvin yaklaşık 18000km2 alan üzerine kurulmuş ve yaklaşık 2 milyon insanın yaşadığı Türkiye’nin en kuzey doğusunda bulunan üç ildir. Bu üç ilde toplam 20 tane içme suyu kaynağından örnekler alındı ve bunların toplam alfa, toplam beta aktivite değerleri Berthold LB770 marka alfa, beta sayım cihazı kullanılarak belirlendi. Toplam alfa aktivite değerleri 1.7-114.2 Bq/L ve toplam beta aktivite değerleri ise 2.9-90.8 Bq/L aralıklarında ölçüldü. Bulunan bu değerler dünya sağlık örgütü (WHO’nün limit değerleri ve yapılmış diğer benzer çalışmalarla karşılaştırıldı. Elde edilen veriler için klasik istatistik hesaplamalar yapıldı. Ayrıca jeoistatistik analiz yöntemi kullanılarak eş-doz eğrileri oluşturuldu ve harita üzerinde gösterilerek bölge için bir risk haritası oluşturuldu.

    4. Türkiye'de Halk Kütüphaneleri Bölge Seminerleri: "İyi Uygulama Örneği" Olarak Bir Deneyimin Değerlendirilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bülent Yılmaz

      2008-03-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Türkiye 'deki halk kütüphanelerinde çalışan kütüphaneci ve yöneticiler için 2006-2007 yıllarında Türk Kütüphaneciler Derneği, Goethe- Insitut ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen bölge seminerleri değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, önce, seminerler süreci özetlenmiş, seminerlerin hedef, kapsam, yöntem ve organizasyon yapıları ele alınmıştır. Daha sonra, seminer katılımcılarına uygulanan anket ile elde edilen veriler irdelenmiştir. Sonuçta, çalışan halk kütüphanecisi ve yöneticilerinin yaklaşık %25 'ine ulaşıldığı 9 bölge seminerinin Türk halk kütüphanecileri için son derece katkı sağlayıcı olduğu ve hizmet içi eğitim konusunda ciddi gereksinimleri bulunduğu anlaşılmıştır.

    5. Kur’an Tilâvetinde Arap ve Türkler Arasındaki Farklılıklar

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yavuz FIRAT

      2014-08-01

      Full Text Available Kur’an’ı Kerim sesli olarak ilk defa Hz. Peygamber (a.s tarafından okunmuştur. Hz. Peygamber (a.s’ın Arap olması ve Arap dilinin doğası gereği seslendirme işlemi de doğal olarak bu dilin fonetiği içerisinde kalınarak gerçekleştirilmiştir. Öğrenmek ve okumak için büyük bir gayret içerisine giren ashap, Hz. Peygamber (a.s’ın okuyuş tarz ve keyfiyetini elde etmeye çalışmıştır. Gelen nesiller gerek tescil ve gerekse eda anlamında sözü edilen tarzı korumak için çabalarına rağmen yabancı toplulukların İslama girmeleriyle harfleri seslendirme, kelimeleri telaffuz ve edada farklı tarzların ortaya çıktığı görülmüştür. Hasılı, Kur’an’ın, Arap fonetiğini/luhûnunu dikkate almaksızın mûsikî’nin diğer melodi (şarkı-türkü vs. tarzlarına benzer şekilde seslendirilmesi, orijinalinden sapma anlamına geldiği gibi onun kudsiyetiyle de bağdaşmamaktadır.

    6. STACHYS RUPESTRIS (LAMIACEAE’İN UÇUCU YAĞ BİLEŞİMİ VE ANTİMİKROBİYAL ETKİLERİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      GÖKALP İŞCAN

      2015-12-01

      Full Text Available Stachys cinsi (Lamiaceae dünya üzerinde tanımlanmış yaklaşık 300 türle geniş bir yayılış gösterirken, bu cins ülkemizde %48 endemizm oranıyla 91 tür ve 116 taksa ile temsil edilmektedir. Anadolu’da “Deli adaçayı” veya “Dağ çayı” isimleriyle bilinen Stachys türleri sahip olduğu antibakteriyel, antienflamatuvar, antipiretik, antioksidan ve sitotoksik etkilerinden dolayı, halk arasında cilt hastalıkları, ülser, kanser, solunum rahatsızlıkları ve böbrek hastalıklarında kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalarda sekonder metabolitlerinin genellikle iridoit ve flavon glikozitleri ile diterpenler ve uçucu yağlar olduğu ortaya konmuştur.Çalışmamızda Mersin ve civarı için endemik olan Stachys rupestris Montbret et Aucher ex Benth.’in çiçekli toprak üstü kısımlarından hidrodistilasyon ile elde edilen uçucu yağın kompozisyonu gaz kromatografisi/alev iyonlaşma dedektörü ve gaz kromatografisi/kütle spektrometresi ile ortaya konmuştur,  Ana bileşenler a-pinen (%14.4, tetradekanoik asit (%10.3 ve β-karyofillen (%5.3 olarak saptanmıştır.Uçucu yağın patojen bakteri ve maya türlerine karşı antimikrobiyal özellikleri “Klinik ve Laboratuvar Standartları Enstitüsü”nün yayımladığı CLSI M27-A2 ve M7-A7 protokolleri uyarınca mikrodilüsyon duyarlılık testleri ile ortaya konmuştur. Yağın bakterilere kıyasla test edilen Candida türlerine karşı daha etkili olduğu görülmüş, Candida parapsilosis, C. zeylanoides ve C. krusei’yi 31,25 µg/mL, C. zeylanoides’i ise 15,0 µg/mL konsantrasyonda (MİK inhibe ettiği belirlenmiştir.

    7. Sosyal Paylaşım Ağlarında Gizlilik: Facebook İncelemesi = Privacy in Social Networks: An Analysis of Facebook

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özgür Külcü

      2014-12-01

      Full Text Available Dünyada ve Türkiye’de sosyal paylaşım siteleri arasında en yaygın kullanım oranına sahip Facebook üzerindeki risk ve tehditlerden uzak kalabilmenin tek yolu; bilinçli kullanım ile varsayılan ayarlar üzerinde değişiklik yapmak ya da Facebook hesabına sahip olmamaktır. Türkiye’de sosyal paylaşım sitelerinde açığa çıkan kişisel bilgilerin gizlilik açısından değerlendirildiği bir çalışma literatürde yer almamaktadır. Bu nedenle, çalışma sonunda elde edilen bulgular, kullanıcıları yeterince koruyan hukuksal düzenlemelerin bulunmadığı Türkiye’de, mevcut durumun ortaya konularak bu konudaki risklere dikkat çekilmesi açısından da önem taşımaktadır. Bu çalışmada, KUTUP-L üyesi bilgi profesyonellerinin Facebook gizliliği incelenerek; Türkiye’de bilgi profesyonellerinin gizlilik konusundaki hassasiyeti ve bilinçlenme düzeyinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmada, 400 KUTUP-L üyesi bilgi profesyonelinin Facebook kullanıcı profili, 32 farklı gizlilik ayarı dikkate alınarak incelenmiştir. Her kullanıcı için bir gizlilik puanı hesaplanmış ve ayrıca tüm gizlilik sonuçları arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Çalışma sonunda elde edilen bulgular; Türkiye’deki bilgi profesyonellerinin gizliliğe önem verdiklerini ve büyük çoğunluğun kişisel verilerini korumak amacıyla varsayılan ayarlar üzerinde değişiklik yaptıklarını göstermektedir./The only way to beware of the risks and threads of Facebook, the most commonly used social networking site in the world and Turkey, is to be a conscious user changing the default settings or simply not to have a Facebook account. In Turkey, there is still not any study in which personal information shared though social networking sites has been evaluated in terms of privacy in the literature. For this reason, the findings obtained as a result of this study have a great importance in the sense of displaying the

    8. Dichlorvos’un (DDVP Allium cepa L. Kök Ucu Meristem Hücrelerinde Mitoz Bölünme ve Kromozomlar Üzerine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hatice Soykan

      2014-06-01

      Full Text Available Özet. Çalışmamızda, DDVP’nin A. cepa’da kök uzunluğu, kök sayısı, mitoz bölünme ve kromozomlar üzerine olan etkileri araştırılmıştır. DDVP’nin 2ml/L, 4ml/L, 6 ml/L dozları 12, 24 ve 48 saat olmak üzere üç farklı süre ile A. cepa bitkisinin köklerine uygulanmıştır. Uygulama sonucu her soğandaki kökler sayılmış ve kök uzunlukları ölçülmüştür. Yapılan değerlendirmeler sonucu kontrol gruplarına göre uygulama gruplarının kök sayısının süreye bağlı olarak azalma gösterdiği görülmüştür. Uygulama gruplarının kök uzunlukları kontrol grupları ile karşılaştırıldıklarında uzunluğun genellikle doz ve süreye bağlı olarak azalma gösterdiği belirlenmiştir. Mikroskobik gözlemler sonucu elde edilen veriler tablolara aktarılmış ve SPSS 12.0 programında yapılan istatistiksel analizler ile sonuçlar değerlendirilmiştir. Elde edilen verilere göre DDVP’nin A.cepa bitkisinin köklerinde mitotik indeksi azalttığı saptanmıştır. Mitotik indeksin azalması süre artışına bağlı bir paralellik gösterirken, doz artışına bağlı bir paralellik göstermemektedir. İnsektisitin A.cepa bitkisinin köklerine uygulanması sonucu kromozomlarda hasarlar meydana gelmiştir. En fazla gözlenen kromozom hasarları yapışkanlık, yanlış kutuplaşma ve fragment oluşumudur. Bundan başka anafaz köprüsü ve mikronükleus oluşumları da görülmüştür. Abstract. In our study, effects of DDVP on A.cepa root length, root number, mitosis and chromosomes are determined.  Different doses of DDVP (2ml/L, 4 ml/L, 6 ml/L were applied to A. cepar oots with three different application periods (12h, 24h, 48h. Roots of tubers were counted and root lengths were measured after applications. Our results show that root numbers of application groups are decreased correlated with application time. When root length of application groups with control group is compared, root length decrease

    9. Swiss Albino Farelerde Fenpiroksimat (Akarisit’ın Teşvik Ettiği Biyokimyasal Değişime Karşı Fındığın Koruyucu Rolü

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kültiğin ÇAVUŞOĞLU

      2017-02-01

      Full Text Available Özet. Fenpiroksimat Tetranychidae, Eriophyiidae ve Tarsonemidae ailelerindeki önemli fitofag akarlarına karşı mücadelede kullanılan pirazol bir akarisittir. Bu çalışmanın amacı, Swiss albino farelerde seçilen biyokimyasal parametreler üzerine Fenpiroksimat akarisitinin toksisitesini değerlendirmek ve bu biyokimyasal değişimlere karşı fındığın koruyucu rolünü araştırmaktır. Fareler rastgele bir (1 kontrol ve üç (3 uygulama olmak üzere toplam dört (4 gruba ayrılmıştır. Deneysel periyodun sonunda, tüm fareler hafif eter anestezisi altında bayıltılmış, biyokimyasal analiz ve ölçümler için kan örnekleri ile karaciğer ve böbrek dokuları elde edilmiştir. Serum Aspartat Aminotransferaz (AST, Alanin Aminotransferaz (ALT, Kan Üre Nitrojen (BUN ve kreatinin seviyeleri ölçülmüş, elde edilen dokularda ise Malondialdehit (MDA ve Glutatyon (GSH seviyeleri analiz edilmiştir. Sonuçta, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında Fenpiroksimat uygulanan farelerde GSH seviyelerinde önemli bir azalma (p<0.05, AST, ALT, BUN, kreatinin ve MDA seviyelerinde ise önemli bir artış (p<0.05 görülmüştür. Fenpiroksimat uygulama grubu ile karşılaştırıldığında, Fenpiroksimat ile birlikte fındık uygulaması GSH seviyelerinde tekrar önemli bir artışa (p<0.05, AST, ALT, BUN, kreatinin ve MDA seviyelerinde ise önemli bir azalmaya (p<0.05 neden olmuştur. Sonuç olarak, fındık ile beslemenin Fenpiroksimat tarafından teşvik edilen biyokimyasal hasara karşı önemli bir koruma sağladığı söylenebilir.Anahtar Kelimeler: Albino fare, fenpiroksimat, oksidatif stres, serum parametresi Abstract. Fenpyroximate is a pyrazole acaricide with selective activity against important phytophagous mites in the families’ Tetranychidae, Eriophyiidae, and Tarsonemidae. The goal of this study was to evaluate the toxicity of Fenpyroximate acaricide on selected biochemical parameters in Swiss albino mice. And

    10. Ahşap Kurutmada Çevre Dostu bir Teknoloji : Yüksek Frekans / High-Frequency-Vacuum Wood Drying Technology

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Cengiz Güler

      2012-12-01

      Full Text Available Katma değerli olmasına karşın kurutulması güç ağaç türlerine ait kalın kerestelerin, klasik kurutma metoduyla çok uzun sürelerde kurutulabilmesi ve istenen kalite düzeylerinin tam olarak elde edilememesi nedeniyle günümüzde Yüksek Frekans-Vakum kombinasyonlu kurutma metodu (YFV kendini göstermiş durumdadır. Geçmişte özellikle yatırım maliyetleri ve teknolojik altyapı zorlukları nedeniyle yaygınlaşamayan bu yöntem tekrar güncel hale gelmiştir. Bu kurutma metodunda prensip; ısı kaynağının, elektrik enerjisi olmasıdır. Dolayısı ile katı ve sıvı yakıta göre çevre dostu olduğu kabul edilebilir. Bu metot ile ağaç malzemeye gönderilen elektromanyetik dalgaların meydana getirdiği ısıdan yararlanmak suretiyle, kalın ve güç kuruyan, başlangıç nemi yüksek olan ağaç türlerinin %10 un altındaki sonuç nemlerine kadar çok kısa sürelerde kurutulması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada öncelikle kurutma teknoloji hakkında genel bilgi verilmiştir. Daha sonra ise, günümüze kadar yapılan orijinal çalışmalar özetlenerek klasik yöntemle kurutulmasında önemli zorluklar olan, kurutma süresi çok uzun olan veya hiç kurutulamayan Meşe, Ceviz, Kayın, İroko, Kestane gibi ağaç türlerinin kalın kerestelerinin kurutulması denemelerinden elde edilen sonuçlar ortaya konulmuştur. Son bölümde ise elde edilen bu sonuçlar özellikle metodun donanım ve işletme giderleri, ortaya çıkan kurutma süreleri ve kalite düzeyleri, çevreye uyumlu teknoloji ekseninde ele alınmıştır. Ayrıca, bu metodun kereste kurutma dışında diğer tarımsal ürün ve atıkların kurutulmasında kullanılabilir olması nedeniyle çevreye uyumlu üretim ve geri dönüşüme sağladığı katkı da bu kapsamda irdelenmiştir. High-Frequency-Vacuum Wood Drying Technology High density wood species dried very long period’s and very low quality levels with method in conventional drying. So High

    11. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      ... r, ⊥ being respectively the energy densities of matter and electrostatic fields, radial and transverse fluid pressures whereas denotes the eigenvalue of the conformal Weyl tensor and interpreted as the energy density of the free gravitational field], we have recast Einstein's field equations into a form easy to integrate.

    12. Age is not a bar to PCI: Insights from the long-term outcomes from off-site PCI in a real-world setting.

      Science.gov (United States)

      Gerber, Robert T; Arri, Satpal S; Mohamed, Mohamed O; Dhillon, Gurpreet; Bandali, Alykhan; Harding, Idris; Gifford, Jeremy; Sandler, Belinda; Corbo, Ben; McWilliams, Eric

      2017-08-01

      We sought to analyze the percutaneous coronary intervention (PCI) outcomes of very elderly patients (V. Eld. group, age >80 years) and compare their outcomes to a less elderly cohort (Eld. group, age 75-80 years) traditionally reported in the literature. Limited data exist on peri-procedural and long-term outcomes following PCI in the V. Eld. (age >80 years), with under-representation of this cohort in randomized controlled trials. These patients present with advanced complex coronary disease and multiple comorbidities. All 580 consecutive patients aged ≥75 years (age 80 ± 4.9 years, 57.4% males) undergoing PCI between April 2006 and November 2011 were included. A total of 624 consecutive lesions were identified and analyzed. All V. Eld. patients (n = 253) were subsequently selected, and their outcomes compared to Eld. patients (n = 327). Mean follow-up was 30.8 ± 2.7 months with 98% clinical follow-up achieved. All comparative data are expressed as (V. Eld. vs Eld.) unless otherwise specified. All-cause mortality was significantly higher in the V. Eld. group (11.9% vs 6.1%), although this did not translate into a significant difference in cardiac mortality (6.3% vs 3.7%) or major adverse cardiac and cerebrovascular events (16.2% vs 12.5%). The composite incidence of myocardial infarction (MI), stroke, definite/probable stent thrombosis, and TIMI major bleed was 4.7%, 1.4% 1.9%, and 6.4%, respectively with no significant difference between both cohorts. This study demonstrates an acceptable occurrence of MI, death, repeat intervention, and stent thrombosis in a high-risk group of V. Eld. patients with de novo lesions. Age alone in the absence of other non-cardiac factors should not prohibit a patient from access to PCI. © 2017, Wiley Periodicals, Inc.

    13. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      ... acoustic phonon and intervalley phonon. It is found that the maximum peak velocity only occurs when the electric field is increased to a value above a certain critical field. This critical field is strongly dependent on InN parameters. The steady-state transport parameters are in fair agreement with other recent calculations.

    14. High-field thermal transports properties of REBCO coated conductors

      CERN Document Server

      Bonura, M

      2015-01-01

      The use of REBCO coated conductors is envisaged for many applications, extending from power cables to high-field magnets. Whatever the case, thermal properties of REBCO tapes play a key role for the stability of superconducting devices. In this work, we present the first study on the longitudinal thermal conductivity (k) of REBCO coated conductors in magnetic fields up to 19 T applied both parallelly and perpendicularly to the thermal-current direction. Copper-stabilized tapes from six industrial manufacturers have been investigated. We show that zero-field k of coated conductors can be calculated with an accuracy of ‡ 15% from the residual resistivity ratio of the stabilizer and the Cu/non-Cu ratio. Measurements performed at high fields have allowed us to evaluate the consistency of the procedures generally used for estimating in-field k in the framework of the Wiedemann-Franz law from an electrical characterization of the materials. In-field data are intended to provide primary ingredients for the ...

    15. TURİZM SEKTÖRÜNDE ÇALIŞANLARIN HUKUKİ HAKLARINA İLİŞKİN FARKINDALIKLARI: KONAKLAMA VE YİYECEK-İÇECEK İŞLETMELERİ ÇALIŞANLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özgür Hakan ÇAVUŞ

      2015-04-01

      Full Text Available ÖZ: Ekonomik, sosyal ve siyasal koşullar çalışma hayatını yakından etkilemektedir. Bu nedenle hukuki düzenlemeler iş hayatında ve bireylerin sosyal yaşamlarında önemli bir role sahiptir. Bu bağlamda, hemen her sektörde çalışanların özlük haklarına ilişkin yeterli bilgiye sahip olması beklenir. Bu çalışma turizm sektöründe çalışanların sosyal haklarına ilişkin farkındalıklarını test etmeye çalışmaktadır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 20 ile frekans ve yüzde dağılımlarına tabi tutulmuş ve elde edilen sonuçlara makalede yer verilmiştir. Ayrıca parametrik ve parametrik olmayan testlere yönelik analizler de yapılarak katılımcıların cinsiyet, medeni durum, gelir ve eğitim durumlarıyla uygulamalar arasındaki farklılıklar tespit edilmeye çalışılmıştır. Boyutlar arasındaki ilişkileri tespit etmek amacıyla yapılan korelasyon analizinde ilişki dereceleri oldukça yüksek çıkmıştır. Son olarak yapılan regresyon analizlerine ilişkin bulgularda bağımsız değişkenlerin bağımlı değişkeni açıklama oranı %33 olarak tespit edilmiştir. Elde edilen istatistikî bulgulara göre, turizm sektöründe sendikalı çalışanların sendikal haklarına ilişkin bilgilerinin yüksek olduğu ancak sosyal sigorta haklarına ilişkin bilgilerinin düşük olduğu belirlenmiştir. Özellikle turizm çalışanlarının emeklilik işlemlerine ve haklarına ilişkin farkındalıklarının ise daha düşük olduğu gözlenmiştir. Katılımcıların cinsiyetleri ile İş Kanunu uygulamaları arasında anlamlı farklılıklar görülmüş bu bağlamda kadınların erkeklere oranla İş Kanunu uygulamalarına daha fazla önem verdikleri görülmüştür. Son olarak 1-5 yıl arasında turizm sektöründe sendikalı çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulamalarını daha yakından takip ettikleri saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Turizm

    16. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      In the second example, I show that the Thomas precession of the spin results from the local torque in the accelero-magnetic field, a field predicted in analogy with the gravitomagnetic field. I end the discussion with some remarks on the classical nature of fringe shifts in Aharanov–Bohm like phenomena in electromagnetism ...

    17. Electric Field Structures in Thin Films: Formation and Properties

      DEFF Research Database (Denmark)

      Cassidy, Andrew; Plekan, Oksana; Balog, Richard

      2014-01-01

      A newly discovered class of molecular materials, so-called “spontelectrics”, display spontaneous electric fields. Here we show that the novel properties of spontelectrics can be used to create composite spontelectrics, illustrating how electric fields in solid films may be structured on the nanoscale...... by combining layers of different spontelectric materials. This is demonstrated using the spontelectric materials nitrous oxide, toluene, isoprene, isopentane, and CF2Cl2. These yield a variety of tailored electric field structures, with individual layers harboring fields between 107 and 108 V/m. Fields may...

    18. Using external lumbar CSF drainage to treat communicating external hydrocephalus in adult patients after acute traumatic or non-traumatic brain injury.

      Science.gov (United States)

      Manet, Romain; Payen, Jean-François; Guerin, Romain; Martinez, Orianne; Hautefeuille, Serge; Francony, Gilles; Gergelé, Laurent

      2017-10-01

      Despite various treatments to control intracranial pressure (ICP) after brain injury, patients may present a late onset of high ICP or a poor response to medications. External lumbar drainage (ELD) can be considered a therapeutic option if high ICP is due to communicating external hydrocephalus. We aimed at describing the efficacy and safety of ELD used in a cohort of traumatic or non-traumatic brain-injured patients. In this multicentre retrospective analysis, patients had a delayed onset of high ICP after the initial injury and/or a poor response to ICP treatments. ELD was considered in the presence of radiological signs of communicating external hydrocephalus. Changes in ICP values and side effects following the ELD procedure were reported. Thirty-three patients with a median age of 51 years (25-75th percentile: 34-61 years) were admitted after traumatic (n = 22) or non-traumatic (n = 11) brain injuries. Their initial Glasgow Coma Scale score was 8 (4-11). Eight patients underwent external ventricular drainage prior to ELD. Median time to ELD insertion was 5 days (4-8) after brain insult. In all patients, ELD was dramatically effective in lowering ICP: 25 mmHg (20-31) before versus 7 mmHg (3-10) after (p hydrocephalus has been made.

    19. Bir Ortaokul Matematik Öğretmeninin WebQuestin Uygulamasına Yönelik Görüşü

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aytaç Kurtuluş

      2014-03-01

      Full Text Available t. Bu çalışmada bir WebQuest etkinliğini sınıfında ilk defa uygulayan bir ortaokul matematik öğretmeninin WebQuestin uygulama sürecine ve öğrencileri üzerinde bıraktığı etkisine yönelik görüşü incelenmiştir. Çalışmaya katılan öğretmen histogram konusuna yönelik hazırlamış olduğu bir WebQuest etkinliğini 8. sınıf öğrencilerine proje ödevi olarak uygulamıştır. Bu çalışma olgubilim araştırması olarak tasarlanmış olup, veriler öğretmenle uygulama sırasında ve sonunda yapılan görüşmelerden ve uygulama sonunda öğrencilerle yapılan görüşmeler ve öğrenci sunumlarının gözlemlenmesi yoluyla toplanmıştır. Çalışma bulguları, WebQuest uygulamasının öğrencilerin motivasyonuna, özgüvenlerine olumlu katkıda bulunduğunu göstermiştir. Elde edilen öğretmen görüşleri, WebQuestlerin proje ve performans ödevi olarak uygulanabileceğini ve ortaokul matematik öğretim programını desteklediğini ortaya koymuşt

    20. Optimization of RPLC Conditions for Quantitative Analysis of Atorvastatin and Rosuvastatin in Pharmaceutical Dosage Form

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zehra ÜSTÜN

      2016-05-01

      Özet: Bu çalışmada, atorvastatin (ATV ve rosuvastatinin (RSV eş zamanlı tayini için ters faz sıvı kromatografi (RPLC metodu geliştirilmiş ve valide edilmiştir. Ayırmada X Terra C18 (250 mm x 4,6 mm, 5µm kolon kullanılmış ve 244 nm’ de yürütülen çalışmada akış hızı 1 mL dakika-1 olarak belirlenmiştir. Tanımlanan metodun doğrusal aralığı ATV için 3-13 µg mL-1, RSV için 4-14 µg mL-1olarak belirlenmiştir. Deneyde iç standart (IS olarak Losartan kullanılmıştır. ATV ve RSV için dedeksiyon limiti (LOD değerleri sırasıyla 0,133 ve 0,221 µg mL-1 olarak hesaplanmıştır. Kantitasyon limiti (LOQ değerleri ise ATV ve RSV için sırasıyla 0,473 ve 0,970 µg mL-1 olarak tayin edilmiştir. Elde edilen sonuçlara bakılarak, önerilen RPLC metodu ATV, RSV ve bunların farmasötik dozaj formlarının rutin analizlerinde kullanılabilir olduğu gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Metot optimizasyonu, validasyon, eş zamanlı tayin, atorvastatin, rosuvastatin

    1. Urinary tract infections in pregnants who were addmitted University Hospital Obstetric and Gyneacology Outpatient Clinics in Tokat TURKEY: Evaliuation of three years.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Asker Zeki OZSOY

      2016-06-01

      Full Text Available Amac: Bu calismada, Tokat ilinde Universite Hastanesi Kadin Hastaliklari ve Dogum klinigine basvuran gebelerde idrar yolu enfeksiyonu gorulme sikliginin incelenmesi ve idrar kulturunde ureme saptanan mikroorganizmalarin tespit edilmesi amaclanmistir. Gerec ve Yontemler: Tokat Gaziosmanpasa Universitesi Kadin Hastaliklari ve Dogum klinigine Ocak 2012- Haziran 2015 tarihleri arasindaki yaklasik 3.5 yillik donemde basvuran gebelerde idrar yolu enfeksiyonu gorulme sikligi ve ureyen ajan patojenler incelenmistir. Tam idrar tetkiki hastanemiz biyokimya laboratuarinda ve idrar kulturu analizleri hastanemiz mikrobiyoloji laboratuarinda degerlendirilmistir. Elde edilen sonuclarin otomasyon sistemi uzerinden retrospektif olarak ulasilmasi ile verilerimiz tespit edilmistir. Bulgular: Hastanemize Ocak 2012 ve Haziran 2015 tarihleri arasinda basvuran 2245 gebe hasta calismaya dahil edilmistir. Calismaya alinan hastalarin (n=2245 yas ortalamasi 28.0+/-5.63 (min:16, maks:45 olup, %86.5i (n=1942 35 yas altinda, %13.5i (n=303 35 yas ve uzerindedir. Hastalarin %36.5inde (n=819 gebelikte idrar yolu enfeksiyonu oldugu saptanmistir. 35 yas altindaki hastalarin %37.3unde (n=725 idrar yolu enfeksiyonu saptanirken, 35 yas ve uzerindeki hastalarda bu oran %31.0dir (n=94 (p<0.05. 35 yas altinda gebe olmak idrar yolu enfeksiyonu gecirme acisindan, 35 yas ve uzerinde gebe olmayana gore 1.3 kat daha riskli bulunmustur (OR=1.32; CI=1.02-1.72. Sonuc: idrar yolu enfeksiyonu gebelikte en onemli ve en sik gorulen hastaliklar arasinda yer almaktadir. Tedavi edilmeyen enfeksiyon ile preterm eylem ve buna bagli komplikasyonlar arasinda yakin iliski mevcuttur. Gebelerde idrar yolu enfeksiyonu tedavi edilmesi ve gozardi edilmemesi gereken hastaliklardan biridir. [J Contemp Med 2016; 6(2.000: 100-103

    2. Havuçların Soyulmasının Matematiksel Analizi (İngilizce

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem Aydın

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, Beypazarı havuçlarının kabukları, kimyasal yöntem ve buharla soyma yöntemleriyle soyulmuştur. NaOH çözeltisinin konsantrasyonu, sıcaklığı ve daldırma süresinin etkileri araştırılmıştır. Kimyasal yöntemle kabuk soymada optimum süre-sıcaklık-konsantrasyon ilişkileri matematiksel olarak analiz edilmiştir. Deneyler, NaOH konsantrasyonu olarak 2.5, 5.0, 7.5 ve 10.0 g NaOH/kg, sıcaklık olarak 57, 67, 77 ve 87 °C’lerde, %98’den daha fazla soyulma elde edilene kadar uygulanmıştır. 57 °C’de NaOH konsantrasyonu 2.5 g NaOH/kg olan çözelti haricinde diğer sıcaklık ve konsantrasyonlarda tam soyulma gerçekleşmiştir. Optimum soyulma koşulları, 77 °C’de 7.5 g NaOH / kg çözelti konsantrasyonu ve 10.5 dakika daldırma süresi olarak belirlenmiştir. Buharla soyma yönteminde ise doymuş buhar basıncı 130.7 kPa ve sıcaklığı 107 °C olarak uygulanmıştır. Tam soyulma 8.5 dakikada gerçekleşmiştir.

    3. Eugenol Katkılı Aynalı Sazan Balığı Köftelerinin Raf Ömrünün Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem Pelin CAN

      2014-07-01

      Full Text Available Bu çalışmada, aynalı sazan balığından (Cyprinus carpio L., 1758 elde edilen kıymaya çeşitli katkı maddeleri ilave edilerek balık köftesi yapılmıştır. Köfteler biri kontrol (grup A olmak üzere, diğerlerine %0.5 (grup B ve %1(grup C oranlarında eugenol ilave edilerek üç gruba ayrılmıştır. Muhafaza süresi boyunca meydana gelen mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal değişimler incelenmiştir. Mikrobiyolojik analiz sonuçlarına göre A grubu B ve C grubuyla karşılaştırıldığında değerler yüksek bulunmuştur (P<0.05. İstatistiksel olarak C grubu örneklerinde enterobakteriler, maya, küf ve mezofil aerob bakteri sayısı daha düşük bulunmuştur (P<0.05. TVB-N ve TBA değerleri üç grupta muhafaza süresi boyunca yükselmiştir. Duyusal değerlendirmede, C grubu örnekleri düşük puan almıştır. Sonuç olarak, yüksek konsantrasyon içeren grup (C grubu, mikrobiyolojik ve kimyasal olarak iyi kalitede olmasına rağmen duyusal değerlendirme sonuçlarına göre tüketilmesi uygun değildir.

    4. Yüzde tabanlı String Eşleme Problemi için yeni bir donanım modülü tasarımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İbrahim Şahin

      2016-12-01

      Full Text Available Bir verinin bir dizgi içerisinde veya bir gen yapısının bir DNA gen dizilimi içerisinde arama işleminin gerçekleştirilmesi için çeşitli algoritmalar kullanılmaktadır. Kullanılan bu algoritmalardan bazıları bize mutlak eşleşme olmadığı durumlarda olumsuz dönüt vermekte, bazıları ise “bunu mu arıyorsunuz” diye alternatifler sunmaktadır. Her iki algoritma da genel amaçlı PC’lerde saniyeler süren işlemler sonucunda bize dönüt verebilmektedir. Bu çalışmada bize hem mutlak eşleşmeyi hem de hedef dizgi içinde yüzdelik eşleşme oranlarının gerçekleştiği konumu veren FPGA çiplerine yönelik yüksek performanslı bir donanım modülü tasarlanmıştır. Geliştirilen modülün veri işleme hızı farklı PC’lerle karşılaştırılmış ve 2300 kata kadar daha hızlı arama gerçekleştirdiği karşılaştırma sonuçlarından elde edilen veriler ile doğrulanmıştır.

    5. A preliminary study on micronucleus analysis and nuclear anomalies in Pelophylax ridibundus (Pallas,

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mert Gürkan

      2015-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada Vize (Kırklareli ve Kazdağı (Yenice, Çanakkale civarında toplanan Pelophylax ridibundus örneklerine ait eritrositlerde mikronukleus analizi yapıldı ve nuklear anomaliler tespit edildi. Bu amaçla Nisan 2011’de Vize’den 9 (5♂♂, 4♀♀, Mayıs 2011’de Kazdağı’ndan 5 (3♂♂, 2♀♀ adet P. ridibundus örneği toplandı. Vize’den toplanan örneklerde ortalama mikronukleus sayısı 6±4,17, frekans % 0,3; Kazdağı’ndan toplanan örneklerde ise 0,6±0,43, frekans % 0,03 olarak hesaplandı. İstatistiksel analizler neticesinde iki lokalite arasında toplam mikronukleus sayısı bakımından önemli fark bulunduğu belirlendi (p≤0,05. Çalışmada binuklear, çentikli, tomurcuklu ve küçük loplu olmak üzere 4 tip nuklear anomali saptandı. Vize ve Kazdağı örnekleri arasında toplam nuklear anomali sayısı bakımından fark tespit edilmedi (p=0,31. Araştırmamız sonunda elde edilen bulgulara göre, Vize örneklerinde mikronukleus frekansının daha yüksek bulunması, bölgedeki yoğun tarımsal faaliyetlerde kullanılan genotoksik pestisitlere maruz kalınmayla ilişkilendirilebilir

    6. Characterization of axially-symmetric magnetic elds

      CERN Document Server

      AUTHOR|(CDS)2087237; Buzio, Marco

      In solenoids for particle accelerators, the magnetic field is usually mapped by means of 3D Hall-sensing systems through a burdensome and costly procedure. A further problem arises from a coherent treatment between the beam physics requirements, the qualification of numerical models, the design and manufacturing of the magnet, and the magnetic measurements. For example, when the magnet is misaligned with respect to the longitudinal direction of the mapper, the fringe field shows spurious components. A method was therefore developed for measuring the magnetic field of axisymmetric magnets by exploiting their inherent symmetry. The method yields a measurement of the magnetic flux linked with a pair of sensing coils as a function of their longitudinal position. An induction transducer, sensitive to the longitudinal and radial components of the solenoid under test, has been designed and constructed. A transport system moves the transducer along the magnet axis, covering the full length of the magnet and including...

    7. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      The reduction factor in a static magnetic field takes the universal value of 2 only for the white-noise pumping. In general may deviate from 2 thus signalling on the time-reversal breaking by the ac field. For the bi-harmonic ac field of the form () = 0 [cos(1 ) + cos(2 )] we predict the enchancement of effects of ...

    8. Higgs-Like Particle due to Revised Quantum Electrodynamics

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Lehnert B.

      2013-07-01

      Full Text Available A Higgs-like particle having zero net electric charge, zero spin, and a nonzero rest mass can be deduced from an earlier elaborated revised quantum electrodynamical theory which is based on linear symmetry breaking through a nonzero electric field divergence in the vacuum state. This special particle is obtained from a composite longitudinal solution based on a zero magnetic field strength and on a nonzero divergence but a vanishing curl of the electric field strength. The present theory further differs from that of the nonlinear spontaneously broken symmetry by Higgs, in which elementary particles obtain their masses through an interaction with the Higgs field. An experimental proof of the basic features of a Higgs-like particle thus supports the present theory, but does not for certain confirm the process which would generate massive particles through a Higgs field

    9. Tarım İşletmelerinde Buğday Tohumu Kullanımı ve Sorunları: Burdur ve Isparta İlleri Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hülya Gül

      2015-09-01

      Full Text Available Çalışmanın temel hedefi Isparta-Burdur illerinde buğday üretimindeki tohum kullanım yapısının tespiti ve üretimin geliştirilmesidir. Araştırmada kullanılan birincil veriler, bölgede buğday yetiştiriciliği yapan işletmelerden anket yöntemi ile elde edilmiştir. Buğday yetiştiriciliği yapan 150 işletmeden elde edilen veriler 2011 üretim dönemine aittir. Buğday üretiminde işletme genel ortalamasında işletmecilerin karşılaştığı sorunların başında ürün fiyatının düşük olması, girdi fiyatlarının yüksekliği gelmektedir. İşletmecilerin buğday üretiminin geliştirilmesinin, üretimde kullanılan mazot, ilaç, gübre gibi girdi maliyetlerinin düşürülmesi ile sağlanabileceğini ifade etmişlerdir. Buğday tarımında tohum ilaçlaması bölgede işletmelerin %97,3’ünde yapılmaktadır. Buğday tarımında üretim sonrası buğday ürününün depolama durumu ise görüşülen işletmelerin %52,7’sinde söz konusudur. İşletmelerin %74,7’si yetiştirdiği buğday çeşidini bilmektedir. İşletmelerin %52’sinde de sertifikalı tohum kullanımının olduğu saptanmıştır. Sertifikalı tohum kullanım oranı Isparta ilinde daha yüksektir (%69,3. İstatistikî olarak da iller arasında sertifikalı tohum kullanımında farklılık bulunmaktadır. Bölgede işletmelerin sertifikalı tohum kullanımı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı saptanmıştır. Dolayısıyla bu konuda yayımcılar tarafından üreticiye bilgi aktarımı gerekmektedir.

    10. Fulltext PDF

      Indian Academy of Sciences (India)

      THOLASI

      E lectrom agnetic ¯elds carry not only energy and m om entum but also angular m om entum . T he angular m om entum ofthe ¯eld can lead to som e curious results like the one w hich is described here. You w ould have certainly learnt that the electrom ag- netic ¯eld possesses energy and m om entum . T he usual.

    11. Eldecalcitol improves mechanical strength of cortical bones by stimulating the periosteal bone formation in the senescence-accelerated SAM/P6 mice - a comparison with alfacalcidol.

      Science.gov (United States)

      Shiraishi, Ayako; Sakai, Sadaoki; Saito, Hitoshi; Takahashi, Fumiaki

      2014-10-01

      Eldecalcitol (ELD), a 2β-hydroxypropyloxy derivative of 1α,25(OH)2D3, is a potent inhibitor of bone resorption that has demonstrated a greater effect at reducing the risk of fracture in osteoporotic patients than alfacalcidol (ALF). In the present study, we used the senescence-accelerated mouse strain P6 (SAM/P6), which has low bone mass caused by osteoblast dysfunction, to evaluate the effect of ELD on cortical bone in comparison with ALF. Four-month-old SAM/P6 mice were given either ELD (0.025 or 0.05μg/kg) or ALF (0.2 or 0.4μg/kg) by oral gavage 5 times/week for 6 weeks. Both ELD and ALF increased serum calcium (Ca) in a dose-dependent manner. Serum Ca levels in the ELD 0.05μg/kg group were comparable to those of the ALF 0.2μg/kg group. ELD 0.05μg/kg significantly improved the bone biomechanical properties of the femur compared with the vehicle control group (pBone histomorphometry revealed that in the femoral endocortical surface, the suppression of bone resorption parameters (N.Oc/BS) and bone formation parameters (MS/BS) by ELD (0.05μg/kg) was greater than that by ALF (0.2μg/kg). In contrast, in the femoral periosteal surface, ELD 0.05μg/kg significantly increased bone formation parameters (BFR/BS, MS/BS) compared with the vehicle control group (pbone not only by inhibiting endocortical bone resorption but also by stimulating the periosteal bone formation in SAM/P6 mice. This article is part of a Special Issue entitled '16th Vitamin D Workshop'. Copyright © 2013 Elsevier Ltd. All rights reserved.

    12. Öğretmen Adaylarının “Matematik Öğretmeni”, “Matematik” ve “Matematik Dersi” Kavramlarına İlişkin Sahip Oldukları Metaforik Algılar

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Baki ŞAHİN

      2013-04-01

      Full Text Available Bu araştırmanın amacı Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesinde okuyan öğretmen adaylarının “Matematik Öğretmeni”, Matematik” ve “Matematik” dersi kavramlarına yönelik algılarını oluşturan metaforları belirlemektir. Araştırmaya anket maddelerinin oluşturulma sürecinde iki branştan toplam  76 ve oluşturulan anket maddelerini cevaplandırmak için de  dokuz farklı branştan toplam 1185 öğretmen adayı katılmıştır. Araştırmada nitel ve nicel ölçme araçları kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre üç kavramda da öğrencilerin algılarının branşlara göre farklılaştığı görülmüştür. “Matematik Öğretmeni” kavramı en çok “Bilgili” ve “Otoriter” metaforlarıyla algılanmaktadır. “Matematik Öğretmeni” kavramı, ilköğretim matematik öğretmeni ve lise matematik öğretmeni olarak iki farklı şekilde düşünüldüğünde, algılanan metaforların da değiştiği fark edilmiştir. “Matematik” kavramı “Zeka”, “Zevkli”, “Gerekli”, “Yetenek”, “Zor”, “Başarı” metaforlarıyla ilişkilendirilmiştir. En az tercih edilen metaforlar ise, “Gereksiz”, “Kolay” ve “Otorite” olmuştur. Matematik Derslerini algılama metaforları açısından anabilim dalları öğrencilerinin üç gruba ayrıldığını göstermektedir. Fen, Sınıf ve Okul Öncesi Öğretmenli öğrencileri “Matematik Dersi” kavramını olumlu metaforlarla ilişkilendirmekte; Almanca, İngilizce ve Türkçe Öğretmenliği öğrencileri kısmen olumlu, özellikle lise yıllarında olumsuz algı oluştururken;  Müzik, Resim ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği öğrencileri en olumsuz, özellikle de lise yıllarında matematik dersini olumsuz algılamışlardır.

    13. Düzce İlinde Arıcılığın Yapısı ve Arıcılık Faaliyetleri Üzerine Bir Araştırma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Meral KEKEÇOĞLU

      2014-09-01

      Full Text Available Düzce ili zengin florası ve eşsiz arı ekotipi nedeniyle büyük bir arıcılık potansiyeline sahiptir. Bu çalışma Düzce ilinde arıcılığın genel yapısını ve arıcılık faaliyetlerini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında 412 arıcıya ulaşılmıştır. Yüz yüze yapılan görüşmeler ve anket çalışması ile mevcut durum ortaya konulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre ankete katılan arıcıların yaş ortalamasının 50 olduğu, % 73,10’unun ilköğretim, % 14,10’unun lise mezunu, % 20,90’ının ana gelir kaynağı olarak arıcılık yaptığı; % 59,20’sinin Arı Yetiştiricileri Birliği’ne, % 24,50’sinin Bal Üreticileri Birliği’ne üye olduğu; % 61,50’sinin yerel bölge arısını, % 34,70’inin de Kafkas arı ırkını kullandıkları; % 46,80’inin gezginci arıcılık yaptığı, tercih edilen bitki çeşitliliğinin sırasıyla ayçiçeği (% 62,96 kestane (% 54,32 kır çiçekleri (% 22,22, kanola (% 11,73 ve ormangülü (% 11,73 olduğu, kovan başına verimin 2010 ve 2011 yıllarına göre sırasıyla 9 ve 8 kg arasında değiştiği saptanmıştır. En fazla süzme bal üretimi yapılmakta bunu polen ve propolis takip etmektedir. Bu araştırmada, Düzce arıcılığının genel yapısı ve arıcılık problemleri tespit edilmiş ve çözüm önerileri sunulmuştur

    14. Magnetic Field Measurements of the GOLIATH Magnet in EHN1

      CERN Document Server

      Rosenthal, Marcel; Chatzidaki, Panagiota; Margraf, Rachel; Wilkens, Henric; Bergsma, Felix; Giudici, Pierre-Ange; CERN. Geneva. ATS Department

      2018-01-01

      This note describes the measurement campaign of the magnetic field of the GOLIATH magnet conducted in 2017. It documents the applied measurement procedure and the consecutive analysis of the recorded data. The shape of the magnetic field along the beam axis is discussed and compared with a previous measurement taken in the 1980s. Overall a very good agreement of both data sets is observed. The integrated vertical magnetic field is obtained by analytical descriptions fitted to the data. Additionally, the influence of different configurations of the power converters, as for example in the case of a differ- ent powering scheme of the upper and lower coil of the GOLIATH magnet, on the magnetic field are discussed.

    15. Environmental Leadership Education for Tackling Water Environmental Issues in Arid Regions

      OpenAIRE

      Akiyama, Tomohiro; Li, Jia

      2013-01-01

      This chapter introduces one of the APIEL fi eld exercises, the Oasis Unit, which is conducted in northwestern China. To equip the students with a wide knowledge base and practical skills, this unit is strongly fi eld-oriented and applies in its course design the Integral Approach proposed by Ken Wilber. The approach provides a trans-/cross-disciplinary framework for identifying environmental problems of complexity, as well as bringing together methodologies from different fi elds and leadersh...

    16. Spatially resolved measurements of the magnetocaloric effect and the local magnetic field using thermography

      DEFF Research Database (Denmark)

      Christensen, Dennis; Bjørk, Rasmus; Nielsen, Kaspar Kirstein

      2010-01-01

      The magnetocaloric effect causes a magnetic material to change temperature upon application of a magnetic field. Here, spatially resolved measurements of the adiabatic temperature change are performed on a plate of gadolinium using thermography. The adiabatic temperature change is used to extract...... the corresponding change in the local magnetic field strength. The measured temperature change and local magnetic field strength are compared to results obtained with a numerical model, which takes demagnetization into account and employs experimental data....

    17. Using Multicore Programming on the GPU to Improve Creation of Potential Fields

      OpenAIRE

      Elmir, Hassan

      2013-01-01

      In the last decade video games have made great improvements in terms of arti cial intelligence and visuals. Researchers have also made advancements in the arti cial intelligence eld and some of the latest research papers have been exploring potential elds. This report will cover the background of potential eld and examine some improvements that can be made to increase the performance of the algorithm. The basic idea is to increase performance by making a GPGPU(General purpose graphic processi...

    18. 3D laser scanning for quality control and assurance in bridge deck construction.

      Science.gov (United States)

      2014-08-01

      The inspection of installations of rebar and other embedded components in bridge deck construction is a tedious : task for eld inspectors, requiring considerable eld time for measurement and verication against code requirement. The verica...

    19. Yapılandırılmış Okuma Yönteminin Okuma Hızı, Doğru Okuma ve Sesli Okuma Prozodisi Üzerindeki Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hasan Keskin

      2014-10-01

      Full Text Available Bu çalışma ile yapılandırılmış okuma yönteminin, ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin, okuma hızı, doğru okuma ve prozodik okuma becerileri üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma için 2010-2011 öğretim yılı bahar döneminde Afyonkarahisar merkeze bağlı dört ilköğretim okulundan veri toplanmıştır. Bu okullar arasından basit tesadüfi yöntemle belirlenen bir okuldaki akıcı okuma becerisini yeterince kazanamamış dokuz öğrenci ile oluşturulan grupta 24 ders saati “yapılandırılmış okuma yöntemi” uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre yapılandırılmış okuma yöntemi öğrencilerin okuma hızı, doğru okuma ve sesli okuma prozodisi becerileri üzerinde etkili olmuştur. Sonuç olarak, yapılandırılmış okuma yönteminin, akıcı okuma becerileri yönünden endişe düzeyinde olan öğrencilerin, bu becerilerini geliştirmede etkili olduğunu söylemek mümkündür.

    20. Endüstriyel İşletmelerde Franchising Model Önerisi: Hazır Beton Sektöründe Bir Uygulama

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İpek Kazançoğlu

      2016-12-01

      Full Text Available Endüstriyel pazarda faaliyet gösteren firmaların daha hızlı büyüyerek, yeni pazarlara açılmasında franchising sistemi bir yeni bir satış, dağıtım kanalı olarak değerlendirilmektedir. Bu araştırmada amaç,  hazır beton sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın franchising sistemini bir iş modeli olarak benimseme kararında dikkat etmesi gereken unsurları ve karşılaşılan zorlukları incelemektedir. Örnek olay çalışması olarak ele alınan çalışmada,  BATIBETON A.Ş. firmasının yedi yöneticiyle BATIBETON markasının franchising uygulamalarına ilişkin görüşlerini öğrenmek amacıyla derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmeler sonucunda, franchising sisteminin hazır beton sektöründe bir model önerisi olarak uygulanıp/uygulanmayacağı değerlendirilmiştir. Yapılan görüşmelerden elde edilen bulguların diğer endüstriyel işletmeler içinde geliştirilebilecek bir franchising iş modeli kararında etkili olabilecek faktörlerin anlaşılması yönünden uygulamaya katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

    1. HASTA VERİLERİ ÜZERİNDE VERİ MADENCİLİĞİ UYGULAMASI İLE KALP KRİZİ RİSKİNİN TESPİTİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İlhan TARIMER

      2015-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada, veri tabanları içerisinde, karar verme süreçlerine etki edebilecek anlamlı bilgileri çıkarmak için kullanılan veri madenciliğinin sağlık alanında uygulanabilirliği araştırılmıştır. Alan çalışmasına örnek olarak, kalp krizi geçiren hastaların kan değerlerinde meydana gelen ortak değişimler tespit edilerek kalp krizini tetikleyen faktörlerin tespitine çalışılmış; elde edilen sonuçlar hasta grubu üzerinde test edilerek yapılan analizin başarımı ölçülmüştür. Bu çalışmada birliktelik kuralı algoritmalarından Apriori ve Gri algoritmaları kullanılmış; bunların oluşturdukları kural kümelerinin başarımı, karşılaştırmalar yapılarak incelenmiştir. Gri algoritmasının Apriori’ye göre daha az kural ürettiği halde aynı başarımı gösterdiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak kan değerleri verilen bir hasta grubu verilerinden kalp krizi riskinin tespiti için ön sinyaller anlamına gelen çeşitli desenler ortaya konmuştur

    2. Veri Madenciliğinde Kümeleme Teknikleri Üzerine Bir Çalışma: K-Means ve K-Medoids Kümeleme Algoritmalarının Karşılaştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Güncel SARIMAN

      2014-07-01

      Full Text Available Günümüzde bilişim alanındaki gelişmeler sayesinde kullanıcılar daha gelişmiş bilgisayar teknolojilerine hakim olmaktadır ve bu gelişmeler beraberinde sayısal verilerin birikmesine neden olmaktadır. Bilişim teknolojileri biriken verileri saklayabilir. Tüm bu saklanan verilerin anlamlandırılması için veri madenciliği kullanılmaktadır. Veri madenciliği, verilerden önceden bilinmeyen anlamlı bilgileri tanımlama ya da tahmin etme tekniklerini içermektedir. Veri madenciliğinde verileri ortak özellikleri ile gruplamak için kümeleme algoritmaları yardımıyla ilginç desenler bulunabilir. Bu çalışmada UCI Machine Learning Repository veritabanından “Flags” veri seti alınarak k-means ve k-medoids bölümlemeli kümeleme algoritmalarıyla ülkelerin özelliklerine göre kümelere ayrılması hedeflenmiştir. Uygulama Asp.Net ile web ara yüzünde geliştirilerek internet ortamında kullanıcılara sunulmuştur. Çalışmanın sonunda veri seti K-Means ve K-Medoids algoritmalarıyla çalıştırılmış ve elde edilen analiz sonuçları karşılaştırılmalı olarak incelenmiş ve kullanım yerlerine yönelik öneriler sunulmuştur

    3. Kütüphan-e Türkiye Projesi: Halk Kütüphanesi Potansiyel Kullanım Araştırması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Umut Al

      2014-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada Kütüphan-e Türkiye Projesi kapsamında yapılan Halk Kütüphanesi Potansiyel Kullanım Araştırması sonucunda elde edilen bulgular değerlendirilmektedir. Çalışma kapsamında, “İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması, Düzey 2” çerçevesinde seçilen 26 ildeki potansiyel halk kütüphanesi kullanımı çeşitli yönlerden incelenmekte, halk kütüphanesi kullanımı ve bazı değişkenler (yaş, gelir düzeyi gibi arasındaki ilişkiler analiz edilmektedir. Çalışmada halk kütüphanesi kullanım örüntülerinin coğrafik bölgeler arasında farklılık gösterip göstermediği de araştırılmaktadır. Halk Kütüphanesi Potansiyel Kullanım Araştırması Anketi 20 Şubat 2014 ile 18 Mart 2014 tarihleri arasında Kütüphan-e Türkiye Projesi kapsamında incelenen 26 ilde 2654 kişiye uygulanmıştır. Anket 24 sorudan oluşmaktadır ve halk kütüphanelerinin kullanılma düzeyi, halk kütüphanelerinin kullanılmama nedenleri, potansiyel halk kütüphanesi kullanıcılarının bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik becerileri gibi konularda detaylı bilgilerin elde edilmesine olanak tanımaktadır. Çalışma sonucunda kırsal alanda yaşayanların kentsel alanda yaşayanlara göre halk kütüphanelerinden daha az yararlanma eğiliminde oldukları, halk kütüphanelerini kullanmayan kesimin yoğun olarak böyle bir gereksinime sahip olmadığı için kullanmadıkları, kütüphane kullanımının eğitim, iş durumu, yaş, gelir düzeyi, yaşanılan coğrafik bölge gibi değişkenlere bağlı olarak farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Kütüphan-e Türkiye Projesi’nin planlama faaliyetleri açısından oldukça önemli olan potansiyel kullanıcıların hangi ücretsiz eğitimleri talep ettiği bilgisi de Halk Kütüphanesi Potansiyel Kullanım Araştırması Anketi aracılığıyla elde edilmiştir.

    4. ÜÇGEN KESİTLİ HALKA SONLU ELEMANIN DİRENGENLİK MATRİSİ İÇİN BİR YÖNTEM

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Durmuş GÜNAY

      1996-01-01

      Full Text Available Üçgen kesitli halka sonlu elemanların direngenlik matrisinin nümerik integrasyona başvurulmaksızın elde edilmesini sağlayan sabit matrisler, literatürde verilen ifadelerden hareketle bilgisayarda elde edilmiştir.Elemanın köşe düğümlerinin koordinatları ve malzeme özellikleri verildiği takdirde, halka sonlu elemanındirengenlik matrisi sözkonusu sabit matrisler yardımı ile kolayca elde edilmektedir.

    5. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      On a new formulation of microphenomena: Basic principles, stationary fields and beyond ... a new depiction of microphenomena assuming a unified concept of information, ... The dynamics of the whole particle-field system obeys deterministic ...

    6. Loneliness and Social Isolation among Eldely People

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Engin Püllüm

      2017-11-01

      Full Text Available Social isolation is defined as the process of people losing their contacts with other social resources or their willingness to participate. Social isolation is a grave and widespread problem among seniors in society causing many harmful health conditions. Social isolation may be prevented by defining risk factors in seniors and leading them to suitable resources. The elderly should be encouraged to share their experiences and continue to produce for as long as possible, so that they are prevented from feeling isolated from society and the continuity of their economic productivity is ensured.

    7. Viral diseases affecting chickpea crops in Eritrea

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      SAFAA G. KUMARI

      2008-07-01

      Full Text Available A survey to identify virus diseases affecting chickpea crops in the major production areas of Eritrea was conducted during November 2005. The survey covered 31 randomly selected chickpea fi elds. Virus disease incidence was determined on the basis of laboratory testing of 100–200 randomly collected samples from each fi eld against antisera of 9 legume viruses. Serological tests indicated that the Luteoviruses were the most common, with an overall incidence of 5.6%, followed by Faba bean necrotic yellows virus (FBNYV, genus Nanovirus, family Nanoviridae (4.1% and Chickpea chlorotic dwarf virus (CpCDV, genus Mastrevirus, family Geminiviridae (0.9%. The reverse transcription polymerase chain reaction (RT-PCR test showed that the most common luteoviruses in Eritrea are Chickpea chlorotic stunt virus (CpCSV followed by Beet western yellows virus (BWYV, genus Polerovirus, family Luteoviridae. Based on the fi eld symptoms observed, 29 fi elds had, at the time of the survey, a virus disease incidence of 1% or less and only two fi elds had an incidence of about 5%, whereas on the basis of laboratory testing, 19 fi elds had more than 6% virus incidence (three of these had an incidence of 29.5, 34.5 and 40.5%. This is the fi rst survey of chickpea viruses in Eritrea and the fi rst report of BWYV, CpCDV, CpCSV and FBNYV naturally infecting chickpea in Eritrea.

    8. An approach for generating trajectory-based dynamics which conserves the canonical distribution in the phase space formulation of quantum mechanics. II. Thermal correlation functions.

      Science.gov (United States)

      Liu, Jian; Miller, William H

      2011-03-14

      We show the exact expression of the quantum mechanical time correlation function in the phase space formulation of quantum mechanics. The trajectory-based dynamics that conserves the quantum canonical distribution-equilibrium Liouville dynamics (ELD) proposed in Paper I is then used to approximately evaluate the exact expression. It gives exact thermal correlation functions (of even nonlinear operators, i.e., nonlinear functions of position or momentum operators) in the classical, high temperature, and harmonic limits. Various methods have been presented for the implementation of ELD. Numerical tests of the ELD approach in the Wigner or Husimi phase space have been made for a harmonic oscillator and two strongly anharmonic model problems, for each potential autocorrelation functions of both linear and nonlinear operators have been calculated. It suggests ELD can be a potentially useful approach for describing quantum effects for complex systems in condense phase.

    9. Diffeomorphism Group Representations in Relativistic Quantum Field Theory

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Goldin, Gerald A. [Rutgers Univ., Piscataway, NJ (United States); Sharp, David H. [Los Alamos National Lab. (LANL), Los Alamos, NM (United States)

      2017-12-20

      We explore the role played by the di eomorphism group and its unitary representations in relativistic quantum eld theory. From the quantum kinematics of particles described by representations of the di eomorphism group of a space-like surface in an inertial reference frame, we reconstruct the local relativistic neutral scalar eld in the Fock representation. An explicit expression for the free Hamiltonian is obtained in terms of the Lie algebra generators (mass and momentum densities). We suggest that this approach can be generalized to elds whose quanta are spatially extended objects.

    10. Fractional equivalent Lagrangian densities for a fractional higher-order equation

      International Nuclear Information System (INIS)

      Fujioka, J

      2014-01-01

      In this communication we show that the equivalent Lagrangian densities (ELDs) of a fractional higher-order nonlinear Schrödinger equation with stable soliton-like solutions can be related in a hitherto unknown way. This new relationship is described in terms of a new fractional operator that includes both left- and right-sided fractional derivatives. Using this operator it is possible to generate new ELDs that contain different fractional parts, in addition to the already known ELDs, which only differ by a sum of first-order partial derivatives of two arbitrary functions. (fast track communications)

    11. Öğrenme-Öğretme Sürecinde Sosyal Medya Kullanımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fırat SARSAR

      2014-12-01

      Full Text Available Sosyal medya ortamlarından Blogger ve Facebook, kullanım kolaylığı ve ücretsiz olması nedeniyle yaygın şekilde kullanılmaktadır. Söz konusu ağların eğitimi desteklemek amacıyla kullanımı ve bu konudaki araştırmaların giderek arttığı dikkate alındığında söz konusu uygulamalara ilişkin bir örnek durumun incelenmesi ve öğrenen tepkilerinin ortaya çıkartılmaya çalışılması önemli görülmektedir.  Bu doğrultuda uygulaması 14 hafta süren araştırmanın amacı; öğrenenlerin öğretme-öğrenme sürecinde sosyal medya kullanımına ilişkin görüşlerini belirlemektir. Tek desenli durum çalışması niteliğinde olan bu araştırma 2012-2013 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesinde yürütülmekte olan Doktora Formasyon Programı kapsamındaki Gelişim ve Öğrenme dersinde yapılmıştır. Bu dönemde dersi alan ve farklı enstitülerde doktora programlarına kayıtlı 10 erkek ve 8 kadın olmak üzere toplam 18 öğrenci araştırmaya katılmıştır. Araştırmada veriler anket yoluyla çevrimiçi olarak işlemden önce ve sonra olmak üzere iki aşamada toplanmıştır. Dersler sınıf ortamındaki paylaşımların yanı sıra sosyal medya ortamlarındaki etkinliklerle de yürütülmüştür. Verilerin analizinde nitel veriler için; temalar ve kodlar çalışmanın tasarlanmasından itibaren hem alanyazın, hem çalışmanın amaçları hem de elde edilen veriler doğrultusunda oluşturulmuştur. Elde edilen bulgulara göre beklentiler, sosyal ağlar, öğrenme ortamı, duyuşsal özellikler, öğrenen katkısı ve öğretim elemanı özellikleri ana temaları ortaya çıkmıştır. Bulgulara göre öğrenenlerin tamamının dersle ilgili beklentilerinin karşılandığı; ders etkinlikleri için Facebook kullanımının öğrenenlerin tamamı tarafından olumlu olarak değerlendirildiği; Blogger kullanımının ise öğrenenlerin yarısı tarafından olumlu

    12. Zeytinli Ada İnsan İskeletlerinde Diş Varyasyonları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Sabri BEKMEZ

      2015-07-01

      Full Text Available Özet. Balıkesir ili Erdek sınırları içerisinde yer alan Zeytinli ada, M.Ö 2 yy. ve M.S 12 yy. arasında kültür varlığının sürdüğü Helen-Roma-Bizans ve Osmanlı yapılarıyla mozaik bir oluşuma sahip önemli bir arkeolojik buluntu yeridir. Türkiye’de ilk ada müzesi olması bakımından oldukça önem taşımaktadır.Zeytinli Ada’da yapılan arkeolojik kazılar sonucunda ele geçen insan iskeletlerinin paleodemografik dağılımına bakıldığında, toplam 126 bireyin 5’i bebek, 6’sı çocuk, 18’i kadın, 35’i erkek bireyler ve 62’sinin yeterli cinsiyet kriteri bulunmadığı için cinsiyetini belirleyeceğimiz bireyler oluşturmaktadır. Bu çalışmada, incelenen topluma ait bireylerin çene ve dişlerinde non-metrik yani ölçülemeyen karakter (varyasyonlar araştırılmış, buna göre bireylerde diş sıkışıklığı (% 4,35, winging (% 13,33, kürek biçimli dişler (% 87,5, carabelli tüberkülü (% 1,05, parasitilid (% 1,05, fleksiyon (% 15,98, dilaserasyon (% 1.98, pozisyon sapması (% 28,82, mine uzantıları (% 9,15, diş eksikliği – hypodontia M3’e göre (% 26,47, diş eksikliği – hypodontia M3 ve I2’ye göre (% 22,73 ve kök varyasyonu (% 11,73 gibi oluşumlar belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar, Anadolu’da aynı dönemde ve farklı dönemlerde yaşamış toplumlardan elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmış, aralarında benzerlikler ve farklılıklar saptanmaya çalışılmıştır.Anahtar Kelimeler: Zeytinli Ada (Erdek-Balıkesir, Paleodemografi, Diş Varyasyonları Abstract. Zeytinli island which is located within the boundaries of Erdek, city of Balıkesir. The island has a mosaic formation in terms of having cultures of Hellenistic-Roman-Byzantine and Ottoman between B.C 2nd century and A.D 12th century with important archaeological findings. As a result of archeological excavations in Zeytinli island, it was examined the Paleodemographic distribution of the human

    13. "The Foreign Language Classroom is Like an Airplane" Metaphorical Conceptualizations of Teachers’ Beliefs

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Volkan İnceçay

      2015-04-01

      üzerinde bir etkisinin olup olmadığı da ayrıca incelenmiştir. Bu yapılırken, katılımcılardan çalışma boyunca belirttikleri metaforlar üzerinde yansıtıcı bir şekilde düşünmeleri istenmiştir. Araştırmada veriler metafor tamamlama, yarı-yapılandırılmış görüşme ve takip amaçlı gönderilen elektronik postalarla toplanmıştır. Elde edilen verilerin nitel analizinin sonucunda hizmet öncesi İngilizce öğretmenlerinin mesleğe başlamadan önce tabula rasa olmadıkları ve metafor kullanımının örtülü bilgilerin gün yüzüne çıkarılmasında etkili bir yöntem olduğu belirlenmiştir. Bunun yanı sıra gerçek sınıf ortamında elde edilen öğretim tecrübesinin çalışmada yer alan hizmet öncesi İngilizce öğretmenlerinin okul deneyimi başlamadan önce ifade ettikleri metaforlar üzerinde bir derece etkili olduğu belirtilebilir. Anahtar Sözcükler: Hizmet öncesi öğretmen eğitimi, pedagojik formasyon programları, okul deneyimi, metafor analizi, var olan inançlar, örtülü bilgi

    14. Treatment of osteoporosis with eldecalcitol, a new vitamin D analog: a comprehensive review and meta-analysis of randomized clinical trials

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Xu Z

      2016-01-01

      Full Text Available Zhixing Xu,1 Changchun Fan,2 Xuechun Zhao,3 Hairong Tao1 1Department of Orthopedic Surgery, The Third People’s Hospital Affiliated to Shanghai Jiaotong University School of Medicine, Shanghai, People’s Republic of China; 2Department of Orthopedic Surgery, Jinan Military General Hospital, 3Department of Orthopedic Surgery, The Third Hospital of Jinan City, Jinan, People’s Republic of China Objective: Eldecalcitol (ELD is an active form of vitamin D analog that has been approved for the treatment of osteoporosis in Japan. Over recent years, a number of multicenter, randomized controlled clinical trials have been conducted. Our goal is to comprehensively summarize the results from these studies.Methods: We searched the databases MEDLINE, EMBASE, and Cochrane Central Register of Controlled Trials up to February 28, 2015. Each database was searched using search terms “Eldecalcitol” and “ED-71” and the results were combined. The retrieved data from three independent clinical trials included a total of 1,332 patients with osteoporosis. After the data were pooled from three trials, RevMan software was used to conduct meta-analyses to determine the effects of ELD on bone mineral density (BMD and bone turnover marker (BTM type I collagen amino-terminal telopeptide (NTX. Effects of ELD on some of the bone formation and bone resorption parameters, incidence of vertebral fractures at the lower spine, and health-related quality of life (HRQOL in patients with osteoporosis were also summarized. Results: With a test for overall effect Z=6.35, ELD could increase lumbar BMD (P<0.00001. In comparison with alphacalcidol, ELD suppressed the NTX level to a greater degree (test for overall effect Z=3.82, P<0.0001. ELD was also found to suppress bone alkaline phosphatase (BALP by 19% (P<0.01 and osteocalcin by 19% (P<0.01 at the dose of 0.75 µg/day. Compared to alfacalcidol, ELD showed higher potency in suppressing serum BALP (26±9 vs 32±11 U/L, P<0

    15. Kabergolinle Tedavi Edilen Postoperatif Süt Fistülü

      OpenAIRE

      Yıldırım, Ali Cihat; Bostancı, Hasan; Yıldız, Mustafa

      2014-01-01

      A milk fistula is a tract between a lactiferous duct and the skin, and usually results from a surgical operation. Several hypotheses have been proposed to explain the pathologic process. We herein report a case of a 23-year-old breastfeeding mother who has consulted us for the evaluation of her mastalgia. Breast ultrasonography confirmed the presence of a 21- × 15-mm lobulated lesion with an irregular contour. A milk fistula developed on the 3rd postoperative day. Intensive wound care and adm...

    16. The labelling and reporting of euthanasia by Belgian physicians: a study of hypothetical cases

      NARCIS (Netherlands)

      Smets, T.; Cohen, J.; Bilsen, J.; van Wesemael, Y.; Rurup, M.L.; Deliens, L.

      2012-01-01

      Background: Belgium legalized euthanasia in 2002. Physicians must report each euthanasia case to the Federal Control and Evaluation Committee. This study examines which end-of-life decisions (ELDs) Belgian physicians label 'euthanasia', which ELDs they think should be reported and the physician

    17. Application of a value-based equivalency method to assess environmental damage compensation under the European Environmental Liability Directive

      NARCIS (Netherlands)

      Martin-Ortega, J.; Brouwer, R.; Aiking, H.

      2011-01-01

      The Environmental Liability Directive (ELD) establishes a framework of liability based on the 'polluter-pays' principle to prevent and remedy environmental damage. The ELD requires the testing of appropriate equivalency methods to assess the scale of compensatory measures needed to offset damage.

    18. Physicians' experiences with end-of-life decision-making: Survey in 6 European countries and Australia

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mortier Freddy

      2008-02-01

      Full Text Available Abstract Background In this study we investigated (a to what extent physicians have experience with performing a range of end-of-life decisions (ELDs, (b if they have no experience with performing an ELD, would they be willing to do so under certain conditions and (c which background characteristics are associated with having experience with/or being willing to make such ELDs. Methods An anonymous questionnaire was sent to 16,486 physicians from specialities in which death is common: Australia, Belgium, Denmark, Italy, the Netherlands, Sweden and Switzerland. Results The response rate differed between countries (39–68%. The experience of foregoing life-sustaining treatment ranged between 37% and 86%: intensifying the alleviation of pain or other symptoms while taking into account possible hastening of death between 57% and 95%, and experience with deep sedation until death between 12% and 46%. Receiving a request for hastening death differed between 34% and 71%, and intentionally hastening death on the explicit request of a patient between 1% and 56%. Conclusion There are differences between countries in experiences with ELDs, in willingness to perform ELDs and in receiving requests for euthanasia or physician-assisted suicide. Foregoing treatment and intensifying alleviation of pain and symptoms are practiced and accepted by most physicians in all countries. Physicians with training in palliative care are more inclined to perform ELDs, as are those who attend to higher numbers of terminal patients. Thus, this seems not to be only a matter of opportunity, but also a matter of attitude.

    19. PERGEL-CETVEL VE DİNAMİK BİR YAZILIM KULLANIMININ BAŞARIYA ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Orhan ÇİFTCİ

      2014-12-01

      Full Text Available Bu çalışma ile doğrular ve açılarda geometrik çizimler konusunda, somut araçlar (pergel-cetvel kullanma ile dinamik bir yazılım kullanmanın öğretmen adaylarının başarılarına etkilerini karşılaştırmak ve matematik öğretmeni adaylarının geometri öğretiminde pergel-cetvel veya dinamik bir yazılım kullanma hakkındaki düşüncelerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. 24’ü deney-1, 31’i deney-2 grubu olmak üzere toplam 55 matematik öğretmen adayı ile gerçekleştirilen bu çalışmada veriler, başarı testi ve odak grup görüşmesinden elde edilmiştir. Çalışmadan elde edilen verilerin analizi sonucunda, dinamik yazılım kullanan deney-1 grubundaki öğretmen adaylarının başarıları ile pergel-cetvel kullanan deney-2 grubundaki öğretmen adaylarının başarıları arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Bununla beraber hem pergel-cetvel hem dinamik yazılım kullanmanın öğretmen adaylarının başarılarına olumlu yönde katkı sağladığı tespit edilmiştir. Deney-1 grubundaki öğretmen adaylarının büyük kısmının, dinamik yazılımın karışık çizimlerde avantajlı olduğunu, zaman tasarrufu sağladığını ve kavramları anlamada etkili olduğunu söylediği görülmüştür. Deney-2 grubundaki öğretmen adaylarının çoğunluğu ise, pergel cetvel ile kalıcı öğrenim sağlandığını, çizim yapmanın kolay olduğunu ve bu araçları kullanmanın zevkli olduğunu belirtmiştir.

    20. Türkiye ve Dünyada Ayva Piyasası

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bekir Sıtkı Şirikçi

      2017-07-01

      Full Text Available Bu çalışmada dünyada ve Türkiye’de ayva piyasası irdelenmiştir. Çalışmada birincil verileri, ayva üretiminin yoğun olarak yapıldığı Sakarya, Antalya, Bursa, Bilecik ve Denizli illerinde farklı pazarlama seviyelerindeki 28 aracı işletme ile anket yöntemi ile elde edilen veriler oluşturmuştur. İkincil veriler ise FAO ve TÜİK gibi kurumlarının verilerinden hareketle elde edilmiştir. Dönem başlangıcı olan 1981-1985 ortalamasına göre 324465 ton olan dünya ayva üretimi %94,3 artışla 2013 yılında 630325 tona yükselmiştir. Dünya ayva üretiminde önemli ülkeler; Türkiye, Çin, Özbekistan, Fas ve İran’dır. Türkiye’de ayva üretimi, 1981-1985 ortalamasına göre 1.60 kat artmıştır. Ayva üretimindeki bu artışta ağaç başına verimdeki yükselmenin katkısı önemlidir (%40 verimde artış. Dünyada üretilen ayvanın %5,3’ü ihracata konu olmaktadır. Dünya ayva ihracat miktarı 8,32 kat, değeri ise 38,42 kat artmıştır. Ayva ihracat değerlerinde en yüksek paya Hollanda sahiptir (%33,6’sı. Hollanda’yı sırasıyla Türkiye, Avusturya ve İran takip etmektedir. Türkiye’nin dünya ihracat değerindeki payı ise %31,1’dir. Dünya ayva ithalatında %23,3 pay ile Rusya birinci sıradadır. Rusya’yı sırası ile Avusturya ve Almanya takip etmektedir. Türkiye’nin ayva üretiminin %9,4’ü ihracata konu olmaktadır. Önemli ayva üreticisi iller; Sakarya, Bursa, Antalya, Bilecik ve Denizli’dir. Görüşülen aracıların 15’i ayvada pazarlama aşamasında karşılaştıkları en önemli sorunun istenilen zaman, miktar, kalite ve fiyatta ayva bulunmamasını (%54 belirtmiştir.

    1. HANDOVER OF IRAN’S INDEPENDENCE TO CURZON: 1919 ENGLAND-IRAN TREATY AND HASAN VUSUK (VUSUKUDDAVLA İRAN’IN BAĞIMSIZLIĞININ CURZON’A TESLİM EDİLMESİ: 1919 İNGİLTERE-İRAN ANLAŞMASI VE SADRAZAM HASAN VUSÛK

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yılmaz KARADENİZ

      2011-09-01

      Full Text Available Iran declared its neutrality before the First World War, but went into war due to England‟s and some of governors‟‟ efforts who belonged to England. During the war Iran whose lands invaded by England and Russia, lost most of its young population, and weaken politically and economically. English diplomacy which prevented Iran to enter the peace treaty agreement meeting prevented it revealing its right to other countries which caused in long term Iran, dependent on England. Curzon, who wanted Iran‟s groundwater resources and petroleum for England only, bribed grand vizier Vusukuddavla and some ministers and made a treaty with Iran. Generous offers included in treaty were not given to Iran but caused to take control over Iran‟s treasury. Inexperienced shah who got bribe and debt from England was not good on taking interventions. İran, Birinci Dünya Savaşı öncesinde tarafsız kalacağını ilan ettiği halde, İngiltere ve onun elde ettiği bir grup devlet adamı tarafından savaşın içerisine çekilmiştir. Savaş sırasında toprakları İngiltere ve Rusya‟nın işgaline uğramış, genç nüfusunun büyük bir kısmını kaybetmiş, siyasi ve ekonomik olarak yıpratılmıştır. Savaştan sonra devreye giren İngiliz diplomasisi, İran‟ın sulh konferansına dâhil olmasını ve diğer devletlere derdini anlatmasını engelleyerek kendilerine mahkûm olmasını sağlamıştır. İran‟ın petrolleri ve yer altı zenginliklerini başkalarına kaptırmak istemeyen Curzon, sadrazam Vusukuddevle ve bazı bakanları rüşvet ile elde ederek istediği şekilde bir anlaşmayı imzalatmıştır. Anlaşma ile cömertçe vaat edilen mali yardımları vermemiş, aksine İran maliyesinin tamamını kontrol altına almıştır. İngiltere‟den istediği rüşveti ve borç parayı alan tecrübesiz şah ise olaylara müdahale etmekte aciz kalmıştır.

    2. Les polymères issus du végétal : matériaux à propriétés spécifiques pour des applications ciblées en industrie plastique

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dubois P.

      2006-01-01

      Full Text Available Features of plant-based polymers with special applications in plastic fi eld. The new interest of plastic fi eld with renewable resources results from a global environmental respect awareness and the fossil depletion problem. In these perspectives, vegetable raw materials mainly polymers show attractive properties with great interests in plastic industry such as biodegradability, biocompatibility, selective permeability or variability in physico-mechanical properties. These properties have targeted applications in various fi elds specifi cally packaging, agricultural, textile, pharmaceutical, electronic or medical domains. This paper describes the different raw materials from plants and their valuable properties in relation with potential applications

    3. Attitude toward euthanasia scale: psychometric properties and relations with religious orientation, personality, and life satisfaction.

      Science.gov (United States)

      Aghababaei, Naser; Wasserman, Jason Adam

      2013-12-01

      End-of-life decisions (ELDs) represent a controversial subject, with ethical dilemmas and empirical ambiguities that stand at the intersection of ethics and medicine. In a non-Western population, we examined individual differences in perceiving ELDs that end the life of a patient as acceptable and found that an attitude toward euthanasia (ATE) scale consists of 2 factors representing voluntary and nonvoluntary euthanasia. Also, acceptance of ELDs that end the life of a patient negatively correlated with life satisfaction, honesty-humility, conscientiousness, and intrinsic and extrinsic personal motivation toward religion. These findings provided additional construct validity of the ATE scale.

    4. Trends in End-of-Life Decision Making in Patients With and Without Cancer

      NARCIS (Netherlands)

      Pardon, K.; Chambaere, K.; Pasman, H.R.W.; Deschepper, R.; Rietjens, J.; Deliens, L.

      2013-01-01

      Purpose: Because of cancer's high symptom burden and specific disease course, patients with cancer are more likely than other patients to face end-of-life decisions that have possible or certain life-shortening effects (ELDs). This study examines the incidence of ELDs in patients with cancer

    5. Optimum Dispatch of Hybrid Solar Thermal (HSTP Electric Power Plant Using Non-Smooth Cost Function and Emission Function for IEEE-30 Bus System

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Saroj Kumar Dash

      2016-07-01

      Full Text Available The basic objective of economic load dispatch (ELD is to optimize the total fuel cost of hybrid solar thermal electric power plant (HSTP. In ELD problems the cost function for each generator has been approximated by a single quadratic cost equation. As cost of coal increases, it becomes even more important have a good model for the production cost of each generator for the solar thermal hybrid system. A more accurate formulation is obtained for the ELD problem by expressing the generation cost function as a piece wise quadratic cost function. However, the solution methods for ELD problem with piece wise quadratic cost function requires much complicated algorithms such as the hierarchical structure approach along with evolutionary computations (ECs. A test system comprising of 10 units with 29 different fuel [7] cost equations is considered in this paper. The applied genetic algorithm method will provide optimal solution for the given load demand.

    6. A multiresolution remeshed particle vortex method using patches

      DEFF Research Database (Denmark)

      Rasmussen, Johannes Tophøj; Cottet, George-Henri; Walther, Jens Honore

      vortex particle-mesh VIC algorithm interpolates particle vorticity to a mesh, solves a Poisson equation for the stream function using FFTs and calculates velocities as the curl of the stream function. With both vorticity and velocity available on the mesh, values of the substantial derivative of particle...... implementation with patches of varying resolution, is applied to the two-dimensional flow past a cylinder. The vorticity field can be divided into two regions, an arbitrary patch of vorticity and the remaining exterior vorticity field. Due to the linearity of the Poisson equation the velocity field corresponding...... to the total vorticity field is the sum of the free space solutions to the Poisson equation to each region. Hereby the flow on the patch can be simulated at a higher resolution, while including the influence from the coarser exterior region. Particles are remeshed and interpolated only to the region from which...

    7. An Efficient Meta Heuristic Algorithm to Solve Economic Load Dispatch Problems

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      R Subramanian

      2013-12-01

      Full Text Available The Economic Load Dispatch (ELD problems in power generation systems are to reduce the fuel cost by reducing the total cost for the generation of electric power. This paper presents an efficient Modified Firefly Algorithm (MFA, for solving ELD Problem. The main objective of the problems is to minimize the total fuel cost of the generating units having quadratic cost functions subjected to limits on generator true power output and transmission losses. The MFA is a stochastic, Meta heuristic approach based on the idealized behaviour of the flashing characteristics of fireflies. This paper presents an application of MFA to ELD for six generator test case system. MFA is applied to ELD problem and compared its solution quality and computation efficiency to Genetic algorithm (GA, Differential Evolution (DE, Particle swarm optimization (PSO, Artificial Bee Colony optimization (ABC, Biogeography-Based Optimization (BBO, Bacterial Foraging optimization (BFO, Firefly Algorithm (FA techniques. The simulation result shows that the proposed algorithm outperforms previous optimization methods.

    8. Farklı Su Sıcaklıklarında Tutulan Pullu Sazan (Cyprinus carpio’da Çörek Otu (Nigella sativa Yağının Oksidatif Stres ve Bazı Antioksidan Parametrelere Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serpil Mişe Yonar

      2017-09-01

      Full Text Available Bu çalışmada; farklı su sıcaklıkları uygulanmış pullu sazan (Cyprinus carpio’da malaondialdehit (MDA ve glutatyon (GSH düzeyi ile glutatyon-S-transferaz (GST enzim aktivitesine çörek otu yağının etkisi araştırılmıştır. 20, 24 ve 28°C’ de tutulan balıklara çörek otu yağı (10 mg/kg yem uygulanmıştır. Kontrol grubu olarak 24°C’de tutulan balıklar seçilmiştir. Uygulama 10 gün devam etmiş ve bu sürenin sonunda balıklardan karaciğer ve böbrek örnekleri alınmıştır. Çalışma sonucuna göre 20°C ve 28°C’deki balıkların MDA düzeyinin önemli oranda arttığı, GSH düzeyi ile GST aktivitesinin düştüğü tespit edilmiştir. Bu gruplarda çörek otu yağı uygulamasıyla MDA düzeyinin istatistiksel olarak önemli düzeyde düştüğü, GSH düzeyi ile GST aktivitesinin önemli oranda yükseldiği belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, balıklarda sıcaklık farklılıklarından kaynaklanan strese karşı çörek otu yağı antioksidan olarak kullanılabilir.

    9. MOLECULAR STRUCTURE AND VIBRATIONAL FREQUENCIES OF

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatih UCUN

      2009-02-01

      Full Text Available Abstract: The molecular structure, vibrational frequencies and the corresponding assignments of N-aminophthalimide (NAPH in the ground state have been calculated using the Hartree-Fock (HF and density functional methods (B3LYP with 6-31G (d, p basis set. The calculations were utilized in the CS symmetry of NAPH. The obtained vibrational frequencies and optimized geometric parameters (bond lengths and bond angles were seen to be in good agreement with the experimental data. The comparison of the observed and calculated results showed that B3LYP is superior to the scaled HF method. Theoretical infrared intensities and Raman activities were also reported. Key words: N-aminophthalimide; vibrations; IR spectra; Raman spectra; HF; DFT N-AMİNOFİTALOMİD'İN MOLEKÜLER YAPISI VE TİTREŞİM FREKANSLARI Özet: Temel haldeki N-aminofitalamidin (NAPH moleküler yapısı, titreşim frekansları ve uygun mod tanımlamaları, 6-31 G (d, p temel setli Hartree-Fock (HF ve yoğunluk fonksiyonu metodları (B3LYP kullanılarak hesaplandı. Hesaplamalar, NAPH'ın CS simetrisine uyarlandı. Elde edilen titreşim frekansları ve optimize geometrik parametreleri (bağ uzunlukları ve bağ açıları, deneysel değerlerle iyi bir uyum içinde olduğu görüldü. Deneysel ve teorik sonuçların karşılaştırılması, B3LYP'nin HF metodundan daha üstün olduğunu gösterdi. Ayrıca teorik infrared şiddetleri ve Raman aktiviteleri verildi. Anahtar Kelimeler: N-aminofitalamidin; titreşimler; IR spektrumu; Raman Spektrumu; HF; DFT

    10. Restoran İşletmelerinde Hizmet Kalitesinin Müşteri Memnuniyetine ve Sadakatine Etkisi: Oba Restoran Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yusuf BİLGİN

      2017-12-01

      Full Text Available Bu araştırmanın amacı, restoran işletmelerinde hizmet kalitesinin müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati üzerindeki etkisini incelemektir. Buna ek olarak, araştırmada restoran işletmelerinde müşteri memnuniyetinin müşteri sadakatine etkisini ortaya koymak amaçlanmaktadır. Restoran işletmesinde hizmet kalitesi, DINESERV ölçüm modeli kullanılarak ölçülmüştür. Araştırmanın evrenini, Bartın’da faaliyet gösteren Oba restoran işletmesinin müşterileri oluşturmaktadır. Araştırmada nicel yöntem kullanılmış ve araştırma verileri, yüz yüze anket tekniğiyle toplanmıştır. Elde edilen veriler, SPSS 18.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, restoran işletmelerinde hizmet kalitesi boyutlarından fiziksel özellikler ve güven ve empati boyutlarının müşteri memnuniyeti üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğu buna karşın güvenilirlik ve heveslilik boyutlarının müşteri memnuniyeti üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Buna ek olarak, restoran işletmesinde hizmet kalitesinin tüm boyutlarının ve müşteri memnuniyetinin müşteri sadakatini etkilediği tespit edilmiştir.

    11. Endüstriyel Futbolla Birlikte Değişen Haber Pratikleri: Eskişehirspor Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Banu DAĞTAŞ

      2015-08-01

      Full Text Available Bu çalışmada, 2008 yılında Türkiye Süper Ligi’ne çıkan Eskişehirspor’la ilgili haber yapan spor muhabirlerinin, değişen haber pratikleri araştırılmıştır. Eskişehirspor’un Süper Lig’e çıkışı, endüstriyel futbolun dinamikleriyle birlikte kavramsallaştırılmış ve bu nedenle, endüstriyel futbolla ilgili literatür incelenmiştir. Çalışmanın amacı doğrultusunda; hem Eskişehirspor’un Süper Lig öncesi dönemindede, hem de Süper Lig sonrası döneminde muhabirlik yapan, altı gazeteciyle, yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşme yapılmıştır. Yapılan görüşmelerin doğrultusunda elde edilen veriler şu temalar altında toplanmıştır: Kulüple ilişkiler; mesleki koşullar (maddi-manevi koşullar, maç takibi koşulları, meslek-içi ilişkiler; haber içerikleri; haber kaynakları ve kulüp taraftarlığı. Kulüp taraftarlığı dışındaki tüm temalarla ilgili haber üretme pratiklerinin, Süper Lig öncesi ve Süper Lig sonrası dönemde önemli değişiklikler geçirdiği saptanmıştır.

    12. İŞLETMENİN SÜREKLİLİĞİ VARSAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ: BORSA İSTANBUL (BİST SINAÎ ENDEKSİ ÖRNEĞİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Serkan TERZİ

      2016-02-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı, işletmelerin sürekliliğinin değerlendirilmesinde Borsa İstanbul (BİST Sınaî Endeksi için güvenilir bir model geliştirilmesidir. Bunun için BIST Sınaî İndeksinde işlem gören işletme- lerin 2009-2014 yıllarına ilişkin finansal tablolarından ve faaliyet raporlarından elde edilen değişkenler kullanılmıştır. Seçilen değişkenler arasında çoklu bağlantı olup olmadığı korelasyon analiziyle tespit edilmiştir. Çalışmada korelasyon analizi sonucuna göre lojistik regresyon yöntemi kullanılarak dört model oluşturulmuştur. Lojistik regresyon analizi sonucuna göre işletmenin sürekliliği ile bilanço tarihi ve denetçi rapo- runun tarihi arasında geçen süre, işletmenin aktif büyüklüğü, işletmenin cirosu (hasılatı, finansal açıdan başarısızlık riski, finansal kaldıraç oranı, çalışma sermayesinin toplam aktife oranı ve işletme faaliyetlerinden sağlanan nakit akışlarının toplam aktife oranı arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmada oluşturulan dört modelin de başarı oranı %80 olarak belirlenmiştir.

    13. HİZMET KALİTESİ VE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİN ŞUBE-İNTERNET BANKACILIĞINDA KARŞILAŞTIRILMASI - COMPARISON OF SERVICE QUALITY OF CUSTOMER SATISFACTION IN BRANCH-INTERNET BANKING

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tolga DURSUN

      2014-03-01

      Full Text Available ÖzetKüreselleşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte işletmelerin sürdürülebilirliklerinde ve birbirleriyle olan rekabetlerinde hizmet, hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyetinin önemi artmıştır. Bu nedenle bu araştırma müşteri memnuniyetini, müşteri memnuniyetinde etkili olan hizmet kalitesi faktörlerini (fiziksel unsurlar, heveslilik, güvenlik, güvenilirlik, işlemleri gerçekleştirme, servis çeşitliliği, işlem ücreti bankacılık sektöründe iki farklı kanal olan Şube ve İnternet bankacılığında değerlendirerek karşılaştırma yapmaktadır. İki kanal arasındaki farkların ortaya konularak nedenlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Veri toplama yöntemi olarak uygulanan anket internet üzerinden yapılmış ve 429 katılımcıdan elde edilen veriler istatistiksel tekniklerle değerlendirilmiştir.AbstractGlobalization and technological developments, the competitiveness of enterprises and between sustainability services, service quality and customer satisfaction has increased in importance. Therefore, this research aims to evaluate customer satisfaction in branch and internet banking by addressing the factors affecting the quality of service (tangibles, responsiveness, trust, reliability, fulfillment, service portfolio and transaction fees in customer satisfaction. It is intended to determine the causes of the differences between the two channels and is to put forth. The survey made on the internet as a method of data collection and statistical analysis of the data from 429 participants were statistically evaluated.

    14. magna (Straus, 1820.

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hatice Parlak

      2015-12-01

      Full Text Available Nif Çayi Kirletilmiş Tatli Su ve Sedimentinin Daphnia magna (Strauss, 1820 Üzerine Akut Ve Kronik Toksisitesi. Nif Çayı Endüstriyel, evsel ve tarımsal deşarjlar ile doğrudan kirlenmektedir. Çayın suyunun evsel ve endüstriyel alanlarda sulama ve yıkama suyu olarak kullanılması rahatsızlık verici boyuttadır, bu nedenle doğal populasyonlar için potansiyel toksisitesinin bilinmesi büyük öneme sahiptir. Bu çalışmanın amacı Nif Çayı su ve sediment örneklerinin su piresi Daphnia magna kullanılarak toksisitesinin belirlenmesidir. Su ve sediment örneklerinin letal toksisitesi 48-saat akut test, subletal toksisite ise 7-gün kronik test ile gerçekleştirilmiştir. D.magna kullanılarak yapılan 48 saat Akut test sonuçlarına göre LC 50 değerleri su örnekleri için 6.8 ile 12.67 µl/L arasında sediment örnekleri içn 6.826 ile 38.038 µg/L arasında bulunmuştur. Subletal konsantrasyonlara maruz bırakılarak yapılan kronik testler sonucunda tüm istasyonlardan alınan su ve sediment örneklerin canlının üremesi üzerine negatif etkisi olduğu gözlenmiştir. Elde edilen veriler ışığında bu deneme sisteminin rutin kirlilik belirleme çalışmaları için uygunluğu tespit edilmiştir

    15. PC-3 Prostat Kanser Hücreleri Üzerinde İndosyanin Yeşili Kullanarak Yapılan Fotodinamik Terapinin AO/PI Boyama Testi Sonuçları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa Kemal RUHİ

      2017-06-01

      Full Text Available Fotodinamik terapi (FDT prostat kanseri tedavisinde henüz araştırma aşamasında olan sağaltıcı bir alternatiftir. FDT, ışığa duyarlı bir kimyasal maddenin (fotosensitizan ışık ile aktive edilmesi ve aktive olan kimyasalın kanserli bölgedeki hücre canlılığını baskılayıcı etkiye neden olması prensibine dayanmaktadır. Bu yeni tedavi yöntemi hem seçiciliği hem de yan etkilerinin azlığı nedeniyle alternatifler arasında ön plana çıkmaktadır. FDT’de kullanılan fotosensitizanın ışıksız ortamda sitotoksik olmaması ve vücuttan kolay atılabilmesi istenmektedir. Ayrıca herhangi bir fotosensitizanın yakın kızılaltı ışık ile aktive olması, bu dalgaboyunun deriye ve diğer dokulara daha fazla nüfuz etmesinden dolayı tercih sebebidir. Bu özelliklere sahip olan İndosiyanin Yeşili (ISY daha çok floresans özelliği ile ön plana çıkmış ve görüntüleme amaçlı olarak kullanılmıştır. Bu in vitro çalışmada ISY-FDT’nin farklı inkübasyon süreleri sonundaki etkisi AO/PI boyama yöntemi kullanarak ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçlar ISY-FDT’nin hücre canlılığını baskıladığını göstermektedir.

    16. Farklı Vinifikasyon Tekniklerinin Kalecik Karası Şaraplarındaki Fenolik Bileşik İçeriklerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hande Tahmaz

      2015-02-01

      Full Text Available Fenolik bileşikler şaraba duyusal özelliklerini katmakla beraber, insan sağlığı açısından yararları olduğu bilinen bileşiklerdir ve miktarları vinifikasyon tekniklerine göre değişiklik göstermektedir. Bu araştırmada Kalecik Karası üzüm çeşidinden termovinifikasyon ve soğuk maserasyon uygulamaları ile elde edilen şaraplarda toplam antosiyanin, toplam fenolik bileşik, antioksidan aktivite, kateşin, epikateşin, rutin, trans-resveratrol ve cis-resveratrol miktarlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın bitkisel materyalini oluşturan Kalecik Karası üzüm çeşidi, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kalecik Bağcılık Araştırma ve Uygulama İstasyonu’nda bulunan bağdan 1,100 dansitede hasat edilmiştir. Soğuk maserasyon ve termovinifikasyon uygulamaları öncesi üzümler şaraba işlenmeden önce 72 saat soğuk hava deposunda tutulmuşlar ve sırası ile 1,116 ve 1,115 dansitede şaraba işlenmişlerdir. Araştırma sonucunda soğuk maserasyon uygulamasının fenolik bileşik içeriklerinde düşüşe sebep olduğu, termovinifikasyon uygulamasının ise şaraplarda antioksidan aktivite, toplam fenolik bileşik, kateşin, rutin ve trans-resveratrol içeriklerini artırdığı tespit edilmiştir.

    17. Inconel 718 süper alaşımının farklı gerilme ve sıcaklıklarda yüksek sıcaklık sürünme davranışının incelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ergün Subaşı

      2016-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada, havacılıkta yaygın olarak kullanılan Inconel 718 süper alaşımının sürünme davranışına sıcaklık ve gerilmenin etkileri incelenmiştir. Deneyler; 750°C, 800°C sıcaklıklarında ve 200-350MPa gerilme aralığında gerçekleştirilmiştir. Deneysel çalışma sonuçlarından, gerilme üssü (n, sürünme hızı (έ ve aktivasyon enerjisi (Q hesaplanmıştır. Hesaplanan sonuçlara göre; sürünme hızlarının artan gerilme ile arttığı, ayrıca sıcaklığın artmasıyla birlikte sürünme hızları çok daha fazla artmaktadır. Aynı şekilde, artan gerilme ile birlikte aktivasyon enerjisi artmaktadır. Deney sonuçlarından elde edilen gerilme üssü değerlerine göre; etkin deformasyon mekanizmasının dislokasyon sürünmesi olduğu tespit edilmiştir. Inconel 718 süper alaşımının kopma sürünme ömrünü tahmin etmek için, Larson Miller grafiği çizilmiştir. Bu grafikle, Inconel 718’in yüksek sıcaklık sürünme ömürleri hesaplanabilir.

    18. Kesim Sonrası Sığır Etinde Meydana Gelen Biyokimyasal Değişimler

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şükrü Kurt

      2015-02-01

      Full Text Available İnsan gıdası olarak et ve et ürünleri, sığır, koyun, keçi, kümes hayvanları ve av hayvanlarının iskelet kası ve iç organlarından, belirli kesim, yüzüm, parçalama ve işleme sonucu elde edilen ürünlerdir. Et kaynakları arasında özellikle kırmızı et, duyusal özellikleri bakımından oldukça önemlidir. Et kalitesini kesim sonrası meydana gelen biyokimyasal değişimler önemli derecede etkilemektedir. Ölüm sonrası kan sirkülasyonunun durması ve yeterli oksijenin bulunmaması nedeniyle enerji metabolizmasında önemli değişimler meydana gelmektedir. Enerji metabolizmasındaki bu değişimlerin etkisi ile, kaslarda geri dönüşümsüz kasılma olayı gerçekleşmekte ve kasın uzun süreli sertleşmesine neden olmaktadır. Meydana gelen bu biyokimyasal reaksiyonlar sırasında pH düşmekte ve pH’nın düşmesine bağlı olarak glikolitik enzimler inaktive olmakta, proteolitik enzimler aktif hale geçmektedir. Bunun sonucunda, kas belli bir gevreklik kazanmaktadır. Kasın ete dönüşümü sırasında meydana gelen bu reaksiyonlar sonucu, etin renginde ve diğer duyusal özelliklerde de arzu edilebilir değişimler meydana gelmektedir.

    19. Yoğurt Yapımında Saf Kültürün Kullanımı

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sevda Kılıç

      2015-02-01

      Full Text Available Yoğurt, sütün L. bulgaricus ve S. thermophilus bakterilerini belirli oranlarda içeren kültürle aşılanması sonucu elde edilen bir süt mamülüdür. Yoğurt teknolojisinde yaklaşık 70 yıldır kültür kullanılmaktadır. Kültürün hazırlanmasında yararlanılan bakteriler, belirli özellikleri dikkate alınarak seçilmektedir. Daha sonra yağsız süt tozundan hazırlanan süte aşılanarak 42-44 oC’de inkübasyona bırakılmakta ve pH 4.7 olduğunda inkübasyona son verilerek çoğaltımı ve aktifleşmeleri sağlanmaktadır. Günümüzde diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de kültür kullanımı gıda maddeleri tüzüğünün 51. maddesine göre zorunlu tutulmaktadır. Ancak buna rağmen kültür, tam anlamıyla bilinmemekte veya bilinçli olarak kullanılmamaktadır. Yoğurt teknolojisinde kültür, kullanımı ile daha kaliteli yoğurt yapılmaktadır. Uzun süre tat, aroma ve yapısı bozulmadan saklanabilmekte, raf ömrü uzamaktadır. Normal sertlikte olan yoğurtta asitlik istenilen düzeyde olduğu için su salmada görülmez.

    20. HİZMET KALİTESİ VE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİN ŞUBE-İNTERNET BANKACILIĞINDA KARŞILAŞTIRILMASI - COMPARISON OF SERVICE QUALITY OF CUSTOMER SATISFACTION IN BRANCH-INTERNET BANKING

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tolga DURSUN

      2014-01-01

      Full Text Available ÖzetKüreselleşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte işletmelerin sürdürülebilirliklerinde ve birbirleriyle olan rekabetlerinde hizmet, hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyetinin önemi artmıştır. Bu nedenle bu araştırma müşteri memnuniyetini, müşteri memnuniyetinde etkili olan hizmet kalitesi faktörlerini (fiziksel unsurlar, heveslilik, güvenlik, güvenilirlik, işlemleri gerçekleştirme, servis çeşitliliği, işlem ücreti bankacılık sektöründe iki farklı kanal olan Şube ve İnternet bankacılığında değerlendirerek karşılaştırma yapmaktadır. İki kanal arasındaki farkların ortaya konularak nedenlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Veri toplama yöntemi olarak uygulanan anket internet üzerinden yapılmış ve 429 katılımcıdan elde edilen veriler istatistiksel tekniklerle değerlendirilmiştir.AbstractGlobalization and technological developments, the competitiveness of enterprises and between sustainability services, service quality and customer satisfaction has increased in importance. Therefore, this research aims to evaluate customer satisfaction in branch and internet banking by addressing the factors affecting the quality of service (tangibles, responsiveness, trust, reliability, fulfillment, service portfolio and transaction fees in customer satisfaction. It is intended to determine the causes of the differences between the two channels and is to put forth. The survey made on the internet as a method of data collection and statistical analysis of the data from 429 participants were statistically evaluated.

    1. Piyasada Fermente Sucuk Olarak Satılan Ürünlerin Kalite Özelliklerinin Saptanması ve Geleneksel Türk Fermente Sucuğu ile Karşılaştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Halime PEHLİVANOĞLU

      2015-07-01

      Full Text Available Bu çalışma, günümüz Türkiye’sinde marka olmuş firmalar tarafından üretilen ve fermente sucuk etiketi ile piyasaya sunulan sucukların karakteristik özelliklerinin araştırılması ve Geleneksel Türk Fermente Sucuk özellikleri ile karşılaştırılması amacı ile yapıldı. İstanbul piyasasında çeşitli markalarda satışa sunulan ve üzerinde fermente sucuk etiketi bulunan 30 adet sucuk numunesi çalışmada materyal olarak kullanıldı. Numunelerin tümünde Toplam Mezofil Aerob Mikroorganizmalar, Koliform Grubu Mikroorganizmalar, Laktik Asit Bakterileri, Stafilokok ve Mikrokoklar ile Küf ve Mayalar araştırıldı. Ayrıca pH değeri, rutubet miktarı, yağ miktarı, protein miktarı ve duyusal özellikleri incelendi. Elde edilen duyusal, fiziko-kimyasal ve mikrobiyolojik bulgulara göre, incelenen 30 adet sucuk numunesinin 8 adedinin (%26,6 fermente sucuk özelliğine yakın olduğu, 9 adedinin (%30,0 yarı fermente ve 13 adedinin (%43,3 ise ısıl işlem görmüş fermente olmayan sucuklar olduğu saptandı. Bu sonuçlara göre, fermente sucuk etiketi ile piyasaya sunulan ürünlerin 22 adedinin (%73,3 tam fermente olmaması nedeni ile ilgili yönetmelikler açısından taklit ve tağşiş kapsamına girdiği sonuç ve kanaatine varıldı.

    2. Turist Motivasyonunda Mahalli Kültür ve Etkisi ve Apart Ziyaretlerinde Turist Memnuniyeti

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nguyen Quang VINH

      2013-09-01

      Full Text Available Bu çalışma, apart turizm hizmet sektöründe stratejik pazarlama kararının tesis edilmesi anlayışını sağlamak için turizm planlamacılarına ve turizmcilere yardım etmeyi amaçlamaktadır. Ampirik analiz için Duonglam Eski Köyü’nün apart hizmetinden faydalanmış 150 uluslararası ziyaretçinin oluşturduğu datalar kullanılmıştır. Turist motivasyonu ve nihai varış noktası sadakatindeki memnuniyet arasındaki hipotezleri test etmek amacıyla regresyon yöntemi benimsenmiştir. Bu çalışma Duonglam köyündeki iklim şartları, nihai varış noktasına ulaşım kolaylığı, konaklama kalitesi, doğal güzellikler ve hijyen şartlarının turist memnuniyeti üzerinde önemli etkileri olduğu sonucunu çıkarmıştır. Diğer taraftan da bu sonuçlar Duonglam Eski Köyü’nün kültürel aktiviteleri ve turizm hizmet sektörü hakkında olumsuz bir kanıyı temsil etmektedir. Ayrıca çalışmada, araştırmanın sınırı ve turizm sektörü çalışanları için elde edilen bulguların sonuçları tartışılmıştır.

    3. Turist Rehberlerinin Liderlik Yönelimlerinin Belirlenmesine Yönelik Bir

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet Teoman TÜRKMEN

      2017-07-01

      Full Text Available Turist rehberlerinin, turistlerin yabancı oldukları kültürle temasları sürecinde bilgi verici, yorumcu, tercüman, danışman ve aracı gibi çok sayıda rolleri bulunmaktadır. Bu rolleri ile rehberler, turistik deneyimin olumlu ya da olumsuz neticelenmesinde doğrudan etkilidirler. Rehberlerin tüm rollerinin başarılı bir şekilde ifa edilmesinde kilit öneme sahip rol ise, gruba hâkimiyet süreçlerini içeren liderlik rolüdür. Bu noktada, turist rehberlerinin liderlik rollerinin, turistin kaliteli hizmet almasında ve en nihai sonuç olarak turizmin hedeflenen amaçlarına ulaşmasında önemli bir etken olduğunu söylemek mümkündür. Çalışmada turist rehberlerinin liderlik yönelimleri ve liderlik yönelimleri ile demografik özellikleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Turist rehberlerine uygulanan anketlerle elde edilen veriler istatiksel analizler aracılığıyla değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda turist rehberlerinin genel olarak göreve yönelik liderlik davranışlarını benimsediği ortaya çıkmıştır. Ayrıca koşulların gerekliliğine göre görevi ya da ilişkileri ön planda tutmayı gerektiren değişim davranışı, rehberlerin en az tercih ettikleri liderlik davranışı olduğu tespit edilmiştir.

    4. Vietnam Turizm Sektöründe Reklam Stratejilerinin Bulanık Kural Tabanlı Analizi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nguyen Quang VINH

      2015-04-01

      Full Text Available Bu çalışma, turizm sektöründe reklam stratejilerinin verimliliği analiz etmeyi amaçlamaktadır. Reklamcılık faaliyetleri, turistik yerlerin özellikleri ile bu yerlerin imajı, reklam verimliliğini etkileyen dinamikler olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmada yöntem olarak reklam stratejilerinin verimliliğini hesaplamada bulanık küme teorisi ve analitik hiyerarşi süreci kullanılmıştır. Buna ek olarak ortaya çıkan sonuçları teyit etmek amacıyla da SPSS yardımıyla istatistiksel analizler yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgular, reklam stratejilerinin verimliliğine ilişkin devletin yürütmüş olduğu çalışmaların birinci dereceden önemli olduğunu ortaya koymuştur. Bunun yanında çalışmanın bulgularına göre müşteri memnuniyeti ve uzun dönemli stratejiler açısından turistik yerlerde sağlanan hizmetlerin o bölgenin altyapı ve fiziki şartlarından çok daha önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır. Son olarak ise turizm bölgesinin imajıyla ilgili olarak öncelikle turistlere verilen değer, akabinde de müşteri memnuniyeti ve turistlerin bölgeye olan sadakati, uzmanlar tarafından ön plana çıkarılmaktadır.

    5. İhracata Dayalı Büyüme Hipotezi: Türkiye Uygulaması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      İsmail KÜÇÜKAKSOY

      2015-09-01

      Full Text Available Bu çalışma Türkiye ekonomisi için 2003:1Q ve 2015:Q1 çeyreklik veriler kullanılarak “İhracata Dayalı Büyüme Hipotezi”nin geçerliliği test etmeyi amaçlamaktadır. Hipotez, reel ihracattan reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH doğru nedensellik ilişkisi olduğunu iddia etmektedir. Çalışmada, Johansen koentegrasyon testi, Gregory-Hansen koentegrasyon testi, Toda-Yamamoto nedensellik testi, Tam Düzeltilmiş En Küçük Kareler Yöntemi (FMOLS, “Kanonik Koentegrasyon Regresyonu (CCR” ve “Dinamik En Küçük Kareler Yöntemi (DOLS” kullanılmıştır. Testler sonucunda elde edilen bulgular şunlardır: a Değişkenler arasında, Johansen koentegrasyon testine göre uzun dönemli bir ilişki yokken, Gregory-Hansen koentegrasyon testine göre uzun dönemli bir ilişki tespit edilmiştir; b Toda-Yamamoto testine göre reel ihracat ile reel GSYİH arasında çift yönlü nedensellik vardır. Bu bulgu Türkiye için ihracata dayalı büyüme hipotezinin geçerliliğini ispatlamaktadır; c FMOLS, CCR, DOLS yöntemlerine göre, uzun dönemde reel ihracatta meydana gelen %1’lik bir artış reel GSYİH’yı sırasıyla %1.5195, %1.5552, %1.3171 oranlarında arttırmaktadır. Her üç yöntem de ihracata dayalı büyüme hipotezini Türkiye ekonomisi için ispatlamaktadır.

    6. Mengen Peynirinden Laktik Asit Bakterilerinin İzolasyonu, Moleküler Tanımlanması ve Bazı Starter Kültür Özelliklerinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aylin AKOĞLU

      2016-12-01

      Full Text Available Çalışmada 50 adet Mengen peyniri örneğinden toplam 117 adet laktik asit bakterisi izole edilmiş ve laktik asit bakteri florası % 44.5 Enterococcus spp., % 29.9 Lactobacillus spp., % 25.6 Lactococcus spp. olarak belirlenmiştir. Elde edilen izolatların asidifikasyon kapasiteleri ile proteolitik aktiviteleri tespit edilmiş, en iyi asidifikasyona ve proteolitik aktiviteye sahip 22 adet suş 16S rDNA dizi analizi ile tanımlanmıştır. Tanımlaması yapılan suşların 15’i (% 63 Enterococcus spp., 5’i (% 21, Lactococcus spp., 1’i (% 4 Lactobacillus spp. ve 1’i (% 4 Weissella spp. olarak belirlenmiştir. 15 adet Enterococcus spp. izolatından; 9’u (% 60 Enterococcus faecium, 4’ü (% 26.7 Enterococcus faecalis ve 2’si (% 13.3 Enterococcus durans olarak; 5 adet Lactococcus spp. izolatından, 3’ü (% 60 Lactococcus lactis subsp. lactis, 2’si (% 40 Lactococcus garvieae olarak tanımlanmıştır. Lactobacillus spp. ve Weissella spp. olarak tanımlanan suşların ise sırasıyla Lactobacillus casei ve Weissella viridescens olduğu tespit edilmiştir. Tanımlanan suşlar içerisinden aynı anda hem düşük proteolitik aktivite hem de yüksek asidifikasyon aktivitesi özelliği gösteren bir adet Lactococcus lactis subsp. lactis suşu, Enterokoklar arasından bir adet Enterococcus faecalis, bir adet Enterococcus faecium ve iki adet Enterococcus durans suşu en iyi starter kültür özelliklerine sahip suşlar olarak belirlenmiştir.

    7. Türkiye’de Adli Belge İncelemesinde Bilirkişilik Sisteminin Değerlendirilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nevzat Alkan

      1998-12-01

      Full Text Available Adli belge incelemesi, adli bilimlerin önemli çalışma alanlarından birisidir. Çalışmamız, yurdumuzda adli belge incelemesi ile ilgili bilirkişilik uygulamalarının nasıl, hangi kuruluşlarda, kimlerce ve hangi prensiplerle yapılmakta olduğunu irdelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla bilirkişiliği düzenleyen kanun maddeleri, bu konuda çalışan resmi bilirkişi kuruluşları, bu kuruluşlarda yer alan adli belge inceleme laboratuvarları, bu laboratuvarların iş yükleri, teknik ve eleman kapasiteleri, eleman seçimlerinde uygulanan prensipler, adli belge incelemesi alanında özel bilirkişilik uygulamaları ile Adli Tıp Uzmanları Derneği ve Adli Bilimler Derneği' nin tüzükleri incelenerek tartışılmıştır. Elde edilen veriler, adli belge incelemesinde yurdumuzda yeni yasal düzenlemeler yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Böylece uygulamada, belirlenmiş çalışma standartları ve eğitim kurallarının oluşturulması ve ayrıca istismarı önlemek amacıyla yeterli denetimlerin yapılması sağlanacaktır. Bu da ancak yasal düzenlemelerin yanı sıra, tüm bilirkişilik alanlarında geçerli olduğu gibi meslek örgütlerinin yapacağı iç düzenlemeler ile mümkün olabilecektir. Anahtar Kelimeler: Adli Tıp, Adli Bilimler, Adli Belge İncelemesi, Grafoloji, Kaligrafi.

    8. Ankara Bölgesinde Tüketime Sunulan Bazı Gıda Maddelerinde Sentetik Boya Düzeylerinin Araştırılması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gülderen Yentür

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada Ankara piyasasından sağlanan reçel, meyveli yoğurt, meyve suyu, alkolsüz içecek, elmalı şeker örneklerinden oluşan toplam 160 gıda maddesinde bazı sentetik boyaların saptanması amaçlanmıştır. Bütün örneklerde Tartrazine, Quinoline Yellow, Sunset Yellow F.C.F, Carmoisine, Ponceau 4R, Indigotin sentetik boya maddeleri yün boyama ve kâğıt kromatografisi yöntemiyle kalitatif olarak saptanmıştır. Kantitatif tayin birinci dereceden türev spektrofotometresi yöntemi kullanılarak yapılmıştır. 11 adet alkolsüz içecek örneğinde Ponceau 4R ve Carmoisine boyalarının ortalama değeri 49.2405±0.0002 mg/l olarak bulunmuştur. A ve B pastanelerine ait elmalı şekerlerde Ponceau 4R’nin ortalama düzeyleri sırasıyla 2265.3140±36.0215 mg/kg ve 584.4700±3.5281 mg/kg olarak saptanmıştır. Elde edilen bulgulara göre alkolsüz içeceklerdeki sentetik boya miktarlarının Türk Gıda Kodeksinin (TGK belirttiği sınırları aşmadığı ve elmalı şekerlerdeki Ponceau 4R miktarlarının ise Türk Gıda Kodeksinin sınır değerlerinin üzerinde olduğu bulunmuştur. Diğer gıda ve içecek örneklerinde ise sentetik boya varlığına rastlanmamıştır.

    9. HPLC ve Kağıt Kromatografisi Tekniklerinin Kombinasyonu ile Flavonoidlerin Saflaştırılması

      OpenAIRE

      Velioğlu, Sedat; Cemeroğlu, Bekir

      1992-01-01

      Bu araştırmada, kağıt kromatografisi ve yüksek basınç likit kromatografisi (HPLC) yöntemlerinin birlikte uygulanması ile flavonoidlerin saf olarak elde edilme olanakları incelenmiştir. Whatman 3MM kromatografi kağıdı ve BAW solvent sistemi kullanılarak inen tipte kağıt kromatografisi tekniğiyle 7 band elde edilmiş ve bu bantlar üzerindeki flavonoidler MAW solvent sistemiyle elue edildikten sonra HPLC kolonuna enjekte edilmiştir. Araştırma bulguları, bu yolla 15 adet pikin saf olarak elde edil...

    10. Farklı Karbondioksit Dozlarının Hidroponik Buğday (Triticum aestivum L. Çim Suyunun Verim ve Besin Değerleri Üzerine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Muhammet KARAŞAHİN

      2015-11-01

      Full Text Available dozda karbondioksit uygulamalarının çim suyu verim ve besin değerleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla 01.03.2015 ile 01.08.2015 tarihleri arasında Karabük Üniversitesi Eskipazar Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü iklimlendirme odasında yürütülmüştür. Çalışmada; üç farklı karbondioksit dozu (Kontrol; 0, D1; 750, D2; 1500 ve D3; 2000 ppm yetiştirme ortamına uygulanarak, bitki verimi tohum oranı, bitki ve çim verimi, çim suyu verimi ve pH, bitki boyu ve kök uzunluğu, bitki ve çim kuru madde oranları, çim suyu enerji ve makro besin değerleri (rutubet, karbonhidrat, protein, yağ, diyet lif ve kül ile mineral madde (N, P, K, Ca, Mg, Fe, Cu, Mn, Zn ve Na içerikleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre en yüksek bitki, çim ve çim suyu verimleri ile bitki boyu değerleri D1 uygulamasından elde edilmiştir. En yüksek kök uzunluğu değerleri D1 ve D3 uygulamalarından elde edilirken, en yüksek bitki kuru madde oranı değerleri kontrol, D2 ve D3 uygulamalarından elde edilmiştir. En yüksek yağ, Ca ve Fe içerikleri ise D3 uygulamasından elde edilmiştir. En yüksek Mn içerikleri kontrol ve D3 uygulamalarından elde edilirken, en yüksek Mg içerikleri D1, D2 ve D3 uygulamalarından elde edilmiştir. En yüksek Na içerikleri ise kontrol ve D1 uygulamalarından elde edilmiştir. Sadece en yüksek çim ve çim suyu verim değerleri elde etmek için D1 uygulaması tavsiye edilebilir niteliktedir.

    11. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      The characteristics of dust acoustic wave propagating through the plasma has been analysed and the dispersion relation deduced is a generalization of that obtained by previous authors. It is found that nonlinear localization of high frequency electromagnetic field in such a plasma generates magnetic field. This magnetic ...

    12. A combinatorial wind field model

      DEFF Research Database (Denmark)

      Soleimanzadeh, Maryam; Wisniewski, Rafal; Sloth, Christoffer

      2010-01-01

      This report is the deliverable 2.4 in the project Distributed Control of Large-Scale Oshore Wind Farms with the acronym Aeolus. The objective of this deliverable is to provide an understanding of the wind eld model and dynamic variations superimposed on the mean eld. In this report a dynamical...

    13.  Topological quantum field theory: 20 years later

      DEFF Research Database (Denmark)

      Reshetikhin, Nicolai

      2008-01-01

      This article is an overview of the developments in topological quantum field theory, and, in particular on the progress in the Chern–Simons theory.......This article is an overview of the developments in topological quantum field theory, and, in particular on the progress in the Chern–Simons theory....

    14. Study of solar features causing GMSs with 250γ H 400γ

      Indian Academy of Sciences (India)

      The effect of solar features on geospheric conditions leading to geomagnetic storms (GMSs) with planetary index, p ≥ 20 and the range of horizontal component of the Earth's magnetic field such that 250 < < 400 has been investigated using interplanetary magnetic field (IMF), solar wind plasma (SWP) and solar ...

    15. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      Magnetic superconductor; rutheno cuprates; structural analysis; microstructure. ... The resistance vs. temperature behavior of the samples in applied fields of 0, 3 and 7 T confirmed superconductivity, with a different type of broadening of the superconductivity transition under magnetic fields for Ru-1212 from that known for ...

    16. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      Dynamics of cascade three-level system interacting with the classical and quantized field ... A DC excited waveguide multibeam CO2 laser using high frequency .... Dynamical interplay between fluctuations, electric fields and transport in ... Dust acoustic shock wave generation due to dust charge variation in a dusty plasma.

    17. Microwave absorption studies of MgB 2 superconductor

      Indian Academy of Sciences (India)

      Microwave absorption studies have been carried out on MgB2 superconductor using a standard X-band EPR spectrometer. The modulated low-field microwave absorption signals recorded for polycrystalline (grain size ∼ 10m) samples suggested the absence of weak-link character. The field dependent direct microwave ...

    18. Ortaokula devam eden işitme engelli öğrencilerin yazı performanslarının incelenmesi: Örnek grup çalışması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Reşat Alatlı

      2017-04-01

      Full Text Available Bu çalışmada, işaret dili ile dikte edilen bir metin incelenerek, işitme engelli öğrencilerin yazma performanslarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya 6.,7. ve 8. sınıfa devam eden 10 işitme engelli öğrenci katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacıların hazırladığı, uzman görüşü alınmış ve gündelik hayatta sık kullanılan sözcüklerin yer aldığı 57 kelimeden oluşan bir metin kullanılmıştır. Yazılı metinlerdeki, yazma hataları analiz edilmiştir. Elde edilen yazılı metinlerde harf ve/veya hece atlama (letter and/or morpheme omission, harf ve/veya hece ekleme (addition of letter and/or morpheme, sözcük atlama (word omission, sözcük ekleme (addition of word hataları olduğu görülmüştür. Ayrıca kelimenin yanlış olarak kullanılması ve çekim eki hataları gibi hatalar yaptıkları belirlenmiştir. İşitme engelli öğrencilerin, yazılı anlatım becerilerindeki sınırlılıklarının, günlük yaşam ve akademik beceriler üzerindeki etkisi alanyazın çerçevesinde tartışılmıştır. The purpose of this study is to investigate the writing performance of students with hearing impairment who are attending secondary school, on a text which has been dictated by the sign language. 10 students with hearing impairment, who are at 6th, 7th , and 8th grades, have participated in the study. A text prepared by the researchers which included 57 frequently used words, was dictated by sign language. Writing errors in the text were analyzed qualitatively. According to the results, students with hearing impairment have a number of limitations such as the omission of letters and/or morphemes, the addition of letters and/or morphemes, omission and/or adding words, mistakes on using the words and inflections. Also, it has been concluded within the scope of the information in the field that how these limitations affect academic and daily life skills.

    19. Yeşilçam Döneminde Van’ın Sinema Kültürü Van’s Cinema Culture in Yeşilçam Period

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Arzu ERTAYLAN

      2013-09-01

      aim, importance and scope of the work is defined as well as the limitations and problems faced during the research. In the second part of the work, the advantages and disadvantages of the concepts, ‘descriptive analysis method’ and ‘unstructured interview technique’ that this research is based on are explained. The latter part deals with the cinema culture of Van till 1980s with the help of the topics that are defined. As a conclusion, the data gathered during the reserach is evaluated under the light of the knowledge on Turkish cinema in relation to the social and political situation of Turkey. İletişim ve güzel sanatlar fakültelerinin sayılarındaki artışa bağlı olarak sinema konusunda yapılan teorik çalışmaların sayıca arttığı yadsınamaz bir gerçek haline gelmiştir. Türk sinemasının geçmişi ve bugünü pek çok akademisyen ve sinemasever tarafından mercek altına alınmış, yeni ve eski çok sayıda film, konuları, üslupları, ideolojileri, türleri, yönetmenleri ve filmlerdeki herhangi spesifik bir konunun temsili gibi pek çok açıdan incelenmiş, filmler belli araştırma yöntemlerine dayanarak analiz edilmiş ve sonuçta teorik anlamda ciddi bir külliyat oluşmaya başlamıştır. Bu tür teorik çalışmaların önemine rağmen Türk sineması alanında yapılan saha çalışmalarının sayıca geride kaldığı da aşikardır. Durumun eşitlenmesi gibi bir zorunluluk bulunmasa da, saha çalışmalarının sağlayacağı katkıların da göz ardı edilmemesi gerektiği düşünülmektedir.Belli bir pilot bölgeyi temel alarak elde edilen verilere dayanan saha çalışmalarının, bu bölge özelinde yaşanan sorunlara pratik yanıtlar getirebilme potansiyeli bulunmaktadır. “Yeşilçam Döneminde Van’ın Sinema Kültürü” isimli çalışma da bu açıdan önemli görülmüştür. Elde edilen sonuçların Van ilinde sinemanın gelişimine ilişkin somut bilgiler sağlaması ve başka araştırmacılar için yol g

    20. Renormalized energy-momentum tensor of λΦ4 theory in curved ...

      Indian Academy of Sciences (India)

      Divergenceless expression for the energy-momentum tensor of scalar field is obtained using the momentum cut-off regularization technique. We consider a scalar field with quartic self-coupling in a spatially flat (3+1)-dimensional Robertson–Walker space-time, having arbitrary mass and coupled to gravity. As special cases ...

    1. Large Data Set Mining

      NARCIS (Netherlands)

      Leemans, I.B.; Broomhall, Susan

      2017-01-01

      Digital emotion research has yet to make history. Until now large data set mining has not been a very active field of research in early modern emotion studies. This is indeed surprising since first, the early modern field has such rich, copyright-free, digitized data sets and second, emotion studies

    2. Early Learning and Development Standards in East Asia and the Pacific: Experiences from Eight Countries

      Science.gov (United States)

      Miyahara, Junko; Meyers, Cliff

      2008-01-01

      This paper analyses how countries in UNICEF's East Asia and Pacific Region (EAPR) have engaged in the Early Learning and Development Standards (ELDS) process. ELDS has been developed by the governments of Cambodia, China, Fiji, Lao PDR, Mongolia, Philippines, Thailand, and Vietnam over the last 3 years with technical and financial support from…

    3. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      We investigate some aspects of a generalized JC-model which include arbitrary forms of non-linearities of both the field and the intensity-dependent atom–field coupling. We obtain an exactly analytic solution of the model, by means of which we identify and numerically demonstrate the region of parameters where ...

    4. Pharmaceutical biotechnology: drug discovery and clinical applications

      National Research Council Canada - National Science Library

      Kayser, Oliver; Müller, Rainer H

      2004-01-01

      .... The biopharmaceutical industry has changed dramatically since the first recombinant ® protein (Humulin ) was approved for marketing in 1982. The range of resources required for the pharmaceutical industry has expanded from its traditional fields. Advances in the field of recombinant genetics allows scientists to routinely clone genes and create ge...

    5. Enhanced temperature-independent magnetoresistance below the ...

      Indian Academy of Sciences (India)

      The film exhibits a large nearly temperature-independent magnetoresistance around 99% in the temperature regime below p. The zero field-cooled (ZFC) and field-cooled (FC) magnetization data at 50 Oe shows irreversibility between the ZFC and FC close to the ferromagnetic transition temperature c = 250 K. The ZFC ...

    6. Collective flow in relativistic heavy-ion collisions

      Indian Academy of Sciences (India)

      A brief introduction is given to the field of collective flow, currently being investigated experimentally at the Relativistic Heavy-Ion Collider, Brookhaven National Laboratory. It is followed by an outline of the work that I have been doing in this field, in collaboration with Nicolas Borghini and Jean-Yves Ollitrault.

    7. Pharmacogenetics of psychotropic drugs

      National Research Council Canada - National Science Library

      Lerer, Bernard

      2002-01-01

      ... of pharmacogenetics with substance dependence and brain imaging, and consider the impact of pharmacogenetics on the biotechnology and pharmaceutical industries. This book defines the young field of pharmacogenetics as it applies to psychotropic drugs and is, therefore, an essential reference for all clinicians and researchers working in this findings field. Bernard ...

    8. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      Bianchi type-V string cosmological models in general relativity are investigated. To get the exact solution of Einstein's field equations, we have taken some scale transformations used by Camci et al [Astrophys. Space Sci. 275, 391 (2001)]. It is shown that Einstein's field equations are solvable for any arbitrary cosmic scale ...

    9. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      Abstract. Experimental realization of mirrorless lasers in the last decade have resulted in hectic activity in this field, due to their novelty, simplicity and ruggedness and their great potential for application. In this article, I will review the various developments in this field in roughly chronological order, and discuss some possible ...

    10. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      A boundary-state computation is performed to obtain derivative corrections to the Chern–Simons coupling between a -brane and the RR gauge potential -3. We work to quadratic order in the gauge field strength , but all orders in derivatives. In a certain limit, which requires the presence of a constant -field ...

    11. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      Magnetochiral anisotropy refers to the phenomenon that when light is passed through a chiral medium placed in an external magnetic field, the refractive index, or equivalently, the absorption encountered by the light differs depending on whether it travels parallel or antiparallel to the magnetic field. It is a very small effect, ...

    12. Laser speckle technology in stomatology. diagnostics of stresses and strains of hard biotissues and orthodontic and orthopedic structures

      Science.gov (United States)

      Denisova, Yu. L.; Bazylev, N. B.; Rubnikovich, S. P.; Fomin, N. A.

      2013-07-01

      We have investigated the formation and dynamics of speckle biofi elds formed by hard biotissues of the oral cavity irradiated with low-intensity radiation. We present experimental methods for diagnosing the stressed-strained state of the maxillodental system and orthodontic and orthopedic structures based on speckle technologies and crosscorrelation analysis of speckle biofi elds.

    13. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      Einstein's field equations are considered for a locally rotationally symmetric Bianchi Type-II space–time in the presence of a massless scalar field with a scalar potential. Exact solutions of scale factors and other physical parameters are obtained by using a special law of variation for Hubble's parameter that yields a constant ...

    14. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      However, on substitution of Pr with La, a crossover from the highly resistive CO state to a state of metallic character is observed at relatively low electric fields. The current–voltage characteristics of the samples at low temperatures show hysteretic and history dependent effects. The electric field driven charge transport in the ...

    15. REDESIGN OF CERNS QUADRUPOLE RESONATOR FOR TESTING OF SUPERCONDUCTING SAMPLES

      CERN Document Server

      Del Pozo Romano, Veronica

      2017-01-01

      The quadrupole resonator (QPR) was constructed in 1997 to measure the surface resistance of niobium samples at 400 MHz, the technology and RF frequency chosen for the LHC. It allows measurement of the RF properties of superconducting films deposited on disk-shaped metallic substrates. The samples are used to study different coatings which is much faster than the coating, stripping and re-coating of sample cavities. An electromagnetic and mechanical re-design of the existing QPR has been done with the goal of doubling the magnetic peak fields on the samples. Electromagnetic simulations were carried out on a completely parametrized model, using the existings QPR as baseline and modifying its dimensions. The aim was to optimize the measurement range and resolution by increasing the ratio between the magnetic peak fields on the sample and in the cavity. Increasing the average magnetic field on the sample leads to a more homogenous field distribution over the sample. Some of the modifications were based on t...

    16. Exploring the Physics Limitations of Compact High Gradient Accelerating Structures Simulations of the Electron Current Spectrometer Setup in Geant4

      CERN Document Server

      Van Vliet, Philine Julia

      2017-01-01

      The high field gradient of 100 MV/m that will be applied to the accelerator cavities of the Compact Linear Collider (CLIC), gives rise to the problem of RF breakdowns. The field collapses and a plasma of electrons and ions is being formed in the cavity, preventing the RF field from penetrating the cavity. Electrons in the plasma are being accelerated and ejected out, resulting in a breakdown current up to a few Amp`eres, measured outside the cavities. These breakdowns lead to luminosity loss, so reducing their amount is of great importance. For this, a better understanding of the physics behind RF breakdowns is needed. To study these breakdowns, the XBox 2 test facility has a spectrometer setup installed after the RF cavity that is being conditioned. For this report, a simulation of this spectrometer setup has been made using Geant4. Once a detailed simulation of the RF field and cavity has been made, it can be connected to this simulation of the spectrometer setup and used to recreate the data that has b...

    17. An Eulerian-Lagrangian finite-element method for modeling crack growth in creeping materials

      International Nuclear Information System (INIS)

      Lee Hae Sung.

      1991-01-01

      This study is concerned with the development of finite-element-solution methods for analysis of quasi-static, ductile crack growth in history-dependent materials. The mixed Eulerian-Langrangian description (ELD) kinematic model is shown to have several desirable properties for modeling inelastic crack growth. Accordingly, a variational statement based on the ELD for history-dependent materials is developed, and a new moving-grid finite-element method based on the variational statement is presented. The moving-grid finite-element method based on the variational statement is presented. The moving-grid finite-element method is applied to the analysis of transient, quasi-static, mode-III crack growth in creeping materials. A generalized Petrov-Galerkin method (GPG) is developed that simultaneously stabilizes the statement to admit L 2 basis functions for the nonlinear strain field. Quasi-static, model-III crack growth in creeping materials under small-scale-yielding (SSY) conditions is considered. The GPG/ELD moving-grid finite-element formulation is used to model a transient crack-growth problem. The GPG/ELD results compare favorably with previously-published numerical results and the asymptotic solutions

    18. Kinetic model for hydroxyapatite precipitation on human enamel surface by electrolytic deposition

      International Nuclear Information System (INIS)

      Lei Caixia; Liao Yingmin; Feng Zude

      2009-01-01

      The electrolytic deposition (ELD) of hydroxyapatite (HAP) coating on human enamel surface for different loading times at varied temperatures (ranging from 37 deg. C to 85 deg. C) and varied current densities (ranging from 0.05 mA cm -2 to 10 mA cm -2 ) was investigated in this study. Thin film x-ray diffraction, Fourier transform infrared and micro-Raman spectra analysis, as well as an environmental scanning electron microscope, were used to characterize the coating. The results showed that only the HAP phase occurred on the enamel surface after ELD experiments. The contents of HAP deposits on the enamel surface linearly changed proportional to the square root of the loading time, which was in good agreement with the kinetic model of ELD of HAP coating based on one-dimensional diffusion. The induction periods were observed on all the regression lines, and the rate of the HAP coating formation on enamel showed a linear relationship with the current density. It was implied that the diffusion process was the rate-determining step in the ELD of the HAP coating on human enamel.

    19. Artificial bee colony algorithm for economic load dispatch with wind power energy

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Safari Amin

      2016-01-01

      Full Text Available This paper presents an efficient Artificial Bee Colony (ABC algorithm for solving large scale economic load dispatch (ELD problems in power networks. To realize the ELD, the valve-point loading effect, system load demand, power losses, ramp rate limits and prohibited operation zones are considered here. Simulations were performed on four different power systems with 3, 6, 15 and 40 generating units and the results are compared with two forms of power systems, one power system is with a wind power generator and other power system is without a wind power generator. The results of this study reveal that the proposed approach is able to find appreciable ELD solutions than those of previous algorithms.

    20. Radial oscillations of neutron stars in strong magnetic fields

      Indian Academy of Sciences (India)

      The eigen frequencies of radial pulsations of neutron stars are calculated in a strong magnetic field. At low densities we use the magnetic BPS equation of state (EOS) similar to that obtained by Lai and Shapiro while at high densities the EOS obtained from the relativistic nuclear mean field theory is taken and extended to ...

    1. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      The hf s in Coulomb metre (C m) when compared with static and reported s indicate that ss favour the monomer formations which combine to form dimers in the hf electric field. The comparison among s shows that a part of the molecule is rotating under X-band electric field [5]. The theoretical theos from available ...

    2. Experimental investigation of ultrasonic velocity anisotropy in ...

      Indian Academy of Sciences (India)

      Permanent link: https://www.ias.ac.in/article/fulltext/pram/077/02/0345-0355. Keywords. Magnetic fluids; ultrasonic wave; sound velocity; anisotropy. Abstract. Magnetic field-induced dispersion of ultrasonic velocity in a Mn0.7Zn0.3Fe2O4 fluid (applied magnetic field is perpendicular to the ultrasonic propagation vector) is ...

    3. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      Role of magnetic shear on the electrostatic current driven ion-cyclotron instability in the presence of parallel electric field · Harsha Jalori A K Gwal · More Details Abstract Fulltext ... pp 809-822 Research Articles. Analytic methods for field induced tunneling in quantum wells with arbitrary potential profiles · S Panda B K Panda.

    4. Journal of Earth System Science | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      For this purpose,several synthetic and field models have been examined.Five synthetic models are studied to establish the veracity of the new functions and two well-studied published field data sets are inverted through SIS for comparison.We noticed that the new function and SIS compliment each other and lead to better ...

    5. Sadhana | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      The flow and temperature fields are computed numerically with the help of the Fluent computational fluid dynamics (CFD) code, and a computer program developed by us by using the results of the calculations performed for the flow and temperature fields. In all investigated cases, the irreversibility due to the heat transfer ...

    6. Self-field effects on small-signal gain in two-stage free-electron lasers

      Indian Academy of Sciences (India)

      Self-field effects, induced by charge and current densities of the electron beam, on gain in two-stage free-electron laser with nonuniform guide magnetic field is presented. The gain equation for small-signal has been derived analytically. The results of numerical calculations show a gain decrement for group I orbits and a ...

    7. Sadhana | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      The burst of the Internet bubble in 2000 has severely quenched the pace of development in the optical MEMS field. However, it is now clear that this field is again set to move forward as not only telecommunication but many other industries are benefiting from its application. We describe in this paper some of our latest ...

    8. Pramana – Journal of Physics | Indian Academy of Sciences

      Indian Academy of Sciences (India)

      The compound with =0.10 exhibits superconductivity at ∼ 54 K while the composition = 0.20 is non-superconducting down to 5 K. On cooling below 10 K in an applied field of 4 kOe, the former causes a noticeable upturn in the field cooled (FC) magnetization signal. Such a change in magnetic response is also reflected ...

    9. Data mining in e-commerce: A survey

      Indian Academy of Sciences (India)

      Data mining has matured as a field of basic and applied research in computer science in general and e-commerce in particular. In this paper, we survey some of the recent approaches and architectures where data mining has been applied in the fields of e-commerce and e-business. Our intent is not to survey the plethora ...

    10. Non-Standard Hierarchies of the Runnings of the Spectral Index in Inflation

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Chris Longden

      2017-03-01

      Full Text Available Recent analyses of cosmic microwave background surveys have revealed hints that there may be a non-trivial running of the running of the spectral index. If future experiments were to confirm these hints, it would prove a powerful discriminator of inflationary models, ruling out simple single field models. We discuss how isocurvature perturbations in multi-field models can be invoked to generate large runnings in a non-standard hierarchy, and find that a minimal model capable of practically realising this would be a two-field model with a non-canonical kinetic structure. We also consider alternative scenarios such as variable speed-of-light models and canonical quantum gravity effects and their implications for runnings of the spectral index.

    11. Prematürite Retinopatisi: İki Yıllık İzlem Sonuçlarımız

      OpenAIRE

      Dikci, Seyhan; Keskin, Halil

      2015-01-01

      Özet Amaç: Yenidoğan yoğun bakım ünitemizde takip ettiğimiz ve dış merkezlerden hastanemize refere edilen prematüre bebeklerde prematürite retinopatisi (PR) sıklığını saptamak ve hastalığın klinik gidişatını değerlendirmek. Gereç ve Yöntemler: Ocak 2012-Aralık 2013 tarihleri arasında Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yenidoğan yoğun bakım ünitesinde takibi yapılan ve ayrıca dış merkezlerden hastanemize refere edilen 34 hafta ve altında doğum haftası olan bebekler ile do...

    12. Kinetic model for hydroxyapatite precipitation on human enamel surface by electrolytic deposition

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Lei Caixia; Liao Yingmin; Feng Zude, E-mail: zdfeng@xmu.edu.c [College of Materials, Xiamen University, Xiamen 361005 (China)

      2009-06-15

      The electrolytic deposition (ELD) of hydroxyapatite (HAP) coating on human enamel surface for different loading times at varied temperatures (ranging from 37 deg. C to 85 deg. C) and varied current densities (ranging from 0.05 mA cm{sup -2} to 10 mA cm{sup -2}) was investigated in this study. Thin film x-ray diffraction, Fourier transform infrared and micro-Raman spectra analysis, as well as an environmental scanning electron microscope, were used to characterize the coating. The results showed that only the HAP phase occurred on the enamel surface after ELD experiments. The contents of HAP deposits on the enamel surface linearly changed proportional to the square root of the loading time, which was in good agreement with the kinetic model of ELD of HAP coating based on one-dimensional diffusion. The induction periods were observed on all the regression lines, and the rate of the HAP coating formation on enamel showed a linear relationship with the current density. It was implied that the diffusion process was the rate-determining step in the ELD of the HAP coating on human enamel.

    13. Public Sector Leadership. A Review of Romanian Research Done in the Field Between 2007-2016

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tudor ȚICLĂU

      2016-12-01

      Full Text Available Leadership is one of the best examples for an ubiquitous research topic, as it is studied both as a social phenomenon as well as a theoretical concept (Hackman and Wageman, 2007, being studied in relation with different research fi elds, ranging from politics, public administration, management, social and organizational change, human motivation (and the list could go on. This has led some scholars to claiming that leadership has been the source of more extensive investigation than almost any other aspect of human behavior (de Vries, 1993. The interest then in public sector leadership comes only natural to any researcher in the fi eld of public administration. Our main purpose was to identify and analyze what has been done on the topic of public sector leadership, specifi cally for Romania, in the past ten years. We focused on three major variables: theoretical framework used, authorship nationality, and quality of research. Results indicate that Romanian authors and Romania are missing from top tier journals in the fi eld of public administration. Indirectly, results raise questions about general research capacity in the fi eld of public administration of Romanian scholars.

    14. Umbelliferae Familyasından Bazı Önemli Kültür Türlerinin Isparta Ekolojik Koşullarında Tarımsal ve Teknolojik Özelliklerinin Belirlenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Sevil KESKİN

      2016-04-01

      Full Text Available Anason (Pimpinella anisum L., dereotu (Anethum graveolens L., kimyon (Cuminum cyminum L., kişniş (Coriandrum sativum L., rezene (Foeniculum vulgare Mill. dünyada ve ülkemizde kültürü yapılan çok değerli tıbbi ve aromatik bitkilerdir. Bu araştırmada; anason, kimyon, kişniş, rezene ve dereotu türlerine ait çeşitlerin ve populasyonların Isparta ekolojik koşullarında bazı tarımsal ve teknolojik özelliklerinin belirlenmesi, uçucu yağ, sabit yağ ve petroselinik asit kaynağı olarak değerlendirme olanaklarının araştırılması amaçlanmıştır. Tarla ve laboratuvar araştırmalarından elde edilen sonuçlara göre, en yüksek tohum verimi anasonda “Yeşilova” populasyonundan (47.01 kg/da, dereotunda “Akşehir” populasyonundan (77.75 kg/da, kimyonda “Egebir09” çeşidinden (97.00 kg/da, kişnişte “Erbaa” çeşidinden (82.85 kg/da ve rezenede “Denizli” populasyonundan (63.66 kg/da elde edilmiştir. En yüksek uçucu yağ oranı anasonda “Burdur” populasyonunda (%3.60, dereotunda “Burdur” populasyonunda (%3.73, kimyonda “Türkmen09” çeşidinde (%2.13, kişnişte “Gamze” çeşidinde (%0.47 ve rezenede “Burdur” populasyonunda (%3.13 tespit edilmiştir. En önemli ana uçucu yağ bileşeni anasonda trans-anetol (%95.56-95.88, dereotunda D-karvon (%37.87-67.76, kimyonda a-thujenal (%30.90-42.52, kişnişte linalool (%81.85-88.94 ve rezenede trans-anetol (%79.67-89.13 olarak bulunmuştur. En yüksek sabit yağ oranı anasonda “Burdur” populasyonunda (%30.17, dereotunda “Burdur” populasyonunda (%21.24, kimyonda “Egebir09” çeşidinde (%29.03, kişnişte “Erbaa” çeşidinde (%25.42 ve rezenede “Denizli” populasyonunda (%23.67 belirlenmiştir. En yüksek petroselinik asit oranı ise anasonda “Çardak” populasyonunda (%63.37, dereotunda “Burdur” populasyonunda (%87.28, kimyonda “Türkmen09” çeşidinde (%60.18, kişnişte “Erbaa” çeşidinde (%79.89 ve

    15. BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİ KULLANMA DÜZEYİ İLE FİRMA PERFORMANSI ARASINDAKİ İLİŞKİ: İMALAT SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selahattin KAYNAK

      2017-10-01

      Full Text Available Öz Bilgi ekonomisinin temel göstergelerinden biri olan bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT, firmalar için rekabet gücünün temel unsuru haline gelmiştir. İmalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma düzeyleri ile firma performansı arasındaki ilişkileri incelemek çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Veriler yüz yüze görüşme yöntemiyle elde edilmiştir. Çalışma sonucunda işletmelerin tüketici taleplerine hızlı cevap verebilme, hizmet kalitesini arttırma, ticari işlemlerin yürütülmesinde kolaylık ve müşteri ilişkilerini geliştirme amacıyla bilgi ve iletişim teknolojilerini kullandığı belirlenmiştir. BİT’in firmaların verimliliğini arttırarak firmaları daha rekabetçi bir pozisyona taşıdığı ve genel performansı önemli ölçüde geliştirdiği sonucuna da varılmıştır. Ayrıca küçük ve orta ölçekli işletmelerin BİT yatırım maliyetlerinin yüksek olmasına daha fazla önem verdikleri, bilgi teknolojilerine daha fazla yatırım yapan firmaların karlılık ve büyüme düzeylerinin daha yüksek olduğu elde edilen bulgular arasında yer almaktadır. Abstract Information and communication technology (ICT, which is the main indicators of the knowledge economy, has become main factors of competitive power for the firm. Aim of the study is to examine relationships between firms’ usage level of ICT and firm performance operating in the manufacturing sector. The data have been obtained from face-to-face method. The result of the study show that ICT is used for variety of reasons such as respond quickly to consumer demand, increase the quality of services, customer relations development, ease of trade process. Another result concluded in this study is that ICT carries the firm to a more competitive position by increasing the firm productivity and develops general performance. Besides, it was found that high invesment cost of ICT is

    16. Effect of swift heavy ion irradiation on surface resistance of DyBa 2

      Indian Academy of Sciences (India)

      We report the observation of a pronounced peak in surface resistance at microwave frequencies of 4.88 GHz and 9.55 GHz and its disappearance after irradiation with swift ions in laser ablated DyBa2Cu3O7- (DBCO) thin films. The measurements were carried out in zero field as well as in the presence of magnetic fields ...

    17. On the advancements of conformal transformations and their associated symmetries in geometry and theoretical physics

      International Nuclear Information System (INIS)

      Kastrup, H.A.

      2008-08-01

      The historical developments of conformal transformations and symmetries are sketched: Their origin from stereographic projections of the globe, their blossoming in two dimensions within the eld of analytic complex functions, the generic role of transformations by reciprocal radii in dimensions higher than two and their linearization in terms of polyspherical coordinates by Darboux, Weyl's attempt to extend General Relativity, the slow rise of nite dimensional conformal transformations in classical eld theories and the problem of their interpretation, then since about 1970 the rapid spread of their acceptance for asymptotic and structural problems in quantum eld theories and beyond, up to the current AdS=CFT conjecture. The occasion for the present article: hundred years ago Bateman and Cunningham discovered the form invariance of Maxwell's equations for electromagnetism with respect to conformal space-time transformations. (orig.)

    18. Automatic crop row detection from UAV images

      DEFF Research Database (Denmark)

      Midtiby, Henrik; Rasmussen, Jesper

      are considered weeds. We have used a Sugar beet field as a case for evaluating the proposed crop detection method. The suggested image processing consists of: 1) locating vegetation regions in the image by thresholding the excess green image derived from the orig- inal image, 2) calculate the Hough transform......Images from Unmanned Aerial Vehicles can provide information about the weed distribution in fields. A direct way is to quantify the amount of vegetation present in different areas of the field. The limitation of this approach is that it includes both crops and weeds in the reported num- bers. To get...... of the segmented image 3) determine the dominating crop row direction by analysing output from the Hough transform and 4) use the found crop row direction to locate crop rows....

    19. On the advancements of conformal transformations and their associated symmetries in geometry and theoretical physics

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Kastrup, H A [Deutsches Elektronen-Synchrotron (DESY), Hamburg (Germany). Theory Group

      2008-08-15

      The historical developments of conformal transformations and symmetries are sketched: Their origin from stereographic projections of the globe, their blossoming in two dimensions within the eld of analytic complex functions, the generic role of transformations by reciprocal radii in dimensions higher than two and their linearization in terms of polyspherical coordinates by Darboux, Weyl's attempt to extend General Relativity, the slow rise of nite dimensional conformal transformations in classical eld theories and the problem of their interpretation, then since about 1970 the rapid spread of their acceptance for asymptotic and structural problems in quantum eld theories and beyond, up to the current AdS=CFT conjecture. The occasion for the present article: hundred years ago Bateman and Cunningham discovered the form invariance of Maxwell's equations for electromagnetism with respect to conformal space-time transformations. (orig.)

    20. Liposakşın Yöntemiyle Jinekomasti Tedavisi: 8 Yıllık Deneyim

      OpenAIRE

      Çil, Yakup

      2015-01-01

      Amaç: Jinekomasti erkeklerde görülen patolojik meme büyüklüğünü olarak tanımlanmaktadır. Jinekomastinin temel tedavi yöntemi cerrahidir. Son yıllarda liposakşın yönteminde jinekomastinin cerrahi tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Burada 8 yıllık dönemde liposakşın yöntemi ile tedavi edilen jinekomastili hastaların sonuçları sunuldu. Yöntem ve Gereçler: Çalışmada; 2006-2014 yılları arasındaki 8 yıllık dönemde jinekomasti nedeniyle liposakşın yöntemi ile tedavi edilen yaş ortalaması 23 yıl...

    1. NMR signal analysis in the large COMPASS $^{14}$NH$_{3}$ target

      CERN Document Server

      Koivuniemi, J; Hess, C; Kisselev, Y U; Meyer, W; Radtke, E; Reicherz, G; Doshita, N; Iwata, T; Kondo, K; Michigami, T

      2009-01-01

      In the large COMPASS polarized proton target the 1508 cm$^{3}$ of irradiated granular ammonia is polarized with dynamic nuclear polarization method using 4 mm microwaves in 2.5 T eld. The nuclear polarization up to 90 - 93 % is determined with cw NMR. The properties of the observed ammonia proton signals are described and spin thermodynamics in high elds is presented. Also the second moment of the NMR line is estimated.

    2. İmar Meclisi Raporlarında Borçlanma ve Selem Uygulaması (1845-1846 / Borrowing and Selem Practices in Ottoman Era According to "Macalis Imariyya (Development Counsils" Reports

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tahir Bilirli

      2016-06-01

      Full Text Available İmar Meclisi Raporlarında Borçlanma ve Selem Uygulaması (1845-1846 Öz Bu makale, Osmanlı Devleti'nde 1845 yılında ilan edilen Tensikât-ı mülkiye kararı çerçevesinde geçici olarak olarak kurulan İmar Meclisleri'nin görevlerini incelemektedir. Makalede, bu meclislerin özellikle halkın borç para alma durumları ile selem usulü denilen mahsulün hasattan önce satılması konusundaki faaliyetleri incelenmektedir. Hasat zamanından önce alınan vergi, ahaliyi borçlanmaya yöneltmekte, bu da halkın fahiş faiz oranlarıyla tefecilerden borç almalarına ve ürünün hasat edilmeden önce daha düşük fiyatlara satılmasına sebep olmaktaydı. Bu durum gelir kaybı nedeniyle hem tebaya hem de devlete zarar vermekteydi. İmar Meclisi memurları yaşanan bu sıkıntının giderilmesi noktasında yerinde durum tespiti yapmışlardır. Makalenin birinci bölümünde İmar Meclisleri'nin kuruluşu ve görevleri hakkında bilgi verilmektedir. İkinci bölümde makalenin ana konusu olan borçlanma ve selem usulünün uygulanmasının meclis raporlarına nasıl yansıdığı arşiv belgelerine göre ele alınmıştır. Makalenin sonuç bölümünde arşiv belgelerinde elde edilen veriler doğrultusunda değerlendirme yapılmıştır. Borrowing and Selem Practices in Ottoman Era According to "Macalis Imariyya (Development Counsils" Reports Abstract This article examines the mission of Macalis Imariyya (Develepment Counsils which were founded by the decree of Tankisat al-Mulkiyye declared in 1845. In the article, the activity of these Counsils about the indebtedness status of the people and the selling of products before the harvest -called “selem”- particularly examined. The tax collection before harvest period was impelling the people borrowing from usurers with excessive interest rates and to sell the product at nearly half price. This case was damaging both the state and the citizens because of income loss. Development Council

    3. varying elastic parameters distributions

      KAUST Repository

      Moussawi, Ali

      2014-12-01

      The experimental identication of mechanical properties is crucial in mechanics for understanding material behavior and for the development of numerical models. Classical identi cation procedures employ standard shaped specimens, assume that the mechanical elds in the object are homogeneous, and recover global properties. Thus, multiple tests are required for full characterization of a heterogeneous object, leading to a time consuming and costly process. The development of non-contact, full- eld measurement techniques from which complex kinematic elds can be recorded has opened the door to a new way of thinking. From the identi cation point of view, suitable methods can be used to process these complex kinematic elds in order to recover multiple spatially varying parameters through one test or a few tests. The requirement is the development of identi cation techniques that can process these complex experimental data. This thesis introduces a novel identi cation technique called the constitutive compatibility method. The key idea is to de ne stresses as compatible with the observed kinematic eld through the chosen class of constitutive equation, making possible the uncoupling of the identi cation of stress from the identi cation of the material parameters. This uncoupling leads to parametrized solutions in cases where 5 the solution is non-unique (due to unknown traction boundary conditions) as demonstrated on 2D numerical examples. First the theory is outlined and the method is demonstrated in 2D applications. Second, the method is implemented within a domain decomposition framework in order to reduce the cost for processing very large problems. Finally, it is extended to 3D numerical examples. Promising results are shown for 2D and 3D problems.

    4. Computer Education and Instructional Technologies Department Students’ Web 2.0 Tools Use Cases According to Personality Types [Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğrencilerinin Kişilik Tiplerine Göre Web 2.0 Araçlarını Kullanım Durumları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ebru Albayrak Özer

      2017-12-01

      ğrencilerden 5 kişi içedönük, 5 kişi dışadönük, 6 kişi yeniliğe açık ve 6 kişi yeniliğe kapalı olma özelliği taşımaktadır. Bu öğrenciler sıfatlara dayalı kişilik testine tabi tutulan 30 öğrenci arasından istenilen özellikleri göstermeleri bakımından amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre öğrencilerin kişilik özelliklerine bağlı olarak sosyal medya araçlarını kullanım tercihlerinin farklılaştığı görülmüştür. Bu araçlar arasında en fazla Facebook, Twitter ve Instagram’ın tercih edildiği ifade edilmiştir. Araştırmada elde edilen diğer sonuçlara göre farklı kişilik özelliklerine sahip öğrencilerin derse uyum sağlayabilmesi için en kullanılabilir ve tercih edilebilir olan web 2.0 araçlarının göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bunun yanında bu araçların getirebileceği olumsuz sonuçları engelleyebilecek önlemler de alınmalıdır.

    5. Evaluating the Production of Doubled Haploid Wheat Lines Using Various Methods of Wheat and Maize Crossing to Develop Heat-Tolerant Wheat Varieties

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tayebeh BAKHSHI

      2017-02-01

      tekniklerinden oluşan buğdayda haploid üretiminin üç yöntemi kullanılmış ve karşılaştırılmıştır. Elde edilen tohum sayısı, elde edilen embriyo sayısı ve üretilen haploid fideler sayısı gibi özellikler araştırılmıştır. Karşılaştırmalar, buğday sivrilerini muhafaza etmenin çeşitli yöntemleri arasında tohum üretim yüzdesi, embriyo oluşumu ve haploid fide üretimi açısından (C metodunun diğer tekniklerden daha iyi olduğunu göstermiştir. Ayrıca, her üç yöntemde, tohum üretim yüzdesi, embriyo oluşum yüzdesi ve haploid fide üretimi yüzdesi sırasıyla 76,84, 25,22 ve 51,89'e eşittir. Her üç yöntemdeki buğday genotipleri arasında,% 87.28 tohumluk seti olan DH-133 genotipi % 32,71 yüzdesiyle embriyo oluşumu ve % 65,08 haploid fide üretimi olan DH-132 genotipi en iyi genotiplerdir. Toplam 92 katlanmış haploid çizgi üretilmiştir. 86 çift haploid hattının değerlendirilmesinde, yetiştirme mevsimi, bitki boyu, barınma, çekirdek verimi ve 1000 çekirdek ağırlığı gibi özellikler incelenmiştir. Son olarak, ısı stres koşulları altında adaptasyon ve stabilite testi için 3 hat seçilmiştir.Anahtar kelimeler: Buğday, Çift katlı haploid, Kromozom eliminasyonu, Müstakil yeke kültürü

    6. İlköğretim 4. ve 5. Sınıf Öğrencileri Arasındaki Zorbalık Olaylarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi (Rize İli Örneği Study of Bullying Circumstances Between 4th and 5th Grade Students of Primary Education According to Various Variables (Rize Province Example

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yücel ÖKSÜZ

      2012-09-01

      şkin (2002 tarafından geliştirilen “Akran Zorbalığı Anketi” kullanılmıştır. Ayrıca derinlemesine inceleme yapabilmek için 10 öğrenci ile araştırmacılar tarafından geliştirilen 3 açık uçlu soru kullanılarak mülakat yapılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler ve Kay-kare testi kullanılmıştır. Mülakatlardan elde edilen veriler ise nitel araştırma teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre öğrencilerin büyük çoğunluğunun zorbalık uyguladığı ya da kendilerinin zorba davranışlara maruz kaldığı belirlenmiştir. Öğrencilerin en sık karşılaştıkları zorbalık türünün sözel zorbalık sonrasında fiziksel zorbalık olduğu, hem okul içinde hem de okul dışında daha çok “bir erkek öğrenci” ya da “bir grup erkek öğrenci” ve kendilerinden daha büyük olanlar tarafından zorbalığa maruz kaldıkları, zorbalık olaylarıyla karşılaştıklarında özelikle bir yetişkinden yardım istedikleri veya bu duruma karşılık verdikleri ve “bedensel ve zihinsel jimnastik” ve “bilimsel farkındalık” kategorisindeki sosyal kulüplerin daha çok zorba kurban öğrenciler tarafından tercih edildiği tespit edilmiştir.

    7. Öğretmenlerde A Tipi Kişilik, Stres Kaynakları, Öz Yeterlik ve İş Doyumu Type A Personality, Stress Resources, Self Efficacy And Job Satisfaction Among Teachers

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hikmet YAZICI

      2013-09-01

      şkilidir. Farklı değişkenlere bağlı olarak öğretmenlerin iş doyumu üzerinde de araştırmalar yapılmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, öğretmenlerdeki iş doyumunun kişilik özellikleri, stres kaynakları ve öz-yeterlik inançları ile ilişkilerini incelemektir. Araştırma kapsamında yaş, cinsiyet, medeni durum, çalışılan kurum türü ve idarecilik deneyimi gibi değişkenlerle iş doyumu arasındaki ilişkiler de ele alınmaktadır. Araştırma, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında, Trabzon ilindeki özel ve resmi eğitim kurumlarında görev yapan 689 öğretmen (Kadın= 346, Erkek= 343 üzerinde yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Kişisel Bilgi Formu, İş Doyumu Ölçeği, Stres Kaynakları Ölçeği, A Tipi Kişilik Ölçeği ve Genel Öz-yeterlik Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; A tipi kişilik özellikleri, stres kaynakları ve öz yeterlik inançları öğretmenlerin iş doyumlarını anlamlı düzeyde açıklamaktadır. Bunun yanı sıra yaş ve çalışılan kurum türü değişkenleri de iş doyumunu anlamlı düzeyde yordamaktadır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar, literatür bulguları doğrultusunda tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.

    8. Değerleri Kazandırmasındaki Etkililik Açısından Resmi Ve Örtük Program İle Okul Dışı Etmenlerin Öğrenci Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi Evaluation Of Curriculum, Hidden Curriculum And Out-Of-School Sources In Terms Of Their Efficacy For Gaining Values Based On Student Views

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Etem YEŞİLYURT

      2012-12-01

      üzeyinde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. “Benzeşik örnekleme yöntemi” kullanılarak belirlenen araştırmanın örneklemini, altı ilköğretim okulunda öğrenim gören 526 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri Fer ve Kuş (2009 tarafından geliştirilen „İlköğretim Programlarında Yer Alan Değerleri Kazanma Yolları Anketi‟ ile toplanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapma teknikleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgulardan hareketle şu genel sonuçlara ulaşılmıştır. Kişisel ve evrensel değerler ile milli değerlerin öğrencilere kazandırılmasında resmi ve örtük program ile okul dışı etmenlerin üçünün de çok etkili olduğu tespit edilmiştir. İstatistiksel açıdan aralarında fazla bir fark olmamasına rağmen, değerlerin kazandırılmasında birinci derecede okul dışı etmenlerin, ikinci derecede resmi programın, üçüncü derecede ise örtük programın daha etkili olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Değerlerin kazandırılması yollarında da benzer bir sonuca varılmıştır. Elde edilen başka bir sonuç ise, resmi ve örtük program ile okul dışı etmenlerin milli değerlerin öğrencilere kazandırılmasında daha yüksek düzeyde etkili olduğudur. Ayrıca ulaşılan sonuçlar doğrultusunda çeşitli öneriler geliştirilmiştir.

    9. Library Highway: Library Professionals as Agents of Changes=Kütüphane Geçidi: Değişim Temsilcileri Olarak Kütüphane Çalışanları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Jurgita Rudzıonıene

      2013-10-01

      alışan uzmanlar arasından seçilmiştir ve buna bağlı olarak deneysel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Araştırma ilgi ve iletişim alanında faaliyet gösteren sosyal bir kurum özelliği taşıyan kütüphanelerin modernleşme sürecinden kaynaklı olarak kütüphanecilerin mesleki ve kişisel değişikliklerine dikkat çekmektedir. Araştırma yöntemi olarak nicel araştırma yöntemi kullanılmış; oluşturulan bir anket ile kütüphanelerde çalışan kütüphanecilerin çalışmalarındaki değişiklikler ölçümlenmiştir. Araştırma, Litvanya halk kütüphanelerinde 10 yıldan fazla süredir çalışan kütüphanecilerinden gerçek gözlem ile elde edilen verilerin sonuçlarını yansıtmaktadır. Araştırma kapsamında elde edilen veriler Litvanya’da Bill & Melinda Gates Vakfı tarafından düzenlenen “Bibliotekos pažangai” (Yenilik için Kütüphaneler yarışması sonuçlarına göre en iyi 5 halk kütüphanesinden toplanmıştır. Genel olarak araştırma, kütüphanelerin seçimi, iş deneyimine sahip kütüphanecilerin belirtilen kütüphanelerden seçimi nicel çalışmanın yürütülmesi amacıyla anketin uygulanması aşamalarından oluşmaktadır. Araştırma sonuçları halk kütüphanecilerinin bilgi teknolojilerinin gelişiminden doğan mesleki ve kişisel değişikliklerini göstermektedir ve kütüphanecileri değişimin temsilcileri olarak betimlemektedir.

    10. On the advancements of conformal transformations and their associated symmetries in geometry and theoretical physics

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Kastrup, H.A. [Deutsches Elektronen-Synchrotron (DESY), Hamburg (Germany). Theory Group

      2008-08-15

      The historical developments of conformal transformations and symmetries are sketched: Their origin from stereographic projections of the globe, their blossoming in two dimensions within the eld of analytic complex functions, the generic role of transformations by reciprocal radii in dimensions higher than two and their linearization in terms of polyspherical coordinates by Darboux, Weyl's attempt to extend General Relativity, the slow rise of nite dimensional conformal transformations in classical eld theories and the problem of their interpretation, then since about 1970 the rapid spread of their acceptance for asymptotic and structural problems in quantum eld theories and beyond, up to the current AdS=CFT conjecture. The occasion for the present article: hundred years ago Bateman and Cunningham discovered the form invariance of Maxwell's equations for electromagnetism with respect to conformal space-time transformations. (orig.)

    11. Geology and neotectonism in the epicentral area of the 2011 M5.8 Mineral, Virginia, earthquake

      Science.gov (United States)

      Burton, William C.; Spears, David B.; Harrison, Richard W.; Evans, Nicholas H.; Schindler, J. Stephen; Counts, Ronald C.

      2015-01-01

      This fi eld guide covers a two-day west-to-east transect across the epicentral region of the 2011 M5.8 Mineral, Virginia, earthquake, the largest ever recorded in the Central Virginia seismic zone. The fi eld trip highlights results of recent bedrock and surficial geologic mapping in two adjoining 7.5-min quadrangles, the Ferncliff and the Pendleton, which together encompass the epicenter and most of the 2011–2012 aftershocks.

    12. Secure Multiparty Computation vs. Fair Exchange - Bridging the Gap

      OpenAIRE

      Garbinato , Benoît; Rickebusch , Ian

      2013-01-01

      International audience; In this paper, we propose a comparison of fair exchange and secure multiparty computation. Despite their apparent similarity, these two problems arise respectively from the elds of distributed systems and of modern cryptography. The wide di erences of description and approach in these research elds render hazardous a straightforward comparison of the various results and solutions. By introducing a common speci cation framework for the two problems, we examine the di er...

    13. No effect of a parasite on reproduction in stickleback males: a laboratory artefact?

      OpenAIRE

      Candolin, U.; Voigt, H.-R.

      2001-01-01

      Experiments are often carried out in the laboratory under arti®cial conditions. Although this can control for confounding factors, it may eliminate important factors that under natural conditions mediate the interaction under investigation. Here, we show that different results can be gained in the ®eld and in the laboratory regarding host±parasite interaction. In the ®eld, courting three-spined stickleback males, Gasterosteus aculeatus, were less often infected with plerocercoids of ...

    14. Ortaöğretim Öğrencilerinin Günümüz Dünya Sorunlarına Yönelik Tutumları (Karabük İli Merkez İlçesi Örneklemi Secondary School Students’ Attitudes Towards Contemporary World Issues (The Sample of Karabuk Province’s Central District

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Öznur YAZICI

      2013-07-01

      ortaöğretim öğrencilerinin günümüz dünya sorunlarına yönelik tutum düzeyi belirlenmiş ve hesaplanan tutum puanları; cinsiyet, sınıf düzeyi, okul türü ve alan bilgisi gibi farklı değişkenler açısından değerlendirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2012-2013 öğretim yılında Karabük ili Merkez ilçesindeki 3 ortaöğretim okulunda öğrenim gören 478 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmada genel tarama modeli kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak “Günümüz Dünya Sorunları Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, SPSS 15 istatistik programı ile frekans, yüzde, aritmetik ortalama, t- testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda ortaöğretim öğrencilerinin günümüz dünya sorunlarına yönelik tutumları olumlu ve yüksek düzeyde bulunmuştur. Çalışmada kız öğrencilerin erkek öğrencilere nazaran küresel sorunlara karşı daha duyarlı oldukları belirlenmiştir. Ortaöğretim öğrencilerinin günümüz dünya sorunlarına yönelik tutumlarının, çalışma kapsamında sınıf düzeyi değişkenine göre 10. sınıfların lehine olarak anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Araştırmaya katılan ortaöğretim öğrencilerinin günümüz dünya sorunlarına yönelik tutumlarının okul türü ve alan bilgisi değişkenlerine göre ise anlamlı farklılık göstermediği sonucuna da ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular ışığında; erkek öğrencilerin dünya sorunlarına daha duyarlı ve katılımcı olmalarını sağlayacak etkinlikler yapılması gerektiği ve küresel boyuttaki bu sorunlar yaş gruplarına göre sınıflandırılarak, farklı seviyelerde sarmal biçimde ele alınması gerektiği vurgulanmıştır. Çalışmada ayrıca, dünya sorunlarına olumlu tutum geliştirmede aile, çevre, okul ve medyanın etkisini belirleyen çalışmaların yapılması, tespit edilen olumsuz

    15. Türkiye Türkçesi Ağızlarında Özellikleri Bakımından Yağış Türlerine Verilen Adlar The Names That Given to Kinds of Precipitation in Turkey Turkish Dialects for Their Charateristics

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selim EMİROĞLU

      2012-09-01

      rkçeye geçmemiş pek çok sözcük halkın dilinde yaşamakta ve kullanılmaktadır. Ağızlarda renk, yemek, organ, akrabalık, hastalık, hayvan, ölçü birimleri, giysi vb. adlar bakımından yüzlerce sözcük bulunmaktadır. Bunlar içerisinde yağış adları da önemli bir yer tutar. Bu çalışmada Türkiye Türkçesi ağızlarında yer alan yağış adları, çeşitli özellikleri göz önünde bulundurularak sınıflandırılmıştır. Yağış türlerinden yağmur ve kar yağışı için kullanılan isimler, bu yağışların sürekliliği, miktarı, hızı; tane veya damlaların büyüklüğü-küçüklüğü; yağışın düştüğü zaman (mevsim, ay, gün, saat vb.; yağışın yönü, diğer tabiat olaylarıyla ( rüzgâr, güneş, sis vb. eş zamanlı meydana gelmesi gibi özellikler dikkate alınarak verilmiştir. Tespit edilen ve sınıflandırılan yağış adları üzerinden çeşitli yorum ve değerlendirmelere ulaşılmıştır. Araştırma, Türklerin, görünüşte aynı sanılan yağış türlerini, bu türlerin çeşitli özelliklerine bakarak farklı adlandırmalarla ustalıklı bir biçimde birbirinden ayırdıklarını göstermektedir. Çalışmanın verileri Derleme Sözlüğü taranarak elde edilmiştir. Ancak Standart Türkçedeki kullanımları da tespit etmek için Büyük Türkçe Sözlük (TDK-BTS taranmıştır. Çalışmanın sonunda, ek olarak, tespit edilen ve özellikleri bakımından sınıflandırılan sözcüklerin anlamlarını içeren bir sözlük bulunmaktadır. Elde edilen veriler, Türkçenin yağış türlerini adlandırmak bakımından söz varlığının zenginliğini ortaya koymaktadır. Ağızlarda geçen yağış adları ile ilgili bu sözcüklerin birçoğunun Standart Türkçeye kazandırılması gerekir.

    16. Hasat Zamanının Nar Suyunun Şeker ve Organik Asit Bileşimleri Üzerine Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Muharrem Gölükcü

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada ülkemizde ticari olarak yetiştirilen Hicaznar çeşidinin hasat zamanına göre meyve suyunun, suda çözünür kurumadde miktarı (SÇKM, pH, titrasyon asitliği (susuz sitrik asit gibi temel özelliklerin yanında şeker ve organik asit bileşimleri tespit edilmiştir. Araştırma kapsamında analize alınan örnekler beş farklı dönemde hasat edilmiş, analiz edilen kalite karakteristikleri hasat zamanları arasında istatistiksel olarak önemli farklılıklar göstermiştir. Nar suyunun bilişiminde tespit edilen organik asitlerden sitrik, malik, okzalik ve tartarik asit miktarları sırasıyla 6.70-10.19 g/L, 0.28-0.48 g/L, 0.23-0.41 g/L, 0.03-0.09 g/L; örneklerin bileşiminde tespit edilen fruktoz, glikoz, sakkaroz ve maltoz miktarları da sırasıyla %7.69-8.34, %5.44-5.7, %0.08-0.19, %0.59-0.68 değerleri arasında dağılım göstermiştir. Araştırma hasat zamanındaki ilerlemeyle narın şeker içeriğinde artış, asitlik miktarında ise azalış olduğunu göstermiştir.

    17. Fulltext PDF

      Indian Academy of Sciences (India)

      W ith R olle's theorem as a starting point,w e dis- cuss som e geom etric and other aspects ofthe dis- .... at the equilibrium positions in a certain ¯eld of force. T his ¯eld is one due to a particle placed at each .... B y the hypothesis that R olle's property holds for f , there are at least r ¡ 3 zeroes of f 0 w hich are outside ¢ and are ...

    18. MCEM algorithm for the log-Gaussian Cox process

      OpenAIRE

      Delmas, Celine; Dubois-Peyrard, Nathalie; Sabbadin, Regis

      2014-01-01

      Log-Gaussian Cox processes are an important class of models for aggregated point patterns. They have been largely used in spatial epidemiology (Diggle et al., 2005), in agronomy (Bourgeois et al., 2012), in forestry (Moller et al.), in ecology (sightings of wild animals) or in environmental sciences (radioactivity counts). A log-Gaussian Cox process is a Poisson process with a stochastic intensity depending on a Gaussian random eld. We consider the case where this Gaussian random eld is ...

    19. Managing the Private Spies: Use of Commercial Augmentation for Intelligence Operations

      Science.gov (United States)

      2006-06-01

      even has a Field Manual devoted to contractor administration which brings out many of the same points (FM 3-100.26, “Contractors on the Battlefi eld...Printing Offi ce), 2001, 53. 38 Mahlon Apgar and John Keane, “New Business with the New Military,” Harvard Business Review, (September 2004), 45. 12 are... manual for Contractors on the Battlefi eld acknowledges that “there is no specifi cally identifi ed force structure nor detailed policy on how to

    20. Partnership for practice change and knowledge development

      DEFF Research Database (Denmark)

      Larsen, Stina Meyer; Stokholm, Gitte; Madsen, Anette Judithe

      2014-01-01

      and various practice fi elds and (B) to develop students ’ competences in practice research and collaboration, thus building up a framework in which research-based change in occupational therapy practice can be pursued through students ’ practice research. The practice research undertaken in the students...... and the students ’ bachelor ’ s theses. Results of the evaluations showed that (A) the developed institutional partnerships promoted the goals of the initiative, including research-based proposals for change in the practice fi eld and that (B) the students acquired competences in practice research and collaboration....... Conclusions. On top of what students learned through the initiative, all of this was to the bene fi t of the university college, the occupational therapy program, and the practice fi elds and citizens. The results point toward a continuation of the educational initiative. Key words: theory – practice relation...

    1. Coprological Assessment of Enteric Parasites in Argali Sheep ( Ovis ammon , Siberian Ibex ( Capra sibirica , and Domestic Sheep and Goats at the Ikh Nart Nature Reserve in Mongolia

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      David E. Kenny

      2009-12-01

      Full Text Available In the spring of 2009 (April/May the Denver Zoological Foundation in collaboration with the Mongolian Academy of Sciences conducted a fi eld coprological assessment feasibility study at the Ikh Nart Nature Reserve in southeastern Mongolia. Our initial effort was directed at fi nding simple methodologies that would work consistently in the fi eld for identifying some of the enteric parasites for argali sheep ( Ovis ammon and Siberian ibex ( Capra sibirica , and then to compare these to samples from local nomad domestic fat-tailed sheep ( Ovis aries and cashmere goats ( Capra hircus . Direct fecal examination yielded less eggs than the fl otation techniques, but was still felt to be useful as a quick screening tool. From the fl otation techniques we settled on using sugar because it appeared to yield the most eggs and sugar is readily available in Mongolia. We successfully recovered Entamoeba sp., Eimeria spp., trichostrongyles, large trichostrongyle species, Trichuris ovis and Strongyloides papillosus . We are using the digital images we captured to create a fi eld guide for common enteric parasites found in wildlife and domestics ungulates found in the reserve. In the future, we plan to use the fi eld guide and the quantitative modi fi ed McMaster technique to compare parasite egg-type numbers in both wild and domestic ungulates during different seasons.

    2. USE OF METACOGNITION STRATEGIES IN MEASUREMENT AND EVALUATION STUDIES ORIENTED WITH LISTENING SKILLS DİNLEME BECERİSİNE YÖNELİK ÖLÇME DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARINDA ÜSTBİLİŞ STRATEJİLERİNİN KULLANIMI

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Deniz MELANLIOĞLU

      2012-01-01

      Full Text Available The goal of this study is to put forth that the metacognitionstrategies which make it possible for the student to be aware of his/her own learning process and have his/her self evaluation can be an alternative tool of measurement and evaluation in listening education. The study is a qualitative research. In the study, Primary Turkish Teaching Programme and Guideline (6th, 7th, 8th Grades, the measurement and evaluation methods, and metacognition methodhave been analyzed in terms of listening skills. The data collected at the end of the analysis have been subject to descriptive analysis. In the light of this information, it has been tried to describe how metacognition strategies can be applied in measurement and evaluation studies oriented with listening skills. Bu çalışmanın amacı öğrencinin kendi öğrenme sürecinin farkında olması ve kendini değerlendirmesini sağlayan üstbiliş stratejilerinin, dinleme eğitiminde sürecin esas alındığı ölçme değerlendirme çalışmalarında kullanılması gerekliliğini ortaya koymaktır. Bu çalışma nitel bir araştırmadır. Çalışmada Ġlköğretim Türkçe Dersi (6, 7, 8. Sınıflar Öğretim Programı ve Kılavuzu ile alan yazındaki ölçme değerlendirme yöntemleri ve üstbiliş stratejileri dinleme becerisi bakımından incelenmiştir. İnceleme sonucunda elde edilen veriler betimsel analize tabi tutulmuştur. Bu bilgiler ışığında üstbiliş stratejilerinin dinleme becerisine yönelik ölçme değerlendirme çalışmalarında nasıl kullanabileceği betimlenmeye çalışılmıştır.

    3. Dinamik üretim sistemleri için kanban sayısının belirlenmesi: Bütünleşik bir yöntem

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem Uzun Araz

      2016-08-01

      Full Text Available Tam zamanında üretim sistemleri (TZÜ, işletmelerin doğru zamanda, müşterinin istediği miktarda üretim yapmalarına olanak sağlayan, böylelikle stoklarını azaltmaya teşvik eden bir yönetim felsefesidir. TZÜ felsefesinin en önemli parçası, malzeme hareketlerini gerçekleştirmek için kullanılan kanban sistemleridir. Kanban sistemlerinde, iş istasyonlarında kullanılacak kanban sayılarının belirlenmesi en temel problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Kullanılacak kanban sayıları üretim sisteminin performansı üzerinde etkilidir. Bu çalışmanın temel amacı, Kanban sistemlerinde, kart sayılarının dinamik belirlenebilmesi için kullanılabilecek bir yöntem geliştirmektir. Önerilen yöntemin temelinde, üretim sisteminin anlık veri alınarak izlenmesi ve sistem durum değişkenlerinde meydana gelen farklılıkların dikkate alınarak Kanban sayılarının yeniden düzenlemesi yatmaktadır. Bu amaçla yapılan çalışmada benzetim, yapay sinir ağları ve Mamdani tipi bulanık çıkarsama sistemleri entegre edilerek bütünleşik bir dinamik kanban sayıları belirleme yöntemi geliştirilmiştir. Önerilen yöntem, benzetim ortamımda modellenen hipotetik bir üretim sistemine uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar, önerilen yöntemin verimliliğini ve etkinliğini göstermiştir.

    4. Genel Bilişsel Yetenek Ölçümlerinde Süre ve Performans İlişkisinde A Tipi Kişiliğin Rolü(The Role of Type A Personality on the Relationship between Time and Performance in Measurement of General Cognitive Ability

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Murat GÜLER

      2016-04-01

      Full Text Available Organizasyonların personel seçiminde kullanılan bilişsel yetenek ölçümlerinin, objektif ve yansız olarak yapılması, ihtiyaç duyulan uygun nitelikteki insan kaynağının temin edilmesi için önemli bir husustur. Ancak, bilişsel yetenek testlerinin kişilik özelliklerinden etkilendiğine dair bazı bulgular öne sürülmektedir. Mevcut araştırmada, genel bilişsel yetenek (GBY ölçümlerinde süre ve performans ilişkisinde A Tipi kişiliğin rolü 271 üniversite öğrencisinden elde edilen verilerle incelenmiştir. Veriler, A Tipi Kişilik Ölçeği ve Raven Standart Progresif Matrisler Testi ile toplanmıştır. Genel örneklemde ve A Tiplerinde GBY test performansı ve süresi ile A Tipi kişilik arasında anlamlı bir ilişki gözlenmezken, B Tiplerinde test süresinin ve yaşın GBY test performansının yordayıcısı olduğuna ilişkin bulgulara ulaşılmıştır. Objectively and impartially application of cognitive ability measurements that used in personnel selection of organizations, is a vital issue for providing needed appropriate human resources. But, some findings have been suggested that personality traits influence the measurement of cognitive abilities. In the current study the relationship between general cognitive ability (GCA and Type A personality (TAP was investigated with the data collected from 271 university students. The assessment instruments used were: Type-A Behavior Scale and Raven Standard Progressive Matrices Test. The findings revealed that, while there was no relationship between GCA, testing time and TAP in the general sample and Type A group, testing time and age were predictors of the GCA test performance in the Type B group

    5. AĞIZDAN AĞIZA PAZARLAMANIN GÖSTERİŞÇİ TÜKETİM ÜZERİNE ETKİSİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Özlem BOĞA

      2016-02-01

      Full Text Available Tüketim, üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir bedel karşılığında insan istek ve ihtiyaçlarının karşı- lanması olarak tanımlanabilir. Yıllar içerisinde tüketime yüklenen anlamlar da değişkenlik göstermiştir. Tüketim, sadece insanların biyolojik ihtiyaçlarını gidermek amacıyla değil, toplumda bir yer edinebil- mek, statü sahibi olabilmek isteyen kişilerin de yapmış olduğu bir aktivite haline dönüşmüştür. Veblen, tüketimin gösterişsel bir boyutunun olduğunu savunmuş ve gösterişçi tüketim kavramını literatüre ka- zandırmıştır. Gösterişsel biçimde tüketim yapan tüketiciler, kullandıkları ürün ya da hizmetler hakkında çevresindekilerle konuşarak, ürünlerin/hizmetlerin kendilerine katmış olduğu toplumsal statü, prestij ve itibardan da yararlanmaktadırlar. Araştırmanın amacı, ağızdan ağıza pazarlamanın gösterişçi tüketim üzerindeki etkisini irdeleye- bilmektir. Araştırmanın örneklemini İstanbul ilinde yaşayan 18 yaş ve üstü bireyler oluşturmaktadır. Bu kapsamda araştırmaya 407 tüketici dâhil olmuştur. Elde edilen veriler SPSS Versiyon 21 (Statistical Packages for Social Science programı kullanılarak, analiz yapmaya uygun hale getirilmiştir.

    6. Maddenin tanecikli yapısının mikro ve makro boyutta anlaşılmasının sağlanması [Aiding comprehension of the particulate of matter at the micro and macro levels

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Seda OKUMUŞ

      2014-04-01

      Full Text Available Bu araştırmada deneyler ve makro gösterim ile maddenin tanecikli yapısının anlaşılması sağlanmaya çalışılmıştır. Araştırmada tek denekli deneysel yöntem kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Fen Bilgisi Öğretmenliği birinci sınıfında öğrenim gören 48 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Maddenin Tanecikli Yapısı Testleri (MTYT kullanılmıştır. Testler açık uçlu sorulardan oluşmaktadır. Uygulama sürecinde araştırmanın amacını gerçekleştirmek üzere iki deney yapılmıştır. Deneylerden önce MTYT uygulanmış ve öğrencilerin deneyle ilgili ön bilgileri alınmıştır. Ardından deneyler yapılmış ve deneylerden sonra MTYT tekrar uygulanmış ve öğrencilerin tanecikli yapıyla ilgili anlamaları belirlenmiştir. Ayrıca birinci deney için deneyin ardından öğrencilerin tanecikli yapıyı anlamaları amacıyla makro boyutta gösterim yapılmış ve bu gösterimden sonra tekrar MTYT uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular, öğrencilerin ilk durumda kavramsal yanlış anlamalarının uygulama sonunda azaldığını göstermektedir. Ancak bazı noktalarda öğrencilerin sahip oldukları yanlış anlamaları devam ettirdikleri görülmüştür.

    7. Römorkörcülük Hizmeti Yetki Sahalarında Römorkör Sayısının Simülasyon Modellemesi Yöntemiyle Tespiti

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Selçuk NAS

      2016-03-01

      Full Text Available Römorkörcülük hizmeti verecek bir teşkilatın ilk yatırım maliyetlerinin oldukça yüksek olması nedeniyle, yapılacak yatırımlarda yetki sahası boyutlarına göre belirlenmiş hizmet düzeyini sağlayacak römorkör sayısının, tipinin ve çeki kuvvetlerinin tespiti verimlilik açısından oldukça önemlidir. Her ne kadar serbest rekabet nedeniyle belli bir yetki sahasında ihtiyaçtan fazla römorkör olsa da, yeni pazara giren hizmet sağlayıcılarının deniz trafiğine ait istatistiki verileri analiz ederek optimum sayıdaki römorkörü elinde tutarak rekabetçi gücünü arttırması mümkündür. Bu çalışmada yalnızca römorkör sayısı üzerinde durulmuş olup, genel bir limandaki deniz trafiğine ait bağımsız değişkenlerin, römorkör sayısına ait bağımlı değişken üzerindeki rassal etkilerinin analiz edilebileceği bir simülasyon modeli geliştirilmiştir. Simülasyon modellemesinde Promodel 2011 programı kullanılmıştır. Elde edilen veriler Stat:Fit programı yardımıyla analiz edilmiştir. Sonuç olarak, yetki sahalarında gerekli römorkör sayısının tespit edilebileceği ve her alanda uygulanabilecek bir simülasyon modeli geliştirilmiştir.

    8. Laurus nobilis, Vitex agnus-castus ve Tamarix parviflora Türlerinin Kimyasal İçeriği ve Fenolik Ekstraktiflerinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Samim YAŞAR

      2016-05-01

      Full Text Available Bu çalışmada Laurus nobilis, Vitex agnus-castus ve Tamarix parviflora bitkilerinden alınan örneklerde kimyasal bileşim ve fenolik ekstraktifler incelenmiştir. Bu türlerin endüstriyel anlamda oduna alternatif olabilirliği ve antioksidan üretiminde hammadde olarak kullanılabilirliği değerlendirilmiştir. Laurus nobilis, Vitex agnus-castus ve Tamarix parviflora bitkilerine ait örneklerde holoselüloz, selüloz, α-selüloz, lignin ve kül miktarları ile etanol siklohekzan, soğuk su, sıcak su ve %1 NaOH çözünürlükleri sırasıyla %73.26-76.32, %53.58-54.52, %43.28-44.73, %20.39-21.27, %2.12-2.79, %2.49-2.71, %9.67-11.70, %10.77-12.42 ve %21.77-24.48 aralığında bulunmuştur. HPLC analizleri toplam fenolik madde miktarının Vitex agnus-castus’da (2.09 mg/g, Tamarix parviflora’da (1.05 mg/g ve Laurus nobilis’de (0.58 mg/g olduğunu göstermiştir. Laurus nobilis’te en yüksek miktardaki fenolik ekstraktif madde epikateşin (0.23 mg/g ve Tamarix parviflora’da gallik asit (0.17 mg/g olarak belirlenmiş, Vitex agnus-castus’da ise p-hidroksibenzoik asit (0.95 mg/g olarak tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, çalışma konusu bitkilerin iğne yapraklı ve yapraklı türlerle karşılaştırılabilir düzeyde olduğunu göstermiş olup, söz konusu maki türlerinin orman ürünleri endüstrisinde ve ticari antioksidan üretiminde hammadde olarak kullanılabileceklerini ortaya koymuştur.

    9. Doğu Karadeniz Bölgesinde Üretilen Balların Kimyasal ve Duyusal Nitelikleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zehra Güler

      2015-02-01

      Full Text Available Bal, başlıca karbonhidrat (glikoz ve früktoz ve sudan oluşan doğal bir üründür. Bu bileşenlerin yanı sıra protein, enzimler, organik asitler, mineral maddeler ve polen de içermektedir. Bal bileşimini ve özellikle de duyusal niteliğini üretildiği bölgenin florası önemli düzeyde etkilemektedir. Bu nedenle çalışmamız farklı florası ile bilinen Karadeniz bölgesinde (özellikle Hemşin üretilen ballar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Üç yıl süresince her yıl Ağustos ayının son haftasında 10 adet bal örneği alınarak toplam 30 adet balın kimyasal ve duyusal nitelikleri incelenmiştir. Ballarda rutubet, invert şeker, sakkaroz, hidroksi metil furfural ve pH gibi nitelikler ortalama olarak sırasıyla % 18,90; % 68,42; % 1,54; 3,83 mg/kg ve 4,96 belirlenmiş ve yalnızca 1 örnekte ticari glikoz varlığına rastlanmıştır. Duyusal nitelikler bakımından ballar, açık sarı renkten-kahverengi ya da kahverengi-kırmızı renge, tat ve kokusu ise yavan bir aroma ve tat'dan çiçek kokusu, tatlı ve kinin acılığı benzeri bir tada kadar değişim göstermiştir. Elde edilen sonuçlara göre, bal örnekleri arasında kimyasal niteliklerin büyük farklılıklar göstermediği ancak duyusal bakımından belirgin bir değişim ortaya koydukları belirlenmiştir.

    10. KONTROL ODAĞI VE ÖRGÜTSEL MUHALEFET ARASINDAKİ İLİŞKİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Çiğdem KAYA

      2017-12-01

      Full Text Available Bu çalışmada çalışanların iş çevrelerindeki kontrol algılarının (kontrol odağının, örgütle ilgili anlaşmazlıklarını ve karşıt fikirlerini sözlü olarak ifade etme stratejileri (örgütsel muhalefet ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, İstanbul’da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmalarda çalışan 180 beyaz yakalı çalışandan toplanan veri analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, çalışanların kontrol odaklarının yapıcı açık muhalefet, dışsal muhalefet ve sorgulayıcı açık muhalefet ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Kontrol odağı yapıcı açık muhalefeti ve sorgulayıcı açık muhalefeti negatif yönde açıklamakta, dışsal muhalefeti ise pozitif yönde açıklamaktadır. Bu sonuçlar, dışsal kontrol odağına sahip çalışanların dışsal muhalefet yapmaya eğilimli olup, yapıcı ve sorgulayıcı açık muhalefet yapmaktan kaçındıklarını göstermektedir. Kontrol odağı daha içsel kontrole doğru gittikçe çalışanlar yapıcı ve sorgulayıcı açık muhalefet yapmaya daha çok eğilimli olup, dışsal muhalefet yapma olasılıkları azalmaktadır.

    11. Vaizlerin İş Doyumu Ölçeği: Geliştirilmesi, Geçerliği ve Güvenilirliği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zeynep Yüksel

      2016-06-01

      Full Text Available İş doyumu, çalışanların işlerinden beklentilerini karşılama durumları sonucundahissettikleri olumlu duygulardır. Vaizlerin iş doyumunun yüksek olması yaygındin eğitiminin verimliliğini etkilemektedir. Vaizlerin iş doyumunu belirleyecek birölçek olmaması ‘vaizlerin iş doyumu’ ölçeğinin geliştirilmesi gerekliliğini ortayaçıkarmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görev yapan vaizlerin İş Doyumunubelirlemeye yönelik ölçek geliştirme çalışması geçerlik ve güvenirlik analizleriniyapmak araştırmanın amacını oluşturmaktadır.Vaizlerin İş Doyumu Ölçeğini geliştirme sürecinde ilgili literatür taranmıştır.Ölçek, önce pilot olarak 20; sonraki adımda ise 57 vaize uygulanmıştır. Ölçek içinyapılan analiz sonucunda güvenirlik katsayısı (Cronbach’s Alpha 0, 894 bulunmuştur.Ölçeğin yapı geçerliği için en çok olabilirlik (direkt oblimin faktör analizi yapılmıştır.Faktör analizinde elde edilen veriler KMO .603 ve barlett testleri x2 değeri ise634,847 (p< .005 bulunmuştur. Çalışmanın sonucunda 22 maddeli 7 boyutlu, toplamda%68,938 varyans açıklayan, geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirilmiştir. Busonuca göre ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilir.

    12. Hıyar Turşularının Depolanması Üzerine Kalsiyum Asetat ve Pastörizasyonun Etkisi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Erhan İç

      2015-02-01

      Full Text Available Hıyar turşularının depolanma stabilitesi, denge noktasında %3, %4, %5 NaCl ve 0, 0.05, 0.1 M Ca-asetat içeren salamuralarda pastörizasyon (70 oC, 15 dakika işlemi uygulanarak veya uygulanmadan belirlenmiştir. 3 ve 6 aylık depolamadan sonra, turşu salamuralarında pH, titrasyon asitliği, tuz, indirgen şeker ve mikrobiyolojik analizlerin yanı sıra hıyar turşularında sertlik analizi gerçekleştirilmiştir. Depolama periyotları sonunda salamuraların kimyasal bileşimlerinde önemli bir değişiklik gözlenmemiştir. Uygulanan pastörizasyon işlemi, laktik asit ve aerob bakterilerin gelişmesini engellemiş, böylece mikrobiyolojik stabilite sağlanmış, aynı zamanda hıyar turşularının sertliklerinin korunmasına yardımcı olmuştur. Depolama sırasında, salamurada bulunan NaCl ve Ca-asetat konsantrasyonlarındaki artış doku sertliğinin korunması üzerine olumlu etki yapmış, böylece, başlangıç sertlikleriyle karşılaştırıldığında % 20’ye varan bir sertlik artışı ortaya çıkmıştır. Bu çalışma sonucunda elde edilen bulgular, hıyar turşularının, salamuraya Ca++ iyonu katılması ve pastörizasyon gibi uygulamalar yardımıyla organoleptik olarak kabul edilebilir konsantrasyonlarda NaCl içeren salamuralarda uzun süreli depolanmasının mümkün olduğunu göstermiştir.

    13. HAVING A PEEK INTO THE ROOM OF HAROLD PINTER

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kadir ALKAYA

      2014-12-01

      Full Text Available Sessizliğin konuşma, konuşmanınsa bir anlaşamama olgusuna dönüştüğü Pinter'ın "the Room" adlı oyununa farklı bir açıdan bakılınca görülenlerin paylaşıldığı bir yazı. Küçük bir odada, iki kişilik bir toplumda karşılıklı çıkar elde etme olgusu etrafında birleştikleri iddia edilen iki insan arasındaki ilişkinin bir yorumu. Pinter'ın karakterlerine yüklediği görev nedeniyle "ne tam ispatlanabilecek ne de inkar edilebilecek" yorumlar. Marksist pencereden bakıldığında bu oda içerisindeki birlikteliğin Bert in (koca Rose üzerinde uyguladığı baskı, dış dünyaya kapalılığın getirdiği daha iyi olanı görmemişlikten doğan mevcudu kaybetme korkusuyla her şeyi beğenme durumu. Karı koca arasındaki bir ilişkiden çok, patron ve çalışanı arasındaki ilişkiye benzetilen bir ilişki. Rose'a geçmişindeki muhtemelen bugüne göre daha güzel olan durumunu hatırlatmak üzere gelen Riley'nin Bert tarafından öldürülüp bir anlamda tarihin susturulması. Sonuçta iki kişilik bu toplum ve bu toplumdaki baskı rejimi bir şekilde sona eriyor. Rose'un etrafında dönen olayları apolitik olmasından dolayı görememesi fiziksel bir körlüğe dönüşüyor, Bert ise en büyük desteğini kaybediyor.

    14. Türkiye’de Turizm Gelirleri-Ekonomik Büyüme İlişkisi: ARDL Sınır Testi Yaklaşımı(The Relationship Between Tourism Revenues and Economic Growth in Turkey: ARDL Bound Test Approach

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Oktay KIZILKAYA

      2016-04-01

      Full Text Available Bu çalışmanın temel amacı Türkiye’de turizm gelirleri, uluslararası turist sayısı ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaçla 1980-2014 dönemi incelenmiş olup yıllık veriler kullanılmıştır. Çalışmada yöntem olarak Pesaran v.d (2001 ARDL sınır testi ve uzun dönem eşbütünleşme katsayıları tahmini kullanılmıştır. Analiz sonucuna göre hem uzun hem de kısa dönemde turizm gelirlerinin ekonomik büyüme üzerinde etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kısa dönem hata düzeltme katsayısı beklenildiği üzere negatif ve istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Dolayısıyla elde edilen sonuçlar ekonomik büyüme üzerinde turizm gelirlerinin pozitif bir etkisi olduğunu göstermektedir. Bu bilgiler ışığında sonuç kısmında çeşitli politika önermelerinde bulunulmuştur The aim of this study is to examine the relationship among tourism revenues, international tourist arrivals and economic growth in Turkey. In this context, we examined over the period of 1980-2014 based on annual data. We applied the Pesaran et al. (2001 ARDL bounds testing and estimation of long run cointegration coefficients. According to the both long and short run estimation results, tourism revenues have a significant impact on economic growth. As expected, short run error correction coefficient is negative and statistically significant. Therefore, analysis results show that tourism revenues have a positive effect on economic growth. In the light of these findings, we have offered various policy recommendations.

    15. Model Referans Uyarlanabilir Kontrole Dayalı Bulanık Kontrol Kullanımı ile DC Motor Sürücülerde Hız Kontrolünün Analiz ve Benzetimi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ghazanfar SHAHGHOLIAN

      2016-09-01

      Full Text Available Bu makalede, model referans uyarlamalı kontrol (MRAC ve model referans bulanık uyarlanabilir kontrol (MRFAC için geleneksel performans sunulmuştur. Çalışmanın amaçları: a sistemin tanımlı referans model hızı ile motor hızının uyumunun arttırılması, b yükleme değişimi ve bozuklukları durumunda gürültünün azaltılması ve c sistemin kararlılığının arttırılması. Böylece, model referans uyarlamalı kontrol yerine uyarlanabilir olmayan veya geleneksel kontrol uygulanır.Ayrıca bulanık kontrolör, PI kontrolör gibi klasik kontrolörlerin yerine kullanılmıştır. Uyarlanır olmayan kontrolün işletimi ve model referans bulanık kontrol ve geleneksel uyarlanabilir kontrol, dc motor hızının türetilmesi ve ayarlanmasında çalışılmıştır. Ardından bunlar birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Model referans ve bulanık kontrolör, tüm sistemin kararlılık güvencesine dayanarak tasarlanmıştır. Simülasyon, sabit ve değişken yükler ile yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, uyarlanabilir kontrol, uyarlanabilir olmayana göre daha gözdedir. Ayrıca bulanık uyarlanabilir kontrol geleneksel uyarlanabilir kontrolden daha tatmin edicidir.Simülasyonlar, Matlab-Simulink kullanılarak yapılmıştır

    16. 1999, 2000, 2001 ve 2008 KRİZ DÖNEMLERİNDE TÜRK TİCARİ BANKALARININ KÂRLILIKLARININ LOJİSTİK REGRESYON ANALİZİ İLE İNCELENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Açelya TELLİ

      2016-02-01

      Full Text Available Dünya genelinde özellikle 1980 sonrası yaşanan finansal krizler, Türk Bankacılık Sistemi başta olmak üzere tüm finansal sistemi oldukça ağır zararlarla karşı karşıya bırakmış ve araştırmacılar tarafından daha ciddi şekilde incelenmesine neden olmuştur. Bu doğrultuda çalışmanın amacı; 1999, 2000, 2001 ve 2008 yıllarında yaşanan finansal krizlerin karşılaştırılarak Türk Bankacılık Sistemi’ndeki ticari bankaların karlılık performansı üzerine etkisini araştırmaktır. Bu amaçla; Türkiye Bankalar Bir- liği’nce yayınlanan karlılık oranları bağımlı değişkenler ve dört temel finansal rasyo grubu bağımsız değişkenler olarak alınmış ve her yıl için ayrı regresyon modeli oluşturulmuştur. Elde edilen bulgular sonucunda, ilgili yıllarda aktif karlılığı ve öz kaynak karlılığı bağımlı değişkenleri için gelir gider grubu rasyoları ön plana çıkmıştır. Net faiz marjı bağımlı değişkeni için ise 1999, 2000 ve 2008 yılları için herhangi bir rasyo grubu ön plana çıkmamakla birlikte, 2001 yılı için gelir gider grubu rasyoları ve sermaye yeterliliği grubu rasyoları ön plana çıkmıştır.

    17. Enflasyon ve Nominal Faiz Oranı İlişkisi: Türkiye Örneği (2004-2013 ( Relationship Between The Inflation And Nominal Interest Rate: The Case Of Turkey (2004-2013

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Musa ATGÜR

      2015-12-01

      Full Text Available This paper examines the relationship between the inflation and interest rate in Turkey for the period 2004-2013. The results obtained in this study have pointed to the existence of Fisher Effect in Turkey during the period 2004-2013. According to the Johansen, Lütkepohl-Saikkonen Cointegration Tests and Dynamic Least Squares (DOLSmethod the results applied in the study, a long-run relationship has been found between the inflation(ENF and nominal interest rate (NFO variables. In this context, the developments is related to each other about the inflation and nominal interest rates in Turkey for during the period 2004-2013. Therefore, the Central Bank of the Republic of Turkey should conduct to implement monetary policy taking into account the long-run relation for the next period. Bu çalışmada, Türkiye'de enflasyon ve nominal faiz oranı ilişkisi, 2004-2013 dönemi için incelenmiştir. Çalışmada elde edilen sonuçlar, 2004-2013 döneminde Türkiye'de Fisher Etkisinin varlığına işaret etmiştir. Çalışmada uygulanan Johansen, Lütkepohl-Saikkonen Eşbütünleşme Testleri ve Dinamik En Küçük Kareler (DOLS Yöntemi sonuçlarına göre, enflasyon (ENF ve nominal faiz oranı (NFO değişkenleri arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmuştur. Bu kapsamda 2004-2013 döneminde Türkiye'de enflasyon ve nominal faiz oranındaki gelişmeler birbiri ile yakından ilgilidir. Bu sebeple, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önümüzdeki dönemde de uygulayacağı para politikalarını bu uzun dönemli ilişkiyi dikkate alarak yürütmesi önem arzetmektedir.

    18. Fen Ve Teknoloji Dersi Öğretmenlerinin SBS’de Yapılan Değişikliklerle İlgili Görüşlerinin İncelenmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      MUSTAFA UZOĞLU

      2013-09-01

      Full Text Available Bu çalışma fen ve teknoloji öğretmenlerinin SBS’nin kaldırılması hakkındaki görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak açık uçlu anketten yararlanılmıştır. Çalışmanın örneklemini 2012-2013 öğretim yılında Giresun İlinde görev yapan 51 fen ve teknoloji öğretmeni oluşturmaktadır. Açık uçlu anket formundan elde edilen sonuçlarda çalışmaya katılan fen ve teknoloji öğretmenlerinin birçoğu söz konusu sınavın kaldırılmasına karşı çıkmışlardır. Ayrıca öğretmenler sınav kaldırıldığında öğrencilerin yerleştirilmesinde sıkıntıların çıkabileceğini ifade etmişlerdir. Diğer yandan fen ve teknoloji öğretmenlerinin ortaöğretim kurumlarına öğrenci seçmek için yapılan sınavların sayısının ve şeklinin sürekli değişmesinden dolayı endişelendikleri dikkati çekmektedir. Fen ve teknoloji öğretmenleri bu durumun öğrencilerde güven kaybına, motivasyon düşüklüğüne, karamsarlığa bıkkınlığa, gelecek endişesine, adaptasyon sorununa neden olabileceğini ifade etmişlerdir.

    19. Microstructure-Aided Digital Volume Correlation

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hild F.

      2010-06-01

      Full Text Available This paper describes how volumic images of a composite material could be used to measure 3D displacement fields, and assess mechanical properties. The exemple of a tensile test performed on a sample made of an energetic material is chosen. Different tools are used, namely, X-ray microtomography of an in situ experiment, image acquisition and processing, volume correlation to measure 3D displacement fields. The principle of an integrated approach is finally introduced.

    20. Tenth workshop on the algorithmic foundations of robotics (WAFR)

      CERN Document Server

      Lozano-Perez, Tomas; Roy, Nicholas; Rus, Daniela; Algorithmic foundations of robotics X

      2013-01-01

      Algorithms are a fundamental component of robotic systems. Robot algorithms process inputs from sensors that provide noisy and partial data, build geometric and physical models of the world, plan high-and low-level actions at different time horizons, and execute these actions on actuators with limited precision. The design and analysis of robot algorithms raise a unique combination of questions from many elds, including control theory, computational geometry and topology, geometrical and physical modeling, reasoning under uncertainty, probabilistic algorithms, game theory, and theoretical computer science. The Workshop on Algorithmic Foundations of Robotics (WAFR) is a single-track meeting of leading researchers in the eld of robot algorithms. Since its inception in 1994, WAFR has been held every other year, and has provided one of the premiere venues for the publication of some of the eld's most important and lasting contributions. This books contains the proceedings of the tenth WAFR, held on June 13{15 201...

    1. The FFAG return loop for the CBETA Energy Recovery Linac

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Berg, J. S. [Brookhaven National Lab. (BNL), Upton, NY (United States)

      2017-04-28

      The CBETA energy recovery linac uses a single xed eld alternating gradient (FFAG) beam line to return the beam for electron beams with four energies, ranging from 42 MeV to 150 MeV. To keep the beam line compact, the ends of the return line have a small radius of curvature, but the central part of the return line is straight. These are connected by transition lines that adiabatically change from one to the other. We rst describe the design or the arc cell. We then describe how a straight cell is created to be a good match to this arc cell. We then describe the design of the transition line between them. The design process makes use of eld maps for the desired magnets. Because we switch magnet types as we move from the arc, through the transition, and into the straight, there are discrete jumps in the elds that degrade the adiabaticity of the transition, and we describe corrections to manage that.

    2. Investigations and Applications of Field- and Photo-emitted Electron Beams from a Radio Frequency Gun

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Panuganti, SriHarsha [Northern Illinois Univ., DeKalb, IL (United States)

      2015-08-01

      Production of quality electron bunches using e cient ways of generation is a crucial aspect of accelerator technology. Radio frequency electron guns are widely used to generate and rapidly accelerate electron beams to relativistic energies. In the current work, we primarily study the charge generation processes of photoemission and eld emission inside an RF gun installed at Fermilab's High Brightness Electron Source Laboratory (HBESL). Speci cally, we study and characterize second-order nonlinear photoemission from a Cesium Telluride (Cs2Te) semiconductor photocathode, and eld emission from carbon based cathodes including diamond eld emission array (DFEA) and carbon nanotube (CNT) cathodes located in the RF gun's cavity. Finally, we discuss the application experiments conducted at the facility to produce soft x-rays via inverse Compton scattering (ICS), and to generate uniformly lled ellipsoidal bunches and temporally shaped electron beams from the Cs2Te photocathode.

    3. Wave Propagation in a coaxial waveguide with a periodic slot array

      CERN Document Server

      Alesini, D; Garganese, C; Migliorati, M; Palumbo, L

      2001-01-01

      In this paper we present the numerical and experimental study of the electromagnetic elds that propagate in a coaxial waveguide having periodic slots in the inner conductor. The aim of the work is to estimate the e ects of the holes on the phase velocity of the eld propagating in structures like the LHC liner, and to which extent these elds can be considered synchronous with the generating beam. To this end we have performed a numerical analysis by using the MAFIA simulation code, and have obtained, for a given geometry, the ampli- tude of the slowing down of the phase velocity due to the presence of the slot array. We have then performed a set of measurements of this e ect on a simple coaxial resonator, measuring the shift of the resonance frequencies produced by the slots. This shift, related to the phase velocity, has been compared with the results obtained with the simulations.

    4. Observation of the Earth system from space

      CERN Document Server

      Flury, Jakob; Reigber, Christoph; Rothacher, Markus; Boedecker, Gerd

      2006-01-01

      In the recent years, space-based observation methods have led to a subst- tially improved understanding of Earth system. Geodesy and geophysics are contributing to this development by measuring the temporal and spatial va- ations of the Earth's shape, gravity ?eld, and magnetic ?eld, as well as at- sphere density. In the frame of the GermanR&D programmeGEOTECHNO- LOGIEN,researchprojectshavebeen launchedin2002relatedto the satellite missions CHAMP, GRACE and ESA's planned mission GOCE, to comp- mentary terrestrial and airborne sensor systems and to consistent and stable high-precision global reference systems for satellite and other techniques. In the initial 3-year phase of the research programme (2002-2004), new gravity ?eld models have been computed from CHAMP and GRACE data which outperform previous models in accuracy by up to two orders of m- nitude for the long and medium wavelengths. A special highlight is the - termination of seasonal gravity variations caused by changes in continental water masses...

    5. Spin Glasses : Statics and Dynamics : Summer School

      CERN Document Server

      Bovier, Anton

      2009-01-01

      Over the last decade, spin glass theory has turned from a fascinating part of t- oretical physics to a ?ourishing and rapidly growing subject of probability theory as well. These developments have been triggered to a large part by the mathem- ical understanding gained on the fascinating and previously mysterious “Parisi solution” of the Sherrington–Kirkpatrick mean ?eld model of spin glasses, due to the work of Guerra, Talagrand, and others. At the same time, new aspects and applications of the methods developed there have come up. The presentvolumecollects a number of reviewsaswellas shorterarticlesby lecturers at a summer school on spin glasses that was held in July 2007 in Paris. These articles range from pedagogical introductions to state of the art papers, covering the latest developments. In their whole, they give a nice overview on the current state of the ?eld from the mathematical side. The review by Bovier and Kurkova gives a concise introduction to mean ?eld models, starting with the Curie–...

    6. Öğretmen Adaylarında Okula Yabancılaşma Pre-service Teachers' School Alienation

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Öznur ATAŞ

      2013-09-01

      sense of school alienation. Bu araştırmada öğretmen adaylarının çeşitli boyutlardaki okula yabancılaşma algılarının ve yabancılaşma düzeylerini etkileyen değişkenlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada, bu amaca yönelik olarak betimsel tarama modeli uygulanmıştır. Araştırmanın evrenini Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise 2011-2012 öğretim yılında Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesinin çeşitli bölüm ve sınıflarında öğrenim gören 680 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verileri Fakülte Yabancılaşma Ölçeği ile elde edilmiştir. Elde edilen veriler SPSS programında çözümlenmiştir. Öğretmen adaylarının okula yabancılaşma düzeylerinin cinsiyet ve bölüm seçme kararı değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesinde t-testi; bölüm, sınıf, öğretim elemanlarıyla ilişki, sınıf arkadaşlarıyla ilişki ve sosyal etkinliklere katılım değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için tek yönlü varyans analizi (ANOVA kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, erkek öğrenciler kız öğrencilere kıyasla; bölümünü başkalarının etkisiyle seçenler kendi isteğiyle seçenlere göre okula daha fazla yabancılaşmışlardır. Ayrıca Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi Bölümü ve son sınıf öğrencilerinin daha fazla yabancılaşma duygusu yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Öğretim elemanlarıyla ve sınıf arkadaşlarıyla zayıf düzeyde ilişkisi olan ve sosyal etkinliklere hiç katılmayan öğrencilerin okula daha fazla yabancılaştıkları bulunmuştur. Sonuç olarak; bu araştırmaya göre öğretmen adaylarının cinsiyetleri, bölüm seçme kararları, öğretim elemanlarıyla ve sınıf arkadaşlarıyla ilişki düzeyleri ve sosyal etkinliklere katılım s

    7. Yerel mikorizal türlerle aşılamanın saçlı meşe (Quercus cerris L. fidanı gelişimine etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dr. Sedat TÜFEKÇİ

      2016-07-01

      Full Text Available Bu çalışmada, (1 yarı kurak özellik gösteren doğal meşe meşcerelerinden toplanan mikorizal mantar türlerinden saf kültüre alınabilenlerin laboratuvar ortamında üretilmesi ve (2 elde edilen kültürlerin çoğaltılarak saçlı meşe (Quercus cerris L. fidanlarına aşılanması yoluyla mikorizalı fidan üretimi amaçlanmıştır. Çalışma, 2 mikoriza türü aşılaması, 2 fidan üretim şekli (çıplak köklü ve tüplü ve 2 sterilizasyon uygulaması içeren faktöriyel deneme deseni ile üç yinelemeli olarak kurulmuştur. Çalışmada, laboratuvarda kültüre alınabilen 2 ektomikorizal mantar türü [(Chroogomphus rutilus (Cr ve Rhizopogon luteolous (Rl] fidanlık denemeleri için saf kültüre alınıp çoğaltılmış ve bu aşı kültürü tüp harcına veya fidan yastığına karıştırılarak aşılama yapılmıştır. Ayrıca saf kültürde mikoriza aşılaması yapılmayan, kontrol işlemi de çalışmaya dahil edilmiştir. Birinci vejetasyon dönemi sonunda, çıplak köklü fidanlar mikoriza aşılamanın kontrol uygulamasına göre etkinliği incelendiğinde, Cr türü ile aşılanan fidanlar %29,8 ve Rl türü ile aşılanan fidanlar ise %24,5 oranında Mikorizal Aşılama Etkinliği (MAE değerine ulaşmıştır. Tüplü fidanlarda ise,  C. rutilus türü ile aşılanan fidanlar %9,8 değeri, R. luteolous türü ile aşılanan fidanlar %5,1 MAE değerini elde etmişlerdir. Bu veriler işaret etmektedir ki; sağlıklı ve iyi gelişen meşe fidanları için mikoriza aşılamasının yapılması yerinde olacaktır.Anahtar Kelimeler: Saçlı meşe, mikoriza aşılama, yarıkurak sahalar, ağaçlandırma.

    8. Ankara’daki Üniversite ve Halk Kütüphanelerinde Çalışan Kütüphanecilerin İş Doyumları Üzerine Bir Araştırma =A Research on Job Satisfaction of Librarians Employed at University and Public Libraries in Ankara

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yılmaz, Bülent

      2010-04-01

      Full Text Available Kişinin yaptığı işten hoşnut olması anlamına gelen iş doyumu genelde ve kütüphanecilik alanı açısından işteki başarı ve verimliliği etkileyen, aynı zamanda insanın yaşamdan doyum almasına önemli katkıda bulunan çok boyutlu bir olgudur. Bu çalışmada, öncelikle iş doyumu hakkında genel ve kütüphanecilik temelli kuramsal bilgi verilmiştir. Daha sonra yapılan araştırma sonuçları değerlendirilmiş ve konu ile ilgili öneriler sunulmuştur. Bu çalışmaya konu olan araştırma Ankara'da bulunan üniversite ve halk kütüphanelerinde çalışan kütüphaneciler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ankara'daki on üniversite kütüphanesinden 69, altı halk kütüphanesinden 20 olmak üzere toplam 89 kütüphaneciye Mayıs 2009 tarihinde anket uygulanmıştır. Anket için Spector'un "İş Doyumu Ölçeği" temel alınmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre, üniversite ve halk kütüphanelerinde çalışan kütüphanecilerin genelde iş doyumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadığı, ancak, bazı unsurlar arasında anlamlı farklılıklar olduğu saptanmıştır.Job satisfaction, which signifi es an individual's happiness in his/her occupation, is a multidimensional case that aff ects success and productivity at work, in general terms and in the fi eld of librarianship. This article off ers primarily general information on job satisfaction and librarianship-based theoretical information. It also evaluates the conclusions of a questionnaire and off ers related suggestions. The research focused on the librarians employed at university and public libraries in Ankara. A questionnaire was administered in May 2009 to 69 university librarians and 20 others employed by public libraries, bringing the total to 89 professional men and women. The questionnaire has been based on the Spector's "Job Satisfaction Survey". According to the conclusions that may be derived from the research

    9. Exponential local discriminant embedding and its application to face recognition.

      Science.gov (United States)

      Dornaika, Fadi; Bosaghzadeh, Alireza

      2013-06-01

      Local discriminant embedding (LDE) has been recently proposed to overcome some limitations of the global linear discriminant analysis method. In the case of a small training data set, however, LDE cannot directly be applied to high-dimensional data. This case is the so-called small-sample-size (SSS) problem. The classical solution to this problem was applying dimensionality reduction on the raw data (e.g., using principal component analysis). In this paper, we introduce a novel discriminant technique called "exponential LDE" (ELDE). The proposed ELDE can be seen as an extension of LDE framework in two directions. First, the proposed framework overcomes the SSS problem without discarding the discriminant information that was contained in the null space of the locality preserving scatter matrices associated with LDE. Second, the proposed ELDE is equivalent to transforming original data into a new space by distance diffusion mapping (similar to kernel-based nonlinear mapping), and then, LDE is applied in such a new space. As a result of diffusion mapping, the margin between samples belonging to different classes is enlarged, which is helpful in improving classification accuracy. The experiments are conducted on five public face databases: Yale, Extended Yale, PF01, Pose, Illumination, and Expression (PIE), and Facial Recognition Technology (FERET). The results show that the performances of the proposed ELDE are better than those of LDE and many state-of-the-art discriminant analysis techniques.

    10. Using a Reactive Transport Simulator to Simulate CH4 Production from Bear Island Basin in the Barents Sea Utilizing the Depressurization Method†

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Khadijeh Qorbani

      2017-02-01

      Full Text Available The enormous amount of methane stored in natural gas hydrates (NGHsworldwide offers a significant potential source of energy. NGHs will be generally unable to reach thermodynamic equilibrium at their in situ reservoir conditions due to the number of active phases involved. Lack of reliable field data makes it difficult to predict the production potential and safety of CH4 production from NGHs. While the computer simulations will never be able to replace field data, one can apply state-of-the-artmodellingtechniquestoevaluateseveralpossiblelong-termscenarios. Realistic kinetic models for hydrate dissociation and reformation will be required, as well as analysis of all phase transition routes. This work utilizes our in-house extension of RetrasoCodeBright (RCB, a reactive transport simulator, to perform a gas hydrate production case study of the Bjørnøya (Bear Island basin, a promising field with very limited geological data reported by available field studies. The use of a reactive transport simulator allowed us to implement non-equilibrium thermodynamics for analysisofCH4 production from the gas hydrates by treating each phase transition involving hydrates as a pseudo reaction. Our results showed a rapid propagation of the pressure drop through the reservoir following the imposition of pressure drawdown at the well. Consequently, gas hydrate dissociation and CH4 production began in the early stages of the five-year simulation period.

    11. Aléa sismique et gravitaire en zone de montagne : application au Cachemire (Pakistan)

      OpenAIRE

      Tahir , Mohammad

      2011-01-01

      On the last decades, progresses on the understanding of clustering seismicity in time, size and space have been driven by two parallel approaches. From the one hand studies on the mechanics of faulting in an elastic medium argue for the static stress triggering to dominate in the near field, i.e within distance less than 10 fault length. From the other hand, mean field properties of the triggering are reproduced using cascading effects in point process models. In this study we try to reconcile t...

    12. The Current State of Silicone-Based Dielectric Elastomer Transducers

      DEFF Research Database (Denmark)

      Madsen, Frederikke Bahrt; Daugaard, Anders Egede; Hvilsted, Søren

      2016-01-01

      class of transducer due to their inherent lightweight and potentially large strains. For the field to progress towards industrial implementation, a leap in material devel- opment is required, specifically targeting longer lifetime and higher energy densities to provide more efficient transduction at lower...... driving voltages. In this review, the current state of sili- cone elastomers for DETs is summarised and critically discussed, including commercial elastomers, composites, polymer blends, grafted elastomers and complex network structures. For future developments in the field it is essential that all aspects...

    13. Pathogenesis of highly pathogenic avian influenza A virus (H7N1) infection in chickens inoculated with three different doses.

      Science.gov (United States)

      Chaves, Aida J; Busquets, Nuria; Campos, Naiana; Ramis, Antonio; Dolz, Roser; Rivas, Raquel; Valle, Rosa; Abad, F Xavier; Darji, Ayub; Majo, Natalia

      2011-04-01

      To study the pathogenesis of a H7N1 highly pathogenic avian influenza virus strain, specific pathogen free chickens were inoculated with decreasing concentrations of virus: 10(5.5) median embryo lethal dose (ELD(50)) (G1), 10(3.5) ELD(50) (G2) and 10(1.5) ELD(50) (G3). Disease progression was monitored over a period of 16 days and sequential necropsies and tissue samples were collected for histological and immunohistochemical examination. Viral RNA loads were also quantified in different tissues, blood, oropharyngeal swabs, and cloacal swabs using quantitative real-time reverse transcriptase-polymerase chain reaction (RT-qPCR). Clinical signs of depression, apathy, listlessness, huddling and ruffled feathers were recorded in G1 and a few G2 birds, whilst neurological signs were only observed in chickens inoculated with the highest dose. Gross lesions of haemorrhages were observed in the unfeathered skin of the comb and legs, and skeletal muscle, lung, pancreas and kidneys of birds inoculated with 10(5.5) ELD(50) and 10(3.5) ELD(50) doses. Microscopic lesions and viral antigen were demonstrated in cells of the nasal cavity, lung, heart, skeletal muscle, brain, spinal cord, gastrointestinal tract, pancreas, liver, bone marrow, thymus, bursa of Fabricius, spleen, kidney, adrenal gland and skin. Viral RNA was detected by RT-qPCR in kidney, lung, intestine, and brain samples of G1 and G2 birds. However, in birds infected with the lowest dose, viral RNA was detected only in brain and lung samples in low amounts at 5 and 7 days post infection. Interestingly, viral shedding was observed in oropharyngeal and cloacal swabs with proportionate decrease with the inoculation dose. We conclude that although an adequate infectious dose is critical in reproducing the clinical infection, chickens exposed to lower doses can be infected and shed virus representing a risk for the dissemination of the viral agent.

    14. Manisa Sultan (Mesir Camisi’nin Akustik Özelliklerinin Değerlendirilmesi / Evaluation Of Acoustic Features Of Manisa Sultan Mosque

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Fatma Yelkenci Sert

      2017-10-01

      zelliklerine dair araştırmaların bulunduğu, ancak yapıya ait akustik koşullara dair bir araştırma bulunmadığı görülmektedir. Kültürel miras olarak kabul edilen tarihi camilerin akustik koşullarının değerlendirilmesi, bu koşulları olumsuz etkileyen müdahalelerin tespiti ve iyileştirme önerileri, yapıların gelecek kuşaklara aktarılması sürecinde önemlidir. Sultan Camisi’nin alan çalışması olarak belirlendiği bu çalışmada, yapının tarihi, mimari öğeleri, iç mekân malzemeleri, günümüz koşullarında elde edilen akustik parametre değerlerinin tespiti ve değerlendirilmesi yapılmıştır.

    15. SYNDROMES OF BEHAVIORAL AND SPEECH DISORDERS ASSOCIATED WITH BENIGN EPILEPTIFORM DISCHARGES OF CHILDHOOD ON ELECTROENCEPHALOGRAM

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      I. A. Sadekov

      2017-01-01

      Full Text Available Objective: to assess the role and significance of benign epileptiform discharges of childhood (BEDC on electroencephalogram (EEG in development of speech and behaviorial disorders in children.Materials and methods. 90 children aged 3–7 years were included in the study: 30 of them were healthy, 30 had attention deficit hyperactivity disorder (ADHD, and 30 had expressive language disorder (ELD. We analyzed the role of persistent epileptiform activity (BEDC type in EEG as well as frontal intermittent rhythmic delta activity in the development of some neuropsychiatric disorders and speech disorders in children.Results. We suggest to allocate a special variant of ADHD – epileptiform disintegration of behavior; we also propose the strategies for its therapeutic correction.Conclusion. Detection of epileptiform activity (BEDC type on EEG in children with ELD is a predictor of cognitive disorders development and requires therapeutic correction, which should be aimed at stimulation of brain maturation. Detection of frontal intermittent rhythmic delta activity in children with ELD requires neurovisualization with further determining of treatment strategy.

    16. Spatial Distribution of Trace Elements in Rice Field at Prafi District Manokwari

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Aplena Elen S. Bless

      2016-08-01

      Full Text Available Mapping spatial variability of trace elements in rice Ḁeld is necessary to obtain soil quality information to en-hance rice production. ἀis study was aimed to measure concentration and distribution of Zn, Cu, Fe, Pb, and Cd in two diᴀerent sites (SP1, SP2 of PraḀ rice Ḁeld in Manokwari West Papua. ἀe representative 26 soil samples were analysed for their available trace metal concentration (DTPA, soil pH, and C-organic and soil texture. ἀe result indicated that Fe toxicity and Zn deḀcient problems were encountered in both sites.  Rice Ḁeld in SP2 was more deḀcient in Zn than SP1. Site with the highest trace elements (Zn, Fe, Cu, and Cd concentration had low soil pH and high C-organic. Acidic soil has higher solubility of metals; while high C-organic could improve the formation of dissolve organic carbon-metal binding, hence it improving the trace metals concentration in soil solution.

    17. Instrument intercomparison in the pulsed neutron fieldsat the CERN HiRadMat facility

      CERN Document Server

      Aza, E; Cassell, C; Charitonidis, N; Harrouch, E; Manessi, G P; Pangallo, M; Perrin, D; Samara, E; Silari, M

      2014-01-01

      An intercomparison of the performances of active neutron detectors was carried out in pulsed neutron fi elds in the new HiRadMat facility at CERN. Five detectors were employed: four of them (two ionization chambers and two rem counters) are routinely employed in the CERN radiation monitoring system, while the fi fth is a novel instrument, called LUPIN, speci fi cally conceived for applications in pulsed neutron fi elds. The measurements were performed in the stray fi eld generated by a proton beam of very short duration with momentum of 440 GeV/c impinging on a dump. The beam intensity was steadily increased during the experiment by more than three orders of magnitude, with an H*(10) due to neutrons at the detector reference positions varying between a few nSv per burst and a few m Sv per burst, whereas the gamma contribution to the total H*(10) was negligible. The aim of the experiment was to evaluate the linearity of the detector response in extreme pulsed conditions as a function of the neutron burst in- t...

    18. Memecik Zeytinyağlarının Biyokimyasal Karakterizasyonu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Huri İlyasoğlu

      2015-02-01

      Full Text Available Zeytinyağı kalitesi botanik ve coğrafi orijin ile ilişkili olduğundan zeytinyağının çeşit ve bölgesel karakte­rizasyonu önem kazanmıştır. Bu çalışmada, ülkemizin ekonomik açıdan en önemli zeytinyağlarından biri­si olan Memecik zeytinyağlarının kalite parametreleri, yağ asitleri, triaçilgliserol ve sterol kompozisyonu, a-tokoferol ve toplam fenolik madde içerikleri, fenolik madde ve aroma profili belirlenmiştir. Analiz edilen zeytinyağı örneklerinin kalite parametreleri, yağ asitleri ve sterol kompozisyonun (kampesterol hariç, Türk Gıda Kodeksi ile uyumlu olduğu saptanmıştır. Memecik zeytinyağlarında tespit edilen başlıca yağ asitleri oleik asit (% 73.37-75.64, palmitik asit (% 11.45-13.84 ve linoleik asittir (% 7.33-8.91. Triolein (% 63.50-68.32, palmitodiolein (% 18.25-25.82 ve dioleolinolein (% 6.01-9.18 zeytinyağı örneklerinde tespit edilen başlıca triaçilgliserollerdir. Sterol kompozisyonu oluşturan başlıca steroller, b-sitosterol (% 80.76-83.00, D5-avenasterol (% 11.02-12.78 ve kampesteroldür (% 4.01-4.97. Memecik çeşidi zeytinyağlarının fenolik madde profilinde, hidroksitirozol, tirozol, ferulik asit, p-kumarik asit, apigenin ve luteolin ve aroma profi­linde hekzanal, hekzanol, E-2-hekzenal, E-2-hekzenol ve Z-3-hekzenol tespit edilmiştir.

    19. From research to field action: example of the fight against cholera in the Democratic Republic of Congo

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      R. Piarroux

      2010-09-01

      Full Text Available The Democratic Republic of Congo (DRC is the country in the world which reported the highest number of cholera cases to WHO from 2002 to 2007 (128 936 cases out of a worldwide 902 071 cases. We, therefore, implemented research work which intends to understand the epidemiology of cholera in the DRC and to ensure improvements in the strategy to fight against cholera. This broad study enabled us to accurately determine the cholera epidemic’s mechanisms on different scales; to identify the source zones of the disease, and the groups of populations acting as vectors of the spread. It was then possible to demonstrate the role of “sanctuary”, played by some suburbs of lakeside cities. A collaborative network, including several scientific institutions in Europe and in the DRC, local and national government administrations in the field of public health and sanitation, international agencies, NGOs and private foundations, was progressively set up. Following the conclusions of our epidemiological studies, a drastic change of strategy was proposed: the limited curative approach on the one hand, the few existing water/sanitation programs on the other hand, have been merged in a global approach involving a larger scale water and sanitation infrastructure improvement, environmental protection, hygiene awareness and medical surveys targeting a few focus areas playing a central role in the epidemics. In conclusion, by better targeting intervention zones, one can gather human and technical resources previously scattered on the vast territory of the DRC. The strategy presented here revives the hope to eliminate cholera in the DRC.La République Démocratique du Congo (RDC est le pays qui a déclaré le plus grand nombre de cas de choléra à l’OMS entre 2002 et 2007 (128 936 cas sur un nombre total de 902 071 de cas dans le monde. Face à cette situation, nous avons mis en œuvre un travail de recherche qui vise à comprendre l’épidémiologie du

    20. Modeling of higher harmonics formation in medical ultrasound systems

      DEFF Research Database (Denmark)

      Taylor, Louise Kold; Schlaikjer, Malene; Jensen, Jørgen Arendt

      2002-01-01

      a valuable tool for simulating ultrasound harmonic imaging. An extended version of Field II is obtained by means of operator splitting. The pressure eld is calculated by propagation of the eld from the transducer through a number of planes. Every plane serves as a virtual aperture for the next plane...... of the approach is demonstrated by comparing results from simulations and measurements from a convex array transducer. The new simulation tool is capable of simulating the formation of higher harmonics in water on the acoustical axis. The generation of nonlinear higher harmonic components can be predicted...

    1. Face Recognition using Approximate Arithmetic

      DEFF Research Database (Denmark)

      Marso, Karol

      Face recognition is image processing technique which aims to identify human faces and found its use in various different fields for example in security. Throughout the years this field evolved and there are many approaches and many different algorithms which aim to make the face recognition as effective...... processing applications the results do not need to be completely precise and use of the approximate arithmetic can lead to reduction in terms of delay, space and power consumption. In this paper we examine possible use of approximate arithmetic in face recognition using Eigenfaces algorithm....

    2. AŞK-I MEMNU, MADAME BOVARY VE NANA’YA KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT AÇIŞIDAN BİR BAKIŞ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Abdullah Acehan

      2012-09-01

      Full Text Available Özet: Bu çalışmada milletler arası edebiyat etkileşimlerini inceleyen ve yüzyılımızda gittikçe önem kazanmaya başlayan mukayeseli edebiyat veya diğer adıyla karşılaştırmalı edebiyat üzerinde durulmuştur. Mukayeseli edebiyat hakkında bilgi verildikten sonra Fransız edebiyatından [Madame Bovary - Nana] ve Türk edebiyatından [Aşk-ı Memnu] seçilmiş eserler hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra bu üç eserin karşılaştırmalı edebiyat açısından bir incelemesi yapılmış ve elde edilen veriler, maddeler hâlinde sıralanmıştır. Son bölümde ise eserler arasında yapılan karşılaştırmadan elde edilen sonuçlara yer verilmiş ve aradaki benzerliklerin muhtemel nedenleri üzerinde durulmuştur.AbstractIn this study, we focused on comparative literature which studies the international literary interactions and gradually gets importance. As we tried to give information about comparative literature, we used two examples from French Literature, Madame Bovary and Nana, and one example from Turkish Literature, Ask-ı Memnu. Later on, a comparative work in the means of literature was carried out on these three stories. Collected information was listed. In addition to that, in the last part, bibliography was included.RésuméCette étude examine les interactions littéraires entre les nations et étudie la littérature comparée ou littérature comparative, domaine de recherche prenant de plus en plus d’importance. Après avoir fourni des renseignements sur la littérature comparée, nous avons donné des informations sur trois œuvres sélectionnées de la littérature françaises et turque (deux françaises, Madame Bovary-Nana et une turque, Aşk-ı Memnu. Ensuite, nous avons examiné ces trois œuvres du point de vue de la littérature comparée. Les données obtenues ont été énumérées. Dans la dernière partie, les livres utilisés dans la préparation de cet article ont été précisés dans la

    3. Konut Transformasyonu Bağlamında Lefke’deki CMC Evlerinin Zaman İçerisindeki Dönüşümü / The Gradual Transformation of CMC Houses in Lefke within the Context of Housing Transformation

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Çağla Beyaz

      2017-06-01

      artlarına, ihtiyaca, siyasete, çevresel faktörlere, iklime, coğrafyaya, kültürel etkenlere göre form değiştirdiği yapılan araştırmalarda görülmektedir. Tüm bu etkenlerin ışığında, Lefke Bölgesi, CMC evleri özelinde uygun tekniklerle yapılan alan çalışmasından elde edilen verilerin biraraya getirilmesiyle, konutların dönüşümü ortaya konmuştur. Yapılan alan çalışması için, her kategoriden birer örnek ele alınarak analizi yapılmış, zaman içerisindeki dönüşümü ve bu dönüşümlere etki eden çevresel faktörler tespit edilmiştir. Alan çalışması kapsamında, tüm bu verilerin toplanması için gerekli olan görüşmeler, fotoğraf çekimleri, rölöve çıkarma ve arşiv araştırma teknikleri kullanılmıştır. Çalışmanın genelinden elde edilen sonuçta; Endüstri Devrimi’nin etkisiyle oluşan hızlı gelişme ile birlikte dini, kültürel, ekonomik, siyasal ve mimari gibi koşullar farklı biçim ve değerlerle şekillenmiştir. Bu şekillenen koşullarla birlikte, dünyada gözlemlenen ve kentleri etkileyen değişim ve dönüşümler Kıbrıs Adası’nı da etkilemiştir. Lefke Bölgesi’nde, CMC’nin kurulmasıyla birlikte buna paralel dört kategoriden oluşan ve ilk kez teraslı olarak üretilen konutların ve onların yakın çevrelerinin, bölgeye olan olumlu ve olumsuz etkileri oldukça dikkat çeker. Bu konutların, günümüze gelene kadar olan dönüşümleri buna etki eden faktörler tespit edilerek sonuçlandırılmıştır.

    4. The Impact of the Use of Information Technologies on Turkish

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Deniz Gezgin

      2016-01-01

      alışma grubunu, 2014-2015 öğretim yılında Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Formasyon Programında öğrenim gören 84 Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Çalışmanın tematik çerçevesi araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen alan yazın taraması ve uzman görüşleri doğrultusunda belirlenmiştir. Uygulama sürecinde öğretmen adaylarından, BT kullanımın Türkçeye etkileri ile ilgili görüşlerini kompozisyon şeklinde yazmaları istenmiştir. Görüşme sonucunda elde edilen verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz tekniği ve betimsel istatistiklerden yararlanılmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarının görüşlerini yansıtmak için doğrudan alıntılar yapılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre öğretmen adaylarının görüşleri, BT kullanımının Türkçeye olumsuz etkileri olduğu yönündedir. Özellikle İngilizce kelimelerin kullanımı, yazım ve noktalama işaretlerinin göz ardı edilmesi ve yazımda kural dışı kısaltma kullanımı boyutları açısından olumsuz görüş bildirmişlerdir. Bundan sonraki araştırmacılar için, BT’nin bilinçli kullanımının sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılması önerilebilir. Ek olarak, BT’nin olanaklarından yararlanılarak yapılabilecek bu çalışmalarla dilin kurallarının iletişimdeki önemi ve gerekliliğine ilişkin bir farkındalık oluşturulabilir.Anahtar Sözcükler: Bilişim teknolojileri, dil, Türkçe

    5. Türkçe Öğretmeni Adaylarinin Dijital Pedagojik Yeterlilikleri The Digital Pedagogic Competencies Of Pre-Service Turkish-Language Teachers

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Havva YAMAN

      2013-09-01

      çları kullanabilme/oluşturabilme yeterliliğini belirlemektir. Araştırmanın örneklemini, Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Ana Bilim Dalı 3. ve 4. sınıflarında öğrenim gören öğretmen adayları oluşturmaktadır. Araştırmada tarama modeli kullanılmış olup kesit alma yoluyla anlık ölçme tercih edilmiştir. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen “Öğretmen Adaylarının Dijital Pedagojik Yeterlilikleri Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen bulgular, Türkçe öğretmeni adaylarının proje kapsamında hangi açıdan eksik olduklarını ve öğretmen adaylarının eğitimlerinde nelere öncelik verileceğini ortaya çıkarmıştır. Sonuç olarak Türkçe öğretmeni adaylarının öğretimsel ve web dijital pedagoji alanlarında yüksek düzeyde yeterliliğe, genel dijital pedagoji alanında ise orta düzeyde yeterliliğe sahip oldukları görülmüştür. Diğer yandan araştırmada bilgisayar ve interneti iyi düzeyde bilen öğretmen adaylarının dijital pedagoji bakımından da yeterli düzeye sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca erkek öğretmen adaylarının genel dijital pedagoji ve web dijital pedagoji alanlarında kız öğretmen adaylarına göre daha yeterli olduğu, 3 ve 4. Sınıf öğrencilerinin dijital pedagojik yeterliliklerinde ise herhangi bir fark olmadığı görülmüştür. Bu süreçte elde edilen sonuçlar olası tartışmaya açık olup, araştırma kapsamında projenin daha verimli hale getirilmesi için projeyi uygulayacak olan öğretmen adayları ile ilgili durum tespiti yapmak amaçlanmıştır.

    6. Determination of the Relative Positions of Three Planes: Action Research

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Tuba Ada

      2016-07-01

      bir ders planının ve öğretim ortamının nasıl sağlanacağını araştırmaktır. Bu amaca ulaşabilmek için araştırmacıların hazırladığı plan dahilinde eylem araştırması yaklaşımı kullanılmıştır. Uygulamanın 1. aşamasında öğretmen adaylarına üç düzlemin denklemleri verilerek düzlemlerin birbirine göre konumlarının belirlenmesi istenmiştir. Bu aşamada öğretmen adayları düzlemlerin birbirine göre konumunu ikişer ikişer düzlem denklemlerini inceleyerek tek yönlü belirlemeye çalışmıştır. Uygulamanın ikinci aşamasında üç bilinmeyenli üç denklemden oluşan lineer denklem sistemlerinin çözümünü bulmaları ve bu çözümü geometrik olarak yorumlamaları istenmiştir.  Bu aşamada ise öğretmen adaylarının bir kısmı denklem sistemini çözdüğü ancak geometrik olarak yorumlayamadığı gözlemlenmiştir. Üçüncü aşamada ise üç düzlemin birbirine göre konumunun görselleştirmesi ve düzlem denklemlerini kullanarak bu düzlemlerin birbirlerine göre konumlarını gözlemleyebilmeleri için bilgisayar cebir sistemlerinden Maple programı kullanılmıştır. Bu aşamada öğretmen adayları düzlem denklemlerinin oluşturduğu denklem sistemlerinin çözüm kümesi ile Maple da elde edilen üç boyutlu görselleri ilişkilendirmişlerdir. Uygulamadan elde edilen bulgulara göre hazırlanan planın matematik öğretmen adaylarının üç düzlemin birbirine göre konumunun görselleştirmesinde olumlu etkisi olmuştur.Anahtar kelimeler: Uzayda düzlemler, analitik geometri, Maple, eylem araştırması

    7. Öğretmen Adaylarının Özyeterlik Algılarının Karşılaştırılması: Müzik, Resim ve Beden Eğitimi Comparison Of Self Efficacy Perceptions Of The Teacher Candidates: Music, Art And Physical Education

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hatice EKİNCİ

      2013-03-01

      niversitesi Eğitim FakültesiMüzik, Resim ve Beden Eğitimi Anabilim Dalları’ndaki öğretmenadaylarının özyeterlik algılarını belirlemeyi ve özyeterlik algılarının sınıf,bölüm ve cinsiyet değişkenleri bakımından ilişkilendirmeyiamaçlamaktadır.Müzik, Resim ve Beden Eğitimi Anabilim Dalları’ndaki öğretmenadaylarının özyeterlik algılarının belirlenmesi, meslek yaşamlarındaetkili ve yeterli bir performans sergilemeleri açısından önemlidir. Ayrıcaaraştırmanın, elde edilen sonuçlara yönelik önerileri sunulmasıbakımından önem taşıdığı düşünülmektedir.Araştırma, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim FakültesiMüzik, Resim ve Beden Eğitimi ABD’daki Lisans II, III. ve IV. sınıflardaöğrenim gören toplam 224 öğretmen adayı üzerinde yapılmıştır.Araştırmada veri toplama aracı olarak, Tschannen-Moran ve Hoy(2001 tarafından geliştirilen ve Türkçe için geçerlik ve güvenirlikçalışması Çapa, Çakıroğlu ve Sarıkaya (2005 tarafından yapılan veöğretmenlerin öz yeterliklerini nasıl algıladıklarını betimlemeye çalışan,“Öğretmen Özyeterlik Ölçeği” kullanılmıştır.Veriler SPSS (versiyon 20.0 ( SPSS Inc., Chicago, USAkullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularının çözümlenmesindefrekans, yüzde, korelasyon ve manova istatistikleri kullanılmıştır.Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, Müzik, Resim ve BedenEğitimi ABD’daki öğretmen adaylarının cinsiyet, sınıf ve bölümdeğişkenlerine göre özyeterlik düzeyleri arasında anlamlı farklılıkbulunmamaktadır. Bunun yanı sıra öğretmen adaylarının % 75oranında kendilerini özyeterli buldukları tespit edilmiştir.

    8. Bilişim Teknolojileri Öğretmen Adaylarının E-Kitap ve Etkileşimli E-Kitap Kavramına İlişkin Metaforik Algıları

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Seda Özer

      2015-04-01

      Full Text Available Öz Bu araştırmanın amacı bilişim teknolojileri öğretmen adaylarının e-kitap ve etkileşimli kitaba ilişkin algılarını metafor analizi yoluyla incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2013-2014 öğretim yılı Bahar döneminde Fırat Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi lisans programına devam eden (1., 2. ,3. ve 4. sınıf öğretmen adayı oluşturmaktadır. Katılımcılardan “E-kitap …… gibidir. Çünkü…..” ve “Etkileşimli e-kitap …… gibidir. Çünkü…..”  ifadelerini metafor kullanarak doldurmaları istenmiştir. Bilişim teknolojileri öğretmen adaylarından elde edilen bu veriler içerik analizi yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Elde edilen veriler doğrultusunda bilişim teknolojileri öğretmen adaylarının e-kitaba yönelik geçerli 153, etkileşimli kitaba yönelik geçerli 151 metafor geliştirdikleri görülmüştür. Araştırmanın bulguları ışığında öğretmen adayları e-kitaba ilişkin olumlu ve olumsuz metaforlar üretirlerken, etkileşimli kitaba yönelik sadece olumlu metaforlar ürettikleri ve etkileşimli e-kitap kullanımını daha cazip gördükleri söylenebilir. Salt metin formatı dışında sunulan etkileşimli kitapların öğrenme sürecinde kullanımının önemi yine bu araştırma sonuçlarıyla desteklenmiştir. Araştırma sonucunda bilişim teknolojileri öğretmen adaylarının e-kitaba ilişkin geliştirdikleri metaforlar arasında ilk sırayı “kolay taşınabilir” metaforu almaktadır. Bu özellik e-kitabın avantajları arasında sayılmaktadır. Öğrencilerin etkileşimli kitaba yönelik geliştirilen metaforları arasında ise ilk sırayı “birden çok duyuya hitap eder” metaforu almıştır. Çoklu ortam materyalleri ile öğrenme ortamının desteklenmesinin öğrenciler için önemi, bu çalışmada vurgulanmıştır. Anahtar Sözcükler: E-kitap, etkileşimli kitap, metafor

    9. Temettuat Defterine Göre Mut'un Sosyo-Ekonomik ve Demografik Yapısı (1844-1845 Socıo-Economıc And Demographıc Structure Of Mut Accordıng To Temettuat Defter (1844-1845

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ahmet GEÇER

      2012-12-01

      ılan sosyo-ekonomik tarihi araştırmalarında, defter koleksiyonları önemli bir yere sahiptir. Tapu Tahrir defterleri, Mühimme defterleri, Temettuat defterleri, bu defter koleksiyonlarının en önemlilerindendir. Çalışmamızda, Konya vilayetine bağlı, İçel sancağının, Mut kazasına ait temettuat defteri incelenmeye çalışılmıştır. Bu amaca yönelik olarak Başbakanlık Osmanlı Arşivinden, 10498 defter numaralı Mut’a ait, toplam 154 sayfa temettuat defteri önce transkripsiyon edilip tablolar oluşturulmuştur. Temettuat defterinde olduğu gibi, köyler ayrı ayrı alınarak oluşturulan bu tablolar Microsoft Excel programında hazırlandığından ve uzun listeler halinde olduğundan burada verilememiştir. Tablolama işleminden elde edilen veriler; İdarî Yapı, Nüfus, İsimler, Nüfusun Ekonomik Faaliyet Kolları ve Sosyal Durumu, Virgi-yi Mahsusa, Tarımsal Üretim Yapısı, Arazi Çeşitleri, Hayvan Çeşitleri ve Vergilendirilmeleri, Elde Edilen Gelirlerin Dağılımı ara başlıkları altında değerlendirilerek, araştırmamızın konusu olan Mut kazasının sosyo-ekonomik ve demografik yapısına dair bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Defterdeki veriler değerlendirilirken, defterde olmayan ancak kolay anlaşılması için zaman zaman, Vergilendirme Bölümü, Kazançlar Bölümü gibi ifadeler kullanılmıştır. Bu bölümler defterdeki tasnife göre yapılmıştır. Mut Temettuat defterinde, her hane reisinin ismi, mesleği, her bir hanenin tarımsal üretimden sağladığı kazanç ve bu kazanç üzerinden ödediği aşar vergisi, bu verginin tarımsal faaliyetlere dağılımı, işlenen toprak miktarı, tarımsal işletme büyüklüklerinin yanında sosyo-ekonomik tarihe ışık tutacak önemli bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgilerle birlikte dönemin diğer kaynakları göz önüne alındığında Mut’un sosyo-ekonomik yapısı tam anlamıyla ortaya konulmuş olacaktır.

    10. CollAborative care for Screen-Positive EldeRs with major depression (CASPER plus): a multicentred randomised controlled trial of clinical effectiveness and cost-effectiveness.

      Science.gov (United States)

      Bosanquet, Katharine; Adamson, Joy; Atherton, Katie; Bailey, Della; Baxter, Catherine; Beresford-Dent, Jules; Birtwistle, Jacqueline; Chew-Graham, Carolyn; Clare, Emily; Delgadillo, Jaime; Ekers, David; Foster, Deborah; Gabe, Rhian; Gascoyne, Samantha; Haley, Lesley; Hamilton, Jahnese; Hargate, Rebecca; Hewitt, Catherine; Holmes, John; Keding, Ada; Lewis, Helen; McMillan, Dean; Meer, Shaista; Mitchell, Natasha; Nutbrown, Sarah; Overend, Karen; Parrott, Steve; Pervin, Jodi; Richards, David A; Spilsbury, Karen; Torgerson, David; Traviss-Turner, Gemma; Trépel, Dominic; Woodhouse, Rebecca; Gilbody, Simon

      2017-11-01

      Depression in older adults is common and is associated with poor quality of life, increased morbidity and early mortality, and increased health and social care use. Collaborative care, a low-intensity intervention for depression that is shown to be effective in working-age adults, has not yet been evaluated in older people with depression who are managed in UK primary care. The CollAborative care for Screen-Positive EldeRs (CASPER) plus trial fills the evidence gap identified by the most recent guidelines on depression management. To establish the clinical effectiveness and cost-effectiveness of collaborative care for older adults with major depressive disorder in primary care. A pragmatic, multicentred, two-arm, parallel, individually randomised controlled trial with embedded qualitative study. Participants were automatically randomised by computer, by the York Trials Unit Randomisation Service, on a 1 : 1 basis using simple unstratified randomisation after informed consent and baseline measures were collected. Blinding was not possible. Sixty-nine general practices in the north of England. A total of 485 participants aged ≥ 65 years with major depressive disorder. A low-intensity intervention of collaborative care, including behavioural activation, delivered by a case manager for an average of six sessions over 7-8 weeks, alongside usual general practitioner (GP) care. The control arm received only usual GP care. The primary outcome measure was Patient Health Questionnaire-9 items score at 4 months post randomisation. Secondary outcome measures included depression severity and caseness at 12 and 18 months, the EuroQol-5 Dimensions, Short Form questionnaire-12 items, Patient Health Questionnaire-15 items, Generalised Anxiety Disorder-7 items, Connor-Davidson Resilience Scale-2 items, a medication questionnaire, objective data and adverse events. Participants were followed up at 12 and 18 months. In total, 485 participants were randomised (collaborative

    11. End-of-Life Decision Making in Palliative Care and Recommendations of the Council of Europe: Qualitative Secondary Analysis of Interviews and Observation Field Notes.

      Science.gov (United States)

      Martins Pereira, Sandra; Fradique, Emília; Hernández-Marrero, Pablo

      2018-05-01

      End-of-life decisions (ELDs) are embedded in clinical, sociocultural, political, economic, and ethical concerns. In 2014, the Council of Europe (CoE) through its Committee on Bioethics launched the "Guide on the decision-making process regarding medical treatment in end-of-life situations," aiming at improving decision-making processes and empowering professionals in making ELDs. To analyze if end-of-life decision making in palliative care (PC) is consistent with this Guide and to identify if disputed/controversial issues are part of current ELDs. Qualitative secondary analysis. Four qualitative datasets, including 44 interviews and 9 team observation field notes from previous studies with PC teams/professionals in Portugal. An analysis grid based on the abovementioned guide was created considering three dimensions: ethical and legal frameworks, decision-making process, and disputed/controversial issues. The majority of the professionals considered the ethical principle of autonomy paramount in end-of-life decision making. Justice and beneficence/nonmaleficence were also valued. Although not mentioned in the Guide, the professionals also considered other ethical principles when making ELDs, namely, responsibility, integrity, and dignity. Most of the interviewees and field notes referred to the collective interprofessional dimension of the decision-making process. Palliative sedation and the wish to hasten death were the most mentioned disputed/controversial issues. The nature, limitations, and benefits of qualitative secondary analysis are discussed. End-of-life decision-making processes made by Portuguese PC teams seem to be consistent with the guidelines of the CoE. Further research is needed about disputed/controversial issues and the actual use, effectiveness, and impact of ethical guidelines for end-of-life decision making on professionals' empowerment and for all parties involved.

    12. THE PERSPECTIVES AND THE CONDITIONS OF THE ROBOTICS DEVELOPMENT IN RUSSIA

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Nikolay Ivanovich Komkov

      2016-01-01

      Full Text Available The article investigates the evolution of the attitude of the state, business and the population to automation and robotics problems in the period of the USSR and till the modern period – from the reserved and declarative and political attitude to the current integrated programmed and project -based approach. The analysis of the Government’s decisions and documents in the  eld of robotics development in the Russian Federation, including «Strategy – 2020» have been made, the conditions, restrictions and challenges of the environment applicable for the solution of the problems as well as the mass robotization task in the Russian Federation have been de ned with consideration of the best international experience. Forecasts of robotics market growth are provided for the Russian Federation and its participants, and the new requirements and the prospects of the new robotic market growth have been characterized. The reasons of low competitiveness of the Russian Federation robotic  eld including the market demand problems from the state and business for «the  fth and sixth technological shift» innovative products and services have been analysed. The low speed of a transfer of the breaking scienti c technologies to industry, restrictions for the mass introduction of robots in the Russian Federation for robotization processes acceleration are established. The Russian state integrated support of the robotic platform key participants, including a growth of investments into fundamental and applied researches in the  eld of robotization and the adaptation of the best international experience are presented as the progressive methods of the Russian Federation competitiveness increase in all  eld of economy and military industrial complex.

    13. Optimization of economic load dispatch of higher order general cost polynomials and its sensitivity using modified particle swarm optimization

      International Nuclear Information System (INIS)

      Saber, Ahmed Yousuf; Chakraborty, Shantanu; Abdur Razzak, S.M.; Senjyu, Tomonobu

      2009-01-01

      This paper presents a modified particle swarm optimization (MPSO) for constrained economic load dispatch (ELD) problem. Real cost functions are more complex than conventional second order cost functions when multi-fuel operations, valve-point effects, accurate curve fitting, etc., are considering in deregulated changing market. The proposed modified particle swarm optimization (PSO) consists of problem dependent variable number of promising values (in velocity vector), unit vector and error-iteration dependent step length. It reliably and accurately tracks a continuously changing solution of the complex cost function and no extra concentration/effort is needed for the complex higher order cost polynomials in ELD. Constraint management is incorporated in the modified PSO. The modified PSO has balance between local and global searching abilities, and an appropriate fitness function helps to converge it quickly. To avoid the method to be frozen, stagnated/idle particles are reset. Sensitivity of the higher order cost polynomials is also analyzed visually to realize the importance of the higher order cost polynomials for the optimization of ELD. Finally, benchmark data sets and methods are used to show the effectiveness of the proposed method. (author)

    14. A Broadband UHF Tag Antenna For Near-Field and Far-Field RFID Communications

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      M. Dhaouadi

      2014-12-01

      Full Text Available The paper deals with the design of passive broadband tag antenna for Ultra-High Frequency (UHF band. The antenna is intended for both near and far fields Radio Frequency Identification (RFID applications. The meander dipole tag antenna geometry modification is designed for frequency bandwidth increasing. The measured bandwidth of the proposed broadband Tag antenna is more than 140 MHz (820–960 MHz, which can cover the entire UHF RFID band. A comparison between chip impedance of datasheet and the measured chip impedance has been used in our simulations. The proposed progressive meandered antenna structure, with an overall size of 77 mm × 14 mm × 0.787 mm, produces strong and uniform magnetic field distribution in the near-field zone. The antenna impedance is matched to common UHF chips in market simply by tuning its capacitive and inductive values since a perfect matching is required in the antenna design in order to enhance the near and the far field communications. Measurements confirm that the designed antenna exhibits good performance of Tag identification for both near-field and far-field UHF RFID applications.

    15. Evaporation behaviour of different organic effluents from open surfaces.

      Science.gov (United States)

      Jhorar, B S; Malik, R S

      1993-01-01

      Production of large quantities of effluents from different industrial units and the problems of their disposal necessitated this evaporation study. The evaporation of water, sewage water, oil refinery effluent, papermill effluent and liquor distillery effluent was observed in glass beakers when placed (i) in an oven at 60 degrees C and (ii) in screen house for 30 days, by periodically weighing of the beakers. In other experiments, the effect of increasing the frequency of stirring on increasing the evaporation efficiency of the liquor distillery effluent (ELD) was examined in detail. All of the organic effluents except ELD had similar evaporation behaviours as water, but formation of a self-forming film caused the evaporation of ELD to be considerably lower. Resistance to evaporation caused by this film was found to be a decreasing function of the frequency of stirring. This study has a bearing on improving the efficiency of evaporation lagoons, and three stirrings in a day with a manually drawn stirrer in a full-scale lagoon are proposed as a practical and economically viable technique to save 44% of lagoon land in arid and semi-arid regions of the world.

    16. Three-Dimensional Electromagnetic High Frequency Axisymmetric Cavity Scars.

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Warne, Larry Kevin; Jorgenson, Roy Eberhardt

      2014-10-01

      This report examines the localization of high frequency electromagnetic fi elds in three-dimensional axisymmetric cavities along periodic paths between opposing sides of the cavity. The cases where these orbits lead to unstable localized modes are known as scars. This report treats both the case where the opposing sides, or mirrors, are convex, where there are no interior foci, and the case where they are concave, leading to interior foci. The scalar problem is treated fi rst but the approximations required to treat the vector fi eld components are also examined. Particular att ention is focused on the normalization through the electromagnetic energy theorem. Both projections of the fi eld along the scarred orbit as well as point statistics are examined. Statistical comparisons are m ade with a numerical calculation of the scars run with an axisymmetric simulation. This axisymmetric cas eformstheoppositeextreme(wherethetwomirror radii at each end of the ray orbit are equal) from the two -dimensional solution examined previously (where one mirror radius is vastly di ff erent from the other). The enhancement of the fi eldontheorbitaxiscanbe larger here than in the two-dimensional case. Intentionally Left Blank

    17. The Rise and Effect of Virtual Modalities and Functions on Organizational Leadership: Tracing Conceptual Boundaries Along the E-Management and E-Leadership Continuum

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Montgomery VAN WART

      2016-12-01

      Full Text Available The massive shift to virtual modalities and functions has changed the context of leadership and organizational structures, and thus how leadership is exercised. To date, the fi elds of e-leadership and e-management, or more generally, virtual leadership, have been unable to make much progress. This exploratory study uses adaptive structuration theory, an approach recommended by Avolio (2001 and 2014, to provide a broad framework that is modifi ed for the fi eld. It uses the multi-method, multi-level approach recommended by structuration theory. Findings regarding three specifi c advanced information technologies (AITs are discussed, study limitations are provided, and future research opportunities are reviewed.

    18. A Review of Recovery Mechanisms of Ionically Modified Waterflood in Carbonate Reservoirs

      DEFF Research Database (Denmark)

      Sohal, Muhammad Adeel Nassar; Thyne, Geoffrey; Søgaard, Erik Gydesen

      2016-01-01

      . This process has been evaluated as a wettability-modifying agent in carbonates and captured the global research focus in water-based enhanced oil recovery (EOR) methods. This paper provides a comprehensive review of the published research to speed the process of further investigations in this field. The review......Advanced water flooding is a process in which the ionic strength as well as the ionic composition of the injected water is tuned to improve the oil recovery. It has been observed in field trials and in lab core flooding experiments; advanced water flooding has the potential to recover additional oil...

    19. Farklı Beton Dayanımlarındaki Kolonlarda, Eksenel Yük Seviyelerine Göre Geri Sıçramalı Çekiç Verilerinin Korelasyonu İçin Deneysel Bir Öneri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yusuf DEMİREL

      2014-11-01

      Full Text Available Betonun basınç dayanımı, betonarme sistemin yapısal bütünlüğü açısından hayati önem taşımaktadır. Gerek inşaat aşamasında gerekse inşaat tamamlandıktan sonra, farklı yapı elemanlarındaki basınç dayanımlarının bilinmesi, kontrol ve değerlendirme yapılabilmesi açısından oldukça önemlidir. Standartların ve yönetmeliklerin değişimiyle kontrol ve değerlendirme için beton dayanımının tespiti daha da önem kazanmıştır.Yapıya az hasar verecek şekilde, beton dayanımının bulunması önemlidir. Geri sıçramalı çekiç ile beton dayanımı tespiti ekonomik, pratik ve hasarsız olması nedeniyle çok kullanışlı bir yöntemdir. Yapılan çalışmalarda, geri sıçramalı çekiç ile karot numunesinden bulunan beton dayanımı arasında tutarsızlıklar gözlenmiştir. Geri sıçramalı çekiç okumaları herhangi bir düzeltme faktör dikkate alınmadan kullanılmaktadır. Bu da geri sıçramalı çekicin kullanımını ve güvenirliğini azaltmaktadır.Bu çalışmada, fck=14, fck=20 ve fck=24 MPa dayanımlara sahip deney elemanlarında 0.013N0-0.2N0-0.3N0-0.4N0-0.5N0-0.6N0-0.7N0 yük düzeylerinde her dört yüzeyinden en az beşer adet geri sıçramalı çekiç okuması alınmış, standart sapma analizi yapılmıştır. Elde edilen dayanımların, eksenel yük düzeyi ile değişimi irdelenmiştir. Eksenel yük düzeyinin de ayrı bir sapma yarattığı tespit edilmiştir. Eksenel yük düzeyine göre,  geri sıçramalı çekiç verileri için rekrasyon doğrusu bulunmuştur. Geri sıçramalı çekiç ile beton dayanımın elde edilmesinde eksenel yük düzeyinin de bir düzeltme faktörü olarak dikkate alması gerektiği görülmüştür.Anahtar Kelimeler: Beton dayanımı tespiti, Geri sıçramalı çekiç, Eksenel yük düzeyi, Rekrasyon doğrusu

    20. AYVALIDERE HAVZASINDA (SÜLEYMANPAŞA / TEKİRDAĞ JEOMORFOLOJİK FAKTÖRLERİN TOPRAK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Emre ÖZŞAHİN

      2016-02-01

      Full Text Available Bu çalışmada, jeomorfolojik faktörlerin toprak özellikleri üzerine etkileri Ayvalıdere Havzası örneğinde incelenmiştir. Bu etkilerin örnek bir havza dâhilinde incelenmesi çalışmanın önemini teşkil etmektedir. Çalışmada 1:25.000 ölçekli KIRKLARELİ F19-d4 ve BANDIRMA G19-a1 numa- ralı topoğrafya haritaları kullanılmıştır. Yöntem olarak ise öncelikle havza alanının jeomorfolojik özellikleri tespit edilmiştir. Ardından başka araştırmacılar tarafından yaptırılan toprak örneklerinin analizlerinden ve çalışma bulgularından istifade edilerek havzanın detaylı toprak haritası oluşturul- muştur. Gerek jeomorfolojik özellikler (yer şekilleri, eğim, bakı, yükselti gerekse toprak özellikleri CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri ortamında karşılaştırılarak, havzada toprakların dağılışında jeomor- folojik faktörlerin etkisi irdelenmiştir. Çalışma sonunda yer şekilleri ile toprak özellikleri arasındaki ilişkinin kısa mesafeler dâhilinde büyük değişiklikler sunduğunu belirlenmiş ve vurgulanmıştır. Bu ilişkinin daha detaylı çalışmalarla ortaya konması gereklidir. Böylece elde edilen sonuçlarla toprak kaynaklarının korunması, doğru kullanımı ve planlanması konusunda önemli adımlar atılabilir. Nihai olarak gerek jeomorfolojik gerekse pedolojik özellikleri konu alan benzer çalışmalarda toprak ve yer şekilleri arasındaki münasebetin araştırılması doğal ortamı daha iyi anlayıp, analiz etmemize yardımcı olacaktır.

    1. Usûlî Kıyasın Bilgi ve Amel Değeri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yrd.Doç.Dr. Temel Kacır

      2016-06-01

      Full Text Available “Ortak bir illete sahip olmaları nedeniyle, aslın hükmünün fer‘e verilmesidir" şeklinde tanımlanan usûlî kıyasın bilgi ve amel değeri, ilk dönemden itibaren tartışma konusu olmuştur. Şöyle ki; hüküm verme yetkisi sadece Şar‘î’e ait olduğu halde usûlî kıyasın dinde hüküm verme anlamına geldiği ve bilgi değerinin de nasslarca yerilmiş zan olduğu gibi bazı argümanlar ileri sürerek usûlî kıyası reddedenler olsa da, çoğunluk tarafından usûlî kıyas aslî ve şer‘î delil olarak kabul edilmiş ve elde edilen bu hüküm ile amel edilmesi gerekli görülmüştür. Bu çalışma, usûlî kıyası kabul eden ve etmeyenlerin görüşlerini mukayese etmenin ötesinde, usûlî kıyasın salt aklî bir çaba olmadığını, kendisi ile ulaşılan bilginin naslarda yerilen zan olmayıp aksine delile dayalı zannın en üst derecesi olduğunu ve bunun da furû fıkıhta amel için yeterli olduğunu naklî ve aklî deliller ile ele alan bir çalışmadır. Kıyasla ilgili genel bir çerçeve çizildikten sonra, usûlî kıyas ve deliller hiyerarşisindeki yeri ve kıyasın bilgi ve amelî değeri ile sınırlandırılan bu makale ile usûlî kıyasın bilgi ve amel değeri konusundaki tartışmalara açıklık getirilmek istenmektedir.

    2. Orman yangınları açısından riskli yılların güneş leke döngüsüne bağlı olarak önceden tahmin edilebilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Yüksek Lisans Uğur Baltacı

      2017-11-01

      Full Text Available Ülkemizde ve dünya genelinde, bazı yıllar daha çok sayıda ve büyük ölçekte orman yangınları görülmekte iken, bazı yıllarda orman yangını sayısı ve büyüklüğü azalmaktadır. Orman yangını istatistikleri yangın adedi ve yanan alan olarak zamana bağlı grafik haline dönüştürüldüğünde, minimum ve maksimum noktaları farklı sinüzoidal eğriler şeklinde periyodik bir dalgalanma görülmektedir. Bu durum, orman yangınlarının bir dış etkene bağlı olarak artıp azaldığını gösterebilir. Bu çalışmamızda; adet ve alan olarak orman yangınları ile Güneş Leke Döngüsü (Güneş Radyasyon Döngüsü karşılaştırılmış ve aralarında güçlü bir ilişkinin olduğu bulunmuştur. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular, orman yangını açısından riski yüksek yılların tahmininde kullanılabilecektir. Orman yangınları ile mücadelede orta ve uzun vadeli programlar yapılırken bu tespitlerin göz önünde bulundurulmasının büyük önem arz ettiği düşünülmektedir. Özellikle bütçe planlamaları ve önceden alınacak tedbirler açısından bu öngörülerin dikkate alınması uygun olacaktır.

    3. AKILLI KARTLAR İLE YAPILAN MAL VE HİZMET SATIŞLARININ TMS-18 HASILAT STANDARDI ÇERÇEVESİNDE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ-RECOGNITION OF SOLD GOODS AND SERVICES BY SMART CARDS WITHIN TMS-18 REVENUE STANDARD

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Abitter ÖZULUCAN

      2012-06-01

      Full Text Available Bu çalışmada;, önce akıllı kart / yemek çekleri sistemi tanıtılmakta, tarafların sağladıkları fayda ve maliyetler belirtilmekte ve gerçekleşen satış işleminin taraflarca kayda geçirilmesi hususu TMS 18 Hasılat standardı kapsamında ele alınmaktadır. Elde edilen hasılatın ölçümünde, sistemin işleyişinde temel unsur olan ve üye iş yeri tarafından yemek kartı tedavül eden işletmeye hizmet faturası karşılığında ödenen komisyonların, hasılatla doğrudan ilişkilendirilebilen bir gider niteliği taşıyıp taşımaması; bu türden giderlerin Tekdüzen Muhasebe Sistemi’nden farklı olarak, TMS 18 kapsamındaki ölçümünün ve muhasebeleştirilmesinin farklı olup olmadığının belirlenmesi amacıyla kaleme alınan bu çalışma, giriş ve sonuç bölümlerinin dışında dört bölümden oluşmaktadır.-The main part of the smart card system is sellers and while they are measuring of their revenue, they should associate the commissions with revenues to record at inception. So in this paper, after the smart card system is introduced, the advantages and disadvantages of this system are exposed and then how to recognise of the selling is considered within TMS 18, Revenues Standard. In other words, the reason that we conduct this paper can be expressed that the expense of the selling commissions which arise from the selling products with smart card whether should or should not deduct to revenue while the revenue is been measured.

    4. Öğrencilerin Girişimci Kişilik Özellikleri İle Girişimcilik Eğilimleri Üzerine Bir Araştırma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Hasan YÜKSEL

      2015-04-01

      Full Text Available Girişimcilik, çevrenin yarattığı fırsatları sezme, bu fırsatları projelere dönüştürme, projeleri yaşama taşıma ve zenginlik üretme becerisi şeklinde tanımlanabilir. Bu süreçte başarılı girişimciler için ise birçok özellik tanımlanmaktadır. Kişide girişimcilik ruhu genetik olarak var olabileceği gibi aile, ailenin mesleği, çevre, eğitim de girişimcilik ruhunu geliştirmede önemli etkenlerdir. Bu çalışmada temel amaç işletme yönetimi bölümü öğrencilerinin girişimci kişilik özellikleri ve girişimcilik eğilimleri arasındaki ilişkiyi analiz etmektir. Bu nedenle meslek yüksekokulu işletme yönetiminde öğrenim gören bölüm öğrencilerine araştırmada ileri sürülen hipotezleri test etmek amacıyla anket uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre araştırmaya katılan öğrencilerin girişimci kişilik özellikleri yenilikçilik, duyarlılık ve fırsatçılık şeklinde ortaya çıkmıştır. Strese karşı dayanma ise düşük düzeyde ortaya çıkan girişimci kişilik özellikleri arasındadır. Ayrıca çalışmada katılımcıların girişimcilik özellikleri ile cinsiyet değişkeni ve aile meslekleri ile girişimcilik özellikleri arasındaki istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.

    5. Aileler, Öğretmenler ve Dil ve Konuşma Terapistlerinin Çocuklardaki Dil ve Konuşma Bozukluklarına Yönelik Tutum ve Bilgilerinin Değerlendirilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bülent TOĞRAM

      2015-12-01

      Full Text Available Çocuklardaki iletişim sorunları aile bildirimleri, öğretmen raporları ve dil ve konuşma terapistleri (DKT tarafından yapılan değerlendirmeler ile saptanmaktadır. Dil ve konuşma bozukluklarının önlenmesi ve terapisinde işbirliği içinde bulunmaları gereken bu üçlü grubun konuya ilişkin görüş ve tutumları alanyazında önemli bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, ebeveynlerin, öğretmenlerin ve DKT’lerin dil ve konuşma bozuklukları alanındaki sorumluluk ve rollerini nasıl algıladıklarını, dil ve konuşma bozukluğu olan çocuğun akademik ve sosyal başarısına yönelik tutumlarını, dil ve konuşma bozukluklarının nedenleri ve terapisine yönelik düşüncelerini betimlemektir. Çalışmaya 37 aile bireyi, 46 öğretmen ve 35 DKT katılmıştır. Anket yoluyla elde edilen veriler her grubun konuya ilişkin bilgisini ortaya koymak için karşılaştırılmıştır. Dil ve konuşma bozukluğu olan çocukların akademik/sosyal başarılarına yönelik tutumlarında diğer katılımcı gruplara göre öğretmenlerin, çocukların terapi gereksinimlerine yönelik tutumlarında ise ailelerin daha kararsız tutumlar geliştirdikleri dikkat çekmektedir.Dil ve konuşma bozukluklarının nedenleri ve terapi eksikliklerine yönelik bilgilerinde grupların öncelikli sıralamalarının farklılaştığı görülmüştür

    6. Otel İşletmeleri Mutfak Çalışanlarının Gıda Güvenliği Konusunda Bilgi Düzeyleri: Alanya Örneği

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ramazan Eren

      2017-12-01

      Full Text Available Gıda üretim sürecinde mutfak çalışanları, gıda güvenliğinin sağlanması açısından önemli bir yere sahiptir. Bu araştırma Antalya’nın Alanya İlçesi’ndeki beş yıldızlı otel mutfaklarında çalışan personelin gıda güvenliği konusundaki bilgi düzeylerini saptamayı amaçlamakta ve betimsel bir çalışma özelliği taşımaktadır. Araştırmada amaca göre örnekleme yöntemi kullanılmış; zaman ve maliyet sınırlılıkları nedeniyle Alanya’nın sadece Okurcalar Beldesi’nde faaliyet gösteren otellerdeki mutfak çalışanları araştırmaya dâhil edilmiştir. Veri toplama yöntemi olarak anket formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler istatistik paket programı analiz edilmiştir. Yüzde, frekans ve ki kare analizi sonuçlarına yer verilmiştir. Araştırma sonucunda sezonluk çalışanlara kıyasla, tüm yıl çalışan personel içinde gıda güvenliği eğitimi alanların oranının daha fazla olduğu görülmüştür. Çalışma yılının gıda güvenliği konusunda bilgi sahibi olma üzerinde etkisi olduğu görülmekle birlikte hala katılımcıların dörtte birinin HACCP kelimesini hiç duymadıkları bulgusuna ulaşılmıştır.

    7. BELIEFS AND PRACTICES OF QASHQAI TURKS WITHIN THE CIRCLE OF BIRTH KAŞKAY TÜRKLERİNDE DOĞUM ÇEVRESİNDE GELİŞEN İNANÇ VE PRATİKLER

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet KARAASLAN

      2011-09-01

      Full Text Available In this study, which deals with the birth traditions of The Qashqai, and beliefs and practices in this aspect, the data gained through approximately two-month studies in the field of Iran are used. During the field of study, based on the use of techniques such as participated observation and question and answer, Qashqai people, both have urban live and haven’t plucked their ties with nomadism in appropriately with their current social tissues, have been discussed with. These rituals and beliefs formed within the frame of birth are examined through the perspectives such as their functions, whether they have an equivalent in the ancient Turkish culture or not and their comparison of aspects similar to the other communities of the world of the Turks. Kaşkayların doğum gelenekleri ve bu çerçevedeki inanç ve pratiklerinin ele alındığı bu çalışmada İran sahasında yaklaşık iki ay süresince yapılmış olan saha çalışmasında elde edilen veriler kullanılmıştır. Katılımlı gözlem ve soru cevap gibi tekniklerin kullanılması sureti ile yapılan saha çalışması sırasında Kaşkayların şu anki sosyal dokusuna uygun olarak hem uzun süredir şehir hayatı yaşayan hem göçerlikle bağlantılarını tam olarak koparmamış Kaşkaylarla görüşülmüştür. Doğum çevresinde teşekkül etmiş bu ritüel ve inançlar; işlevleri, kadim Türk kültüründe bir karşılıklarının olup olmadığı ve Türk dünyasının diğer toplulukları ile benzeyen yönlerinin mukayesesi gibi bakış açılarıyla irdelenmiştir.

    8. Bitkisel Ürünlerin ve Gıda Destek Ürünlerinin İçeriklerinin Adli ve Hukuki Boyutu

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Zeynep Türkmen

      2014-09-01

      Full Text Available Günümüzde alternatif ya da destekleyici tedavi yöntemlerine ve bunlara bağlı olarak bitkisel ürünlere artan bir ilgi söz konusudur. Bu ürünler Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan gıda destek maddesi ruhsatı alınarak, “gıda takviyesi” adı altında piyasaya sürülmektedir. Bu tip ürünler ilaç statüsünde olmadığından ruhsatlandırılması ve piyasaya arzı farklılık gösterebilmektedir. Bu ürünlerle ilgili sıklıkla gözlenen sorunlar arasında kontaminasyon, katkı maddeleri, toksisite ve yanlış doz ve etiketlemeden kaynaklı tek tip üretim problemleri sayılabilir. Son zamanlarda söz konusu ürünlere ait zehirlenmeler ve ilaç etkileşimlerinin neden olduğu istenmeyen ve beklenmeyen durumlar gözlemlenmektedir. Bu gözlemler, alternatif ya da destekleyici ürün adı altında piyasaya sunulan bitkisel ürünlerin üretimi, ruhsatlandırılması, satışı ve denetimi konusunda ciddi düzenlemelere ve uygulamalara ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Çalışmamızın amacı, laboratuarımıza içerik analizi için yönlendirilen, ikisi bakanlık onayı olmaksızın bitkisel ürün adı altında satılmakta olan, diğeri ise bakanlık onaylı sporcu destek ürünü olmak üzere üç olgudan elde edilen bulgularımızı sunmak ve ilgili olguları Türk Ceza Kanunun hükümlerine göre değerlendirmektir. Anahtar kelimeler: Bitkisel ürünler, Sibutramine, sporda kullanılan destek ürünleri, Cinnarizine, GC-MS.

    9. Değişik Sürelerde Depolanan Patates Çeşitlerinin Bazı Özellikleri Üzerine bir Araştırma

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kemalettin Kara

      2015-02-01

      Full Text Available Bu araştırmada, değişik sürelerde depolanan Isola, Marfona, Granola ve Famosa patates çeşitlerinin yumrularında meydana gelen bazı fiziksel ve kimyasal değişiklikler incelenmiştir. Bu amaçla yürütülen araştırma 2.11.1990 tarihinden itibaren 14 gün aralıklarla 140 gün süre ile devam ettirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, depolama süresince bağlı olarak yumru ağırlığı azalmış, cips verimliliği ve cipsin yağ çekme oranları artmış, protein oranındaki değişim kararsız olmuş, yumruların kuru madde, özgül ağırlık ve nişasta oranı arasında değişiklik olmamıştır. Depolama süresi içerisinde patates çeşitleri arasında yumru ağırlığı, kuru madde, özgül ağırlık, nişasta ve protein verimi ve yağ çekme oranları bakımından ise herhangi bir farklılık görülmemiştir. İncelenen karakterler arasında kuru madde ile özgül ağırlık ve nişasta oranı arasında, özgül ağırlık ile de nişasta oranları arasında olumlu ve önemli ilişkiler bulunmuştur. Depolama süresi boyunca patates çeşitlerinden Isola’nın incelenen karakterler yönünden diğer patates çeşitlerine göre daha üstün olduğu anlaşılmıştır.

    10. Üzüm Çekirdeği Tozu ve Peynir Altı Suyu Tozunun Tavuk Nugget Kalitesi Üzerine Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Ece Cagdas

      2015-02-01

      Full Text Available Bu çalışma kapsamında; buğday unu, mısır unu, tuz ve kabartma ajanı ile hazırlanan basit kaplama hamuruna değişik oranlarda üzüm çekirdeği tozu (GSP eklenerek kaplanan ve peynir altı suyu tozu çözeltisine (WPS daldırılarak kaplanan tavuk eti parçalarının ön kızartma işleminden sonra nem, protein, yağ ve yüzeyde yapışma miktarları belirlenmiştir. Bunların yanı sıra, doku, taramalı elektron mikroskobu (SEM ve tiyobarbitürik asit (TBA analizleri yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda GSP miktarı arttıkça nem (%66.20±0.71 – 68.22±0.38, protein (%16.16±1.36 – 19.73±1.40 ve yüzeyde yapışma miktarı (%26.27±0.43 – 36.13±0.71 artış gösterirken yağ miktarında (%8.18±0.17 – 4.78±0.54 azalış meydana gelmiştir. En düşük yağ miktarları WPS’ye daldırılarak hazırlanan örneklerde bulunmuştur. Uygulama yapılan örneklerde ön kızartma işleminden sonra da antioksidan aktivite gözlenmiş ve uygulama yapılan tüm örneklerin TBA değerleri (23.30±1.61 – 27.17±1.12 mg MDA/kg kontrol ile karşılaştırıldığında daha düşük seviyelerde olsa da önemli bir fark belirlenmemiştir (P>0.05. Elde edilen sonuçlara göre kaplama harcı malzemesi olarak GSP kullanımı ve WPS’ye daldırma işlemi kaplama harcının kalitesinin geliştirilmesinde bir potansiyele sahiptir.

    11. Cabernet Sauvignon ve Merlot Şarapların Resveratrol Düzeyleri ve Ekolojik Koşulların Etkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Belkıs Çaylak Adıgüzel

      2015-02-01

      Full Text Available Fitoaleksinler bitkilerde patojen enfeksiyonuna bir reaksiyon olarak veya çeşitli biyotik ve abiyotik tetikleyicilerin etkisi sonucu oluşan fenolik madde karakterli, düşük molekül ağırlıklı antimikrobiyal bileşiklerdir. Resveratrol (trans–3,5,4’-trihidroksistilben de bir fitoaleksin olup, asma (Vitis vinifera, yer fıstığı (Arachis hypogaea ve diğer pek çok bitki türünde yaprak veya diğer organlarda yüksek miktarlarda bulunabilmektedir. Resveratrol asmada gövde, sürgün ve yapraklar yanında, özellikle renkli çeşitlerin tane kabuğunda bol miktarda sentezlenebilmekte ve şarap yapımı sırasında şıraya, şıradan da şaraba geçmektedir. Son yıllarda resveratrolün antikanserojen özelliği ve antioksidan karakteri nedeniyle sağlık yararları üzerine yoğun araştırmalar yapılmakta ve günlük diyette alımı önerilmektedir. Bu çalışmada, Ege, Marmara ve Trakya Bölgeleri’nde üretilen kimi bağlardan sağlanan Cabernet sauvignon ve Merlot siyah üzümlerinden üretilmiş şaraplarda bulunan resveratrol miktarları Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar bölgelerin ekolojik koşulları açısından birbirleriyle karşılaştırılmış ve resveratrol miktarı ile bu parametreler arasındaki korelasyon araştırılmıştır. Resveratrol konsantrasyonunun üzüm çeşidi ve bölgelerin iklim şartlarına bağlı olarak farklılıklar gösterebileceği görülmüştür.

    12. Öğretmen Adaylarının Öğrenme Stilleri İle Çevre Eğitimi Öz-Yeterlikleri Arasındaki İlişki / Relationship between the Self Efficacy Beliefs towards Environmental Education and the Learning Styles of Pre-service Teachers

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mustafa KAHYAOĞLU

      2011-12-01

      Full Text Available Bu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının öğrenme stilleri ile çevre eğitimine yönelik öz-yeterlikleri arasındaki ilişkinin ortaya konulmasıdır. Araştırma Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf ve Fen Bilgisi öğretmenliği programlarında öğrenim gören toplam 235 (109 kadın, 126 erkek öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Veriler 2010-2011 eğitim öğretim güz yarıyılında Özdemir ve ark (2009 tarafından geliştirilen “Çevre Eğitimi Öz-Yeterliği Ölçeği” ve Kolb (1984 tarafından geliştiren, Aşkar ve Akkoyunlu (1993 tarafından Türkçeye uyarlanan “Öğrenme Stilleri Envanteri" kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, öğretmen adaylarının çevre eğitimi öz-yeterlikleri orta düzeydedir ve Fen Bilgisi öğretmenliği programında öğrenim gören öğretmen adaylarının çevre eğitimi öz-yeterlikleri Sınıf öğretmenliği programında öğrenim gören öğretmen adaylarına göre daha yüksektir. Fen Bilgisi ve Sınıf öğretmenliği programında öğrenim gören öğretmen adayları en fazla ayrıştıran ve özümseyen öğrenme stillerine sahiptir. Ayrıca Fen Bilgisi ve Sınıf öğretmenliği öğretmen adaylarının çevre eğitimi öz-yeterlikleri ile öğrenme stilleri arasında anlamlı bir farklılık yoktur.

    13. Toprak Radon (222Rn Gazı Anomalilerinin ARIMA Analizi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Miraç KAMIŞLIOĞLU

      2014-12-01

      Full Text Available Özet: Zaman serileri analizi, istatistik, ekonomi, fizik ve mühendislik gibi bilim dallarında geniş uygulama alanına sahiptir. Zaman serisi analizi, değişkenlerin gelecekteki değerlerinin doğru bir şekilde tahmin edilmesi için kullanılan bir yöntemdir. Bu çalışmada, bir deprem öncüsü olarak bilinen toprak radon gazı (222Rn ölçümleri ile bir zaman serisi oluşturulmuştur. Bu veriler kullanılarak, otoregresif süreçler (ARIMA yardımıyla dinamik sistem modellemesi yapılmıştır. ARIMA; zaman serileri analizinde, zaman içerisinde rastgele gerçekleşen bir stokastik (olasılıksal sürecin veya hatalarının modellenmesidir. ARIMA modeli, temelde Box-Jenkins modeline dayanmaktadır. Box-Jenkins modeli, tek değişkenli zaman serilerinin ileriye dönük tahmin ve kontrolünde kullanılan istatistiksel tabanlı bir yöntemdir. Elde edilen sonuçlar, ARIMA modellerinin tahmin konusundaki başarısını göstermektedir. Anahtar kelimeler: Zaman Serileri Analizi, Radon Gazı (222Rn, ARIMA ARIMA Analysis of Soil Radon (222Rn Gas Anomalies Abstract: Time series analysis, has wide applications in statistics, economics, physics and engineering such disciplines. This method used for estimate correctly future values of the variables. In this study, is formed a time series with soil radon gas (222Rn measurements known as a pioneer of an earthquake. Dynamic system modelling was performed with autoregressive (ARIMA modelling process by used these measurements. ARIMA; time series analysis is modelled of the recoverable over time a random stochastic (probabilistic process or its errors. ARIMA model is based on Box-Jenkins model. Box-Jenkins model is a statistically based method which is used forward-looking forecasting and control of univariate time series. The obtained results, ARIMA model is indicating success in predict subject. Key words: Time Series Analysis, Radon Gas (222Rn, ARIMA

    14. PORSUK NEHRİ SUYUNUN CUCUMIS SATIVUS (L. TOHUMLARININ FİDE GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Mehmet ÇALISEKİ

      2016-03-01

      Full Text Available Porsuk Çayı 448 km uzunluğu ile Sakarya Irmağı’nın en uzun koludur ve Bayatçık Deresi ile Kızıltaş Suyu’nun birleşmesi ile oluşur. Kütahya Ovası’ndan geçip Eskişehir’in güneybatısında yer alan Porsuk-I ve Porsuk-II barajlarında toplandıktan sonra Eskişehir Ovası’ndan ve Eskişehir ilinden geçer ve Sakarya Irmağı’na ulaşır. Porsuk Çayı, Eskişehir’de tarım arazilerinin sulama suyu olarak kullanılmaktadır. Tüm İç Anadolu’da olduğu gibi Eskişehir’de de tarımı yapılan en yaygın bahçe bitkileri arasında Cucumis sativus (L. yer almaktadır. İnsan beslenmesinde ilk bakışta önemli gibi görünmese de Cucumis sativus; vitaminler, enzimler, mineral maddeler bakımından zengin bir bitkidir. Fakat protein, karbonhidrat ve yağ bakımından fakirdir. Bu çalışmada, tohumların çimlendirilmesinde şehir şebeke suyu ve farklı oranlarda seyreltilmiş, şehir içinde ve şehir dışında belirlenen istasyonlardan alınan Porsuk nehrine ait su örnekleri kullanılmıştır. Fidelerin kök-gövde uzunlukları, kök ve gövdeye ait yaş ve kuru ağırlıklar ölçülerek şebeke suyu ve Porsuk nehrine ait suyun fide gelişimi üzerine etkileri araştırılmıştır. Elde edilen verilere göre, kök uzunluğunun nehir suyunun seyreltme oranı ile doğru orantıda arttığı ve su içeriğinin seyreltme oranı arttıkça azaldığı tespit edilmiştir

    15. Liderlik Oryantasyon Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Kenan ÖZCAN

      2012-11-01

      Full Text Available Örgüt iklimi örgütsel yapı ve yönetimin bir sonucudur. Çalışanların örgütün yapısı ve yöneticilerin liderlik davranışlarına dair algıları örgüt iklimi hakkında bir fikir vermektedir. Örgütsel iklime dair olumsuz algılar örgütte dengesiz, olumlu algılar ise dengeli bir yönetim yapısı bulunduğunu göstermektedir. Bu çalışma örgütsel yapı hakkında bilgi veren Thompson (2005 tarafından geliştirilen “Liderlik Oryantasyon Ölçeğinin” Türkçeye uyarlanmasını amaçlamaktadır. Ölçeğin orijinal halinde 32 madde ve dört alt boyut bulunmakta ve Türkçeye uyarlanan şekli de aynı formu korumuştur.  Ölçeğin Türkçeye uyarlanması sürecine,  Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA için 300 ve Doğrulayıcı Faktör Analizi (DAF için 234 öğretmen katılmıştır. Ölçeğin uyarlanmasıyla ülkemizde yapılacak araştırmalarla elde edilen bulguların, aynı ölçekle farklı kültürlerde yapılan/yapılacak olan araştırma bulgularıyla karşılaştırılabilmesine olanak sağlayacağında, ölçeğin Türkçeye uyarlanmasının önemli olduğu söylenebilir. Anahtar sözcükler: örgüt iklimi, liderlik, örgüt yönetimi

    16. Farklı Bölgelerin Üzümlerinden Üretilen Türk Şaraplarında Resveratrol Düzeyleri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Belkıs Adıgüzel Çaylak

      2015-02-01

      Full Text Available Resveratrol (3,5,4’ trihidroksistilben, fitoaleksin adı verilen bir polifenol çeşididir. Polifenoller üzümlerin kabuklarında, çekirdeklerinde ve saplarında bulunan maddelerdir. Fenolik bileşikler, özellikle flavanoller şarap alımıyla ilgili bilinen sağlık yararları açısından antioksidan özelliklere sahiptirler. Birçok çalışma, üzümlerde stres koşullarında bir savunma metaboliti olarak sentezlenen resveratrolün şarapta bulunduğunu göstermiştir. Şarap insanlarda kansere, iltihaplanmalara ve koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu özellikleri olduğu bilinen polifenol bileşikleri büyük oranda içermektedir. Hücre ve hayvanlarda yapılan çalışmalar, kırmızı şarabın, lösemi, deri, akciğer ve prostat kanserleri gibi pek çok kanser türünde koruyucu etkisi olduğunu göstermektedir. In-vivo çalışmalardan alınan son bilgiler, resveratrolün kanserin başlangıç, gelişme ve ilerleme safhalarında etkili bir ajan olabileceği hakkında bilgi vermektedir. Farklı ülkelerdeki şarapların içerdiği resveratrol miktarının belirlenmesi ile ilgili birçok araştırma olmasına rağmen, Türkiye’de çok az benzer çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yetişen üzümlerden üretilen şaraplar önemli şarap üreticilerinden temin edilmiş ve resveratrol miktarları Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi cihazı kullanılarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar resveratrol konsantrasyonunun üzüm çeşidine ve bölgelere göre değişebileceğini göstermiştir.

    17. Güney-Batı Anadolu Bölgesindeki kızılçam (Pinus brutia Ten. kültür ormanlarında değişik silvikültürel uygulamalara göre artım ve büyüme ilişkileri

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Dr. Neşat Erkan

      2017-11-01

      Full Text Available Bu çalışma ile sıklık çağına gelmiş kızılçam ağaçlandırma alanlarında yapılacak değişik dozdaki ayıklamaların ve aralamaların, meşcere artım ve büyümesi üzerine olan etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, 1982-2016 yılları arasında Kaş-Tekircik ve Eğirdir-Aşağı Narlı kızılçam ağaçlandırma alanı olmak üzere iki yerde yürütülmüştür. Rastlantı blokları deneme deseni kullanılmış; Kaş ve Eğirdir deneme alanlarında toplam 5 blok ve 35 parselden elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Araştırmada aralama şiddeti işlem olarak; 1 kontrol, 2 mutedil aralama ve 3 şiddetli aralama şeklinde üç işlemli bir uygulama yapılmıştır. Deneme parsellerinde, kontrol parselleri hariç olmak üzere, 1990 ve 2004 yıllarında, meşcerenin ihtiyaç gösterdiği parsellerde ve düzeyde aralamalara devam edilmiştir. Araştırma sonucu; Meşcereye müdahale edilen parsellerde, 1985, 1990 ve 2004 yıllarında yapılan ölçme sonuçlarına göre Ortalama çapın, belirgin bir şekilde arttığını göstermiştir. Yine her iki yerde, toplam 5 blok üzerinden yapılan varyans analiz sonucunda, aralamaların göğüs yüzeyi ve kalan meşcere hacmi üzerinde p<0,05 anlamlılık düzeyinde etkili olduğu anlaşılmıştır. Parsellerde 44. yaşında, kalan meşcere hacmi için yapılan varyans analizi sonuçlarına göre, aralama şiddetinin kalan meşcere hacmi üzerinde etkili olduğu gözlenmiştir. Genel meşcere hacminin ise, yapılan istatistik analizler sonucunda p<0,05 anlamlılık düzeyinde, aralamalardan etkilenmediği sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak, kızılçam ormanlarında, işletme amaçları çerçevesinde, büyümeyi kaliteli gövdeler üzerinde toplamaya yönelik olarak, büyümenin hızlı olduğu genç yaşlarda, ekonomik açıdan da uygun olacağı düşüncesi ile müdahale sıklığını azaltmak ve bunun için de şiddetli aralama ile göğüs y

    18. Akademisyenlerin Türkiye’de Internet Sansürüne Yönelik Yaklaşımları: Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Örneği=Perceptions of Scholars on the Internernet Censorship in Turkey: A Case of the Hacetttepe University Faculty of Letters

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Şahika Eroğlu

      2015-06-01

      Full Text Available Çağımızın matbaası olarak da nitelendirebileceğimiz Internet, erişim ve paylaşım olanaklarının hızla yaygınlaşmasıyla birlikte denetimi de gittikçe zorlaşan bir platform haline dönüşmüştür. Bu kapsamda literatürde Internet sansürü olarak ifade edilen internet erişiminin kısıtlanması her alandan kullanıcıları etkilemektedir. Bu çalışma, Internet sansürünün akademisyenler üzerindeki etkisini belirli bir grup üzerinden hareket ederek göstermeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Internet kullanımının yoğun olduğu gruplardan biri olan akademisyenlerin Internet sansürü algıları değerlendirilmiş ve uygulanan web tabanlı bir anketle konuyla ilgili görüşleri alınmıştır. Bölüm çeşitliliği açısından dikkate değer bir farklılık gösteren Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde çalışan 17 bölümden 218 akademisyen üzerinde gerçekleştirilen çalışmaya 47 akademisyen yanıt vermiştir. Çalışmada elde edilen bulgular, akademisyenlerin internet ve sosyal medya kullanımlarının yoğun olduğunu bu platformları eğitim ve araştırma amaçlı da kullandıklarını yansıtmıştır. Bu bulgulardan hareketle Internet erişimine yönelik kısıtlamaların akademisyenleri bu platformlar üzerinden araştırma yapma ve eğitim verme bağlamında olumsuz yönde etkilediği ortaya çıkmıştır. Çalışma sonuçlarında Internet erişimine yönelik kısıtlamalarda zararlı içerikle birlikte yararlı içeriğin engellenmemesine yönelik önlemlerin alınması gerekliliği üzerinde durulmuştur/The Internet that referred as the printing press of our age has turn into a berely controlled platform due to the advancements of access and sharing facilities. In this context, it’s also referred in the literature that restriction of access to the Internet is described as the Internet censorship and that affects every user. In the light of this information, as one of the intensive

    19. Bireysel Barışa Yönelik Tutum Ölçeğinin Geliştirilmesi: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları / Development of a Scale Measuring Attitudes towards Individual Peace: A Validity and Reliability Study

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bahadır Kılcan

      2018-03-01

      Full Text Available Abstract This study aims to develop a scale to measure eight-grade secondary school students' attitudes towards individual peace. The items of the scale have been prepared by the researcher based on a literature review. The study sample included 223 eight grade students from different schools in the Mamak district of Ankara for the 2015-2016 school year. At the end of the analysis, the correlation coefficients obtained from item-factor total and adjusted correlation were found to be above .21 and all items were statistically significant. In the exploratory factor analysis (EFA, the scale items were split into four dimensions: "State before Peace", "Factors for Peace", "Factors for Sulking" and "Assitance in Peacemaking". The Chi-square (X2 value appropriate for the model developed based on the results of the Confirmatory Factor Analysis (CFA and statistical significance levels showed that the proposed model was appropriate for the collected data. Reliability coefficients tested for the whole scale and its sub-dimensions revealed that the scale was suitable to measure eight-grade secondary school students' attitudes towards peace.   Öz Bu çalışmanın amacı, ortaokul sekizinci sınıf öğrencilerinin bireysel barışa yönelik tutumlarının belirlenmesinde kullanılacak bir ölçme aracı geliştirmektir. Ölçme aracının maddeleri araştırmacı tarafından ilgili alanyazın incelenerek hazırlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 öğretim yılının bahar döneminde Ankara İli Mamak İlçesinde bulunan okullarda öğrenim gören toplam 223 sekizinci sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Yapılan istatistikler sonucunda ölçeğin madde-faktör toplam ve düzeltilmiş korelasyonlarında elde edilen korelasyon katsayıları .21’in üzerinde olduğu ve tüm maddelerin istatiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır. Yapılan açımlayıcı faktör analizi (AFA sonucunda ölçek maddeleri; “Barışma

    20. Ehl-i Sünnet Açısından Bilgi ve DeğeriKnowledge and its Value in Terms of the Ahl As-Sunnah

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      ismail yücedağ

      2014-06-01

      Full Text Available Kelâm ilmînin amacı, dinî inançları kesin deliller kullanarak ispat etmektir. Bu nedenle kelâmcılar Kur’an’ı ve iki kısma ayırdıkları Sünnet’in ilk kısmında yer alan mütevâtir haberleri esas almışlardır. Kelâm ilminde üç bilgi edinme yolu olduğu kabul edilmiştir. Bunlar, beş duyu, akıl ve haber-i sâdık’tır. Bilgi edinme yollarından ilk ikisini oluşturan beş duyu ve akıl ile elde edilen bilgiler ile Sünnet’in ilk kısmında yer alan mütevâtir haberin değeri konusunda İslâm âlimleri arasında bir ihtilâf söz konusu değildir. Hicretin II. asrından itibaren, sünnetin ikinci kısmını oluşturan haber-i vahid’in değeri ve itikâdî konularda delil teşkil edip etmeyeceği konusunda âlimler tarihsel süreç içinde birbirinden farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Böylelikle problem günümüze kadar devam etmiştir. Konu hakkında fikir yürüten âlimler, Kelâmcılar ve Selefiyye olmak üzere iki ana gruba ayrılmışlardır. Bu çalışmanın amacı, haber-i vâhid hakkındaki fikir ayrılıklarının nedenlerini, kelâmcılar tarafından bilgi edinme yollarından biri olarak kabul edilen haber-i sâdıkı dikkate alarak araştırmaktır. Abstract The purpose of the Kalam science is to prove the religious beliefs by using definitive evidences. For this reason, the Kalam scholars are inclined to Koran and the mutawatir reports which are included in the first part of Ahl As-Sunnah divided into two parts. In the Kalam science, it has been accepted that there are three ways of attaining knowledge. These are the five senses, intelligence, and precise reports. It is not the case that Islamic scholars have a disagreement on not only knowledges obtained through the five senses and intelligence but the value of mutawatir reports included in the first part of Ahl As-Sunnah. As of the second century of Hegira, the scholars have put forward different opinions about whether the value of

    1. [Expressive language disorder and focal paroxysmal activity].

      Science.gov (United States)

      Valdizán, José R; Rodríguez-Mena, Diego; Díaz-Sardi, Mauricio

      2011-03-01

      In cases of expressive language disorder (ELD), the child is unable to put his or her thoughts into words. Comorbidity is present with difficulties in repeating, imitating or naming. There are no problems with pronunciation, as occurs in phonological disorder, it may present before the age of three years and is crucial between four and seven years of age. Electroencephalogram (EEG) studies have been carried out not only in ELD, but also in clinical pictures where the language disorder was the main symptom or was associated to another neurodevelopmental pathology. We conducted a retrospective study involving a review of 100 patient records, with patients (25 girls and 75 boys) aged between two and six years old who had been diagnosed with ELD (according to the Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, fourth edition, text revised) and were free of seizures and not receiving treatment. They were submitted to an EEG and received treatment with valproic acid if EEG findings were positive. Only six patients (males) presented localised spike-wave paroxysmal EEG activity in the frontotemporal region. This 6% is a percentage that is higher than the one found in the normal children's population (2%), but lower than the value indicated in the literature for language disorders, which ranges between 20% and 50%. These patients responded positively to the treatment and both expressive language and EEG findings improved. It is possible that in ELD without paroxysms there may be a dysfunction in the circuit made up of the motor cortex-neostriatum prior to grammatical learning, whereas if there are paroxysms then this would point to neuronal hyperactivity, perhaps associated to this dysfunction or not, in cortical areas. In our cases valproic acid, together with speech therapy, helped the children to recover their language abilities.

    2. Effective Field Theories for Hot and Dense Matter

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Blaschke D.

      2010-10-01

      Full Text Available The lecture is divided in two parts. The first one deals with an introduction to the physics of hot, dense many-particle systems in quantum field theory [1, 2]. The basics of the path integral approach to the partition function are explained for the example of chiral quark models. The QCD phase diagram is discussed in the meanfield approximation while QCD bound states in the medium are treated in the rainbow-ladder approximation (Gaussian fluctuations. Special emphasis is devoted to the discussion of the Mott effect, i.e. the transition of bound states to unbound, but resonant scattering states in the continnum under the influence of compression and heating of the system. Three examples are given: (1 the QCD model phase diagram with chiral symmetry ¨ restoration and color superconductivity [3], (2 the Schrodinger equation for heavy-quarkonia [4], and (2 Pions [5] as well as Kaons and D-mesons in the finite-temperature Bethe-Salpeter equation [6]. We discuss recent applications of this quantum field theoretical approach to hot and dense quark matter for a description of anomalous J/ψ supression in heavy-ion collisions [7] and for the structure and cooling of compact stars with quark matter interiors [8]. The second part provides a detailed introduction to the Polyakov-loop Nambu–Jona-Lasinio model [9] for thermodynamics and mesonic correlations [10] in the phase diagram of quark matter. Important relationships of low-energy QCD like the Gell-Mann–Oakes–Renner relation are generalized to finite temperatures. The effect of including the coupling to the Polyakov-loop potential on the phase diagram and mesonic correlations is discussed. An outlook is given to effects of nonlocality of the interactions [11] and of mesonic correlations in the medium [12] which go beyond the meanfield description.

    3. Neutralization of Rubidium Adsorbate Electric Fields by Electron Attachment

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Sedlacek, J. A. [Univ. of Oklahoma, Norman, OK (United States); Kim, E. [Univ. of Nevada, Las Vegas, NV (United States); Rittenhouse, S. T. [Western Washington Univ., Bellingham, WA (United States); US Naval Academy, Annapolis, MD (United States); Weck, Philippe F [Sandia National Lab. (SNL-NM), Albuquerque, NM (United States); Sadeghpour, H. R. [Harvard-Smithsonian Center for Astrophysics, Cambridge, MA (United States); Shaffer, J. P. [Univ. of Oklahoma, Norman, OK (United States)

      2015-10-01

      We investigate the (0001) surface of single crystal quartz with a submonolayer of Rb adsorbates. Using Rydberg atom electromagnetically induced transparency, we investigate the electric elds resulting from Rb adsorbed on the quartz surface, and measure the activation energy of the Rb adsorbates. We show that the Rb induces a negative electron affnity (NEA) on the quartz surface. The NEA surface allows for low energy electrons to bind to the surface and cancel the electric eld from the Rb adsorbates. Our results have implications for integrating Rydberg atoms into hybrid quantum systems and the fundamental study of atom-surface interactions, as well as applications for electrons bound to a 2D surface.

    4. Information resources in high-energy physics. Surveying the present landscape and charting the future course

      International Nuclear Information System (INIS)

      Gentil-Beccot, A.; Mele, S.; Holtkamp, A.; O'Connell, H.B.; Brooks, T.C.

      2008-04-01

      Access to previous results is of paramount importance in the scientific process. Recent progress in information management focuses on building e-infrastructures for the optimization of the research workflow, through both policy-driven and user-pulled dynamics. For decades, High-Energy Physics (HEP) has pioneered innovative solutions in the eld of infor- mation management and dissemination. In light of a transforming information environment, it is important to assess the current usage of information resources by researchers and HEP provides a unique test-bed for this assessment. A survey of about 10% of practitioners in the eld reveals usage trends and information needs. Community-based services, such as the pioneering arXiv and SPIRES systems, largely answer the need of the scientists, with a limited but increasing fraction of younger users relying on Google. Commercial services offered by publishers or database vendors are essentially unused in the eld. The survey o ers an in- sight into the most important features that users require to optimize their research workflow. These results inform the future evolution of information management in HEP and, as these researchers are traditionally ''early adopters'' of innovation in scholarly communication, can inspire developments of disciplinary repositories serving other communities. (orig.)

    5. Information resources in high-energy physics. Surveying the present landscape and charting the future course

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Gentil-Beccot, A.; Mele, S. [European Organization for Nuclear Research (CERN), Geneva (Switzerland); Holtkamp, A. [Deutsches Elektronen-Synchrotron (DESY), Hamburg (Germany); O' Connell, H.B. [Fermi National Accelerator Lab., Batavia, IL (United States); Brooks, T.C. [Stanford Linear Accelerator Center, Menlo Park, CA (United States)

      2008-04-15

      Access to previous results is of paramount importance in the scientific process. Recent progress in information management focuses on building e-infrastructures for the optimization of the research workflow, through both policy-driven and user-pulled dynamics. For decades, High-Energy Physics (HEP) has pioneered innovative solutions in the eld of infor- mation management and dissemination. In light of a transforming information environment, it is important to assess the current usage of information resources by researchers and HEP provides a unique test-bed for this assessment. A survey of about 10% of practitioners in the eld reveals usage trends and information needs. Community-based services, such as the pioneering arXiv and SPIRES systems, largely answer the need of the scientists, with a limited but increasing fraction of younger users relying on Google. Commercial services offered by publishers or database vendors are essentially unused in the eld. The survey o ers an in- sight into the most important features that users require to optimize their research workflow. These results inform the future evolution of information management in HEP and, as these researchers are traditionally 'early adopters' of innovation in scholarly communication, can inspire developments of disciplinary repositories serving other communities. (orig.)

    6. Effect of diet composition on acid-base balance in adolescents, young adults and elderly at rest and during exercise.

      Science.gov (United States)

      Hietavala, E-M; Stout, J R; Hulmi, J J; Suominen, H; Pitkänen, H; Puurtinen, R; Selänne, H; Kainulainen, H; Mero, A A

      2015-03-01

      Diets rich in animal protein and cereal grains and deficient in vegetables and fruits may cause low-grade metabolic acidosis, which may impact exercise and health. We hypothesized that (1) a normal-protein diet with high amount of vegetables and fruits (HV) induces more alkaline acid-base balance compared with a high-protein diet with no vegetables and fruits (HP) and (2) diet composition has a greater impact on acid-base balance in the elderly (ELD). In all, 12-15 (adolescents (ADO)), 25-35 (young adults (YAD)) and 60-75 (ELD)-year-old male and female subjects (n=88) followed a 7-day HV and a 7-day HP in a randomized order and at the end performed incremental cycle ergometer tests. We investigated the effect of diet composition and age on capillary (c-pH) and urine pH (u-pH), strong ion difference (SID), partial pressure of carbon dioxide (pCO2) and total concentration of weak acids (Atot). Linear regression analysis was used to examine the contribution of SID, pCO2 and Atot to c-pH. In YAD and ELD, c-pH (P⩽0.038) and u-pH (Pdiet-induced acid-base changes.

    7. Information resources in high-energy physics. Surveying the present landscape and charting the future course

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Gentil-Beccot, A; Mele, S [European Organization for Nuclear Research (CERN), Geneva (Switzerland); Holtkamp, A [Deutsches Elektronen-Synchrotron (DESY), Hamburg (Germany); O' Connell, H B [Fermi National Accelerator Lab., Batavia, IL (United States); Brooks, T C [Stanford Linear Accelerator Center, Menlo Park, CA (United States)

      2008-04-15

      Access to previous results is of paramount importance in the scientific process. Recent progress in information management focuses on building e-infrastructures for the optimization of the research workflow, through both policy-driven and user-pulled dynamics. For decades, High-Energy Physics (HEP) has pioneered innovative solutions in the eld of infor- mation management and dissemination. In light of a transforming information environment, it is important to assess the current usage of information resources by researchers and HEP provides a unique test-bed for this assessment. A survey of about 10% of practitioners in the eld reveals usage trends and information needs. Community-based services, such as the pioneering arXiv and SPIRES systems, largely answer the need of the scientists, with a limited but increasing fraction of younger users relying on Google. Commercial services offered by publishers or database vendors are essentially unused in the eld. The survey o ers an in- sight into the most important features that users require to optimize their research workflow. These results inform the future evolution of information management in HEP and, as these researchers are traditionally 'early adopters' of innovation in scholarly communication, can inspire developments of disciplinary repositories serving other communities. (orig.)

    8. The foundational origin of integrability in quantum field theory

      International Nuclear Information System (INIS)

      Schroer, Bert; FU-Berlin

      2012-02-01

      There are two foundational model-independent concepts of integrability in QFT. One is 'dynamical' and generalizes the solvability in closed analytic form of the dynamical aspects as known from the Kepler two-body problem and its quantum mechanical counterpart. The other, referred to as 'kinematical' integrability, has no classical nor even quantum mechanical counterpart; it describes the relation between so called eld algebra and its local observable subalgebras and their discrete inequivalent representation classes (the DHR theory of superselection sectors). In the standard case of QFTs with mass gaps it contains the information about the representation of the (necessary compact) internal symmetry group and statistics in form of a tracial state on a 'dual group'. In Lagrangian or functional quantization one deals with the eld algebra and the division into observable /eld algebras does presently not play a role in constructive approaches to QFT. 'Kinematical' integrability is however of particular interest in conformal theories where the observable algebra fulfils the Huygens principle (light like propagation) and lives on the compactified Minkowski spacetime whereas the eld algebra, whose spacetime symmetry group is the universal covering of the conformal group lives on the universal covering of the compactified Minkowski spacetime. Since the (anomalous) dimensions of fields show up in the spectrum of the unitary representative of the center of this group , the kinematical structure contained in the relation fields/Huygens observables valuable information which in the usual terminology would be called 'dynamical'. The dynamical integrability is defined in terms of properties of 'wedge localization' and uses the fact that modular localization theory allows to 'emulate' interaction-free wedge-localized operators in a objective manner with the wedge localized interacting algebra. Emulation can be viewed as a generalization of the functorial relation between localized

    9. Simulated annealing approach for solving economic load dispatch ...

      African Journals Online (AJOL)

      user

      thermodynamics to solve economic load dispatch (ELD) problems. ... evolutionary programming algorithm has been successfully applied for solving the ... concept behind the simulated annealing (SA) optimization is discussed in Section 3.

    10. Associating ground magnetometer observations with current or voltage generators

      DEFF Research Database (Denmark)

      Hartinger, M. D.; Xu, Z.; Clauer, C. R.

      2017-01-01

      A circuit analogy for magnetosphere-ionosphere current systems has two extremes for driversof ionospheric currents: ionospheric elec tric fields/voltages constant while current/conductivity vary—the“voltage generator”—and current constant while electric field/conductivity vary—the “current generator.......”Statistical studies of ground magnetometer observations associated with dayside Transient High LatitudeCurrent Systems (THLCS) driven by similar mechanisms find contradictory results using this paradigm:some studies associate THLCS with voltage generators, others with current generators. We argue that mostof...... these two assumptions substantially alter expectations for magnetic perturbations associatedwith either a current or a voltage generator. Our results demonstrate that before interpreting groundmagnetometer observations of THLCS in the context of current/voltage generators, the location...

    11. Temperature Dependence of Charge Localization in High-Mobility, Solution-Crystallized Small Molecule Semiconductors Studied by Charge Modulation Spectroscopy

      DEFF Research Database (Denmark)

      Meneau, Aurélie Y. B.; Olivier, Yoann; Backlund, Tomas

      2016-01-01

      In solution-processable small molecule semiconductors, the extent of charge carrier wavefunction localization induced by dynamic disorder can be probed spectroscopically as a function of temperature using charge modulation spectroscopy (CMS). Here, it is shown based on combined fi eld-effect tran......In solution-processable small molecule semiconductors, the extent of charge carrier wavefunction localization induced by dynamic disorder can be probed spectroscopically as a function of temperature using charge modulation spectroscopy (CMS). Here, it is shown based on combined fi eld......-effect transistor and CMS measurements as a function of temperature that in certain molecular semiconductors, such as solution-processible pentacene, charge carriers become trapped at low temperatures in environments in which the charges become highly localized on individual molecules, while in some other molecules...

    12. Converting Military Airfields to Civil Airports

      National Research Council Canada - National Science Library

      2005-01-01

      .... It was determined during the reuse planning process that many of these former air elds could be a primary engine for attracting new businesses, creating new jobs, and expanding the local economy...

    13. IODP Expeditions 303 and 306 Monitor Miocene- Quaternary Climate in the North Atlantic

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Carlos Alvarez-Zarikian

      2006-03-01

      Full Text Available Introduction The IODP Expeditions 303 and 306 drilling sites were chosen for two reasons: (1 to capture Miocene-Quaternary millennial-scale climate variability in sensitive regions at the mouth of the Labrador Sea and in the North Atlantic icerafted debris (IRD belt (Ruddiman et al., 1977, and (2 to provide the sedimentary and paleomagnetic attributes, including adequate sedimentation rates, for constructinghigh-resolution isotopic and magnetic stratigraphies.High accumulation rates, reaching 20 cm ky-1, permit the study of millennial-scale variations in climate and in the Earth's magnetic fi eld over the past several million years, when the amplitude and frequency of climate variability changed substantially. Shipboard logging and scanning data (magnetic susceptibility and remanence, density, natural gamma radiation, digital images and color refl ectance and post-expedition x-ray fl uorescence (XRF scanning datahave revealed that the sediment cores recovered on Expeditions 303 and 306 contain detailed histories of millennial-scale climate and geomagnetic fi eld variability throughout the late Miocene to Quaternary epochs. The climate proxies will be integrated with paleomagnetic data to place the records of millennial-scale climate change into a high resolution stratigraphy based on oxygen isotope andrelative paleomagnetic intensity (RPI. The paleomagnetic record of polarity reversals, excursions and RPI in these cores is central to the construction of the stratigraphic template and will provide detailed documentation of geomagnetic fi eld behavior.

    14. External Factors Influencing Interorganizational Collaboration: The Strategic Perspective

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Monika Golonka

      2013-09-01

      Full Text Available Purpose: The main purpose of this paper is to present the phenomenon of interorganizational collaboration from the strategic perspective, as a complex phenomenon, infl uenced by environmental factors, such as institutions � both formal and informal. Additional aims of the paper are: to present a model including all signifi cant elements and identifying important research gaps.Methodology: The paper presents the results of literature analyses as well as the fi ndings of the latest research studies in the fi eld of interorganizational collaboration, taking into account the environment of the organization.Conclusions: The external environment of the organization, in particular socio-cultural factors, has a significant impact on the formation, development, evolution and management of interorganizational collaboration. There are still many research gaps in this fi eld, and some of them have been presented in this paper.Research limitations: This paper is a theoretical and conceptual study. It forms an introduction to further empirical research.Originality: The paper presents the phenomenon of interorganizational collaboration in a broader context, taking into account the external environment as an element infl uencing such collaboration. Most of the works in this fi eld focus on organizations managing or coping with the environment. This paper presents a different approach. It indicates the external factors that infl uence interorganizational collaboration from a strategic perspective, and subsequently presents them in the form of a model.

    15. Comparison between dynamic programming and genetic algorithm for hydro unit economic load dispatch

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Bin Xu

      2014-10-01

      Full Text Available The hydro unit economic load dispatch (ELD is of great importance in energy conservation and emission reduction. Dynamic programming (DP and genetic algorithm (GA are two representative algorithms for solving ELD problems. The goal of this study was to examine the performance of DP and GA while they were applied to ELD. We established numerical experiments to conduct performance comparisons between DP and GA with two given schemes. The schemes included comparing the CPU time of the algorithms when they had the same solution quality, and comparing the solution quality when they had the same CPU time. The numerical experiments were applied to the Three Gorges Reservoir in China, which is equipped with 26 hydro generation units. We found the relation between the performance of algorithms and the number of units through experiments. Results show that GA is adept at searching for optimal solutions in low-dimensional cases. In some cases, such as with a number of units of less than 10, GA's performance is superior to that of a coarse-grid DP. However, GA loses its superiority in high-dimensional cases. DP is powerful in obtaining stable and high-quality solutions. Its performance can be maintained even while searching over a large solution space. Nevertheless, due to its exhaustive enumerating nature, it costs excess time in low-dimensional cases.

    16. P-15: U-19 Futbol Takımı Oyuncularının Aerobik Kapasite ve Süratlerinin, Alt Ekstremite İzokinetik Kas Kuvveti ile İlişkilendirilmesi

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Gökhan Deliceoğlu

      2017-03-01

      Full Text Available Araştırmanın amacını U-19 futbol takımı oyuncularının aerobik kapasite ve süratlerinin, alt ekstremite kuvveti ile ilişkilendirilmesi oluşturmaktadır. Araştırmaya U-19 kategorisindeki (Xyaş=18,17±0,53 yıl; Xva=73,16±5,95 kg; Xbu=178,22 ± 5,95 cm 15 futbolcu katıldı. Futbolcuların aerobik kapasiteleri Cosmed K5 © ile, alt ekstremite hamstring (H ve quadriseps (Q kas kuvvetleri ISOMED 2000 © İzokinetik Cihazı ile, sürat değerleri optojump © cihazı ile ölçüldü. Diz fleksör ve ekstansör kaslarının kas kuvveti 60°/sn açısal hızda 5 tekrarla, diz ekstansörlerinin kassal enduransı 180°/sn açısal hızda 30 tekrarla değerlendirildi. Futbolcular bir saat dinlendikten sonra, 10 dakika ısındı ve sonra ortalama hızın elde edilmesi için Optojump ile 30 m sürat testi iki kez uygulandı. Sporcular aerobik kapasitelerinin ölçülmesi için Cosmed K5 cihazı ile Bruce protokolünde koşturuldu. Futbolcuların maxVO2 ve ortalama hız değeri ile baskın ve baskın olmayan taraf diz fleksör ve ekstansör kaslarının kas kuvveti ile diz ekstansörlerinin kassal enduransı arasındaki ilişkinin belirlenmesi için SPSS 17,0’de regresyon analizi yapıldı. Analiz sonuçlarına göre, maxVO2 (X=51,84±7,56 ml/dk/kg ile baskın taraf 60 °/sn açısal hızdaki (Xfle=137,01 ±35,48 Nm; Xeks=239,26 ±57,96 Nm kuvvet değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki görüldü (R=759, R2=,576, p0.05. Futbolculardan elde edilen maxVO2 değerleri ile baskın olmayan taraf 60°/sn açısal hızdaki temel kas kuvveti (Xfle=140,62 ±34,11 Nm; Xeks=253,21 ±71,54 Nm ile 180/sn açısal hızda baskın taraf (X=66,86±8,16 ve baskın olmayan taraf kassal endurans (X=66,43±10,26 değerleri arasında anlamlı bir ilişki görülmedi (p>0.05. Futbolcularda baskın taraf diz fleksör ve ekstensör izokinetik kas kuvvet değerleri ile maxVO2 ve ortalama sürat değerleri arasında anlamlı bir ilişki g

    17. Comparison of Secondary School Mathematics Teacher Training Programs in Turkey and Germany [Türkiye ve Almanya’nın Ortaokul Matematik Öğretmeni Yetiştirme Programlarının Karşılaştırması

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Adnan Baki

      2016-04-01

      Full Text Available The purpose of this study is to compare secondary school mathematics teacher training programs in Turkey and Germany in terms of entry requirements, training time, professional appointment process of the teacher candidates. Due to the nature of comparative studies documents are obtained from two different sources of data and descriptive analysis was conducted. In the stage of data collection the existing practices about teacher training in Germany and Turkey, books, magazines, printed resources such as scientific articles were used. According to the comparative findings the teacher training programs in Turkey are trying to obtain the needed subject area knowledge and pedagogical content knowledge theoretically. In Germany the needed knowledge are trying to give in a more practical way. On the other hand, both countries are different from each other in terms of entry conditions to teacher training institutions and conditions of appointment of the profession. in Germany teacher candidates go through many processes to be appointed as a noble teacher. It is seen that teacher candidates in Turkey have less time and opportunity in terms of teacher training and practice. [Bu çalışmada, Türkiye ve Almanya’daki ortaokul matematik öğretmeni yetiştirme uygulamaları karşılaştırmalı bir yaklaşımla öğretim programları, giriş koşulları, öğretim süreleri, mesleğe atanma koşulları ve aday öğretmenlik süreçleri boyutlarından incelenmektedir. Karşılaştırmalı çalışmaların doğası gereği iki farklı kaynağın dokümanları üzerinden gidilerek veriler elde edilmiş ve betimsel analizler yapılmıştır. Verilerin toplanması aşamasında; Almanya ve Türkiye’deki mevcut öğretmen yetiştirme uygulamalarıyla ilgili tez, kitap, dergi, makale gibi basılı bilimsel kaynaklardan yararlanılmıştır. Elde edilen karşılaştırmalı bulgulara göre, Türkiye’nin öğretmen yetiştirme programlarında öğretmen aday

    18. Short-term hydro generation scheduling of Xiluodu and Xiangjiaba cascade hydropower stations using improved binary-real coded bee colony optimization algorithm

      International Nuclear Information System (INIS)

      Lu, Peng; Zhou, Jianzhong; Wang, Chao; Qiao, Qi; Mo, Li

      2015-01-01

      Highlights: • STHGS problem is decomposed into two parallel sub-problems of UC and ELD. • Binary coded BCO is used to solve UC sub-problem with 0–1 discrete variables. • Real coded BCO is used to solve ELD sub-problem with continuous variables. • Some heuristic repairing strategies are designed to handle various constraints. • The STHGS of Xiluodu and Xiangjiaba cascade stations is solved by IB-RBCO. - Abstract: Short-term hydro generation scheduling (STHGS) of cascade hydropower stations is a typical nonlinear mixed integer optimization problem to minimize the total water consumption while simultaneously meeting the grid requirements and other hydraulic and electrical constraints. In this paper, STHGS problem is decomposed into two parallel sub-problems of unit commitment (UC) and economic load dispatch (ELD), and the methodology of improved binary-real coded bee colony optimization (IB-RBCO) algorithm is proposed to solve them. Firstly, the improved binary coded BCO is used to solve the UC sub-problem with 0–1 discrete variables, and the heuristic repairing strategy for unit state constrains is applied to generate the feasible unit commitment schedule. Then, the improved real coded BCO is used to solve the ELD sub-problem with continuous variables, and an effective method is introduced to handle various unit operation constraints. Especially, the new updating strategy of DE/best/2/bin method with dynamic parameter control mechanism is applied to real coded BCO to improve the search ability of IB-RBCO. Finally, to verify the feasibility and effectiveness of the proposed IB-RBCO method, it is applied to solve the STHGS problem of Xiluodu and Xiangjiaba cascaded hydropower stations, and the simulating results are compared with other intelligence algorithms. The simulation results demonstrate that the proposed IB-RBCO method can get higher-quality solutions with less water consumption and shorter calculating time when facing the complex STHGS problem

    19. Factors related to the involvement of nurses in medical end-of-life decisions in Belgium: a death certificate study.

      Science.gov (United States)

      Inghelbrecht, Els; Bilsen, Johan; Mortier, Freddy; Deliens, Luc

      2008-07-01

      Although nurses play an important role in end-of-life care for patients, they are not systematically involved in end-of-life decisions with a possible or certain life-shortening effect (ELDs). Until now we know little about factors relating to the involvement of nurses in these decisions. To explore which patient- and decision-characteristics are related to the consultation of nurses and to the administering of life-ending drugs by nurses in actual ELDs in institutions and home care, as reported by physicians. We sampled at random 5005 of all registered deaths in the second half of 2001--before euthanasia was legalized--in Flanders, Belgium. We mailed anonymous questionnaires to physicians who signed the death certificates and asked them to report on ELDs, including nurses' involvement. Response rate was 59% (n=2950). Physicians reported nurses involved in decision making more often in institutions than at home, and more often in care homes for the elderly than in hospitals (OR 1.70, 95% CI 1.15, 2.52). This involvement was more frequently when physicians intended to hasten the patient's death than when they had no such intention (institutions: OR 2.05, 95% CI 1.41, 2.99; home: OR 2.04, 95% CI 1.19, 3.49). In institutions, this involvement was also more likely where patients were of lower rather than higher education (OR 2.95, 95% CI 1.49, 5.84). The administering of life-ending drugs by nurses, as reported by physicians was also found more frequently in institutions than at home, and in institutions more frequently with lower rather than higher educated patients (p=.037). These findings raise questions about physicians' perception of the nurse's role in ELDs, but also about physicians' skills in interacting with all patients. Education and guidelines for physicians and nurses are needed to optimize good communication and to promote a clearer assignment of responsibilities concerning the execution of those decisions.

    20. End-of-life decision-making and terminal sedation among very old patients.

      Science.gov (United States)

      De Gendt, Cindy; Bilsen, Johan; Mortier, Freddy; Vander Stichele, Robert; Deliens, Luc

      2009-01-01

      About half of the persons who die in developed countries are very old (aged 80 years or older) and this proportion is still rising. In general, there is little information available concerning the circumstances and quality of the end of life of this group. This study aims (1) to describe the incidence and characteristics of medical end-of-life decisions with a possible or certain life-shortening effect (ELDs) and terminal sedation among very old patients who died nonsuddenly, (2) to describe the characteristics of the preceding decision-making process, and (3) to compare this with the deaths of younger patients. A sample of 5,005 death certificates was selected from all deaths in Flanders (Belgium) in the second half of 2001 (before euthanasia was legalized). Questionnaires were mailed to the certifying physicians. Response rate was 58.9%. An ELD was made for 53.6% very old (aged 80+) patients who died nonsuddenly (vs. 63.3% for the younger patients). Use of life-ending drugs occurred among 1.1% (six times less frequently than in younger patients), with no euthanasia cases, pain and symptom alleviation with a possible life-shortening effect among 27.3% (two times less frequently), and withholding or withdrawing life-prolonging treatments among 25.2% (slightly more frequently). Terminal sedation occurred among 6.9% of the cases, two times less frequently than for the younger patients. ELDs were not often discussed with very old patients. Among competent patients this was less than compared with younger patients. ELDs are less common for very old than for younger patients. Physicians seem to have a more reluctant attitude towards the use of lethal drugs, terminal sedation and participation in decision-making when dealing with very old patients. Advance care planning should increase the involvement of very old competent and noncompetent patients in end-of-life decision-making. (c) 2008 S. Karger AG, Basel.

    1. Infrasound pulses from lightning and electrostatic field changes: Observation and discussion

      Czech Academy of Sciences Publication Activity Database

      Chum, Jaroslav; Diendorfer, G.; Šindelářová, Tereza; Baše, Jiří; Hruška, František

      2013-01-01

      Roč. 118, č. 19 (2013), s. 10653-10664 ISSN 2169-897X R&D Projects: GA ČR GA205/09/1253; GA ČR(CZ) GAP209/12/2440; GA MŠk 7E12020 Grant - others:RF EU(XE) ARISE 284387 Institutional support: RVO:68378289 Keywords : Infrasound * Lightning * Thunder * Slowness method * Electrostatic mechanism Subject RIV: BL - Plasma and Gas Discharge Physics Impact factor: 3.440, year: 2013 http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/jgrd.50805/abstract

    2. Properties of unipolar magnetic field pulse trains generated by lightning discharges

      Czech Academy of Sciences Publication Activity Database

      Kolmašová, Ivana; Santolík, Ondřej

      2013-01-01

      Roč. 40, č. 8 (2013), 1637–1641 ISSN 0094-8276 R&D Projects: GA ČR GA205/09/1253 Grant - others:Rada Programu interní podpory projektů mezinárodní spolupráce AV ČR(CZ) M100421206 Institutional support: RVO:68378289 Keywords : train of pulses * dart-stepped leader * K change Subject RIV: BL - Plasma and Gas Discharge Physics Impact factor: 4.456, year: 2013 http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/grl.50366/abstract

    3. On permutation polynomials over finite fields: differences and iterations

      DEFF Research Database (Denmark)

      Anbar Meidl, Nurdagül; Odzak, Almasa; Patel, Vandita

      2017-01-01

      The Carlitz rank of a permutation polynomial f over a finite field Fq is a simple concept that was introduced in the last decade. Classifying permutations over Fq with respect to their Carlitz ranks has some advantages, for instance f with a given Carlitz rank can be approximated by a rational li...

    4. Economic load dispatch of wind-solar-thermal system using ...

      African Journals Online (AJOL)

      Economic load dispatch (ELD) problem is an essential optimization problem ..... The data for radiation and average ambient temperature is adopted as per (Solar Radiation Hand Book, et al.,2008) ..... Reference temperature for cell efficiency.

    5. Evaluation of the performance of different firefly algorithms to the ...

      African Journals Online (AJOL)

      of firefly algorithms are applied to solve the nonlinear ELD problem. ... problem using those recent variants and the classical firefly algorithm for different test cases. Efficiency ...... International Journal of Machine. Learning and Computing, Vol.

    6. A method to study electron heating during ICRH

      International Nuclear Information System (INIS)

      Eriksson, L.G.; Hellsten, T.

      1989-01-01

      Collisionless absorption of ICRF waves occurs either by ion cyclotron absorption or by electron Landau (ELD) and transit damping (TTMP). Both ion cyclotron absorption, and direct electron absorption results in electron heating. Electron heating by minority ions occurs after a high energy tail of the resonating ions has been formed i.e. typically after 0.2-1s in present JET experiments. Electron heating through ELD, and TTMP, takes place on the timescale given by electron-electron collisions which is typically of the order of ms. This difference in the timescales can be used to separate the two damping mechanisms. This can be done by measuring the time derivatives of the electron temperature after sawtooth crashes during ramp-up and ramp-down of the RF-power. (author) 4 refs., 4 figs

    7. Solving algebraic computational problems in geodesy and geoinformatics the answer to modern challenges

      CERN Document Server

      Awange, Joseph L

      2004-01-01

      While preparing and teaching 'Introduction to Geodesy I and II' to - dergraduate students at Stuttgart University, we noticed a gap which motivated the writing of the present book: Almost every topic that we taughtrequiredsomeskillsinalgebra,andinparticular,computeral- bra! From positioning to transformation problems inherent in geodesy and geoinformatics, knowledge of algebra and application of computer algebra software were required. In preparing this book therefore, we haveattemptedtoputtogetherbasicconceptsofabstractalgebra which underpin the techniques for solving algebraic problems. Algebraic c- putational algorithms useful for solving problems which require exact solutions to nonlinear systems of equations are presented and tested on various problems. Though the present book focuses mainly on the two ?elds,theconceptsand techniquespresented hereinarenonetheless- plicable to other ?elds where algebraic computational problems might be encountered. In Engineering for example, network densi?cation and robo...

    8. Realizing Scientific Methods for Cyber Security

      Energy Technology Data Exchange (ETDEWEB)

      Carroll, Thomas E.; Manz, David O.; Edgar, Thomas W.; Greitzer, Frank L.

      2012-07-18

      There is little doubt among cyber security researchers about the lack of scientic rigor that underlies much of the liter-ature. The issues are manifold and are well documented. Further complicating the problem is insufficient scientic methods to address these issues. Cyber security melds man and machine: we inherit the challenges of computer science, sociology, psychology, and many other elds and create new ones where these elds interface. In this paper we detail a partial list of challenges imposed by rigorous science and survey how other sciences have tackled them, in the hope of applying a similar approach to cyber security science. This paper is by no means comprehensive: its purpose is to foster discussion in the community on how we can improve rigor in cyber security science.

    9. Applications of Novel X-Ray Imaging Modalities in Food Science

      DEFF Research Database (Denmark)

      Nielsen, Mikkel Schou

      science for understanding and designing food products. In both of these aspects, X-ray imaging methods such as radiography and computed tomography provide a non-destructive solution. However, since the conventional attenuation-based modality suers from poor contrast in soft matter materials, modalities...... with improved contrast are needed. Two possible candidates in this regard are the novel X-ray phase-contrast and X-ray dark-eld imaging modalities. The contrast in phase-contrast imaging is based on dierences in electron density which is especially useful for soft matter materials whereas dark-eld imaging....... Furthermore, the process of translating the image in image analysis was addressed. For improved handling of multimodal image data, a multivariate segmentation scheme of multimodal X-ray tomography data was implemented. Finally, quantitative data analysis was applied for treating the images. Quantitative...

    10. Some structural details of the hind wings detected in staphylinids of 7 subfamilies (Coleoptera

      Directory of Open Access Journals (Sweden)

      Luigi De Marzo

      2010-11-01

      Full Text Available Study of 41 species provided information as follows: (a a setigerous lobe is located at the costal margin in every species in the subf. Staphylininae; (b a setal comb occupies the same margin in Xantholinini and O maliinae; (c one or more spinulae do line the anal fi eld of all O maliinae and most O xytelinae, Tachyporinae and A leocharinae; (d number of these spinulae in A leocharinae ranges from 1 up to about 100 and is null in two species. Hypothetically, a functional importance may be attributed to both the setigerous lobe, which suggests a mechanical receptor for wing folding control, and to the flabellum-like anal fi eld of the Aleochara, which looks as a device affecting the flying trim.

    11. Algebraic study of chiral anomalies

      Indian Academy of Sciences (India)

      Chiral anomalies; gauge theories; bundles; connections; quantum field ... The algebraic structure of chiral anomalies is made globally valid on non-trivial bundles by the introduction of a fixed background connection. ... Current Issue : Vol.

    12. Working group report: Cosmology and astroparticle physics

      Indian Academy of Sciences (India)

      This is the report of the cosmology and astroparticle physics working group at ... discussions carried out during the workshop on selected topics in the above fields. ... Theoretical Physics Division, Physical Research Laboratory, Navrangpura, ...

    13. Future developments and applications of nitrogen-bearing steels ...

      Indian Academy of Sciences (India)

      Abstract. After considerations related with the global frame of the demand of society in the field of materials and some recalling of basic properties and principles of nitrogen alloying, possible future developments are listed and discussed.

    14. Integral abutment bridge for Louisiana's soft and stiff soils : Tech summary.

      Science.gov (United States)

      2016-03-01

      In this project, fi eld-instrumentation, monitoring, and analyzing the design and : construction of full integral abutment bridges for Louisianas fi ne sand and silty sand : deposit and clay soil conditions were conducted. Comparison of results wa...

    15. Black holes and groups of type 7

      Indian Academy of Sciences (India)

      Supergravity; groups of type 7; black holes; quantum field theory. ... representation are reviewed, along with a connection between special Kähler geometry and a 'generalization' of groups of type 7. ... Pramana – Journal of Physics | News.

    16. Labelling of end-of-life decisions by physicians.

      Science.gov (United States)

      Deyaert, Jef; Chambaere, Kenneth; Cohen, Joachim; Roelands, Marc; Deliens, Luc

      2014-07-01

      Potentially life-shortening medical end-of-life practices (end-of-life decisions (ELDs)) remain subject to conceptual vagueness. This study evaluates how physicians label these practices by examining which of their own practices (described according to the precise act, the intention, the presence of an explicit patient request and the self-estimated degree of life shortening)they label as euthanasia or sedation. We conducted a large stratified random sample of death certificates from 2007 (N=6927).The physicians named on the death certificate were approached by means of a postal questionnaire asking about ELDs made in each case and asked to choose the most appropriate label to describe the ELD. Response rate was 58.4%. In the vast majority of practices labelled as euthanasia, the self-reported actions of the physicians corresponded with the definition in the Belgian euthanasia legislation; practices labelled as palliative or terminal sedation lack clear correspondence with definitions of sedation as presented in existing guidelines. In these cases, an explicit life-shortening intention by means of drug administration was present in 21.6%, life shortening was estimated at more than 24 h in 51% and an explicit patient request was absentin 79.7%. Our results suggest that, unlike euthanasia,the concept of palliative or terminal sedation covers abroad range of practices in the minds of physicians. This ambiguity can be a barrier to appropriate sedation practice and indicates a need for better knowledge of the practice of palliative sedation by physicians.

    17. Attitudes of nursing staff towards involvement in medical end-of-life decisions: a national survey study.

      NARCIS (Netherlands)

      Albers, G.; Francke, A.L.; Veer, A.J.E. de; Bilsen, J.; Onwuteaka-Philipsen, B.D.

      2014-01-01

      Objectives: To investigate nursing staff attitudes towards involvement and role in end-of-life decisions (ELD) and the relationships with sociodemographic and work-related characteristics. Methods: Survey study among nationally representative Dutch research sample consisting of care professionals.

    18. Attitudes of nursing staff towards involvement in medical end-of-life decisions: A national survey study

      NARCIS (Netherlands)

      Albers, G.; Francke, A.L.; de Veer, A.J.E.; Bilsen, J.; Onwuteaka-Philipsen, B.D.

      2014-01-01

      Objectives: To investigate nursing staff attitudes towards involvement and role in end-of-life decisions (ELDs) and the relationships with sociodemographic and work-related characteristics. Methods: Survey study among nationally representative Dutch research sample consisting of care professionals.

    19. Field-reversed bubble in deep plasma channels for high quality electron acceleration

      CERN Document Server

      Pukhov, A; Tueckmantel, T; Thomas, J; Yu, I; Kostyukov, Yu

      2014-01-01

      We study hollow plasma channels with smooth boundaries for laser-driven electron acceleration in the bubble regime. Contrary to the uniform plasma case, the laser forms no optical shock and no etching at the front. This increases the effective bubble phase velocity and energy gain. The longitudinal field has a plateau that allows for mono-energetic acceleration. We observe as low as 10−3 r.m.s. relative witness beam energy uncertainty in each cross-section and 0.3% total energy spread. By varying plasma density profile inside a deep channel, the bubble fields can be adjusted to balance the laser depletion and dephasing lengths. Bubble scaling laws for the deep channel are derived. Ultra-short pancake-like laser pulses lead to the highest energies of accelerated electrons per Joule of laser pulse energy.

    20. Fast Beam Intensity Measurements for the LHC

      CERN Document Server

      Belohrad, D

      Particle accelerators are constructed and operated for a wide variety of applications. In particle physics - the branch of physics that studies the elementary constituents of matter and forces between them - high energy accelerators are used to look deep into the structure of matter. Medical particle accelerators are used for example in medicine to treat tumours [31], in imaging techniques such as Positron Emission Tomography (PET) [24], or for the radio-isotopes production. They also serve in many other industrial branches, e.g. geology, radiocarbon dating [39], molecular complex spectroscopy, lithography, food preservation etc. The eld of accelerator technology draws knowledge and expertise from a wide range of scientic disciplines and uses the latest technical knowledge. The incomplete list of covered disciplines includes mathematics, physics, electronics, computing, electromagnetic eld technology, microwave technology, cryogenics, vacuum technology, special materials, mechanical engineering or civil engin...